Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 1992 PAZARTESİ
HABERLER
ANAP'ta30
başkan gidid
• ANKA(Ankara)-ANAP
üst düzey yöneticilerinden
alınan bilgiye göre müfettiş
raporlanrun
incelenmesinden sonra bu
ayın sonunda toplanacak
MKYK'denilveilçe
örgütlerinden yapılacak
değişiklik bir toplantıda
çıkartılacak. ANAP
yöneticileri halen vekâleten
yürütülen il başkanlığı
sayısının 38 olduğunu
belirterek bunlann bir
kısmının asaleten
atamasının yapılacağını,
ancak feshedilecek il örgütü
sayısının 30'u bulacağını
belirttiler. Edinilen bilgiye
göre Semra Özal il
başkanlığından kendi
isteğiyle aynlacak. ANAP
yöneticileri buna kesin
gözüyle bakarken İstanbul
ve Ankara il başkanlannın
MKYK'nınmilletvekili
olmayan üyelerinden
seçileceğini belirttiler.
SHP'de ortak
topfauıtt
• CUMHURİYET
(Ankara)-SHP'de
Bakanlar Kurulu ve parti
koordinasyonunun
sağlanması için Merkez
Yürütme Kumlu (M YK) ve
partili bakanlar çarşamba
günü ortak toplantı
yapacaklar. Olağanüstü
kurultay sonrasında
SHP'de oluşan yeni yöntem
çalışma programı
hazırlıklarında son
aşamaya geldi. Program,
bugün yapılacak MYK
toplantısında ele alınarak
son bıçimi verilecek. SHP
Genel Sekreteri Cevdet
Selvi, partili bakanlann
katılımıyla 12 şubatta
yapacaklan toplantıda
parti-hükümet ilişkisini ele
alacaklannı söyledi.
Demoknatikteşme
veterör
• CUMHURİYET
(Ankara) - Sosyalist Bırlik
Partisi(SBP) Ankara İl
Başkanhğı'na yeniden Veli
Saltık seçildi. Kongrenin
sonuç bildirgesinde,
terörûn demokratikleşmeyi
engellediğine dikkat çekildi.
Bildirgede, kongrede alınan
kararlar şöyle sıralandı: 1.
Köklü bir
demokratikleşme
için anayasa değişikliği
gerekmektedir. 2.
Koalisyon hükümetinin
"Kürt gerçeği"ni tanıması
olumlu bir adım olmakla
beraber, sorunun
çözümünde henüz somut
önlemler alınmaması
kaygılandıncıdır. 3.
Yeniden tırmandınlmaya
başlanan terör hareketleri
demokratikleşme
çabalannın önündeki en
büyük engeldir.
Işıklı
başkan
ANKA (Ankara) -
Mülkiyeliler Birliği olağan
genel kurulunun dün
yapılan toplantısında genel
başkan Alpaslan Işıklı'nın
listesi yönetime getirildi.
Yapılan seçim sonuncu
Mülkiyeliler Birliği genel
merkezi yönetim kurulu
üyeleri şöyle oluştu:
"Alpaslan Işıklı, Erhan
Bener, Yümaz Tan, Hilmi
Yatçı, Mevlüt Bürüoğlu,
Şükran Çakır, Serdar
Şahinkaya!' Mülkiyeliler
Birliği Vakfı Yönetim
Kunılu'na genel kurul
tarafından
seçilen üyeler ise
yeniden Salih Er ve Bilgin
Aygül oldular.
Milletvekillerine yollanan yüksek dereceli bir grup hâkimin bildirisi Seyfi Oktay'a yönelik sert suçlamalar içeriyor
Adalet Bakanı'nı gı>nbmda yargıladılarTURAN YlLMAZ (Ankara) - Yüksek dereceli bir grup hâkim tarafından
hazırlanan bildirideAdalet Bakanı Seyfı Oktay, "Güvenlikgüçleriniiş-
kenceci ilan eden, Eskişehir Cezaevi'ni boşalttıran zihniyet" şeklinde
suçladı. Oktay ise bildiriyi kaleme alanlan' 'yargıyı yozlaştıran kişiler''
olarak tanımladı.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi Vu-
ral Savaş tarafından SHP dışındaki partilerin
milletvekillerine yollanan bildiri esas olarak ka-
muoyunda "by-pass yasası" olarak bilinen,
Adalet Bakanlığı bürokrasisi içinde yeni düzen-
lemeler öngören yasa tasarısını engellemeyi he-
defliyor.
Mali eşitliğe karşılar
Yüksek dereceli hâkimler, tasannın kendile-
rini meslekte belli görev süresini dolduran yar-
gıç ve savcılarla mali yönden eşit durumagetir-
mesine karşı çıkıyorlar. Bu nedenle tasarıyı ha-
zırlatan Adalet Bakanı Oktay'a karşı kampan-
yayürütüyorlar.
Savaş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Tetkik
Hâkimi iken, 1987'de, kamuoyunda "by-pass
yasası" diye bilinen söz konusu tasarı ile göre-
vinden alınmasına olanak sağlayan Adalet Ba-
kanlığı Müsteşarı Arif Yüksel'in de üyesi bu-
lunduğu HSYK'ca Yargıtay üyeliğine getirildi.
1990 ekiminde de Cumhurbaşkanı Turgut Özal
tarafından Kurul yedek üyeliğine seçilen Savaş,
bildiri gönderdiği milletvekillerinden, tasannuı
yasalaştırılmamasını istedi.
SHP dışındaki milletvekillerine gönderilen,
yüksek dereceli hâkimler tarafından hazırlan-
dığı öne sürülen bildiride şu göruşlere yer veril-
di:
"Hepimizin bildiği gibi ülkemizi bölmeye
yönelik eylemler giderek yaygmlaşıyor. De-
mokratik duzen içinde bu eylemleri etkisiz kıl-
maya çalışan, polis görevlilerini ve ordu men-
suplarını, 'işkenceci' ilan eden, dahahükümet
güvenoyu bile almamış iken, 'Eskişehir
Cezaevi'ni' boşalttıran bu zihniyet, şimdi de
sözde 'adalet reformu ve insan haklan' gibi bir
ambalaja sardığı yasalardan oluşan balyozunu
yargı gücünün üzerine indirmeye hazırlanmak-
tadır. Yuce parlamentomuz, oynanmak istenen
oyunun farkına varmaz ve bu gidişe 'dur' de-
mezse korkarız ki vakit çok geç olacak, huku-
kun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve insan hak-
lan gibi hassas dengelerden oluşan 'adalet
terazisi' bu oneminibuyuk olçude yitirecektir.''
Tasannın, birinci sınıf yargıçlar ile birinci sı-
nıfı ayrıldıktan sonra meslekte 10 yılını doldu-
ran yargıçlan mali yönden eşit konuma getiren
hükmünün eleşü/ıldiği bildiride şöyle devam
edildi:
''Bilindiği gibi yargı düzenimizde cumhuri-
yet tarihinin hiçbir döneminde birinci sınıfa ay-
rılmış hâkimlerle, birinci sınıf hâkimler eş dü-
zeyde mütalaa edilmemiştir. Bunları bu yasa
hükmünde olduğu gibi eş düzeye getirmek, bü-
tün kıdemli albaylan bir yasa hükmüyle bir an-
da general yapmak gibi mutlaka korunması ge-
reken hiyerarşiyi bozucu nitelikte bir tasarruf-
tur. Bilindiği gibi birinci sınıf hâkimler, yüksek
mahkeme üyeleri ile Adalet Bakanlığı'nda ça-
lışan az sayıda yüksek bürokratlardan ibaret-
tir. Buhiyerarşi bozulduğu zaman, çoğunluğu
teşkil eden ve yüksek mahkeme üyeliğine seçi-
lemeyeceğini veya bakanlıkta ust düzey yöne-
tici olamayacağını bilen birinci sınıfa ayrılmış
hâkimler memnun olurlar, ama yargı düzeni
alt-üstolur."
Bildiride, getirilendüzenlemenin, bakanlık
ust düzey yöneticilerinin kazanılmış haklarını
ihlal edeceğj gibi sıradan bir kürsü yargıcmın
bakanlık müsteşan ile aynı maaş ve aym hukuki
statüye kavuşması sonucunu doğuracağı da sa-
vunularak "Ne ülkemizde ne de dunyanın her-
hangi bir yerinde olmayan ve inanıyoruz ki hiç-
bir zaman da olmayacak olan bir düzen, üste-
lik buna herhangi bir ihtiyaç bulunmadığı hal-
de, sırf bazı siyasi çevreleri ve kuruluşlan mem-
nun etmek için kurulmaya çalışılmaktadır " de-
nild;.
Kaos doğar
' 'Adalet Bakanı'nın yargı denetimine tabi ol-
mayan iki satırlık yazısı ile bakanlık Ust düzey
yöneticilerini, o ana kadar amiri durumunda
bulunduğu hâkim ve savcıların emir ve deneti-
mine tabi bir hale sokarsanız, doğabilecek ka-
osu düşünebiliyor musunuz?'' denilen bildiri-
de, '' Yasa tasansımn bu hükmüyle, aslında bu
kaos yaratılmak istenmektedir. Hepimizce bi-
lindiğigibi esasen bu kaos, daha yasa Bakanlar
Kurulu'nda görüşülürken kısmen doğmuş,
yasi kadrolaşma ve adliyeye siyaset sokma ve
egemen olma olanağım vereceği de öne sürülen
bildiride şöyle devam edildi:
Bağımsızlık zedelenir
"Bu da hâkimlerin huzur vegüven içindegö-
rev yapma imkânını ortadan kaldıracağı gibi
mahkemelerin bağımsızlığmı zedeler nitelikte-
dir. Nitekim, bunun bir örneği, 1978 ve sonra-
ki yıllarda yaşanmış ve izleri halen ortadan kal-
dırılamamıştır. Cezaevlerindeki firarlaruıço-
ğunun, o devirde göreve alınan infaz koruma
memurlannın kusur ve ihmalinden kaynaklan-
yüksek mahkeme üyeleriyle diğer hâkim ve sav- dığı, yapılan soruşturmalarla açıkhğa kavuştu-
cılar arasında hakaretlere varan sürtüşmeler ğu bilinen bir gerçektir."
başlamış,meslekibirlikvetesanüt,cumhuriyet
tarihinde ilk defa bozulmuştur" görüşü savu- Adalet Bakani 11111 tepKİSI
nuldu.
Bakanhkta yüksek müşavirlik kadrosu oluş-
turulmasına, atama kararnamelerinde cum-
hurbaşkanının onay yetkisinin ortadan kaldı-
nlmasma da karşı çıkılan bildiride,' 'Cumhur-
başkanımn imzası olmadan kararnamelerinyü-
rürlüğegirmesi, 1982 Anayasası'nın cumhur-
başkanına tanıdığı hak ve yetkilere, Cumhur-
başkanlığı makamının konumuna ters düştüğü
gibi Turk anayasa ve idare hukuku gelenekle-
rine de uymamaktadır" ifadesineyer verildi.
Tasarı ile bakanlığa memur alımında baka-
na yetki veren düzenlemenin, kısa zamanda si-
Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Savaş tarafından
milletvekillerine gönderilen ve kendisine suçla-
yıcı ifadeler taşıyan bildiriye sert tepki göster-
di. Bildiriyi "Siyasi franksiyonlann bildirileri-
ne benziyor" diye niteleyen Oktay, Savaş'a yö-
nelik olarak da "Mevcut sistem içinde bazı im-
tiyazlar edinmiş, yargıyı yozlaştıran kişiler"
sözleriyle yanıtladı. Getirdikleri tasandaki dü-
zenlemelerin özünden tümüyle saptınlarak
yansıtıldığını da kaydeden Oktay, "Yaşamım
yargı bağımsızlığına adamış bir kişi olarak buna
aykırı hiçbir uygulamanın altına imza
koymam" diye konuştu.
MD Genel Başkanı Helvaa *tnsan haklannı savunmanın tehlikeli hale geldiğini" söyledi
'Ölüm tehditleri ahyoruz'AYŞENUR ARSLAN (Ankara) - İnsan Haklan
Derneği (İHD) Genel Başkanı Nevzat Helvaa, polis ve
yargı mensuplanna yönelik terör eylemlerini protesto
göstd ilerinde, insan haklarının hedef ahnmasım de-
ğerlendirirken, gelişmelerin "tehlikeli" olduğunu
söyledi.
Helvacı ile, Adana'da bir grup polisin İHD şube bi-
nasına yürüyüşe geçtiği ve "kahrolsun insan haklan"
sloganları attığı geçen cuma gününün akşamında ko-
nuştuk. Helvacı, kamuoyuna yansıyan bu tür eylemle-
rin yanı sıra çok sayıda tehdit de aldıklarını anlattı ve
"salt insanlann hakkmı savunduğu için insanlar ölümle
tehdit ediliyorsa, o zaman o ülkedeki durumu gözden
geçirmek gerekir" dedi. Nevzat Helvacı, sorulanmızı
şöyle yamtladı:
— Adana'daki cenaze töreninde, insan haklan-
na ve İHD'ye yönelik bazı sloganlar atıldu Bir
grup, şube binasına yürümek istedi. Daha önce
de benzer girişimleri izJedik. Bunlan nasıl değer-
lendiriyor sunuz?
HELVACI • 12 Eylül askeri darbesinden sonra, de-
mokrasi ve insan haklannı savunanlara karşı bir olu-
şum başladı. tnsanlara yapılan haksızlıklara karşı çık-
mak, devlete karşı çıkmak gibi algılanmıştır. Kamuo-
yu, bu mantıkla şartlandınlmıştır. Bugün gelinen nok-
ta, sanıyorum ki o birikimin sonucudur. İHD, her türlü
teröre karşı olduğunu çeşitli vesilelerle açıklamıştır.
Devlet terörüne karşıdır, örgütsel teröre karşıdır, birey-
sel teröre karşıdır.
— Ancak, bazı çevrelerdelHD'nin yabuzca "dev-
let terörüne karşı çıktığı" gibi bir kanı var. Ya da
bu ana edüiyor...
HELVACI— İHD, her türlü teröre karşı çıkmıştır. Bu
arada devlet terörüne de karşı çıkmıştır. Geçmiş yılla-
ra bakıldığı zaman, bireysel veya örgütsel terörden da-
ha çok, devlet terörünün olduğunu görmekteyiz. Onun
için İHD, o tarihlerde daha çok devlet terörünun üze-
rinde durmuştur. Bir başka nokta da şudur; Devlet, hu-
kuk dışına düşen insanlar için kendi sıstemlerini kur-
muştur. Devlet, polisiyle, jandarmasıyla, askeriyle,
mahkemesiyle, savcısıyla, cezaeviyle bu sistemi kurmuş-
tur. Devlet, hukuk dışına düşen insanı yakalar, yargı-
lar, cezasını verir. Ama, devlet hukuk dışına düştüğü
zaman bunu yapacak mekanizma yoktur. Işte, riükü-
metler dışı insan haklan örgütleri, devleti denetleme-
Nevzat Helvacı
nin bir örgütüdür. Birleşmiş Milletler de bunu böyle
algılamışür. Devlet güçlü bir organizasyondur. Ona kar-
şı "kişiyi" korumak gerekir. Bunun için geçmişte, 12
Eylül faşist döneminin yarattığı ortamda, insanlar o
devletin karşısmdaki gUçsuzlUğünde bir örgütün sığın-
masına ihtiyaç duymuşlardır. İHD böyle doğmuştur.
Ama bu, lHD'nin terörü desteklediği anlamına gelmez.
Terör eylemleri konusunda birçok kez görüşumuzü söy-
ledik. Ama basın ve yayın organlan bizim bu söyle-
diklerimizi yaymadılar. O zaman kamuoyunda uyanan
imaj, sanki İHD bunlar karşısında sessiz kalıyor gibi-
dir. Hatta çok tipik bir örnek verebilirim: Çetinkaya
mağazalanna yapılan saldında İHD bir açıklama ya-
parak, saldırıyı kınamıştır. Bir gazetede buna bir satır
yer verilmediği gibi, ertesi gün "niçin bunlar susuyor"
diye aym gazetede yayın yapılmıştır.
— Peki, insan haklanyla terörü neredeyse aynı
potada gören görüş sizce, yabuzca bir grubun gö-
rüşleri midir, yoksa daha yaygm bir görüş müdür?
HELVACI * Çok garip şeyler izliyoruz. Mesela bir
güvenlik görevlisi öldürülmüşse, onun başında topla-
nanlar "kanı yerde kalmayacaktır, intikam almacaktır"
gibi gerilimi artıran ve insanlan birbirine düşüren de-
meçler veriyor. Düşünebüiyor musunuz, Türkiye'nin
Içişleri Bakanı, "onlar bir yaparsa biz beş yapanz" di-
yor. Bu, intikam hissidir. Hukuk içinde kalması gere-
ken, hukuku uygulaması gereken bir örgütün mensup-
lan "kana kan, intikam" diye yollarda bağınyorsa, bu
o toplumda insanlann bir bölumunü düşman ilan et-
mek, hukuk dışı davranışlan meşru göstennek gibi so-
nuçlar doğurur. Tehlike budur. Adana'da ysşanan, baş-
ka yerlerde de yaşanan budur.
— Bir yanda Türkiye''de ilk kez İnsan Haklan Ba-
kanlığı ve hükümet programı, diğer yanda insan
haklan savunucuhığunu terörle eşdeğer görmek».
Sizce bu görüntülerin hangisi daha ağır basıyor
ya da basacak?
HELVACI - Hükümetin bu konuda kötü niyetle ha-
reket ettiği gibi bir yargıda bulunmam mumkün değil.
Ama bir şey dikkatimi çekiyor: Bu hükümetin demok-
ratikleşme ve insan haklarının standardını yükseltme
konusundaki taahhütlerinin kamuoyuna yansıtılmasın-
dan onra bir rahatlama oldu. Fakat bundan, öyle an-
laşıhyor ki, rahatsız olanlar da var. "Siz ne söylerse-
niz söyleyin, biz bildiğimizi okuruz" diyen odaklar var.
Bu hükümet kurulduktan sonra, mesela gözetim altın-
da kaybolma olaylannda, süreye vurarak oranlarsak,
artış olmuştur. tşkence olaylannda azalma olmadı.
Şüpheli ölüm' olaylan var, fıüi infaz diye tarif edilen
olaylar var.
— Başbakan DemirelH samimi buuıyor musunuz
demokratikleşme vaatlerinde?
HELVACI - Batıda, 100 gün geçmeden hükümet de-
ğerlendirilmez. Onun için ben bir süre daha beklemek
gerektigini düşünüyorum. Ama, şimdi yaptğım değer-
lendirmeyle bu hükümet yeterli hızla adım atmış de-
gildir. Işi sürece bırakmışlardır. Ama öldürühnuş in-
samn artık hükümetten bekleyebüeceği birşey yoktur.
— İHD'ye yönelik tepkiler, sloganlarla mı sınır-
h? Yoksa başka tepkiler de alıyor musunuz?
HELVACI - Mektupla veya telefonla tehditler alı-
yoruz. Bugüne kadar lHD'nin uğradığı saldınlar bel-
İidir. Ama bir ülkede insan haklan savunuculanmn
kendilerini güvencede hissetmeleri sağlanamıyorsa, salt
insan haklannı savunduğu için insanlar tehdit altında
bulunuyorlarsa, ölümle tehdit ediliyorlarsa o zaman o
ülkedeki durumu gözden geçirmek gerekir.
TBMM spor salonu matbaa olduGÜNSELt ÖNAL (Ankara) - Milletvekilleri, sportif olmadıkları
içinTBMM'deki spor salonundan oldular. MületvekiUerininilgi
göstermedikleri salon.TBMM Matbaası tarafından işgal edildi.
Spor salonunun ısınma sisteminin ge-
üştirilmesi için hazırlanan 250 milyon li-
ralık proje de rafa kaldırıldı. Geçen ya-
sama döneminde salonun müdavimleri
arasında yer almasına karşın bakan ol-
duğu için artık spora ayıracak zaman
bulamayan Maliye ve Gümrük Bakanı
Sümer Oral, salonu matbaacılara kap-
tırdıklannı öğrenince, TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'tan salonun yeni-
den açılmasını isteyeceğini söyledi.
DYP Tekirdağ Milletvekili Fethiye
özver'in girişimiyle Meclis'te kuaför
kadrosu açılmasını sağlamayı başaran
kadiın milletvekilleri "jimnastik salonu"
açtırmak için girişimde bulunmaya ha-
zırlanırlarken erkek milletvekilleri elle-
rindeki spor salonundan oldular. lyileş-
tirilmesi için proje hazırlanan spor sa-
lonuna, birkaç milletvekili ile gazeteci-
den başka kimse gitmeyince projeden
vazgeçildiği gibi salonu da TBMM Mat-
baası olarak kullanmaya başladı.
TBMM Genel Sekreter Yarduncısı Hay-
rettin Uzun, "Meclis'te bayan milletve-
killeri için spor yapma olanağı var mı"
diye soran Cumhuriyet muhabirini ya-
mtlarken mevcut salonun da kapatıldı-
ğım bildirdi.
Uzun, "Milletvekilleri salonun kapa-
tılmasına karşı çıkmadılar mı" sorusu-
na da "Seçimden sonra 'Nerede spor
yapacağız' diye soran bile olmadı" kar-
şüığmı verdi. Uzun geçen yasama döne-
minde de salonun soğuk olmasından do-
layı milletvekillerinden gelen bir yakın-
ma ounadığını belirterek "Zaten basın
mensuplarından bazılan ile personeli-
mizden salona gidenler oluyordu. Soğuk
olduğu için onlar da gelmemeye başla-
yınca salon kapatıldı" dedi. Uzun, sa-
lonun neden matbaanın işgaline bırakıl-
dığının sorulması üzerine de "Boş yer
bulununca yayıhyorlar. Kamuda, boş
yer bulunduğu zaman, yer sıkıntısı çe-
ken hemen yayıhr" diye konuştu. Uzun,
kondisyon aletlerinin salonun bir kena-
nna çekildiğini anlattı.
TBMM'ye bu dönem giren DYP An-
kara Milletvekili Dursun Yangın, Oral
sözlerini tamamlayınca, "Kapatılmasay-
dı biz de giderdik" diye konuştu.
TEŞEKKÜR
By-Pass ameliyatımı başanyla yaparak beni yeniden
yaşama döndüren, ameliyat öncesi ve sonrası yakın
ilgisini esirgemeyen
Doç. Dr. TUFAN PAKER
ile ameliyat ekibi
Dr. Biilent POLAT
Dr.EsinEREK
An.Dr. SemaKAYA'ya
ve tüm Florance Nightingale hastanesi 4-A bölümü
personeline sonsuz minnet ve teşekkürlerimi sunanm.
SADIKCAMCI
Galerİ • Atelye 232 6 4 2 6 B 230 21 87
HENDEK
KADASTRO MAHKEMESİ
EsasNo- 1989 309 KararNo. 1991 ,'200
Hâkim. Duran Ateş 23126 Kâtıp Huriye Baykal 848
Davacı Muharrem Pür tarafından davalı Hazıne'yı Maliye aleyhıne
açtiğı tespıte ıtıraz davasında davacı duruşmaya gelmedıği. adresı
meçhule gıttığı \e >apılan zabıta marıfetı ile araştırmada da bulunma-
dığından duruşma günû gazete ile ilan edılmış ve mahkememızın
25.12. 1991 tanhlı duruşmasında,
Davaya konu Hendek Karaçökek Köyu 24 nolu parsel kendisine aıt
olduğundan davalı Hazıne ile de ılgısı olmadığından davanın husu-
metten reddıne daır karar verılmış olmakla. karann gazetede ilan edil-
dıkten sonra 15 gün içinde temyız yoluna başvurmanız. aksı takdirde
karann kesınleşeceğı ılanen tebîığ olunur. 23 1 1992
Basın. 45449
RUS RESIMLERISERGISI29 Ocak - 17 Şubat 1992
RAMKO
SANAT MERKEZt
Atiye Sok.Yuva Apt. No:8 Teşvikiye Tel:236 15 38
r 11 s ı
23 OCAK/18 ŞUBAT 1992
AYTEKIN OLGUNSOY
HÜLYA tOTASUN
ZİİMRUT Y.RADAUKARMA RESİM SERGİSI
Töbonk B e y o g l u Şubesı. U t ı k l o l C o d 50
T o k ı . m U l o n b u l Tel 2 4 } 28 30
•
Serg. Cumort«u Poıor dı« 10 00 18 00 arm> geıüebir
4 25 Şubat 1992. II 00 -18.00
(Famgüniendışında)
lsakkl Caddesj 141
Beyogu-lstanbul Ttf 1521698
BALKAN NACİISLIMYELI
"DelıGomleğı'
! G A R A N T I S A N A T G A L E R I S I
RESİM • HEYKEL
ÖZGÜN BASKI
SERGİSİ
18 Ocak-12 Şubat
N*«pMiy» Aytar C«) Nll Apt
24/6 Lntnt 269 B0 14
BEN/İDAM
NURİ ABAÇ
Resım Sergisı
8 Subat 1992
21 Mart 1992
h<cda Cod No 220 226
Kad'koy Tel 346 97 14
E r g in
Resim Seıgisi
5-26Şubatl992,UO0-I8O0
ıPazargunlen dışında)
Ç a v u ş o ğ l u
A Yonca
Modem Sanat
Galeriâ •'>"»;'
Valıkonağı Caddesı No 117'2 Nişantaşı-Istanbul Tel 130 39 80
Marmara Unıversıtesı
Guzel Sanatlaf FakulteS'
l.Tıl ve 2.Tıl Dtrenci Çstışmılan
BİLİNÇALTI SERAMİKLERİ
Sergisı 10-22 Şubat 1992
T A K I C A L E R I S I
Vlpur Ukelol Sok. No 5
OrUköy TH 259 19 11
GÖKHAN
ANLAĞAN
Resim Sergisi
31 Ocak-19 Şubat'92
GALERİ • *
IPBALDEM
Valıkonağı Cad Akkavak Sok
No 22 3 80200 Nışantas
İSTANBUL Tel (11232 40 81
Özdemir Aitan
Resim Sergisi
10Şubat-5Man1992
Y A P I K R E D I
KÂZIM TAŞKENT
SANAT GALERISI
Istıklâl Cadaesı Beyogiu
galeri
atölye
232 64 26
23O 21 87
nen görmelidirler' sözleri hiç-
bir örtüyle gizlenemeyecek bi-
çimde yeni terör ve cinayet da-
vetiyesidir."
Konuşma yargılansın
Saruhan, Özal'ın konuşma-
Çağdaş Hukukçular Derneği:
Özal cinayetlere
davetiye çıkanyor
CUMHURİYET (Ankara) - Çağdaş Hukukçular
Derneği Genel Başkanı Şanal Saruhan, Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın terör olaylarıyla ilgili de-
ğerlendirmelerinin "terör ve cinayetlere
davetiye" niteliğinde olduğunu bildirdi.
Saruhan, özal'ın sözlerine bir cari sualdir. Karşıhğını ay-
tepki göstererek şu açıklamayı
yaptı:
"Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'm, cenaze töreni sırasın-
da yapmış olduğu konuşmayı
şiddetle kınıyoruz. Anayasasın-
da hukuk devleti olmayı taah-
hüt etmiş olan bir ülkenin cum- sının devlet adamı olma sonım-
hurbaşkanı terör olaylannı ön- luluğuyla bağdaşamayacağına
leme çabası göstermek yerine dikkat çekerek "Kanın kanla
kana kan çağrısı yapmaktadır. yıkanmasıru isteyen bir ortam-
'en tabii insan hakkı yaşama da yargı ve hukuk iflasa gide-
hakkıdır' sözlerinin ardına giz- cektir. Bütün hukukçuları bu
lenen, 'yaşama hakkına kaste- konuşmayı yargılamaya davet
denlerin buhaklardanistifadesi ediyorum" diye konuştu. • .j
Taslak bakana sunuldu
Diyanet 13 yıldır
yasasını anyor
HAKAN AYGÜN (Ankara) - Anayasa Mahkeme-
si'nin iptal ettiği Diyanet îşleri Başkanhğı Teş-
kilat Yasası, "Laiklik tartışması"na yol açacağı
kaygısıyla 13 yıldır çıkanlamıyor.
Seriye ve Evkaf Vekaleti'ni
kaldıran 3 Mart 1924 tarihli ve
429 sayılı yasayla Başbakanlı-
ğa bağlı olarak kurulan Diya-
net Îşleri Başkanhğı önceki büt-
çe dönemlerinde olduğu gibi
yeni biitçe dönemine de "yasa
sıkıntısı"yla girdi.
Başkanüğın ilk teşkilat yasası
olan 2800 sayılı "Diyanet Îşle-
ri Reisliği Teşkilat ve Vazifeleri
Hakkında Kanun" 22 Haziran
1935'te yürürlüğe girdi. 29 Ni-
san 1950*de yürürlüğe giren
5634 sayılı yasayla da teşkilatın
adı Diyanet Îşleri Başkanhğı
olarak düzelildi. Bu yasayla,
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün
yetkisi altındaki cami ve mes-
citlerin idaresi başkanhğa dev-
redildi.
15 Ağustos 1965'te çıkan 633
sayılı "Diyanet îşleri Başkanlı-
ğı Kuruluş ve Görevleri Hak-
kında Kanun"la da başkanüğın
lcurulduğu tarihten itibaren ge-
çirdiği mevzuat değişiklikleri
tek metin halinde toplanırken
teşkilatın kadro sayısı da iki ka-
tına çıkanldı.
Laikliğe aykırı
Diyanet yasasında son deği-
şiklik ise 26 Nisan 1976'da yü-
rürlüğe giren 1982 sayıh "633
sayılı Diyanet Îşleri Başkanhğı
Kuruluş ve Görevleri Hakkın-
daki Kanun'un bazı maddeleri-
nin değiştirilmesine ve bu kanu-
na dört geçici madde eklenme-
sine ilşikin kanun" ile yapıldı.
Dönemin Cumhurbaşkanı
Fahri Korutürk, "laikliğe aykın
bularak" iki kez TBMM'ye ge-
ri gönderdiği 1982 sayıh yasa-
nın yürürlüğe girmesi üzerine
Anayasa Mahkemesi'ne baş-
vurdu.
Korutürk, yasanın 22. mad-
desinin birinci fıkrasmda yer
alan "Diyanet Îşleri Başkanı ile
kuruluşun bütün görevlilerinin
itikadı, ibadeti, tavır ve hare-
ketlerinin Islami törelere uy-
gunluğunun çevrelerinde büinir
ohnası" hükmünün "anayasa-
nın laiklik ilkesine aykırı
olduğu" gerekçesiyle yasanın
iptalini istedi. Anayasa Mahke-
mesi ise yaptığı değerlendirme-
de yasanın Korutürk'ün itiraz-
lanna karşın yasalaştırılmasını
"biçim yönünden anayasaya
aykın" buldu ve iptal etti.
Anayasa Mahkemesi'nin ip-
tal karannda, iptal edilen yasa-
nın bir yü içinde yenilenmesi is-
tendi. Ancak aradan geçen 13
yıla karşın düzenleme yapı-
lamadı.
Bu süre içinde Diyanet Îşleri
Başkanhğı ile ilgili düzenleme-
ler de Bakanlar Kurulu karany-
la yapıldı. Hac organizasyonun
Diyanet Îşleri Başkanhğı'mn
yetkisine verümesi de bu orga-
nizasyonlar arasındaydı.
Yeni bir Diyanet yasası çıka-
nlamamasına en önemli engel
olarak 1961 Anayasası'nda ol-
mamasına karşın 1982 Anaya-
sası'nın 136. maddesinde yer
alan, "Başkanhk, laiklik ilkesi
doğrultusunda çalışır" hükmü
gösterüiyor. "Devlet eliyle din
hizmeti verilemez" tartışmala-
n sürerken 1982 Anayasası'nda
yeralan hükmün yeni bir Diya-
net yasası cıkanlmasını daha da
zorlaştırdığı ifade ediliyor.
Bu arada her bütçe dönemin-
de TBMM'de "Diyanet yasası"
mn çıkanlamaması tartışması
konusu olurken başkanhk da
hazırladığı yasa taslağım Diya-
net'ten sorumlu bütün devlet
bakanlanna sundu.
Yeni taslak
Başkanhk son olarak Diya-
net'ten sorumlu Devlet Bakanı
Ekrem Ceyhun'a da bir taslak
sundu. Ceyhun'un bu taslağı
Bakanlar Kurulu ve TBMM'ye
sunmasının ise "küçük bir
olasıhk" olduğu ifade ediliyor.
Neden olarak da, "Laiklik
tartışmasına" yol açacağından
duyulan kaygı gösteriliyor. Aynı
şekilde hac organizasyonunun
Diyanet tekeünde devlet ehyle
yürütülmesinin de yasayla
düzenlenemeyeceği betotih'yor.
Bu durumda, Bakanlar Kuru-
lu kararıyla yürürlüğe sokulan
ve Anayasa Mahkemesi'ne gö-
türüldüğünde iptal tehhkesiyle
karşı karşıya bulunan düzenle-
melerin yeniden gündeme geti-
rilmesinden kaçuuhyor.
Aynı şekilde yeni yasa hanr-
lıklannın gündeme gehnesiyle
Sünnilerin dışındaki dini grup-
ların da teşkilata yönelik istek-
lerini gündeme getirmelerinden
kaygı duyuluyor.