Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 OCAK1992 HABERLER CUMHURİYET/3
GÜNEŞTEN SAKLANAN KENT — Kış aylarında bile denize girmenin mümkün olduğu Antaha'dan 60 kilometre uzaklıktaki Saklıkent, kayakseverlerin yeni Mekke'si olmaya aday.
Antalya'ya giderken kayak takımlannı almayı unutma
ANTALYA (Cumburiyet
Bürosu) - 'Zıtlıkların uyumu'. Bir turizm
firması Anialya içın bu sloganı kullandı.
Çünkü kuzey yanm küre kış mevsimine
girdiğınde Akdeniz'in turizm kenti
Antalya'da güneş banyosu yapmak mümkün.
Soğuk ve yağışlı havanın tüm Türkıye'yi
etkisine aldığı kış günlerinde Antalya'da
kayak yapmak da mümkün. Çünkü Antalya
öyle bır kent ki, topraklannda hem yaz hem de
kış mevsiminı saklıyor. Kış mevsiminde güneş
banyosu mu yapmak istiyorsunuz. İninsahile,
istediğiniz her yerde denize girin.
Kayak mı yapmak istiyorsunuz çıkın
BeydağlarTna. Kent merkezine 60 kilometre
uzaklıkta saklı küçük bir kent var. Adı
Saklıkent. Kar kalınlığı iki metrenin altına
düşmüyor. Hafta sonları, karda kaymak
isteyenler soluğu orada alıyor.
Bunlardan biri Ergüderailesi, mangallannı.
etlerini getirmiş, kar üzerinde piknik
yapıyorlar. Fatih Ergüder, altı yaşındaki kızı
Suzan'mılk kezkargördüğünüanlatırken,
küçük Suzan soğuğa aldırmadan kartopu
oynayarak yeni yeni arkadaşlar edıniyor.
Ergüder'e göre kar pikniğjnin zorluğu ayakta
yemek yemek ve içmek.
Dünyastandartlarınauygunka>akpistı,
kayak sevdalılan ıle dolup taşıyor. Dokuz
yaşındaki Ceylan Konuk, arkadaşı İlke Ercan
ıle kayak yapıyor. Beş yıldır kayak yaptığını
söyleyen Ceylan Konuk, Beydağları Kayak
Yanşmasf nda miniklerde birincı olduğunu
anlatıyor. İlke Ercan ıse Saklıkent'te güzel bir
kayak tesisınin yapıimasını ıstıyor.
Saklıkent'ı dağlan arkasında bırakıp yeniden
kente dönüyoruz. Güneş banyosu yapanlann
kentine Antalya'da kaldıklan otelin havuz
başında güneşlenen Renale ve Rainer Barth
çifti "Almanya'da her taraf kar içindeyken biz
burada güneşlenebiliyonız. Bu çok güzel bir
olay" diye sevinçlerıni dile getiriyorlar.
Kendilerine 60 kilometre uzaklıktaki
Saklıkent'te kayak yapabileceklerinı
söylediğimizde hayretlerini gizleyemeyen
Barth çifti, hemen oraya turdüzenlenip
düzenlenmediğini soruyor. Barth çiftinin
sorusunu Türkiye Seyahat Acentalan Birliği
(TÜRSAB) Akdenız Bölgesel Yürütme
Kurulu üyesi Abdullah Tekin'e yöneltiyoruz.
Tekın, Saklıkent'in turizme tam anlamıyla
açılabilmesı içın ilk önce yolunun
genişletilmesi veasfaltlanması gerektığini
söylüyor "Kış turi/mi açısından çok büyük bir
potansiyel y aratabilecek olan Saklıkent'e
bugüne kadar gerekli de» let y atırımı
yapılmamış olması ü/ücü. Bir an önce alt
yapısının tamamlanarak turizmin hizmetine
sunulması gerekir."
Saklıkent'te 477 villa tipi konut, Iokanta,
kayak tesisleri ve 432 adet pansiyon ve 20
yataklı küçuk konaklama tesisi bulunuyor.
Antalya Valisi Saffet Ankan Bedük,
amaçlannın Saklıkent'i uluslararası kış
turizmineaçmak olduğunu belirtiyor. Ilk
etapta yolun genişletilerek asfaltlanacağını
söyleyen Bedük şöyle konuşuyor: "Burada atıl
duran bir yatırım var. L'laşım sorumı
hallediidiği zaman hareketli bir turizm merkezi
olacak. Buradaki konutları turizm acentelerine
ve turistlere kiralamay ı amaçlıy oruz.
Saklıkent'i ikinci bir L ludağ yapacağız.
Buranın şansı insanların hem'kışı hem de yazı
bir arada y aşa> abilmeleri. Düny anın hiçbir
yerinde güneş altında kay ak \ apılabilen yer
yok. Olimpik ölçülerdeki pisti tam bir kayak
merkezi haline getirmek için gerekli çalışmayı
yapacağız. Ayrıca bir kayak kulübü kurarak
gençleri de kayağa yönelteceğiz."
İki önerge
TKTıçın
taslak
enflasyonu
ANKARA (AA) — TBMM
Başkanı HüsameJtin Cindo-
ruk, Istanbul'daki bir grup
Üniversite öğretim üyesi tara-
fından hazırlanan Radyo ve
TV'ye ilişkin yasa taslağını da
siyasi parti gruplarına
gönderdi.
Taslak, Radyo ve TV yayın-
lannın düzenlenmesi ile yurti-
çine ve yurtdışına yayın yapıl-
masının devlet tekelinde olma-
sım, televizyon yayınlannın
"tlfr tarafından gerçeklçştiril-
mesini öngörüyor. Taslağa gö-
re, TRT, sahibi olduğu kanal-
lardan üçünu kamu veya özel
hukuk tüzel kişilerine kirala-
maya yetkili olacak. TRT ge-
rekli gördüğü takdirde kanal
sayısını arttırabilecek ve kira-
layabilecek. Kablolu TV yayı-
nı yapmak isteyenler, TRTden
Lrin almak zorunda olacaklar.
TRT uydu aracılığıyla tele-
vizyon yayıncüığı yapmak iste-
yen kamu ve özel hukuk tüzel
kişilerini, yurtiçine veya yurt-
dışına yayın yapma izni vere-
bilecek. Kapalı devre televiz-
yon sistemi kurulması ve işle-
tilmesi de yeni oluşturulacak
"Ulusal betişim Kurulu"nun
vereceği izinle mümkün
olacak.
Üniversitelerin Ulusal lleti-
şün Kurulu'nun izniyle yapa-
cakları eğitün amaçlı radyo ve
TV yayınlan bu hükümetlerin
dışında olacak.
Cindoruk, daha önce de bir
grup hukukçu tarafından ha-
zırlanan özel radyo-TV kurul-
masına ilişkin anayasa değişik-
liği önerisi ve yasa taslağını da
siyasi parti gruplarına
iietmişti.
Tıirkiye'ye suçlama
Parazitli
balığı
îtalyanlara
kim sattı?
NtLGÜN
CERRAHOĞLU
ROMA - İtalya'da para-
zıtlı olduğu tespit edilen an-
çuez balığının Türk sulann-
dan geldiği iddia ediliyor.
"La Stampa" gazetesi, Ce-
nova yakınlarındaki Rapal-
lo kentinde satışa çıkan pa-
razitli ançuezin Türk sula-
rından geldiği öne sürüldü:
Yapılan ilk açıklamalara gö-
re çizmenin topuğundaki
Bari kenti yakınlanndaki
Manfredonia körfezinde av -
landığı tespit edilen ançuezin
aslında Türk sulanndan gel-
diği sanıiıyor. Ortaya atılan
bu varsayıma göre Türk su-
lannda avlanan balığı, Türk
balıkçılan açık denizde İtal-
yan balıkçılara teslim edı-
yor. Söz konusu balığı
italya'da avlanmış gibi Av-
rupa Topluluğu sularına
sokan İtalyan balıkçılan bu-
nu çizmenin çeşitli yerlerin-
de satıyor ve yurt dışına ih-
raçedıyorlar.
Türkiye'den geldiği iddia
edüen parazitli balığın insan
sağlığı için tehlikeli olduğu
ilcn sürülüyor.
Hava kirliliğinin arttığı aylarda solunum yolu hastalıklanndan ölümler de artıyor
Hava kirli, can bedavaKirliliğin yoğun olduğu
aylarda doğan
bebeklerin akciğerleri
normale göre daha
küçük oluyor.
Uzmanlar, "Sokağa
çıkmayın" uyarısı
yapıyor, ama kesin
çözüm havayı
kirletmemekten
geçiyor.
HÜRRtYET UYMAZ ~
Kalp ve akciğer hastalan, yaşü
ve çocuklar için uyarı: Hava kir-
liliği çocuklarda solunum ve do-
laşım sistemi hastalıklarma yol
açıyor. Ve kirliliğin yoğun oldu-
ğu kış aylarında doğan çocuk-
ların akciğerleri normale göre
16-18 mililitre daha küçük olu-
yor.
Istatistikler ise kirliliğin art-
tığı aylarda bu hastalıklardan
kaynaklanan ölümlerin doruk
noktaya ulaştığım gösteriyor.
Hava kirliliğinin insan sağlı-
ğıru tehdit etmesi, sadece bu-
nunla sınırh değil. Egzoz gazla-
nndaki atık kurşun da trafiğin
yoğun olduğu semtlerde insan-
lann kan, beyin ve merkezi si-
nir sisteminde birikerek, zehir-
lenme ve ruhsal bozukluklara
yol açıyor.
Uzmanlar, hava kirliliğinin
tehlikeli boyutlara ulaştığı gün-
lerde, yetkililerin "sokağa
çıkmayın" uyansı yapmaJannın
bile bu hastalık ve ölümleri bel-
li oranda azaltabileceğini söylü-
yorlar. Uzmanlar köktenci çö-
züm için kirleticilerin kaynağın-
da kontrol edilmesi gerektığini
vurguluyorlar.
Dünyada hava kirliliği ile has-
talık ve ölümler arasındaki iliş-
kiyi araştıran onlarca çalışma
bulunmasına karşın, Türkiye'de
bu konuda ciddi ve sürekli araş-
tırma verileri bulabihnek ola-
naksız. Çünkü bu konuda araş-
tırma yapmak, ne yetkililerin ne
de sağlıkçılann aklına geliyor.
Bugün eldeki birkaç çalışmadan
biri Marmara Üniversitesi Halk
Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim
üyelerine ait. 1990 yılında Izmit
Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne
başvuranlar üzerinde hava kir-
liliği ile hastalık ve ölümler ara-
smdaki ilişkiyi araşüran Doç.Dr.
k l l
Son duraktaki son ai't\C ^nkara Gazi Osman Paşa Ilkokulu oğrencileri Emek Mahallesi son durakta, 110
_» V ağaç diktikleri belediye arsasının çevre sakinleri tarafından oto park haline getiril-
mesini dün protesto ettiler. Arabalann tahrip etmediği son agaçlan sevgi çemberine alarak bir siıre konıyan ilkokul çocukları
çevre sakinlerini Çevre Bakanlıgı'na şikâyet ettiler. (Fotoğraf: AA)
Osman Hayran ve arkadaşlan,
hava kirliliğinin insan sağlığı
üzerindeki etkilerini şöyle açık-
lıyorlar:
"Havadaki kükürt dioksit du-
zeyinin artışına paralel olarak,
akciğer hastalıklan ile ölümler
artıyor ve bu ölümler gerek sa-
yısal, gerekse oransal açıdan ha-
vadaki kükürt dioksit dözeyi ar-
tışına paralel olarak çogauyor.
Atmosferdeki nem oranı arttı-
ğında, bu ölümlerin de artMğı
gözkniyor. İncelenen 2434 özel
ölüm olayında, en sık göriilen
ölüm nedeni, kalp yetmezliği.
Bu ölümlerin yüzde 52.2'si ise 60
yaşın üzerindeki yaşlılar ile dört
yaşın altındaki çocuklarda göz-
leniyor.
İkinci araştırma
1Ü Tıp Fakültesi Halk Sağlı-
ğı Anabilim Dab öğretim üyesi
Prof. Dr. Övat Güray ve arka-
daşlannın yaptıklan araştırma
ise egzoz gazlanndan havaya sa-
lman kurşunun kan, idrar ve be-
yinde birikerek zehirlenme ve
ruhsal bozukluklara yol açtığı-
nı ortaya koyuyor.
Ekip, 1984 yılında Istanbul-
un değişik semtlerinde yaşayan
587 ilkokul öğrencisinin, kan ve
idrarlanndaki kurşun miktannı
araştu'dı ve öğrencilerin yüzde
45'inin kahve idrarında kurşun
bulunduğunu saptadı. Araş-
tırma, öğrencilerin yüzde
İ1.2'sinde bulunan kurşun mik-
tan Amerikan Pediatri Akade-
misi'nce künik vaka olarak ka-
bul edilen binde 50 mikrogra-
mın üzerindeydi. Geri kalan
yüzde 7'sinde binde 40 ile 49
arasında, yani tehlike sınınnda
yüzde 1.5'inde ise binde 101 ile
binde 106 mikrogram gibi çok
yüksek düzeyde kurşun bulun-
du.
Trafik polisleri
Aynı uzman grup tarafından
1985 yılında 300 trafik polisi
üzerinde yapılan, "trafik kay-
naklı kurşun zehirlenmekri"
araşönnası ise yoğun kavşaklar-
da gorev yapan 39 trafik polisin-
de, kandaki kurşun miktarına
bağlı olarak, "Çevreye uyum-
suzluk, korku, dolaşım sistemi
bozukluklan, şüphecilik, iştah-
sızük ve halsizlik" gibi belirtile-
rin diğer polislere oranla daha
belirgin olduğunu gösterdi. Kan-
lannda litrede 30-50 mikrogram
kurşun ölçülen polislerde, "algı,
dikkat, beilek fonksiyonlannda
bozukluk", kurşun oranı 50
mikrogramın üzerinde olanlar-
da ise "nevrouk kişilik yapısının
arttıgı" belirlendi.
Uzmanlara göre kurşun zehir-
lenmeleri birkaç aşamada seyre-
diyor. Hafîf zchirlenmede uyku-
suzluk ve iştahsızlıkla kendini
beüi eden kurşun, ağır zehirlen-
me vakalarda, zihin bozukluk-
lan, halüsinasyon, koma ve ölü-
me kadar gidiyor.
Kurşunun idrarda 1 litrede
0.12, kanda ise 0.07 mikrogramı
aşmaması gerekiyor. Kandaki
kurşun miktannın 100 miülitre-
de 50 mikrogramın üzerine çık-
tığı zaman zehirlenme belirtile-
rinin ortaya çıkacağun kaydeden
uzmanlar, bunlan şöyle sıralı-
yorlar: Tüm bastalarda uykuda
huzursuzluk, kâbus, halsizlik,
kilo kaybı, değişik tat duygusu,
bulantı, baş ağnsı, kararsızlık,
zihin bulanakhgı, ajitasyon, baş
dönmesi, adale agnları ve
kramplan.
Kurşunsuz benzin
Her iki araştırmayı yürüten
Prof. Dr. Ömt Güray, özellikle
sıkışan trafikte, sürüculerin mo-
tor kapatıp çahştırmalan sonu-
cu ortama çok fazla kurşun sa-
lındığuıı belirtti. Trafığin yoğun
olduğu semtlerde özellikle kü-
çük çocuklann kurşun kirliliğin-
den korunması gerektiğini vur-
gulayan Güray, zaman yitirüme-
den kurşunsuz benzin uygula-
masına geçilmesinin halk sağb-
ğı açısından büyük önem taşıdı-
ğını ifade etti.
Türkiye'de taşıtlarda benzin-
lere litre başına 84 gram kurşun
katıhyor. 91 oktanlı mavi ben-
zinde, bu oran litrede 64 grama
duşürülmüş olsa bile, kurşun ve
diğer kirleticilerden insanlan
korumanın yolu, kurşunsuz
benzin üretimine geçüerek, taşıt-
lara ek üniteler takılmasından
geçiyor.
Basın Konseyi Başkanı, basın sektöründeki krizin sorumluluğunu yöneticilere yükledi
Eksi. çuvaltlızı gazetecilere batırdı
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Seyhan Rotary Kulübü'nün
düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada gazete yöneticilerini suçladı.
Ekşi, "Yönetim kademesinde bulunanlar, çok pahalı ofset baskı
sistemlerini getirdiler. Gazeteler, bu makinelerle cicili bicili baskı
yaparken içeriğe, okuyucunun beklediği haberciliğe aynı önemi
vermediğinden tirajları artmadı" dedi.
ADANA (Cumhuriyet Gü-
ney İlleri Bürosu) — Basın
Konseyi Başkanı ve Hürrıyet
Gazetesi Başyazarı Oktay Ek-
şi, 1600 gazetecinin işsiz kal-
masına yol açan krizin, dün-
yanın en gelişmiş baskı siste-
mini kullanan basımn içeriğe
önem vermemesinden ve dev-
letin basımn haber alma öz-
gürlüğünü engellemesinden
kaynaklandığını söyledı.
Seyhan Rotary Kulübü'nce
dün düzenlenen toplantıda
basımn içınde bulunduğu du-
rumu değerlendiren Basın
Konseyi Başkanı Ekşi, Türk
basınının, cumhuriyet döne-
minin en sıkıntılı dönemini
yaşadığını vurguladı. Ekşi.
"Basımn bu duruma gelmesin-
de, gazetelerin başındaki yöne-
ticilerin büy ük sorumluf uğu
vardır. Onlar, bugüne davctiye
çıkardılar" dedi. Ekşi şöyle
devam etti:
"Türk basını henüz hazır de-
ğilken yönetim kademesinde
bulunanİar, ABD ve Avrupa ül-
kelerinin milyonluk tiraj yapan
gazetelerinin almaya bile cesa-
ret edemedikleri çok pahalı of-
set baskı sistemlerini getirdi-
ler. Günde 20 mihon adet
gazete basacak kapasitede
olan bu makineierde bugün 700
binleri dahi aşmayan baskılar
yapılmaktadır. Yani âtıl kapa-
site oluşmuş, bu da maliyetlerin
artmasına yol açmıştır. Gaze-
teler, dünyanın en ileri teknolo-
jisine dayalı bu makinelerle
cicili bicili baskı yaparken içe-
riğe, okuyucunun beklediği
haberciliğe aynı önemi verme-
diğinden tirajları artmamıştır.
1975 yılında Türkiye'de 2 mil-
yon 100 bin olan gazete satışı,
altı yılda ancak 3 milyon 280
bine ulaşmıştır. Son yıllarda
gazetelerin ilan gelirleri de reel
olarak ciddi bir artış gösterme-
miştir. Bugün basın sektörün-
deki kâr marjı yüzde 1 dolayın-
dadır. Bu kâr marjı ile işletme-
lerin ekonomik açıdan iyi
olmaları beklenemez."
Basımn, kamuoyunu ilgi-
lendıren en ufak bir haberi bi-
le ilgili kamu yöneticisinden
almasının neredeyse olanaksız
olduğunu anımsatan Ekşi,
özellikle yolsuzluk ve usulsüz-
lük konulannda yazılanlann,
yazılamayanlann yanında
"kınntı" düzeyinde kaldığını
söyledi. Ekşi, "Her şeyi yaza-
mayan bir gazeteyi kim, niçin
alsın?" diye sordu.
Türk basınının "Tekelleşroe
gibi büyük bir tehlike ile karşı
karşıya bulunduğunu" da söy-
leyen Oktay Ekşi, tekelleşme-
ye olanak sağlayan yasalann
değiştirilmesi gerektiğini söy-
ledi. Ekşi, "Eğer anti-tekel
yasası çıkanlmaz ve basında
tekelleşme olursa bundan basın
da toplum da büyük zarar gö-
rür" dedi.
GUNUN
* NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Vergi Kazanında Fırtına...
Prof. Salih Neftçi'nin "ek vergi" önerisinin yol açtığı
fırtınayı anımsayınca önümüzdeki günlerde açılması bek-
lenen yeni vergi düzenlemeleri paketinin yeni fırtınalar
koparması beklenebilır mi acaba diye düşünüyorum.
Açıtacak pakette yer alması söz konusu olan ilginç ye-
nilikler var. Ancak konu o kadar nazik, vergi kokusuna
bile duyarlı olan kesimler o kadar atak ve etkili ki tasar-
lanan düzenlemelerin hangilerinin açılacak pakette yer
alacağını, hangilerinin son dakikada paket dışı kalacağı-
nı kimse bile^iyor galiba. Vergi konusu Türkiye'de ger-
çek iktidarın nasıl paylaşıldığını ortaya koyabilecek önemli
göstergelerden biri.
Vergi paketinde yer alması beklenen önemli yenilikler-
den biri, gayri menkulden sağlanan rantların vergilendi-
rilmesiyle ilgili. Bazı çok ilginç saptamalar yapılmış. Ör-
neğin değişik yerlerde mutena semtlerde 125 dairesi ol-
duğu halde vergi mükellefi olmayana bile rastlanmış. Yeni
düzenleme, bilgisayar sistemınin yardımıyla bu tür bilgi-
lerin toplanmasını ve gayri menkul işlemlerinden rayiç be-
del esasına göre vergi alınmasını öngörüyor anladığım
kadarıyla. DYP-SHP hükümet programında yer alan
"kentsel rantlar, yeni vergi düzenlemeleriyle etkin bir bi-
çimde vergilendirilecektir" maddesınin yaşama geçirilme-
si yolunda önemli bir adım atılmış olacak bu düzenleme
gerçekleşirse.
Ek vergi ve servet beyanı yok
Gene hükümet programında yer alan "gelir vergisi üni-
ter yapıya kavuşturulacaktır" maddesinin de yaşama ge-
çirilmesi gündeme geliyor yeni düzenlemelerle. Yani şir-
ketlerden alınan kâr payları dahil bütün gelirler birleştiri-
lerek beyana tabi olacak.
Üst gelır gruplarından alınması düşünülen "ek vergi"
gibi "servet beyanı"nın getirilmesi de çeşitli baskı grup-
larının etkısiyle düzenlemelerin kapsamından çıkartılmış.
Yani servet beyanı gelmiyor.
Şirketlere ve bankalara tanınan vergi muafiyetlerinde
önemli değişiklikler olacağı anlaşılıyor. Şirketlere tanınan
muafiyetlerin gerçekten yatırımı ve öncelikle de üretken
yatırımı özendirmesi şartı aranacak. Bankalar ise kamu
kâğıtlarından sağladıkları kâr dahil toplam kârları üzerın-
den yüzde 23 doiayında bir vergi ödeyecekler, tasarla-
nan yeni düzenlemelere göre.
Getirilmesi tasarlanan ilginç yenilıklerden biri büyük
kentlerde yaşayanların oturdukları semtlere göre bir "kenl
vergisi" ödemelerini öngören düzenleme. DYP'nin seçim-
ler öncesinde açıkladığı programda da yer alan bu dü-
zenlemenin özellikle mutena semtlerde oturanlara ek bir
yükümlülük getirmesi söz konusu.
Bu düzenlemelerin yani sıra vergi idaresinin mükellef-
lerı daha yakından ızleyebılecek şekilde yeniden örgüt-
lenmesi ve semtlere kadar ınen küçük birimlere gidilme-
si gibi yeniliklerin de yeni düzenlemelerde yer alması bek-
leniyor.
Bürokratlar kimden yana?
Öğrendığıme göre bu sözünü ettiğim yeniliklerin ve bazı
diğer düzenlemelerin pakete yerleştırilmesi hiç de kolay
olmamış. Çeşitli kesimler poUtikacıları ve bü/okratlafi ?t-
ki altına almak için haylı çaba göstermiş. "Ek vergi" ve
"servfctböyânı" gibi bazı öneriler bu çabalâr sonuCun-
da paket dışında kalmış. Bu arada DYP'li ve SHP'li poli-
tikacıların ikna olduğu noktalarda maliye bürokratlannın
direndiği ve mevcut düzeni koruma savaşı verdiği de gö-
rülmüş.
Vergi konusunun iktidar konusuyla çok yakından iliş-
kiii olması aslında doğal. Her kesimin kendi gücünü lo-
bicilik yeteneğıni kullanarak kendi aleyhine olabilecek ver-
gi düzenlemelerini önlemeye çalışması da demokratik sü-
recin bir parçası. Ancak görevdeki bazı bürokratların bu
süreç içinde söz konusu kesimlere yardımcı oldukları id-
diası doğruysa bu tabii ki doğal değil.
Her kesim vergi yükünü kendi üstünden atmaya çalı-
şacak, bu doğal da iktidarın bu noktada yapacağı tercih-
ler çok önemli. Artık çok açıkça görülüyor ki Türkiye'de
rant gelirlerine prim veren, insanlan daire ve gayri men-
kul koleksiyonculuğuna özendiren bir vergi düzeni olduk-
ça her şey teşvik edildikçe kaynakların üretken yatırım-
lara gitmesi de sağlanamıyor, devletin iki yakası da bir
araya gelmiyor. Bu nedenle kentsel rantları vergilemeye
yönelik girişimleri, üniter bir vergi düzenini ve maksada
gerçekten uygun bir muafiyet düzenini savunmak gere-
kiyor. Vergi paketinden bu amaçlara yönelik düzenleme-
ler çıkacağını umuyor ve ardından kopacak fırtınayı me-
rakla bekliyoruz.
KlSA KISA
— Milliyetgazetesi bünyesınde bir süredir devam eden
sendikadan istifa ettirme olayı gazetenin Adana Bürosu'na
da sıçradı. İşverenin teklifi üzerine gazetenin Adana
temsilcisi Muzaffer Bal, spor şefı Nihat Geven TGS'den
istifa ettiler. Gazetenin diğer çalışanlanndan TGS Şube
Başkanı da olan istihbarat şefi Orhan Apaydın ile
muhabirler İsmail Başkan ve Murad Doğukanlf nın ise
istifa teklifini kabul etmediklerı bildirildi.
- Şanlıurfa'da, Eskı Sırnn Mahallesi Muhtarı'nınevinde
yapılan düğünde, Kalaşnikof marka silahlarla havaya ateş
eden dört kişi gözaltına alındı. Şanlıurfa Emniyet
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, pazar günü
yapılan düğünde. Isa Dağlar, Şehmus Bilen, İsa Akbayır ve
Ramazan Dağlar adlı kişiler, iki Kalaşnikof silahla havaya
ateş açtılar. Güvenlik güçlerince olay yerinde yapılan
incelemede, 27 boş kovan bulundu.
ANADOLU ANONIM TURK
SİGORTA SİRKETİ'NDEN
Şirketimizin İstanbul ve çevresi (B. Acenteliğine)
tayin edilen İstanbul, Kabataş, Meclis-i Mebusan
Caddesi, No: 115/5'de mukim
Mavi Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi'ne,
şirketimizin faaliyette bulunduğu kaza, nakliyat,
yangın, zirai ve diğer bilcümle sigorta branşlannda
sigorta mukavelelerinin akti için aracıhkta bulunmak,
sigorta tekliflerini şirkete göndermek ve şirketin
kabulü üzerine, şirketçe verilecek poliçelere müşteriye
tevdi ve sigorta ücretlerini tahsil etmek, aracıhkta
bulunduğu mukaveleler ile ilgili tebligatı kabul ve
şirket nanuna yapmak selahiyetlerinin verildiği 7397
sayılı sigorta murakabe kanunun 9. maddesi hükmüne
tevfıkan ilan olunur.