23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 8KASIM1992PAZAR OLAYLAR VE GORÜŞLER Miıstafa KemalAtatürk'ü Anlamak Her şeye karşın Mustafa Kemal'm kızlannm, oğullannm ve torunlannın O'nu gerçeklenn ışığında değerlendırmesı engellenemeyecek. gıderek yenıden ve yenı kuşaklarca keşfedılen Mustafa Kemal gerçeğı bır tabu olmaktan çıkıp bir insan sevgısıne, bır bağımsızlık sımgesıne dönuşecektır Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği G. Bşk. Çocukluğumuzda, anamız babamız kadar, yurdumuzu ve onu duşmanlardan kurtaran Mustafa Kemal Ataturk'ü sevmesını oğren- mıştık, bu dort varlığa aynı coşkulu tutkuyla bağlanmış, kuçucuk bedenırmzle onlar ara- sında kurduğumuz ıletışımın verdığı guçle bu- yumuştuk Başta aydınlık kafalı cumhunyet oğretmenlenmız olmak uzere herkes Atatürk devnmlennın anlamını ve önemını benımse- mış, bu devnmlenn kendı bağımsızlıklannın temelı olduğunun bılınane varmışlardı Buyuklenmız bıze Ataturk'un asker kışı- lığınden. Çanakkale'de goğsundekı saate rastlayan kurşundan. Anadolu'da kazandığı savaşlardan ve Turk ınsanını tutsaklıktan kunanp cumhunyetı kuruşundan soz ederler- dı Zaten aılelenmızın bellı başh söyleşı ko- nulan da bu savaşa değgın değıl mıydı9 Galıç- ya'da babamız yaralanmış, gunlerce oluler arasında yan canh yaşamıştı Bu nedenle asla kasaptan et alamaz, çığ ete bakamazdı, am- camız sara hastalığıyla gen donmuştu cephe- den Şehıtler, gazıler ve onlann anılan herkes gıbı bızım de çocuk yaşantımızın baş konu- lanydı Bızler, Ataturk'un yalnızca asker ve devlet başkanı kımlığını oğrenmekJe yetınmeyen, O'nu daha yakından, "ınsan" kışıhğıyle tanı- mak, geçmışı ve o gunu anlamak ve kavra- mak ısteyen bır kuşaktık Sorular soruyor, doymak bılmez bır coşkuyla. çarşıdan aldığımız otebenlenn eskı gazetelerden yapılmış kesekâğıtlan başta olmak uzere elı- mıze ne geçerse okuyor, yaşamı ve gerçeklen keşfetmeye çalışıyorduk Annemız O'nu yakından tanımış, kendısıy- le dans etmıştı Brrçok kadın gıbı dızının dıbı- ne oturup O'nu betımlemesını ısterdık îlk ağızdan gerçek anılan ve duygulan dınlemek bızı O'na daha da yaklaştınrdı Neden olmuş- tu 9 Komşumuz gıbı o da efkarlanınca ıçkıyı kaçınyormuş, o yuzden hastalanmış0 Ne olurdu olmeseydı. O"nu gormedığımız, tanı- madığımız ıçm ne çok uzuluyorduk Sankı o bızım evımızın yıtınlmış bır buyuğu, bız de onun yetım bıraktığı çocuklardık O'nu tanımış oğretmenlenmız bıze anılannı anlatır, harf devnmını, şapka devnmmı, laık- lığın anlamını, neden yerlı malı kullanmamız gereküğını, Ataturk'un çocuklan ne denlı sev - dığını ve nasıl yalnız ve çocuksuz bır yaşam surduğunu oykulerle dıle getınrlerdı Bızler O'nu ulaşılmaz, ınsan ustu bır kahraman ola- rak değıl, sevecen \e kendınden başkalannın geleceğını duşunen çok akıllı ve yurekh bır baba, bır ağabey, bır dost olarak gorurduk îşte bu nedenlerle de her 10 Kasım'da, ger- çek bır yasa burunur, O'nu yıtırdığımız gun ve dakıka, şırenler çalarken hıçkınklara boğu- lurduk İçten ve tertemız bır duyguydu bu. kımse bıa zorlamıyordu, ama bız sıyah on- luklenmızın, beyaz yakalanmızın ve Beykoz ayakkabılanmızın ıçmde O'nu vıtırmenın an- lamını tum boyutlanyla kavramışçasına ağlar ağlar, ağlamaktan bıtkın duşerdık Anlamiı boyutlar Yıllar geçtıkçe bu karşılıksız sevgı ve bağlı- lık daha anlamiı boyutlar kazandı Ataturk'- un yaşamını. eğıtımını, kımlerden etkılendığı- nı, nasıl bılgılendığını, neler okuduğunu. neler yapmak ıstedığını, nasıl duşunduğunu anla- maya, O'nu daha ıvı ve yakından tanımaya başladık Onu tanıdıkça sadelığmı. alçakgo- nüîluluğunu, bılımın ve sanatın tum dallanna olan saygı ve sevgısını, ulkesının ve ınsanlan- nın çağdaşlaşması ve gönena ıçın nasıl odun vermeden ve kararlı uygulamalar yaptığını. "hukuk" anlayışını, kadın-erkek eşıtçılığıne vurgunluğunu. ınsanlar arasında aynm yap- madığını ve kırsal kesım ınsanına verdığı de- ğen vb kavramaya başladık Aklımıza gelebılecek her konuyu, her soru- nu duşunmuştu Mustafa Kemal, her konuda kafasında bellı yorum ve çozumler oluşmuş- tu, kafası kanşık değıldı, her şey >erlı yenne oturmuştu İlkeler somutlaşmış, kendı ıçmde başlattığı devnm ıvmesını kazanmış, hedefler yorungeye gırmıştı Akarsuyun yatağından tersıne dondürülemeyeceğı nasıl bır gerçekse, devnmın de genlemeyeceğı, gıderek artan ve çoğalan bır guçle kendını yenıleyerek, karto- punda koca bır çığ gıbı buyuyeceğı açıktı Yaşımız ılerledıkçe ve yeryuzunde. ulke- mızde çok çeşıtlı olaylar olup bıttıkçe Ata- türk'e olan bağımız yenı açılımlar gösterdı, daha oncelen, "o boyle soylemış", '"o boyle duşunmuş" derken sonralan "nasıl da duşun- muş, ılenyı nasıl da gormuş" demeye baş- ladık Ulusal Ant (Mısak-ı Mıllı), "Kuvayı Mıllıye ruhu", "yurtta banş, ahanda banş" ılkesı, "öğrenım bırhğı" kavramı, "'laıklık", "uygarlık yasası", "kadın haklan", "bağımsızlık" kavramlan vb yenıden doğan bır ulusun olmazsa olmaz koşullanydı ve Ata- turk'un yol gostencılığınde o o80'ı okumaz yazmaz bır ümmetten boylesıne dınarruk, çok yonlu ve yennde duramaz bır toplum ortaya çıkmıştı O bu gucu nereden bulmuş, bu bın- kımı nereden almıştı'1 Bazı ınsanlar sorulann yanıtlannı arama ve anlama zahmetıne katlanmayıp buyuk olaylan doğaustu. gerçekustü guçlerle açıkla- ma kolaybğmı seçebıhrler Onlann Ataturk'ü bır olağanüstü v arlık, bır deha ve tapınılası bır ulu gıbı gostermelen ya da boyle anlamalan, O'nu çalışkan, kendını yetıştıren, çevTesınde olup bıtenlen yorumlamasını ve çozumler uretmesını bılen, akıla. yontemlı, yureklı ve guçlu bır ınsan olarak algjlayanlan asla bağla- maz Gunumüzde Ataturk'un yıpratılması ıçın çaba gosterenlenn çelışkısı belkı de bu farklı- lıktan kaynaklanmakta. O'na bır tabu gıbı bakılmasını doğru bulmayanlar bunu vurgu- lamaya çalışırken. bılerek ya da bılmeyerek Ataturk gerçeğını, ozgur bır ulkede alnı açık yaşayabılme gerçeğımızı gozardı etmektedır- ler Atatürk kuşkusuz hepımız gıbı bır ınsandı Ama bır ınsan olarak doğasında varolan gızıl- gucu (potansıyelı) çok genç yaşında keşfede- bıldı Gozlem gucunü, okuma, yorumlama, kendını gelıştırme gucunu Bu nedenle tanh, sosyolojı, edebıyat, dıl vb eğıtımıne ağırlık verdı Kımsenın zorlaması olmadan, hıçbır yukumluluğu bulunmadığı halde' Geçmış ya- zarlan, duşunurlen, tanhçılen okudu, ınsan haklannı, ozgurlük kıpırdanışlannı, geç- mıştekı devnmlen, ozellıkle Fransız Devn- mı'nı, onu oluşturan nedenlen, oluşumunu ve sonrasını ınceledı, ozumsedı daha Iıse ve yuk- sekokul eğıtımındeyken Keşke hepımız daha yaşamın başındayken kendımızı yetıştırmeyı gerçekten planlayabıl- sek. ıçımızdekı yeteneklen yok olup gıtmeden yakalayıp kendımızı dıledığımız yonde değer- lendırebılsek, aklımızı günumuzde pekçok ın- sanda gorulduğu gıbı "sıfır kılometrede" tut- sak etmesek Kan davası gibi Mustafa Kemal Ataturk'ü anlayanlar, yan- bş anlayanlar, anlamak ıstemeyenler her dem olacaktır Aramızdan çıkan, ama ınsan olma- nın bılınonı hepımızden daha tez kavramış bulunan Ataturk'un onculuğunde ulusumu- zun, Anadolu ve Rumeh topraklannda yuz- yıllardır bırbırlenyle etkıleşerek ve kanşarak yaşamış olan ınsanlanmızın gerçekleştırdığı devnmlenn, bazılanrun çıkarlannı engelleye- ceğı çok açıktır Onlann, bır kan davası gıbı Ataturk duşmanlığmı surdurmeye çalışacak- lan, ellen erdığınce sahıplenebıldıklen gençle- n devnm duşmanı olarak yetıştırmeyeçabala- yacaklan kuşkusuzdur Son Cumhunyet Bay- ramı torenlennde bu karanlık guçlenn nasıl Mılb Eğıtımımıze sokulduğu ve ne acıdır kı geçmış ıktıdarlarca bunlara venlen odunlenn vardığı nokta açıkça ortaya çıkmıştır Çeşıtlı sıyasal ve çıkarsal beklentıler nede- nıyle devnmlenmızın bınbır turlu engelleme- lerle ve hatta "hıyanet ve dalaletle" karşılan- malan surup gıdecektır O gunlen kendı dına- mığı ıçınde değerlendırmeden taşıdıklan on- yargılanyla yorumlayanlann yanlı ve yanlış eleştınlen de kuşkusuz devam edegelecektır Her şeye karşın Mustafa Kemal'ın kızlan- nın, oğullannm ve torunlannın O'nu ger- çeklenn ışığında değerlendırmesı engellene- meyecek, gıderek yenıden ve yenı kuşaklarca keşfedılen Mustafa Kemal gerçeğı bır tabu ol- maktan çıkıp bır ınsan sevgısıne, bır bağımsızlık sımgesıne donuşecektır 2000 yılına yaklaşırken çağın tum olumlu gelışmelennı de ıçınde taşıyan "Atatürk ılke ve devnmlen" geçmışten geleceğe kendıne öz- gu devınımıyle ve gıderek artan bır guçle yaşa- maya devam edecek. herbın bır Mustafa Ke- mal olabılecek gençlenmızle tum olumsuzluk- lar olumluluğa, tum acılar mutluluğa donuşe- cektır Yanndan sonra (10 Kasım salı günu), O'nu bu sevgıyle. gehşmış yenı duygu, duşun- ce ve bağlılıkla bır kez daha yurekten anıp ya- şatacağız PENCERE TARHŞMA Tıpta Tanı ve Titiz Davranmak "}/rEkım 1992 tanhlı gazetenızın Taruşma' •^Dsutununda 'Tıpta Tanı' başlığı ve H Nec- det Mutlu ımzası ıle yayımlanan şıkayet mektu- bunun somut değerlendırmeden uzaİc ve büyuk bır haksızlık olduğunu görduğum ıçın yanıt verpıe gereğını duy dum Llkemızde sağlık hızmetınde onemlı eksık ve aksakhklar olduğu bırgerçektır Aynızamanda hızla gelışen teknolojının sağladığı olanaklann tum hastanelenmızde bulunmddığı da doğru- dur Ancak sozu edılen olayda 5 gun MER ıle tanı konması, aynı gece hem de oğretım uyelen ıle amelıyat edılmesı ve sonrakı tum gınşımler ulkemız ıçın olumlu bır rekor (hatta şıkayetçının 'herhalde' dıye hayranlıkla söz ettığı ABD'nın %90 merkezı ıçın de bır rekor) say ılması gerekır- ken bu şıkayet mektubunda tam tersıne ıhma! gıbı gostenlmış Gercekte bu ola\ hekımlenmı- zın teknık eksıklıklenmızı kapamak ıçın nasıl ozven gosterdıklennın bır orneğı olmalı ıdı Bu hastada da elınden gelen ozvenyı gosteren mes- lektaşlanmı saygı ıle kucaklanm Hastasını kay betmenın acısı ıle konuvu bılme- >en bır kımsenın (ABD'de her şehırde MER ) oktur MER her tanıyı koydurtabılen sıhırlı bır değnek değıldır Stafilokok sepsısınde şıfa sağla- ma şansı ABD'de bıle %15'ı geçmez )gazeteye boyle bır yazı gondermesını anhyorum Ancak sağlık gıbı duyarlı ve maalesef basında hemen her gun duygu somurusu yapılan bır konuda, hem de alt başlıkta 'hastalar olüme terkedılıv or' tumcesı ıle bu yazıyı yayımlamadan Cumhun- yet'ın daha tıtız da\ranacağını ve konunun bır uzmanına danışacağını umardım Prof.Dr. UĞUR DERMAIN Turkne Tıp Akademısı GenelSekreterı Yakapmadan.Yakınma ınsan yaşammın vazgeçılemez gostergelerı arasında başta gelır Ancak oluler yakınmaz Romatızma, yaşlılıkla bırlıkte kışının bedenını avucu- na aldı mı gel de yakınma1 -Ay aman of -Neoluyor? -Lodos Yakınma yakarmayla atbaşı gıder kımı zaman ikısi bırbırınekarışır - Ey buyuk Allahım şu garıbın canını al da kurtulayım, nedır buçektığım1 Sureklı yakınma bıktırır, taş sokturur, can sıktınr, ılgı- lerı azaltır, duygulan nasırlaştırır, sağda solda vurdum- duymazlık başlar -Oofof - Nesı var? - Huy edındı artık, her Allah'ın günu yakınıyor, bır gun yuzu gulmuyor Soru - Yakınma olmasaydı, uygarlık gelışebılır mıydı? Hayır Yakınma, gelışmenın ıtıcı gucu gıbıdır, hıçbır şeyden memnun olmayacaksın şıkayet olumlu bır tutumdur uygarlık boyle gelıştı, once bırı yakındı, sonra ıkıncısı. uçuncusu, dorduncusü, vb Yakınmalar bırbırının ustu- neeklendı tepeler oluşturdu sıradağlarıyarattı.sesler yukseldı, yayıldı butunleştı, yoğunlaştı, guçlendı - isterım - Ne ıstıyorsun7 -özgurluk -Olmaz - Demokrası isterım, ınsan haklan, gelecek güvence- sı, ışsızlık sıgortası sosyal adalet, eğıtım eşıtlığı çocu- ğuma kreş daha sayayım mı'? • Ortaçağda koylu evlendı mı, gerdek gecesınde senyor devreye gırerdı "ilkgecehakkı' vardı Koylüneyapsın"? Kaç yuzyıl yakındı koylu' Gecenın alacasında kendını ordan oraya savurdu, kara talıhıne kustu, baldıranlı ez- gıler soyledı, başını taştan taşa vurdu, ama zaman ıçın- de yakınıp yakarırken, tepkısı yureğınden beynıne dog- ru yayılmaya başladı, sızlanması bıçım değıştırdı - Olmaz boyle şey Salt yakınıp yakarmayla geçen yıllann sonunda baş- kaldırı ıster ıstemez oluşur Koylu durumundan "mem- nun ' olsaydı senyor daha bın yıl keyıf çatardı Uygarlık demokrasıyı keşfettı, halkın önune seçım sandığını koydu, oy hakkını ıcat ettı -Yakınıyor musun? -Evet - öyleyse yakarma, durumu degıştır • Ama bır de arabesk yakınma var, acı çekmeyı Tann'- nın değışmez yazgısı sayarak her gun of çekmek - Ooof of - Ofuna of Her yerde of, taksıde of, mınıbuste of, otobuste of, çar- şıda of pazarda of koşe yazısında of, gazınoda of, kah- W(Arkasıl7.Sayfada) G A R A N T l G A R A N T 1 I L E Y A R I S I Y O R GARANTİ GARANTİ'Yİ AŞIYORG A R A N T İ B A N K A S I 1 9 9 2 E Y L U L S O N U Ö Z E T B İ L A N Ç O S U B i l a n ç o A n a K a l e m l e r ı (Karşılaşormalı) 3 0 9 1 9 9 2 - 3 0 . 9 1 9 9 1 (MilyarTL) O z e t K â r - Z a r a r (Karşılaşarmalı; 3 0 9 1 9 9 2 - 3 0 9 . 1 9 9 1 (MilyarTL) AKTİF 1992 1991 1992 1991 KASAVEBANKALAR MENKULDEĞERLER MBTOAT MUNZ.\M KARŞ1LIKLARI KREDLER TAMPTEK1ALACAKL1R (SET\ IŞTIRAKLER VE KURULUŞLMl (NET) SABITKIYMETLER(NET) DtöERAKTIFLER TOPLAMAKTffLER PASIF MEVDUAT KULLANILAN KREDLER DIĞERPASIFLER ÖZKAYNAKLAR KAR TOPLAM PASIFLER D!ŞIŞLEMHACMltMılyar$) 4 507,3 2 658,0 1 270,2 7.088,4 - 459,9 719,0 1 296,5 17 999,3 9.975,8 3 162,1 2 973,4 1285,4 602,6 17 999,3 5,0 2 256 5 995 9 663,2 4 146 5 - 318 6 362 7 848 5 9 5919 5 857 6 1 479,0 1 266,1 751,8 237 4 9 591 9 3.9 FAIZGEURLERI FAIZGIDERLERI NETFA1ZGELIRI FAIZD1ŞIGEL1RLER FAIZDIŞIGIDERLER GECKM1ŞALAC KARŞHJĞI KIDEM TAZM1NATI KARŞOJĞl SERBESTKARŞEJKLAR VERG1ÖNCESI1C\R VERGIKARŞHJĞI NETDÖNEMKÂRI 3 110,8 -1 417,8 1693,0 680,7 -1 584,8 -41,0 -4,0 -70,5 673,4 -70,8 602,6 1 724,6 -926,3 798,3 545,9 -1 030,5 -16,0 -5,0 -30,0 262,7 -25,3 237,4 Ulaştığı her başarılı noktayı aşmak için kendisıyle yarışan Gafanti; "Büyük Bankacılık''taki performans farkını ve yüksek veriminı, 1992 yılının 9 aylık bilanço rakamlarıyla da kanıtladı. Sonuç ortada- Guçlüluğun ve guvenilirliğın gostergesi Özkaynaklar % 71 oranında büyüdü. Mevduat Toplamı 10 trilyon, Nakit Krediler 7,1 trilyon oldu. Sağlıklı ve ıstikrarlı buyumenin bir diğer olçutu olan Aktif Toplamı, % 88 oranında artarak 18 trilyona ulaştı. Garantı Bankası'nın, 1992 yılının 9 ayındakı bilanço rakamlarını dikkatle inceleyın: Buyuk ve dinamık bır bankayla çalışmanın keyfinı, guveninı duyacaksınız. H GARANTİ BANKASI "Her müşteri bir yıldızdır"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle