Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8KASIM1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 11
Kitap Fuam'nda
bugün
• Kültür Servisi -11 Tüyap
İstanbul Kıtap Fuan'nda
Dünya Kıtap dergisi ve
Türk'iye Yavıncılar Biriiği
tarafından düzenlenen
"Yayıncılıkta Pazarlama
Sorunlan"' konulu panel saat
' ı OO'debaşlayacak. Türkiye
_konomik ve Toplumsal
Tarih Vakfı'nın düzenlediği
İstanbu! Panelleri'nin ikıncisi
"İstanbul Kitapları"
başlığını taşıyor. Saat
15 30'daki panele Semavi
Eyıce.Orhan Koloğlu,
Doğan Hızlan, Stefan
Yerasimos katılacaklar.
Tüyap'ta imza
gönlepi
• Kültür Servisi - Kitap
Fuan'nda bugün saat 14.00-
18.00 arasında Adnan
Özyalçıner. Anf Damar,
Aziz Nesin, Erdal Atabek,
Erdoğan Tanaltay, Nurullah
Can, Sennur Sezer, Suna
Tanaltay veTuncer
Cücenoğlu TYS imza
gününekatılacaklar. Ahmet
Oktayve Yılmaz
Karakoyunlusaat 14.00-
18.00 arasında Sımavi
Yayınlan standında. Yalvaç
Ural ile Fent Avcı da Çocuk
Vakfı standında kıtaplannı
imzalayacaklar. Şinası
Özdenoğlu E Yayınlan
standında, Balaban, Ruşen
Hakkı, Hasan Kıyafet ve
Cafer Yıldınm da Gerçek
Sanat Yayınlan standında
okurlahyla birlikte
olacaklar.
MSM'de sanatçı
büstleri
• Kültür Senisi-Müjdat
Gezen Sanat Merkezi'ndeki
luhsin Ertuğrul, William
ahakespeare. Ahmet Vefık
Paşa, Dede Efendı,
Beethoven ve İsmail
Dümbüllü büstleri Kültür .
Bakanı Fikri Sağlar'ın da
katıldığı törenle açıldı.
Törende konuşan Bakan
Sağlar, eserleri ve kendileri
evrenselleşen sanatçılann
aynı mckanda
sergilenmesinin vefa ve saygı
borcu olduğunu belirtü.
Sağlar. devlet tarafından
yapılmasına alışılan şeylerin
özel kuruluşlar tarafından
gerçekleştirilmesinin kültürel
alandayenıden
yapılanmanın bir sonucu
olduğunu söyledi.
ARKEOLOJİ
VE SANAT
Y
A
Y
I
N
L
A
R
I
TUYAP KITAP
FUARINDA
11. Sok. No: 30
Tel: 245 68 38
Fax: 245 68 77
ÜNÜİMZAGÜNÜ
NERMÎN
BEZMİN
YER: TÜYAP Kitap Fuan
Papıriis Yayınlan Standı
Saat: 14.00-17.00
ART1K TÜRKİYE'DE TALK SHOVV
VAfl. ONLAR DEĞİL,
SİZ KONUŞUYORSUNUZ.
Bugece 22.00 ile 24.00
arasında 102 FM'denyaytn
yapacakEMRGYFM'de
Neditn Saban ile
Fahişelik ve
Doğalgaz
üzerinde özgürce
söyleşin.
Bu gece önce radyonuzun,
sonra telefonunuzun
başına geçin.
272 03 91 no'lu
telefonu arayarak
sesinizi tûm
İstanbul'a duyurun.
D Ü N Y A
CTANDARTIMM
TCRK RADYOSU
OLDIES
BUT
GOLDIESBüyukparmakkapt Sok 26
Beyoğlu Tel: 243 29 27
Dave Holland, Wallace Roney, Wayne Shorter, Tony Williams ve Herbie Hancock, Abdi İpekçi'deydi
'Vefa beşlisfnden Miles Davis'eselaııı
CEMYEGÜL
"A Tribute To Miles Davıs"
adı altında, Miles Davis'e olan
vefa borçlannı ödemek amacıy-
la eski Miles Davis müzisyenle-
rini yola düşüren turne, Istan-
bul'a da uğradı. Her anlamda
soğuk olan Abdi İpekçi Spor
Salonu'nda gerçekleşen konser,
karumca Miles Davis'in ruhu-
nu yaşatmaktan çok uzaktı.
Bunun en büyük nedeni de me-
kanın büyüklüğü, soğukluğu ve
zayıf akustik donanımıydı. Te-
mennim bu salonda caz konser-
lerinin tekrar edilmemesi. Ca-
zın ruhunu yansıtmaktan uzak
mekânlann. götürülerinin geti-
rilerinden fazla olduğu görii-
şündeyim.
Vefa beşlisi, basta Dave Hol-
land, trompette NVallece Ro-
ney, saksofonda tenor ve sop-
rano Wayne Shorter, davulda
Tony Williams ve piyanoda
Herbie Hancock'tan oluşuyor-
du. Bu beşliden Herbie Han-
cock ve Tony VVilbams, Davis'-
in 1963'te kanatlan alüna aldıgı
ritm üçlüsünün üyeleriydi.
Hancock - Carter - WilJiams ta-
kımı 1963'ten 1968'e kadar hiç
değişmedi ve John Coltrane'in
ritm üçlüsünü oluşturan
McCoy Tyner, Jimmy Garri-
son ve Elvin Jones ile birlikte
1%0'lann en etkin ritm üçlü-
süydü.
istanbul konserinde, 1963 -
68 döneminin basçısı Ron Car-
ter'ın yerine Miles Davis'in çı-
ğır açan pek çok plağında yer
almış Dave Holland vardı. Da-
ve Holland'ın yırtık, gümbür
gümbür bas solosu konserin
belki de doruk noktasıydı.
Konser boyunca da Dave Hol-
land'ın elleri bir çift tarantula
gibi dolaştı durdu basının telleri
üzerinde. Nadiren de olsa Tony
Willams'ı da, Herbie Han-
• » • • • *
•*•••»
VVallace Roney, sahnedeki en kuvvetfi müzisyenlerden biriydi.
cock'u da yaratıcılığa sürükle-
yen Dave Holland oldu.
Abdi İpekçi'de sahnede sak-
lambaç oynamayı tercih eden
Wayne Shorter ise 1964 - 1969
yıllan arasında Miles Davis ar-
madasının değişmez saksofon-
cusuydu.
Bu dönemde daha çok Shor-
ter'ın soprano saksofonunun
tınısına thtiyaç duyuyordu Mi-
les Davis Wayne Shorter'ın
kompozisyonlan ve çalış stili
Miles Davis Quintet'in sesini
değiştırdiğı gıbi, 1970'lenn en
önemli jazz-rock topluluklan-
ndan Weather Report'unsesini
deşekıllendirmişü. Abdi İpekçi
konserinde Wayne Shorter'ın
sololan çok kısaydı. Tonu ise
karmaşık, ama temızdi.
Konser ilerledikçe Wayne
Shorter'ın cümleleri çok daha
okunaklı olmaya başladıysa
da, soprano saksofonu eline al-
dığında Weather Report günle-
rini hatırlattı daha çok.
NVallace Rooney yeni sesler-
• Dave Holland'-
ın gümbür güm-
bür bas solosu bel-
ki de konserin do-
ruk noktasıydı.
• Bir zamanlar
Miles Davis arma-
dasının değişmez
saksofoncusu olan
Wayne Shorter,
zaman zaman We-
ather Report gün-
lerini anımsattı.
•Tony Williams
konser boyunca
davulu dövüp dur-
du. Öyle ki, so-
nunda bacak-
lannın arasmdaki
trampeti değiştir-
mek zorunda
kaldılar.
den. New York'ta yaşıyor. Yi-
ne New York'ta yaşayan Türk
müzisyen İlhan Erşahin ile pek-
çok çahşması oldu bugüne ka-
dar.
Miles Davis ile bir çahşması
olup olmadığını bilmiyorum.
Ancak Miles Davis'ten etkilen-
diği kesin. Abdi İpekçi konse-
nnde VVallace Roney'nin sah-
nedeki varlığı biraz Miles'ı
andınyordu. Ancak tonu ol-
dukça farklı. cümleleri zaman
zaman çok daha uzundu. (Mi-
VVayne Shorter, 1970lerde VVeather Report'a sesiııi vermişti.
les 'ın ilk dönemlennde olduğu
gibi.) Susturucusunu takınca
da ton olarak Miles Davis'i ha-
tırlattığını söyleyebilirim. Ka-
nımca da Dave Holland ile bir-
likte, sahnedeki en kuvvetli iki
müzisyenden biriydi Wallace
Roney.
Tony Williams konser bo-
yunca davulu dövüp ^ durdu,
öyle ki bacaklannın arâsındaki
trampeti değıştirmek zorunda
kaldılar konser sırasında. VVilli-
ams tam bir rock davulcusu ol-
muş. Lifetime dönemine takılıp
kaldığı izlenimi verdi konser
boyunca. Ritm üçlüsü sahnede
her yalnız kaldığında Willıams
müziği boğuyordu. Öyle ki,
Dave Hollândın usta bas cüm-
lelerini duymak olanaksızlaşı-
yordu. Tony Williams ne ritmik
bir davulcu, ne de melodik. An-
cak süratinden ve tekniğınden
pek bir şey kaybetmediği de or-
tada.
Herbie Hancock sahnedeki
müzisyenlerin en zengini oldu-
ğunu belli ediyordu. Hiçbir za-
man tam anlamıyla müziğin
içinde olduğu izlenimıni verme-
di. Zaman zaman lirik cümJele-
ri trompet ve saksofon bırlikte-
liğini ustaca cilalıyordu ama ge-
nelde heyecanını kaybettiğı de
her halınden belli oluyordu. Bir
keresinde Cecil Taylor'a sor-
muşlar : "Miles Davis'in stili
hakkında ne düşünüyorsun"
dıye. O da, "Bir milyoner için
hiç de fena değü" diye cevap-
landırrruş bu soruyu. İşte, vefa
konserinde de Herbie Han-
cock, bir milyoner için hiç de
fena calmadı.
1964 -1968 yıllan arâsındaki
Miles Davis Öuimet, rock ve
funk unsurlannı caz ile kaynaş-
tıran ilk caz topluluklanndan
biriydi.
Bu topluluk rock müziğin rit-
mik hissinin caz öğelerini sar-
malamaya başladığı döne-
min başlangıanı vurguluyordu.
Quintet'in E.S.P., Miles Smiles,
Sorcerer, Filles de Kilimanjaro
gibi albümleri Miles Davis'in
caz ruhunu tam anlamıyla ol-
masa da terk ettiği çalışmalardı.
İstanbul konserinde de bu dö-
nemin yanı sıra, Kind of Blue
döneminden de pek çok parça
dinleme fırsatını bulduk. An-
cak bu parçalar. her iki döne-
min ruhunu da pek yansıtmı-
yorlardı. Miles Davis'in en
önemli özelliğı müzisyenlerinin
kapasitelerini bilmesi ve onlan
kullanmadaki ustalığıydı. Mi-
les olmadan doku gevşiyor, hi-
kâye anlatırru dağıüyor ve her-
kes farklı bir yöne koşuyormuş
ızlenimini veriyor.
Her şeye rağmen, caz tarihi-
nin bir dönemine imza atmış
elemanlanııdan oluşan bu top-
luluğun İstanbul'a da uğrama-
sını sağlayan İstanbul Kültür
ve Sanat Vakfı yöneticilerine te-
şekkürler.
Yunus Nadi ödüllü Yeşim Ustaoğlu ve Ömer Uğur'a Fransa'dan iki ödül
'Devletdüşmanı' denmişti
Kültür Servisi-Montpellier
H.Akdeniz Film Festivali'nin
'prodüksiyon öncesi yardım'
amacıyla açtığı proje yan-
şmasınj "Sorguda" adlı senaryo-
suyla Ömer Uğur kazandı. Bu
senaryo, 1990 yılmda gazetemi-
zin düzenlediği Yunus Nadi Se-
naryo Yanşması'nda birincilik
ödülüne değer görülmüştü.
Namık Kemal Zeybek'in Kül-
tür Bakanlığı döneminde
yaptığı yardım başvurusu 'dev-
let düşmanı' olduğu gerekçesiy-
le geri çevrilen Ömer Uğur'un
"Sorguda " adh senaryosu bu
yıl yeni dönemin Kültür Ba-
kanlıgı'nın proje yardımından
yararlanmışü.
Montpellier 14. Akdeniz
Film Festivali'nden 50 bin
Fransız Frankı (yaklaşık 75
milyon Türk lirası) tutannda
bir para destegi alacak olan
'Sorguda' filmi, gerçekleştiği
zaman Avrupa Topluluklan
Komisyonu'nun resmen des-
teklediği bir proje olarak "Av-
rupa Filmi' kimliğiyle tanıtıla-
cak. 'Sorguda', başta Fransa
olmak üzere Avrupa ve Akde-
niz ülkelerinde dağıüm kolay-
lıklanndan yararlanacak. Pro-
jesini Türkiye'den "Mem-u
Zin" fılminin yapımcısı Aksi-
yon Yapımalık'ın üstlendiğini
söyleyen Ömer Uğur, fılmin
Avrupa standartlan ölçüsünde
gerçekleşmesi için yabana or-
tak yapıma ile işbirliği yapa-
rak. teknik kalite açısından ni-
telikli olmasını istediklerini ifa-
deetü.
Avrupa'nın çeşitli ülkelerin-
den 37 projenin katıldığı yan-
şmada 12 proje fınale kaldı. Bu
12 proje arasından seçilen 'Sor-
guda'senaryosunun film bütçe-
si 12 milyon Frank. (yaklaşık
18 milyar lira).
Ömer Uğur, bu yanşmada en
büyük kazancın verilen para-
dan öte. Türk filmlerinin çok
zorlandığı konunun dağıtım ol-
duğunu anımsatarak. böylelik-
le dağıüm kolayhgından yarar-
lanacaklannı vefihnin"bir 'Av-
rupa filmi' olarak kaşeleneceği-
ni belirtü:
filmi olacak.
"Sorguda" filminde başrol
oyuncusu İstanbul Devlet Ti-
yatrosu oyuncusu Ali Sürmeli.
Sürmelı, Anz Nesin'in "Yaşar
Ne Yaşar Ne Yaşamaz" adlı
oyunundakı rolüyle birçok ödül
kazanmasıştı. İkinci derece rolle-
ri yabana oyuncular paylaşacak
Filmin diğer oyunculan henüz
kesinieşmeıniş.
Ömer Uğur, 'Sorguda'yı 1993 -isanına kadar çekecek.
"Film bittikten sonra dünya
galası Montpellier Akdeniz
Festivali'nde yapılacak. Bu, be-
nim için de Türk sineması için-
de büyük bir şans. Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar da projemizi
ilgiyle karşıladı."
Senaryo üzerinde uzun süre
çaüşaraİc yetkin hale getiren
Ömer Uğur.filmide kendisi çe-
kecek. Son olarak "Ekran Aşık-
lan'", "Son Urfalı" adlı fümle-
ri yöneten Uğur'un bu, yedinci
Bir 12 Eylül hikayesi olan bu
film. 1993 yıhnın nisan ayına
dek gercekleştirilecek.
Ömer Uğur. senaryonun öy-
küsünü 12 Eylül'de "en şiddetli
siyasal zelzeleyi" yaşavan ülke-
mızde. bütün yaşananİarda, ya-
pılanlarda "asıl kahramanlar
devrimci hareket içinde yer
almış insanlardı. Dolayısıyla
yapılanlar bir aydın hesaplaş-
ması, bir sesli iç hesaplaşmay-
dı" diye özetliyor.
'Otel'decinayet
Kültür Senia-Yeşim Ustaoğlu'nun 1984 yılında yönettiği "Bir
Anı Yakalamak" la başlayan kısa metrajlı film serüveni, sekiz yıl
sonra uluslararası bir ödül geürdi. Monıpellier 14.Akdeniz Film
Festivali'nde kısa metrajh film dahnda binnciliği "Otel" adlı fil-
mıyle Ustaoğlu kazandı.
Daha önce "OteF'le Hamburg. Sao Paolo, Bastia, Oermont-
Ferrand ve Brüksel festivallerine katılan Ustaoğlu'nun yapıtı Av-
rupa'nın en önemli kısa metrajlı film fesüvali Clarmont-Fer-
rand'da çok beğenilmiş. Montpellier'e de davet edilmişti. Yeşim
ustaoğlu'na bu birincilik 15 bin franklık bir ödül ve yeni filmleri
için kaynak sağlandı.
17 dakikalık "Otel" in senar-
yosu Tayfun Pirselimoğlu'nun
öyküsünden yola çıkılarak Pir-
seümoğlu ve Ustaoğlu tarafı-
ndan yazılmış. Görüntü yönet-
menliğini de bu yıl Antalya'da
ödül kazanan Uğur Hiçbak üst-
lenmiş.
Yeşim Ustaoğlu "Otel"i özet-
lerken Kafkavari bir oykü oldu-
ğunu söylüyor
"Otel konu ve anlatım açısın-
dan ilginç bir film. Tek mekan-
da geçiyor. Cinayete tanık olan
kişi, geccnin bir vakti, bir otel
mekanında tanıkJığına karşın
reaksiyon göstermeyip suskun-
hığu tercih ediyor. Ancak he-
men ardından cinayetle suçlanı-
yor. Onu cinayetle suçlayanlar
oteli terk etmemesini emredi-
yorlar. Tanığın etrafında bir
çember oluşturuyor. Kafkavari > ^ i î Ş f t ^ ? J
birortamabenziyor." Iyı Ktsa Film Odulu aldı.
Yönetmenlerden Wim Wenders ve Peter Greenavvayin sinema
dilini beğenen Yeşim Ustaoğlu, uluslararası kısa metrajlı film fes-
tivallerine katılmanın farklı sitilleri yakalamaya yardıma oldu-
ğunu, kişinin ufkunu genişlettiğini anlaüvpr.
Ustaoğlu'nun asıl uğraşı mimarlık. Öğrenim gördüğü mi-
marlık, filmlerinde mekana gösterdiği özenle önplana çıkıyor.
"Filmlerimde mekânlann ne kadar önemli olduğu hemen fark
ediliyor. Bunun dışında beni en çok ilgilendiren konu kişisel du-
ramlann, insan haritalannın peşinde olmak."
"Bir Anı Yakalamak", "Magna Fantagna". "Düet" (1991 Yu-
nus Nadi Ödülü) ve "Otel" adlannda dört kısa metrajlıfilmçeken
Yeşim Ustaoğlu, gelecek yıl ilk uzun metrajlı filmini yöneüneye
hazırlanıyor.
The Marmara'daki müzayedede 160 kitap alıcısını arayacak
11.5 ıııilyoııa 'DoğuAkdeniz'e Bir
Kültür Servisi - Alaattin Eser Kitabe-
vi ve Yayınevi'nin 6. Kitap Müzayedesi
bugün 13.00'te The Marmara Oteli To-
ros Salonu'nda yapılacak. Müzayedede
160 eser yer alacak. 20 paftalık Barut
Fabrikalan haritasının yanı sıra 76 İngi-
lizce, 46 Fransızca, 6 Almanca ve 42
Türkçe (15'i eski harflerle) kitap saüşa
sunulacak.
Müzayedenin en pahalı kitabı, İngüiz
fızikçi Charles Perry'nin 1743'te Lond-
ra'da basılan 'A Vievv of the Levant'
"(Doğu Akdeniz'e Bir Bakış) adb büyük
boy, gravürlü eseri. Kitabın açılış fiyatı
11 milyon 500 bin lira. Yazar, Istanb'ul'-
da .bulunduğu sıralarda patlak veren
Patrona Halıl Ayaklanmasına >akın-
dan tanık olmuş. olayın nedenlen ve
sonuçlanna ilişkin görüşlerini kitabına
aktarmış.
Satışı yapılacak kitaplann en eski ta-
rihlisi ise, ünlü Fransız gezgini Grelot'-
nun. 1683te Londra'da basılan 'A Late
Voyage to Constantinople" (İstanbul'a
Geç Bir Yolculuk) adlı yaptın Fransız-
casından İngılizceye ilk çevrisi olan bu
kitabın açılışı 3 milyon 500 bin lıradar
yapılacak.
Müzayededeki kitaplann en eskisi 1683 basımı 'İstanbul'a Geç Bir Yokuluk'.
Kahire Paşası Ali Abdullah tarafın-
dan kalemc alınan kitap ise, 176O'ta
Utrecht'te basılmış. Dönemin padişahı-
na sunulan gizli önerileri içeren ilginç ki-
tap, 200 bin liradan satışa sunulacak.
1700'lü yıllardan bir başka kıtap dd,
Rıchard Chanler'ın 'Traveİsın Asia Mi-
nor' (Anadolu'da Geziler) adb yapıtı.
1776"da Londra'da basılan kitabın
açılışı 2 milyon liradan yapılacak.
İngiliz gezgin Edmund Spencer'ın iki-
şer cıltlik iki seyahatnamesi müzayede-
de an ardd satışa sunulacak. Bunlardan
'Travels in European Turkey" (Avrupa
Türkiyesınde Geziler) adlı, Londra
1851 basunı kitap için şövle bir not dü-
şülmüş: 'Spencer'ın Ortadoğu seyahat-
namelen arasında en nadır bulunanı..."
Bu iki ciltlik yapıtın açılış fıvatı 2 milyon
200 bin lira.
Peder Svvanın Londra'da 1826'da
basılan 2 ciltlik "Journal of a Voyage up
the Mediterranean' (Akdeniz'de Bir
Yoiculuğun Güncesi) adlı kitabı, Türk-
Yunan ilişkılerinde odaklanmış. Svvan'-
ın yolculuk sırasında tuttuğu günlükler-
den oluşan kitabın sonuna alınan 50
sayfalık bir ek Haliç Fener'de yaşayan
Rumlara aynlmış. Kitap. 4 milyon 600
bin liradan satışa sunulacak.
Gravürlü kitaplann çokça yer alacağı
müzayedede Octavien Dalvimart'ın
Türk giysılen üzerine iki yapıtı da yer
alıyor.
Londra da 1818'de basılan 'The Mili-
tary Costum of Turkey', elle renklendi-
rilmiş 30 gravürü içeriyor ve 6 milyon Iı-
radan satışa çıkanlıyor
Londra'da 1802"de basılan ve yıne
elle renklendinlmış 60 gravür içeren
'The Costum of Turkey'in açılış fıyatıv-
sa 11 milyon lira.
Gaziosmanpaşa'da sahneleniyor
RefikErduran'dan
'Deli'oyıjnu
Kültür Senisi - İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan, Refik
Erduran'ın yazdığı "Deü" adh güldürü oyunu Gaziosmanpaşa
Sahnesi'nde sahneliyor.
Çetin İpekkaya'nın yönettiği oyunda başbca rolleri Alev
Oraloğlu, Sezai Âltekin, Oya Aydonat, Zihni Küçümen, Hulya
Karakaş, Mehmet Gürkan, Gökhan özkara, Hakan Güner,
Sükan Kahraman, Ersun Kazançel. Bilkay Tekben, Murat
Derya ve Tahir Tahiroğlu paylaşıyorlar.
Dekor ve kostümlerini Aydoğmuş'un yapüğı "Deü" bir aile
güldürüsünü konu abyor. Paragöz bir kadın olan Samiye
hanım, kızını zengin bir adamın oğluyla evlendıımek istemekte-
dir. Ancak başka bir genci seven kız, bu evUb'ğe engel olmak için
adı "deb'ye çıkmış, profesörlükten aynlma dayısından yardım
ister. Böylece olaylar güldürü şeklinde gelişir.
"Delı". kasım ayı sonuna dek cuma saat 20.30'da, cumartesi
15.00 ile 20.30'da, pazar günü de 15.00'te Gaziosmanpaşa Sah-
nesi'nde görülebilır.
AKM Oda Tiyatrosu'nda
IstvanOrkeny'den
'KediOyunu'
Kültür Servisi - İstanbul
Devlet Tiyatrosu, Istvan
Örkeny'nin yazdığı, Can
Gürzap'ın yönettiği "Kedi
Oyunu" adb oyunu Atatürk
Kültür Merkezi Oda Tivat-
rosu'nda sahnebyor.
Faruk Ersöz'ün çevırdıği
oyunun dekorlannı Orhan
Alpaslan, kostümlerini
Mihriban Oran gerçekleş-
tirdi. Işık düzenlemesi Ya-
kup Çartık'a ait .
Oyunda Cevza Şipal, Tü-
lin Oral. Ayşe Günşiray. Se-
vinç Aktansel. İsmail Ince-
kara, Deniz Akel, Orhan
Tetikcan, Yusuf Pamıık-
beza. Sevinç Erener ve Öz-
gür Şahin oynuyorlar.
On altı yıl önce Ankara'-
da sahnelenen oyunun filmi
uzunca bir süre önce de
İstanbul'da göstenlmişti.
Çağdaş Macar yazarlan-
ndah Istvan Örkeny, önce
roman olarak v azdığı
"Kedi Oyunu"nu sonra ti-
yatroya uygulamış.
Çevirmen Faruk Ersöz,
yazann "tragi-komedya'
olarak tanımladığı oyunun
konusunu şöyle aktanyor:
Oyunun yapısını yıllardır
birbinnı görmemış iki kız
kardeş arasmdaki haberleş-
me oluşturuyor. Münih yakmlannda oğlu, gebni ve torunu ile
birlikte lüks bir yaşam süren kötürüm Giza ile, Budapeşte'de
günlük yaşamını sürdürmek için didinip duran Erszi arâsındaki
bağlantı aradan geçen uzun zamana karşın hiç kopmamıştır.
Bu iki kız kardeş sık sık telefon ederek. mektuplar yazarak olup
bitenlen bırbirlenne anlatırlar. Böylece şımdıki zaman içinde
gelişen olaylar karşı tarafa iletibrken geçmişi de öğreniriz.
Ovun kışılenndekı inandınahk oy^na can katan başat biret-
men Kıskançhk. sevinç, düş kınkbklan, yaşı neolursa olsun bir
insanın hep karşılaştığı, karşılaşabileccği yaşantılar değıl rru?
Ama bunu yaşama biçimi ise Örkenyye göre tek. Sevina, aayı,
umutsuzluğu. öfkeyi yaşama bıçiminin tek olduğunu bize oyu-
nun kahramanı Erszı gösteriyor. Yalan söylüyor, çevresiyle
çatışıyor. amacına ulaşmak için her çareye başvuruyor, direni-
yor Kısaca, yaşıyor!..
"Kedi Oyunu" salı. çarşamba, perşembe. cuma saat 19.00'-
da, cumartesi 15.00ve 19.00'da, pazar 15.00'te görütebilir.