Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 OCA£ 1992* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Cezayır tartışması Efe OzaFın şirket
(Bafnttrafi 1. Smfada)
kemdı varhğırm son verecek bir
ikti*J<rı mı çıkarrnak üzere/di?
Ordn, onun iç^ı rni yönetıme el
koyttp genel s^çimleri engelle-
di? -JÎerbe, detrokrasi adıno mı,
yokrsa demoksas-iye karşı mı?
Cez-diyir'ın ekcmomik, toplum-
sal vt kültür-l yapısı, "Batı
icadı' çoğulcı demokrasiyi il-
1e d£ r.aldırmıJc zorunda tnt?
C^zıyir örreği bağlamnda
bu gibi sorulnn çoğaltıkrak
tartmştması çok doğal.
EKube antidrjnckratik ve çö-
Züm değil.
Ama bunur-la birlikte bir
noktarm altı çzi/rneden olmaz:
Kendisini "Allah'ın partisi"
olarak'niteleyet îslami Selamet
CepPtesi yetküierinin demokra-
siye pek öyle stygı duymadık-
lan ve onu
t
iteizm"le eş ;ut-
tukları biliniyır.
Peki, iktidarc tam olarak gel-
diklerinde Kunn 'da yazılı dü-
zeni kurup, dtmokrasiye son
ntu vereceklerii?
Bu soruya, lilami Cephecile-
rin seçim kampanyalan boyurt-
cd genellikle kcçamak yannlar
verdikleri dikketlerden kaçma-
du Oyüzden, demokrasi konu-
suna bir de bu açıdan yaklaş-
mak gerekiyor.
Dikkat ediyo-uz. Türkiye'de-
ki bazı hlamc. çevrelerde de
konunun bu bcyutu sankigör-
mezlikien geliniyor. Tabii, po-
litika sahnemizde tslamcı
akımlann yer zlması kaçmıl-
mazdır; çünkü lslam, siyasal
kültürümüzün bir parçasıdır.
Ancak demokrasi açısından
demin altmı çizdiğimiz can alıcı
nokta goz ardı ediiemez.
Demokrasinin gitcü ve erde-
mi, kendisine karşıt olan göniş-
lere bile özgür lartışma ortamı
sağlamasından kaynaklanır.
Tabu ve yasakfıkirlere yer yok-
tur demokratik rejimlerde.
Ama aynı zarnanda demok-
rasi, bu görüşierin örgütlenerek
kendi varlığına son vermesine
hoşgörüyle bakabilir mi?
Hayır.
Demokrasinin kendisini sa-
vunma hakkı vardır.
Cezoyir örneğinin bu açıdan
da tartışılmasma, özellikle ül-
kemizdeki tslamcı çevrelenn
gereksinimi olabilir diye düsii-
nüyoruz. * * *
İç Politika Servisi — Ceza-
yir'de genel seçimlerin birinci tu-
runun İslami Selamet Cephesi-
nin (FIS) eziri basansıyla sonuç-
lanmasının ardından ordunun
yönetime el koyması, tüm dün-
yada olduğu gibi Türkiye'de de
değişik tepkilere yol açtı.
Dün İstanbul Sirkeci Postane-
si'nde toplanan bir grup teset-
türlü kadın, Ankara'daki Ceza-
yir Büyukelçiliği'ne telgraf çeke-
rek askeri darbeyi kınadı. 28
Müslüman aydın da Türkiye'ye
gelmek isteyen İslami Cephe
uyelerine derhal vize verilmesi-
ni istedi.
RP Genel Başkanı'Necmettin
Erbakan ise, dün düzenlediği
basın toplantısında Cezayir'de
seçimlerin iptal edilmesini,
emperyalistlerin bir oyunu ola-
rak niteleyerek, "İnsan hak ve
hürriyetinden söz eden, demok-
rasiden söz eden Batılılar, şim-
di bir ülkenin kendi vatandaşla-
nnın hür iradeleri ile yapılan se-
çimleri iptal ettiriyorlar. Dış
güçler, Cezayir'de 35 yıl önce ol-
dukları gibi yine maglup
o!acak)ardır" diye konuştu.
SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Erdal İnönü
de, partisinin Meclis grubunda
yaptığı konuşmada konuya de-
ğinerek "Cezayir'in sorununu
Cezayirliler çözecektir" dedi.
tnönü sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cezayir demokrasiye gecişin
sancüannı yaşıyor. Şimdi bir
müdahale oldu. Çünkü demok-
rasi içinde sorunlann çözüleme-
yecegi yolunda bir sonı ortaya
çıktı. Demokratik süreçler geri
bırakıldı. Böyle bir şeyi kimse
kabul edemez. Bunun çaresini
yine Cezayir halkı bulacaktır.
Biz bu aşamalan yülar önce ge-
çirdiğimiz için karşımızda böy-
le tehlikeler artık yok."
Cumhuriyet'in görüşlerine
başvurduğu çeşitli kişiler ise Ce-
zayir'deki gelişmeleri şöyle de-
ğerlendirdiler:
Prof. Dr. Emre Kon-
g*n Cezayir demokrasisinin ya
otoriter askeri rejim ya da tota-
liter islami devlet seçenekleri ile
karşı karşıya kalmış olması bü-
yük bir talihsizliktir.
Çünkü her iki seçenek de bi-
ri otoriter, diğeri totaliter oldu-
ğu için demokrasiyi rafa kaldı-
racaktır. Sanıyorum Cezayir'in
sorunu, demokrasi kültürünün
toplumca özümlenememiş, do-
layısıyla İslami değerlerin, de-
mçkratik bir toplumla uzlaşma-
yı gerçekleştirememiş olmasın-
dandır. Burada çok önemli ev-
rensel bir sorunu da gözlemliyo-
ruz: İslam ne yaak ki Batı türü
bir kültürel yapınm veya kapita-
list bir ekonominin veya sosya-
list bir merkezi plancı sistemin
alternatifı olmak yerine demok-
rasinin karşıtı bir nitelikle orta-
ya çıkmaktadır.
Yani demokrasi ile çoğunlu-
ğun diktatörlüğü arasındaki
fark ne yazık ki Islamda hâlâ
çoğunluğun diktatörlüğünün
egemenliği biçıminde görülmek-
tedir.
(Jmut ediyorum ki Cezayir
örneği bize Islarrun demokratik-
leşmesi, yani Müslümanların
kurmak istedikleri devlet yapı-
sında muhalefete, karşı inanç ve
düşüncelere yer vermesine yol
açacak bir modelin üretilmesi
gerektiğini öğretir.
Yoksa siyasal sarkaç, demok-
rasi dengesine kavuşmadan to-
taliter ve otoriter uçlar arasında
salJanmaya devam edecektir.
Bunun çözümü îslami anlayışın
demokratikleşmesinde yatar.
Cezayir deneyimi insanlığa bel-
ki bu şansı getirebilir.
Necdet lîrag (Eski Genei-
kurmay Başkanı): Öncelikle bu
olayın Cezayir'in iç meselesi ol-
duğunu kaydetmek lazım. Türk
ve dünya basını Cezayir'de silah-
lı kuvvetlerin bu şekilde müda-
halede bulunmasını iki yönuyle
değerlendiriyor.
Bir, mudahaJenin demokratik
kaideye uygun olup olmadığı;
iki, aşın dincilerin demokrasi
kisvesine sığınarak demokrasiyi
tahrip etmelerine müsaade edil-
memesi. Bu iki husus da söz ko-
nusudur. Cezayir'de yaşananla-
rın benzerinin Türkiye'de yaşan-
ması diye bir şey olamaz. Tür-
kiye laik bir cumhuriyettir, 70
senelik bir geleneği vardır. Türk
halkında demokrasi olgunluğu
vardır, böyle şeylere izin vermez.
Türkiye'nin Cezayir'e benzetil-
mesi tamamen aşırı spekülas-
yonlardır.
Darüşşafaka
Aner Laçiner (Sosyalıst
Birikim Dergisi yazarı): Ceza-
yir'de ordunun müdahalesinin
bütün Mağrip ulkelerini sonu
belirsiz bir karışıklığa sokacağı-
nı düşunüyorum. Bu ulkeler er
ya da geç çok ağır bir fatura
ödeyecekler. Eğer Cezayir'de Is-
lamcılar hak ettikleri iktidarı al-
mış olsalardı, üHcede yine bazı
dramlar yaşanabilecekti, ama
doğru olan buydu.
Prof. Dr. Törkân Sav-
lan (Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği Genel Başkanı): Bir
toplum sosyal, ekonomik ve
eğitsel açıdan gelişmeden tepe-
den inme demokrasiye geçince
sandıktan her zaman doğru şey-
lerin çıkmadığı görülüyor. Ceza-
yir'de Fransızlara duyulan tep-
ki ve kurulan yerli yönetimin re-
fah düzeyini yukseltememesi gi-
bi olumsuzluklar laik demokra-
sinin gelişimini önledi ve beklen-
tileri gerçekleşmeyen insanların
ne olursa olsun bir başka seçe-
neğe yönelmelerine yol açtı.
Bu açmaz, siyasallaşan din
için iyi bir ortam sağladı. Ceza-
yir'de bu tersine gelişmeye ilk
tepkiyi kadınların göstermiş ol-
ması ilginç ve anlamlı. Din dev-
letinin en başta kadının kimliği-
ni sınırladığı örnekleriyle görul-
du. Olaya ordunun el koymuş
olması ise çok üzücu. Dileriz
Cezayir'deki tüm politikacılar
kendi beklentilerinden önce ül-
kelerinin geleceğini düşünür,
sağduyrılarını kullanarak bir
kardeş kavgasuıı önler ve çağdaş
laik bir demokrasiyi sağlam te-
meller üzerine oturturlar.
Prof. Dr. Tferkân Ak-
yol: Cezayir'de yaşanan olayla-
n üzücü ve endişe verici buluyo-
rum. Halkının tamamına yakı-
nı Müslüman olan bu Akdeniz
ülkesinde yaşanan olaylar beni
rahatsız ediyor. Seçimin sonu-
cunda demokrasinin kaybettiği
bir ortam ortaya çıktı. Beklen-
meyen bir gelişmeydi. Fanatik
dinci kesimlerin üstun geldiğı
bir seçim oldu. Sorunların tüm
gelişmelere rağmen demokrasi
içinde çözülmesini diliyorum.
Özgürlüğünü yeni kazanan, ba-
ğımsızlığına yeni kavuşan Ceza-
yir'de sevindirici gelişmeler sek-
teye uğradı. Cezayir'de tüm ke-
simlerin muhalefetiyle, iktida-
rıyla dikkatli olması gerekir.
Kınama telgrafı
Darbeyi kınavan tesetturlu ka-
dınlar. Istanbul'dan Ankara'da-
ki Cezayir Büyukelçiliği'ne telg-
raf çektiler.
"Biz Müslüman kadınlar ola-
rak Cezayir'de gerçekleştirilen
askeri darbeyi, insan haklanna,
hukuka ve meşruiyete karşı açık
ve kaba bir saldın sayıyor, şid-
det ve nefretle kmıyoruz" söz-
leriyle başlayan telgrafta daha
sonra şu gorüşlere yer verildi:
"tslam düşmanlan şunu bil-
sinler ki, onlar istemeseler de
Allah nurunu tamamlayacaktır.
Korkunun ecde faydası yoktur.
Halka karşı bu hareket, yapan-
lara şeref kazandırmayacak, in-
sanlık ve tarih önünde onlan
mahkûra edecektir. Yaşanan
olaylar bir güç gösterisi değil,
bir korku, panik ve suçluluk psi-
kolojisinin ortaya çıkarttığı sa-
dist ve saldırgan bir ruh halinin
tezahüriidür."
Destek bildirisi
öte yandan 28 Müslüman ay-
dın, yayımladıkları bir bildiriy-
le Türk hükümetinin Cezayir-
deki gelişmeler karşısında du-
yarh olmasına ve Türkiye'ye gel-
mek isteyen FIS uyelerine derhal
vize verilmesini istediler. Abdur-
rahman Dilipak, Hasan Mezar-
cı, Ali Bulaç, Mehmet Metiner,
Süleyman Arif Emre, Hasan
Hüseyin Ceylan, Asiye Dilipak,
Ömer Vehbi Hatipoğlu gibi
isimlerin imzaladığı bildiride
şöyîe denildi:
"Fransa'nın bu olaylann ar-
kasındaki kışkırtıcı rolu tipik bir
ikiyüzlüluk ve çifte standart ör-
neğidir. Cezayir yönetimini, dar-
becilere karşı tavır almaya ve on-
lan desteklemekten vazgeçmeye
çağınyoruz. Darbeciler, emper-
yalizmin bir kuklası durumun-
dadırlar."
(Baştarafı 1. Sayfada)
bu yıl borsa performansının
düştüğü biliniyor.
Marjinal, Efe Özai'a geçme-
den önce 1990 yılında 340.2 mil-
yar liralık işlem hacmi gerçek-
leştirmişken, 1991 yılında bu
miktar 188.7 milyar İiraya indi.
Şirketin toplam borsa işlem hac-
mi içindeki payı da yüzde
1.11 'den yüzde 0.26'ya geriledi.
Bu durumda Marjinal'in yüzde
0.5 üzerinden yaklaşık 1 milyar
lira kornisyon geliri oluşuyor.
Efe Özal'ın görünür iş yaşa-
mında sağladığı kazançlarla şir-
ketinin sermayesini 1 milyardan
11 milyar lifaya çıkarmasının
zorluğu ise ortada. Efe Özal sa-
dece üzerinde resmen görülen
yüzde 15 oranındaki hisse için
1.5 milyar ödeyecek. Şirketin
yüzde 15'lik hissesini elinde bu-
lunduran Efe Özal'ın eşi Zeynep
ve yüzde 20'sini elinde bulundu-
ran arkadaşı Mustafa Dennan'-
ın, sermaye arttınmına nasıl ka-
tılacaklan ve parayı nereden bu-
lacaklan ise merakediliyor. Şir-
ketin yüzde 25 oranındaki diğer
ortağı Ali Yahcılar'ın ise Salah-
sun Hekimoğlu'nun yanında ça-
lıştığı ve bu parayı karşılaması-
nın zor olduğu savunuluyor.
Efe Özal'ın ortağı Salahsun
Hekimoğlu'ndan kurtulma ope-
rasyonu, şirketin mart ayında
yapılması gereken olağan genel
kurulu nedeniyle öne alındı.
Eğer, Salahsun Hekimoğlu ge-
nel kurula halen elinde bulunan
yüzde 25'lik hisse oranıyla ka-
tılırsa, yönetim kurulu faaliyet-
lerini aklamama hakkına sahip
olacak. Bunun yani sıra şirke-
tin hesaplarına ilişkin dava aç-
ma yetkisi de var.
Efe Özal'ın bu durumu far-
ketmesinden sonra Salahsun
Hekimoğlu'nun hisse oranını
yüzde 10'un altına düşürmek
için bu yola gittiği belirtiliyor.
Hekimoğlu'nun ise büyük ihti-
malle sermaye arttınmına katıl-
mayacağı sanılıyor. Hekimoğ-
lu'nun yüzde 24 oranındaki his-
sesini korumak için 2.4 milyar
lira ödemesinin akıllı bir yakla-
şım olmayacağına işaret eden
borsa uzmanları, bu paraya pi-
yasada faaliyet gösteren bir ara-
cı kurumun satın alınabileceği-
ni belirtiyorlar.
Hekimoğlu'nun
faaliyetleri
Vakıfhan'dan gelme, köklü
bankerlerden Salahsun Heki-
moğlu, 1990 sonuna kadar ken-
di adıyla komisyoncu olarak fa-
aliyet gösterdi. Komisyoncula-
nn araa kuruma dönüştürülme-
si sırasında Efe Özal'ı mart
1991'de şirketine ortak alan He-
kimoğlu'na, göre "Efe aslında
Marjinal'in hepsini istedi". An-
cak şirketin yönetimini elden bı-
rakmak istemeyen Hekimoğlu
yüzde 50 hissenin satışım uygun
buldu. Hekimoğlu, Efe'nin bu
hisselerin tümünü kendi üzeri-
ne yapmadığını, bir kısmını eşi-
nin, bir kısmını da arkadaşı
Mustafa Derman'ın adına gös-
terdiğini söylemişti. 8 Ağustos
1991 'de yapılan olağanüstü ge-
nel kurulda ise önce yönetim
kurulu üye sayısı beşten üçe in-
dirildi, ardından Ali Yahcılar'-
ın, Efe Özal'dan yana oy kul-
lanmasıyla Salahsun Hekimoğ-
lu, sahibi ve kurucusu olduğu
şirketin yönetim kurulunun dı-
şında kaldı. Efe ise yönetim ku-
rulu başkanlığına seçildi.
Izmirlî lÇlH
(Başlarafı 1. Sayfada)
tabutu' adını verdikleri bir tabut-
la yola çıktılar. 'tş güvenliği',
'Tazminatsız işten atıldım. bir im-
za ver', 'Ankara'ya > uruyoruz' ya-
zılı gomlekler giyen işçiler E-26
yolu kenarında yaptıkları yurü-
yuş boyunca yoldan geçen araçlar
tarafından korna ve zafer işaret-
leriyle selamlandılar.
İşçiler direniş yaptıkları ge-
Sözen'in öfkesi
(Baftarafi 1. Sayfada)
dımcısı YJustafa Koç, Hesap
İşleri Daire Başkanı Yalçın Bı-
çak, Bütçe Finans Müdürü
\ ekili Meral İçhisar ve Gider-
ler Müdürlüğii Şefi İnci Afsar-
can'ın olay sırasında ihmalleri-
ne rastlandığı bildirildi. Ben de
bu kişileri görevden aldım. Bu
kişiler dolandırıcılığa karıştık-
ları için görevlerinden alınmış
değildir. Ancak ihmallerine
rastlanmıştır. Memuri>etleri
sürmektedir. Zanlı olup olma-
dıklarına sa\cılık karar verir."
Bazı gazetelerde yer alan
"Başkan şeffaf değil" şeklin-
deki yorumlan sert bir dille
eleştiren Nurettın Sözen.
"Hem günah. hem ayıp, hem
suç. Saklanması gereken kanu-
ni bir konu \ar" dedi. Haberi
oluşturanları "cahillikle" suç-
layan Sözen şunlan dedi:
•'Şeffaflık kanunların dışın-
da değildir. Dolandırma olayı-
nı yetkili kişiler araştırıyor.
Benim onlar dışında bilgi >er-
nıeye yetkim yok. Bu tür ha-
berler cahillikten yazılıyor.
Y'azanın bilgisi olsaydı ilk so-
ruşturmanın gizli yapıldığını
bildirirdi. Böyle beleş haberler
>azılmaz"
Nurettin Sözen. İller Ban-
kası'na Büyükşehir Beledivesi
Özel Kalem Müdürlüğü'nden
geçıldığı belirtilen faks metın-
lerınin de bu fakstan geçilme-
diğinın anlaşıldığını söyledı.
Belediyeye ait faksın tanıtım
satırlanyla. diğer metınlerın
tanıtım satırları arasında yazı-
lış ve karakter farklılığı oldu-
ğuna dikkat çeken Sözen.
"Çekilen fakslar belediyede
bulunmay an üç a> rı makineden
çıkmıştır. Metinlerin birinde
logo bölümü büyük harf. birin-
de küçiik harf, diğerinde ise
İngilizce yazım ile oluşmuş.
Bütün fakslarda istenilen deği-
şikliklerin yapılabileceği de
uzmanlarca ortaya kondu"
şeklinde konuştu.
Bu arada Sözen tarafından
görevden alınan Hesap İşleri
Daire Başkanı Yalçın Bıçak.
"Sözen'in kararı son derece
yanlış, haksız ve üzücü" dedi.
Olavda. Bihükşehir Beledı-
vesi'nin değil İller Bankası'nın
dolandırıldığını. ancak vanlış
stratejiler sonunda, olayın
Büvükşehir Belediyesi'nin ba-
şına patladığını belirterek şöv-
le konuştu:
"Görevde olmadığımız bir
dönemin faturalarıyla karşı
karşıva kaldık. Olavda Sö-
zen'le benim imzam taklit edil-
miş. Olayı burada aramak
yanlıştır. Yanlış stratejiler yü-
zünden belediyeve patlamıştır.
2.5 ay önce bilinen olay o za-
man basına açıklanmalıydı."
ADAiNA'DAN FİKRETDAĞLIOĞLU
Hrpan kazanır
1. AYAK: İşlerinin noksan
olmasına rağmen kalite safkan
Yelinoğlu, yanşın en şanslı is-
midir. Iyi durumunu muhafa-
za eden Seksek ve Ercan 77'yi
rakip olarak görüyonız. Son
yarışında başanlı olan Aloş 3,
sürpriz yapabilir.
2. AYAK: Iyi bir form tutan
Sempati ve Plevne 2, tabela
şansı olan isimler. Yeni yeni
düzelen Karagülle ve uygun ki-
losu ile Quick Flash'ın da tabe-
la yapma şanslan vardır.
3. AYAK: Hazırlıklannda
göz dolduran Akansel ve son
yarışını beğendiğimiz Erdal,
dereceli çahşmalar sergileyen
Erginbey arasındaki mücadele,
yanşın birincisini belirleyecek-
tir. Altuğbey'i sürprizde tutu-
yoruz.
4. AYAK: Koşu gördükçe
düzelen Mirdasoğlu, bu uygun
grupta bize göre birinciliğe uza-
nacaktır. Iyi bir form yakala-
yan Kerim de şanslıdır.
Arkadaş ve Şerife, tabela şan-
sı olan isimlerdir.
5. AYAK: Mesafe ve pist
avantajı ile Ayşen 2 favorimiz-
dir. Mesafeden etkilenmezse
Good By ve Bahir, yarışın di-
ğer şanslı isimleridir.
6. AYAK: Adana pistindeki
iki yarışını da kazanan Tırpan,
günün bankosudur. Uygun ki-
losu ile Sabur ve Eserbatur'u
rakip olarak görüyonız. Nirva-
na'yı sürprizde öneririz.
TAHMİNLERİMİZ
1. KOŞU: F: (4) Yiğithan, P:
(6) Gülümser, S: (11) Demire-
fe.
2. KOŞU: F: (2) Yelinoğlu,
P: (1), Seksek, P: (4) Ercan 77,
S: (9) Aloş 3.
3. KOŞU: F:(l) Sempati, P:
(7) Plevne, P: (9) Karagülle, S:
(13) Quick Flash.
4. KOŞU: F: (I) Akansel, P:
(5) Erdal, P: (13) Enginbey, S:
(2) Altuğbey.
5. KOŞU: F: (3) Mirdasoğ-
lu, P: (2) Kerim, P: (4) Adlan,
S: (6) Arkadaş.
6. KOŞU: F: (4) Ayşen 2, P: (1)
Goodby, P: (6) Bahir, S: (5) To-
runtay, S: (16) Golden Isle.
7. KOŞU: F: (8) Tırpan, P:
(12) Sabur, P: (6) Eserbatur, S:
(3) Nirvana.
(Baştarafı 1. Sayfada)
paniğe kapılması yanlış. Konu-
ya duyarlıyız, olayı yakından ta-
kip ediyoruz."
İstanbul'da ölum olayların-
dan sonra okullarda da grip sal-
gınlarının başlaması uzerine va-
lilik, okulların tatil edilmesini
kaymakamlıkların yetkisine bı-
raktı. ~
Bu karar üzerine Fatih ilçesi
kaymakamı Cemalettin Sevim
ise son iki gundür görülen grip
salgını nedeniyle Darüşşafaka
Lisesi'ni 20 ocak tarihine dek
tatil ettiğini açıkladı. Kayma-
kam Sevim, bu konuda gazete-
mize şu açıklamayı yaptı:
"Darüşşafaka Lisesi yatıiı bir
okul. Durum böyle olunca gri-
bal enfeksiyon birbirine sırayet
etti. Dün 84 öğrenci yatıyordu.
Bugün de 114 öğrenci gribal en-
feksiyondan yatıyor. Bunun di-
ger öğrencilere geçmesi ihtima-
li var. Hıfzıssıhha Komisyonu-
muzu topladık. Okulu cuma gü-
nü akşamına kadar, sadece Da-
rüşşafaka Lisesi'ni tatil ettik.
Vizite durumuna çıkanlar 225
civannda, ama yatan öğrenci
sayısı 114. Bu yatan öğrenciler
için gerekli olan ilacın yani sıra
C vitamine ihtiyaç var. C vita-
minini oğrencilerin yeterli bir şe-
kilde alabilmesi için takviye
yaptık. Portakal, limon, grey-
furt ve mandalina. Ama bunun
yani sıra ilaçlar muntazam bir
şekilde verilmekte."
Darüşşafaka Lisesi Genel
Müdürü tnciser Akpınar • da
okulda grip salgını başladığını
doğrulayarak grip belirtisi görü-
len 225 öğrenciden 84'ünun
doktor kontrolünde revirde te-
davi altına alındığmı açıkkdı.
Akpınar, "Enfeksiyonun hafif
sejTettiği öğrencilerimiz ateş dü-
şürücü ilaçlar verilerek ayakta
tedavi edildiler. Ancak bunlar-
dan 84'üniın durumu ağır oldu-
ğu için doktor kontrolünde re-
virde bakıma alındı" dedi.
Bunun üzerine görüştuğümüz
İstanbul Milli Eğitim Müdür
Yardımcılarından Salim Aka-
gündüz, grip salgını nedeniyle
okullara tatil karannın valiliğin
izniyle olabileceğini belirttiği
konuşmasında, "Halk liizum-
suz yere paniğe kapılmasın.
Okullarda tarama çalışmalanna
başladık. Bu araştırmanın sonu-
cuna göre müdürlüğümüz gere-
ken önlemleri alacaktır. Ancak
heniiz okulların tatil edilmesi
söz konusu değil" diye konuş-
tu.
Öte yandan Çin gribinden öl-
düğü söylenen Pamukbank 24
yöneticilerinden Gülgun Kurs-
oğlu'nun cenazesi de dün top-
rağa verildi.
Kursoğlu'nun cenazesi,
Eyüp Sultan Camii'nde öğleyin
kılınan namazdan sonra Sütlü-
ce Mezarlığı'na defnedildi. Ce-
naze törenine Pamukbank Ge-
nel Müdürü Bülent Şenver ve
bankanın öteki yöneticileri de
katıldı.
Kursoğlu'nun annesi cenaze
fenalık geçirirken Adli Tıp Ku-
rum Başkan Yardımcısı Uğur
Gunduz, Kursoğlu'na onceki
gün otopsi yapıldığını, ancak
sonuçlann en az bir ay sonra alı-
nabileceğini söyledi.
Yatıiı okul havatının en bildik seylerinden hiri. dersten >a da sınavdan kırmak isteyen öğrencinin
tebeşir tozu >utma>ı da göze alarak revire >atma çabasıdır. Ancak bu kez Darüşşafaka öğrencileri,
gerçek bir hastalıktan istemeyerek revire duştüler. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Türkiye grip aşısmda gecikti
HÜRRİYET UYMAZ
İstanbul'da son iki günde ar-
tan grip olayları, grip aşısı tar-
tışmasını da yeniden gündeme
getirdi.
Uzmanlar, grip enfeksiyonla-
nna karşı en etkili çözümün grip
aşısı yaptırmaktan geçtiğini, an-
cak bu yıl grip aşısı kampanya-
sı için çok geç kalındığını söy-
luyorlar.
Türkiye'ye Fransa, İngiltere
ve Almanya'dan ithal edilerek
43-80 bin lira karşıhğında dile-
yen herkese uygulanabilen grip
aşıları ancak 15 eylül-15 aralık
arasında, yani enfeksiyonlar
başlamadan yapılması koşuluy-
la kişiyi en az 6-7 ay gripten ko-
ruyabiliyor.
I.Ü. Çapa Tıp Fakültesi Bak-
teriyoloji ve Enfeksiyon Hasta-
lıklan Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Murat Dilmener, pek
çok hastane ve sağlık ocağında
olduğu gibi kendilerinin de di-
leyen herkese 43-80 bin lira kar-
şılığında grip aşısı uyguladıkla-
rını belirtti.
Aşının yaygınlaştınlamaması-
nın bir diğer nedeninin de eko-
nomik olduğunu kaydeden Dil-
mener, bu aşiların çok daha
ucuza mal edilebilmesi için
Türkiye'de üretilmesi yönünde
çalışma yaptıklarını arilattı. Bu
açıdan koruyucu hekimliğin
önemini vurgulayan Dilmener,
grip aşısmda dikkaf edilmesi ge-
reken noktaları şöyle sıraladı:
"Grip aşısı ber sene 15
eylül-15 aralık arasında yapıl-
mabdır. Geç kalındığında, yapı-
lan aşüamanın koruyucu etkisi
olmayacağı gibi viriis taşıyan bi-
risine aşıyla yeni viriis verilece-
ğinden yaranndan çok zaran
olur. Aşıyla uyuyan viriisü
uyandınrsınız, enfeksiyon alev-
lenir ve çok daha ciddi hastalık
tablolan ortaya çıkar. Bu ne-
denle aşılann doktor kontrolün-
de yapılması gereklidir. Biz za-
türree, orta kulak iltihabı, me-
nenjit ve beyin iltihabı (ansefa-
lit) gecirmiş kişilere öncelik ve-
rerek bu aşı programını dileyen
herkese uyguluyoruz. Kaldı ki
bu hastalann zaten "basit bir
grip, geçer" demeyip hastanede
grip tedavisi görmesi gerekiyor.
Aynca grip enfeksi; onlanna
manız kalabilecek doktor, hem-
şire, diş hekimi ve öğretmenle-
rin de bu aşıyı yaptırmalarında
yarar var."
Goğus hastalıkları uzmanı
Prof. Dr. Tuğrul Çavdar da
grip aşılannın bu tür hastalık-
lardan korunmak için etkili bir
yöntem olduğunu belirtti. An-
cak Çavdar, bu aşının doktor
kontrolünde yapılmasınm ge-
rektiğini vurgulayarak "Kronik
bronşit, astım, bronşektazi gibi
hastalıklardan solunum sistemi
çökmüş hastalara grip aşısı yap-
tırmalarını öneriyonız. Çünkü
grip bu tür şikâyetleri olanları
çok daba kötü etldliyor. Ancak
bazıJan eripken ba aşıyı yaptı-
nyor. Bu çok yanlış. Grip baş-
ladıgında aşı yaptırmanın yaran
yoktur, aksine semptomlan art-
tınr" diye konuştu.
Öte yandan Vaksi grip aşısı-
nın Türkiye distribütörlüğünü
yapan Pastör Merio fınnasının
satış sorumlusu Ecz. Şener
Ozanlı, Türkiye'de grip aşısı
yaptırma alışkanlığının yaygın
olmadığını belirtti.
Ozanlı, Fransa ve İngiltere'-
ye göre Türkiye'de aşı yaptırma
alışkanlığının son derece düşük
olduğunu söyledi. Fransa'da
8.5, Ingiltere'de ise 4.5 milyon
insan bu aşıyı yaptınrken Türki-
ye'nin ithal ettiği grip aşısının
150 bin dozu geçmediğini kay-
deden Ozanlı şöyle dedi:
"Dünya Sağlık Teşkilatı
(WHO) her yıl grip virüslerini
tespit ediyor ve bunlan da A, B,
C diye gruplandınyor. A ve B
grubu virüsler salgın yapanlar-
dır. C ise şöyle bir yoklayıp ge-
çer. Çin gribi, A grubuna giri-
yor. Vaksi grip aşısından bu yıl
100 bin doz ithal etmeyi düşün-
dük. Geçen yıl bu 15 bindi. İn-
şallah bu salgın tutmaz, yoksa
bu aşılara büyük ihtiyaç doğa-
cak."
Ozanlı, Türkiye'de bazı "ca-
hil insanların grip yapan viriis-
lerin çok çeşitli olduğunu ve aşı-
nın tüm virüsler Üzerinde etkili
olamayacağını öne sürerek aşı-
lanmayı önemsemediğini" de
söyleyerek "Maalesef bazı dok-
torlar da bu görüşü paylaşıyor-
lar" dedi.
rekçesiyle eylül ayında tazminat-
sız olarak işten çıkanldıktan
sonra geçen -dört ay boyunca
yaptıklan tüm girişimlerin so-
nuçsuz kaldığını, Ankara'ya yü-
rümekten başka çareleri olma-
dığını söyledüer.
Emekliliğine 8 ay kala işten
çıkarılan 14 yıllık işçi Hasan
Danyan, SHP delegesi olduğu-
nu, IZSU'dan 17 SHP delegesi-
nin çıkarıldığını belirterek
"Sosyal demokrat bir belediye
başkanı işçilerini sokağa atarak
nereye varmak istiyor" diye sor-
du.
ESHOT baştemsilcisi, 6 yıllık
işçi Süleyman Süvsri, Izmir Bü-
vükşehir Belediye Başkanı Yük-
sel Çakmur'u işyerlerinde arka-
»daşlarının kendileri için topla-
dıkları yardımları durdurmakla
suçlayarak "İşveren, Zonguldak
maden işçilerine kamyonla yiye-
cek gönderiyordu. Bizim arka-
daşlanmızdan yardım toplayan-
lar hakkında suç duyurusunda
bulundu" diye konuştu.
İşçiler, Çakmur'un yürüyü-
şün başlamasından sonra yaptı-
ğı açıklamalan da sert bir dille
eleştirerek "Çakmur kesinlikle
geri almam diyor, biz de dön-
mekte kararlıyız" diyorlar.
Yüksel Çakmur'un vanaları
kırdıkları, sulan kestikieri şek-
lindeki açıklamalarını 'Yalan'
diye tanımlayan işçiler 'Yalanla
o koltuğa otunılmaz' dediler.
Dün geceyi Camyazı köyün-
deki Akbıyıkoğlu çiftliğinde ge-
çiren belediye işçileri için Uşak
Belediye-tş Şubesi bugün bir
moral gecesi düzenliyor. İşçiler
ertesi gün Afyon yönünde yürü-
yüşlerine devam edecekler.
Ingilizler
(Baştarafı 1. Sayfada)
olmamasına rağmen, geçen ka-
sım ayında BBC'nin Doğu Ana-
dolu'da PosoFta bir "radyo-TV
dinletne istasyonu" kurmaya ka-
rar verdiği açıklanmıştı. Bura-
dan edinilecek tüm açık ve gizli
istihbaratın, Ikinci Dünya Sava-
şfnda Ingilizlere çaJışan unlü
"İngiliz Kemal"in mirasçılann-
ca değerlendirileceği anlaşıbyor.
Eski Sovyetler Birliği'nde gra-
nit surath tarihi casus heykelle-
ri alaşagı edildiği, soğuk savaşın
bittiği, NATO uçaklannın Mos-
kova'ya gıda yardımı taşıdığı şu
günlerde, İngiliz gizli istihbarat
örgütleri zamlanan bütçeleri, sa-
yılan kabaran elemanlanyla, 21.
yüzyıl teknolojisine ev sahipliği
yapan yeni süper tesislerine ta-
şınmaya hazırlanıyor.
Ülke içi istihbarattan M15, dı-
şarıda casusluktan Mlö'nın
"varlığını" hükümet kabul da-
hi etmiyor. Ancak basına sızan
bilgilere göre içlerinde en büyü-
ğü, Türk ve Yunan eleman sıkın-
tısı çeken GCHQ. Bütçesi Türk
parasıyla 7.5 trilyon lira ve 7 bin
kişi çalışıyor. Bu para, İngiltere
savunma bütçesinin sadece
otuzda biri aslında. Basına, ge-
lecek ay ilk kez bir kadın yöne-
tici atanacak olan M15'le "res-
men var olmayan" ama herke-
sin yerini-yurdunu bildiği
Mlö'nın birlikte 4 bin elemanı
var. Toplam bütçeleri de 6 tril-
yon lirayı buluyor.
Körfez savaşımn birinci yıldö-
nümünde M16, Kuveyt bunalı-
mı öncesinde Bağdat'ta casus
bulundurmadığı için "dar
göriişlülükle" suçlanıyor. Yine
de M16, Amerika'nın Avrupa-
daki gözü-kulağı ingiltere için
belirsizliklerle dolu gelecek için
yararlı ve sağlam bir yatınm ola-
rak görülüyor.
Ehliyetimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
İBRAHİM TATLISÖZ
Atina'da açıklama
yaptılar
TTKKO'dan
326kişilik
6
ölüm listesi'
ATİ.NA (AA)-Yasadışı
TKP-MLye bağlı TİKKO
(Türkıve İşçi Kövlü Kurtuluş
Ordusu), 326 isimden oluşan
bir "ölüm Iistesi"ni Atina'da
vavımladı. Lıstede. örgütün
"halk düşmanlan" olarak ni-
telendirdıği ve "işkenceden
sorumlu oldukları" öne sürü-
len subay, polis ve resmi gö-
rcvhlerın adları bulunuyor.
Yüzlerini gizleyen örgüt söz-
cülen. Atına'da düzenledikle-
rı basın toplanıısında "ölüm
listesini" açıkladıktan sonra.
lıstede >er alan isimlenn "gö-
rüldüklert yerde imha edilmele-
ri için" örgüt mensuplanna
tahmat verildiğını belirttıler.
Boyle bir açıklamayı neden
Yunanistan'da vaptıkları so-
rusuna ise sözcü. "Avrupa'nın
çeşitli merkezlerinde benzer
açıklamalar y apacaklarını, an-
cak Yunanistan'ın bir başlan-
gıç olduğu" yanıtını verdi.
Hakkâri'de
olay:7yaralı
HAKKÂRİ (Cumhuriyet) —
Halkoyunları yarışması sırasın-
da pkan olaylarda l'i ağır 7 ki-
şinin yarala'ndığı, Emniyet ve
Milli Eğitim müdürlüklerine ait
bazı araçların camlannın kınl-
dığı bildirildi.
Milli Eğitim Müdürlüğü'nce
ilk, orta, lise ve kamu kurumla-
rı arasında düzenlenen halko-
yunları yarışması olaylara yol
açtı. Yarışmanın yapıldığı salo-
na aşırı kalabalık yüzünden gi-
remeyen bir grup, camları taşla-
dı. Polisin müdahalesiyle bu
grup uzaklaştırılırken, bu kez
yarışma sonuçlanna tepki baş-
ladı. Yüksekova Lisesi ve Yük-
sekova Halk Eğitimi Merkezi
halkoyunları ekiplerinin hakkı
olan birinciliğin Hakkâri Lisesi
ve Hakkâri Halk Eğitimi Mer-
kezi'ne verildiği volundaki tar-
tışmalar taşkınlıklara neden ol-
du. Polisin, önlemek için cop
kullandığı olayın ardından sa-
Iondan çıkanlar Hakkâri Valili-
ği'ne doğru yürüyüşe geçtiler.
Slogan atarak ilerleyen yaklaşık
2000 kişi, güvenlik güçleri tara-
fından dağıtıldı.
Çıkan olaylar sırasında Mus-
tafa Özkan, Tanju Çelik ve Ha-
kim Ege ile kimb'ği belirleneme-
yen 4 kişi yaralandı. Yaraülardan
birisinin durumunun ağır oldu-
ğu bildirildi. Göstericilerin, Milli
Eğitim ile Eraniyet müdürlükle-
rine ait bazı araçların camlannı
kırdıkları gözlendi.
Alo ilk gece
(Baştarafı 1. Sayfada)
rahat dinliyordu anlatılanları.
Hem sadece kadın değil erkeğin
durumu da belirtiliyordu.
"tlk gecede erkeklerde ise bu
kaygılar kendisini ya başanlı ol-
mazsam duygusuna götürür. Dı-
şarıda kanlı çarşaf bekleyen ai-
le de varsa sıkıntı daha da artar.
Ve erken boşalma ve sertleşme
problemleri ortaya çıkabiür. Ba-
zı kişiler bu durumu o kadar
ababriar ki, iktidarsız oldukla-
nnı bile düşünürier."
Safiye yaklaşık Uç dakika sü-
ren bilgileri iyice dinledikten
sonra olayı gidip köyün diğer
kızlanna da anlattı. Kızlar, gül-
düler, korktular, çekindiler ama
bir gün "İlk Gece" için muhta-
nn evinde toplanmaya karar ver-
diler. BUtün kızlarda bir merak
eve doluştular. Utançlanndan
telefondaki sesi dinleyemeyenler
oldu. Daha cesaretliler ise ilk ge-
cede bazı olumsuz durumlann
ortaya çıkmaması için öneriler
bölümüne kadar geldiler:
' "tlk gece beraberiiğin ilk adı-
mıdır ve çok özel bir gecedir. Bu
gecedekî yıpratıcı olaylar, evli-
liği daha sonraki yıllarda bile et-
kileyebilecek sorunlar yaratabi-
lir. Bu nedenle sakin, çevreden
gelecek uyanlann olmadığı bir
ortamı saglamak önemlidir.
Kaygıları, korkuları birlikte
açıkça konuşmak çok rahaüatıa
olacaktır. tlk geceyi birkaç gün
sonraya bırakmak bir öneri ola-
bilir. Genelde birbirini tanıma-
dan ya da az tanıyarak evlenen
çiftin, birbirlerine alışmak için
zaraana gereksininıleri olabilir.
Unutmayın ki, ilk gece bir sınav
değüdir. Umutla beklediğiniz
bir beraberiiğin başlangıcıdır.
Hoş bir baslangıç ise sizin eliniz-
dedir."
Bu öykü bir fantezi değil.
Çünkü Alo Bilgi'nin servisleri-
ne gelen mektuplardan anlaşıl-
dığına göre ilgi daha çok kırsal
bölgeletden. Genel Müdür Oguz
Özerdem, cinsellik servislerinin
içinde en çok aranüan bölümün
"İlk Gece" olduğunu belirtiyor
ve ortalama sayının günde 3600
olduğunu kaydediyor.
Alo İlk Gectfde abonelere su-
nulan bilgiler İstanbul Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi'nden konuy-
Ia ilgili doktorlarca düzenleniyor
ve gelen mektuplann ilgi odak-
larına göre tekrar düzenleniyor.
Alo Bilgi'den verilen bilgiye göre
cinsel bilgileri içeren hatlarda
"ilk Gece"den sonra en fazla il-
giyi sırasıyla mastürbasyon, er-
ken boşalma, orgazm ve gebe-
likte cinsel ilişki hatlan göriiyor.
Unutmadan şunu da ekleyelim:
Bu hatlan aradığmızda 30 sani-
yede 2 bin 917 lira yazıyor ve te-
lefon faturanıza ekleniyor.