Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 OCAK 1992 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U
<Cezayir<deki gelişmeler^siyasi bir güç olarak Islama karşı tdenecekyob ilişkin tartışmalan güncelleştindi
ABD Islamakarşı tavnnı arıyorABD'nin İslama bakışında iki farklı düşünce akımı dikkat çekiyor:
1) İslamın her türü tehlikelidir ve ordu darbesiyle de olsa
yükselişinin önlenmesi caizdir 2) İslam köktenciliği demokratik
sürece çekilirse tıpkı Batı Hıristiyan demokratları gibi zaman içinde
normalleşecektir.
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Cezayir'de yaşanan
aon olaylar ABD'nin siyasi bir güç olarak Is-
lam'a bakışını güncelleştirdi.
Bu bakışta iki farklı düşünce ekolünün
varlığı dikkat çekiyor:
1) İslamın her türü tehlikeiidir ve ordu dar-
besiyle de olsa yükselişinin önlenmesi caiz-
dir.
2) İslam köktenciliği demokratik sürece çe-
kilirse tıpkı Batı Hıristiyan demokratları gi-
bi zaman içinde normalleşecektir.
Birinci görus, çıkış noktasını, daha çok ge-
leneksel Hıristiyan fanatikliğdnden alıyor. Bu
görüşün İslam hakkında tek bildiği "ondan
korktngn". Islam'ın, Cezayir'de olduğu gibi
seçimle işbaşına gelse dahi darbe ile gitme-
sine Amerika'mn büyük ölçüde sessiz kalma-
sında bu korku yatıyor. Bu da Amerika'mn
demokrasi standartlan konusundaki kuşku-
ları pekiştiriyor ve "Amerika'nın, Batı de-
mokrasisinin ilkeieri konusunda İslam dün-
yasua göndennck istegi mesaj bn mu?" so-
rusunu doğuruyor.
Ikinci görüş, İslam köktenciliğinin demok-
ratik süreç içinde yer almasına olanak tanın-
dıkça tıpkı Batı'da olduğu gibi Islam'ın za-
man içinde "Hıristivan Demokrat" partileri
andıran bir esnekliğe kavuşacağına inamyor.
Bu görüşün başını, bir dönem CIA'nın İslam
konusundaki bir numaralı uzmanlığını yap-
tıktan sonra emekliye aynlarak Rand Cor-
poration'a katılan Graham Fuiler çekiyor.
Fuller, Iran tslam devrimini, bu sürece izin
verilmemesinin doğurduğunu kaydediyor ve
Batı'yı. özellikle seçimle işbaşına gelmek is-
teyen İslam köktenciliğine karşı geleneksel
Hıristiyan tabuları ile yaklaşmamaya çağın-
yor.
Bu iki farklı görüş, "Türldye ve İslam"
dosyası açıldıgı zaman da kendini gösteriyor.
Bir yanda, giderek artan sayıda kız öğrenci-
nin başını örtmek istemesi nedeniyle paniğe
kapılan Türkiye uzmanı bürokratlar, diğer
yanda, bu öğrencilerin üniversiteye gitmek is-
temesinin başlarım örtmelerinden daha
önemli olduğunu savunan Fuller gibi yöne-
tim dışı İslam uzmanları bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Turgut özal ve köktenci-
liğe bakışlannda da iki grubun çatıştığı izle-
niyor. Günlük işleri Türkiye'yi izlemek olan,
bu yüzden de Türk basınında çıkan haberle-
ri takip eden, bundan büyük ölçüde etkile-
nen alt düzeyde yönetim mensuplanmn, gö-
rüşleri hemen hemen Türk basınındaki hava
ile paralel gelişiyor. örneğin, eğer Türkiye
1
de Ozal'ın "Batı'ya dönük gibi davranırken
asiında tslam'ı arzuladığı" yönünde bir ha-
va varsa, bu bir süre Washington'a da yansı-
yor. Ancak üst düzeyde Fuller gibi yönetim
dışı İslam uzmanlan, bu olguva daha farklı
bakıyor ve onun belli bir sentezi yansıttığım
düşünüyor. Bu sentezi de Batı'ya hasmane
ojarak görmediği gibi, Amerika'nıı» bir ara-
da yaşayabileceği bir olgu olarak düşünüyor.
Gerek son yıllarda Fuller gibi uzmanlann
daha fazla üriin vermeye başlaması gerekse
Rand şirketinin iki yıl önce yayımlanan
"Türkiye ve İslam" adlı raporunda ifadesini
bulan yaklaşımın, zaman içinde daha geniş
bir Amerikalı topluluğunu etkileyeceği düşü-
nülüyor. Bunun sonucunda da Amerika'nm
Türkiye'deki İslam köktencilerinin beklenti-
lerinin aksine, daha yumuşak yaklaşmaya
başlayacağının izleri bulunuyor.
ABD'de ciddi araştırmalar yapmakla tanı-
nan Rand şirketinin "Türkiye ve İslam" ra-
porunun son bölümünde "lslam'ın şu ana
kadar Türkiye'deki Amerikan menfaatlerine
dognıdan tehdit oluştunnadıgı" vurgulanı-
yor. Ancak "Batı aleyhtan" dinci çevrelerin
islamın Türkiye'de bastırılmasından Ameri-
ka'yı sorumlu tuttuğu hatırlatılarak onlara bu
tezlerini güçlendirecek koz verilmemesi için
şu öneriler ortaya atüıyor:
"Türkiye'de İslamın yükselmesi olgusuna
dikkatli ve seçici bir şekilde yaklaşılmalıdır.
Ancak ihtiyath ve alçak perdede kalarak
Amerikan menfaaderioc en iyi hizmet müm-
kündür. tslamın rolünü etldleme konusunda
en ufak bir acık Amerikan girişimi ABD'nin
menfaatierine hizmet etmez. Yönetim konuya
döflük poütikalannı formöle ederken, hem
Tirkiye'de laik modeii desteUeyen, diğer yan-
dan da tslami güçlerle açık bir çabşmadan
kacınan nazflt bir denge yakalamak duru-
mnndadır... Öte yandan ABD laik devlet şek-
lini desteklerken Türkiye'deki tslam akthist-
lerinin amaçtannı ve ideotojisini ögrenmek
icin daha yofun ve kararlı dürtükrini çaba
göstenneUdir. Bu bilgi ve aniayış olmadan
Türkiye'deki Amerikan menfaatierine daha
iyi hizmet edecek politfluüar geiiştirme ola-
nagı güçtür. Amerikan karar mekanizmala-
n Türkiye toplumu ve siyasi yasamı üzerin-
de tslamın etkisi konusunda ozman göriiş-
lerine başvurmakdır. Buna ek olarak Islami
harekeün üımlı üyeleri ile ihtiyattı ve gayri
resmi temaslar kurulması öğrenme süreci icin
yararlı olabüir."
DlŞBASIN
Çare hastalıktan beter
"...Cezayir'deki binlerce
içten demokratın, FlS'm
iktidara gelişinin -geçici-
olarak durdurulmasına gizli
gizli sevindiklerini anlayışla
karşılayabiliriz. Ancak
başvurulan çare hastalığan
kendisinden daha beter
değil midir? Ordunun
aşcıbaşıları, Islamiyet
kazanının kapağını
kapattılar. Ama kazan
kaynamayı sürdürüyor.
Tersi gösterilene değin FIS,
ülkenin bellibaşlı gücüdür.
ve öyle kalacaktır. Kara
mizahın en üst noktası
olarak da en iki yüzlü
avukatı olabileceği
demokrasinin kurbanı
rolünü oynayabilecektir.
Tarihinin bu dönemeç
noktasuıda "iki"
Cezayir'in birbirlerinden
daha net çizgilerle
ayrılmasından başka bir şey
beklenemez. Demokrasi,
yalnızca seçme ve seçilme
hakkı olmasa ve çağdaş bir
politika bilinci gerektirse de
belki de en akıllı çözüm
FlS'm iktidara gelme
riskini göze almak ve onu
iktidarda bekleyen
ekonomik gerçeklerin
yıpratmasına bırakmak
olmaz mıydı? O zaman
Cezayir halkı ve yalnızca
Cezayir halkı "sakallılan"
camilerine geri göndermek
için gerekli siyasal ve etik
hakka sahip olabilirlerdi."
(14ocak)
Darbe, çatışmayı geciktirdi
Şadli Bincedid'in
cumhurbaşkanlığından
istifası ve demokrasinin
askıya alınması, pek de
gizleme gereği görüİmeyen
bir askeri darbe. tslamcı
köktendincilerin
ilerlemesine karşı ordu,
muhalefetin bel kemiğiydi.
Islamcıların olası bir zaferi
sonucunda cumhurbaşkanı
ile "birlikte var olmalan"
konusunda Bincedid'e
ultimatom veren de yine
orduydu. Böylece ordu,
Islami Selamet Cephesi tam
parlamentoda çoğunluğu
almak üzereyken harekete
geçmiş oldu. Bincedid'in,
demokrasi süreci
emeklemeye başlarken
görevden ayrılması Cezayir
için bir trajedidir. Seçimin
ikinci turu halka,
iktidardaki FLN için ne
düşündüğünü kesin bir dille
söyleme fırsatı verecekti.
Islamcüar seçimi kazansa
dahi, Bincedid, onlann
radikalliğine karşı-
durabilecek güçteydi. Şimdi
ise ordu ile Islamcılann
sokakta çatışmasına tanık
olunacak. Batı elbette
Cezayir'in dinci fanatiklerin
eline düşmesinden rahat bir
nefes alacaktır. Ancak
darbe, eski düzen ile orta>
t
a
çıkmakta olan yeni düzen
arasındaki kaçınılmaz
çatışmayı sadece
gecikmiştir.
Cezayir sokaklannda tanklarla mevzilenen ordu denetimi elinde tutınor. FlS'm karşı tavn ise belirsiz. (Fotograf: AP)
Islamcılann gelecek cuma namazdan sonra eyleme geçmesi bekleniyor
Cezayir'de iç savaş korkusuDevlet Başkanı Şadli Bincedid'in istifası üzerine yönetimi devralan güçler,
dün "Devlet Konseyi" adı altmda yeni bir iktidar organı kurdu. Bincedid'in
muhalifi ve bağımsızlık savaşı liderlerinden Muhammed Boudiaf
başkanlığındaki konsey 5 kişiden oluşuyor.
Dış Habeıier Servisi — Ceza-
yir'de şeriatçı Islami Selamet
Cephesi'nin (FIS) halkı yöneti-
me karşı direnişe çağırmasının
ardından iç savaş korkusu bu-
yurken, Devlet Başkanı Şadli
Bincedid'in istifası uzerine yöne-
timi devralan güçler, Devlet
Konseyi adı altında yeni bir ik-
tidar organı kurdular. Devlet
Konseyi'nin başına, bağımsızlık
savaşının önderlerinden ve Bin-
cedid'in surgündeki muhalifi
Muhammed Boudiaf getirildi.
Cezayir'de yönetimi üstlene-
cek olan Devlet Konseyi beş ki-
şiden oluşuyor. Konseyde 72 ya-
şındaki Boudiafın yanı sıra, Sa-
vunma Bakanı Halid Nezzar,
Ulusal Mücahitler Örgutu lide-
ri Ali Kafi, Paris Camisi Başi-
mamı Ticani Haddam ve İnsan
Hakları Bakanı Ali Harun bu-
lunuyor. Boudiaf gibi Fransa'ya
karşı verilen bağımsızlık savaşı-
nın önderlerinden olan 72 yaşın-
daki Kafi, 1979'dan beri iktidar-
daki Ulusal Kurtuluş Ceplesi'nin
(FLN) Merkez Komitesi uyesi
bulunuyor.
Devlet Kqnseyi oluşturma ka-
rarının alındığı dunku toplantı-
ya Başbakan Sid Ahmed Goza-
li, Baş Yargıç, Sav unma Bakanı,
Genelkurmay Başkanı, Adalet
Bakanı ve Anayasa Konseyi üye-
leri katıldı.
Cezayir'de >onetime ilişkin
belirsizlikler surerken, birkaç
gune kadar "olağanuslu hal"
ilan edileceği ve FlS'ın kapatı-
labileceği kaydediliyor.
Cezayir'deki diplomatik göz-
lemciler şu an için FlS'ın şidde-
te başvurup başvurmayacağmı
kestirmenin güç olduğuna dik-
kat çekiyorlar, ancak bu seçene-
ği de tümüyle dışlarruyorlar. Ni-
tekim bazı siyasi gözlemciler cu-
ma namazının bir "iç savaş
provasına" dönüşebileceği, Is-
lama güçlerin namazın ardın-
dan eyleme geçebileceği yoru-
munu yapıyor. Gözlemciler yö-
netimin namazların siyasi eyle-
me dönüşmesine izin verme-
mekte kararlı olduğuna da dik-
kat çekiyor. Nitekim yetkililerin
yaptığı açıklamalarda camilerde
"siyasi vaaz" vermenin yürür-
lükteki yasalarla yasaklanmış
olduğu ve "Allah'ın evinin siya-
si amaçlara alet edilmesine izin
verilmeyecegi" ifadeleri yer
alıyor.
Cezayirli liderlerin de "iç
savaş" uyanlann yoğunlaştırdık-
lan gözleniyor. Cezayir İnsan
Hakları Derneği Başkanı Ali
Yahya Abdünnr, dün Fransız
radyosuna verdiği demeçte, se-
çimlerin ikinci turunun iptaliy-
le ülkenin iç savaşa sürüklendi-
ğini söyledi. FIS liderlerinin de
avukatlığını yapan Abdünür, se-
çimlerin iptalinin demokrasinin
ve anayasal meşruiyetin sonu de-
mek olduğunu beürtti ve ülke-
de iç savaş koşullan bulunduğu-
nu vurguîadı. Sosyalist Güçler
Cephesi lideri Hocine Ait Ah-
med ise taraflara çağrı yaparak
"iç savaşın önlenmesini" istedi.
Benzer bir açıklama yapan üımlı
Müslüman partisi HAMAS da
"Çoculdanmızı yitinnemek için
elimizden gekni yapmabyu"
dedi.
Dikkat çeken bir başka nok-
ta ise FlS'ın ılımlı ve sertlik yan-
lısı kanatlan araanda mü-
cadelede izlenecek yol konusun-
da anlaşma sağlanamamış ol-
ması. FlS'ın geçici lideri Abdül-
kadir Hacani, "Ukelerde katuık,
eylemde esneklik" yanlısı bir
çizgi izliyor. Hacani eylem yan-
lısı iki hkbi kontrol altında tut-
ma çabasında. Gelen haberlere
göre, bunlardan Otnmani Aissa-
ni önderliğinde olan grup,
"bansçı" yürüyüş ve mitingler-
le yönetimdekileri "halkın terci-
hini kabule zorbunak gerek-
tigini" düşünüyor. Daha radikal
olan ve Afganistan'da mücahit-
Ierle birlikte savaşmış kişilerden
oluşan diğer grup ise silahlı mü-
cadeleden yana. Bu grupun mi-
litanlannın silahlı eylemler için
gizli hanrlıklara başladıgı öne
sürülüyor.
KKTC lideriRaufDenktaş, Rumlann uluslararası konfenms istemesi durumunda ikili görüşmelere de gerek kalmayacağını söyledi
6
Kıbms dörtlü zîrve olmadan çözülemez'
Rauf Denktaş ABD'nin Kıbrıs Koordinatörü
Nelson Ledsky ile görüştükten sonra yaptığı
açıklamada, "Bizi ziyaret eden diplomatlar,
Vasiliu eşitliği, ortaklığı, egemenlikteki
hissedarlığımızı, Türkiye'nin garantisini kabul
ediyor diyorlar. Ama Vasiliu'dan bize bir şey
yok, bunları reddeden sözler çok" dedi.
Denktaş, adadaki taraflann dörtlü zirve öncesinde bir anlaş
varmalarım istiyor.
LEFKOŞA (AA)-KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denk-
taş, Birleşmiş Milletler (BM)
GeneJ Sekreteri"nın girişimiy-
le Kıbrıs sorununun çözümü
yönünde adım atılabileceğini
söyledi. Denktaş, Kıbns Rum
yönetiminin "dörtlü zirve"yi
reddetmesi \e uluslararası
toplantı istemesi durumunda
ikili görüşmelere gerek kalma-
yacağını bildirdi. RaufDenk-
taş, ABD Dışişleri Bakanlığı
Kıbrıs Özel Koordinatörü
Nelson Ledsky ile dün üç saat
süren bir görüşme yaptı. Rum
siyasi parti liderleriyle de gö-
rüşen Ledsky, "Türkiye'de
Kıbrıs sorununun çözümü le-
hinde bir havanın esmekte ol-
duğunu" söyledi. Rumlar
Ledsky aleyhine bir gösteri
düzenleyerek Amerikalı dip-
lomatı protesto ettıler.
RaufDenktaş. görüşmeden
sonra yaptığı açıklamada,
Ledsky'ye Kıbrıs sorunuyla il-
gili son gelişmeler hakkında
bilgı verdiğinı belırterek
"Zannedersem meseleleri daha
iyi anlamaktadır. Zorlukları
daha iyi görmektedir. Biz yine
davamızı anlatabildiğimiz öl-
çüde anlatmış olduk, gerisini
beklemek lazım" dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı,
BM Genel Sekreteri'nin giri-
şimlerinde. Rum tarafının
Türk tarafı ile "yetki paylaşı-
mı" isteyip istemediğinin orta-
ya çıkarlıması gerektiğini be-
lirtti. Rum tarafının yetki
paylaşımını istemesi halinde,
bunu açıklaması gerektiğini
bildiren Denktaş, şöyle ko-
nuştu:
"Bizi ziyaret eden diplomat-
lar, 'Vasiliu eşitliği, ortaklığı,
egemenlikteki hissedarhğınızı,
Türkiye'nin garantisini kabul
ediyor' diyorlar. Ama, Vasi-
liu'dan bize bir şe> yok, bunları
reddeden sözler çok. Onun için
sabırlı olacağız, çalışacağız."
KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş, bir soruya karşılık,
Rumlann tek yanlı olarak Av-
rupa Topluluğu'na yaptıkları
tam yyelik başvurusunu ileri-
ye götürme girişimlerinin top-
lumlararası görüşmeleri etki-
leyeceğini söyledi.
Rumlann 4'lü zirveyi red-
detmeleri konusunu Ledsky
ile ele alıp almadıkları yolun-
daki bir soruya karşılık Denk-
taş, "Ledsky'ye göre bu önemli
bir sorun değildir. Çünkü zirve
yapdacaksa 4'lü yapılır" diye
konuştu.
Denktaş, Rum Yönetimi'-
nin 4'lü zirveyi reddetmesi ve
uluslararası toplantı istemesi
durumunda, ikili temaslara
gerek kalmayacağını bildirdi.
Denktaş. sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"4'lü zirveye gitmeyecekler-
se o zaman nedir biitün müca-
deleleri, bütün münakaşaları
4'lü zirveye gîdebilmemiz için
bizim Vasiliu ile burada bir bel-
geve imza atmamız lazım. Ve-
yahut da taraflann görüşleri
arasında çok az farkla kalmış
olması lazım. Onun için bunu
'da herhalde kesin bir şekilde
Genel Sekreter'e söyleyecek-
lerdir. 4'lü konferansa giderler
mi, gitmezler mi? Sorun budur.
konu budur. 4"lü\ü, 9lu, 19lu
yapma açıkgöziüğü geçmez."
RaufDenktaş. bir başka so-
ru üzerine, BM Genel Sekrete-
ri Burros Gali ile görüşmek
üzere gideceği Nevv York'ta,
Rum yönetimi lideri Yorgo
Vasiliu ile görüşmesi yönünde
bir planı olmadığını belirti.
ABD'li dıplomat Nelson
Ledsky ise bir açıklama yap-
madı. Ledsky, toplantıdan
çıkarken. "Bir mesaj getirdiniz
mi" sorusuna, "Çok çalışma
mesajı getirdim" yanıtını ver-
mekleyetindi.
Öte yandan, Nelson
Ledsky, Rum siyasi parti li-
derleriyle yaptığı görüşmeler-
de. "Türkiye'de Kıbrıs sorunu-
nun çözümü lehinde bir havanın
esmekte olduğunu" söyledi.
Rum kaynaklarına göre,
Ledsky, "eşitlik" ve "egemen-
lik" konulannda ciddi görüş
aynhklan bulunmadığını, bu
konulann çözümlenebileceği-
ni öne sürdü.
Rum liderleri ise, Ledsky'-
ye, Türk görüşlerinde hiçbir
değişiklik gözlemlemedikleri-
ni ve dolayısıyla kendisinin
iyimserliğine katılmadıklannı
ifade ettiler.
4'lü konferansa karşı ol-
duklannı ve BM Güvenlik
Konseyi üyelerinin de kattla-
cağı çok yanlı bir konferans
istediklerinı yineleyen Rum li-
derleri, görüşmelerin kaldığı
noktadan başlatılmasından
yana olduklannı bıldirdiler.
Rahibe Teresa
taburcu oluyor
• LA JOLLA (AA) —
Kalp ve ciğerlerinden
rahatsız olan Nobel Banş
Ödulu sahibi rahibe
Teresa'nın sağlık
durumunun iyi olduğu,
hafta sonuna doğru taburcu
edileceği bildirildi. 81
yaşındakı rahibe Teresa'nın
tedavi için üç hafta önce
yattığı hastaneden yapılan
açıklamada, dünyadaki
yoksul kişılere yardım
hizmetleriyle tanınan
rahibenin, Meksika sımr
kasabası Tujuana'da,
hastalığı dolayısıyla yanm
bıraktığı görevine döneceği
de kaydedildi.
Gorbaçov, yine
sahnede
• Dış Haberier Servisi —
Dağılan Sovyetler
Birliği'nin Devlet Başkanı
Mihail Gorbaçov, dün üç
haftalık tatilden sonra
tekrar politika sahnesine
döndü. Eski Sovyet üderi
"Gorbaçov Vakfı" olarak
bilinen Sosyal, Ekonomik
ve Siyasi Araştırmalar
Uluslararası Vakfı'nda dün
eski ABD dışişleri
bakanlanndan Henry
Kissenger'ı kabul etti.
Reuter'in haberine göre
Gorbaçov, uygulamaya
konulan ekonomik
reformlann sonucunu
görmek için zamana ihtiyaç
olduğunu söyledi.
\eltsin Lstifa
etmiyor
• MOSKOVA (AA) —
Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin'in sözcüsü Pavel
Voshanov, Yeltsin'in halen
sürdürmekte olduğu Rusya
Başbakanlığı görevinden
istifa edeceğini yalanladı.
Interfaks Ajansı Yeltsin'in
gelecek hafta
başbakanlıktan istifa ederek
yalnızca devlet başkanlığı
görevini sürdürme karanm
açıklayabileceğini
bildirmiştl
Nükleer silah
kaçakçılı^ı
• ROMA (AA) — Eski
SSCB'den, Irâk, Libya,
Suriye ve Cezayir gibi
ülkelere nükleer malzeme
kaçakçıhğı yapıldığı öne
sürüldü. Italyan Unita
gazetesi, eski SSCB'den
nükleer malzeme
kaçakçılığına adı karışan
Isviçreli bir işadamıyla
yapılan söyleşiye yer verdi.
Giacomo Bernasconi adlı
kaçakçının, Come sorgu
yargıcının birkaç ay önce
soruşturma başlattığı
nükleer malzeme
kaçakçılığıyla ilgili
aynntılan gazeteye verdiği
ve ltalya'nın bu kaçakçüıgın
merkezi durumunda
olduğunu doğruladığı
bildirildi.
Buah
• WASHINGTON (AA)
— Amerikalılann sadece
yfizde 46'sı, Başkan George
Bush'un politikasını
onaybyor. Bu oranın,
Baskan'ın saygınlığının
göreve gelmesinden bu yana
belirlenen en düşük düzey
olduğu bildirildi. USA
Today-CNN-Gallup'un
ortaklasa yaptığı ve önceki
gün yayımlanan
araştınnamn sonuçlanna
göre başkanlık
seçimlerinden on hafta
önce Amerikalılann sadece
yüzde 49'unun Bush'un
tekrar seçilmesini
onayladığı ortaya çıktı. Bu
oran geçen kasım ayında
yüzde 56 idi.
Arnavııtluk'ta
yiyeceğe hücum
• TİRAN (AA) —
Arnavutluk'un Diber
kentinde yiyecek depolanna
saldıran halkın polisle
çatıştığı, 30 kişinin
tutuklandığ bildirildi.
Edinilen bilgilere göre
cumartesi halk güvenlik
güçalerinin müdahalesiyle
karşılastı. Kısa bir süre
tereddüt göstererek geri
çekilen saldırganlar,
yeniden dönerek depolan
önce yağmaladılar, sonra da
vaktılar.