Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 1992 ÇARŞAMBA CUMHURIYET SAYFA
KULTÜR 11
Davis'in anısına
konser bugûn
•Kültür Senisi-Miles Davis
anısına düzenlenen konser
bu akşam saat 20.00'de Abdi
İpekçi Spor Salonu'nda.
Konsere katılacak Wayne
Shorter, Herbie Hancock,
Dave Holland, Wallace
Roney ve Tony VVilliams dün
îceyansı İştanbul'a geldiler.
fConserin biletleri Atatûrk
Kültür Merkezi, Haldun
Taner Sahnesi, Kadıköy
Iskele Meydanı, The
Marmara Oteli ve
Vakkorama mağazalanndan
sağlanabilir.
Karikatûp
Yarışması
• Kûltûr Servis-Şincan
Belediyesi bir karikatür
yanşması düzenlendi. Ulusal
çapta gerçekleştirilecek
yanşma tüm karikatürcülere
açık. konusu serbest.
Yanşmanın jürisini Turhan
Selçuk, İsmail Gülgeç, Cafer
Zorlu, Muhittin Köroğlu,
Metin Peker'den oluşuyor.
Ödüller birinaye 20, ikinciye
15, üçüncüye 10 milyon
olarakbelirlendi.
Karikatürlerin en geç 15
Arahk 1992tarihinedek
Sincan Belediyesi Eğitim
Kültür ve Sosyal İşler
Danışmanlığı
Sincan/Ankara adresine
gönderilmesi gerekiyor.
Hülya Vurnal'ın
mozaik sergisi
• Kültür Scrvisi-Hülya
Vurnal'ın Ayasofya Müzesi
Ali Sami BoyerGalerisi'nde
13 ekimde açılan mozaik
resim sergisi 7 kasıma dek
uzatıldı. Sergide Hülya
Vurnal'ın Türkiye'nin çeşitli
Sölgelenndcn topladı doğal
laşlardan oluşan büyük
boyutlu beton mozaik
formlan ver alıyor. 1989-
1990M.U.G.S.
Fakültesi'nden mezun olan
sanatçı. aynı fakültede
yüksek lisansyapıyor, Duvar
Resmi uygulamalı
atölyesinde Prof. Mustafa
Pilevneli iieçalışmalannı
sürdürüyor.
Resim sergisi
Kültür Senisi- Yapıllan
çeşitli ülkelerde resmi veözel
koleksiyonlarda yeralan
sanalçımız Mchmet Güler'in
resım sergisi 14 kasıma kadar
Bcnadam Sanat Galerisi'ndc
ı/lenebilir.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası geçen hafta belki de en yorucu konserlerini verdi
Gençkı• Şef Erol Erdinç'in
yönettiği hafta sonu
konserkri, yedi so-
list, beş konçerto ve
ilk kez seslendirilen
senfonik bir yapıtı bir
arayagetirdi.
• Erol Erdinç, Genç
Kuşak Solistleri Haf-
tası'nda bunca genç
müzisyene bir arada
fırsat tanıyabilmiş ol-
manın mutluluğu
içindeydi.
£iııhafta sonunatlaması
EVtN İLYASOĞLU
Geçen hafta sonu İstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası ve
şef Erol Erdinç belki de mevsi-
rnin en yorucu konserlerini ver-
diler. Beş konçerto, yedi solist
ve ilk kez seslendirilen senfonik
bir yapıt.
Programın tümü iki güne bö-
lünmüş. aynı hafta içinde pro-
vası yapılmıştı. Solistlerden bir
bölümünün hiç sahne deneyimi
yoktu. bir bölümü orkestrayla
ilk kez çalıyordu. bazısı da sesi-
ni yurt dışında duyurmaya baş-
lamış. kendini Istanbullulara
ilk kez tanıtıyordu.
Şef Erol Erdinç. bunca genç
müzisyene bir arada fırsat tanı-
yabilmiş olmanın mutluluğu
içindeydi.
30 Eylül Cuma gecesi verilen
konseri, Üstün Duruel'in Rad-
yo için gcrçckleştirdiği kayıt-
tan, 31 Eylül Cumartesi sabahı
verilen konseri de TRT 2 Tele-
vizyonu'ndaki canh yaymdan
dinleme olanağı buldum.
îki konserin de ortak paydası
olan Avdın Karhbel'in "Büyü-
kada" adlı piyano solo ve or-
kestra için Senfonik Şiiri, ger-
çekten çok çalışılmış. çalanlar-
da da, dinleyenlerde de güzel
anılar bırakan bir yapıttı. Cu-
martesi konserinde dinleyicile-
rin coşkulu alkışlan karşısında
baştan sona yinelenmesi, bu ya-
pıtı daha da iyi tanımamızı sağ-
ladı.
'Büyükada'yı dinlerken, ba-
Erol Erdinç'in (üstte sağda) yönettiği konserde Aydın Karlıbd (üstte solda) 'Biiyükada' adb bes-
tesinin solo piyano partisine de katüdı. Çeltist Zeynep Değer (yanda) cuma gecesinin genç solist-
leri arasındavdı. Değer, Saint-Saens'ın yapıtını yonımladı. (FotoğraflanİBRAHİ.M GÜNEL)
kır nefeslilerin dramatik sesini.
gonglarda kilise çanlannı. çe-
lestada Karlıbel'in çocukluk pi-
yanosunu. kemanlann armo-
niklerinde masmavi bir gökyü-
zünü düşleyebilirsiniz.
Cemal Reşit Rey'in öğrenci-
si olan Aydın Karlıbel, gcrck
hocasından aldığı İzlenimci an-
latımı. gerek çağ başından
Fransız Altılan'nın, özellikle de
Poulenc'in nükteli ve hüzünlü
renklerini ve caz kanşımını,
bunlann >anı sıra stilize edilmiş
Türk folklorunu bir arada işle-
miş. Bir de kendisi kadar iyi bir
piyanistin çalacağını varsayıp
solo piyano partisi eklemiş. On
dakikalık derli toplu bir "tone-
poem' çıkmış ortaya.
Kemancı Tuncay Yılmaz ise
İstanbulluların ilk kez uinledi-
ği, Avrupa'nın çeşitli sanat
merkezlerinde adını duyurma-
ya başlamış bir gencimiz. İçten
ve sıcak yayı, bir ay içinde ha-
zırlayıp ortaya çıkardığı koca-
man Mendelssohn konçertosu-
nun başında tedirginse de. so-
nuna doğru coşku kazanıyor-
du.
Cuma gecesinin genç solist-
lerinden çellist Zeynep Değer,
Saint-Saens"ın 1 Nolu Çello
Konçertosu'nu duyarlı, ancak
biraz fazla ölçülü yorumlamış.
Bu yapıtta orkestranın olumlu
katkısından söz etmek çok zor.
Cumartesi konserinin ilk ya-
pıtı Salıeri'nin Flüt ve Ob'ua
Konçertosunu Altan Kalmu-
koğlu ve Çınar Turkan seslen-
dirdi. İki solist de birbiriyle
uyumlu ve toplulukla anlaşmış
bir söyleşi içindeydi. Nihan Ya-
palı'nın Mozart'ı, yapıtın döne-
mıne uygun olarak abartılma-
mış bir duyarlılık içeriyordu.
Özellikle ikinci bölümde Yapa-
lı, kolaylıkla kayılabilen ro-
mantizme dikkatli bakmış. ko-
lay gibi gözüken Mozart çal-
manın gerçek zorluklanrun üs-
tesinden gelmişti.
Ne yazık ki, genç bir keman-
cıdan, Sema Korkut'tan, öteki
solistlerin titizliği, ustahğı ve
müzikalitesi kadar söz edemi-
yoruz. Seçtiği çok zor yapıt. Sa-
rasate'nin Carmen Fantezisi
çok daha duyarlı ve özcnli bir
yorum gerektiriyordu.
Geçen haftanm başanlı genç kuşak solistlerinden kemancı Tuncay Yılmaz:
Yükselmek,güneşeulaşmak istiyorumİstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın Genç
Kuşak Solistleri Haftası kapsamında geçen
cuma gecesi verdiği konserin solistlerinden ke-
mana Tuncay Yılmaz. 1966 İzmir doğumlu.
Ankara Devlet Konservatuvan'nı Engin Eralp"-
in öğrencisi olarak biliren Yılmaz. DAAD Bur-
su'yla Almanya'ya giderek Freiburg \e Saarb-
rücken'de lisansüstü \e solistlik öğrcnımi gör-
müş.
Tuncay Yılmazın. Mozart"ın Beşınci Keman
Konçertosu ıle kazandığı ödül. yaşamına bir
süre maddi destek sağlamış.
Yurt dışında çeşiıli turnelere katılan. yurt için-
de de geçen vıl Izmir'de ve Ankara'da sesini du-
yuran Tuncay Yılrnaz'ı İstanbul dinleyicisi ilk
kez bu konserle tanıdı. Şimdilik en büyük
amacı, Uluslararası İstanbul Festivali'nde yer
alabilmek ve bir resital progjamıyla kendini
kanıtlayabilmek.
Tuncay Yılmaz. "Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'ndaki resi-
talim iptal edilince epey bir
düşkınklığı yaşadım' diyor.' Av-
rupa'nın çeşitli köşelerinde çal-
maya başladım. ama amacım
yurduma dönmek. burada bir
şeyler yapabilmek. Çok iyimse-
rim, çok yükselmek istiyorum.
O kadar ki, idealim, güneşe ula-
şabilmek!'
Bugün vardığj yere naal ulaş- Tımcay Yılmaz
tığını sorduğumuzda iseşu yanıtı alıyoruz: "Bu-
güne kadar her şeyimi kendim yapmaya ça-
lıştım. Ne devlet desteği, ne pcşimde koşan bir
aile, ne de yolumu çizen koruyucular vardı.
Ama insanlan ve doğayı çok seviyorum. Akde-
niz kanım her yerde belli oluyor. Sıcak bir kan!
Birde sağduyu çok önemli. Özellikle Türkiye'de
harcanmak çok kolay. Ben her
şeye direnmek istiyorum. Kendi-
me güVenle. müziğime, müzika-
liteme güvenle bunu yap-
malıyım."
Peki. Almanya'da nasıl bir or-
tam bulmuş Tuncay Yılmaz?
Hemen yanıtlı\or: 'Ailem. kitap-
lanm. okulum ve kemanımla
küçük bir dünyada yaşıyordum.
Almanya'da birden canh bir mü-
ortamına gırdim. Erişilmez
sandığım birçok sanatçıyı yakından dinleme
olanağı buldum. Bir de yanşmalari.Altı yıl dur-
madan yanşmaya hazırlandım. Hepsinde de ya
fınalist oldum ya da bir derece eldeetlim..."
Tuncay Yılmaz bugünlerdc kullandığı ke-
manın öyküsünü de şöyle anlatıyor:" Almanya'-
da ünlü bir kcman yapımcısıyla beni dinlediği
bir yanşmadan sonra dost olmuştuk. Bu tarihi
kemanı bana iki ayliğına ödünç verdi. 100 bin
mark değerinde... Keşke bir sponsor bulsam da
satın alabilsem, benim olsa! Bundan böyle ilk
amacım kendi kemanıma sahip olabilmek, son-
ra da bir compact disc için yola çıkmak..."
Tuncay Yılmazınklasikmüzikdışındascvdi-
ği müzik klasik caz. Aynca, diskolara bayılıyor.
Kalabalığı, insanlann bir arada dalgalanmasmı
çok seviyor. Sevmediği iş, yemek pişirmek.
Türkiye'deki keman eğitimi için ne düşünü-
yorsunuz, sorusunu da şöyle cevaplıyor Tuncay
Yılmaz: "Dokuz yıl aynı hocada kalmak çok
sırurlayıcı. Yalnız keman açısından değil. hayata
bakış açısından da değişık hocalar insana daha
çok boyut katar kanısındayım."
Son olarak. 'İyi bir solisti oluşiuran öğeler'i
soruyoruz Yılmaz'a. Hemen atıhyor: 'Yetenek,
disıplin ve şans...'
YAPI KREDI
K Ü L T Ü R
MERKEZİ
tlk kitabında İran'ı eleştiren Amerikalı yazar Betty Mahmudi:
4
Islaıııkültürünesaygdıyım'
KASIM 1 9 9 2 PROGRAMI
S A L I T O P L A N T I L A R I YAPI KREDİ BEYOĞLU SANAT GALERİSİ (İSTANBUL)
10 KASIM 1992 / SANAT VE KÜLTÛR Tiyatroda Çagdaşlık Sorunsalı
Yöneten: Aykut Köksal
Könuşmacılar: Beklân Algan.
Orhan Alkaya. Metın And.
Cevat Çapan
12EKİM-6KASIM 1992 Herbert Enz Enzner Resim Sergisi
11 KASIM-5 ARALIK 1992 Selçuk Günay Resim Sergisi
YAPI KREDİ SETBAŞİ SANAT GALERİSİ (BURSA)
17 KASIM 1992 / MÛZECİLİK Türkiye Arkeolojisınin
Yenı Boyutları
Konuşmaa: Nezih Başgelen
19EKİM- 13KAS1M 1992 Safa Bute Resim Sergisi
18 KASIM- 14 ARALIK 1992 Leyla Şentürk Resim Sergisi
24 KASIM 1992/BİLİM Yenı Insan Yaratmanın
Neresındeyiz?
"Yaşamın Molekülü Genetk ve
Insanın Çözülen Sırlan"
Yöneten: Orhan Bursalı
Konuşmacılar: Beyazrt Çırakoglu.
Aslı Tomn. Zeynep Tümer
YAPI KREDİ BALIKESİR SANAT CALERİSİ
• Ilkkitabı'KızımOl-
madan Asla' ile bütün
dünyada yankı
uyandıran Betty Mah-
mudi'nin ikinci kitabı
'Çocuğuma Olan Sev-
gimden' yayımlandı.
ERDİNÇ LTKU
BRÜKSEL - 'Kızım Olma-
dan Asla" adlı kitabı ABD'de
"bestseller' olan ve Türkiye'de
de yayımlanan Amerikalı yazar
Betty Mahmudi, ikinci kitabı
'Çocuğuma Olan Sevgjmden'i
tanıtmak üzere Brüksel'e geldi.
'Kızım Olmadan Asla'nın yö-
netmen Brian Gilbert tarafın-
dan beyazperdeye aktanlma-
sından sonra dikkatleri bir
anda üzerine çeken Betty Mah-
mudi'nin bir grup güvenlik gö-
revlisinin koruması altında ol-
dujju gözlemlendi.
ilk kitabı "Kızım Olmadan
Asla'da İranlı kocasiyla yaşadı-
ğı 'korkunç evliliği" anlatan
Beıty Mahmudi. Brüksel'de
"Gazet van Ant^erpen'ın sorula-
rını yanıtlarken, 'daha sonra
yepyeni bir hayata başladığını
ve kendini farklı kültür evlilik-
lerinin kurbanı olan çocuklara
adadığım' söyledi.
Betty Mahmudi'nin öyküsü.
okuyanlan karmaşık duygula-
ra ve ikilemlere sürüklüyor.
1984'te mutlu Mahmudi aılesı.
20 yıldır ABD'de doktorluk >a-
pan Sayyad Mahmudi'nin aile-
sini ziyaret eımek ve tatilini ge-
çirmek üzere İran'a gitmeye ka-
Bettj Mahmudi, kızı Mehtab ile birlikte.
rar veriyor. Ama bazı geliş-
melcrden kuşkulanan Bett>. "2
hafta sonra ABD'yedönecckle-
ri' konusunda kocasına Ku-
ran'a el bastırarak yemin ettiri-
\or. Ancak Sayvad. İran'da
kaba \e aşın lulucu birine dö-
nüşüyor. Betty ve 6 yaşındakı
kızı Mehtab. İran'da Mahmudi
ailesinin evine kapatılıp köle
havatı yaşama\a başlı\orlar.
İran'da 18 ay mahsur kalan
Betty. sonunda kızıvla birlikte
İrandan kaçmavı başamor.
Bett\ Mahmudi. ikinci kita-
bında. İran'dan kaçtıktan son-
ra. başlanndan geçenleri nasıl
özümsediğini dile getirivor ve
olayın psikolojik etkilerinden
söz ediyor. Birinci kiıabının ya-
\imlanmasindan sonra benzer
duraı ıdaki anne ve babalann
kendısini aramalan üzerine yal-
nız olmadığını öğrendığmi. ha-
yatınınyeni biranlam kazandı-
ğını belirtiyor.
'Kızım Olmadan Abla".
ABD'de gerçekten bomba gibi
patlamış. bir anda en çok satan
kitaplar arasına girerek ses ge-
20EKİM-13KASIM 1992 Muhsın Bılyap Resim Sergısi
19 KASIM- 14 ARALIK 1992 Merih Akçam Resim Sergisi
Siııema ustası Hal Roachöldü
YAPI KREDİ KÂZIM TAŞKENT GALERİSİ (İSTANBUL) YAPI KREDİ KEMAL SATIR SANAT GALERİSİ (ADANA)
12EKİM-6KASIM 1992 Hertjert Enz Enzner Resım Sergisi 30 EKİM-24 KASIM 1992 Orhan Omay Resim Sergisi
9 KASIM - 4 ARALIK 1992 Tülin Onat Resim Sergisi 27 KASIM-22 ARALIK 1992 Herbert Enz Enzner Resım Sergisi
YAPI^CKREDî
LOS ANGEL1ES<AA)-Sessiz ve sesli sinema
tarihinin ölümsüz komedyen ikilisi Laurel-
Hardy'yi beyazperdeye taşıyan sinemanın öncü
büyük ustası Hal Roach, dün Los Angeles'deki
evinde öldü.
Zatürre olan sanatçının kalp krizi geçirdiği
belirtildi. Stanley Laurel iie Oliver Hardy'nin
ölümsüz kariyerlerinde imzası bulunan yapımcı.
yönetmen, senarya yazan Hal Roach, Harold
Lloyd'u da sessiz fılm dünyasına armağan eden
bir sinema emekçisiydi. Ölümü, sinema us-
tasının son zamanlardaki tedavisini üstlenen
Motion Picture and Television şirketi ve Ucla
Hastanesi tarafından açıklanan Roach, 100
yaşındaydı. "Bizim Çete"(Our Gang : Little
Rascals) adlı seri güldürülerin yapımcısı da olan
Roach, ufak kovboy rollerinde 5 dolar günlük-
ten başladıgı beyazperde serüveninde "Hollywo-
od Komcd' Preıısi" di\e lanındı vc \ü/lerce ses-
siz fılme imzasıru attı. 14 Ocak 1892 New York
Elmira doğumlu Roach, Alaska'da altın arayan
kafılelere nezaret ederken Los Angeles'daki si-
nema merkczıııin ortasına tesadüfen düştü.
Universal Şirketi, gelecek vaat eden bir komed-
yen olarak kendisine ufak roller vermeye baş-
ladı. Bir kumar sahnesinde kullanılan Roach.
rulet bilyesinin. rulet tablasıyla aynı çevrim yö^
nünde gittiğini göstennce, yönetmen, kendisini
5 dolar yevmiyeyle "danışman" yapmıştı.
1927'de ABD sinemasınm unutulmaz ikilisi,
eski sahne sanatçısı Stan Laurel ile sessiz filmle-
rin "kötü adam" rollerinde deneyimli Oliver
Hardy'nin birlikteliği Roach stüdyolannda
doğdu. 1932'de Laurel-Hardy'nin "Müzik Ku-
tusu" ve 1936da "Bizim Çete " serisı ile en iyi
fılm dalında Oscarlann sahibi olan Roach, 1984
yılında "Sinema sanatına eşsiz katkılanndan
dolavı" Ö?el OnurOscar'ı aldı.
tirmişti.Gelen binlerce tepki,
'çocuk kaçırma'nın dünya ça-
pında bir olgu olduğunu göster-
mişti. Daha sonra, Betty'nin
saşadıklan Amerikalı yönet-
men Brian Gilbert tarafından
sinemaya uyarlanmıştı.
Ancak birkaç küçük olay dı-
şında, fılm. tran'ı ve İslam kül-
türünü genel olarak çok olum-
suz yansıtıyor. Betty Mah-
mudi'nin İran'a yönelik en
önemli eleştirisi olan İran yasa-
lanna göre kadının kendi çocu-
ğu üzerinde hiçbir hakkının ol-
maması' ne yazık ki filmde hiç
belirtilmiyor. Betty Mahmudi'-
nin öyküsünün, ÂBD medyası
tarafından, İslam toplumunun
geri, kaba. insancıl olmayan.
barbar geleneklen koruyan bir
yapıya sahip olduğunu vurgu-
lamak amacıyla çarpıtılarak
kullanıldığı anlaşılıyor.
Buna karşılık. kitaplannın ve
filmin ırkçılığı kışkırtabileceği
yorumlannı duyan Betty Mah-
mudi. Belçika gazetesine verdi-
ği demeçte, 'Değişik kültürden
insanlar arasındaki evülikler
her zaman olacaktır. Ben kita-
bımda yalnızca çocuklan elle-
rinden ahnarak kaçınlan anne
ve babalann sessızlığinı kırmak
istedim" diyor.
Belçika gazetesine. "One-
VVorld for Childrcn" (Çocuklar
İçin Tek Dünya) adlı derneği ile
soruna çözüm bulmaya çaîıştı-
ğını açıklayan Betty Mahmudi,
"Hcr farklı kültür evliliğınin ille
de luciayla sonuçlanacağını ile-
ri sürmüyorum" diyor. 'Yalnız-
ca kendi denevimlerimi anlatı-
yorum. İslam kültürü bizım-
kinden çok farklı. Evlenince
İran yasalanna göre otömatik-
man iranlı sayılacağırnı bilsey-
dım. hiçbir güç beni İran'a gö-
türemezdi." İslam kültürüne
büyük saygısı olduğunu vurgu-
layan Betty Mahmudi, amacı-
nın İslam toplumuna saldır-
mak olmadığını açıkbyor.
Şu sıralar ABD'deki İslam li-
derlerinden İslam'a ilişkin bilgi-
sizliğini gidermeye çahştıgını,
artık kendisi için en önemli şe-
yin çocuk haklannın korunma-
s: olduğunu belirten Betty
Mahmudi, "O korkunç İran ya-
sasına karşı koyabilmek için en
büyük cesaretı kızım desteğin-
den aldım' diyor. Betty Mah-
mudi. bundan böyle kitaplan
ve derneği aracıhğıyla bu sorıı-
nu kamuoyunun gözleri önüne
sermeyi, sorunu kamuoyunda
lartışılır kılıp insancıl çözümlc-
re uhiitınnayı amaçlıvor.