Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1991
OLAĞANÜSTÜ HALDEPOLİTİKA
HABERLER CUMHURİYET/5
Dört HEPTi
kayıp
• ADANA (Cumhuriyet
Güeey llleri Bürosu) —
Halkın Emek Partisi
Seyhan Ilçe Başkanı avukat
Filiz Feyhan Aksoy, biri
yönetim kurulu üyesi dört
partilinin 10 ağustos
gününden beri kayıp
olduğunu, emniyete ve idari
makamlara yapılan
başvurulanndan da bir
sonuç ahnamadığını
bildirdi. HEP Seyhan tlçe
Başkanı Filiz Feyhan
Aksoy, ilçe yönetim kurulu
üyesi Mehmet Demir (45)
ile parti uyeleri Hüseyin
Kahraman (83), Hacı
Ahmet Aslan (81) ve Şerife
Çağır'ın 10 ağustos
cumartesi gunü taziye için
Gaziantep'e gittiklerini
ancak o günden beri
kendilerinden bir haber
alınamadığını söyledi.
Aksoy dün düzenlediği
basın toplantısında "Yeni
bir Vedat Aydın olayı
olabüir" sorusunu
yönelterek şunları söyledi:
"Emniyete ve idari
makamlara parti yönetimi
ve bu insanlann yakınları
olarak yaptığıınız
başvurulardan bir sonuç
çıkmanııştır. Sürekli olarak
'Burada yok, bilmiyoruz'
diye yanıt aldık. Yarın
birgün endişesini
duyduğumuz bu insanlar
için acı bir haber gelirse
bunun sorumlusu, halkın
can guvenliğini sağlamak
sorumluluğunda olan
devleti sorumlu tutacağız."
Erken
emeklilik yok
• ANKARA (Cumhuriyel
Bürosu) — ANAP'lı
yöneticilerın, "Seçim öncesi
erken emeklilik var"
yolundaki açıklamalan,
maliye ile çalışma
bakanhklannca
doğrulanmadı. ANAP
yöneticileri, çeşitli
gazetelere yaptıklan dolaylı
açıklamalarda, 20 hizmet
yılını doldurmuş bayanlar
ile 25 hizmet yılını
doldurmuş erkeklere, bir
kereye mahsus erken
emeklilik hakkı
tanınacağını ileri
sürmüşlerdi. Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan
Kahveci, konu hakkında
hiçbir bilgisinin
bulunmadığını belirterek,
bakanlığın bünyesinde böyle
bir çalışmanın
yürutülmediğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanhğı yetkilileri de, SSK
açısından erken emekliliğin
söz konusu olmadığını dile
getirdiler.
Muhalefet
engeli
• KONYA (Cumhuriyet)
— Devlet Bakanı Ali Talip
özdemir, "Seçmen yaşımn
18'e indirilmesi için gerekli
olan anayasa değişikliğini
muhalefet partileri
engelledi" dedi. Konya'da
düzenlenen, "Tuz gölünün
kurtarıhnası" konulu
toplantıya katılan özdemir,
parti binasında yaptığı
açıklamada, halkın 1986
yerel seçimlerinde diğer
partilere görev vererek
denediğini, 20 ekimde
yapmayı düşündükleri
. erken genel seçimde bir
daha muhalefet partilerine
oy vermeyeceğini açıkladı.
"önümüzde bir seçim var,
devleti rencide etmemeliyiz"
diyen Devlet Bakanı A.
Talip Özdemir, "Muhalefet
seçimlere tam olarak
katılmak istemiyor.
\nayasa değişikliğine
^anaşmıyor. Seçmen yaşının
18'e indirilmesi konusunda
anayasa değişikliği
yapılmasını önerdik, bunu
engelleyerek Türkiye
nüfusunun yansını
oluşturan gençlerin oy
kullanmasına mani
oldular" şeklinde konuştu.
Dalan'dan
birleşmeye
tepki
• tSTANBUL (ANKA) —
Demokrat Merkez Parti
(DMP) Genel Başkanı
Bedrettin Dalan, partisinin
DYP ile birleşme yolundaki
haberleri değerlendirirken
"Bu gerçek dışı söylentilere
kargalar bile güler. Bu
söylentiler partinin tabanını
çökertmek için
çıkartılmıştır" dedi.
Bedrettin Dalan konuyla
ilgili olarak yaptığı
açıklamada DMP'nin bütün
Türkiye'de örgütlenmiş bir
parti olduğunu ve seçime
girme kararı aldığını
' :lirterek DYP ile
tftrleşmenin gerçek dışı
olduğunu söyledi. Bu tür
söylentilerin DMP'yi
çökertmek amacıyla
çıkartıldığını savunan
Dalan, "Soylentilerden
amaç parti üzerinde
tereddütler yaratarak
tabanmı çökertmektir.
Bunlar bilinen yakışıksız
siyasi manevralardır" dedi.
Devlet akladı, SHP aklamadıCELAL BAŞLANGIÇ
Bazı telefonlar, araa olacağı kötü haberi bi-
liyormuş gibi bir garip çalarlar; ya da bize öyle
gelir. Telefon işte öyle "kötü haber" tınısın-
da çaldı. Ucunda SHP'nin Batman Başkanı
Salih Aktan var. Sesi biraz telaşlı:
— On kadar SHP'Ii dün gece gözaltına
alındı...
Çok geçmeden bir telefon daha geldi Ak-
tan'dan:
— Geçen gece de iki yönetim kurulu üye-
mizie, oıı beş kadar üyemiz gozaltuıa alınnus...
Batman'da bitmek bilmeyen gözaltı dalga-
lanndan biri daha yaşanıyordu. Telefonda yi-
ne Salih Aktan var. Sesindeki telaş artrruş:
— Bunlar işi iyice büyüttüler. Bu kez de üç
yönetim kurulu üyemizle, yirmiye yakın
SHP'li gözaltına alındı...
Bunu haber yapmanın dışında söyleyecek
bir şey yoktu. Belki bir uyanda bulunulabi-
lir, fazladan da bir espri patlatılırdı:
— Telefonumu bir arkadaşına bırak da, seni
dc gözaltına ahrlarsa, o bana haber versin...
Ertesi gün yine çaldı telefon. Bu kez ara-
yan Salih Aktan degildi. Telefonda arkadaşı
vardı. Malum haberi verdi:
— Salih'i gözaltına aldılar...
26 Mart yerel seçimlerinden önce Batman
1
da yaşanan bu "gözaltı dalgasTnın ilgınç bir
yanı da vardı. SHP, Batman ölçeğinde yerel
seçimler için bir komite oluşturmuştu. Bu ko-
mitedekilerin neredeyse tumu işte bu "gözal-
tı dalgası"na kapılmıştı.
Aktan, bir partinin başkanı olarak gözal-
tına alındığında başına gelenleri gülerek an-
latıyor. önce dev bir çamaşır makinesine so-
kuyorlar. Makine hızla çalışıyor. Kafası dışa-
nda. Guçlu bir el saçlanndan tutup kaldırmış.
"Bütün bagırsaklarun dışan döküldu sandım"
diyor Aktan. Bir süre çamaşır makinesinin
içinde vücudu, bağırsaklan birbirine dolaştık-
tan sonra, sert bir ses komut veriyor:
— Temizlenıniştir arHk bu namussuz. Şimdi
de kunıtun biraz—
Aktan çamaşır makinesinden kurtulduğu
için sevinçli. Ama nerede kurutacaklannı me-
rak ediyor. Kaldınp çınlçıplak götürüyorlar
Aktan'ı. Sonra kocaman bir dipfrize oturtu-
yorlar. Donuyor Aktan. Oturduğu yere yapı-
şıyor soğuktan. Oradan çıkarmak için kaba
etlerindeki derinin bir kısmmı dipfrizde bıra-
kıyorlar. Aktan üzerine atılan battaniyeyle tit-
reye titreye, çeneleri takır takır birbirine vura
vura arkadaşlarının yanına döndüğünde,
"Tamam" diyor diğer gözaltındakiler, "Salih
işkenceye dayanamayıp çıldırdı".
Aktan, gözaltına alındığı bu davadan be-
raat etmiş. "Devlet bizi akladı, ama SHP
aklamadı" diyor. Çünku bir süre sonra görev-
den alınmış. Partiyi teslim almaya gelenlere
de yalnızca SHP'nin tabelasını verip gönder-
miş Aktan; bina kendi üzerine kayıtlı olduğu
için...
"Oiaganüstü Hal'de PoUtika"nın "Baş-
larken" bölümünde, Istanbul Valiliği'ne ata-
nan eski Olaganüstü Hal Bölge Valisi Hayri
Kozakçıoglu'nun partilerin tabanındaki bo-
şalmayı "bir tehlike" olarak değerlendirme-
sinden dolayı "Pmrtiler tabanlanna sahip
çıkmalıdırlar" dediğini aktarmıştık. Ancak
bölgede politika yapmak öylesine zor ki, işte
"tabanına sahip çıkan" parti yöneticilerinin
başlanna da Salih Aktan örneğinde olduğu
gibi "olmadık" çamaşır makineleri, buzdolap-
ları geliyor...
Olaganüstü Hal'de partilerin dunımunu
değerlendirirken SHP'nin eski bir seçimde
kullandığı sloganı anımsatıyor Aktan:
— SHP "Süpürün onlan" demisti. Bölge
halkı da bütün partileri süpürdü. Bütün par-
tiler bitti. Bir tek HEP hareketli. O da Vedat
Aydın olayının arkasını getiremedi...
Aktan otururken bir Mobil'i gösteriyor:
— Bak, bunun girişinde üç lamba vardı;
mantar biçiminde. Biri yeşil, biri san, digeri
de kırmızı yanıyordu. Emniyetten gelip "sök
bunlan" dediler. Mobilin sahibi "Nasıl sö-
keyim, ben bunlan keyfımden koymadım. Şir-
ketle yaptığım sözleşme gereği, şirketin her is-
tasyonunda olduğu gibi bu Mobil'in de giri-
şinde yeşil, sarı ve kırmızı mantar lambalar
olacak" diye yanıt veriyor. Emniyei "anlamam
kardeşim sök" deyince, adam çaresiz çıkardı
lambaları. Şimdi bunu kim konıyacak? An-
lıyor musun partiler neden bitti? Ama şimdi
bir dügüne git, miting alanı gibi. Sloganlar aü-
hyor, yeşil, sarı, kıntuzı mendillerie oynuyor
insanlar. Bu böyle önlenir mi?
Bir saptama daha yapıyor Aktan:
— Eğer "silahlı güçler" istemezse, seçim-
lerde, halk sandık başma zor gider...
Batman'ın "Olaganüstü Hal'deki politika"
sını saptamak için günun ortasında, açık olan
siyasi partilere bir "mini baskm" yapıyoruz.
SHP'de üç kişi var. ANAP il merkezinde beş-
altı kişi oturuyor. Refah Partisi'nde sekiz-on
kişi yerdeki halıların üzerine serilmiş. En ka-
labalık parti HEP. On beş-yirmi kişi oturmuş
tartışıyor. Diğer partiler kapalı...
SHP tl Başkanı Abdülkerim Zilan "Halk
ÖHP İl Başkanı Abdülkerim Zilan "Halk 'Yediler
olayı'ndan dolayı SHP'ye kırgın" diyor. "DYP zaten
zayıf. DSP olayı bölgede bitmiştir. ANAP'a çıkar
ilişkileri dışında kimse inanarak oy vermiyor. Bölgede
bir Refah var. Bir de sosyal demokratlar.
Belki harfler değişiyordu, SHP'nin yerini HEP
alıyordu ama bazı devlet görevlilerinin bakışı hep
aynıydı. Bu değişmezligi görünce insanın sorası
geliyor; PKK harflerini taşıyan örgüt ortadan kalksa
da bu yapı anlayışı sürdükçe yerini başkaları almaz mı?
'Yediler olayı'ndan dolayı SHP'ye kırgın" di-
yor. "DYP zaten zayıf. DSP olayı bölgede bit-
miştir. AN AP'a çıkar ilişküeri dışında kimse
inanarak oy vermiyor. Bölgede bir Refah var.
Bir de sosyal demokratlar. SHP'nin konumu
gereği bir boşluk olunca, bunu şimdilik HEP
doldunıyor."
Zilan, son yerel seçimlere ilişkin olarak
"GizJi oy, gizli sayun oldu" savında bulunu-
yor. "Nasıl" diye sorunca da Zilan, "Sandık-
lan özel timler alıp gitti. Diger partiler peşin-
den koştuysa da yetişemedi. Sonra ANAP'ın
kazandıgını ögrendik" karşılığını veriyor.
Bir de espri yapıyor Zilan:
— Partiden "misafir" hiç eksik olmuyor.
Sürekli peşimizde iki kulak, iki göz var. Es-
kiden partilere ilgi çok fazlaydı. Şimdi eş-dost
iKşkisi oimasa, yinni kişivi zor toplarsın. Hani
bir il başkanı bulsam, görevi hemen devrede-
cegim. Maaşını bile vermeye razıyım.
ANAP'ın Batman'daki durumu bölgenin
yapısına çok uygun. Büyük ağabey Kudbet-
tin Hamldi ANAP'tan Batman milletvekili.
Kardeşi Mahittin Hamidi AN^P il başkanı.
En küçük Hamidi, Atanllah da Batman'ın
ANAP'h Belediye Başkanı.
İl Başkanı Muhittin Hamidi, ANAP'ın
kentteki dunımunu "Partinin Batman'da du-
rumu iyidir. Ama, asbnda biz olduğumuz için
iyidir. Yoksa ANAP'ın tabanı zayıför" diye
tanımlıyor.
RP'nin Batman'daki geniş salonuna halı-
lar serilmiş. Sulu bir klima ılık hava üflüyor.
Salon, hemen namaz düzenine geçilebilecek
gibi dekore edilmiş. Bölgedeki RP'lilerin en
önemli özelliği Kurt sorununa ilişkin düşün-
celerini açık açık söylememeleri. tl Teşkilat
Başkanı Alaattin Arıkan, RP'li il genel mec-
lisi üyesi Hüseyin Geylani ve diğer partililer-
le söyleşiyoruz. Pek konuşmak istemiyorlar.
"Olaganüstü Hal'de Politika" için Diyar-
bakır'da çalışmalar yaparken de RP'lilerin ay-
nı tavrıyla karşılaşmıştık. Bir yandan partili-
ler videoda genel başkanlan Necmettin Erba-
kan'm bir mitingini izliyor, diğer yandan da
İl Başkanı Nafız Yüce ile söyleşiyorduk. Baş-
kan Yüce "Bölge insan haklan ihlallerine dö-
nuk olaylarda neden duyarsızsınız. Bir heyet
bile göndenniyorsunuz. Bunun başka bir
amaa mı var" somsuna şu karşılığı veriyordu:
— Biz Türkiye'de bu iktidann hedefiyiz.
Onun için dikkatli davranıyoruz. Genel Baş-
kan Erbakan her zaman söyler. tktidar oiur
olmaz Özal Amerika'ya gitti ve oradan üç pa-
ketle döndü. Birincisi Kıbns'ta tam taviz ve-
rüecektir. tkincisi tran'la ilişkiler kesüecektir.
Uçüncüsü de Refah çökertilecektir. Bunnn
için bölgede ayağımızı denk atıyoruz.
Nizamettin Toğuç, HEP'nin Batman Mer-
kez İlçe Başkanı. Bir ay içinde tam üç kez göz-
altına alınmış. "Partililerimize baskı var" di-
yor Toğuç. "Üyelerimiz gözaltına alınıyor.
Hepsine sorulan sonılar aynı: 'Neden HEP-
tesin', 'Ne zaman istifa edeceksin' gibi. Çalış-
malanmız engelleniyor. Ben gözaltına aiındı-
gımda polis 'HEP'lilerin çogu Ermeni
asıllıdır' dedi. Ben de 'hayır' dedim. 'Hepsi-
nin evraklanm ben takip ettim. Nüfusların-
da, Islam ve TC yazıyor' karşılığını verdim.
Eger böyle devam ederse seçim zamanı rahat
gözüyle bakıyorlar. Bu gözle bakmaya devam
ederlerse, seçim zamanı bize çok zorluk çıka-
nrlar. Bir vahden bile, il başkanugı olarak ran-
devu alamıyoruz."
Bugünlerde HEP'liler, 1989*8 kadar SHP'li-
lerin yaşadıklannı yaşıyor "Olaganüstü Hal'-
de". tnsan haklanna dönük ihlallere yoğun bi-
çimde sahip çıktığı ve bölge halkı tarafından
desteklendiği süre içinde bazı görevliler
SHP'lilere PKK'b gözüyle bakmışlar, o neden-
le yoğun gözaltılan, tutuklamalar yaşanmış-
tı. Şimdi de demek ki sıra HEP'teydi. Güney-
doğu'da uçurumlar öyle kopma noktasında
donmuştu ki, belli bir bakışın katılığı değiş-
miyordu bir türlü. Belki harfler değişiyordu.
SHP'nin yerini HEP alıyordu ama bazı dev-
let görevlilerinin bakışı hep aynıydı. Bu de-
ğişmezligi görünce insanın sorası geliyor; PKK
harflerini taşıyan örgüt ortadan kalksa da, bu
yapı bu anlayış sürdükçe yerini başkalan al-
maz mı?
çalışma olanağı bulamayız. Bize yasadışı parti l A K l l N : D l l A K I S A J V l K
Bölgede HEP ve RP ayakta. Refah Partilüerin en önemli özeUgi Kürt sorununa ilişkin düşüncelerini açık açıksöylememekri. (Fotograf: VEDAT YENERER)
GüNEYDOĞU'DAN İZLENİMLER
Düğünlerin nıitinge dönüştüğü kent
MEHMET TEZKAN
BATMAN — Cizre'den çıkıp îdil, Mid-
yat, Hasankeyf üzerinden Batman'a doğru
yol alırken Güneydoğu'da gördüklerimizi,
yaşadıklanmızı, anlatılanları tartışıyoruz.
"Batman çok daha farkhdır. Rafineri ne-
deniyle oldukça gelişmiş bir yöredir. PKK
hareketi de etkili defildir" diyor Celal Baş-
langıç; "Bakaum orada partiler nasıl? Bizhn
için iyi bir gösterge olur."
Yanıüyoruz. Batman'ın da diğer yerlerden
hiçbir farkı yok. Caddeleri daha geniş, da-
ha temiz ve dah^- aydınlık hepsi o kadar.
Anlatıyorlar: "En büyük gösteriler dügün-
lerde olur. Herkes san-kırmızı-yeşil kurde-
leleri ile marşlar söyler, halay teper. Nutuk
atanlara, kadınlar 'tilili' çekerek eşlik eder.
Burada düğün, miting demektir. "
Kadınlar eski kadın değil artık. Istanbul'-
daki işçi yürüyüşünde de, Güneydoğu'daki
protesto eyleminde de en öndeler.
Diyarbakır'da HEP'lilerle söyleşirken
HEP Merkez İlçe Başkanı Hüsniye Ölmez,
bölgedeki kadınlann durvımunu şöyle anla-
tıyordu:
"Biz köylere kadar gidip çalışmalar vapı-
yoruz. Kadınlar olaylarla artık ilgileniyor.
Idil'deki gösterilerde önce kadınlar yüriidü.
Herhangi bir ola>dan sonra çocuklannı, ko-
calannı olay yerinden kaçınyorlar."
1984-1985 yılında bir aileden 10 kişi öldu-
rülür, öldürülenlerin yakınlan, "Bizde iki ölü
var, gerisi kadın ve çocuktur" derlermiş.
Peki kadınlar o günden bugüne nasıl gel-
di?
1980 sonrası gözaltına alınmayan, işken-
ce görmeyen, baskıya uğramayan kişi yok gi-
biymiş bölgede. Sıkıntıya katlanan çocuğu-
nun, kocasının acısını çeken kadınlar, gide-
rek "militan"laşmış. Belki de erkeklerini ko-
rumak için kendini öne atmışlar.
Her perşembe Batman'da mezarlık günu.
Yüzlerce kadın ellerinde çiçekler mezarlığa
giderek Kürtçe türküler söylüyor, "tilili" çe-
kiyormuş. Düğün ve mezarlık geleneği öyle
yaygınlaşmış ki sıradan bir düğün yapmak
isteyen sanatçı bulamıyormuş. Diyorlar ki,
"Bir düğünde siyasi şarkı söyleyemeyen şar-
kıcı, bir daha beni oteki düğünVere çağırmaz
SHP'NİNİPTAL İSTEM1ANAYASA MAHKEMESİ'NDENDÖNDÜ
diye gitmiyor."
Karadeniz'de, tstanbul'da, Akdeniz'de
adına rastlanmayan tabela partisi görünü-
mündeki HEP, Güneydoğu'da birinci par-
ti. Güneydoğu'da seçimden seçime bir ara-
ya gelen, parti binalarını haftada bir iki gün
açan DYP ve SHP ise iktidarı zorluyor.
Partiler aradan çekilmiş, kişi ile devleti baş
başa bırakmışlar. Bunu fark eden, "Aman
bir şeyler yapmalıyız" diyen yerel yönetici-
lerini de tasfiye etmişler.
Partiler, bir politika izlemişler Güneydo-
ğu'da. Kimse bilmiyor, kimse anlamıyor ne
amaçlanmış, aklı kim vermiş. Partilerle ilgili
bir fıkra anlatıyorlar.
Adamın, iki öküzü, bir eşeği \armış. Her
gün tarlaya gider öküzleri gün boyu çalıştı-
nrmış.
Bir gün san öküz dayanamamış, kara ökü-
ze "Bizim patronun dini ne" diye sormuş.
Kara öküz "Niye sordun anlayamadım" de-
miş. "Niye olacak" diye devam etmiş sarı
öküz, "Müslüman olsa cuma günleri cami-
ye gider, biz de dinleniriz. Hıristiyan olsa pa-
zar günü kiliseye gider, tatil yapanz. Bu
adam haftanın yedi günü bizi tarlaya götü-
riiyor."
Eşek lafa girmiş, "Haftada bir gün biri-
niz hastalanma numarası yapın, ahırda gün
boyu yatar dinlenirsiniz." "iyi fikir" demiş
oküzler.
Ertesi gün sarı öküz hasta numarası yap-
mış. Sahibi bakmış kalkacak hali yok kara
öküz ile eşeği alarak tarlaya gitmiş. Akşama
kadar keyif yapan san öküz, arkadaşlan tar-
ladan dönünce sormuş, "Ne oldu ne yapö-
nız?" "Hiç" demiş eşek, "Senin yerine tar-
layı ben sürdüm, sonra da odun taşıdım.
Ayakta duracak halim kalmadı. Yalnız ak-
şam dönerken bizim patron kasaba uğradı,
uzun süre pazarlık ettiler."
Bunun üzerine birden canlanmış san öküz.
Samanlan eşeleyip sağa sola koşturmaya baş-
lamış.
Yani ne öküze yaramış bu numara ne de
eşeğe. Akıl alana kasabın yolu görünmüş,
akıl veren de "eşek gibi" cahşmış.
Bu öyküyü anlatanlar sözü şöyle bağlıyor-
lar:
— Bunlara akıl veren bir eşek var, ama...
3270 saydı yasanıngetirdiği karma seçim sistemi
PROF. DR. OYA ARASLI
3270 sayılı kanunun, başta 2839 sayıh
kanun olmak üzere 2820 ve 298 sayıh
kanunlarda yaptığı değişikliklerle
ortaya koyduğu seçim sistemi, bir "karma
seçim sistemi" olarak adlandırılabilir.
Çünkü kontenjan milletvekili çıkacak
seçim çevrelerinde, kontenjan
milletvekili tek isimli (dar bölgeli)
çoğunluk sistemiyle seçilecektir. Kontenjan
yükseltilmiş çevre barajlı d'Hondt
sistemiyle' seçilecektir.Kontenjan
milletvekili seçilmeyecek seçim çevrelerinde
de seçim çevresi barajı
d'Hondt sistemi uygulanacaktır. Aynca ülke
düzeyinde %10'luk genel baraj da varhğını
sürdürmektedir.3270 sayıh kanunla,
kontenjan milletvekili seçilecek seçim
çevrelerinde seçim çevresi barajının
yüksetilmiş olması, oylann büyuk kısmını
toplayan partileri, o çevrelerde
milletvekilliklerinin bölüşümünde daha
şanslı duruma getirmektedir. Bu şans,
kontenjan milletvekilinin çoğunluk
sistemiyle seçilmesi nedeniyle, bir kere
daha artmaktadır.
3270 sayıh kanunun kontenjan
milletvekilliğini ve yükseltilmiş seçim
çevresi barajını getiren 10. ve 33.
maddeleri tarafından anayasaya aykın
bulunmuş ve sözkonusu maddelerin iptali
için Anayasa Mahkemesi'nde dava
açılmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi,
anayasaya aykın bir durum görmeyerek,
söz konusu hükümleri iptal etmemiştir.
3270 sayıh kanunun seçim sistemine
getirdiği yeniliklerin arasında, gümrük
kapılarda oy kullanma olanağımn
sağlanması ve tercih oyunun guç koşullara
bağlanması da yer almaktadır.
3377 sayıh kanun
Seçim sistemi 22.5.1987 tarih ve 3377 sayılı
kanunla bir kere daha değiştirilmiş ve bu
değişiklikte, yükseltilmiş seçim çevresi
barajı yöntemi terk edilmiştir. 3377 sayıh
kanunla getirüen düzenlemeye göre,
kontenjan milletvekili seçilen veya
seçilmeyen bütün seçim çevrelerinde, seçim
çevresi barajı aynı yöntemle bulunacaktır.
Bu yöntem de, seçim çevresinde kullanılan
geçerli oylann toplamının, o seçim
çevresinden çıkacak milletvekili sayısına
bölünmesidir. Fakat yine 3270 sayılı
kanunun kabul ettiği gibi, kontenjan
milletvekili seçilen seçim çevrelerinde,
geçerli oylann çoğunluğunu almış olan
siyasal partinin kontenjan adayının, seçim
çevresi barajını aşıp aşmadığma
bakılmaksızm, milletvekili olacağına ilişkin
düzenleme korunmuştur.
3377 sayılı kanunun getirdiği bir başka
yenilik de, kontenjan milletvekili seçilecek
seçim çevrelerinin arttınlmasıdır. 3377
sayılı kanunla, 6 ve daha fazla milletvekili
çıkaracak illerin 4, 5 ve 6 milletvekili
çıkaracak seçim çevrelerinde, birer
kontenjan milletvekili seçihnesi kabul
edilmiştir. Halbuki 3270 sayıh kanuna
göre, 6 ve daha fazla milletvekili çıkaracak
illerin 5, 6 ve 7 milletvekili çıkaracak
seçim çevrelerinden kontenjan milletvekili
seçilmekteydi. 3377 sayıh kanunun yaptığı
düzenleme ile 3270 sayılı kanuna göre
sayısı 34 olan kontenjan milletvekillikleri
46'ya yükselmiştir. Böylece, uygulanacak
çoğunluk sistemi nedeniyle, büyük
partilerin kontenjan milletvekilliği adı
altında paylaşacağı milletvekili sayısı da
artmıştır. Diğer taraftan, kontenjan
milletvekili seçilecek seçim çevrelerinin
3270 sayılı kanuna oranla çok daha küçük
tutulması, seçim çevresi barajını
yükseltmiş, böylece büyük partiler 3270
sayılı kanunun getirdiklerinden çok daha
büyük temsil olanaklarına
kavuşturulmuştur. Aynca, kontenjan
milletvekili seçilecek seçim çevrelerinde,
seçim çevresi barajı görünüşte
düşürülmesine rağmen, seçim çevrelerinin
daraltılmış olması, bu barajın gerçekte
yine aynı kalmasına neden olmuştur.
2839 sayılı kanunun oylann
değerlendirilmesini düzenleyen 34.
maddesi, 10.9.1987 tarih ve 3403 sayılı
kanunla bir kere daha değiştirilmiş ve "6
milletvekili çıkacak seçim çevrelerinde,
seçim çevresi barajmın o çevreden çıkacak
milletvekili sayısımn 1 eksiğine bolunerek
bulunacağı" ilkesine dönülmüştür. Böylece
3377 sayılı kanunla küçultülen seçim
çevrelerinde zaten yükselmiş olan seçim
çevresi barajı, bu yöntemle bir kere daha
yükseltilmiştir. Bunun sonucunda, seçim
çevrelerinde fazla oy toplayan büyük
partilerin temsil olanaklannın, küçük
partiler aleyhine biraz daha artacağı
açıktır. 3403 sayılı kanunun gerekçesinden,
büyük partilerle küçuk partilerin temsil
olanaklan arasındaki farkı iyice arttıran
böyle bir çözüme neden gereksinim
duyulduğu anlaşılamamaktadır. Ancak
3403 sayılı kanunun bir erken seçim kararı
ile birliİcte kabul edildiği düşünülecek
olursa iktidar partisi meclis grubunun
yasama yetkisini kendi çıkarlannı korumak
ve olası bir oy duşüşünü hesap
incelikleriyle parlamentoya yansıtmamak
için kullandığı sonucuna varüabilir.
Anamuhalefet partisi SHP, 6 milletvekili
seçilecek seçim çevrelerindeki barajın
hesaplanmasına ilişkin yöntemi anayasaya
aykın bulduğundan, 3403 sayıh kanunun
sözkonusu yöntemle ilgili düzenlemeyi
getiren 5. maddesinin iptah için yine
Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştır.
Ancak Anayasa Mahkemesi bu kere de
görüşünü değiştirmemiş ve iptal istemini
reddetmiştir.
Bu sırada Yuksek Seçim Kurulu ile
Anavatan Partisi arasında, 6 milletvekili
çıkaracak seçim çevrelerinde,
milletvekilliklerinin partiler arasında nasıl
dağıtılacağının yorumu konusunda
anlaşmazlık çıkmıştır.
Bu anlaşmazlık, 17.10.1987 tarih ve 340
sayılı kanunla çözümlenmiştir. 3404 sayıh
kanunda, milletvekili çıkaracak seçim
çevrelerinde seçim çevresi barajının, o
çevrede kullanılan geçerli oylann
toplamının, o çevreden çıkacak milletvekili
sayısımn 1 eksiğine bölünmesi yoluyla
bulunacağı açıklanmıştır. Ayrıca,
kontenjan milletvekilinin çoğunluk
sistemiyle seçileceği hususuna da açıklık
getirilmiştir.