04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23EKİM1992CUMA CUMHURİYET KÜLTÜR 11 Kayacan'dan TüPk ŞiiPi Antolojisi • Kültür Servisi - İstanbul Tiirk-İngiliz Kültür Derneği, Feyyaz Kayacan'ın I ngiltere'de haa rladığı "Modern Turkish Poetry' (ModernTürkŞiiri) antolojisinin yayımlanışını kutlamak üzere Şiir Günleri düzenledi. Kayacan'ın haariadığı antolojide 20. yüzyılda doğmuş Türk şairîerinden örnekler sunuluyor. Türk-İngiliz Kültür Derneği'nce düzenlenen Şiir Günleri kapsamında 2 Kasım Pazartesi günü saat 18.00"de Dernek Merkezinde yapılacak kutlamaya Prof. Dr. Cevat Çapan. Feyyaz Kayacan ve antolojiyi İngiltere'de yayımlayan Rockingham Press'in sahibi Davıd Perman da katılacaklar. 3 Kasım Sah günü 18.00'deise Antolojiden bazı örnekler İngilizce veTürkçe olarak okunacak ve tartışılacak. Kent göpöntöleri Kültür Servisi- Fotoğraf tarihi araştırmacısı Engın Çizgen"in kendi koleksiyonundan derlediği " 19. yy Kent Görüntüleri" fotoğraf sergisi, 2 kasımda İstanbul Nişantaşı Ayşe Takı Galerisi'nde açılıyor.Bonfils, Zangaki, L.Fiorillo, Abdullah Freres, Sebah&Joaillier. Kargopoulos, P.Sebah, Ali Sami EÎey ve Dumas gibi birçok ünlü fotoğrafçırun eserlerinden oluşan yaklaşık 40 fotoğrafın yer aldığı sergi 19. yy ikinci yansına ait İstanbul, Bursa. Filistin, Beyrut gibi kentlerdeki görüntülerden oluşuyor. Karikatür yarışması • ANKARA (UBA>- Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy. karikatür sanatının desteklenmesi ve sanatçılann teşvik edilmesi amacıyla 1. Ulusal Karikatür Yanşması düzenlediklerini açıkladı.İlk üç dereceye girenlere 20,15 ve lOmilyonverilecek yanşmada, kankatürlenn en geç 15 aralık tarihine kadar Sincan BelediyesiEğitim Kültür ve Sosyal İşler Danışmanlığı'na gönderilmesi gerekiyor. Seçici kurulda daruşmajüri üyesi olarak bulunan Gürsoy, "Daha önce yayımlanmamış olan en fazla 4 karikatürle katıhnacak yanşma sonuçlan 22 arahkta açıklanacak. GiPiş yasak mı? PARİS(AA)- Fransanın önde gelen yazarlanndan Bernard-Henri Levy'nin davetlisi Salmaa Rüşdi iki kere girişimde bilunmasına rağmen Fransa'ya giremedi."Salman Rüşdi'nin girişi gerçekten engellendiyse, bu, Fransa için gerçekten. pnur kıncı bir davranıştırVdiyen Levy, Filistinli radikal liderGeorge Habaş'ın bile Fransa'ya kabul edildiğıni hatırlattı. Tpio konsep Küâtür Servisi- Sadako Yokoyama(Japonya) flüt. M.EminÖzistek(Türkiye) obua, Verena Lutz(İsviçre) org üçlüsünden oluşan grup, 24ekimde St. Antuan Kiksesi'ndesaat 19.00'da,25 ekimdedeAlman Kilisesi'ndesaat 17.00'de iki konserveriyor. Sanatçılar programda Telemann. Lübeck, VVehrle Britten, Debussy, Akın. Ginastera, 'Frank, Calviere ve Quantz'dan eserler sunacak. DÖPdüncö Boyut • Kültür Servisi -İstanbul Üniversıtesi İletişim Fakültesıtarafından yayımlanan'4. Boyut' adlı dcrginin Sonbahar 1992 sayısıçıktı/4. Boyut" adlı kültür ve sanat dergisinin yeni sayısında geçen aylardaki sanat etkinlikleriyleilgıli yazılann yanı sıra gazeteci ve yazar Yalçın Doğan, sunucu Orhan Boran ve İstanbul Fransız Kültür Merkezi Müdürü François Neuville ile yapılmış söyleşiler yer alıvor. DÜZELTME Ataol Behramoğlu'nun dün bu sayfada yayımlanan "Ve Rüz- gann Taşıyıp Getirdiği Türkü- ler..." başhklı yazısmda teknik bir hata sonucu bir cümle yanlış Çikmıştır. Behramoğlu'nun, Rusya'nın günümüzdeki duru- mundan söz ederken yer verdiği "Yakın bir gelecek için umutlu olmak güç' cümiesi, yanlışbkla 'Yakın bir gelecek için umutlu olmak suç' biçiminde yayım- lanmıştır. Düzeltir, Ataol Beh- ramoglu'ndan ve okurlanmı- zdan özür dileriz. SINEMA 'Batman Dönüyor' ABD'de ve İngiltere'de haftalardır gişe rekorlan kınyor NörotiksünerkahramanBatman• Filmin çekildiği 6 ay içinde Michelle Pfeiffer içintanesi lOOOdolardan 60 giysi yapılmış. Filmin sessiz kahramanlan ise, King denilen türden 50 penguen. 'Batman Dö- nüyor"un hasılatı, ilk 'Batman'i şimdiden fer- sah fersah geçmiş du- rumda,. EDİPEMtLÖYMEN LONDRA- "Batman Dönü- yor", Amerika'da 17 haftada 162.5 milyon dolar gibi inanı- lmaz bir gişe hasılatı yaptı. İngiltere'de de 14 haftadır gös- terimde ve şimdiye kadar 7 mil- yon dolar hasılatı var. Rakam- lar, 1989'daki ilk "Batman"i fersah fersah geçmiş durumda. Hem de vizyonda, "Lethal We- apon 3". "Alien 3" ve Harrison Ford'un yeni süper- Bond fılmı "Patriot Games" varken. Demek ki insanlann. gerçek- lere hiç uğramayan, masal kah- ramanlan ile dolu, cinsel çekici- lik oranı mega boyutlarda Mic- helle Pfeiffer'in daracık siyah deri giysiler içinde kıvırttığı cin- sel mesaj yüklü bu tür fihnlere ihtiyacı varmış. Nörotik süper kahraman "Batman" yine Michael Kea- ton ile dönüyor. Ama bu kez yanında iyilik- kötülük geçitin- de kararsız. süper bağımsız, 90'lar feminizminin simgesi Michelle Pfeiffer ile. Kedikadın için Michelleden başkası ola- mazmış gibi geliyor. Dünyaya, "penguen"olarakgeIen"Pengu- en" de Danny de Vito, "kötü "- yü, Christopher Walken ise "Max Shreck"de "çırkin'i oy- İlk fılmde olduğu gibi devamfîbnindede Batman'i Michael Keaton canlandırıyor. Ama bu kez yanında 'süper' bağunsız', 90'larjeminizminin simgesi Kedikadın Michelle Pfeiffer ile. nuyor. îyilik ile kötülük arasındaki ezeli çekişmenin. iyilik lehine sonuclandığı filmde, Kedi- kadın bu yalın deriklemi sürekli bozuyor. Kedi besleyenlenn çok iyi anlayacaklan bu Kedi- kadın, tam bağımsız. bağ- lantısız. akh ve vicdanı kimden yana çıkmayı emredıyorsa on- dan yana çıkan, çoğu kez de sa- dece kendisine çalışan bir sim- ge. 90'lann feministi denilmesi boşuna değıl. Batman ile Kedi- kadın arasındaki elektriklen- meye dikkat. Birlikte olduklan her an görülen bu elektriklen- me, Keaton ile Pfeiffer"ın eski- den sevgili oluşlanndan. Michelle Pfeiffer'in giydiği, vücuduna tamamen yapışan si- yah deri giysinin külot ağı, ak- sesuarcılan en uğraştıran iş ol- muş. Batman ve Penguen'i giy- diren İngjlız kauçuk uzmanı Paul Barrett- Brown, yüzü bi- raz kızararak, ama profesyonel bir ifadeyle "Bayan Pfeiffer'in bacak arası sorun çıkarttı"' di- yor. Bir kere Kedikadın. acayip judo numaralan sırasında geniş açılı bacak hareketleri de yap- mak zorundaydı. Bacaklannı savururken "hassas bölge"nin korunması gerekiyordu. Bir de bu bölgenin Jilmde "adaba uy- gun" görünmesi şarttı. Siyah deri kılık, daima erotik anlam yüklü, fetişist sado- ma- zoşist seks sinyalleri yollar. Filmde de Michelle, sıradan ve uyuz bir kadınken. siyah deri kılığına bürününce bastınlmış cinselliği birden açığa çıkar ve dışa dönük bir saldırgan kedi olur. Bu değışimi yansıtacak Sekiz kentte on dört sinemadakültür Servisi - Tim Burton'ın yönettiği "Bat- man Dönüyor', dün Türkiye'de 8 kentte 14 si- nemada gösterimegirdi. Başlıca rollerini Micha- el Keaton, Michelle Pfeiffer, Danny De Vito ve Christopher Walken'ın paylaştıklan fılm İstan- bul'da Beyoğlu Emek. Şişli Kent, Kadıköy Reks, Maslak Mövenpick, Bakırköy 74 veÇem- berlitaş Şafak sinemalannda gösteriliyor. 'Batman Dönüyor'. Ankara'da Akün. İzmir- de İzmir ve Karşıyaka Deniz, Bursa'da Burç, Adapazan'nda Yıldız, Eskişehir'de Kılıçoğlu, Kayseri'de Onay ve Adana'da An sinemalan- nda gösterimde. İlk filmdeki Batman, Jack Nic- holson'ın oynadığı Joker ile mücadele ediyordu. "Batman Dönüyor'da Joker'ın yerini, Danny De Vito'nun oynadığı Penguen aldı. Batman'i ilk filmde olduğu gibi yine Michael Keaton'ın canlandırdığı Batman Dönüyor'da, paragöz Max'ı Christopher VValken, Kedikadını da Michelle Pfeiffer oynuyorlar. kılıkta, "hassas bölge"nin çok sıkı olmaması. "ahlaki açıdan" gerekliydi. Yoksa sansür kuru- lu, fılmi sadece büyüklere uy- gun bulup. çocuklara yasakla- yabilirdi. Hoş. şimdi de zaten 12 yaşından küçüklere yasak İngiltere'de. Filmin çekildiği 6 ay içinde Michelle için tanesi 1000 dolar- dan bu tür 60 giysi yapılmış. Neden bu kadar çok? Michele. giysiye ancak kupkuruyken gi- rebiliyormuş. Ama tıpkı bu- laşık eldiveni gibi. içi terden bir kere ıslanınca tekrar aynı gjysi- yi kullanamıyormuş. Filmde en alıcı sahnelerin sessiz kahramanlan 50 pengu- en. "King" denilen türden. Yani aileboyu. Bu nedenle 1.50 boyunda. 1989da Güney Kut- bu'nda. alınan yumurtalann ürünü. İngiltere'de özel bir hay- van çiftliğınin gözde eleman- lan. Penguenler filmde. Batman'i yenmeye gıderlerken. sırtlanna çanta gibi roket asıb. Hayvan haklannı savunan gruplar, fılm gösıerime girince buna taktılar. Hayvanlara fılm uğruna eziyet edildığini öne sürdüler. Oysa yapımcılar, penguenlenn bakıcısı, tanınmış kuş uzmanı Richard Hill'in sıkı taleplerini yerine getirmişti. Sette sürekli bır veteriner vardı. Hayvanlan sinirlendirecek hıçbir hareket • yapılmıyordu. Pensuenler, lngiltere"den Hollyvvoc- .>zel bir buzlu akv. - ..,ıia gıtüler. Sette kendi havuzlan vardı. Günde 500 kilo buz ve istedik- leri kadar taze balık sağlanıyor- du. Silahlı nöbetçıler vardı baş- lannda. Penguenler Güney Kutbu'nda yaşasalardı bu ka- dar rahat edemezlerdi. Hayat- lanndan memnundular. Film çekimi geçen yıl kasım ayında tamamlandığında çoğu çiftleş- mişti ve geçen ağustos ayında fılm gösterime girdiğinde çoğu yumurtlamıştı. Penguenlenn şansı İngiltere'ye dönüşte iyice açtldı. Reklam filmlerine çıktılar. Film gereği penguenlerin sırt- lanndan roketler havalanmaya başladığında, penguenler hava- da uçuştuklannda, başlanna takılı kulaklıklar patladığında, hep kuklalar kullanıldı. Gerçek penguenler, sadece sırtlannda taşıdıklan roket maketleri ile ordan buraya yürüdüler o ka- dar. Sadece bir tanesi bunu tak- mayı reddetmiş. Ona da hemen Michael Keaton adını vermiş- ler. Onun da Batman kılığını bazan giymek istemediği olu- yormuş 8. BASTIA AKDENIZ KULTURLERIFESTIVALI Zeytin Dalı'nakimler konacak? ATtLLADORSAY BASTİA- Akdeniz kültürii denen şey, güvenihr, tanımla- nabilir, ele avuca sığar bir kav- ram mı? Tarihin en eski dönem- lerinden başlayarak. bu denizin çevresinde oluşmuş onca farkh ve önemli uygarlığın mirasını günümüze taşıyan 15'i aşkın ül- kenin halklan, ortak bir coğraf- yanın, ortak bir iklimin ve or- tak bir tarihin getirdiği özellik- leri, ortak öğelere sahip bir kül- türe dönüştürebilirler mi? Korsika'nın başkenti Bas- tia'da bu yıl 8.kez yapılan Ak- deniz ülkeleri sinema şenliği, işte bu sorulara yanıtlar anyor. Çok farkh kültürel süreçler ya- şayan, bunca ülkeden gelen fılmler, çeşitlilikleri içinde, belli bir "Akdenizlilik" olgusunu ve kimliğini evrensel sanat günde- mine getirebilecek mi? Bizler de filmleri bu gözle izliyor ve de- ğerlendiriyoruz. Çeşitlilik elbette ki hoş bir şey. Ama her zaman ortak bir düzeyi getirmiyor. Akdeniz'i çe\Teleyen ülkelerin. birbirle- riyle keşisen tarihlerine karşın, çok farkh rejimleri, sistemleri, çok farklı sosyo-ekonomik ko- şullan var. Ve de kültür denen olaya verdikleri anlam ve önem de birinden öbüriine değişiyor. Bu yüzden. Akdeniz ülkeleri sinema festivali dediğinizde, daha baştan oldukça farklı ürünleri yanştırmayı, bir an- lamda clmalarla armutlan top- lamayı önceden kabul etmiş oluyorsunuz. 8.Bastia şenliğinde de bu izle- nimi edindik. ilk kez sinerna dünyasına bir fılmle katılan Ür- dün'den gelen "Doğu Hikaye- si" adlı filmi. bütün zaaflanna ve eksikliklerine karşın, ilgiyle, sempatiyle karşılamamak mümkün müydü? .Necdet An- zur'un orta sınıf Ürdünlü'nün Festivalin yartşmalı bölümündeki "Soğukru ve \ ağmur Çiseliyordu'da başroDeri Türkan Şoray ve Ekrem Bora paylaşıyorlar. Engin Ayça'nın fılmi Altın Zeytin Dalı için yanşan tek Türk filmi. tüm korku ve kaygüanru. bir mek, popüler bir film olmak kü dolayısıyla, soyut ve egzotik uğruna bu denli ödün verme-gazetecinın naif biçimde an- Tatılmış öyküsü içinde dile geti- ren fılmi, Akdeniz kültürü de- ummana küçük ama an-nen lamlı bir damla gibi du, İsrail'den gelen "Okyanusla- nn Ötesinde" 1960'larda bir İs- railü ailenin bireylerini, onlann çeşitli sorunlannı, Kanada'ya göç ederek yeni bir hayata baş- lama umutlannı anlatan sevim- li bir güldürüydü. Ancak ne pa- hasına olursa olsun hoşa git- seydikeşke!. Italyan ve Fas filmleri, doğ- rusu içimizi kararttı, umutlan- katılıyor- mızı söndürür gjbi oldu. Car- mine Fornari, tümüyle Tunus Çöllerinde geçen ilk filminde, bu ülkede çalışan bir İtalyan mü- hendisinin bu çok farklı toplu- mundaki yabancılaşma serüve- nini anlatacakmış gibi başlıyor, sonra film mühendisin "Arap arkadaş"ının (filmin adı da buydu) anlattığı bir masal- öy- bir dünyaya kayıyordu. Tonu- nu ve rengini tam bulamamış bir estetik deneme, bir tür "faki- rin Çölde Çayı" olarak kalıyor- dubufüm... Fas fılmi "Kazablanka'da Bir Aşk" ise çekici ismine kar- şm çok başansız bir fılmdi. Ko- nusuyla, mizanseniyle, Fas top- lumundan yapay ve gerçek-dışı bir görünüm veren kişileriyle, kaba ve sevimsiz bir fılmdi bu... Ancak olumlu sürprizler de vardı kuşkusuz...Christine Pas- cal'ın Fransa'yı temsil eden ve ilk gösterimi Cannes'da yapılmış olan fılmi "Küçük Prens Dedi Ki"nin başansı, aslında bir sürpriz değildi. An- nesi-babası aynlmış bir küçük kızın aniden ölümcül br hastah- ğa yakalanmış olduğunun orta- ya çıkmasıyla gelişen öyküyü, melodrama. sulugözlülüğe kay- madan, denetimli, ölçülü ve ki- şilikli bir sinemayla anlatıyor- du, bu kadın oyuncu- sinemaa. Ancak tipik bir Fransız psiko- natüralizmi içeren bu fılm yeri- ne. Fransa'dan biraz daha dışa, Akdeniz'e dönük birfilmsecile- mez miydi diye sormak da akla geliyordu. Yunan (kadın) yönetmeni Tonia Marketaki'nin "Kristal Gece" fılmini yine Cannes'da görmüş ve yazmıştık. İstanbul Şenliği'nde de göreceğimiz bu oldukça biçimci. oldukça so- >aıt, biraz entellektüel ve yer yer uzatılmış fılm, bunlara karşın yadsınamaz bir kişisellik de za- man zaman görkemli bir sine- ma duygusu taşıyor ve Tonia Marketaki'yi Angelopoulos sonrası Yunan yönetmenleri arasında önemli bir konuma getiriyordu. Ancak şu ana dek yanşmak bölümde gördüğümüz en hoş fılm, "Kit Kat" adb Mısır fılmi oldu. Kahire'nin popüler semti Kit-Kat'da, körlüğünü bir tür- lü kabul etmeyen sevimli serseri Şeyh Hüsnü çerçevesinde bir dizi canlı upin kanştığı bir olay- lar öyküsünü kjvrak, esprili bir mizah diliyle anlatan bu film, yönetmeni Davud Abdül Said hesabına tam bir başanydı. As- la bayağılaşmayan bir tür po- püler güldürü örneğin. Kahire denen dev metropolün yaşamı- ndan görkemli bir kesit veren ve evrenselliğe ulaşmasım bilen bir ulusal sinema ürünü olarak, sevgiyle bağnmıza bastık. Orta Asya Türki Cumhuriyetleri belgeseli gerçekleştiriliyor YeşerenOtlaklar, Kaf Dağı ? nın ArdındaKültür Servisi-1990 yıhnda 12 bölüm- lük "Turkuaz" belgeselini yapan Kon- sept Filmcilik, bu kez "Yeşeren Otlak- lar" ve "Kaf Dağının Ardında" başlıklı iki ayn belgesel çabşması gerçekleştire- cek. Orta Asya Türki Cumhuriyetleri Bel- geseli'nin ilk çalışması Kazakistan mer- kez olarak Orta Asya'da yapılacak. Daha önce Türkiye'den başlayıp İpek Yolu'nun gürfey güzergahını ızleyerek, Hazar Denizi'nin altından İran. Pakis- tan ve Çin topraklanndan geçerek Moğolistan'da , Orhun Yazıtlan'nda noktalanan "Turkuaz" belgeselinden sonra bu kez de 30'ar dakikalık 6 bö- lümden oluşan "Yeşeren Otlaklar"' bel- geselinde; Orhun Yazıtlan'ndan geriye Tpek Yolu'nun kuzcy güzergahı takıp 'Yeşeren Otlaklar' belgeselinde Orhun Yazıtlan'ndan geriye İpek Yolu'nun kuzey güzergahı izleniyor, Göç Yollan üzerinden Türkiye'ye doğru geliniyor. Bu ay sonunda yayına hazır olacak 'Kaf Dağının Ardı- nda' belgeseli 60'ar dakikalık 6 bölümden oluşuyor. edilerek. Göç Yollan üzennden Türki- ye'ye doğru gelinecek. Belgesel. "Genel Olarak Türki Cumhuriyetler", "Kaza- kistan". "Ozbekistan", "Türkmenis- tan", "'Kırgızistan" ve "Tacikistan- Afgani«t^n" bölümlerinden oluşuyor. Âynca 60'ar dakikalık 6 bölümden oluşan "Kaf Dağının Ardında" belge- seli ise ekim ayı sonunda yayına hazır olacak. "Efsaneleriyle Kafkasya", "Ka- radeniz'den Hazar'a"." Dağlann Özle- mi" ."Tarihte Kafkasya"," Rüzgar Ye- leli Atlar" ve "Gelenekler, Sanat ve Kültür" başlıklı bölümlerden oluşan "Kaf Dağının Ardında"nın çekimlerı Azerbaycan. Gürcistan, Dağıstan, Çe- çen İngus. Kabartay-Balkar, Adigey Özerk Bölgesi, Kuzey Osetya, Krasna- dor Eyaleti, Abhazy'a ve Karaçay- Çer- kes Özerk Bölgesi'nde gerçekleştirib- yor. Konsept Filmcilik'in gerçekleştirece- ği 12 bölümlük belgesel TV dizisinde ipek Yolu'nun kuzey güzergahını Orta Asya ve Kafkasya'yı içeriyor. "Yeşeren Otlaklar"ın yönetmeni Tülin Eraslan. Yapımcısı Selçuk İnanç (Konsept Film- cilik), ortak yapımcı Leyla Bebekov / Tan TV Kazakistan, görüntü yönetme- ni Mete Şener. "Kaf Dağının Ardında" yönetmeni F.Bumin Güneri. görüntü yönetmeni de Kemal Öner. Bu belgese- lin yapıması da Nevin İnanç (Konsept Filmcilik). Türk Filmleri Haftası kasımda Anvers'te çağdaş Türk sinemasıANVERS (Cumburiyet)-Anvers Belediyesi kültür ve eğleace bölümünün himayesinde. Belçika'mn Anvers kentinde'2O-J2^ Kasım 1992 tarihleri arasında bir "Türk Filmleri Haftası" dü- zenlendi. Kültür ve eğlence bölümü organizatörü An Renard'ı "An-- vers'te oturan yaklaşık 8 bin Türk yurttaşına ve Belcikalılara modern Türk sinemasını izleme olanağı sağlamayı. uzun süre- dir ülkesinden uzak kalmış Türklere Türk sinemasındaki geliş- meleri yansıtmayı" amaçladıklannı belirtti. Bütçenin kısıtlı ol- ması nedeniyle, diledikleri gibi bir program gerçekleştireme- diklerini söyîeyen Renard. Hollandaca altyazılı fılm bulma güç- lüğü çektiklerini vurguladı. An Renard. Anvers'te oturan Türklerin önerileriyle . "çağdaş Türk sinemasının temsil edebi- lecek" filmler seçildiğini ve bu haftayı geleneksel hale getirmeyi istediklerini ifadeetti. Deurne Rix Kültür Merkezi'nde yapılacak "Türk Film Haf- tasf'nda gösterime sunulacak fılmler ve yönetmenleri şunlan "Piano Piano Bacaksız" Tunç Başaran, "Camdan Kalp" Fehmi Yaşar, "Benim Sinemalanm" Füruzan ve Gülsürn Kara- mustafa. "Umuda Yolculuk" Xavier Koller, "Bir Avuç Cen- net" Muammer Özer. "'Gizli Yüz" Ömer Kavur. "Sis" Zülfü Livaneli ve "Düğün" İsmet Elçi. 12 Eylül dönemini konu alıyor ' Moskova'da çekilen ilk Türkfilıııi Kültür Servisi-Kültür Bakanlığı'nın Sinema Destekleme Fonu tarafından desteklenmekte olan "'Vagon" filminincekim- lerine Moskova'da başlandı. Tamamı Moskova'daki Gorki stüdyolannda gerçekleştirile- cek olan film. 12 Eylül asken rejimi süregelirken Türkıye"ye dönmek istemeyen bir genç Türk sanatçısının serüvenlerini ve ruhsal durumunu işliyor. Senaryosu ve yönetmenliği Marmara Üniversitesi. Sinema- TV Bölümü öğretim üyelerinden Semir Aslanyürek tarafından gerçekleştirilen filmin prodüktörlüğünü İbrahim Karamemet reji asistanlığını Birsel Karamemet yapacak. Filmde oy uncu. teknik elemanlar ve diğer yaratıcı görevler Bağımsız Devletler Topluluğu"nun çeşitli uluslanndan sanatçı- lar tarafından paylaşılıyor. Vagon. Hilmi Taşkın, Hiltaş Ltd. ve Vaktang Yergenieviç Mikaladze. Ekoloji Film ortak yapımı olarak Kültür Bakanlığı'nın da desteği ile gerçekleştiriliyor. İki Sovyet halk sanatçısının da rol aldığı filmin oyunculan; Edvvard Martseviç, Aleksanr Martinov. Olga Ivanova, Maria Rubınçik, Yuri Çernov, Sergey Taramayev ve Fadi Baddur. Görüntü yönetmenliğini Hayk Kirakosyan üstlenirken, sa- nat yönetmenliğini Akşarbeg Tsavklikov. yardımcı yönetmen- liği de Nina Ivanova yapacaklar. Filmin kostüm ve dekorlannı da Alla Grigoroş gerçekleşürecek. İlginç bir senaryosu olan Vagon, Moskova'daki Devlet Si- nema Enstitüsü'nün yön'etmenlik fakültesinden mezun olan Se- mir Akyürek'in ilk filmi. 6 Antrakt' dergisinde Altın Portakal dosyası Kültür Servisi-Antrakt'ın 13.sayısında ağırbklı dosyayı" An- talya Altın Portakal Fılm Festivali" oluşturuyor. Bu bolümde festivale katılan fılmler ve yaratıcılanyla ilgili söyleşi ve yaa- lar bulunuyor. Aynca Sungu Çapan'ın " İtalyan Sineması" üzerine araştırmasının üçüncü bölümü de bu sayıda yer abyor. Türk Sineması bölümünün bu ayki konusu ise Sırn Gültekin. Sanatçının sinema serüvenini Agah Özgüç yazmış. Sanattaki "Postmodernizm" akımı ve bu akımdan etkilenen sinema dün- yası ile bu türdeki fılmlerin incelendiği "Çılgın Projeler" de bu ayın dikkat çeken deneme konusu. Aynca bu ay vizyona girecek fılmlerin starlan, Jean Claude Van Damme, Michelle Pfeiffer. Michael Keaton.Tom Cruise vc Kim Basinger gibi isimler "ayın oyuncusu" köşesinin ko- nuklan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle