Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 0 Cumhuriyet dünyada geçen hafta 27 Ocak 1992
Ordu
politikaya
ısmıyor
RüSYA
HAKANAKSAY - Son zamanlarda
en yaygın tartışma konusu, ordu.
Sovyet devletinden geriye kalan
K ızılordu, Bağımsız Devletler
Topluluğu'nun en büyük sorunu haline
gcldı.
Bazı eski Sovyet cumhuriyetlennin
kendi ordularını kurma girişimleri,
Ukrayna ile Rusya arasmda Karadeniz
• fılosu konusundaki anlaşmazlık ve
kuşkusuz. ekonomik durumu zaten pek
ı parlak sayılamayacak ordu
i mensuplannın, son üç haftadır
! uygulanan serbest fıyat politikasına
duyduklan tepki, konunun
; güncelleşmesine yol açan
»etkenlerdendi.
jOrdunüfusu 30 milyon
«150 mılyon nüfuslu Rusya'da, 8 milyon
• kişi, silahlı kuvvetlerde veya onunla
> ilgili bır üretım biriminde hizmet
j veriyor. Ailelenyle birlikte bu sayı 30
j milyonayükseliyor. Yani herbeş
! kişiden birinin yazgısı, ordunun
| durumuyla yakından ilgili.
] Moskova'dakiordutemsilcileri
ı toplantısındayapılan biranketin
ı sonuçlan geçen günlerde açıklandı.
I Buna göreordumensuplarıarasmda
Kravçuk ve Gorbaçov'un saygınlığı
] oldukça düşük düzeydeyken, en
j popüler ısımler arasmda Kazakistan
ı liden Nazarbayev, Yeltsin'in asker
jkökenlı komünist yardımcısı Rutskoy
| ve nihayet darbe çağnsını sık sık
jtekrarlayan Albay Alkanis sıralanıyor.
! BDT Sijahlı Kuvvetleri Başkomutanı
'Şapoşnikov, ordu temsilcileri
1 arasındaki kargaşayı, birazda "istifa
edebılirim" tehdidinin yardımıyla
! geçici olarak bastırdı. Ordunun hıçbir
! zaman darbe gınşıminde
' bulunmayacağına ilışkin güvence verdi.
Koşullarkötüleşiyor
[Ancak ordunun şimdiye kadar
görülmedik ölçüde bir tartışma konusu
j haline gelmesi, silahlı kuvvetler
mensuplannın ekonomik ve toplumsal
koşullannın hızla kötüleşmesi ve bazı
subayların son zamanlarda giderek
jdaha aleni biçimde, ülkeyi yıkımdan
kurtarma çağnsı yapmalan,
görmezlıkten gelinecek gibi değil.
'Ustelık Vilnüs, Tiflis ve Bakü kentleri,
ordunun "gerektiğinde" elinı kana
bulayabıldiğinin örnekleri olarak
pelleklerde yer alıyor.
Ordu konusunda yoğunlaşan
tartışmalar, görünürde hiçbir şeyi
değiştirmedi. Ancak tartışmanın
gûndemin ön sırasına çıkması ve ordu
saflannda "politikacılar ordunun
yazgısını belirleyemezlerse, ordu
politikacılann yazgısını belirler"
tezinın giderek daha sıkça duyulur
olması, silahh kuvvetlerin -silahh
olmasından öte, bir de- politik olarak
bağımsız bir güç haline gelmeye
başladığının işaretlerinden.
Kelepir
istihbarat
DANIMARKA
FERRUHYILMAZ - Eski
Sovyetler Birliği'yle ilgili herşeyincılkı
çıktı. Nükleerenerji konusundaki
bilgilerini Batı ülkelerine satmak için
yanşa girişen Sovyet bilim adamlan
pbı şımdı de eski KGB ajanlan
bildiklenni salışa çıkardılar. Batılı
haber alma örgütlerinden yûz
bulamayan KGB ajanlan şimdi
damping uyguluyorlar ve gazetelere
sansasyon haber kaynağı oluyorlar.
t>animarka'da da eski Sovyet
Büyükelçiliği görevlilerinden bir KGB
ajanı, tanınmış bazı kişilere "KGB
ajanıydı" diyerek ortalığı kanşürdı. Bu
suçlamalardan nasibini en ağır şekiide,
Information gazetesinin güvenlik
politikası konulanndakı yazarlarından
biri aldı. Gazete yazarlanndan Jörgen
Dragsdahl, Danimarka'nın ünlü
iansas>ongazetelerinden Ekstra
Bladet'eçarşaf oldu. Yalnızeski KGB
fjanının Ekstra Bladet'teki iddialan
sadece iddia olarak kalıyor ve hiçbir
fcanıt ileri sürülmüyor. Bu nedenle
Dragsdahl, gazete hakkında tazminat
davası açarak, bu konuda dava
spnuçlanıncaya kadar hiç
^onuşmayacağmı açıkladı.
Eski KGB ajanının suçlamalanndan
nasibini alanlardan biri de !970'Ii
Vıllarda ABD'yi boydan boya
îlolaşarak Amerika'nın öbür yüzünü,
yanı özellikle zencilerin içinde yaşadığı
manılmaz sefaleti resimleyen gezgin
Jacob Holdt. Holdt'un bu fotoğraflan,
daha sonra " Amerika Resimleri"
âdıyla. Information gazetesi yayınlan
arasında kitap olarak çıktı. Jacob
Holdt bu kitap sayesinde sadece
Danımarka'da değil, tüm
tskandinavya'da üne kavuştu.
Geçıminı Extra Bladet'ten sağlamaya
çalışan eski KGB ajanının, "ajan"
suçlamasına maruz kalan Jacob Holdt,
dolayısıyla Information gazetesini bir
kez daha töhmet altına sokmuş oldu.
Informaüon gazetesi de şımdilerde,
"Onlar ve Biz" başlığıyla,
Danimarka'daki ajanlık faaliyetlenyle
ilgili birdizi yayımlamaya başladı.
Jandarma-polis rekabeti sona erdiNİLGÜNCERRAHOĞLU - 21
ocaktan ıtibaren İtalya'nın da bir FBI'ı
var. Adı DIA olan bu kuruluşa, dığer
tüm AT ülkelerindeki acil güvenlik
servisi için olduğu gibi 112 telefon
numarası çevrilerek ulaşılabiliyor. DIA,
İtalya'nınjandarma, polis, mali polıs gibi
üç temei güvenlik kolunun işbırliği ıle
gerçekleştirilen birörgüt. Şımdıyedek
hep birbirleriyle rekabet ıçınde faaliyet
gösteren bu güçler, bundan böyle aynı
verı bankasını kullanıyor. En büyük
mafya babası ya da katilı yakalayarak
basın tarafından yalnız kendi
kuruluşlannın alkışlanması için
birbirlerinden işbirliğini sakınan
jandarma ve polis, yalnız kanun
kaçaklannın işıne yarayan bu anlamsız
rekabeti artık bır kenara bırakıyor.
İçişleri Bakanı Enzo Scotti'nin ilk DIA
konsey toplantısının ardından yaptıgı
açıklamaya göre artık ttalyan güvenlik
güçlerine akan tüm haber ve bilgiler tek
birdata bankasında toplanacak, ihtiyaç
içinde olan yurttaşlar ise " 112" numarah
telefonla temas ederek DIA'ya
başvurabilecek, bundan böyle polis,
kentlerdeki güvenlik sorunlannda,
jandarma kent dışı sorunlarda, mali polis
de kaçakçılık ye para aklamak gibi
konularda ihtisaslaşacak. ABD'de
olduğu gibi uyuşturucu konulanna ise
İTALYA
DIA bakacak. Nisan başındaki genel
seçimlere jki ay kala parlamentonun
yaptıgı son işlerden biri de KtT'leri
özelleştirmek için geçirdiğı yasa oldu. AT
içinde Yunanistan'dan sonra en büyük
kamu acıklarına sahip olan ttalya,
böylelikle bu açıklan kapatmak için
önemli kaynaklara şahip olmayı
umuyor. ttalyan TÜSİAD'ı sayılan
"Confindustria" bu karan gecikmiş "
bulmakla birlikte alkışlıyor. Sol ise
memnun değil. Özel sektörün elıne geçen
KİT'lerden çıkanlacak işgücünün,
özellikle güneyde yüzde 20'lere varan
işsızliği arttırmasından korkuluyor.
Nitekim sosyalist Gıorgio Benvenuti
"İtalya'nın, savaş sonrası dönemin en
büyük ekonomik krizinegirdiğini"
söyleyerek uyanyor: "KÎT'lerin saüşı en
az 100 bin kişinin işini kaybetmesine yol
açacak. Bu da işsizlik sorunu için büyük
darbe olacak."Iki haftadır yayına geçen
özel TV haber programlan ilk günlerde
RAI'yı sollayan başdöndürücü ilgiyi
devam ettirmekte güçlük çekiyor. Büyük
tarüşmalardan sonra nisan seçimleri
arifesinde haber programı yayımlamaya
başlayan özel televizyonla devlet
televizyonu RAI arasındaki yanşın
önümüzdeki günlerde kızışması
bekleniyor. Şimdilik yapılan "izleyici"
araştırmalan, öncülüğü RAI'ya veriyor.
Aynı saatlerde yayım yapan RAI'nın 1.
kanalı ortalama 8 milyon izleyici
toplarken, Berlusconi'nin 5. kanalı 6
milyon seyırcıye sesleniyor. Özel
televizyon kralı Silvio Berlusconi'nin
kanalında haber programlannı
hazırlayan gazetecılenn hedefi,
programın ilk günlerindekı gibi en kısa
sürede RAI'yı gende bırakmak. Bu
yanşta iddialı olan 5. kanal habercileri
ekrana devlet televizyonunda olduğu
gibi uzun demeçler veren politikacılan
getirmekten kaçınıyor.
Kübalılar Castro'ya artıkinanmıyorABD'de yaşayan Kübalılar önceki gün
New York'ta Küba lideri Fidel Castro
aJeyhinde gösteri düzenlediler. Times
Meydanı'nda toplanan on binden fazla
Kübah, Castro'nun iktidardan
uzaklaştınlmasını talep etti. "Küba'ya
Banş" isimli gösteride Küba'ya seyahat
kısıtlamalarımn, 30 yıllık ticari
ambargonun kaldırılması ve
Guantanamo Körfezi'ndeki ABD deniz
üssünün kapatılması da istendi.
YUzlerce Küba bayrağı arasmda
"Ülkemiz arük özgürlügüne kavuşsun.
Dünyada bir Küba hâlâ komünizmle
yönetiliyor" sloganlan atıldı. Taşınan
pankartlarda "Castro Stalin'den de
beter", "Castro 30 yıldır katliam
yapıyor" yazıyordu. (FOTOĞRAF: AP)
Yolsuzluk skandalı
gazetelere yaradı
FRANSA
MİNEG.SAULNIER - Bağımsız
Fransız adaletinin özel bir inat ve
kararlılıkla üstünegittiği rüşvet,
dolandıncıhk ve yolsuzluk dosyalan,
ülkedeki sosyalist iktidan içten içe
kemiriyor. Ama kıminin felaketı,
başkalannın mutluluğunu oluşturuyor
ve Sosyalist Parti çevresinde kopan
kıyamet, aşın sagın ekmeğine yağ
sürmekle kalmayıp basının tırajını da-
artünyor. Geçen hafta, Sosyalist Parti
Genel Merkezi'nde arama yapan sorgu
yargıcının rüşvetçı milletvekillerinin
adlannı kapsayan bir bilgısayar disketini
ele geçirdiğmi açıklaması, Le Figaro'nun
tirajını ikiye katladı ve televizyonlardan
parasız reklamını yaptırdı. Söz konusu
dısketteki bilgıleri daha aynnülı yansıtan
haftahk Le Canard Enchaine dergisi ise
dağıümının yapıldığı çarşamba günü yok
sattı.
Başbakan Edith Cresson başta olmak
üzere, bûtün Sosyalist Parti ilen
gelenleri,'"Adalet önünde boynumuz
kıldan ince. Ama bir sorgu yargıcının
denetıminde mahkeme dosyasına girecek
belgelerin basına sızdınlması yasa
dışıdır" diye şaşkınlık ve kızgınlık
belirtiyorlar. Ancak söz konusu
belgelerin kamuoyuna yansıması, aşın
sağcı Ulusal Cephe lideri Le Pen'in
bayramlık ağzını bir kez daha açmasına
neden oldu. Ve Amiens kentindeki bir
gövde gösterisi sırasmda Le Pen,
sosyalist hükümet için; "Bunlar bir
hırsız, yankesici ve gangster
topluluğudur. Hatta içlerinde bazılannın
katil bile olduğunu iddia ediyorum.
AIDS virüsü bulaşmış kan satışına bile
bile izın veren bu hükümetin başlan,
bugün binlerce insanın onulmaz bir
hastahğa tutulmasına, on binlercesinin
ölümüne neden olmujlardır" deyiverdi.
Sözlerini evirip çevirme ahşkanlığı yok.
Bundan önce iki kez, milletvekili
dokunulmazlığını kaldırmak istediler.
"Kaldınn" dedı. Diğer partilerden pek
çok milletvekili, "dokunulmazlık
kalkışına" kötü bir kolaylık başlangıcı
olur diye, anayasal gerekçeler göstererek
' Le Pen'in dokunulmazlığını, kendi "göz
bebekleri" gibi korudular ve Ulusal
Cephe lideri, muhalefetin oylanyla
mahkemeyeçıkmadı. Amiens'teki
hakaret, Sosyalist Parti'de "şok" etkisi
yarattı dersek yalan olur. Le Pen, benzer
hakaretleri her fırsatta ediyor. Ancak bu
kez hükümet başkanı Edıth Cresson,
altta kalmayı sevmeyen, ateşli bir kadın.
Başbakan olarak Ulusal Cephe lideri Le
Pen aleyhine, 21 ocak günü Nanterre
adliyesinde hakaret davası açtı. Sosyabst
Parti sözcüleri de aşın sağcı lideri
"küfürbaz, ağzı bozuk ve aşağılık"
olmakla suçladılar.
ı dokunulmaılığı
Eğer Edith Cresson, hakaret davasını
kazanırsa, Jean Marie Le Pen'in Avrupa
Parlamentosu'ndaki dokunulmazlıgı da
kaldınlmak durumunda kalacak. Ancak
Le Pen'in umurunda değil. Mahkûm olsa
bile, kendisini ve partısıni yine ön plana
çıkarmış ve düşüncelennı daha geniş
kitlelere ıletmek için "olağanüstü bir
kürsü" edinmiş bulunuyor.
lşte böyle bir bela Jean Marie Le Pen.
Son yapılan kamuoyu yoklamalan, sağ
partilere oy veren seçmenlerin % 55'inin
Le Pen'e ve sözlenne güvendiklerini
gösteriyor. Yapılan en ölçülü tahminler,
1993 seçimlerinde, Ulusal Cephe'nin
şimdı 35 olan milletvekili sayısını, 50'ye
çıkaracağı yönünde.
Hem milletvekilliği, hem avukatlıktan oldu
STELYO BERBERAKİS -
Yunanıstan'da geçen hafta siyasi
boyutlu, heyecanlı olaylaryaşandı.
Hafta, bir önceki hafta içinde eski
Başbakan Andreas Papandreu'yu
aklayan, ancak iki eski bakanı suçlayan
mahkeme karannın yankılanyla başladı
Suçlu bulunaneski bakanlardan
Dimitris Covolas'ın milletvekıllığinin
mahkeme karanyla birlikte "düştüğü"
meclis başkanı tarafından açıklandı. Bu
karann "affedilmesi" için PASOK
milletvekilleri parlamentoya bir öneri
getirdi. Ancak parlamentonun
çoğunluğunu o^luşturan iktidardaki
Yeni Demokrası Partisi Covolas'a "af
önerısınin" aleyhinde oy kullanacağını
açıkladı.
Covolas'a verilen bu "ceza"dan başka,
paraya çevrilebılen 2 yıl 6 ayhk hapis ve
avukatlık mesleğinden "men" cezalan da
var. Covolas, tüm bu cezalan protesto
etmek için ilk önce gündeliğı yaklaşık 6
dolara mal olan hapis cezasını paraya
çevirmeyi reddederek "hapsegirmeyi
tercıhettiğini" açıkladı veyatağını
yorganını alarak PASOK merkez
bınasının ıçıneyerleşti. Ancak PASOK,
aldığı kararla Covolas'ın hapis cezasım
"paraya" çevırdi. Covolas'ın
YUNANİSTAN
milletvekıllığını ve avukatlık mesleğini
kurtarabilmesi için cumhurbaşkanı
tarafından " a f edilmesi gerekecek.
Yunan kamuoyunun konuştuğu ıkinci
konu da başka bir mahkeme ile ılgiliydı.
Yalnız yaşayan, yaşlı ve zengin insanlara
"dostça" yaklaşarak öldüren ve
miraslanna konan bir "şirkef'in üyeleri
geçen hafta içinde yargılanmaya başladı.
Çok ıyi çevrilmış bir korku fılmini
aratmayan bu olay, üç yıl önce açıkhğa
kavuştuğunda Yunanistan'da yer
yerinden oynamıştı. "Cinayet şirketi"
olarak anılan bu çetenin başını da bir
beledıye başkanı çekıyordu!
Türk-Yunan dostluğunu öngören Abdi
İpekçi ödülleri geçen hafta içinde
Atina'da düzenlenen törenlerle
sahiplerine verildi. Buödüller24 Yunanlı
ile 16 Türk arasında paylaşıldı. Üçgün
süren törenlersüresince paneller, geziler
düzenlendi, yemekler verildi.
Türk-Yunan dostluğunun öneminı
vurgulayan konuşmalar yapıldı. Azız
Nesin de özel ödül alanlann arasındaydı.
Yunan Turizm Örgütü Genel Sekreteri
Kostas Pilarinos'un 45 kişilik Türk
heyetinin onuruna bir gemınin içinde
verdiği akşam yemeğinde oldukça ilginç
espnli konuşmalar yapıldı. Pilarinos,
dostluk ve banş içerikli konuşmasında
iki ülkenin turizm alanında işbirliği
yapabileceğinden söz etti. Altan Oymen
ise kafile adına yaptıgı konuşmasında,
Yunanistan'ın uyguladığı vize
işlemlerinden sitem ederken
Yunanistan'ın güneşinı övdü. O sırada
Azız Nesin, "Yunanistan'ın sıcak
güneşini kutlamalıyız" deyince, Pilarinos
" Yunanlılann kalbındeki güneş,
güneşten de sıcaktır; bütün mesele bunu
arayıp bulmanızdadır" dedi.
Kelle vergisi yarım kaldı
İNGİLTERE
Bu da Giyom TelPin moderni
Covent Garden, Londra'nın en renkli
semtlerinden birisi. Sokak kahveleri,
sokak çalgıcılan ile ıç ıçe. Gun olmuyor
ki, bir köşede biri ya da bir grup
çevresine meraklıları toplamamış olsun.
Dunyanın binbir yoresinden gelen
göstericiler, izleyicilerini şarkıları,
müzikleri, danslan ile ülkelerine doğru
hos bir gezintiye çıkanyorlar. Geçen
hafta Covent Garden'a gelenler
çocukluk donemlerinin masal
kahramanı ile karşılaştılar. Modern
Giyom Tell'in ok-yay yerıne palası
vardı ve elmayı da dazlak başının
uzerine yerleştirmişti. Tek hareketle
palası elmayı ikiye bolerken, başında
tek cizik olmaması dikkat çekti.
(Fotoğraf: REUTER)
EDİPEMİLÖYMEN - Margaret
Thatcher'ın başbakanlığma mal olan
büyük hata, iş dünyasının Avrupa
Topluluğu ile bağdaşma arzusuna
aldırmaması, ikinci hatası da seçmenin
nefretini çeken kelle vergisi olmuştu.
Toplanması belediyelere bırakılan 'kelle
vergısı'nı iki yıldır ödemeyen
mılyonlarca kişi var. Belediye gelirleri
düştü. Özellikle Londra'da milyonlarca
sterlın tutarında vergı hâlâ toplanabılmış
değil. Herkese bildirim yapıhyor. Eğer
ödemezlerse, bir süre sonra ihtar, sonra
da mahkemeye çağn yazısı geliyor. O
zaman çoğu ödüyor.
İşi böyle uzatmak, herkesin peşine
düşmek, belediyelere ek masraf. Hatta
ana muhalefet Işçi Partili bir milletvekili,
"Bu vergiye ilke olarak karşıyım"
diyerek ödemedi, hapse gırdı. Şimdi çıktı
vekahraman.
Belediyeler, o kadar çok kişiyi
mahkemeye verdiler ki bu kez de
yargıclar yasalan farkh yorumlayıp
çelişkili kararlar aldılar. Belediyelenn
mahkemelere sunduklan bilgısayar
belgelerini yasal belge olarak kabul
etmeyen yargıclar oldu, yasada bu tür
belgenin "delil" olarak kabul edıldiği
yazmıyordiye. Yasa ise 1936'dan kalma.
O dönemde değil bilgisayar. televizyon
bile yoktu daha.
Vergi davalan sırf teknik nedenlerle birer
birer düşmeye başlayınca işe hükümet el
koydu. Başbakan Major, 'kelle vergisi'
karşıtlanna, tam erken seçim arifesinde
koz verecek her türlü yasal gediğin
kapatılmasım istedi. Ancak hükümet,
hangı önlemi alsa da 'kelle vergisi'
derdinden kurtulamadan secime
gidecek.
Seçimde seks skandalı geleneği
ŞEBNEMATİYAS - Amerikan
başkanlık seçimlerinde gelenek haline
gelen seks skandallan şimdiden başladı.
New Hampshire ön seçimlen
yaklaşırken, Demokratlann en güçlü
adayı olarak bilinen Arkansas Valisı Bill
Clinton, "sıcak" bir skandalın içinde.
Mutlu evliliğı ile tanınan Vali Clinton, 12
yıldırgizlice devam eden bir aşk ilişkisi ile
suçlaruyor. Jennifer Flowers adlı
sanşının iddialannı yalanlayan Clinton,
"Ben Gary Hart değilim" diye bağınyor.
The Star adlı dedikodu dergisınde
yayımlanan "paraü" röportajda Jennifer
Flowers, "Bu yalanlardan, gizlilikten
ABD
bıktım, usandım. 12 yıldır onun
sevgilisiyim. Benden yalan söylememi
istiyor. Bana soru soran gazetecilere
böyle bır şey yok dememi istiyor" dedi.
Vali Clinton, The Star'da röportajın
yayımlanmasını takıben New
Hampshire'de kampanyasını durdurdu.
Yardımcılan, valinin gelişmelere
bakarak hareket edeceğını bildiriyorlar.
Bu arada basına dağıtılan fotoğraflarda
Vali Clinton, eşi Hillary'yi kucaklarken
görülüyor. Hillary Clinton gazetecilere,
bu iddialann tümüyle uydunna
olduğunu söyleyerek Cumhuriyetçilerin
olayı körüklediklerini söyledi.
Vali Clinton, geçen seçımlerde gizli
ilişkileri ortaya çıktığı için adayhktan
çekilen Demokrat Gary Hart'a
benzemedığini iddia etmesine rağmen
kampanyaya devam edip etmeyeceği
konusunda son kararını vennı'ş degıl.
Clinton'ın kampanyadan çekihne karan
alması durumunda Demokratlar, New •
York Valisı Mario Cuomo gibi büyük
isimlerin devreye girebileceğini umut
ediyorlar. Ancak Cuomo, secime
girmeyeceğini dalıa önce açıklamıştı.