15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1S Cumhuriyet haberler 27 Ocak 1992 BULMACA SOM.DAN SAĞA: 1/ *Avcı kulübeleri ve cdağ sığınakları gibi betondan ya- pılmış müstahkem yer. 2/ Bir elektrik devyesinde belb bir değdşim meydana getijrmeye yarayan araç... Asya'da bir başlcent. 3/ Hasta- hğı iyi edeceğini ileri sürerek oku- yup üflemek.. Bir nota. 4/ Bir kömür cin&i... Buyük çivi. 5/ Notada durak işareti... Uzaklık anlatmakta kulla- nılajı söz... Ortak Pazar'ın kısa ya- zılışı. 6/ Verdi'nin tamnmış bir ope- rası_ 7/ Kimi gemilerde baş bodos- lamasından omurgaya kadar uza- nan yapı öğesi. 8/Hayvanlann buz- da kaymadan yürümesini sağlayan nal. 9/ Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test... Bir işi yerine getirme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Borsada menkul kıymet alış ve satışlarında aracılık yapan kişi... Kuzu sesi. 2/ Akyuvar. 3/ Üst yanı açık büro... Anla- yışsız, kalın kafalı. 4/ "Gurbet ilde haberim duyarsam / Ba- şının çaresini bul kara gözlüm" (Karacaoğlan)... Yayla ya da bahçe kulübesi. 5/ Sina Yarımadasrnda yaşamış acayiplikle- riyle ünlü bir kabile. 6/ Kahveci tepsisi... "Avrupa Para An- laşması"nın simgesi. 7/ Bir bağlac... Şah İsmail'in şiirlerinde kullandığı mahlas. 8/ Kale duvarı... Yanlar, taraflar. 9/ Kapı ve pencerelerin üst eşiği... Eski Mısır'da güneş tanrısı. HAVADURUMU T . T . Î . T 1 ( HAVA SICAKLlfiÛI 1 Türidytfde İstanbul Edime Tekirdağ Kırklareli izmit Sakarya Çanakkale Bilecik Balıkesir Bursa 2 5 Sisli -2 6 sisli 2 4 açık -2 6 sisli 3 5 sisli 2 5 sisli 3 5 açık 6 2 açık -4 6 sisli -2 6 sisli Muğla Denizli Afyon Uşak Kütahya Adana Hatay Mersin K.Maraş Antalya tsparta Burdur An kara Çankın Eskisehir Konya Yozgat Sıvas -3 -3 -12 -5 -9 0 4 1 -4 2 -7 -7 -12 -13 -10 -14 -9 -13 13 10 -2 8 -2 12 13 12 8 18 3 4 0 0 -3 -3 -5 -4 açık sisli sisli sisli sisli açık açık açık aç.k açık açık sisli sisli sisli sisli sisli sisli sisli İzmir 1 10 açık Kayseri -13 -4 sisli Manisa 1 9 açık Kırşehir -10 -3 sisli Nifrte Kınkkale Karaman Aksaray Botu Kastamonu ZongukJak Sinop Bartın Samsun Çonım Amasya Tokat Ordu Giresun Trabzon Rize Gümüshane Bayburt Artvın Erzurum Kars Ağn Erzincan Malatya Elazığ Tuncoli Bingöl BiHis Mus Van Şımak Hakkâri Diyarbakır Mardin Siirt Ş.Urfa G.Antep -10 -10 -8 -14 -10 -7 1 2 -5 0 -8 -6 -7 0 0 0 0 -13 -12 -7 -30 -24 -28 -14 -12 -11 -12 -12 -12 -20 -19 -6 -15 -9 -8 -7 -4 -7 -5 -2 -2 -5 0 -1 3 3 1 4 1 3 2 5 4 5 5 -3 -4 -2 -10 -8 -11 -3 2 4 -2 -2 -5 -6 -3 2 -a 3 -2 -2 7 7 açık açık açık aç.k sisli sisli açık açık . açık açık sisli sisli sisli açık açık açık açık açık açık açık sisli açık açık açık açık açık açık açık açık açık açık açık açık açık aç.k açık açık açık Adıyaman -6 6 açık Aydın -1 14 açık Nevsehir -10 -3 açık Batman -9 2 açık İstanbul yağmurlu Çevre Bakanlıgı Meteoroloji Genel Miidürtüğii'nden aiınan bilgiye göre yurdun knzey ve doğu kesimleri parçalı bulutlu, öteki yerler açık ve az buluüu geçecek. Mannara ve yurdun iç kesimlerİDde bir süredir etkili olan yogun sis, devam edecek. İstanbul'da yağmur bcldenirken, hava sıcakbgında bir değjşme beklenmiyor. Rüzgâr, kuzey ve dogu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerimizde rüzgâr, Karadeniz, Mannara ve Kuzey Ege'de yıldız ve karayd, Giiney Ege ve Akdeniz'de gündogusundan 3-5, Ege ve Akdeniz açıklannda 6-7 kuvvetinde esecek. Bo arada yüksek basınç sisteminin etkisi altında bulunan Dogu Anadolu'da hava sıcakhğı -30 dereceye kadar düştü. Kar yüzünden, Erzurum, Kars, Agrı, Erzincan, Muş, Bingöl ve Tuncelİ'de 800'ün iizerinde köy yoln ulaşuna kapalı bulunuyor. , T , T , T , T HAVA SICAKLIĞI DünyadaOsk> 1 açık Helsinki kariı Londra sisli Kopenhag sisli Amsterdam sisli Brûksel SI3İI Varşova Prag Budapeste Zürih Conevre Viyana Madrid Barsetona MHano Roma Betgrad Sofya -4 0 6 -3 3 4 10 13 12 15 5 -4 Sisli sisli sisli sisli sisli sisli sisli aç* sisli bulutlu Sisli sisli Atina 10 Paris açık sisli Bonn Leningrad kariı sisli Moskova -2 kart Köln sisli Kahire 18 açık Frankfurt sisli Bağttet 12 açık Münih sisli Cidde 19 açık Berlin sisli Girne 14 açık Ankara Barosu: Yasalar kamuoyunda tartışılsın Ankara Barosu Başkanı Av. Özdemir Özok, 1945 Kahramanmaraş doğumlu, 1978-79 yıllarmda Ankara Barosu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyeliğı, iki dönem Türk Hukuk Kurumu Saymanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yüruten özok, 1990'dan bu yana Ankara Barosu Başkanı. Cumhuriyet öncesi yürütulen avukatlık mesleği, Ankara Barosu'nda cumhuriyetle birlikte çağdaş bir yapıya kavuşmuş, bugune kadar savunma örgütüne olumlu katkılarda bulunmuş; şu anda Ankara Barosu 5500 üyesiyle ülkemizin 2. buyuk barosudur. m m u,lkemizin en köklü si- yasi birikimine sahip iki par- tisi, DYP-SHP arasında ilk kez farklı yapıda bir birlikte- lik gerçekleştirildi. 19 Kasım 1991 günlü "Doğru Yol Partisi ile Sos- yaldemokrat Halkçı Parti arasında imzalanan ortak hükümet protokolü ve ekle- ri" adını taşıyan koalisyon protokolünde bu, açık bir bi- çimde görülmektedir. Protokolün temel ilkeleri bölümünde yer alan ve yıl- lardır barolarca, barolar bir- liğince savunulan başta "hu- kukun üstünlüğü" ilkesi olmak üzere birçok temel kavramın yinelenmesi mem- nuniyet verici bir gelişmedir. Siyasal iktidarlann bu nok- taya gelmesinden, hukukun üsıünlüğünü 1970 yıhndan bu yana kesintisiz bir biçim- de savunan, her koşulda öz- gür sesini yükselten l'ürkiye Barolar Birliği'nin büyûk katkılan vardır. Genelde hedeflenen "hu- kuk devleti"nin yanı sıra onun vazgeçilmez kurumlan olan özel düzenlemeler de "Demokratikleşme"' tanımı içinde sıralanmıştır. Yargı bağımsızlığı ve yargıç güven- cesinin gerçek anlamda sağ- lanacağı, tabii hâkim ilkesi- nin tüm yargıya egemen olacağı, Hâkimler ve Savcı- lar Yüksek Kurulu'nun yar- gı bağımsızlığına uygun bir biçimde yeniden oluşturula- cağı belirtilmektedir. Gözaltı sürelerinin kısaltı- lacağı, Polis ve Yetki yasala- nnın yeniden çağdaş biçim- de düzenleneceği, Ceza ve Usul yasalannda yapılacak dûzenlemelerle avukatlann ilk aşamada iddia ile birlikte devreye girmesinin sağlana- cağı, işkencenin önleneceği, hazırlıkta hukuka uygun ifa- delerin alınmasının müm- kün olacağı, Sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal yasalannda yapılacak yeni düzeltmelerle hukuk devleti ilkesi ve huku- kun üstünlüğü ile temel hak ve özgürlüklerin özüne do- kunulmamasına özen göste- rileceği, güvenlik soruştur- masına son verileceği, top- lantı ve gösteri yürüyüşü, dernek kurrna hakkında ra- hatlama getirileceği, dilekçe hakkına işlerlik ve etkinlik kazandınlacağı, 1402 sayılı yasa ile mağdur edilenlerin haklannın geri verileceği, Terörle Mücadele Yasası'- nın belirtilen ilkeler doğrul- tusunda yeniden elden geçi- rileceği, sürgün ve sansürle ilgili düzenlemelerin yürür- lükten kaldırılacağı. meslek kuruluşlan üzerindeki bas- kılann kaldınlacağı, yurt- taşlann hak aramasının hız- landınlacağı, adaletin çabuk ve az külfetli işlemesinin sağ- lanacağının vurgulandığı Demokratikleşme bölümün- de, barolann; çağdaş anlam- da bir savunma örgütü oldu- ğu gerçeği ile buralann 'ada- letin tevziinde' önemli bir unsur olduğu ve vesayet al- tında çalışmaması gerektiği yasalarla açıklığa kavuştu- rulacaktır denilmektedir. 19.11.1991 günlü koalis- yon protokolündeki birçok ilke ve anlayış, olduğu gibi 25.11.1991 günlü "Hükümet Programf'na girmiştir. Ülkemizde yaşanan hu- kuk dışı uygulamalann, key- fi davranışlann faturası çok ağır bir biçimde aydınlara ve halka çıkanlmaktadır. Yeni yönetimin bunu çok iyi anla- mış olduğunu gözlemekte- yiz, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan hakları- na sahip çıkılmadığı takdır- de nelerin olduğunu acı ör- nekleri ile hep birlikte ulus olarak yaşadık. Sayın Başbakan, Sayın Başbakan Yardımcısı, Sayın Adalet Bakanı ile yapmış ol- duğumuz karşılıklı görüşme- lerde de bu kanımız ve inan- cımız kökleşmişür. Bütün bu gelişmeleri büyük bir mutlu- luk ve heyecanla izliyor, her türlü destek ve katkıyı yap- mayı önemli bir yurtseverlik olarak kabul ediyoruz. Baro olarak tüm birikimlerimizi ve yeni önerilerimizi en kısa sürede ilgili ve yetkili ma- kamiara sunacağız. Tek çekincemiz, tüm bu çalışmalann geniş bir tabana yayılmadan, kamuoyunda tartışılmadan, geçmiş dö- nemdeki birikim ve beklenti- nin etkisi ile yeterince araştı- nlmadan yasalaşmasıdır. Bu konudaki kaygımız bakan- lıklardaki gözlemlerimize dayanmakta^ır, her biri baş- lı başına yeni bir sistem ko- nusu olan temel değişiklikle- rin duyarlı, kararlı ve mutla- ka geniş bir kesimin görüş ve önerileri ahnüıktan sonra yaşama geçirilmesi gerekli- dir. Yeni yönetimin çoğunluk- la katıldığımız ve kamuoyu- na sunduğu ilkelerin gerçek- leşmesinde her türlü desteği ve katkıyı vermemizin yanı sıra ısrarlı, duyarlı bir izleyi- cisi de olacağımızı bildiririz. T.C. SERİK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLAN Sayı: 1988/644 Serik Kökez Mahallesi Taşlıklar mevkiinde bulunan 130 m; 'lik 89 ada 55 parsel nolu hizalı yerin mahkememizde icra kılınan yargıla- ma neticesinde: Davacı adına tesciline karar verilmiş olup, adresi tespil edileme- yen davalı Abidin Şabanoğlu'na 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na gö- re kararın neşrinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen dııvıınılıır. 14/1/992 Hükümetten ne bekliyorlar? İdareciler: Dernek hakkı verilnıeliTurk İdareciler Derneği kamu yararına çalışan derneklerden olup, 1963 yılında kurulmuştur. Derneğin, asli ve fahri olmak üzere iki tür u'yesi vardır. Asli üyeler, valiler, kaymakamlar, vali yardımcıları, il hukuk işleri müdurleri, il özel idare müdürleri, nüfus müdurleri, bucak müdürleri ve ve/at eden üyelerin dul eşleridir. Fahri üyeler de idare mesieğine veya derneğe, maddi ve manevi önemli yardımları dokunanlar veya kamu hizmetlerindeki üstUn başarıları ile isim yapmış kişiler arasından, Genel Yönetim Kurulu kararı ile fahri uyeliğe seçilenlerdir. Yılmaz Cemal Bor ISBF, 1961), çeşitli ilçelerde kaymakamlık ve 1972'den itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü 'nden Şube Müdıirlüğü ve Daire Başkanlığı gorevlerinde bulundu. 1980'den sonra, Turk İdareciler Derneği'nde görev aldı. Bir yıl genel sekreterlik yaptıktan sonra da derneğin genel başkaniığtna getirildi. Kasım 1991 günü göreve başlayan DYP- SHP koalisyon hükümeti, 25 Kasım 1991 günü okunan programı ile TBMM'den güvenoyu al- dığı gibi, yıllardır türlü sıkıntılara göğüs geren halkımızın da geniş desteğini kazanmış ve gele- cek için umut vermiştir. Hükumetin, insan temel hak ve hürriyetleri- ne saygılı, özgürlükçü ve katılımcı bir demok- rasiyi gerçekleştirme, hukuk devletini kurma ta- ahhüdünde bulunması, kamuoyunun genel be- ğenisine yol açmıştır. Hükümet programı ile ülkenin başhca sorun- larına, genellikle yerinde teşhisler konmuş ve bunları çözümleme istenci (iradesi) açıklanmış- tır. Biz bu sorunları ve getirüen esasları kısaca sı- raladıktan sonra TİD olarak bunlardan bazıları üzerinde duracak, bazı konuları da yeniden ele alacağız. Hükümet programında ifadesini bulan hedefleri ve yaklaşımlan benimsememek olanaksızdır. Ancak TİD olarak bir iki madde üzerinde dur- ma ihtiyacını duyuyoruz: 1- Yeni anayasa yapıhrken; 1982 Anayasası'- nın metnine dahil bulunan "Başlangıç" kısmı- na ve 24. maddesine'aykın olarak anayasaya ko- nan "Din Kühürii ve Ahlak öğretimi"nin ilk ve orta öğretim kurumlannda okutulan zorunlu derslen arasında çıkarılmasını, laik devlet kav- ramının bir gereği olarak görmekteyiz. 2- Yerel yönetimler yeniden düzenlenirken, ye- rel yararları, ülkenin genel yararlan ile dengele- yen ve hizmet olanağı olarak Genel idareye mülki idare amirlerine tanınan "idari vesayet" yetki- sinin degerlendirilmesinde gereken özenin gös- terileceğine inanıyoruz. Yerel idarelerde görev alan secilmis kişilerin genellikle politikayı ön planda tuttuklan, küçük belediyelerde görev alan kişilerin ise, ayrıca ye- terli bügi ve kültür düzeyinden yoksun bulun- dukları dikkate alınırsa 'idari vesayet kunımu'- na olan gereksinim kendiliğinden ortaya çıkar. Ziraat Mühendisleri: Çözümiçin ön koşul teknoloji X ürkiye tanmı karşı karşıya bulunduğu çok ciddi yapı ve dönem sorunlanna rağmen top- lumsal değişme sürecine paralel olarak son derece önemli gelişim ve dönüşümleri de yaşa- mıştir. Aksi yöndeki tüm iddia ve abartmalara rağ- men tanmın ekonomideki belirleyiciliği de misyonu da devam etmektedir. Toplam nüfusun yanya yakını çalışan nüfu- sun yandan çoğu bu kesimdedir. Imalat sana- yiİ yan yanya tanm ürünü girdi kullanmakta- dır. Sanayileştik iddialanna rağmen sanayi bünyesinde tanma dayalıhk büyük ölçüde bu- gün de geçerlidir; ihracatta dolaylı payı ile bir- likte tanmın belirleyiciliği sürmektedir. Sana- yiye kaynak üreten tanmdır. Denetlenemeyen bir hızla büyüyen toplumu ınsanca besleme rolü tanmmdır. Ve satılabilir sanayi malı üre- tilmesi Türkiye'nin acil gündemi ise tanmsal üretim çok ciddi bir şansımızdır. Bütün bunlar, tanmın 2000'li yıllar Türki- yesi'nde de misyonunu sürdüreceğini çok net biçimde göstermektedir. Tanma yönelik genel politikalar hangi çiz- giyi izlerse izlesin uygulamalar için hangi se- naryo geliştirilirse geliştirilsin bize göre sektö- rün gelişiminin önkoşulu teknolojidir. Türkiye, ileri toplumlann gelişmelerini yal- TMMOB Ziraat Mühen- disleri Odası, 1955 yılında kurulmuş kamu niteliğinde meslek kuruluşudur. Ülke öl- çeğinde dört subesi ve il tem- silcilikleriyle örgütlenmiş bulunan Oda'ntn 16074 ka- yıtlı üyesi buiunmaktadır. Kamu tüzel kişiliği niteliği ile üyelerinin hak ve yararlarmı savunma görevinin yanında, ziraat mühendiste- rinin hizmet verdiği tarım sektörünün sorunları- nı sahiplenme ve bilim ve tekniğin yol gösterici- liğinde çözümlemelerini araştırmayı da sorum- luluk sayan Oda, bu anlamda yoğun bilimsel ve teknik etkinlikler sergilemektedir. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni 1966 'da bitiren Mahir Gürbüz, 1988'den bu yana Oda Başkan- lığı 'm sürdürmektedir. nızca izleyen ve mal satışının makyajlanmış bir tanımı olan teknoloji aktanmını tek çözüm sayan bir konumda daha fazla bırakılmamalı- dır. Sorunlann, yalnızca dışanda üretilmiş tek- niklerin aktanmıyla çözüleceğini sanan anla- yış, kesin yanlıştır ve teknolojiyi ülkemiz koşullannda üreten bir dinamiğe, kesin dö- nüşmelidir. O açıdan, zaman geçirmeden tanmda araş- tırma ve teknoloji üretme zorunluluğunu kav- rayan bir teknoloji yaklaşımı ve politikası oluşturulmalıdır. Türkiye'de seksenli yıllar, yalnızca hayvan- sal üretim açısından değil, tanm kesiminin bütünü bakımından olumsuzu yaşamıştır. Sektör bitkisel üretimiyle, hayvansal üreti- miyle toptan kaynak yitirmiş, gerilemiş, kan kaybetmiştir. Hayvancılığımız uygulanan haksız, sorumsuz, acımasız politikalar nede- niyle, bugün yaşadığı drama sokulmuştur. HayvancıTıkla ilgili kamu örgütlenmesinin bu dönemdeki olumsuz konumu, bu genelin belki bir boyutudur. O nedenle bıze göre tanma yönelik kamu örgütlenmesi, grup eğilimleri ve meslek fana- tizmi yaklaşımlanna göre değil, bilimsel te- mellere oturtulmalıdır ve ülke tarımının beh'r- leyici fizik gerçekleriyle bağdaşmalıdır. "Şu bakanliKİar kurulsun" öngöriileri yerine, ka- mu hizmetlerinin, örgüt yapılannın tanma yönelik politikalarla bağlantılı olarak somut- laşmasını daha doğru buluyoruz. Bu kurumun Batı'da bulunduğunu ve iyi işle- tilmekte olduğunu yinelemek yerinde olur. 3- Hükümet programında "Eğitim sistemi"n- den söz edilirken kaydedilen "ortaöğretim sade- leştirilecek; birlik saglanacaktır" cumlesi acık- lanmaya muhtactır. Programda, anayasanın 174. maddesi uyann- ca korunması gereken "devrim kanunlan" ara- sında bulunan 3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu'na (öğretimin Birleş- tirilmesi Kanunu) değinilmemiştir. Bilindiği gibi, bu yasa yıllardan beri bilerek, isteyerek ve bir amaç güdülerek ciğnenmektedir. Hükumetin bu konuya eğümesi kaçınılmazdır. Yeni anayasaya, 430 sayüı yasa hükmünün alınmasını zorunlu ve yararlı bulmaktayız. 4- Hükumetin "Din görevlilerinin siyasi mü- lahazalardan anndınlması" karan, yasamsal bir karardır. Çünkü bugün, din adamlannın büyük çoğun- luğu günlük siyasetin tam ortasındadu. Ülkemiz camilerinin, mescitlerinin hemen hep- sinde Atatürk'ün, onun devrimlerinin ve laikli- ğin aleyhinde açıkça vaazlar verilmekte, hutbe- ler okunmaktadır. Vatandaşlann bir kısmını cen- netlik, bir kısmını cehennemlik ilan eden bu din adamlan haklannda yasal bir islem yapılmamak- ta, cüretleri artınlmaktadır. Camilerde ve mescitlerde verilecek vaazlann ve okunacak hutbelerin ehil, aydın din adamla- nna hazırlattınlmasında ve bunlara bağlı kalın- masında sayısız yararlar vardır. Aslında Diyanet Teşkilatı ve din adamı yetiş- tiren öğretim ve eğitim kurumlan toptan ele alın- maya muhtaç buiunmaktadır. Programda Dernekler Kanunu'nun ele alına- cağına ilişkin bir kayda rastlanmamıştır. Oysa, bu.yasanın da ele alınması, yapılacak değişiklik- ler arasında, eylemli kamu görevlilerine dernek- lere girme, organlannda görev alma hakkı tanın- malıdır. Koalisyonu oluşturan siyasal partileri, seçim beyannamelerinde ve konusmalannda yer alan il ve ilçe sayısını artuınaya ilişkin yüklemini programda ifade olunmamakla birlikte, hüku- metin bu çıkmaz yola gireceğini gösteren beyan- lar vardır. Yeni idare birimlerin oluştunümasmda, oy kaygısından uzak kalarak, belli yasal koşuUara mutlaka uyulmasını ülke yaranna mütalaa et- mekteyiz. Sonuç olarak: Turk toplumunun kalkınması, kişi hak ve hür- riyetlerine dayalı, özgürlükçü ve katılımcı de- mokrasinin tam olarak kurulması ve hukuk dev- letinin gerçekleştirilmesi yolunda, genel olarak iyi bir ileri hedefleri, esas ve düşünceleri kapsa- yan hükümet programının, toplumun türlü ke- simlerinden gelebilecek uyan ve önerileri de dik- kate alınarak, hızlı ve ödünsüz olarak uygulan- ması görüşünde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Sürecek 5 bin memurun hak yürüyüşü Basın: 45298 'Kamu Çalışanlan Sendikal Haklar Mitingi'ne katılan memurlar, loplusözleşme ve grev hakkı verilmesi yolunda sloganlar altılar. (Fotoğraf: SUAT KOZLUKLU) • Baştarafi 1. Sayfada Eğit-Sen Genel Başkanı Ismet Aktaş yapüğı konuşmada 12 Eylül sonrasında ilk yasal mi- tinglerini gerçekleştirdiklerini beürterek şöyle konuştu: "Siyasi iklidarın memur sen- dikalan hakkında yasal düzen- lemeler yapacağız dediği bu günde buradan haykırmamız anlamlıdır. Grevli, toplusözleş- meli, sendika hakkunız için bu- rada yülcselttiğimiz sesimize Türkiye'nin her bölgesinden sesler katılmadıkça mücadele- miz başarıh olamaz" dedi. Ak- taş, bir taraftan demokratikleş- me denirken bir taraftan da sen- dikalan Üzerindeki baskıların sürdüğüne dikkat çekerek "Grev, toplusözleşme hakkımı- zı kullanacağımız güne kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Feyzi Gerçek, DYP-SHP hükü- metinin vaatleri nedeniyle çah- şanlann bekleyiş içine girdikle- rini belirterek şunlan söyledi: "Bu beyhude bir bekleyiştir. Çünkü hak verilmez alınır. Hak almanın yolu örgütlü olmaktan, mücadeleden geçer. Biz sendika hakkımızı, kendi öz gücümüz- le, baskılara rağmen ald't". Tanm-Sen Genel Başkanı Fa- ik Genç de memurlann kurduk- ları sendikalarla varhklannı gösterdiklerini "memurlann ka- pu kulu zincirinin tarihe gömül- mek üzere olduğunu" söyledi. Genç, "Biz yüzdeük zamlar de- ğil, toplusözleşme yapmak iste- diğimiz için buradayız" dedi. Memurlann mücadele ederek özgür toplusözleşme ve grev hakkını alacaklannı belirten Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Vicdan Baykara da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kal- dınlmadan memur sendikalany- la ilgili düzenleme yapılamaya- cağmı söyledi. Baykara, demok- rasi vaatlerine karşılık, baskı ve insan haklan inlallerinin sürdü- ğünü savunarak "Biz yüzdeli zamlar değil, toplusözleşme, iş güvencesi, insanca bir yaşam, sosyal haklar istiyoruz. Gelece- ğimizin, amirlerin, siyasi iktida- nn iki dudağı arasında olması- nı istemiyoruz. Nasıl 1. olağan kongremizi yaptıysak yann da Çalışma Bakanlığı'na giderek yetki tespiti talebinde buluna- cağız" dedi. Tüm Ray-Sen Genel Başkanı Orhan Altuğ, hükumetin me- murlara sendika hakkı vermek için ayak dirediğini öne sürerek "Hatta şimdiden 6 ay sonrası için verilecek zammı belirleme- ye çalışıyorlar. Sendikalanmızın faaliyetlerine polis ve valilik binbir türlü engeller çıkartıyor. Bu da hükumetin, memurlann sendikalaşmasına bakış açısıdır" diye konuştu. 3 şubatta sendika kurma baş- vurusunda bulunacaklannı be- lirten Tüm Maliye Çalışanlan Sendikal Yüriitme Komisyonu Başkanı Hasan Elma da hükü- metten 1982 Anayasası ve tüm antidemokratik yasalann değiş- tirilmesini istedi. Tüm Haber Sen Genel Başkanı lsmail Çınar da memur sendikalan Üzerinde- ki kapatma davalannın kalkma- sım isteyerek "Kamu çalışanla- ruun sendikalan anayasa güven- cesine alınmalı ve grevli, toplu- sözleşmeli bir yasa çıkanlmalı, bu yasa çıkarüırken çalışanlann da düşüncesi alınmalı" dedi. SAT1LIK OTO 1303 motor 1974 model Volksvvagen satılıktır. Tel: 325 51 40
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle