23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ H £ 13 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 SEÇIM '91 SHP binasında yangın tehlikesi • KÜTAHYA (AA) — Kütahya'da dun sabafaa karşı çıkan yangında, üç ahşap bina yanarken SHP il binası da tehlike atlattı. Cumhuriyet Caddesi'nde, SHP il binasının bitişiğinde bulunan 3 ahşap bina, çıkış nedeni henüz belirlenemeyen yangın sonucu tamamen yandı. Itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu 2 saatte kontrol altına alınan yangın sırasında bitişikteki SHP il binasının mutfak çatısı da hasar gördü. Kadın aday adayları • ANKARA (AA) — Kadın Deraekleri Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Didar Eser, 20 ekim pazar günü yapılacak milletvekili seçimlerinde aday adayı olan kadınların, siyasi partilerin milletvekili aday listelerinde seçilebilir yerlere konulmasını istedi. Eser, siyasi partilerin genel başkanlanna, federasyona üye dernekler ve birlikte çalıştığj gönüllü kunıluşlar adına birer mektup gönderdi. Kadınların bu seçimlerin kaderini belirleyeceğini savunan Eser, mektubunda şu görüşlere yer verdi: "Kadınlara karşı her türlü aynmcılığın ortadan kaldınlması hakkındaki Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ni Türkiye de imza koyarak onaylamıştır. Bu sözleşmede, kadınlann yasal haklarını eşit olarak kuUanmalan için kendilerine her türlü imkârun tanmması öngörülmektedir. İzmir'de TOKP operasyonu • İZMÎR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Siyasi Şube ekiplerince kentin değişik semtlerinde düzenlenen TDKP/ Genç Komünistler Birliği operasyonunda örgüt üyesi oldukları ve örgüt adına faaliyetlerde buiundukian gerekçesiyie gözaltma alınan 40'ın üzerinde kişıden 10'unun PGM Savcilığı'na göndenldigi açıklandı. Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre gözaltına alınan kişilerin kentin çeşitli semtlerinde korsan gösteriler düzenledikleri, bazı sokak 've caddelere örgütün göriişlerini içeren pankartlar astıkları, bildiriler dağıttıklan beürtildi. Ilgililer, gözaltına aünanlann ev ve üzerlerinde çok sayıda örgütsel döküman ile bildiri hazırlamada kullanılan daklilo ve teksir makinesinin ele geçtiğini açıkladılar. Geçici görevli doktorlaraödül • ANKARA (ANKA) — Sağlık Bakanlığı, seçimler öncesi yurdun değişik bölgelerinde görevlendirilen doktorlardan başarılı olanlara bir maaş tutarı ödül verecek. Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz, geçici görevlendirme uygulamasına tepkiler sürerken bu doktorlara birer mektup yazarak anlayış göstermelerini istedi. Bakan Eryılmaz, bu görevlendirmenin doktorlann aile ve çalışma düzeninde sıkıntı ve güçlükler oluşturacaklannı bildiğini, yakınmalara saygı duyduğunu belirttiği mektubunda, "Ancak yurdumuzun her köşesindeki yurttaşımıza yeterli sağlık hizmetini götürmenin bizler için en önemli görev olduğu düşünce ve hedefıni paylaştığmızdan asla kuşku duymuyorum" dedi. Menderes, Zorlu, Polatkan'a mevlit • ANKARA (AA) — Eski başbakanlardan Adnan Menderes ile bakanlardan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, ölümlerinin 30. yüdönümünde dini törenle anılacak. Yapılan açıklamaya göre Menderes, Zorlu ve Polatkan için Menderes ailesi tarafından yıldönümü dolayısıyla mevlit okutturulacak. Menderes'in hayattaki tek oğlu olan Aydın Menderes tarafından 17 eylülde Istanbul'daki anıtmezarda okutulacak mevlit, saat 11.00'de başlayacak. Mevlide Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın aileleri ve sevenlerinin yanı sıra, çok sayıda politikacının katılmasmın beklendiği büdirildi. DYP lideriyüzde 26'yla iktidar olurlarsayeniden seçim sözü verdi Demirel de '94'te seçimdediSERDAR KIZIK tZMİR/GEBZE — DYP lideri Sü- leyman Demirel yeni bir heyecanla yeni seçimlere so- belirterek askeri darbelere yüklendi. izmir'de "Kordon toplantısı", Gebze'de "DYP iktidar" mitingine katı- lan Demirel, bu arada IstanbuT- da da partisinin propagandası- nı sürdüren reklam ajansında fotoğraf çektirdi. Demirel, bu "hızlı" turu sırasında vatandaş- lara, yüzde 26 gibi bir azınlık oyla TBMM'de çoğunluğu sağ- lamaları durumunda 2 yıl için- de erken seçime gideceklerini söyledi. Demirel, Gebzelilere de il sözü verdi. Bugünkü iktidarı, azınlık oyuyla çoğunluğu sağiadığı için "illegal" diye nitelendiren, çok partili dönemden bu yana geçen zamanın demokrasiyi kurmaya yetmediğini, devletin gelenekie- rinde "noksanlık" olduğunu vurgulayan Demirel, sözü insan haklanna şöyle getirdi: "İnsan Haklan Beyanname- si insan olmayı, insanın ulkesi- nin yönetiraine iştirakine baglı- yor. Yani iosanlar eger kendi ül- kelerinin yönetimine hür bir se- kilde iştirak etmiyorlarsa, İL_B- nı kusurlu sayıyor. Sandıga git- mek ayrı bir olaydır. tnsan bir yanlış varsa demokratik reflek- sini ortaya koymalı, idareciye 'sen bunu nasıl yaparsın' deme- Bdir. Sonra bir meseie daha var, ülkenin okumuşlan; poturiu, şalvarlı, eli nasırlı, kravatsız in- sanlan cahiller olanak nitelen- diriyorsa, 'bunlann seçtiğinden ne çıkar' diyorsa biz daha uzun seneler mücadeleyi sürdurüruz. Demirel'in tempolu konuş- masından sonra sorulara geçil- di. flk soru bir bayandan geidi: — Sayın Demirel, bu iilke. di- reksiyonunu 2 kez size emanet etti, ikisinde de arabayı ktşlanın duvanna çarpbnız. 3. kez direk- siyonu istiyorsunuz, bu defa kışlanın duvanna çarpmamanın güvencesini bize nasıl verecek- siniz? Demirel dudaklarımn ucun- daki hafif bir tebessümle soru- yu şöyle yanıtladı: "12 Eylül sadece beni orta- dan kaldırmadı ki, siyasi parti- ler, parlamenlo kapatıldı, uni- versite özerkliği ortadan kaldı- nldı. Demek ki darbenin sebe- bi ben degilmişim... Vani ben ayaktayım. Peki bu darbeler şa- kacıktan mı oimuş? Beni mi ko- rumuş darbeler? Ben bunlann karşısına çatır çatır çıktım. Ben ne yapacaktım? Bir ülkenin üni- versitesi darbe y apan generallere ciibbe giydirirken ben ne yapa- caküm? Sonra Türkiye'de de- mokrasiyi savunmak sadece ba- na mı ait? Bu bana ait de biitiin bunlara hak vennek acaba niçin başkalanna ait? Kışlanın duva- nna çarptıran ben degilim. Re- jim çarptı duvara. Darbeye yüz- de 92 oy vereceksin. ondan son- ra herkes basacak alkışı, sonra bana kusur bulacaksın. Madem darbe iyiymiş, hatta ben sebep olmuşum, bundan dolayı teşek- kiir etmeniz lazım bana o za- man." Demirel'e sorulan sorulardan biri de yüzde 26 gibi bir yüzdey- le Meclis'in çoğunu eline geçir- mesi durumunda ne yapacağına ilişkindi. Demirel, yüzde 26 ile 226 milletvekiliyle hükümet ya- pamayacaklarını söyledi ve "Yapmaya kalkarsak o zaman kendimize olan saygımızı yitiri- riz. Hükümet bir saygınuk ola- yıdır. Öyle bir durum olur da biz öyle bir durumla iktidar olursak makuJ bir sıire sonra kanunlan düzeltir, seçim kanu- nunu konsensüsle düzeltir, ye- niden seçime gideriz. Makul sü- re ne olur diye sorarsanız hiç ol- maz, 1 sene olur, yahut 1,5 se- ne olur ya da 2 seneyi geçmez" diye ekledi. Dün habersiz şekilde Istan- bul'a gelen Demirel partisinin kampanyasını sürdüren reklam ajansına giderek fotoğraf çektir- di. Daha sonra helikopterle Gebze'ye geien Demirel, bura- da düzenlenen "DYP iktidar" mitingine katıldı. Demirel, Türkiye'yi yönetenlerin halkın sırtında kambur olduğunu söy- ledi. Ad vermeden ANAP ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı eleştiren Demirel, seçimden son- ra özal ve ANAP'ın gideceğini belirtti. Demire), konuşmasının sonunda da iktidara geldikleri takdirde Gebze'yi il yapacakla- rına söz verdi. n f-ı GEBZEYE tL SÖZÜ — DYP lideri Demirel, iktidara gelirlerse Gebze'yi U yapacagını söyledi. (Fotoğraf: Ugur Günyüz) GriTtMGÖRDÜM YAZDM Siz de mi 'baba'yı görmeye?MÜJDAT GEZEN Cumhuriyet ekibiyle DYP'nin Gebze mi- tingine gidiyoruz. Yolda "Baba geliyor, baba" gibi dövizler taşıyan otolara rastlıyo- ruz. Gebze'de arabayı park edip meydana giriyoruz. Baba, 45 dakika rötarla helikop- terden miting meydanına el salLyor. Şapka- sını pencereden çıkaramıyor, çünkü her an uçabilir. Meydana doğru yürürken rastladığımız kişiler soruyorlar; "Siz de mi babayı gor- meye gidiyorsunuz?" "Evet, gerçi biz babayı bundan önce de gördük, ama yeniden bir görelim." Baba değişmiş. Hem de epeyce değişmiş. Bir kere saçları iyiden iyice beyazlamış. Gözaltlan biraz daha çökmüş. Yorgunluk- tan olacak, çünkü baba bugün Gebze'de, yarın Karadeniz'de. öbür gün kimbilir ne- rede? Bu propaganda gezileri anlaşılan çok yorucu oluyor. Eee, baba da 70'e yaklaşı- yor. Demek ki yomlmakta. Ben babayı 1968 yılından tanıyorum. O zamanlar "Halk Oyuncuları" topluluğu ile "Devr-i Süleyman" adlı oyunumuzu yasak- lamıştı. Kendisiyle oradan tanıyoruz. Ama baba, o günden bugüne çok değişmiş. Saç- lar biraz daha dökülmuş, biraz kilo vermiş, biraz daha çökük. Yani Devr-i Suleyman'- daki Süleyman değil. Seçim otobüsunün üzerindeki adam ba- ğırıyor; "Geliyor, geliyor, geliyor. Kalkın- manın mimarı, DYP'nin büyuk adamı Sa- yuı Süleyman Demirel geliyor" Demirel nihayet konuşmaya başhyor. 1968 yılında tiyatroyu yasaklayan zihniyet, kendi de 12 Eylül'de yasaklanınca değişmiş anlaşılan. Otobüsün üzerine çıkıyor, ana baba günü. İlk soz olarak "Arkamı boşaltın" diyor. Demirel, "Benım vatandaşım" sozünü çok sık kullanıyor. Onun yerine çoğaltıp halka dağıtabilir. "2 anahtar"ı bu defa kullanmadı. ANAP da alternatif olarak "İngiliz anahtan" sağla- yabilir. (Amerikan anahtan, olsa onu salla derdik.) "Bir devrin artıklan", "Bugün 12 Eylül", "12 Eylül'ün tartışmasını yapacak değilim", "Tesadüfen bugün 12 Eylül", "Milletin elin- den hükumeti alanlar şimdi nerede?", "Bu- gün Armutalan'da hatıra yaayorlar", "Bas kardeşim Kırat'a", "20 ekimde cenaze kal- kacak, cenaze", "Bunları seçim sandığına defnedin", "jÇenabı AUah, Kuran-ı Kerim'de buyurur ki emâneti ehh'ne veriniz", "G*b- ze*yi il yapacağun... Gcbze fl otdu, bu-ra- rafta ses yokî' Sonunda onunla 2 müştereğimiz olduğu- nu saptadım: "tkimiz de yasaklıydık", "îki- miz de muhalifiz." TEMSAN İŞÇİLERÎ ANAP GENEL MERKEZİ ÖNÜNDE OTURMA EYLEMİ YAPT1 Canver 'karşılıksız' ANAP üyesiANAP'tan 1959 kişi aday oldu. 25 milletvekili adaylık için başvurmadı. Aday adayları hakkında örgüt görüşü alınacak. Genel merkez örgütten habersiz anket yaptıracak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — ANAP'ta aday adaylığı başvurulan so- na verdi. Aday adayhğı başvurulan 1959'a yükselirken, 25 milletvekilinin aday olmadığı görüldü. Aday adayları üzerinde örgütün görüşü alınacak. Bu arada genel merkezce ve örgütten haber- siz adaylarla ılgili anket yapılacak. ANAP'ta aday adaylığına başvuru- nun bittiği dünkü son gün bağımsız Adana Milletvekili Ciineyt Canver ANAP'a üye oldu. Milletvekili adaylı- ğı için herhangi bir girişimde bulunma- yan Canver, "Görüşlerimden hiçbir ödttn vermedim" dedi. Canver, ANAP Teşkilat Başkanı Fah- rettin Kurt'un da katıldığı törenle ANAP'a üye olurken, "demokrasi ide- allerini ve insan haklarıyla ilgili göriiş- lerini korudugunu"söyledi. Kendi deyi- şiyle "12 Eylül'ün on birinci yıldönümünde" ANAP'a üye olduğunu kaydeden Canver, gazetecilerin sorusu üzerine, "Amerika il« Sovyetler'in ya- kınlaşacagını, Amerika'nın darbecilere karşı Sovyet yöneticilerini konıyacagı- nı düşünür miiydiiooz?" karşılığınj ver- di. ANAP Teşkilat Başkanı Fahrettin Kurt ise, ANAP'ın diğer partilerden en önemli farkınm, çağdaş ve yenilikçi ol- masının olduğunu belirterek, diğer par- tilerin Alevileri, Kürtleri ve Doğuluları istismar ettiğini ve insanların sırtına bi- nerek politika yapmay. alışkanlık hali- ne getirdiklerini savundu. ANAP'ta yanlış görüntü veren bazı isimlerin bu- lunduğunu da beürten Kurt, "Hiçbir va- tandaşımızdan, Kürt vatandaşlanmız- dan, Alevilerden, Sünnilerden, sagcısın- dan, solcusundan vazgeçmemiz müm- kün degildir" diye konuştu. Kurt, Can- ver'in adaylığı ile ilgili sorular üzerine, "Anayasanın 84. madde engeli var. Bunlar aşılabilir. Ama kendisinin hiçbir talebi yok. İhtiyaçlar ve imkânlar elve- rirse aday gösteririz" dedi. ANAP'ta milletvekilliği adaylığı için başvurular, 1959'a yukseldi. ANAP'ta başvuru suresi dün dolarken, eski Dey- let Bakanı Cemil Çiçek'in adaylık için başvuruda bulunmadığı dikkati çekti. Ulaştırma Bakanı Hüsamettin Öriiç, eski bakanlardan Ali Bozer, Muş Mil- letvekili Mehmet Emin Seydagil, Rize Milletvekili Şadan Tuzcu, Şanhurfa Mil- letvekili Bülent Öncel, son gün adaylık için başvuruda bulundular. Bü>oik Ana- dolu Partisi'nden istifa ettikten sonra ANAP'a giren Samsun Milletvekili Hii- seyin Özalp de adaylığanı koydular. Aday olmayan milletvekilleri şunlar: "Rıfat Diker, Cengiz Dagyar. Edip l'gur, Bahattin Çaloglu, Muhittin Mut- lu, Fethi Çelikbaş, İbrahim Özel, Cahit Aral, Muhittin Karaman, Recep Ergun, Nuh Mehmet Kaşıkcı, Mehmet Yazar, Şevki Gögüsger, Adil Küçük, Mustafa Lgur Ener, Bülent Çaparoglu, Adil Er- dem Beyazıt, Haydar Özalp, Ertuğrul Özdemir, Mustafa Nazikoğlu, Mümtaz Özkök, Ayhan Reyhan Sakallıoğlu, Rıf- kı Atasever, Necmettin Karaduman, Ta- lat Sargın, Osman Dogan. Aydın Arva- si, İhsan Bedirhanoğlu, Cemil Çiçek." 100 gundür grevde bulunan TEMSAN işçileri, toplusözleşmeleri imzalanana değin ANAP Genel Merkezi önünde oturma eylemine basladılar. Ankara ve Diyarbakır'da fabrikalan bulunan TEMSAN Genel Müdürlüğü'n- de çalışan 300 kadar işçi, dün ANAP Genel Merkezi önüne gelerek eyleme basladılar. lşçilerin bağlı olduğu Özçelik-tş Sendikası'run Genel Teşküat- lanma Sekreteri Mustafa Adh ve bazı yöneticiler, ANAP Teşkilat Başkanı Fahrettin Kurt ile görüştüler. DMP LİDERİ BİRLEŞMEYE KARŞI ÇIKANLARI ANAP^CV KIŞKIRTTIĞINI ÖNE SÜRDÜ Dalan: Tabaıısız bir takımGÜNDÜZ tMŞİR DMP'nin bugün toplanacak büytık kongresi öncesinde DYP ile birleşme konusunda göriişle- rini açıklayan DMP Genel Baş- kam Bedrettin Dalan, fesih ka- rarımn MYK ile MKYK'nın oy- birliğiyle alındığını, aksi bir ge- lişmenin mümkün olamayacağı- nı söyledi. Bedrettin Dalan fes- he karşı çıkanlan "tabansız bir- takım kişiler" olarak niteleye- rek, "Karşıt gibi görünenler ANAP tarafından kışkırtılan kunı bir gürültüdür. Bir sinek vızıltısıdır, hepsi o kadar" şek- linde konuştu. Partinin feshi konusunda mu- halefet oluşturan îstanbul İl Başkanı Doğudan Bayülgen'in ise parti suçu işlediği gerekçesiy- ie görevinden ihraç edildiği be- ürtildi. Bugün toplanacak DMP ola- ğanüstü kongresiyle ilgili olarak bilgi veren Teşkilat Başkan Yar- dımcısı Yavuz Uysallı, kongre>-e tüm delegelerin çağnldığını ve 800'ün üzerinde kongre delege- sinin olduğunu belirtti. Uysallı, DMP'nin DYP ile birleşmesi ko- nusunda parti içinden bir tepki olmadığını ileri sürerken, parti yöneticileri olası bir karışıklığa onlem olarak guvenük kuvvet- lerinden geniş çapta yardım is- tendiğini belirttiler. DMP Genel Başkanı Bedret- tin Dalan, "DYP" ile birleşme- ye giden gelişmeleri gazetemize özetleyerek sorularımıza şu ya- nıtları verdi: — Sayın Dalan partinin feshi KmŞEHlRMlUSTVEKİLİSEVKİGÖÖÜSĞERPAKnDENAYRILDI ANAP'ta istifasayısı 4'e yukseldi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — ANAP Kırşehir Millet- vekili Şevki Gögüsger, ağır suç- lamalarda bulunarak partisin- den istifa etti. Erken seçim ka- rarının alınmasından sonra ANAP'tan istifa eden milletve- kili sayısı 4'e yukseldi. Göğüs- ger'in DYP'den milletvekili ada- yı olmak istediği öğrenildi. Göğüsger, istifasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, iç ve dış politikada yaşanan olaylann ülke ve milletin bütünlüğünü ve bağımsızhğını tehlikeye düşüre- cek boyutlara ulaştığını, bu problemlerin çözümü konusun- da ANAP'ın gerekli tedbirleri almakta yetersiz kaldığını vur- guladı. Göğüsger, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Tttrk milletinin variık sebe- bi olan miDi manevi, tarihi ve es- tetik değerlerin aşınmasında parti olarak vatandaşa verdiği- miz sözlerin aksi davranışlaria milli vaıiıgımız tehlikeye itilmiş- tir. Bnnun neticesi olarak milli hedef ve menfaatler, yerini kişi çıkarianna terk etmiş, ülke ve toplumumuz adeta kargaşa or- tamına itilmiştir. Türk milletiniıı partimize gös- terdigi ilgi ve sevgi kaybolmuş, yetersiz ve şaibeli kadrolann >ö- netime getirilmesi ile tnillet sev- gisi ve itimadı giderek kaybol- maya başlamışur. Parti kadrola- n ve aday tespitlerinde ülkenin hassasiyetleri dikkate alınmaya- rak reklam ve vitrin ön plana çı- kanlmıştır. Böylece milli duygu- lanmız zedelenir hale gelmişür." Butün istek ve gayretlere rağ- men parti içi demokrasi tesis edilemediğini vurgulayan Gö- ğüsger, "Demokratik usul ve il- keler yerine tayin yöntemine başvunılarak kişi, aüe ve belli gruplann hâkimiyetine terk edi- len parlimiz güvenilirligini kaybetmiştir" dedi. ANAP'tan geçen ay eski Kül- tür Bakanı Nanuk Kemal Zey- bek istifa etmişti. Geçen hafta da M. Emin Seydagil ve Muh- yettin Mullu bu partiden aynl- dılar. Zeybek'in DYP'den Bay- burt milletvekili adayhğı kesin- leşti. Demirel'in Mutlu ve Sey- dagil'e "sıcak bakmadı^ı" öğre- nildi. Son istifalarla ANAP'ın Mec- lis'teki sandalye sayısı 272'ye düştü. konusunda, teşkilatlardan yo- ğun bir tepki geldiği ileri sürii- lerek bu karann kongreden çı- karülamayacağı belirtiliyor? Siz- ce DMP bu kongrey le tarihe mi kanşacak? DALAN — Feshi dışında bir gelişme kesinlikle söz konusu olamaz. \rYK ki 10 kişiden olu- şuyor, fesih karannı oybirliğiy- k aldı. Aynı karar MKYK tara- fından da karara bağlandı. Ya- ni tersi mümkün değil. Aksi dü- şünceler, ANAP tarafından kış- kırtılıyor. Buna iyi bir örnek ve- recek olursak ANAP'ın elinde- ki Magic Box televizyonunun tu- tup 4 ay evvel paniden ayrılan bir insanın beyanatlanm döndü- rüp dondürüp tekrar vermesini sayabiliriz. — DMP'nin feshine karar al- dırtan kıstaslar nelerdir? DALAN — En önemlisi şuy- du: Türkiye'nin içinde bulundu- ğu durum. Türkiye'de her türlü karışıklığa yol açan bir iktidar var. Hâlâ da yanhşını kabul et- meyen bir iktidar. Ekonomi dar- boğazda. Türkiye'nin birliği bü- tünlüğu darboğazda. Ve daha birçoğu sayılabilir ki ülkenin bunca problerai varken seçimi ne pahasına olursa olsun kazan- mak isteyen bir iktidar var. CUNEYT ARCAYÜREK YAZIYDR Bugünün Olaylarıyla Anılar Arasında Baglantı Kurulursa ANKARA — Çeşitli eğilimlerden gazetecilerin önüne çı- kacağına, yakın saydığı ya da doğasını az çok bildiği gaze- tecilerle Paris'te yarenlik etmek elbette işine geliyor. Başbakan Yılmaz'ın Paris'te birden patlaması, yurtdışın- da iç siyaset konuşmayı ahlak haline getiren TÖ'den miras bir geleneği sürdurdügü anlamına alınıyor. Daha 20 ekimi aşmadık. Genç Başbakan hıztnı alama- mış, 1994'te yine seçim isiiyor, bir bakıma vaat ediyor. Fazla önemsemez görünmeye çalıştığı Demirel'i "haya- tın tasfiye edeceğini" söylerken acaba gerçekten ciddi mi? Bu seçimin sadece Demirel için değil, bütün partiler, hatta çiçeği burnunda Yılmaz için de yaşamsal deger taşıdığını bilmeyen var mı? SHP ile DSP liderini ölçüye almıyor. Sandıktan kimin çı- kacağının tahmin edilemediği şu günlerde DYP liderine ki- mı koşullar koyuyor. Demirel'den kurtulmak tek amacı. TÖ gibi Yılmaz da yurtdışına çıkınca kendini padişah sanıyor. Muhalefete buyruklar vermek, koşullar koymak sanki demok- ratik göreviymiş gibi konuşuyor, konuşuyor. Sıraladığı koşullar arasında yüzde 30 oyla iktidara gelen bir partinin istikrar sağlayamayacağını söylüyor. ANAP aynı oranla yıne işbaşına gelirse taze Başbakanımız aynı gerek- çeyle koltuğundan kopacak mı ya da gereğini sonra düşü- nürüz diyerek koltuğuna sıkı sıkı sarılacak mı? Mesut Bey, örneğin yüzde 45 ya da yüzde 25'in altına dü- şerse Demirel'in istifasını istiyor. Ya kendileri? Yüzde 20'lerin veya 25'in altında oy alırsa genç yaşında politika emeklisi olacak mı? Mesut Bey üstelik yeni dostluklara çok hevesli. Örneğin bir yıl kadar önce Kenan Paşa bana bir olay anlat- mıştı. Mesut Yılmaz yasakların kalkmasını Evren'in engel- lediğini Rize'de söylemiş. Evren de Bakanlar Kurulu'nda bu yalanı yüzüne vurmuş. O sıralar Yılmaz'a pek hiddetliydi. Ama zaman akıp gidiyor. Kimilerine eski kırgınlık, kızgınlık günleri geride kalmış. Hatta Mesut Bey'le Evren "müsterek hasımlarını" saptamışlar, adı Demirel. Evren, şimdi Yılmaz'ı "sevip takdir ettiğini" söylerken Başbakan da önemli konu- larda Evren'in görüş ve tavsıyelerıni alacağından söz edi- yor. Tam on yıl koalisyon hükümetlerine söylemediğini bırak- mayan, ne var ki -hem de Paris'te ağız dolusu yüklendiği Demirel'le- koalisyona gitmeye dünden razı Mesut Bey'le gö- rüştükten sonra birden hidayete eren Evren, basına "bu dö- nemde koalisyon olmasından çekinmedigini" ifade ve be- yan buyuruyor. Başüstüne efendim! Başka, başka? Evren'den bir yıl önce dinlediğimlz değer- lendirmelerde Ecevit'e yüksek dozda beğeni vardı. Tabii De- mirel'e giderilmesi olanaksız olumsuz duygular içindeydi. Si- yaserteki cilvelere bakın: Hasmı biamanı ile yakında hısım sayılacak kadar yakınlaşıyor. Evren'e göre, 80'den önce "terv cereyi -yani ülkeyi, demokrasiyi- pisleten" DYP lideriydi. Ona karşı on yıl Çankaya'dan sürdürdüğü savaşımda yakın yar- dımcılığını yapan Ali Baransel, Demirel'i "demokrasiyi ku- racak ve ülkeyi düzlüğe çıkaracak insan" ilan ederek DYP'den merkez adayı oluyor. Yaşam acımasız! Evren'e göre 1980 öncesinin belli başlı sorumlusu Demi- rel. Ecevit'deüzerinden sempatisini eksik etmeyen Evren gibi düşünüyor: "Benimle uzlaşıp hükümet kursaydı 12 Eylül olmazdı" diyor. Ne çare, 1979'da AP'nin darbeyi önlemesi olası erken seçim önerisini CHP'nin desteğiyle Meclis Ana- yasa Kbmisyonu'nun anayasaya aykırı bulması gibi eşine az rastlanır bir siyasal skandalı anımsamıyor. Sonuç: Yılmaz- Evren-Ecevit arasında sanki bir "dostluk çemberi" oluşu- yor. Bu arada SÖ de eşinin "80 öncesi hesabını sorması "gerektiğini" öne sürmez mi? Tannm! Aklımız sana emanet... KöNUK YAZAR Meclis'in işlevsel olması için neler yapılmalı? Prof. Dr, YAKUP KEPENEK Ülke, olağan süresinin biti- mine bir yıldan daha çok bir süre bulunmasına karşın ikti- dar partisinin isteği ile yeni bir genel seçime gidiyor. Iktidar- da olan partinin kendine uy- gun bir zamanda seçimlere git- mesi, demokratik anlayışa uy- gun bulunabilir; doğal karşı- lanabilir. Doğru ya da de- mokratik olmayan, seçimle il- gili düzenlemelerdir. Bu ne- denle, seçimlerin sonuçlanna koşut olarak, oluşacak yeni Mechs'e önemli görev ve so- rumluluklar düşmektedir. Seçimler sonrasında oluşa- cak Meclis'in temel bir işlevi vardır; o da demokrasinin tüm kurum ve kurallanyla işlerlik kazanmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmaktır. Yeni Meclis öncelikle bir de- mokratik anayasa taslağı geüş- tirmeli, bunu tartışmaya aç- malı ve daha sonra da halkoy- lamasma sunarak onaylanma- smı sağlamahdır. Yeni anaya- sa çağdaş, demokratik ilkele- ri içermeli ve bir toplumsal uz- laşmamn ürünü olmahdır. Yeni Meclis ek olarak, sen- dikalar, meslek oda ve birlik- leri, universite, basın ve TRT ve seçim yasalarında da de- mokratik düzenlemeleri ger- çekleştirmek durumundadır. Yülardır Uluslararası Çahş- ma örgütü (ILO), Türkiye'yi, çalışma yasasıyla ilgili ulusla- rarası sözleşmeleri uygulama- dığı için kara listeye almakta- dır. Yapılması gereken, en kı- sa sürede Türkiye'yi bu ayıp- tan kurtarmak, sendikal hak ve özgürlüklerin yaşama geç- mesini, kamu çahşanlanmn sendikalaşması dahil, sağla- maktır. Ülkemizde YÖK uygulama- sıyla yüksek öğretim tam bir çöküntü ve yıkıma uğramıştır. Üniversiteler bilimsel çalışma özgürlüğünden ve özerklikten uzaklaştınlarak çökertilmiştir. Yeni Meclis, çağdaş, özerk de- mokratik üniversite kavramı- na uygun düzenlemeleri bir an önce yapmak zorundadır. 12 Eylül ANAP yönetimle- ri döneminde yargı bağımsız- hğı, toplumda adalet duygusu- nu yok edecek ölçüde aşındı- rılmış, büyük ölçüde zedelen- miştir. Yargıya güven, top- lumsal yaşamın varhk nedeni- dir. Türkiye en kısa zamanda hukuk devleti anlayışının ege- men olduğu bir düzenlemeyi gerçekleştirmelidir. Basın özgürlüğü üzerindeki sınırlamalann kaldınlması ve TRT'nin iktidar partisince tek yanlı kullanılmasının engelle- nerek bağunsız ve yansız çahş- masının da günümüzde iletişi- min önemi dikkate alınırsa, öncehk taşıması gereken ko- nulardır. Yeni Mechs kamuoyunda Terörle Mücadele Yasası ola- rak bilinen ve anti demokratik düzenlemeleri içeren yasayı bir an önce kaldırmalı ve temel hak ve özgürlükleri koruyucu düzenlemeleri yapmalıdır. Toplum devlet terörii dahil, her türlü terör korkusundan kurtulmadıkça sağhklı bir de- mokrasiye geciş olanakh değil- dir. 12 Eylül dönemi hak ve hu- kukun ayaklar altına alındığı ve insan onurunun ezildiği bir dönemdir. Bu nedenle, aymm- sız ve kapsamlı bir genel af ya- sası çıkarma, TBMM'nin en başta gelen görevleri arasmda- dır. Aynı doğrultuda, kapatı- lan parti, sendika ve dernek- lerin malvarlıklan geri veril- meli, Türk Dil ve Tarih Ku- rumlan Atatürk vasiyetine uy- gun olarak yeniden düzenlen- melidir. Yeni Mecüs'in ele alması ge- reken temel yasalanndan biri de demokratik, eşitlikçi tüm toplumsal eğilim ve özlemleri içeren yeni bir seçim yasasıdır. 12 Eylül'den sonra yapılan 1983 ve 1987 genel seçimleri- nin halkın gerçek istencini yansıtmadığı görüşü, kamuo- yunda geçerlidir. 20 Ekim'de yapılacak genel seçimler de benzer yasal çerçevede gerçek- leşeceğinden, bu tür tartışma- lar sürecektir sonucuna var- mak yanhş olmaz. Seçilecek Meclis'e düşen görevlerden bi- ri de tartışmah konumdan kurtuhnak olmalıdu 1 . Sonuç Yeni Meclis ülkemizde çok geç kalmış bir erdemli ve önemli işlevi yerine getirmeli, demokrasiye geçişin yollannı açmahdır. Yamız ve ancak demokrasi- nin gerçekleşmesiyledir ki ül- kenin işsizlikten eğitime, paha- lıhktan üretime dek köklü so- nınlan çözüme kavuşturulabi- lir. L:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle