29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 OCAK 1992 HABERLER CUMHURİYET/5 . KURULTAYA DOGRUSHP lfenilikçiler anlaşamıyorv Tarafsız Icalalım. Karakaş İnönü'yü destekleyelim. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP'de olağanüstü ku- rultay kulislerinde, partinin ye- niden yapılanması ve programı- nın gözden geçirilmesi gerekliliği türn kanatlar tarafından benim- seniyor. Başbakan Yardıması ve SHP Genel Başkanı Erdal tnö- nü'nün kurultayda parti içi eği- limlere kapalı bir liste hazarla- ması bekleniyor. Bu arada, ku- rultayda genel başkan adaylan- nın desteklenmesi konusunda Yenilikçilerin anlaşamadığı göz- leniyor. Ercan Karakas, Inönü- niin desteklenmesini isterken, Ertuğrul Günay'ın tarafsız ka- lınması gorüşunde olduğu belir- tiliyor. Kurultay kulislerinde diin ağırhklı olarak Yenilikçiler'in son toplantısında alman karar- ların değerlendirildiği göze çarp- tı. Yenilikçiler'in önemli bir bö- lümünün, ağırlığı Inönü'den ya- na koyması, Baykal kanadmı durumu yeniden gözden geçir- meye yöneitti. Yenilikçiler'de Ercan Karakaş ve Ertuğrul Günay'ın temsil et- tikleri iki çizgi de, "iki aday se- Yeni Sol'un lideri Karadeniz turunda Baykal: 20Ekim, trafîk kazası SELAHATTİN GAZELCİ AMASYA - Yeni Sol lideri Deniz Baykal, 25-26 ocakıa toplanacak SHP olağanüstü kurultayı için "Yağ var, şe- ker >ar. Ateş ha/ır. Hel>amız \ok. Bunu da kurultayda yapacağız" dedı. Çıktığı Karadeniz gezısi içın Kırıkka- le. Çorum'dan sonra Amasya'daki SHP örgütüne de uğrayarak il. ilçe ve beledı- >e başkanlarının yanı sıra kurultay dele- geleri ıle bir toplantı yapan Denız Bay- kal, 20 Ekim seçimlennde üç mılletvekili çıkartan Amasyalılara teşekküretti. Ka- radeniz bölgesinden hıçbir milletvekilı- nin olmayışı nedeni) le Karadeniz gezisi- neçıktığını sö\le\en Baykal. "Kurultay- da genel başkanlık seçimi vapılacak. Ben SHP'yi güçlü parti yapmak için yola çık- tım. Partimizde sağlam düşünce, sosyal demokrat düşünceler var. Diğer partiler bile sosyal demokrat görünüyorlar. DYP. A.NAP, RP bile sosjal deniokrat geçin- meye çalışıyorlar. Partimizde hiçbir siya- si görüş aşırı değildir. Kadrolar sağlam, deneyim var. Dürüstlük var. Yağ >ar, şe- ker var, ateş hazır. Helvamız yok. Bunu da 25-26 ocakta kurultayda yapacağız. Yenilenmek lazım, kabul değiştirmek la- zım. Biz bunun bilinci içindeyiz. 20 Ekim seçimleri bizleri üzmuştiir. Hiçbir partiyi kendi partimizden iistön görmüyoruz. Gelin hep beraber omuz omuza \ererek güçlenelim" bıçımınde konuştu. Bir partilinin. siz genel başkan olursa- nız hükümetteki bakanların istifalarını ister misiniz, sorusuna Baykal şu yanıtı verdi: "DYP-SHP ortaklığı kurulmuştur. Hükümetten herkes memnun. Biz de memnunuz. Hükümet konusunu tartışmı- yoruz. 20 Ekim'deki yenilgiyi düşünüyo- ruz. Partinin erimesinin durdurulmasını istİNOruz. Genel başkanlık sorunu vardır. Genel başkanlık sorunu hükümet için bir engel olmaz. Demirel de bir açıklama japmıştır "O kendi aile sorunudur" de- miştir. Ben hükümete güven ovu veren milletvekiliyim. Az veya çok bakanlıklar aldık. Göniümüzde daha çok bakanlıklar >ardı ama olmadı. Seçimden sonra kurul- tayı toplasa\dık bazı önemli bakanlıklar bizim olurdu. Demirel bunu çok iyi bili- yordu. Demirel kaçın kurası. Adamı suya götürür susuz getirir. Ben genel başkan olursam bazı bakanlar istifa edecekmiş. Bu tüzüğe aykırıdır. SHP'nin tek başına iktidara gelme umudunu jitirmeyelim. Ben hâlâ vitirmedim. 20 Ekim'i de trafik kazası olarak görüyorum." Baykal daha sonra Sinop'a geçti. çeneğinden bağımsız bir çizgi Lrienmesi" noktasında çakışıyor. Ancak Karakaş, genel başkan konusunda tnönü'den yana açık tavır koyarken, Günay iki ada- ya karşı da tarafsız kalınması noktasını benimsiyor. "Türkiye" toplantısı sonrasın- da açıklanan deklarasyonla "ku- rultay ve kurultay sonrasında si- yaset üretimine kesintisiz olarak devam etme" kararı verilmesi, bu grup için dönüm noktası ka- bul ediliyor. Yenilikçiler kurul- tay sonrasında, kurultaydaki ge- lişmelerin tersine bir hava yarat- maması durumunda yeni bir li- der arayışı da dahil olmak üze- re siyasi bir hareket yaratmayı hedefleyecek. SHP Tunceli milletvekili Ka- mer Genç, Yenilikçiler'in toplan- tısında Ertuğrul Günay'ı eleşti- rirken, "Bazı insanlar birtakım yerlere secilmek için menfaatleri olduğu zaman gidip düşmanla- rıyla bile işbirliği yapmakta- dırlar" sözlerinin, Baykal'ı "düşman" olarak nitelemesi bi- çiminde algılanmaması gerekti- ğini söyledi. Genç, "düşman" sözcüğünü genel olarak kullan- dığını belirterek, "Parti içinde- ki bütün arkadaslara saygı du- yuram. Zaten düşman olsak ay- nı partide bulunamayız" dedi. Deniz Baykal kurultay önce- si il örgütlerini dolaşırken, Ge- nel Başkaıî Inönü, sadece Uşak ve Samsun'a gidecek. Rahat gö- rünen tnönü, kurultay çalışma- larını bakanlar ve genel merkez aracılığıyla sürdürüyor. lnönü- nün parti meclisi listesini hazır- larken Bakanlar Kurulu ve yeni genel merkez yönetiminin oluşu- mu sırasında olduğu gibi "tavizsiz" davranması, parti içi eğilimlere kapalı olması bekle- niyor. Gruplaşmalardayeralma- yan milletvekilleri de parti mec- lisine daha önce denenmemiş, yeni ve dinamik unsurlann alın- ması gerektiğini savunuyorlar. İnönü, kurultaya donük önemli desteklerinden birini de HEP kökenli milletvekillerinden ahyor. Yeni Sol, HEP ile ittifa- kın SHP'nin kimliğini gölgede bıraktığı tezini savunarak, ta- banda sempati yaratmaya çalı- şırken, İnönü, bu milletvekille- ri aracılığıyla geçen kurultayda alamadjğı Guneydoğu delegele- rinin oylannı almayı umuyor. Kurultaya dönük tartışmalar SODEP kuruculannı da hareke- te geçirdi. SODEP kurucuların- dan Cezmi Kartay, Kâzım Yeni- ce, Muzaffer Saraç ve Atila Sav, bugün genel merkezde bir basın toplantısı düzenleyecek kurul- tayla ilgili görüşlerini açıklaya- caklar. II başkanları ne diyor? AFYON Tabanın desteğî gerekli ÖZCAN DEMİREY (SHP İl Başkanı): "Kurultay'da çıkacak yönetimden hiçbi- risi bizim için tehlikeli değildir. Genel Başkanlığa ve Parti Meclisi'ne aday olan tüm arkadaşlar partinin daha sağlıkh bir yapıya ve daha güçlü bir konuma gelme- si için hızmet yarışında bulundukları açıktır. Bu nedenle kurultay sonrasında oluşacak yönetimin parti için tehlikeli olacağına inanmıyorum. Partinin kendini toparlaması için Kurultay'dan tabanın büyiik desteğini alan bir genel başkanın ve PM'nin çıkması yeterli olur" ÇANKIRI Güç oranında temsîliyet MÜMTAZ ÖZ (SHP İl Başkanı): "SHP için en büyük tehlike parti üst yö- netiminde birlik ve beraberliğin olmama- sıdır. Bu görüntü de tabandaki tüm ör- gütler ve seçmen üzerinde olumsuz etki- lere yol açıyor. Partideki bütün görüşler uyumlu bir şekilde çalışmaları ve temsil edildikleri oranda yönetimde söz sahibi olmalıdırlar" TOKAT inönü desteklenmeliALİ MENEKŞE (SHP t) Başkanı): "SHP içinde bir tehlike görmüyorum an- cak inanıyorum ki parti bu kurultayda iki başlıhktan kurtulacak. Ayrıca Zana ve Dicle'nin partiden istifalan gerekli. Ge- nel Başkan ve Genel Sekreter'e bu konu- da yardımcı olunmalıdır. SHP'deki eri- meyi durdurmak için koalisyonun devam- h birinci koşuldur. Bunun için kurultay sonrasında küskünlük ve dargınhkları sürdürmeyecek ve örgütlerle bütünlük içinde olabilecek bir yönetim oluşturul- malıdır. Tokat olarak oyumuzu Inönü- ye kullanacağız." ANTALYA Ifenibirmodel gereklî CEMİL KÖKSAL (SHP Ü Başkanı): "En büyük sonın bugün dunya solundaki değişmelerin yaratmış olduğu kavram kargaşası içinde, sosyal demokratların Türkiye'de yeni bir modei, yeni bir söy- lem geliştirmesidir. Temel sonın budur. Buna bağlı olarak gerek koalisyon çalış- ması gerek genel başkanlık mücadelesi buna göre geliştirilmelidir. Bu anlamda SHP'nin en sade üyesinden genel başka- nıaa kadar öz eleştirisini yapması bu ye- niden yapılanma anlayışı içinde yerini be- liıiemesi gerekir. -SÜRECEK- Sezgin:HEPTiler böyledirANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — HEP Siirt İl Baş- kanvekili Mebmet Demir'in kaybolması konusundaki gö- rüşü sorulan tçişleri Bakanı Ismer Sezgin, "Bu HEP öyle bir şey ki, kaybolanlann kimi- sinin sesi Bekaa Vadisi'nden, kimisinin hapisten, kimisinin de İstanbul'da melresinin ya- nından geliyor" dedi. Sezgin, dün TBMM'de ga- zetecilerle konuşurken Demir hakkında araştırmalan sür- dürdüklerini ve güvenlik güç- lerinin Demir'in gözaltında olmadığını bildirdiklerini söy- ledi. Sezgin, "Bize kimse yan- lış bilgi vermez. Çunkü yanlı bilgi veren üç gün sonra ora- da olamayacagını bilir" dedi. Öte yandan Siirt Cumhuri- yet Başsavcısı Osraan Acar ge- çen cuma gününden beri kay- bolduğu bildirilen HEP İl Başkanı Mehmet Demir'in kesinlikle gözaltında olmadı- ğını söyledi. Kayıp Demir'in babası Hüseyin Demir'in ken- dilertne resmen başvuruda bulunması üzerine araştırma yaptıklannı belirten Başsavcı Osman Acar şunları söyledi: "Mehmet Demir'in 10 ocak tarihJnde 17.45'te işyerinden aynldığını belirledik. Başvu- rular üzerine tüm güvenlik bi- rimlerinden araştırdun. Ne emniyerte ne jandarmada ne de başka bir güvenlik birimin- de var. Cezaevinde bulunan kardeşi Hüsamettin Demir'le de bizzat görüştüm. O da ne- rede olabilecegini tahmin ede- medi. Valnız sık sık Çukuro- va'ya gittiğini duyduk, başka bir ile de gitmiş olabilir." tçişleri Bakanı Bu HEP öyle bir şey ki, kaybolanların kimisinin sesi, Bekaa Vadisi'nden, kimisinin hapisten, kimisinin de İstanbul'dan metresinin yanından geliyor. Cumhuriyet Başsavcısı Os- man Acar, bir hafta önce Mehmet Demir'in babasının evinde bir PKK'lının ölü ele geçirildiğine de dikkat ceke- rek HEP İl Başkanı Demir'in bu olayla ilgili olarak kaçınl- mış olabileceğini de söyledi. Siirt Valisi Atilla Koç da yap- tıkları araştırmada Mehmet Demir'in Siirt'te olmadığının anlaşıldığını belirtti. HEP Genel Başkanı Feri- dun Yazar ise Demir'in kay- bolması konusunda Cumhur- başkanı Turgut Özal, Başba- kan Süleyman Demirel, Baş- bakan Yardımcısı Erdal İnö- nü ile İçişleri ve Adalet ba- kanüklanna telgraf çekti. Ya- zar, telgrafında, "Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin hızlandınlmak zonında oldu- ğu bir donemde Doğu ve Gu- neydoğu'da uzun süreden bu yana insanların kaybolması, daha sonra ölu bulunması ey- lemleri tırmanarak devam etmektedir" dedi. Bu gelişme- lerin hukumetin "bölge halkı- na şefkatli yaldaşım" poü'tika- sının inandırıcılığını yitirme- sine neden olduğunu savunan Yazar, "Özellikle koalisyon bükümetinin görrve başlama- sı ile söz konusu olaylann ço- ğalması, anlamlı ve düşündü- rucüdur. Bu olaylann bölge- de görev yapan KontrgeriHa ve özel tim tarafından yapıl- dıgı inancı halkın iktidara olan güvenini yok etmektedir" görüşünü savun- du. HEP Diyarbakır İl Başka- nı Vedat Aydın'ın katillerinin bulunamayışının olaylann artmasına "prim verdiğini" kaydeden Yazar, telgrafta "12 Ocak 1992 günü Siirt tl Baş- kanımı/ın kaybolup hâlâ bu- lunamayışı ikinci bir Vedat \\dın olayı kaygısı vennekte- dir. Kimliği meçhul cinayetle- rin sayılan düşünülecek olur- sa, Türkiye'nin çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya oldu- ğu anlaşümaktadır" görüşü- ne yer verdi. Yazar, bölgede barışı ve hukuk düzenini hâ- kim kılmak için köklü önlem- ler alınmasım istedi. Insan haklan ile ilgili Dev- let Bakanı Mehmet Kahra- man ise Demir olayını incele- dilderini belirterek hükümetin gereken çabayı harcadığını söyledi. Cenaze töreninde çıkan olaylardan sonra 167 kişigözaltına alındı Nıısaybin'de esnaf kepenk kapattı DİYARBAJUR (Cumhuriyet) — Dicle Üniversitesi öğrencisi A. Samet Çetin'in cenaze töreninde Nusaybin- de çıkan olaylardan sonra ilçede geri- lim süriiyor. 167 kişinin gözaltına akn- masını protesto için dün esnafın bü- yük bölümü işyerlerini açmadı, Nu- saybin Lisesi öğrencileri okula gitme- diler. PKK militanları da dün akşam ilçedeki polis lojmanlanna roketatar- lı saldırıda bulundular. Kimliği belırsiz kişiler tarafından dört gün önce Di>arbakır"da öldü- rülen Dicle Üniversitesi Eğitim Fa- kültesi öğrencisi A. Samet Çetin'in önceki gün Nusa>bin'de toprağa \enlmesinden sonra çıkan olaylann yol açtığı gergınlik sürüyor. Nusaybin Cumhurivet Savcılığı yetkilileri, toplantı ve gösteri yürü- yüşleri yasasına muhalefet eden 130 kişinin gözaltına alındığını ve sor- gulamalarının tamamlanmasının ardından mahkemeyeçıkanlacağını bildirdiler. Bu arada önceki akşam 37 kişi daha polis tarafından evle- rinden alındı. Olaylan ve gözahına alınmaları protesto eden Nusaybin Lisesi öğ- rencileri dün derslere gırmediler. Kantınde oturma eylemine başla- yan öğrenciler. okul müdürünün ikazlarına karşın derslere girmedı- ler. Öğrencıler. gözaltına alınanlar serbest bırakılıncava dek eylemleri- ni sürdüreceklerini bildirdiler. Nusavbin'e dün bölgedeki bazı merkezlerden takviye güç gönderil- diği gözlendi. Mardin Valisi Bolat Bolatoğlu da dün bir ara ılçeve gide- rek incelemelerde bulundu. >etkili- lerden bilgi aldı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği yetkilileri ise, cenaze töreniyle ilgili olarak "ilçede sadece kepenk kapatma eylemi var" bilgisi- ni verdi. Bu arada bir grup PKK militam dün akşam 20.00 sıralannda ilçe merkezin- deki polis lojmanlanna roketatarü sal- dın düzenledi. Saldında lojmanlara iki roketatar mermisinin isabet ettiği ve binanm iki katında hasar meydana geldiği bildirüdi. Olayda ölen ya da ya- ralanan olmadı. Önceki gün meydana gelen olay- lar sırasında \aralanan bazı kişile- rin. gözaltına alınma korkusuvla sağlık kuruluşlarına başvurmadan kendi olanaklanyla tedavi olmaya çalıştıkları belirtildi. Nusaybin'de me>dana gelen olaylan protesto eden Derik \c Midyat ilçelerindeki esnaf da dün dükkânlarını açmadı. A. Samet Çetin'in cezane töreni \apıldığı sırada evinin önündeyken vapılan silahlı saldırıda öldürülen Nusavbin Tapu Sıcil Müdürü Adil Bayık'ın cenazesi. doğum yeri olan Şanhurfa'ya gönderildi. Öte yandan Şanlıurfa'nın Bozova ilçesı şakınlannda toprağa gömülü durumda Kalaşnikof marka 6 tüfek ele eeçrildi. bir kişi yakalandı. Kalaşnikof. 20 şarjör. 504 mer- mi ve beş kişilik teçhizat ele geçiril- diğini belirtti. Partisinin grup toplantısında konuşan SHP lideri, 'Sözleriniz çarpıtılabilir' dedi Inönü'den milletvekillerine: Dikkatli konıışımANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yırdımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, pstili milletvekillerinden Guneydoğu olaylan ko- nısunda "hiçbir yanılgıya neden olmayacak bi- çinde dikkatli konuşmalanm" istedi. SHP Mecüs grubu toplantısında bir konuşma yasan İnönü, milletvekillerine hükümet çalışma- \sn konusunda biigi verdi. "Yenilikçiler"in ken- dsini "kerhen" destekledikleri haberlerini değer- lediren İnönü, "Durum hiç de öyle değildir" de- d. Kişisel kırgınhklar ve ayrılıklann demokra- siie doğal olduğunu vurgulayan İnönü, parti i^ndeki eleştiriler sırasında da bu noktanın unu- tumaması gerektiğini söyledi. Güneydoğu'da halkı huzursuz eden olaylann vebulanık ortamın sürdüğıinü arumsatan Inö- vn. hükümetin sorununu çözme girişimlerinin sMauçlanmasmı istemeyen güçler bulunduğunu toiinti. İnönü, "PKK terörü devam ediyor. Ce- nselerde olaylar çıkıyor. tnsanlanmız ölüyor. Karanlık bir hava var" dedi. Ülke bütunlügünü her zaman savunarak çözüme vanlacağmı vur- gularken, "çözümü istemeyenlerin hüsrana uğrayacaklarmı" söyledi. "Böyle büyiik bir da- vayı çözmeye çalışan SHP'nin de birtakım eleş- tirilere uğreması normaldir" diyen İnönü, şöyle devam etti: "Bizim fikrimizin ne olduğunu, yanılgıya ne- den olmayacak biçimde halkımıza açıklamamız şarttır. Ben yapıyorum, milletvekillerimizin de bunu yapması şart. Ülkenin bütunlügünü koru- yarak üniter devlet yapısı içinde demokrasiyi, in- san haklannı tam manasıyla getirmek. Millerve- killerimizden istediğim buna tam manasıyla uy- maiandır." Güneydoğu'da çözüm istemeyen güçlerin ken- dilerinin de sözlerini çarpıtmaya hazır oldukla- nnı öne süren İnönü, Diyarbakır Milletvekili Mabmut Uyanık ile ilgili bir haberi örnek verdi. Uyanık'ın Kulp ve Lice olaylan sırasında güvenlik kuvvetlerinin aleyhine calıştığı haberinin doğru olmadığını söyleyen İnönü, İçişleri Bakanı'ndan da resmi kayıtlardaki yanlışlığın düzeltilmesüıi istediğini kaydetti. İnönü, etnik olaylann uzlaş- ma ve hoşgörü ile çözüleceğini vurguladı. SHP'li bakanlann hükümete önemli katkıda bulunduğunu anlatan İnönü, yolsuzluklann or- taya çıkarılması için çalışacaklannı kaydetti. lzmir Milletvekili Veli Aksoy'da, milletvekil- lerinin grupta konuşmalar yaptıklanm ve eleşti- rüerinin dikkate ahnmadığını söyledi. Aksoy, rnil- letvekillerinin verdikleri tüm yasa önerilerinin grup yönetiminde bekletildiğini belirterek, hükü- met çalışmalannda milletvekillerinin de yardımcı olmalarına özen gösterilmesini istedi. Botaş'ta- ki örgütlenme konusunda söylediklerinin araş- tınlmadığma dikkat çeken Aksoy, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Mesela Lice'de Yüzbaşı Nevzat Arık, bir mil- letvekiline küfredebiliyor. Hakkında sonışturma açılmıyor. 'Koskotas dosyaa var, ilgili bakan yol- suzluklan takip ediyor' deniyor. Ama basında bir iki gün tartışılıp geçiyor. Bu kadar önemli bir olay varsa Meclis'e getirilmeli. Eğer Koskotas dosyası varsa Mecüs soruşturması açılmalı. Ya- nımızdaki Yunanistan'ın bize bu konuda örnek olması gerekli. İller Bankası belediyelerin borç- larını sildiğini söylüyor. Ama hangi belediyenin ne kadar borcunun silindiğini bilmek benim de hakkım." Belediyelerin yüzde 75'ini elinde tutan SHP'li belediyelerin borçlarının ne kadarı silin- di? Bunların tümünün açıklanması gerekli!' Demir, Aksoy'un konuşmasından sonra yeni- den söz alarak, Yüzbaşı Nevzat Ank'ın bölge hal- kını potansiyel suçlu olarak gördüğünü, millet- vekili Mahmut Uyanık hakkında da yanhş rapor verdiğini söyledi. Demir, yüzbaşı hakkında İnö- nü'nün de araştırma yaparak gruba bilgi verme- sini istedi. BAŞKENTTEN AHMET TAN Çankaya Kurultayı ve Dışişleri Kararnamesi ANKARA — Cumhurbaşkanı'nca düzenlenen üç gün- lük "Çankaya Kurultayı" önceki akşam sona erdi. Köşk yetkilileri, Kurultay'a eşler dahil 6 bin kişinin ka- tıldığını açıkladı. Bay ve Bayan Özal, üç günde 6 bin kişinin elini tek tek sıktı. Üç günlük kurultayın ikişer gün ara verilerek bir haf- tada tamamlanmasının nedeni, her 2 bin elden sonra Özallar'ın kollarını dinlendirmek içindi. Son gün, bütün kurultaylarda olduğu gibi çok heyecanlı oldu. Konuklar, tıpkı kararsız delegeler gibıydiler. İlgilerini ki- min üzerine yönelteceklerini bilemediler. Bir yanda çevrelerıni kahkahayla sarsan Metin Akpınar- Zeki Alasya çifti, öte yanda genç ve güzel hamile eşiyle el ele İbrahim Tatlıses, bir başka köşede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güreş ve bakanlar, hemen arkaların- da anamuhalefet lideri Yılmaz ve zarif eşi Berna Hanım ve istanbul'dan gelmiş onlarca, yüzlerce irili ufaklı film, TV ve sahne yıldızı ile Köşk tıklım tıklımdı. Özallar'la, bakanlarla anı fotoğrafı çektırmek için yarış, sonuna doğru, kıran kırana bir mücadeleye dönüştü. Çünkü, Özallar'ın fotoğrafları imzalayacağı söylentısi ya- yılmıştı. Yıldızların Özallar'dan sonra en çok ilgi gösterdiği poli- tikacı Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin oldu. Çetin'e, Cumhurbaşkanı Özal da çok ilgi gösterdi. Ozal'ın ilgisi, Dışişleri Bakanı'na yönelik ilgiyi daha da arttırdı. Meslek büyüklerimiz, gazetecinin, halkın eğilimlerine göre davranması gerektiğini öğütlerler. Biz de öyle yaptık. Dışişleri Bakanı'na hazırlandığı söylenen "Cumhuriyet tanhinin en büyük Dışişleri kararnamesi" hakkında soru- lar yönelttik. Çetin, "tarihin en büyük kararnamesi" haberini doğru- ladı. Ve şunları söyledi: "Üç ayrı kararname var. Birincisi, hemen atama bekle- yen yeni ilişki kurdu-' Dışişleri Bakanı'na, hazırlandığı söylenen "Cumhuriyet tarihinin en büyük Dışişleri kararnamesi" hakkında sorular yönelttik. Çetin, "tarihin en büyük kararnamesi" haberini doğruladı. ğumuz ülkelerin baş- konsoloslukları. İkincısi, tanıdığımız yeni ülkelere de gön- derilecek büyükelçi- ler. Üçüncüsü de bakanlıkta yaptığımız yeni düzenlemenin gerektirdiği atamalar. Bunların hepsı çok yakında yürürlüğe gi- recek." Sorduk: "Cumhurbaşkanı hepsine imza atar mı?" Çetin güldü: "Hariciye'de işler farklıdır. Anayasaya göre büyükelçile- rin valiler gibi Cumhurbaşkanı'nı temsil etme özellikleri var. Bir de bir diplomatın kararnamesinin geri çevrilmesi, kişi- sel olarak mesleğine gölge düşurebilir. Bu nedenle, büyüı kelçi atamaları cumhurbaşkanlan ile bir diyalog içinde. gerçekleştirilir. Zaten anayasa ve gelenekler de bunu ön- görüyor!' Bu kez bir dedikoduyu soruya dönüştürdük: "Bakanlığın yeniden yapılanma kararnamesindeki genel müdür sayısını Cumhurbaşkanı çok bulmuş ve azalttırmış. Doğru mu?" Çetin, çok açık sözlü: "Evet doğru, ama kısmen. Şöyle, biliyorsunuz, bakan- lıktaki genel müdür sayısı yetersizdir. Dokuzdan 16'ya çı- karmak istiyorduk. Cumhurbaşkanı ile yılın son haftasında MGK toplantısında karşılaştık. 'Ne yapacaksınız bu kadar genel müdürlüğü? 1 diye sordu. Anlattık. Olumlu buldu. Böylece kararname 15 genel müdürlük olarak çıktı. Bir ge- nel müdürlükten vazgeçtiğimiz doğrudur." "Özal'ın isteği üzerine?" "Evet" "Peki, Cumhurbaşkanı ile sizin aranızda kabinenin Baş- bakan dahil hiçbir üyesi ile kıyaslanmayacak bir yakınlık var. Doğru mu?" "Evet." "Hemşehrilikten falan kaynaklanmıyor. Neden öyle?" "Çünkü, Dışişleri Bakanı ve bakanlığı, Cumhurbaşkanı nın dış dünya ile temaslarını yürütmek, bu konuda iletişim içinde olmak durumunda. Anayasa ve sistem bunu gerek- tiriyor. Herhangi bir bakanın veya bakanlığının bu ölçüde bir bağlantı içinde olması gerekmiyor. Bir de Sayın Cum- hurbaşkanı ile 1960'ların sonundan DPTden başlayan belli bir tanışıklığımız var." Dışişleri Bakanı'ndan kararnamede yer alacak bir iki ismi rica ettik. Gülerek "izin ver, söylemeyelim" dedi. Bunun üzerine Çetin'e ve Özal'a "çokyakın" kaynakla- ra doğru yöneldik. Kesıne yakın bazı bilgiler elde ettik. Müsteşar Özdem Sanberk yerini koruyor. VVashington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, AT Daimi Temsilcisi Büyük- elçi Cem Duna gibi önemli merkezlerdeki büyükelçiler gö- revlerini sürdürecekler. Beşten yediye çıkan müsteşar yardımcılıklarından birisine Bükreş Büyükelçisi Tugay Ülu- çevik, diğerine Kuveyt Büyükelçisi Güner Öztek getirili- yor. "Kurultay"dan, "listeye giren isim almadan" çıkmak olmazdı. Biz de öyle yaptık. Bunu da "en yetkili ağızdan" doğ- rulatarak... SHP Diyarbakır Milletvekili Dicle: PKK taban buldu lç Politika Servisi — HEP kökenli SHP Milletvekili Ha- tip Dicle, PKK'nın halk içinde taban bulmuş bir hareket ol- duğunu savunarak, "Beni ve arkadaslanmı parlamentoya Kiirt halkı gönderdTdedi. Bu arada HEP kökenli SHP mil- letvekilleri, dün gece görüştük- leri Leyla Zana ve Hatip Dic- le"den, SHP'nin ihraç karann- dan önce istifa etmelerini iste- diler. İki milletvekilinden ka- rarlarım bugün açıklamalan istendi. Leyla Zana ile İstanbul'- dan Ankara'ya hareketin- den önce Atatürk Havali- mam'nda gazetecılerin soru- lannı yanıtlandıran Hatip Dicle, SHP ıle olan beraber- lıklerının "Kürt realitesini satunmaya" yönelik olduğu- nu bıldırdı.Dicle şuiddialar- da bulundu: "Beni \e arkadaslanmı parlamentoya Kürt halkı gönderdi. Bu sorun şayet TBMM içinde çözülmezse Doğu'da çok kan akar. SHP ile beraberliğimiz, ilke >e gö- rüşlerimizden taviz vereceği- miz anlamına gelmez. Biz sadece SHP'ye iyi bir yol ar- kadaşı olmak isti\oruz." HEP kökenıi milletvekilleri, Zana ve Dicle'nin dün akşam Ankara'ya dönmelerinden sonra bir araya geldiler. Top- lantıda, iki mületvekiline, "Siz- ler ihraç karannı beklemeden istifa edeceksiniz. Ama biz si- zi yalnız bırakmayacağız. Böy- lelikle partiye dönme şansını- n yitirmeyeceksiniz. Karannızı bize yarın (bugün) bildirin" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle