15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 AĞUSTOS 1991 Tarih Boynnca Doğu Sorunıı Fransız tarihçisi Albert Sorel (1842-1906), yazmış olduğu "18. Yüzyılda Doğu Şorunu" (1878) adındaki yapıtında diyor ki: "Doğu Sorunu, Türklerin Avrupa'ya ayak basmasıyla başlamıştır. Rusya, güçlü bir devlet olur olmaz, bu sorunu kendi yararlarma uygun olarak halle kalkışmış ve emeline varmak için de sürekli olarak Avusturya ile birlikte çalışmak gereğini duymuştur." FÜRUZAN HUSREV TÖKİN Doğu Sorunu (Şark Meselesi), ilk kez Ve- nedik tarafmdan ortaya atıldı denilebilir. Do- gu Sorunu, Venedik'in Dogu siyasetinin önem- li bir konusu olarak ortaya çıktı. Venedik, Ege Denizi'nde, Boğazlar'da ve Karadeniz'de tica- ret kolonileri kurmuştu. Bunları elden çıkar- mak istemiyordu. Bu nedenle Doğu Sorunu- nu bir siyaset durumuna getirdi. Venedik'in bu durumu, Türkler tstanbul'u alıncaya kadar sürdü. Sorunun ortaya çıkışı ve geüşmeler Türklerin 1352 yılında Avrupa toprakları- na ayak basmaları olayı, Hıristiyan Avrupa- da büyük bir korku yarattı. Ve Türklerin Av- rupa topraklarında ilerlemesine engel olmak istediler. Hıristiyan din adamları, krallar, prensler, kardinaller, Türklerin Avrupa top- raklanndan çıkanlması için birleştiler. Papa 5'inci Urbanus, Türklere karşı Macaristan, Sırbistan ve Romanya devletlerini bir araya topladı. Bu devletlerden oluşan bir ordu, Edir- ne yakınlarındaki "Sırp Sındığı" denilen yer- de, Türkler tarafından yapılan bir gece bas- kınında kılıçtan geçirildiler. Geri kalanlar da Meriç Irmağı'nda boğuldular (1363). Türkle- ri Avrupa topraklarından kovmak isteyenler, böylece yenilgiye uğradılar. Ve Türklerin Av- rupa topraklarında ilerleyişine engel olama- dılar. Bu durum, Avrupa'da Doğu Sorunu diye bir sorun yarattı. Avrupa siyasetini uğraştırmış olan Doğu So- runu'nun çıkışı ve niteliği üzerine genel görüş ve düşünceler ortaya atıldı: "Doğu Sorunu'nun kökeni, Haçlı Savaşla- n'na kadar çıkan Doğu-Batı miicadelesinin bir aşamasından başka bir şey değildir." Başka bir görüş ise; "Doğu Sorunu, bir yol- lar kavşagı olan Doğu Akdeniz'in özel jeo- politik durumuna bağh uluslararası bir sorun olarak ortaya çıkmıştır." Fransız tarihçisi Albert Sorel (1842-1906), yazmış olduğu "18. Yüzyılda Doğu Sorunu" (1878) adındaki yapıtında diyor ki; "Doğu So- runu, Türklerin Avrupa'ya ayak basmasıyla başlanuştır. Rusya, güçlü bir devlet olur ol- maz, bu sorunu kendi yararlanna uygun ola- rak halle kalkışmış ve emeline varmak için de sürekli olarak Avusturya ile birlikte çalışmak gereğini duymuştur." Uzun yıllar Avusturya-Macaristan Dışişle- ri Bakanlığı yaprruş olan Kont Erental de şöyle diyor: "Türkiye'ye temas eden somnlann ucu Petersburg'da bulunur. Doğu Sorunu'nu Rus- ya ortaya atmıştır. Doğu Sorunu, aslında Türkiye ile Rusya so- runudur. Bu da Karadeniz-Boğazlar sorunun- dan başka bir şey değildir." Rusya, Osmarüı İmparatorluğu'nun zayıf bir anında savaş açtı. Bu savaş, Osmanlı or- dusunun yenilgisiyle sona erdi. Bunun üzeri- ne Osmanlı devleti banş istemek zorunda kal- dı. Ve Kaynarca kentinde 1774 yılında barış imzalandı. Rus ticaret gemilerinin Bogazlar- dan geçmelerine izin verildi. Bu anlaşmayla Rusya, bütün Ortodoks uyruklar üzerinde bir hak ve himaye kazandı. İçişlerimize karışma- ya kalkmasıyla Doğu Sorunu, çok acı bir du- rum aldı. Avrupa devletlerinin çıkarlan ciddi tehdit- lere uğramasa, Doğu Sorunu önemli bir so- run olmazdı. Osmanlı topraklarmı ele geçir- meye ve isülaya çalışan iki devlet vardı: Avus- turya ve Rusya. Çar Petro'dan beri Rusya, açık denizlere çıkmayı, özellikle Boğazlar'dan ge- çerek Akdeniz'e ulaşmayı amaç edinmişti. Rusya'mn Osmanlı devletine karşı giriştiği ey- lemlere en büyük engel, Batı devletlerinden ge- liyordu. Batılı devletler, Rusya'mn Osmanlı împaratorluğu üzerinde egemen olmasını is- temiyorlardı. Fransız duşünürü Montesquieu (1689-1755), "Romalıların Büyüklüğü ve Çöküş Nedenleri" adındaki yapıtında Türklerden şöyle söz eder: "Bugünkü Türk Împaratorluğu zayıftır. Fa- kat imparatorluk daha uzun zaman yaşaya- caktır. Çünkü herhangi bir devlet, onu yok et- meye ve çökertmeye kalkacak olursa, karşısm- da Avrupa'nın üç tüccar devletini bulacaktır!' İngiliz siyaset adamı William Pitt (1708 - 1778), aynı düşüncedeydi: "Ben, Türkiye'nin var olması ve kalıcılığı In- giltere için hayat ve ölüm sorunudur, deme- yen bir kimseyle tartışmaya gerek görmem" di- yordu. Avrupa dengesi için Türkiye'nin varlığı ve kalıcılığı çok önemliydi. Rusya'mn herhangi bir girişimine karşı Ba- tılı devletler Türkiye"yi konımuşlardır. Sorunun dönüm noktası 1839 yılında Tanzimat hareketi, Doğu So- runu'nun önemli bir yönünü oluşturmaktay- dı. Rusya, Tanzimat hareketiyle getirilen ye- nilikleri istemiyordu. 93 Savaşı denilen Türk-Rus Savaşı, Osmanlı devletinin tarihinde ve Doğu Sorunu'nun ge- lişiminde donüm noktalarından biridir. Rusya, 1841 yılında Londra Antlaşması'yla Karadeniz'e hapsedilmişti. Bu antlaşmayı boz- mak ve Akdeniz'e çıkmak istiyordu. Kutsal yerler sorununu ileri sürdü. Osmanlı hükümeti bunu egemenliğine aykırı gördü. Ve reddetti. Bunun üzerine Rusya, 1853 yılında Osmanlı devletine savaş açtı. Sinop Limanı'nda bulu- nan savaş gemilerini batırdı. Rusya'mn bu tu- tumu, Avrupa devletleri arasında tepki yarat- tı. İngiltere ve Fransa, Osmanlı devletinin ya- nında yer aldı ve Rusya'ya karşı savaş açtılar. Müttefik orduları Kınm'a asker çıkardılar. Si- vastopol'u aldılar. Bunun üzerine Rusya ba- rış istedi. 1856 yılında Paris Antlaşması yapıl- dı. 1875 yılında Bosna-Hersek isyanıyla patlak veren bunalımda Avrupalılar "Doğu Sorunu yine açıldı" dediler. Rusya, yine Osmanlı devleti ile savaşa gir- di. Yenilgiye uğradı. Bu durum karşısında Av- rupa diplomasisi, Rusya'mn Osmanlı İmpa- ratorluğu'na istediği gibi hareket etmeye bırak- madı. Ve Ayastefanos Antlaşması'nı tanıma- dılar. Ve Doğu Sorunu'nu 1878 yılında Ber- lin'de toplanan kongreye getirdiler. Osmanlı egemenliği Balkanlar'dan çekil- mekle Dogu Sorunu bitmedi. Balkan devlet- lerinin birbirleriyle rekabetleri, Balkanlar'da huzursuzluğun simgesi durumuna geldi. Balkan savaşıyla Türkiye, hemen hemen Av- rupa topraklarından geri çekilmek zorunda kaldı. Bosnasaray suikastıyla Birinci Dünya Savaşı başladı. Böylece Dogu Sorunu, Birinci Dün- ya Savaşı'nın belli başlı etkeni oldu. Birinci Dünya Savaşı sonunda yapılan taksimlerle Doğu Sorunu, kesin olarak halledilmedi. Yirminci yüzyılda Doğu Sorunu, doğrudan doğruya Osmanlı Imparatorluğu'nun kilit taşı yerinde olan lstanbul ve Anadolu üzerinde toplandı. Doğu Sorunu, bugün de geçerliliğini çeşitli biçimlerde sürdürmektedir. Kaynakça: Saraçoglu Mehmet Şükru. "Şark. Meselesı" Ye- ni Mecmua. Cıll: 3, sayı: 57-59, İstanbul 1918. M N.H. "Devlet-ı Âliye-Rusya Sıyasî Munasebatı!' Yenı Mecmua, sayı: 35-48, lstanbul 1818. Max Siiberschmidt. "Şark Meselesı", çeviren: Köpnilüzade Ahmet Cemal, lstanbul 1930. Dr. Halıl tnalcık. "Şark Meselesı". Aylık Ansıklopedi. No: 19, Kasvm 1945 Dr. Feridun Ergın. "Boğazlar Meselesi" Aylık Anriklope- di. No: 25 Mayıs 1946. EVET/HAyiR OKXa AKBAL GericiYayınlaraMilyariaıf Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü, haziran aymda iki milyar lira tutarında kitap ve dergi satın almış. Bu yayınlar, Türkiye'nin genel kitaplıklarına dağıtılmış. Bakanlı- ğın bu girişimi sevindirici olmalı, ama durum hiç de öyle değil!.. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Aygören Dirim'i dinleye- Hm: "Yayınevleri arasında ayncalık yapılmıstır. Türkiye'de 250 yayınevi, piyasada da 18 bine yakın kitap çeşidi var. Bakan- lığın satın aldığı kitap çeşidi 300'ü geçmezken, yayınevi sa- yısı da 20'yi aşmıyor. Seçim, yayınevlerine göre değil kitap- lara göre yapılsaydı, diğer yayınevlerinin pek çoğu kendili- ğinden bu listentn içinde yer alırdı. Kitap alımında açık bir adaletsizlik söz konusu. Yetkililer, blze bir açıklama yapmak- tan kaçındılar." Tek parti döneminde, hatta DP'nin iktidar yıllarında Milli Egitîm Bakantığı, Halkevleri belli bir düzeyin üstündeki kitap- lardan birkacyüzadetsatınalır, kitaplıklaradağıtırdı. Benim ilk kitabım "Once Ekmekler Bozuldu'dan da yüz tane satın almışlardı. Böylece kitabın baskı gideri çıkmıstı. Bu işlem za- manla yozlaştırıldı. 'Solcu' sayılan yazarlar iiste dışı bırakıl- dı, 'milliyetçi' diye bilinen kişilerin çoğunlukla bilimsel, ya- zınsal değer taşımayan yayınlan büyük destek gördü. Yalnız Ecevit'in başbakanlığı süresinde Kültür Bakanlığı, yayınev- lerinden belli sayıda kitap satın aldırmış, kitaplıklara yollat- mıştı. Birkaç ay önce Ankara'da Asya Afrika Yazarlar Toplantısı dolayısıyia eski Kültür Bakanı Zeybek'le konuşurken bu ko- nu üstünde durmuştuk. Zeybek, yayımlanan her kitabı Ba- kanlık olarak satın almayı düşündüklerini söylemişti. Yaza- rın siyasal görüşüne, tutumuna, kişiliğine bakılmayacakiı. Sağcı, solcu, ortacı diye bir aynm yapılmayacaktı. Doğallık- la böyle bir şeye inanmak güçtü! Nitekim gerçek ortaya çık- mış bulunuyor. İki milyar lira yalnız gerici, sağcı, tutucu ya- yınlara gitmiş. Şimdi yeni bakan, Zeybek'ten daha beterini yapacaktır. Devletin milyarlarını değersiz, ama yandaş yayın- lara dağıtacaktır. 'Tempo' dergisinde bu konuyu ele alan Yasemin Apa, yap- tığı araştırmalar sonucunda şöyle yazıyor: "Bakanlığın 'belli çevreleri kayırmak' şeklinde nitelenen tavn yalnız kütüphanelere kitap alımında gözlenmiyor. Ben- zer sorun dergi aboneliklerinde de yaşanıyor". Bakanlık Gös- teri, Argos, Vartık, Tempo, Nokta, 2000'e Doğru, Bilim ve Tek- nik vb. dergileri değil, adı sanı bilinmeyen gerici birtakım ya- yınlan yeğlemektedir. İÜ Kütüphanecilik Bölümü'nden Dr. Hasan Kevser de şöyle diyor: "Bakanlığın tavrı, bürokratik değil, tepeden bakanların tav- rıdır." Gerçekie bu tavır, halk kitaplıklarına gelen kitap okurları- nı koşullandırmak amacını tasımaktadır. Tek yanlı, tek görüşlü bir koşullandırma... Eski Bakan Zeybek böyle yaptığına gö- re yeni bakan niye başka türlu davransın, ne de olsa her iki- si de Türkeş'in MHP okulundan yetişmiş! Elbette çağdaş sa- natın, yazının, bılimin önde gelen yapıtlannı seçecek değil- ler! Devletin milyarlannı 'kendi1 kafalarına uyan, yakışan ya- yınlara harcayacaklar! TBMM'deki muhalefet, bu gibi belli amaçlı uygulamalara karşı söyleyecek söz bulamıyor mu? Özellikle SHP milletve- killeri kendi aralarındaki çekişmeleri aşıp iktidar kadrolann- da yer alan eski MHP'lilerin tutumlarını görmûyorlar mı? Bugün iki milyar, yobaz kafasının buyruğuna verilmiş! Ya- rın kimbilir kaç milyar daha verilecek? Babam AnnemANMA lşçi sınıfımızın yılmaz savaşçısı RIZA ERDOĞAN ve eşı VESİLE ERDOĞAN Yaşamları boyunca onurlu, özgur bir dunya ıçin mücadele ettıler. Inançlan ve anıları ölumsuz yasayacak. ÇOCLTKLARI ve TORUNLARI 1928-1990 ACI KAYBIMIZ Ailemizin de|erli buyuğü, Elazığlı, emekli Prof. Doktor General FETHÎ SÜNGÜ'yü 3,8.1991 tarihinde kaybettik. Acımız sonsuzdur. SÜNGÜ VE AKMANDOR AİLESt Yenilenen Bankanıza Yeni İsim! Adımız da yapımızla birlikte değişiyor. NETBANK, yeni bir bankacüık anlayışıyla, yeni bir kimlikle yeai bir döneme başhyor. Eksik olan; Yeni bir isim! Bankanız, yeai dönemine sizlerle birlikte başlarken: Gelin, bankamzın yeni adını siz verin. 15 Ağustos tarihine kadar önerilerinizi bize ulaştırın. Öneriniz bankanızın yeni ismi olarak seçilirse. 20.0OO.000 TL. kazanacaksınız. Bankanız yeni döneminde size kazandırmaya devam edecek. Bankanızın, yeni adını bulun, kazanan siz olun. A D I N I S İ Z B U L U N Bankanızın Adı : Adınız, Soyadınız : Adresiniz : ÖNEMLİ * 15 Ağustos tarıhınden sonra ulaşan zarflar ve üzerinde ikiden fazla ısım önerısi olan kuponlar değerlendırılmeyecektır. * Seçılen ismı bıröen tazla kişı önerdığınde kazanacak ısım noter tarafından yapılan çekilişle belırlenecektir * Sonuçlar basında açıklanacaktr. BENEL MÜOÜRLÜK Cumhurıyet Cad. 201 Elmadağ-ISTANBUL MEBKEZ Cumhunyet Cad. 201 Elmadag HARBİYE Cumhuriyet Cad. 271 CAfiALOeHJ Nuruosmaniye Cad. 89 Emınönü ANTALYA Atatürk Cad. 73 KUŞADASI Barbaros Hayrettin Paşa Cad. 26/6 SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN DUYURU Bakanhğımıza bağlı Sağhk Meslek Liseleri'nde görevlendirilmek üzeıe, üniversitelere bağlı Hemşirelik Yuksek Okulu mezunu olup, ha- \en Devlet Memuru Statüsu'nde çalışanlar arasında naklen tayin yolu ve açıktan atama ile meslek derslerı öğretmeni alınacaktır. 1. MÜRACAAT EDECEKLERDE ARANACAK ŞARTLAR: a) Üniversitelere bağlı 4 yıllık Hemşirelik Yüksek Okulu mezunu olmak, Devlet Memuru Statüsu'nde çalışıvor olmak ve adayhğı kaldırıl- mış bulunmak, b) Sağhk durumu bakımından sakat sayılmamak, aynı zamanda kekemelik, ileri dereeede görme ve işıtme kaybı gibi sağlık yönünden öğretmen olmaya engel ozuru bulunmamak. 2. BAŞVCRLLAR. Bakanhğımıza bağlı Sağlık Meslek Liseleri'ne naklen tayin olmak isteyenler, listedeki okullardan birini belirten dilekçe ile müracaat ede- ceklerdir. Açıktan atanacaklar ise form dilekçe ile aşağıda belirtilen belgelerle birlikte müracaat edeceklerdir. Lıstede bulunmayan yerlere yapılan müracaatlar dikkate alınmayacaktır. a) Mezuniyet belgelerinin aslı veya tasdikli sureti, b) Tam teşekküllü Devlet Hastanesi'nden alınacak, 'Her Bolge ile Iklim Şartlannda' çalışabileceğini belgeleyen 'öğretmen olur' kayıtlı Sağlık Kurulu Raporu, c) Devlet Memuru Statüsu'nde çalışanlann kurumlarından çahştıklanna vç adaylıklarının kaldınlmış olduğuna dair yazılı belge. (Sağlık Bakanlığına bağlı kunımlarda görev yapanlar hariç) d) 2 adet fotoğraf: 3. MÜRACAATA İLtŞKİN BİLGİLER: Müracaatlar en geç 23 Ağustos 1991 Cuma günu mesai bilimine kadar Sağlık Eğitimi Genel Müdurlüğü'ne ilgililerce bizzat yapılacakür. Açıktan atanmaya müracaat edenler 31 Ağustos 1991 Cumartesi günu Sağlık Eğitimi Genel Müdurlüğu'nce beürlenecek yerde yazılı imti- hana tabıi tutulacak ve aynı gun mulakat tarihi ılan edilecektir. Naklen atama yolu ile tayin olacaklann mulakat imtihanı 1 Eylul 1991 Pazar gunu yapılacaktır. 4. ATAMA İŞLEMLERİ: Müracaat edenlerin atamaları ilanda belirtilen yerlere istekleri doğrultusunda Personel Genel Müdürluğü'nce yapılacaktır. Atamalan yapılanlar Bakanlık Tayin Nakil Yönetmeliği'nde belirtilen Bölge Sistemine göre, hızmet surelerini doldurmadan tayin talebinde buluna- mayacaktır Müracaat edenlerin atanaçakları yerler hakkındaki bilgiler 11 Sağlık Müdurlukleri'nden temin edilebilir. Basın: 32777 PENCERE Zamane!.. Lamı cimi yok, her devletin bir 'resmi tarih'i vardır; hem de allı pullu... Nasıl olmasın ki!.. Deneysel bilimin şunun şurasında geçmişi üç dört yüzyıl- lık!.. Ya toplumbilimin yaş kütüğü? Auguste Comte toplum- bilimin adını 1836'da koydu. Gerçi Herodot tarihçilerin ba- bası sayılır; ama, tarih ancak 19'uncu yüzyıl sonunda bilim- le kaynaştı. Peki, bizde durum ne? Osmanlı'daTanzimat'a kadar yalnız islam tarihi okutuldu; Tanzimat'ta bir kıpırdama başladı; ama Abdülhamit, tarih der- sinı ilkokullardan kaldırdr, ötekı okullarda dışladı... Niçin? Sorulur mu!.. 21'inci yüzyıla yaklaşanTürkiye'de felsefe ve mantık liselerde neden dışlandı? İnsanın bilinçlenmesinden kimi yönetici pek korkuyor ki, bu yüzden cumhuriyet kuru- luncaya kadar Türkiye tarihsizdi. 1923 devrimcileri tarihi hem yapmak hem yazmak zorunda kaldılar. Resmi tarih öyküsü, bizde Batı'dakinden daha değişik bir yol izledi. * Son yıllarda 'resmi tarih'e karşı bir tepki başladı, modalaş- tı, salgınlaştı. Tarih yazmak çok zahmetli bir iştir, biîim değerı olan bir yapıt ortaya koymak kolay değildir; ama yakın tarihin çöp te- nekesini karıştırıp güncel siyasal kavgaya malzeme bulmak, sanıldığından kolaydır. Bizim 'resmi tarih'imize karşı tepkimiz de böyle gelişiyor; ünlü Rıza Nur'un meşhur anıları da bu yüzden gazete ve dergi sayfalarında bölük pörçük yayımla- nıypr, özel tarih sayılıyor. Özel tarih ile bir akıl ve ruh hastasının anılannı birbirine karıştırmak, içinde yaşadığımız keşmekeşe yakışır bir yakla- şımdır. Geçenlerde, bu konuya ilişkin bir yazı bu köşede çık- mıstı. Hasan Pulur da JvW//yef1eki köşesınde Doktor'u ete aldı; kimliğini ortaya koyarak soruyor: "Bazılarına göre, Rıza Nur'un anıları, yakın tanhimizi aydın- latacakmış... Bu karakterde, bu kişilikte, bu ruh yapısında bir insanın anı- ları ne kadar doğru, güvenilir sayılabilirse, tarihimiz de o ka- dar aydınlanır her halde... Anılarında baştan sona, Atatürk'e, İsmet Pasa'ya ve cumhuriyeti kuran kadroya söven Rıza Nur'- un anılannı okuyanlar, onun kişiliğini de bilmelidırler... Bilmelidirler ki, bu kişilikteki bir insanın, çoğu belgesiz olan anılannı doğru değerlendirebilsinler" (Milliyet 7.8.19S1) • Hasan Pulur'un tanıttığt Doktor Rıza Nur nasıl bir adam, ne yapıda bir kişi? Rıza Nur boynuzlu... Yani geyik... Olabilir, insanlık hali, argoda buna kodos deniyor ki, hoş- görüye layıktır; ama geyiklik iki türlüdür; birisi bilinen ve sı- radan türü; ikıncı çeşidi insanın ruh sayrılığından, alçalma tutkusundan kaynaklanan karanlık eğilimin kişınin benliğini sarmasından oluşur, Sonra? Rıza Nur nonoş... Hayır, liboş değil, nonoş!.. Bu da bir kişilik çatlamasından ortaya çıkıyor; doktor kimi zaman da şorolo ayaklanna yatı- yor. bir yandan kızlara saldırırken öte yandan delikanlılara baygınlaşıyor; anılarında ruhsal sarmallarının yılankavi labi- rentlerinde sayıklarken, ortaya hastanelik bir kimlik çıkıyor. • Rastlantı bu ya, tam yazısını okuyup bitinmiştim ki Hasan Pulur lelefon etti. Dedim ki: —Ne yaptın sen!.. Doktorun hem nonoş hem kodoş oldu- ğunu ortaya çıkardın, şimdi itibarı artacak... Pulur: —Doğru, dedi bak sana Neyzen Tevfik'in bir dörtlüğünü ak- iarayım: Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır. '•• •• ".-••-, • Söz haykıranm, mantık ise sariatamndır • >• >< Geçmez ele bir paye, kavuk sallamayınca, Liyakat görmesi, pezevenk puşt olanındır. 'DANHABERLER Peride Celal 2.basım 1991 Orhan Kemal RomanArmağanı KURTLARRoman/42.000lira Ahmet Altan 2.basım YALNIZLIGIN ÖZELTARİHİ Roman/19.000 lira CAN YAYINLARI / Babıâli Cad. No. 19/2 Cagaloğlu, Ist. VEEAT Çok sevgili arkadaşım Op. Dr. ÖMER ÇEIİKER'i kaybetmenin üzuntüsü içindeyim. Ailesine ve ortopedi camiasına başsağlığı diliyorum. Op. Dr. MAHMUT KILIÇ ANKARA 5. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1990/POEs. Mahkememizden verilen 19.3.1991 tarih ve 1990/170-1991/182 sa- yılı tazminat davasına ilişkin karar Davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olup, adresi rneçhul olan ve halen Ahmet Çavuş durağı Duman sokak 24/10 Keçiören Ankara adresinde bulu- nan Hakan Eler'e temyu edıldiği hususuilanen tebliğ olunur. 24.5.1991
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle