Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13ARALIK1992PAZAR
PAZAR KONUKLARI
Dikk Zaptçıoğlu, 'Yabancı düşmanlığını', bir sosyolog ve iki neonazi ile görüştü
Eberhard: Sistem yabana düşmanlığını körükledi- Saym Seidel-Pie/en, Mölln katlianu
Abnanya yı ayağa kaldırdı. Türklerın ev-
lerinikundak'layıp üç kişiniıı ölümüne ne-
den olanlar, 19 ve 25 yaşlarmda iki Daz-
lak. Bu ikifailisiz nasıl görüyorsunuz?
SEIDEL-PIELEN - Almanya'da aşın
sağın belli bir potansiyeli var. Aşın sağ
düşüncelere sahip insanlar. seçmenlerin
yaklaşık >üzdc 15 ile yüzdc 20'sıni oluş-
turuyor. Bu. tüm gelişmiş sanayi ülkele-
rinde bövlc. Ama Almanya'da bu potan-
siyel kendıni farklı biçimde gösteriyor.
Yabancılara. dış görünüşünden Alman
olmadığı fark edilen insanlara karşı sal-
dınlar çok daha şıddetli ve yaygın.
- Almama'dakı bu şiddet eğilımi nere-
den kavnaklanıvor?
SEIDEL-PIELEN - Bunun kökenin-
de anayasamız yatıyor. Alman Anayasa-
sı. vatandaşlık hukuku konusunda dığer
ulkelerle büyük farkhlıklar ıçeriyor. Bız-
de kimin Alman olduğuna anayasanın
116. maddesi karar venr. Buna göre da-
marlannda Alman kanı taşıyan. yani
Alman anne babadan doğan kişiler Al-
man sayılır. Türk göçmenlerin üçüncü
kuşağı bıle otomatikman Alman vatan-
daşlığına kabul cdilmcz. Bu insanlar
'Herşeyin
sorumlusu
Türkler'
Alman
olmayanlar, yabancılar
ülkedeki bütün siyasi,
sosyal, ekonomik
sorunlann sorumlusu
gösterildi. 1980'lerin
başında Türkler bu
konuma itildiler.
Hıristiyan DemoKratlar
1982'deseçim
kampanyasını bunun
üzerine kurdu
uzun süren zorlu işlemlerden sonra Al-
man vatandaşhğına geçcbilir. Buna kar-
şm örneğin yüzyıllar önce Rusya'ya göç
etmiş insanlann torunlan Alman sayılır.
"İus sanguınıs" denen kan bağına dayalı
bu valandaşlık hukuku. örneğin
Fransa"da yoktur. İşte bu hukuk anlayışı
poliükada yansımasını bu!u>or.
- Almunyu 'da ırkçı terörün tırmanma-
sııuia poliıikanm pavı sizce nedir?
SEIDEL-PIELEN - 1980'lerin başın-
da, Bonn'da Hıristiyan Demokrat libe-
ral koalisyon işbaşına geçti. O tarihten
beri ülkede siyasi knzlerpatlak verdiğin-
de hep aynı yöntem uygulandı.Alman
•olmayanlar, yabancılar ülkedeki bütün
siyasi. sosyal, ekonomik sorunlann so-
rumlusu gösterildi. 1980'lerin başında
Türkler bu konuma itildiler. Hıristiyan
Demokratlar 1982'de seçim kampanya-
sını bunun üzerine kurdu ve zamanın
İçişleri Bakanı Friedrich Zimmermann
şöyle dedi: "Bu toplumda ancak en bü-
yük yabana grubun. yani Türklerin sa-
yısı önemli ölçüde azaltıldığı takdirde
Almanlarla yabancılar banş içinde bir
arada yaşayabilir."' O dönemde Türklere
Yahudilerin akıbetini yakıştıran fıkralar
ortaya çıktı. Almanya"daki vatandaşlık
hukuku uyannca Türkler hep ikinci sınıf
insan konumunda kaldılar. Haklan kı-
sıtlandı. Bir buçuk milyon işsizin karşısı-
na bir buçuk milyon Türk konuldu ve
Türkler gıderse işsizlik ortadan kalkar
denildi. Halkta zaten yabancılara karşı
çekingenlik. korku var. İnsanlann önce
birbirine alışması gerekiyor. Yabancılar
karşısında zaten var olan bu korkular
bütün 80'li yıllar boyunca körüklendi.
- Almanya'nm birleşmesi sizce ne gibi
bir rol ovnadı.'
SEIDEL-PIELEN - 19901ı yıllann
başında Almanya'nın birleşmesiyle ger-
çekten sosyal sorunlardj patlama görü-
nüyor. Siyasi elitler. bazı partiler ırkçılık
borazanını öttürmeye devam ediyorlar.
Once SSCB'den göç eden Alman köken-
liler boy hedefı haline getirildi. Türkiye"-
den göçmenlere pek dokunulmadı. Ben
uzun süre bunu olumlu karşıladım ve
Türklerin artık bu toplumun bir parçası
kabul edildiğıni. artık ırkçılığa hedef bl-
mayacağını düşündüm. Ama Mölln ola-
yı yeniden gösterdi kı hedef, Alman
olmayan herkestir. Sorun ırkçılık soru-
nudur.
- Yeniden Mölln olayımn faillerine dö-
necek olursak...
SEIDEL-PIELEN - Bugün 19 yaşın-
da olan bu gençler !982"de demek kı 9
yaşındaymış. Bu toplumsal hava içinde
yetiştiler. Siyasi sistem onlara sürekli
olarak Almanya'da çok fazla yabancı
yaşadığını. yabancılann her şeyden so-
rumlu olduğunu empoze etti. Kafalarda
Mölln faciasmın faillerinden Lars Chris-
tiansen (solda) de. >abancıların >er al-
dığı amatör ligde futbol oynamıştı.
maz. Çaresızlik ise şiddeti doğurur. Be-
nim kanımca Almanya'yı, örneğin
Fransa'dan. ABD'den ayırt eden ikinci
özellik. demokrasi bilincinin buradaçok
daha zayıf ve temelsiz oluşudur.
- Ama geçen hajtalarda burada da çok
insan sokağa döküldü. Onlarınprotestosu
sizce dürüsı değil mi?
SEIDEL-PİELEN - Yavaş. çok yavaş
da olsa bir şeyler harekete geçiyor. Ama
ben yınc de kuşkuyla bakıyorum. Ancak
İsrail. ABD. Fransa çok sert çıkışlarda
bulunduktan sonra harekete geçildi.
SEIDEL PIELEN
EBERHARD
EherhardSeıdel-Pielen 1955 te Gıinev
Almanva'nın Somnıerhausen kentinde
doğdu. Sosyoloji vegazetecilik
iiğrenimı gördü. Bugün serbest
gazeteci reyazar olarak Berlin de
ı ıtjivor. Türkive 'yıdekapsuyan çesitli
imvlcmeleryaptı. Federal
AInuını a dakı gö\ menlerle ve işçi
göçünün volaçtığı toptumsal
döınişümlerle ilgili çalışmalarda
bıılıınııyor. 1991 vılında Almanya'daki
Türk. Alman ve diğergençlik çetelcrini
anlaıan "KentlerdeS<m/,s "adlıkitabı
yayımlandı. Alamndabaşvuru
kitubma döınişen bııyapılı, huyılaşın
sağ eğilimleri ve köklenni iııceleven ve
viih'çoksaıan ''Sağa Kavnıa''izledi.
EherhanlSeıdel-Pielen ile Berlm dekı
bürosunda görüştük.
tıkten sonra toplumda bir rahatlama, geç-
mişten kurtulma eğilimi ortaya çıktı. Ar-
tık Almanlar sürekli Auschmtz'in ısıtılıp
önlerine sürülmesini isıemiyor. Faşizm ta-
bu olmaktan çıkıyor. Sizce bu hava da aşı-
rı sağın yıikselmesine zemin oluşturuyor
ımı?
SEIDEL-PIELEN - İkisini de hazırla-
yan aynı nedenlerdir. Auschvvitz'e ve
Yahudi soykınmına ne neden olduysa,
bugün biraz farklı olarak yabancılara
saldınlara zemın hazırlıyor: Almanlann
halkçı (völkisch) düşünce yapısından
mavi gözlü insanlardan oluşan bir ülke
değildir; çok halklı bir ülke haline gel-
miştir;. Bunun kabul edilip gündelik ha-
yata geçirmek gerekiyor.
- Sorun, bu çizgmin çekibnesivle, vani
suçluların yakalanıp cezalandırılmasıyla
çözülmüş olacak nu? Köklerin çok daha
derinlerde vattığmı siz de sö\ lediniz.
SEIDEL-PIELEN - Doğru. aslında
bu göstermelık bir mücadele. Almanya'-
da aşın sağ, yalnız gençierin sorunu de-
ğil. toplumun çekirdeğınde yatan bir
sorun. Almanya'da doğusuyla batısıyla
4 bin kadar örgütlü Neonazi var. onlan
kontrol altuıa almak kolay. Göçmenle-
rin hayatını zehir eden. bu saldınlardan
çok. günlük hayattakı ırkçılıktır. Tram-
vayda dirsek atanlar. sokakta hakaret
edenler ve saire. Bunlar Neonazilerden
çok daha dramatik olgular. Bu ancak bı-
raz önce sözünü ettiğim tartışmayla or-
tadan kaldınlabılir. Toplum şunu gör-
mcli: Irkçılık, yakalayıp hapse tıkacağı-
mız küçük bir azınlığın değil hepimizin
sorunu. Örneğin Dazlaklar da asıl sorun
değil. BeşyılönceBatıBerlinde400-500
civannda Dazlak vardı. Türk gençleri
için sorun teşkil etmiyorlardı, gençler
onlann hakkından kolaylıkla geliyordu.
Türk gençleri bana şöyle diyordu: "Daz-
laklardan korkumuz yok. Onlar saldm-
yor biz karşıhk veriyoruz. Ama yasalar-
da, anayasada, gündelik hayatta, ders
kitaplannda hakim olan ırkçılık karşı-
sında elımiz kolumuz bağh." Işte bu de-
ğişmedikçe şiddet daima var olacak, kriz
dönemlerinde tırmanacaktır.
önceAlı
Abnan sosyolog Seidel Piekn Eberhard, yetkililerin ırkçı harekete gereken en ağır cezayı vermesinden yana.
bir sürii karmaşa var zaten, gençlerin ki-
şisel ailevi sorunlan var. Işte rıepsi bir
araya gelınce katiller yaratılmış oluyor.
Şiddet eğilimi Türk gençleri arasında da
var. nedcnleriyse aşağı yukan aynı. 19
yaşında. burada büyümüş Türk gençleri
hala ikinci. üçüncü sınıf insan muamelesi
görüyor ve kendilerine sürekli bir sorun.
bir ıllet gözüyle bakıldığına tanık oluyor.
Burada yetişen yabancı bir gencin çare-
sizliğe düşmesi kadar normal bir şey ola-
Uluslararası kamuoyunun rahatsızlık
duyduğu ve Almanya"nın bundan eko-
nomik zarar göreceği anlaşılıncagösteri-
ler düzenlenmeye başlandı. Ikincisi,
protcsto gösterileri bence h^p hümanist
bir yan içeriyor. "Yabancılara dokun-
mayın" sloganı altında düzenleniyor.
Oysa artık bu sloganın zamanı geçmiştir.
Artık slogan. "yabancılara eşit haklar
verin" olmalıdır.
- Bana övle geliyor ki Almanya birleş-
kurtulamayışı. Almanlar daima aşağılık
kompleksiyle üstünlük duygusu arasın-
da gjdip gelirler. On yıllardır müttefıkle-
rin sultası altında eğilip el etek öpüldük-
ten sonra bugün tekrar üstünlük duvgu-
lan ön plana çıkıyor. Bu ülkenın ilk
yapacağı iş şu: Aklını başına toplayıp ge-
lecekte nasıl bir toplum. nasıl bir devlet
olacağına karar vermek. Artık biz bir
göçmen ülkesiyiz. Bunu açıkça tartışma-
mi7 gereki>or. Almanya artık sanşın.
- Almanya da halkın düşünce vaptsı de-
ğişmedikçe ve bu değisim anayasadan
günlük hayalın diğer alanlarma kadar
yanstmadıkça şiddet var olacaktır diyor-
sunuz. Kafalarm değişmesi her zaman çok
zor. Saldırılar ise sürüyor ve insanlar kor-
ku içinde yaşıyor. O halde kötümser ol-
mamız gerekmivor mu?
SEIDEL-PİELEN - Biliyorum, kafa-
lan değıştirmek çok zor. Ama ben yine
de iyimser olmaya çalışıyorum. Göç sü-
recinde pek çok şeyin iyiye doğru gelişti-
ğini de görmek gerek. Örneğin eskiden
yabancı işçilerin serbest iş kurması ya-
sakü, bugün bu imkana sahipler. İlİco-
kullarda çok ıyi eğjtim modellen uygula-
nıyor. yalnız bunlar yaygınlaştınlmah.
Sonra eğitimde fırsat eşitliğı arttı. Bura-
ya göç eden köylü ya da işçi kökenli aile-
lerin çocuklan da Almanlar kadar olma-
sa bile artık liseye. üniversiteye gitmeye
başladı. Göçmenler toplumda yavaş ya-
vaş saygın yerler ediniyor. Üçüncü İcu-
şaktan gençlere televızyon programla-
nnda. fılmlerde rastlıyoruz. Yani otuz
yılda her şey yennde saymadı ve kötüye
degitmedi.
- Almanya'da halkın düşünce yapısının
değişmesinde bir engel de, "kültürel fark-
hlıklar "m sürekli ön plana çıkariılması
değil mi? L'yum sağlayamayan, Türk kül-
türünden. İslamın demokrasiye uymayan
özelliklerinden dem vuruluyor. Öysa bu-
raya gelen Türk aıleler de, çocuklan da
büyük kültürel dönüşümlerden geçiyor.
Liberal basmda bile epeydir İslamı düş-
man gibi gösterme eğilimme tanık oluyo-
ruz. Sizce de A vrupa 'da böyle bir eğilim-
den söz edilebilir mi?
YetLştirilme tarzları
£ yanlış
Bugün 19 yaşında
olan bu gençler 1982'de
demek ki 9 yaşındaymış.
Bu toplumsal hava içinde
yetiştiler. Siyasi sistem
onlara sürekli olarak
Almanya'da çok fazla
yabancı yaşadığını,
yabancılann her şeyden
sorumlu olduğunu empoze
etti.
SEIDEL-PIELEN - Monolitik, tek
tıp bir Alman kültürü, Türk kültürü,
Avrupa kültürü yoktur. Bunlar hep kur-
macadır. "Tipik Türk" olarak nitelenen
bir özellik büyük olasılıkla kırsal \a da
proleter bir özelliktir. Etnik kategoriler-
den sosyal kategorilere dönmekte fayda
görüyorum. Etnik özellikler de kuşku-
suz önemli rol oynuyor. ama bence artık
"büyük kent kültürii"nden söz etmeli-
yk. Büyük kentlerde iç içe geçmiş bir
düzine farklı kültüryapısı vardır. İslama
gelince: Avrupa"daki bu tartışmalan teh-
likeli görüyorum. Bence Avrupa bir
kımlik bunahmı yaşıyor. Avrupa"da ay-
dınlanma çağı çok olumlu, muhteşem
bir olaydı. Ama bugün Yugoslavya"da
olup bitenlere baktığınızda şunu görü-
yorsunuz: Eğer Bosna'da Müslüman
kadınlar Sırplar tarafından tecavüze uğ-
ramayıp da örneğin Suriye"de Müslü-
manlar Hıristiyan kadınlara saldırsaydı
Avrupa büyük bir tepkiyie ayağa kal-
kardı. İnsan haklan anlaşılan günümüz-
de çifte standarda bağlanmıştır. Özellik-
le Avrupa'da yaşayan Müslümanlarda
isyan duygulan yaratan ve Avmpalılann
"ikiyüzlü" olarak nıtelenmesineyolaçan
bu polıtikalar tehhkelidir.
- Size nasıl hitap edelim? Kendinizi daz-
lak olarak mı nitcliyorsunuz?
KLAL'S- Biz nasyonal sosyalistiz. Or-
talık biraz kanşık. Dazlaklar (Skinhe-
ads) var. Faşolar var. hooliganlar var.
- Aramzdaki fark ne"1
KLALS- Hools (hooliganlar) bizim
peşımizde dolaşır. biz onlan yanımıza
vaklaştırmak istemeyiz. Hep sarhoştur-
îar. oiay çıkartırlar. Dazlaklann arasın-
da Rçdskins denen kıallar. komünistler
var Ötekilerle bir olup bıze saldınyorlar.
Faşolar her şeyi Hitler'ın yaptığı gibi ay-
nen tekrarlamak istiyorlar. Kafalan ça-
lîşmıyor. Onlarla aramız ıyi. Biz onlan
bilgilendirmeyc çalışıyoruz.
-Kemlinizden bahsedin biraz: Duvar
acılmudan öıue, Demokratik Almanya
zjmunmda ne yapıyordunuz?
MICHAEL- Duvar açıldığında ben
ıneslek okulunda camcılık eğitımine yeni
başlamıştım. Şimdi devam ediyorum.
HMerkahraman
oliırdu
manya'yı yabanalardan temizlemek gerek
Hitler iki hata yaptı.
Birincısi, toplama kamplan
kurmayacaktı. Çalışma
kamplan yeterdi. İkincisi
Rusya'ya saldırdı, ikinci
cepheaçü. Eğer Hitler savaşı
iazansaydı bugün kahraman
olacaktı, yenildiğj için
kaybetti.
İcimiz de önceden FDP (partinin genç-
ik örgütü - Özgür Alman Gençliği'ne)
layıthydık. I mayıslarda malum yürü-
üşler. kardeş sosyalist ulkelerle daya-
ıışma toplantılan filan yapılırdı. Spor
apardık. ben halter çalışırdım. Şimdi
iaha çok savaş sporlanyla ilgileniyo-
-um.
- Savaş sporu dediğin nedir?
MICHAEL-Judo. tekvpnHo
Eflfcı'v» bugünle karşılaştırınca ne düşünü-
sorsunuz?
KLAUS- Duvar açtlmadan önce her
cy daha iyıydi demeyeceğim ama, bugü-
ıe kıyasla daha iyi olan bir sürü şey dc
ardı.
- Mesela ne?
KLAL'S-Seyahatedemiyorduk. hapis
nbiydik. bunlar doğru. Bugün her yerc
KLAUS VE MICHAEL, KENDİ DEYİŞLERÎYLE NASYONAL SOSYALİST İKİ ALMAN GENCİ
Neonaziolmak
ayrıcaliktırKlaus ve Michael, Doğu Alman. İkiside
on vedi vuşındu, ik isi de kendi
de\ işlerivle 'nasvonalsosvalist'. Doğu
Berlin de S'eonazilerin kurtarılmış
bölgesiolarak tanman Lichtenberg'de
oturuvorlar.
Türk gençleri. Batı'dan, 'an-
.tifaşistlerin kurtarılmış bölgesi' sayılan
Kreuzherg 'den urabalura atlayıp
Lichtenherg V S'azi tokaılamaya'
gıdivor. Dazlaklann toplandığı
lokullerden birıne baskın yapıyor,
dö\ üşüp kaçıyorlar. Baskmlarda
be\ zbol sopusmdan sustalı bıçaklara ve
gaz uıbuncalanna kadar her türlü silah
kullaııılıvor, varalunu/ılıaııabazenölen
oluyor.
Seonazi ve Alman olmaktan gûrur
dııyan Klaus ve Mkhael'la Doğu
Berlin 'deki temiz bir kafetervada
konuşuyoruz. Tek şartları adlanmn
yazılmuması ve fotoğrafçekilmemesi.
Mölln olaymdan sonra 'milliyetçilerin
üsfıinegelen polislen çekiniyorlar.
Saçları kazılı değil ama, Hitlervari
yandcın ayrık. Birperçem çaprazlama
alınlaruıa düşüyor. İ 'stlerindeyeşil ve
siyuhpilot ceketleri, avaklarmda 'Doc
Martens' adı verilenağır siyahpostallar
Hitlenari biçimde kesilmiş saçlanyla dikkat çekcn Neonaziler yeşil-siyah pilot
montlar ve Dr. Marten ayakkabılan ile göze batıyor.
gidebılıyorsun. tabıi eğer paran varsa.
Eskiden önümüzde duvar engeli vardı.
Şımdı para engeli var. Onu aşmak da du-
varı aşmak kadar zor. Tüketim maddesi
ıstediğın kadar. bolluk içinde yaşıvoruz.
Eskiden kuyrukta beklerdin de yıne de
alacak bir şey bulamazdın. Eskiden ken-
dime bir den ceket almak için en az bir
buçuk aylık maaşımı biriktirmem gere-
kiyordu, şimdi rahatlıkla alıyorum.
MICHAEL- Ama eskiden düzen de
vardı. dısiplin. temizlik vardı. İşsizlik
korkusu yoktu. Yabancılar akıllanna
geldiği gibi davranamazdı. Bugün her
şey karmakanşık. Zenciler. Çingeneler.
Türkler Almanya'vı iştıla etti. Biz üçün-
cü sınıf vatandaşız. Önce Batılılar geli-
\or. sonra Türkler. cn arkada biz.
KLAUS- Biz camcıyız değil mi? Eski-
den ne iş yaparsa yapsın kımseye yukan-
dan bakiîma^d1
.. Hatia z;ınaatla. c! işiyle
uğraşanlar aynı saygı uvandınrdı.
- Bu esitlik parti kadrolan, üst tabaka-
lar için geçerli değildi ama. Siz Honec-
keı'le ve Politbüro'vla eşit değildiniz her-
halde' -
MICH\EL- Hayır. değildık tabii.
Honecker. devrım. dayanışma.. bu lafla-
rı zaten kimse cidıye ulmazdı. Hcrkcs
bunun boş laf olduğunu biliyordu.
KLAL'S- Bınncısı o /.aman Almanva
bugünkü gibi yabancılar tarafından isü-
la edilmcmişti. İkincisi hiçbır Alman
kendi ülkesınde işsız kalıp açlıktan ölece-
ğim dıye korkmuyordu.
- Bıı söylediklerinızi dinleyince saııkies-
ki diizenı savımm orsunuz. özlüyorsunuz
gibi bir duygm a kapılıyor insan. Oysu de-
mın kendinizi nasyonal sosyalist olarak
nitelediniz?
KLAUS- Eskiyı özlemiyoruz. ama
sosyalizmin kimi iyi yanlannı biz de sa-
vunuyoruz. Nasyonal sosyalist olmak
Almanya'dan. Âlmanlardan yana ol-
mak demek. Aynı zamanda halklan ya-
na olmak demek. Bugünkü gibi hcrkcsin
buraya gelip Almanlann sırtından. onla-
nn vergileriylegününügünetmesinegöz
yummak değil
- Doğu Almaııva'da da vuhuııalur var-
dı. Onlarlaaranız nasıldı'
MICHAEL- Onlar bugünkü gibi.
Türkler filan gibi ön plana çıkmaya ccsa-
ret edemczdi. Kendi yurtlannda oturur.
kendi kahvelcrine giderlcrdi. Ama bir
yandan da para bınktirip bizim alamadı-
ğımız şeylcri salın alırlardı. Bibiklel. mo-
tosiklct gıbı. Onlar yüzünden dükkân-
larda ba/en ratlan lamtakır bulurduk
Ama parlı hep onlardan yana olduğu
için kimsc scsıni çıkartamazdı. Yınc dc
ba/cn Almanlarla kavsja ellikleri. dö-
vüştükleri olurdu. Sonra gidip Almanla-
n partıye şıkâyet ederlerdi. Gene olan
Almanlara olurdu.
KLALS- Yine de o zamanı bugünle
kıvaslayamdzsın. Bugün burada Türkler
Mcrcedcslc dolaşıyor. Ben Mercedes
alabiliyor muyum? Onlar alıvor.
- Ama onlara arabukırını kinv>e lıedive
etmiyor kı. Çalışıp hiriktirip satın alıvor-
lar. Siz de alabilirsiniz.
KLAL'S- Alamayız. Çünkü okul bi-
tincc işsiz kalacağız. Onlar Almanlara
işyeri bırakmıyor kı. Her ycrdc onlan
buluyorsun karşında.
MICHAEL- Biz yabancılann evlerine
donmetcrinı ıstıyoruz. Herkesın kendi
vatanı var. Ne ışleri var Almanya'da'?
Gitsinler kendi ülkelerinde çalışsınlar.
- Onlan Alman ık'\letı <,ağırdı. burada
çalışsınlar \e ekonomiye katkıda bulun-
suıılar di\ e.
MICHAEL- Olabilir. Ama ölene ka-
dar burada kalmalan.yayılıpsaçılmalan
gcrckmcz. Onlar misafir gibi davranmı-
yor ki! Ben gidip Amenkalılann ışlerini
ellennden alıp. evlerinde oturup. kadın-
larına ıccavüzediyormuyum.'
KLAUS- Etscydin scni kurşuna dizer-
lerdı.
- Türklerin Alman kadtnlarma tecavüz
ettiğine tanık nklunuz ımı lu\ '
MICHAEL; Tabii olduk. Git bak Batı
Berlin'deki diskoteklere. Türkten geçil-
miyor. Kapıda bile onlar duruyor. Kı-
min içeri gireceğine onlar karar veriyor.
Kızlara para yedinyorlar, kızlarda ken-
dilerini onlara satıyor.
- Eğer övlevse buna fuhuş denir, tecavüz
deıvnez ki.
MICHAEL- Biz Türk kızlanyla ıste-
sek olabilir mıydik? Hem kendi kadınla-
nnı Almanlardan bucak bucak kaçın-
yorlar, ırk kanşsın islemiyorlar. hem de
bizim kızlara tecavüz edip Alman ırkını
kirletiyorlar.
KLAUS- Biz onlann kadınlannı ıste-
mıyoruz. Irk temız kalmalı. Batı'da ırk
kanşmış. Aynı şeyın doğuda tekrarlan-
maması ıçın uğraşıyoruz.
- \e yapıyorsunuz' Siz de sığmmacı
yurılarma, yabancılann evlerine saldırı-
vor musıımr'
KLAUS- Biz savunmadayız. Şimdi.
ötekılersana öyle haincesaldınyorki. ya
sen düşmanlanna buz gibi, var gücünle
karşıhk vereceksınyadamahvolacaksın.
Kanun bu. Aynı ordudakı gibi. Orduda
da bın sana saldınnca karşılık vermek
zorundasın. Savaşta vatanına "saldınldı
dıyelım, düşmanının yanına gidip "Bcn
seni öldürmek istemıyorum' diyemezsin
ki.
- Ama Almanya'da savaş yok, Türkler
düşman değil. Size de saldırmıyorlar. Öy-
le değil mi? Mölln 'de iki kız çocuğuyla bir
kadm öldü. Onlar kimseve saldırmış mıv-
dı?
MICHAEL- Şimdi. savaşta siviller de
ölür. bu aynı şey. Türkler evlerine dön-
meli ve Almanya'da bir gün bile daha
kalmamab. Türkler. Çingeneler, Zenci-
ler, sakatlar, homoseksüeller Almanya'-
yı işgal etti. Nereye baksan onlan görü-
yorsun. Biz Almanya"yı temizlemek
istiyoruz. Gerekirse bunun için savaşınz
da. .
- Polis Mölln den sonra sıkı önlemler
almava başladı. Yakalanıp mahkûm edil-
mekten korknıuyor musunuz?
MICHAEL- Bize bugün Nazi gözüyle
bakanlar yann pişman olacak. Yann bi-
zim doğru hareket ettiğimiz anlaşılacak.
Biz haklı bir dava için çalışıyoruz. Şidde-
Savaştasivillerde
P ölür
Şimdi, savaşta sivillerde
ölür, bu aynı şey. Türkler
evlerinedönmeli ve
Almanya'da birgün bile
daha kalmamalı. Türkler.
Çingeneler, Zenciler, sakatlar,
homoseksüeller Almanya'yı
işgal etti. Nereye baksan
onlan görüyorsun. Biz
Almanya'yı temizlemek
istiyoruz. Gerekirse bunun
için savaşınz da,
te karşıyız diyorlar. Bu şiddet değjl sa-
vunma. vatanın düşmana karşı savunul-
ması.
- Siz iktidara geçseydiniz ne yapardı-
mz?
KLAUS- İlk önce Almanya'yı bütün
yabanalardan temizlemek lazım. Sakat-
lar, homoseksüeller eskisi gibi ya temiz-
lenmeli ya da çalışma kamplannda hal-
kın yaranna çalıştınlmalı. Hitler iki hata
yaptı. Birincisi. toplama kamplan kur-
mayacaktı. Çalışma kamplan yeterdi.
İkincisi Rusya'ya saldırdı, ikinci cephe
açtı. Eğer Hitler savaşı kazansaydı bu-
gün kahraman olacaktı. yenildiği için
kaybetti.