15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8KASIM1992PAZAR PAZAR KONUĞU Leyla Tavşanoğlu, oypatlamasıyapan Refah Partisi'nin bu çıkışını, Prof. Ersin Kalaycıoğlu'nasordu RP'yibaşanya'modern' yapüanmataşıdı-/ Kastm yerelseçimlerinde RP'nin ka- zandığı başarıyı nasıl yorumluyorsunuz? Bir siyaset bilimcisi olarak stce bunun ne- deni ve anlamı nedir? KALAYCIOĞU - Bu gayet doğal. öncelikle belirtmekte yarar var: Benim için şaşırtıcı bir olay değil. Çünkü yap- makta olduğumuz son araştırmalar RP ve RP'ye yakın çizgide olan partilerin pontansiyelinin Türkiyedeki toplam oyun yüzde 20'si dolayında olduğunu gösteriyor. Son seçimlerde yüzde 16-17 arası bir oy aldı RP ve onunla ittifak ku- ran partiler. Bu yüzde 16-17 oy. alabile- ceklerinin tamamı değildi, tahmin ede- rim. Şu anda alabileceklerinin tamamına daha yakın bir oyu İstanbul'da almakta olduğu gözûküyor. Oysa Anadolu'da pek fazla bir desteği yok. Daha önceki bulgulanmız yine gösteriyor ki RP'nin en ziyade hitap ettiği ve destek aldığı kit- müthiş __ RP,diğer partilerdençok daha iyi örgütlenmiş bir parti. Örgûtlenmişolmasının yarn sıra çok rahat ve sistematik çahşan birorganizasyona sahip. Diğer partilerdaha çok seçim zamanlannda etkin hale gelmeye çahştyorlar. le gecekonduya gelmış. gecekondu böl- gesinde. büyûk kentin kıyısında yaşa- makta olan, doğmuş olduğu bölgenin normlanndan, oradaki bağlantılanndan kopmuş, içinde yaşadığı metropol kente henüz entegre olamamış, ancak ona ade- ta kızarmış tavuğa bakan insanlar gö- züyle bakan. buna imrenen. fakat ona bir türlü ulaşamayan ve bunun verdiği derin engelleme duygusuyla hareket eden topluluk. Bu kitle, özellikle Tür- kiye'nin sosyo-ekonomik düzeninin kendisi aleyhine çahşüğı, yeterince on- dan yararlamadığı inancında. Aynı za- manda burada bir mıkıar kentteki geliş- melerden olumsuz yönde etkilenen bir grup da söz konusu. Bunlar da küçük es- naf ve zanaatkar türündc mesleklerden olanlardır. Büyük şirketler çıktıkça bu mesleklerini yavaş yavaş kaybetmekte olan ve bunun sonucunda da işçileşmek- te olan bir kitle. Bunlar da büyük bir sta- tü kaybı içinde, bulunduklan sınıftan daha aşağı sınıfa düşmekte olduklan bi- lincıvle büyük bir tepki içine girmiş du- rumdalar. Ve düzene aynı derecede büyük bir hınç veya kin beslemekteler. Bu kitleler arasında Refah'ın destekleyi- cileri oklukça fazla. Ama bunlann içinde en fazla oyu da Refah almıyor. Bu kitle- ler daha fazla soldaki veya sosyal de- mokrat birtakım partileri destekler nite- likteydi bugüne kadar. Hele böyle bir yerel seçimle ve birkaç gecekondu bölge- sinde olan bir yerel seçimle İstanbul'da elde edilen başan bu şekilde çok genel bir iddiada bulunmamızı yeterli kılmıyor, benim bıldığım kadanyla. Bu olayı açıklayacak birkaç temel un- sur üzerinde durmakta yarar var. Birincisi gecekondu bölgesi. tkincisi gecekondu- daki herkes değil. Gecekpnduda daha çok dindar olan kesim. Özellikle sağın ucundaki partilere doğru eğilimde bulu- nan kimselerin içinde birkaç unsur çok önemli. Bunlardan biri demin bahsetti- ğim gibi dindarlık İkincisi. özellikle laik eğitim kurumlannda fazla zaman harca- mamış olmak. Yani eğitim düzeyi üni- versite ve sonrasına doğru aktıkca Tür- kiye'de radikal sağın oylarında hızlı bir düşme oluyor. Dolayısıyla burada daha çok eğitim düzeyi düşük olan. vasıfsız iş- çi nıteliğinde bulunan, ama bu arada kıs- men zanaatkar, kısmen esnaf. kısmen sokak satıcılanndan oluşan bir kiüeyle karşı karşıyayız. Bunlann içinde dindar olanlannın büyük ölçüde tercih ettikleri parti RP ve MÇP gibi partiler. Ama en çok tercih edileni RP. Uindar olmayanlann gcneline bdka- cak olursanız o zaman bunlann arasında daha çok SHP ya da DSP gibi bir parti daha büyük tercih buluyor. Türkiye'de üçüncü olay. özellikle de- ğişmeden büyük ölçüde etkilenmiş ve düzenin kendi lehlerine çahşmadığına inanan insanlann dönebilecekleri parti sayısmda özellikle 1980'lerde azalma var. Özellikle 1970'lerin ortalannda çok geniş bir yelpazeyle karşı karşıya>dılar. Hemen hemen solun ve sağın her türünü içeren geniş bir yelpaze kendilerine su- nulmaktaydı. 1989 ve sonrasında Doğu Avrupa ve Rusya'daki gelişmeler solun dünyada olduğu gibi Türkiye'de de krize girmesine neden odu. Aynı zamanda sol- daki siyasal partilerin Türkiye'de kendi içlerinden kaynaklanan problemleri ol- duğu bir dönemdi. CHP kuruldu. SHP. CHP'yle ilişkisini galiba henüz belirleve- bilrniş değil. DSP nereye gidecek belli değil. Solda şimdi böyle üçe bölünmüş bir durum var. Sol içi çekişmeler ve bo- ğuşmalar devam etmekte. Hiçbir nitelik kazanmış değil. Soldaki partinin seçim- de ne sunduğu da biraz havada kalmış bir konu. Onun için solun orıasındaki sosyal demokrat ya da demokratik sol gruplann tercihleri pek belirginlik ka- zanmıyor. Daha soldavsa yeni veni bir- kaç parti kcndini göstermeye başladı. Ama bunlann da bugüne kadar fazla bir etkinliği yok. Aynı zamanda solun ucun- daki partiler de büyük ölçüde etkinlikle- rini kaybettiler. mesajlannı kaybettiler. Kendi iç hesaplaşmalanna. kendi ıdeo- lojilerini yeniden kurma. yenidcn oluş- turma, yeni gelişmeler çerçe\esinde yeni- den anlamlandırma boğusmasına girdı- ICT. BU durumda seçmene yeni bir ımaj, yeni bir politika sunabilme durumunda değildiler. Seçmenin anlayabileccği. des- tekleyebileceği bir vizyon sunabilme du- rumunda da değiller. Bu yetenekJerini kaybettirmiş durumdalar. Zamanla ka- zanabilirler. ama şimdilik yok. Soldaki hiçbir partide bu insanlar bir alternatif görmediler. Kaldı ki SHP'nin İstanbul- daki seçim başansı, yönetmede bir başa- nya dönüşmedi. Dalayısıyla İstanbul'da SHPden beklenen şeyler giderek azalı- yor. Onun yanı sıra Istanbul'da bir de ANAP var karşısına çıkan. ANAP daha çok bir düzeni tam temsil eden bir partı niieliğınde. Onun gönderdiğı ve uyguladı- ği politikalar ise son üç-dört yıllık geliş- meler çercevesinde devamlı olarak bu partinin içinde. sunmakta olduğu politi- kalar ve ortaya çıkarmaya çalışüğı yapı, yani ekonomide piyasa ekonomisi gibi, özellikle gecekondudaki kitlenin büyük ilgisini çeken unsurlar değil. Hatta RP'ye doğru dönmeyi düşünen insanlar bu şe- kilde liberal bir piyasa ekonomisini ken- dilerinin mahvolmasına neden olan unsurlardan biri olarak görmek duru- mundadırlar. Dolayısıyla bu partinin de, bu kitleler için fazla bir çekiciliği yok. DYP zaten 1970'lerin başından itiba- ren îstanbul'da fazla mevcut olmuş bir parti değil. Süleyman Demirel'in başın- da olduğu partiler zaten İstanbul'da faz- la taraftar bulamıyorlar. Bu koşullar altında sağda en fazla pro- testo oylannı çekebilecek bir MÇP. bir de RP İcahyor. Yani düzeni beğenmiyor- sunuz, düzenle özdeşleşmiş partileri be- ğenmiyorsunuz, hangi tarafa gidip oyu- nuzu yereceksiniz? Solda bir almaşık yok. Üstelik onlann yüzünden bu hale geldiğinizi hissedıyorsunuz. O zaman sağdaki bir partiye döneceksiniz. Sağda- ki partilerden birine döndüğünüz za- mansa MÇP giderek düzenin partisi olma özelliği gösterir. Özellikle Orta As- ya ve Kafkaslar konusunda izlenen poli- tikalarla adeta tam bir uyum sağlamış durumda. Gerçekleşmesine uğraştığı önemli bir kısım şeyler gerçekleşmiş du- rumda. Şuandayeni hedeflertavinetmiş ve bunlan göstermis bir parti niteliği de taşımıyor. MÇP böylece ununu elemiş. Prof. ERSİN KALAYaOĞLU 1973ydındaİ.Ü.İktkat Fakültesi'nden mezun oldu. I9 7 7'de ABD 'deki Iowa Üniversites't'nde doktorasmıyagtt. Aymytl Türkiye'ye drmdü ve I. Ü. İktisat Fakûltesi'nde doktor-asistan olarak 1982'ye kadar çalıştt. 1982 'de doçent oldu. Daha sonral. U. SiyasalBilgiler Faküttesi'negeçti. 1984'te Boğaziçi t'niversitesi'ndegöreve başhıdı. 1989 'da bu ûniversitenin Smısal Bifgiler Böîütnü'ndeprofesöroldu. Çalışmaakınısiyasaltemsil ve siyasal kaldma üzerme, Bu komdarda kitaplan veyaztlarıyayıml&ub. yoriar. 1990'larda böyle bir inanç ve öz- veri diğer partilerde gözükmüyor. 1970'- lerin CHP'sinde çahşan kadrolarda da bu tür bir özellik vardı. Bunun ötesinde bu, insanlann yaşam tarzlanyla da bağlantıb. Bir kere çok et- kin olarak kullarulan bir araç camiler ve camilerin çevresinde oluşan Uetişim. Ya- ni namazdan önce ve sonra çok sayıda insanın buluşması söz konusu. Bunlann arasında konuşma, bu konuşma sırasın- da etkileme, ikna etme, kolayhkla yapı- labilecek bir olay. Diğer hiçbir parti, bu şekilde insanlann topluluk haünde bu- lunduğu örgütlenme olayına başvurmu- yor. Diğer partiler neden, camilerde bu tür propagandayı bir tek RP yapsın diye bırakülar. onu ben bilmiyorum. Di- ğer partilere sormak lazım. Bunu algıla- yamamış olmalan bence. kendileri açı- sından bir diğer örgütsel hata. Ounun yanı sıra diğer siyasal partileri bu örgütsel hataya iten bir ikinci olay var. O da Siyasi Partiler Yasası. Tür- kiye'deki Siyasi Partiler Yasası çok ko- mik bir yasa. Bütün partileri aynı şekilde örgütlüyor. Belli başlı hiçbir demokrasi- de bütün partiler aynı şekilde örgütlen- dığı Partıler >asasını tamam.\la kaldıra- bilirsiniz. Her parti istediği gibi örgütlen- sin. Niye engelliyorsunuz? Burada RP ve dığer partiler sanki eş koşuüarda yanşmıyor. RP hiç olmazsa gecekondu bölgelerinde daha çok iç kul- varda koşuyormuş gibi gözûküyor. Çünkü dayandığı düzey itibanyla ve ya- pılabildiği yerler itibariyle diğer partilere karşı kendisine bir fark yaratmış durum- da. A m a yasal düzenleme partiler konu- sunda olmasın. demiyorum. Olmalı. ama idari yapısı konusunda değil. Onu istedikleri gibi örgütlesinler. Benim gör- düğüm bir tek yasal düzenlemeye ihtiyaç var, Türkiye'de. O da partilerin finans- man sorununu nasıl halletuklen konusu- dur. Partilere gelen kaynak nereden geli- yor? Bunu tamamen ve düzenli olarak yayımlamak, bunu belirtmeyen siyasi partiyi ise kapatmak. İkı üçmaddelik bir yasayla yeni yasal düzenlemeye gitmek lazım. Başka bir şeye gerek yok. Isteyen bütün siyasi partilere istediği parasal yardımı yapabilir. Hiç önemli değil. Kim yapıyor bu yardımı. hangi kaynaktan geliyor? Açıkça yapılan yardım da doğru tanımıyorum ki o ülkenin yasalannda milis teşkilatı kurmak serbest olsun. Mi- lis olabilir, ama silahsız olsun. Silahlı mılis teşkilatı var mı? Türkiye'nin müm- kün olduğu kadar Alman dış poliükası çercevesinde mümkün olduğu kadar zor durumda bırakılmasıru güden bir politi- ka izleniyor. Sadece bu konuda değil. Türkiye'deki etnik terör konusunda aynı politika iz- lenmeye çalışılıyor. Bunu daha henüz görmedik. Ama milis teşkilatı silahlı ola- rak ortaya çıkmışsa bu herhalde bir şey için kullamlacak. Burada benim vurgulamak istediğim şey, doğrudan doğruya Alman hüküme- tinin yetiştirmesiyle değil. sağlanan or- tam dolayısıyla bunun yetişmesı. Alman yerel politikasının içine ginneleri, orada- ki politik yapıyı görmeleri, o partilerde çabşmalan. o partilerin nasıl çahştıği ko- nusunda aynnülı bilgı almalan, yazma- lan. öğrenmeleri sonucunda demokrauk bir ortamda seçim kampanyası nasıl dü- zenlenir, nasıl başanlı olur konusunda diğer siyasal partilerin olmadığı kadar bir post-endüstriyel. demokratik toplum becerisini buraya aktarmış durumdalar. Bu secimlerde 8-10 bin kişilik bir seç- men artışı kaydedilmiş durumda. Bunla- nn seçmen İcütüğüne kaydedilmesi la- zım. Bu kaydetme işleminde RP etkin olarak çalıştı. Aynı zamanda önemli bir kısmı RP'ye gitti. Yani kendi seçmeninı kaydettirmeyi dahi düşünen bir örgüt. Buna karşılık diğer örgütler seçmenle bu derece yoğun biçimde ilgilenmiyor. Oysa burada seçmeni gidip kaydettiren, kart- lannı temin ettiren. alıp sandık başma götüren, sandığa oyu attıktan sonra evi- ne geri getiren, ona her türlü hizmeti ve- ren bir yapıyla karşı karşıyasınız. Bunda çahşan çok sayıda insan var. Maddi ola- naklar da geniş. Bunu çok konforlu oto- mobillerle çok rahat bir şekilde yapabil- mekte ve maddi açıdan hiç sınır yokmuş gibi davTanabilmektedirler. Asılan bay- raklann en iazlası, dağıülan bildirgelerin en fazlası RP'nin. Dolayısıyla diğer siya- sal partilere kıyasla çok daha fazla har- eleğıni asmış bir parti görüntüsünde. Ortada bir tek RP alternatifi kalıyor. Dolayısıyla protesto oylannın büyük öl- çüde alt orta sınıf ve orta sınıf tatminsiz kitlenin yönelebileceğı doğal bir protesto elemi görüntüsü kazanabilecek parti RP. Bu üçüncü faktör JLIördüncü bir faktör, RP'nin diğer si- yasal partilerden çok daha iyi örgütlen- miş olması. Örgütlenmiş olmasının yanı sıra çok rahat ve sistematik çahşan bir organizasyona sahip. Diğer partiler da- ha çok seçim zamanlannda etkin hale gelmeye çalışıyorlar. Secimlerin arasın- daki faaliyeüeri ise son derece sönük. Oysa RP seçimler arasında da sürekli olarak çahşan bir kitle partisi görüntü- sünde. Dolayısıyla seçmeni hiçbir zaman kendi haline bırakmıyor. Devamlı seç- menin peşinde gidiyor. Konferanslarla, kapı kapı dolaşmakla, onlara birtakım mesajlan sürekli olarak yaymakla çalış- masını güzel ve etkin bir şekilde yapıyor. Diğer partiler bunu beceremiyor. Parti örgütlenmesı ve çalışması itibanyla Tür- kiye'deki en modern kitle partisi görün- tüsünde RP. - Bunu tizce na<;ılhaşarahilivnrlar? KALA^CIOĞLl - Bir kere benim Almanya'da eğitim Özellikle yönetim kadrosunun önemli bir kısmı siyasal değerîeri ve siyasal düşimcelerinin bir bölümönû Almanya'da oluşturmuş. aniadığım kadanyla bunu Almanya'da görmüş ve öğrenmiş durumdalar. Özel- likle >öneüm kadrosunun önemli bir kıs- mı siyasal değerîeri ve siyasal düşüneele- rinin bir bölümünü Almanya'da oluştur- muş. Siyasal faaliyetlerin nasıl yapılaca- ğına dair temel şeyleri de Almanya'da i\i öğrenmişler. Onu getirip burada uygulu- yorlar. Bir kısmı da bu partinin kendisini bir misyon partisi olarak görmesınden kaynaklanıyor. Aynı zamanda metafizik kökleri olan bir idcolojileri \ar. Bu ideo- lojişı gerçekloştırmck için büyük özve- ri\le çalı^ma cğılimındeler. Bu insanlar sadece bir snasal faaliyet için değil. ade- ta onun ötesine geçen bir inançla. belki de diğer dünyaya hazırlanırcasına çalışı- mezler. Çünkü partiler kendi ideolojile- rine göre kendilerini daha kolay bir şekil- de kabul ettireceklerine inandıkhın kitlelerin yaşam koşullanna göre kendi- lerini örgütlerler. Onun için faşist parti- ler milis örgütüne dayanmışlardır. Yerel örgütlenmeler bu şekilde yapılmıştır. Komünist partisi işyeri bazında ve hücre şeklinde örgütlenmiştir. Milis örgütü mevcut değildir. Buna karşılık liberal ve muhafaıakâr partilerin örgütlenme bi- cimleri daha dağınık ve yerleşim düzeni- ne göre ağırlık kazanan. ilçe düzeyinde, hatta mahalle düzeyinde ve bunlann ulusal örgütlenmesi biçimindedir. Bizde böyle bir şey söz konusu değildir. Bizde ilcenin altında siyasal partinin örgütlen- mesi mümkün değil. RP ise, cami düzeyinde, yani mahalle içinde. birçok mahallelinin toplanabile- ceği bir mekânda. caminin civannda faa- hyetini sürdürebilirken diğer partiler en az ilçe düzeyinde etkinük gösterebümek- tedir. -Evevde örgütleniyorlar büdiğimiz ka- danyla... KALAYCIOĞLU - Bu sürekli yapılan bir faaliyet. Ev ev de gezmek suretiyle ör- gütlenebiliyorlar. Tabii bu RP'ye özgü bir çalışma değil. Batı'daki kampanyala- nn birçoğu bu şekilde yürütülüyor. Di- ğer partilerin bunu yapmamasını açıkla- mak lazım bence. Yani diğer partilerin, kendilerine karşı olan bu örgütlenme modelinin sonuçlannı ele alıp. buna kar- şı ne yapabih'riz, nasıl yanşabiliriz, dü- şüncesi içinde olmamalan bugüne kadar belki çok ciddiye almamalanndandır. Oysa bir tek RP böyle örgütleniyor. Köyden kopmuş, kentle daha bütünleşe- memiş, iş koşullan daha yerleşmemiş, içinde yaşadığı ev başına yıkılacak mı yı- kılmayacak mı bilmeyen, hayatı havada olan bir insan için çok güçlü bir dayanak olma durumunda. Yani onu insan yerine koyduğu, onu desteklediği, onun endişelerini paylaştı- ğı, bunlar için bir cevap üretmeye çalışü- ğı, maddi ve manevi olarak destek temin etmeye gayret ettiği görülen bir örgütlen- me modeli. Bunun yarattığı, sonuçta seç- menin en azından şükran duygusuyla ona cevap vermesidir. Dolayısıyla o tür bir cevap vavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Diğer siyasal partilenn bu tür bir etkinliği kesinlikle söz konusu değil. Bugünlerde siyasal partiler yasası çok tartışılıyor. Benim kanım Türkiye'nin Siyasal Partiler Yasası'na ihtiyacı olma- belirtilmek suretiyle olmalı. İnceleme so- nucu yanlış çıkarsa cezalandırmah. Doğ- ru olarak belirtilmek suretiyle kamuya açıklama zorunluluğu geünlmeli. Yani bu seçim fmansmanı yasası olmalı. RP'nin iyi maddi olanaklan var. Bu, gözle görülüyor. Ama bunu rakama dö- kemiyorsunuz. Çünkü böyle bir yasa yok ortada. Ortada görülen Almanya'- dan temin edilmiş, Alman markalı, Mer- cedes Benz. BMW gibi otomobillerin bol sayıda kullanıldığı, bu otomobillerle in- sanlann secim günü evlerinden alınıp sandıklara götürüldüğü ve geri getirildi- ği biliniyor. Hiçbir illegal tarafı yok, ama çok büyük paralan gerektiren bir şey. Bu paralar nereden geliyor? Bu paralann nereden geldiği diğer partiler açısmdan da, o partilere bu paralann nereden gel- diğini bilmek bakımmdan büyük yarar vardır. Türkiye'de demokrasiyi yerleşti- recekseniz, demokrasiye ilişkin yozlaş- ma tartışmalannı giderecekseniz. bunun giderileceği ilk yerlerden biri seçim kam- panyalannın finansmanı meselesidir. Bunu kamuya açık hale getirirseniz bu meselelerdeki kapahlık ve kirlilik temiz- lenir. En azından temizlenmesi yolunda bir adım atılır. Yasalarda boşluk ortaya çıkarsa da kapatırsınız. Tek ki, demok- rasinin yerleştirilmesi konusunda bütün partiler samimi olsun. Özellikle de ikti- ciarda bulunan partiler... - Acaba doğru beyanda bulunacaklar mı? KALAYCIOĞLU - Yanlış beyan geti- rirlerse devletin elinde adalet mekanız- ması, İçişleri Bakanlığı var. Soruştursun- lar yanlış beyanı. Yalan söyleme duru- munda, yanlış beyan durumunda parti- nin kapatılması gibi bir ceza getirilmesi lazım. Ceza ağır olmalıdır ki bunlar bu yasaya göre davransınlar ve ortada ya- pılmakta olan faaliyetlerin dayandığı maddi temelın ne olduğunu bılelım. Bu bilinmediği zaman kimin kime ne para verdiği de bilinmiyor. - Partinin örgütlenme modelinin. hirta- kım otomobillerin, hatta belli bir kayna- ğtn Almanya 'dan geldiğini söyledik. Bun- lar Almanva 'dan nereden gelmis olabilir? KALAYCIOĞLU - Almanya demok- rasiyle yönetilen bir ülke. Almanya, demokrasiyle yönetilmesinin ötesinde Türkiye'dcn gclenler konusunda kaçak işçilerin çalıştınlması dışında son derece liberal bir politika izliyor. Almanya'da bazı gruplar örneğm milis teşkilatı oluş- turuyor. Bu milis teşkilatlanna Alman hükümeti göz yumuyor. Ben hiçbir ülke cama yapabilen bir parti görünümünde. Bu partinin devlet bütçesinden aldığı miktar belh. Aradaki farkın ise bir yer- den geliyor olması gerek. Ama nereden? Belli değil. Seçmeni en iyi seferber etmeyi beceren parti RP'dir. RP, bir seçimde alabileceği oyun he- men hemen tamamını alma durumunda olan bir siyasal parti. Diğer siyasal parti- lerin çoğu bu durumda değil. ANAP İs- tanbul'da alabileceği desteğin hiçbir se- çimde tamamını almış değil. SHP aynı durumda. Bununla kıyasladığınızda RP'nin çok daha başanh bir örgütlenme, çok daha güçlü bir mali yapıyla ortaya çıktığını görüyorsunuz. Bir maddi kaynak da, partiye oy ve- renlerin yaptıklan büyük parasal yar- dımlar. Dığer partilerde bu böyle değil. - Bir de insanlann partiye duyduklan vicdan borcundan söz edilivor... KALAYCIOĞLU - Şükran duygusu vardır. Bu insanlann yükselmesine bü- yük katkılar olmuştur. ellerinden tutul- muştur. Kendilerinin büyük kentte kala- bilecekleri bir yer yokken yer verilmesi. hatta mali olanak sağlanarak aç açık kalmamalannın sağlanması, okumalan- na olanak verilmesi. mezun olduktan sonra iş temininde yine parti doğrudan Cezayir gibi olmaz Cezayir benzetmesi gayet komik. Bizim yapımız Cezayir gibi bir yapı değil. İ946'da böyle bir olay olsaydı belki Cezayir'e benzerdi. Ama şu anda çok parti sistemi var. doğruya olmasa bile partiye yakın kım- selerin çalışması, kendilerini belü bir top- luluğun üyesiymiş gibi hissctmelerinin sağlanması. topluluğun üyesi olmanın bir göstergesinin de partiyi desteklemek olduğunun kendilerine anlatıbnası... Bunlar önemlidir. Bu arada partiye ma- nevinin yanında maddi destek de böyle- ce sağlanmaktadır. Bu yardımın karşıh- ğında da parti belki maddi olanaklar sağlıyor. Yardım ediyorsunuz. parti ka- zandığı vakit odasize>ardımediyor. Bu şekilde bir patronaj ilişkisi de söz konusu olabilir. Ancak bunda bir araştırma bazı yok. Bu söylediklerim spekülasyon. Do- layısıyla ille de böylcdir, diyebilecek du- Profesör Kalaycıoğlu, Refah Partisi'nin diğer partilere oranla çok iyi yapılanma ve örgütlenme içinde olduğu görüşünü savundu (Fotoğraf:HATİCE TUNCER) rumda değilim. Fakat tabii burada göz önünde bulundurulması gereken şey İs- tanbul dediğinizde bunun sadece gece- kondulardan ibaret olmadığıdır. İstan- bul seçime gittiği zaman gecekondular- daki bu oy oranı bugünkü etkisini yaratmayacaktır. Ama RP güçlü bir partidir. Bundan sonraki genel seçimlerde de güçlü bir parti olarak kalacak. RP adeta modernliğinin başansını te- min ediyor. Diğer partilerden çok daha modem bir yapıya sahip olması ve o ya- pıyı çahşürması onu diğer partilerden ayn bir noktaya getiriyor. İdeolojisi bir- çok kişi tarafından anti-modern gibi gö- rülse de örgütlenmesi, çahşması ve kampanya yürütme biçimiyle diğer par- tilerden çok daha post-endüstriyel toplu- Öraekalınm gereken modernlili. RP adeta modernliğinin başansını temin ediyor. Diğer partilerden çok daha modern bir yapıya sahip olması ve o yapıyı çalıştırması onu diğer partilerden ayn bir noktaya getiriyor. mun kitle partisi olma nitelığini kendısı- ne veriyor. Diğer partiler de bunu örnek alırlarsa daha modern bir sisteme sahip olabilirler. Siyasal sisternde nutuk mo- dernciliğinden yaşam bıçımi moderncili- ğine geçebilirsiniz. Yoksa diğer siyasal partilerin ideolojik olarak daha ilerleme- ye dönük. modernliğe dönük mesajlan, siyasal yaşam biçimleriyle tam bir çelişki oluşturuyor. Bunun yarattığı yapı ol- dukça ilginç. Bunun üzerine oldukça modern bir ideoloji oturuyor. Buna kar- şıhk RP'nin ideolojisi yan modern, yan geleneksel, birçok unsurlan bir araya ge- tiriyor. Endüstriyelleşmeyi istiyor, hızlı- hğı istiyor, devlet eliyle yatınm istiyor. Bu da ilginç. Devletciliğe tek sahip çıkan parti görünümünde. Milli görüş içinde lvlet ehyle yatınm söz konusu. Ö\'rgütlenme itibanyla sıralayacak ol- sanız RP'yi en üst sıraya koymanız gerek modernlik açısından. İdeoloji açısından koyacak olursanız esasında tam anla- mıyla geleneksel bir ideolojiye de sahip - değil. Ekonomik program iubanyla yan modern ıçenkte, dığer siyasal partilerin hepsinden fazla endüstriyelleşme tarafh- sı olan bir görüntüsü var. Onun dışında eğitim ve kültür konulannda son derece muhafazakâr bir görünüm ortaya çıkı- . yor. Kadının statüsü gibi olaylara geldi- j ğiniz zaman muhafazakâr bir ideoloji görülüyor. - Bu seçim sonuçlannı sizce Ortadoğu'- da son zamanlarda iyice güçlenen İslami akım etküemiş olabilir mu? KALAYCIOĞLU - Ortadoğu'da İs- lam bazında protesto oyu çıkmakta olan pek çok siyasal partiye kıyasla RP çok daha ilginç. Ortadoğu'da sözünü ettiğim partilerin çeşitli türleri var. Biz, Baü'dan kaynak- lanan betimlemeyle bunlann hepsini köktenci siyasal parti türü olarak nitele- dik. Bunlara köklere dönüş anlamında 'fundamentalist' adını verdik. Oysa bu şekilde bir sınıflama bütün gri alanlan yok ediyor. Biraz daha aynntılı bakmak lazım. RP, bütün bu anlattıklanmla on- lardan aynhyor. Bence, basında yapıl- mış olan Cezayir benzetmesi gayel ko- mik. Bizim yapımız Cezayir gibi bir yapı değil. 1946'da böyle bir olay olsaydı bel- ki Cezayir'e benzerdi. Ama şu anda çok parti sistemi var. Çok parti sisteminin ta- mamını dışlayan ve onun içindeki bütün siyasal partilere karşı olduğunu iddia ederek köktenci bir değişme isteyen bir siyasal parti tipiyle karşı karşıyasınız. Bu daha çok Baü'da köktenci olarak siyasal sistemi reddeden partilere benzer bir imaj çiziyor. Daha çok Baü'da görmüş olduğumuz örnekler komünist partiler, faşist partilerdir. Bu partiler diğerlerini demokrasinin ya da burjuvazinin temsil- cileri olarak görüp, aynı kefeye koyarak toptan reddeden. yeni bir rejim öneren partilerdir. Buradaki parti de böyle bir parti. Bugün Türkiye'nin de bir anti-sis- tem partiye sahip olduğunu görmekte- yiz. İtalya'daki Komünist Partisi zaman zaman yerel seçimlerde oy oranını yüzde 40'a kadar çıkarmıştır. Fransız Komü- nist Partisi, genel seçimlerde yüzde 25 civannda oy almayı başarmış bir parti- dir. Bu da gösteriyor ki bu tür anti-sis- tem partiler son derece güçlü etkenler olarak sisteme gidiyorlar. Ama zaman içinde bu etkileri yavaş yavaş törpülen- miştir. Özellikle yerel seçim başanlan partilerin fazla lehıne çahşmamışür. Ya- ni eleştirilmiş olan birçok konuda onlar da aynı tür davranış içine girmişlerdir. Bu. anti-sistem partiler için ciddi bir problemdir. Bu belediyelerin karşısında ciddi bir sorun vardır. Bunlar oradaki rantın paylaşımı meselesinde karar vere- ceklerdır. İstanbul'da toprak kıtür, daire sayısı kıtür. kat sayısı kıttır. Burada kat, daire üretilecek ve buradaki insanlara dağıülacaktır. Buradaki kıt kaynaklann dağiümını hangi ilkelere göre yapacaksı- nız? Hangi ilkelere göre yaparsanız ya- pın bazı insanlar kıt kaynaklardan daha az pay alacaklardır. Sizi desteklemiş olan bazı insanlan taunin edemeyeceksi- niz. Edemediğinız zaman da bugünkü çekiciliğinız azalmaya başlayacak. Dolayısıyla buradaki seçim başansı belediyelerdeki faaliyetle zaman içinde adeta bir dezavantaj haline dönme olası- hğını taşımaktadır, bu partiler için.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle