Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^ H £ 13 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5
SEÇIM '91
SHP binasında
yangın tehlikesi
• KÜTAHYA (AA) —
Kütahya'da dun sabafaa
karşı çıkan yangında, üç
ahşap bina yanarken SHP
il binası da tehlike atlattı.
Cumhuriyet Caddesi'nde,
SHP il binasının bitişiğinde
bulunan 3 ahşap bina, çıkış
nedeni henüz
belirlenemeyen yangın
sonucu tamamen yandı.
Itfaiye ekiplerinin
müdahalesi sonucu 2 saatte
kontrol altına alınan yangın
sırasında bitişikteki SHP il
binasının mutfak çatısı da
hasar gördü.
Kadın aday
adayları
• ANKARA (AA) —
Kadın Deraekleri
Federasyonu Başkanı Prof.
Dr. Didar Eser, 20 ekim
pazar günü yapılacak
milletvekili seçimlerinde
aday adayı olan kadınların,
siyasi partilerin milletvekili
aday listelerinde seçilebilir
yerlere konulmasını istedi.
Eser, siyasi partilerin genel
başkanlanna, federasyona
üye dernekler ve birlikte
çalıştığj gönüllü kunıluşlar
adına birer mektup
gönderdi. Kadınların bu
seçimlerin kaderini
belirleyeceğini savunan
Eser, mektubunda şu
görüşlere yer verdi:
"Kadınlara karşı her türlü
aynmcılığın ortadan
kaldınlması hakkındaki
Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi'ni Türkiye de
imza koyarak onaylamıştır.
Bu sözleşmede, kadınlann
yasal haklarını eşit olarak
kuUanmalan için
kendilerine her türlü
imkârun tanmması
öngörülmektedir.
İzmir'de TOKP
operasyonu
• İZMÎR (Cumhuriyet Ege
Biirosu) — Siyasi Şube
ekiplerince kentin değişik
semtlerinde düzenlenen
TDKP/ Genç Komünistler
Birliği operasyonunda örgüt
üyesi oldukları ve örgüt
adına faaliyetlerde
buiundukian gerekçesiyie
gözaltma alınan 40'ın
üzerinde kişıden 10'unun
PGM Savcilığı'na
göndenldigi açıklandı.
Emniyet Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamaya göre
gözaltına alınan kişilerin
kentin çeşitli semtlerinde
korsan gösteriler
düzenledikleri, bazı sokak
've caddelere örgütün
göriişlerini içeren
pankartlar astıkları,
bildiriler dağıttıklan
beürtildi. Ilgililer, gözaltına
aünanlann ev ve
üzerlerinde çok sayıda
örgütsel döküman ile bildiri
hazırlamada kullanılan
daklilo ve teksir
makinesinin ele geçtiğini
açıkladılar.
Geçici görevli
doktorlaraödül
• ANKARA (ANKA) —
Sağlık Bakanlığı, seçimler
öncesi yurdun değişik
bölgelerinde görevlendirilen
doktorlardan başarılı
olanlara bir maaş tutarı
ödül verecek. Sağlık Bakanı
Yaşar Eryılmaz, geçici
görevlendirme
uygulamasına tepkiler
sürerken bu doktorlara
birer mektup yazarak
anlayış göstermelerini istedi.
Bakan Eryılmaz, bu
görevlendirmenin
doktorlann aile ve çalışma
düzeninde sıkıntı ve
güçlükler oluşturacaklannı
bildiğini, yakınmalara saygı
duyduğunu belirttiği
mektubunda, "Ancak
yurdumuzun her
köşesindeki yurttaşımıza
yeterli sağlık hizmetini
götürmenin bizler için en
önemli görev olduğu
düşünce ve hedefıni
paylaştığmızdan asla kuşku
duymuyorum" dedi.
Menderes, Zorlu,
Polatkan'a mevlit
• ANKARA (AA) — Eski
başbakanlardan Adnan
Menderes ile bakanlardan
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan
Polatkan, ölümlerinin 30.
yüdönümünde dini törenle
anılacak. Yapılan
açıklamaya göre Menderes,
Zorlu ve Polatkan için
Menderes ailesi tarafından
yıldönümü dolayısıyla
mevlit okutturulacak.
Menderes'in hayattaki tek
oğlu olan Aydın Menderes
tarafından 17 eylülde
Istanbul'daki anıtmezarda
okutulacak mevlit, saat
11.00'de başlayacak.
Mevlide Menderes, Zorlu ve
Polatkan'ın aileleri ve
sevenlerinin yanı sıra, çok
sayıda politikacının
katılmasmın beklendiği
büdirildi.
DYP lideriyüzde 26'yla iktidar olurlarsayeniden seçim sözü verdi
Demirel de '94'te seçimdediSERDAR KIZIK
tZMİR/GEBZE
— DYP lideri Sü-
leyman Demirel
yeni bir heyecanla
yeni seçimlere so-
belirterek askeri
darbelere yüklendi. izmir'de
"Kordon toplantısı", Gebze'de
"DYP iktidar" mitingine katı-
lan Demirel, bu arada IstanbuT-
da da partisinin propagandası-
nı sürdüren reklam ajansında
fotoğraf çektirdi. Demirel, bu
"hızlı" turu sırasında vatandaş-
lara, yüzde 26 gibi bir azınlık
oyla TBMM'de çoğunluğu sağ-
lamaları durumunda 2 yıl için-
de erken seçime gideceklerini
söyledi. Demirel, Gebzelilere de
il sözü verdi.
Bugünkü iktidarı, azınlık
oyuyla çoğunluğu sağiadığı için
"illegal" diye nitelendiren, çok
partili dönemden bu yana geçen
zamanın demokrasiyi kurmaya
yetmediğini, devletin gelenekie-
rinde "noksanlık" olduğunu
vurgulayan Demirel, sözü insan
haklanna şöyle getirdi:
"İnsan Haklan Beyanname-
si insan olmayı, insanın ulkesi-
nin yönetiraine iştirakine baglı-
yor. Yani iosanlar eger kendi ül-
kelerinin yönetimine hür bir se-
kilde iştirak etmiyorlarsa, İL_B-
nı kusurlu sayıyor. Sandıga git-
mek ayrı bir olaydır. tnsan bir
yanlış varsa demokratik reflek-
sini ortaya koymalı, idareciye
'sen bunu nasıl yaparsın' deme-
Bdir. Sonra bir meseie daha var,
ülkenin okumuşlan; poturiu,
şalvarlı, eli nasırlı, kravatsız in-
sanlan cahiller olanak nitelen-
diriyorsa, 'bunlann seçtiğinden
ne çıkar' diyorsa biz daha uzun
seneler mücadeleyi sürdurüruz.
Demirel'in tempolu konuş-
masından sonra sorulara geçil-
di. flk soru bir bayandan geidi:
— Sayın Demirel, bu iilke. di-
reksiyonunu 2 kez size emanet
etti, ikisinde de arabayı ktşlanın
duvanna çarpbnız. 3. kez direk-
siyonu istiyorsunuz, bu defa
kışlanın duvanna çarpmamanın
güvencesini bize nasıl verecek-
siniz?
Demirel dudaklarımn ucun-
daki hafif bir tebessümle soru-
yu şöyle yanıtladı:
"12 Eylül sadece beni orta-
dan kaldırmadı ki, siyasi parti-
ler, parlamenlo kapatıldı, uni-
versite özerkliği ortadan kaldı-
nldı. Demek ki darbenin sebe-
bi ben degilmişim... Vani ben
ayaktayım. Peki bu darbeler şa-
kacıktan mı oimuş? Beni mi ko-
rumuş darbeler? Ben bunlann
karşısına çatır çatır çıktım. Ben
ne yapacaktım? Bir ülkenin üni-
versitesi darbe y apan generallere
ciibbe giydirirken ben ne yapa-
caküm? Sonra Türkiye'de de-
mokrasiyi savunmak sadece ba-
na mı ait? Bu bana ait de biitiin
bunlara hak vennek acaba niçin
başkalanna ait? Kışlanın duva-
nna çarptıran ben degilim. Re-
jim çarptı duvara. Darbeye yüz-
de 92 oy vereceksin. ondan son-
ra herkes basacak alkışı, sonra
bana kusur bulacaksın. Madem
darbe iyiymiş, hatta ben sebep
olmuşum, bundan dolayı teşek-
kiir etmeniz lazım bana o za-
man."
Demirel'e sorulan sorulardan
biri de yüzde 26 gibi bir yüzdey-
le Meclis'in çoğunu eline geçir-
mesi durumunda ne yapacağına
ilişkindi. Demirel, yüzde 26 ile
226 milletvekiliyle hükümet ya-
pamayacaklarını söyledi ve
"Yapmaya kalkarsak o zaman
kendimize olan saygımızı yitiri-
riz. Hükümet bir saygınuk ola-
yıdır. Öyle bir durum olur da
biz öyle bir durumla iktidar
olursak makuJ bir sıire sonra
kanunlan düzeltir, seçim kanu-
nunu konsensüsle düzeltir, ye-
niden seçime gideriz. Makul sü-
re ne olur diye sorarsanız hiç ol-
maz, 1 sene olur, yahut 1,5 se-
ne olur ya da 2 seneyi geçmez"
diye ekledi.
Dün habersiz şekilde Istan-
bul'a gelen Demirel partisinin
kampanyasını sürdüren reklam
ajansına giderek fotoğraf çektir-
di. Daha sonra helikopterle
Gebze'ye geien Demirel, bura-
da düzenlenen "DYP iktidar"
mitingine katıldı. Demirel,
Türkiye'yi yönetenlerin halkın
sırtında kambur olduğunu söy-
ledi. Ad vermeden ANAP ve
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı
eleştiren Demirel, seçimden son-
ra özal ve ANAP'ın gideceğini
belirtti. Demire), konuşmasının
sonunda da iktidara geldikleri
takdirde Gebze'yi il yapacakla-
rına söz verdi.
n f-ı
GEBZEYE tL SÖZÜ — DYP lideri Demirel, iktidara gelirlerse Gebze'yi U yapacagını söyledi. (Fotoğraf: Ugur Günyüz)
GriTtMGÖRDÜM YAZDM
Siz de mi 'baba'yı görmeye?MÜJDAT GEZEN
Cumhuriyet ekibiyle DYP'nin Gebze mi-
tingine gidiyoruz. Yolda "Baba geliyor,
baba" gibi dövizler taşıyan otolara rastlıyo-
ruz. Gebze'de arabayı park edip meydana
giriyoruz. Baba, 45 dakika rötarla helikop-
terden miting meydanına el salLyor. Şapka-
sını pencereden çıkaramıyor, çünkü her an
uçabilir.
Meydana doğru yürürken rastladığımız
kişiler soruyorlar; "Siz de mi babayı gor-
meye gidiyorsunuz?"
"Evet, gerçi biz babayı bundan önce de
gördük, ama yeniden bir görelim."
Baba değişmiş. Hem de epeyce değişmiş.
Bir kere saçları iyiden iyice beyazlamış.
Gözaltlan biraz daha çökmüş. Yorgunluk-
tan olacak, çünkü baba bugün Gebze'de,
yarın Karadeniz'de. öbür gün kimbilir ne-
rede? Bu propaganda gezileri anlaşılan çok
yorucu oluyor. Eee, baba da 70'e yaklaşı-
yor. Demek ki yomlmakta.
Ben babayı 1968 yılından tanıyorum. O
zamanlar "Halk Oyuncuları" topluluğu ile
"Devr-i Süleyman" adlı oyunumuzu yasak-
lamıştı. Kendisiyle oradan tanıyoruz. Ama
baba, o günden bugüne çok değişmiş. Saç-
lar biraz daha dökülmuş, biraz kilo vermiş,
biraz daha çökük. Yani Devr-i Suleyman'-
daki Süleyman değil.
Seçim otobüsunün üzerindeki adam ba-
ğırıyor; "Geliyor, geliyor, geliyor. Kalkın-
manın mimarı, DYP'nin büyuk adamı Sa-
yuı Süleyman Demirel geliyor"
Demirel nihayet konuşmaya başhyor.
1968 yılında tiyatroyu yasaklayan zihniyet,
kendi de 12 Eylül'de yasaklanınca değişmiş
anlaşılan. Otobüsün üzerine çıkıyor, ana
baba günü. İlk soz olarak "Arkamı
boşaltın" diyor. Demirel, "Benım
vatandaşım" sozünü çok sık kullanıyor.
Onun yerine çoğaltıp halka dağıtabilir. "2
anahtar"ı bu defa kullanmadı. ANAP da
alternatif olarak "İngiliz anahtan" sağla-
yabilir. (Amerikan anahtan, olsa onu salla
derdik.)
"Bir devrin artıklan", "Bugün 12 Eylül",
"12 Eylül'ün tartışmasını yapacak değilim",
"Tesadüfen bugün 12 Eylül", "Milletin elin-
den hükumeti alanlar şimdi nerede?", "Bu-
gün Armutalan'da hatıra yaayorlar", "Bas
kardeşim Kırat'a", "20 ekimde cenaze kal-
kacak, cenaze", "Bunları seçim sandığına
defnedin", "jÇenabı AUah, Kuran-ı Kerim'de
buyurur ki emâneti ehh'ne veriniz", "G*b-
ze*yi il yapacağun... Gcbze fl otdu, bu-ra-
rafta ses yokî'
Sonunda onunla 2 müştereğimiz olduğu-
nu saptadım: "tkimiz de yasaklıydık", "îki-
miz de muhalifiz."
TEMSAN İŞÇİLERÎ ANAP GENEL MERKEZİ ÖNÜNDE OTURMA EYLEMİ YAPT1
Canver 'karşılıksız' ANAP üyesiANAP'tan 1959 kişi aday oldu. 25 milletvekili adaylık için
başvurmadı. Aday adayları hakkında örgüt görüşü alınacak.
Genel merkez örgütten habersiz anket yaptıracak.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) —
ANAP'ta aday adaylığı başvurulan so-
na verdi. Aday adayhğı başvurulan
1959'a yükselirken, 25 milletvekilinin
aday olmadığı görüldü. Aday adayları
üzerinde örgütün görüşü alınacak. Bu
arada genel merkezce ve örgütten haber-
siz adaylarla ılgili anket yapılacak.
ANAP'ta aday adaylığına başvuru-
nun bittiği dünkü son gün bağımsız
Adana Milletvekili Ciineyt Canver
ANAP'a üye oldu. Milletvekili adaylı-
ğı için herhangi bir girişimde bulunma-
yan Canver, "Görüşlerimden hiçbir
ödttn vermedim" dedi.
Canver, ANAP Teşkilat Başkanı Fah-
rettin Kurt'un da katıldığı törenle
ANAP'a üye olurken, "demokrasi ide-
allerini ve insan haklarıyla ilgili göriiş-
lerini korudugunu"söyledi. Kendi deyi-
şiyle "12 Eylül'ün on birinci
yıldönümünde" ANAP'a üye olduğunu
kaydeden Canver, gazetecilerin sorusu
üzerine, "Amerika il« Sovyetler'in ya-
kınlaşacagını, Amerika'nın darbecilere
karşı Sovyet yöneticilerini konıyacagı-
nı düşünür miiydiiooz?" karşılığınj ver-
di.
ANAP Teşkilat Başkanı Fahrettin
Kurt ise, ANAP'ın diğer partilerden en
önemli farkınm, çağdaş ve yenilikçi ol-
masının olduğunu belirterek, diğer par-
tilerin Alevileri, Kürtleri ve Doğuluları
istismar ettiğini ve insanların sırtına bi-
nerek politika yapmay. alışkanlık hali-
ne getirdiklerini savundu. ANAP'ta
yanlış görüntü veren bazı isimlerin bu-
lunduğunu da beürten Kurt, "Hiçbir va-
tandaşımızdan, Kürt vatandaşlanmız-
dan, Alevilerden, Sünnilerden, sagcısın-
dan, solcusundan vazgeçmemiz müm-
kün degildir" diye konuştu. Kurt, Can-
ver'in adaylığı ile ilgili sorular üzerine,
"Anayasanın 84. madde engeli var.
Bunlar aşılabilir. Ama kendisinin hiçbir
talebi yok. İhtiyaçlar ve imkânlar elve-
rirse aday gösteririz" dedi.
ANAP'ta milletvekilliği adaylığı için
başvurular, 1959'a yukseldi. ANAP'ta
başvuru suresi dün dolarken, eski Dey-
let Bakanı Cemil Çiçek'in adaylık için
başvuruda bulunmadığı dikkati çekti.
Ulaştırma Bakanı Hüsamettin Öriiç,
eski bakanlardan Ali Bozer, Muş Mil-
letvekili Mehmet Emin Seydagil, Rize
Milletvekili Şadan Tuzcu, Şanhurfa Mil-
letvekili Bülent Öncel, son gün adaylık
için başvuruda bulundular. Bü>oik Ana-
dolu Partisi'nden istifa ettikten sonra
ANAP'a giren Samsun Milletvekili Hii-
seyin Özalp de adaylığanı koydular.
Aday olmayan milletvekilleri şunlar:
"Rıfat Diker, Cengiz Dagyar. Edip
l'gur, Bahattin Çaloglu, Muhittin Mut-
lu, Fethi Çelikbaş, İbrahim Özel, Cahit
Aral, Muhittin Karaman, Recep Ergun,
Nuh Mehmet Kaşıkcı, Mehmet Yazar,
Şevki Gögüsger, Adil Küçük, Mustafa
Lgur Ener, Bülent Çaparoglu, Adil Er-
dem Beyazıt, Haydar Özalp, Ertuğrul
Özdemir, Mustafa Nazikoğlu, Mümtaz
Özkök, Ayhan Reyhan Sakallıoğlu, Rıf-
kı Atasever, Necmettin Karaduman, Ta-
lat Sargın, Osman Dogan. Aydın Arva-
si, İhsan Bedirhanoğlu, Cemil Çiçek."
100 gundür grevde bulunan TEMSAN
işçileri, toplusözleşmeleri imzalanana
değin ANAP Genel Merkezi önünde
oturma eylemine basladılar.
Ankara ve Diyarbakır'da fabrikalan
bulunan TEMSAN Genel Müdürlüğü'n-
de çalışan 300 kadar işçi, dün ANAP
Genel Merkezi önüne gelerek eyleme
basladılar. lşçilerin bağlı olduğu
Özçelik-tş Sendikası'run Genel Teşküat-
lanma Sekreteri Mustafa Adh ve bazı
yöneticiler, ANAP Teşkilat Başkanı
Fahrettin Kurt ile görüştüler.
DMP LİDERİ BİRLEŞMEYE KARŞI ÇIKANLARI ANAP^CV KIŞKIRTTIĞINI ÖNE SÜRDÜ
Dalan: Tabaıısız bir takımGÜNDÜZ tMŞİR
DMP'nin bugün toplanacak
büytık kongresi öncesinde DYP
ile birleşme konusunda göriişle-
rini açıklayan DMP Genel Baş-
kam Bedrettin Dalan, fesih ka-
rarımn MYK ile MKYK'nın oy-
birliğiyle alındığını, aksi bir ge-
lişmenin mümkün olamayacağı-
nı söyledi. Bedrettin Dalan fes-
he karşı çıkanlan "tabansız bir-
takım kişiler" olarak niteleye-
rek, "Karşıt gibi görünenler
ANAP tarafından kışkırtılan
kunı bir gürültüdür. Bir sinek
vızıltısıdır, hepsi o kadar" şek-
linde konuştu.
Partinin feshi konusunda mu-
halefet oluşturan îstanbul İl
Başkanı Doğudan Bayülgen'in
ise parti suçu işlediği gerekçesiy-
ie görevinden ihraç edildiği be-
ürtildi.
Bugün toplanacak DMP ola-
ğanüstü kongresiyle ilgili olarak
bilgi veren Teşkilat Başkan Yar-
dımcısı Yavuz Uysallı, kongre>-e
tüm delegelerin çağnldığını ve
800'ün üzerinde kongre delege-
sinin olduğunu belirtti. Uysallı,
DMP'nin DYP ile birleşmesi ko-
nusunda parti içinden bir tepki
olmadığını ileri sürerken, parti
yöneticileri olası bir karışıklığa
onlem olarak guvenük kuvvet-
lerinden geniş çapta yardım is-
tendiğini belirttiler.
DMP Genel Başkanı Bedret-
tin Dalan, "DYP" ile birleşme-
ye giden gelişmeleri gazetemize
özetleyerek sorularımıza şu ya-
nıtları verdi:
— Sayın Dalan partinin feshi
KmŞEHlRMlUSTVEKİLİSEVKİGÖÖÜSĞERPAKnDENAYRILDI
ANAP'ta istifasayısı 4'e yukseldi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — ANAP Kırşehir Millet-
vekili Şevki Gögüsger, ağır suç-
lamalarda bulunarak partisin-
den istifa etti. Erken seçim ka-
rarının alınmasından sonra
ANAP'tan istifa eden milletve-
kili sayısı 4'e yukseldi. Göğüs-
ger'in DYP'den milletvekili ada-
yı olmak istediği öğrenildi.
Göğüsger, istifasıyla ilgili
yaptığı yazılı açıklamada, iç ve
dış politikada yaşanan olaylann
ülke ve milletin bütünlüğünü ve
bağımsızhğını tehlikeye düşüre-
cek boyutlara ulaştığını, bu
problemlerin çözümü konusun-
da ANAP'ın gerekli tedbirleri
almakta yetersiz kaldığını vur-
guladı.
Göğüsger, açıklamasında şu
görüşlere yer verdi:
"Tttrk milletinin variık sebe-
bi olan miDi manevi, tarihi ve es-
tetik değerlerin aşınmasında
parti olarak vatandaşa verdiği-
miz sözlerin aksi davranışlaria
milli vaıiıgımız tehlikeye itilmiş-
tir. Bnnun neticesi olarak milli
hedef ve menfaatler, yerini kişi
çıkarianna terk etmiş, ülke ve
toplumumuz adeta kargaşa or-
tamına itilmiştir.
Türk milletiniıı partimize gös-
terdigi ilgi ve sevgi kaybolmuş,
yetersiz ve şaibeli kadrolann >ö-
netime getirilmesi ile tnillet sev-
gisi ve itimadı giderek kaybol-
maya başlamışur. Parti kadrola-
n ve aday tespitlerinde ülkenin
hassasiyetleri dikkate alınmaya-
rak reklam ve vitrin ön plana çı-
kanlmıştır. Böylece milli duygu-
lanmız zedelenir hale gelmişür."
Butün istek ve gayretlere rağ-
men parti içi demokrasi tesis
edilemediğini vurgulayan Gö-
ğüsger, "Demokratik usul ve il-
keler yerine tayin yöntemine
başvunılarak kişi, aüe ve belli
gruplann hâkimiyetine terk edi-
len parlimiz güvenilirligini
kaybetmiştir" dedi.
ANAP'tan geçen ay eski Kül-
tür Bakanı Nanuk Kemal Zey-
bek istifa etmişti. Geçen hafta
da M. Emin Seydagil ve Muh-
yettin Mullu bu partiden aynl-
dılar. Zeybek'in DYP'den Bay-
burt milletvekili adayhğı kesin-
leşti. Demirel'in Mutlu ve Sey-
dagil'e "sıcak bakmadı^ı" öğre-
nildi.
Son istifalarla ANAP'ın Mec-
lis'teki sandalye sayısı 272'ye
düştü.
konusunda, teşkilatlardan yo-
ğun bir tepki geldiği ileri sürii-
lerek bu karann kongreden çı-
karülamayacağı belirtiliyor? Siz-
ce DMP bu kongrey le tarihe mi
kanşacak?
DALAN — Feshi dışında bir
gelişme kesinlikle söz konusu
olamaz. \rYK ki 10 kişiden olu-
şuyor, fesih karannı oybirliğiy-
k aldı. Aynı karar MKYK tara-
fından da karara bağlandı. Ya-
ni tersi mümkün değil. Aksi dü-
şünceler, ANAP tarafından kış-
kırtılıyor. Buna iyi bir örnek ve-
recek olursak ANAP'ın elinde-
ki Magic Box televizyonunun tu-
tup 4 ay evvel paniden ayrılan
bir insanın beyanatlanm döndü-
rüp dondürüp tekrar vermesini
sayabiliriz.
— DMP'nin feshine karar al-
dırtan kıstaslar nelerdir?
DALAN — En önemlisi şuy-
du: Türkiye'nin içinde bulundu-
ğu durum. Türkiye'de her türlü
karışıklığa yol açan bir iktidar
var. Hâlâ da yanhşını kabul et-
meyen bir iktidar. Ekonomi dar-
boğazda. Türkiye'nin birliği bü-
tünlüğu darboğazda. Ve daha
birçoğu sayılabilir ki ülkenin
bunca problerai varken seçimi
ne pahasına olursa olsun kazan-
mak isteyen bir iktidar var.
CUNEYT ARCAYÜREK
YAZIYDR
Bugünün Olaylarıyla Anılar
Arasında Baglantı Kurulursa
ANKARA — Çeşitli eğilimlerden gazetecilerin önüne çı-
kacağına, yakın saydığı ya da doğasını az çok bildiği gaze-
tecilerle Paris'te yarenlik etmek elbette işine geliyor.
Başbakan Yılmaz'ın Paris'te birden patlaması, yurtdışın-
da iç siyaset konuşmayı ahlak haline getiren TÖ'den miras
bir geleneği sürdurdügü anlamına alınıyor.
Daha 20 ekimi aşmadık. Genç Başbakan hıztnı alama-
mış, 1994'te yine seçim isiiyor, bir bakıma vaat ediyor.
Fazla önemsemez görünmeye çalıştığı Demirel'i "haya-
tın tasfiye edeceğini" söylerken acaba gerçekten ciddi mi?
Bu seçimin sadece Demirel için değil, bütün partiler, hatta
çiçeği burnunda Yılmaz için de yaşamsal deger taşıdığını
bilmeyen var mı?
SHP ile DSP liderini ölçüye almıyor. Sandıktan kimin çı-
kacağının tahmin edilemediği şu günlerde DYP liderine ki-
mı koşullar koyuyor. Demirel'den kurtulmak tek amacı. TÖ
gibi Yılmaz da yurtdışına çıkınca kendini padişah sanıyor.
Muhalefete buyruklar vermek, koşullar koymak sanki demok-
ratik göreviymiş gibi konuşuyor, konuşuyor.
Sıraladığı koşullar arasında yüzde 30 oyla iktidara gelen
bir partinin istikrar sağlayamayacağını söylüyor. ANAP aynı
oranla yıne işbaşına gelirse taze Başbakanımız aynı gerek-
çeyle koltuğundan kopacak mı ya da gereğini sonra düşü-
nürüz diyerek koltuğuna sıkı sıkı sarılacak mı?
Mesut Bey, örneğin yüzde 45 ya da yüzde 25'in altına dü-
şerse Demirel'in istifasını istiyor. Ya kendileri? Yüzde 20'lerin
veya 25'in altında oy alırsa genç yaşında politika emeklisi
olacak mı? Mesut Bey üstelik yeni dostluklara çok hevesli.
Örneğin bir yıl kadar önce Kenan Paşa bana bir olay anlat-
mıştı. Mesut Yılmaz yasakların kalkmasını Evren'in engel-
lediğini Rize'de söylemiş. Evren de Bakanlar Kurulu'nda bu
yalanı yüzüne vurmuş. O sıralar Yılmaz'a pek hiddetliydi.
Ama zaman akıp gidiyor. Kimilerine eski kırgınlık, kızgınlık
günleri geride kalmış. Hatta Mesut Bey'le Evren "müsterek
hasımlarını" saptamışlar, adı Demirel. Evren, şimdi Yılmaz'ı
"sevip takdir ettiğini" söylerken Başbakan da önemli konu-
larda Evren'in görüş ve tavsıyelerıni alacağından söz edi-
yor.
Tam on yıl koalisyon hükümetlerine söylemediğini bırak-
mayan, ne var ki -hem de Paris'te ağız dolusu yüklendiği
Demirel'le- koalisyona gitmeye dünden razı Mesut Bey'le gö-
rüştükten sonra birden hidayete eren Evren, basına "bu dö-
nemde koalisyon olmasından çekinmedigini" ifade ve be-
yan buyuruyor. Başüstüne efendim!
Başka, başka? Evren'den bir yıl önce dinlediğimlz değer-
lendirmelerde Ecevit'e yüksek dozda beğeni vardı. Tabii De-
mirel'e giderilmesi olanaksız olumsuz duygular içindeydi. Si-
yaserteki cilvelere bakın: Hasmı biamanı ile yakında hısım
sayılacak kadar yakınlaşıyor. Evren'e göre, 80'den önce "terv
cereyi -yani ülkeyi, demokrasiyi- pisleten" DYP lideriydi. Ona
karşı on yıl Çankaya'dan sürdürdüğü savaşımda yakın yar-
dımcılığını yapan Ali Baransel, Demirel'i "demokrasiyi ku-
racak ve ülkeyi düzlüğe çıkaracak insan" ilan ederek
DYP'den merkez adayı oluyor. Yaşam acımasız!
Evren'e göre 1980 öncesinin belli başlı sorumlusu Demi-
rel. Ecevit'deüzerinden sempatisini eksik etmeyen Evren gibi
düşünüyor: "Benimle uzlaşıp hükümet kursaydı 12 Eylül
olmazdı" diyor. Ne çare, 1979'da AP'nin darbeyi önlemesi
olası erken seçim önerisini CHP'nin desteğiyle Meclis Ana-
yasa Kbmisyonu'nun anayasaya aykırı bulması gibi eşine az
rastlanır bir siyasal skandalı anımsamıyor. Sonuç: Yılmaz-
Evren-Ecevit arasında sanki bir "dostluk çemberi" oluşu-
yor.
Bu arada SÖ de eşinin "80 öncesi hesabını sorması
"gerektiğini" öne sürmez mi?
Tannm! Aklımız sana emanet...
KöNUK YAZAR
Meclis'in işlevsel olması
için neler yapılmalı?
Prof. Dr,
YAKUP KEPENEK
Ülke, olağan süresinin biti-
mine bir yıldan daha çok bir
süre bulunmasına karşın ikti-
dar partisinin isteği ile yeni bir
genel seçime gidiyor. Iktidar-
da olan partinin kendine uy-
gun bir zamanda seçimlere git-
mesi, demokratik anlayışa uy-
gun bulunabilir; doğal karşı-
lanabilir. Doğru ya da de-
mokratik olmayan, seçimle il-
gili düzenlemelerdir. Bu ne-
denle, seçimlerin sonuçlanna
koşut olarak, oluşacak yeni
Mechs'e önemli görev ve so-
rumluluklar düşmektedir.
Seçimler sonrasında oluşa-
cak Meclis'in temel bir işlevi
vardır; o da demokrasinin tüm
kurum ve kurallanyla işlerlik
kazanmasını sağlayacak yasal
düzenlemeleri yapmaktır.
Yeni Meclis öncelikle bir de-
mokratik anayasa taslağı geüş-
tirmeli, bunu tartışmaya aç-
malı ve daha sonra da halkoy-
lamasma sunarak onaylanma-
smı sağlamahdır. Yeni anaya-
sa çağdaş, demokratik ilkele-
ri içermeli ve bir toplumsal uz-
laşmamn ürünü olmahdır.
Yeni Meclis ek olarak, sen-
dikalar, meslek oda ve birlik-
leri, universite, basın ve TRT
ve seçim yasalarında da de-
mokratik düzenlemeleri ger-
çekleştirmek durumundadır.
Yülardır Uluslararası Çahş-
ma örgütü (ILO), Türkiye'yi,
çalışma yasasıyla ilgili ulusla-
rarası sözleşmeleri uygulama-
dığı için kara listeye almakta-
dır. Yapılması gereken, en kı-
sa sürede Türkiye'yi bu ayıp-
tan kurtarmak, sendikal hak
ve özgürlüklerin yaşama geç-
mesini, kamu çahşanlanmn
sendikalaşması dahil, sağla-
maktır.
Ülkemizde YÖK uygulama-
sıyla yüksek öğretim tam bir
çöküntü ve yıkıma uğramıştır.
Üniversiteler bilimsel çalışma
özgürlüğünden ve özerklikten
uzaklaştınlarak çökertilmiştir.
Yeni Meclis, çağdaş, özerk de-
mokratik üniversite kavramı-
na uygun düzenlemeleri bir an
önce yapmak zorundadır.
12 Eylül ANAP yönetimle-
ri döneminde yargı bağımsız-
hğı, toplumda adalet duygusu-
nu yok edecek ölçüde aşındı-
rılmış, büyük ölçüde zedelen-
miştir. Yargıya güven, top-
lumsal yaşamın varhk nedeni-
dir. Türkiye en kısa zamanda
hukuk devleti anlayışının ege-
men olduğu bir düzenlemeyi
gerçekleştirmelidir.
Basın özgürlüğü üzerindeki
sınırlamalann kaldınlması ve
TRT'nin iktidar partisince tek
yanlı kullanılmasının engelle-
nerek bağunsız ve yansız çahş-
masının da günümüzde iletişi-
min önemi dikkate alınırsa,
öncehk taşıması gereken ko-
nulardır.
Yeni Mechs kamuoyunda
Terörle Mücadele Yasası ola-
rak bilinen ve anti demokratik
düzenlemeleri içeren yasayı bir
an önce kaldırmalı ve temel
hak ve özgürlükleri koruyucu
düzenlemeleri yapmalıdır.
Toplum devlet terörii dahil,
her türlü terör korkusundan
kurtulmadıkça sağhklı bir de-
mokrasiye geciş olanakh değil-
dir.
12 Eylül dönemi hak ve hu-
kukun ayaklar altına alındığı
ve insan onurunun ezildiği bir
dönemdir. Bu nedenle, aymm-
sız ve kapsamlı bir genel af ya-
sası çıkarma, TBMM'nin en
başta gelen görevleri arasmda-
dır. Aynı doğrultuda, kapatı-
lan parti, sendika ve dernek-
lerin malvarlıklan geri veril-
meli, Türk Dil ve Tarih Ku-
rumlan Atatürk vasiyetine uy-
gun olarak yeniden düzenlen-
melidir.
Yeni Mecüs'in ele alması ge-
reken temel yasalanndan biri
de demokratik, eşitlikçi tüm
toplumsal eğilim ve özlemleri
içeren yeni bir seçim yasasıdır.
12 Eylül'den sonra yapılan
1983 ve 1987 genel seçimleri-
nin halkın gerçek istencini
yansıtmadığı görüşü, kamuo-
yunda geçerlidir. 20 Ekim'de
yapılacak genel seçimler de
benzer yasal çerçevede gerçek-
leşeceğinden, bu tür tartışma-
lar sürecektir sonucuna var-
mak yanhş olmaz. Seçilecek
Meclis'e düşen görevlerden bi-
ri de tartışmah konumdan
kurtuhnak olmalıdu
1
.
Sonuç
Yeni Meclis ülkemizde çok
geç kalmış bir erdemli ve
önemli işlevi yerine getirmeli,
demokrasiye geçişin yollannı
açmahdır.
Yamız ve ancak demokrasi-
nin gerçekleşmesiyledir ki ül-
kenin işsizlikten eğitime, paha-
lıhktan üretime dek köklü so-
nınlan çözüme kavuşturulabi-
lir.
L: