29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1992* HABERLERÎN DEVAMI CUMHURİYET/17 Uludağ Grand Yazıcı Oteli'nin diskosunda çıkan olayda yaralanan koruma görevlisi, davaa olduğunu söyledi îSerdar Güreş savcıya îfade verecek Konurtan Köşk'e. BLRS\ (ComJıuriyet) - uncaj Başkanı Orge- rveral Doğaa Göreş'm oğlu ve y«ğennm adının kanştığı LJ ludağdaki yılbaşı gecesi oSüy.nda yaralanan Grand V-azıcı Oteü'nin koruma gö- r e vlısi Kemal Şahine Bursa /Vdlı Tıp kurumu'ndan beş giinlük rapor verildi. Bursa Cumhunyet Başsav- cısı Nural Lçurtım, soruştur- rrıayı yürüten Savcı Kemal Ö>zgül ve Jandarma Alay Ko- miitanı Mbay Vlüfît Ozkan, dtin Bursa <\slıye Ceza Mah- kernesi'nde soruşturma dos- yası uzerinde bır inceleme toplantısı yaptılar. Başsavcı Nural Uçurum. inceleme son- rası şu açıklamavı v aptı "Olayda adı geçen Serdar Güreş'in ifadeleri sa>cılık dos- yasında yok. Bazı tstanbul ga-zetelerinde çıkan ifadesine dair yazılar jandarmanın aldığı Dolar (Baftarafi 1. Sayfada) dan geri adım atarak oranı yine yüzde 10"da tuttu. Stopajın art- tınlmaması dövü tevdiat hesap- larını yeniden cazip bir yatınm aracı haline getirdi ve paranın hızL bir biçimde dövize kayma- sına neden oldu. Dövize yöneliş, en fazla Artıe- rıkan Dolan'na yaradı. Serbest piyasada 5110 liradan 5190 lira- ya yükselen dolar gunün sonun- da değer kazanan tek para oldu. Bu yükşeliş, Rusya'da flyatların serbest bırakılmasıyla oluşan belirsizlikten ve Almanya'ın Rusya'dan alacaklarına karşılık bulamayacağı riskinden kaynak- landı. Yine Alman Markı kar- şısında 1.51'lik bir pariteyle ka- patan dolar, dün 1.54 mark se- viyesine yukseldi. Serbest piyasada dün sabah saatlerinde değer kazanan öte- ki para birimleri ise ögle saatle- rinde gerilediler. Dün serbest pi- yasanın kapanışında Sterlin 9.580, Alman Markı 3.375, İs- viçre Frangı 3.760, Fransız Fran- gı ise 985 liradan katıldı. Döviz piyasasındaki bu can- hlık ÎMKB'yi de etkiledi. Yeni yüa umutla giren borsada yılın ilk iki gününde hisse senedi fi- yatlan geriledi. Yılı 4370'den ka- payan İMKB Endeksi, dün 4322 puana geriledi. Endeksin bir gün önceye göre düşüşü de 3 pu- an oldu. Singapur'da (Baparafi 1. Sayfada) Süıgapur'da suç işleme oranı son derece düşilk, kamu malla- nna hemen hemen hiç zarar ve- rilmiyor. Duvarlara yazı yazma olaylanna da çok ender rastla- nıyor. 1987'de hizmete giren Sınga- pur metrosunda radyo ve ens- trüman çalmak, bir şeyler ye- mek ve içmek, metro trenlerin- de hayvanlarla seyahat etmek, büyük valizler taşımak ve kol- tuklara ayakla basmak yasak. Singapur'da cadde ve sokak- larda avare adımJarla dolaşarak trafik kurallaruıı çiğnemek, yer- lere tükünnek, kamuya açık tu- valetlerde sifonu çekmemek de ağır para cezası gorüyor. Singa- pur'da kamuya açık yerlerin tu- valeılerinde sifonu çekmeyenle- re, ilk kez bunun yapılması ha- linde 617 dolar para cezası ke- siliyor. Meclis'te (Bafarufi 1. Sayfada) de faturasının kesildiği yolunda iddıalar bulunduğunu belirtti. Starl'in nasıl faturalandınldı- ğı ve nasıl vergilendirildiğini so- ran Neidim, önergesinde şu so- rulara yer verdi: 'MaliyeBakanhgı bu konuda bir araştınna yapnuş mıdır? Yapüysa sonuç nedir? Nagk Box Starl'e hangi özel ve kamu knrum ve kuruluşlan ne niktarda reklam vermiştir? ReUam alan kuruluş aktıgı rek- lanlar için ne kadar vergi öde- •ü^ir?" Bu arada Ahmet Özal'la Starl telenzyonu ortaklanndan Cem Uzin arasındaki kavga sürüyor. Cem Uzan, Magic Box'a fılm, diz gibi hizmetler satan şirket- leregönderdiği yaada, faturala- n n nından böyle Türkiye'de bu- lıuun ve Ahmet özal'ın yüzde 1 hsseyle ortak olduğu MBI'ya keslmesini istedi. Bma göre Ahmet özal'ın ikiıd büyük hissedan olduğu ve dala önce faturalann kesildiği yurdışı şirketi devre dışı kaldı. Bölece, hizmetleri satın alan MII, bunlan Starl ya da Tele- on"i pazarlayan şirket görünü- miialdı. Ahmet özal da yüzde * l"li hissesiyle bu şirkette söz sa- h i t değil. Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Nural Uçurum, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in oğlu Serdar Güreş ile yeğeni Gökhan Güreş'in en kısa zamanda ifadelerinin alınacağını söyledi. Yılbaşı gecesi diskoda çıkan olayda tabancayla yaralanan koruma görevlisi Kemal Şahin ise Serdar ve Gökhan Güreş ile korumalarının kendisini dövdüğünü söyledi. Otel koruma görevlilerinden Gökhan Kırhan, jandarma tarafından yere yatırılanlar arasında ANAP milletvekili Cem Kozlu ile bazı sanatçıların bulunduğunu belirtti. ifadeler olabilir. Gerekirse bu- nu da soruşturacağız. Şu anda olayın sanığı ve sanıkları henüz belli değil. tfadeler alınıyor. Serdar ve Gökhan Güreş'in de ifadelerini almaya çalışıyonız. Bunlar İstanbul'da olduğu için en kısa yolla ifadeleri alınacak. tfadeleri gerekirse İstanbul'da alınacak. Bu aşamada başka bir şey açıklamak bizce müm- kün değil". Bu arada. olayda yaralanan otelin koruma görevlisi Ke- mal Şahin. Adli Tıp Kurumu'- na başvurarak beş günlük rapor aldı. Kurum Başkanı Doç. Dr. Atınç Çoltu imzalı rapor aynen şöyle: "Ramazan oğlu 1965 do- ğumlu Kemal ŞahiıTin, yapılan muayenesinde ve ekteki geçici raporunun tetkikinde, her iki göz kapağında ekimoz. bunın uzerinde ekimoz, sağ şakakta ekimoz, sağ el 5. parmakta ağ- rı, sağ diz altında sıyrık ve ağrı şikâyeti tespit edildi. El grafisi ve kranyal grafilerinin normal olarak değerlendirildiği, bu lezyonların şahsın hayatını teh- likeye maruz kılmadan 5 gün süreyle mutat iştigaline engel teşkil ettiğini bildirir rapor sav- cılığınızın 3.1.1992 gün ve bila sayılı yazınız". Grand Yazıcı Oteli koruma görevlileri. adliye çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundular. Kemal Şahin şun- ları söyledi: "Garson yanıma gelip servisı engelleyenler olduğunu söyle- di. Gidip nazik bir dille uyarıda bulundum. Sonradan Doğan Güreş'in yeğeni olduğunu öğ- rendiğim kişi yani Gökhan Güreş bana "Ben kimin yeğeni- yim biliyor musun? Sana gösteririm' dedi. Üzerime çul- landı. I>aha sonra onlann ko- rumalan üzerime çullandılar. Beni dövmeye başladılar. Altı kişi>diler. Altısının da elinde silah vardı. Gökhan bu arada sıktığı silahla beni yara- ladı. Hepsinden davacıyım." Otelin koruma görevlilerin- den Gökhan Kırhan da şöyle konuştu: "Serdar Güreş ve arkadaşla- rının ellerinde silah vardı. Olaydan sonra 30 jandarma, 1500 kişilik diskoya gelerek buradakileri yere yatırdılar. En aşağı 500 kişi vardı. 5 yıl- dızlı bir oteli jandarmanın basması olacak şey değil. Müş- teriler perişan oldular. Asker elbisesi giymiş PKK'cılar oteli bastı sandık". Başbakan'a 'işkencebitsin' telgrafı tstanbul Haber Servisi — Antiterör Yasası'mn getirdiği uygulamalar, gözaltı ve işkence ile kayıp olaylannı protesto etmek amacıyla bir grup - tutuklu ve hükümlü ailesi, dün Başbakan Süleyman Demirel'e telgraf çektiler. Sirkeci Postanesi'nin önünde toplanan 100 kadar memur, işçi avukat ve tutuklu ailelerinden oluşan grubun burada yaptıkları açıkiamada, son günlerde demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramlann sık sık duyulduğu, ancak uygulamada bunların tersine hareket edildiği vurgulanarak "Yaşadıgımız gerçekler bu söylemlerin ciddi olmadığını gösleriyor. Binkrce insan cezaevlerinde yatıyor. Gözaltına alınanlar ortadan kayboluyor ve her gün bir yenisi ekieniyor. Antiterör Yasası'mn yüriiıiüğe ginnesinden sonra sorgusuz sualsiz gözaltına alınan, işkence göriip öldürüien insaniann sayısı hızla artıyor. Buolara karşı yapılan »cıklamalar, çoğu kez gayri ciddi oluyor. Suçlular yargılansın, kayıplar buiunsun ve bunlann kaynagı Anti- terör Yasası kaldınlsın" denildi. Özgur-Der'li aiklerdea oJuşan 100 kişilik grup, daha sonra Sirkeci Postanesi'nden Başbakan Süleyman Demirel'e "işkence, infazlar, gözaltında kayıplar son bulsun. 12 temmuzda katledilen insaniann suçu neydi? Kamtlansm" yazılı telgrafı ayrı ayrı çektiler. Olay yerine gelen polisin herhangi bir müdahalede bulunmadığı gözlendi. (NfUHARREM AYDIN) Üniversitede hesaplaşma YAZDIĞI VURTTAŞLIK BÎLGİLERİ Yayma hazırlayan Nuran Tezcan 8.000 lira(KDVİçinde) ağdaş Yaymlan Türkocağı Cd. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Odemcli göaderümez. (Baştarafi 1. Sayfada) akademisyen ünivcrsiteden uzaklaştırıldı. Aym şekilde üni- versitelerin idari işlemleri ve is- tifalar sonucunda, 154'ü profe- sör, 242'si doçent, 786'sı da öğ- retim üye yardıması olmak üze- re 1182 akademisyen daha üni- versiteden koptu. Böylece üni- versiteden uzaklaşan akademisyen sayısı ilk aşamada 1255 olarak gerçekleşti. Bu ra- kam, sonraki yıllarda daha da arttı. 12 Eylül döneminin sona er- mesinden sonra YÖK ve üniver- siteler, bu öğretim üyelerinin ge- ri dönüşüne yeşil ışık yakmadı- lar. Üniversiteden aynlanlarm dönüşü, Damştay'ın 1989 yıhn- da aldığı içtihadı birleştirme sa- yesinde oldu. Ancak aynlanla- nn sadece yüzde 30 kadarı tek- rar üniversiteye dönmeyi yeğle- di. Böylece üniversiteler içinde YÖK düzenir.e karşı aktif mu- halefet yapan bir ekip oluştu. Son olarak da Doğramacı'nın yeniden YÖK Başkanhğı'na atanmasımn ardından başlayan muhalefetle birlikte 1402'likler ve diğer üniversiteden kopan akademisyenler ön plana çıktı. Ankara'daki Öğretim Üyele- ri Derneği'nin başkanlığını yü- rüten Prof. Yakup Kepenek ve derneğin Genel Sekreteri Prof. Tahir Hatiboglu, eski 1402'likler olarak Doğramacı ve YÖK'e karşı bir dizi hazırlığa giriştiler. Ankara'da aktif ola- rak Doğramacı'ya karşı tavır geliştirilmesini örgütleyen öğre- tim üyeleri arasında, Prof. Dr. Korknt Boratav, Doç. Baskın Oran, Doç. Nurkut tnan, Prof. Alpaslan Işıklı gibi isimler yer alıyor. Protestocu öğretim üyelerin- den Prof. Hatiboglu, "Eylül Üniversitesi" adlı kitabını önü- müzdeki günlerde Ankara Gü- venpark'ta yakacağım açıkladı. Hatiboglu, Cumhuriyet muha- birine şunları söyledi: "12 Eylül döneminde YÖK sistemi oluşturulurken karşı çı- kariar diye bizi üniversiteden uzaklaştırdılar. Doğramacı da gidisiınizi memnuniyetle seyret- ti. Ana sonuçta Doğramacı haklı çıktı. Biz şimdi elbette Dogramacı'ya ve YÖK'e karşı çıkacagız. Karşı çıkıyonız da. Bunun için elimizden geleni ya- pacagız. Ben bildiğiniz gibi 12 Eylül'de üniversitelerde yasa- nanlan kiUplaştırdım. Ama Doğramacı'nın tekrar YÖK'ün başına atanması gösterdi ki yaz- dıklanmız bir işe yaramamış. Bunun için kitabımı yakma yo- luoa gidecegim." öğretim Uyeleri Derneği Baş- kanı Prof. Kepenek de Doğra- macı ve YÖK'e karşı "imza kampanyası" yürütüyor. İmza kampanyasımn tamamlanma- sından sonra Başbakan Süley- man Demirel'e gönderilecek mektupta, hükümetin progra- nunda yer alan üniversitelerle U- gili vaatlerini uygulaması ist -"ne- cek, "Dogramacı'nın yeniden atanmasımn huzursuzluk yararügı" beürtilerek indirüme- si için formül bulunması istene- cek. Prof. Kepenek, "1402'liklerin dönüşünü" ise şöyle yorumluyor: "YÖK düzeni ve atümalar yüzünden 2 bin 500'ü aşkın öğ- retim görevlisi üniversiteden uzaklaştırıldı ya da uzaklaştı. Şimdi sesini yükseltenler, dogal olarak bu kesim olacaktır. Bu- rada sadece 1402'likler olarak düşünulmemesi gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Çünkü asıl kıyım, üniversitelerin idari işlemleri sonucu yaşandı. Şim- di bötün arkadaşlar bir döne- min sorumlulannı, magdurian- na hesap vernteye çağınyoruz." Aybaylar emeklilik düşiİDÜyor 12 Eylül döneminde 1402'lik olan tstanbul Üniversitesi SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Aybay ile kardeşi Ankara Üni- versitesi Hukuk Fakültesi Öğre- tim Üyesi Prof. Rona Aybay da Doğramacı'nın yeniden atan- masıyla, yıllar sonra döndükle- ri üniversiteden bu sefer kendi istekleriyle kopmayı düşünüyor- lar. tstanbul öğretim Üyeleri Derneği üyesi olan Prof. Rona Aybay, tek başına eylem yolu- na gitmeyeceğini, derneğin ka- rarına uyacağım söylüyor, son- ra da ekliyor: "AIKISI otanayan bir malın satıcısı durumunda hissediyo- rum kendimi. Bilimsel faaliyet- se artık üniversite dışmda daha rattat yapılabiliyor. Böyle bir üniversite ortamı düzeitilmedik- ce, kalmanın çok anlamı yok gi- bi geliyor bana." Mektuplu kampanya Öte yandan bazı öğretim üye- ieri de direkt olarak Başbakan Demirel'e mektup yazarak bir an önce YÖK'ün kaldırılmasını, Doğramacı'nın da görevden ahnmasınj isteyecekler. Uygula- manın öncülerinden ODTÜ Öğ- retim Üyesi Prof. Ali Gitmez, sadece kendisinin imzasını tası- yacak mektubu Demirel'e gön- dereceğini söyledi. Prof. Git- mez, bazı öğretim üyesi arka- daşlanmn da benzer yolu izle- yeceğini ifade etti. THlPye zorunlu iniş (Baftaraft 1. Sayfada) durdurması eğiliminde olduğu belirtiliyor. Bu bağlamda, geçen yıl Körfez Savaşı ve grev nede- niyle yaklaşık 500 milyar lira za- rar eden THVnin "küçülmesi" gerektiği ifade ediliyor. Kamu Ortakhğı Idaresi Baş- kanhğı, "en az 500 milyar lira" sübvansiyon isteyen THY'ye, ya- tırımlannı dondurmasını öner- di. THY Genel Müdürlüğü'ne bir yazı gönderen KOİ, 600 mil- yon dolarlık (yaklaşık 3 trilyon) Airbus A-340 tipi uçak alım projesinin ve fılodaki Airbus uçaklanndan bazılannın satıla- bilmesinin gözden geçirümesini tavsiye etti. THY, kıtalararası uçuşlar için Airbus firmasına sipariş ettiği 5 adet A-340 tipi dört motorlu uçakiann ilkini gelecek yıl fılo- suna katacak. Bu uçaklardan, alımı kesinleşen sayının dışında 5 tane de daha sonraki yıllarda alınacak. Filosunda 10'u kendi malı, 4'U de "leasing" yoluyla alınan toplam 14 Airbus uçağı için THY yılda 1 trilyon 200 milyar lira taksit ödeyecek. THY yetkilileri, A-340 proje- sinin dondurulmasının, girilen taahhütler nedeniyle önemli sı- kıntı yaratacağını söylediler. Filodaki bazı Airbus uçakla- rının satılmasının, THY bünye- sinde işçi çıkarmalara kadar gi- debileceğini kaydeden bir üst düzey yönetici, "Havayolu işlet- mecüiği, başka işlere benzemez. Anlık kararlaria, kısa vadeli ön- Jemterle yapdamaz. Kaldı ki tek pazar' haline gelen ve kuralsız taşımacılıgın başladıgı Avrupa- da rekabet edebilmemiz, ancak büyümemizle sağlanabilir. Filo- daki uçak saytsını 2 ya da 3'e katlamamız gerekir. Devleti yö- netenlerin bunlan düşünecegini sanıyorum" diye konuştu. Aynı yönetici, 8 bin 400 kişi- nin çalıştığı THY'de uçak başı- na yaklaşık 250 kişi düştüğünü belirterek her uçak satımında, bu kadar çalışanın işten çıkanl- ması gerekeceğini bildirdi. Bu- nun yanında, bugünkü piyasa- da "ha deyince" uçak satmanın mümkün olmadığı belirtiliyor. Avrupa'da, çok sayıda yabancı havayolu şirketine ait 900 civa- nnda satılık uçak bulunduğu, ancak alıcı çıkmadığı kaydedi- liyor. Geçen yıl Körfez Savaşı ve ar- dından gelen grev nedeniyle THY'nin 500 milyar lira zarar ettiği belirtildi. 1992 cirosunu 5 trilyon lira olarak tahmin eden THY, geçen yılki zararına kar- şın devletten en az 500 milyar destek istiyor. Bu yıl, şubat, ma- yıs ve haziran aylarında 3 adet Boeing-737/400 uçağı daha ala- cak olan THY'de halen 34 uçak uçuyor. Bu uçaklar şöyle: Airbus 14 Boeing-727 9 DC9 9 Boeing-737/400 2 Toplam: 34 uçak DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSEVURUN İlhan Selçuk 2i: bası 15.000 lira (İCDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağt Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. AJMDEĞÎL Y4ŞAM Oktay Akbal 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağt Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. (Baştarafi 1. Sayfada) riyet'in sorularını yanıtlarken, Özal'ın eski alışkanlıklarını bir yana bırakması gerektiği- ni belirtti: "İçra sorumluluğu taşımadığına göre, Sa- yın Özal'ın sorumlu hükümetin önünü tıkaya- cak nitelikteki işlemlerinden kısa zamanda vazgeçeceğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanı'- nın hükümete muhalefet yapma işlevi yoktur. Bu konuda hükümetin karşısında muhalefet partileh vardır." Başbakan Demirel de bu konuda son de- rece dikkatli bir dille konuşmaya özen gös- teriyor. Tansiyonu yükseltmek ve "devletin tepesinde kavga"ya yol açmak istemediği- ni sürekli belli edıyor. Dünkü telefon söyle- şimizde bu noktayı özellikle vurguladı: "Benim işim, pürüz çıkartmak, kriz çıkart- mak değildir." Ama bugün Çankaya'da Köşk'le Konut arasındaki gerginiik de devam ediyor. Bu nasıl aşılacak? Sayın Demirel'den bu konuda edindiğımiz izlenimler şöyle özetlenebilir: — Devlet protokolüyle ilgili olarak herhan- gi bir yanlışı olmayacağını söylüyor. "Oben- den bir konuda bilgi istediğinde ya da benim kendisinden bazı ricalarım olduğu zaman Çankaya 'ya çıkarım. Bir bakanla görüşmek istiyorsa, söyler, gönderirim" diyor. — Ama şunu eklemeyi de unutmuyor: "Ben Çankaya'nın memuru değilim, olmam." — Dediği şu: "Meydanlara çıkıp şunu şu- nu yapacağız diye söz vermişiz. Millet de bi- ze peki deyip yetki vermiş. Şimdi bunun ge- reğini yerine getirmeniz engellenirse olmaz. Sorumluluk bizde, yetki de bizde." — 12 Eytül'ün ürünü 1982 Anayasası'nın cumhurbaşkanlığı açısından parlamenter sistemin özüne aykırı bazı hükümler içerdi- ğini kabul etmiyor değil Demirel de. Ama bu- nun, bir iktidarı çıkmaza sokabilecek boyut- larda olmadığı kanısında. Çankaya'nın ka- rarnamelerle, hükümetin kararlanyia ilgili gö- rüşleri olabileceğini, bunların hiç kuşkusuz dinleneceğini, ama sonunda yürüimeden so- rumlu ve yetkili olan hükümetin belirleyicili- ğini Çankaya'nın kabul etmesinden başka bir yol bulunmadığını söylüyor. — Sayın Özal, bunu kabullenmez ve eski alışkanlıklarında inat ederse ne olacak? De- mirel'in bu sorumuza yanıtı şu oldu: "O za- man, Cumhurbaşkanlığı'nı karamameler ko~ nuşunda terhis etmek lazım, yaniby-pass..." İş bu noktaya gelebilir mi? Bu daha çok Cumhurbaşkanı'na bağlı. Özal, Demirel'in telefon sohbetimizdeki de- yişiyle "bazı alışkanlık ve de alınganlık1an"n- dan kendini sıyırabilirse, işler böylesine bo- yutlar kazanmayacak. Ama Çankaya'da herhangi bir değişim ol- mazsa, anayasa değişikliği için parlamento- da gerekli 300 sayısına dönük girişimler de dahil olmak üzere, Cumhurbaşkanı'nı yerli yerine oturtmayı amaçlayan girişimler yo- ğunluk kazanacak... Kariar düşer, 6 Özal'uı memuru olmaırf (Baştarafi 1. Sayfada) sonucu köylerinde topra- ğa verildi. Olayda yaralanarak Yüksekova Devlet Hastanesi'n- de tedavi altında bulunan 7 va- tandaşın sağhk durumlannın ise iyi olduğu bildirildi. Karabey köyündeki kurtarma çahşmala- rına devam ediliyor. Hakkâri kent merkezi Daggöl Mahallesinde Necdet Yıldız'ın evine düsen çığ maddi zarara yol açtı ancak can kaybı olmadı. Giresun'un Dereli ilçesine bağlı Yeşiltepe köyünden Ali Ay- dın, hayvanlanna yem almak için çıktığı yolda donarak öldü. Yağhdere ilçesinde de çığ düşme- si sonucu Mebmet Ceylan (22) yaşammı yitirdi. 30 koyun telef oldu. Ankara'nın Ulus semtin- de Ticaret Lisesi'nin bahçesinde dün sabah bir kişinin donmuş cesedi bulundu. Kimsesiz oldu- ğu sanılan yaslı kişinin Uzerin- den kimlik çıkmadı. Ordu'nun Akkuş ilçesine bağ- h Ketenderesi köyune gitmek is- teyen Mevlüdc (17), Zekiye (14) ve Serdar Kıyaklı (10) adındaki kardeşler, yoğun kar yağışı ne- deniyle evlerine ulaşamadılar. , Aralıksız 4 gündür süren kar yağışı ve tipi yüzünden Van, Batman, Hakkâri, Elazığ, Bitlis, Siirt, Şırnak, Malatya ve Bin- göl'ün birçok merkezle olan ka- rayolu ulaşımı kesildi. Hakkâri bölgesinde sadece Van- Yüksekova Karayolu açık. Kar yağışının durmadıgı böl- gede, ilk ve orta dereceli okul- lann tamamında dersler pazar- tesi gününe kadar tatil edildi. Enerji nakil hatlarında soğuk, kar ve tipi yüzünden meydana gelen anzajarın giderilememesi nedeniyle bölgedeki birçok yer- leşim birimine elektrik verilemi- yor. Hakkâri'deki resmi kuru- luşlarda, elektrik kesintisi yü- zünden kaloriferler yakılamıyor. Enerji nakil hatlarında giderile- meyen arıza nedeniyle Elazığ'ın köylerine elektrik verilemedi. Soğuk kar ve tipi yüzünden Kahramanmaraş'taki ulaşımın büyük ölçüde aksadığı bildiril- di. Vali Erdogan tzgi, yağışlann devam etmesi yüzünden merkez ve köylerdeki ilk ve orta derece- li okullann pazartesi gününe ka- dar tatil edildiğini söyledi. Yakacak fiyatları artıyor Aşın soğuk yüzünden Bat- man ve yöresinde yakacak fiyat- larında ciddi artışlar oldu. Kö- mür ve odunun tonu 400-450 bin liradan son bir hafta içinde 500-600 bin liraya kadar yükse- lince halk, daha ucuz olan teze- ğe hücum etti. Tezeğin ton fiya- tında 250 bin liradan 300 bin li- raya kadar yükselme oldu. Şır- nak ve Silopi kömürünün, hava kirliliğa yaptığı gerekçesiyle ya- sak edilmesi de tezeğe talebi da- ha da arttırdı. Batman Beledi- yesi'nin, yakacak fîyatlarındaki artışı önlemek amacıyla Kozluk ve Sason'dan odun sevkine baş- ladığı gözlendi. Hürriyet'e saldırı ihbarı tSTANBUL (AA) — Hürriyet gazetesine dün sabah telefonla saldınihbarındabulunuldu. Po- lis, ihbar üzerinegazete binası ve çevresinde geniş güvenlik önlem- leri aldı. Gazeteyi telefonla arayan kim- liği henüz belirlenemeyen kişi, Hurriyet'in Cağaloğlu'ndaki bi- nasına "Saldında bulunacağız" şeklindeihbarda bulundu. İhbar üzerine, güvenlik kuvvetleri gaze- te çevresinde geniş önlem aldılar. Personel dışındaki kişilerin, ga- zeteyegiriş ve çıkışları da kontrol altında tutuluyor. Polis yetkilileri, saldınyı yapa- cak kişilerin önceden ihbarda bu- lunmayacağını vurgulayarak ih- barın ciddi olduğunu sanmadık- lanm ve amacın "tedirginlik" ya- ratmak olduğunu ifade ettiler. (Baştarafi 1. Sayfada) yoktur ya da düşüncesini söyle- yecektir. Bunu kimse büyüt- mesin" dedi. Demirel, Cumhur- başkam'nın geçerli gerekçeler ortaya koymasının da zorunlu olduğunu ifade etti ve "Hükü- met Çankaya'nın önüne savunu- labiUr kararnameter veya karar- lar koyabiliyorsa, bunlara itiraz vaki olduğu takdirde bu itinuı cevaplar ve sorun aşılır. Çanka- ya buna rağmen zoriuk çıkan- yorsa, o zaman devlet ükanır" dedi. Memur maaş katsayısma iliş- kin kararnamenin Cumhurbaş- kanhğı'na dün gönderildiğini söyleyen Demirel, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Sorunlar tarttsılanık aşıhr ve biz koca koca insanlanz. Sayın Özal Cumhurbaşkanı'dır, ben de hükümet başkamyım. 'Mese- leleri konuşmaz, sarpasardınr' gibi bir tavn ne o, ne de ben ta- lunabilirijn. Tabii, Çankaya'nın siyasi iktidann başı gibi hareket etmesi de düşünalemez. Siyasi iktidann bası olarak da ben, 'Kendimden başka kimse yok' gibi bir düşüncenin içinde ol- mam. Bu, önümüzdeki günler- de aşılacak. Önemli olan haklı- lıkbr. Kim haklıysa, onun dedi- ği olur. Kimseun, ne Çankaya- nn ne de hükümetin kuvret gösterisine ihtlyacı yoktur." Demirel, haftahk olağan gö- rüşmelerin başlaülması konu- sunda, "Olagan veya olaganüs- tü görüşme diye bir şey yok. Hü- kümet başkanı ne zaman ister- se cumhurbaşkanı ile konuşur" dedi. Sorunun "amir-memur ilişkisine" indirgenmemesini is- teyen Demirel, Cumhurbaşka- nı'nın anayasaya göre şeklen ic- ranın başı olduğunu söyledi. De- mirel, sorunun bir anayasa de- ğişikliği ile çözümlenebileceğini ve Cumhurbaşkanüğı'mn taraf- sız bir organ olduğunu kaydet- ti. Demirel, "tmza yetkisinden de sorumlu degildir. Ama tabii kamuoyu önünde bir sorumlu- luğu doğabüiyor" dedi. Kimsenin, anayasada mevcut olmayan bir yetkiyi kullaııama- yacağını vurgulayan Demirel, "Buna ragmen surtüşmeter, an- layış farkulıklan oluyorsa, dö- nülür, yasalarda gerekli düzen- lemeler yapıhr" görüşünü sa- vundu. "Kamuoyu aracüıgıyla konuşmanuza gerek yok. Cum- hurbaşkanı isterse konuşmaz nuyun?" diyen Demirel, Cum- hurbaşkanı'nın programında 8 ocakta kendisiyle görüşme bu- lunduğunun anımsatılması üze- rine, "Ben programa göre hare- ket etmiyorum. Talep, arzu, is- tek varsa, hay hay. Ama bir progran yazıp ilgililere teblig et- mek yaauş" dedi. "Devletimin işlerinhı ynrümesini eageMemenı ve engeUetmem" biçiminde ko- nuşan Demirel, şunlan söyledi: "thtiyaç dnydngiı zaman, ha- ber veririer, gider görüşünim. ttirazım şuna oldu. Bir kagıt ya- zıp 'Başbakan ile şu saatte, Ge- nelkurmay Başkanı ile şu saat- te görüşecektir' diye, devtetin bir memuru tarafından innı^mp gönderilmesi sık oünadı. Zaten oiagan gornsmeter, baska rejim- den kalan adetkrdir. Ben şuna raa oknam. Çanka- ya 'Sen gel, bana bir izahat ver', öbürüne de 'Sen gel, bana bir izahat ver' derse, ben buna nzt olmam. Geçmişte de olmadıoı. Kimin bilgi verecegini biz tayin ederiz. Kimseden esirgemedigJ- miz bilgiyi devlet başkanından mı esirgeyecegiz? Yabuz iş karar mekanizmasına geMifi zanıan, sorumluluk kiminse o karar ve- recek." Başbakan Yardıması ttthna ise Cumhuriyet'in sorula- rını yamtlarken Cumhurbaşka- m'm eleştirdi. tnönü, özal'ın "gecmişteki fiili başkaniık alış- kanlıgını devam ettirdigini" be- lirterek özal'ın bu tür alışkan- lıklarını sürdUrmesine anayasa- nın olanak tammadığım dile ge- tirdi. lnönü, dün SHP'li il başkan- lanna hitaben yaptığı konuşma- da da karamame krizine değine- rek bu gelişmelerin, muhalefet- te iken söyledikleri, "devlet yö- netiminin ANAP döneminde taaribat gördöğü" görüşünü doğruladığını kaydetti. "Keyfl yönetim ve 'Biz her şeyi yapanz. Anayasa ve yasalar önemii de- ğil" anlayışının değişmesi gerek- tiğini söyleyen lnönü, koalisyon hükümetinin devlet yönetimine de yeni bir anlayış getirdiğini, "Ciimhurbaşkanı'nın da anaya- sa ve yasalardaki yetkisinin dı- şına yıkmgnıası gerektigini" sa- vundu. "Sonunda anayasayı degişti- recegiz. Ama degişdriletıe kadar da anayasamn uygulanması la- zım" diyen tnönü, "Yetkili olan hükümet. Cumhurbaşkanı ka- rarlan imzahyor. Cumkarbaşka- nı'nm iıtiTBİnmag, karariara ka- tılması M h — y gelmiyor. Çün- kü sontmluiugu yok. Dolayısıy- la kararlan tartışması gerekmi- yor" diye konuştu. lnönü, "Cumhurbaşkanı 'Ben devletin başıyım. Ne istersem yaparım' diyemez. Böyle bir şey yok. Cumharbaşkanı devletin başı- dır. Ama ne yapabilecegi anaya- sada yszındır. Anayasada otana- yan yetkileri elbet bırakacak, eninde sonunda o kararnameleri imzalayacak" dedi. Çiller: Paket en erken (Baştarafi 1. Sayfada) saıayileşme ve yatınmlar konu- sundaki öngörüleri de içerecek ve hemen önümüzdeki dönemi etkileyecek teşvik politikalan da bu orta ve uzun vadeli hedefler- le uyumlu olarak belirlenecek. KİT reformunun, paketin en önemli unsurlanndan biri olaca- ğıru vurgulayan Devlet Bakanı Çiller, bu konuda hızlı davran- mak zorunda olduklarım, ilk etapta gerçekleşmesi düşünülen satışlardan sağlanacak kaynak- lann diğer KtT'lerin rehabilitas- yonu çalışmalannda kullanılabi- leceğini belirtti. Yarın Türkiye'ye gelmesi beklenen Dünya Bankası yetki- lileriyle yapılacak görilşmelerde de öncelikle KİT reformu konu- sunun ele aünacağı anlaşılıyor. Dünya Bankası'mn KİT refor- mu konusunda yapılan çalışma- lan olumlu değerlendirerek bu reform programına destek sağ- layabileceği umudunda olduğu izlenimini veriyor, Tansu Çiller. DOSTUM MOZART Nadir Nadi 8. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. Ekonomik önlemler paketi- nin gecikmesiyle SHP kurulta- yı arasında bir bağ kurulması konusunda ne düşündüğünü sorduğumda, bu söylentiyi ba- sından okuduğunu söyleyen Tanju Çiller kendilerine bu ko- nuda en ufak bir telkin bile gel- mediğini ifade etti. Çiller, çalışmaların uzaması- nın, çeşitli kesimlerin görüşleri- nin amiması ve bürokrasinin eş- güdüm içinde çaüşması gereğin- den kaynaklandığım anlattı. ÇeşitU bakanhklan ilgilendi- ren böylesine kapsamh bir eko- nomik önlemler paketinin son biçimini aknadan önce ilgili ba- kanlıklarca da incelenmesi ge- rektiğini kaydeden Çiller, bu sü- recin de bir miktar vakit alaca- ğını, bu nedenle kesin bir tarih vermek istemediğini söyledi. Ekonomik önlemler paketini hazırlama çalışmalanna bu haf- ta başından itibaren SHP'yi temsilen MerRez Bankası danış- manlanndan Aykut Ekzen'in ve öğretim üyesi Dr. Ojuz Oyan'- ın da katıldığı öğrenildi. Bayındırlık Bakanı Onnr Kumbaracıbaşı'nın önerisi üze- rine çalışmalara katılan Ekzen ve Oyan'ın, koalisyon ortaği SHP'nin gelişmelerden anında haberdar olmasıru ve çalışmala- ra katkıda bulunmasuu sağlaya- cağı belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle