Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR SANAT 13
Aytaç'açeviriödülü
• Kûltür Servisi - Avusturya Kültür
Sanat Bakanlığı'nın 1992 En 1yi Edebı
Çevin Ödülü'ne, Ankara Üniversitesi
Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Batı
Dilleri ve Edebiyatlan Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Gürsel Aytaç layık görüldü.
Prof. Dr. Gürsel Aytaç, 1940yıhnda
Eskişehir'de doğdu. Ankara
Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi'nde Alman ve Latin dilleri
edebiyatlan bölümlerini tamamladı.
1962 yıhnda aynı fakültede asistan
oldu. Halen Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatlan
Bölümü Başkanlığını yürüten Aytaç,
Uluslararası Germanistler Birliği
Yönetim Kurulu ve Pen Kulüp üyesi.
Arston'mseramikteri
Kültfir Servisi- Nurdan Yılmaz
Arslan'ın seramik sergisi bugün
Çanakkale Seramik.Sanat Galerisi'nde
açılıyor. Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi
olan sanatçı, 1990 yılından bu yana
kendi atölyesinde yaptığı çahşmalan
sergileyecek. Çanakkale Seramik
Sanat Galerisi'nde 20'yeyakınyapıün
yer alacağı sergi 29 şubat tarihine
kadar açık kalacak.
Buğra'nın 'Yunus Emre'si
Kültür Servisi- Ankara Devlet
Tiyatrosu'nun 1990-91 dönemi
oyunlan arasında yer alan "Bir Ben
Vardır Benden îçeri" adlı oyun ıkinci
kez Istanbul'da... 14 şubat cumartesi
günü YıldızSarayı Tiyatrosu'nda
sahnelenecek oyunu Tank Buğra
yazdı, Sönmez Atasoy yönetti.
Dekorunu Şuar Saylan'ın,
kostümlerinı Funda Karasaç'ın yaptığı
oyunun ışık düzeni Ersen Tunççekiç ta-
rafından hazırlandı.
Ydmaz'ın resiniterî
Kültür Servisi- Nazmi Yılmaz'ın resim
sergisi cumartesi günü Ürün Sanat
Galerisi'nde açılacak. Sergi, 11 marta
dekizlenebilecek. 1944İstanbul
doğumlu olan ressam Nazmi Yılmaz,
resimçalışmalanna I972yılında
başladı.İlk kişisel sergisini 1982 yıhnda
Istanbul'da açan ressam, daha sonraki
yıllarda çeşitli karma sergilere katıldı
ve kişisel sergiler açtı. Yılmaz, çalışma-
lannı yağlıboya ve pastel
olarak gerçekleştiriyor.
MacarresııMen kesit
Kültür Servisi- Horhor Sanat
Galerisi'nin düzenlediği"Macar Resim
Sanatından Bir Kesit" başlıklı sergi
cuma günü Atatürk Kültür
Merkezi'nde açılıyor. 28 şubata kadar
sürecek sergide Imre Puskas, Andre
Csikos, Laszlo Bod, Bela Czene,
Gabor Forray, Gyula Konfar, Jozsef
Kadar, Kalman Csabai, Istvan Halasi
Horvath, Ernö Toth, Janos Varkonyi,
Pal Lazar, Samuel Szüts, Minaly Rezes
Molnar, Ivan Mariassı, Istvan
Moldovan, Imre Szanthoffer, Gyula
Torjai Petho, Eva Hajas, Laszlo
Somogyi Soma ve Janos VVagner'in
yapıtlan bulunuyor.
jstanbıridergisi
Kültür Servisi- Dünün, bugünün ve
yannın tstanbulu'na ve Istanbul'da
yaşamıanın güzelliğine sahip çıkmak,
Istanbullu bilincini sağlamlaşürmak
amacıyla Türk Tarih Vakfı ve Kültür
AŞ öncülüğünde yeni dergi yayın
hazırlıklanna başladı. Tarihı, insanı,
gelişimi, mimarisi, kültürüdoğası ve
güncel yaşamıyla tüm bunlann ortaya
çıkardığı olgularla ilgilenecek olan
"İstanbul" dergisiçevresinde
İstanbul'a sahip çıkmak ısteyen birçok
aydın biraraya geldi.Türk Tarih Vakfı
adına Prof. Dr. llhan Tekeh'nin sahip
olduğu dergi, Cahit Kayra, Hilmi
Yavuz, Prof. Dr. Zafer Toprak, Dr.
Murat Belge. Doç.Dr. Edhem Eldem,
Uğur Büke ve derginın yayın
yönetmenı Zeynep Avcı'dan oluşan
yedı kişilik bir yayın kurulunun
yönlendırmesiyle hazırlanıyor.
Mimariar gecesi
• Kültür Servisi - İstanbul Mimariar
Odası'nın organize ettiği Müzik ve
Kültür Gecesi yarın İTÜ Maden
Fakültesi G Amfisi'nde yapılacak. Ruhi
Su Dostlar Korosu'nun eşliğinde Emin
Igüs, Eylem Pelit ve Vişhenka Rus
Halk Müziği Topluluğu da yer alacak.
Aynca Gülsen Tuncer de şiirler
okuyacak. Saat 20.00'de başlayacak
konserin biletleri Mimariar Odası ile
Dostlar Tiyatrosu gişelerinde satışa
sunuldu.
İDSO'nun geçen haftaki solisti Alman kemana Ulf Hoelscher'di
Brahmsiı bir hafta sonu
EVtN
İLYASOĞLU
İDSO'da orkestranm bu hafta-
ki solisti Alman kemancı Ulf
Hoelscher, bir zamanlar Bülent
Tarcan'ın keman konçertosunu
çaldığından Türk dinleyicisinin
yabancısı olmayan bir konuk.
Alman ve Amenkan keman okulları-
nda eğıtim görmüş, ünlü şeflerle çalmış,
ünlü kışılerle oda müziği icra etmiş. Ha-
len Almanya'da çok önemli bir keman
öğretmeni olarak tamnmakta. Alexan-
der Schwınck yönetimindeki Brahms'ın
op.77 Re Majör Keman Konçertosu'nda
özgeçmişinde yazılı değerleri ortaya
koyduğu söylenemez.
Ozelîikle ilk bölümde orkestra ile bir
kovalama, anlatımda derinlerden gelme-
yen bir Brahms düşüncesi düş kırıklığına
neden oldu. Adagio'dakı duyarlılığı ve
son bölümdeki orkestra ile anlaşıp söy-
leşebilmesi daha bir akılda kalıcı yorum-
du. Alexander Schvvinck, orkestramıza
hep yeni bir şeyler sunmak, dağarcığını
geliştirmek peşinde. Bu kez de ilginç bir
yapıtın ilk seslendirişi yapıldı: Johanncs
Brahms'ın Piyanolu Op.25 Kuarteti'nin
Schönberg gibi çağımızın öncü bestecisi,
kendi kişıliğıni bir yana bırakmış ve
Brahms çizgisine zarar vermeksizin, ne-
redeyse bestecinin beşinci senfonisi gibi
bir çalışma yapmış.
Orkestra özenle çalmasına karşın yer
yer açık hava topluluğu gibi tınladı. Aslı-
nda İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'-
nın bir önceki hafta Akbank konserinde
salondaki Sabancı onuruna Mozart'ı
"Aman Adanah"ya dönüştürdüğünü
okuyan dinleyiciler, bu kez de salonda
belki Vehbi Koç vardır da Ankara'nın
Misket havasını dinleriz beklentisi için-
deydiler.
Alman kemancı Ulf Hoelscher halen Almanya'da ünlü bir keman öğretmeni
olarak taıunıyor.(Fotoğraf İBRAHİM GÜNEL)
İDOB, Kumarbaz Oğul operasını bu hafta son kez sahneliyor
20'lik Rossini'den komik opera
ttalyan besteci Rossini tek perdelik Kumarbaz Oğul operasını 1813'te bestelemişti
İstanbul Devlet Operası'nın
mevsim boyu sekiz temsil olarak
planladığı ve orkestra sağlana-
madığından ilk üç temsilin piya-
no eşliğinde oynandığı Rossini'-
nin "Kumarbaz Oğul"u (II Sig-
nor Bruschino) bu hafta son kez
sahnelenecek.
Başta AKM'nin küçük salonunda şef
Elşad Bagirov'un yönettiği orkestra
toplulu'ğu olmak üzere kutlanması gere-
ken bir prodüksiyon.
Gençlerden oluşan topluluk, orkestra
çukuru olmadığından dinleyici koltuk-
lan ile basamaklar arasına sıralanıyor.
Özellıkle Celal Akatlar gibi deneyimli
bir müzıkçinin obua ve korangle ustalığı
ile daha bir güzel tınlıyor.
Rossini'nin 1813'te, Sevil Berberi'ni
yazmadan iki yıl önce, bestelediği bu ko-
mik opera, zamanın espri anlayışına
uyan abartmalarla sahnelenmiş.
Ondokuzuncu yüzyıl başlanndan ta-
rihsel bir örnek. Bestecinin yirmi bir yaş
ürünü olan bu yapıtta Haydn-Mozart et-
kisındcki müzik, operadaki özgün şekli-
ne bağlı olarak, perde arkasındaki bir
klavsen eşliği ile resitatifleri de süslüyor.
Arda Aydoğan, Çağnur Gürsan, Ferdi
Atuner ve Erkan Tezcan ile tüm sanatçı-
lar sahneye koyan Sümeray Anman'a el
birliği ile destek olmuşlar
.Son temsil 14 şubat cuma günü saat
19.00'da.
Leyla Pınar'ın CD'si çok renkliKültür Servisi - Leyla Pınar'ın Pavane Plakları arasında çıkan klav-
sen CD'si, çok ilginç bestecilerden örülmüş: Önce Johann Sebasti-
an Bach'ın ünlü Kromatik Fantezisi ile başlıyor, ardından hemen
Tatyos Efendi'nin Saz Semaîsi geliyor.
Leyla Pınar'ın klavsen CD'si Bach'ın Kromatik Fantezisi ile başlıyor
Sonra tanhte klavsen müzığının bü-
yük ustası olan Rameau"dan, Carl Phi-
lipp Emanuel Bach'dan, Haydn'dan ör-
nekler \ar. Derken çağımızâ doğru yak-
laşan bir çizgi içinde Fransız bestecisi
Delius ve Francaix geliyor.
Ve çağdaş çoksesli Türk bestecileri
çıkıyor karşımıza' Ekrem Zeki Ün'ün
Kaşıklı Oyun Havası; Canan Akın'ın
K.üheylan'ı, Cengiz Tanç'ın İki Küçük
Parçası ve İlhan Usmanbaş'ın 12 ses par-
çalan. CD'deki son yapıt genç bir Belçı-
kalı bestecinin, Lavvalree'nin rock müziği
öğelennden kaynaklandığı bırçalışması..
Kocaman bir tanh yelpazesi derlemiş-
Leyla Pınar klavseninde. Eserlerin bazısı
özgün klavsen ıçin yazılmış, bazısını sa-
natçı kendisı klavsen ıçin uyarlamış. Tat-
yos Efendi'den dizisel bestecilerimize ka-
dar Türk müziğini klavsene yakıştırmış.
Çalgısının tarihçesini anlatıyor Leyla
Pınar: "Arap, İspanyol kökenli, bizim
kanuna çok benzeyen bir mekanizmada
ilk klavsenler. Psalterium adı ile ilk kez
13. yüzyılda Avrupa'ya gelmiş. Daha gü-
zel ses elde etmek için klavye eklenmiş.
Bu ilk çalgdarda telden gelen sesi duya-
rak onun ifade gücüne göre çalarsımz.
Kanun temelıne dayalı bir çalgı olduğu
için Tatyos Efendı'yi rahatlıkla bütün
renkleri içinde duyurabilir diye düşün-
düm. Form açısından Batı'nın o zaman-
ki kurgusuna benziyor. Bence bu tür
çalgılarla tarihi müziğimızi de yaşatmak
gerek. Ama böylesi bir müzısyenler de-
meti yaparken Bach'tan Tatyos Efendi"-
ye derken. batılılar bizi yalnız divan mü-
ziği ile tanımasınlar; çağdaş, dizisel yön-
temler içinde yazanlan da halk ezgilerini
modernleştiren bestecilerimizi de bilsin-
ler istedım. Bu nedenle her resitalime
Batı tanhinden, Batı çağdaş bestecisin-
den olduğu kadar Türk bestecilerinden
de örnekler katıyorum".
Leyla Pınar önce keman ve üfleme
çalgılar çalarak müziğe başlamış. Bugün
Brüksel'de yaşıyor ve Avrupa'da birçok
klavsen ve org resitali veriyor. • Satış
Yeri: Pan Yayıncıhk, Barbaros Bulvan
74 4, Beşiktaş/İstanbul
Kaleşi'nin
yapıtlan
Halkbank'ta
sergUeniyor
AA (Ankara) - Ressam ömer Kaleşi,
yurtiçi ve yurtdışında 20'nin üzerinde
kişisel sergi açtı şimdiye dek. Yaşamını
30 yıla yakın, Paris'te sürdüren sa-
natçı, son dönem çalışmalannı Halk-
bank Sanat Galerisi'nde sergiliyor.
Sanatçının yapıtlannın konusunu
yine yıllardır üzerinde çalışüğı "der-
viş" ve "çoban" portreleri oluşturu-
yor. Kırmızı, siyah ve beyaz rengin
ağırlıklı kullanıldığı portrelerdekı in-
sanlar, yüz ifadeleriyle, ruhsal derin-
liklerinin de ipuçlannı veriyor.
Atölyesinde resim üretirken "mut-
lak yalnız olması gerektiğini" "vurgula-
yan Kaleşi'ye, bu •'yalnızlığın" tablo-
lanna da yansıdığı söylenince, bu sap-
tamayı doğruluyor. Sanatçı, "kimse
olmadan resim yapmak" özelliğinin
akademi yıllannda başladığını söylü-
yor-
Omer Kaleşi'nin akademide başla-
yan bir diğer tutkusu da kırmızı. Okul-
da kendisine renk olarak kırmızıyı seç-
tikten sonra bu rengin değişik tonlan
üzerinde çalıştığını belirten sanatçının
"Neden kırmızı"ya yanıtı, yaşamının
daha öncelerine dayanıyor: "Çocuk- •
ken yaşadığım yangınlar.."
Ömer Kaleşi'nin resımlerinin bir di-
ğer özelliği, onlann fırçayla üretilmeyi-
şi. Sanatçı, okul yıllannda eline aldığı
boya kanştırmakta kullamlan spatu-
lasıyla resim yapıyor hep. Kaleşi, "30
yıldır bu spatulayla resim yapıyorum.
Galiba bununla da bitireceğim" diyor.
Her yıl 40'a yakın resim ürettigini
belirten sanatçının son dönem çalışma-
lan, Halkbank Sanat Galerisi'nde
açtığı sergide 15 şubata değin görü-
lebilecek.
Rus
ressanüarın
yapıtlan
Kültür Servisi - Aralannda Same-
dova, Soldatenkov, Salamza-
de, Zaharyevic, Svetsov, Çet-
verikov, Troşiv, Jukov, Fokin,
Suvorova ve Mirzazade gibi
klasik tarzda çalışan sanatçı-
4a.Tm da bulunduğu 29 res-
samın yapıtlarından oluşan
Rus Resimleri Sergisi, Ramko
Sanat Galerisi'nde sürüyor.
Ramko Sanat Galerisi, Sovyet Res-
samlar Cemiyeti ile yaptığı bir anlaşma
sonucunda, Rus ressamlann yapıt-
lannı izleyiciye ilk elden görme ve satın
alma olanağı tanıyor. Bu sergi, ikisi bü-
yük boyutlu. toplam 28 yapıtın Türk
izleyiciye ulaşması için bir fırsat. Sergi-
deki resimlerin bir özelliği de fiyat-
lannm diğer ülkelerin resimlerine oran-
la daha ucuz olması. 1917-1985 yıllan
arasında üreti-
len resimler,
Rus resminin
(ve sanatının)
dünyaya açıla-
madığı bir dö-
nemin ürünleri.
Belki bu yüz-
den şaşırtıcı, gi-
zemJj, merak
uyandıncı. Bit-
miş bir döne-
min yapıtlannı
yeni yeni gören
izleyiciler de re-
simlere bir sa-
nat yapıtının
yanı sıra antik
değer taşıyan
ve artık tarihe
gömülmüş olan bır dönemin yansıtıcı-
lan olarak yaklaşıyorlar.Fiyatlan 15
bın ile 150 bın Türk Lirası arasında de-
ğişen diğer Rus resimleri, ekonomik
durumu iyi olan Türk koleksiyonerleri
için uygun olurken, Ramko Sanat Ga-
lerisi'nde sergilenen resimlerin fiyat-
lannın birkaç milyon lira ile sınırlı ol-
ması, koleksiyoner tipinin nicel ve nitel
açıdan değışiklık göstermesini sağlaya-
cak gibi görünüyor.
The British Council ve Pozitif Sunar
REGGAE şiiR DANS
OO»«IOO
2SSÎSS2
The
British
Council
İSTANBUL
TAXIM Nightpark
(Ayakta)
21 ŞUBAT CUMA
SAAT 21:00
ANKARA .
Hacettepe Üniversitesi
M Salonu
22 ŞUBAT C.TESİ
SAAT 19:00
Cumhuriyet
TVESFEL
0 Oıguuzuyon. POZİTÎF 144 33 94
Bılet Sati{ Yerlen İstanbul Vakkorama Taksım 151 28 88. Vakkonma Suadye 360 90 90.
Ekspres Musıc (Eüler) 163 86 II. Pozitif 144 33 94 Ankara Network MUSK & Audıo (Turalı Hıtmı) 168 43 26.
lâylan Elektronık (Aukufe) 139 32 79, Dost "Musıc Center" 125 00 05
IHTON KVVESIJOHNSO
& THE DENNIS BOVELL DUB BAND
BU GENÇ KEMANCIYI TANIYOR MUSUNUZ ? HAKANŞENSOY
'Kemanla müzikolojik bir felsefe arıyorum9
Kültür Servisi - "Sanat bir bütün" diyor Hakan Şensoy, "önce
kafanın çahşması, düşüncenin duygularla birleşmesi gerek."
1968'de Istanbul'da doğmuş. Babası Türk müziği sanatçısı
A.Şensoy.
1977-78 ders yıhnda İstanbul Tek-
nik Üniversıtesi'nin Türk Müziği
Konservatuvan'na girmiş. Konserva-
tuvarda "hızlı keman" biriminin kuru-
cusu Ayhan Turan, yetenekli keman
öğrencilerini kolladığı gibi Hakan'ı da
kendi birimine alarak eğitmeye baş-
lamış.
Hakan, babasının düşündüklerin-
den önceleri farklı bir yolda yürürken
1984'te AKM'de ilk resitalini verince,
babası da doğru ve isabetli bir yol seç-
tiklerine inanmış. Ertesi yıl Filarmoni
Derneği'nin Başanlı Genç Ödülü'nü,
İTÜ'nün Sanat Dalında Başan Ödü-
lü'nü kazanmış. Okulu bitirince 1988'-
de Londra Kraliyet Müzik Akademi-
si'ndeki yüksek lisans eğitimi Hakan'a
yeni boyutlar getirmiş.
Bu ortamda yaşama fırsatı bulması
belki de onun Doğu-Batı müziğini
karşılaştırmalı olarak incelemesine
ufuklar açmış.
•'Keman perdesiz bir çalgı. Kesin
arahklanyok.
Tamperaman sistemme oturmuyor.
Bu benim gibi Doğu-Batı kültürleri
arasında kalan bır sanatçı için avan-
taj. Böylece bendeki birikim ile Türk
müziği kültürü ve Batı tekniğinin bir
analizine gidebiliyorum. Benzerlikle-
ri. farklan inceliyorum Keman çal-
mayı sevdiğım kadar müzikolojik bır
felsefe araştırmasına dalıyorum."
Hakan Şensoy şu sıralarda master
tezını vermiş. Konusu, Türk müziğin-
de ve Batı müziğinde 17. ve 20. yüzyı-
Har arasında kullamlan formlann ben-
zerlikleri. "Neden olmasın? Rondo ve
peşrev aynı şey" diyor. "Değişik kiil-
türler aynı süre içindeki birikimlerinde
aynı şeye varmışlar. Bu benzerlikleri
ortaya çıkartmak gerek."
Hakan'ın en büy^ik merakı müzaye-
deleri dolaşıp eski kitap biriktirmek.
"Türkiye'de Batı müziği kitaplarında
Türk müziğine yer yoktur.
Türk müziği kitaplannda ıse Batı
müziğinin majör-minör dizilerine 'ma-
kam' denecek kadar bir bağnazlık var.
Ben Türk müziği çalmayı da çok se-
viyorum.
Keman çalmak bir ifade aracı. Amaç
müzik yapmak. Caz da, Saint Saens
da, Dede Efendi de güzel. Yalçın Tu-
ra'nın "Balad"ını Hüseyni makamı
bilmeden çalamazsınız.
Çağdaş Türk müziği.."Hakan,
Türk Müziği Konservatu van'nda "ala-
turka" zihniyeti olmayan hocalarla
çalıştığı için müziği bir bilim, tarafsız
bir sanat dalı olarak ele aldığından
çok mutlu
. Çevresinde kendi gibi düşünen
yakın arkadaşlan arasında kemana
Cihat Aşkın ve besteci Münir Nured-
din Beken de var.İki buçuk yıl içinde
üç büyük kentimizde on dokuz resital
vermiş. İleriye yönelik amacı da çal-
mak, sahnelerde olmak, orkestra ile
çalmak ve daha çok çalmak.
Halen Ayla Erduran ile yaptığı
çalışmalara değiniyor: "Benim için
Ayla Erduran tarihin büyük keman
ustalan ile Paganini veya Oistrach ile
aramızda bır köprü oluşturuyor.
Ben onunla çalışırken sanki ayağım
yerden kesiliyor, yaşayan, somut dün-
ya ile ilişkim bitiyor. Müziğin gerçek
yüzünü görüyorum."
Hakan Şensoy 13 Şubat 1992 per-
şembe günü Atatürk Kültür Merkezi
Küçük Salonu'nda Mehru Ensari eşli-
ğinde bir resital verecek.