15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz sahibi: Bcriı Nadi • Gencl Yayın Yönetmeni: Özgea Acar • öenel Yayin Koordinalörü: Hlkmel Çctinkayı • Yazı lşlerı Muduru: Olal BaşUngif • Gflrsel Yönetmen: Ali Acar • Duzenleme: Musnf» Sağlamer • Ankaıa Temsilcisı: Cimyt Areayiırck Haber Müdürlen: MıuUfa Ralbay, Iıık Ka>» tzmir Temsilci V.. Scrdır kızık Adana Temsilcısi Çctto Yl|eaoti* tstanbut Haberleri: Şenay KaHtn Dıs Haberler: &g»n Bala Iş-Ekonomi: Şikna Kclenci Yun Bastm. Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecüik T.A.Ş. • Yayımlayan: Ytni Gûn Haber Haberleri: Mctamct Saraç Kültur: Oial Üster Makaleler: Samj Kanöreı Spor: AMilkadir Ajansı Basın ve Yaymcılık A.Ş. Ttlrkocagı Cad. 39/41 Cagaloglu 34334 Ist. PK: 246 Yacdmu Düzehme. Abdullak YazKi • Müessese Mudur V.: En>4 Erkul • Koordinatör: lstanbul»Tel: 512 05 05 (20 hat), Telec 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Btimlar Aıkan: Z. Ahmet Konılsan • Muhasebe: Bukat \Sener • tdare: Hascyia Gircr • tşletme: Öodcr Gökalp Blv. Inkılap S. No: 19/4, Td: 433 11 41-47, Tyet 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Çtük • BUgı-lslem: Nail taal Bilgisayar Sislem: Moriivct Çikr • Personel: Se»gi t n i n H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 TW: 83 12 30, TUo: 52359, Fta: (51) 89 53 60 • Adaac BosUnaogu • Reklam: Reha Işıtaua tnönü Cad. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Telec 62155, Fax (71) 59 25 78 TAKVİM: 23 EKİM 1992 İrasak:4.52 Güneş:6.17 Oğle: 11.53 Ikındi: 14.50 Akşam: 17.20 Yatsı: 18.40 Benetton'un prensi Istanbul'da • İstanbul Haber Servisi - Italyan modasırundünyaca ünlü temsilcısi Benetton tmparatorluğu'nun kurucusu Luciano Benetton'un büyük oğlu Maruo Benetton. geçen kış sezonunda ülkenuzde faaliyete geçen Sisley mağazalannı ayaret etmek amaayla dün Türkiye'ye geldi. Benetton SPA'nın bir yan kuruluşu olan Sisley'de 6 yıldırgörev yapan Maruo Benetton Istanbul'da önce A^ıköy Galleria'da açılan ilk Sisley mağazasım gezerek incelemelerde bulundu. Kisi başına bir turist • ANTALYA (AA)- Antalya Valisi Saim Çotur, nüfusu bir milyona yaklaşan Antalya'nın bu yıl nüfusu kadaryabancı turisteev sahipliği yaptığıru söyledı. Çotur, yöreye eylül ayı sonu itıban> la 900 bine yakın yabana turist geldiğini belirterek bu sayının ekim ayı sonuna kadar bir milyona ulaşacağını bildirdi. Antalya yöresinde bu yıl, "Kişi başına bir turist" oranma ulaşıldığını kaydeden Vali Çotur, önümüzdekı yıl bu oranın daha da artacağmı. bunun için tanıtım çalışmalannın yoğunlaştınlacağını ifade etti. HamileliKte beslenme yetepsizfiği •ANKARA(ANKA)- Hamilekadınlarda beslenme yetersizlıği, diş, göz ve saçlarda bozulmalarla su yüzüne çıkıyor. Gebe kadınlarda beslenme yetersizliği ile ilgili klinik belirtiler ûzerine . yapılanbiraraştırma, beslenme yetersizlığinin saç dökülmesine. diş çürümesi ve gece körlüğün neden olduğunu belirledi. Prof. Dr. Ayşe Baysal tarafından yapılan vegebe kadınlarda yeterli beslenmenin öneminin vurgulandığı araşürmada incelenen 100 gebe kadından 43"ünde saç dökülmesi. 37'sinde saçlann incelmesi ve parlakhk kaybı gibi şikayetler görüldü. MissSunshine 1992' Danimarkalı •ANTALYA (AA)- Antalya'da dün gece yapılan "Miss Sunshine İ992" Güzellik Yanşmast sonuçlandı. Yanşmada 24 yaşındaki Danimarkalı Alice Kjaer Jensen birinci seçildi. Danimarka"nınen yüksek trajlı magazin dergilerinden 'Se Og Hör' tarafından düzenlenen "Miss Sunshine 1992" (Güneş Işığı" güzellik yanşması. Sheraton Voyager Oteli'nde yapıldı. 8 Danimarkalı fınalistin katıldığı güzellik yanşmasında, birinciliği hosteslik ve sekreterlik yapan Alice Kjar Jensen, ikinciliği biracentede çalışan Michalle Hansen ve üçüncülüğü ise barmenlik yapan Anne Marie Illum İcazandı. Tropikal deri antibiyotiği İstanbul Haber Servisi - Sedef hastalığı. egzama gibi hafif ve orta şiddetteki deri enfeksiyonlannda etkili deri antibiyotiği Bactroban önceki gün düzenlenen bir toplanüda basın mensuplanna tanıtıldı. Fako İlaçlan A.Ş'ince yapılan açıklamada. Bactroban"ın yan etkileri minumum, ve diğer ilaçlarla birlikte alındığında çapraz duyarlılık göstermeyen bir deri pomadı olduğu öne süriildü. Karpuz gibi elma • EĞİRDİR(AA)- Eğirdirlı elma üreticisinin yetiştirdiği starking cinsi elmalar karpuz büyüklüğünde. Üretici Ahmet Kılınç, karpuz büyüklüğündeki elmalan bilinçli bir üretim ve iyi bir zirai mücadele sonucu elde ettiğıni. hormonsal hiçbir ilaç kullanmadığını belirterek AA muhabirine şunlan söyledi: "Starking cinsi elmaîann biri 835, diğeri 765 gram ağırlığinda. Bu elmaîann karpuz gibi yetişmesınde. iyi bir budama vedallararasını seyrek tutma etkili oldu. Petra Kelly ve Gert Bastian'ın nasıl öldüğü büyük olasılıkla hiç aydınlanmayacak Kınlgan, şefkatli ve mücadeleci • Petra Kelly, fotoğrafçıların objektifme hep o soluk yüzü, kısa saçlan ve gözlerinin altından hıç eksik olmayan mor halkalarla; gülerken bile daima hüzünlü kalan bakışlanyla yakalanırdı. 1984'teki bir söyleşide "Yeşil" olmayı şöyle tanımlamıştı: "Şefkatli ve aynı zamanda yıkıcı ola- bilmek. Benim için 'yeşil* çalışma ve w yeşil' kimlik budur." • "Bana güç veriyor" dediği, kendisinden 25 yaş büyük Gert Bastian ona 1980'den beri yol arkadaşhğı yaptı. Hassas karakteri ve "dünyanın bütün yükünü kendi omuzlanna alma" eğilimi onu kınlgan yapmıştı. Ara sıra depresyon geçiriyordu. Ama dünyanın bugünkü gidişatında hassas olup morali bozulmamak mümkün müydü? DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Şiddeti kesinlikJe redde- den ve kaba kuvvete başvurmak için hiçbir meşru neden gösterilemeyece- ğini savunan bir insan vurularak öl- dürülmeyi kabul eder mi? Gelecek için türlü planlan olan bir insan bir anda yaşamaktan vazgeçebilir mi? Ölümünü topluma bir işaret, bir pro- testo eylemi olarak planlasa geriye bir mektup bırakmaz mı? Petra Kelly ile hayat arkadaşı Gert Bastian'ın ölümü nereden bakılırsa bakılsın anlaşılması güç, tuhaf, trajik bir olay olarak karşımızda duruyor. Soruşturmayı yöneten Bonn Cina- yet Masası Başkomiseri Hartmut Ot- to'nun verdiği bilgi kısa ve öz: Yeşille- rin en tarunmış isimleri Petra Kelly ve Gert Bastian tahminen ekim ayının başından beri yaşamıyor. Ölüm nedenJeri: Kurşun Petra Kelly'nin cesedi yatağında bulunuyor. Olüm nedeni: Sol şakağı- na dayanarak ateşlenen bir tek kur- şun. Eşi Gert Bastian'ın cesedi yatak odasıyla koridor arasında yerde bu- lunuyor. Ölüm nedeni: Alnının tam ortasından gırip kafatasına saplı ka- lan tek bir kurşun. Çiftin oturduğu evde herhangj bir mücadele izi yok. Eve zorla girilnıe- miş. Etraf derli toplu. hırsızlık söz ko- nusu değil. Kurşunlar aynı silahtan; Gert Bastian'ın üzerine kayıtlı 39 ka- librebk Derringer tipi kısa namlulu tabancadan ateşlenmiş. Tabanca Bastian'ın yanıbaşında. yerde duru- yor. Savcıhk, salı sabahı verdiği "ceset- lerde bıçak ve kurşun izin var" şeklin- deki ilk haberini otopsi yapıldıktan sonra düzeltiyor. Cesetlerde bıçak izi yok. Sonuç: Erkek önce kadıru öldür- müş, sonra kendisi intihar etmiştir. Petra Kelly'nin yatağında yatarken tek kurşunla öldürülmüş olması karşısmda iki ihtimal van Ya kendi nzasıyla öldü ya da uyurken öldürül- dü. Bu soruya yanıt vermeye imkân yok artık. Polis olayı, açıkJandığı ge- rekçesiyle rafa kaldınyor ve "Cinayet soruşturması başlatmak için hiçbir neden yok" diyor. ölümler spekülasyona açık Kelly - Basüan çifü'nin ölümü her türlü spekülasyona açık. tnsanın ha- yal gücü sınırsız. ömeğin: Evde hiç- bir mücadele izi yok ama... Kapıyı maymuncukla açıp giren veya tanıdık birisi evdeki tabancayla Petra Kelly'- yi yatağında şakağından vurarak. kurşun sesini duyup gelen Bastian'ı ise odanın girişinde alnından vurarak öldürmüş olabilir mi? Kelly ve Bastian başka bir yerde öl- dürülüp eve getirilmiş olamaz mı? Ce- setler öyle durumda ki bu sorulara kesin yanıt alınmasma elvermiyor. Yoksa 65 yaşındaki Gert Bastian bir "cinnet" anında önce her şeyden habersiz Petra Kelly'yi, sonra kendisini mi vurdu? Bu, yıllar önce Paris'te böyle bir cinnet anında kansını boğarak öldü- ren, sonra kendini öldürmeyi becere- meyen Fransız filozof Louis Althus- ser'i hatırlatmıyor mu? Bu tür trajik olaylara günlük hayatta. magazin basının renkli sayfalannda boî bol rastlanmıyor mu? Açık mektup ve karşı tehdit Gert Bastian'ın eylül ayı ortalann- da Yeşil Parti'ye gönderdiği ve parti- nin periyodik bülteninde yayımlanan bir "Açık Mektubu" var. Bastian yazısında Almanya'da ırkçı saldmlar ve "'faşizmin yeniden tırmanışı" karşısında duyduğu kaygıyı dile geti- riyor ve sessiz çoğunluğun içten içe "oh" diyerek seyrettiği bu saldınlann kendisini Hitler döneminde yaşadığı Hassas karakteri ve "dünyanın bütün yükünü kendi omuzlanna alma" eğüimi onu kırdgan yapmıştı. çocukiuk yıllanna geri götürdüğünü söylüyor. Bu mektup Bastian'ın inti- har karan hakkında önemli bir ipucu sayılabilir mi? Kimine göre Bonn'ndaki aşın sağ bir grubun birkaç hafta önce Bonn ci- vannda oturan ünlü sol ve Yeşil poli- tikacılara gönderdiği bir tehdit mek- tubu "cinayet" göstergesi. Neonazi- ler bu mektupla ünlüleri tehdit ediyor ve "Hiçbir provokasyon karşılıksız kalmayacaktır" diyordu. Almanya, intiharlar iilkesi Kimine göre Almanya "tuhaf inti- harlar" ülkesi: Baader-Meinhof üye- lerinin 1970'lerde cezaevinde "inti- han" sayılan ama hala kafalarda soru işaretleri bırakan ölümü... Bir si- lah ve rüşvet skandabna kanşan eski eyalet başbakanlanndan Uwe Barsc- hel'in İsviçre'de bir banyo küvetinde bulunan ve apar topar "intihar" diye nitelenerek dosyası rafa kalkan ölü- mü... Spekülasyonun sonu yok, insanoğ- lunun hayal gücü sınırsız. Ama yapıl- ması gereken tek şey zihin jimnastik- lerinde boğulmadan soruşturma so- nucunu kabul etmek. Çünkü Petra Kelly ile Gert Bastian'ın nasıl öldük- leri aynnüsıyla hiçbir zaman acığa kavuşmayacak gibi görünüyor. Bastian ona güç veriyordu Ordudan aynlan eski bir generale aşık olmuştu. "Bana güç veriyor" de- diği, kendisinden 25 yaş büyük Gert Bastian ona 1980'den beri yol arka- daşhğı yaptı. Hassas karakteri ve "dünyanın bütün yükünü kendi omuzlanna alma" eğilimi onu kınlgan yapmıştı. Ara sıra depres- yonlar geçiriyordu. Ama dünyanın bugünkü gidişatında hassas olup mo- rali bozulmamak mümkün müydü? Anneannesi ve evlatlığı vardı Petra Kelly'nin kendi nzasıyla ölü- me gitüğine ihtimal vermeyenler yalnız onun mücadeleci kişiliğini de- ğil. üstlendiği iki sorumluluğu da hatırlatıyor. Petra Kelly Nürnberg'de oturan 86 yaşındaki ağır hasta an- neannesiyle ilgileniyordu. Yaşlı kadının başka hiç kimsesi yoktu ve Petra Kelly onun bütün bakımını üst- lenmişti. Öte yandan Tibet'teki kim- sesiz bir kız çocuğunu evlat edinmişti ve onun masraflannı karşılıyordu. Petra Kelly'nin ölümü karşısında bugün Alman Yeşilleri üzüntülü de- meçler vermekte yanşıyorlar. Oysa Yeşiller onu yaşarken dışlarruş. bir bakıma öldürmüşlerdi. Parti içinde "ünlüler" adı takılan Petra Kelly'ye, yazar Heinrich Böll'e ve sanatçı Joseph Beuys'a karşı geniş bir hareket başlatılmış. "kendilerini ön plana çıkartmakla suçlanan"' Kely ve diğerleri yaşarken sistematik ola- rak kenara iülmişti. Yeşilleri terk etmemişti Petra Kelly ve Gert Basüan Yeşil Parti'ye bunca emek verdikten sonra dışlanmayı hiçbir zaman anlamadı- lar. Hayal kınklığı Bastian"ı 1987'de partiden istifa etmeye kadar götürdü. Petra Kelly ise her şeye rağmen Yeşil- leri terk etmeyerek gelecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde partiden adaylığını koymaya hazırlanıyordu. Onu partiden dışlayanlar bugün şunu hiç kıskanmadan kabullenmek zo- runda: Alman Yeşilleri Petra Kelly'- yle dünyada yegâne tanınmış ve en se- vilen üyesini kaybetti. Brandftan sonra 2. büyük kayıp Petra Kelly, fotoğrafçılann objektifine hep o soluk yüzü, kısa saçlan ve gözlerinin altından hiç eksik olmayan mor halkalarla: güJerken bile daima hüzünlü kalan bakışlanyla yakalanırdı. 1984'teki bir söyleşide "Yeşil" olmayı şöyle tanımlamıştı: "Şefkatli ve aynı zamanda yıkıcı olabilmek. Benim için 'yeşil' çalışma ve "yeşil' kimlik budur." Yıkıcı olmaktan ne>i kastettiğini yıllarca bıkıp usanmadan söyledi, haykırdı, yazdı: Toplum yanlış hedeflere yönelmişti, rota değiştirmeliydi. Banşadalet,eşitlik... İnsan ve vatandaşlık haklannın zedelenmediği, insanlann demokratik yapılanmaiariçinde gerçekten iktidara katıldığı ve kendi kendini yönelttiği, yaşadığımız çevrenin "ilerleme" saplantısına ve kar hırsına feda edilmediği, ahlak ve poliükanın birbirini dışlamadığı bir toplum düzeni... Petra Kelly böyle bir toplum düşleyecek kadar "hayalci", bu düşünü somut adımlarla gerçekleştirmeye çahşacak kadar mücadeleci. hayatını buna adayacak kadar dürüsttü. Alman Yeşilleri'nde "eski hayallerini bir yana bırakıp bugün mevki sahibi olan gerçekçi politikaalarla" arasında dağlar kadar fark vardı. 1970'lerinsonunda kuruculuğunu yaptığı Yeşil Parti'nin bugün içinde bulunduğu durumu onaylamıyordu. Geçen yıl Yeşu Parti'ye açık bir mektup yazarak kendisinin parti çalışmasından ne anladığını aalatmıştı. Körfez Savaşı karşısındaki dehşetini tarifedecek kelime bulamıyordu. "Nereden gelir- se gelsin şiddete karşı çıkmalıyız" diyordu. Petra Kelly için Yeşiller "Partilere karşı bir siyasi parti" (Anti-Parteien-Partei>olma!ıydı. Bu karmaşık kavramdan şunu anlıyordu: "Ahlak ve iktidararasında secimini yapabilen. her türlü baskıya karşı yaratıcı sivil itaatsizük yöntemlerine başvuran. en geniş ha- yal gücünü efektif çalışmayla bağdaştırabilen, dünyada banşla her bireyin iç huzuru arasındaki bağlantıyı kavrayabilen bir siyasi parti." Petra Kelly için böyle birparti klasik anlamda iktidara gelmekle yetinemezdi."Yeşillerin en önemli koalisyon ortaklan Uluslararası Af Örgütügibi insan haklan gruplanyla Yeşil Banş (Greenpeace)gibi ekolojik öncülerdir" diyordu. Petra Kelly ABD'de Amerikah üvey babasının yanında büyümüştü. Washington'da siyasal bilimler öğrenimi görmüştü. Biteviye teorik tartışmalariçinde boğulan Alman entelektüel-soluna karşın pratik, çarpıa. ses getiren eylemleri savunuyordu. Bueylemlerarasında kısa menzilli füzelerin Almanya'ya yerleştirilmesine karşı askeri kamplan ablukaya almak vardı. Oturma grevlen vardı. Dogu Berlin'in göbeğinde banş için gösteri yapıp tutuklanmak vardı. Almanya'da çok az rastlanan kozmopolit insanlardan biriydi (bir başkasına, Willy Brandt'a daha geçen hafta vedaettikj. Petra Kelly'nin bütün dünyada dostlan vardı. Budizme merak salmıştı. Tibet'te Dalaı Lama'mn banşcı mücadelesini aktif olarak destekliyordu. Doğu Bloku yıkılmadan önce rejirn muhaliflerine yardım etti. Demokratik Almanya'daki banş mücadelesini destekledi ve sonunda orada "istenmeyen kişi" ilan edildi. "Hep doğru bulduğum şeyleri söyledim ve yapüm" demişti bir söyleşide. '"Ben dik kafalının tekiyim işte." Öldürücü mıkrop Şimdide lejyoner hastalığı • Bulaşıa mikrobun, kümalardaki filtrelerin belli dönemlerde temiz- lenmemesi sonucu bura- da gelişmesini tamam- ladığı ve nefes yolu ile bulaştığı belirlendi. BÜLENT ECE\tT ANTALYA - Asnn has- talığı olarak kabul edilen AIDS'e karşı tedavi araştır- malan sonuç vennezken bu kez daha çok tatilcileri yaka- layan öldürücü zatürree. lej- yonelli mikrobu Türkiye'ye sıçradı. İlk kez 10 yıl önce Philadelphia'da ortaya çıkan mikrobun Türkiye'de 20 ka- dar kişinin ölmesine neden ol- duğu belirtildi. Bulaşıa mik- robun kümalardaki filtrelerin belli dönemlerde temizlenme- mesi sonucu burada gelişme- sini tamamladığı ve nefes yolu ile bulaştığı belirlendi. Antalya'da sona eren 4. Uluslararası Turist Sağlığı Kongresi'nde Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Turizm Or- gütü ve Türk Turistik Sağlığı Demeği ile bakanlık yetkilile- ri, "lejyoner hastalığı" deni- len hastalık için gerekli du- yarblıgın gösterilerek erken tam için insanlann duyarlı ol- malanistendi. \ Türk Turist Sağlığı Derne- ği Başkanı Prof. Dr. Güler Gürsu, Türkiye'de bu has- talığı taşıdığı beürlenen bazı otellerin bulunduğunu, isim açıklayamayacağmı belirte- rek "Ismi açıklarsak Ispan- ya'nın düştüğü haiaya düşe- riz. Bu, yeni bir öldürücü bu- laşıcı hastalıktır. Türkiye'de bu hastalıktan ölen sayısı da 10'larla 20'lerle ifade edildiği- ni söyleyebilirim" dedi. Su sıcaklığı standardı Kongrede turistik tesislerin soğuk sulannı 20 derecenin altına, sıcak suyunu da 55 de- recede tutması gerektiği işaret edildi. Bu sıcaklıktaki ortam- larda mikrobun yaşamadığı için bulaşma tehlikesinin de ortadan kalkacağı öne sürül- dü. Prof. Güler Gürsu, bu has- talığa daha çok orta yaşlı er- keklerin yakalandığını, za- manında teşhis edihnesi ha- linde tedavisinin çok kolay olduğunu söyledi. Gürsu. "AIDS gibi erken teşhis halinde korkulacak bir şey yok. Aynca ölen insan sayısı da çok az. Hastahğın belirtileri öksürük ateş ve gj- derek hastahğın ilerlemesi" diye konuştu. "özel tanı mer- kezlerine gereksinim var mı tedavisi nasıl" şeklindeki so- ruya "Hayır, yok. Herhangi bir sağhk kuruluşunda be- lirlenebilir. Önemli olan he- kimlerimizin de bu konuda duyarh olması. Tedavisi ise bol antibiyotik kullanmak" diye yanıtladı. Haritalar gerçekçi değil 4. Uluslararası Turist Sağlığı Kongresi'nde ele ah- nan konulann başında sıtma, sanlık geldi. Özellikle Alman- ya'da sıtma haritasının gerçe- ği yansıtmadığı da toplanüda Türk yetkililer tarafından an- latıldı, rakamlar verildi. Sanlık konusunda da özellik- le gıda temizliğine önem veri- lerek mutfakta çalışanlann kişisel temizliğinin dikkat edilmesi önerildi. Bu arada eski Turizm Bakanı Tınaz Ti- tiz de özürlülerin tatil olanak- lannın sağlanması konusun- da görüşünü ortaya attı. Yusufeli'nde ayı ve dağ keçisi avcılığı artık zengin uğraşma dönüştü 6 Aıııaıı avcı, 2200 dolara vur beni' CEMİL 0ĞERtM TURGUTKOÇOĞLU ARTVtN-Artvin'in Yusufeli ilçesindeki Kaçkar dağlannda 1 ağustos tarihinde başlayan ayı ve dağ keçisi avcılığı boş pet şişeler ve çöpler arasında yapılı- yor. Ayı ve dağ keçisi avı için baş- latılan "av turizmi" yerlilere ucuza, yabanalara ise pahahya patlıyor. Bugüne kadar 8 ayı 2 dağ keçisi avlandı, karşılığında da yabancı avalar yaklaşık 150 milyon lira ödediler. Kaçkar dağlannda gezinen ayılar, ellerinde tüfekle dolaşan yabana bir avcı gördüğü za- man "Ama avcı 2200 dolara vur beni" diyorlar. Aynı ayılar • Yabancı avcılar bir günlük ava giriş ücreti olarak 50 dolar, avladıklan her ayı başına 2200 ABD Dolan, her dağ keçisi başına da 1000 dolar ödüyorlar. Yerlilere uygulanan "tarife" ise şöyle: Ava giriş ücreti 50 bin lira. avlanan ayı 2 milyon, dağ keçisi ise 1.250.000 lira. yerli avcılara 2200 dolar yenne "2 milyon lira" türküsünü söy- lüyoriar. Yusufeli'nde av turizmi yöre- ye ayn bir görünüm kazandır- maya devam edi\or. Yusufeli'n- de ilk ayı avı İstanbul'dan ge- len yazar Ömer Borovah tara- fından 23 Ekim 1984'te yapıldı. Borovah'yı 12 Kasım 1984'te Amerikalı Stuart Willory ve bir yıl sonra da yine Amerikalı avcı Bert Klinburger'in iki ayı vur- ması izledi. 14 Ekim 1986'da da ABD'nin Kalifornia eyaletin- den gelen Miss Natalie Eckel*- de bir ayı vurunca Yusufeli'ne gelen avcılann avla ilgili görüşleri Avrupa ülkeleri ile ABD'nin çeşitli av dergilerinde yayımlandı ve tüm gözler Yu- sufeli'ne çevrildi. İlçenin rek- lamını yapan yerli ve yabana avcılardan sonra Yusufeli'ne gelen ava sayısında artış oldu. Yabana avcılar bir günlük ava giriş ücreti olarak 50 dolar, avladıklan her ayı başına 2200 ABD Dolan, her dağ keçisi ba- şına da 1000 dolar ödüyorlar. Yerlilere uygulanan "tarife" ise şöyle: Ava giriş ücreti 50 bin li- ra. avlanan ayı 2 milyon, dağ keçisiise 1.250.000 lira. Bunun yanında Yusufeli'n- deki köylü vatandaşlara da beslenme, bannma. yolculuk ve hediyelik eşya alımında da ya- bancılar yüklüce döviz bırak- maya devam ediyorlar. Kaçkar dağJannm tepesinde geçen yıl kamp kurup 15 gün avlanan AmerikaL Robert Kubit, "Ben, Teksaslıyîm ama burayı Tek- sas'la değişmem. Çünkü hava- sı, suyu, çiçek kokusu, rengâ- renk doğasıyla doyulmaz bir yer. Ölünce mezanmın burada olmasını çok isterdim" diye ko- nuştu. Türkiye'de de gösterilen "Ayı" adlı fılm için önceki yıl- larda Fransa'dan bir ava ile iki kameraman Yusufeli'ne gele- rek Kaçkar dağlannda avladık- lan ayının vurulmasını da filme almışlardı. Yusufeli'nde ayı ve dağ keçisi avcılığı artık zengin uğraşına dönüştü. Av sezonunun başladığı 1 ağustostan bu yana Yusufeli'ne gruplar halinde gelen avalar, 8 ayı, 2 dağ keçisi avladılar. Avla- dıklan bu hayvanlar için de 17.600 dolan ayılar için olmak üzere 19.600 dolar döviz öde- mesinde bulundular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle