Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 4 OCAK 1992
^BLOKNOT
V.VCMl K \TSI/
İki Olay, Bir Dizi Ders
BONN — 31 Aralık 1991 salı günü cereyan eden iki oiay,
Türkiye bakımından çok önemli gelişmelerin öncüleri sa-
yılabilir: Bunlardan biri, Almanya'nın derhal geçerli olmak
üzere, sabık Sovyetler Birliğı varıslerınden sekiz devleti
daha tanımasıdır. Letonya, Litvanya, Estonya, Rusya, Uk-
rayna ve Akrusya'yı Bonn zaten tanımıştı. Şımdi bunlara
Moldavya, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Türkme-
nistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakıstan da eklen-
di. Demokratik şartların henüz gerçekleşmedıği gerekçe-
siyle Almanya'nın şimdilik tanımadığı tek devlet Tacikis-
tan'dır.
Almanya, tıpkı Hırvatıstan'la Slovenya'nın tanınıp tanın-
maması konusunda olduğu gıbi, burada da VVashington'a
kafa tutmuştur ki Bonn yöneticileri için bundan bir iki yıl
öncesine kadar bunu düşünmek bile cüret anlamına ge-
lirdi. Ancak ışin Türkiye açısından asıl önemli yanı, Bonn
ve VVashıngton arasındaki itişmeden zıyade (o da önemli
ama ayn konu!) Almanya'nın dıplomatık ılişkılere paralel
olarak derhal ekonomık ılişkıleri de geliştirme program-
ları hazırlamakta oluşudur. Şimdı Bonn, bir yandan yeni
temsilciliklerin masrafları için 1992 bütçesıne yeni bir fa-
sıl ekler ve büyükelçilik makamlarını ucuza mal etmek için
İngiltere ile ortaklaşa kullanılabilecek büyücek ve elve-
rişli bınalar arama yoluna gıderken aynı zamanda 'eko-
nomik delege büroları' da kurmak üzere çalışmaiarını sür-
dürüyor.
'Alman Ekonomisi Doğu Komitesi' Yönetmeni Karl-
Hermann Fink daha da ileri giderek söz konusu yeni dev-
letlerdekı ekonomık ve resmi kurumlarla ilişkilerı daha da
hızlandırmak ve yoğunlaşt»rmak amacıyla orta düzeyli ek
aracı kuruluşlar da ^
Gelişmeler, Türkiye'nin bir
yandan kendine
olağanüstü yakın Türki
cumhuriyetlerle ilişkilerini
yoğunlaştırmada ne kadar
isabetli davradığını
kanıtlarken öte yandan bu
konuda sahip olduğu
avantajlann da büyük bir
hızla azalmakta olduğunu
haber verirgibi.
öneriyor.
Bir ekonomik dele-
ge bürosuyla ek ör-
gütlerin ilk kurulaca-
ğı Türki cumhuriyet
muhtemelen Kazakis-
tan olacak. Almanlar,
gerek büyüklüğü ve
potansiyeli, gerekse
halkının önemli bölü-
mü Rus ve Ukran
asıllı olduğu için Ka-
zakistan'a özel önem
verıyorlar. Nitekim Dı-
şişleri Bakanı Hans
Dietrich Genscher'in
şimdıye kadar ziyaret
ettiği ilk ve son Orta
Asya Türk devleti Kazakistan olmuştur Bu gelişmeler bir
yandan Türkıye'nin, kendine olağanüstü yakın bu ülke-
lerle ilişkilerini yoğunlaştırmada ne kadar isabetli davran-
dığını kanıtlarken öte yandan yine Türkiye'nin, soy, dil ve
kültür yakınlığı dolayısıyla sahip olduğu avantajlann bü-
yük bir hızla azalmakta olduğunu da haber verir gibi. Bu-
nun ne anlama geldiğini fark etmek için sadece Alman-
ların bu tür işlere -bir başladılar mı- nasıl yüklendiklerını
hatırlamak kafidır.
Kısacası Türkiye, eğer avantajlarının semeresını gerçek-
ten almak niyetindeyse, elini çok daha sıkı tutmak zorun-
da.
