Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 75 OCAK 1992
DEĞİŞEN DÜNYA
HÜSEYİN BAŞ
Cezayir Dersleri...
Cezayir'de korkulan oldu. Bincedid'in cumhurbaşkan-
lığından istifasıyla başlayan süreç, ordunun yönetime el
koyması ve 16 ocakta yapılması beklenen 2. tur seçimle-
rini iptal ederek köktenci cephenin iktidarını önlemesiyle
noktalandı.
Ülkenin otuz yıllık tek parti iktidarından sonra ilk kez
önüne çıkan demokratikleşme umudunun bir anda yitip
gitmesi, kuşkusuz , büyük bir talihsizlik.
Üstelik her şey, şu anda olup bitenlerin igreç/c/' olma-
dığını gösteriyor. En azından 'makul bir süre sonra' her
şeyin 'kalınan yerden' yeniden başlayacağı hakkında en
ufak belirti bile yok. İktidarı elinden alınan İslamcı Cep-
he direnmeleri için taraftarlarına çağn üstüne çağrı ya-
parken ordu, kalıcı bir yönetimin yapısını oluşturuyor.
Bu açıdan bakıldığında Cezayir'in sonunun nereye va-
racağı şimdiden kestirifmeyen bir belirsizlik ve karmaşa
dönemine girdiği söylenebilir.
Diğer taraftan İslamcı partinin muhtemel iktidarının elin-
den alınmastyla ortaya çtkan gerilimin, askerierin köktenci
cephenin elindeki 8OO'ü aşan yerel yönetime müdahale
olasılığının da artarak iyice çığrından çıkması, giderek si-
lahlı bir çatışmaya dönüşmesi, uzak bir ihtimal olarak gö-
rünmektedir.
İslamcı Cephe'riın iktidara geldiğinde 'şeriatı' uygula-
maya kararlı olduğu kimsenin saklısı değildi. Burada asıl
sorgulanması gereken, Bincedid yönetiminin, ne kadar
demokratik hak ve değer varsa ortadan kaldırmaya ye-
minli bir şeriat partisini, nasıl ve hangi gerekçeyle demok-
rasi icabı sayarak partiler yelpazesinde yer almasına rı-
za gösterdiğidir.
Kanımızca Cezayir krizini yaratan etkenler arasında bu
çelişkinin payı büyüktür.
Demokratikleşme, çağdaşlaşma, ekonomik kurtuluşun
sancılı gelişmesi, giderek şu ya da bu biçimde engelle-
nerek sürekli erte-
Asıl sorgulanması gereken,
Bincedid yönetiminin ne
kadar demokratik hak ve
değer varsa ortadan
kaldırmaya yeminli bir
şeriat partisini, nasıl
partiler yelpazesinde
gösterdiğidir.
lenmesi, dahası,
düpedüz anti de-
mokratik rejimlere
yol açması, salt Ce-
zayir e özgü bir so-
run değil. Bu tehlike
tüm 3. Dünya Ülke-
leri'nin başındadır.
Suçu da salt onların
değildir. 3. Dünya
Ülkereri'nin içinde
bocalayıp durdukları
'rejim' bunalımlarında, Batılı zengin ülkelerin payı büyük-
tür.
Köktencilik konusunda araştırmalarıyla ünlü RogerGra-
udy, Le Figaro'da yayımlanan İslamcılık İslamın hasta-
lığıdır' adlı yazısında bu konuda ilginç ipuçları veriyor.
"Cezayir'de İslamcı cephenin büyük başarısı karşısın-
daki korku, olayın anlaşılması yönündeki çabaları engel-
lemektedir. Dinsel köktencilik, kesik eller ya da kadın ay-
rımcılığı konusunda paniğe kapılınmaktadır. Bu uygula-
malara haklı olarak isyan edilmektedir. Ancak bu korku
ve infial tek yönlüdür.
Dinsel köktencilik, kesik eller, kadın ayrımcılığı Suudi
Arabistan'da en acımasız biçimiyle uygulanmaktadır. Bu
ülke ayrıca bu tür uygulamaları yaymak için Cezayir kök-
tencileri dahil İslam dünyasının tüm köktenci akımlarına
parasal destek sağlamaktadır. Buna karşılık Batı acıma-
sız emirleri baştacı yapmakta, tehlikeye düştüklerinde
uçarak yardımlarına koşmaktadır. Çünkü onlar, bizim si-
lahlarımızın en iyi alıcılarıdır. Gelişmemizin kaynağı pet-
rolün taşınmasında ve fiyatında zorluk çtkarmayan uyumlu
ortaklarımız, işbirlikçilerimizdir.
Cezayir'de ise tam tersine sahra gazının sağlanmasın-
da, ihracatımızda, ekonomik gelişmemizde engeller söz
konusudur.
Batı'nın bir başka korkusu sefaletin istilasına uğrama
korkusudur. Oysa bu tür bir göçü önlemenin en gerçekçi
ve insancıl yolu tüm bir ulusu iflasa, umutsuzluğa ve sür-
güne itmemektir. Cezayir'de İslamcı akım korku vermek-
tedir. Çünkü onlar salt tek partinin despotizmine ve yol-
suzluklarına karşı çıkmamaktadır. Bir yaşam biçimini, bir
uygarlığı, bizzat kendi ekonomik kurtuluşları için gerekli
'tek pazar'ı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır."
Olayın tozu dumanında bu gerçekler gözden kaç-
mamalı.
ETHNOSVN YORUMU
Balkanlar
yine barut fıçısı
STELYO BERBERAKİS
ATİNA - Yunanistan'ın en
yiiksek tirajlı gazetelerinden
biri olan ETHNOS, Balkan-
lar'daki karışıklıklar ile ilgili
bir araştırma yaptı. Geçen
pazar yayımlanan bu araştır-
mada özellikle İtalya, Al-
manya ve Türkiye'nin "dağıl-
mafcta" olan Yugoslavya'nın
üzerinde etkin bir rol oyna-
mak istedikleri öne sürüldü.
Yazıda şu görüşlere yer veril-
di:
"Yugoslavya'nın dağılma-
ya yüztutması; Hırvatistan
ile Slovenya'nın bağımsızhk-
ları; buna paralel olarak Tür-
kiye ile Bulgaristan'ın kurdu-
ğu yakın ilişkiler, 1992 yılın-
dan başlamak üzere Balkan-
lar'ı yeniden bir barut fıçısına
döndüreceğe benziyor. Avru-
pa ülkelerinin ve ABD'nin
Yugoslavya cumhuriyetleri
için gösterdikleri yakın ilgi,
Yunanistan'ın kuzey sınırla-
nnda bir huzursuzluk ve is-
tikrarsızlık ortamı yaratıyor.
Avrupa ülkeleri, Balkan yan-
madasında kurulan yeni den-
geler üzerinde etkinliklerini
göstermeye çalışıyor.
İtalya, Batı yardımı maske-
si ardında bir yandan Arna-
vutluk limanlanna asker
yığarken; diğer yandan Hır-
vatistan - Slovenya ve Kara-
dağ'ın bulunduğu Adriyatik
kıyılanna da yakın ilgi göste-
riyor.
Almanya ise Hırvatistan ve
Slovenya'yı derhal tanımakla
AT'nin gözü önünde ve hiç
kimseye sormadan bu bölge-
de kesin bir hâkimiyet kur-
mak istediğini kanıtlamış
oldu.
Türkiye ise Balkan ülkele-
rinde yaşayan Müslüman
azınlıklara yatınm yaptığını
gizlemiyor. Ankara'nın bu
bağlamda Tiran, Üsküp ve
Sofya ile kurduğu yakın iliş-
kiler, Türkiye'nin doğusunda
olduğu gibi batısında da bir
'Müslüman-Türk yayı' kur-
mayı hedeflediğini gösteri-
yor."
ETHNOS gazetesindeki
araştırma yazısına paralel
olarak PASOK milletvekili
Theodoros Katsanevas'ın
"Müslüman - Türk yayı"nı
konu alan bir teorisi yayım-
landı. Bu yazıya göre de Tür-
kiye, Balİcanlar'da Osmanlı
Imparatorluğu'nu canlandır-
maya çalışıyor.
Katsanevas, bu arada Tür-
kiye'nin eski SSCB'nin Türk
kökenli devletleriyle kurduğu
ilişkilerin de "hassas" oldu-
ğuna dikkati çekiyor. Buna
gerekçe olarak da Ermenis-
tan'ın Türkiye ile kuracağı
ilişkiler ne denli iyi olursa ol-
sun bu iki millet arasındaki
tarihi anlaşmazlıklann var
olacağına inanan Katsane-
vas, Ermeni ve Yunan halkı
arasındaki "geleneksel dost-
luğun" korunduğuna dikkat
çekiyor. Katsanevas, bu ko-
nuda, "Yunanistan, Türkiye'-
nin Batı'ya doğru yayılmacüık
emellerini ne denli engelliyor-
sa Ermenistan da Türkiye'nin
Doğu'ya -yani Azerbaycan'a-
doğru yayılmasına engel oluş-
turacaktır" diyor.
Türki cumhuriyetlerin uluslararası kuruluşlora üyeliği için girişimde bulunuyor
AııkaraVlaıı aktif diplomasi
Dışişleri yetkilileri, Türkiye'nin Orta Asya
curnhuriyetlerinin AGİK, İKÖ, NATO ve BM
gibi uluslararası ilişkilerin temelini oluşturan
örgütlere üyeliği için yoğun temaslarda
bulunduğunu söylediler.
ANKARA (Cnmburiyet Bö-
rosn) — Türkiye, Bağımsız
Dcvletler Topluluğu'na üye
cumhuriyetlerin Avrupa Güven-
lik ve tşbirliği Konferansı
(AGİK), İslam Konferansı ör-
gütü (İKÖ), NATO ve Birleşmiş
Milletler gibi uluslararası örgüt-
lere üyeliği için aktif diplomasi
yürüttüyor. Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri, Ankara'nın özellikle
Türk Cumhuriyetlerinin ulusla-
rarası ilişkilerin temelini oluştu-
ran bu örgütlere üyelikleri için
yoğun temaslarda bulunduğunu
ifade ettiler. Söz konusu cum-
huriyetlerin bu ilişkiler ağının
içine çekilmesiyle bölgesel oldu-
ğu kadar genel uluslararası istik-
rara katkıda bulunulmuş olaca-
ğını söylediler.
Yetkililerden edinilen bilgiye
göre Türkiye'nin bu çerçevede-
ki etkin rolü son olarak 10 ocak-
ta Brüksel'de yapılan NATO
toplantısında görüldü. Avrupa
Konvansiyonel Kuvvetler Ant-
laşması'na ilişkin konulann gö-
rüşüldüğü bu toplantıya katıl-
maJan için Ankara doğnıdan il-
gili sekiz cumhuriyet nezdinde
girişimde bulundu. Bu girişim
çerçevesinde söz konusu cum-
huriyetlerin temsilcileri Brüksel
toplantısından önce "istişareler-
de bnlunmak üzere" Ankara'-
OKTADOĞU
Sorunlar
çözüm
masasında
Dış Haberter Servisi — Orta-
doğu banş göruşmelerinde yön-
teme ilişkin sorunlar çözüme
kavuşurken asıl anlaşmazlık ko-
nulanndaki görüş ayrılıklan sü-
riiyor.
Israil ile Filistin heyeti önce-
ki gün ilk kez masaya oturdu.ls-
rail heyetinden Zalman Şoval,
görüşmenin ardından "Kori-
dordan odaya girdik" ifadesini
kullandı.
Görüşmelerin iki saat sürdü-
ğü ve sadece giriş konuşmalan-
nın yapıldığı bildirildi. Ajansla-
nn haberlerine göre heyet tek-
rar görüşmek üzere ayrıldı. tki
heyet, daha önce yönteme iliş-
kin sorunlar çözülemediğinden
ABD Dışişleri Bakanlığı bina-
smda koridorlannda görüşmüş-
tü.
Filistin heyeti sözcüsü Hanan
Eşravi, işgal altındaki toprak-
larda Yahudi yerleşim merkez-
lerinin açılması konusunun ken-
dilerini tedirgin ettiğini beürtti.
tsrail, ABD'den bu uygulama-
lannı sürdürebilmek için kredi
talep ediyor.
ya davet edildiler. Sonuçta sa-
dece Azerbaycan temsilcilerinin
Ankara'ya gehnelerine rağmen
Kazakistan dışmda diğer cum-
huriyetlerin temsilcileri Brüksel
toplantısına katıldılar. Kazakis-
tan'ın ise "teknik" nedenlerle
Brüksel toplantısına kattlamadı-
ğı büdiriliyor.
Senegal'de aralık ayında ya-
pılan İKÖ Dışişleri Bakanlan
toplantısında Azerbaycan'ın
üyeliği için etkinlik gösteren
Türkiye'nin istenmesi duru-
munda aynı şekilde bu örgüt
nezdinde diğer Türk cumhuri-
yetlerin üyelikleri için girişimler-
de bulunmaya hazır olduğu be-
lirtiliyor. Ankara açısından
önemli bir yanının ise İKÖ için-
deki "Arap" ve "Afrika" blok-
larının böylece bir "Tiirk
blokn" ile dengelenmiş olaca-
ğından kaynaklandıgı ifade edi-
liyor.
öte yandan Türkiye, 30-31
ocak tarihlerinde Prag'da yapı-
lacak AGİK Dışişleri Bakanla-
n toplantısında Türk cumhuri-
yetlerinin örgüte üyeliği konu-
sunu destekleyecek. Üyelik ko-
nusunun AGÎK ilkelerinin Ural-
lara kadar olan alana yayılma-
sı açısından önem tasıdığı ifade
ediliyor.
Konvansiyonel silahla-
nn indirimi için saptanan "Al-
iantiktefl Urallara" kavramırun
Avrupa'nm sınırlannı Kazakis-
tan'a kadar yaydığma işaret edi-
liyor.
Türkiye, AGİK toplantısın-
dan hemen sonra yine Prag'da
yapüacak Kuzey Atlantik Işbir-
liği Konseyi toplantısında da ye-
ni cumhuriyetlerin Avrupa'mn
güvenlik ağına dahil edilmesi
için girişimlerde bulunacak. Söz
konusu konseyin NATO üyele-
ri ile eski Varşova Paktı üyele-
rinin bir araya geldikleri bir
platform oluşturduğuna dikkati
çekilerek Ankara'nın SSCB'nin
ortadan kalkmasıyla bu platfor-
mun Azerbaycan ve Ermenistan
gibi cumhuriyetlere de açık ol-
masını desteklediğj belirtiliyor.
Batılı ülkelerin de bu görüşü
paylaşuklan kaydediliyor.
öte yandan Türkiye, Azer-
baycan ile diplomatik ilişki kur-
ma asamasına geldi. Dışişleri
Bakanlığı Balkanlar ve Kafkas-
ya'dan sorumlu Genel Müdürü
Büyükelçi Bflal Şimsir bu amaç-
la imzalanacak protokol için
Bakü'de bulunuyor. Bakü Bas-
konsolosu Altan Karamanoğ-
ta'nun Türkiye'nin Azerbaycan
nezdindeki ilk büyükelçisi ola-
rak atanmasıyla ilgili kararna-
menin ise bugünlerde Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın onayın-
dan çıkması bekJeniyor.
Türkiye'ye davet
Türkiye'nin, Ortadoğu Banş
Konferansrran 28-29 ocak tarih-
lerinde Moskova'da yapılması
beklenen ve bölgesel işbirliği ko-
nulannın ele ahnacağı çok taraf-
lı görüşmelere katılmasım sağ-
layacak resmi davetiye dün Dı-
şişleri Bakanlığı'na iletildi. ABD
Maslahatgüzârı Mark Gross-
man ve Rusya Federasyonu Bü-
yükelçisi Albert Çemisev tara-
fından iletilen davetiye ile ilgili
olarak Dışişleri BakanlığVndan
yapılan açıklamada, "Türkiye,
böigede haiz olduğu kendine öz-
gü cografi konum Ue FUistin so-
nınu ve Arap-tsreil ibtilafıyla
doğradan doğnıya ilgili tüm ta-
raflarla mevcut yapıcı diyalogu
çerçevesinde bölgede kalıcı ba-
nş ve istikrann kurnimasına el-
idn bir çekilde katkıda bulun-
m«yı arzularmaktadır" denildi.
ÖLMÜŞLERİN AMSINA — Litvanyalı kadın önceki gün, yitirdiklerini mum yakarak, dua
ederek andı. Başkent VUnius, bir yıl önce gergin ve kanlı gnnler yaşıyordu. Litvanyalüar, "Ya
bağımsızlık ya ölüm" dediler. Moskova, Kızılordu askerleri ile tanklarını bu Baltık cumhuri-
yetine göndererek yanıt verdi. Litvanyalı direndi. Parlamento binası çevresinde etten duvar
oluşturdu, kan aktı. Ardından Kızılofdu çekildi. Litvanya bugün bagımsu. (Fotoğraf: AP)
TTNA
BM uzmanlan, ateşkesi denetlemek üzere dün Belgmd'a ulaştı
Banş volııııcla ilk adımDış Haberler Servisi - BM Banş Gücii'-
nün Yugoslavya'daki çatı^-ma bölgeleri-
ne yerleştirilmesi planının ilk adımı dün
atıldı. 18 ülkeden 50 askeri uzman, Sır-
bistan ile Hırvatistan'ın başkentleri
Belgrad ve Zagreb'e gittiler. AT'nin Hır-
vatistan ve Slovenya cumhuriyetlerini
tanımak amacıyla saptadığı süre bugün
doluyor.
13 gün önce ilan edilen 15. ateşkese
uyannca,dün ABD, Fransa, Kanada. İn-
giltere, Rusya, Finlandiya, İrlanda,
Isveç, Mısır, Brezilya, Bangladeş, Gana.
Kenya, Pakistan ve Malezya'dan üçer,
İsviçre ve VenezüeJa'dan iki, Norveç'ten
de bir subay Yugoslavya"ya ulaştı. Su-
bayların bir bölümü federal ordu yetkili-
leriyle, diğer bölümü Hırvat Ulusal
Muhafızlan ile görüşmelerde bulunacak.
Hırvatistan'ın Krajina kentinde ba-
ğımsızlığını ilan eden Sırplann lideri
Milan Babiç, Sırbistan devlet başkanına
gönderdiği mektupta, BM banşgücünün
kendi topraklanna neden gelmesini iste-
mediğını anlattı. Politika gazetesinin
haberine göre, BM Banş Gücü'nün böl-
geye yerleştirilmesi Sırplann silahsızlan-
dınlması anlamına gelecek.
Babiç Banş Gücü'nün yerleşeceği böl-
genin Hırvatistan toprağı olarak görül-
düğü ve buranın BM koruması altına
sokulması istendiği için BM banş planı-
nın kabul edilemez olduğunu savunuyor.
Banş Gücü'nün altı aydan sonra çekil-
mesinin ardından bir daha bir gücün
gönderilmesi için BM Güvenlik Kon-
seyi'nin karan gerekmesi. karar vericiler
arasında Hırvatistan da bulunması Ba-
biç'in ileri sürdüğü diğer nedenler.
Geçen hafta federal ordu genelkurmay
başkanlığına getirilcn Blagoje Adziç,
Borba gazetesinin haberine göre tüm
uluslararası yükümlülüklere uyacaklan-
nı belirtti. Adziç, ordunun banş istediği-
ni, savaştan yana olmadığını kaydetti.
Mitsotakis
'Makedon'
seferînde
Yunanistan Başbakanı,
Belgrad, Bonn ve
Roma ziyaretlerinde
Makedonya
Cumhuriyeti'nin
bağımsızlığını 'bu isim
altında' tanımamalan
için liderleri ikna
etmeye çalışıyor.
ATİNA (Cumhuriyet) - Yu-
nanistan Başbakanı Konstan-
tin Mitsotakis, geçen hafta
sonunda aldığı ani karar çer-
çevesinde dün Belgrad, Bonn
ve Roma ziyaretlerine başladı.
Yugoslavya'nın Makedonya
Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı-
nı "bu isim altında" tanıma-
malan için İtalya ve Almanya
liderlerini "ikna." etmeye çalı-
şan Mitsotakis, aynı anda
Belgrad'da, Yugoslavya'nın
Sırp egemenliğindeki federal
hükümeti ile de "ikili" görüş-
melerde bulunuyor.
Mitsotakis. Yunan diplo-
masisinin gerek AT içinde
gerekse komşu ülkeler arasın-
da "Makedonya" cumhuriye-
tinin bu isim altında tanın-
maması amacıyla verdiği "dra-
matik" mücadelelerin sonuç-
suz kalabileceği olasılığını
göz önünde bulundurarak bu
üç başkenti ziyaret etmeye ka-
rar verdi. Atina'nın herzaman
"iyi ilişkiler" içinde bulundu-
gu Belgrad'da. Slobodan Mi-
loseviç'e, içine Makedonya Cum-
Cumhuriyeti'nin de dahil edi-
leceği "mini Yugoslavya"
önerisinin Atina tarafından
desteklendiğini; ama Atina'-
nın Hırvatistan ve Slovenya'yı
tanımaya hazırlandığını dile
getirdi.
Mitsotakis, Belgrad'dan
sonra geçtiği Bonn'da gerek
Başbakan Helmut Kohl gerek-
se Dışişleri Bakanı Hans
Dietrich Gencher'den Al-
manya'nın Makedonya konu-
sunda Yunanistan'a verdiği
desteği sürdürmesini istedi.
Aynca bu konuda Atina'ya
karşı oldukça "olumsuz bir ta-
vır" içinde bulunan İtalya'nın
da "fikir değiştirmesi" için
Bonn'un yardımlanna gerek-
sinimi olduğunu dile getirdi.
Roma'da ise Başbakan Giu-
lio Andreotti ile yapacağı
görüşmesinde, Dışişleri Baka-
nı De Michelis'in tutumunu
"şikâyet" edecek. Atina hü-
kümeti, De Michelis'in "Ma-
kedonya" konusunda izlediği
siyasetinden son derece rahat-
sız oluyor. De Michelis,
Makedonva Cumhuriyeti'nin
isim değiştirmeksizin bağım-
sızlığının tanınmasından yana
olduğu için Yunan Dışişleri
Bakanı Andonis Samaras iie
ilişkilerini bozmuş bulunuyor.
Slovenya Dışişleri Bakam Dimitrij Rupel, Türkiye'den beklentÜerini Cumhuriyefe anlattı
Slovenya tanınmayı bekliyorNtLGÜN CERRAHOĞLU
LUBLÜANA — "Türidye'nin de bizi
tgnım«gnı beküyonız." Slovenya Dışiş-
leri Bakanlığı binasında görüştüğümüz
Dışişleri Bakam Dimitrij Rupel böyle di-
yor. Bakanhk binasında büyük bir telaş
yaşanıyor. Bu telasın iki nedeni var. Jl-
ki Slovenya'nın en kısa zamanda müm-
kün olan en çok sayıda ülke tarafından
tanınmasını sağlamak. tkincisi de bu
genç ülkenin yeni kavuştuğu bağımsız-
lıgı sağlam temellere oturtmak.
"Demos" koalisyonundaki "Sloven
Demokrat Birlifi"nin başkanlığını da
yürüten bakan, Türkiye'nin modernlik
ve Batıhlaşma açısından Sırbistan gibi
Yugoslavya'nm otoriter parçalarmı çok-
tan geride bıraktığını belirtirken Anka-
ra'mn gelişmiş ekonomisi ve gelişen de-
mokrasisi ile bazı eski Yugosiav cumhu-
riyetlerine baskı uygulayabileceğine ve
örnek olabileceğine inamyor.
Slovenya Dışişleri Bakam Rupel,
Camlıııriyet'in sorulannj şöyle yanıtla-
dı:
Slovenya Dışişleri Bakanı Rupel,
Türkiye'nin gelişmiş ekonomisi
ile gelişen demokrasisinin
kendileri için önemini
vurgularken bu yolla Sırbistan'ın
iki koldan baskı altına
alınabileceğine inanıyor. Bakan,
15 ocak tarihinden sonra
kendilerini tanıyan ülkeler
arasında Türkiye'nin de
bulunmasını umut ettiklerini
belirtti.
— Türkiye Balkanlar'daki istikrara
nasıl katkıda bulanabilir?
RUPEL — Giderek modernleşen
Türkiye yalnız Balkanlar'da değil, Av-
rupa'da da rol oynayabilecek bir ülke.
Ekonomik bir güç olarak beliriyor ve tu-
rizm ülkesi olarak isim yapıyor. Otori-
ter rejimlerden kurtulmuş olması da çok
olumlu bir gelişme. Türkiye bizim için
çok ilginç bir ortak olabilir.
Balkanlar'ın öbür ucunda sağlam,
uluslararası düzeyde bir ekonomiye sa-
hip bir ülkenin bulunması bizim için
önemli. öte yandan Türkiye'de demok-
rasi de gelişiyor. Balkanlar'ın batısında
bizim gibi ortaya çıkan yeni demokra-
siler ve doğu ucunda Türkiye gibi de-
mokratik bir ülkeden gelen baskılarla
merkezi yönetim değişime doğru yol ala-
bilir. Sırbistan gibi otoriter kalmtılar
böylece her iki kanattan baskı altına ah-
nabilir.
15 ocak tarihinde (bugün) çeşitli Av-
rupa ülkeleriyle birlikte AT'nin de bizi
tanımasını beküyoruz. Türkiye'nin de
bizi tanıyan ülkeler arasında yer alaca-
ğını umut ediyoruz. Uluslararası tanın-
ma belirsizlik ve güvensizlik ortanunı gi-
derek yok edecektir.
— Ne tür ekonomik sornnlaria kar-
şılaşıyorsunoz?
RUPEL — Şu anda eski Yugoslavya
pazannı kaybetmiş dunımdayız. Ihraca-
tımızın yüzde 25'i AT ülkelerine, diğer
yüzde 25'i de Yugosiav cumhuriyetleri-
ne yapıhyordu. Bir yandan eski Yugos-
iav cumhuriyetleriyle ilişki kurmaya ça-
lışırken diğer yandan da yeni pazar ara-
yışı içerisİndeyiz. Eski Yugosiav cumhu-
riyetleri mali ve ekonomik sıkıntı için-
de olduklanndan bu çok zor oluyor. Bi-
zim de onlara kredi verecek durumumuz
yok.
Macar bakan
Ankara'da
• ANKARA (Cumbnriyet
Bnrosn) — Macaristan
Dışişleri Bakanı Geza
Jezsenszky dün resmi bir
ziyaret için Ankara'ya geldi.
Macar bakam Esenboğa
Havaalanı'nda karşılayan
Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin, Jezsenszky*nin
Türkiye'ye yaptığj ziyaretin
Türk-Macar ilişkileri
açısından çok önemli
olduğunu söyledi. Macar
Dışişleri Bakanı da
"Tkrihsel koşullar
ilişkilerimizin
geliştirilmesine özel bir
önem atfetmektedir" dedi.
Türkiye-Macaristan
heyetleri arasındaki resmi
görüşmelere de dün akşam
başlandı. Bu sabah
Cumhurbaşkam Turgut
özal ve Başbakan
Süleyman Demirel
tarafından da kabul
edilecek olan Macar bakan,
öğleden sonra Esenboğa
HavaJimanı'nda bir basın
toplantısı duzenleyecek,
daha sonra Istanbul'a
gidecek.
Rumen bakan
Ankara'da
• ANKARA (AA) —
Romanya Savunma Bakam
Tümgeneral Niculae
Spiroiu, Milli Savunma
Bakanı Nevzat Ayaz'ın
resmi davetlisi olarak
Türkiye'ye geldi. Konuk
Bakam Esenboğa
Havaalanı'nda Milli
Savunma Bakam Nevzat
Ayaz karşıladı. Ayaz,
burada yaptığı açıklamada,
iki ülke arasında savunma
sanayii alanında isbirliğine
ilişkin 2 yıldır devam eden
çalışmalann bu ziyaretle
yeni bir anlam kazandığım
belirtti.
Japonya'nın
itirafı
• TOKYO (AA) —
Japonya hükümeti, Ikinci
Dünya Savaşı sırasında
çoğunluğu Koreli on binlerce
kadnun askerler için
fahiselik yapmaya
zorlandığını sonunda kabul
etti. Hükümet sözcüsü
Koichi Kato, bir açıklama
yaparak "Eski Japon
ordusunun, 'huzur
kadınları' olarak anılan bu
kadınların kaçınlmasında
ve esir tutulmasında rol
oynadığını inkâr edemeyiz.
Ozürlerimizi iletmek
isteriz" dedi.
Arafat'ın
adanu Bakü'de
• MOSKOVA (AA) —
Filistin Devlet Başkam
Yaser Arafat'ın bir özel
temsilcisinin, Ermeni
teröristlerin eylem
planlanna ilişkin bilgi
vermek üzere Bakü'de
bulunduğu bildirildi.
Devletin kontrolündeki
Bakü radyosunun
cumhuriyette yayımlanan
haftalık bir dergiye
dayanarak verdiği haberdc,
Arafat'ın temsilcisinin,
İran'da var olduğu bildirilen
Ermeni terör çetelerinin
örgüt şemalarım ve eylem
planlannı Azerbaycan
hükümetine ileteceği
belirtildi.
Türkiye^KKTC
görfegmeleri
• GAZİ MAGOSA (AA)
— Türkiye Ue KKTC
arasında Gazi Magosa'da
yapılan resmi görüşmeler
sona erdi. Devlet Bakam
Orhan Kilercioğlu ve KKTC
Başbakam Derviş Eroğlu
baskanlıklannda yapılan
toplantı iki saat sürdü.
Devlet Bakanı Kilercioğlu,
toplantıdan sonra yaptığı
açıklamada, KKTC
ekonomisinin içinde
bulunduğu krizin aşılması
için tanm, turizm, sanayi
ve diğer sahalarda alınması
gereken müşterek tedbirleri
ve geleceğe dönük konulan
etflt ettiklerini büdirdi.
Irak^ın
ntikleer gticti
• NEW YORK (AA) —
Irak'ın nükleer programmın
daha önce düşünülenden
daha ileri bir safhada ve
bir atom bombası
yapabilecek düzeyde olduğu
bildirildi. Amerikan CBS
THevizyonu'nda yayımlanan
bir haber programda,
Irak'ın nükleer silah
kapasitesini araştıran BM
heyetlerinin nükleer
programın büyüklüğü
üzerine hayrete düştüklerini
belirtti. Irak'ın Ikinci
Dünya Savaşı'nda
Nagazaki'ye atılan
bombanın benzeri bir
bombayı yapmaya çalıştığı
belirtilen program, yeni
bulgulann Irak'ın böyle bir
bombanın yapımını
gerçekten tamamlamış
olabileceğini ortaya
koyduğunu duyurdu.