23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13ARAUK1992PAZAR 4 HABERLER Karakaş'tan işkence SOPUSU • ANKARA (Cumhuriyet Bürosd)-SHP Grup Başkanvekillerinden Ercan Karakaş İçişleri Bakanı tsmet Sezgjn 'in yanıüaması istemiyleTBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, "İşkencenin önlenmesi için bakanlığınızda son bir yılda ne gibi çalışmalar yapıldı ve hangi önlemler ahndı?" diye sordu. Ercan Karakaş; tstanbul'da 58 yaşındaki esnaf Sadettin Köse'nin götürüldüğü karakolda dövüldüğünü anımsatarak. Sezgin'e şu sorulan yöneltti: "Bu dövülme olayı ile ilgili olarak söz konusu karakol görevlikri için ne gibi bir işlem yapılmıştıf? Sorumlular hakkında herhangi bir soruşturma açılmış mıdır? Hasköy Polis Karakolu'nda dövülen Sadettin Köse'ye, SHP üyesi olduğunu söylediğinde yaptıklan işkencenin dozunu arttıran karakol görevlilerinin isimleri nedir? Sadettin Köse'ye işkence yapan polisler, daha sonra mağduru hastaneye götürerek sağlam raporu almışlardır." Paneliste gözaltı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-İHDİzmır Şubesi'nce Karşıyaka'da düzenlenen "Güncel İnsan Haklan" konulu panele konuşmacı olarak katılan Gülay Toraman gözalüna ahndı. Toraman. panelde eşi Hüseyin Toraman'm bir yılı aşkın süredir kayıp olduğunu vurgulayarak Türkiye'de kayıplann sayısal olarak giderek arttığıru, insan haklan ihlallerinin bir gün herkesin başına gelebıleceğini söyledi. Panelin bitiminden sonra olay yerine gelen güvenlik güçleri Tülay Toraman hakkında yakalama karan olduğunu açıklayarak gözalüna aldılar. İHD İzmir Şubesi Başkanı Dr. Yeşim Işgelen, sekreter avukat Kemal Bilgiç, Emniyet yetkililerinden bilgi aldıktan sonra Dr. Yeşim Işgelen gözalüna alınan Tülay Toraman'ı sağlık kontrolünden geçirdi. Emniyet yetkilileri, Toraman'ın İstanbul ' Emniyeü'nce arandığını beürttiler. Damstay uyesi • ANKARA (ANKA)- Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu asil üyeliğine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yedek üyesi ve Daruştay üyesi Yaşar Selim Aşmaz'ı seçti. Resmi Gazete'de yayımlanan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu karan ile 46 hakim ve 28 savcı ikinci dereceye yükseltildi. Türkiye'den Sudan'a hastane İSTANBUL (AA)- Türkiye-Sudan arasında sağlık alamnda işbirliğini öngören protokol, Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna ile Sudan Sağlık Bakanı Faisal Medani Mukhtar arasında imzalandı. Hartum'da imzalanan anlaşma kapsamında. Türk Hükümeti'nce Hartum'da yapılacak 50 yataklı hastane projesiyle ilgili gelişmelerin gözden geçirildigjni belirten Aktuna, proje için Türk Hükümeti'nin 2 milyon 215 bin dolar, Sudan tarafının da 300bindolarkatkıda bulunacağını bildirdi. Samsun İHD açıldıISAMSUN (Cumhuriyet) - însan Haklan Haftası ve İnsan Haklan Evrensel Büdirgesi'nin kabülünün44. yılında Samsun Valiliğj tarafından kapatılan (İHD) İnsan Haklan Derneği Samsun Şubesi dün açıldı. Hafta nedeniyle yapılmak istenen, ancaİc izin yerilmeyen etkinliklere de İHD"nin açılması ile izin verildiği öğrenildi. ANAFtaikramiye sorunu • ANKARA (AA) - ANAP Genel MerkezTndeçalışan 140'a yakın görevli, her kongre sonrası ödenen ikramiyenin bu kez verümemesini tepkiyle karşıladılar. ANAP başkanhk divanının önccki akşamki toplanüsında önerilmesine karşın. 1475 sayılı iş yasası hükümleri uyannca çabşünlan işçilere kongre ikramiyesi verilmesi yönünde bir karar çıkmadı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği'nin düzenlediği "Yerel Seçimler \e Toplumsal Değerler" konulu toplantı Türkiye'de bir grup kadının kadın haklan konu sunda şaşırtıcı iç kararbcı inanışlara sahip olduğunu ortay a koydu. Partili kadınlara göre dağılunda RP'li kadınlar, dayağı hak ettiklerini en çok savunan grup oldu. Prof.Dr. Esmer, bu kadın gnıplarının eğilimlerinı ortaya koyan araştırma sonuclannı açıkladı. (Fotoğraf: CU M HURİYET) Seçimler ve Toplumsal Değerler toplantısı kadın sorununa şaşırtıa ipuçlan sundu Dayakîsteyen kadın da var•Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği'nin düzenlediği "Geçirdiğimiz Yerel Seçimler ve Toplumsal Değerler" konulu toplanüda konuşan Prof. Dr. Yıl- maz Esmer, kadınlann yansından çoğunun dayağı hak ettiklerine inandığını söylüyor. Prof. Esmer, yaptırdığı anketin sonuçlanyla izleyicileri şaşırtü. Parti- lere göre yapilan araşürmada, SHP'li kadınlann yiızde 4O'ı, ANAP'lı kadınla- nn yüzde 49'u . DSP'li kadınlann yüzde 54'ü, RP'li kadınlann yüzde 68'i. DYP'li kadınlann ise yüzde 72'si "Gereküğinde kadm dayak yemeli" diyor. Anket sonuçlanna göre SHP'li kadınlann yüzde 64'ü, DYP'lilerin yüzde 78'i, ANAP'lılann yüzde 80'i ve RP'lilerin yüzde 95'i, "kadının görevinin çocuk ye- tiştirmek'" olduğunu kabul ediyor. 7AFFB A k \ i B " RP'nin yenileşüğı. iyi örgütlendiği MrLHAM^An v £ b u n u n uzerine iküdann başansızlık- Yerel ara seçimlerde Refah Parüsi- landaeklenınceRPninbaşansınınka- nın başansı tüm siyasi çevreleri şaşırtı. çınılmaz olduğu görüşleri ortaya atıldı. C n ^ . ^ t . ^X-FJ~H"Im\ Wy^r>iı*i» C-OJ~*\**>• c Wi^r-X-» D n n l i r rl/^tTrıı ortnıclpr rıpcnlfıir K r Vfi- Şaşırtü. sözcüğü boşuna seçilmiş bir söz değil. Beklenmeyen ya da tahmin edile- meyen İstanbul'daki RP başansı, en iyimser deyimle tedirginliğe neden oldu. Kımileri RP'nin bu başansını "tepki oy- lan" tanımlamasıyla açıklarken, kimile- ri de "Seçmen tatile gitmeyi sandığa gitmeye tercih etti" değerlendirmesiyle yorumluyordu. Peki gerçek ya da bilime en yakını hangisiydi? Türkiye Cezayir- lcşiyor muydu? Araşürmacılar. "Türki- ye nereye?" kaygısıyla kollan sıvadılar. Ortaya çıkan sonuçlar. en az RP oyla- nndaki patlama kadar şaşırntıcıydı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği'nin düzenlediği "Geçirdiğimiz Ye- rel Seçimler ve Toplumsal Değerler" konulu toplantıda konuşan Prof.Dr. Yılmaz Esmer. konunun aslmda hiç şa- şırtıcı olmadığını belirterek şunlan söy- ledi: Bunlar doğru görüşler değildir. RP ye- nıleşmemiştir. Söyledikleri melodi yeni değildir. Hatta bu melodinin 1400 yıllık olduğunu bile söyleyebiliriz. Öyleyse bu başan nereden kaynaklanmışür? Bunu size yapılan anket sonuclannı göstere- rek anlatmaya çalışacağım." Prof.Dr. Yılmaz Esmer yaklaşık 10 anket sonucunu çoğunluğu kadın olan izleyicilere sunarken, izleyicilerin yü- zünde şaşkıruık ifadeleri beliriyordu. İs- tanbullu kadınlann yüzde 4Q'ı dayağı hak ettiklerine inanıyorlardı. Üstelik bu kadınlar SHP'liydi. Bu oran ANAP'lı kadınlarda yüzde 49'a. RP'li kadınlarda yüzde 68'e, DSP'li kadınlarda yüzde 54'e ve DYP'li kadınlarda ise yüzde 72*- ye kadar çıkıyordu. Hoşgörü. kadmın görevleri, ideal ço- cuk sayısı. yabancı gelin damat isteyip istememe, dinin yaşama hangi alanlar- da kaülması gibi konularda yapılan anket sonuçlan da yerel seçimlerdeki başan ya da başansızlık konulannı ay- dınlatır nitelikteydi. Örneğin SHP'üle- rin yansı aşın sağcı komşu istemezken, sağ parti yandaşlannın yandan fazlası da aşın solcu komşular istemediklerini söylemişlerdi. Anket sonuçlannın bazı- lan şöyle: "Başka dinden komşu ister misiniz?" sorusuna SHP'liler yüzde 14 orarunda "hayır" derken. ANAP'lılar yüzde 22, DSPlileryüzde22. DYP'lileryüzde58, RP'liler yüzde 60 oranında "Hayır" yaru- tını verdi. "Müslüman kadın başörtü takmah mıdır?" sorusuna SHP'liler yüzde 10, DSP'lilcr yüzde 20. ANAP'lılar yüzde 29, DYP'liler yüzde 36, RP'liler yüzde 74 oranında 'evet' demiş. "Mayo giymek günah mıdır?" soru- suna SHP'liler yüzde 20, DSP'liler yüz- de 30. ANAP'lılar yüzde 44, DYP'liler yüzde 54, RP'liler yüzde 90 orarunda "evet" yanıtını verdi. "Kadının görevi çocuk yetiştirmek midir?" sorusuna SHP'liler .yüzde 64, ANAP'hlar yüzde 80, DYP'liler yüzde 78, RP'liler yüzde 95 oranında 'Evet' dedı. İzleyicilerin şaşkm bakışlan icinde anket sonuclannı açıklayan Prof.Dr. Yılmaz Esmer. ardından > oğun bir soru bombardımanına tutuldu. Sorulann ana eksenini ise anketlerin doğruluk de- recesi oluşturdu. Prof.Dr. Esmer, bu sorulan "Anket üüzlikle yapılmıştır. Bu anketlere bakarak bir sonuca varmak zor değildir. Çünkü oranlar bize, insan- lann ne yönde bir eğilimi olduğunu açık açık gösteriyor" diye yanıtladı. Ardın- dan anket sonuclannı yorumlayan Prof. Dr. Esmer, RP'nin başansının in- san eğiliminden kaynaklandığını belir- terek şunlan söyledi: "RP'nin tabanı anketlerde de g"orül- düğü gibi yenılikçi değil. Yani RP'nin yenileşmeye ihtiyacı yok. Diğer partili- İerin eğilimlerine de baktığınızda RP'ye vakın görüşleri olduğunu farketmişsi- nizdir. Yani RP. kendı görüşlerini an- latmakta güçlük çekmiyor. Çünkü. zaten insanlar bu görüşleri şu ya da bu şekilde benimsemış. SHP'nin ise görüş- lerini anlatmakta güçlük çekmesı doğal. İnsanlann bu görüşleri kabul edebilme- si için değişmesi gerekiyor. Bu da zor bir olay. Yani RP'nin karşısında hazır bir hedef kitle var. Ve bu kitle mesajlan he- men alıyor. Şundi bu tablolara bakarak karamsarlığa düşmeyin. etrafımızdakı komşu devletlere bakın aramızdaki far- kı anlarsınız. Tüm bu verilere karşın biz çok yol katettik. Bunda Atatürk'ün et- kisi çok büyük. Bakmayın siz Atatürk'- ün bir kenara iuldiğine. insanlar ellerin- dekinin kıymetini pek bilmezler. hep, ellerinde olmayanın kıymeti çok derler. Ama rehavete düşmekte gerekmez. Biz çok yol eittik. ama daha hedefe varama- dık." Başbakanbk bütçesi kabul edikü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Ku- rulu"nda dün Başbakanlık bütçesi görüşülerek kabul edildi. RPli Şevket Kazan. Devlet Bakanı Cavit Çağlar'a bazı kamu bankalannın bağb olduğunu anımsatarak. "Yıl- larca bu bankalardan kredi almış bir kişinin bunlardan sorumlu olması çok söz geti- nr. çok söz götürür" dedi. Hükümeün Cumhurbaş- kanı'nı Çankaya'dan indire- ceğinden söz ettiğini ifade eden Kazan, DYP'lilerin söz atması üzerine. "Cumhurbaş- kam'nın indirilmesine biz va- nz. Siz, yazın geünn. biz haa- nz" diye konuştu. Devlet televizyonundan müstehcen yayınlar yapıldığını, genelev patronuna madalya verildiği- ni sa\oınan Kazan, baa ba- kanlann reklam fılmlerinde oynamasını eleşürdi. SHP'li Sabri Yavuz da, hükümetin demokraükleşme yolundaki adımlan kararlılıkla atüğını belirterek, çağdaş bir anaya- sanın uzlaşmayla hazırlanma- sı gerektiğini de sözlerine ekle- di. Hırsızlık savıyla tutuklananA.A. büyükler koğuşunda acılı günler geçirdi işkence A.A.'yı 14'ündeJbuldu NECATİAYGIN İZMİR- "...Karakoldaki da- yakla kurtuldum sandım ama cezaevindeki işkence korkunç- tu..." A.A. 14 yaşında... Çocuk mahkemesinde adli bir suçtan yargılanıyor. Dudaklanndan dökülen sözcükler fısıltı gibi. güç anlaşılıyor. Sesi ağlamak- h... Diğer yaşıüan gibi duruşma sırasını bekliyor bir köşede. Ancak onun çok özel bir duru- mu var. 14 yaşında olmasına karşın Buca Cezaevi'nde "sübyan" koğuşu yerine, aralannda ağır ceza gerektiren suçlardan yar- gılananlann da bulunduğu 8. koğuşa kondu A.A. Ve belki de yaşamı boyunca benliğinde iz bırakacak acılarla orada taruş- tı. Neler geldi başına o çoçuk yaşta? A.A. yaşamı boyunca unut- mayacağı 18 günü anlaüyor... Önce karakoldan başbyor: "Bir hırsızlık olayı olmuş. Bornova Karakolu'ndan geldi- ler. Beni evden alıp götürdüler. Ellerimi, kollanmı bağladılar. Cereyana tuttular. Carum çok acıdı. Ne dedilerse, "Evef de- dim..." Ya sonra? "...'Mahkemede A kurtulurum" diyordum kendi kendime. Ama tutuklandım. Bundan sonrası çok beterdi. Çok köröydü..." A.A. duraklı- yor... EUeri başının arasında. Sağa sola sallanıyor. "Beni koca koca adamlann arasma koydular. İçeri gjrer girmez dayakla karşılandım. askıya alınarak kendisine işkence yapıldığını söylı Hiç anlamadım. önüne gelen vuruyordu. "Yapmayın abiler' dedim, durmadılar. Çok kork- tum." A.A.'nin 8. koğuş günleri böyle başlar. Artık adı 'sübyan- dır". Sübyan aşağı, sübyan yu- kan. Hizmetkar gibi çalışır A.A. Sigara içmeye zorlarlar. RP, CHP, DSP 'hayır' oyuna hazırlanırken ANAP şimdilık net değil Meclis'in Çekiç Güç sıkıııtısı TLREYKÖSE ANKARA - Çekiç Güç'ün görev süresi- nin üçüncü kez uzatılması istemi. TBMM Genel Kurulu'na bu ay sonunda geliyor. Süre uzatımı istemine. RP. CHP ve DSP "hayır" oyu vermeye hazırlanırken, ANAP henüz kesin karannı vermedi. Sü- renın uzaülmasına. SHP ve DYP içindeki bazı milletvekilleri de karşı çıkıyor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. "Bu durum normalleşsin diye gay- ret sarf cdilıyor. Ancak, açmaz devam edi- yor. "Birdefadaha fırsat verilsin.güvenlikli çözüme ımkan verelim' denebilir. ama da- ha hükümette görüşülmedi. Meclis karar verecek" dedi. kiç Güç'ün süresinin uzaülmasına "hayır" SHP icinde 15 kadar milletvekili, Çekiç d'yeceklerini bildirirken. DSP Genel Baş- Güç'ün bölgeden tamamen aynlması gö- rüşünü savunuyor. Salman Kaya. Celal Kürkoğlu, Kamer Genç'in de aralannda bulunduğu, bu milletvekillerinin Çekiç Güç'ün görev süresinin sona errnesi yolun- da oy kullanabilecekleri belirtiliyor. kanı Bülent Ecevit de Çekiç Güç'ün Tür- kiye'nin güvenliğine büyük zarar verdiğini. bölücü terörün hızla ürmanışına neden ol- duğunu söyledi. Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Er- dal İnönü, Çekiç Güç'ün görev süresinin Çekiç Güç konusunda tavnnı henüz bel- uzaülması konusunun henüz hükümette li etmeyen tek parti, ANAP oldu. görüşülmediğini, bu konudaki karan Mec- lis'in vereceğini söyledi. İnönü, RP'li Asil- türk'ün Çekiç Güç'ü "işgal kuvveti" ola-CHP, RP ve DSP, Çekiç Güç'ün görev süresinin uzaülması istemine "hayır" oyu kullanacak. rak nitelendirmesi konusunda, "Dil sürç- mesi değilse, yakışıksız. Türkiye, işgal CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Çe- altında değildir" yorumunu yapü. Geceler daha bir kabustur A.A için:: "Gece olmasın isterdim. Beni korkuturlardı. Bîr gece uyur- ken canım çok yandı. Ayak parmaklanm arasına gazete kağıdı koyup.yakmışlar. Uyur- ken canımın acısıyla fırladım. Bir gece de yine yatarken kolu- mu tuttular 'Sana döğme yapa- cağız' dediler. İğneler koluma gırdıkce ÇOK ağiddım. İğnelerin izi kolumda hâlâ duruyor..." A.A'nm 18 günlük kabusu tahliye ile sonuçlanır. Almanya'dan isci emeklisi bir aılenın çocuğu A.A. sübyan koğuşunda kalmadığını ne an- nesine ne babasına anlatabilmış korkusundan.Avukatı İbrahim Ayuz bu durumu ve müvekkili- nin 14 yaşında olmasına karşın sübyan koğuşu yerine diğer ko- ğuşa konuîmasını şöyle aydın- latıvor: "Cezaevi yöueumi nutus cüz- danına bakmamış. Böylece ko- ca adamlann arasına salınmış müvekkilim. Bu durumu tahli- yeden sonra savcıya da sor- dum. 'Orası eğıtim koğuşu' dedi. Birileri bunlann hesabını vermeli." HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLALI Bu Kaçıncı 'Bir Kerecik'? Olay önemli, ama çok kişinin gözünden kaçtı. 12 Eylül Anayasası, cumhurbaşkanına birçok önemli konuda tek seçicilik' görevi veriyor. Rektörlerden Ana- yasa Mahkemesi üyelerine kadar.. Örneğin önce YOK'e üyeler atıyor. Sonra o üyelerin önerdiği isimler arasından rektör seçiyor, Anayasa Mahkemesi üyesi seçiyor. Çankaya'da oturan 'saygıdeğer kişi', son olarak YÖK'ün kendisine önerdiği üç isim arasından, Prof. Sü- leyman Aslan'ı Anayasa Mahkemesi'ne atadt. Prof. Aslan, 10 Ekim 1979 tarihinde doçent, yani 'öğre- tim üyesi" oimuş. Oysa gerek anayasanın 146. maddesi gerekse ilgili yasa, Anayasa Mahkemesi'ne üniversite- lerden seçilecek üyenin en az 15yıl öğretim üyeliği yap- mış olma koşulunu getirmiş. YÖK. Prof. Aslan ı 'bile bile' öneriyor. Özal da gene bile bile' diğerlerinı bir kenara bırakıp, onu seçiyor. Ama Anayasa Mahkemesi, hukuk devleti ile bağdas- mayan bu durumu kabullenmeyip, Prof. Aslan'ı gerisin geriye Konya'ya, Selçuk Üniversitesi'ndeki görevine yolluyor. • • • Olayın acıklı' birçok yani var. Bir kere, kendisi de 'idare hukukçusu' olan bu sayın profesör, nasıl olur da böyle bir göreve aday olmayı ka- bul eder? Anayasanın ve yasanın -bir ilkokul mezununun bile rahatlıkla anlayabileceği kadar açık olan- hükmünün ne anlama geldiğini kavrayamamış ise nasıl.üniversitede hukuk dersleri verebiliyor? Bile bile' göreve istekli ol- muş ise hukuka bu ölçüde saygısız bir ismi, YÖK'teki efendiler, nasıl devletin en yüksek hukuk kurumuna üye olarak önerebiliyorlar? Bu sayın 'profesör'ün, yarın karşılarına yeniden çık- mak zorunda kaldığı öğrencilerine 'hukuka saygı'yı an- latırken yüzü hiç mi kızarmayacak? Bir öğrencisi kendisine bu konuda soru yöneltse, Çan- kaya'daki efendisinden aldığı 'ilham' ile mi yanıt vere- cek? "Anayasa bir kez çiğnense ne olur" mu diyecek? • • • YÖK, riasıl olup da koşulları uymadığı halde Prof. As- lan'ı Anayasa Mahkemesi üyeliği için Çankaya'ya öner- mecüretini kendısinde buldu? Bu sorunun bazı YÖK üyelerine yöneltildiğini biliyo- ruz. Ve gene biliyoruz ki, o sayın üyelerin gösterebildik- leri çok tutarlı(l) bir gerekçe vardır: Süreleri tamamlan- maktadır ve yeniden o göreve seçilebilmeleri de pek sayın 'Çankaya sakini'nin elindedir!.. Bu nedenle de Çankaya'dan gelen isteğedirenememişlerdir!.. Aslmda bu kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Bizzat YÖK'ü kuran kişi, yasaları çiğneye çiğneye öa- samakları çıkmadı mı? Yasalar çiğnenerek profesör yapılan kişiler, önce rektörlüğe sonra da YÖK üyeliğine getirilmedi mi? Yarısı Türkçe yarısı Ingilizce çalıntılar- dan oluşan 30-35 sayfalık paçavralar profesörlük tak- dim tezi' diye kabul edilmedi mi? Fizik profesörü, tıp profesörü, Farsça profesörü eliyle insanlar 'sosyoloji profesörü' yapılmadı/nı? YÖK'ün neresi doğru ki bu işi niçin eğri yaptığı araştı- rılıyor? • • • Olayın 'acıklı' bir başka yani da Anayasa Mahkemesi ile ilgili. Prof. Aslan'ın Anayasa Mahkemesi üyeliğinin reddi kararına, birisi Çankaya'nın seçtiği başkan yardımcısı olmak üzere, dört üye karşı çıkıyor!.. iyi mi? 12 Eylül Anayasası'nın kendisi, bugün Türk siyasal yaşamının istikrara kavuşmasının önündeki belki de en büyük sorundur. Ama o anayasanın 'marifeti' ile Çan- kaya'ya, Anayasa Mahkemesi'ne, YÖK'e tırmananların bile o anayasaya saygıları yok. 12 Eylül artıklarına o saygıyı öğretmeye çalışmak da 12 Eylül Anayasası'nın birçok hükmünün hukuka aykın' olduğunu çekinmeden söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden'e kalıyor şimdi!.. Işin en acıklı yani da beiki bu. Özal'ın başındaki ANAP iktidarı, anayasaya aykırılık- tan iptal edilen yasa çıkarma rekoru kırmıştı. "Anayasa- nın bir kez ihlalinden bir şey olmaz" diyen saygıdeğer kişi şimdi de Çankaya'da. Hazır oraya çıkmışken, ana- yasaya bir kerecik 1 tecavüzlere sesini çıkarmayacak bir Anayasa Mahkemesi oluşturmak istiyor olmalı. Ama söyier misiniz, bu kaçıncı 'bir kerecik'? Sayın Özal'a göre anayasa yapmak, anayasayı 'o'nun tecavüzlerinden korumaktan galiba daha kolay!.. Laiklik panelinde konuşan Bedrettin Dalan: Allalrm gücüAllah 9 a iıısamıı gücü insana İstanbul Haber Servisi - Hacı Bektaşı Veli Kültür ve Tanıt- ma Derneği dün İstanbul Se- petçiler Kasn'nda "Türkiye'de Laiklik ve Karşı Akımlar" ko- nulu bir panel düzenledi. Pa- nelde söz alan Prof. Dr Aysel Çelikel, "Laik kuşaklar yeüş- miştir bu topluma bir şey ol- maz" diyerek. hiç kimsenin laikliğe sahip çıkma gereği gör- mediğini söyledi. Çelikel şöyle Jconuştu: "Son lOyıldıryaşananolay- lara seyirci kahndı. Ne zaman ki çarşaflı kadınlar cihat iste- ğiyle sokağa döküldü biz o zaman uyandık. Demokrasi- den yararlanarak demokrat olmayan bir sistemi getirmek isteyenlerin demokrasiden ya- rarlanmalan engellenmelidir. Kuran kurslanna ortaokul statüsü kazandırmak isteyen- ler, laikliğe inanıp da politika- da dinin arkasına sığınanlar, Türkiye'yi derin bir açmaza götürüyorlar." Laiklikten aynlan ulusun 500 yıl geriye gjdeceğini belir- ten DYP İstanbul Milletvekili Bedretün Dalan, inananlann haklannın en iyi laiklikte ko- runduğunu, bunun yanında inanmayanlann hakkının da korunduğunu söyledi. Laik devletin her türlü inanca eşit davranması gerektiğini söyle- yen Dalan, şöyle dedi: "Düşünüyorum öyleyse va- nm, diyerek var olmanın teme- lini akla bağlayanlar medeni- yette alıp başını gidiyor. Osmanlı'da padişah bütün mülkün sahibi olunca burjuva doğmamıştır ve toplum geri kalmışür. Bütün hücrelerime kadar Allah'a inanıyorum. Ama Allah'ın gücü Allah'a, in- sanın gücü de insana verilmeü- dir. Allah adına güç kullan- mak isteyenlere, yaşadığım sürece izin vermeyeceğim. Si- yasi menfaatlar için dini çok kötü şekilde kullanan siyaset- çilerimiz var. Tüm partiler din sömürüsü içine _ gırmişlerdir. Rahmeüi İsmet İnönü laiklik konusunda taviz vermemiştir. Ama oğlu bu konuda hiçbir şey yapmamıştır, kınıyorum. Eğer, siyaseti dine alet ©denler- le birlik olsaydım bugün Tür- kiye'nin başbakanı olurdum. Türkiye'yi geri götürmek iste- yen güçlü cereyanlann etkisi var. Neo Osmanlı ve 2. cumhu- riyet tarüşmalan var. Bunlann hepsi yuttunnacadır. Ata- türk'ü yok etmeye kimsenin gücü yetaıeyecekür. Akıl yaşa- dıkça Atatürk de yaşayacaktır. Demokratik sistem, kendini yok eünek isteyenlere karşı bir aşı bulmahdır." Siyaset bilimcisi Prof. Dr. Toktarruş Ateş, laikliğin din ile devlet işlerinin birbirinden a v nlması diye yetersiz bir şekik tanımlandığını, önemli olanın kimin adına yönetildiği. kural- lan kimin koyduğunun ortaya konması olduğunu söyledi. ŞAYIU GÜ1NLER Muzaffer Buyrukçu 20.000 lira (KDV icinde) Çağdaş Yayınlan Tûrkocağı Cad. 39-41 Cagaioğlu-lstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle