Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 $ 1 ^ BAT1992 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
IvaJia'nın opera keyfi
Ivan.a Trump kocası Donald
'Trump'tan sansasyon yaratan
bir bi^imde aynldıktan sonra
günür»ü gün ediyor. Sık sık ünlü
çapkırmlarla birlikte görülen Çek
asılh vAmerikan vatandaşı Iva-
na, geçen cumartesi de Ricardo
Mazzucchalli ile beraberdi.
Prag'da Smetanova Tiyatrosu'n-
daki operayı erkek arkadaşıyla
birlikte locadan izleyen Ivana,
çok neşeli görünüyordu. Göste-
rinin geliri, tarihi tiyatronun res-
torasyonunda kullanılacağı için
Ivana aynı zamanda hayır yap-
mış oldu. (Fotoğraf: AP)
Kızlar
manastırı
Almanya'nın
Dresden
kentindeki bu
harabeeskibir
kızlarmanastın.
Protestan kilisesine
bağlı manastır
İkinci Dünya
Savaşı'nın
Almanya'daki
izlerinden biri.
Manastır, müttefik
kuvvetlerinin
13-14 Şubat
1945'te
gerçekleştirdiği
hava
bombardımarunın
sonucunda bu hale
geldi. Bu tarihten
üçaysonrada
Nazi Almanyası
teslım oldu.
(REUTER)
Türkögrenefler
başanlı
AA (Londra) - Londra'da ilk
ve orta dereceli okullarda ya-
pılan bir araştırmada Turk ço-
cuklarının îngilizce ve mate-
matik derslerinde Ingiliz öğ-
rencilerden daha başanlı ol-
duklan ortaya çıktı.
London School Of Econo-
mics (LSE) Pofesörü Des-
mond Nuttall tarafından
Londra'daki 59 ilk ve orta de-
receli okulun sınav sonuçları
üzerinde yapılan araştırmaya
göre Türk çocuklan anadili
fngilizce olan Ingiliz, İskoç,
Galli ve trlandalı öğrenciler-
den 7 üzerinden 0.3 puan da-
ha yüksek not aldılar. Türk
çocuklann matematikteki üs-
tünlüğü ise 0.5 puan olarak
belirlendi. Tüm derslerde
Türk çocuklann Ingiljzlere üs-
tünlüğü ise 50 üzerinden 6.4
puan olarak çıktı.
'•i-.
Uçuş, karayolunda bitti
Yaşlı Amerikah pilotun uçuş key-
fi acı bitti. 50 yaşındaki pilot, Piper
Cherokee tipindeki tek motorlu
uçağıyla önceki gün New York ya-
kınlanndaki bir karayoluna düştü.
Uçakta başka yolcu bulunmuyor-
du. Booth Memorial Hastanesi'ne
kaldırılan pilotun durumunun ağır
olduğu bildiriliyor. Kazanın nedeni
henüz bilinmiyor. (Fotoğraf: AP)
Esenboğa'da ima
Çfflen
Geçmiş
olsun,
Çağlan
Sizede
CUMHURİYET (Anka-
ra) - Başbakan Demirel'in
uğurlanması ile BDT'ye yar-
dım uçsklannm ilk seferinin
çakışması Esenboğa Havaala-
nı'nda renkli sahneler yaşan-
masına yol açtı. ABD'ye gi-
decek olan heyete dahil ol-
maması nedeniyle hakkında
çeşitli spekülasyonlar yapılan
Devlet Bakanı Tansu Çiller,
Demirel'den 45 dakika önce
geldiği şeref salonunda ilgi
odağı oldu.
Çiller'in "arası bozuk
olduğu" iddia edilen Devlet
Bakanı Cavit Çağlar'ın yanı-
na giderek "geçmiş olsun"
dileğinde bulunması üzerine
flaşlar patladı.
"Çok neşeli" olmasıyla
dikkat çeken Çağlar'ın da
Çiller için ayru dilekte bulun-
ması dikkat çekti. Çiller'in
"geçmiş olsun" dileğinin
Çağlar'ın hastalığı ile ilgili
olduğu sanılırken Çağlar'ın
geçmiş olsun dileğine farklı
yorumlar getirildi.
Başbakan Demirel, yar-
dım ucaklan önünde yapaca-
ğı ikinci konuşma için kürsü-
ye ilerlerken apronda büyük
izdiham yaşandı. Kürsüye
ilerleyen Demirel'i takip
eden çok sayıdaki gazeteci,
bürokrat ve partili arasında
yaşanan bu izdiham sırasın-
da Başbakan Yardımcısı İnö-
nü'nün ayağına basıldı.
'3 cinayetin
• Baştarafi 1. Sayfada
açıklamalanna ilişkin şunları
söyleci:
"Bidiği bir şey varsa bugüne
kadar niye bu bilgileri gerekli
yerlert vermediğinj merak ediyo-
rum. yetin Emeç'in öldürülme-
si benm bakanlığım dönemin-
de olnadı. Ancak deyletin elin-
de ol&ı çözecek bilgi olduğunu
sanınr.orum. Eğer olsaydı gereği
yapılrdı. Şimdi, SHP iktidar or-
tağı. Iğer Sayın Güneş, devletin
elindt olmayan bilgilere sahip-
se o Mlgileri ilgili makamlara
versir. Bu tür olayların kamuo-
yund; tartışıtaıası yanlıştır;'
GÜIKŞ, ısrarlı
Esa içişleri bakanlarından
SHP'i Hasan Fehmi Güneş, id-
dialaında ısrar ederken görüş-
lerinn yeni olmadığını, daha
öncede aynı yönde demeçler
verdüni söyledi. Güneş, Cum-
hurivt muhabirinin ilgili soru-
larrn .•anıtlarken "O günden bu
yanaANAP hükumetlerinden
oİLimu ya da olumsuz hiçbir
tepk ilmadım. Benim bildikle-
rim evletin bilebileceklerinden
fazlaolamaz" diye konuştu.
Biairini izleyen Çetin Emeç,
Muaımer Aksoy ve Bahriye
Üçro cinayetleriyle, zamanında
ana mhalefet partisi olarak il-
gil-eniklerini anlatan Hasan
Felırj Güneş şöyle dedi:
•"iruşturmaların seyrini gö-
revinz çerçevesinde takip etmek
dLM.nnundaydık. Sürekli bilgi is-
tecdil O soruşturmalarda görevli
arlcaaşlar o tarihlerde, bize
açrak-dıfım yönde biJgiIer ver-
diieıBu bilgilerin açıklanabilir
bojıtaki özetini açıkladım. O
güntn bugüne ilgilenilmemiş
olmt>ı anlamına gelen tutumu
ya*tayorum. Anılan cinayetler
koıtunda elimizde hiçbir bil-
gi yt deniyorsa, bu büyük bir
zAsaz ifadesidir. O zaman bu
biüpri toplamak kimin görevi-
üuw?u cinayetleri kim aydınla-
ta«=asorusuna da cevap vermek
g&ızr. Ben yine de açıklama-
laş»dı bu cinayetler konusunda
bualpe bilgiler olduğunu, an-
csmA ?ruşturmaların tamamla-
n^aması nedeniyle ve soruş-
tınrcların selameti açısından
he2=n. resmi bir açıklama yapı-
la««aolgunluğa ulaşmadığı bi-
çiamvJe algıbyorum."
Umırt operasyonu başladı
Kafkasya'ya yardıın köprüsü
CUMHURtYET (Ankara) -
Washington'da 23 ocakta ya-
pılan ve Bağımsız Devletler
Topluluğu'na (BDT) yardım
konusunu görüşen konferans-
ta alınan kararlann uygulan-
masına dün Almanya'nın yanı
sıra Türkiye üzerinden de baş-
landı.
Başbakan Süleyman Demi-
rel'in de katıldığı törenden
sonra dün sabah erken saat-
lerde Ankara Esenboğa Ha-
vaalanı'ndan kalkan ABD
Hava Kuvvetleri'ne ait iki
nakliye uçağı, Azerbaycan'ın
başkenti Bakü ile Türkmenis-
tan'ın başkenti Aşkabad'a yi-
yecek ve tıbbi malzeme götür-
dü.
Böylece "Umut Operasyo-
nu" adlı uluslararası yardım
kampanyası çerçevesinde
Türkiye ile Kafkasya ve Orta
Asya arasındaki "hava köp-
rüsü" de kurulmuş oldu. İn-
cirlik Hava Üssü'nün yanı sıra
Trabzon limanı ve Gürcistan
ile Ermenistan'la olan sınır
kapılarının da kullanılacağı
yardım operasyonu altı ay sü-
recek.
Başbakan Süleyman Demi-
rel, C-141B "Starlifter" tipi
iki dev nakliye uçağının An-
kara'dan kalkmasından öuce
Esenboğa Havaalanı'nda dü-
zenlenen törende bir konuşma
yaptı. ABD'ye gerçekleştire-
ceği resmi ziyaret amacıyla
Türkiye'den ayrılmak üzere
havaalanında bulunan Demi-
rel, ucaklann Amerika'ya ait
olduğunu, ancak yüklenen
yardım malzemesi arasında
Türkiye'nin katkısının da bu-
lunduğuna işaret etti.
Demirel şöyle konuştu:
"Bu ülkelerdeki insanlann
yardımına dünya koşuyor.
Biz de dünya ile beraberiz.
Doğu'ya doğru gidecek bu
uçakların yanında biz de
Batı'ya gideceğiz. Aslında her
ikisinin de gayesi aynıdır.
Dünyada banşı korumak ve
insanlann dayanışma içinde
olmasını sağlamak. Amaç, si-
lahlann yerine insanlann refa-
hına hizmettir. Bu uçaklara iyi
yolculuklar diliyorum. Bunlar
iyi niyet uçaklandır. Tehdidin
ve çatışmanın yerini yardım-
laşma alacaktır. Yeni dünya
düzeninin temelindeyatan bu-
dur. O insanlara en iyi dilekle-
rimi sunuyorum."
Törende bir konuşma ya-
pan ABD'nin Ankara Büyü-
kelçiliği Maslahatgüzarı
Mark Grossman ise Türkiye'-
nin bu çerçevedeki katkılann-
dan övgü ile söz ederken, Kı-
zılay Genel Müdürü Kemal
Demir yaptığı açıklamada,
1988 kasım ayından beri Tür-
kiye'nin bölgeye 533 ton gıda
yardımı yaptığını hatırlattı.
Umut Operasyonu çerçeve-
sindeki yardımlann havayo-
lunun yanı sıra iklimin elver-
diği ölçüde, karayoluyla da
gönderileceğini kaydeden De-
mir, daha önce gönderilen 1
milyar lira tutanndaki ilk par-
ti yardım malzemesinin tü-
müyle Türk hükümeti tarafın-
dan sağlandığını, ikinci ve
üçüncü parti yardım malze-
melerinin ise Kızılay'ın öz
kaynaklan ve halkın katkıla-
rıyla gerçekleştirildiğini bil-
dirdi. Demir, dün kalkan
uçaklarla Türk Kızılayı'nın
gönderdiği yardımın 1600kilo
gıda, ilaç, şeker, margarin, ku-
ru üzüm ve tıbbi malzemeden
oluştuğunu açıkladı.
Dün Bakü'ye giden uçakta
uluslararası yardım olarak 16
ton ilaç ve tıbbi malzeme, Aş-
kabad'a giden uçakta da 16
ton gıda maddesi bulunuyor.
Para piyasalarında kıtlık günleri
• Baştarafi 1. Sayfada
cı olarak piyasaya girdi ve bütün banka-
Iardan para topladı. Ziraat Bankası'nın
yaptığı ödemenin taşraya ve çiftçiye git-
mesinden dolayı paranın geri dönüşü zor
ve daha uzun zaman alıyor. Bu nedenle
para piyasasında sıkışıklık meydana gel-
di.
TL interbankında Merkez Bankası'nın
para satışını durdurması üzerine banka-
İar aynı piyasada birbirlerinden borçlan-
maya ağırlık verdiler. Bankalar dün yüz-
de 80-90 arasında faizle bir gecelik borç-
lanmaya gittiler. Para ihtiyaçlanndan do-
layı repoya büyük bir ağırbk veren ban-
kalar bir günlük repo için yüzde 70-75
arasında faiz öneriyorlar.
Reponun haftalık faizi yüzde 70-75, ay-
lık faizi ise yüzde 62-65 arasında değişi-
yor. Repo faiz oranlarının ve bankalara-
rası bir gecelik borçlanma faizlerinin fır-
lamasıyla serbest döviz işi yapan ve elin-
de önemli fonlara sahip Tahtakale ve Ka-
palıçarşı gibi piyasalar da dolar satıp re-
po yapıyorlar.
Paranın dövizden repoya kayması, bir
ölçüde borsayı da etkiliyor. Borsada dün-
kü seansın satış ağırlıklı geçmesi, endek-
si yüzde 2.5 oranında düşürdü. Serbest pi-
yasada ise döviz fiyatları yerinde sayıyor.
Bankalann fon yönetim birimlerinde
çalışanlar, piyasadaki nakit darbğının go-
rülmesi üzerine "parası olanlann gemi
azıya aldıklannı" ve çok yüksek faiz
istediklerini belirttiler. Bankalann fon
ihtiyaçlarını karşılamak için günlük yük-
sek faize razı olduklarını, ama bir hafta-
yı bile bulmayan vadelerde faiz oranlan-
nı düşük tuttuklarını kaydettiler.
Para sıkışıklığından önce 1.5-2 trilyon
liralık likidite fazlalığı bulunan bankalar
spot kredi faizlerini yüzde 63-65'lere ka-
dar indirmişlerdi. Bugünlerde ise kredi fa-
iz oranları yüzde 75'in üzerine çıkanldı ve
spot kredilerin açılması da kesildi.
Bankacılar, para darhğırun ayın 15'inde
maaş odemesinden dolayı süreceğini be-
lirtiyorlar ve ancak 19 şubatta Hazine'-
nin 4.8 trilyona varan iç borç geri ödeme-
siyle sıkışıkhğın hafiflemesini bekliyorlar.
Bush, Orta Asya için işbirliği önerdi
• Baştarafi 1. Sayfada
huriyetler için önemli bir model
vazifesi görebilecektir."
Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin, uçakta Cumhuriyet'in bir
sorusu üzerine "Türkiye'nin
ABD'nin taşeronu olarak"
Türki cumhuriyetlere yönelme-
sinin söz konusu olmadığını be-
lirtti.
Başbakan Demirel ise Orta
Asya ile Kafkaslar'da istikann
korunrrıası açısından bu cumhu-
riyetlere ivedilikle yardım edil-
mesi gerektiğini söylerken,
Amerika ile bu bölgede işbirli-
ğini ilke olarak olumlu karşıla-
dığını bildirdi.
Demirel ve beraberindekiler
14 saat süren bir yolculuktan
sonra Washington'a vardı. TSİ
22.14'te Washington yakınların-
daki Andrews Hava Üssü'ne
inen Demirel'i ABD Dışişleri
Bakanlığı Vekili Mary Ayan,
Washington Büyükelçisi Nüzhet
Kandemir ile ABD'nin Ankara
Büyükelçisi Richard C.Barcley
karşıladı. Demirel, havaalanın-
da kısa bir sure dinlendikten
sonra helikopterle Pentagon'a
geçti.
Ankara'dan hareket
Demirel, ABD'ye giderken
uçakta gazetecilere ziyaretinin
çok hareketli ve dolu geçece.Şi-
ni söyledi. Demirel, "Gezinin
hedefi siyasidir" dedi.
Kökler'in yazarı
Alex Haley öldüKültttr Servisi - Kitaplarında
Amerikalı zencilerin mücadele-
sini konu alan Pulitzer ödüllü
yazar Alex Haley (70), dün Se-
atle'daki İsveç Hastanesi'nde
öldü. "Kökler" ve "Malcolm
X'in Biyografisi" gibi romanla-
nyla tanınan ünlü yazann ölüm
nedeni açıklanmadı.
1977 yıhnda "Kökler" adlı
romanıyla Pulitzer ödülünü ka-
zanan Alex Haley, en büyük ba-
şansı sayılan bu romanında an-
neannesinin anlattıklarından
yola çıkarak Afrikalı ataiannın
köleleştirilmesinden kendisine
kadar uzanan yedi kuşağı konu
aldı. Haley'nin bu romanı, soy-
bilim araştırmacüanna esin kay-
nağı oldu.
Aynı yıl 12 bölüm olarak te-
levizyona aktanlan Kökler, yal-
nızca ABD'de 130 milyon kişi
tarafından izlendi. Avrupa tele-
vizyon tarihinin en çok izlenen
programı olarak rekorlar kıran
Kökler dizisi, TRT ekranından
da yayımlanmıştı.
1988 yıhnda kendisiyle yapı-
lan bir röportajda yazar olma-
sını babasına borçlu olduğunu
söyleyen Alex Haley, "Daha
önce denizcilik, aşçılık gibi işler-
le uğraştım, ama sonunda ba-
bam yazar olmam için beni
Kunta Kinte"
kandırdı" demişti.
Geçen ay Tennessee'deki çift-
liğini terk ederek tüm zamanını
yazmaya ayıracağını açıklayan
Alex Haley, son kitabını ta-
mamlamak üzere bir deniz yol-
culuğuna çıkmıştı. ABD kıtası-
nm ilk zengin siyah kadını CJ
Walker'ın yaşamı üzerine bir ki-
tap yazmayı tasarlayan Alex
Haley bu planını gerçekleştire-
medi.
Başbakan Demirel, ABD yo-
lunda, THY'nin Dalaman adlı
Airbus uçağı Avrupa hava saha-
sı içindeyken gazetecilerle soh-
bet etti. Gezinin son derece ha-
reketli ve dolu bir programı bu-
lunduğunu, çeşitli zeminlerde
mesaj ve sorulara muhatap ola-
caklannı kaydeden Başbakan,
ziyaretin hedefinde, değişen
dünya, Ortadoğu ve Avrupa ko-
şullan içinde, dünyadaki banşa,
güvenliğe ve huzura hizmet et-
mek açısından önemli bir rolü
olan Türkiye'yi dünyaya tanıtma
konusunun da bulunduğunu
söyledi.
Başbakan Demirel, "Dünya
Türkiye'yi tanıyor, ama yeni
şartlar oluşmuş. Demokratikleş-
me, insan haklan ve banşı ko-
ruma bakımmdan oluşan yeni
dünya nizamını savunuyoruz.
Savunmaya devam edeceğiz"
diye konuştu.
Türkiye'nin Asya'dan Avru-
pa'ya açılan bir kapı olduğunu
herkesin iyi bilmesi gerektiğine
de işaret eden Başbakan Demi-
rel dağılan Sovyet cumhuriyet-
lerinde yeni istikrarsızlıklar ol-
madığı takdirde hem Türkiye'-
nin hem de Türkiye ile işbirliği
yapacak ulkelerin önüne yeni
imkânlar çıkacağını vurguladı.
Türkiye'nin Kafkasya, Orta
Asya ve Sovyetler Birliği'nde
dağılan cumhuriyetlerle ilgili
önemli görüşleri bulunduğuna
işaret eden Başbakan Demirel,
"Bunun yanı sıra Türkiye'nin
yapabileceği şeyler de vardır.
Sadece Orta Asya ve Kafkasya
değil, dağılan cumhuriyetlerin
tümünü işbirliği sahası sayıyo-
ruz. Bu bölgedeki istikrar dün-
yanın en önemli meselelerinden
biridir. Kafkaslar ve Orta As-
ya'da yeni bir Ortadoğu meyda-
na gelmemelidir. ABD ile bu
cumhuriyetlere nasıl daha iyi
yardımcı olabileceğimizi konu-
şacağız. Türkiye sadece ABD ile
değil, dünya ile kucaklaşmaya
çalışıyor" diye konuştu.
Demirel, değişen Orta Asya,
Kafkasya ve dağılan Sovyet
cumhuriyetleri konusunda alı-
nacak tavırda, Türk-ABD iliş-
kilerine verilecek şeklin de öne-
mini vurgularken, devletin gün-
deminin bölgedeki değişen şart-
lar konusunda girilecek işbirli-
ğini de kapsadığını söyledi.
Demirel, Türkiye'nin 20
Ekim seçimlerinden sonra olu-
şan tabloyla "İşte gerçek de-
mokrasiye yöneldiler" dedirte-
cek duruma geldiğini ve itibarı-
nın arttığını da kaydetti.
ABD gezisinin kredi amaçlı
olmadığını, Türkiye'nin 1992
yıhnda ödemeler dengesi prob-
lemi olmayacağının altını çizen
Başbakan Demirel, bu ülkeyle
askeri işbirliğinin zaten varoldu-
ğunu, ekonomik işbirliği sınır-
larının da genişletileceğini söy-
ledi.
Washington'a giderken Brük-
sel'e uğrayan ve burada bir saat
kalan Demirel, havaalanında
basın mensuplan ile görüşürken
Cumhurbaşkanı Özal ile olan
ilişkilerini şöyle özetledi:
"Meclis tarafından seçilmiş
bir Çankaya var. Biz Çankaya
hakkına çok konuştuk, fakat
şimdi işi askıya aldık. Devletin
başında bir sorun çıkarmak is-
temiyoruz. Devleti işletmek isti-
yoruz. Türkiye'nin pek çok so-
runu var. Bu sorunlan çözüm
yoluna koymadan yeni sorunlar
çıkarmak istemiyoruz!'
Eski yönetimden hesap soru-
lup sorulmayacağı şeklindeki so-
ru üzerine, "Ben suçsuzu suçlu,
suçluyu da suçsuz yapamam"
diye konuşan Demirel, 12 Eylül
yasalan içinde insan haklanna
ve demokrasiye uygun olmayan
her şeyin marttan itibaren orta-
dan kaldınlacağını bildirdi.
Demirel Brüksel
Havaalanı'nda da Belçike RTB
televizyonuna bir demeç verdi.
Demirel, RTB muhabirinin,
"Eski SSCB'deki Türk cumhu-
riyetlerinin bağımsızlığını ka-
zanmasmdan sonra Türkiye ha-
len Avrupa'ya bakıyor mu,
yoksa bu cumhuriyetlerle bir Is-
lam ortak pazarı mı
düşünüyorsunuz" sorusuna,
"Dünya çok kuçük. Ulaşım ve
telekomünikasyon olanakları
dünyayı daha da küçük bir yer
haline getirdi. Biz Avrupa'nın
bir parçasıyız ve bu şekilde kal-
malıyız. Diğer sözunü ettiğiniz
ülkeler bile Avrupa'nın parçası
olmalı. Prag toplantısında
AGİK üyesi oldular" yanıtını
verdi.
Demirel ve beraberindekikri
taşıyan uçak yaklaşık 14 saat
sonra Washington'a indi, Demi-
rel, temaslanna bugün başlıyor.
Bush'tan İşbirliği Çağrısı..
• Baştarafi 1. Sayfada
Orta Asya'ya yönelik Türk-Amerikan işbirliği-
nin ilk somut gösterisi sayılabilirdi.
Azerbaycan ve Türkmenistan'a yardım ta-
şıyan Amerîkan nakliye uçakları, "Umut Ope-
rasyonu"nu Türk havalimanlarıyla hava
sahasını kullanarak gerçekleştirmeye başla-
mışlardı.
Başkan Bush'un Ankara'ya önerdiği bu iş-
birliğinin nasıl bir çerçeveye oturabileceği,
VVashington'da başlıca gündem maddelerin-
den birini oluşturuyor.
Uçakta Dışişleri Bakanı Çetin'le söyleşir-
ken, "Türkiye'nin ABD'nin taşeronu olarak"
Türki cumhuriyetlere yönelmesinin söz konu-
su olmadığını belirtti.
Demirel ise Orta Asya ile Kafkaslar'da is-
tikrarın hem Türkiye hem de dünya için bü-
yük önem taşıdığını, bunun için de
Sovyetler'in dağılmasıyla tarih sahnesine çık-
mış olan bu cumhuriyetlere ivedilikle yardım
edilmesi gerektiğini söyledi.
•
Kafkaslar da VVashington'da bir başka gün-
dem maddesi.
Demirel, Kafkasya'daki duruma değinirken
bir noktayı özeîiikle vurguladı:
"Kafkasya yeni bir Ortadoğu olmamalıdır.
Ermenistan'la Azerbaycan arasında bir sava-
şa meydan verilmemeli."
Bu uyarının gerçek adresinin öncelikle
VVashington olduğuna kuşku yok.
Aynı konuda Dışişleri Bakanı Çetin ilginç
bir deyim kullandı:
"Kafkasya, Ortadoğululaşmamalı!"
Yani Ermenistan, Batı, özellikle de ABD ta-
rafından Kafkasya'nın "İsrail'i" yapılmama-
lı; Kafkasya'da Çetin'in deyjşiyle, yeni bir
"Arap-israil olayı" yaşanmamalı...
Bölgede istikrar ve barışın geçerli olabilme-
si bakımmdan Ankara'nın bu uyarısı çok ye-
rindedir.
Türkiye'nin Kafkasiar'da, özellikle Ermenis-
tan ile Azerbaycan arasında sergilediği so-
rumlu ve dengeli tutumun gözardı
edilmemesinde yarar vardır.
•
Dünkü Herald Tribune'de VVashington kay-
naklı bir haber şöyle başlıyordu:
"Başkan Bush geçen sonbaharda Kong-
re'ye şunu resmen bildirdi: Amerikan yöne-
timi, Saddam'ı devirecek bir darbe için üstü
örtülü eylemlerini yoğunlaştırdı. Ayrıca, böy-
le bir darbeyi gerektiğinde desteklemek ama-
cıyla askeri kuvvetlerini de kullanabilecek."
Haber şöyle noktalanıyordu:
"Suudi istihbarat yetkilileri, Türkiye'nin gü-
venilir Kürt gerillalara Saddam'a karşı anti-
tank ve anti-helikopter silahlan sağlayıp sağ-
layamayacağı olasılığını araştırdılar. ABD Ge-
nelkurmay Başkanı Povvell, Iraklı kömutanlar
daha önce hava desteği ve başka yardımları
isterlerse, böyle bir darbenin desteklenebile-
ceğini bir raporunda belirtti. General Povvell,
böyle bir durumda, darbenin başarısı için
ABD'nin bölgeye yine büyük çapta hava ve
kara kuvvetleri göndermesi gerekebileceği-
ni söylemişti."
Böyle bir olasılık gerçekleşirse, Amerikan
kuvvetleri Türkiye'deki üsleri ve Türk hava sa-
hasını da kullanmak istemeyecek mi?..
Yukarıdaki haberi okuduktan sonra Demi-
rel'e şu soruyu yönelttim:
"Saddam Hüseyin'i devirmek için VVas-
hington Ankara'dan herhangi bir katkı iste-
yebilir mi? İsterse, nasıl bir karşılık alır?"
Demirel'in yanıtı kısa oldu:
"Sanmıyorum böyle bir katkı istensin. Ha-
yır."
Demirel'in yanıtı böyle. Böyle bir olasılık-
tan rahatsız olduğu belli.
Ama, VVashington'da başlıca gündem
maddelerinden biri de hiç kuşkusuz Sad-
dam'ın yakın geleceği ile Kuzey Irak'taki du-
rumdur.
Çünkü Saddam Hüseyin'i devirmek, Baş-
kan Bush açısından tam bir takıntı halini al-
mış durumda. Buna iç politika açısından da
özellikle gereksinmesi var. Zîra kamuoyu yok-
lamalarında baş aşağı gidiyor.
Bugün Demirel'le görüşmesi beklenen CIA
Başkanı Gates'in, geçen hafta içinde Suudi
Arabistan ve Mısır dahil bazı bölge ülkelerin-
de yaptığı ziyaretlerde Saddam konusunu ele
aldığı biliniyor.
Üst düzeyde bir Dışişleri yetkilisiyle yaptı-
ğımız uçak söyleşisinde şu izlenimleri edin-
dik:
Saddam'ın devrilmesinde Ankara herhan-
gi bir "rol" istemiyor kuşkusuz. Ama Kuzey
Irak'ta Saddam'ın yeniden bir katliama giriş-
mesine de kayıtsız kalmayacak. Irak'ın top-
rak bütünlüğünü zedeleyecek gelişmelere de
karşı Ankara. Irak'ın komşusu olan bir bölge
ülkesi olduğunu unutacak da değil. Ancak
Irak'a karşı uluslararası topluluktan bağımstz
davranması da tabii ki söz konusu değil. "Çe-
kiç Güç" artık TBMM'nin meselesi; haziran
ayında süre konusu gündeme geldiğinde ka-
rarı o verecek, ama hükümet de "koşullara
bakarak" tutumunu belirleyecek.
Hükümetin Kuzey Irak ve Saddam konu-
sunda VVashington'a dönük belli bir tedirgin-
liğinden söz edilebilir.
•
Başbakan Demirel, ABD'yi uluslararası
konjonktürün bölgeyle birlikte Türkiye'yi de
ön plana çıkardığı bir dönemde ziyaret edi-
yor.
Demirel'in deyişiyie Türkiye, Avrupa ile Batı
Asya arasında bir "köprü", dağılan Sovyet-
ler'e de açılan bir "kapı"...
Bu çerçevede ABD ile işbirliği olanakları-
nın genişlediği kuşkusuz söylenebilir. Ancak
bir noktanın unutulmaması koşuluyla: ABD'-
nin global çıkarları izleyen bir süper güç ol-
duğu gerçeğini...
Bir başka deyişle, kırk yıldır dost ve müt-
tefik olan iki ülke, dünyaya her zaman aynı
pencereden herhalde bakamazlar.
Batık kredilerde Ahmet
• Baştarafi 1. Sayfada
ki dosyanın dün
tamamlandığı öğrenilen
DOĞSAN'ın hisselerinin yüz-
de 96'sı Şerpil Inci. Ebru İnci
ve Altuğ İnci adına kayıtlı.
Şirketin öteki ortaklan ise
Güvenç Beştaş ve Yüksel Yıl-
maz. Yönetim Kurulu Baş-
kanlığı'nı eski ANAP Van
Milletvekili Hüseyin Aydın
Arvasi'nin yaptığı DOG-
SAN'da Münci Inci'nin de
yönetici olarak gösterildiği
öğrenildi.
Van'da kurulan ve faaliyet
konusu "çivi, dikenli tel ve te-
neke kutu imalatı" olduğu bil-
dirilen DOĞSAN, Emlak
Bankasfndan kullandığı 350
milyon lira tutanndaki ticari
krediyi vadesi gelmesine kar-
şın ödemedi.
DOĞSAN hakkında hazır-
lanan raporJara göre 350 mil-
yon lira karşılığında 1 milyar
lira bedelle ipotek gösterilen
Van"da kurulu fabrika da or-
tada yok. Fabrika diye göste-
rilen >eıue sadece 4 duvar
Orduevine
• Baştarafi 1. Sayfada
Genelkurmay Başkanlığf-
nca dün yapılan açıklamada
faillerin en kısa zamanda ya-
kalanacağı vurgulandı.
Konuyla ilgili olarak gaze-
tecilerin sorulannı yanıtlayan
Başbakan Yardımcısı ve Dev-
let Bakanı Erdal İnönü şöyle
konuştu:
"Çok üzücü bir olay. Bunu
yapanlar yakalanacaktır. De-
vam eden olaylann bir parça-
sıdır. Terörü ortadan kaldıra-
cağız. Banşı sağlmanın yolu
terörü etkisizleştirmektir."
bulunduğu belirtiliyor. Şirke-
tin bankaya gösterdiği öteki
ipotek ise Beşiktaş"ta bir ev.
Banka, 350 milyon liralık kre-
diye "batık" gözüyle bakıyor.
Geri dönmeyen kredi alaca-
ğının 1 trilyon lirayı aştığı be-
lirtilen Emlak Bankası'nın
alacaklı olduğu şirketlerin ba-
şında Selım Edes'in sahibi bu-
lunduğu ESKA geliyor. Ban-
kaya yüksek miktarlarda
borcu bulunan bir başka şir-
ket de Nurettın Koçak'a ait
Kutlutaş. Her iki şirketin sa-
hibi de Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'a yakınlığıyla tanını-
yor.
KULİS
• Baştarafi 1. Sayfada
yaptırma, onama ve uygulama esaslannı saptama
görevlerini yürütmesi gerektiğini düşünüyor. Bu kadarla da
bitmiyor bakanlığı için düşündüğü görevler. Yerel
yönetimlerle ilgili araştırmalar yapma, toplu konut ve
sosyal konut üretimini yönlendirme ve geliştirme, kentsel
altyapı, kentiçi ulaşım konulanna da uzanıyor.
Bunca çok işi birlikte düşünmenin bazı gerekleri var elbet.
O da bu gereklere uygun bir biçimde, bazı kuruluşlann
kendisine bağlı çalışmasının zorunlu olduğuna inanıyor.
Örneğin, Toplu Konut Idaresi ile birlikte Arsa Ofısi Genel
Müdürlüğü'nün bu yeni "şehir ve konut bakanlığına"
bağlanmasını istiyor. Konut ve arsa üretimini, birlikte,
koordineli bir şekilde yüriitmenin başka yolunu göremiyor
besbelh".
Bu iki kuruluşun dışında bir "küçük" ricası daha var
SHP'li bakan Şahin'in. Öyle bL- rica ki kızılca kıyamet
koparacağına kesin gözüyle bakılıyor. Modern kentleşmeyi
sağlıklı bir şekilde yürütmenin, belediye hizmetlerini
düzenli ve gerektiği şekilde yapabihnenin, her şeyden önce
paraya bağlı olduğunu düşünerek Emlakbank'ı ve tller
Bankası'nı yeni bakanlığın "ilgili" kuruluşlan olarak kendi
kontrolüne geçirmeyi planlıyor.
Şahin'in hazırlıklan, henüz bir taslak niteliğinde. önce
Bakanlar Kurulu'na gidecek, kabul edilirse bir de Meclis'te
görüşülecek.
Duyduğumuza göre Şahin de merakla bekliyormuş
olacaklan. Şehircilik ve konut bakanlığı diye bir bakanlık
kurulmasını benimseyen herkes, bunun gereklerini de
kabullenmek zorunda diyormuş. Ve ekliyormuş, "Aksi
halde, benim beklenen fonksiyonlan yerine getiremeyecek
olmam bir yana, nerede kalır demokratikleşme?
Demokratikleşme için yerel yönetimleri sağlıklı bir şekilde
güçlendirme hedefleri?"
Hem Erman Şahin'in ve düşlediği yeni bakanlığın hem de
Emlakbank'ın kaderi şimdilik Demirel ve Inönü'nün
takınacağı tavra bağlı gibi görünüyor.