1991'in son günü Türkiye açısından cereyan eden ıkin-
ci önemli olay ise ilk bakışta -ama sadece ilk bakışta!-
"polisiye" nitelik taşıyor!
Geçen salı Fransız Hazır Kuvvet Polisi (ORS) Marsil-
ya'dakı bir kılıseye girerek orada açlık grevi sürdüren 50
kadar Kürt sığınmacıyı feci şekilde copladı ve dağıttı. Aç-
lık grevine sebep, Fransız hükümetinin, ülkedeki 13.600
" Kürt sığınmacıya, "Ülkeyi terk edin!" çağrısı yapmış olma-
sıydı. Açlık grevcileri bu kararı protesto ederek geri alın-
masını sağlamak istiyorlardı.
Peki, Paris hükümetinin bu kararı ne anlama gelıyor?
Bir kere her ipini koparıp kapağı Avrupa'ya atanın polıtik
sığınmacı olmadığı, bırçoğunun ekonomik amaçlar güt-
tüğü gerçeğinin artık Fransa'da da ıdrak edilmiş olduğu
anlamına geliyor. Açıkçası Paris, Türkiye kökenli bu Kürt-
lere şöyle diyor: "Bakın, hükümetiniz inandırıcı biçimde,
artık insan haklarına tam anlamıyla riayet edeceğini be-
lirtti ve biz de buna güveniyoruz. Onun için bundan böyle
ömrünüzün sonuna kadar sizlen beslemeye niyetimiz yok.
Gidin, Ankara'daki demokratik hükümetinizle ne haliniz var-
sa görün!"
Gerçekten de mesela bundan üç dört ay önce Fran-
sa'nın Kürt sığınmacılara karşı şiddet kullanması, orada
kamuoyunu ayağa kaldırır, üstelik Madame Mitterrand'ın
da "gazab-ı şâhânesini mûcib" olurdu. Oysa bugün Ma-
dame da bu yüzden Noel ve yılbaşı tatılini bozmaya ge-
rek görmüyor. Ama en az bunlar kadar önemli bir başka
sebep daha var: Fransa 1990'larda beraberce milyarlık
işler çevirmeyi tasarladığı Türkiye'yi artık itip kakmak is-
temiyor. Üstelik bu sayede Almanya'ya da bir iki madik
atma fırsatını hesaba katınca.
OKÇİDOGUKONFERANSI
Görüşmeler
tehlikedeDiş Haberier Servisi — tsrail
ile Filistinliler arasında bu kez
12 Filistinlinin sınırdışı edilme-
si kararı yilzünden çıkan sürtüş-
me Ortadoğu banş görüşmele-
rini tehlikeye soktu. Filistin he-
yeti Washington'a gitme tarihi-
ni ertelerken ABD, Israil'i ağır
bir dille kınayarak Filistinlileri
sınırdışı etme karannı geri cek-
mesini istedi. tsrail Savunma
Bakanı Moşe Arens ise hiçbir
baskırun Israil'i karanndan dön-
düremeyeceğini söyledi. Filistin
Kurtuluş örgütü (FKÖ) sözcü-
sü Ahmed Abdinrthnımn, banş
görüsmelerine heyet gönderen
Urdün, Suriye ve Lübnan ile da-
nışmalarda bulunduktan sonra
48 saat içinde görüşmeleri boy-
kot edip etmeme kararı alacak-
lannı söyledi. Filistin heyeti söz-
cüsü Hanan Aşravi de şimdilik
yalnızca Washington'a gitme ta-
rihini ertelediklerini, boykot yö-
nünde bir karar alınmadığını
açıkladı.
Gazze Şeridi'ne yerleştirilen
Yahudileıden birinin öldürülme-
sine misilleme olarak alındığı
ögrenilen lsrail'in kararı, Filis-
tinlilerce, "banş gönismelerini
fikamava yöndik bir karar" ola-
rak değerlendirildi.
ABD, lsrail'in işgal altında-
kı topraklarda bulunan 12 Fi-
listinliyi sınırdışı etme karannı
şiddetle kınadı.
Dışişleri Bakanlığı sözcusü Rk-
hard Boucher alışılmadık ölçü-
de sert demecinde, "ABD, Filis-
ttalileri sınırdışı etme karann-
dan ötünı Israil'i şiddetle kına-
maktadır. tsrail'i karannı göz-
den geçirmesi ve geri çekmesi
Için oyarmış bulunuyoruz" de-
di. Alınan kararın Filistin-lsrail
görüşmeleri öncesine rastlama-
sına bir anlam veremediklerini
belirten Boucher, ABD'nin her
şeye karşın Filistin heyetinin
Washington'a gelip görüşmele-
ri sürdürmesini istediğini söyle-
di. tsrail ise hiçbir baskımn Fi-
listinlileri sırurdışı etme karan-
nı geri aldıramayacağını bildir-
di. Savunma Bakanı Moşe
Arens, dün televizyonda yaptı-
ğı konuşmada "ABD baskısının
bile" tsrail'i söz konusu karann-
dan caydırmayacağını söyledi.
"ABD yönetimi, bu baskıiann
bizi etkilemeyecegini iyi bilir"
diyen Arens, Filistinlilerin Was-
hington'a gitmekten vazgeçme-
lerinin tsrail ile banş yapmak is-
temediklerini göstereceğini öne
sürdü.
KKTC lideri' lamansız anlaşma Türkiye'nin başına daha büyük dertler açar*
Denktaş'tanAnkara'ya mesajLEFKOŞA (Cumhuriyel) —
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Kıbns sorununun çö-
zümü konusunda Türkiye'yi
uyararak "zamansız bir anlaş-
maBin Türkiye'nin başına dert
açacağım" söyledi. Dışişleri Ba-
kanı Hikmet Çetin de çözüm
için "iki tarafın masaya
oturmasj" gerektiğini vurguladı
ve "Dış baskılaria ve keyfi tak-
dirlerle çözüm sağlanatnaz"
dedi.
Dışişleri Bakanı Çetin'in
KKTC gezisi dün başladı. Anka-
ra ile Lefkoşa arasındaki ortak
politikaların gözden geçirilme-
sini hedefleyen gezi, Rum tara-
fının tepkisine yol açtı. Rum yö-
netimi, Çetin'in ziyaretini BM
KKTC'yi ziyaretine dün başlayan Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin'in onuruna verilen
yemekte konuşamDenktaş, 'Kıbns sorunıma
zamansız çözüm Türkiye'ye dert açar' dedi.
Çetin de konuşmasında, soruna dış baskılaria
çözüm bulunamayacağını söyledi. Kıbns Rum
kesimi Çetin'in ziyaretini protesto etti. Denktaş
Genel Sekreterliği ve Güvenlik
Konseyi nezdinde protesto etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, dün akşam Girne'de
Dışişleri Bakanı Çetin onuruna
bir yemek verdi. Denktaş, ye-
mekte yaptığı konuşmada,
Rumların 1963 yılında yıkılan
cumhuriyetin ve hükümetin
"nufaf olmadıklanru ve dünya-
nın Rum tarafına bunu açıkça
söylemesi gerektiğini belirterek
şöyle konuştu:
"Rnmlar bu oyunu sürdünne-
ye çabşıyoriar, ancak bizün oyun
oynamaya vaktimiz yoktur. Lüt-
fen Türkiye Cumhuriyeti olarak
dosüannıza ve dünyaya anlatı-
nn Eğer insan baklan diyoriar-
sa, biz insan haklanmızı istiyo-
ruz. Eger yeni dönya düzeninde
hukukun üstunlugü olacak di-
yorlarsa, biz de Kıbns'ta bakkın
ve hukukun saglanmasıııı istiyo-
Bush yönetimi, Kıbns konusunda kalınan yerden devam edilmesini istiyor
ABD: Dörtlti zirve iyi fikirWASHINGTON (AA) - Amerikan yö-
netimi, "Ögffi taraflanfl çözüm tstefnMİe sa-
•ümi olnuüan halindc", Kıbns sorununa
iki-üç ay içinde çözüm bulunabilecegine
inanıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, "Kıbns so-
rnnnyla dofnıdan Ugili" üst düzey bir gö-
revlisi, Bush vönetiminin son gelişmeler ışı-
ğmda Kıbns a nasıl baktığını anlattı.
Washington'un, görüşme sürecinin 1991
sonbahannda kesintiye uğramasından ra-
hatsızlık duyduğunu belirten yetkili, yeni
yıl ile birlikte "Her şcyin bıraküan yerden
dcvaa etmesini istedikierini" bildırdi.
Adının saklı tutuJmasıru isteyen ABD Dı-
şişleri yetkilisi, şimdiye dek yapılan temas-
larda, "ÖBemii ilerlemeler'^ kaydedildiği-
ni belirterek, "BM, Güvenlik Konseyi,
ABD ve •Inslararası toplulugun bunnn yi-
Ü i i ya da beba edUmesini istemedi-
büdirdi.
Kıbns konusunda bir "takvim" amaç-
lamadıklannı, ancak Güvenlik Konseyi'nin
1 nisana dek yeni genel sekreterden rapor
beklediğıni hatırlatan yetkili, şöyle konuş-
tu:
"TakTİm yok. Ama 1991'de çok iyi is ya-
pddı. GüvenBk Konseyi, BM, ABD ve alaft-
lararas toptalok bu çauşmanın heba edil-
mtmtA gerektifiııe inanıyor. Bu calışma
ftadiye dek yapdanlardan çok daha ken-
dtee özgü, farkü, daha radftal, daha ay-
müta ve daha kapsamlı. Bn yitirilmemeli.
Bıraktıfıııuz yerden devam etmeliyiz."
ABD nin bu temaslarla, "Taraflaruı an-
laşma zeminlne girmelerini, karşı görüşle-
rin Itirtkinr InhifTfffnrr ] nlmlaîı»aıwıı Tr
bdgeyi tamamlayıp imralanMik üzere New
York'a geiecek kadar güven kazanmafaui-
•ı" hedeflediğini kaydeden yetkili, şunlan
söyledi:
"Eğer taraflar samimiyse zirve iki, üç ay
içinde olur. Çözüm isteklerinde samimi ol-
daklanna inanmak istiyoruz. 17 yıldır sü-
rea şey sonsnza dek böyle gjdemez. Taraf-
lana siyasi esitUğicıe dayalı, iki kesimli, iki
toptamhı federal çözüm, en alulcı ve man-
bkh çözümdür."
Yetkili, dörtlü zirveden çok, "Toplnm-
lararası görüşmekre" ağırlık verilmesi yo-
lundaki teze karşüık, "İki kavramuı birbi-
ri tte çeUvmedigini ", ancak BM ve ABD'-
nin "Denktaş-Vasilliu buluşmasını öngör-
medigini" vurguladı.
Yetküi, dörtlüzirve önerisinin Türkiye*-
den geldiğini ve "iyi bir fikir" olduğunu
vurgularken şimdi bu fikri izleyeceklerini
ve ocak ayındaki ilk temaslarda dörtlü zir-
ve için gerekli zeminin oluştunılacagını an-
latü.
ruz. Bizim Rum topraklannda
gözümüz yoktur, ama Rum yö-
netimini de kendi hükümetimiz
olarak hiçbir zaman kabul et-
meyiz. Türkiye'ye Kıbns konu-
sunda zorluk çıkartmak istemi-
yonız, ama bu sorunun çözü-
münde vazgeçilmez parametre-
ler vardır ve bu pararoetreler göz
önüne aunmadan yapılacak za-
mansu bir anlaşma, Türkiye'nin
başına daha büyük dertler aça-
caktır." Banş arayışının 28.
yılına girdiğini hatırlatan Rauf
Denktaş, "Bugüne kadar, ban-
şı, Rumlarla uzlaşmayı saglaya-
mamışsak, bunun sebepleri or-
tadadır. Rum tarafı, kendisine
'Kıbns'ın meşru bükümeti' un-
vanının armagan edilmesinden
sonra, bizimle yetki paylaşımı-
nı gereksiz görmüştür" dedi.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
tin de yemekte yaptığı konuşma-
da, bu ziyaretindeki temasları-
nın iki ülke arasında var olan
ilişkilere ve işbirliğine yeni bo-
yutlar getireceğini söyledi. Çe-
tin, dünyadaki son gelişmelerin
gönül nzasıyla kurulmayan or-
takhkların yaşayamayacağını
gösterdiğine dikkat cekerek
"Kıbns'ta çözüm de iki halkın
gönüllü nzalanyla ve iradeJeriy-
le olmalıdır. Dış baskılaria ve
keyfi takdüierle Kıbns'ta çözüm
sağlanamaz" şeklinde konuştu.
Çetin, şunlan söyledi:
"Hedefimiz ve amacunız, Ku-
zey Kıbns'taki Türk halkının
meşru haklaruu korumak, Kıb-
ns Türklerinin yaşamlanm hu-
zur içinde sürdürmelerini güven-
ce altına almaktır."
KKTC'deki temaslannı bugün
de sürdürecek olan Dışişleri Ba-
kanı Çetin, gece 23.20'de Anka-
ra'ya hareket edecek.
TtııeVıVı n m t P « t n Avustralya'ya yaptığı dört günluk zivaretini tamamlayan ABD Başkanı George Bush, dün sa-
r » U » l l i l p i X » l C S i « J b a h sjn ga p u r «a gitmek üzere Melbourne'dan aynldı. Gezisinin ilk uç buçuk gününü olaysız at-
latan Bush, onceki gün protesto gösterisiyle karşılaştı. Bush'un önceki gun öğle yemegini yediği ve bir konuşma yaptığı, "Dunya
Kongreleri Merkezi" önunde meydana gelen gosteride, yaklasık bin kişiden oluşan proleslocular, polisle çatıştı. Polis kordonu-
nu yarmayı başaran iki gösterici, Bush'un bulunduğu binaya girdi. Polis yetkilileri, gostericilerden dordünün tutuklandığını,
bazı polislerin küçük yaralar aldığını açıkladılar. Avustralya Başbakanı Paul Kesting tarafından uğurlanan Bush, ticari sonınla-
nn ağırlık taşıdığı Uzakdoğu gezisi kapsamında Singapur'dan sonra Güney Kore ve Japonya'ya geçecek. (Fotograf: AP)
Fransa'dan Çad'a askeri destek
MtNE G. SAULNIER
PARİS — Fransa, Kuzey Afrika ülkele-
rinden Çad'da hükumete karşı ayaklana-
neski Cumhurbaşkanı Hissen Abre kuvvet-
leriyle düzenli ordu arasında çıkan sert ça-
tışmalar karşısında, ülkeye asker gönder-
meye başladı. Çatışmalarda hükumet bir-
liklerine destek verecek olan Fransa, ken-
di topraklarının güneyindeki kara ve hava
ordusunu da kırmızı alarma geçirdi.
Eski bir Fransız sömürgesi olan Çad
Cumhuriyeti, 1986 yılından bu yana önce
Libya ile Çad, daha sonra ülkenin eski
cumhurbaşkanı ile yenisi arasındaki bir iç
savasa sahne oluyor. Fransa, ülkenin de-
mokratikleşme sürecine gecmesinde müca-
dele veren yeni Cumhurbaşkanı tdris De-
bi ve duzenli ordunun yanında yer almak-
ta. Eski Cumhurbaşkanı Hissen Abre'nin
kuvvetleri ile Çad ordusu arasındaki çar-
pışmaların yoğunluk kazanması, Fransa-
nın dünden başlayarak bölgeye önemli sa-
yıda asker sevkine yol açtı. Dün sabah 400
Fransız askeri Çad baskenti Camena'ya va-
nrken Fransa'nın Toulon Üssü'ndeki Jagu-
ar tipi dört bombardıman uçağı Çad'ın
Abese kentine havalandı.
Bu ilk asker sevkinin yanı sıra Toulouse
kenti yakınlanndaki Uç Fransız tugayı her
an harekete hazır bekliyor.
Fransız Dışişleri Bakanlığı, dün Quai
d'Orsay'de düzenlenen bir basuı toplantı-
sında, olayla ilgili şu açıklamada bulundu:
"Fransa, Çad'dald gelişmeler karştsında
derin bir endişe taşımaktadır. Sivil halkın
üstünde, denetknemeyen silahlı çete güç-
lerinin büyük lehlike oluşturduğuau düsü-
nüyoruz. Bu olaylar, Cumhurbaşkanı Id-
ris Debi'nin ülkede demokratikleşme süre-
dni basiattıgı ve Frasa'nın destekkdigi bir
gjdişe set çekmek amacını taşımaktadır."
LOCKERBIE~
Libya'ya
yaptırımdan
vazgeçilmedi
Dış Haberler Servisi — ABD,
Fransa ve ingiltere, Lockerbie ve
Nijer facialanna ilişkin olarak
Libya'ya yeni yaptınmlar uygu-
lamaktan vazgeçtiklerine ilişkin
haberleri yalanladı.
ABD'de yayımlanan Was-
*^ıington Post gazetesinin Fran-
sa, ABD ve îngiltere'nin BM
Güvenlik Konseyi aracıhğıyla
Libya'ya yeni yaptırımlann uy-
gulanmasını istemekten vazgeç-
tiklerine dair haberi, ABD Dı-
şişleri BakanlığYnca yalanlandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü-
su Richard Boucher, konuyla il-
gili bilgilerin yanlış olduğunu
açıkladı.
Boucher, ABD'nin aralannda
BM Güvenlik Konseyi üyelerinin
de bulunduğu birçok ülkenin
başkentinde, Libya'nın, Locker-
bie faciasmda ve Nijer'deki uçak
kazası olayındaki sorumluluğu-
nu kabul etmesi için yoğun dip-
lomatik çaba sarfettiğini ha-
tırlattı.
VVashington Post'un haberini
Paris ve Londra da yalanladı.
Fransa, yaptırımlann hâlâ gün-
celu'ğini koruduğunu belirtirken,
Jngiltere de üç ülkenin hiçbir
olasılığı göz ardı etmediklerini
vurguladı. VVashington Post
dün diplomatik kaynaklara da-
yanarak verdiği bir haberde, Ba-
tılı ülkelerin, hava ambargosu ve
ticari yaptırımları içerecek yeni
önlemlerini BM Güvenlik Kon-
seyi'nin bu tür girişimlere sıcak
bakmaması üzerine geri çektik-
lerini duyurmuştu. Haberde ay-
rıca, Güvenlik Konseyi'ne üye
üçüncu dünya ülkelerinin Fran-
sa, İngiltere ve ABD'nin yakla-
şımlarında terorizme karşı bir
kampanyadan çok Libya lideri
Muammer Kaddafi'nin belini
bukmeye yönelik bir yol gördük-
leri kaydedilmişti.
Öte yandan, ABD, Fransa ve
tngiltere, Mısır ve Arap Birliği-
ne, olayı BM Güvenlik Konseyi-
ne götüreceklerine ilişkin bilgi
verdi.
'Scudlar imha
edilmedi
9
• KUDÜS (AA) — tsrail
Hava Kuvvetleri haber alma
servisi başkanı, Körfez
Savaşı sırasında ABD'nin
Irak'a ait tek bir füze
rampasını bile imha ettiğine
ilişkin kanıt olmadığuu öne
sürdü. tsrail Hava
Kuvvetleri Dergisi'nin son
sayısmda yayımlanan bir
yazıda, adı yalnızca
Tuğgeneral Y. olarak
açıklanan istihbarat şefi,
ABD'nin böyle karmaşık
bir harekâtı yönetmekte
gösterdiği lojistik beceriyi
övmekle birlikte, füzeleri
yok etmek için gösterdiği
çabalarda basansız
olduğunu iddia etti.
Soğuk füzyon
can aldı
• MENLO PARK (AA) —
Soğuk füzyon denemesi,
ABD'de bir can aldı, üç
kişinin yaralanmasına
neden oldu. San Francisco
yakınlanndaki bir enstitüde,
soğuk füzyon yoluyla ucuz
nükleer enerji elde etme
deneyi yapıldığı sırada
patlama oldu. Enstitü
sözcüsü, bilim
adamlanndan birinin içinde
'ağır su' bulunan bir kaba
pladyum çubuğu
daldırdığında patlama
meydana geldiğinin
sanıldığını belirtti. Sözcü,
patlamadan sonra,
radyoaktif sızıntı meydana
gelmediğini kaydetti.
STASI arşivi
açıldı
• FRANFURT (AA) —
Eski Demokratik
Almanya'nın istihbarat
servisi STASPnin arşivleri,
fışlenenlere açıldı. Alman
vatandaşlan, STASI
tarafından fişlenip
fışlenmediklerini, kimin bu
servis hesabına çauştığuu
artık kendileri
öğrenebilecekler. Arşivlerin
açıldığı önceki gün sadece
Berlin şehrinde 3 bin
kişinin dosyalannı görmek
için başvuruda bulunduğu
bildirildi.
Türkiye'ye
teşekkür
• VVASHİNGTON (AA)
— ABD yönetimi, Irak
konusundaki katkılanndan
dolayı Türkiye hükümetine
ve Türk halkına teşekkür
etti. Dışişleri'nin dünkü
brifinginde, sözcü Richard
Boucher, "Kuzey Irak
halkının acılanmn
dindirilmesi için cömertçe
harekete geçen Türk
halkına ve Türk
hükümetine teşekkür
ediyoruz" dedi. Yeni yılda
Irak'taki durumu
değerlendiren sözcü, huzur
operasyonunun 6 ay daha
uzatılması konusunda
Türkiye hükümeti ile
gerekli anlaşmamn
sağlandığını ve işlemin
tamamlandığını duyurdu.
K.iibalılar
ABD
?
ye sıg^ndı
• MİAMİ (AA) —
Küba'dan gelerek ABD'ye
inen Rus yapımı
helikopterdeki kişilerin,
ABD'den siyasi sığınma
hakkı istedikleri bildirildi.
ABD Gümrükler Sözcüsü
Mike Sheenan, CNN
Televizyonu'na verdiği
demeçte, Rus yapımı bir
helikopterle Kübü'dan
kaçarak ABD'ye gelen 34
kişinin siyasi sığınma
talebinde bulunduğunu
ifade etti. Sheenan, bu
kişilerin uyruklan ile ilgili
bilgi vermedi. Söz konusu
helikopter, bu sabah
ABD'nin Miami kenti
yakınlanndaki bir
havaalanına inmişti.
100 mahkumdan 80'i uyuşturucu kullanıyor
DEHŞETVERICİ UYUŞTURUCU RAPORU
Cezaevlerinde her türlü uyuşturucu maddeyi bulmak hiç de zor değil...
Mahkeme tutanakları ve nastane tahlil raporları... Cezaevinde
uyuşturucu kullananların itirafları... İçeriye uyuşturucu sokma yolları...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden:
"Çankaya kararnameleri bekletemez"
• Duygu Asena Gaziantep'te • Siz de TV istasyonu kurabilirsiniz! Nasıl ve kaça?
• Ekonomiden sorumlu yazar: Işın Çeiebi • Türkiye II.Cumhuriyeti tarhsması sürüyor # Borsa'ya da parmak
athlar •Ahan Oymen: "Çankaya'nın arz ederim krizi komik" • Akrep Nalan'ın yası bitti! Bahtiyar mort, yaşasın
Tin Tin • Radyo'ya "Gecenin içinden" isyanı: Yap bir program, entelsiz olsun • Göz sağlığında koyun kadar
değerimiz yok! • Cennet ve cehennem arasındaki
Gökova •Cambaz, palyaço, sihirbaz... Sokak dolusu
eğlence • Almanya yeni bir süper güç olmaya mı
soyunuyor? 0 Cindy Crawford, Richard Gere'in
"Özel Kadını" olmayı nasıl becerdi? • Hol(ywood'da
megastarlann sıkınhlı anları ve batan filmler H A B E R C İ L İ K T E S O N M O K T A