Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
— ^ Sa
Cumhuriyet |
Sahıbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilık Türk Anonim Şirketı adına
Berin N»di 0 Murahhas Vye: Emiae Işaklıgil 0 Genel Yayın MıidUru:
Has»n Omal, Yazı tşleri Müdurü: Ok«> Gonensin 0 Yazı işlerı Müdur
Yardımcılan: S*Um Alpaslan, Kerem Çalışkan, Vecdel Dogan, Latfii Tınç
Sayfa Düzeni Yönetmenı: Ali Acar 0 Ankara Temsıîcısu Ahmet Tan
Iç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi: Meral Tamcr, Kültür: Cetal Uster, Istanbul Haberleri: Muhittin
Sirer, Spor: AMüikadir Yiiceiman, Makaleler: Şahin Alpa>, Düzeltme: Abdullah Vazıcı 0 Koordina-
tör: Ahmet Korulsan # Mali Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bolent Yener # Bütçe-Planlama: Sevgi
Osmuıbcşeoglıı 0 Reklam: Ayşe Tonın • Idare: Huseyin Gurer 0 lşletme: Önder Çdik 0 Bilgi-lşlem:
Nail tnal 0 Personel: Sevgi Bostancıoglu
Basan ve Yajm: Cumhunjn Matbucılıi v? Gazeleolik T A.ş TOrkocajı Cad. 39/41 CajaJofhı
34334 lst PK: 246 lıunbul Tfel. 512 05 05 (20 hal), TOa. 22246, Fax; (I) 526 60 72 0 Bumtan
Aakara: Zıy> Odkllp Blv lıüulap S No ]9'4, W: 133 II 41-47, TeİK 42344. Fu (4) 133 05 65
0 Isair. H. Zıyı Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 13 12 30.TOra52359. Fu. (51) 19 53 60 0 AJna:
InOnü Cıd 119 S. No 1 Kal 1, Tel: 19 37 52 (4 hal). Teiot 62155. FM (71) 19 25 78
TAKVfM. 10 ŞL'BAT 1992 Irnsak: 5.32 Guııeş: 6.58 Oğle: 12.23 Ikindı: 15.11 Akşam: 17.38 Yatsı: 18.58
Dili biçim olaıı Bülent grafîkErknıen
Çocuk gönü
• lstaıbul Haber Servisi — The
Presidezı Hotel'in düzenlediği
"Çocuk Günü"nde Türk çooıkları,
Türkiye'de yaşayan yabancılann
çocuklanyla tanışarak gönüllerince
eglendiJer. Ote] yetkililerince
gelenefcel hale getirilmesi planlanan
"Çocuk Günü"ne, 5 ile 13 yaş arası
ttttn çooıklar ücretsiz olarak
katıldılar. Amerikan ve Ingiliz
konsolcsluklannın girişimiyle gelecek
yıllarda daha kapsamlı olarak
gerçekleştirilmesi hedeflenen "Çocuk
Günü'*Eün amacı, farklı kültürlerde
yetişen cocuklann erken yaşlarda
birbirlenyle kültür alışverişine
ginnelen ve yeni dostlukların
temellemi atabilmeleri. Erol
Büyük bırç'un, çocuklar için
bestelecLgi şarkılarla katıldığı
toplantıda, animatörlerin şovları ve
kukla gisterileri çocuklar tarafından
ilgiyle ülendi. (TAMAŞA. F. DURAL)
Yeşil kart
• AA (tstanbul) - Sağlık Bakanı
Yüdınm Aktuna, 1993 yılında
uygulamaya başlanacak genel sağlık
sigortası kapsamında, devlet
hastanelerinin rekabet edebilmeleri
için özerkleştirileceğini bildirdi.
Koşuyolu Kalp Hastanesi'ni ziyaret
eden Afcuna, yeşil kart uygulamasına
ilk olarak 24-25 martta
Kızılcahamam'da başlanacağını, asıl
uygulamaya 1.5 yıl sonra, genel sağlık
sigortasıyla birlikte geçileceğini
söyledi-
Bumndan kılaldırmayın
• AA (Erzurum)- Atatürk Üniversitesi
Araştırma Hastanesi K BB Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Tali Ural, burun
kıllannı aldırmanın tehlikeli olduğunu
belirtti. Kıl köklerinde meydana gelen
iltihaplanmalann dolaşım sistemi
vasıtasıyladoğrudan beynegittiğini ve
beyinde iltihaplanmalar meydana
getirdiğini söyledi. Burun kıllannın
birer mekanik koruyucu olduğunu da
kaydedenProf. Ural, "Çünkü burun
kıllan mikroplann bir bölümünü
tutarak akciğerlere ulaşmalannı
engellemektedir" dedi.
Sürücü belgeleri
• AA (Ankara) - Sürücü belgelerinde
"organ bağışı" bölümü açılacak.
Karayollan Trafık Yönetmeliği'nin bazı
bölümlerinde yapılan değişiklik,
bugünkü Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna
göre, sürücü belgelerinin arka
yüzlerinde organ bağışı bölümü yer
alacak. Bu bölümde, "Tıbben yaşamım
sona erdikten sonra doku ve
organlarımın tamamını, böbreklerimi,
karaciğerimi, gözlerimi, kalbimi,
pankreasımı, diğer hastaların tedavisi
için bağışüyorum" ifadesi bulunacak.
MimarSinan'aövgû
• AA (New York) - ABD'nin önde
gelen gazetelerinden New York
Times'ın dünkü seyahat ekinde, büyük
usta Mimar Sinan ve İstanbul'da yer
alan ünlü camileri tanıtılıyor. New
York'un ünlü sanat müzesi
Metropolitan Museum of Art'a halen
Hint sanatı ve mimarisi üzerine
konferanslar veren Olivier Bernier
tarafından yazılan iki tam sayfalık
yazıda, ünlü Türk miman Sinan'ın
16'ncı yüzyılda Istanbul'a armağan
ettiği camiler aynntılı olarak
anlatılarak. Mimar Sinan'ın
dehasından söz ediliyor.
Antalya'da minareler
• AA (Antalya) - Antalya'daki tarihi
minareler ve türbelerin çevreleri
düzenlenerek ışıklandınlacak. Antalya
Çevre Vakfı ve Kültür Müdürlüğü'nün
işbirliği ile Antalya'nın en önemli
yerlerinden biri olan Yivli Minare'nin
çevre düzenleme çalışmaları
tamamlanmak üzere. Yivli minare,
ışıklandınlarak gece de görülmesi
sağlanacak. Aynca Ahi Kızı. Ahi
Yusuf, Nigar Hatun ve Zincirkıran
Mehmet türbelerindede çevre ve
ışıklandırma çalışmalan yapılacak.
DENtZ ILGAZ (jstanbul) -Bir afiş,
bir sayfa düzeni, bir kapak tasa-
nmı, bir ilan metni, bir kitabın
kendisi. Gösterişsizlik, abartı-
sızlık, alabildiğine yahnlık, gra-
fik sanatçısı Bülent Erkmen'in
tarzı. İşlev ve estetik, her "iş"-
inde ayrılmaz bir bütün oluştu-
ruyor.
Enis Batur onun için şöyle diyor: "Bi-
çimleri dil olarak kullanmayı seçmiş,
uğraş edinmiş, kendini orada aramaya
koyulmuş biriyle yüzyüzeyim."
Sanatçının bir tarzı, bir kişiliği olması
Erkmen için çok önemli. Aynıhk, görü-
nenin, yüzeydekinin aynılığı olmamalı
da bakış açısındaki, işi ele alış biçimin-
deki aynılık olmalı. Şöyle diyor Erkmen:
"Eğer belırlı bir biçim geliştirmişseniz ve
izleyici memnun olmuşsa, o biçim sizi
tutsak alır. İzleyici artık sizi istemez, si-
zin yaptığınız o 'iş'i ister." İşte bu tut-
saklıktan kaçış yollannı geliştirmekle
yükümlü görüyorsanatçıyı. Ama kaçar-
ken yine de kendini yitirmemeli sanatçı.
Neredeyse bu düşüncesini somutlaştır-
dığı bir "iş"i bile var.
Erkmen'in bir grafık tasarımcı olarak
portresini içeren bu "iş"i, "self-promoti-
on" adı altında, 1989 yılında Münih'teki
Birinci Uluslararası Kiosk Bienali'n de
50 sanatçının 50 yapıtı arasında sergi-
lendi. Yuvarlak zemin üzerinde hep ken-
disine doğru koşan kendi fotoğrafıyla
Erkmen, kendine sorgulayarak bakma-
nın hem açıklığını hem de çıkmazmı aynı
anda vermekte.
İnsanın kendı tutunmasını, satışını
sağlayacak unsurlan yaratması anla-
mmda kullanılan "self-promotion" sö-
zü Sanat Dünyamız'ın Bahar 1991 sayı-
smda, açılacak olan sayfaya işaret eden
kalın kırmızı bir ok içinde siyah harflerle
yazılı olarak Erkmen'in yeni bir ürünü-
ne de başlık oluşturuyor. Burada Erk-
men, işlerini, yaşantısını ve düşünceleri-
ni yansıtan söyleşileri, 1979-90 yıllan
arasında ürettiklerini, küçültülmüş yazı
ve resimlerJe, ahşılmış kalıplan aşan bir
anlatı yoluyla sunuyor. •
"Kendisi bir şey olan şeyler başka bir
şey olsun istedim" dediği işlerinin en ye-
ni örneği de geçen yıl Stuttgart'ta "Fo-
rum Typographie" adlı bir seminerde
sunduğu görsel bir bildiri. "Tippgrafı-
nin Resmi, Resmin Tipografısi Üzerine
Serbest Bir Deneme" adlı bu multiviz-
yon tasanmda Erkmen, yazının bugüne
dek oluşmuş biçimsel çeşitliliğini ve bu
çeşitliliğin bir resmin ve metnin anlamı-
na kazandtrdıklarmı sorguluyor.
Perdede 22 dakikalık bir süre içinde
defalarca sönüp canlanan bir yüz ve me-
tin var. Yüz, rastgele seçilmiş bir fotoğ-
raf: Kendini çirkin bulduğu için çok az
fotoğrafı bulunan Ahmed Haşim'in yü-
zü. Metin ise Enis Batur'a ait. Tasanma
gelince, çeşitli biçimlerde "suretlenen"
yüze, değişik dillerde beliren metine yeni
ilişkiler içinde bakan ve bunlann arasın-
da yatan ve ancak insan aracılığıyla dol-
durulabilecek bir boşluğun gerçeğini
yansıtmaya yönelen bir "iş"i bu Erk-
men'in.
Değişik tipografılerde belirip sönen
suret ve metin arasındaki ilişkiler sorgu-
landıkça anlam giderek ortadan kalkı-
yor. Harfler olsun, suret parçalan olsun,
boşlukta kendi başlanna yeni anlamlar,
yeni imgeler oluşturmaya başhyorlar.
Erkmen'in, grafığı kendi mesajını sor-
gulayabilecek kadar geniş bir özgürlüğe
götürdüğü bir başka "iş"i de 1990'da
Türk ve lslam Eserleri Müzesi'nde sergi-
lenen "Kitap" adlı çalışma. Ferit Edgü
ile birlikte oluşturduklan "Kitap"ta,
içindeki malzemeye alet olmayan, yal-
nızca kendi mesajını oluşturan bir kitap
yaratmaktı amaç. Firdevsi'nin Şah-
name'sinden rastgele alınmış bir minya-
türün çevresinde bir tasanm oluşturul-
muş, yazann anlatısı ancak ona aynlmış
boşluklara sonradan yerleştirilmişti. Ve
sergi, tasanmı özne olarak ortaya koy-
muş, kitabın oluşumu sırasında geçirdi-
ği anlan, aşamalan, seçimleri göz önüne
çıkarmıştı.
Grafık dilinde bir "kişilik" yaratmış
bir sanatçı Erkmen. Bu kimliğini belirle-
yen öğeler nelerdir? Kendisine soruldu-
ğunda, hislerine, duyuşlanna çok önem
verdigini, anlatım biçimini, tipografiyi,
renk seçimini his yoluyla bulduğunu
söylüyor. Enis Batur'un deyişiyle, "için-
deki hayvan"ı çok sık kullanıyor Erk-
men. "fş"lerinden çok kesin sonuçlar
çıkanlmasından da yana değil. Yapanın
yaptığından çok, izleyicinin o yapılanla
olan ilişkisi önemlidir diyor. Yaratım
süreci nasıl "iş"i yapana özgü kişisel bir
şeyse, sonrasında, iş elden çıktıktan son-
ra, o işle izleyici arasındaki süreçte hiç
araya girilmemeli diyor.
Erkmen'in o ilginç, küçücük, ama
küçüklüğüyle devleşen "işaref'lerini
düşünüyorum: Bir bankayı, bir kişiyi,
bir kuruluşu, bir ürünü, bir vakfı, bir
derneği simgeleyen işaretlerini. Erk-
men'in bir tarzı var, ama kalıplan yok.
Yapıtlanyla, ulusal sınırlan aşmış, ev-
rensel düzeye ulaşmış olmast da işte
bundan.
Bilimsel ve toplumsal ihtiyaçlarla bütünleşmeyi savunan Katolik inanışın tersine Ortodokslann parolası "Mantık anuna, sadece inan" şeklinde özetleniyor.
Rus OrtcJdoks kilisesi komünizmin bıraktığı boşluğu doldurmakta güçlük çekiyor
4
Vazgeçmeye' dayanan öğreti zorda
Dış Haberler Servisi - Rus Ortodoks
kilisesini zor günler bekliyor; es-
ki Sovyet cumhuriyetlerinde
dağılan komünist sistemin bı-
raktığı boşluğu ruhani öğretiler-
le doldurma görevini üstlenmesi
gerekiyor. Ancak geçen 70 küsur
yıl boyunca devlete bağlı hare-
İcet eden Rus Ortodoks kilisesi-
nin bugüne dek ticari ve sosyal
ahlak konularıyla uğraşmamış
olması, işini zorlaştınyor.
Bilimsel ve toplumsal ihtiyaçlarla bü-
tünleşmeyi hedefleyen Katolik inanışın
aksine, Ortodoks din bilimcilerinin paro-
lası, "Mantık arama, sadece inan" şek-
linde özetleniyordu.
Rus din felsefecisi Piotr Çadayev, 1829
yılında yazdığı ünlü "Felsefe Mektup-
lan"nda şöyle diyor: "Rusya'nın bu den-
li geri kalmasının asıl sorumlusu Orto-
doks kilisesidir". Rus Ortodoks kilisesin-
de devlete karşı seslerini yükseltenlerin
sayısı az olmadı, ancak bu kişilerin sesleri
kesildi.
Bazı Ortodoks liderlere göre devletle
bu denli iç içe geçmişlik, yok olmama
kaygısından kaynaklanıyordu.
Aleksander Soljenitsin'e göre Ono-
doks kilisesi bağıms>zlığından feragat
etmeseydi, Rus tarihi çok daha insancıl
ve uyumlu bir şekilde yazılabilirdi.
Frankfurter Allgemeine Zeitung'da
yer alan bir habere göre Ortodokslann
sosyal öğretisinin olmaması çeşitli ne-
denlere dayanıyor. Haberde bu nedenler.
uzun yıllar Hıristiyan olmayan hüküm-
darlara tabi yaşanmış olunması, Doğu
kilisesinin geleneklerinin ağırlığı aitında
ezUmiş olunması, Ortodoks kilisesinin daha
çok mistik ve kutsal değerlere önem verip
modern dünyaya yönelişlere karşı çık-
ması, Bizans din bilimlerinde sosyal ah-
lak konulannın sistemleştirilmesinin
gündeme gelmemiş olması, devletle çok
iç içe yaşanmış olması şeklinde sıralanı-
yor.
Ortodoks kilisesinin devletle iç içeliği
Hıristiyanlığın sosyal temellerinın unu-
tulmasına neden oldu. 3 milyon Rusun
bağlı olduğu Rus Ortodoks kilisesinde
temel öğreti "vazgeçmeye" dayanıyor ki
bu da Rus ruhani dünyasının ana Bizans
kilisesinden daha da muhafazakâr olma-
sına neden oldu.
Rus Ortodoks kilisesi önemli bir kesim
için ulusal kimlik simgesiydi. 13. yüzyıl-
da Cengiz Han, hanlık için dua etmeleri
koşuluyla kiliseye koruma, saygınlık ve
vergiden rnuafiyet ayncalıklan tanımıştı.
Ülkenin geri kalan bölgelerinde şiddet ve
baskı hüküm sürerken. kilisenin serveti
katlandı.
Ortodoks kilisesinin çıkan, iktidan sı-
nır tanımayan hükümdara bağlanmakta
görülüyordu. Maddi servetin arttınlması
yönündeki çabalann ekonomiye katkısı
söz konusu olmuyordu. Çarlann ve dini
liderlerin servetleri üretken olmayan bi-
çimde işleniyordu.
Kremlin hazinesinde stoklanan altın,
gümüş ve diğer değerli taşlar, çeşitli eşya-
lann süslenmesinde kullanılıyordu. Altın
ve inciler yurtdışından getiriliyordu.
Lüks, ekonomik düzene katkı sağlamı-
-yordu. Yabancı ülkelerin kuyumculanna
ve tacirlerine halktan esirgenen paralar
ödenirken, servet. ölü sermaye olarak
özel hazinelerde saklanıyordu. Rus za-
naatının ve ticaretinin bu servetten ya-
rarlanması mümkün değildi.
Bizans din bilimcilerine göre kilisenin,
devlet koruması altında kalmaya çalış-
ması en önde gelen görevi olmalıydı. Rus
Ortodoks kilisesi de bundan farklı bir şey
yapmadı. En yüksek otorite kilise gelene-
ğiydi.
Dünyevi yaşam için benimsenen kural-
Jann bulunmaması, Rus Ortodoks kilise-
sinin her şeyden çok devletin hizmetinde
olması sonucunu doğurdu.
Rus liderler zor durumda kaldıklann-
da Ortodoks kilisesine bel bağhyorlardı.
İlki Jozef Stalin oldu. 1941 yılında Nazi
ordulan Rusya'nın içlerine doğru ilerle-
diğinde, kiliseden halkın savunmaya
olan inançlannı geliştirmesini istedi.
İkincisi Mihail Gorbaçov oldu. Ancak,
perestroyka için aradığı desteği bulama-
dı. Ortodoks liderler yeniden yapılanma-
nın sözünü bile duymak istememişlerdi.
Boris Yeltsin'in ağustos darbesinde yer
alanlara karşı kiliseye yaptığı çağn ise
yanıt buldu.
Rus Ortodoks kilisesi başpiskoposu,
komünizmin çöküşünü şöyle değerlendi-
riyor: "70 yıl boyunca ruh sağlığımız ve
içsel birliğimiz yok edildi."
Gökçek'in ihalelerine iLSiüsüzlük iddiasıCUMHURİYET (Ankara) - RP Ankara Milletvekili Melih Gökçek^
in SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) Ge-
nel Müdürlüğü döneminde yaptırdığı dört makam odası için 1
milyar liraya yakın harcarna yapıldığı, aynı dönemde kuruma alı-
nan 500 bilgisayarın yaklaşık iki yıldır ambalajından çıkarılma-
dığı, bazı ihalelerde usulsüzlük yapıldığı öne sürüldü.
Kadın, aile, çocuk, yaşlı ve özürlülerden
sorumlu Devlet Bakanı Güler lleri'ye, RP
Ankara Milletvekili Melih Gökçek'in
SHÇEK Genel Müdürlüğü dönemine iliş-
kin dosya yağıyor. Kurum uzmanlannca
hazırlanan bir dosyada, dönemin Devlet
Bakanı Cemil Çiçek'in, cocuklann eğitimi
için 1990 yılında alındığını söylediği 500
bilgisayann, Anadolu'dakı hıçbir eğitim ve
yetiştirme merkezine gönderilmediği belir-
tildi. Kurum yetkilileri ise 500 bilgisayarın
alındığını, ancak kullanacak personel yok-
luğundan dolayı yaklaşık 2 yıldır depolar-
da bekletildiğini söylediler. Melih Gökçek-
in daha önceki Genel Müdür Dr. Nihat ll-
han'ın yaptırdığı makam odasını beğenme-
yerek dört makam odası yaptırdığı öne sü-
rülen dosyada şöyle denildi:
"Bu makam odalarından biri eski
ANAP Genel Merkezi'nde, biri Kızılay'da
Armağan İşhanı'ndaki Sosyal Hizmetler İl
Müdürlüğü'nde, üçüncüsü Saray Sosyal
Hizmetler İl Müdürlüğü'nde, dördüncüsü
de Anafartalar Caddesi'ndeki genel mü-
dürlük hizmet binasındadır. Burası bina-
nın en üst katında, eskiden yemekhane ola-
rak kullanılan bölümdür. Sadece bu oda-
ya 500 milyon lira harcanmıştır. Yeniden
düzenlenen ve onanlan bu kata çok lüks
mobilyalar alınmış, terasına çim halılar dö-
şenmiş, üç kamyon ithal çiçek konmuştur!'
Gökçek'in, meyve ve sebze dışında ku-
rumun tüm ihalelerini yayımiadığı bir
emirle merkeze alarak bazı şirketleri kayır-
maya çalıştığı iddia edilen raporda şöyle
devam edildi:
"Genel mudur bir emirle sebze ve mey-
ve dışında tüm ihalelerin merkezden yapı-
lacağinı illere ve kuruluşlara bildirmiştir.
Yağ, pirinç, mercimek, çay, kuruluşlara
gönderilmiş ve büyük stoklar yapılmıştır.
Bazı kurumlarda 2-3 yıllık yağ stoklanmış,
mercimek ve pirinçler kurtlu olarak gön-
derilmiştir. Çayın durumu da benzer şekil-
dedir.
Türkiye genelinde büyük ve küçük ona-
runlarının ihaleleri merkezden yapılmıştır.
Bu ihalelerden il müdürlükleri ve kurum
müdürlerinin haberi dahi olmamıştır. Ay-
rıca bir emirle onarım işini yapacak mu-
teahhitlere müdahale edilmemesi bildiril-
miştir. Zaten Ulerde ne keşif özeti ne de iha-
le dosyası bulunmamaktadır. 100 milyara
dayanan bu ihaleleri kimler, ne şekilde al-
dı, kabullerini kimler, ne şekilde yaptı, ku-
rumlara önce kuru gıda stoku yapılıp, ka-
litesiz gıda maddeleri alınıp da daha son-
ra neden ihaleler tekrar illere bırakıldı?"
\feterlilik sınavı
Hukuk
öğ iiöğrencisi
tasanyı
sevmediİstanbul Haber Servisi — Avukatlık
Yasa Tasarısı ile getirilmek istenen yeter-
lilik sınavına tepkiler sürüyor. Bir grup
hukuk fakültesi öğrencisi adına yapılan
açıklamada, "Mesleğin niteüğini yükselt-
mek görünümü altında kısmi bir tekel
hakkı yaratılmaya çahşıldığı" öne
sürüldü.
TBMM Adalet Komisyonu'nda görü-
şülerek Başbakanlık'a sunulan Avukatlık
Yasa Tasarısı ile getirilmek istenen, avu-
katlık mesJeğine girişte adayların yeter-
lilik sınavmdan geçmesini öngören hük-
mün tasarıdan çıkanlması istendi. İstan-
bul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde
okuyan bir grup son sınıf öğrencisi adl-
na yapılan açıklamada, getirilmek istenen
yeterlilik sınavının serbest meslek özelli-
ği ile bağdaşmadığı ve toplumun ihtiya-
cından kaynaklanmadığı öne sürüldü.
Açıklamada, "Bakanlığın, bu konudaki
düzenleme ihtiyacının nereden" kaynak-
landığını belirten bir açıklama beklerken
bu tür bir düzenlemenin hukukun temel
ilkeleri ile bağdaşmayacağı noktasından
hareket ederek karşı çıkacağını sandığı-
mız tstanbul Barosu'nun tavn bizleri ha-
yal kırıklığına uğratmıştır" denildi.
Yeterlilik sınavının, mesleğe yeni giren-
lerin yetersiz olduğu ve avukathk yapan
bazı üyelerin meslek onuru ve ahlakı ile
bağdaşmayan tutum sergilemeleri nede-
niyle uygulanmak istendiğj belirtilen açık-
lamada, şu görüşlere yer verildi:
"Mesleğe yeni girenlerin, bu mesleğe
daha başanlı uyum sağlayabilmeleri ile il-
gili tek bir öneri bile getirme ihtiyacı du-
yulmadan, yetersizlikten yararlanarak ye-
ni yetişen hukukçuları avukatlık mesle-
ğinden uzak tutmaya çalışmak ve buna
dört elle sarılmak öyle sanıyoruz ki hu-
kukçulann takınmayı akıllarından bile
geçiremeyecekleri bir tavır olmabdır. Kal-
dı ki şu anda bu mesleği yapanlann mes-
leki açıdan eksiksiz, kusursuz ve dört
dörtlük oldukları konusunda hiç kimse
bir güvence veremez. İlgili ve yetkih'ler,
bu tür yakınmalarla bir sınav gerekçesi
yaratmaya çahşacaklarına, şu anda çaüş-
makta olanlar başta olmak üzere mesle-
ğe yeni girecekleri de sık sık eğitim çalış-
maları ile yetkin hale getirme çabası içi-
negirebilir;'
Sosyal araştırma:
İmam-Hatip
öğrencisi, neden
içe döniik?
ANKA (Ankara) - Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nda Köksal Toptan ile başlatılan
'demokratikleşme' sürecinde, bakanlığın
resmi yaym organlarında ilginç görüşler
açıklanıyor.
Uludağ Üniversitesi îlahiyat Fakülte-
si öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr.
Mustafa Öcal, imam-hatip öğrencilerin-
de görülen 'içine kapanık' davramş bi-
çimi konusunda bir araştırma yaptı. Îla-
hiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Da-
lı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa
Öcal, Milli Eğitim Bakanlığı'nca yayım-
lanan "Din Öğretimi" dergisinde yer alan
araştırmasında 188 imam hatip lisesi mü-
dürü arasında yaptığı anketi açıkladı.
Ankete katılan imam hatip lisesi mü-
dürlerinin yansı "öğrencilerin aldıklan
dini-ahlaki terbiyeleri sonucu geliştirdik-
leri davranışlar, bazılannca içlerine ka-
panık ve çekingen olarak
değerlendirilmektedir" yanıtmı verdi.
İmam hatip lisesi müdürlerinin diğer ya-
nsı ise öğrencilerin bir kısmının çekingen
olduğunu, diğer kısmının ise rahat ve sos-
yal yönlere sahip olduklannı kaydettiler.