Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURÎYET 13ARALIK1992PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Almanlar uykularından uyandıHAMBL'RG - Hamburgun hemen kuzeyın-
de kartpostal güzelliğindeki şirin Mölln kasaba-
sı. Nazilerin ateşiyle bir anda cehennemc dönüş-
tü. Sadece dünyadaki değil. Almanya'daki sefa-
leti bile daha çok televizyon ekranlanndan
tanıyan bu sakin kasabanın sakin ınsanlan. her
zamanki gibi bir gecenip sabahında televizyon-
dan tanıdıklan vahşeti bizzat yaşayarak kalktı-
lar. Yıllardır bırlikte yaşadıklan Türk komşula-
nnın. çok uzak görünen Nazi vahşetine kurban
gitmiş olmasının hüznünü yaşadılar. Kartpostal
rüyalardan uyandılar.
Möllnlülcr'le birlikte tüm Almanya. bir siire-
dir gördüğü kabusun aslında gerçek olduğunu
fark ederek uyandı geçen pazartesi sabahına.
Mölln'le birlikte son zamanlarda meydana ge-
len saldınlann, işsiz Doğu Almanlar'ın sayılan
artan mültecilere tepkisinden ıbaret olmadığı
belli oldu. Nazizmin hortladığı. yabancılann ve
özellikle dc Tiirklerin Almanya'nın yeni Yahu-
dileri olduklan gün ışığına çıktı. Mölln"deki ci-
nayetlere gösterilen tepkilere rağrnen Türklere
yönelik saldınlar devam etti. Türkiyeli göçmen-
lcr sınırlan keskinleşen çatışmanın saflanna bir
adım daha itildiler.
Almanva'nın uykudan uyanmakta çok geç
Hamburg
FERRLH
YILMAZ
kalıp kalmadığıni zaman gösterecek. ancak
manzaranın hıç de iç açıcı olmadığını şimdıden
söylemek mümkün. çünkü sorun terör estiren
binlerce Dazlak ve Naziylc sınırlı değil. Asıl so-
run. Nazilerin topiumun geniş bir kesiminden
onay. hatta destek görmesi. Almanya'da Nazi
döncmı öncesinde olduğu gibi cepheler çiziliyor.
çatışmanın saflan yavaş yavaş bellı oluyor. Tür-
kiyeli göçmenler. isteseler de istemeseler de hızla
bu çatışmanın baş aktörlerinden biri olmaya iti-
lıyorlar.
Oysa bunun böyle olacağı başından belliydi.
Almanya'daki Sosyal Demokrat Paı li dışindaki
sol \ e her siy asi eğilimden göçmenler. gelişmeleri
uzun zamandır kaygıyla ızliyorlar.
Hamburg'un merkezinde. Amandastrasse"-
deki yabanalann ve Almanlann birlikte olduğu
"Haus für Alle"nin 2. katında bir odada Alman-
lar ve yabancılar üç yildır telefon nöbeti tutuyor.
"Anti-faşist telefon" adı verdikleri bir telefon
numarası. Hamburg'daki Nazi ve Dazlak saldı-
nlanna karşı oluşturulmuş telefon zincirinın ana
halkasını oluşturuyor. Herhangi bir saldın du-
rumunda buraya telefon edildiğinde. süratle zin-
cir harekete geçirilip mümkün olduğunca çok
sayıda anti faşistin en kısa zamanda olay yerinde
toplanması sağlanıyor. Telefon zinciri. saldınla-
nn önceden haber alındığı durumlarda hazırlık
yaparak saldınlan önlemeye. saldınya uğrayan-
lan savunmaya çalışıyor. Mölln'deki cinayetle-
rin duyulduğu pazartesi günü herhangi bir
duyuru yapılmamasına karşılık, bu telefon zin-
cirinin harekete geçirdiği üç binden fazla kişi.
Hamburg'da cinayeti protesto eden bir gösteri
yaptı.
Haus für Alle'deki anti faşist telefon. şirrtdi
Nazilerin geçenlerde yayımladığı, Hamburg'da
Alman solculanrun ve göçmenlerin toplandığ
yerlerin listesinde.
Son yirmi yıldır Hamburg'da akıl ve sinir has-
talıklan uzmanı olarak çalışan Dr. Etem Ete de
'"Hastalanmı hiçbir zaman son birkaç aydaki
kadar huzursuz ve tedirgin görmedim. Al-
manya'da kalıcı olduklanru yavaş yavaş kavra-
yan Türklerin girdikleri bunalımlara. şimdi bu
saldınlann getirdiğı tedirginlik de eklendi. Kalı-
. cı olduklannı kavrayan Türkler. aynı zamanda
istenmiyor olmanın bılinciyle gelecek kaygısına
kapılarak daha fazla bunalıma giriyorlar" di-
yor. Bunalım kültürel kapanışı. şeriatçı ve milli-
yetçi eğjlimlerin güçlenmesini getiriyor. Türkle-
nn topjumdan daha da izole ölmalanna yol
açıyor. İzolasyon daha fazla çatışmayı teşkil edi-
yor, kısır döngünün halkası daralıyor.
Almanya'daki Türk göçmenler asıl hedefın
mültecilerden çok kendilerinin olduğunun bilin-
cindeler. "Biz Yahudilere benzemeyiz" diyerek
saldın ihtimalıne karşı "önlem" alıyorlar, artık
geç saatlerde sokağa çıkanlar "boş" dolaşmı-
yorlar.
Almanya'da saflar giderek belirginleşiyor,
cepheler aynlıyor. ibre vaktın geçtiği noktaya
doğru dönüyor. Türkiyeli göçmenler farkında
olsalar da olmasalar da büyük bir hızla çatışma-
nın baş hedefi ve aktörü olmaya doğru itiliyor-
lar. Almanya. kabus sandığı rüyanın gerçek
olduğu zamana uyanıyor. Vakit biraz daha ge-
çerse kalemler "artık çok geç" diye yazacaklar.
Noel Babalar
buyılüzgün
Münih
EROL
ÖZKAN
MÜNİH - Münih'te. Noel taıili sevınci
ve tclaşı hızlı başladı bu yıl. Yılbaşı tatilini
iple çekenlerle, çılgın bir alışveriş curcuna-
sını özleyenler ve doğal olarak çocuklar
bugünlerde bir hayli keyifli.
Ancak ne var ki Almanya'da son aylar-
da yaşanan olaylann yarattığı gerilim ve
büyüycn sorunlar dizisi, bu yıl kutlanan
Noelin biraz hüzünlü oluşunu da kendili-
ğinden yaratmış gibi.
Kentin hemen her köşesinde, ışıldamaya
başlayan Noel ağaçlan ve süslenmiş vitrin-
lerin yanı sıra dev marketlerde yaşanan
alışveriş çılgınlığı adeta bugünlenn kanık-
sanan gcleneği. Süpermarketler sanki ken-
di aralannda gizli bir yanş halindeler..
Binlerce Noel Baba tasviri, Noel Baba çi-
kolatalan. lıkörlü şekerlemeler ve oyun-
caklarla renklenen şehirde bir koşturmaca-
dır gidiyor şimdilerde...
Münih'in ünlü Marienplatz meydanı
günlerce önceden haarlanıp gelin gibi süs-
lendi. Eski belediye binasının tam önüne
Münih itfaiyesinin getirip diktiği 26 metre-
lik yaşlı çam ağaanm üstünü süsleyen 3000
ampulün ışıltısı ve büyüsü geceleri bu mey-
dana bambaşka bir görünüm kazandın-
yor. Ve tabii meydanın orta yerinde açılan
hediyelik eşya barakalan da bu curcunanın
görüntüsüne renk katıyor...
Cicili bicili oyuncakçılann önünde cüz-
danlannı boşaltma sevdasına tutulan tuzu
kuru Münihlilerin, sıcak şarap içerek kav-
rulmuş şekerli badem kokulan altında düş-
leredaldığı da bir gerçek...
Düşler bir yana. gerçekler ise bambaşka
Almanya'da. Evet. bir yandan şiddetlenen
ırkçı saldınlan. bir yandan iki Almanya"-
nın birleşmesinin yarattığı ekonomik yük
ve günden güne artan ilticacı sorunlan. En
çarpıası Dazlak saldınlan ve bu gündem-
deki ana konu politikacılar için...
1993 bütçesindeki 20 milyarlık açık yü-
zünden önümüzdeki yılbaşından itibaren
sosyal kesintilerin artacağının belirtilmesi
karan en çok bizimkileri. Türk işçilerini
düşündürtüyor...
El ele tutuşup ellerinde fenerler ve mum-
larla yürüyen 350 bın göstericinin ırkçıhğı
ve yabancı düşmanlığını protesto edışi de
görülecek birmanzaraydı... Evet, hafif ha-
fıf atıştıran kar serpintileri altında kırmızı
kukuletalı. pamuk sakallı. ellerinde çanlar-
la yüzlerce Noel Baba sokaklan şenlendire
dursun. aslında bir yeni yil sarhoşluğu ya-
şanıyor Münih'te.. Ancak nedense Noel
Babalar, bu sene biraz hüzünlü mü ne?
P Y r î î r m r l a V l î l * l î m < * l i "
A B
D'de ^
e
* York'u etkisi altma alan şiddctli kasırga. bihük. hasara yol açtı. Kentin Manhartan bölgesini
J. 11 L l l l d t l c t jf Ul LLHltîlVs u basarken birçok yerde elcktrikler kesildi. Yatalar için caddelerde jürümek btivük bir sorun oldu. Ozel-
likle kadınlar. karşıdan karşıva gecerken savnılan eteklerine ve uçuşan şapkalarına hâkim olmak için büyük gayret sarf ettiler.( Fotoğraf: REUTER)
Manchester'da Eıııek MüzesFnde olmak
Manchester
FARL'K
PEKİN
MANCHESTER - Bir şıirinde
Nazım Hıkmct "müzeyi gezmek iyi.
müzelık olmak fena" dcr. Işte böylesi
bir müzedeyim Manchester'da:
Emek Tarihi Ulusal Müzesi.
Çok savıdaki düzenli müzcleri ile
ünlü İngiltere'de böylesi bir müzenin
Manchester'da bulunması rastlantı
değil. Kent bir zamanlar "dünyanın
aıölvcsi" olarak adlandınlan ingil-
tere'de sanayinin beşiği. İlk tren is-
tasyonu burada açılmış. Kooperaüf-
çilik hareketinın başladığı Rochdale
kentin bir parçası. İngiltere İşçi Sen-
dikalan Konfederasyonu TUC ku-
rulus kongresini 1868'de burada
yapmış.
Bugünlerde İstanbul gibi 2000
olimpiyatlanna hazırlanan kentin
tarihi mcrkezındeki binalar tek tek
restore cdiliyor. Yeni tramvay ve
metro şebekeleri döşeniyor. yeni bir
havaalanı yapılıyor. Trafik sorun ol-
maya başlamış. Büyükşehir Belediye
Başkanlığı "arabanı e\inde bırak,
otobüs ya da metro kullan" kam-
panyası açmış. Çok sayıda müzeye
sahip kenıte bir de Sherlock Holmes
Müzesi \ar. Minareye benzer acayip
kuleli S(rangeways Hapishanesi ge-
çen yıllarda büyük bir direnişe sahne
olmuş.
Emek Müzesi. İngiltere işçi hare-
ketinin son 200 yıllık tarihinin çeşitli
kesımlerini sergiliyor; Loncalar. ra-
dikal reformcular, "chartism" hare-
keti. sendikalann yükselişi. sosyaliz-
min yaygmlaştınlmasi, kooperatifçi-
lik hareketi. kadınlara oy hakkı
kampanyası... Müze, TUC'un i)k
koneresinin yapıldığı binada bulu-
nuyor. Ingiliz işçi Partisi arşıvı dahıl
gcniş bir arşivi ve araştırma merkezi
var.
Emek Müzesi'nde 18.. 19. yüzyılın
el aletleri. birdönem işçi semtlerinde
kullanılan madeni paralar. madal-
yonlar. yaka rozetleri. afişler. bro-
şürler. anatüzükler. çeşitli zabıtlar.
eski kitaplar sergileniyor. Bir köşe
ünlü 1826 Genel Grevi'nin yönetildi-
ği scndika odasına aynlmış. Tarihi
masa, daktilo. kalemler. her şey ay-
ncn eski durumuyla komnuyor.
Emek Müzesi'nde sergilenen en
önemli malzeme çoğu sendikalann
amblemini taşıyan yazılı. resimli bez
pankartlar (banner). Ancak bunla-
nn öncmlı bir sorunu var. Özel ku-
maşlar üzerine özel boyaiarla yapı-
lan ve bir metreden 4-5 metre yük-
sekliğe kadar ulaşan bu bez pankart-
lar doğal ışık karşısında zamanla
bozuluyor. Müzede sergilenen bu
bez pankartlann korunması için
Emek Müzesi ışıklı değil. oldukça
loş. Bunlann tamiri için özel birstüd-
yo oluşturulmuş.
Emek Müzesinde emekçilerin ta-
rihi ve müze malzemeleri üzerine her
hafta çok sayıda seminer yapılıyor.
Müzeyi gezdiğim sırada yapılan se-
minerin konusu "bez pankartlann
nasıl korunacağY'ydı.
Danimarka. Kopenhag gibi kent-
lerde de benzeri müzeler var. Bunlar
da oldukça göz kamaştıncı. Tür-
kiyede emeğin tarihinde özel bir yeri
olan İstanbul'da niye böyle bir Emek
Müzesi olmasın? Büyük Şehir Bele-
diyesi, sendikalar. giderek kaybolan
malzemeyi niye bir müzede bir araya
getirmesinler?
Manchester'deki Emek Müzesi'ni
gezerken düşünüyorum. Sosyalizm
de mi müzelik oldu? İşçi sınıfı var ol-
dukça müzelik olması zor. Benden
öncc ziyaretçi defterine yazılan son
cümleyi okuyorum: "Sosyalizmin ta-
rihi iyi sergilenmiş. Bitti mi? Dileriz
rönesansı yakında gerçekleşir."
DAHA UYGUN KOSULIARLA OTOMOBIL SAHIBI OLMAK ISTEYEN HERKESICIN
NEVARSAGENEHURPA'DAVAR-Ocak ve Şubat teslimi araçlar
için ithal vergi ve fonlara
gelebilecek indirimler
iştirakçiye aynen
yansıtılacaktır.
SAMARA HACTBACK
(OCAK TESLİMİ)
TAVRİA
(ŞUBAT TESLİMİ)
PEŞINAT 7.000.000
TAKSİT SAYISI: 24 AY
PEŞİNAT: 7300.000 TAKSİT TUTARI: 2.420.000
TAKSİT SAYISI 18 AY ARA ÖDEME (25 ŞUBAT 93): 4.318.000
Hürpa
TAKSİT TUTARI 4.603.000 ARA ÖDEME (25 MART 93): 5.000.000
TOPLAM FİYAT(KDV DAHİL: 90.154.000 TOPLAM FİYAT(KDV DAHİL): 74.398.000
AYRINTILI BİLGİ VE FİYAT TABLOSU HÜRRİYET'TE... İNCELEYİN
HÜRPA MERKEZ
Büyukderc Cad Hur Han 15/A Kat/2 Ştşlı 80260 İstanbul
Teieks. 27789 Huho tr Faks: 2479894
Tel: 232 32 00 (12 Hat)
HURPA ANKARA Tel (4) 467 23 25 Tel. (51) 25 88 10
HÜRPA İZMIR Fax (4) 467 23 26 Fax: (51) 197702
Mısırlı sürücü
ve Atatürk
New York
ADNAN
AKGÜNEL
NEW YORK - Büyüleyıci
güzelliğini hep duyduğum,
ama fırsat bulup da bir türlü
tam anlamıyla gezip göremedi-
ğim New York'u bu kez daha
iyi tanıma fırsatı yakalıyoruz.
10 ay kadar önce, sevgili dost
Mehmet Güven ile beş saat ka-
dar hızlı bir araba turu aüp,
sadece hızlı görme yapabılmış-
tim. Bu kez öğlene dek cadde
cadde gezip öğlenden sonra da
Sayın Güven ile kahvelı soh-
betten sonra bir arkadaşımla
yürüyoruz New York caddele-
nnde. akşam oluyor ve trenle
Albany'e döneceğim. Bır tak-
sıye biniyoruz. Bir siıre sonra
arkadaşım yol ustunde ıniyor.
ben Penn Staüona devam ede-
ceğim.
Taksı şoförü İtalyan olupol-
madığımı soruyor. Türk oldu-
ğumu söylüyorum. O da ken-
disinin sekiz yıl önce Mısır'dan
geldiğini. nişanlı olduğunu. ni-
şanlısı ve ailesinin Mısır'da
olduğunu söylüyor. Bu arada
da namaz kılıp kılmadığımızı
soruyor. Şoföriimüz sanki do-
ğup bÜNÜdüğü sokakta tanıdı-
ğı bir insan muamelesine başlı-
yor ve ilk jesti "Ben hoşlan-
mam ama sigara ıçebılirsiniz"
oluyor. Ben de elimde yakma-
dan tuttuğum sigara ile bu ikra-
mı nasıl değerlendireceğimi
düşünürken bir yandan da ye-
tişmek zomııda olduğum treni
düşünüyorum. Gerginliğimi
anlamış ve "'trafık benim"
der gıbı sol sağ çekıyor etratta-
ki araçlara. Kalabalık Nevv
York trafığinde yine sessizliği-
ni bozup birdenbire Atatürk'-
ten söz ediyor. Seviniyorum.
Daha sonra tekrar tekrarbir
isim söylemeye çalışıyor: "To-
ğut. Toğut" diye. Ben de Tur-
gut Özal diyorum. Sevinçle
'yes' diyor ve ben onu da tanı-
yorum. İyi başkan mı diye sag
elinin parmaklannı lale gibi
birleştirip güzel anlamında
aşağı yukan sallıyor. Ben de
Atatürk ile Özal arasındaki li-
derlenmizi isim isim sıralayıp
tanıyıp tanımadığını sonıyo-
rum
Bilmıyor, tarumıyor.
Nevv York'ta Mısırlı bir tak-
si şoförûnün Atatürk'ü, Özal'ı
tanıması insanı hoşlukla heye-
canlandınyor. Atatürk'ün
dünya tarihındeki tarüşmasız
yeri nedeniyle Mısırlı bir şoför
tarafından tanınması doğal.
özal'ı ise Körfez Savaşı sıra-
sında Başkan Bush ile her gün
telefonla konuşması, Ameri-
kan basın ve televizyonlannda
yer alışı ile bu ülkenin sıradan
insanı bile tanıyor, o da ta-
mam. Ancak bir soru işareti-
nın çengeli kafamızda hüzünle
asılı kalıyor. Peki Atatürk ile
Özal arası neredeydi, Türkiye
ve liderleri...
AT kapısındaki
Robinsonlar
Zürih
DOĞAN
ABALIOĞLL
ZÜRİH - 1964te Paul Erd-
man birkaç arkadaşıvla Basel
kentinde bir banka kurmuşlar.
6 yıllık saltanatlan sonunda
noktalanmış. İsvıçre banka de-
netim organı özellikle yabancı
paralarla yapılan döviz işlem-
lerinde 1*2 milyon dolarlık
(yaklaşık 1 trilyon TL) zarar
sâptamışlar. Doğal! Burada
generallerin kurduğu ve her
konuyu kışla yönetimineçevır-
diklen bir düzen olmadığın-
dan. kurtarma girişimi yerine,
9aylık hapiscezasınaçarptınl-
mış.
Paul Erdman içerde yapıla-
cak ışınin oimamasından. za-
manmın ise bolluğundan bir
daktilo ıstemiş... Vc yazarlığa
soyunmuş. Demir parmaklık-
lar arkasındaki ilk yapıtı "The
Billion Dollar Sure Thing"
böyle ortaya çıkmış. İçeriği.
para piyasasında geçen bir po-
lisiye türüymüş.
Nevv York'ta yeni çıkan ki-
tabının tanıtılmasında: İs-
viçre'de kapalı kaldığı süreyi
artık kızgınlıkla anmadığını
vurguluyor. "The American
Banker" günlük gazetesiyle
yapılan söyleşide geçirdiği do-
kuz ayın anılannı neredeyse
özlemle dile getırmiş. "Bura-
daki gibi yahn. sıradan bir ce-
zaevi değildi. hayır. tek kişilik.
banyolu bir odam vardı. Ye-
meğı dışandan şarabıyla bir-
likte getirme olanağı tanınan,
eski manastırdan bozma, tari-
hi vapıydı; son derece rahat-
tım " demiş.
Bizde sayısız örneklerini sı-
ralayabileceğimiz hapisliğin
yazar yapüğı eski bankaa;
ıçindeki duygulann zaman aşı-
mına uğradığını. bu nedenle
İsviçre'deki günlerinin hesap-
laşma aniamına gelebilecek
türde yorumlanmamasını, ki-
şisel kin taşımadığını sözlerine
eklemiş. Yeni yapıtı "The
Swiss Account" Ikinci Dünya
Savaşı yillannaa Amerikan.
Alman ve İsviçreli yüksek dü-
zey görevlilerinin aralanndaki
çekişmeleri, gizli anlaşmalan
ve casusluk oyunlannı içeri-
yormuş. Nazi Almanyası'na
tecimsel ve parasal devinimler-
deki araa rolüyle "İsviçre. say-
damlığı önleyıci ve töresizliğin
en üstün örneklerini verdi" di-
yor. Yorumunda; halk hükü-
metle aynı düşüncede değilmiş.
Başlarda bu aracılığa kesin
karşıymışlar. Almanlann sa-
vaşı kazanacağı inananday-
mışlar.
Soğuk savaşın bitmesi, Do-
ğu blokunun dağılması dünya
ekonomisinde ters etki yaratü.
İşsizliğin doruğa tırmandığı,
böy le bir konuyu tanımadıkla-
nyîa övünen İsviçre'nin yürek-
ler acısı hali bence AT kapısın-
dan dönüldüğünde daha
olumsuzlaşacak ve Avrupa
anakarasının göbeğinde bi^
ada görünümü sergileyecek.
Bizler de Robinson Crusoe öy-
küsünü smırlar içine hapis ye-
niden yazmaya başlayacağız.
BAROCA AVUKATTAYİNİ İÇİN
BAŞVURULARINIZI BEKLİYORUZ
Bilindiğj gibi CMUK değişikliği. gözaltına alınan kişilere avu-
kat yardımından yararlanma hakkı tanımıştır Ayrıca parası
olmayanlara, istekleri halinde ve sağır dilsizlerle 18 yaşından
küçüklere ve malullere baroca avukat görevlendirilmesi yolu
açılmıştır.
Bu yasa uyarınca görevlendırilecek meslektaşlarımıza, büt-
çeden sağlanan kaynakla ve hazırlanacak bir ücret tarifesine
gore ödeme yapılacaktır.
Yakalanan kışiler avukat istediklen veya zorunlu müdafiliğin
gerektıği durumlarda, güvenlik birimlerı vesavcılıklarbaromu-
za başvurmaktadır.
Bize ulaşan isteklerin karşılanabilmesi ve savunma hakkının
sağlıklı biçimde işletilmesı için baroda bir adli yardım bürosu
kurmayı. merkezde ve her yargı çevresinde nobetçi avukat
yöntemi uygulamayı düşünüyoruz.
Bu nedenle 3842 Sayılı Yasa gereği yürütülecek avukattık
gore- vıni yapmak isteyen meslektaşlarımızın, çalışacaklan
yargı çevresıni de belirterek baromuza başvurmalarını bekli-
yoruz.
Ayrıca yasayı tanıtmak ve uygulamada doğabilecek sorunla-
rı tartısmak amacıyla ocak ayı sonuna kadar her çarşamba
günü, Yerebatan Sarayı karşısındaki II Genel Meclisi Salonu'-
nda saat 15.00-17.00arası meslektaşlarımızlasöyleşiler yapıla-
caktır. Bunlardan ılki. 16 Aralık 1992 günü gerçekleştırilecek ve
istanbul Barosu Başkanı Av Turgut Kazan iie Prof. Dr Çetin
Özek, yasayı anlaöp soruları cevaplayacaktır Diğertoplantıla-
rın konuşmacıları, daha sonra baro panolarına asılarak bilgini-
zesunulacaktır.
İstanbul Barosu
Başkanlığı