29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet f Sahibi: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecilik TOrk Anonirn Şirketi adına Berin Nadi 0 Murahhas Üye: Emine Uş*Uıgil • Genel Yayın Mudüru: Hısan Cemal, Yazı Işlerı Müdürü: Ok«y GonensİB # Yan lşleri Mudur Yanümaları: Salim Alpaslu, Kerem Çâişkaıı, Necdet Dogan, Uıtfıı TIDÇ Sayfa Düzenı Yönetmenı: Ali Ac«r • Ankara Temsılasv Ahmet Tan Iç Politika: Mehmet Tczkan Ekonomi: Mer»l Tamer, Kültür: Cdal Üster, lstanbul Haberleri: Muhittin Sirer, Spor: Abdolkadir Yucehnan, Makaleler: Şahin Alpa>, Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Koordina- tör: Ahmet Korulsan # MaJi İşler: Erol Erku! 0 Muhasebe: Bulenr Yener # Bıitçe-Planlama: Se*gi Osmanbeşeoglu # Reklam: Ayşe Torun 0 Idare: Huseyin Gurer • lşletme: Önder Çetik 9 Bügi-tşlem: N'ail inal e Personel: Scvgi Bostancıoglu , Bauzn ve Yayan. Ctımhunyet Malbucüık w Gazeucflıt TJIŞ. TOrtoagı Cad. 39/41 Cajaloj 34334 tsı PK 240 tjıanbul. Tel: 512 05 05 (20 h.l), Wa 22246, FM: (1) 526 60 72 0 Bamk AmkMiK 2ıy* GaUlp Mv Inkıiap S. No' 19/4, Tet 133 II 41-47, Ttla 42344, F « (4) 133 05 1 0 Umtr. H Zıya Blv. 1352 S 2/3, Tel: 13 12 30, Tda: 52359. Fu: (51) 19 53 «0 # A4u İMou Cad 119 S No I Ku 1. Td: 19 37 52 (4 h.c). TO«. 62155, F « : (71) 19 25 TAKVIM: 27 OCAK 1992 Imsak- 5.44 Guneş: 7.12 Öğle: 12.21 Ikindi: 14.57 Akşam: 17.20 Yatsı: 18.43 GüneşDvftamtokaynağı • AA (İzmir) -Çocuklann büyüyüp gelişmesi için gerekli olan kalsiyumu sağlayan D vitamininin en sağlıklı temin yolu güneş ışınlan. Çocuklann güneş ışırüanndan yararlandırdması önerildi. Dokuz Eylü; Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastaüklan Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nevbahar Taneli, D vitamininin sütlü yiyecekler ile Uzüm, incir ve pekmezde bol miktarda bulunduğunu söyledi. Taneli, "Ancak besin yoluyla alımı, vucuda az D vitamini temin ediyor. En sağlıkb D vitamini güneş işınlarından a'anır" dedi. D vitamininin ilaç olarak günlük ihtiyaçtan fazla verildiğine dikkat çeken Prof. Taneli, "Bu da vücutta birikmelere neden oluyor. D vitaminin azı da faziası da çocuklar için zararhdır. Bu nedenle ilaç yerine güneşten temini bizim için daha uygun oluyor" diye konuştu. Efsane gemiler • AA (Çanakkale) - Türk savaş tarihinde önemli rol oynayan savaş gemilerimizin başarıları film haline getiriliyor. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, Tarihçi Prof. M. Kemal öke'nin araştırıp senaryosunu hazırladjğı, "Hamidiye", "Aiemdar" ve "Nusret" mayın gemileri ile ilgili belgesel filmin çekimleri, TRT adına, Çanakkale'de gerçek mekânlarda yapılıyor. Çanakkale Boğazı'na mayın döşeyerek düşman gemilerinin batmasına neden olan ve savaşın kazanılmasında büyük rolü bulunan Nusret mayın gemisi ile ilgili çekimler Seddülbahir, Karanlık liman ve Çimenlik Kalesi'nde gerçekleştiriliyor. Çevre ve Teknoloji • UBA (Aokara) - — Çevre Bakanı Doğancan Akyürek, sanayinin çevre kirlenmesinde önemli bir paya sahip olduğunu, ancak tek etkenin de sanayi olmadığını söyledi. Bakan Akyürek "Teknolojiler getirilirken kullanımında çevre kaynaklanm fazla zorlamayacağı garanti altına alınmalıdır" dedi. "Sanayinin çevreyi iyileştinne gücünün olduğu gibi bozma gücünün de bulunduğunu" belirten Akyürek, "sanayi çevrenin kirlenmesinde ve doğal kaynaklannın tüketilmesinde önemli bir paya sahip olmakla birlikte tek etken değüdir. Bu nedenle çevre politikaları başta sanayi olmak üzere diğer sektör ve faaliyetleri de kapsayacak bir bütünlük içinde belirlenmelidir" dedi. Dragoıfa yıkım karan Anamur Belediyesi'yle Maliye ve Gümrük Bakanlığı arasındaki yazışmaların ardından sahilde yer alan Dragon turistik tesislerinin yıkılması kararlaştınldı. Içel Valisi Muharrem Göktayoğlu imzasıyla Anamur Kaymakamlığı'na gönderilen yazıda, Dragon'un işletmecisi Veysel Kıhç'ın, "Yıkım işlemi mayıs 1992'ye kadar durdurulsun" şeklindeki talebinin görüşüldüğü belirtildi. ValiJik karannda 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na göre denize neredeyse sıfir noktadaki tesisin yıkılmasımn zorunlu olduğu vurgulandı. Işletmeci Kılıç'ın itirazının yasai yıkım kararım engellemeyeceği, Içel Valiliği'nin emrinin önümüzdeki haftalar içinde Anamur Belediyesi'nce gerçekleştirilmesi bekleniyor. Asansöredikkat • AA (İzmir) -MakineveElektrik Mühendisleri Odalan İzmir şubeleri tarafından Bornova'da yapılan bir araştırma sonucunda asansörlerin can güvenliği ile doğrudan ilgili bölümlerinde önemli aksaklıklara rastlandı. Uludağ'ın sorunlan... • AA (Btırsa) -Kış sezonu boyunca 35 kilometrelik Uludağyolujandarma ve bölge trafik ekipleri tarafından ortaklaşa denetlenecek ve zincirsiz araççıkışına izin verilmeyecek. Bursa Valisi Murat Hamzaoğludağdaki kayak pistlerinde güvenlik ve kurîarma ekrpleri oluşturulacağını ekjplerin organizasyonunun GÜMTOB. Milli ParklarMüdürlüğü ve Kayak Öğretmenleri Derneği tarafından yapılacağını söyledi. Nikel alerji yapıyor • AA (Frankfurt) - Bıleşıminde nıkelıçeren maddelercıltteçeşitli alerjilere neden oluyor. Almanya'da yayımlanan "Arzte Praxis" adlı tıp dergısinde yer alan haberde günlük hayatta kullanılan pek çok eşyada nikel bulunuyor. Bunlar arasında kot pantolon duğmeleri, bayanların kullandığı sus eşyalarının büyük bir bölümü ve pek çok ev ve mutfak eşyası yeralıyor. Hassascıltli insanlann bileşiminde nikel buJunan eşyalar karşısında tedbirli olmaları öneriliyor. Yılda 3 bin estetik göğüs operasyonunun yapıldığı îtalya'da 'tek duvarlı' protez silikon kullanılmayacak İtalyan göğüslerine silikon yasağı NİLGÜN CERRAHOĞLU (Roma) - ABD'den sonra İtalya'da da silikonlu göğüs, geniş ölçüde tarihe kanşıyor. İtalyan Sağlık Bakanlığı'nın imzaladığı bir kararnameye göre plastik ve estetik cerrahide kullanılan iki tip silikondan biri yasaklandı. Yasaklanan silikonun, hâlâ çok zorun- lu durumlarda kullanımına devam edilen diğer silikon tipine göre göğse yerleştiri- len protezin içinden daha kolayca çıkıp vücuda yayıldığı iddia ediliyor. Sağlık Bakanlığı'nın aynca önümüz- deki üç ay içinde konunun etraflıca etüt edilmesi için özel bir komisyon kurduğu bildiriliyor. Söz konusu komisyonun, si- likon ameliyatlan için gereken normlan belirlemesi bekleniyor. JtaJyan sağlık makamlan iki tip silikon arasında aynm yapıyor. Bunlardan bi- rincisi, en yaygın olarak kullanılan basit silikon tıpi "tek duvarlı" olarak anılan balon gibi bir kapsülden oluşabiliyor ya da balonun içi iki ayn kısımdan meydana geliyor. Piyasadan çekilen silikon pro- tezlerin içi "fızyolojik solüsyon'" denen su ve tuz gibi maddelerle dolduruluyor. Protezin dışı ise ya poliüretandan ya da silikondan meydana geliyor. Bu tip pro- tezde silikonun vücuda sızma tehlıkesi- nin büyük olduğu düşünülüyor. Kullanı- mı devam eden protez göğüslerin ise içi silıkonla dolduruluyor; protezin dış kıs- mında da "fızyolojik solüsyon" bulunu- yor. Ya da göğüs, "polivinilpirolidon"- adlı bir maddeyle şişiriliyor. Bu karan sırf bir "tedbir" olarak al- dıklannı açıklayan İtalyan sağlık ma- kamlan, silikonlu olup da vücudunda herhangi şüpheli bir belirti görülmeyen kadınlann göğüslerindeki protezleri al- dırmalan ıçın herhangi bir neden olmadı- ğını açıklıyorlar. Italya'nın bir numaralı ünlü kanser uz- manı Profesör Umberto Veronesi, zaten silikonlu göğsün kanser yaptığı hipotezi- ni tumden reddediyor. Estetik cerrahlar, bakanhğın bu karan karşısında gerçekte ikıye bölünmüş du- rumda. Bazı hekimler karan "kaçınılmaz bir tedbir" oiarak görürken diğerleri, as- kıya alınan operasyonlan ve "gereksiz panik'' nedeniyle tepki gösteriyorlar. örneğin Romalı plastik cerrahlardan Marco Gasparotti, "bakanhğın izin ver- diği silikon tipiyie ameliyat yapamayaca- ğını" söylüyor ve ekliyor: "Kullanımına yeşil ışık yakılan protezler hastada fiziki ve estetik rahatsızlık yaratan komplikas- yonJara yol açıyor. Bu tip protezlerde si- likonun yerleştirildiği kapsülün büzül- mesi olayına sık sık rastlayabiliyoruz. Sorun, çoğu kez ikinci ameliyata gerek kalmadan çözülebiliyor. Ama ben, bana estetik gerekçelerle gelen bir kadına böy- le problemli protezi takmayı sakıncalı buluyorum. Bu protez ancak meme kan- seri nedeniyle göğsü alınan hastalarda kullanılabilir. Çünkü du durumda hasta, çıkabilecek komplikasyonlann tamirine daha gönüllü katlanır." Milano Tümör Enstitüsü hekimleri ise İtalyan Sağlık Bakanlığı'nın karannı yersiz buluyorlar. Enstitü tarafından ya pılan açıklamada, "Henüz silikona atfe- dilen hastalıklann gerçek nedeninin sili- kon olup olmadığı konusunda yeterlı bilimsel delil yok" deniliyor. Silikona ilişkın olarak sözü edilen çeşitli hastalık- lann, protezli hastalarda protezsiz hasta- lara nazaran daha sık görüldüğüne dair en ufak bir delil olmadığına işaret eden Milano enstitüsü, bu durumda bakanlık karannı "şaşkmlıkla karşıladığım" bildi- riyor ve silikonlu göğüsler üzerinde bir güncelleşme kursu başlattığını açıklıyor. Francesca Dellera, Sabrina Salarno, Alba Parietti gibi ünlü İtalyan vamplan- nın yanı sıra bugün 300.000 İtalyan kadı- nın silikonlu olduğu bildiriliyor. Yılda yaklaşık 3000 "estetik göğüs" operasyo- nu yapılan İtalya'da, müdahalelerin yüz- de 75'i sırf estetik gerekçeden kaynakla- nıyor. Geri kalan yüzde 25'i ise meme kanseri yüzünden bir ya da iki göğsünü birden yitiren kadınlar oluşturuyor. Sesi ve fıziği ile sanat yaşamımıza bomba gibi düştü. Şimdi bombalı saldınlann, uyduruk haberlerin hedefi oldu Akrep Nalan'ı zehirli sözler üzüyorMETtN HAKYERİ - Üç yıl önce- sine kadar Pangaltı Paella Res- taurant'ta Akrep Nalan namıyla İstanbul'un gece âlemine girdi- ğinde henüz adı bilinmiyordu. 130 kiloluk şişmanhğı da... 12 Eylül öncesi eylemlerde basının 'Akrep Nalan' diye sunduğu genç kızla yakınlığının derecesi de... Bacayı saran bir yangın gibi in - fial yaratıp âlemin malumu o- lunca sırları da aydınlanıverdi. 130 kiloluk şişman bir şarkıcıydı o, ka- dındı, gece kulüplerinde söylüyordu, sesi çok güzeldi, MLSPB'li "Akrep' ile uzak yakın ilişkisı yoktu. Herkes Akrep'e koş- tu. Onu, o ana kadar dinlememiş olanla- ra şaşırtıcı ve ayıplayıcı nazarlarla bakıl- dı. Oyle böyle değildi, Akrep her şeyiyle herkesin dilinde bir ünlü şarkıcı oluverdi. Hnla yfiksaMI Akrep amk sıradan ve mazbut sayıla- bilecek Paella'yı da terk etti. Duble rakı- nın; içinden çıİctığı şişesinden iki üç katı fazla fiyatla satıldığı lüks barlann, gece kulüplerinin şarkıası oldu. Basın, haben bir kez daha atlamamıştı. Arada birçıkan Nalan'h haberlerin sayı- sı fena halde arttı. Her şeyi fethedildi: Evi de. işi de. bedeni ve geçmişi de... Akrep Nalan artık dillerde pahalı dük- kânlann solisti, soşyete şarkıası olarak anılmaya başladı. Üç beş kuruşla bir dö- nem, defteri kebir içine gömüldüğü mu- hasebecilik yıllanndan, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki öğrenciliğinden, ilericili- ğinden de bahsolundu. Sosyete şarkıcısı beklemedıği, tahmin etmediği bir dünyanın içine biraz da ar- kadan itilmişti. İyi de olmuştu. Artık cid- di denecek bir paranın sarnbiydi Nalan. Ama canı da sıkılmıştı, huzuru da kaç- mıştı. Halka şarkı söylemedi. Hem apansızın sahip olduğu para, hem 'sosyete şarkıcısı' namı, tadını kaçırmıştı. Halk konseri vermek düşü işte böyle düş- tü içine. "12 yıldır gece kulüplerinde söy- lüyorum. Hep gece yansından sonra sahneye çıktım ve sarhoş insanlara şarkı söyledim. Bu nedenle hep halka, içkisiz insanlara şarkı söylemek istedim" dedi. Söyledi de. Bostancı Kültür Merkezi'ndeki bir sirk çadınnda üst üste üç konser verdi. Yer gök yıkılmadı; uğruna ağlayanlar, çığlıklar atarak göğsüne yumruklar vu- ranlar, sahneye fırlayıp eline eteğine ka- pananlar olmadı. Ama "İçkisiz insanlara şarkı söylemek ne güzelmiş" dedi Nalan. Zaten çok fazla halk da değildi konsere gelenler. Gece kulüplerinden o aşina mü- davimleri bu kez içkisiz ve erken bir vakit gelmişlerdi onu dinlemeye. Akrep Nalan hiç ilgisiz kalmadı. Tatlı tatsız her vesileyle adından söz ettirdi. Mesela sosyete kulüplerinden çıkıp "kamulaştığı", halka indiği konserleri de SİYASALLISANATÇI - Akrep Nalan, Siyasal Bügiler'densanatdünyasına uzanan bir sanatçı. Şarküan ve sesi ile sanki gizemli bir gûzelliğin peşinde koşuyor. haber oldu gazetelerde. "Halk konsenn- de erkek avı" başlığı atıldı. Konseri, er- kek bu:mak için verdiği anlatıldı. Bir kaza sonucu (üzenne basarak) trajik bir şekilde ölümüne neden olduğu köpeği Bahtiyar'ı sırf şişman olduğu için öldür- düğü yazıldı. " YeşiUerin, radikallerin, ağzı laf yapan eşcinsellenn" ayağa kalktığından, "süs köpeğınin küçüklüğüyle, Akrep Nalan'- ın büyüklüğü çelışkisi üzerinde tepkilerin yoğunlaştığı" uyduruldu. Sululukla mi- zah, trajediyle alay birbirine giydirildi. Nalan yabancısı değildi artık söylenen- lenn. Onu "safdillilikle" suçlayanlar haklıydı hatta. Açık yüreklıliğin, sami- mıyetın kımi kez İcusur da olabilecegini anl'adı. Nalan paralandı, evi, arabası, bankada üç beş kuruşu oldu. Ama dertsiz başına dert de aldı. Çalıştığı gece kulübünde si- lahlı silahsız, küfürlü ve fütursuz kavga- lara tanık oldu. SannafiMetotaMz "Gece kulüpleri vvestern filmlerindeki barlar gibidir. Kavgasız gece olmaz. Ba- zen çok sevimli sarhoş kavgalan olur. Hoşlanınm. Kafa atılır, yumruk atılır, bunlar doğal şeyler. Ama belinde silahla zorla içeri girmeye çalışıp, engellenince de silahını çekip ateş etmek olacak iş de- ğil. Eğlencenin ve sanatın içinde şiddetin, silahın, ilkelliğin yeri olabilir mi?" Çok değil, kısa bir süre önce Nalan'ın dükkânı bombalandı da. Olayı, gazetele- re telefon açan bir kişi Devrimci-Sol Güç- ler adına üstlendi. Küfe, bir "burjuva eğ- lence yeri"ydi ve halka zulmü ve sefaleti reva görenler böylece uyanlıyordu. "Ben bunu Devrimci Sol'un yaptığına inanmıyorum. Çünkü kendisıni göster- mek için. Küfe'ye gelene kadar bomba atması gereken o kadar elzem ve önemli yerler var ki. Küfe, birçok insanın ekmek yediği yeni bir dükkân. Bir başka gazete- de de Halkın Kurtuluşu bilmemnesi yazı- yordu. Eğer öyleyse, sanki kendi kardeş- lerim benim düİckânıma bomba atmış gibi geldi bana. Akrep Nalan geçenlerde Basın Kon- seyi'ne başvurdu. Haluk Şahin'e dertlen- di. Hakkında yazılan "9 aydır erkeksiz. Erkek anyor" haberlerinden söz etti. Şi- kâyetçi oJdu. "Köpek katili, hayvan canavan, seks manyağı" haline getirildiğini söyledi. Bu- güne kadar şişmanhğıyla ilgili yazılanla- nn onu çok etkilemediğini, ama ağzın- dan köpükler çıkan bir erkek manyağı gibi gösterilmeye çahşılmasının onu yık- tığım iletti. "Hakikaten ben erkek anyonım zan- nediyorlar. Evime abuk sabuk telefonlar geliyor. Mesela bana mayo ile fotoğraf çektirmeyi önerdiler. 'Mayo ile poz ver, kapak yapahm' dediler. 'Aşk hayatınızı anlatın' dediler. "Cinsel yaşamınız düzen- li mi' dediler. "Ancak evh' insanlann ya da genelevde çalışanlann düzenli cinsel ha- yatlan olur' dedim. Artık gazetecılerden korkmaya başladım." Akrep Nalan, ağnmayan başına sardı- ğı mendille yaşamayı şimdilik öğreneme- di. Gece trenlerine binmemiş, mızıka çalmamıştı. Ama yine de vurulmuştu. Fransız profesör Alain Carpentier, bağış toplayarak Vietnam'da kurduğu hastanede kalp hastası çocuklan tedavi ediyor. Vietnam'ın kalbinde şefkatle ameliyatHaber Merkezi - Bir Fransız profesör, olanaksızı başardı ve ba- ğışlardan topladığı paralarla Vietnam'da bir kalp cerrahisi mer- kezi kurdu. Bu merkezde geçen günlerde 13 yaşındaki bir çocuğa ilk açık kalp ameliyatı yapıldı. Le Figaro Magazine dergisi Vietnam'- da büyük zorluklarla hastane kurmayı, ekip oluşturmayı ve kalp ameliyatı yap- mayı başaran Prof. Alain Carpentier ile konuştu, hastaneyle ilgili bir de röportaj yayımladı. Prof. Alain Carpentier dünyaca ünlü bir kalp cerrahı. Bu işi tamamıyla insani amaçlarla yapıyor. Daha önce Cezayir'- de, yine bağışa dayanan bir kalp cerrahi merkezi kurmuş. Vietnam'daki ışe nasıl başladığı, dergi- de şöyle anlatılıyor: "Öykü çok basit biçimde başladı. Ara- lık 1988'de, sekiz yıldır Çin Denizi'nde insanları kurtarma işlemlerini yürüten Dr. Alain Deloche'un aracılığıyla Ho Şi Minh City'nin (eski adıyla Saygon) Sağ- lık Müdürü Dr. Duong Quang Trung, Prof. Alain Carpentier ile tanışır. Bütün amacı Carpentier'den Vietnam'da sayı- lan 500 bini bulduğu hesaplanan kalp hastası çocuklara verilecek tıbbi bakım- da kendısıne yardım etmesini istemek- tir." Bundan sonrasını Prof. Carpentier'- den dinleyelım: "Benim ilgi alanım hem araştırma hem de tıbbı çok insani amaçlarla uygulamak. Üstelik tam o sırada Lübnan'da bazı işle- rimiz vardı. Her şeyden önemlisi de Viet- nam'da rejimin komünist oluşu durumu iyice karmaşık hale getiriyordu. Böyle bir işi başarmak bana olanaksız görünmüş- tü; reddettim." Ama Dr. Trung yılmamıştı. Altı ay sonra Paris'e geri döndü. Ama bu kez ik- na yöntemi değişikti. Prof. Carpentier'yi Vietnam'a çağırdı. "Gel de durumu ye- rinde gör" diyordu. Prof. Carpentier Vi- etnam'a gitti. Gitmesıyle birlikte de konuşmacı kür- süsünde karşısında 400 tane doktor bul- du. Hepsi mükemmel Fransızca konuşu- yordu ve bilgiye susamışlardı. Sırasında ona akla gelmedik cesur sorular soruyor- lardı. Prof. Carpentier'ye bu yetmişti. Hemen kabul etti. Şimdi mesele hastane için yer bulmaya, hastaneyi kimin inşa edeceğini saptama- ya, her şeyden önemlisi de para bulmaya kalıyordu. Prof. Carpentier dünyaca ün- lü bir cerrahtı. Amerikahlar onu çok iyi tanıyorlardı. Amerikan Cerrahlar Koleji, Amerikan Kardiyoloji Koleji ve Amerikan Cerrah- lar Dernegi'nin fahri üyesiydi. Ho Şi Minh kentine gereken 4 milyon dolann 1.5 milyonunu üstlenmeyi kabul etti. Ge- ri kalanını da Amerikahlar tarafından finanse edilen Prof. Alain Carpentier Vakfı üstlendi. Prof. Carpentier yine anlatmayı sürdü- rüyor: "Vietnam'a iki Fransız mimar arka- daşla döndüm. Bunlar Nicolas Malivel ve Michel Seraqui'ydi. Yolculuk parala- nnı da üstelik cepten ödemişlerdi. Viet- namlı mimar Son Hog Vo'yla harikalar yarattılar." Gerçekten de harikalar _yaratılmış. Ör- neğin ameliyathane. Herhalde dünyada bir eşi daha yok.Tabanı gri ve pembe mermerle kaph. AUahtan Vietnam'da mermer, taştan daha ucuz. Dünyada yer- leri mermer kaplı tek ameliyathane Prof. Carpentier'ninki olsa gerek. İlk aşamada hastanede 500 hastanm ameliyat edilmesi öngöriilüyor. İkinci yıl bu sayı 700'e, daha sonra da 1000 hasta- ya çıkacak. Hastalardan talep edilen paralar da komik rakamlar. Bir muayene ücreti 50 sent (yaklaşık 2600 TL.), elektro cekimi de 1.5 dolar (yaklaşık 7800 TL.). Hasta- ne, dünyanın dört bir yanından toplanan bağışlarla ayakta duruyor. Figaro Ma- gazine'de bağış paralannın Alain Car- pentier Vakfı ve Saygon Kalp Enstitüsü'- ne gönderilebileceği de belirtiliyor. -- lo. _ J &
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle