15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1J5 OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT DOKSANINCIDOĞUM YILDÖNÜMÜNDE NÂZIM HİKMET CUMHURÎYET/9 SERGI Günay Sağun'un resimleri • Kültür Servisi - Günay Sağun'un sergisi bugün Ümit Y a s a r Sanat Galerisi'nde açıhyor.Sanatçının sergisi 5 ş u b a t tarihine dek açık kalacak. 1930 yıhnda Istanbul'da d o ğ a n Günay Sağun, Devlet Güzel Sanatlar Alcademisı'nde Seyfı Toray, Leopold Levi ve Cemal Tollu ile çalışarak 1953 yılında mezun oldu. Yurtiçinde ve dışında çeşitli karma sergilere katılan ve birçok kişisel sergi açan ressam Günay Sağun'un bir başka rekorunu ZahirGüvemlişöyleanlatıyor'Karakterindekisükun üsl ubuna sinmiş; bu kadar az renk kullandığı halde çok renkli görülüyor. Bu kadar az eleman kullandığı halde çeşitli olabiliyor. Herhalde o açık bejler, açık maviler ve esmer gölgeler arasında yaşamak, buna mükabilse sade bir neşe ifade edebılmek Günay Sağun'un hüneri." Afiş ve reklam grafigi • Kültür Senisi — Grafik sanatçısı Uğur Köseahmetoğlu'nun sanat yaşamının 30. yılı nedeniyle düzenlediği retrospektif afiş ve reklam grafiği sergisi bugün Istanbul Büyukşehir Belediyesi Taksim Sanat Galerisi'nde açılacak. 1960 yılıncîa Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Bölümü'nü bitiren Uğur Köseahmetoğlu, uzun yıllardır reklam grafiği sanatının çeşitli dallannda cahsıı Ocaklı'nın resimleri • Kültür Servisi — Ressam Cuma Ocaklı'nın sergisi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde açıldı. 1971 yılında İstanbul Eğitim Enstitüsu Resim Bölümü'nü bitiren Cuma Ocaklı, 1987 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde sanatta yeterlik aldı. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uygulamalı Sanatlar Grafik Anasanat Dalı'nda öğretim görevlisi olarak çalışan Ocaklı, 1990 yılında doçent oldu. Sanatçının "yeni figürasyon" olarak tanımlanan resminin ilk yapısal formu, "Soyuttan somuta sansürsüz geçişle" oluşuyor. Sanatçının sergisi 6 şubat tarihine dek açık kalacak. DERGİ Anons'ta bu ay • Kültür Servisi — Aylık olarak yayımlanmakta olan Anons Plastik Sanatlar Dergisi'nin Ocak 1992 sayısı yayımlandı. Ergin Koparan'ın yönetimindeki Anons'un öcak sayısında kapak konusu genç kuşak Amerikan sanatçılanndan Mark Kostabi. Kostabi ile yapılan bir söyleşi ile sanatçının son çalışmalarından örneklere yer veriliyor. Bu sayının araştırma dosyası "ithal resimler". Bu konuda sanatçı, galerici ve eleştirmenlerin görüşlerine geniş yer veriliyor. Dergide ayrıca İpek Tekil'in, devlet sanatçısı unvanından sonra Ali Avni Çelebi ile yaptığı söyleşiyi okuyabilirsiniz. Bu sayıda Zahir Güvemli, tstanbul'un ilk sanat galerilerini anlatıyor. Anons'un diğer konukları Fransa'da yaşayan sanatçımız Mustafa Altıntaş ve genç ressam Tanju Demirci. Ocak sayısında lanıtılan sanat galerisi Destek Sanat Galerisi. Anons'ta çeşitli sanat haberlerinin yanı sıra İstanbul'daki plastik sanatlar etkinliklerini toplu olarak izleyebileceğiniz Galeri Çizelgesi de yer alıyor. Anons, sanat galerilerinden ya da abone olma yoluyla edinilebiliyor. lfeni yılın ilk 'Antrakt'ı • Kültür Servisi — Aylık sinema dergisi Antrakt'ın ocak sayısı çıktı. "Robin Hood" ve "Kurtlarla Dans" filmlerinin kahramanı Kevin Costner'ı bu sayıya kapak yapan dergide, I991'de dünyada ve Türkiye'de sinemanın gündemi, sinema yazarlarına göre 1991 yılının en iyileri, Gökhan Akçura'nın "Cilalı İbo Karşınızda", yazısı Hilmi Etikan'ın Retina '91 izlenimleri, Sungu Çapan'ın Kevin Costner, Mel Brooks üzerine yazıları, gazetemiz sinema yazarı Atillâ Dorsay ile yapılan bir söyleşi ve gösterimde olan ya da kısa bir süre sonra gösterime girecek olan filmler hakkında yazılar yer alıyor. TİYATRO Fehim Paşa Konağı • Kültür Servisi — 30. yılını kutlayan Kent Oyunculan 16 ocak perşembe gününden itibaren Türgut Özakman'ın oyunu Fehim Paşa Konağı'nı müzikal bir komedi şeklinde sahneye getîriyor. Oyunun özgün şarkılarını klasik Türk müziği kalıplan içinde orkestra şefi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Ruhi Ayangi besteledi. Fehim Paşa Konağı meşrutiyet öncesi günlerde Istanbul'da bir konakta, daracık bir sokakta ve küçük bir kahvede geçiyor. Kahramanlar, bir eski kabadayı, ortaoyuncusu olmak isteyen bir oğlan, zorba paşalar, şen şakrak haremleri, berberler ve yorgancılar. Oyunu Şehir Tiyatroları'ndan konuk yönetmen Hakan Altıner sahneledi. Fehim Paşa rolünü ise Devlet Tiyatroları'ndan Haluk Kurtoğlu oynuyor. Bir diğer konuk aktör de Zekai Müftüoğlu. Oyunun başlıca rolleri Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Mehmet Birkiye, Kadriye Kenter, Hakan Gerçek, Aslı Altıner, Çiçek Dilligil Gerçek, Murat Sarı, Tuna Orhan, Gülsüm Soydan, Kerem Atabeyoğlu, Cengiz Özek, Kemal Okur paylaşıyorlar. Dekorlar Cengiz Özek, kostümler Handan Şahin imzasını taşıyor. VİDEO Video ve ses kasetleri • ANKARA (AA) — Kültür Bakanhğı, geçen yıl video ve ses kaseti ithal eden 4 meslek kuruluşuna 260'ar milyon lira verdi. Kültür Bakanhğı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan açıklamaya göre boş video kaset ile ses kaseti üreten, ithal eden gerçek ve tüzel kişilerin kasetlerin üretim ve ithal bedelleri üzerinden yaptırdıklan stopaj meblağları 1991 yılında bir milyar 40 milyon lira tuttu. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 42. maddesi gereğince bu para Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği, Turkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği, Türkiye Guzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği ve Türkiye Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği'ne eşit oranda dağıtıldı. Memleket toprağmda kökü Nâzım Hikmet, Moskova'da Novodivitçiye Mezarlığı'ndagömülü. "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni"diyenşairin kemikleri, umanm, ölümünün otuzuncu yılından önce, yani 1992'deyurduna getirilir. NEDtM GÜRSEL PARİS - Nâzım Hikmet'in doksanıncı doğum yıldönü- münü kutluyoruz. 1902'deSe- lanik'te doğan şair 1963'te "düşlerinin beyaz kenti Mos- kova'da" sürgünde öldü. O za- mandan bu yana da nice sular aktı köprülerin altından. Nazım'ın 1924'te tabutu ba- şında nöbet tutmakla övündü- ğü Lenin, Kızıl Meydan'daki anıt mezannda bir sembol bile değil bugün. Oysa Nâzım öm- riinün sonuna dek gençlik ül- küsüne, yani Ekim Devrimi- nin idealİerıne bağlı kaldı. Yaşadığı dönemde, özellikle de 20. Kongre'den sonra par- tiden aynlan Fransız aydınla- rıyla tartışmalara girdiğini, Stalin'e karşı olmakla birlikte sosyalist rejimın düzeltilebile- ceğine olan inancının sarsıl- madığını biliyoruz. Nâzım, kuşkusuz. sürgünde bir ikilem yaşadı. Rejimin eksiklerini, baskıcı yönünü, demokrasi yokluğunu keşfetti. Ama "Otobiyografi" adlı şiirinde, kendisini partiden ayırmak is- tedilerse de bunun "sökmedi- ğini"yazdı. Nâzım Hikmet ne bir siya- Abidin Dino'dan Nâzım Hikmet sal lider, ne de bir ideologdur. O çağımızın en önemli şairle- rinden biridir. Dolayısıyla şii- rini salt siyasal bir yaklaşımla yorumlamak indirgemeci bir tutum olur. Sanat, eğer evren- sel bir öz taşıyorsa, günceli, si- yasal görüş ve ideolojileri aş- malıdır. Bu anlamda Nâzım Hikmet'in yapıtı elbette in- sancıl ve evrenseldir. Ama onun şiirini, yaşadığı dönem ve siyasal savaşımdan da ayn düşünemeyiz. Nâzım Hikmet'in asıl öne- mi, bence Türk şiirinde yol açtığı yenilikçi hareket ve geli- şiminin belli bir evresinde ge- leneksel halk yazınıyla kur- duğu bağ çerçevesinde aran- malıdır. O, ulusalla evrenseli özgün bir potada birleştiren ender şairlerdendir çünkü. Cahit Sıtkı'nın "En yavuz ev- ladı bu memleketin / Nâzım ağabey hapislerde çürür" dizc- leriyle biten şiirine gönderdiği yanıtta şöyle seslenir Bursa'- dan: "Sevdalınız komünisttir / On yıldan beri hapistir / yatar Bursa kalesinde." Bu şiirin bir yerinde "Mem- leket toprağındadır kökü / Bedreddin gibi taşır > ükü" de- mesi boşuna değildir. Gerçek- ten de Anadolu toprağına, ulusal kültürümüzün içine kök salmıştır Nâzım Hikmet'- in şiiri. Bu kültürden fışkıran söz kendi biçim özellikleri içinde tikelden genele, ulusal- dan evrensele doğru bir geli- şim izler. Yalnızca Avrupa'da değil dolaştığım her yerde, gittiğim her ülkede, yabancı dostlanm Nâzım Hikmet'in ülkesinden gelen biri olarak karşıladılar beni. Çünkü onun dilini konu- şuyor, onun "Sen şimdi yalnız saçımın akında / infarktında yüreğimin / alnımın çizgilerin- desin memleketim / memleke- tim / memleketim" dı>e özlem- den yanıp tutuşarak seslendiği Türkiye'nin pasaportunu taşıyordum. Nâzım Hikmet, bugün dok- san yaşında. Aramızda hâlâ. Şiirlerini bugün de okuyor, duygulanıyoruz. Ama Moskova'da. Novodi- vitçiye Mezarlığı'nda gömülü. 1982 yılında mezannı ziyarete gittiğimde şunlan yazmıştım "Seyir Defteri"ne: "Üç kırmızı karanfil götürdüm Nâzım'a. Doğrusu şairimize yakışır bir mezar yapmışlar. Nâzım öne eğilmiş, hamle ya- par gibi. Sanki kayanın içinden çıkıp yanıma gelecek." "Anadolu'da bir köy mezar- lığına gömün beni" diyen şairin kemikleri umanm ölümünün otuzuncu yılından önce, yani 1992'de yurduna getirilir. Nâzım Tarabya'da Kültür Servisi — Nâzım Hikmet'in 90. doğum günü, bugün saat 12.00'de Tarab- ya Oteli önünde kutlanacak. Nâzım Hikmet Kültür ve Sa- nat Vakfı'nca düzenlenen doğumunun 90. Yılında Nâzım Hikmet Haftası kap- samında, yıllar önce şairin ülkeden aynldığı nokta olan Tarabya Oteli önünde bir doğum günü kutlaması ya- pılacak. Tarabya'daki törenden sonra topluca Kuruçeşme'- deki Mülkiyeliler Birliği'ne gidilecek. Mülkiyeliler Bir- liğinde "Nâzım'la 24 Saat" yaşanacak. Şairlerimiz yirmi dört saat boyunca durmaksızın Nâzım Hikmet'in şiirlerini okuyacaklar. Bugün saat 19.00'da ise Lütfi Kırdar Spor Salonu'- nda (Harbiye) "Doksanıncı Yılında Nâzım'la Birlikte" adı altında bir anı gecesi gerçekleştirilecek. Sunucu- luğunu Müjdat Gezen'in üstleneceği geceye katıla- caklar arasında Avni Arbaş, Ramazan Arkın, Mehmet Ali Aybar, İbrahim Balaban, Adnan Cemgil, Nail V. Çakı- rhan, Halet Çambel, Refik Erduran, Vedat Gün>ol, Ya- şar Kemal ve Samiye Yaltırun da bulunuyor. Öte yandan bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'- nda Ruhi Su'nun seslendir- diği "Kurtuluş Savaşı Des- tanı"ndan oluşan bir video gösterisi yer alacak. idil Biret ve Seta Tanyel ile birlikte İstanbul'da piyano şöleni yaşandı Üçüncü bir eli mi var gizlediği?Adnan Saygun'un 1. ölüm yılında İstanbul'da bir anma konseri düzenlendi. İdil Biret, resitaline, Saygun'un kendisine adadığı yapıtlarla başladı. Son oturduğu caddeye bestecinin adı verildi. EVİN tLYASOĞLU Geçen hafta, çoksesli Türk müzigine gönül vermiş bes- tecimiz Ahmed Adnan Say- gun'un birinci ölüm yıldönü- mü idi. Birçok müziksever senfoni orkestralanmızın yılhk programlannda onun arusına düzenlenmiş bir kon- ser dlmayışından yakmıyor- du. Neyse ki Özer Sezgin ve Erol Uras'ın çabalanyla Istan- bul'da bir anma konseri dü- zenlenmesi; İdil Biret'in resi- taline bestecinin ona adadığı eserlerle başlaması; radyo ve TV programlannda ondan söz edilmesi ve son oturduğu Ulus'taki caddeye onun adının verilmesi, anısını yaşa- tan olaylardı. Piyanist İdil Biret'in resita- linde, pek çok ünlü konser sa- lonunda uygulanan sahneye dinleyici yerleştirme düzeni ilgi u>andırdı. İdil Biret, kısa bir süre önce hocası VVilhelm Kempff (1895- 1991) anısına Postdam'da II. Friederich'in sarayındaçaldığı Bach-Kempff uyarlaması yapıtlarla Saygun'u izledi. Bach'ınözellikleSinfonia'sı, Siciliano'su ve Koral Preludle- ri Bach-Kempff-Biret işbirliği sonucu hem Barok müziğin hem de çağımızın tatlannı verdi. Chopin'in baladlannı sanatçı, kendine özgü Chopin anlayışı içinde seslendirirken önceden yaptığımız söyleşileri ammsadım: "Chopin küçük bir Pleyel pi- yanodaçalarmış. Hiçbirzaman büyük sesler, abartmalar iste- mezmiş. Öğrencilerinin yazdığı kitapta okudum bunlan" di- yordu İdil Biret. Ve resitalin ikinci bölümünde Rahmani- nov'un Etudes Tableaux'sun- İDİL BİRET VE SETA TANYEL- İdil Biret (üstte), Saygun'un yapıt larının ardından Bach-Kempff uyarlaması eserler seslendirdi. Geçen hafta sonu İDSO'nun solisti, ünlü >arışmalarda ödüller alan, ünlü orkestralarla plaklar yapan İstanbul doğumlu piyanist Seta Tanyel idi (yanda). (Fotoğraflar: İBR.4HLM GÜNEL) da (op. 39 ve op. 33) enerjisi- nin doruğundaki sanatçı en küçük sesten en büyük sese kadar piyanonun tüm olanak- lannı kullanarak etkileyici bir yorum sundu. Salondan çı- karken bir dinleyicinin "Bu kızın üç eli mi var acaba bizden gizlediği" dedigini duydum. İstanbul Devlet Senfoni Or- kestrası'nm bu hafta çok ünlü konukları vardı: Meksikah şef Enrique Batiz ve piyanist Seta Tanyel. 1942 doğumlu Batiz'i EMI. RCA, CBS. Teldec ve Naxos gibi pek çok ünlü şirke- te yaptığı plaklarla, özellikle ülkesinin bestecileri Revuel- tas, Moncayo, Chavez'i tanıtıp coşkuyia \orumlamasından tanıyoruz. Uzun süre Meksi- ka Devlet Senfoni'yi ve Lond- ra Kraliyet Filarmoniy'i yö- netmiş, deneyimli bir şef. İşe piyanist olarak başlamış, son- ra şeflikle devam etmiş: "İnsan ya iyi bir piyanist ol- malı ya da iyi bir şef. Hem yö- netip hem de solistlik ya- pacağım derseniz, her ikisini de ikinci sınıf yaparsınız. Ben pi- yanistliğimi şeflik uğruna feda ertim. Barenboim \eya Ashke- nazy gibi ikisini birlikte yürü- tenler şimdi iki dalda da birinci sınıf değiller. İnsanın zamanı sınırlı: iyi bir şef günde en az dört saat çalışmalı. Sonra oku- malı, kendinden önce yaşamış müzisyenlerin otobiyografile- rini, stillerini anlatan kitaplan, incelcmt'leri okumalı. İnsan- larla iiişki içinde, çevresiyle sü- rekli irtibat halinde olmalı. Ye- mek yemeye ve sekse de zaman ayırınca gün biter." Batiz. her iki konserde de karşılaştığı kalabahğa ve sıcak alkışa çok şaşırmış. Böy- lesi bir dinleyici kitlesi oldu- ğunu bılmiyormuş Türkiye'- de: "Orkestra Chavez'in eseri- ni zor buldu, yerine Revueltas'ı aldık. Rcvueltas komünist ve ol- dukça çılgın bir bestecimizdi. Elli yaşında öldü. Sensemey a'yı 1938'de sokak şarkılanndaki ezgilerden derlemiş." Canlı, çarpıcı bir yapıttı Sensemaya... Konserin solisti Seta Tanyel İstanbul'da doğup, on beş yaşı- na kadar Bayan Kavafyan ile piyano çalışmış. Mühendis bir babanın. müzisyen bir annenin çocuğu. İlk konserini 12 yaşı- nda Demirhan Altuğ ile vermiş. Sonra Viyana ve Londra'da eğitim görmüş. Busoni, Queen Elizabeth, Beethoven, Arthur Rubinstein gibi ünlü yanşma- larda ödüller kazanmış. Ûnlü şef ve orkestFalarla plaklar yapmış. Cumartesi sabahı dinlediği- miz Chopin'in 1 numaralı op. 11 mi minör konçertosunda net, abartısız, temiz bir yorum sundu. Genellikle "rubato"lar- da daha şekerfi yorumlara alı- şık olduğumuzdan Seta Tan- yel'in Chopin'ini yadırgayan- îar da oldu: "Dün gece daha şi- irsel çaldım. Nedense bu sabah daha duru bir Chopin çıktı. Sanki dün gece vereceğim bü- tün şiirselliği bir kerede ver- dim" diyor kendisi. Mayıs ayı- nda Seta Tanyel'in Cemal Re- şit Rey Salonu'nda vereceği Chopin resitalini merakla bekliyoruz. Konserin diğer senfonik yapıtlan Faure'nin Pavan'ı ve R. Strauss'ın Don Juan'ı idi. Başta Gülden Turalı olmak üzere, obuacı Emin Özistek, klametçi A. Kirmanoğlu ve tüm kornoculann özenli solo- lan ve deneyimli bir şefle gü- zel tınlayan bir orkestra dinle- dik. Chopin ile Romantik dö- nemin doruğundan başlayan konser, çağımıza doğru ilerle- yip Revueltas ile sona erdi. 'Horacio'ya vıırulan Hamlet'yaWilliam Shakespeare'in Hamlet'inde he.r şey tersyüz edilmiş. Modern giysiler içinde, bugüne uyarlanan trajedi ve komediler. Kötüler iyi, iyi- ler kötü rolünde bu kez. Kültür Senisi - Ofelya'nın yerine Horacio'ya vurulan bir Hamlet... Londra'da kurulan yeni bir tiyatro, ünlü klasikle- ri homoseksüel bir bakış açısıyla sahneye getiriyor. VV'illiam Shakespeare'in Hamlet'inde her şey tersyüz edilmiş. Modern giysiler için- de, bugüne uyarlanan trajedi ve komediler. Kötüler iyi, iyi- ler kötü rolünde bu kez. Ve yeni bir deneme: Ofelya'nın yerine Horacio'ya vurulan Hamlet. Projeye imza atan İngiliz yönetmen Tim Luscombe. Londra'nın batısında perde açan pek çok tiyatroda çejitli oyunlar başanyla sahnelemiş bir yönetmen Luscombe. Yö- netmen aynı zamanda London Gay Theatre Company'nin de kurucusu ve yöneticisi. En bü- yük düşü. homoseksüel reper- tuan zenginleştirmek... Bu re- pertuar yalnızca yeni ve eski oyunlarîa sırurh değil. Homo- seksüel bir perspektifle ünlü yapıtlar ve klasikler de reper- tuara katılıyor. Luscombe, "Tiy atronun kendi iç öyküsünü homoseksüel bir bakış açısı ile yeniden yorumlamayı amaçlı- yoruz" diyor. Tiyatronun yakın zaman içinde iki temel hedefı var. İlki travestıler için hazırlanan bir çalışma: Lorca ıiın 'üerııarua Alba'- nın Evi" adlı yapıtının müzikal birversiyonu, diğeri "Homose- ksüel Hamlet." Yöneı..ıen Luscombe, "Hamlet f»iışnı»M masalsı biı düsünce, HamktV Horacio ara- sutdaki iHşldye Vurgu' koymak gerek, Hamlet-Ofetya arasm- ndaki iiişki ise idealize edilmiş bir evlilik. Üzerine çalışabile- ceğimiz insan malzemesi ol- dukça çok. Örneğin, Venedik Taciri'ndeki genç Hıristiyan- lar." diyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Londra'da pek çok oyun yönettim ve çalış- malarım sırasında hep şunu sordum: 'Ben bir erkekle böyle bir iii- şki yaşadım m>?' Manchester'- da "Safe Sex'i sahnelerken yaptığım işteıi büyük keyif aldım. Tiyatroya gitmek ve provaları yönetmek başlıbaşı- na bir zevkti. Çünkü hemen herkes homoseksüeldi. Yalnız- ca aktörler değil. Teknisyenler ve makinistler de." Mine Değer'in sergisi • Kültür Servisi — Mine Değer'in ilk kişisel sergisi bugün Basın Müzesi'nde açılıyor. Erenköy Kız Lisesi'nde başlayan resim eğitimine verdiği uzun bir aradan sonra 1988-89 döneminde Bahattin Odabaşı Atölyesi'nde yeniden çalışmalanna başlayan Değer. 1989-90 yıllannda Mahir Güven ve Celalettin Tandoğan ile çalışmalannı sürdürdü. 1990 yılından bu yana İnci Eviner Atölyesi'nde çalışan Mine Değer'in sergisinde sanatçının pastel ve yağlıboya çahşmalan sergileniyor. Sergi, ay sonuna kadar açık. Karagöz'ün resimleri • Kültür Servisi — Ressam, Hikmet Karagöz'ün suluboya resim sergisi Beyoğlu'nda Rus Sefareti'nin yanındaki Bcyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde açıldı. Sanatçının doğadan esinlenerek yaptığı resimlerinin yeraldığı sergi ay sonuna dek açık kalacak. Tııriznı nıerkezd • İSTANBUL (Mak Ajans) — Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Süleymaniye Camii, lstinye Koyu, Galata Kulesi ve Eyüp çevresinin çağdaş bir anlayışla dUzenlenerek turizme acılacağını açıkladı. Ateş, istanbul için hazırlanan projelerin tamamlanma asamasına geldiğini beürterek bakanlık olarak "turizm merkezi" ilan etme yetkisini, kentin tarihi ve kültürel özelliklerini dikkate alarak kullanacaklannı ifade etti. Gencher karikatürleri I BONN (Mak Ajans) — Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher en çok karikaturü çizüen politikacılann başında geliyor. Geçen yıl içinde karikatür sanatçıları politikacının hava akrobatı, banş güvercini, sifenks, , balina, trapezci, ., '• , kovboy ve birçok kez de fif olarak karikatürünü çizdiler. Türk edebiyatı • ANKARA (AA) - İLESAM'ındüzenlediği"l. Eski Türk Edebiyatı Kollokyumu" 17-18 ocak tarihJerinde Ankara'da yapılacak. İLESAM Başkanı Yahya Akengin'nin açıhşını yapacağı kollokyum, 4 oturum halinde gerçekleştirilecek. Kollokyuma 29 bilim adamı katılacak. Mengü'nün sergisi Kültür Senisi - Nevin Mengü'nün Minyatür Sanat Galerisi'ndeki resim sergisi 22 ocağa dek uzatıldı. Sanatçının 12 ocakta sona ermesi gerekirken uzatılan sergisinde son dönemde gerçekleştirdiği ipek üzerine resim çahşmalan yer alıyor. Akkadırfın 48. sayısı Kültür Servisi - Akbank'm yayımladığı kadınlanmıza yönelik olarak hazırlanan Akkadın Dergisi'nin 48. sayısı çıktı. İki ayda bir çıkan 350.000 tirajlı Akkadın Dergisi'ni, Akkart sahibi olan herkes Akbank şubelerinden ücretsiz olarak alabiliyor. Akkadın Dergisi'nin 48. sayısında Müşfik Kenter'le tiyatro söyleşisi, kadmlarda cilt yaşlanması, tedavisi, güzellik, moda, Türk mutfağı. kültür, sanat, müzik ve magazin konulan yer alıyor. BUGÜN Türtc «debiyatı Çağdaş Türk Edebiyaüna Bir Bakış konulu panel saat 16.00'da Atatürk Kitaplıgı'nda. Paneli Faruk Şüyun yönetiyor. (149 09 45) • Türk tiyatrosu Türk Edebiyatı Vakfı'nın çarsamba sohbetlerinin bugünkü konusu 'Türk Tiyatrosu'. Saat 17.00'deki toplantının konuşmacılan Turan Oflazoğlu, Recep Bilginer ve \&Jçın Akçay. (527 50 32) • Gençlerte llatifim Prof. Dr. özcan Köknel'in 'Gençlerle lletisim' konulu söyleşisi saat 17.30'da Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde (346 51 09)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle