29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31EKİM1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA^ HABERLER DYP'nin 2 seçim böposuna saldırı •tSTANBUL/KADIKÖY (AA) - DYPnin Cevizb ve Küçükyalı seçim irtibat bürolanna molotof kokteyli ve sis bombası auldı. Cevizli Tugay Yolu Ayan Sokak 2 numaradakı büroyadün sabah, 17-18 yaşlannda kimliği henüz belirlenemeyen iki kişi tarafmdan molotof kokteyli auldı. Saldırı sonucu çıkan ve çevredeki vatandaşlar tarafından söndürülen yangında, büroda bulunan ban eşyada hafıf hasar meydana geldiği bildirildi. Küçükyalı Havasoğlu İşhanı'ndaki büroya da ayra saatlerde sis bombası atıldı. Yetkiüler, saldın sonucu büronun baa camlannın kınldığını belirttiler. Cevizli'deki seçim irtibat bürosuna saldıran iki kişinin eşkalinin belirlendiğini kaydeden polis yetkilileri, saldırganlann yakalanmasma çalışıldığını söylediler. Yusuf Özal'dan, ilginç öneri • ANKARA (ANKA) - ANAP Malatya Milletvekih Yusuf Bozkurt Özal, insan haklan bakanlığı yerine Sayıştay gjbi çahşan bir konsey ya da sekretarya oluşturulmasının daha yerinde olacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özarırı kardeşi Yusuf Bozkurt Özal. TBMM'de insan haklan bakanlığı teşkılat kanun tasansı görüşülürken engellemelerde bulunacağını bildirdi. İcranın, insan haklan ihlallerineyönelik uygulamalanmn yine icra tarafından denetlenmesinin ınümkün olmadığıru fcaydetti. Yusuf Bozkurt Özal. dünyanın hiçbir yerinde olmayan böyle bir bakanlığm kurulmasmın 'gözboyama" amaa taşıdığını belirterek "Tek gayeleri var, yandaşlanna kapı açmak. Alacaklan yeni kadrolarla buralara adamlannı, militanlan yerleştirecekler. İnsan haklan bahane'" dedi. Daha yeşil İstanbul • İSTANBUL (AA)- Orman Bakanı Vefa Tanır, İstanbul'un yeşiUiğinin gün geçtikçe kay bolduğunu belirterek "Gelecek yü tüm amacımız tstanbuTu daha yeşil hale.eskihaline getirmek" dedi. Vefa Tarur, 1 Kasım yerel seçımleri nedeniyle Güngören'i ziyaret etti. Bakan Tanır.DYP Güngören ilçe teşkilaünda AA muhabirine yaptığı açıklamada, Istanbul'da kendisini en çok üzen şeyin yeşilliğin kaybolmasını görmek olduğunu belirtti. Kahveci'nin saptamaları • ANKARA (ANKA) - ANAP İstanbul Milletvekili Adnan Kahvecı. hükümet uygulamalan 'şiirsel bir uyumla" eleştirerek reformasyonun deformasyona, transformasyonun ise dejenerasyona dönüştüğünü söyledi. Adnan Kahveci. yapüğı değerlendirmede, hükümetin görev başına geldiği günden bu yana ne iddia ettiyse tersinin gerçekleştiğini öne sürdü. Kahveci "reform yapacağım' diye iş başına gelen hukümetin var olanı da bozarak •deformasyona' neden olduğunu, ANAP'ın başladığı politikalan değiştinnedikleri gibi doğru da uygulamadıklannı TÖB-DER'in mal varlığı • ANKARA (ANKA) - Tüm Öğretmenler Birleşme ve Da^aruşma Derneği (TOB-DER) yöneticileri, derneğin 1 trilyon liraya yakın değerdeki malvarbğının iade edilmesi amacıyla Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve bazı bakanlara başvuracaklar. TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu, ANKA'ya konuyîa ilgili bilgi verirken derneği sivil ve askeri birinci derece mahkemelerde aklandığını. dava dosyasının şu anda Askeri Yargıtay aşamasmda bulunduğunu büdirdi. Gazioğlu, 1 Kasım ara yerel seçimlerinden sonra başta Başbakan Süleyman Demirel olmak üzere, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Milli Eğitim Bakanı Köksa! Toptan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile görüşüp TÖB-DER'in mali haklannın iadesini isteyeceklerini belirtti. . Psikiyatrist Kaptanoğlu, işkencedye cezanın bozulan toplumsal ruh sağlığını tedavi edeceğini söyledi: îşkenceci ilehesaplaşmakyız BERATGÜNÇIKAN Toplum olarak ruh sağlığı- mız yerinde mi? Bize, vicdanı temiz bir toplum denılebilir mi? İnsan Haklan Derneği Başkanı Akm Birdal"a, hukukçu Nevzat Helvaa'ya ve psikiyatrist Dr. Cem Kaptanoğlu'na göre bu sorulann yanıü "hayır". "Çün- kü " diyorlar. "12 Eylül'den sonra bir milyonu aşkın kişiye işkence yapıldı. 171 kişi işken- cede öldüruldü. yüzlerce kişi de sakat bırakıldı". "Ruh sağhğımıza nasıl kavu- şabiliriz. vicdanımızı nasıl te- mizleriz" sorusuna ise Birdal. Helvacı ve Kaptanoğlu şu yanı- tı veriyorlar: " 12 yıllık işkence olaylan açık- lansın. işkenceciler yargıla- narak cezalandınlsın. Devlet, işkence görenlere tazminat öde- • İnsan Haklan Derneği Başkanı Akm Birdal, hukukçu Nevzat Helvacı ve psikiyatrist Dr. Cem Kaptanoğlu açıkhyor: "12 Eylürden sonra bir milyonu aşkın kişiye işkence yapıldı, 171 kişi işkencede öldüriildü, yüzlerce kişi de sakat bırakıldı". Üçünün ortak isteği: "12 yıllık işkence olaylan açıklansın, işkence- ciler yargılanarak cezalandınlsın. Devlet, işkence görenlere tazminat Ödesin." sin, rehabilitasypnlan için mer- kezler kursun. İşkence sonucu alınan ifadelere dayanarak mahkûm edilenlere haklan geri verilsin. İşkence konusunda imzalanan uluslararası sözleş- melere uyulsun. İşkencehane- ler, işkencede ölenler adına mü- zeye çevrilsin." Türkiye'de sistematik olarak işkencenin sürdüğünü vurgula- yan İnsan Haklan Derneği Başkanı Akın Birdal, 12 Eylül'- den bu yana binlerce insanın iş- kence sonucu bedensel ve ruh- sal sağlığını yitirdiğini anımsa- tıyor. Bugünkü hükümetin programında "îşkence yapılan bir ülke olmaktan kurtulaca- ğız" vaadinin yer almasma kar- şm işkencenin sürdüğünü belir- ten Birdal, "Başbakan, 'bana işkence yapıldığını gösterin, gökkubbeyi yıkayım' demişti ama Antalya'da bir toplantıda o gün o!an bir işkence olayıru anlattığım ve Başbakan'ın bu sözlerini anımsattığım için be- nim hakkımda soruşturma açıl- dı" diyor. Sorgulamada avukatm bu- lunması, gözaltına abndığında öncelikle aileye haber verilmesi gibi yapünmlan içeren Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'- nın henüz onaylanmamış olma- sının da hükümetin inandıncıh- ğmı olumsuz yönde etkilediğini anlatan Birdal'a göre işkence- nin varlığı insanlan demokratik haklar ve özgürlükler için mü- cadele etmekten uzaklaştınyor. Birdal, işkence olaylan ile ilgili olarak devletin toplumdan özür dilemesini ve insanlann iradeleri üzerinde işkencenin iz- lerinin silinmesini istiyor. Türkiye'nin uluslararası söz- leşmelere imza koymasına rağ- men işkencenin sürmesinden yakınan Hukukçu Nevzat Hel- İstanbul'da asayişin kontrol altına alındığını söyleyen Bakan Topçu: Üçü dışındafailimeçhuller aydınlandıİstanbul Haber Senis- Ulaştırma Ba- kanı Yaşar Topçu, İstanbul'da asayiş ve güvenlığin kontrol altına alındığını, faili meçhul cinayetlerin üçü dışında aydı- nlatıldığını belirterek, "Bahriye Uçok, Çe- tin Emeç ve bir güvenlik görevlisi cina- yetleri dışında bütün faili mechul cinayet- ler çözümlenmiştir" dedi. 1 kasımda yapılacak yerel seçimlerönce- si çalışmalannı İstanbul'da yoğunlaştıran DYP'li bazı bakanlar, dün düzenledikleri ortak basın toplantısında DYP'nin secim- den başanyla çıkacağını söylediler. Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz ve Çevre Bakanı Doğancan Akyürek ile DYP' il teş- kilatı üyelerinin katıldığı basın toplantısı- nda konuşan Yaşar Topçu, "İstanbul'a hizmet etmek arzusunda bir parti olarak halkımıza ellerimizi uzaüyoruz. Bütün olumsuzluklara rağmen İstanbul halkmın elimizi tutacağıru umuyorum" dedi. Bakanlann îstanbul'un problemlerini çözmek amacıyla girişimlere başladığmı kaydeden Bakan Topçu, 'Milli Eğjtim Ba- kanımız bu yörelerin eğitim sorunlan ile yakından ilgileniyor. Sağlık Bakanımız birçok yerde sağlık ocaklannı hizmete açı- yor. Enerji Bakanımız bu bölgelerdeki tra- fo çalışmalannı hızlandırdı. Çevre Ba- kanımız bu bölgelerde çevre kirliliğini bo- zan etkiler için önlemlerini aldı. Ulaştırma Bakanı olarak ben de İstanbul'a 250 bin yeni telefon hattı ve seçim bölgelerine 26 bin telefon hattı verdim" dedi. İstanbul'un en önemli sorunlannın başı- nda ulaşım olduğunu, bu sorunun sadece belediyenin imkânlanyla çözümlenemeye- ceğini kaydeden Topçu şunlan dedi: "'İstanbul-Ankara sürat demiryolunun bir parçası olan Boğaz Geçişi ve Halkalı- Tuzla arasında yapılacak hızlı tren sistemi ile ilgili çahşmalanmız sürüyor. Yakın bir gelecekte Halkah'dan trene binen bir kişi yanm saatte Tuzla'da olacakür" dedi. Türkiye'de çalışan kadm,"kadmlık ve annelik" rollerini benimsiyor. Kaclıııhâlâ siyasetten ıızak GÜNEŞGÜRSON ANKARA -Çalışma yaşamı- na düşük düzeyde de olsa katı- lan kadın, hala siyasetten uzak kalıyor. 'İlgisizlik' ve "zaman yetersizliği' kadının 'ev-iş arası- nda koşuşturmaktan' öteye git- mesini engelliyor. Türkiye'de 4 milyonu aşkın kadın •ücretsiz aile işçisi' olarak çalışıyor. Mes- lek sahibi kadınlann yüzde 9O'ı siyasal konulara hiç ilgi duy- muyor. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakül- tesi öğretim üyesi Doç. Dr. Meryem Koray tarafından yapılan ve 3. Ulusal Sosyal Bi- limler Kongresi'nde sunulan 'Çalışma Yaşamında Kadın ve Toplumsal Yaşama İlgisi' başhklı araşurma. Türkiye'de çalışan kadının her şeyden önce 'kadınlık ve annelik' rollerini benimsediğini ortaya koydu. Çalışan kadının topluma ilgi ve katüımının "çok sınırh kaldığı'- nın kaydedüdiği araştırmaya • "Çalışma Yaşamında Kadın ve Toplumsal Ya- şama İlgisi'' konulu araşürmada meslek sahibi ka- dın hâlâ siyasi konulara ilgisiz kalıyor. Çalışan ka- dınlann büyük çoğunluğu için her şeyden önce 'kadınlık ve annelik' rolleri önem kazanıyor. göre 3 büyük kentte doktor, ec- ğerlerinin çalışan kadının zaa, diş hekimi ve avukat ola- rak çalışan yüksek eğitim almış meslek sahibi kadınlann üçte biri siyasal konulara hiç ilgi duymuyor. Dörtte üçünün ilgi- si de smırhlık boyutunu aşmı- yor. Bu kadınlann yüzde 90'- ının, kadının siyasete katıl- masının çok gerekli olduğunu belirtmelerine karşın. yüzde 83'ü şimdilik siyasete kaülmayı düşünmüyor. Bu örneklemede yer alan kadınlann üçte biri. kadın hareketlerine ve örgüt- lenmesine hiç ilgi duymuyor, yüzde 60'ı da gazetelerden İzle- mekle yetiniyor. Ancak, yüzde 4'ü bu konularda yapılan top- lanülara kaüldığını belirtiyor. Koray. sos>o -ekonomik ko- şullann yanı sıra ataerkil toplum yapısının egemen de- varhğındaki belirleyiciliğini sürdürdüğünü de ifade ederek şu görüşlere yer verdi: "Çalışan kadınlann büyük çoğunluğu için de her şeyden önce "kadınlık ve annelik' rolle- ri önem kazanmakta ve kadın bu rolleri ile toplumsal bir yer ve saygınlık kazanmaktadır. Koray. çahşan kadının etkin olarak toplumsal yaşama katı- lamadığına da değinerek. sen- dika üyesi kadınlann sendika ve siyasete ilgilerini belirleme amacıyla yaptığı bir başka araşürmanın bulgulannı da şöyîe özetledi: "Kadmlann yoğun olarak çalışüğı tekstil. ticaret-büro ve bankaalık işkollannda çalışan sendika üyesi kadınlan kapsa- yan bu araşürmada, kadınlann büyük çoğunluğu (yüzde 57-87 arasında) sendika kongrelerine hiçkatılmaz." Kadınlann siyasete ilgi ve ka- tılım eksikh'ğinin de "ilgisizlik" ve "zaman yetersizliği" ne bağlı olduğunu da ifade eden Koray şu saptamalan yaptı: "Türkiye'de zaten çok düşük düzeyde çalışma yaşamına katı- lan kadınlarda ev ve iş arasında koşuşturup duran, bunun öte- sinde ilgiler geliştiremeyen ve dolayısıyla kendı sorunlanna toplumun ve bağlı bulunduk- lan örgütlerin dikkatini çeke- meyen bir kadın grubunu oluş- turmaktadırlar. Bugün için kendi sorunlanna bireysel çö- zümler bulmakla yetmdikleri söylenebilir. Bireysel çözümler yerine, daha genel ve toplumsal çözümler istendiğinde ve toplu- mun kadın potansiyelinin daha etkin kullanılması yeğlendiğin- de hem kadınlann, hem de top- lumun ilgi ve duyarlılığının art- ması yönünde politika ve ön- lemlere gereksinim vardır." vaa ise darbeleri. açık bir hu- kuk ihlali olarak değerlendiri- yor ve öncelikle darbecilerin yargılanarak cezalandınlması gerektiğini savunuyor. Hükü- meti de programlanndaki par- lak anlaümlara karşın işkenceyi önlememekle suçlayan Helvacı, işkence sadece dengesiz kişile- rin yaptığı bir eylem durumuna düşmedikçe toplum vicdanının temizlenemeyeceğine inanıyor. 12 Eylül döneminde 650 bin ki- şinin gözaltına alındığmı, bugü- ne kadar bir milyonu aşkın in- sanın işkence gördüğünü, 171 kişinin işkence sonucu öldüğü- nü. yüzlerce kişinin de sakat kaldığını anımsatan Helvaa, iş- kence görenlerle yargılanan iş- kenceci sayısı arasındaki fark kalkmadıkça toplumun ruh sağlığından da söz edilemeyece- ğini söylüyor. İşkencenin bilinçli olarak amaclanan en önemh toplum- sal etkisinin suskun, sinmiş, du- yarsız insanlar yaratmak ol- duğuna değinen Psikiyatrist Yard. Doç.Dr. Cem Kapta- noğlu, "ibret-i âlem" için kent meydanlannda yapılan idamla- nn amacının da aynı olduğunu anlaüyor. 12 Eylül'ün toplumu ezdiğini, hırpaladığını da vur- gulayan Dr. Kaptanoğlu, " 12 Eylül ve onun kurumsallaştır- dığı işkence ile hesaplaşmak. yuzleşmek zorundayız. Bu. ya- ralanan toplumsal ruh sağlıgı- mız için de en iyi tedavi yolu- dur" diyor ve görüşlerini şöyle açıklıyor: "12 yılük toplumsal işkence- nin etkilerinden annmamız an- cak işkencenin konuşulması, tartışılması, işkencecilerin top- lum tarafından cezalandınldı- ğının, işkencehanelerin-'.şkence- de ölenler adına müzeye çevril- diğının görülmesiyle mümkün olur. Arjantin, Şili ve Yunanis- tan'da darbeciler ve işkenceci- ler yargılanarak toplum vicdanı temizlenmiştir. Almanva hâlâ sıı\aş suçlulannın peşinde. Son koalisyon hükümetinin ilk ay- lannda birçoğumuz bu toplum- sal annma. tedavi fırsaünı ya- kaladığımızı sandık, ama ka- rakollarhâlâkaraveışıksız.Top- lumsal rahatsızlığımız sürüyor, çekinik. ürkek ve suskunuz. Öf- kemiz, düşmanlıklara. sonuç- suz şiddet gösterilerine dönüşü- yor. Devletin icınde insan haklan, demokrasi söyleminin yankı bulduğu kısa balayı döneminde. bu tedavi yönündeki ilk adım- lara yıne aynı kurumun için- den karşı sesler yükseldi. Çün- kü, 'devleun bekası' için 'devlet millet düşmanlanna" işkence yapan işkencecilerin en büyük korkusu, devletin sağladığı sah- te meşruiyet zeminini yitirmek- tir. İşkenceci. vicdanını. ancak yaptıklannı otoritenin, amirle- rinin onayladığmı bilirse rahat- layabilir. Bu onay olmadan, o, kendi gözünde insanlara aa ve- ren birzavallıdır." POLİTİKA GÜM.ÜGÜ) HİKMET ÇETİNKAYA \ Alanya ve Kuşadası'nda § NelerOldu? ' Bir süre önce Fethiye'de yaşanan üzücü olaylar önceki gün Alanya ve Kuşadası'nda da yaşandı... Alanya ve Kuşadası'ndaki olaylarda da aynı kışkırtma yönteminin. bir başka deyişle benzer senaryonun günde-' me getirilmesi dikkatçekicidir. Yine her iki ilçede de yaşa- nan olaylarda bir siyasi partinin yöneticileri ön plandadır. Alanya ve Kbşadası'nda, Fethiye benzeri bir olayın ya-. şanması beklenmiyor muydu? ' Sanırız yöneticiler özellikle kıyı kesiminde son yıllarda Kürtkökenliyurttaşlarımızınçeşitli işleryaptklarınıbildik-, lerinden, şehiterlerimizin cenaze töreninde bir olayın pat-, lak vereceğini, toplum psikolojisinin kışkırtmalardan etki- leneceğini önceden tahmin edebilirlerdi. Bunun için de, güvenlik önlemi alabilirlerdi. Alanya'ya Serik'ten, Kuşadasf na ise Aydın'dan geleo ler kimlerdir? Acaba, bu kişileri şehit askerlerimizin cena- ze törenine kimler getirmiştir? Diyorlar ki. J "Alanya kalesıneKürtbayrağı çekildi, Türkbayrağı ise' yakıldı..." Acaba bu doğru mudur? '• Yine burada toplum psikolojisi çok önemlidir. Çünkd toplu eylemlerde kışkırtıcılar boyle davranırlar. Her olay-" da hemen hemen aynı şeyler olmuştur. -" Geçmişte anımsarsınız. Kahramanmaraş'taki o kanlı olaylarda kışkırtıcılar önemli görevler üstlenmişlerdi. Yine pek çok olayda benzeri yöntemler sahneye konulmuştu. Yine bu tür olaylarda fısıltı gazetesi çok iyi çalışır. Kulak-, tan kulağa yayılır. Olmamış şeyler olmuş gibi gösterilin, Bu, Alanya'da da böyledir, Fethiye'de, Diyarbakır'da, Ciz--; re'de de. \ 1991 yılında Diyarbakır'da gördük ve yaşadık bunları.. Taksi şoförleri fısıltı gazetesinin yaydıklarını aktarırken şa-- şırıp kalıyorduk. y Birisi şöyle anlatmıştı: i "Hastane morgunda onlarca ölü var..." Arkadaşlanmız inanmış, resim çekmeye gitmişlerdi.- Ancak morgta tek bir ölü bile olmadığını gözleriyle gör- müşlerdi. ^ Biz, önceki gün araştırdık. Alanya 'daki olaylarda Türk' bayrağının yakıldığını, kaleye Kürt bayrağının çekildiğini" saptayamadık. t Şöyle diyorlardı: ', ' 'Olaylar Türk bayrağı yakılınca çıktı..." ; Sorduk: ; "Gördünüz mü?" \ "Hayır görmedik, duyduk. Duyunca da beynimizden vu* rulduk." ' "Alanya Kalesi'ne Kürt bayrağı mı çekildi?" "Öyle yayıldı..." "Gördünüz mü?" ; "Hayır duyduk..." İşte toplum psikulojisi... Kuşadası'ndaki olaylara gelince... Şehit Asteğmenimiz Ahmet Şengülen'in cenaze töreni arasında fısıltı gazetesi yayına başlıyor. "Kuşadalı üç asker daha şehit düştü..." Ortalık birden karışıyor. Bu söylentiyi kimin çıkardığı belli değil. Topluluk birden dalgalanıyor, olaylar başlıyor., Evet, birileri kışkırtıyor. Bu kişiler toplum psıkoiojta^nj çok iyi biliyor. Alanya ve Kuşadası'ndaki olayların ardında, yatan gerçekde sanırız bu oluyor. ' • '' - c ";"* Türkiye'de batı-dogu diye bir ayrım yok. Bugüne dek Türk-Kürt düşmanlığı görülmemişti batıda. önce Bigadiç'* te başladı. Urla, Fethiye'de kimi olaylar yaşandı. Son halka ise Alanya ve Kuşadası oldu. Türkiye çok hassas bir dönemden geçiyor. Gencecik in* sanlar sınır karakollarında vatan görevi yaparken PKK ta- rafından öldürülüyor. Onların acısı insan olan herkesin yü- reğine kor gibi düşüyor. Analar, babalar, eşler, kardeşler, sevgililer elbet acılı, hüzünlü... Ama burada hınç ve öfkeyi batıda yaşayan Kürtyurttaş- larımızdan mı çıkaracağız? Kürtlerin tümüne potansiyel suçlu olarak mı bakacağız? Türkler ve Kürtler binlerce yıl birlikte kardesçe yaşadı- lar. Kurtuluş savaşında düşmana karşı birlikte savaştılar. Onun için kışkırtmalara dikkat etmeliyiz... Yeni partisini kasım ayında kuracak olan Hasan Celal Güzel, partilere ve liderlere ilişkin ilginç görüşlere sahip: Özal kendisini4 gelin9 olarakkimseyekabuletnremeztç Politika Servisi - 23 kasımda partisini kuracak olan Hasan Celai Güzel, Türkiye'- dekı tüm siyasi partilerin yıprandığını. bu nedenle yeni arayışlar doğduğunu ileri süre- rek, "Artık siyasi yelpazenin sadece yön ta- yin edici bir rolü kaldı kanaatindeyim" dedi. 1986 yılında Gaziantep milletvekili seçilen Güzel, Ozal hükümetinde Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğü yapü. 1987 seçimle- rinden sonra Milli Eğitim ve Spor Bakanlığı yapan Güzel. 1988'den sonra kabine dışı kaldı. Özal'ın veliahtıyken aralan açılan Gü- zel. 17 Kasım 1989'daki ve 15 Haziran 1991'deki ANAP kongrelerinde genel baş- kan adayı oldu. 17 Haziran 1991'de " ANAP'ta teneffüs edecek bir zerre demok- rasi oksijeni kalmamıştı. Parti ve devlet. tek kişi ve ailesinin kayıtsız. şartsız egemenliği altına girmiştir" diyerek ANAP'tan istifa et- ti. Ağustos ayından bu yana Yeniden Doğuş Partisi'nin İcuruluş çalışmalannı yürüten Güzel. önceki gün Cumhuriyet'i ziyaret etti. Partisinin kuruluş çalışmalanyla ilgili bilgi veren Güzel, Türk siyasi hayaüna ilişkin de- ğerlendirmelerde bulundu. Dünyadaki süratli değişime karşın Tür- kiye'deki siyasi partilerin. kadro, lider. görüş ve yöntem olarak eskiyip yıprandığını savu- nan Güzel, şöyle devam etti: " Halkın ihtiyaa ne derece artmışsa parti- lerin tutuculuğu da o derece devam ediyor. Hiçbir değişiklik yok. Sadece bıyolojik ola- rak biraz daha genç insanlar ortaya çıkıyor. Onlar genç olduklannı söylüyor ve kendile- rine oy istiyor. Bir sosyal siyasetçi diyor ki. partiler arasında çok az fark kalırsa propa- ganda masraflan artar. Deterjan reklamı gibi birşey bu "" Güzel'in siyasi partî ve temsilcilerine yö- nelik eleştiri \e görüşleri ise şöyle: Özal yanlış yapıyor Bu arada Sayın Özal da yenileşmenin şampiyonluğunu hiç elinden bırakmıyor. Özal. çok ilgi çekici meziyetleri olan bir in- san. Atak, cesur, yenilikçi. çok çabuk raa- nevra abyor. Bana kalırsa şu anda. devletin bütünlüğüyle ilgili birçok problemli işlerle meşgul. Yanbş yapıyor bana kalırsa. Bu ara- da, çok isabetli ve ileri görüşlü olduğunu söylüyor ama bir yandan da büyük çelişme- ÖZAL'A YILMAZ'A DEMİREL'E BAYKAL'A • En büyük çelişmesi de şu anda Mesut Yılmaz. Hemeşiyle birlikte zembille gökten veliaht olarak tayin etmişlerdir hem de şu anda büyük bir kinle, indirmeye çalışıyorlar. lere düşüyor. En büyük çelişmesi de şu anda Mesut Yılmaz. Hem eşiyle birlikte zembille gökten veliaht olarak ta- yin etmişlerdir hem de şu anda büyük bir kinle. hırsla onu oradan indirmeye çalışı- yorlar. Dönmek isteyi- şinin sebebi, bence önce taraftarlan- na moral vermek- tir. Ama sadece blöf de değildir. Cesur bir in- sandır. atak bir politikaadır. Dönmek isteyebi- lir. Ama ben. ANAP'ın başına • Mesut Yılmaz ise biyolojik bakımdan çok genç olmakla beraber, Turgut Bey'in dedesi kadar yaşlı. Şimdiye kadar hiç yeni bir fıkir söylediğini filan görmedik. • Sayın Demirel'in şahsına bağb bütün işler. O, olmazsa hiç birşey olmuyor. Sayın Demirel, 'Ben değiştim, yenileştim' diyor. Değişmedi. i Hasan Celal Gûzel, Türkiye' l de tüm sijasi partilerin yıprandığını,>eni arayışların başladığını söyledi. DYP"ye hiç şans tanımıyorum. Turgut Bey'in dedesi kadar yaşlı. Şimdiye kadar hiç yeni bir fıkir söylediğini filan görmedik. Başkalan düşün- sun, taşınsın, o da fotojenik şe- kilde arzı endam etsin. Benim gör- düpm bu. Ama gene de ANAP, bütün bu olum- suz habne rağ- men gelecek bakımından DYP'den biraz daha şansb. DYP'ye hiç şans vcrmiyorumaçık- çıibi. DYP ise bence, sanki öbnüş bin- lerce yıl bekle- dönmekten çok De Gaullevari bir,"Vatanı, milleti. Türkiye'yi kurtarmaya geldim. İşte yeni projelerim" diye ortaya çıkacağını tah- min ediyorum, eğer çıkarsa. Turgut 3ey ama bence bu kadar yıpranmışlıktan sonra. bu saatten sonra kendisini telli duvaklı gebn diye kimseye kabul ettiremez. Onun içm belb oranda kabr. ANAPmaalesefson lOyıladamgasınıba- /ı >cnıi"}mc. güzel ıcraallarla \urmuştur. Ama 3-4 sene geçtikten sonra tam bir ara- besk toplum çıktı ortaya. Bürokrasiyle mü- cadele devletin tahribatı habne gekli. Huku- ki formalitelerin kolaylaştınlması, hukukla anayasa düzenini ortadan kaldınlmasına dönüştü. Kuvveüi icra. monarşik üretime dönmeye başladı ve yenilikçilik de arabesk bir popülist hareket habne geldi. Kısaca, ANAP'ın o yenih'kçi felsefesi iflas etti ve ANAP değer yargılannı değiştirdi Türkiye'- nin. Yani köşeyi dönme, işi bitirme ana tema haüne geldi. Memleket, kendi bacağından asılan koyunlar gibi oldu. Şu anda da ANAP deyince halkın aklına bir menfaat şe- bekesi geldiğini düşünüyorum. 3 senedir bu- nun mücadelesini her zeminde yaptım. Hep söylüyorum, sayın Mesut Yılmaz ise biyolo- jik bakımdan çok genç olmakla beraber. miş. sonra donu çözülen ortaya çıkan bizon gibi dolaşıyor. Aslında hiç birşey yapamaz- lar. Kesinbkle son safalarda sürüyorlar. Sayın Demirel'in şahsına bağb bütün işler. O, olmazsa hiç birşey olmuyor. Adeta insan- lar bunun son fasıl olduğunu bildiklen için ANAP'm 10 senelik dönemde yaptıklanna yetişmek istercesine. büyük bir hırsla köşeyi dönmeye. ceplerini doldurmaya çabşıyorlar Sayın Demirel, 'Ben değiştim, yenileştim' di- yor. Hiçbir zaman değişmedi. DSP kendi şahsi karizmasının etrafında. dış politika konusundaki bazı bence isabetli görüşleri ele alan, ama işin <;onuna gelmiş • CHP30yıldır piyasada olan, yıpranmış ve yaşıda 60'adayanmış, fotojenik, yakışıklı bir Deniz Baykal'la, genç ve yeni bir parti denemesi yapıyor. Sayın Ecevit'le gitmeye çabşıyor CHP'de. Türkiye'nin en eski partisi. 100 yılbk bir parti. 30 yıldır piyasada olan, yıp- ranmış ve yaşıda 60'a dayanmış, fotojenik, yakışıklı bir Deniz Baykal'la, genç ve yeni bir parti denemesi yapıyor. Bence bu imkan- sız. Ama göreceğiz. ileride belki toparlayabi- br. MÇP. çözülmüş vaziyette, tamamıyla çökmüştür. RP ise, meydanı biraz da boş bulunmanın verdiği avantajla, taraftarlanna ümit pom,- pabyoramaçok büyük tartışmalarçıkmıştır aralannda. Öyle zannediyorum ki çok uzun süre beklemeye vakit kalmadan bir çözülme orada da olacaktır. Seçim sonuçlan Eğer CHP kurulmamış olsaydı, SHP 1 Kasım seçimlerinin çok net şekilde galibi SHP olurdu. Ama CHP'nin kurubnası, seçi- me katılmasa bile bir erozyon meydana ge- tirmiştir SHP'de, bir isteksizlik ortaya çık- mıştır. Bu yüzden bu kadar netbk olamaz. ANAP biraz daha önde olabibr. DYP kesinç- bkle kötü sonuç alacaktır. RP de birkaç yere yığjnak yapıyor, oradan iyi sonuç alacak ve gebştiğini iddia edecek. Bence onu yanbş yo- rumlamamak lazım. Bazı yazarlar. 'Aman Cezayir mi geliyor' gibi şeyler söylüyor. Türk toplumunun yapısında bir Cezayirleşr me yoktur. RP'nin gebşmesi yüzdç 12'yi hiç- bir zaman geçmez. RP. cemaat gibidir. Hoca da, o cemaatin lideridir. Ben 1 Kasım'daû sonra hiç kimsenin, 'Ben bu seçimin galibt- \ im" diycbılcceğini sanmıyorum" 3 aydır teş- kilatlanma çabşmalannı sürdürdükleı ini açıklayan Güzel, Şırnak hariç tüm illerde ör- gütlerini kurduklannı açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle