Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
İKÜZİKAL
"Neşeli Günler" müzikalindcn bir sahne.
fc
'Neşeli Günler" sahnede
Kültür Servisi - İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 1965
y-ılının Oscar ödüllü fılmi "Neşeli Günler"i, iki perdelik
müzikal olarak bugünden başlayarak sahneliyor.
Orkestra şefliğinı Serdar Yalçın'ın üstlendiği, Maria
rolünde Payam Koryak ve Müjde Turan, Kaptan rolünde
Zafer Ergin ve Altan Günbay'ın dönüşümlü olarak
oynayacaklan "Neşeli Günler"in Türkiye'deki ilk
gösterimi bugün saat 15.30'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde gerçekleşecek. Söz yazan Oscar
Hammerstein ile besteci Rictard Rodgers'in işbirliğinin
ürünü olarak ilk kez 1956'da Nevv York Lunt-Fontanne
Tiyatrosu'ndasahnelenenyapıt, 1961'dede Londra'da
Palace tiyatrosunda izleyici karşısına çıkmışü. Müzikal
gördüğü ilgi üzerine 1965yıhnda Robert Wise
yönetimindefilmeçekilmiş, Julie Andrews ile Christopher
Plummer'in rol aldıklan filrn o yılın en iyi film Oscar'ı ile
ödüllendirilmişti. 9 ocaktaki galasının geliri Türk Silahlı
Kuvvetler Vakfı'na bırakılacak olan "Neşeli Günler"
11 -16 ve 25 ocakta da Atatürk Kültür Merkezi'nde
sergilenecek.
OPERA/BALE
Yfcni müdür Rengim Gökmen
• ANKARA (AA) — Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü'ne, sözleşmesi yenilenmeyen Prof. Erol
Gömürgen'in yerine Rengim Gökmen getirildi. Son
olarak îzmir Devlet Senfoni Orkestrası Genel Müzik
Direktörlüğü görevini yürüten Rengim Gökmen, 1955
yılında doğdu. Ankara Devlet Konservatuvan'nm piyano
ve kompozisyon bölümlerini bitirdikten sonra bir yıl da
şeflik bölümüne devam eden Gökmen, 1975 yılında
devlet tarafından orkestra şefliği öğrenimi için ttalya'ya
gönderildi. Roma Konservatuvan Santa Cecilia Yüksek
Müzik Akademisi'ne devam eden sanatçı, 1977 yılında bu
konservatuvann ve Chigiana Müzik Akademisi'nin şeflik
bölümlerinden diploma aldı. Daha sonra Santa Cecilia
Yüksek Müzik Akademjsi'nirı 3 yıllık orkestra sefliği
uzmanlaşma bölümünü birincilikle tamamlayan Rengim
Gökmen, Italya, Avusturya, lngiltere ve Hollanda'da
opera yöneticiliği konularında çeşitli kurslara katıldı.
1980 haziranında San Remo'da yapılan "Gino Marinuzzi
Uluslararası Şeflik Yanşması"nı kazanan Gökmen,
Türkiye ve Avrupa'nın önemli sanat merkezlerinde çok
sayıda konser ve opera yönetti. 1984-1989 yıllan arasında
Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müzik
Direktörlüğü görevini de yürüten Rengim Gökmen, 1988
yılında Italyan hükümeti tarafından "Cavalleria"
nisanıyla ödüllendirildi.
MÜZİK
Cemal Resit Rey anısına konser
KültürSenisi - Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
yenı yılın ilk konserini Seher Tannyar ve Aydın Karlıbel
iki piyano konseri ileaçıyor. Saat 19.00'da başlayacak
konserde sanatçılar Cemal Reşit Rey'in anısına onun
yapıtlanndan oluşan özel bir konser verecekler. Konserde
Re> 'in prelüd ve fügleri yorumlanacak, Seher Tannyar
1971 yılında İstanbul Belediye Konservatuan'nı bitirdi.
Bir süre Ulvi Cemal Erkin'in öğrencisi olan sanatçı
çalışmalannı daha sonra Cemal Reşit Rey'le yürüttü.
Avdın Karlıbel ise Cemal Reşit Rey'le piyano teori ve
kompozisyon çalışmalan yaptı. 1974 yılında tstanbul
Belediye Konservatuan'nın "Kompozisyon ödülü"nü
kazanan Karlıbel, 1986'dan itibaren İstanbul Devlet
Opera ve Balesi'nde korepetitör olarak çalışmaya başladı
Cazcı Bolling İstanbuFda
• İSTANBUL (AA) — Fransız cazcı Clauda Bolling,
yarın tstanbul'da bir konser verecek. Fransız Kültür
Merkezi, Indosuez Bankası ve Air France işbirliği ile
düzenlenen konser, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
gerçekleştirilecek. Konserde Clauda Bolling piyano,
Pierre-Yves Şorin davul, Vincent Cordelette de kontrbasta
yer alacak. İlk kez 16 yaşında orkestra yöneten Bolling,
50'ye yakın tiyatrp ve film eserinin müziğini yaptı. Caza
tuticun olan ve "Önce müzisyen sonra Jazmen'im"
şeklinde konuşan Bolling'in "Suite Pour Fluta" (Flüt için
süit) adlı albümü, ABD'de piyasaya çıkar çıkmaz büyük
ügi görmüş ve bir müzik gazetesinde 530 hafta boyunca
birincilik sırasını elinde tutmuştu.
SÖYLEŞİ
'Basında Fotoğraf Yazdarı'
KültürSenisi - İstanburtotoğrafKulübü'nde; bugün
İFSAK ve FOTOGENüyesi Alberto Modiano'nun
derl'ediği "Basında Fotoğraf Yazılan" kataloğu ve
Modiano'nun koleksiyonundaki fotoğraf yayınlannm
tanıtımı ile Türkiye'deki fotoğraf yayınları hakkmda bir
söyleşi yapılacak. Aynı gün, haziran 1991 ayında
gerçekleştirilen "'Doğu Anadolu Gezisi"ne katılanlarca,
gezi sonrasında oluşturulan fotoğraf sergisi açılıyor.
Arnatör çahşmalardan oluşan sergide; Fatma Özdirek,
Murat Monus, Mustafa Gürçay, Sevil Üzrek, Faruk
Akbaş. Şirin Küçüktabak, Gülşen Gülmez, Aynur
Sırtıoğlu. Ağca Ozyıldınm, Kenan Mendekli, Kemal
Gök, Ayfer Melikoğlu, İbrahim Tannverdi, Nuran Böke,
Gökhan Kadıoğlu, Selma Çelikyay, Oya Dönmez, Emine
Kalaycıoğlu, Kemal Er, Nuray Başçiftçi, Uluç özgüven,
Gülbin Bahar, Haluk Çobanoğlu ve Sertaç Ersay'ın
fotoğraflan yeralıyor.
5PÖL ~
9Türk'eödül
Stockholm/Ankara (LBA) - Universal Cultur House
tarıfından," 1991 uluslararası Mozart Yılı" nedeniyle
dÛ2enlenen kompozisyon yanşmasında 9 Türk ödül
kazandı. Organizasyon komitesi sorumlulanndan avukat
Ekrem Tos ile gazeteci Zuhal Tos'tan alınan bilgiye göre
İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen "Müzikte
Hümanizm ve Mozartın Emeğinin Yeri" konulu
konpozisyon yarışması sonuçlandı.
Ttembnmdt Usta ve Atölyesi9
başlıklı görkemü sergişu sımlar Amsterdam'da
Hangisi gerçek Rembrandt?Ünlü Hollandalı ressam Rembrandt'ın
yapıtlarını banndıran koleksiyonlar gittikçe
küçülüyor. Ancak bunun nedeni sanat hırsızhğı
değil. Rembrandt'ın olduğunu sandığımız birçok
tablonun Rembrandt'a ait olmadığıanlaşılıyor.
Kültür Servisi - 1975 yılında
Berlin'deki Gemaldegalerie'-
nin kataloğunda ünlü Hollan-
dalı ressam Rembrandt'ın 25
tablosu gözüküyordu. Bugün-
se aynı müzenin koleksiyo-
nunda yalnızca 17 Rembrandt
var. Dünyanın dört bir yöre-
sindeki galeri ve müzeler de
aynı durumda. Rembrandt
koleksiyonlan durmadan kü-
çülüyor. Ama bunun nedeni,
son yıllarda büyük bir hızla
artan sanat hırsızlıklan değil.
Bugüne kadar Rembrandt'a
yakıştınlan tablolar, bilimsel
ıncelemeler sonucu yeniden
değerlendiriliyor. Bütün dün-
yanın, Rembrandt'ın olduğu-
nu sandığı birçok tablonun
Rembrandt tarafından yapıl-
madığı anlaşılıyor.
Geçen eylül ayında Berlin'de
Altes Museum'da açılan
"Rembrandt: Usta ve Atölye-
si" adlı görkemli sergi şu sıra-
lar Amsterdam'daki Rijksmu-
seum'da. Mart ayında da
Londra'daki Ulusal Galeri ile
British Museum'un konuğu
olacak dev sergi, Rembrandt'-
ın yapıtlannı son dönemde
gerçekleştirilen araştırmalann
ışığı altında sunuyor ziyaretçi-
lere. Birçok tablonun aslında
Rembrandt tarafından yapıl-
madığını ortaya çıkaran ise
1967'de Hollandalı beş sanat
tarihçisinin kurduğu Remb-
randt Araştırma Projesi'nin
çalışmalan.
Hollandalı sanat tarihçileri,
yeryüzünün dört yanmı dola-
şarak, hangi tablolann Remb-
randt olduğunu, hangilerinin
Rembrandt olmadığını kesin
bir biçimde ortaya çıkarmak,
amacıyla 600'den fazla yapıtı
incelediler. Tablolar bir dizi
bilimsel testten geçirildi. Tu-
vallerin gerildiği meşe ağacın-
dan tahtalardaki yıl halkalan
incelenerek ağacın kökeni ve
yaşı çıkanlmaya çalışıldı. Her
tuvalin iplikleri incelenerek.
hangilerinin aynı top keten-
den kesildiği belirlendi.
Tuvaller üzerinde röntgen
ışınlanyla fotoğraf çekme tek-
niği ve otoradyografi denilen
yeni bir teknik uygulandı. Tu-
valjeri geçici olarak radyoak-
tif kılan bu yeni teknikle ve
röntgen ışınlanyla fotoğraf
çekerek, reşimlerdeki ön taslak-
lar ve resmın yüzeyinin altın-
daki değışiklikler ortaya çıka-
nldı.
Ne var ki Rembrandt Araş-
tırma Projesi'nin çahşmalan-
nın her yerde ve herkesçe hoş
karşılandığını söylemek zor.
Asbnda bundan önce pek çok
ressamın yapıtı benzer testler-
den geçirilmiş, ama hiçbirinde
Rembrandt'ta olduğu kadar
tepkiyle karşılaşılmamıştı.
Londra'daki Ulusal Galeri'-
nin yöneticilerinden ve
"Rembrandt" sergisinin dü-
zenleyicilerinden Dr. Chris-
toptaer Browne, bu tepkiyi,
Rembrandt'ın özellikle halk
arasında yoğun duygusal etki-
ler uyandıran bir ressam ol-
"Nehlnle Yıkanan Kadın "Rembrandt'ın ünlü yapıtlanndan biri.
masına bağhyor. Remb-
randt'ın insani ve Kutsal
Kitap'la ilgili konulan usta-
lıkla işlemesi, özellikle de er-
kekle kadın arasmdaki iliştiyi
ele alışı, birçok ülkenin insa-
nınca ortak bir biçimde be-
nimsenmesini sağlıyor.
"Rembrandt: Usta ve Atölye-
si" adlı sergide, büyük usta-
nın, çoğu Doğu Avrupa,
Asya, Avustralya ve ABD'-
deki koleksiyonlardan ödünç
alınan ve Batı Avrupa'nın çoK
ender gördüğü 50 tablosu var.
"Bayraktar" adlı ünlü tablo
ise 20. yüzyılda ilk kez toplum
önüne çıkanlıp sergileniyor.
Bunlar, Dr. Browne"a göre,
"kaya gibi sağlam" Remb-
randt'lar.
Ama serginin bir başka bö-
lümü daha var. Burada da 20
tane "eski Rembrandt" bulu-
nuyor. Bu tablolar yapılan
incelemeler sonunda artık
Rembrandt sayılmıyor, usta-
nın öğrencilerine ya da yakın
cevresindeki başka ressamla-
ra yakıştırılıyor.
Verilen bilgiye bakılırsa,
Rembrandt'ın tabloları sanat-
çımn sağlığında da belirsizlik-
ler taşıyordu. Rembrandt, res-
samlığının ilk yıllannda,
Leiden kentindeki atölyesini
Jan Lievens adlı başka bir res-
samla paylaşıyordu. İki genç
ressamın üsluplan ve seçtikle-
ri konular o kadar benzeşiyor-
du ki yapıtlan çoğu zaman
birbirinden güçlükle ayırt edi-
lebiliyordu.
Daha sonralan, Amster-
dam'da tanınmış bir ressam
olduğunda Rembrandt. atöl-
yesinde genç ressamlar yetiş-
tirmeye başladı ve çağımızın
ünlü "pop-art"çısı Andy War-
bol'un Fabrikası'nı andıran
bir sistem kurdu. Remb-
randt'ın gözetimi altında öğ-
rencileri tarafından yapılan
resimlere usta çoğu zaman
kendi imzasını atıyor ve bu
tablolan da kendi yapıtlan
olarak piyasaya sürüyordu.
Ölümünden sonra Remb-
randt'ın ünüarttıkça ona ya-
kıştınlan tablolann sayısı da
arttı. O kadar ki 1900 yılına
gelindiğinde, bin kadar tablo-
nun Hollandalı ustanın oldu-
ğu kabul ediliyordu. Ne var ki
bu rakam o günden bu yana
sürekli azalıyordu, çeşitli uz-
manlar bazı tablolann Remb-
randt olmadığını açıĞa çıkan-
yordu. 4 aralıktan bu yana
Amsterdam'a konuk oian
"Usta ve Atölyesi" sergisi,
1669'da 63 yaşında ölen ressa-
mı en son araştırma ve incele-
melerin ışığında izleyicilere
sunuyor. Günümüzün en il-
ginç tartışmalarından birini
yansıtan bu "Rembrandt" ser-
gisi, bilimin en son teknikleri
ile sanatın en büyük ustalann-
dan birini buluşturuyor.
'Rembrandt kolektifçi bir ustaydı'Kültür Servisi - "Remb-
randt'ın Atölyesi" adlı kıtabın
yazan Svetlana Alpers, "Le
Nouvel Observateur" dergi-
siyle yaptığı söyleşide, ünlü
ressamın çalışma anlayışına
ilişkin ilginç fikirler öne sürü-
yor:
— Rembrandt'ın bir'pictor
economicus', bir kişisel giri-
şünci olduğunu mu düşünüyor-
sunuz?
— Rembrandt sanat koru-
yuculannın gölgesinden çıkıp
kişisel hakları gündeme geti-
ren ilk ressamdır. Ekonomik
ve estetik değerler arasmdaki
köprünün de mimandır.
Onun tablolan, ne kadar za-
manda gerçekleştirildiklerine,
ne ölçüde emek verildiğine
ilişkin sorulara meydan ver-
mez. Diğer ressamlar gibi
"Bunu yapmak yirmi saatimi
aldı" demek zorunda değildir.
Alıcının keyfine ayak uydur-
mayı reddeder ve kralın koy-
duğu kurala rağmen ilk çahş-
malanndan birini yüksek
fiyata satın alarak kendi ken-
dine değer biçme yürekliliğini
gösterir.
- Kitabınız bir efsaneyi
yılunayı mı amaçlıyor?
- Rembrandt'ın bir dahi
olduğuna ben de katılıyorum
Ancak onu, tanhteki yerinde,
cağının içinde değerlendirmek
gerek. Oysa geçtiğimiz yüzyıl-
da Rembrandt, zamanının
ekonomik ve kültürel yapısı
gözardı edilerek evrensel bir
s.
dahi olarak yansıtılıyordu.
- Gerçek 'Rembrandt'-
ların, sanılandan çok daha az
sayıda olduğunu gösteren son
bulgulara ne diyorsunıız?
- Rembrandt'ı, yalnızca
gerçekten kendisince yapılan
tablolarla değerlendirmek
yanlış olur. O, bir anlamda
Andy VVarhol gibi 'kolektifçi'
bir ustaydı. Atölyesinden ge-
çen tüm gençler resim yapma-
yı sürdürdü ve böylelikle ina-
nılmaz sayıda sanat eseri üre-
tilmiş oldu. Günümüzde
Rembrandt, 'ortaklasa' bir
yapıtın perspektifinden anılı-
yorsa da bu (olgu) onun yara-
tılıcılığının ve imgeleminin
gücüne gölge düşürmez.
- Otoportrelerini bik baş-
kalarına taklit ettirmek >a da
boyatmakla söz konusu belir-
sizliği uç noktaya vardıran
kendisi değil midir?
— Rembrandt'ın otoport-
releri, sanatının odak nokta-
sındadır. Biçeminin kişiliği, en
belirgin biçimde bu yapıtlarda
kendini gösterir. Bu nedenle
de taklit edilmeleri son derece
öğretici olmuştur. Rubens'in
atölyesinde de kural aynıydı:
Usta gibi çizmek. Rubens,
orada yapılan tüm çalışmalan
kendinden sayardı, ancak ım-
za atmazdı. Tüm yaşamı bo-
yunca yalnızca beş tablo imza-
ladı. Rembrandt ise tersine,
hepsini imzalıyordu. Resmin
adı 'O'ydu.
Rembrandt van Rijn
ANATGALERILERI
Erotik
Başkaldın
Genç kuşak sanatçılardan
Selma Gürbüz, son dönem
resim ve heykellerini bugün-
den başlayarak Tem Sanat
Galerisi'nde sergiliyor. Ya-
pıtlannda Osmanlı tarihin-
den alıntılar kullanan Selma
Gürbüz, doğaçlamaya sıkça
yer veriyor. Yapıtlannda
hayvanlan konu alan ressam,
bunun özel bir hayvan sevgi-
sinden kaynaklanmadığını,
yalnızca hareket eden objele-
rin formuna ilgi duyduğunu
söylüyor. Sanatçının son dö-
nem heykelleri, erotik çıkışh
desenlerinin ve resimlerinin
bir devamı niteliğinde. Mal-
zeme olarak demir döküm ve
bronz kullanan sanatçının
uzun süredir üzerinde çahştı-
ğı kedi ve yılan formlan, ero-
tik kadın figürlerine, uzanmış
güzellere, ayaktakilere dö-
nüşmüş... Bu figürler bir ara-
da ve tek olarak bir bütünü
oluşturuyorlar ve yılanın es-
nekliğı, hareketliliğı ve sürek-
liliği bu yeni form anlayışın-
da da yer alıyor.
Selma Gürbüz resim ve hey-
kel sergisi j 4 ocak-1 şubat j
Tem Sanat Galerisi / 147 08
99.
Urart'ta
üç ressam
Arzu Başaran, Murat Mo-
rova ve Yavuz Tanyeli'nin
yapıtlanndan oluşan karma
resim sergisi, Urart Sanat
Galerisi'nde sürüyor. Sergi-
nin amacı bu üç sanatçının en
son çalışmalannı izleyiciye
gösterebilmek: Üç isim, üç
değişik tavır... 1985 yılında
İstanbul Devlet Güzel Sanat-
lar Akademisi Resim Bö-
lümü'nden mezun olan ve
bugüne dek Türkiye ve Av-
rupa'da karma sergilere kaü-
lan Arzu Başaran, kendi tav-
nnı şöyle özetliyor: "Eşit
olmayan parçalara bölünen
yüzeyde tek bir biçım vardır.
Bu biçim her bölümde ayn
bir şekil alıp hareketlenir,
parçalanır, bölünür, dağılır
ve birbirine geçerek bir seri
serüvene doğru gider." 1977
yıhnda Marmara Üniversi-
tesi'nden mezun olan ressam
Murat Morova ise "İşaret"
genel başlığı altında sergiledi-
ği resimleri için "Üç zaman
boyutunu kapsayan, birbiri-
ne yabancı gözüken formlar-
dan oluşan melez nesne seri-
leri üretiyonım" diyor.
Sergi, 14 ocak tarihine dek
izlenebilecek.
Karma resim sergisi / 25 ara-
lık-14 ocak / Urart Sanat Ga-
lerisi 11412183.
Osmanlı
Ressamlar
Cemiyeti
1868-1935 yıllan arasında
yaşayan Osmanlı Ressamlar
Cemiyeti'nin kuruculan ara-
sında bulunan ressam Osman
Asaf Bora'nın resim sergisi, 9
Arap dilenci
ocak tarihine dek Yapı Kredi
Kazım Taşkent Sanat Gale-
risi'nde sürüyor. Osman
Asaf, galeride daha önçe ser-
gisi açılan Cevat Göktengiz
gibi (Usküdarlı Cevat) Hoca
Ali Rıza'nın izleyicileri ara-
sında. Ahmet Ziya, Ali Rıza
Bayazıt, Sadık Göktuna ve
Cevat Karsan gibi ressamla-
nn yer aldığı Hoca Ali Rıza
kuşağı ressamlan gibi Osman
Asaf da İstanbul'un Anadolu
yakasının tutkunlan arasın-
daydı.
Osman Asaf resim sergisi j 16
aralık-9 ocak ' Yapı Kredi Ka-
zım Taşkent Sanat Galerisi /
1521912.
Sarkis'siz 'Sarkis tartışması'"Sarkis olayı"nın tartışmalan sürüyor^. Beral Madra,
kamuoyunun bu konunun ana öğelerini gözden kaçırarak güncel
polemiklere takılmasının içinde bulunduğumuz çağdas sanat
bunalımını körUkleyeceğini düşünüyor. Madra, Sarkis'in Avrupa
sanat ortamında önemli bir sanatçı olduğunu vurgulayarak
"Sarkis'in yapıtlan, siyasal, ekonomik ve toplumsal olaylara
doğrudan doğruya gönderme yapmaz. Siyasal, toplumsal ve
ekonomik olaylarm arkasmdaki düşünce sistemleri, bu
sistemlerin birbiriyle ilişkileri ve insan faktörii onun için daha
önemlidir" diyor.
BERAL MADRA
Cumhuriyet gazetesinin kültür sayfasını bir
süredir işgal eden "Sarkis" konusunun Sar-
kis'siz yapılmasının zaman: geldi inancında-
yım. Kamuoyunun, bu konunun ana öğelerini
gözden kaçınp güncel polemiklerine takılma-
sının, içinde bulunduğumuz "çağdaş sanat"
bunalımını körükleyeceğini sanıyorum.
Yaklaşık 30 yıldır Fransa'da yaşayan Sar-
kis, Avrupa sanat ortamının 196Ö'tan buyana
geçirdiği sanat aşamalan içinde, sanatın tanı-
mı, geç kapitalist ortamda ve toplumdaki yeri,
çağdaş düşünce akımlan içindeki yeri üstüne
yapıt üreten sanatçılardan birisidir. Sarkis'in
yapıtları, başlangıçtan bu yana birbirine bağlı
olarak üretilmiş, mekân düzenlemeleri ve yer-
leştirmeler olarak sergilenmiştir. Aralık 1991"-
de Grenoble'da Magasin'de açılan sergisi, 30
yıllık sanat üretimini bir bütün olarak göster-
mektedir.
• Sarkis'in yapıtlan gelmiş geemiş kültür me-
taforlannı, kültürler arasmdaki ilişkileri ve
özel yaşamının ve tarihinin belgelerini içerir.
Bunlann bir araya getirilmesinde ise üç ana
öğe belirgindir: Ses, ışık ve gizemli, kutsal bir
alan.
Sarkis'in yapıtlan, siyasal, ekonomik ve
toplumsal olaylara doğrudan doğruya gön-
derme yapmaz. Siyasal, toplumsal ve ekono-
mik olaylann arkasındaki düşünce sistemleri,
bu sistemlerin birbiriyle ilişkileri ve insan fak-
törü onun için daha önemlidir. özellikle insan
faktörünü belleği, bilinci ve kültürüyle değer-
lendirir Sarkis.
Avrupa sanat ortamında Sarkis'in önemi,
kararlı, tutarlı ve sanat pazanna yenilmemiş
bir sanatçı olmasında ve multikültürel bir alt-
yapıyı, evrensel bir yaratıcılık sentezine dö-
nüştürmüş olması ve sanatıyla koşut giden bir
öğretisi olmasıdır.
Türkiye sanat ortamında Sarkis'in önemli
bir sanatçı olduğu yalnız açtığı iki kişisel ser-
giyle değil, 1. ve 2. İstanbul bienallerindeki
işleriyle de kanıtlanmıştır. Bienal danışma ku-
rullarının oybirliğiyle bienallere davet edilen
Sarkis, bienallere yalnız işleriyle katılmakla
kalmamış, aynı zamanda uluslararası sanat
ortammı Türkiye'ye çekmek için de çahşmış-
tır.
196O'lı yıllardan bu yana dünyadaki düşün-
ce akımlan ile sanat yapıtlan arasmdaki
koşutluk ya da birbirini tamamlama durumu,
"zeitgeist" "zamanın ruhu" terimiyle özetlen-
mektedır. Çağdaş sanatın (buradaki çağdaş
bu çağa ait anlamında değil, yaşanan dönem
anlammdadıf) temelindeki kavram budur.
Eğer Türkiye'de bir çağdaş sanat varsa ve
sanatçılar çağdaş sanatçı olmak amacını gü-
düyorlarsa zamanın ruhunu yaşamak, anla-
mak ve yaratmak zorundadır; bunun için de
sürekli bilgilenmeye ve düşüncelerini güncel-
Ieştirmeye çalışmalıdırlar. Sanatçılar bugün
belki ekonomik açıdan dar boğazdadır ve ya-
pıt üretemiyorlar; ancak bu, onlann düşünsel
açıdan günün gerisinde kalmalan için bir ne-
den değildir; tam tersine bu dönemde düşünce
düzeyindeki sanatsal yaratıcılıklannı engelle-
yen geri kalmış ideolojilere karşı çıkmalan için
daha çok nedenleri vardır. Sarkis, bu "leitge-
ist"a sahip sanatçılardan birisi olarak Türkiye
sanat ortammda birçok sanatçının örnek aldı-
ğı ve alacağı bir sanatçıdır. Sarkis, Türkiye'ye
yaklaşmakta olan uluslararası sanat ortamı-
nın ve çağdaş düşüncenin simgelerinden biri-
dir.
Sarkis'i "Ermeni propagandası yapıyor" di-
ye itham eden ısrarlı yayınlara karşı çıkan
kınama ilanına katılan aydınlann imzalarının
bu bağlamda ikinci bir anlamı daha vardır. Bu
anlam yukanda tanımlamaya çalıştığımız
çağdaş sanat dunnnu ile ilgilidir. Aydınlann,
bu durumun bilincinde olarak eleştiri ve sanat
yayını adı altında sanatın karanlık ideolojilere
alet edilmesine, sanatın özgürlüğü ve bağım-
sızlığının yaralanmasına, bir ülkenin sanatsal
gelişimine katkıda bulunması beklenen eleştiri
kurumunun yozlaştınlmasına, çağdaş sanat
ölçütlerini yerleştirmeye çalışanlara engel ol-
maya çalışan zihniyete, ülkemiz çağdaş sana-
tının uluslararası sanat ortamıyla ilişkiye
girmesini "ulusal kimlikten yoksunluk" olarak
yargılayanlara. genç kuşağın sanatsal açılım-
lannı küçümsemeye çalışanlara, ülkemize
gelen sanatçılara ve sanat adamlanna gereksiz
yere dil uzatanlara, topluma geçmiş dönemle-
rin sanat anlayışmı 'çağdaş" olarak tanıtanla-
ra karşı olmalan umut vericidir. Bu açıdan
bakıldığında bu imza daha da önemli olmak-
tadır.
Bugün ırkçılığa ve demokrasiye aykın dü-
şen birçok olumsuz davranışa karşı imza
atmak kolaydır, ama belki başlangıcından bu
yana ilk kez gerçek bir kuramsal, kavramsal,
düşünsel gelişmenin eşiğinde olan ve dünya-
daki çokkültürlü ortam içinde yerini almak
üzere önünde kaçınlmayacak fırsatlar olan
Türk sanat ortamına, geçmişte de birçok kez
olduğu gibi ölü toprağı gibi serilmek istenen
geri düşünceye karşı çıkmak çok zor fakat çok
önemlidir.
Aydınlann ve kamuoyunun bu konuyu bir
kez de bu yönden gözden geçirmelenni salık
veririm.
Ö>kiüeri ile
Ozyalçıner
• Kültür Servisi — Daha
önce Platon'un İon, Afşar
Timuçin ve Sennur Sezer'in
şiirleri ile etkinüğini
sürdüren İnsancıl Okuma
Tiyatrosu, bu kez de Adnan
özyalçıner'in öykülerini
gündeme getiriyor. Bugün
saat 15.00'te Fırat Kitap
Galerisi'nde (Yasa Cad.
Üzerlik Sok. No: 11, Kat:
3, Kadıköy, Tel: 349 94 67)
yazann öyküleri okunacak
ve tartışılacak.
Türkçe matbu
kitaplar
• Kültür Servisi — Islam
Tarih, Sanat ve Kültür
Araştırma Merkezi'nin
(IRCICA) her ayın I. ve II.
cumartesi günleri geleneksel
olarak düzenlediği
konferanslar paralelinde
bugün saat 1030'da Yıldız
Sarayı Çit Kasn'nda lurgut
Kut "Ermeni ve Grek
Harfli Türkçe Matbu
Kitaplar" başlığı altında bir
konferans verecek. lurgut
Kut, 'Türklerde Köktürk,
Uygur, Mani, Brahni,
Süryani, Arap, Grek,
Ermeni, tbrani, Latin ve
Slav gibi çeşitli alfabelerle
yazılmış kitaplar, mezar
taşlan ve birçok belgeler
mevcut. Bu konuşmamda
Türkiye'de basılmış Ermeni
ve Grek harfli kitaplardan
ve bunlann kaynaklanndan
bahsederek bu kitaplardan
ceşith' ömekler vereceğiın"
diyor.
Çakmakçıoğlu
\eni
Zelanda'da
• Kültür Servisi—
Kemancı Işın
Çakmakçıoğlu Londra'da
kurduğu "Sarastro" adlı
triosu ile aralık ayı içinde
bir Yeni Zelanda turnesi
yaptı. Üyelerinin üçü de
Londra Kraliyet
Akademisi'nin "master"
derecesine sahip olan tribda
Işın Çakmakçıoğlu keman,
Rachel Atkinson çello ve
Odelüa e Sever piyano
cahyorlar. Dağarcıklannda
klasik ve romantik yapıtlar
olduğu gibi çağdaş
çahşmalara da özellikle yer
veriyorlar. Sanatçılar Yeni
Zelanda turnesinde
konserler verdikten sonra
çeşitli sanat kurumlannda
genç müzisyenler için oda
müziği seminerleri
düzenlediler.
BUGÜN
• MUziğeBakış Aydın
Kesimin Müziğe Bakış
Açısı: Mimarlar konulu
söyleşi saat 14.00'te
Atatürk Kitaplığı'nda.
Konuşmacılar Prof.
GündüzGökçe, Doç. Dr.
Turgut Cansever, Doç. Dr.
Cengiz Eruzun. Mimar
Mutlu Torun dinletisi de
programda. (149.09.45)
• Tarihçinin Mutfaftı İÜ.
Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü öğretim görevlisi
Kemal Beydilli "Tarihçinin
Mutfağı" dizilerinin saat
14.00'ten itibaren konuğu.
Marmara Belediyeler
Birliği Konferans
salonunda (İstanbul Tıcaret
Odası yanı. Zindankapı
DeğirmenSok. No: 15
Eminönü).
• 1901 'de kültUr-unat
BasınGözüylel991'de
Kültür Sanat konulu söyleşi
saat 15.00'te Kadıköy
Belediyesi Kültür ve Sanat
Merkezi'nde.
Konuşmacılar Bülent
Berkman, Mürşit
Balabanhlar ve Hami
Çağdaş. (3609095)
Muommer Aksoy*un
anısına;
İSANHAKLM
BOYUTUÎLE
YENÎBÎRANAYASA"
YONETICİ:
Üzeyir Garih
KONUŞMACILAR:
Bülent Akarcah
Toktamış Ateş
Rona Aybay
Hüseyin Hatemi
Ercan Karakaş
Turgut Kazan
4 Ocak 1992, ComartesJ
Saat: 10.00
The Marmara Oteli
Balo Saloaa, btaatal
I.F.M.C.
Cumhuriyet Caddesı No 27/6
Taksım
Tel (1)150 50 34-15016 42
MtilkiyelilerBirliOiltt.Şk.
Muallım Nacı Cad No 153/A 80820
Kuruçeşme/lstanbul
Tel (1) 157 46 34 - (1) 157 46 35
Giriş Serbosttir.