02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1992 ÇARŞAMBA CUMHURIYET SAYFA KULTÜR 11 Davis'in anısına konser bugûn •Kültür Senisi-Miles Davis anısına düzenlenen konser bu akşam saat 20.00'de Abdi İpekçi Spor Salonu'nda. Konsere katılacak Wayne Shorter, Herbie Hancock, Dave Holland, Wallace Roney ve Tony VVilliams dün îceyansı İştanbul'a geldiler. fConserin biletleri Atatûrk Kültür Merkezi, Haldun Taner Sahnesi, Kadıköy Iskele Meydanı, The Marmara Oteli ve Vakkorama mağazalanndan sağlanabilir. Karikatûp Yarışması • Kûltûr Servis-Şincan Belediyesi bir karikatür yanşması düzenlendi. Ulusal çapta gerçekleştirilecek yanşma tüm karikatürcülere açık. konusu serbest. Yanşmanın jürisini Turhan Selçuk, İsmail Gülgeç, Cafer Zorlu, Muhittin Köroğlu, Metin Peker'den oluşuyor. Ödüller birinaye 20, ikinciye 15, üçüncüye 10 milyon olarakbelirlendi. Karikatürlerin en geç 15 Arahk 1992tarihinedek Sincan Belediyesi Eğitim Kültür ve Sosyal İşler Danışmanlığı Sincan/Ankara adresine gönderilmesi gerekiyor. Hülya Vurnal'ın mozaik sergisi • Kültür Scrvisi-Hülya Vurnal'ın Ayasofya Müzesi Ali Sami BoyerGalerisi'nde 13 ekimde açılan mozaik resim sergisi 7 kasıma dek uzatıldı. Sergide Hülya Vurnal'ın Türkiye'nin çeşitli Sölgelenndcn topladı doğal laşlardan oluşan büyük boyutlu beton mozaik formlan ver alıyor. 1989- 1990M.U.G.S. Fakültesi'nden mezun olan sanatçı. aynı fakültede yüksek lisansyapıyor, Duvar Resmi uygulamalı atölyesinde Prof. Mustafa Pilevneli iieçalışmalannı sürdürüyor. Resim sergisi Kültür Senisi- Yapıllan çeşitli ülkelerde resmi veözel koleksiyonlarda yeralan sanalçımız Mchmet Güler'in resım sergisi 14 kasıma kadar Bcnadam Sanat Galerisi'ndc ı/lenebilir. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası geçen hafta belki de en yorucu konserlerini verdi Gençkı• Şef Erol Erdinç'in yönettiği hafta sonu konserkri, yedi so- list, beş konçerto ve ilk kez seslendirilen senfonik bir yapıtı bir arayagetirdi. • Erol Erdinç, Genç Kuşak Solistleri Haf- tası'nda bunca genç müzisyene bir arada fırsat tanıyabilmiş ol- manın mutluluğu içindeydi. £iııhafta sonunatlaması EVtN İLYASOĞLU Geçen hafta sonu İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve şef Erol Erdinç belki de mevsi- rnin en yorucu konserlerini ver- diler. Beş konçerto, yedi solist ve ilk kez seslendirilen senfonik bir yapıt. Programın tümü iki güne bö- lünmüş. aynı hafta içinde pro- vası yapılmıştı. Solistlerden bir bölümünün hiç sahne deneyimi yoktu. bir bölümü orkestrayla ilk kez çalıyordu. bazısı da sesi- ni yurt dışında duyurmaya baş- lamış. kendini Istanbullulara ilk kez tanıtıyordu. Şef Erol Erdinç. bunca genç müzisyene bir arada fırsat tanı- yabilmiş olmanın mutluluğu içindeydi. 30 Eylül Cuma gecesi verilen konseri, Üstün Duruel'in Rad- yo için gcrçckleştirdiği kayıt- tan, 31 Eylül Cumartesi sabahı verilen konseri de TRT 2 Tele- vizyonu'ndaki canh yaymdan dinleme olanağı buldum. îki konserin de ortak paydası olan Avdın Karhbel'in "Büyü- kada" adlı piyano solo ve or- kestra için Senfonik Şiiri, ger- çekten çok çalışılmış. çalanlar- da da, dinleyenlerde de güzel anılar bırakan bir yapıttı. Cu- martesi konserinde dinleyicile- rin coşkulu alkışlan karşısında baştan sona yinelenmesi, bu ya- pıtı daha da iyi tanımamızı sağ- ladı. 'Büyükada'yı dinlerken, ba- Erol Erdinç'in (üstte sağda) yönettiği konserde Aydın Karlıbd (üstte solda) 'Biiyükada' adb bes- tesinin solo piyano partisine de katüdı. Çeltist Zeynep Değer (yanda) cuma gecesinin genç solist- leri arasındavdı. Değer, Saint-Saens'ın yapıtını yonımladı. (FotoğraflanİBRAHİ.M GÜNEL) kır nefeslilerin dramatik sesini. gonglarda kilise çanlannı. çe- lestada Karlıbel'in çocukluk pi- yanosunu. kemanlann armo- niklerinde masmavi bir gökyü- zünü düşleyebilirsiniz. Cemal Reşit Rey'in öğrenci- si olan Aydın Karlıbel, gcrck hocasından aldığı İzlenimci an- latımı. gerek çağ başından Fransız Altılan'nın, özellikle de Poulenc'in nükteli ve hüzünlü renklerini ve caz kanşımını, bunlann >anı sıra stilize edilmiş Türk folklorunu bir arada işle- miş. Bir de kendisi kadar iyi bir piyanistin çalacağını varsayıp solo piyano partisi eklemiş. On dakikalık derli toplu bir "tone- poem' çıkmış ortaya. Kemancı Tuncay Yılmaz ise İstanbulluların ilk kez uinledi- ği, Avrupa'nın çeşitli sanat merkezlerinde adını duyurma- ya başlamış bir gencimiz. İçten ve sıcak yayı, bir ay içinde ha- zırlayıp ortaya çıkardığı koca- man Mendelssohn konçertosu- nun başında tedirginse de. so- nuna doğru coşku kazanıyor- du. Cuma gecesinin genç solist- lerinden çellist Zeynep Değer, Saint-Saens"ın 1 Nolu Çello Konçertosu'nu duyarlı, ancak biraz fazla ölçülü yorumlamış. Bu yapıtta orkestranın olumlu katkısından söz etmek çok zor. Cumartesi konserinin ilk ya- pıtı Salıeri'nin Flüt ve Ob'ua Konçertosunu Altan Kalmu- koğlu ve Çınar Turkan seslen- dirdi. İki solist de birbiriyle uyumlu ve toplulukla anlaşmış bir söyleşi içindeydi. Nihan Ya- palı'nın Mozart'ı, yapıtın döne- mıne uygun olarak abartılma- mış bir duyarlılık içeriyordu. Özellikle ikinci bölümde Yapa- lı, kolaylıkla kayılabilen ro- mantizme dikkatli bakmış. ko- lay gibi gözüken Mozart çal- manın gerçek zorluklanrun üs- tesinden gelmişti. Ne yazık ki, genç bir keman- cıdan, Sema Korkut'tan, öteki solistlerin titizliği, ustahğı ve müzikalitesi kadar söz edemi- yoruz. Seçtiği çok zor yapıt. Sa- rasate'nin Carmen Fantezisi çok daha duyarlı ve özcnli bir yorum gerektiriyordu. Geçen haftanm başanlı genç kuşak solistlerinden kemancı Tuncay Yılmaz: Yükselmek,güneşeulaşmak istiyorumİstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın Genç Kuşak Solistleri Haftası kapsamında geçen cuma gecesi verdiği konserin solistlerinden ke- mana Tuncay Yılmaz. 1966 İzmir doğumlu. Ankara Devlet Konservatuvan'nı Engin Eralp"- in öğrencisi olarak biliren Yılmaz. DAAD Bur- su'yla Almanya'ya giderek Freiburg \e Saarb- rücken'de lisansüstü \e solistlik öğrcnımi gör- müş. Tuncay Yılmazın. Mozart"ın Beşınci Keman Konçertosu ıle kazandığı ödül. yaşamına bir süre maddi destek sağlamış. Yurt dışında çeşiıli turnelere katılan. yurt için- de de geçen vıl Izmir'de ve Ankara'da sesini du- yuran Tuncay Yılrnaz'ı İstanbul dinleyicisi ilk kez bu konserle tanıdı. Şimdilik en büyük amacı, Uluslararası İstanbul Festivali'nde yer alabilmek ve bir resital progjamıyla kendini kanıtlayabilmek. Tuncay Yılmaz. "Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki resi- talim iptal edilince epey bir düşkınklığı yaşadım' diyor.' Av- rupa'nın çeşitli köşelerinde çal- maya başladım. ama amacım yurduma dönmek. burada bir şeyler yapabilmek. Çok iyimse- rim, çok yükselmek istiyorum. O kadar ki, idealim, güneşe ula- şabilmek!' Bugün vardığj yere naal ulaş- Tımcay Yılmaz tığını sorduğumuzda iseşu yanıtı alıyoruz: "Bu- güne kadar her şeyimi kendim yapmaya ça- lıştım. Ne devlet desteği, ne pcşimde koşan bir aile, ne de yolumu çizen koruyucular vardı. Ama insanlan ve doğayı çok seviyorum. Akde- niz kanım her yerde belli oluyor. Sıcak bir kan! Birde sağduyu çok önemli. Özellikle Türkiye'de harcanmak çok kolay. Ben her şeye direnmek istiyorum. Kendi- me güVenle. müziğime, müzika- liteme güvenle bunu yap- malıyım." Peki. Almanya'da nasıl bir or- tam bulmuş Tuncay Yılmaz? Hemen yanıtlı\or: 'Ailem. kitap- lanm. okulum ve kemanımla küçük bir dünyada yaşıyordum. Almanya'da birden canh bir mü- ortamına gırdim. Erişilmez sandığım birçok sanatçıyı yakından dinleme olanağı buldum. Bir de yanşmalari.Altı yıl dur- madan yanşmaya hazırlandım. Hepsinde de ya fınalist oldum ya da bir derece eldeetlim..." Tuncay Yılmaz bugünlerdc kullandığı ke- manın öyküsünü de şöyle anlatıyor:" Almanya'- da ünlü bir kcman yapımcısıyla beni dinlediği bir yanşmadan sonra dost olmuştuk. Bu tarihi kemanı bana iki ayliğına ödünç verdi. 100 bin mark değerinde... Keşke bir sponsor bulsam da satın alabilsem, benim olsa! Bundan böyle ilk amacım kendi kemanıma sahip olabilmek, son- ra da bir compact disc için yola çıkmak..." Tuncay Yılmazınklasikmüzikdışındascvdi- ği müzik klasik caz. Aynca, diskolara bayılıyor. Kalabalığı, insanlann bir arada dalgalanmasmı çok seviyor. Sevmediği iş, yemek pişirmek. Türkiye'deki keman eğitimi için ne düşünü- yorsunuz, sorusunu da şöyle cevaplıyor Tuncay Yılmaz: "Dokuz yıl aynı hocada kalmak çok sırurlayıcı. Yalnız keman açısından değil. hayata bakış açısından da değişık hocalar insana daha çok boyut katar kanısındayım." Son olarak. 'İyi bir solisti oluşiuran öğeler'i soruyoruz Yılmaz'a. Hemen atıhyor: 'Yetenek, disıplin ve şans...' YAPI KREDI K Ü L T Ü R MERKEZİ tlk kitabında İran'ı eleştiren Amerikalı yazar Betty Mahmudi: 4 Islaıııkültürünesaygdıyım' KASIM 1 9 9 2 PROGRAMI S A L I T O P L A N T I L A R I YAPI KREDİ BEYOĞLU SANAT GALERİSİ (İSTANBUL) 10 KASIM 1992 / SANAT VE KÜLTÛR Tiyatroda Çagdaşlık Sorunsalı Yöneten: Aykut Köksal Könuşmacılar: Beklân Algan. Orhan Alkaya. Metın And. Cevat Çapan 12EKİM-6KASIM 1992 Herbert Enz Enzner Resim Sergisi 11 KASIM-5 ARALIK 1992 Selçuk Günay Resim Sergisi YAPI KREDİ SETBAŞİ SANAT GALERİSİ (BURSA) 17 KASIM 1992 / MÛZECİLİK Türkiye Arkeolojisınin Yenı Boyutları Konuşmaa: Nezih Başgelen 19EKİM- 13KAS1M 1992 Safa Bute Resim Sergisi 18 KASIM- 14 ARALIK 1992 Leyla Şentürk Resim Sergisi 24 KASIM 1992/BİLİM Yenı Insan Yaratmanın Neresındeyiz? "Yaşamın Molekülü Genetk ve Insanın Çözülen Sırlan" Yöneten: Orhan Bursalı Konuşmacılar: Beyazrt Çırakoglu. Aslı Tomn. Zeynep Tümer YAPI KREDİ BALIKESİR SANAT CALERİSİ • Ilkkitabı'KızımOl- madan Asla' ile bütün dünyada yankı uyandıran Betty Mah- mudi'nin ikinci kitabı 'Çocuğuma Olan Sev- gimden' yayımlandı. ERDİNÇ LTKU BRÜKSEL - 'Kızım Olma- dan Asla" adlı kitabı ABD'de "bestseller' olan ve Türkiye'de de yayımlanan Amerikalı yazar Betty Mahmudi, ikinci kitabı 'Çocuğuma Olan Sevgjmden'i tanıtmak üzere Brüksel'e geldi. 'Kızım Olmadan Asla'nın yö- netmen Brian Gilbert tarafın- dan beyazperdeye aktanlma- sından sonra dikkatleri bir anda üzerine çeken Betty Mah- mudi'nin bir grup güvenlik gö- revlisinin koruması altında ol- dujju gözlemlendi. ilk kitabı "Kızım Olmadan Asla'da İranlı kocasiyla yaşadı- ğı 'korkunç evliliği" anlatan Beıty Mahmudi. Brüksel'de "Gazet van Ant^erpen'ın sorula- rını yanıtlarken, 'daha sonra yepyeni bir hayata başladığını ve kendini farklı kültür evlilik- lerinin kurbanı olan çocuklara adadığım' söyledi. Betty Mahmudi'nin öyküsü. okuyanlan karmaşık duygula- ra ve ikilemlere sürüklüyor. 1984'te mutlu Mahmudi aılesı. 20 yıldır ABD'de doktorluk >a- pan Sayyad Mahmudi'nin aile- sini ziyaret eımek ve tatilini ge- çirmek üzere İran'a gitmeye ka- Bettj Mahmudi, kızı Mehtab ile birlikte. rar veriyor. Ama bazı geliş- melcrden kuşkulanan Bett>. "2 hafta sonra ABD'yedönecckle- ri' konusunda kocasına Ku- ran'a el bastırarak yemin ettiri- \or. Ancak Sayvad. İran'da kaba \e aşın lulucu birine dö- nüşüyor. Betty ve 6 yaşındakı kızı Mehtab. İran'da Mahmudi ailesinin evine kapatılıp köle havatı yaşama\a başlı\orlar. İran'da 18 ay mahsur kalan Betty. sonunda kızıvla birlikte İrandan kaçmavı başamor. Bett\ Mahmudi. ikinci kita- bında. İran'dan kaçtıktan son- ra. başlanndan geçenleri nasıl özümsediğini dile getirivor ve olayın psikolojik etkilerinden söz ediyor. Birinci kiıabının ya- \imlanmasindan sonra benzer duraı ıdaki anne ve babalann kendısini aramalan üzerine yal- nız olmadığını öğrendığmi. ha- yatınınyeni biranlam kazandı- ğını belirtiyor. 'Kızım Olmadan Abla". ABD'de gerçekten bomba gibi patlamış. bir anda en çok satan kitaplar arasına girerek ses ge- 20EKİM-13KASIM 1992 Muhsın Bılyap Resim Sergısi 19 KASIM- 14 ARALIK 1992 Merih Akçam Resim Sergisi Siııema ustası Hal Roachöldü YAPI KREDİ KÂZIM TAŞKENT GALERİSİ (İSTANBUL) YAPI KREDİ KEMAL SATIR SANAT GALERİSİ (ADANA) 12EKİM-6KASIM 1992 Hertjert Enz Enzner Resım Sergisi 30 EKİM-24 KASIM 1992 Orhan Omay Resim Sergisi 9 KASIM - 4 ARALIK 1992 Tülin Onat Resim Sergisi 27 KASIM-22 ARALIK 1992 Herbert Enz Enzner Resım Sergisi YAPI^CKREDî LOS ANGEL1ES<AA)-Sessiz ve sesli sinema tarihinin ölümsüz komedyen ikilisi Laurel- Hardy'yi beyazperdeye taşıyan sinemanın öncü büyük ustası Hal Roach, dün Los Angeles'deki evinde öldü. Zatürre olan sanatçının kalp krizi geçirdiği belirtildi. Stanley Laurel iie Oliver Hardy'nin ölümsüz kariyerlerinde imzası bulunan yapımcı. yönetmen, senarya yazan Hal Roach, Harold Lloyd'u da sessiz fılm dünyasına armağan eden bir sinema emekçisiydi. Ölümü, sinema us- tasının son zamanlardaki tedavisini üstlenen Motion Picture and Television şirketi ve Ucla Hastanesi tarafından açıklanan Roach, 100 yaşındaydı. "Bizim Çete"(Our Gang : Little Rascals) adlı seri güldürülerin yapımcısı da olan Roach, ufak kovboy rollerinde 5 dolar günlük- ten başladıgı beyazperde serüveninde "Hollywo- od Komcd' Preıısi" di\e lanındı vc \ü/lerce ses- siz fılme imzasıru attı. 14 Ocak 1892 New York Elmira doğumlu Roach, Alaska'da altın arayan kafılelere nezaret ederken Los Angeles'daki si- nema merkczıııin ortasına tesadüfen düştü. Universal Şirketi, gelecek vaat eden bir komed- yen olarak kendisine ufak roller vermeye baş- ladı. Bir kumar sahnesinde kullanılan Roach. rulet bilyesinin. rulet tablasıyla aynı çevrim yö^ nünde gittiğini göstennce, yönetmen, kendisini 5 dolar yevmiyeyle "danışman" yapmıştı. 1927'de ABD sinemasınm unutulmaz ikilisi, eski sahne sanatçısı Stan Laurel ile sessiz filmle- rin "kötü adam" rollerinde deneyimli Oliver Hardy'nin birlikteliği Roach stüdyolannda doğdu. 1932'de Laurel-Hardy'nin "Müzik Ku- tusu" ve 1936da "Bizim Çete " serisı ile en iyi fılm dalında Oscarlann sahibi olan Roach, 1984 yılında "Sinema sanatına eşsiz katkılanndan dolavı" Ö?el OnurOscar'ı aldı. tirmişti.Gelen binlerce tepki, 'çocuk kaçırma'nın dünya ça- pında bir olgu olduğunu göster- mişti. Daha sonra, Betty'nin saşadıklan Amerikalı yönet- men Brian Gilbert tarafından sinemaya uyarlanmıştı. Ancak birkaç küçük olay dı- şında, fılm. tran'ı ve İslam kül- türünü genel olarak çok olum- suz yansıtıyor. Betty Mah- mudi'nin İran'a yönelik en önemli eleştirisi olan İran yasa- lanna göre kadının kendi çocu- ğu üzerinde hiçbir hakkının ol- maması' ne yazık ki filmde hiç belirtilmiyor. Betty Mahmudi'- nin öyküsünün, ÂBD medyası tarafından, İslam toplumunun geri, kaba. insancıl olmayan. barbar geleneklen koruyan bir yapıya sahip olduğunu vurgu- lamak amacıyla çarpıtılarak kullanıldığı anlaşılıyor. Buna karşılık. kitaplannın ve filmin ırkçılığı kışkırtabileceği yorumlannı duyan Betty Mah- mudi. Belçika gazetesine verdi- ği demeçte, 'Değişik kültürden insanlar arasındaki evülikler her zaman olacaktır. Ben kita- bımda yalnızca çocuklan elle- rinden ahnarak kaçınlan anne ve babalann sessızlığinı kırmak istedim" diyor. Belçika gazetesine. "One- VVorld for Childrcn" (Çocuklar İçin Tek Dünya) adlı derneği ile soruna çözüm bulmaya çaîıştı- ğını açıklayan Betty Mahmudi, "Hcr farklı kültür evliliğınin ille de luciayla sonuçlanacağını ile- ri sürmüyorum" diyor. 'Yalnız- ca kendi denevimlerimi anlatı- yorum. İslam kültürü bizım- kinden çok farklı. Evlenince İran yasalanna göre otömatik- man iranlı sayılacağırnı bilsey- dım. hiçbir güç beni İran'a gö- türemezdi." İslam kültürüne büyük saygısı olduğunu vurgu- layan Betty Mahmudi, amacı- nın İslam toplumuna saldır- mak olmadığını açıkbyor. Şu sıralar ABD'deki İslam li- derlerinden İslam'a ilişkin bilgi- sizliğini gidermeye çahştıgını, artık kendisi için en önemli şe- yin çocuk haklannın korunma- s: olduğunu belirten Betty Mahmudi, "O korkunç İran ya- sasına karşı koyabilmek için en büyük cesaretı kızım desteğin- den aldım' diyor. Betty Mah- mudi. bundan böyle kitaplan ve derneği aracıhğıyla bu sorıı- nu kamuoyunun gözleri önüne sermeyi, sorunu kamuoyunda lartışılır kılıp insancıl çözümlc- re uhiitınnayı amaçlıvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle