Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 EYLÜL 1991 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
(Baştarafı 1. Sayfada)
Yılbaşından bu yana terör eylemleri yal-
nız İstanbul'da 14 polisi kurban almış durum-
da.
Dile kolay tam 14 polis!
Ve yaprak kımıldamıyor ülkede hâlâ. Hiç-
bir şey olmamış gibi devam edebiliyor ya-
şam.
Katiller yakalanamıyor.
Hükümet hesap vermiyor.
Siyasal iktidardan hesap sorulamıyor.
Sanki bu ülkede hukuk devteti değil de or-
man kanunlan geçerli. Bir devtet polisinin ya-
şamını güvence ahına alamazsa, kendi yurt-
taşlarının can güvenliğini nasıl sağlayabilir
ki?
Oysa, herhangi bir uygar ülkenin en bü-
yük kentinde dokuz ay içinde 14 polis öldü-
rülmüş oisaydı, yer yerinden oynardı. Kamu-
oyu baskısı, ikiidarı silkeler, hükümeti istifa
noktasına getirebilirdi.
Ne yazık ki bizim ülkemizde henüz böyle-
si bir duyariık yok.
İlginçtir.
Kimi iktidar çevreleri ve onlara endeksli
kalemter ise bugün yaşanmakta olan azgın
terörü bir yana bırakıp, hâlâ 12 Eylül 1980
öncesinin hesabını sormakla uğraşabiliyor-
lar. Politikada böyle bir aymazlığa doğrusu
az rastlanır.
Ne yazık ki ülkemiz bugün terörün derin-
leştiği bir ortamda yaşıyor. Amerikan Fortu-
ne dergisinin son sayısında yer alan bir araş-
tırmaya göre Türkiye, "terör riskinin en bü-
yük olduğu ülkeler" sıralamasında dördün-
cü sıraya yükselmiş. Terörizmle mücadele-
de ANAP iktidarının başarısızlığını simgele-
yen bir sonuçtur bu.
Teröre karşı devietin ve demokrasinin ken-
dini koruması doğaldır.
Ama nasıl?
Şiddetin bir çıkmaz sokak olduğunu, bu-
na başvuranlara göstermenin yolları neler-
dir?
Güvenlik güçlerinin etkinliğini artırmak...
Onları her açıdan daha iyi donatmak... Faili
meçhul cinayet bırakmamak... Devleti dev-
tet yapmak...
Yapılması gereken işlerin bir bölümü bun-
lardan oluşuyor.
Bu arada şiddetin üstüne şiddetle gitme-
nin de bir çıkmaz sokak olduğunun bilinci-
ne varmak... Bunun anlamı, terörist karşısın-
da hareketsiz kalmak degildir kuşkusuz.
Ama devietin hukuk devieti kurallanndan
sapmaksızın görev yapması gereği de hiç-
bir zaman gözden kaçırılmamalıdır.
Demokrasiyi geliştirmek, hakça bir toplum
düzeni için yürümek, terörün boy attığı ba-
taklığın kurutulması açısından olmazsa ol-
maz koşullardır.
Terörün heıtıangi bir başan şansı olduğu
kanısında değiliz. Ancak onu demokratik hu-
kuk devieti kurallan içinde tümüyie etkisiz kıl-
mak için toplumsal bir uzlaşmaya ihtiyaç ol-
duğuna inanıyoruz.
PKK 3 turist kaçırdı
YÜCEL SEZER
KARS/IĞDIR — Doğubeya-
zıt karayolunda trafiği keserek
durdurduklan üç aracı ateşe ve-
ren PKK militanları, biri ABD'-
li, ikisi Meksikalı üç turisti ka-
çırdı. Teröristler, bölgede başla-
tılan yoğun operasyon üzerine
turistleri 2.5 saat sonra Büyük
Ağn Dağj etekJerinde serbest bı-
rakarak kaçtılar.
Edinilen bilgiye göre 8 silahlı
militan, dün saat 17.30 sıralann-
da Iğdır-Doğubeyazıt karayolu-
na, Iğdır'a 17 kilometre kala
Şıhnza köyü yakmlannda inerek
yoldan geçen araçlan durdurdu-
lar. Teröristler bir otomobil, bir
minibüs ve Köy Hizmetleri Mü-
dürlüğü'ne ait bir pikabı, için-
dekileri indirdikten sonra yaktı-
lar. 06 AVH 38 plakali minibüs-
te bulunan biri kadın iki ABD'li
ve Meksikalı iki bayan turist ile
şoför ve turist rehberi de terö-
ristlerce araçtan indirildi. Terö-
ristler bedensel özürlii olduğu
kaydedilen ABD'li bir kadın ile
minibüs şoförü Musa Kntlu'yu
serbest bıraktıktan sonra üç tu-
risti yanlanna aJarak Büyük Ağ-
n Dağı yönünde yaya olarak
uzaklaştılar.
Serbest bırakılan şoför ile
ABD'li turistin Iğdır'a giderek
olaydan güvenlik güçlerini ha-
berdar etmeleri üzerine bölgede
geniş çaplı bir operasyon basla-
tıldı. Ozel timin yanı sıra jandar-
ma güçlerinin de katıldığı "kıs-
kanç operasyonu" üzerine yaka-
lanacaklannı anlayan teröristler,
üç turisti olay yerine 40 kilomet-
re uzakhkta, Büyük Ağrı Dağı
eteklerindeki Gövök köyü ya-
kmlarında serbest bırakarak
kaçtılar. 23.30 sıralannda güven-
lik güçlerinin bulduğu turistler
ve rehberleri, Iğdır'a götürüldü-
ler. Kaçırılan turistlerin Meksi-
kalı Salamon Cielakkas(65),
Meksikalı Frida Rembagron
VVskydecelak (61), Amerikalı
Imelda Chrislen Kolanna ve tu-
rist rehberi İbnthim Gülteidn,
diğer turistin de bedensel özür-
lü Amerikalı Lornüne Muntre
(56) olduğu belirtildi. Bölgede
operasyonun devam ettiği bildi-
rildi.
Bu arada Bingöl'ün Karüova
ilçesi yakınlarında kaçırılan 5
turistin bulunması için sürdürü-
len arama çabsmalan dün de so-
nuç vermedi.
tran'dan PKK'hlan istedik
32. Gün dosyasını açıklıyoruz
(Baştarafı I. Sayfada)
tarafından Başhukuk Müşaviri
Akın Beşiroğlu'na 'gereği
yapûmak' iizeıt verilen rapor ve
eklerinin önümüzdeki günlerde
Ankara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na gönderilmesi bekleniyor.
Hayali şirketler:
TRT Teftiş Kurulu'nca yapı-
lan soruşturmada 'Multivision
SA', 'Studlo-M've Locatioo
Voitures' adh şirketler, Brüksel
ve Paris büyükelçiliklerimiz ta-
rafından araştırıldı.
Brüksel'deki büyükelçiliğimiz
Ekonomi ve Ticaret Müşavirli-
ği Location AŞ şirketinin fatu-
rada gösterilen '140 Chaussee
de Ctaerlerci' adresinde bulun-
madığını ve Brüksel Ticaret Si-
cili'nde bu adda bir şirketin ka-
yıtiı bulunmadığı bildirdi. Paris
Büyükelçiliğimiz Ekonomi ve
Ticaret Müşavirliği de Birand'-
ın sunduğu 'Multivision SA' ad-
lı bir şirketin Paris Ticaret Sici-
li'nde kaydına rastlanmadığmı,
Paris'te, faturada gösterilen '23
Rue Demoulin Paris 75016
France' diye bir adresin bulun-
madığı belirlendi. Brüksel
Büyükelçiliği Ekonomi ve Tica-
ret Müşavirliği, Birand'ın
TRT'ye sunduğu 'Studio-M'
adına düzenlenen faturada
Brüksel'de bulunmayan 'Ru
D'oren' adresinin yazüı olduğu-
nu ve şirketin de Brüksel Tica-
ret Sicüi'nde kayıth olmadığını
bildirdi.
Brüksel Büyükelçiliğimiz
Ekonomi ve Ticaret Müsavir
Yardımcısı Cemalettin Damga-
cı imzasıyla TRT Teftiş Kuru-
lu'na gönderilen yazıda Belçi-
ka'da katma değer vergisi nu-
maralarının 9 rakamlı olduğu,
'Studio-M' adına düzenlenen
faturada yazıh katma değer ver-
gisi numarasının doğru olmadı-
ğı; 'Location Voitures' şirketi-
nin adresinde yirmi yıldır Mor-
kens adlı otomobil galerisinin
bulunduğu bildirildi.
Teftiş Kurulu, söz konusu fa-
turalardaki el yazılannm Emni-
yet Genel Müdürlüğü Polis La-
boratuvarlan Daire Başkanlığı
Grafoloji ve Sahtecilik uzman-
hğı tarafından incelenmesi isten-
di. Grafoloji ve Sahtecilik Uz-
manı Dursun Kerimoğlu'nun
verdiği raporda Studio-M, Lo-
cation Voitures faturalan üze-
rinde yapılan incelemelerde 'or-
tak harflerin tersimi, yuvgrlak
harfterin başJama ve bitim nok-
taJan, siliklik derecesi ve meyil
dunımu, kaiigrafik özeiliider'
açüanndan yapılan inceleme so-
nunda faturalardaki el yazılan-
nın M.Ali Birand'ın eünden çık-
tığı sonucuna vanldı.
TRT Teftiş Kurulu raporun-
da, Birand'm Miltur AŞ'den al-
cüğı 5.2.1990 gün ve 0422072 sa-
yılı faturada 'daksü' adL mad-
de kullanarak silinti yapıldığı;
TRT'ye 'beuim uçak bUetim'
yazılı faturanın "Mrs. Garan'
adına düzenlendiği, böylece
başkası adına düzenlenen fatu-
ranın Birand'ın uçak bileti ola-
rak TRT'ye sunulup, parasının
tahsil edildiği, Ingiltere'deki
MusicBox şirketince kayınbira-
deri Ömer Karacan adına dü-
zenlenen 30.1.1989 gün ve 4052
sayıü faturanın belge üzerinde
değişiklik yapılarak sonradan
Birand adına düzenlenmiş izle-
nimi yaratılarak TRT'ye sunul-
duğu ve bu faturaya da ödeme
yapıldığı belirlendi.
Belçika'da 'Mainteoanse de
Messter' şirketinden alınan
6.118 Belçika Franlık faturada
bazı bölümlerin daksil ile kapa-
tıimış olduğu, yapılan inceleme-
de faturanın banyo ve musluk
onarımı ile ilgili olduğu ve bu
faturanın da önce aslmın sonra
la suretinin TRT muhasebesine
^erilerek bu yolla Birand'a çift
Jderne yapıldığı saptandı.
Ingiltere'deki 'British
Vfovietonews' adlı şirketten
19.4.1989 günü alınan faturanın
la aynı yöntemle bazı bölümle-
indeki yazılar kazınarak ve fa-
ura toplamındaki rakam üze-
inde kalemle değişiklik yapıla-
ak 35.50 sterlin yerine 395.50
terün yaalarak ödeme yapıldı-
ı, ABD'deki Saks şirketinden
ünan faturada da kazıntı ve si-
ntiler yapıldığı, Ingiltere'de
Meridien Londoo Oteli'nden
alınan faturada müşteri adının
daksil ile silindiği, silinen adın
Birand'ın eşinin adı olduğu;
Fransız 'Duriez AŞ' şirketinden
alınan faturanın da kuruma iki
kez verildiği saptandı.
Raporda, gercek tutan 306.60
Fransız Frangı olan bir fatura-
nın üzerinde oynamalar yapıla-
rak 30.660.00 frank olarak tah-
sil edildiği de belirtildi.
Raporda, Brüksel'deki 'Utt-
le Big One' mağazasından alı-
nan 100 bin Belçika Franklık fa-
turanın tarihlerinde daksil ile
değişiklik yaparak, hem aslmın
hem de suretinin TRT muhase-
besine verildiği; fngiltere'deki
'Tele-Cine Ltd' şirketinin hiz-
met siparişinin kabul edildiğini
gösterir yazısının fatura gibi su-
nulduğu, Fransız TV kuruluşu
TVL şirketinden alınan fatura-
nın da iki kez ödendiği, bu fa-
turanın aynca, Euorovision mü-
dürlüğünce de ödenerek bir fa-
tura için üç ayn ödeme yapıldı-
ğı yazıldı. Raporda, Birand'ın
'World Telex Directory' şirke-
tinin açıklama niteliğindeki ya-
zısının da fatura olarak ödetil-
diği kaydedildi.
Çift ödemeler
TRT basmufettişleri Oktay
Ansoy ve Sener Tokcan tarafın-
dan düzenlenen raporda, Ox-
ford'da 'Pergoman Books
Iimited' adlı şirketten alınan fa-
turalann M.Ali Birand'ın 'Ge-
neral's Coup in Turkey' kitabı
ile ilgili olduğu, Birand'ın kita-
bı ile ilgili bu faturalan 'Kıbns
Ue ilgili kitap' ve özel abone'
olarak sunduğu, bu yolla Bi-
rand'ın özel harcamalannın da
TRT tarafından ödendiği öne
sürüldü.
Raporda, Brüksel'deki Vide-
pool şirketine TRT Eurovision
Müdürlüğü tarafından ödeme
yapıldığı, Birand tarafından ay-
nı faturanın kopyası sunularak
TRT'den aynı fatura için ikinci
kez ödeme yaptınldığı, Birand'-
ın sunduğu fatura kopyasında
bir kısım açıklamaların silindi-
ği belirtildi.Teftiş Kurulu rapo-
runda TRT Haber Dairesi Baş-
kanlığı'nın, Belçika televizyon
kuruluşu BRT'ye ödenmesi ge-
reken paranın da Birand tara-
fından alındığı saptandı.
TRT Teftiş Kunılu Başkanı
Mustafa Sayrık tarafından ge-
çen haziran ayının ortalarında
Genel Müdürü Kerim Aydın Er-
dem'e sunulan raporda Bi-
rand'a sahte faturalar ile 'mii-
kerrer ödemeler' yapıldığı da
belirtildi.
Rapora göre bu 'miikerrer
ödemeler'den biri proforma fa-
tura karşılığı yapıldı. Birand,
SKYPAK şirketinden aldığı
proforma faturayı gerçek fatu-
ra gibi TRT muhasebesine vere-
rek parayı tahsil etti. Birand'a,
'Video Promotion' adlı şirket-
ten fatura niteliğinde olmayan
bir yazı ile iki kez ödeme yapıl-
dı. 'Bagunsız Basın Ajans'ndan
alınan tahsilat makbuzu da Bi-
rand tarafından TRT'ye iki kez
sunuldu. 'Koleksiyon' adlı de-
korasyon mağazasından alınan
17.9.1988 gün ve 1459sayılı fa-
turanın iki kez sunulduğu, aym
fatura için iki ayn ödeme yapıl-
dığı belirlendi.
Raporda, M.Ali Birand'ın
Sovyetler Birliği'nde yaptığı
harcamalarla ilgili faturalann
birinin Büyükelçi Oktay Can-
kardes'e 6-7 eylül Krasnaya'da
otel ayrılmasını isteyen bir telg-
raf metni olduğu, bu telgrafın
üzerinde 273 ruble yazılarak
TRT'ye sunulduğu, bu telgraf
metninin 'araba kirası' olarak
yer aldığı belirtildi.
TRT Başhukuk
Müsavirliği'nce incelenen soruş-
turma raporunda Ingiliz şirket-
lerince kullarulan ve fatura ni-
teliğinde olmayan 'statment'
adlı belgeleri fatura olarak su-
nup, haksız kazanç sağladığı,
bu statmentleri birkaç kez
TRT'ye sunarak para aldığı,
British Telecom şirketinden alı-
nan bir statmenin Birand tara-
fından telefon faturası olarak
ödedildiği saptandı.
TRT Teftiş Kurulu raporun-
da, çok sayıda faturada değişik-
likler yapılarak bu faturalann
ve fatura niteliğinde olmayan
yazışmaların fatura olarak su-
nulduğu, bundan Birand'ın
haksız kazanç sağladığı kayde-
dildi. Raporda, Birand'ın aynı
seyahatler için hem uçak bilet-
lerini hem de MCO diye bilinen
rezervasyon yazılannı sunup,
kurumdan haksız çıkar sağladı-
ğı da öne sürülüyor.
Raporda, Birand'ın eşi ve ço-
cuğunun seyahat giderlerinin de
32. Gün haber programı harca-
ması gibi TRT'ye ödetildiği sa-
vı da yer aldı. Başmüfettişlerin
saptamalanna göre Birand, bu
biletler üzerinde de tahrifat yap-
tı.
Soruşturma raporunda, Bi-
rand hakkında 'bususi evrakta
sahtecilik' ve 'dolandıncılık'
suçlanndan suç duyurusunda
bulunulurken Birand ile birlik-
te, TRT Merkez Muhasebe Mü-
dürü Yılmaz Güngör, yardıma-
sı Şaban Adıgıizel ile muhasebe
görevlileri Nihal Eser, tiyas Ün-
gfln, Kesban Ateş, E^dip Kuzu-
dişii ile Muhasebe ve Mali Işler
Başkan Yardımcısı Mehmet
Seyrantepe haklannda görevi
savsaklama suçundan Cumhu-
riyet Başsavcılığı'na suç duyu-
nısunda buiunulması, bir kısım
kurum zararınm memurlara
ödetümesi de isteniyor.
(Boştara/ı I. Sayfada)
yetkili kişilerce resmen dile ge-
tirilmiş olduğunu belirtmiştir.
Görüsmede, bu gibi terör olay-
larının faillerinin yakalanması
ve etkisiz haJe getirilmesi husu-
suoda iki itlke arasında mevcut
anlaşmalar çerçevesinde isbirli-
ği yapılması imkânlan da ele
ahnmıstır" denildi.
Ağustos ayı başlarında Türk-
Irak sınınndaki Samanlı kara-
koluna düzenlenen baskında 9
erin öidürüimesi ve 7 erin kaçı-
nlması sonrasında PKK'nın ka-
rakol baskınlarını sürdürmesi
Ankara'da büyük rahatsızlık ya-
ratıyor. Genelİcurmay Başkanlığı
yetkilileri, 7 erin halen kurtan-
lamamasının Genelkurmay'da
da sıkıntı yarattığmı belirtirken
Dışişleri çevreleri kamuoyunda
"7 erin unutuldugu" şeklinde
rahatsız edici bir izlenim doğdu-
ğunu vurguladılar.
Askeri ve diplomatik çevreler-
den edinilen bilgiye göre Kuzey
Irak topraklanna yönelecek ve
7 erin kurtanlmasını hedefleye-
cek operasyon için şu iki olası-
lık üstunde duruluyor:
1- 20 ekim genel seçimlerin-
den önce geniş ve kapsamlı bir
operasyon yapılması. Bu du-
rumda, Türk Silahh Kuvvetleri
(TSK) erken seçim atmosferinin
yarattığı siyasi hareketülik orta-
mında, Irak topraklanna gire-
cekler. Operasyonun basanyla
sonuçlanması halinde, ANAP
hükümetinin de secimlere yöne-
lik siyasi prim sağlaması müm-
kün olacak. Ancak operasyo-
nun, dış kamuoyunda yarataca-
ğı tepkilerin "secime giden" bir
hükümet tarafından nasıl gö-
ğüsleneceği merak konusunu
oluşturuyor. Operasyonun uzun
sure sonuç alamaması ve Türk
kuvvetlerirün ka>ıp vermesi ola-
sıüğı da "iç kamuoyunun tepkisi
ve seçim ortamının bu tepkiden
etkilenmesi" olasılığı nedeniyle
kaygı yaratıyor. Aynca böyle bir
operasyon sırasında kaçınlan 7
erin sağ olarak kurtanlamama
olasüığı da TSK'yı daha temkin-
li bir tutuma sevk ediyor.
2- Harekâtın seçim sonrasına-
bırakılması, seçimier sonrasında
olusacak yeni ve güçlü bir siya-
si iktidar himayesinde tek bir
operasyon yerine bir zincir ha-
linde düzenlenecek harekâtlar
ile PKK karnplannın tek tek yok
edilmesi de planlanıyor. Ancak
erken seçimier sonrasında bir
çoğunluk hükümeti yerine ülke-
yi yeniden secimlere götürecek
bir siyasi ortam oluşması olası-
hğı ilgili çevreleri düşündüruyor.
Hükümetin isteği üzerine dün
bir heyetle Türkiye*ye gelen Ne-
çirvaa Barzani, PKK kamplan
ile ilgili olarak Türkiye ile anlaş-
tıklanmn doğru olmadığmı söy-
ledi. Barzani, "Bu konuyu ön-
ceden görüsmedik. Yeni
geliyonız" dedi. Ankara'ya ha-
reketinden önce Diyarbakır Ha-
vaalanı'nda gazetecilerle görü-
şen Barzani, bir soru üzerine,
"Kuzey Irak'ta PKK yoktur, sı-
nır ötesi bir operasyon olacağı-
nı sanmıyonım. Şayet olursa, o
zaman tavnmızı belirtiriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın KDP lideri Mesut Bar-
zani'yi Türkiye"ye davet ettiği,
ancak Irak'la özerklik görüşme-
leri sürdüğü için yerine Neçirvan
Barzani'yi gönderdiği bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Murat Sungar, Kuzey Irak'taki
Kürt Iiderlerine yapılması söz
verilen yardımın herhangi bir
Spor içîh senet değîl söz verdîler
(Baştarafı Sporda)
7) Oümpiyat ve dünya şampiyonlanmızın ha-
yat boyu ayhk almalanndan yanayırn. Bunun da
mücadelesini vereceğim.
Oanr K a y a d o r (DYP) (Spor Akademisi
meztınu, eski Fenerbahçelifutbolcu): Yıllanm ve
eğitimim sporla geçti. Futbolcu olduğum yıllar-
da 100 binlik bir statta oynamayı hayal ederdim.
Eğer parlamentoya girersem 100 binlik stadın Is-
tanbul'a kazandırılmasına çalısacağım. Aynca yi-
ne İstanbul'da olimpiyatlann gerçekleştirihnesi
için elimden gelen çabayı göstereceğim. Eski spor
bakanlanndan Ali Şevki Erek ile birlikte bugün
hiçbir fonksiyonu kalmayan eğitim fakülteleri-
nin eski haline, yani spor akademilerine dönme-
sine çalısacağım. Üniversite, okul ve kulüp iliş-
kilerinin pekiştirilmesi için yasa ve yönetmelik-
lerde gereken değişikhklerin yapılmasını sağla-
yacağım. Sporun köylere girmesine ve güreş, fut-
bol, boks gibi sporlarda fakültelerin oluşması-
na çalısacağım.
\ee4et ErgÜM (SHP) (Beşiktaşlı eski fut-
bolcu): Kitlesel ve amatör sporda insan malze-
mesinin en iyi şekilde kullanıîmasından yanayım.
Çünkü SHP günümüz siyasi partileri açısından
kendi içinde ve ülkedeki demokrasi mücadelesin-
de insan malzemesini en iyi kullanmayı amaçla-
mış bir partidir. Ben parlamentoya girersem spor-
da da insan gücünün en iyi şekilde değerlendi-
Abdülaziz Oldürüldü mü?
(Baştarafı 2. Sayfada)
bat Pasa'mn can dösmanı olup habratında ken-
dianin dc beörttigi gibi Said Paşa'nın da dostu
addedihncsi gereken Mahmud Nedim Paşa'nın
Dabüiye Nezaretine getirflmesine razı olmasınm
bu amâçla itiskisııi görmemek mümkun miidiır?
Midhat Paşa'mn bâyük dedikodulara yol acan
ölamanün, Said Paşa'nın sadaretine rastlaması
ve batıratta ev ve aiİe dedikodulan bile uzunu-
zadıya anlatdmışken Midhat Paşa'nın vefaü hak-
kında 301 senesi Recebiaiıı 14. günü Mabeyn
Baskitabeti'oden bir tezkire abndı. Tezkire Mid-
hat Paşa'nın ölümüne iUşkin söylentiler duyul-
dugunu, v* dunımnn inceknmesiııi bildiriyordu.
Midhat Paşa'nın 25 Nisan 300 tarihinde vefat et-
tiğine dair Hicaz Tilayetinden DahUiye Nezare-
rilmesini sağlayacağım. Eski mesieğim futbolcu-
luğun sosyal güvence altına alınmasına destek
olacağım.
Yüeel S«çkliMr (ANAP) (Beden Terbiye-
si eski Genel Müdürü ve Spor Toto Müdürü ve
Güreş Federasyonu eski Başkanı): 42 yıhm spo-
run içinde geçti. Bürokrasinin Meclis'te çözülmesi
gereken sorunlanm biliyorum. öncelikie olimpi-
yatlann İstanbul'da yapılması için elimden ge-
len her türlü gayreti göstereceğim. Başanh spor-
culara burs verilmesini, gençlerin yurt ve kredi
meselelerinin çözümlenmesini, Türk sporuna ak-
tarılan fonlann arttırılmasını, kentlere çocuklar
için parklar, spor alanlan yaptırılmasını sağla-
yacağım. Aynca kulüplerin şirketleşmesine, ku-
lüplere devlet yardımının yapılmasma, olimpiyat
komitesi üyelerine kordiplomatik pasaport veril-
mesine çalısacağım.
M. Ali Yılmaz (DYP) Irabzonspor Kulübü
Başkanı): Parlamentoya girmeden önce Trabzon
ve Trabzonspor için ne yapmışsam parlamento-
ya girersem aynı şeyleri Türkiye sathında yapa-
cağım. Sadece Türk sporu ve sporcusu için değil
Türk vatandaşı için vatandaşlanmm refahı ve se-
Iameti için ne gerekiyorsa onun mücadelesini ve-
receğim. Gazete sahibi ve bir banka sahibi ola-
rak iş dünyası içindeki ekonomik yapıyı gayet iyi
biliyorum. Insanlanmızın ekonomik sorunlan-
na çözüm arayışı içinde olacağım.
tine gelen telgraf Padişaba arz olundu" şeklin-
de geçiştirmesi tuhaf değil midir?" yolunda karşı
cıkanlar olduğu duyulmus ise de, bu gibi soyien-
rileri bir yana bırakıp yalnızca tarihe bizmet için
Said Paşa'nın yol açtıklan muanunayı kendisi-
nin çözmesi gerektiği, Sultan Abdiilaziz'in ölö-
mü hakkında o zaman sabip olduğu bilgileri ve
düşiinceierini açıklamasının uygun olacağı gö-
riişüDü jineliyorum.
"Abdülaziz, kendi mi öldü, yoksa öldürilldü
mü?" konusunun gazetelerimizde yıllarca tefri-
ka edilmiş ohnası boşuna degildir.
(1) — Alıntı, "Belgelerle Kâmil Paja'mn Anüan" adlı
kitaptan. ARBA Yay. Yayına haarlayan: Gul Çağalı - Gü-
ven 1991.
(2) - Sultan-ı Sabık, Hakam Sabık: II. Abdülhamit.
Merak
etmeyin
efenclım..
döşeyecegim.
pazarlıkla ilişkisi bulunmadığı-
nı söyledi.
Bu arada muhabirimiz Vedat
Yenerer'in geçen ay sonunda Ku-
zey Irak'taki Şaklava'da görüş-
tüğü Kürdistan Cephe liderleri
Ankara'dan ilaç ve gıda yardımı
talep ettiklerini açıklamışlar, an-
cak PKK'yı Kuzey Irak'tan çı-
kartma konusunda olumsuz
yaklaşımlarda bulunmuşlardı.
Cephenin önde gelen liderlerin-
den Kürdistan Yurtsever Birliği
Başkanı Celal Talabani, Kürdis-
tan Demokratik Partisi Başka-
nı Mesut Barzani'nin Sözcüsü
Hosyar Zebari ve Kürdistan Sos-
yalist Partisi Başkanı Dr. Mah-
mud Osman, Iraklı Kürtlerin
PKK'ya karşı savaşmalannın
söz konusu olamayacağını be-
lirtmişlerdi.
Vedat Yenerer ile Zebari ara-
sında geçen konuşmanın bant
çözümleri aynen şöyle:
— Kuzey Irak'taki PKK
kamplannın son dunımu nedir?
— Kuzey Irak'ta PKK kampı
yoktur!
— Peki, Türk hükümeti, bi-
zim gördüğümüz PKK kampla-
nnın Kuzey Irak'tan sökülüp
ablmasını sizden iste'ı-se, PKK'ya
karşı savasır mısınız?
— Savaşmak mı! (Buruk bir
gülumseme). Biz yıllardır çeşit-
li Kürt örgütleri arasında, ya-
banalar tarafmdan kışkırtılan iç
çekişmelerden çok zarar gördük.
Kürtlerin düşmanı Kürtler değil
ki... Neden savaşahm? Ama ge-
rekirse kendilerine nazik bir
uyanda bulunuruz.
G Ö Z L E M UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
ile ilgili bir soruşturmadan söz etm'ış; geçen pazartesi de
M. Ali Birand hakkında soruşturma açıldtğını duyurmuştum.
Bugün de TRT Teftiş Kurulu raporunda yer alan savlar
ile dosyanın ayrıntısını okuyacaksınız.
Olay, gerçekten üzücüdür. Böyle bir haberi gazeteci ola-
rak nasıl duymazlıktan ve görmezlikten geleceksiniz?
Gazetecinin görevi, araştırmak ve yazmaktır. Bu haberi
görmezlikten ve duymazlıktan gelirseniz, görevinizi kötü-
ye kullanmış olursunuz.
Birand ile görüşürken belgeler birkaç klasör olarak ma-
samda duruyordu. Faturalar. belgeler. sözleşmeler ve ya-
zışmalar...
Birand, Fransa ve Belçika'da "hayali şirketler" adına kendi
el yazısı ile düzmece belgeler yazarak TRT'yi dolandırmakla
suçlanıyor.
Şirketlerin "hayali" oldukları Paris ve Belçika büyükelçi-
liklerimiz tarafından ortaya çıkanlmış; el yazısı da polis la-
boratuvarı tarafından saptanmış!
"32. Gün" programı harcamalarında kullanılan faturalar-
da "tahrifattar" yapılmış.
TRT Teftiş Kurulu, Birand'ın "hususi evrakta sahtecilik"
ve "dolandıncılık" suçlanndan yargılanması için Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuyor.
İlgili madde "hayali ihracatçılar"a uygulanan Ceza Yasa-
sı maddesidir!
Birand da bu faturalann "32. Gün" programında çalışanlar
tarafından düzenlenmiş olabileceğini söylüyor. Fakat polis
laboratuvarı, faturalar üzerindeki yazıların Birand'ın elinden
çıktfğını kanıtlamış.
Dosya şu anda TRT Başhukuk Müşavirliği'ndedir. Baş-
müşavir Akın Beşiroğlu ve çalışma arkadaşları dosyadaki
son incelemeleri de bugünlerde bitiriyorlar.
Beşiroğlu, önceki gün Birand ile uzun bir görüşme yap-
tı. Bu görüşmeden sonra Birand'ın 624 milyon lirayı kuru-
ma geri ödeyeceği duyuldu.
TRT bürokrasisi ağır işliyor...
TRT Genel Müdürü Erdem de Birand'ın ilişkiterinden çe-
kindiği için olacak "Dosya sizde mi?" sorusuna önceki hafta
"Hayır" yanıtını vermişti. Soruşturma raporu, ağostos ayı-
nın ikinci yansında tamamlanmış ve genel müdüre verilmis-
ti. Ne yapsın genel müdür?
Korkuyordu; çekiniyordu.
Birand, Başbakan Mesut Yılmaz'ın en yakın arkadaşla-
nndan biriydi. Erdem, dosyayı iki ay bekletmisti.
Genel Müdür Erdem, "Dosya sizde mi?" diye sorulduk-
tan sonra 26 Ağustos 1991 günü "gereği yapılmak üzere"
dosyayı Başhukuk Müşavirliği'ne göndermişti.
Aynı günlerde -belki rastlantı- Birand, Şeyh Sait Ayaklan-
ması konusundaki araştırmamı kutlamak için aradığında
"Yaytmlarsan beni yıpratırsın" diyor, sonra da "12 Martdizi-
sini beraber yapalım" önerisinde bulunuyordu.
Bu önerisini Ankara'daki görüşmemizde de üstefeyerek
birkaç kez yineledi.
Evet, dosya, Başhukuk Müşavirliği'nde.
TRT Teftiş Kurulu ile Başhukuk Müsavirliği'nin aralarının
pek iyi olmadığı biliniyor. Sürtüşme nedenlerinden biri de
Birand'a yapılan ödemeler.
Hukuk müşavirierinin Teftiş Kurulu raporiannı değiştirmek
gibi bir yetkileri de yok.
Dosya bugünlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderilecek.
Cumhuriyet Başsavcısı, dosyayı bir yardımcısına verecek,
başsavcı yardımcısı ya "koğuşturmaya yer olmadığı karan"
verecek ya da dava açacak.
Üzücü de olsd biz gazetecilik görevimizi yaptık.
"32. Gün" öğretici bir programdı. Programın bu yönü ile
de öğretici olduğu anlaşılıyor; sozleşmesi ve faturalan ise
ders veriyor!
Haber Semsi —
1991 başından bu yana istan-
bul'da yasadışı örgüllerin silah-
lı saldınlan ve çatışma sonucu
14 polis ve 2 subay yaşamını yi-
tirdi, 1 polis memuru ağır yara-
landı.
9 ocak günü emekli Yarbay
Ata Burcu'nun Kartal'da öldü-
rülmesiyle süren suikastlar zin-
ciri günümüze kadar şöyle geliş-
ti:
9.1.1991 — Kartal Inzibat Ko-
mutanı emekli Yarbay Ata Bur-
cu, Kartal'da bürosuna giderken
uğradığı silahlı saldın sonucu
öldü.
11.1.1991 — Polislikten ay-
rılma Habip Gür, Bostancı'da
öldürüldü.
22.2.1991 — Komiser Zeki
Kaya, Sefaköy'de saldınya uğra-
dı. Sefaköy Polis Karakolu Grup
Amiri Kaya, olay yerinde can
verdi.
5.4.1991 — Güvenlik Şube-
si'nde görevli Hacı Beykaya,
Fulya'da öldürüldü.
7.4.1991 — Ziverbey Köşku
ile anılan emekli Tümgeneral
Memduh Ünlütürk, Üsküdar^
daki evinde silahlı saldırrya uğ-
radı ve yaşamını yitirdi.
13.4.1991 — Bakırköy Ekip-
ler Amirliği'nde görevli Nebi Se-
ker ve Kenan Yamak, ekip oto-
su içinde silahh saldınya uğra-
dı. 2 polis memuru olay yerin-
de öldü.
16.5.1991 — Hasan Erkan,
Hüseyin Kavaklı, Bakırköy'de
uğradıklan silahh saldın sonucu
yaşamını yitirdi. Olayda polis
memuru Tevfik Can ağır yara-
landı.
31.7.1991 — Güvenlik şube-
sinde görevli Vebbi Erdoğan, Ye-
nibosna'da kimliği belirsiz kişi-
lerce tek kurşunla öldürüldü.
31.7.1991 — Aynı gün Üskü-
dar Zeynep Kâmil'de dolandın-
cılık masasında görevli Soner
Yılmaz ve Muhsin Aslan, oto
içinde saldınya uğradı. Polis me-
murları olay yerinde can verdi.
16.7.1991 — Ümraniye Tekel
Deposu'nu soyan kişilerin açtı-
ğı ateş sonucu polis memuru
Murtaza Genç öldu.
12.8.1991 — Yenibosna'da
Nurtekin Sevimli, Selabattin
Odabaş ve Ertuğrul Dönmez si-
lahh saldırıda öldu.
Duygusal şarkılar
(Baştarafı 1. Sayfada)
Tom Jones, bunca yıldu* süre-
gelen unünü neye borçluydu?
Bizler onu 1965'Ierde "It's Not
Unusual", "Delilah" gibi neşeli
şarkıları, ama özellikle "Green
Green Grass of Home", TU Ne-
ver Fall in Love Again" gibi 'ba-
lad'Iarı ile tanımıştık. Çeyrek
yüzyıl sonra o hâlâ gözdeydi,
hâlâ ünlüydü. "Carrying the
Toreh" adlı son albümündeki
"Do I Ever Cross Your Mind"
veya "Could't Sa> Goodbye" gi-
bi parçalan ise sanki 25 yü ön-
cesinin baladlan idiler, onlar ka-
dar yumuşak, duygulu ve melo-
dik... Sanatçı şöyle diyordu:
"Ben direnmemi çeşitliliğime
boryluyum. Engelbert Humper-
dinck, sadece bir balad şarkıcı-
srydı. O ve diğer kimileri 601ann
müziğinin tipik temsUcisiydiler,
orada kaldıiar. Ama ben her
tiirden şarkıyı söyleyebilen, bir
tür miizikle kendimi sınııiama-
mış bir sarkıcıyıın."
Ama sanatçımn gönlü, yine
de balad'lardaydı. "Balad hep
var olacak, gelecek yüzyılın mii-
ziğinde bile duygusal parçalara
yer olacak" diyordu. Ama bu-
nun yanı sıra hemen "Dans mü-
zigi de çok önemü" diye eküyor-
du. "Gençler ber dönemde dans
etmek isteyeceklerdir. Bugün
'rap' müziği şarkıdan çok ko-
nuşma>^ benziyorsa da populer-
liğini dans gereksinmesini kar-
şılamasına borçlu."
Tom Jones, sahnede çok ra-
hat olduğunu, asıl kişiliğini bul-
duğunu, plak yapmayı sahne
kadar sevmediğini belirtiyordu:
— Sahnede bir sanatçı, için-
deki bir şeyleri, dürtttleri, coş-
kuyu ortaya döker. Ben de bu-
nu yapıyorum. Sahnede yeni bir
kişflige bürünüyonım. Bir erkek
olduğum için de bu, en çok ka-
dınlan etkiliyor. Yaptığtm bir
'show' ve sonuç olarak kadın ve-
ya erkek, seyirciyi etkikmeye ve
mutlu etmeye yönelik."
Tom Jones, kadınlan seviyor.
Kadınlann onu çok sevdiğini de
biliyor, beurtiyor. Ama bu, onu
tam 16 yaşındalarken tanışıp ev-
lendiği kansına bunca yıldır
bağlı kahnaktan ahkoymamış.
Sahnede olup bitenleri mesleği-
nin bir parçası olarak görüyor.
Sahnede seyirciden aldığı "ani
tepki"yi hiçbir şeye değişmeye-
ceğini beurtiyor. O kesinlikle bir
"sahne hayvanı." Eşi de bunu
büiyor, anhyor, kabul ediyor-
muş. Yanında getirdiği tek oğlu
ise müzik yeteneği olmayan, sa-
dece babasının işlerini yöneten
bir "menajer."
Gözde şarkısı olarak "I'll Ne-
ver Fall in Love Again"i belirten
sanatçı, eskilerden Rock'n Roll1
un hemen tüm adlannı, yeniler-
den ise özellikle Whitney Hous-
ton, Prince, Robert Palmer gibi
adlan beğendiğini söylüyor. Ün-
lü adlarla olan amlarından söz
ediyor:
Engelbert Humperdinck'i üne
kavuşturan "Release Me"nin ön-
ce kendisine önerildiğini, plağı
doldururken onunla birlikte
stüdyoda olduğunu, Elvis'le
uzun süren dostluklarını ve EI-
vis'in önüne geçemediği uyuştu-
rucu düşkünlüğünü anlatıyor.
Ve ilk kez geldiği Türkiye'de,
kendisini tam 3 gece sürecek bir
maratonda Türk seyircilerinin
karşısına çıkmaya hazırlıyor.
cak yakalanan ohnadı. Olaydan
sonra gazeteleri telefonla arayan
bir lcişi, saldınyı Dev-Sol/Silahlı
Devrim Birlikleri adına üstlen-
di.
Emniyet Müdürlüğü yetkilile-
ri ve görgü tanıklannın ifadele-
rine göre Nurtekin Sevimli ve
Ertuğrul Dönmez adlı memur-
lar fınndaki tezgâhın arkasında
otururken Selahattin Odabaş
adındaki polis memuru da tel-
siz dinlemek için 50 DT 197 pla-
kalı sivil ekip otomobüinin için-
de kaldı. Bu sırada daha önce
gasp edildiği belirlenen 34 TCB
97 plakali ticari taksi ile fırının
önüne gelen silahlı 4 kişiden iki-
si içeri girdi ve kahvaltı yapan
polis memurlanna ateş açtılar.
Sivil ekip otomobilinin önünde
duran silahlı üçüncü terörist de
içerideki arkadaslanyla aynı an-
da ateşe başladı. Kasada bulu-
nan Mustafa Güneş, ifadesinde,
iki gencin içeri silahlarla girdi-
ğini belirterek şunları söyledi:
"İkisi de 19 yaşlanndaydı. Si-
lahla girdiler ve tezgâhın arka-
sında oluran iki polis merauru-
na 5-6 el ateş ettiler. Bir arka-
daş kalkar gibi oldu, tekrar düş-
tii. Gençlerden biri arkaya ge-
çip yakmdan bir-iki el daha ateş
etti. Bu sırada dışandan da
dört-beş el silah sesi duyuldu.
Benimle tek kelime konuşmadı-
lar. Zaten dondum kaldım. Ko-
şarak çıktıiar ve kendilerini dı-
şanda bekleyen taksiye atladı-
lar. İlk anda yoldan çevirdiler
sandım, ama direksiyonda aynı
yaşiarda bir genç vardı.
Bu sırada birkaç vatandaş
olayın şokunu atlatıp ekip oto-
mobilindeki memuru bir taksi-
ye bindirdiler. Biz de içerideki
polisleri çıkanp bir taksiye koy-
duk. Memur arkadaşlar sık sık
bize kahvaltıya gelirlerdi. Otu-
rup beraber çay icerdik."
Olay yerinden hızla uzaklaşan
silahh saldırganlar 34 TCP 97
plakali taksiyi Hürriyet Mahal-
lesi BağJar Sokak'ta terk ettiler.
Saldırganlar izlerini kaybettirdi-
ler. Bu arada ağır yaralı olarak
Yaşam Hastanesi'ne kaldınlan
Nurtekin Sevimli ve Ertuğrul
Dönmez ile Bakırköy Devlet
Hastanesi'ne kaldınlan Selahat-
tin Odabaş, bir süre sonra kur-
tarılamayarak öldüler. Gasp
edilen taİcsinin sürücüsü Kenan
Çınar da bagajda kilitli halde
bulundu.
Olaydan sonra gazeteleri te-
lefonla arayan bir kisi, saldın-
yı Devrimci Sol/Silahlı Devrim
Birlikleri adına üstelenerek,
"Mimar Sinan Üniversitesi öğ-
rencilerinden, devrim şehidi Se-
her Şahin'in üniversitenin üçün-
cü katından aülarak Eatlini pro-
testo amacıyla Yenibosna'da üç
polis memurunu öldürdük. Se-
ber Şahin'in katilleri yargı önü-
ne çıkartılıncaya kadar eylemle-
rimiz sürecek" dedi.