15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 1 $ 1 ^ BAT1992 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 IvaJia'nın opera keyfi Ivan.a Trump kocası Donald 'Trump'tan sansasyon yaratan bir bi^imde aynldıktan sonra günür»ü gün ediyor. Sık sık ünlü çapkırmlarla birlikte görülen Çek asılh vAmerikan vatandaşı Iva- na, geçen cumartesi de Ricardo Mazzucchalli ile beraberdi. Prag'da Smetanova Tiyatrosu'n- daki operayı erkek arkadaşıyla birlikte locadan izleyen Ivana, çok neşeli görünüyordu. Göste- rinin geliri, tarihi tiyatronun res- torasyonunda kullanılacağı için Ivana aynı zamanda hayır yap- mış oldu. (Fotoğraf: AP) Kızlar manastırı Almanya'nın Dresden kentindeki bu harabeeskibir kızlarmanastın. Protestan kilisesine bağlı manastır İkinci Dünya Savaşı'nın Almanya'daki izlerinden biri. Manastır, müttefik kuvvetlerinin 13-14 Şubat 1945'te gerçekleştirdiği hava bombardımarunın sonucunda bu hale geldi. Bu tarihten üçaysonrada Nazi Almanyası teslım oldu. (REUTER) Türkögrenefler başanlı AA (Londra) - Londra'da ilk ve orta dereceli okullarda ya- pılan bir araştırmada Turk ço- cuklarının îngilizce ve mate- matik derslerinde Ingiliz öğ- rencilerden daha başanlı ol- duklan ortaya çıktı. London School Of Econo- mics (LSE) Pofesörü Des- mond Nuttall tarafından Londra'daki 59 ilk ve orta de- receli okulun sınav sonuçları üzerinde yapılan araştırmaya göre Türk çocuklan anadili fngilizce olan Ingiliz, İskoç, Galli ve trlandalı öğrenciler- den 7 üzerinden 0.3 puan da- ha yüksek not aldılar. Türk çocuklann matematikteki üs- tünlüğü ise 0.5 puan olarak belirlendi. Tüm derslerde Türk çocuklann Ingiljzlere üs- tünlüğü ise 50 üzerinden 6.4 puan olarak çıktı. '•i-. Uçuş, karayolunda bitti Yaşlı Amerikah pilotun uçuş key- fi acı bitti. 50 yaşındaki pilot, Piper Cherokee tipindeki tek motorlu uçağıyla önceki gün New York ya- kınlanndaki bir karayoluna düştü. Uçakta başka yolcu bulunmuyor- du. Booth Memorial Hastanesi'ne kaldırılan pilotun durumunun ağır olduğu bildiriliyor. Kazanın nedeni henüz bilinmiyor. (Fotoğraf: AP) Esenboğa'da ima Çfflen Geçmiş olsun, Çağlan Sizede CUMHURİYET (Anka- ra) - Başbakan Demirel'in uğurlanması ile BDT'ye yar- dım uçsklannm ilk seferinin çakışması Esenboğa Havaala- nı'nda renkli sahneler yaşan- masına yol açtı. ABD'ye gi- decek olan heyete dahil ol- maması nedeniyle hakkında çeşitli spekülasyonlar yapılan Devlet Bakanı Tansu Çiller, Demirel'den 45 dakika önce geldiği şeref salonunda ilgi odağı oldu. Çiller'in "arası bozuk olduğu" iddia edilen Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın yanı- na giderek "geçmiş olsun" dileğinde bulunması üzerine flaşlar patladı. "Çok neşeli" olmasıyla dikkat çeken Çağlar'ın da Çiller için ayru dilekte bulun- ması dikkat çekti. Çiller'in "geçmiş olsun" dileğinin Çağlar'ın hastalığı ile ilgili olduğu sanılırken Çağlar'ın geçmiş olsun dileğine farklı yorumlar getirildi. Başbakan Demirel, yar- dım ucaklan önünde yapaca- ğı ikinci konuşma için kürsü- ye ilerlerken apronda büyük izdiham yaşandı. Kürsüye ilerleyen Demirel'i takip eden çok sayıdaki gazeteci, bürokrat ve partili arasında yaşanan bu izdiham sırasın- da Başbakan Yardımcısı İnö- nü'nün ayağına basıldı. '3 cinayetin • Baştarafi 1. Sayfada açıklamalanna ilişkin şunları söyleci: "Bidiği bir şey varsa bugüne kadar niye bu bilgileri gerekli yerlert vermediğinj merak ediyo- rum. yetin Emeç'in öldürülme- si benm bakanlığım dönemin- de olnadı. Ancak deyletin elin- de ol&ı çözecek bilgi olduğunu sanınr.orum. Eğer olsaydı gereği yapılrdı. Şimdi, SHP iktidar or- tağı. Iğer Sayın Güneş, devletin elindt olmayan bilgilere sahip- se o Mlgileri ilgili makamlara versir. Bu tür olayların kamuo- yund; tartışıtaıası yanlıştır;' GÜIKŞ, ısrarlı Esa içişleri bakanlarından SHP'i Hasan Fehmi Güneş, id- dialaında ısrar ederken görüş- lerinn yeni olmadığını, daha öncede aynı yönde demeçler verdüni söyledi. Güneş, Cum- hurivt muhabirinin ilgili soru- larrn .•anıtlarken "O günden bu yanaANAP hükumetlerinden oİLimu ya da olumsuz hiçbir tepk ilmadım. Benim bildikle- rim evletin bilebileceklerinden fazlaolamaz" diye konuştu. Biairini izleyen Çetin Emeç, Muaımer Aksoy ve Bahriye Üçro cinayetleriyle, zamanında ana mhalefet partisi olarak il- gil-eniklerini anlatan Hasan Felırj Güneş şöyle dedi: •"iruşturmaların seyrini gö- revinz çerçevesinde takip etmek dLM.nnundaydık. Sürekli bilgi is- tecdil O soruşturmalarda görevli arlcaaşlar o tarihlerde, bize açrak-dıfım yönde biJgiIer ver- diieıBu bilgilerin açıklanabilir bojıtaki özetini açıkladım. O güntn bugüne ilgilenilmemiş olmt>ı anlamına gelen tutumu ya*tayorum. Anılan cinayetler koıtunda elimizde hiçbir bil- gi yt deniyorsa, bu büyük bir zAsaz ifadesidir. O zaman bu biüpri toplamak kimin görevi- üuw?u cinayetleri kim aydınla- ta«=asorusuna da cevap vermek g&ızr. Ben yine de açıklama- laş»dı bu cinayetler konusunda bualpe bilgiler olduğunu, an- csmA ?ruşturmaların tamamla- n^aması nedeniyle ve soruş- tınrcların selameti açısından he2=n. resmi bir açıklama yapı- la««aolgunluğa ulaşmadığı bi- çiamvJe algıbyorum." Umırt operasyonu başladı Kafkasya'ya yardıın köprüsü CUMHURtYET (Ankara) - Washington'da 23 ocakta ya- pılan ve Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) yardım konusunu görüşen konferans- ta alınan kararlann uygulan- masına dün Almanya'nın yanı sıra Türkiye üzerinden de baş- landı. Başbakan Süleyman Demi- rel'in de katıldığı törenden sonra dün sabah erken saat- lerde Ankara Esenboğa Ha- vaalanı'ndan kalkan ABD Hava Kuvvetleri'ne ait iki nakliye uçağı, Azerbaycan'ın başkenti Bakü ile Türkmenis- tan'ın başkenti Aşkabad'a yi- yecek ve tıbbi malzeme götür- dü. Böylece "Umut Operasyo- nu" adlı uluslararası yardım kampanyası çerçevesinde Türkiye ile Kafkasya ve Orta Asya arasındaki "hava köp- rüsü" de kurulmuş oldu. İn- cirlik Hava Üssü'nün yanı sıra Trabzon limanı ve Gürcistan ile Ermenistan'la olan sınır kapılarının da kullanılacağı yardım operasyonu altı ay sü- recek. Başbakan Süleyman Demi- rel, C-141B "Starlifter" tipi iki dev nakliye uçağının An- kara'dan kalkmasından öuce Esenboğa Havaalanı'nda dü- zenlenen törende bir konuşma yaptı. ABD'ye gerçekleştire- ceği resmi ziyaret amacıyla Türkiye'den ayrılmak üzere havaalanında bulunan Demi- rel, ucaklann Amerika'ya ait olduğunu, ancak yüklenen yardım malzemesi arasında Türkiye'nin katkısının da bu- lunduğuna işaret etti. Demirel şöyle konuştu: "Bu ülkelerdeki insanlann yardımına dünya koşuyor. Biz de dünya ile beraberiz. Doğu'ya doğru gidecek bu uçakların yanında biz de Batı'ya gideceğiz. Aslında her ikisinin de gayesi aynıdır. Dünyada banşı korumak ve insanlann dayanışma içinde olmasını sağlamak. Amaç, si- lahlann yerine insanlann refa- hına hizmettir. Bu uçaklara iyi yolculuklar diliyorum. Bunlar iyi niyet uçaklandır. Tehdidin ve çatışmanın yerini yardım- laşma alacaktır. Yeni dünya düzeninin temelindeyatan bu- dur. O insanlara en iyi dilekle- rimi sunuyorum." Törende bir konuşma ya- pan ABD'nin Ankara Büyü- kelçiliği Maslahatgüzarı Mark Grossman ise Türkiye'- nin bu çerçevedeki katkılann- dan övgü ile söz ederken, Kı- zılay Genel Müdürü Kemal Demir yaptığı açıklamada, 1988 kasım ayından beri Tür- kiye'nin bölgeye 533 ton gıda yardımı yaptığını hatırlattı. Umut Operasyonu çerçeve- sindeki yardımlann havayo- lunun yanı sıra iklimin elver- diği ölçüde, karayoluyla da gönderileceğini kaydeden De- mir, daha önce gönderilen 1 milyar lira tutanndaki ilk par- ti yardım malzemesinin tü- müyle Türk hükümeti tarafın- dan sağlandığını, ikinci ve üçüncü parti yardım malze- melerinin ise Kızılay'ın öz kaynaklan ve halkın katkıla- rıyla gerçekleştirildiğini bil- dirdi. Demir, dün kalkan uçaklarla Türk Kızılayı'nın gönderdiği yardımın 1600kilo gıda, ilaç, şeker, margarin, ku- ru üzüm ve tıbbi malzemeden oluştuğunu açıkladı. Dün Bakü'ye giden uçakta uluslararası yardım olarak 16 ton ilaç ve tıbbi malzeme, Aş- kabad'a giden uçakta da 16 ton gıda maddesi bulunuyor. Para piyasalarında kıtlık günleri • Baştarafi 1. Sayfada cı olarak piyasaya girdi ve bütün banka- Iardan para topladı. Ziraat Bankası'nın yaptığı ödemenin taşraya ve çiftçiye git- mesinden dolayı paranın geri dönüşü zor ve daha uzun zaman alıyor. Bu nedenle para piyasasında sıkışıklık meydana gel- di. TL interbankında Merkez Bankası'nın para satışını durdurması üzerine banka- İar aynı piyasada birbirlerinden borçlan- maya ağırlık verdiler. Bankalar dün yüz- de 80-90 arasında faizle bir gecelik borç- lanmaya gittiler. Para ihtiyaçlanndan do- layı repoya büyük bir ağırbk veren ban- kalar bir günlük repo için yüzde 70-75 arasında faiz öneriyorlar. Reponun haftalık faizi yüzde 70-75, ay- lık faizi ise yüzde 62-65 arasında değişi- yor. Repo faiz oranlarının ve bankalara- rası bir gecelik borçlanma faizlerinin fır- lamasıyla serbest döviz işi yapan ve elin- de önemli fonlara sahip Tahtakale ve Ka- palıçarşı gibi piyasalar da dolar satıp re- po yapıyorlar. Paranın dövizden repoya kayması, bir ölçüde borsayı da etkiliyor. Borsada dün- kü seansın satış ağırlıklı geçmesi, endek- si yüzde 2.5 oranında düşürdü. Serbest pi- yasada ise döviz fiyatları yerinde sayıyor. Bankalann fon yönetim birimlerinde çalışanlar, piyasadaki nakit darbğının go- rülmesi üzerine "parası olanlann gemi azıya aldıklannı" ve çok yüksek faiz istediklerini belirttiler. Bankalann fon ihtiyaçlarını karşılamak için günlük yük- sek faize razı olduklarını, ama bir hafta- yı bile bulmayan vadelerde faiz oranlan- nı düşük tuttuklarını kaydettiler. Para sıkışıklığından önce 1.5-2 trilyon liralık likidite fazlalığı bulunan bankalar spot kredi faizlerini yüzde 63-65'lere ka- dar indirmişlerdi. Bugünlerde ise kredi fa- iz oranları yüzde 75'in üzerine çıkanldı ve spot kredilerin açılması da kesildi. Bankacılar, para darhğırun ayın 15'inde maaş odemesinden dolayı süreceğini be- lirtiyorlar ve ancak 19 şubatta Hazine'- nin 4.8 trilyona varan iç borç geri ödeme- siyle sıkışıkhğın hafiflemesini bekliyorlar. Bush, Orta Asya için işbirliği önerdi • Baştarafi 1. Sayfada huriyetler için önemli bir model vazifesi görebilecektir." Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin, uçakta Cumhuriyet'in bir sorusu üzerine "Türkiye'nin ABD'nin taşeronu olarak" Türki cumhuriyetlere yönelme- sinin söz konusu olmadığını be- lirtti. Başbakan Demirel ise Orta Asya ile Kafkaslar'da istikann korunrrıası açısından bu cumhu- riyetlere ivedilikle yardım edil- mesi gerektiğini söylerken, Amerika ile bu bölgede işbirli- ğini ilke olarak olumlu karşıla- dığını bildirdi. Demirel ve beraberindekiler 14 saat süren bir yolculuktan sonra Washington'a vardı. TSİ 22.14'te Washington yakınların- daki Andrews Hava Üssü'ne inen Demirel'i ABD Dışişleri Bakanlığı Vekili Mary Ayan, Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi Richard C.Barcley karşıladı. Demirel, havaalanın- da kısa bir sure dinlendikten sonra helikopterle Pentagon'a geçti. Ankara'dan hareket Demirel, ABD'ye giderken uçakta gazetecilere ziyaretinin çok hareketli ve dolu geçece.Şi- ni söyledi. Demirel, "Gezinin hedefi siyasidir" dedi. Kökler'in yazarı Alex Haley öldüKültttr Servisi - Kitaplarında Amerikalı zencilerin mücadele- sini konu alan Pulitzer ödüllü yazar Alex Haley (70), dün Se- atle'daki İsveç Hastanesi'nde öldü. "Kökler" ve "Malcolm X'in Biyografisi" gibi romanla- nyla tanınan ünlü yazann ölüm nedeni açıklanmadı. 1977 yıhnda "Kökler" adlı romanıyla Pulitzer ödülünü ka- zanan Alex Haley, en büyük ba- şansı sayılan bu romanında an- neannesinin anlattıklarından yola çıkarak Afrikalı ataiannın köleleştirilmesinden kendisine kadar uzanan yedi kuşağı konu aldı. Haley'nin bu romanı, soy- bilim araştırmacüanna esin kay- nağı oldu. Aynı yıl 12 bölüm olarak te- levizyona aktanlan Kökler, yal- nızca ABD'de 130 milyon kişi tarafından izlendi. Avrupa tele- vizyon tarihinin en çok izlenen programı olarak rekorlar kıran Kökler dizisi, TRT ekranından da yayımlanmıştı. 1988 yıhnda kendisiyle yapı- lan bir röportajda yazar olma- sını babasına borçlu olduğunu söyleyen Alex Haley, "Daha önce denizcilik, aşçılık gibi işler- le uğraştım, ama sonunda ba- bam yazar olmam için beni Kunta Kinte" kandırdı" demişti. Geçen ay Tennessee'deki çift- liğini terk ederek tüm zamanını yazmaya ayıracağını açıklayan Alex Haley, son kitabını ta- mamlamak üzere bir deniz yol- culuğuna çıkmıştı. ABD kıtası- nm ilk zengin siyah kadını CJ Walker'ın yaşamı üzerine bir ki- tap yazmayı tasarlayan Alex Haley bu planını gerçekleştire- medi. Başbakan Demirel, ABD yo- lunda, THY'nin Dalaman adlı Airbus uçağı Avrupa hava saha- sı içindeyken gazetecilerle soh- bet etti. Gezinin son derece ha- reketli ve dolu bir programı bu- lunduğunu, çeşitli zeminlerde mesaj ve sorulara muhatap ola- caklannı kaydeden Başbakan, ziyaretin hedefinde, değişen dünya, Ortadoğu ve Avrupa ko- şullan içinde, dünyadaki banşa, güvenliğe ve huzura hizmet et- mek açısından önemli bir rolü olan Türkiye'yi dünyaya tanıtma konusunun da bulunduğunu söyledi. Başbakan Demirel, "Dünya Türkiye'yi tanıyor, ama yeni şartlar oluşmuş. Demokratikleş- me, insan haklan ve banşı ko- ruma bakımmdan oluşan yeni dünya nizamını savunuyoruz. Savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'nin Asya'dan Avru- pa'ya açılan bir kapı olduğunu herkesin iyi bilmesi gerektiğine de işaret eden Başbakan Demi- rel dağılan Sovyet cumhuriyet- lerinde yeni istikrarsızlıklar ol- madığı takdirde hem Türkiye'- nin hem de Türkiye ile işbirliği yapacak ulkelerin önüne yeni imkânlar çıkacağını vurguladı. Türkiye'nin Kafkasya, Orta Asya ve Sovyetler Birliği'nde dağılan cumhuriyetlerle ilgili önemli görüşleri bulunduğuna işaret eden Başbakan Demirel, "Bunun yanı sıra Türkiye'nin yapabileceği şeyler de vardır. Sadece Orta Asya ve Kafkasya değil, dağılan cumhuriyetlerin tümünü işbirliği sahası sayıyo- ruz. Bu bölgedeki istikrar dün- yanın en önemli meselelerinden biridir. Kafkaslar ve Orta As- ya'da yeni bir Ortadoğu meyda- na gelmemelidir. ABD ile bu cumhuriyetlere nasıl daha iyi yardımcı olabileceğimizi konu- şacağız. Türkiye sadece ABD ile değil, dünya ile kucaklaşmaya çalışıyor" diye konuştu. Demirel, değişen Orta Asya, Kafkasya ve dağılan Sovyet cumhuriyetleri konusunda alı- nacak tavırda, Türk-ABD iliş- kilerine verilecek şeklin de öne- mini vurgularken, devletin gün- deminin bölgedeki değişen şart- lar konusunda girilecek işbirli- ğini de kapsadığını söyledi. Demirel, Türkiye'nin 20 Ekim seçimlerinden sonra olu- şan tabloyla "İşte gerçek de- mokrasiye yöneldiler" dedirte- cek duruma geldiğini ve itibarı- nın arttığını da kaydetti. ABD gezisinin kredi amaçlı olmadığını, Türkiye'nin 1992 yıhnda ödemeler dengesi prob- lemi olmayacağının altını çizen Başbakan Demirel, bu ülkeyle askeri işbirliğinin zaten varoldu- ğunu, ekonomik işbirliği sınır- larının da genişletileceğini söy- ledi. Washington'a giderken Brük- sel'e uğrayan ve burada bir saat kalan Demirel, havaalanında basın mensuplan ile görüşürken Cumhurbaşkanı Özal ile olan ilişkilerini şöyle özetledi: "Meclis tarafından seçilmiş bir Çankaya var. Biz Çankaya hakkına çok konuştuk, fakat şimdi işi askıya aldık. Devletin başında bir sorun çıkarmak is- temiyoruz. Devleti işletmek isti- yoruz. Türkiye'nin pek çok so- runu var. Bu sorunlan çözüm yoluna koymadan yeni sorunlar çıkarmak istemiyoruz!' Eski yönetimden hesap soru- lup sorulmayacağı şeklindeki so- ru üzerine, "Ben suçsuzu suçlu, suçluyu da suçsuz yapamam" diye konuşan Demirel, 12 Eylül yasalan içinde insan haklanna ve demokrasiye uygun olmayan her şeyin marttan itibaren orta- dan kaldınlacağını bildirdi. Demirel Brüksel Havaalanı'nda da Belçike RTB televizyonuna bir demeç verdi. Demirel, RTB muhabirinin, "Eski SSCB'deki Türk cumhu- riyetlerinin bağımsızlığını ka- zanmasmdan sonra Türkiye ha- len Avrupa'ya bakıyor mu, yoksa bu cumhuriyetlerle bir Is- lam ortak pazarı mı düşünüyorsunuz" sorusuna, "Dünya çok kuçük. Ulaşım ve telekomünikasyon olanakları dünyayı daha da küçük bir yer haline getirdi. Biz Avrupa'nın bir parçasıyız ve bu şekilde kal- malıyız. Diğer sözunü ettiğiniz ülkeler bile Avrupa'nın parçası olmalı. Prag toplantısında AGİK üyesi oldular" yanıtını verdi. Demirel ve beraberindekikri taşıyan uçak yaklaşık 14 saat sonra Washington'a indi, Demi- rel, temaslanna bugün başlıyor. Bush'tan İşbirliği Çağrısı.. • Baştarafi 1. Sayfada Orta Asya'ya yönelik Türk-Amerikan işbirliği- nin ilk somut gösterisi sayılabilirdi. Azerbaycan ve Türkmenistan'a yardım ta- şıyan Amerîkan nakliye uçakları, "Umut Ope- rasyonu"nu Türk havalimanlarıyla hava sahasını kullanarak gerçekleştirmeye başla- mışlardı. Başkan Bush'un Ankara'ya önerdiği bu iş- birliğinin nasıl bir çerçeveye oturabileceği, VVashington'da başlıca gündem maddelerin- den birini oluşturuyor. Uçakta Dışişleri Bakanı Çetin'le söyleşir- ken, "Türkiye'nin ABD'nin taşeronu olarak" Türki cumhuriyetlere yönelmesinin söz konu- su olmadığını belirtti. Demirel ise Orta Asya ile Kafkaslar'da is- tikrarın hem Türkiye hem de dünya için bü- yük önem taşıdığını, bunun için de Sovyetler'in dağılmasıyla tarih sahnesine çık- mış olan bu cumhuriyetlere ivedilikle yardım edilmesi gerektiğini söyledi. • Kafkaslar da VVashington'da bir başka gün- dem maddesi. Demirel, Kafkasya'daki duruma değinirken bir noktayı özeîiikle vurguladı: "Kafkasya yeni bir Ortadoğu olmamalıdır. Ermenistan'la Azerbaycan arasında bir sava- şa meydan verilmemeli." Bu uyarının gerçek adresinin öncelikle VVashington olduğuna kuşku yok. Aynı konuda Dışişleri Bakanı Çetin ilginç bir deyim kullandı: "Kafkasya, Ortadoğululaşmamalı!" Yani Ermenistan, Batı, özellikle de ABD ta- rafından Kafkasya'nın "İsrail'i" yapılmama- lı; Kafkasya'da Çetin'in deyjşiyle, yeni bir "Arap-israil olayı" yaşanmamalı... Bölgede istikrar ve barışın geçerli olabilme- si bakımmdan Ankara'nın bu uyarısı çok ye- rindedir. Türkiye'nin Kafkasiar'da, özellikle Ermenis- tan ile Azerbaycan arasında sergilediği so- rumlu ve dengeli tutumun gözardı edilmemesinde yarar vardır. • Dünkü Herald Tribune'de VVashington kay- naklı bir haber şöyle başlıyordu: "Başkan Bush geçen sonbaharda Kong- re'ye şunu resmen bildirdi: Amerikan yöne- timi, Saddam'ı devirecek bir darbe için üstü örtülü eylemlerini yoğunlaştırdı. Ayrıca, böy- le bir darbeyi gerektiğinde desteklemek ama- cıyla askeri kuvvetlerini de kullanabilecek." Haber şöyle noktalanıyordu: "Suudi istihbarat yetkilileri, Türkiye'nin gü- venilir Kürt gerillalara Saddam'a karşı anti- tank ve anti-helikopter silahlan sağlayıp sağ- layamayacağı olasılığını araştırdılar. ABD Ge- nelkurmay Başkanı Povvell, Iraklı kömutanlar daha önce hava desteği ve başka yardımları isterlerse, böyle bir darbenin desteklenebile- ceğini bir raporunda belirtti. General Povvell, böyle bir durumda, darbenin başarısı için ABD'nin bölgeye yine büyük çapta hava ve kara kuvvetleri göndermesi gerekebileceği- ni söylemişti." Böyle bir olasılık gerçekleşirse, Amerikan kuvvetleri Türkiye'deki üsleri ve Türk hava sa- hasını da kullanmak istemeyecek mi?.. Yukarıdaki haberi okuduktan sonra Demi- rel'e şu soruyu yönelttim: "Saddam Hüseyin'i devirmek için VVas- hington Ankara'dan herhangi bir katkı iste- yebilir mi? İsterse, nasıl bir karşılık alır?" Demirel'in yanıtı kısa oldu: "Sanmıyorum böyle bir katkı istensin. Ha- yır." Demirel'in yanıtı böyle. Böyle bir olasılık- tan rahatsız olduğu belli. Ama, VVashington'da başlıca gündem maddelerinden biri de hiç kuşkusuz Sad- dam'ın yakın geleceği ile Kuzey Irak'taki du- rumdur. Çünkü Saddam Hüseyin'i devirmek, Baş- kan Bush açısından tam bir takıntı halini al- mış durumda. Buna iç politika açısından da özellikle gereksinmesi var. Zîra kamuoyu yok- lamalarında baş aşağı gidiyor. Bugün Demirel'le görüşmesi beklenen CIA Başkanı Gates'in, geçen hafta içinde Suudi Arabistan ve Mısır dahil bazı bölge ülkelerin- de yaptığı ziyaretlerde Saddam konusunu ele aldığı biliniyor. Üst düzeyde bir Dışişleri yetkilisiyle yaptı- ğımız uçak söyleşisinde şu izlenimleri edin- dik: Saddam'ın devrilmesinde Ankara herhan- gi bir "rol" istemiyor kuşkusuz. Ama Kuzey Irak'ta Saddam'ın yeniden bir katliama giriş- mesine de kayıtsız kalmayacak. Irak'ın top- rak bütünlüğünü zedeleyecek gelişmelere de karşı Ankara. Irak'ın komşusu olan bir bölge ülkesi olduğunu unutacak da değil. Ancak Irak'a karşı uluslararası topluluktan bağımstz davranması da tabii ki söz konusu değil. "Çe- kiç Güç" artık TBMM'nin meselesi; haziran ayında süre konusu gündeme geldiğinde ka- rarı o verecek, ama hükümet de "koşullara bakarak" tutumunu belirleyecek. Hükümetin Kuzey Irak ve Saddam konu- sunda VVashington'a dönük belli bir tedirgin- liğinden söz edilebilir. • Başbakan Demirel, ABD'yi uluslararası konjonktürün bölgeyle birlikte Türkiye'yi de ön plana çıkardığı bir dönemde ziyaret edi- yor. Demirel'in deyişiyie Türkiye, Avrupa ile Batı Asya arasında bir "köprü", dağılan Sovyet- ler'e de açılan bir "kapı"... Bu çerçevede ABD ile işbirliği olanakları- nın genişlediği kuşkusuz söylenebilir. Ancak bir noktanın unutulmaması koşuluyla: ABD'- nin global çıkarları izleyen bir süper güç ol- duğu gerçeğini... Bir başka deyişle, kırk yıldır dost ve müt- tefik olan iki ülke, dünyaya her zaman aynı pencereden herhalde bakamazlar. Batık kredilerde Ahmet • Baştarafi 1. Sayfada ki dosyanın dün tamamlandığı öğrenilen DOĞSAN'ın hisselerinin yüz- de 96'sı Şerpil Inci. Ebru İnci ve Altuğ İnci adına kayıtlı. Şirketin öteki ortaklan ise Güvenç Beştaş ve Yüksel Yıl- maz. Yönetim Kurulu Baş- kanlığı'nı eski ANAP Van Milletvekili Hüseyin Aydın Arvasi'nin yaptığı DOG- SAN'da Münci Inci'nin de yönetici olarak gösterildiği öğrenildi. Van'da kurulan ve faaliyet konusu "çivi, dikenli tel ve te- neke kutu imalatı" olduğu bil- dirilen DOĞSAN, Emlak Bankasfndan kullandığı 350 milyon lira tutanndaki ticari krediyi vadesi gelmesine kar- şın ödemedi. DOĞSAN hakkında hazır- lanan raporJara göre 350 mil- yon lira karşılığında 1 milyar lira bedelle ipotek gösterilen Van"da kurulu fabrika da or- tada yok. Fabrika diye göste- rilen >eıue sadece 4 duvar Orduevine • Baştarafi 1. Sayfada Genelkurmay Başkanlığf- nca dün yapılan açıklamada faillerin en kısa zamanda ya- kalanacağı vurgulandı. Konuyla ilgili olarak gaze- tecilerin sorulannı yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Dev- let Bakanı Erdal İnönü şöyle konuştu: "Çok üzücü bir olay. Bunu yapanlar yakalanacaktır. De- vam eden olaylann bir parça- sıdır. Terörü ortadan kaldıra- cağız. Banşı sağlmanın yolu terörü etkisizleştirmektir." bulunduğu belirtiliyor. Şirke- tin bankaya gösterdiği öteki ipotek ise Beşiktaş"ta bir ev. Banka, 350 milyon liralık kre- diye "batık" gözüyle bakıyor. Geri dönmeyen kredi alaca- ğının 1 trilyon lirayı aştığı be- lirtilen Emlak Bankası'nın alacaklı olduğu şirketlerin ba- şında Selım Edes'in sahibi bu- lunduğu ESKA geliyor. Ban- kaya yüksek miktarlarda borcu bulunan bir başka şir- ket de Nurettın Koçak'a ait Kutlutaş. Her iki şirketin sa- hibi de Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'a yakınlığıyla tanını- yor. KULİS • Baştarafi 1. Sayfada yaptırma, onama ve uygulama esaslannı saptama görevlerini yürütmesi gerektiğini düşünüyor. Bu kadarla da bitmiyor bakanlığı için düşündüğü görevler. Yerel yönetimlerle ilgili araştırmalar yapma, toplu konut ve sosyal konut üretimini yönlendirme ve geliştirme, kentsel altyapı, kentiçi ulaşım konulanna da uzanıyor. Bunca çok işi birlikte düşünmenin bazı gerekleri var elbet. O da bu gereklere uygun bir biçimde, bazı kuruluşlann kendisine bağlı çalışmasının zorunlu olduğuna inanıyor. Örneğin, Toplu Konut Idaresi ile birlikte Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü'nün bu yeni "şehir ve konut bakanlığına" bağlanmasını istiyor. Konut ve arsa üretimini, birlikte, koordineli bir şekilde yüriitmenin başka yolunu göremiyor besbelh". Bu iki kuruluşun dışında bir "küçük" ricası daha var SHP'li bakan Şahin'in. Öyle bL- rica ki kızılca kıyamet koparacağına kesin gözüyle bakılıyor. Modern kentleşmeyi sağlıklı bir şekilde yürütmenin, belediye hizmetlerini düzenli ve gerektiği şekilde yapabihnenin, her şeyden önce paraya bağlı olduğunu düşünerek Emlakbank'ı ve tller Bankası'nı yeni bakanlığın "ilgili" kuruluşlan olarak kendi kontrolüne geçirmeyi planlıyor. Şahin'in hazırlıklan, henüz bir taslak niteliğinde. önce Bakanlar Kurulu'na gidecek, kabul edilirse bir de Meclis'te görüşülecek. Duyduğumuza göre Şahin de merakla bekliyormuş olacaklan. Şehircilik ve konut bakanlığı diye bir bakanlık kurulmasını benimseyen herkes, bunun gereklerini de kabullenmek zorunda diyormuş. Ve ekliyormuş, "Aksi halde, benim beklenen fonksiyonlan yerine getiremeyecek olmam bir yana, nerede kalır demokratikleşme? Demokratikleşme için yerel yönetimleri sağlıklı bir şekilde güçlendirme hedefleri?" Hem Erman Şahin'in ve düşlediği yeni bakanlığın hem de Emlakbank'ın kaderi şimdilik Demirel ve Inönü'nün takınacağı tavra bağlı gibi görünüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle