26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 1992 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U <Cezayir<deki gelişmeler^siyasi bir güç olarak Islama karşı tdenecekyob ilişkin tartışmalan güncelleştindi ABD Islamakarşı tavnnı arıyorABD'nin İslama bakışında iki farklı düşünce akımı dikkat çekiyor: 1) İslamın her türü tehlikelidir ve ordu darbesiyle de olsa yükselişinin önlenmesi caizdir 2) İslam köktenciliği demokratik sürece çekilirse tıpkı Batı Hıristiyan demokratları gibi zaman içinde normalleşecektir. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Cezayir'de yaşanan aon olaylar ABD'nin siyasi bir güç olarak Is- lam'a bakışını güncelleştirdi. Bu bakışta iki farklı düşünce ekolünün varlığı dikkat çekiyor: 1) İslamın her türü tehlikeiidir ve ordu dar- besiyle de olsa yükselişinin önlenmesi caiz- dir. 2) İslam köktenciliği demokratik sürece çe- kilirse tıpkı Batı Hıristiyan demokratları gi- bi zaman içinde normalleşecektir. Birinci görus, çıkış noktasını, daha çok ge- leneksel Hıristiyan fanatikliğdnden alıyor. Bu görüşün İslam hakkında tek bildiği "ondan korktngn". Islam'ın, Cezayir'de olduğu gibi seçimle işbaşına gelse dahi darbe ile gitme- sine Amerika'mn büyük ölçüde sessiz kalma- sında bu korku yatıyor. Bu da Amerika'mn demokrasi standartlan konusundaki kuşku- ları pekiştiriyor ve "Amerika'nın, Batı de- mokrasisinin ilkeieri konusunda İslam dün- yasua göndennck istegi mesaj bn mu?" so- rusunu doğuruyor. Ikinci görüş, İslam köktenciliğinin demok- ratik süreç içinde yer almasına olanak tanın- dıkça tıpkı Batı'da olduğu gibi Islam'ın za- man içinde "Hıristivan Demokrat" partileri andıran bir esnekliğe kavuşacağına inamyor. Bu görüşün başını, bir dönem CIA'nın İslam konusundaki bir numaralı uzmanlığını yap- tıktan sonra emekliye aynlarak Rand Cor- poration'a katılan Graham Fuiler çekiyor. Fuller, Iran tslam devrimini, bu sürece izin verilmemesinin doğurduğunu kaydediyor ve Batı'yı. özellikle seçimle işbaşına gelmek is- teyen İslam köktenciliğine karşı geleneksel Hıristiyan tabuları ile yaklaşmamaya çağın- yor. Bu iki farklı görüş, "Türldye ve İslam" dosyası açıldıgı zaman da kendini gösteriyor. Bir yanda, giderek artan sayıda kız öğrenci- nin başını örtmek istemesi nedeniyle paniğe kapılan Türkiye uzmanı bürokratlar, diğer yanda, bu öğrencilerin üniversiteye gitmek is- temesinin başlarım örtmelerinden daha önemli olduğunu savunan Fuller gibi yöne- tim dışı İslam uzmanları bulunuyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal ve köktenci- liğe bakışlannda da iki grubun çatıştığı izle- niyor. Günlük işleri Türkiye'yi izlemek olan, bu yüzden de Türk basınında çıkan haberle- ri takip eden, bundan büyük ölçüde etkile- nen alt düzeyde yönetim mensuplanmn, gö- rüşleri hemen hemen Türk basınındaki hava ile paralel gelişiyor. örneğin, eğer Türkiye 1 de Ozal'ın "Batı'ya dönük gibi davranırken asiında tslam'ı arzuladığı" yönünde bir ha- va varsa, bu bir süre Washington'a da yansı- yor. Ancak üst düzeyde Fuller gibi yönetim dışı İslam uzmanlan, bu olguva daha farklı bakıyor ve onun belli bir sentezi yansıttığım düşünüyor. Bu sentezi de Batı'ya hasmane ojarak görmediği gibi, Amerika'nıı» bir ara- da yaşayabileceği bir olgu olarak düşünüyor. Gerek son yıllarda Fuller gibi uzmanlann daha fazla üriin vermeye başlaması gerekse Rand şirketinin iki yıl önce yayımlanan "Türkiye ve İslam" adlı raporunda ifadesini bulan yaklaşımın, zaman içinde daha geniş bir Amerikalı topluluğunu etkileyeceği düşü- nülüyor. Bunun sonucunda da Amerika'nm Türkiye'deki İslam köktencilerinin beklenti- lerinin aksine, daha yumuşak yaklaşmaya başlayacağının izleri bulunuyor. ABD'de ciddi araştırmalar yapmakla tanı- nan Rand şirketinin "Türkiye ve İslam" ra- porunun son bölümünde "lslam'ın şu ana kadar Türkiye'deki Amerikan menfaatlerine dognıdan tehdit oluştunnadıgı" vurgulanı- yor. Ancak "Batı aleyhtan" dinci çevrelerin islamın Türkiye'de bastırılmasından Ameri- ka'yı sorumlu tuttuğu hatırlatılarak onlara bu tezlerini güçlendirecek koz verilmemesi için şu öneriler ortaya atüıyor: "Türkiye'de İslamın yükselmesi olgusuna dikkatli ve seçici bir şekilde yaklaşılmalıdır. Ancak ihtiyath ve alçak perdede kalarak Amerikan menfaaderioc en iyi hizmet müm- kündür. tslamın rolünü etldleme konusunda en ufak bir acık Amerikan girişimi ABD'nin menfaatierine hizmet etmez. Yönetim konuya döflük poütikalannı formöle ederken, hem Tirkiye'de laik modeii desteUeyen, diğer yan- dan da tslami güçlerle açık bir çabşmadan kacınan nazflt bir denge yakalamak duru- mnndadır... Öte yandan ABD laik devlet şek- lini desteklerken Türkiye'deki tslam akthist- lerinin amaçtannı ve ideotojisini ögrenmek icin daha yofun ve kararlı dürtükrini çaba göstenneUdir. Bu bilgi ve aniayış olmadan Türkiye'deki Amerikan menfaatierine daha iyi hizmet edecek politfluüar geiiştirme ola- nagı güçtür. Amerikan karar mekanizmala- n Türkiye toplumu ve siyasi yasamı üzerin- de tslamın etkisi konusunda ozman göriiş- lerine başvurmakdır. Buna ek olarak Islami harekeün üımlı üyeleri ile ihtiyattı ve gayri resmi temaslar kurulması öğrenme süreci icin yararlı olabüir." DlŞBASIN Çare hastalıktan beter "...Cezayir'deki binlerce içten demokratın, FlS'm iktidara gelişinin -geçici- olarak durdurulmasına gizli gizli sevindiklerini anlayışla karşılayabiliriz. Ancak başvurulan çare hastalığan kendisinden daha beter değil midir? Ordunun aşcıbaşıları, Islamiyet kazanının kapağını kapattılar. Ama kazan kaynamayı sürdürüyor. Tersi gösterilene değin FIS, ülkenin bellibaşlı gücüdür. ve öyle kalacaktır. Kara mizahın en üst noktası olarak da en iki yüzlü avukatı olabileceği demokrasinin kurbanı rolünü oynayabilecektir. Tarihinin bu dönemeç noktasuıda "iki" Cezayir'in birbirlerinden daha net çizgilerle ayrılmasından başka bir şey beklenemez. Demokrasi, yalnızca seçme ve seçilme hakkı olmasa ve çağdaş bir politika bilinci gerektirse de belki de en akıllı çözüm FlS'm iktidara gelme riskini göze almak ve onu iktidarda bekleyen ekonomik gerçeklerin yıpratmasına bırakmak olmaz mıydı? O zaman Cezayir halkı ve yalnızca Cezayir halkı "sakallılan" camilerine geri göndermek için gerekli siyasal ve etik hakka sahip olabilirlerdi." (14ocak) Darbe, çatışmayı geciktirdi Şadli Bincedid'in cumhurbaşkanlığından istifası ve demokrasinin askıya alınması, pek de gizleme gereği görüİmeyen bir askeri darbe. tslamcı köktendincilerin ilerlemesine karşı ordu, muhalefetin bel kemiğiydi. Islamcıların olası bir zaferi sonucunda cumhurbaşkanı ile "birlikte var olmalan" konusunda Bincedid'e ultimatom veren de yine orduydu. Böylece ordu, Islami Selamet Cephesi tam parlamentoda çoğunluğu almak üzereyken harekete geçmiş oldu. Bincedid'in, demokrasi süreci emeklemeye başlarken görevden ayrılması Cezayir için bir trajedidir. Seçimin ikinci turu halka, iktidardaki FLN için ne düşündüğünü kesin bir dille söyleme fırsatı verecekti. Islamcüar seçimi kazansa dahi, Bincedid, onlann radikalliğine karşı- durabilecek güçteydi. Şimdi ise ordu ile Islamcılann sokakta çatışmasına tanık olunacak. Batı elbette Cezayir'in dinci fanatiklerin eline düşmesinden rahat bir nefes alacaktır. Ancak darbe, eski düzen ile orta> t a çıkmakta olan yeni düzen arasındaki kaçınılmaz çatışmayı sadece gecikmiştir. Cezayir sokaklannda tanklarla mevzilenen ordu denetimi elinde tutınor. FlS'm karşı tavn ise belirsiz. (Fotograf: AP) Islamcılann gelecek cuma namazdan sonra eyleme geçmesi bekleniyor Cezayir'de iç savaş korkusuDevlet Başkanı Şadli Bincedid'in istifası üzerine yönetimi devralan güçler, dün "Devlet Konseyi" adı altmda yeni bir iktidar organı kurdu. Bincedid'in muhalifi ve bağımsızlık savaşı liderlerinden Muhammed Boudiaf başkanlığındaki konsey 5 kişiden oluşuyor. Dış Habeıier Servisi — Ceza- yir'de şeriatçı Islami Selamet Cephesi'nin (FIS) halkı yöneti- me karşı direnişe çağırmasının ardından iç savaş korkusu bu- yurken, Devlet Başkanı Şadli Bincedid'in istifası uzerine yöne- timi devralan güçler, Devlet Konseyi adı altında yeni bir ik- tidar organı kurdular. Devlet Konseyi'nin başına, bağımsızlık savaşının önderlerinden ve Bin- cedid'in surgündeki muhalifi Muhammed Boudiaf getirildi. Cezayir'de yönetimi üstlene- cek olan Devlet Konseyi beş ki- şiden oluşuyor. Konseyde 72 ya- şındaki Boudiafın yanı sıra, Sa- vunma Bakanı Halid Nezzar, Ulusal Mücahitler Örgutu lide- ri Ali Kafi, Paris Camisi Başi- mamı Ticani Haddam ve İnsan Hakları Bakanı Ali Harun bu- lunuyor. Boudiaf gibi Fransa'ya karşı verilen bağımsızlık savaşı- nın önderlerinden olan 72 yaşın- daki Kafi, 1979'dan beri iktidar- daki Ulusal Kurtuluş Ceplesi'nin (FLN) Merkez Komitesi uyesi bulunuyor. Devlet Kqnseyi oluşturma ka- rarının alındığı dunku toplantı- ya Başbakan Sid Ahmed Goza- li, Baş Yargıç, Sav unma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Adalet Bakanı ve Anayasa Konseyi üye- leri katıldı. Cezayir'de >onetime ilişkin belirsizlikler surerken, birkaç gune kadar "olağanuslu hal" ilan edileceği ve FlS'ın kapatı- labileceği kaydediliyor. Cezayir'deki diplomatik göz- lemciler şu an için FlS'ın şidde- te başvurup başvurmayacağmı kestirmenin güç olduğuna dik- kat çekiyorlar, ancak bu seçene- ği de tümüyle dışlarruyorlar. Ni- tekim bazı siyasi gözlemciler cu- ma namazının bir "iç savaş provasına" dönüşebileceği, Is- lama güçlerin namazın ardın- dan eyleme geçebileceği yoru- munu yapıyor. Gözlemciler yö- netimin namazların siyasi eyle- me dönüşmesine izin verme- mekte kararlı olduğuna da dik- kat çekiyor. Nitekim yetkililerin yaptığı açıklamalarda camilerde "siyasi vaaz" vermenin yürür- lükteki yasalarla yasaklanmış olduğu ve "Allah'ın evinin siya- si amaçlara alet edilmesine izin verilmeyecegi" ifadeleri yer alıyor. Cezayirli liderlerin de "iç savaş" uyanlann yoğunlaştırdık- lan gözleniyor. Cezayir İnsan Hakları Derneği Başkanı Ali Yahya Abdünnr, dün Fransız radyosuna verdiği demeçte, se- çimlerin ikinci turunun iptaliy- le ülkenin iç savaşa sürüklendi- ğini söyledi. FIS liderlerinin de avukatlığını yapan Abdünür, se- çimlerin iptalinin demokrasinin ve anayasal meşruiyetin sonu de- mek olduğunu beürtti ve ülke- de iç savaş koşullan bulunduğu- nu vurguîadı. Sosyalist Güçler Cephesi lideri Hocine Ait Ah- med ise taraflara çağrı yaparak "iç savaşın önlenmesini" istedi. Benzer bir açıklama yapan üımlı Müslüman partisi HAMAS da "Çoculdanmızı yitinnemek için elimizden gekni yapmabyu" dedi. Dikkat çeken bir başka nok- ta ise FlS'ın ılımlı ve sertlik yan- lısı kanatlan araanda mü- cadelede izlenecek yol konusun- da anlaşma sağlanamamış ol- ması. FlS'ın geçici lideri Abdül- kadir Hacani, "Ukelerde katuık, eylemde esneklik" yanlısı bir çizgi izliyor. Hacani eylem yan- lısı iki hkbi kontrol altında tut- ma çabasında. Gelen haberlere göre, bunlardan Otnmani Aissa- ni önderliğinde olan grup, "bansçı" yürüyüş ve mitingler- le yönetimdekileri "halkın terci- hini kabule zorbunak gerek- tigini" düşünüyor. Daha radikal olan ve Afganistan'da mücahit- Ierle birlikte savaşmış kişilerden oluşan diğer grup ise silahlı mü- cadeleden yana. Bu grupun mi- litanlannın silahlı eylemler için gizli hanrlıklara başladıgı öne sürülüyor. KKTC lideriRaufDenktaş, Rumlann uluslararası konfenms istemesi durumunda ikili görüşmelere de gerek kalmayacağını söyledi 6 Kıbms dörtlü zîrve olmadan çözülemez' Rauf Denktaş ABD'nin Kıbrıs Koordinatörü Nelson Ledsky ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, "Bizi ziyaret eden diplomatlar, Vasiliu eşitliği, ortaklığı, egemenlikteki hissedarlığımızı, Türkiye'nin garantisini kabul ediyor diyorlar. Ama Vasiliu'dan bize bir şey yok, bunları reddeden sözler çok" dedi. Denktaş, adadaki taraflann dörtlü zirve öncesinde bir anlaş varmalarım istiyor. LEFKOŞA (AA)-KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş, Birleşmiş Milletler (BM) GeneJ Sekreteri"nın girişimiy- le Kıbrıs sorununun çözümü yönünde adım atılabileceğini söyledi. Denktaş, Kıbns Rum yönetiminin "dörtlü zirve"yi reddetmesi \e uluslararası toplantı istemesi durumunda ikili görüşmelere gerek kalma- yacağını bildirdi. RaufDenk- taş, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Özel Koordinatörü Nelson Ledsky ile dün üç saat süren bir görüşme yaptı. Rum siyasi parti liderleriyle de gö- rüşen Ledsky, "Türkiye'de Kıbrıs sorununun çözümü le- hinde bir havanın esmekte ol- duğunu" söyledi. Rumlar Ledsky aleyhine bir gösteri düzenleyerek Amerikalı dip- lomatı protesto ettıler. RaufDenktaş. görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Ledsky'ye Kıbrıs sorunuyla il- gili son gelişmeler hakkında bilgı verdiğinı belırterek "Zannedersem meseleleri daha iyi anlamaktadır. Zorlukları daha iyi görmektedir. Biz yine davamızı anlatabildiğimiz öl- çüde anlatmış olduk, gerisini beklemek lazım" dedi. KKTC Cumhurbaşkanı, BM Genel Sekreteri'nin giri- şimlerinde. Rum tarafının Türk tarafı ile "yetki paylaşı- mı" isteyip istemediğinin orta- ya çıkarlıması gerektiğini be- lirtti. Rum tarafının yetki paylaşımını istemesi halinde, bunu açıklaması gerektiğini bildiren Denktaş, şöyle ko- nuştu: "Bizi ziyaret eden diplomat- lar, 'Vasiliu eşitliği, ortaklığı, egemenlikteki hissedarhğınızı, Türkiye'nin garantisini kabul ediyor' diyorlar. Ama, Vasi- liu'dan bize bir şe> yok, bunları reddeden sözler çok. Onun için sabırlı olacağız, çalışacağız." KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, bir soruya karşılık, Rumlann tek yanlı olarak Av- rupa Topluluğu'na yaptıkları tam yyelik başvurusunu ileri- ye götürme girişimlerinin top- lumlararası görüşmeleri etki- leyeceğini söyledi. Rumlann 4'lü zirveyi red- detmeleri konusunu Ledsky ile ele alıp almadıkları yolun- daki bir soruya karşılık Denk- taş, "Ledsky'ye göre bu önemli bir sorun değildir. Çünkü zirve yapdacaksa 4'lü yapılır" diye konuştu. Denktaş, Rum Yönetimi'- nin 4'lü zirveyi reddetmesi ve uluslararası toplantı istemesi durumunda, ikili temaslara gerek kalmayacağını bildirdi. Denktaş. sözlerini şöyle sür- dürdü: "4'lü zirveye gitmeyecekler- se o zaman nedir biitün müca- deleleri, bütün münakaşaları 4'lü zirveye gîdebilmemiz için bizim Vasiliu ile burada bir bel- geve imza atmamız lazım. Ve- yahut da taraflann görüşleri arasında çok az farkla kalmış olması lazım. Onun için bunu 'da herhalde kesin bir şekilde Genel Sekreter'e söyleyecek- lerdir. 4'lü konferansa giderler mi, gitmezler mi? Sorun budur. konu budur. 4"lü\ü, 9lu, 19lu yapma açıkgöziüğü geçmez." RaufDenktaş. bir başka so- ru üzerine, BM Genel Sekrete- ri Burros Gali ile görüşmek üzere gideceği Nevv York'ta, Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu ile görüşmesi yönünde bir planı olmadığını belirti. ABD'li dıplomat Nelson Ledsky ise bir açıklama yap- madı. Ledsky, toplantıdan çıkarken. "Bir mesaj getirdiniz mi" sorusuna, "Çok çalışma mesajı getirdim" yanıtını ver- mekleyetindi. Öte yandan, Nelson Ledsky, Rum siyasi parti li- derleriyle yaptığı görüşmeler- de. "Türkiye'de Kıbrıs sorunu- nun çözümü lehinde bir havanın esmekte olduğunu" söyledi. Rum kaynaklarına göre, Ledsky, "eşitlik" ve "egemen- lik" konulannda ciddi görüş aynhklan bulunmadığını, bu konulann çözümlenebileceği- ni öne sürdü. Rum liderleri ise, Ledsky'- ye, Türk görüşlerinde hiçbir değişiklik gözlemlemedikleri- ni ve dolayısıyla kendisinin iyimserliğine katılmadıklannı ifade ettiler. 4'lü konferansa karşı ol- duklannı ve BM Güvenlik Konseyi üyelerinin de kattla- cağı çok yanlı bir konferans istediklerinı yineleyen Rum li- derleri, görüşmelerin kaldığı noktadan başlatılmasından yana olduklannı bıldirdiler. Rahibe Teresa taburcu oluyor • LA JOLLA (AA) — Kalp ve ciğerlerinden rahatsız olan Nobel Banş Ödulu sahibi rahibe Teresa'nın sağlık durumunun iyi olduğu, hafta sonuna doğru taburcu edileceği bildirildi. 81 yaşındakı rahibe Teresa'nın tedavi için üç hafta önce yattığı hastaneden yapılan açıklamada, dünyadaki yoksul kişılere yardım hizmetleriyle tanınan rahibenin, Meksika sımr kasabası Tujuana'da, hastalığı dolayısıyla yanm bıraktığı görevine döneceği de kaydedildi. Gorbaçov, yine sahnede • Dış Haberier Servisi — Dağılan Sovyetler Birliği'nin Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, dün üç haftalık tatilden sonra tekrar politika sahnesine döndü. Eski Sovyet üderi "Gorbaçov Vakfı" olarak bilinen Sosyal, Ekonomik ve Siyasi Araştırmalar Uluslararası Vakfı'nda dün eski ABD dışişleri bakanlanndan Henry Kissenger'ı kabul etti. Reuter'in haberine göre Gorbaçov, uygulamaya konulan ekonomik reformlann sonucunu görmek için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. \eltsin Lstifa etmiyor • MOSKOVA (AA) — Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in sözcüsü Pavel Voshanov, Yeltsin'in halen sürdürmekte olduğu Rusya Başbakanlığı görevinden istifa edeceğini yalanladı. Interfaks Ajansı Yeltsin'in gelecek hafta başbakanlıktan istifa ederek yalnızca devlet başkanlığı görevini sürdürme karanm açıklayabileceğini bildirmiştl Nükleer silah kaçakçılı^ı • ROMA (AA) — Eski SSCB'den, Irâk, Libya, Suriye ve Cezayir gibi ülkelere nükleer malzeme kaçakçıhğı yapıldığı öne sürüldü. Italyan Unita gazetesi, eski SSCB'den nükleer malzeme kaçakçılığına adı karışan Isviçreli bir işadamıyla yapılan söyleşiye yer verdi. Giacomo Bernasconi adlı kaçakçının, Come sorgu yargıcının birkaç ay önce soruşturma başlattığı nükleer malzeme kaçakçılığıyla ilgili aynntılan gazeteye verdiği ve ltalya'nın bu kaçakçüıgın merkezi durumunda olduğunu doğruladığı bildirildi. Buah • WASHINGTON (AA) — Amerikalılann sadece yfizde 46'sı, Başkan George Bush'un politikasını onaybyor. Bu oranın, Baskan'ın saygınlığının göreve gelmesinden bu yana belirlenen en düşük düzey olduğu bildirildi. USA Today-CNN-Gallup'un ortaklasa yaptığı ve önceki gün yayımlanan araştınnamn sonuçlanna göre başkanlık seçimlerinden on hafta önce Amerikalılann sadece yüzde 49'unun Bush'un tekrar seçilmesini onayladığı ortaya çıktı. Bu oran geçen kasım ayında yüzde 56 idi. Arnavııtluk'ta yiyeceğe hücum • TİRAN (AA) — Arnavutluk'un Diber kentinde yiyecek depolanna saldıran halkın polisle çatıştığı, 30 kişinin tutuklandığ bildirildi. Edinilen bilgilere göre cumartesi halk güvenlik güçalerinin müdahalesiyle karşılastı. Kısa bir süre tereddüt göstererek geri çekilen saldırganlar, yeniden dönerek depolan önce yağmaladılar, sonra da vaktılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle