15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURÎYET 13ARALIK1992PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Almanlar uykularından uyandıHAMBL'RG - Hamburgun hemen kuzeyın- de kartpostal güzelliğindeki şirin Mölln kasaba- sı. Nazilerin ateşiyle bir anda cehennemc dönüş- tü. Sadece dünyadaki değil. Almanya'daki sefa- leti bile daha çok televizyon ekranlanndan tanıyan bu sakin kasabanın sakin ınsanlan. her zamanki gibi bir gecenip sabahında televizyon- dan tanıdıklan vahşeti bizzat yaşayarak kalktı- lar. Yıllardır bırlikte yaşadıklan Türk komşula- nnın. çok uzak görünen Nazi vahşetine kurban gitmiş olmasının hüznünü yaşadılar. Kartpostal rüyalardan uyandılar. Möllnlülcr'le birlikte tüm Almanya. bir siire- dir gördüğü kabusun aslında gerçek olduğunu fark ederek uyandı geçen pazartesi sabahına. Mölln'le birlikte son zamanlarda meydana ge- len saldınlann, işsiz Doğu Almanlar'ın sayılan artan mültecilere tepkisinden ıbaret olmadığı belli oldu. Nazizmin hortladığı. yabancılann ve özellikle dc Tiirklerin Almanya'nın yeni Yahu- dileri olduklan gün ışığına çıktı. Mölln"deki ci- nayetlere gösterilen tepkilere rağrnen Türklere yönelik saldınlar devam etti. Türkiyeli göçmen- lcr sınırlan keskinleşen çatışmanın saflanna bir adım daha itildiler. Almanva'nın uykudan uyanmakta çok geç Hamburg FERRLH YILMAZ kalıp kalmadığıni zaman gösterecek. ancak manzaranın hıç de iç açıcı olmadığını şimdıden söylemek mümkün. çünkü sorun terör estiren binlerce Dazlak ve Naziylc sınırlı değil. Asıl so- run. Nazilerin topiumun geniş bir kesiminden onay. hatta destek görmesi. Almanya'da Nazi döncmı öncesinde olduğu gibi cepheler çiziliyor. çatışmanın saflan yavaş yavaş bellı oluyor. Tür- kiyeli göçmenler. isteseler de istemeseler de hızla bu çatışmanın baş aktörlerinden biri olmaya iti- lıyorlar. Oysa bunun böyle olacağı başından belliydi. Almanya'daki Sosyal Demokrat Paı li dışindaki sol \ e her siy asi eğilimden göçmenler. gelişmeleri uzun zamandır kaygıyla ızliyorlar. Hamburg'un merkezinde. Amandastrasse"- deki yabanalann ve Almanlann birlikte olduğu "Haus für Alle"nin 2. katında bir odada Alman- lar ve yabancılar üç yildır telefon nöbeti tutuyor. "Anti-faşist telefon" adı verdikleri bir telefon numarası. Hamburg'daki Nazi ve Dazlak saldı- nlanna karşı oluşturulmuş telefon zincirinın ana halkasını oluşturuyor. Herhangi bir saldın du- rumunda buraya telefon edildiğinde. süratle zin- cir harekete geçirilip mümkün olduğunca çok sayıda anti faşistin en kısa zamanda olay yerinde toplanması sağlanıyor. Telefon zinciri. saldınla- nn önceden haber alındığı durumlarda hazırlık yaparak saldınlan önlemeye. saldınya uğrayan- lan savunmaya çalışıyor. Mölln'deki cinayetle- rin duyulduğu pazartesi günü herhangi bir duyuru yapılmamasına karşılık, bu telefon zin- cirinin harekete geçirdiği üç binden fazla kişi. Hamburg'da cinayeti protesto eden bir gösteri yaptı. Haus für Alle'deki anti faşist telefon. şirrtdi Nazilerin geçenlerde yayımladığı, Hamburg'da Alman solculanrun ve göçmenlerin toplandığ yerlerin listesinde. Son yirmi yıldır Hamburg'da akıl ve sinir has- talıklan uzmanı olarak çalışan Dr. Etem Ete de '"Hastalanmı hiçbir zaman son birkaç aydaki kadar huzursuz ve tedirgin görmedim. Al- manya'da kalıcı olduklanru yavaş yavaş kavra- yan Türklerin girdikleri bunalımlara. şimdi bu saldınlann getirdiğı tedirginlik de eklendi. Kalı- . cı olduklannı kavrayan Türkler. aynı zamanda istenmiyor olmanın bılinciyle gelecek kaygısına kapılarak daha fazla bunalıma giriyorlar" di- yor. Bunalım kültürel kapanışı. şeriatçı ve milli- yetçi eğjlimlerin güçlenmesini getiriyor. Türkle- nn topjumdan daha da izole ölmalanna yol açıyor. İzolasyon daha fazla çatışmayı teşkil edi- yor, kısır döngünün halkası daralıyor. Almanya'daki Türk göçmenler asıl hedefın mültecilerden çok kendilerinin olduğunun bilin- cindeler. "Biz Yahudilere benzemeyiz" diyerek saldın ihtimalıne karşı "önlem" alıyorlar, artık geç saatlerde sokağa çıkanlar "boş" dolaşmı- yorlar. Almanya'da saflar giderek belirginleşiyor, cepheler aynlıyor. ibre vaktın geçtiği noktaya doğru dönüyor. Türkiyeli göçmenler farkında olsalar da olmasalar da büyük bir hızla çatışma- nın baş hedefi ve aktörü olmaya doğru itiliyor- lar. Almanya. kabus sandığı rüyanın gerçek olduğu zamana uyanıyor. Vakit biraz daha ge- çerse kalemler "artık çok geç" diye yazacaklar. Noel Babalar buyılüzgün Münih EROL ÖZKAN MÜNİH - Münih'te. Noel taıili sevınci ve tclaşı hızlı başladı bu yıl. Yılbaşı tatilini iple çekenlerle, çılgın bir alışveriş curcuna- sını özleyenler ve doğal olarak çocuklar bugünlerde bir hayli keyifli. Ancak ne var ki Almanya'da son aylar- da yaşanan olaylann yarattığı gerilim ve büyüycn sorunlar dizisi, bu yıl kutlanan Noelin biraz hüzünlü oluşunu da kendili- ğinden yaratmış gibi. Kentin hemen her köşesinde, ışıldamaya başlayan Noel ağaçlan ve süslenmiş vitrin- lerin yanı sıra dev marketlerde yaşanan alışveriş çılgınlığı adeta bugünlenn kanık- sanan gcleneği. Süpermarketler sanki ken- di aralannda gizli bir yanş halindeler.. Binlerce Noel Baba tasviri, Noel Baba çi- kolatalan. lıkörlü şekerlemeler ve oyun- caklarla renklenen şehirde bir koşturmaca- dır gidiyor şimdilerde... Münih'in ünlü Marienplatz meydanı günlerce önceden haarlanıp gelin gibi süs- lendi. Eski belediye binasının tam önüne Münih itfaiyesinin getirip diktiği 26 metre- lik yaşlı çam ağaanm üstünü süsleyen 3000 ampulün ışıltısı ve büyüsü geceleri bu mey- dana bambaşka bir görünüm kazandın- yor. Ve tabii meydanın orta yerinde açılan hediyelik eşya barakalan da bu curcunanın görüntüsüne renk katıyor... Cicili bicili oyuncakçılann önünde cüz- danlannı boşaltma sevdasına tutulan tuzu kuru Münihlilerin, sıcak şarap içerek kav- rulmuş şekerli badem kokulan altında düş- leredaldığı da bir gerçek... Düşler bir yana. gerçekler ise bambaşka Almanya'da. Evet. bir yandan şiddetlenen ırkçı saldınlan. bir yandan iki Almanya"- nın birleşmesinin yarattığı ekonomik yük ve günden güne artan ilticacı sorunlan. En çarpıası Dazlak saldınlan ve bu gündem- deki ana konu politikacılar için... 1993 bütçesindeki 20 milyarlık açık yü- zünden önümüzdeki yılbaşından itibaren sosyal kesintilerin artacağının belirtilmesi karan en çok bizimkileri. Türk işçilerini düşündürtüyor... El ele tutuşup ellerinde fenerler ve mum- larla yürüyen 350 bın göstericinin ırkçıhğı ve yabancı düşmanlığını protesto edışi de görülecek birmanzaraydı... Evet, hafif ha- fıf atıştıran kar serpintileri altında kırmızı kukuletalı. pamuk sakallı. ellerinde çanlar- la yüzlerce Noel Baba sokaklan şenlendire dursun. aslında bir yeni yil sarhoşluğu ya- şanıyor Münih'te.. Ancak nedense Noel Babalar, bu sene biraz hüzünlü mü ne? P Y r î î r m r l a V l î l * l î m < * l i " A B D'de ^ e * York'u etkisi altma alan şiddctli kasırga. bihük. hasara yol açtı. Kentin Manhartan bölgesini J. 11 L l l l d t l c t jf Ul LLHltîlVs u basarken birçok yerde elcktrikler kesildi. Yatalar için caddelerde jürümek btivük bir sorun oldu. Ozel- likle kadınlar. karşıdan karşıva gecerken savnılan eteklerine ve uçuşan şapkalarına hâkim olmak için büyük gayret sarf ettiler.( Fotoğraf: REUTER) Manchester'da Eıııek MüzesFnde olmak Manchester FARL'K PEKİN MANCHESTER - Bir şıirinde Nazım Hıkmct "müzeyi gezmek iyi. müzelık olmak fena" dcr. Işte böylesi bir müzedeyim Manchester'da: Emek Tarihi Ulusal Müzesi. Çok savıdaki düzenli müzcleri ile ünlü İngiltere'de böylesi bir müzenin Manchester'da bulunması rastlantı değil. Kent bir zamanlar "dünyanın aıölvcsi" olarak adlandınlan ingil- tere'de sanayinin beşiği. İlk tren is- tasyonu burada açılmış. Kooperaüf- çilik hareketinın başladığı Rochdale kentin bir parçası. İngiltere İşçi Sen- dikalan Konfederasyonu TUC ku- rulus kongresini 1868'de burada yapmış. Bugünlerde İstanbul gibi 2000 olimpiyatlanna hazırlanan kentin tarihi mcrkezındeki binalar tek tek restore cdiliyor. Yeni tramvay ve metro şebekeleri döşeniyor. yeni bir havaalanı yapılıyor. Trafik sorun ol- maya başlamış. Büyükşehir Belediye Başkanlığı "arabanı e\inde bırak, otobüs ya da metro kullan" kam- panyası açmış. Çok sayıda müzeye sahip kenıte bir de Sherlock Holmes Müzesi \ar. Minareye benzer acayip kuleli S(rangeways Hapishanesi ge- çen yıllarda büyük bir direnişe sahne olmuş. Emek Müzesi. İngiltere işçi hare- ketinin son 200 yıllık tarihinin çeşitli kesımlerini sergiliyor; Loncalar. ra- dikal reformcular, "chartism" hare- keti. sendikalann yükselişi. sosyaliz- min yaygmlaştınlmasi, kooperatifçi- lik hareketi. kadınlara oy hakkı kampanyası... Müze, TUC'un i)k koneresinin yapıldığı binada bulu- nuyor. Ingiliz işçi Partisi arşıvı dahıl gcniş bir arşivi ve araştırma merkezi var. Emek Müzesi'nde 18.. 19. yüzyılın el aletleri. birdönem işçi semtlerinde kullanılan madeni paralar. madal- yonlar. yaka rozetleri. afişler. bro- şürler. anatüzükler. çeşitli zabıtlar. eski kitaplar sergileniyor. Bir köşe ünlü 1826 Genel Grevi'nin yönetildi- ği scndika odasına aynlmış. Tarihi masa, daktilo. kalemler. her şey ay- ncn eski durumuyla komnuyor. Emek Müzesi'nde sergilenen en önemli malzeme çoğu sendikalann amblemini taşıyan yazılı. resimli bez pankartlar (banner). Ancak bunla- nn öncmlı bir sorunu var. Özel ku- maşlar üzerine özel boyaiarla yapı- lan ve bir metreden 4-5 metre yük- sekliğe kadar ulaşan bu bez pankart- lar doğal ışık karşısında zamanla bozuluyor. Müzede sergilenen bu bez pankartlann korunması için Emek Müzesi ışıklı değil. oldukça loş. Bunlann tamiri için özel birstüd- yo oluşturulmuş. Emek Müzesinde emekçilerin ta- rihi ve müze malzemeleri üzerine her hafta çok sayıda seminer yapılıyor. Müzeyi gezdiğim sırada yapılan se- minerin konusu "bez pankartlann nasıl korunacağY'ydı. Danimarka. Kopenhag gibi kent- lerde de benzeri müzeler var. Bunlar da oldukça göz kamaştıncı. Tür- kiyede emeğin tarihinde özel bir yeri olan İstanbul'da niye böyle bir Emek Müzesi olmasın? Büyük Şehir Bele- diyesi, sendikalar. giderek kaybolan malzemeyi niye bir müzede bir araya getirmesinler? Manchester'deki Emek Müzesi'ni gezerken düşünüyorum. Sosyalizm de mi müzelik oldu? İşçi sınıfı var ol- dukça müzelik olması zor. Benden öncc ziyaretçi defterine yazılan son cümleyi okuyorum: "Sosyalizmin ta- rihi iyi sergilenmiş. Bitti mi? Dileriz rönesansı yakında gerçekleşir." DAHA UYGUN KOSULIARLA OTOMOBIL SAHIBI OLMAK ISTEYEN HERKESICIN NEVARSAGENEHURPA'DAVAR-Ocak ve Şubat teslimi araçlar için ithal vergi ve fonlara gelebilecek indirimler iştirakçiye aynen yansıtılacaktır. SAMARA HACTBACK (OCAK TESLİMİ) TAVRİA (ŞUBAT TESLİMİ) PEŞINAT 7.000.000 TAKSİT SAYISI: 24 AY PEŞİNAT: 7300.000 TAKSİT TUTARI: 2.420.000 TAKSİT SAYISI 18 AY ARA ÖDEME (25 ŞUBAT 93): 4.318.000 Hürpa TAKSİT TUTARI 4.603.000 ARA ÖDEME (25 MART 93): 5.000.000 TOPLAM FİYAT(KDV DAHİL: 90.154.000 TOPLAM FİYAT(KDV DAHİL): 74.398.000 AYRINTILI BİLGİ VE FİYAT TABLOSU HÜRRİYET'TE... İNCELEYİN HÜRPA MERKEZ Büyukderc Cad Hur Han 15/A Kat/2 Ştşlı 80260 İstanbul Teieks. 27789 Huho tr Faks: 2479894 Tel: 232 32 00 (12 Hat) HURPA ANKARA Tel (4) 467 23 25 Tel. (51) 25 88 10 HÜRPA İZMIR Fax (4) 467 23 26 Fax: (51) 197702 Mısırlı sürücü ve Atatürk New York ADNAN AKGÜNEL NEW YORK - Büyüleyıci güzelliğini hep duyduğum, ama fırsat bulup da bir türlü tam anlamıyla gezip göremedi- ğim New York'u bu kez daha iyi tanıma fırsatı yakalıyoruz. 10 ay kadar önce, sevgili dost Mehmet Güven ile beş saat ka- dar hızlı bir araba turu aüp, sadece hızlı görme yapabılmış- tim. Bu kez öğlene dek cadde cadde gezip öğlenden sonra da Sayın Güven ile kahvelı soh- betten sonra bir arkadaşımla yürüyoruz New York caddele- nnde. akşam oluyor ve trenle Albany'e döneceğim. Bır tak- sıye biniyoruz. Bir siıre sonra arkadaşım yol ustunde ıniyor. ben Penn Staüona devam ede- ceğim. Taksı şoförü İtalyan olupol- madığımı soruyor. Türk oldu- ğumu söylüyorum. O da ken- disinin sekiz yıl önce Mısır'dan geldiğini. nişanlı olduğunu. ni- şanlısı ve ailesinin Mısır'da olduğunu söylüyor. Bu arada da namaz kılıp kılmadığımızı soruyor. Şoföriimüz sanki do- ğup bÜNÜdüğü sokakta tanıdı- ğı bir insan muamelesine başlı- yor ve ilk jesti "Ben hoşlan- mam ama sigara ıçebılirsiniz" oluyor. Ben de elimde yakma- dan tuttuğum sigara ile bu ikra- mı nasıl değerlendireceğimi düşünürken bir yandan da ye- tişmek zomııda olduğum treni düşünüyorum. Gerginliğimi anlamış ve "'trafık benim" der gıbı sol sağ çekıyor etratta- ki araçlara. Kalabalık Nevv York trafığinde yine sessizliği- ni bozup birdenbire Atatürk'- ten söz ediyor. Seviniyorum. Daha sonra tekrar tekrarbir isim söylemeye çalışıyor: "To- ğut. Toğut" diye. Ben de Tur- gut Özal diyorum. Sevinçle 'yes' diyor ve ben onu da tanı- yorum. İyi başkan mı diye sag elinin parmaklannı lale gibi birleştirip güzel anlamında aşağı yukan sallıyor. Ben de Atatürk ile Özal arasındaki li- derlenmizi isim isim sıralayıp tanıyıp tanımadığını sonıyo- rum Bilmıyor, tarumıyor. Nevv York'ta Mısırlı bir tak- si şoförûnün Atatürk'ü, Özal'ı tanıması insanı hoşlukla heye- canlandınyor. Atatürk'ün dünya tarihındeki tarüşmasız yeri nedeniyle Mısırlı bir şoför tarafından tanınması doğal. özal'ı ise Körfez Savaşı sıra- sında Başkan Bush ile her gün telefonla konuşması, Ameri- kan basın ve televizyonlannda yer alışı ile bu ülkenin sıradan insanı bile tanıyor, o da ta- mam. Ancak bir soru işareti- nın çengeli kafamızda hüzünle asılı kalıyor. Peki Atatürk ile Özal arası neredeydi, Türkiye ve liderleri... AT kapısındaki Robinsonlar Zürih DOĞAN ABALIOĞLL ZÜRİH - 1964te Paul Erd- man birkaç arkadaşıvla Basel kentinde bir banka kurmuşlar. 6 yıllık saltanatlan sonunda noktalanmış. İsvıçre banka de- netim organı özellikle yabancı paralarla yapılan döviz işlem- lerinde 1*2 milyon dolarlık (yaklaşık 1 trilyon TL) zarar sâptamışlar. Doğal! Burada generallerin kurduğu ve her konuyu kışla yönetimineçevır- diklen bir düzen olmadığın- dan. kurtarma girişimi yerine, 9aylık hapiscezasınaçarptınl- mış. Paul Erdman içerde yapıla- cak ışınin oimamasından. za- manmın ise bolluğundan bir daktilo ıstemiş... Vc yazarlığa soyunmuş. Demir parmaklık- lar arkasındaki ilk yapıtı "The Billion Dollar Sure Thing" böyle ortaya çıkmış. İçeriği. para piyasasında geçen bir po- lisiye türüymüş. Nevv York'ta yeni çıkan ki- tabının tanıtılmasında: İs- viçre'de kapalı kaldığı süreyi artık kızgınlıkla anmadığını vurguluyor. "The American Banker" günlük gazetesiyle yapılan söyleşide geçirdiği do- kuz ayın anılannı neredeyse özlemle dile getırmiş. "Bura- daki gibi yahn. sıradan bir ce- zaevi değildi. hayır. tek kişilik. banyolu bir odam vardı. Ye- meğı dışandan şarabıyla bir- likte getirme olanağı tanınan, eski manastırdan bozma, tari- hi vapıydı; son derece rahat- tım " demiş. Bizde sayısız örneklerini sı- ralayabileceğimiz hapisliğin yazar yapüğı eski bankaa; ıçindeki duygulann zaman aşı- mına uğradığını. bu nedenle İsviçre'deki günlerinin hesap- laşma aniamına gelebilecek türde yorumlanmamasını, ki- şisel kin taşımadığını sözlerine eklemiş. Yeni yapıtı "The Swiss Account" Ikinci Dünya Savaşı yillannaa Amerikan. Alman ve İsviçreli yüksek dü- zey görevlilerinin aralanndaki çekişmeleri, gizli anlaşmalan ve casusluk oyunlannı içeri- yormuş. Nazi Almanyası'na tecimsel ve parasal devinimler- deki araa rolüyle "İsviçre. say- damlığı önleyıci ve töresizliğin en üstün örneklerini verdi" di- yor. Yorumunda; halk hükü- metle aynı düşüncede değilmiş. Başlarda bu aracılığa kesin karşıymışlar. Almanlann sa- vaşı kazanacağı inananday- mışlar. Soğuk savaşın bitmesi, Do- ğu blokunun dağılması dünya ekonomisinde ters etki yaratü. İşsizliğin doruğa tırmandığı, böy le bir konuyu tanımadıkla- nyîa övünen İsviçre'nin yürek- ler acısı hali bence AT kapısın- dan dönüldüğünde daha olumsuzlaşacak ve Avrupa anakarasının göbeğinde bi^ ada görünümü sergileyecek. Bizler de Robinson Crusoe öy- küsünü smırlar içine hapis ye- niden yazmaya başlayacağız. BAROCA AVUKATTAYİNİ İÇİN BAŞVURULARINIZI BEKLİYORUZ Bilindiğj gibi CMUK değişikliği. gözaltına alınan kişilere avu- kat yardımından yararlanma hakkı tanımıştır Ayrıca parası olmayanlara, istekleri halinde ve sağır dilsizlerle 18 yaşından küçüklere ve malullere baroca avukat görevlendirilmesi yolu açılmıştır. Bu yasa uyarınca görevlendırilecek meslektaşlarımıza, büt- çeden sağlanan kaynakla ve hazırlanacak bir ücret tarifesine gore ödeme yapılacaktır. Yakalanan kışiler avukat istediklen veya zorunlu müdafiliğin gerektıği durumlarda, güvenlik birimlerı vesavcılıklarbaromu- za başvurmaktadır. Bize ulaşan isteklerin karşılanabilmesi ve savunma hakkının sağlıklı biçimde işletilmesı için baroda bir adli yardım bürosu kurmayı. merkezde ve her yargı çevresinde nobetçi avukat yöntemi uygulamayı düşünüyoruz. Bu nedenle 3842 Sayılı Yasa gereği yürütülecek avukattık gore- vıni yapmak isteyen meslektaşlarımızın, çalışacaklan yargı çevresıni de belirterek baromuza başvurmalarını bekli- yoruz. Ayrıca yasayı tanıtmak ve uygulamada doğabilecek sorunla- rı tartısmak amacıyla ocak ayı sonuna kadar her çarşamba günü, Yerebatan Sarayı karşısındaki II Genel Meclisi Salonu'- nda saat 15.00-17.00arası meslektaşlarımızlasöyleşiler yapıla- caktır. Bunlardan ılki. 16 Aralık 1992 günü gerçekleştırilecek ve istanbul Barosu Başkanı Av Turgut Kazan iie Prof. Dr Çetin Özek, yasayı anlaöp soruları cevaplayacaktır Diğertoplantıla- rın konuşmacıları, daha sonra baro panolarına asılarak bilgini- zesunulacaktır. İstanbul Barosu Başkanlığı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle