Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
acı
lıriaı» îeiçmk'ıın 50. sanat ydı
• Kültür Servisi —
Karikatürist Turhan
Selçuk'un 50. sanat yılı
nedeniyle düzenlenen
sergisi, 7 ocak tarihinde
Garanti Sanat
Galerisi'nde açılacak.
"Abdülcanbaz Desenleri
ve Karikatürler" başlıklı
sergi, 28 ocak tarihine
dek sürecek. 1922 yılında
Milas'ta doğan Turhan
Selçuk'un ilk karikatürü
1941 yılında Adana'da
çıkan günlük
gazetelerden Türk Sözü
gazetesinde yayımlandı.
Bugüne dek Akbaba,
Aydede, Akis, Yön,
~SS Devrim, Tef, 41 Buçuk
•wDıtn.us degkryle birçok gazetede çalışan Tlırhan
"35çu, fcirçpk Mü kazandı, sayısız kişisel sergi açtı ve
l o n sergL^n ıatıdı. 1992 yılında 50. sanat yılını
l ı l r c n Tlırhı Seçruk için ünlü yazar Yaşar Kemal
S^lir söylemki: TUrhan Selçuk dünyanın en büyük
K i h ü r sanaclarndan biridir. O bir banş dostu; bir
s a : :iişm*_nı :îank elli yıl boyunca insanlığın son
yıyılk seımlvrin:b>asarıyla çizdi. Onun büyüklüğü,
*3xri;rı degil. :nt bilyüklüğünden gelirî'
çğ sergisi
• IBtür S«rai - Ressam Ibrahim Çiftçioğlu'nun
r e n sergisi 7 xal tarihinde Gorbon Sanat Galerisi'nde
a û T i . Sergi,» ssnuna dek izlenebilecek. 1973 yılında
CjriEgitim Eüâitisü Resim Bölümü'nU bitiren tbrahim
Çtçcglu, birsireUrfa'da resim öğretmenliği yaptı.
l<6?Juıda Miinıra Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fıüıesi'nde fiansnı tamamlayan sanatçı, 1970'li
y m i ı n bu yaa Dervlet Resim ve Heykel sergilerine,
D D Vakko^ TPAC Yunus Emre, Günümüz Sanatçılan,
Y d EgiliınJ'er çbi sergilere katıldı. tbrahim Çiftçioğlu,
brine dek "Ûa ;zJenimleri", "Yalnızlığa Direnişe ve
H n e Merraatsf, 'Karşıda Duvar Dibinde", "Eylülde
A ' , •'Gayrettct Fortreleri", "Bela Çiçekleri", "Vaatler",
"hlıtlar" bafilı dizi resimleri gerçekleştirdi. Sanatçı
rcaı çalışriLakrjıı İstanbul'da sürdürüyor.
"lirilı Kokan Anadolu'
• Kiltiir Stenisi — Ressam Sefer öztürk'ün resim
serjsı 6 ocakta Türkiye İş Bankası Parmakkapı Sanat
Ga-'risi'nde açılıvo:. Sergi ocak ayı sonuna dek
Lzleebilecek.. 1950/ılında Afyon'a bağlı Dazkırı'da
dojuı Sefer öztürk, İstanbul ilköğretmen okulu resim
semnerine devam cti. 1969 yılında Devlet Tatbiki Güzel
Santlar Yüksekoktlu'na girdi. Okulu bitirdikten sonra
çafcmalanru ya|iıt»ya ve kece-resim olarak sürdüren
Oztırk, Anajdolu'da belli işlevler için yapılan keçeyi,
ç-agas resim alanında yorumlayıp duvarlara asılabilir
hal: getirdi. 400'ün üstünde keçe çalışması yapan ressam,
soriyıllarda yıglıbcya çalışmalarına ağırhk verdi. Sefer
özurk, keçe çalışrralarından birisiyle 1975 yılında
Tüniye tş B^ankası'ıın açtığı yarışmada mansiyon aldı.
DY)'nun gelenelse yarışmalarında Görsel Sanatçılar
Deneği'nin yanşmasında ödül ve mansiyon kazanan
Sefr Öztürk., halerı Devlet Opera ve Balesi'nde ressam
oiaak çalışıyor. (Fctoğraf: Sanatçının resimlerinden:
'Tarh Kokan AnadDİu.'
Tİ1ATR07A YARDIM
tiyatroya 150 milyon lira
• -'JS'KARA. (M) — Ankara Büyükşehir Belediyesi,
etknliklerini baskeme sürdüren 18 tiyatro topluluğuna
topim 150 milyon jra yardımda bulundu. Bir kurul
taraından belirlcnen yardım, dün düzenlenen törenle
dağrıldı. Büyükşehı Belediye Başkanı Murat Karayalçın
töreıde yaptı.ğı konuşmada, 1992 yılı içinde Gençlik
Merfezi ile Tiyatro Sahnesi'ni de amatör tiyatrolann
hiznetine sunacaklannı söyledi. Karayalçın, metro içinde
d e bj metro tiyaırosu kurulması önerisine sıcak
bak:ğını beltrterek projede bu doğrultuda değişikliğe
yöndik girişianlerde bulunacağını kaydetti. Büyükşehir
fteldiyesi'ndcn yardım alan tiyatrolar ile aldıklan ödül
rraikarlan şöyle: H.Ü. Devlet Konservatuvan Tiyatro
Böhnü ile EJ7CF Tiyatro Bölümü 15'er milyon lira;
Sana Kurumu, Çan Tiyatrosu, Oluşum, Tiyatro Özgün
OeKme, Banşın Dostları, Keçiören Oda, Can Şenliği
tiyaroları 5'en- milyon lira; Ankara Deneme Sahnesi,
Aviıhra Sanat, TÖTAV, De, Sahne, Yeni, Ankara Ekin ve
Gökuşağı Oyunoıları tiyatroları 10'ar milyon lira.
PIRGİ
Bizim Şehir'de 'Kıztaşı'
• Kültür Servisi — Aylık siyasi gazete Bizim Şehir'in
araık ayı saynsmda çeşitli konulara yer veriliyor. Kerim
Feran, Fatih""teki Kıztası'nın öyküsünü aktanyor. Nevval
Çimn, Sheazen-Hong Kong-Singapur-İstanbul arasında
gezrriyor oknıru. Taner Vidinligil, bir dönemin
Vfezeciler'i v« semtte özelh'kle çocukların ilgisini çeken
'Tsmak Sporu" üzerinde duruyor. Yüksek mimar Naci
"Vfelan, 25 yüzyılhk bir geçmişi olan Kız Kulesi'nden söz
edi;or. Jak Deleon ise "Pera Hatıratı" başhklı yazısı ile
Bizn Şehir'dle. Gazete aynca kitapseverler arasında
genk bir iletişim kurmak amacı ile okurlara bir sayfa
açıw ve öneniler bekliyor. (Zincirlikuyu Cad. Selin Apt.
15/:, Ulus »0620. İstanbul)
SINAT ETKİNLİĞİ
Borsacla *Sineına Günleri'
• IURSA (AA) - Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı,
<o«ca-rnayıs aylanm kapsayan bir dizi sanat etkinliği
%aurhyor. Et kinlikler, ocak ayırun ikinci haftasında
"Sirema Günleri" ile başlayacak, mayıs ayına kadar
sQnûrülmesi planlanan Sinema Günleri'nde her ay 4
fiJrı gösterirae sokulacak. MiUi Egitim Müdürlüğü
salmunda 9 ocalıa gösterime girecek ilk film, ünlü
jyöEtmen Costa Gavras'ın 'Z'si olacak. Ocak ayındaki
dagr filmler ise Bağdat Cafe, Camille Claudel ve New
Yfon Story olacak. istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin
safeelediği "Carmina Burana" sahne kantati için
çabmalar da des^m ediyor. Eser, uygun sahne
bulnması durarnunda vakfın ilk müzik etkinliği olarak
lurdacak. Mayıs ayına kadar her ay bir klasik müzik
koteri düzenJemeyi planladıkJannı anlatan Vakıf Genel
S4ekcteri ömer Ersöz, bu konserlere katılması için
GVtter-Süher Ptkinel kardeşler, Idil Biret, Leyla Gencer
ve iana Kan gibi ünlü solistlerle temas halinde
oidJclannı kajtleni. Bursa Devlet Tiyatrosu tarafından
îlci lafta önce sahneye konulan "Bebek Uykusu" adlı
oyu kapalı gişe oynuyor. Kenan Işık'ın yazıp yönettiği
oyn günürr.özde yok olmaya yüz tutmuş insani
dcgrleri, deği}en .oplumsal ilişkileri anlatıyor.
Selim Altan'ın resimleri Galeri Nev'de sergileniy\r
lferaltına götüren resimlerAltan'm birçok
tuvalinde, benliği
araştırırken kendini
bir başka benlikte yüz
yüze bulma durumu
somut olarak
resmedilir. Kendini
anlamaya, kendini
ayırt etmeye çahşmak,
bu tuvallerde tekrar
tekrar kendini
kendinden ayırıp bir
radikal başkalığın
karşısında bulmakla
sonuçlanır.
DENİZŞENGEL ~
tlk bakışta, Selim Altan'ın
bu scrgidc göstcrilcn resimlc-
rinın anılann mekân tuttuğu
bir vcrallı dün>asını araştırdı-
ğı. bilinç dışının karanlığın-
dan çıkmaya yeltenip bilince
doğru haval mcyal devincn
imgclcri izlcdiği düşünülebı-
lir. Mcrkczini ve anatomisini
yitirmiş fıgürlcr. geçmişten
%imdi\e ulaşan tüm imgelerdc
olduğu gibi. şckillerı tam be-
lirlcnmcmiş. figürleşmemiş
cşiğindcdurur.
Gcrçektcn dc Altan'ın re-
simlerinin bir boyulu bizi.
aynı zamanda en içten kahka-
hanın ka>nak ve mekânını
oluşturan ha>atın o cehen-
nemsi yeraltına götürür: İste-
diklcri kadar gerçek olsunlar.
dcr gibidir Scüm Altan"ın iro-
nik resimleri. Rüvalann Yonı-
mu kilabından sonra kâbusla-
rımızı nasıl ciddiye alabiliriz
ki?
Artık sadece vc sadecc ço-
cuklukla birliktc \itirilen saf-
Selim Altan, ressam. Doğnıdan, araçsız boya ve renkle göriiyor.
lığın da kcndısi olduğu bilinen
o cehennemden kim korkabi-
lır kı? Gelcnekscl figür. yani
ınandırıcılığın vc doğalın eşi-
ğini gcçcn figür. mâsumlar
içindir. duvularının bildirim-
lcrinc vc günlük hajatın akışı
içinde her nasıisa bütünlüğü-
nü sürdürme>i beceren ampi-
rik benliğin gerçekliğine hâlâ
inanabilenler içindir.
Altan'ın her biri bir meta-
morfoz anı içinde tespit edil-
miş. her biri... Ovidius'u zikre-
der gibi... Kimlik. gövde.
doku. renk ve tonlar arası ge-
çiş anında yakalanmış figürle-
rı ısc kuşkucuları çağırır:
Figür bir benliktir, daha
doğrusu benlik bir figürdür;
kendi üzerinde düşünürken.
gözlerini kendi içine çevirdiği
anda bölünen ve o anda ken-
dini başka bir benlikte yüz
yüze bulan bir figür.
Altan'ın birçok tuvalinde,
benliği araştınrken kendini
bir başka benlikte yüz yüze
bulma durumu somut olarak
resmedilir. Kendini anlama-
ya, kendini ayırt etmeye çahş-
mak, bu tuvallerde tekrar
tekrar kendini kendinden ayı-
rıp bir radikal başkalığın kar-
şısında bulmakla sonuçlanır.
İnsan formunu böylesine ya-
kından çağnştıran bir şey,
ama o derecede de bambaşka
bir şey... Başka bir cinsiyet,
bir hayvan, bir kuş. ortaçağ
hayvanat suretlerinden gelme
bir mahluk ya da canlılığın uç
noktasında, cansızlığın eşiğin-
de duran bir kütle. benliğin
hayaline tutulan bir kahkaha
aynası.
Burada kahkahanm nesne-
si, o ana kadar gerçek olduğu
saıılan ama artık yalnızca bir
hata. bir yanılsama olduğu
anlaşılan benliktir; insanî for-
mun hayvanattan, Kaf Dağı'n-
daki mahlukattan farklı olduğu
varsayımdır. tletişim, yerini baş-
kahğın, ayrılığın bilincine bıra-
kır. Zaten ironinin kimseyi ra-
hatlattığı görülmemiştir.
Kâh kimlik endişesinin ko-
medyasını, kâh tensel belleğin
daha ağırbaşlı mücadelesini
düşünerek, Altan, sonınu form
üzerinde bir araştırmaya dö-
nuştürür. Ama "dönüşliir-
mek" belkı de vanlış kelıme
veya valnızca dıİın bir gereğı.
Seîım Altan. ressam. Doğru-
dan. araçsı/ olarak bova ve
renk ile görüyor; yapıtları, yu-
karıda anlatılan sorunu. sözel
ya da kavramsal ifadelerden
önce ve bunların tümüyle dı-
şında. doğrudan renk. ton,
doku. form olarak kavradığı-
nın kanıtı.
Yırminci yüzyılda soyut re-
sim. gerçekten (yani antropo-
morfik olmadan) görsel bir
gramerle, antropometrik ol-
mayan. yani mekânı insani
oranlara göre kurgulamajan.
vani "mekân" kurmayan. bir
strüktürün olabileceğini gös-
terdi. Performans sanatçılan.
en olmayacak sanılan formla-
rın gözlerimiz önünde yan
>ana getirebilineceğini göster-
di.
Bu tarihin sunduğu karma-
şık sanatsal deneyımden son-
ra dönüp fıgüre baktığımızda,
Altan'ın resimlerinde olduğu
gibi. anatomi dersleriyle, pers-
pektif kurallarıyla ilgisi olma-
yan imgelerle karşılaşıyoruz.
Bu resimlerde imge. form
üzerine söylenmiş hiyeroglifik
bir sözdür; ama devınim için-
de olan bir form. kendi ola-
naklarının tüm veçhelerini
sıralayan ve tüm resim yüzeyi-
ni kaplayan bir form. Selim
Altan'm fıgürlerini canlandı-
ran, resimlerinin performansı-
nı oluşluran, her şeyden önce
budevinimin tuvalin hergöze-
neğinde izlenebilen varlığıdır.
Selim Altan resim sergisi /
İstanbul Galerı Nev 3 Ocak
1992'ye kadar açık , Tel: 131
67 63
ÎDSOyılın son konserini Galati'nin yönetiminde sundu
\eni yıla neşeli ezgilerle
EVtN İLYASOĞLU
İstanbul, Ankara ve Izmir'-
de bütün orkestralanmız eski
yılın son konserlerini coşkulu
ezgilere ayırmışlardı geçen
hafta. Ankaralılar Cumhur-
başkanlığı Senfoni'yi Gfirer
Aykal yönetiminde Aytül Bü-
yüksaraç ve Eralp Kıyıcı'nın
şan sololanyla dinlediler. M«-
car Dansları, Srranss valslerı.
Mozart ve Verdi coşkusunun
yani sıra çikolata ikramlan,
maytaplar ve şefin sahneye
davet ettiği gençlik neşeli da-
kikalar yaşatmış müziksever-
lere. İzmir'de Rengim Gökmen
yönetimindeki orkestraya Yu-
suf Güler Aksöz - Zetiha Kuyel
ve Müveddet Günbay solist ol-
muşlar. Mozart-Strauss-Sup-
pe ve Lehar'ın alımlı ezgileri
Izmirlileri coşturmuş. İstan-
bul Devlet Senfoni ise Rumen
Şef Galati'nin yönetiminde pi-
yanist Judith Uluğ ile sundu
eski yılın son konserini. Ga-
lati'nin kemanı ile orkestraya
katılması; Strauss'un polka ve
valslerinde dinleyicinin sesini
duyurması şenlik havasınday-
dı. Alışılagelmişin, kalıplaş-
manın dışına çıkmak, müziğin
kanatlannı paylaşmak, bu
Judith Ulug konserde Gershwin
ve Addinsel'i seslendirdi.
Rumen şef Galati'nin yönettiği konsere
piyanist Judith Uluğ katıldı. Uluğ "tyi bir
müzisyen, ünlü bir icracı olacak diye
zorlamamalı çocukları. Müzik o kadar güzel
bir şey ki, çocuğunuzun bu sanat dalından
zeyk almayı öğrenmesi, belki yalnız kendi
için çalması ya da iyi bir dinleyici olması da
önemli" diyor.
Uluğ'a göre çalgısıyla birlikte büyümeli
çocuk. "Spor gibi bu iş. Futbol oynamaya
başlamak için 20 yaşını beklemezsiniz. Ne
kadar küçük başlatırsanız çocuğunuzun
bedeni ve beyni bir koordinasyon içinde
yoğrulmuş olur" diyor sanatçı.
"yeni yıl" konserlerinde ça-
lanlar kadar dinleycnlerin de
hoşuna gideroldu.
Şef Galati, uzun bir süredir
İstanbul dinleyicisinin ve or-
kestranın sevilen dostu. Şim-
dilerde Eskişehir Üniversi-
tesi'nde öğretmenliğe başla-
mış. Galati'nin yönettiği
İDSO eşliginde dinledik Ju-
dith Uluğ'un Gershwin ve
Addinsel'ini. Cazla klasiğin
evliliğinin güzel bir örneği
olan Gershvvin'in Fa minör
piyano konçertosunda piyanist,
kendi Amerikalı kökeniyle öz-
deşJeşirken, orkestra toplulu-
ğunun daha bir akademik eş-
lik götürdüğü, Gershvvin
atmosferinin kıvraklığına bi-
raz yabancı kaldığı söylenebi-
lir. Başta trompetçi Sükan
Tangüner olmak ûzere bazı
orkestra üyeleri yer yer kendi
sololarında yakalamışlardı bu
kıvrakhğı. Addinsel'in fılm
müziği niteliğındekı romantik
eserinde yine Judith Uluğ'un
net, abartısız ve içten yorumu-
nu dinledik.
Judith Uluğ, Minnesota'da
ve Nevv York - Julliard Müzik
Okulu'nda egitim görmüş.
1967 yılında Türkiye'ye gel-
miş. O tarihten bu yana solist.
eşlikçi ve öğretmen olarak
müzik dünyamıza hizmet ver-
mekte. "Bir öğretmen konser
kariyerini bırakmamışsa öğ-
rencisinin neler yaşadığını da-
ha yakından duvabilir. Bir so-
list olarak hangi yoğun duygu-
larla kendini hazırlaması
gerektiğini de öğrencisine daha
kolaj aktarabilir" diyen Ju-
dith Uluğ, halen Mimar Sinan
Universitesi Konservatuarı'n-
da Piyano Ana Sanat Dalı
Başkanı. Her yaştan öğrencisi
var. Mezun olmak üzere olan-
lar, kariyere başlayanlar, kon-
kura hazırlananlar. "Mutlaka
iyi bir müzisyen, ünlü bir icracı
olacak diye zorlamamalı ço-
cnkları. Müzik o kadar güzel
bir şey ki çocuğunuzun bu sa-
nat dalından zevk almayı öğ-
renmesi, belki yalnız kendi için
çalması ya da iyi bir dinleyici
olması da önemli". Bir de mü-
ziğin küçük yaşta başladığına
inanıyor: "Çaigısıyla birlikte
büyümeli çocuk. Spor gibi bu
iş. Futbol oynamaya başlamak
için yirmi yaşını beklemezsiniz.
Ne kadar küçük başlatırsanız
çocuğunuzun bedeni ve beyni
bir koordinasyon içinde yoğ-
rulmuş olur" Eşlikçi olarak,
Judith Uluğ'un her zaman
herkese hazır, "hayır" demesi-
ni bilmeyen flüt, keman, şan
solistlerine güzel bir uyumla
eşlik etme yeteneği onu müzik
çevrelerimizde aynca seçkin-
leştirmiştir.
Çiçek Sepetli Kız Cep Tiyatrosu'nda sahneleniyor
Birlikte yaşanan yalnızhklarÇİçek Sepetli K u /
Yazan: Yıldınm Keskin I
Yönetmen: Erol Keskin /
Dekor-Kostüm: Feyza
Zeybek, Oyuncular: Tomris
Incer (Fa), Mehmet Gürhan
(Ado), Vildan Türkbaş (Ze)
/ İstanbul Şehir Tiyatrolan.
NALAN MANYASLI
Yalnızhklar vardır, tek kişi-
nin yaşadığı. Yalnızlıklar var-
dır, birlikte yaşanan...
İstanbul Şehir Tiyatrolarf-
nın bu sezon repertuanna kat-
üğı "Çiçek Sepetli Kız", üv
kişinin birlikte yaşadıklan
yalnızlıklan konu alan bir "iç
dram". Yıldınm Keskin'in.
Pablo Picaşso'nun bir tablo-
sundan esinlenerek "Çiçek
Sepetli Kız" adını verdiği oyu-
nunu, Harbiye Cep Tiyatrosu
için Erol Keskin hazırladı.
Yıldınm Keskin'in, kendi ya-
şamından Lzlere de yer verdiği
oyunu, tüm ömrünce ressam
olmaya çalışmasına karşın
başka bir uğraşı (lokanta-bar
işletmeciliği) sürdürmek ve
sevmediği bir kentte. kendisi-
ni sevdiğinden kuşku duydu-
ğu bir kadınla yaşamak zo-
runda kalan Ado (Adnan),
Tüm yaşamı boyunca yalnız
Pa'yı (Pablo Picasso) seven ve
sürekli olarak kocası Ado'yu,
Pa ile kıyaslayan yalnız, mut-
suz ve sakat Fa (Fatoş) ve
Ado'nun lokantasında çalı-
şan, ama patronu ve karısın-
dan farklı olarak imgelerine
tutsak olmadan. yaşamı oldu-
ğu gibi kabul eden, aynı za-
manda Pa'nın sevgilisi olduğu
izlenımi verilen Ze'nin (Zev-
Mehmet Gürhan ve Tomris tncer, Çiçek Sepetli Kız'ın bir sahnesinde.
nep) ilişkileri üzerine kurulu.
Duygu ve düşünce olarak bir-
birlerinden oldukça azak. bu-
lunduklan mekân ve Pa ile
olan anılan ile birbırlerine ya-
kın olan üçkişi...
Erol Keskin, "Çağımız kıstı-
rılmış insan problemini araştı-
ran bir oyun" olarak nitelendi-
riyor "Çiçek Sepetli Kız"ı.
"Bizden önceki çağlarda yaşa-
yan insanlar da kıstırılmış in-
sanlardı belki, ama bunu bilmi-
yonız, belgelerle, anılarla,
tarih yoluyla böyle olduğunu
düşünüyoruz. Günümiizde, bu
kıstınlmışlık tuzağından kur-
tuunak için bir arayış var her-
keste. Mücadele \ar, insanlar
çare arıyorlar. Sonu gelmez bir
kavga bu. Yıldınm Keskin'in
oyununda bunu sezdim."
Yazarın, "dar bir koridor ya-
nında iki oda"olarak nitelediği
mekân, Cep Tiyatrosu salo-
nunda değişikliğe uğramış.
Yönetmen, oyuncular ve de-
kor sanatçısı. üç oyun kahra-
manının kendi mekânlannı
oluştunnuşlar. "Fa, tekerlekli
sandalyeye mahkûm olduğun-
dan alt katı kullanıyor, kendi-
sini bu mekânda rahat hissedi-
yor" diyor Keskin. "Ado, bar
kapısının bulunduğu kattaki
odaları, vatak odası ve çalışma
odası olarak kullanıyor. Ze ise
içinde bulunduğu her mekânı
dolduruyor, bir zaman sonra
taşmaya başlıyor. Şık sık bar
kapısının penceresinde görü-
nen bir resim oluyor Ze. Ado'-
nun yaşadığı kat, Fa'nın katı
ya da merdivenler, hemen Ze'-
ye ait mekânlar oluyor. Ama o,
fazla kalamıyor bir yerde. He-
men uzaklaşmak, dış mekâna
çıkmak istiyor. Dışarı çıktığın-
da ise bir bahane ile hemen içeri
giriyor. Çünkü yaşayan biri
o.""
Oyunun gerçek sahibinin
oyuncular olduğunu belirten
Keskin, "Çiçek Sepetli Kız"da
uyguladığı çalışmavı şöyle an-
latıyor: "Oyunculara, kıstınl-
mışlık problemini aktarmava
çalıştım. Bunu, bir sır gibi gös-
terdim onlara. Siz, duyup gör-
düğünüzü vorumlayın, dedim.
Oyundaki bir tek öğe için bile
birden fazla alternatif götür-
mek gerek. Yönetmen, yardım-
cılık görevini iistlenir, bu alter-
natiflerden bir ikisini önerir.
Sonra oyuncularla birlikte
doğrusunu monte eder. F.vren-
sel oyunculukta \azar, yönet-
men ve teknik ekip, oyuncuya
ışık tutan ve yardım eden kişi-
lerdir."
"Çiçek Sepetli Kız", yazarı-
nın deyımiyle. "Yaşamı dol-
durmak istediğimiz heyecan-
lar, tutkular ve heveslerin,
doğanın \e kaderin sert kural-
larına egemen olamadığı sap-
taması ile" son buluvor.
Saygun'u
annıa
konseri
• KültürServisi - İstanbul
Dev let Senfoni Orkestrası
ve Filarmoni Deı neği 1.
ölüm yıldönümünde Ahmet
Adnan Saygun'u anma
konseri düzenliyor.
Saygun'un yapıtlarının
seslendirileceği konserin
solistleri Ayhan Baran,
RuhsarÖcal, Erol Uras,
Işın
Güyer, Serdar Yalçın,
Nurten.Kolçak Tezman,
Metin Ülkü, Feza Çetin ve
Meral Başeli. Konsersaat
19.00'da başlayacak.
Eco kalp krizi
geçirdi
• RJCCIONE (AFP) —
Italyan yazar Umberto
Eco'nun dün geçirdiği kalp
krizi sonucu hastaneye
kaldırıldığı belirtildi.
"Gülün Adı",
"Foucault'nun Sarkacı"
adlı kitaplann yazan
Eco'nun, bulunduğu
hastanede kontrol altında
tutulduğu ve çeşitli testler
yapıldığı bildirildi.
Gülden Kut'ıın
resimleri
• Kültür Servisi — 1948
yılında Samsun'da doğan
ressam Gülden Kut, 8-29
ocak tarihleri arasında
Yonca Modern Sanat
Galerisi'nde bir sergi açıyor.
1968 yılında İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi
Yüksek Resim Bölümü'ne
giren sanatçı, 1973 yılında
Zeki Faik lzer ve özdemir
Altan Atölyesi'nden mezun
oldu. 1981'de ilk kişisel
sergisini acan sanatçı, Altın
Palet Teşvik ödülü'nü
kazandı. Sanatçı resmini
şöyle anlatıyor: "Nesneler,
gerçek yaşamdaki katı,
sessiz durumlarından
kurtulup, resmime
girdiklerinde, izleyenlere
yaşama sevinci verebilmeli,
nesneler sevince
dönüşebilmelir
Liseliler
yarışıyor
• İSTANBLL(İÜHA)-
Milliyet gazetesi, Müzik ve
Halk Oyunları yanşması
düzenledi. Yanşma, Batı
müziği, halk müziği vehalk
oyunu yanşması olmak
üzere üç ana daldan
oluşacak. Yanşmalar
İzmir'de 1 Mart 1992günü
Atatürk Spor Salonu'nda.
Adana'da 4 martta
Menderes Spor Salonu'nda,
Ankara'da 7-8 martta Selim
SırrıTarcanSpor
Salonu'nda, İstanbul'da
26-29 mart tarıhleri
arasında Lütfi Kırdar Spor
Salonu'nda
gerçekleştirilecek.
\azıh
Gtinler
• Kültür Servisi — Yazılı
Günler dergisi 13. sayısıyla
ikinci yılına başladı. Bu
sayıda Afşar Timuçin'in
"Estetik: Güzelin Bilimi",
ömer Ateş'in "Kilit
Kültürü ve Sanat", Mehmet
Serdar'ın "Tarih Bilinci",
Ernst Fisher'in "Sanatın
Geleceği" (Çey. Yasar
Azaz), Altay Öktem'in
"Bülent Ecevit ve
Gözyaşından Gerdanlık",
Behçet Çelik'in "Seçilmiş
Bir Yahıızlığın Tarihçesi"
adh yazıları; Bülent
Büyükdağ'ın "Hiç
Tanımadım Onu" ve
Mehmet Sert'in "Bir Ada
Gezintisi" adlı öyküleri yer
alıyor. Bu sayının şairleri
ise şunlar: Emin Akdamar,
Murat Batmankaya, İsmail
Lütfü, Hamdi Gedik,
Halim Yazıcı, İsmail
Sandıkçıoğlu, Deniz
Durukan, Fahrettin K.
Nitter, Metin Fındıkçı, llyas
Tunç.
I
SAHİBİNDEN
ÇINARCIKTA
' M A R M A R A sahinde, onarak,
KorukOy, Esenkörde satılık ar-
ssürnı vantr.
•PARSELLER ifrazi, iman r>
narak Betedrreslnce 2-3-5 kat
olarak verlrrfctir. Oerftal Insaa-
t3 b35t3fl3WBr
' A R S A L A R I M mûstakl tapukı,
24O480nv bûvûkiûğûnde, ko-
numuna göre 24 Ra 80.000.
000.- Iradr. ödeme k ö f t i
lWY ^ ^
•ARSALAR deniz manzarak,
cevre ormanla kapk oMuğundan,
ncfts tit hava ve oSrflnto mev-
cuttur.
•3-5 artadas tnkte hareket
ederek Mrkac dalrellk arsa aött-
teceğMz g u , 10-20-so Qye*
kooperattfler Idn Imart yerterlm
de vardr.
-VELI GöçER-Kaya cazmo»
Carsjsh cnarâk" auteslne yaza-
rak tantn trosûr-takvlmlmi is-
teveHMniz.
•zİYARETLERlNlzl Dekter, say-
griar sunarnı
*ÇINARCIK:(9.19Î) 56800
*ISTANBUL:(1)515 73 63
*VELİ GÖÇER F«x:56«01