15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 1982 SALI 18 HABERLER BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Küçük bir kele- bek türü. 2/ Ulus: lararası Basın Ens- titüsü'nün simge- si... "Fena değil" örneğinde olduğu gibi bilinçli hafif- semeye dayanan söz sanaü. 3/ Otel, tiyatro gibi yerler- de girişe yakın ge- niş yer... Gücü de denUen ve bez tez- gâhında ipliği ayar- layan tarak. 4/ Iri ve tombul kucak çocuğu... Bir yüzcy ölçüsü birimi. 5/ Şiirde uyaktan sonra yinelenen aynı anlamdaki sözcük ya da ekle- re verilen ad... Gözleri görmeyen. 6/ Uyuşturucu bir madde. 7/ Çin- konun simgesi... Hayvan ağılı. 9/ lcraat... Istek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi. 9/ Hıristiyanlık- ta kilise tarafından verilen "cema- atten kovma" cezası... Bir nota. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Keten dövmeye yarayan tokmak. 2/ Destan... Mimarukta sahın anlanunda kullanılan sözcük. 3/ Bir tür kısa hırka... Bir nota. 4/ Süzgec, kevgir. 5/ Yabancı... Kıvırcık bir saç biçimi. 6/ lletisim dizgesi birliği... Akım halinde olan şey. 7/ Anado- lu'da kurulmuş eski bir uygarlık... Takımada. 8/ Kişiler ara- sında gözetilen saygı sırası... Uluslararası yollarda karayoluy- la yapılan mal taşımacılığına ve bu iş için kullanılan kamyona verilen ad. 9/ Bir yapının damında çevresi ve üstü açık yer... Eylemleri olumsuz yapmaktâ kullanılan ek. HAVA DURUMÜ A SICAKUfilM Burdur Bursa Çanakkale Çankın Tûrkîye'de Çofum Denizli Dıyartoakır Edirne Adana •2 9 açık Elaağ Adıyaman -8 3 az bulutlu Erzincan Afyoo -13 0 stsli Erzurum -12 3 sisli -5 7 sisli -3 6 p. bulutlu -12 -1 az buluttu -12 1 p. buluttu -1 7 açık -3 2 kariı -5 7 p. bulutlu -4 7 sisli -18 -6 az bulutlu -35 -14 az bulutlu Amasya Ankara Antalya Artvin -7 -11 1 -8 2 •1 9 2 p. bulutlu sisti açık p. bulutlu Eskisehir Qaziantep Giresun Gümüshane -13 -8 -1 •16 2 1 4 -5 sisli az bulutlu p. bulutlu p. buluttu Aydın -2 12 az bulutlu Hakkâri •12 -9 p. bulutlu Balıkesir -9 7 sisli Hatay 0 9 açık Bilecik -13 2 sisli Isparta -12 3 sisli BıngOI -18 -8 az bulutlu istanbul -1 6 p. bulutlu Brtlis -14 -7 az bulutlu Izmir -1 10 az bulutlu Boiu -8 0 p. bulutlu Kars -26 -7 az bulutlu Kastamonu Kayseri Kırklareli Kırşehir Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manısa K.Maraş Mardın Muğla Muş Nevsehir N£de Ordu Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Tekifdağ Tokat Trabzon Tunceti Ş.Urfa Usak Van Yozgat Zongutdak Aksaray Bayburt Karaman Kırıkkale Batrnan Şımak Bartın -15 -20 •A -17 -4 -14 -10 -20 -4 -7 -10 -4 -2B -18 -18 -1 -1 -5 0 -10 -7 -18 -2 -12 -1 -21 -7 -10 -18 •15 -3 -18 •18 -14 -15 -9 -7 -7 -1 -7 7 -8 6 -3 3 -4 10 4 -5 7 -8 -9 -8 4 5 6 4 2 3 -10 7 -4 6 -6 4 5 -5 •6 3 -5 8 -6 -3 1 -3 3 p. bulutlu az bulutlu sisli sisli sisli sisli sisli az bulutlu az bulutlu aç.k az bulutlu sisli az bulutlu az bulutlu az bulutlu p. bulutlu p. bulutlu sisli p. bulutlu az bulutlu yağmurlu az bulutlu sisli p. bulutlu p. bulutlu az bulutlu az bulutlu sisli az bulutlu az bulutlu yağmurtu az bulutlu p. bulutlu az bulutlu az bulutlu az bulutlu az bulutlu yağmurlu Sıcaklık artacak Çevre Bakanhğı Meteoroloji Genel Müdüriüğü'nden alınan bilgiye göre yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, geç saatlerde Marmara'nın dogusu ve Batı Karadeniz kıyüan yağmur ve karla kanşık yağmurlu, öteki yerfcr açık ve az buiutlu geçecek. Marmara Ue yurdun iç kesimlerinde yer yer yoğun sis göriilecek. Hava sıcakhğı biraz artacak. Rttzgâr degişik yönlerden hafif, zamanla kuzeybatı kesimlerinde orta, yer yer kuvvetlice esecek. Denizlerimizde riizgâr, Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege ile Dogu Akdeniz'de giin batısı ve karayelden 3-5, Karadeniz'de 6 kuvvetinde saatte 10-21 ve 27 deniz miti hızla esecek. Van Gölü'nde hava, parçalı bulutlu geçecek. Riizgâr kuzey yönlerden hafif olarak esecek. Helsınkı < St Petersburg Moskova Kahıre«< V HAVASKIAKU6M 1 Dünyada Atina 10 az bulutlu Brûksel Bertin Belgrad Bağdat Bonn Cezayir Frankfurt Gırne 8 6 11 10 10 10 2 10 yaflmuriu p. bulutlu az bulutlu yağmurlu yağmurlu az bulutlu kartı az bulutlu Helsınki kartı Kahire Kopenhag Köln Londra Madrid Münih Moekova Osto Paris Prag Roma Rryad St.Petersburg Şam Varşova Viyana Zûrih 13 6 10 8 14 5 -2 2 8 4 14 19 2 6 3 8 8 az bulutlu kariı yağmurtu yağmurtu az bulutlu çok bulutlu kartı karlı yagmurlu az bulutlu az buluttu azbulutkj kartı az bulutlu kartı az bulutlu p. bulutlu Almanya'da dağıtılan takvimde üniversitelerin zaran anlatılıyor, tesettür öğütleniyor Diyanet îşlerTnden 'radikaP takvim DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Bertin) - Diyanet îşleri Baş- kanlığı'nın Almanya için bastınp dağıttığı 1992 yılı yapraklı takvimi Yahudilerden nüfus plan- lamasına ve üniversitelere kadar birçok konuda köktenci Islamcılığın önyargılı ve bağnaz görüş- lerini içeriyor. Takvimde Türkiye'nin Diyanet politikası Ue uyuşmayan ve belli bir kesimin pro- pagandasım içeren tanımlamalar da yer alıyor. Diyanet İşieri Başkanlığı'nuı Almanya'daki 2 milyona yakın Türk için Ankara Gaye Matba- ası'nda basürılıp bedava dağıt- tığı takvim "üniversitelerin za- ran "ndan "paranın faizsiz fi- nans kuruluşlarına yatınlması gerektiğine" ve "kadınlann örtünmesine" kadar politik gö- rüşler empoze ediyor. Islam dünyasını vücelten, Ba- tı'nın etkilerini "kültür emperyalizmi" başhğı altında toplayan, ABD'den Balkanlar'a kadar İslamın yaygınlaştığını id- dia eden ve "Müslüman aydın- lann uyanışından" dem vuran takvim, lslamcı-köktenci akım- lann çok etkin olduğu Alman- ya'daki Türkler arasında radi- kal görüşlerin daha da yerleşme- sini sağlayacak, 'Türk-tslam Sentezi'ne paralel bir içerik su- nuyor. Takvimden bazı alıntılar şöyle: "Üniversiteler zararlıdır": 11 kasım yaprağjnın arkasıru oku- yoruz: "Eğitim üzerine: Ekonomik büyümeye paralel olarak, bü- yük kentlerin ve çokuluslu şir- ketlerin ortaya çıkmasıyla dağı- lan büyük aile düzeni sonucun- da öğretim ve eğitim kurumla- nnın önemi büyük ölçüde art- mıştır. Üniversiteler devlet büt- çesinden önemli bir pay alma- larına rağmen özellikle Müslü- man ülkelerde çağdaşlık adına, topluma ve toplumun değerleri- ne karşı gayret gösteren kurum- lar haline dönüşmüşlerdir. Üni- versiteler gençleri en verimli dö- nemlerinde dört beş yıl boyun- ca hayattan kopararak onları duygulardan ve değer ölçülerin- den anndınlmış, makine benze- ri uzmanlar olmaya zorluyorlar. Duygulannı ve ahlaki ölçüleri- ni yitiren insanlar, edindikleri birtakım teknik bügilerle doğru- yu aramasını öğrenemedikleri gibi, yüzeyselliğin de hararetli savunucuları durumuna düşü- yorlar." 'Tesettür farzdır': 18 kasım yaprağı şöyle diyor: "Kadınla- ra örtünmenin emredilmesi ve hikmetleri: Ergenlik çağına gelmiş Müs- lüman kadınlara ve kızlara Is- lamiyet, örtünmeyi ve davranış- lannda bazı ölçülere riayet et- meyi emretmiştir. örtünme em- ri, Kuran-ı Kerim, hadisler ve icma-i ümmetle sabit bir farz- dır." "Nüfus artışında keramet vardır." 10 aralık yaprağını okuyarak nüfus planlamasının zararlarını öğreniyoruz: "Nüfus politikası: Kalabalık nüfus, bir ülke için güç kayna- ğıdır. ABD'nin yüzölçümü Ka- nada'ya göre 613 bin 054 kilo- metrekare daha azdır. Fakat Kanada'nın 25 milyona yakın nüfusuna karşılık ABD'nin nü- fusu 10 misli olup, 250 milyo- na yakındır. Kanada teknoloji- de ve her sahada ABD'den geri değildir. Fakat ABD dünyanm iki süper gücünden biri iken Ka- nada silik ve dünya siyasi plat- formunda ağırlığı olmayan bir ülkedir. Bunun tek sebebi ise nüfusunun az oluşudur. Japon- ya topraklannın sadece yüzde 13'ü ekime müsaittir. Yüzölçü- mü bakımından TUrkiye'den 2.5 misli küçük olmasına rağ- men nüfus bakımından Türki- ye'nin 2.5 mislidir. Teknoloji ve ekonomide ABD'den bile ileri- dir." "Yağmur duasına çıkınız" 5 aralık yaprağı müminleri yağ- mur duasına çağırıyor: "Yağmur duası: Dini bütün halkımız, içkiyi, kuman, fuhu- şu, faiz yemeyi, büyüklere say- gısızlığı, ekmek ısrafını ve iba- detlerden uzaklaşmayı Allah'ın gazabını davet eden sebepler olarak görür. Yağmur sıkıntısı- m da bu gazabın bir parçası ola- rak değerlendirir. Nimete ka- vuşmanın tek yolu ise yeniden Allah'ın hoşnutluğunu kazan- maktır. Bu sebeptendir ki yağ- mur duası, o bölgede halkın toplu bir pişmanhk gösterisi- dir." "En büyük düşman Yahudi- ler." 23 kasımda Müslümanlar Yahudilere karşı uyanlıyor: "Tarihte Yahudiler: (...) In- sanı insandan çok daha iyi bi- len Cenab-ı Hak, Maide Suresi'nin 82. ayetinde şöyle bu- yurmaktadır: 'İnsanlar içinde inananlara en büyük düşman olarak Yahudileri ve Allah'a or- tak koşanları bulursun...' Gö- rülüyor ki Kuran, Müslümanla- ra karşı en büyük düşmanın Ya- hudiler ve müşrikler olduğunu açık bir ifade ile belirtmektedir. Ancak her ikisi de inananlara düşman olmakla birlikte ayet-i kerimede Yahudilerin müşrik- lerden önce zikredilmesi olduk- ça dikkat çekici bir husustur. Demek oluyor ki Yahudiler, inananlara düşmanlıkta en ön- de gelmektedir. Olaylar, Yahu- dilerin iman edenlere karşı düş- manlığının daha şiddetli ve da- ha ısrarlı olduğunu ispat etmek- TV'de naklen UBaştarafi 1. Sayfada lannuı vardımıyla "home video" kullanarak çekilen Fılm binbir zorlukla hapishaneden çıkarıl- mıştı. Damato için, kaynağın gizli tutulması "ölüm cezasına karşı kamuoyunu uyandırmak" amacıyla yayına sokulan filmin etkisini azaltmıyordu. Ama işler planlandığı gibi git- medi ve birkaç gün sonra dana- nın kuyruğu koptu. 6 dakika boyunca hücrede, revirde, hapis- hane koridorlannda, elektrikli sandalyenin üstünde mahkûmu adım adım izleyen TV kamera- sı pek öyle amatör bir el tarafın- dan yönetilmişe benzemiyordu. Üstelik fîlmdeki bazı sahne- ler bir değil, birkaç kamera kul- lanıldığı izlenimini yaratıyordu. Hele en son haşlama-ızgara et- kisi üzerinde yoğunlaşan "zoom" etkisi filmin eni konu bir profesyonel tarafından çekil- diği kanısını uyandınyordu. Film ya manipule edilmişti ya da tamamen sahte bir mizansen- di. Birkaç meraklı TV izleyici- sinin "Telemontecarlo" nezdin- de yaptığı uyarımn ardından program yapımcısı gazetelere "Yayından sonra içime 'ya sahteyse 1 diye bir kuşku düştü" seklinde demeçler verdi. Gerçek şuydu: Amerika'da "American Madness TV" adın- da bir özel televizyon şirketi ta- rafından çekilen fılm, Uluslara- rası Af örgütü Amnesty Inter- national'a satılmış, ttalya'daki Amnesty Intemational da bunu OKullarda ölüm cezasına karşı yürüttüğü kampanya sırasında göstermişti. • • •• ALI AYGÜL'Ü YİTİRDÎK "Senin sesini duyacak insanlar kıyamete dek Sabahlar gibi taze, Bal gibi tatlı, Ve yorgun Ve sevdah Veyiğit" Anısını yaşatacağız. AİLESİVEDEVRtMCt ARKADAŞLARI ADINA FATMAAYGÜL tLAN BUKSA ASLİYE ÎKİNCt HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya No: 1990/590 Davaa Karayollan Genel Müdürlüğü tarafından davahlar Nurettin Mekik ve Yusuf Ziya Uğur aleyhine açılan 2942 S.K.'nın 38, maddesine istinaden tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Mahkemece müttehaz 1990/590 E. 1991/840 K. sayıh ve 12/11/1991 tarihli hükümle, Bursa Alaşar köyünde kain ve tapunun 726 parsel numarasında kayıth, taşınmazdan 150 m 2 ve 728 parsel sayüı taşınmazdan 16 m 2 'lik kısmraın davalı tapularmdan iptali ile davacı Karayollan Genel Müdürlüğü adına tapuya tesciline, taşmmazlar yola tahsis edilmiş olduğundan tahsis amacı doğrultusunda kaydının yola kalbedihnek üzere terkinine karar verilmiştir. Davalılardan Yusuf Ziya Uğur'un tebligata yarar adresi tüm araştırmalara rağmen tespit edilernediğinden karann gazetede ilanen tebliğinc karar verilmiştir. Işbu ilan tarihinden itibaren davah Yusuf Ziya Uğur'un sözü edilen karan yasal suresi içerisinde temyiz etmeye hakkı bulunduğu hususu ilam tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basm: 18956 tedir. Yahudilerin Islama olan düşmanlığı, Medine-i Münevve- re'de ilk Islam toplumunun te- şekkül ettiği günlerde başlamış ve halen günümüzde de devam etmektedir. İlk dönemlerde Müslümanlara karşı giriştikleri savaşlarda mağlup oldular, bundan dolayı da İslama ve Müslümanlara karşı bitmez tü- kenmez bir kin beslemektedir- ler." "Amerika'yı Müslümanlar keşfetti": 10 ağustos yaprağın- da bu yıl 500. yıldönümü kut- lanan Amerika'nın keşfini Kris- tof Kolomb'a değil, Müslüman denizcilere borçlu olduğumuzu öğreniyoruz: "Ortaçağ'da Islam ülkeleri: Avrupa için Ortaçağ bir gerile- me ve karanlık dönemi ise de ts- lam ülkeleri için durum bunun tersi idi. Bu dönemde Islam dünyası parlak bir uygarhğın temsilcileri idi. (...) Refah ve ba- yındırlık halkın çoğalmasını ge- nel kaidesince gerektirdiğinden, halkın çoğalması da refah ve servetin artmasına sebep oldu- ğundan, tslam ülkeleri arasında bugün kırk elli binden fazla nü- fusu olmayan pek çok şehrin o zaman bir milyona yakın nüfu- su vardı. (...) Prof.Dr. M. Ha- midulLah'ın yazdığına göre Amerika'ya ilk ulaşanlar Müs- lüman gemicilerdir." Batı'nın kültür emperyalizmi: 10 temmuz cuma günü Batı'nın Islam ülkelerine kültür çıkarma- sı hakkında şunları okuyoruz: "Kültür Savaşı: 20. yüzyıla kadar dünyada bilinen tek savaş türü sıcak savaştı. İçinde bulun- duğumuz yüzyılda soğuk savaş denilen yeni bir türle tanıştık. (...) Soğuk savaşla birlikte, ki- mi zaman ondan ayn olarak yü- rütülen bir de kültür savaşı var. Batı'nın sömürgeci ülkeleri ken- di kültürlerini sömürgelerinde yaymaya teşebbüs ederken şüp- hesiz masum niyetlerle hareket etmiyorlardı. O ülkelerin insan- larına birtakım davranış kalıp- larını benimsetmeye çalışıyor- lardı. Bu davranış kalıplarının içine genel olarak bütün bir ya- şama tarzı giriyor. Harcama alışkanlıklarının kazandırılma- sı, o ülke insanlarının bu suret- le pazar olmaya açık hale geti- rilmesi anlamını taşımaktadır. Kısacası kültür emperyalizmi deyimi ile ifade edilen vakıa son tahlilde ekonomik çıkan hedef- leyen bir yapı içinde oluşup ge- lişmektedir. "Müslüman aydınlar uyanı- yor" 7 ekimde ise kültür emper- yalizmine karşı Müslümanların uyanışı dile getirilmiş: "Dünyada Islam Ülkeleri: Son asırlarda Avrupalı devletle- rin sömürgesi altında bulun- mak, siyasi bağunsızlığmı henüz yeni elde etmiş olmak, kültür emperyalizminin etkileri vb. se- beplerle geri kalmış durumda bocalayan bu ülkelere bakarak bunun sebebini Islam dinine bağlamak çok yanlış bir değer- lendirme olur. Bu sabit fikir son asırlarda Müslüman aydınlara ve öğrencilere kasıtlı olarak so- kulmuş bir zehirdir. Müslüman aydınlar, artık kendi din ve kül- türlerinin mirasına sahip çık- mışlardır." "Faizsiz finans kuruluşlarına iştirak ediniz: Takvimin 'soru- cevap' seklinde işlediği konular- dan biri, 13 mayıs yaprağında şöyle ele alınıyor: "Soru: tslamda ne gibi tasar- ruf ve para birikürme yollan ge- çerlidir? Cevap: Müslümanlar sahibi bulundukları parasal değerleri- ni bizzat yatınm yaparak işlete- medikleri takdirde, meşru üre- tim yapan kuruluşlardan hisse senedi alarak, faizsiz finans ku- ruluşlarına iştirak ederek veya altın - döviz alarak korumak ve geliştirmek yollarını tercih ede- bilirler." Genel müdür Osman Erk'e suçlamalar sürüyor Töbank'tabelge avıEStN SUNGUR (tstanbul)- Töbank'ta Genel Müdür Osman Erk ile çahşanlar arasında ipler koptu. Ban- kanın 36 kişilik Teftiş Kurulu'ndan 34 müfettişin Başbakan Süleyman Demirel ile ilgili bakanlara "uyan mektubu" göndermesinden sonra bankada Osman Erk yönetiminin yaptığı usulsüzlük ve israfla- n saptamak için belge avı başladı. Müfettişlerin mektubundan sonra ortaya atılern Töbank'ın kapatılacağı iddialanna da Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarhğı bir açıklama yaparak yanıt verdi. Hazine dün yaptı- ğı açıklamada Töbank'ın ka- patılmasının veya Ziraat Bankası'na bağlanmasının söz konusu olmadığını duyur- du. Töbank'tn üst yönetimi ile çalışanlan arasındaki huzur- suzluk 36 müfettişten oluşan' Teftiş Kurulunun 34 üyesinin Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Devlet Bakanlan Ca- vit Çağlar ve Tansu Çiller ile KOI Başkanı Üstün Sanver'e gönderdikleri mektup ile orta- ya çıktı. 6 şubat tarihini taşı- yan mektubu İstanbul'dan 20, Ankara'dan 8, Aydın, Tekir- dağ, Akhisar, Gazi Antep, Edirne ve Isparta'dan birer müfettiş imzaiadı. Osman Erk yönetiminin usulsüzlük ve is- rafla suçlandığı mektupta, Töbank personelinin huzur- suzluğu dile getirilerek, ban- kanın kurtarılması için çalı- şanlanna sat'ılması önerildi. Başbakana ve ilgili yeriere gönderilcn mektupta imzası bulunun müfetüşler, Osman Erk'in Genel Müdür olduğu 8 aylık dönemde Teftiş Kurulu- na baskı yaparak müfettiş ra- porlannı değiştirtmek istedi- ği, kendisine direnen müfettiş- leri de kovmakla tehdit ettigi- ni iddia ettiler. Erk'in bir yandan kamuoyunda Tö- bank'm battığı imajını yara- tırken bir yandan da israfa HERTÜRLÜTERÖRE"HAYIR!" Son günlerde özetlikle İstanbul'da terör eylemlerindeki tırmanma eğilimi, Bakır- köy, Galleria, Kapalıçarşı gibi sivillere, son olarak da polise ve İstanbul DGM Sav- cısı'na yönelik terör eylemleri ülkemizin hızla bir kaosa sürüklendiğini göstermektedir. Öte yandan ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki insan hakları ihlalleri- nin, yargısız infazların, bir türlü azalma eğilimine girmeyişi, ülkemizin en önemli sorununun çözümü konusundaki umutlan her geçen gün biraz daha törpülemektedir. Bu durumun yanı sıra sendikalaşma mücadelesi veren işçilerin, sendikal hakları için mücadele veren memurların, kısacası emekçi halk yığınlarının üzerindeki terör de devam etmektedir. Türkiye, terörize edilmiş bir ortamdan kimlerin yararlandığını, bunun faturasının kimlere çıkanldığını görecek kadar tecrübelidir. Özellikle biz sendikalar ve diğer demokratik toplumsal örgütler, terörün her tür- lüsüne karşı durması gereken örgütler olduğumuzun bilincindeyiz. Kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin terörü lanetliyoruz. Bu anlamda, hükümetin demokratikleşme programını desteklemeyi de en önemli görevlerimizden biri olarak kabul ediyoruz. Devlet demokratikieşmeli, 12 Eylül'ün mirası devlet anlayışı terk edilmelidir. Hükümetin toplumumuzun ve devletin demokratikleşmesi için atacağı her somut adım, işçi sınıfımız ve emekçi halkımızca sonuna kadar desteklenmeli, ülkemiz sosyal adaletin sağlandığı, her türlü insan hak ve özgürlüklerine saygılı, kardeşçe yaşanı- lan bir ülke durumuna mutlaka getirilmelidir. Toplumsal geleceğimizve refahımız için, tüm toplumsal ve demokratik örgütleri, demokratikleşme yolunda atacağı her adımda bu hükümetle dayanışma içinde ol- maya çağırıyor, üzerimize düşen tüm görevleri yapmaya hazır olduğumuzu ilan edi- yoruz. ı OTOMOBİL-İŞ SENDİKASI KRİSTAL-İŞ SENDİKASI MERKEZ YÖNETİM KURULU MERKEZ YÖNETİM KURULU kaçan harcamalar yaptığma işaret eden müfetüşler, "Olay- lann bu noktaya gelmesınden sonra daha fazla susamadık. Objeküf olarak saptadığımız usulsüzlük ve israflar konu- sunda ilgili makamlan uyar- maya karar verdik" dediler. Müfettişlerin bu girişiminden sonra banka çalışanlan da ha- rekete geçerek, yönetimin yaptığı usulsüzlük ve israfı saptayan belgeleri toplamaya başladı. Adının açıklanmasını istemeyen bir Töbank perso- neli, "Artık ok yaydan çıktı. Bundan sonra ya biz kalaca- ğız, ya da Osman Erk'le takı- mı. Eğer teftişteki arkadaşla- nn başına bir şey gelirse hepimiz işi bırakmaya kararlı- yız" dedi. Teftiş kurulu başta olmak üzere Töbank personelini kar- şısına alan Osman Erk, ban- kanın genel müdürlüğüne Güneş Taner döneminde geti- rildi. Çetin Hacaloğlu'ndan sonra bankayı kurtarmak misyonuyla gelen Erk'in ban- kanın batık durumu karşısın- da çaresiz kalarak kendinden önceki dönemi asılsız iddia- larla suçladığı ve Teftiş Ku- rulu'na baskı yaparak zorla suçlu yaratmaya çalıştığı öne sürülüyor. Töbank Genel Müdürü Osman Erk hakkın- da yapılan suçlamalar ana başlıklanyla şöyle: -Başbakan Süleyman De- mirel'in imzasıyla 30 ocak ta- rihinde Kamu Ortakhğı Ida- resi'ne çekilen faksta. Osman Erk'in görevden ahnarak, ye- rine vekaleten Bilgi İşlem Dai- resi Başkanı Oğuz Aktan'ın atanması isteniyordu. Başba- kanın bu talimatı Kamu Or- takhğı Idaresi Başkan Yar- dımcısı Mehmet Çoşan tara- fından Erk'e tebliğ edildi. Konuyu Oğuz Aktan ile görii- şen Erk, şubat başında yapı- lan yönetim kurulu toplantı- sında istifa edeceğıni bildirdi. Ancak yönetim kunılu top- lantısında KOİden atamanın durdurulduğuna dair bir tele- fon gelince Erk yine genel müdür koltuğunda kaldı. Bir hafta içinde gelışen bu olayla- nn, Devlet Bakanı Cavit Çağ- lar ile Tansu Çiller arasındaki çekişmeden kaynaklandığı öne sürülüyor. Bu iddiaya gö- re Cavit Çağlar Töbank'ın kapatılması veya Ziraat Ban- kası'na devredılmesıni ıster- ken, Tansu Çiller çalışanlara saülarak özelleştırilmesı için Banka ve Sigorta İşçileri Sen- dıkası (BANKSİS) ile görûş- meler yapıyor. -Töbank'ın batık durumda olduğunu "Bankanın kasasın- daki paralan fareler yemiş" sözleriyle açıklayan Osman Erk'in bankanın bu durumu- na rağmen israfa kaçan harca- malar yaptığı ileri sürülüyor. Bu harcamalann başında, Tö- bank'a ait iki bina olduğu hal- de Gayrettepe'de Şerbetçi Hanı geçen yılın ekim ayında aylık 1.4 milyar liraya kirala- ması geliyor. Mecidiyeköy'de halen aylık 250 milyon liralık kirayla oturan Töbank Genel Müdürlüğünün Şerbetçi Han'da inşaat devam ettiği için taşınmasının ancak tem- muzu bulacağı, bu dönemde de 10 aylık kira bedeli olan 14 milyar liranın boşu boşuna ödeneceği ifade ediliyor. -Osman Erk hakkındaki di- ğer bir iddia da Töbank'ın 2 bin dolayında personelinin ol- masına karşılık yüksek maaş- larla ve niteîiksiz 200 üst yöne- ticiyi işe alması. Genel müdü- rün aylık net maaşı 1S milyon lira olan 7 danışmanının bu- lunduğu, işe aldığı kişilere makam bulabilmek için de bankadaki departman sayısı- nı 65'e çıkardığı ifade ediliyor. -Kendinden önceki dönem- de yapılan usulsüz işlemleri olduğundan büyük göstermek için Teftiş Kurulu'na baskı yaptığı öne sürûlen Genel Müdür Osman Erk'in kendi döneminde de bazı firmalara çok düşük faizle kredi kullan- dırdığı bildirildi. SHP lideri İnönü: Terör önlenırken demokrasi korunacak CUMHURİYET (Ankara) - Başbakan Vekili Erdal înönü, terörist canilerin bulunması için güvenlik güçlerinin titizlik gös- termesini beklediklerini söyle- di. İnönü, terörü etkisizleştirir- ken ülkenin demokratik yapısı- mn da korunacağını bildirdi. SHP Merkez Yürütme Kuru- lu, dün Genel Başkan ve Baş- bakan Vekili Erdal İnönü baş- kanhğında toplanarak geçen hafu içerisindeki terör olayla- rını ve çığ felaketini görüştü. SHP çığ felaketini incelemek üzere Bayındırhk Bakanı Onur Kumbaraabaşı eşliğinde bir he- yeti bugün G.Doğu'ya gönderi- yor. İnönü, MYK toplantısı önce- sinde yaptığı konuşmada, terö- rün tınnanışta olduğunu gör- mekten üzüntü duyduğunu be- lirtti. İnönü, "Bu olaylan yöne- tenlerin bulunması için güven- lik güçlerimizin gayretlerinin sonuç vermesini bekliyorum" dedi. Kımliğımi ve sigorta kartımı kay- j bettim. hükûmsüzdür. j SEÇKİNK1R Ehliyetımi ve kimliğimi kaybet- tim, hükûmsüzdür SELÇUfCÇEÜK Boğaziçi Üniversitesi ogrenci kiraliğimi kaybettim. Hükûmsüzdür. YÎĞÎTCAS YILDIZ VEFAT Merhum Mehmet Şefkati Akkanat ile merhume Rasede Akkanat'ın çocuklan, merhum Osman, Melih, Bülent Akkanat ile Ender Ansav'ın ağabeyleri, Kurtaran, Nil ve Ayşe'nin amcalan, merhume Ferdağ Akkanat'ın eşi FERDİ AKKANAT 10 Şubat 1992 günü vefat etmiştir. Cenazesi 11 Şubat 1992 (bugün) Teşvikiye Camii'nde kıhnacak ikindi namazından sonra Üsküdar aile kabristanında toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle