Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 9 OCAK 1992
DEMİR ÖZLÜ
'Milli Mııtabakaf Anayasası
STOCKHOLM — İsveç Parlamentosu 1971 yılında ül-
kenin AT'ye başvurmamasına karar vermişti. 1991'deyse
başvurma eğilimi ağır bastı, parlamento çoğunluğu baş-
vurma kararı aldı. İsveç hükümeti 1 temmuzda AT'ye baş-
vurdu. AT bu başvuruyu hemen kabul ederek isveç'e bir
hazırlanma çizelgesi sundu. Her şey bu kadar çabuk, tar-
tışmasız, demagojiden, saptırmadan uzak oldu.
Eğer Türkiye AT'ye başvurmuşsa, gerçekten girmek is-
tiyorsa va açık seçik bir cevap alamıyorsa, bunun Türki-
ye'nin nüfusunun yüzde 98'inin Müslüman olduğundan
kaynaklandığını söylemek saptırmadır, demagojidir, hal-
kın din duygularını okşamak isteyen bir gericiliktir. Türki-
ye ancak Iran türü bir şeriatçi rejimin kapısına gelirse bu
gerekçe geçerlilik kazanabilir.
Gerçekleri saptırmaya gerek yok. Türkiye AT'den açık
seçik bir karşılık alamıyorsa ve bu konudaki isteğinde, ör-
neğin 1970 yılına göre çok daha geriye düşmüşse, bunun
iki açık seçik nedeni vardır. Bu nedenlerin başta geleni,
insan haklarına dayalı tam bir Batı tipi siyasi demokrasi-
yi hâlâ gerçekleştirememiş olmasıdır İkincisi de Türkiye1
deki nüfus artışına da bağlı oransız olarak artmış işsiz-
liktir. Türkiye insanının çok önemli bir bölümünün göçme-
ye yatkın oluşudur. Başta Almanya olmak üzere birçok Batı
ülkesine birikmiş olan Türk göçüdür; Türkiye hükümetle-
rinin bu göçmenlerin hiçbir sorumluluğunu ahnaya yanaş-
mamasıdır. Bu yalın gerçekleri, Batı ülkelerinde kısa bir
süre yaşayan her insan görebilir.
Demokrasi, gerçekten hayatın her yanına yerleşmiş,
gerçekten hayata geçmiş bir demokrasi.. sorun budur.
Türkiye 1951'de Avrupa Konseyi Şartı'nı imzaladığından bu
yana, üç askeri darbe
12 Eylül rejiminin
demokratik olmayan
yöntemlerie yazdırdığı
1982 Anayasası metni,
daha taslakken Avrupa
dillerine çevrilmiş ve
tartışmaya açılmıştı.
nemlerde de ne ger-
demokrasiye kavuşa-
bildi, ne de istikrarı
konusunda bir güven
uyandırabildi. Bu yıl-
lar boyunca, başta
ABD olmak üzere Ba-
tı'nın ucuz asker'
deposu ve ileri karakolu olmayı başarı sanmaya devam
etti. Şimdi bu rol de bitmiş bulunuyor.
Polis merkezlerinde, özel yerlerde işkence yapıldığı, in-
sanların kaybolduğu, keyfi yasaktann sürdüğü, Avrupa
1
da oturan vatandaşlarının yurttaşlıktan atıldığı bilinen bir
ülke AT'ye alınabilir mi? Etbette hayır. Böyle bir ülke yük-
sek ekonomik standartlara ulaşmış olsa da.
Kuşkusuz en önemli olan düşünsel, entelektüel özgür-
lüklerden, gündelik hayatın akışında karşılaşılanlara ka-
dar, her alanda demokrasinin pratiğe geçmiş olmasıdır,
somut olarak yaşanmasıdır. Demokrasinin sosyal haya-
tın yaşanan gerçeklıği, tek sözcükle sosyolojik bir gerçek
haline gelmesidir. En önemli olan toplumun bünyesinin,
yapısının antidemokratik şeyleri kaldıramaz duruma ulaş-
masıdır. Ama bunun gercekleşmesinde yazılı metinlerin,
yasaların, kuralların da bir ölçüde itici bir gücü olabilir.
Her uygar ülke taraf olduğu uluslararası hukuksai söz-
leşmeleri uygulamak zorundayken, Türkiye bunları göz-
önünde tutmak zorunluluğunu duymamış, ara rejim de-
nilen ve belki de normal rejimlerden daha uzun süren dc-
nemlerde de hep ağır olarak ihlal edip durmuştur. İç hu-
kukunu da antidemokratik kurallardan arındırmayı, daha
yeni yeni kabule yanaşıyor.
Kuşkusuz 12 Eylül, Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklastıran
faktörlerin son ve geniş kapsamlı, spektaküler en büyük
uygulaması oldu. Bu rejimin demokratik olmayan yöntem-
lerie yazdırdığı 1982 Anayasası metni, Avrupa Parlamen-
tosu'na yakın hukukçularca "insan hakları rejiminin bir
sofistikasyonu" (Türkçesini söylersek "bir safsatası") ola-
rak nitelendirilmişti. Bu metin daha taslakken Avrupa dil-
lerine çevrilmiş ve tartışmaya açılmıştı.
Bir ulusal uzlaşma (milli mutabakat) anayasası yapma-
nın tam zamanıdır. Hem de gecikmiş bir zamandır bu. 20
Ekim seçimlerinden önce SHP-DYP-RP bu kısa metni ha-
zırlamış ve ilan etmiş olmalılardı. Yeni anayasa ile tam de-
mokratik meclis hükümeti ve milli egemenlik ilkelerine dö-
nülmeli, klasik parlamentarizm geleneği içinde de cum-
hurbaşkanlığı seçimi yeniden yapılmalıdır.
ORTAASYA
Türkiyetoin nükleer
beklentisi yokDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Filiz Dinçmen,
Türkiye'nin Orta Asya cumhuriyetleriyle
ilişkilerini geliştirme arzusunun ardında "gizli
amaçlar" aranmasının fevkaJade yanlış ve
sakıncalı bir yaklaşım olacağını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- vurgulamak istiyorum."
rosu) - Son günlerde gerek Türkiye'nin nükleer silaeh-
basın ve yayın organlanndan lann yayılmasınm önlenmesi
gerekse diğer kanallardan ka- anlaşmasını 1969 yılında im-
muoyuna yansıyan bazı ha- zalayıp 1980 yılında onayladı-
berlere dün kararlı bir tepki ğmı da anımsatan Dinçmen,
gösteren Ankara, Türkiye'nin "Türkiye, bunun ötesinde
Orta Asya cumhuriyetleriyle Uluslararası Atom Enerjisi
ilişkilerini geliştirmek arzusu- Ajansrnın nökleer garantiler
nun ardında "gizli amaçların" sistemine 1982 yılında taraf ol-
aranmasının "fevkalade yanlış muştur" dedi.
ve sakıncalı bir yaklaşım ola- Dinçmen, daha sonra şöyle
cağını"açıkladı. Bubağlamda konuştu:
Türkiye'nin nükleer silah te- "Türkiye, uluslararası söz-
mini ya da nükleer silah üreti- îeşmelerden ve uluslararası
mi amacıyla Orta Asya cum- kuruluşlara üyeliğinden dogan
huriyetlerinden hammadde yükümlûlüklerini de büyük bir
veya teknoloji ithal etmesımn titizlikle uygulayan bir ülkedir.
"kesinlikle söz konusu olmadı- Dolayısıyla Türkive'nin nükle-
ğı" bıldınldı. e r
âiah temini yâ da nükleer
Dışışlen Bakanlığı sozcusu s
j|,,h üretimi amacıyla Orta
Büyükelçı Filiz Dinçmen dun Asya cumhuriyetkrinden ham-
düzenledıği basın toplantısın- madde, teknoloji ithal etmesi,
da, konuyla ılgilı bir soruyu bunları kuilanması kesinlikle
yanıtlarken "Türkiye, etrafın- SÖZ
konusu değUdir."
dan bulunan tün> ülkelerle bir B u a r a d a
Büyükelçi Dinç-
barış *e dostluk kuşağı oluştur- m e n
Gürcistan'dan goçün hiç-
mak arzusundadır. Tüm ülke- b i r s o r u n u çöze
meyeceğini be-
lere yönelik politikamız esasea ıi r t e r
ek, Türkiye sınmnda he-
bu doğnıltudadır dedı. n ü z
riili bir durumun ortaya
Dinçmen daha sonra sozle- ç^madığım büdirdi. Dinçmen,
rini şöyle sürdürdü: Gürcistan'da yaşanan kargaşa
"Türkiye'nin bu cumhuriyet- v e
çatışmalar nedeniyle Türki-
lerle ilişkilerini geliştirmek po- y e
- y e g ö c o
ı<ju
ğu yolundaki ha-
litikasının ardında da bunun berlere ilişkin bir soruyu yanıt-
dışında hiçbir neden arama- ıa r
ke n
, "Bu haberieri biz de
mak gerekir. Biz bu ülkelerle duyuyoruz. Tabii ümidimiz
ilişkilerimizi geüştirirken hiç- Gürcislan'daki durumun böy-
bir zaman fırsatçı tutum içinde | e W r g ö ç
olayını ortaya çıka-
olmayacağız. Politikamızın racak
boyuta ulaşmaması"
yayılmacı olmadığını özellıkle
Kıbns'ta çözümün toplumlararası görüşmelerle sağlanacağı Ledsky'ye iletildi
ABD'ye İkili görüşme' mesajı
Dışişleri Bakanı Çetin, ABD Kıbrıs
Koordinatörü Ledsky'yi dün kabul etti. Çetin,
Kıbrıs'ta çözüm için "Gerek Türkiye gerek
Yunanistan ve ABD'nin katkıda bulunmalarının
yararlı olacağına inandığını" belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye, Kıbns soru-
nuna çözümün sadece Kıbnslı
Türk ve Rumlardan gelebile-
ceğini dün bir kezdaha vurgu-
ladı. Ankara'nın bu yöndeki
görüşünü açıklayan Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin "Bu ko-
nuda elbette ki gerek Türkiye'-
nin gerek Yunanistan'ın ABD'-
nin ve başka da etki yapabile-
cek ûlkelerin dolaylı katkı
yapmalarının, buna ceSaret
vermelerinin bunu özendirme-
lerinin yararlı olacağına inanı-
yonım. Ama gerçek kararı
verecek olanların, sonunda o
ada üzerinde yaşayacak olan
iki toplumun olduğunu özellik-
le belirtmek istiyorum" dedi.
Onceki akşam Ankara'ya
gelen ABD Dışişleri Bakanlığı
Kıbns özel koordinatörü bü-
yükelçi Nelson Ledsky Türk
yetkilileriyle resmi temasları-
na dün başladı. Ledsky'ye bu
görüşmelerinde ABD'nin An-
kara Büyükelçiliği Maslahat-
guzari Marc Grossman ve
ABD Ulusal Güvenlik Konse-
yi Direktörü Jane Hall eşlik
ettiler.
Ilk önce Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin tarafından ka-
bul edilen Ledsky görüşme
öncesinde basına yaptığı kısa
açıklamada beraberınde Kıb-
ns sorununa ilişkin herhangi
bir öneri getirmediğini söyle-
di.
Ledsky daha sonra şunlan
söyledi:
"Kıbrıs sorumında gelişme
sağlanabilmesi için nası ilerle-
yebileceğimizi sayın bakan ve
meslektaşlarıyla konuşmak
üzere gelmiş bulunuyorum.
Amacumz BM gözetiminde ge-
çen yıl yapılan müzakerelerin
bırakıldıkları yerden 1992'de
devam edip edemeyeceğini gör-
mektir. Bu nedenle ziyaretimin
özünde görüş aktarmak gibi bir
niyetten çok sayın bakanın ve
Yunanistan, Kıbrıs'ta çözüm için Türkiye'nin adım atması gerektiği inancında
Atina, Ankara'yı bekliyorSTELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan
1992 yılı içinde Türk-Yunan
ilişkileri ve Kıbns sorununun
çözümü konulanmn Tür-
kiye'nin atacağı adımlara gö-
re gelişeceğine inanıyor. Bu
çerçevede yeni Ankara hükü-
metinin Kıbns konusundaki
eski tavnnı değiştirmedikçe
Türk-Yunan ilişkilerinde de
hiçbir ilerleme sağlanamaya-
cağı kanısı yaygın Atina'da.
ABD Dışişleri Bakanlığı
Kıbns Özel Koordinatörü
Nelson Ledsky'nin Ankara-
Atina-Lefkoşa üçgeninde ger-
çekleştirdiği ziyaretlerinin ve-
receği ürünlerin ise "uzun
vadede" anlaşılacağına dikkat
çekiliyor.
Bu görüşün paylaşılmasına
neden olarak ise Yunanistan
Başbakanı Konstantin Mitso-
takis ile Başbakan Süleyman
Demirel'in ocak ayı sonunda
Davos'ta yapması beklenilen
görüşmesi ve Demirel'in şubat
ayındaki ABD ziyareti göste-
riliyor.
Mitsotakis, yeni yıl
mesajında, Türk-
Yunan ilişkileri ile
Kıbrıs sorununu
birbirine doğrudan
bağlı iki konu olarak
niteledi. Kıbrıs
sorununda sağlanacak
olumlu gelişmenin
Türk-Yunan ilişkilerini
de etkileyeceğinden
söz etti.
Yunanistan başkentinde ol-
duğu kadar Kıbns Rum kesi-
minde de esen hava, "Kıbns
sorununun çözümünün artık
BM'den çok ABD'nin elinde
bulunduğu" yolunda bulunu-
yor.
Mitsotakis yeni yıla girer-
ken Yunan halkına ilettiği
mesajında Kıbns sorunu ile
Türk-Yunan ilişkilerini birbi-
rine doğrudan bağlı iki ayn
sorun olarak niteledi. Kıbns
sorununda elde edilecek
olumlu bir gelişmenin, Türk-
Yunan ilişkilerini de aynı
olumlu derecede etkileyece-
ğinden söz etti.
Bu nedenle Demirel ile Da-
vos'ta yapması beklenilen gö-
rüşmede "Kıbrıs sorununun ilk
olarak görüşülmesi gereken bir
konu olacağını" belirtmıştı
Atına, Ankara'nın, Kıbns
konusundaki siyasetini değiş-
tirmesıni bekliyor. Yani Kıb-
ns sorununun çözümü için
bugüne dek kat edilen yolun
"olnmlu" yanlannı "saklı" tu-
tarak Kıbns sorununa nihai
çözümü getirecek adımlann,
Ankara tarafından atılmasını
talep ediyor. Ancak bu konu-
da fazla "ümitli" olmadığı da
gözleniyor. Buna karşın Mit-
sotakis'in Atina'nın bu yön-
deki "beklentilerini" Davos'ta
Demirel'e "resmen" iletmesi
bekleniyor.
Kıbns sorununun görüşül-
mesi için 1991 yılının ortalan-
na kadar Türkiye'nin getirdiği
"dörtlü zirye" önerisini redde-
den, ancak daha sonra kabul
eden Atina, şimdı Türkiye'nin
bu konuda değiştirdiği tavn-
na da anlam vermekte zorluk
çekiyor. Atina, Ankara'nın
Kıbns sorununu "yokuşa
sürmeye çalıştığına" inanıyor.
SSCB'deki ve Balkan ülkele-
nndeki son gelişmelerin Tür-
kiye'ye "çıkar" sağladığı
konusundaki doğan izlenim-
ler ise Atina'nın, Ankara'run
Kıbns ile ilgili beklentilerini
doğal olarak "asgariye" indır-
givor.
yeni hükümerin görüşlerini al-
mak yatıyor."
Dışişleri Bakanı Çetin de
yaptığı açıklamada yeni hü-
kümet olarak Kıbns sorunu-
na büyük önem atfettiklerini
söyleyerek geçen hafta sonu
KKTC'yi ziyaret ettiğini
anımsatan Çetin bu ziyareti sı-
rasında Kıbnslı Türk yetkili-
ler ile Kıbns politikası konu-
sunda KKTC ile Türkiye'nin
görüşbirliğini bir kez daha
saptama olanagını buldukla-
nnı kaydetti. Çetin sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Bilindiği gibi BM Genel
Sekreteri, 649 sayılı güvenlik
konseyi kararından başlaya-
rak Kıbrısla ilgili temel çerçe-
veyi çizmiştir. O çerçeveyi ilke
olarak benimsediğimizi daha
önce söyledim ve o konudaki
girişimlere gerekli katkıyı yap-
maya devam edeceğimizi ve
Kıbrıs konusuna kalıcı adil bir
çözüm bulunmasını arzu eftiği-
mizi söyledim. Bu konuda yeni
hükümet olarak her tiirlü kat-
kıyı, her türlü desteği KKTC-
nin yapacağı girişmelere ver-
meye hazır olduğumuzu be-
lirtmek istiyorum".
Kıbns'la ilgili olarak iki
bölgeli iki toplumlu ve siyasal
eşitliği ön planda tutan bir çö-
zümü "gerçekçilik" olarak ni-
telendiren Çetin daha sonra
şunlan söyledi:
"Bu çözümde en son karar
verecek olan, adada yaşayan
iki toplumun kendileri olduğu-
nu bir kez daha açıkça belirt-
mek itiyorum. Ama bu konuda
elbette ki gerek Türkiye'nin
gerek Yunanistan'ın ABD'nin
ve başka da etki yapabilecek
ûlkelerin dolaylı katkı yapma-
larının, buna cesaret vermeleri-
nin, bunu özendirmelerinin
yararlı olacağına inanıyonım.
Ama gerçek kararı verecek
olanların sonunda o ada üzerin-
de yaşayacak olan iki toplu-
mun olduğunu özellikle belirt-
mek istiyorum'
HIR\ ATKARDtNAL — Hırvatistan'ın Vinkovçi kenti federal ordu tarafından bombalanır-
ken top ateşleri yakınlardaki Nustar köyUnü de vurdu. Harap edilen sadece yollar, evler ol-
muyor. Kilise binalan da paylannı alıyor. Hırvat Kardinal Dr. Franjo Kuhariç, bombardı-
man ertesinde yıkıntıya dönüşmüş kilisesinin önünde turluyor. (Fotograf: AP).
DüNYAYA AÇILACAK
KKTC görücüye
çıkarölıyor
Türkiye, KKTC'yi dünyaya açma çabalarına hız
verdi. Böylece KKTC'nin uluslararası alanda
güven duyması sağlanacak. Bu kapsamda
KKTC ile oluşturulacak ortak heyet, İKÖ üyesi
ülkeler nezdinde girişimlerde bulunacak.
FATtH M. YILMAZ
ANKARA - Türkiye,
KKTC'yi dünyaya açacak.
Bu amaçla, Ankara ile Leflco-
şa arasında oluşturulacak or-
tak heyetler, ilk aşamada İs-
lam Konferansı Örgütü
(İKÖ) üyesi ülkelere giderek
temaslarda bulunacaklar.
Böylece KKTC'nin uluslara-
rası alanda güven duyması
sağlanacak.
Ankara, KKTC'nin eski
SSCB'nin Türki cumhuriyet-
leri tarafından tanınmasına
yönelik olarak göstermeyi
planladığı çabalan ise "şimdi-
İik" kaydıyla askıya aldı. Dı-
şişleri Bakanlığı çevreleri,
Türki cumhuriyetlerden şu
aşamada KKTC'nin tanın-
masına yönelik olarak istekte
bulunmanın sonuçsuz kalaca-
ğını düşünüyorlar.
Dışişleri çevrelerinden edin-
digimiz bilgiye göre Kıbns
sorununun çözümü ve Türk
tarafının görüşlerinin tanıtımı
yolunda "yeni taktikler" bu-
lunması için Ankara ve Lef-
koşa'da sürdürülen çalışma-
lar hızlandınlıyor. Bu çalış-
malann başında da KKTC'-
nin uluslararası alanda
duyduğu güvensizliğin gide-
rilmesine yönelik olanlar geli-
yor.
Ankara, ilk aşamada İKÖ
üyesi ülkeler nezdinde Kıbns
sorununun daha iyi anlatıl-
masına ve KKTC ile bu ülke-
ler arasında ikili ilişkilenn
kumlmasına yönelik olarak
atağa hazırlanıyor. Dışişleri
çevreleri, önümüzdeki günler-
de Türkıye'de oluşturulacak
heyetlerin Islam ülkelerine gi-
derek bu konuda temaslarda
bulunacağını ve bu heyetlere
KKTC'den de yetkililerin alı-
nacağını bildiriyorlar. İKÖ'-
nün geçen ay yapılan zirvesin-
de KKTC'nin örgüte tam
üyeliği kabul edilmemekle bir-
likte tüm kurallarda temsil
edilmesini benimsemişti.
Bu heyetlerin İslam ülkele-
rinde yapacağı temaslarda
ağırhklı konuyu KKTC'nin
ekonomik, kültürel. politik
alanlarda ilişkilerini yoğun-
laştırması oluşturacak.
KKTC böylece New York,
VVashington, Ankara, Atina
ve Lefkoşa ekseninde Kıbns
sorununun çözümü yolunda
atılan adımlardan kaynakla-
nan dar çevreden çıkanlmış
olacak.
Bu arada Ankara, KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
taş'tan yıllardır kullanılan slo-
ganlarda, kavramlarda deği-
şikliğe gitmesini istedi. Anka-
ra, özellikle "egemenlik"
konusundaki ısrann başka bir
biçimde sürdürülmesi gerekti-
ğini düşünüyor. Bu nedenle
özellikle Batı nezdinde yerini
bulacak yeni mesajlar aranı-
yor. Denktaş'ın da bu desteği
olumlu karşıladığı bildirili-
yor.
hlamcı lider Hacani, brdunun ülke çapındayoğun bir hareketlilik içinde olduğunu'söyledi
Cezayir'de müdahale korkusu
Cezayir seçimlerinin ilk turundan zaferle çıkan FlS'ın lideri
Hacani'nin açıklaması, İslamcılann yükselişinden rahatsız
olan ordunun müdahalede bulunacağı yönündeki kuşkulan
arttırdı. Hacani, tüm bölgelerde birlik ve tanklann
mevzilendirildiğini söyledi.
Dış Haberler Servisi — Cezayir'de ilk
çok partili serbest genel seçimlerin 16
ocakta yapılacak ikinci turuna bir haf-
ta kala tansiyon yükseliyor. Islami Se-
lamet Cephesi'nin (FIS) 26 arahktaki ilk
turda kazandığı büyük zaferden rahat-
sız olan Cezayir Ordusu'nun müdahale
edeceğine ilişkin söylenti ve beklentiler
giderek güçleniyor. Nitekim FIS lideri
Abdülkadir Hacani, dün bir açıklama
yaparak, ordunun son 24 saattir ülke-
nin birçok bolgesinde tank ve birlikler-
le mevzilendiğini söyledi.
FIS lideri Hacani, dün başkentte bir
basın toplantısı düzenleyerek ordunun
son 24 saat içinde yoğun bir hareketli-
lilc içinde olduğuna dikkat çekti. Haca-
ni, "Tüm bölgelerden ordu ve güvenlik
güçlerinin dün (önceki) geceden beri
mevzUendiklerine ilişkin haberler alıyo-
ruz. Bu mevzienmenin neden y apıldığını
bilmek istiyoruz. Eğer seçimlerin ikinci
turu içinse, neden ilk turda milletvekili
dagılımı belirlenmiş olan bölgelerde
mevzileniyorlar?" biçiminde konuştu.
Başkentteki diplomatik kaynaklar,
geçen perşembeden itibaren kentin çev-
resinde belirgin bir askeri hareketlilik
gözlendiğini ve bazı birliklerle tanklann
başkent dışında mevzilendiklerini belir-
tiyorlar. Resmi kaynaklar, söz konusu
askeri hareketliliğe ilişkin açıklama yap-
maktan kaçınıyor. Ancak üst düzey bir
askeri yetkilinin görüşlerine başvuran
AP, ordunun seçim gününden itibaren
aiarmda olduğunu bildirdi. Admın açık-
lanmasını istemeyen askeri yetkili, son
günlerde gözlenen hareketliliği doğrula-
yarak bazı birliklerin kaydınldığını be-
lirtti ve bunu "önemli" olarak niteledi.
Cezayir Ordusu, daha once de benzer
"mevzüenmelerde" bulunmuştu. Ordu,
haziran ayında, yani seçimlerin ilan edi-
len ilk tarihinden hemen önce, oy ver-
me sırasında gerçekleşebilecek huzursuz-
luklan engellemek amacıyla önemli
kentlerde mevzilenmişti. Cezayir Devlet
Başkanı Şadli Bincedid de FlS'ın seçi-
me gitmeden bir îslam devleti kurmaya
çalıştığmı öne sürerek tüm ülkede ola-
ğanüstü hal ilan etmişti. Olağanüstü hal
süresince meydana gelen olaylarda 55
Cezayirli hayatını yitirmiş bulunuyor.
Son gelişmeler ordunun müdahale
edeceği yönündeki kuşkulara güç kazan-
dırdı. Daha önce, Mısır'da yayımlanan
H Hayat gazetesinde yer alan bir haber-
de, seçimde lslamcılar önünde yenilgi-
ye uğrayan laik güçlerin, ülkede istikra-
nn korunması için askeri bir müdaha-
leye bel bağladıklan savunulmuştu.
Ordunun rahatsızlığmı dikkate alan
FIS liderleri de ilk tur sonuçlarının açık-
lanmasının ardından radikal üsluplan-
nı yumuşatarak orduyla aralannda her-
hangi bir çatışma bulunmadığını açıkla-
dılar. İslamcı liderler, orduya çağrı ya-
parak "Halkm tercihine saygı gösterme-
si gerektiğini" vurguladılar. Ancak or-
du, bugüne dek Islamcılara olmulu bir
mesaj vermedi. Ordunun şeriat düzenin-
den yana olan FlS'ın iktidarına kayıt-
sız kalmayacağı savunuluyor.
FIS, seçimlerin ilk turunda 188 mil-
letvekilliği kazanarak büyük bir zafer el-
de etmiş bulunuyor. Mecliste salt çoğun-
luk için 28 sandalyeye daha ihtiyacı olan
FlS'ın liderleri, ikinci turda belirlenecek
199 milletvekilliğinin de büyük çoğun-
luğunu kazanacaklannı iddia ediyorlar.
Bu arada Sosyalist Güçler Cephesi li-
deri Hüseyin Ait Ahmet, İslamalann se-
çimde gösterdikleri büyük başanya rağ-
men demokrasi savasımında kaybedilen
hiçbir şey olmadığını söyledi.
LibyaVlan
ABDVe tehdit
• CEZAYİR (AA) —
Libya lideri Muammer
Kaddafi'nin üst düzey
danışmanlanndan Abdül
Selam Callud, Pan Am
uçağı ve Fransız UTA
Havayollan'na baglı bir
uçağın bombalanmasıyla
ilgili suçlamalara karşı
mücadele etmek zorunda
bırakıhrsa, Libya'nın Arap
ve Müslümanlan ABD'ye
karşı silahlandırılacağını
söyledi. Abdül Selam
Callud, "Eğer direnmek
zorunda bırakılırsak, Arap
ve Müslüman topluluklan
silahlandıracağız " dedi.
Kadıjevic ktifa
etti
• BELGRAD (AA) —
Yugoslavya Savunma
Bakanı General Veljko
Kadijevic'in istifa ettiği
bildirildi. Kadıjevic,
istifasına gerekçe olarak
"sağlık durumunun
ağırlaşmasını" gösterdi.
öte yandan BM Güvenlik
Konseyi, Yugoslavya'ya 50
askeri gözlemci
gönderilemsini oy birliğiyle
onayladı. AT ise helikopter
faciasının ardından
Yugoslavya'daki
etkinliklerini, gözlemcilerin
güvenlıği sağlanana dek
askıya aldı.
4
Ege gerginlik
b l r
• LONDRA (AA) —
Ingiltere'de yayımlanan
haftahk "Janes' Defence
Weekly" adh savunma
dergisi, 1992'de dünyada
çatışma ihtimali bulunan 74
gerginlik noktası arasında
Ege Denizi'ni de gösterdi.
Dergide "Flaş noktalar:
Kargaşa, kaos ve çatışma"
başlığıyla yer alan uzun
inceleme yazısında, 1992'de
Orta Asya
cumhuriyetlerinde Türkiye
ve Iran'ın nüfuzunun
dikkatle izlenmesi gerektiği
belirtilirken, Türkiye'nin
guneydoğusu "terör-isyan
noktası" olarak işaretlendi
ve Irak'ın kuzeyi çatışma
çıkma ihtimali yüksek
nokta olarak belirlendi.
Dergide yer alan
haritalarda, Türkiye ile
Yunanistan arasında hem
Trakya bolgesinde, hem de
Ege'de karşılıklı tehdit
işaretleri yerleştirihnesi
dikkat çekti.
Karadeniz
filosu
• MOSKOVA (AA) —
Rusya ile Ukrayna
arasındaki Karadeniz
donanmasınm kontrolüne
ilişkin tartışma devam
ederken BDT televizyonu,
Karadeniz donanmasınm el
değiştirmesinin uluslararası
anlaşmaian ihlal edebileceği
uyarısında bulundu. BDT
liderlerinin geçen ay
Minsk'te yaptıklan
toplantıda BDT'ye ait
olmasmı kararlaştırdıklan
eski Sovyet televizyonunun
birinci kanalındaki haber
bülteni, donanma
tarîışmasına geniş yer
ayırdı.
ANC 80
yaşında
• BLOEMFONTEIN (AA)
— Güney Afrika'daki ırkçı
rejime karşı silahlı ve siyasi
mücadelesi ile tanınan
Afrika Ulusal Kongresi
(ANC), 80. kuruluş
yıldönümünü, "ırkçı
olmayan bir demokrasi
kurma" umutları içinde
kutluyor. ANC lideri
Nelson Mandela'nın da
katıldığı, 30 milyon siyah
çoğunluğun 5 milyon beyaz
azınlığın baskısı altında
olduğu Güney Afrika'daki
ırkçılığa karşı mücadelenin
simgesı haline gelen
örgütün kuruluş
kutlamalannda, son
dönemde kaydedilen
gelişmelerin ülkenin
demokratik bir yola
girdiğini gosterdiği '
vurgulandı.
Kiirtlerden
Saddaırfa ret
• HAIİFAN (AA) —
Kürtler, Irak hükümetinin
10 hafta önce ülkenin
kuzeyinde uygulamaya
koyduğu ablukayı
kaldırmak için öne sürdüğü
koşulları reddetmeyi
kararlaştırdılar. Kürtler,
Irak hükümetinin, Irak
askeri ve güvenlik
görevlilerinin Kürtlerin
elinde bulunan bölgelere
girmesine izin verilmesi
durumunda ablukayı
kaldırmayı önerdiğini
bildirdiler. Kürdistan
Sosyalist Partisi lideri
Mahmud Osman,
Halifan'da Kürdistan
Cephesi ile yapılan
görüşmeden sonraki
açıklamasında, "Bu öneriyi
reddediyoruz" dedi.