Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 HAZİRAN 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
ÖLÜM
Kosinski'nin intihan kesinleşti
• NEW YORK (AA) — Ünlü yazar Jerzy Kosinski'nin
tfthı belli olan otopsi sonuçlanna göre sakinleştirici
ilaçlar ve alkol alarak intihar ettiği kesinleşti. Adli tıp
yetkilileri, Kosinski'nin ölümüne, "Uyuşturucu ilaçlarla
alkol kanşımının yarattığı zehirlenmenin" neden
olduğunu açıkladılar. 57 yaşmdaki Kosinski, geçen ay
banyosundaki küvette, başında bir naylon torbayla ölü
bulunmuştu. Yazann başucunda bulunan notun içeriği,
polis tarafından halen açıklanmadı. Kosinski'nin kansı,
kocasının kalp hastası olması yüzünden artık
yazamadığını ve sakat kalarak ailesi ve yakınlanna yük
olmaktan korktuğunu söylemişti. Dünyaca tanınan
yazann en ünlü kitabı "Boyalı Kuş", Nazi işgali altında
geçen çocukluğunun izlerini taşıyor.
SERAMİK
Seramik Sanat Odülleri
• Kültür Serrisi — Çanakkale Seramik Sanat Galerisi
90-91 sergi sezonunu Birol Demiı seramik sergisi ile
kapattı. 1990 yılında Türk Seramik Sanatında Aşamalar
Silreci adlı sergi ile açılan galeri, sezon boyunca 6 sergi
gerçekleştirdi. Türkiye'de plastik sanatlann son 10 yüını
tartışmaya açan galeri sezon boyunca bir kitap ile panel
ve söyleşiler düzenledi. Türkiye'nin ilk seramik ve heykel
sanat galerisi olan Çanakkale Seramik Sanat Galerisi
91-92 sergi sezonuna Hollandalı 15 seramik sanatçısının
sergisiyle girecek. Evelyn van Baarda, Rob Brandt, Babs
Haenen, Susanne Hahn, Vilma Henkelman, Netty van
den Heuvel, Michel Kuipers, Geert Jap, Alexander
Lichtveld, Johan van Loon, Mees Marinus, Jan van der
Vaart, Irene Vonck, Pauline Wiert2 ve Christian
Wisse*nin yapıtlanndan oluşan Çağdaş Hollanda
Seramikleri Sergisi ekim ayında açılacak. Çanakkale
Seramik Sanat Galerisi bu yıldan başlayarak seramik
sanat odülleri de verecek. Bu yıl ulusal boyutta verüecek
ödülün ileriki yıllarda uluslararası olacağını belirten
Mehmet Ağar, değerlendirmelerin sanatçının yıhk
çalışmalan ile aktiviteleri de göz önüne aiınarak
yapılacağım söyledi. 90-91 yüı seramik ödülü ise
önûmüzdeki ay açıklanacak.
SERGİ
Ateş'in sergisi
• Kültür Servisi — Ressam Ertuğrul Ateş'in sergisi 19
haziranda Dolmabahçe Sarayı Hareket Köşkü'nde
açılacak. 1954 yıhnda Adana'da doğan Ertuğrul Ateş,
Ankara Gazi Eğitim Resim Bölümü'nü bitirdikten sonra
Ingiltere'ye giderek eğitim ve çalışmalanru Londra'da
sürdürdü. 1987 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne
giderek New York'a yerleşen sanatçı bugüne dek New
York'ta üç, Los Angeles'ta bir, Istanbul'da yedi ve
Ankara'da iki kişisel sergi gerçekleştirdi. Birçok karma
.sergiye de katüan Ateş'in bu sergismdeki yapıüan
1988-91 dönemini kapsıyor.
Ifkzma kitaplar sergisi
• Kültür Serviri — Istanbul Büyükşehir Belediyesi .
Taksim Atatürk Kitaphğı'na yeni bağışlanan yazma
eserler sergisi yann acılıyor. Kitaphğın giriş bölümünde
sergilenen yazma eserler üç ana bölümden oluşuyor:
Muallim Cevdet, Osman Ergin ve belediye yazmalan.
Muallim Cevdet ve Osman Ergin koleksiyonlannda çok
sayıda eski harfli ve yabancı dil basma kitaplar da
bulunuyor. Belediye yazmalan koleksiyonu ise değişik
zamanlarda değişik kişilerin kütüphaneye bağışladığı
yazma kitaplardan oluşuyor. Atatürk Kitaplığı yetkilileri,
önümuzdeki günlerde araştırmacılar için bağışlanan
kitaplann tamamını içeren bir katalog yayımlayacaklannı
bildirdiler.
Tııvaldeki coşku
• Kültür Servisi — Ataköy Galleria'da "Mersin'den"
konulu resim sergisi lShazirantarihinedeksürilyor.
Ressam Hulusi Yaldınr'ın çalışmalanndan oluşan sergide
Mersin'i konu alan 40 yağlıboya resim yer alıyor. 1957
yıhnda Nizip'te doğan ve çeşitli işlerle uğraştıktan sonra yedi
yıldır yalnızca resim çahşmalanna ağırlık veren Hulusi
Yaldınr, yaşamuıı beş yıldır Mersin'de sürdürüyor. 1988
yıhnda Mersin Sanatevi'ni açan Yaldınr, "Beni etkileyen her
şey resmime konu olabilir, bir dünya kurarım yapıtlarımla
bazen yaşanmış, bazen yaşanmanuş, bazen yaşanmasını
istediğim. Ve bu dünyayı paylaşmak isterim diğer insanlarla,
bir bakarsınız ışıklar, bazen hırçın vunışlar, bazen de dalga
dalga renkler. lçimdeki coşkuyu tuvalimde soluklandınnak,
yaşamamış da olsanız o duygulan tatmanızı, o kokuyu
3İmani7i, o sesi duymanızı isterim" diyor.
MÖZECİLİK
Müzelere ilgi yoğun
• Kültür Servisi — Milli sarayları oluşturan saray, köşk
ve kasırlan 18-24 mayıs tarihleri arasında kutlanan
Müzeler Haftası süresince 12.324 kişi ücretsiz gezdi. Milli
Saraylar Daire Başkanı Türkân tnce, Müzeler Haftası
nedeniyle Dolmabahçe ve Beyberbeyi saraylanmn bir
gün, öteki koşk ve kasırlann da hafta süresince ücretsiz
olarak geâye açık tutulduğunu ve geçen yıla oranla çok
daha yoğun bir gezi isteği ile karşılaştıklannı bildirdi.
FOTOĞRAF
AFSÂD'da yeni yönetim
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ankara Foioğraf
Sanatçılan Derneği'nin (AFSAD) 10. olağan genel kurul
toplantısı yapddı. Toplantı sonunda, AFSAD'ın yeni
yönetim kuruhı görev bölümü yaptı. Yapüan oylama
sonucunda Dursunali Sankoç, Mehmet Aslan Güven, Isa
özdemir, Nuri özdemir, Göker Müftüoğlu, Mehtap
Yıldız ve Gökhan Bulut, yönetim kurulu asil üyeliğine
getirildiler. Doğanay Sevindik, Hüsniye Ünal, Levent
Ebcim, Nilüfer Gökeşmeoğlu ve Erdal Aliefendioğlu da
yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Yönetim
kurulunda görev dağılımı şöyle beürlendi: Dursunali
Sankoç (başkan), Mehmet Arslan Güven (başkan
yardımcısı), tsa Özdemir (yazman), Nuri Ozdemir
(sayman), Mehtap Yıldız (basın ve halkla ilişkiler), Göker
Müftüoğlu (eğitim araştırma), Gökhan Bulut (yayın),
Doğanay Sevindik (sergi, gösteri), Erdal Aliefendioğlu
(sosyal Uişkiler), Nilüfer Gökmeşeoğlu (arşiv birimleri),
Levent Ebcim (kütuphane ve karanhk oda sorumluluğu),
Hüsniye Ünal (danışma kurulu sekreteri) seçildiler.
'Kurtlar' adlıyapıtıyla Orhan KemcdRoman Ödülü'nü alan Peride Celal:
Şimdi yazar olmak kolayPeride Celal, romanını 'özyaşamla fiksiyon
karışımı' olarak değerlendiriyor. Yazar,
"Romandaki kadın yazar benim, ama aynı
zamanda ben değilim. Çünkü o yazar kadın
benim elimde değişti" diyor.
REFİK DURBAŞ
Bu yıl "Kurtlar" adlı roma-
nıyla Orhan Kemal Roman
ödülü'nü alan Peride Celal'in
Etiler'deki evi. Peride Celal ye-
ni taşınmış bu eve. Her şey yer-
li yerinde, ama yazar daha ken-
di düzenini kuramamış. Salona
girerken "Kitaplanm" diyor,
"daha kolilerde." Kitaplar ko-
lilerde, ama Peride Celal'in an-
lann, anılann süzgecinden geç-
miş romancı kimliği bütün ger-
çekliğiyle sinmiş gözün gördü-
ğfl, elin dokunduğu her eşya-
ya...
Salonda fazla konaklamayıp
çauşma odasına geçiyoruz. Pen-
ceresi gökyüzünün mavi boşlu-
ğuna açılan bir küçük oda. Dört
duvar, masanınttzeri,pencere-
nin yanındaki küçük sehpanın
üzeri kitaplarla dolu. Kitaplann
önüne sararmış çerçevelerde re-
simler konmuş. Fesli bir adam,
babası mı acaba? Gözlerinin be-
beği gülen bir kız, kızı mı? Ki-
mileri 8-10 kişi bir solgun yaz
gününde arkadaşlan mı? Hiçbi-
rini soramıyorum. Hepsi kendi
gecmişlerinin güzelliğinde, öyle-
ce kalsınlar...
Peride Celal çalışma masası-
nın başında, birazdan daktilo-
nun tuşlarına basıp yeni bir ro-
mana başlayacak gibi. Sırtımı
pencereye verip karşısındaki
koltuğa otumyorum. Söze nere-
den başlamah? Orhan Kemal'-
den neden olmasın?
"Orhan Kemal adına konan
ödülü aldığım için seviniyorum.
Nedeni de şu: Orhan Kemal ya-
şanu boyunca çok güçlüklerle
karsüaştı. Perişan oldu. Ekono-
mik acıdan hiç zamanı yoktn.
Durmadan gazetelere yazılar
>azdı, kitaplar filan... Benim de
ilk gençlik yıllarım onun yaşa-
dıklanna benzer, onunki kadar
korkunç olmasa da..."
— Yaşarken tanımış mıydınız
Orhan Kemal'i?
— Kendisiyle hiç tanışma-
dım, ama uzaktan biliyordum,
kitaplanm da okuyordum. O
zaman da ona içim acıyordu.
Masanın üzerinde boş bir kül
tablası, beyaz. Gözlerimi kül
tablasının beyazından ayıramı-
yorum. Bir de Peride Celal'in
anılann dehlizinde bir gidip bir
gelen gözlerinden. "Şimdi sanı-
yorum daha kolay yazar ol-
mak" diye sürdürüyor.
"Neden" diye sormama gerek
kalmıyor. Çünkü sözün ardın-
da yine Orhan Kemal:
"Orhan Kemal'in bir hikâye-
sini okudutn geçen gün. Yazısı-
nı götürup de daha önce para-
sını sümanın zorunluluğunu an-
latıyordn utanarak. Şimdi ken-
dimden hatıriıyorum, yazı işle-
ri müdürünün karşısında nasıl
hikfiyemi verirken ya bu hikâ-
yeyi beğenmezse, begenmezse
derken parasını da dıişünüyor-
dum, çünkü onu almam lazım-
dı. Gidersiniz mesela 'btıgün
vezne açık değil' derler. Bu so-
zü duvar duyraaz içinize iner.
tşte burada Orhan Kemal'le bir
benzerlik bukium kendi vazar-
uğun içinde. Onun için daha da
sevinçliyim. Böyle bir yazann,
çok sevdiğim bir yazann adını
taşıyan ödülü almak gerçekten
mutlu etti beni."
Söz ilk gençlikten açılmışken
biraz daha geçmişin ara sokak-
lanna adım atsak? Elli altmış yıl
öncesinin macera romanlarına?
İKİNCt ÖDÜL — Peride Celal 1977 yılında Sedat Simavi Ede-
biyat Ödülü'nü almıştı. 14 yıl sonra bir ikinci ödül geldi roma-
nına. Yazar yanm kalmış iki romanının üzerinde çalışıyor.
Ben sözü yerine yerleştiremiyo-
rum, Peride Celal ise konuşmak
istemiyor zaten. Aslında ben de
biliyorum, bu önemli değil. Nâ-
zım Hikmet de Orhan Selim
adıyla senaryolar, romanlar
yazmadı mı? Kemal Tahir, Pe-
yami Safa da yazmadılar mı?
"Benim için yanlış olan şu" de-
yip sözun arasına giriyor Peri-
de Celal: "Ben serüven, aşk ro-
manlanndan vazgeçip daha baş-
ka romanlar yazmaya karar ver-
digim zaman belki de adımı de-
ğiştinnem gerekirdi. Hiç olmaz-
sa o defteri kapamak için. O za-
man belki böyle olmazdı. tşte
Peride Celal bu derlerdi, ama
artık o bir başkası olurdu. Ya
da o zaman takma bir adla yaz-
saydım, sonradan Peride Celal
çıksaydı ortaya. Ben zorla ken-
dimi kabul ettirdim sanıyo-
rum."
"Üç Yirmi Dört Saat" roma-
nı masanın ucunda duruyor.
Yavaşça kapağım açıyonım. In-
ce mavi bir tükenmez kalemle
kimi satırlenn yanına çıkmalar
yapıtaıış. Kimi yerlerini düzelt-
miş Peride Celal, yeni baskısı
için. Şimdilik o kenarda dursun,
biz haberi "Kurtlar"dan vere-
lim:
"Knrtlar'a başlarken asil
amacım yazar olmanın sıkıntı-
sını ve acısını anlatmaktı. Çün-
kü bir yazar hem bir hikâye ya-
zıyor hem de yaşamını yaşıyor
ve anılanna dönüp bakıyor.
Ama Kurtlar nostaljik bir ro-
man degil. Elbette gerilere gidi-
yorum ileriyi anlatabilmek için,
bulunduğum noktayı görebil-
mek için..."
— Peki gelecege yönelik ça-
lışmalar...
— İki romanım var yanm
kalmış. Birinin adı şimdilik
"Yabaneılar", öteki ise "Aynk-
otu." "Yabancüar"ı belki de-
ğiştireceğim. Her ikisi de
200-300 sayfa kadar yazılmış.
Bir de hikâye kitabı çıkarmak
istiyorum. Birkaçı yayımlanma-
mış, bazılan da dergilerde çık-
mış hikâyeler var. "Kurtlar"ı
yazarken bir yandar; da notlar
alıyordum bu hikâyeler için...
Birden sessizlik çöküyor oda-
ya. Bir "boşluk"un sesi gidip
geliyor onun dudaklanyla be-
nim gözlerim arasında. Bu kez
Peride Celal soruyor birden:
— Ömriım yetişir mi buna?
Sözcükler söze dönüşmeden
daha yanıtını yine kendi veriyor:
"Yaşlılık çok fena şey, ama
insanın aklı işlediği sürece o ka-
dar önemli degil, hatta yararla-
n da var. Çünkü bir sürii deney-
den geçiyorsunuz, birçok serü-
vene girip çıkıyorsunuz farkına
varmadan. Okurken, yaşarken,
yazarken, bakıyorsnnuz zaman
akıp gitmiş..."
Zaman akıp gidiyor ve birden
olağanüstü bir şey oluyor. Raf-
lardan inen kitaplar el ele, kol
kola gelip masanın çevresini sa-
nyorlar. Kimi şefkatle omuzu-
na koyuyor başım, kimi ağaran
saçlannı okşuyor Peride Celal'-
in. Hepsi de sevdiği yazarlar:
Vedat Günyol, Orhan Pamuk,
Selim 1leri, Furuzan, M. Dnras,
Sartre, Beauvoir ve daha başka-
ları adlarını yazamadığım...
Ve soruyu M. Duras adına
"Sevgili"si soruyor, roman ne
olacak gelecekte?
"Sanıyorum roman türii gide
gide kaybolacak. Dünya öyle
bir gercefe dogru gidiyor ki oyle
gerçekçi bir dünya ki roman tu-
rü kaybolacak. Onun için
dışanda ve içeride birçok yazar
yavaş yavaş biyografıyle kanşık
roman türüne gidiyor. Benimld
deöyle."
Akşam perdesini indirmek
üzere ardındaki pencerenin.
Porselen fincanda gelen neska-
fe biteli ne oldu? Ya beyaz kül-
lükteki sigara izmaritleri? Be-
nim vaktim tamam. Birazdan
çıkıp Istanbul'un karanhğına
kanşacağım, Peride Celal oda-
sında kalacak, yanm kalmış ro-
manlannı tamamlamak üzere...
Ben karanhğına akşarrun, o
yazdıklanmn aydınlığına...
Brian De Palma'nın yönettiği 'ŞenlikAteşi' dört sinemada gösteriliyor
Açgözlülük, kibir ve tutkularKültür Servisi — Bir yanlışlık-
lar komedisi... "Şenlik Ateşi-
Bonfire Of The Vanities"
tstanbul'da Beyoftlu Emek,
Çemberlitaş Şafak, lzmir'de tz-
mir ve Adana'da Metro sinema-
lannda gösterime girdi. Film ge-
lecek hafta da Kadıköy Reks,
Ankara Akün ve Bakırköy 74 si-
nemalarında izlenebilecek.
Bir borsa kralı, kansı ve kızı-
m evde bırakıp metresiyle birlik-
te bir gece geçirmeye karar ve-
rir. Metresinin evine giderken
yanlış bir dönuş yaparak kenar
mahallelerden birine sapar ve
zenci bir adama çarpar. Borsa
krah McCoy'un başı beladadır
artık.
Eşler, metresler, avukatlar,
politikacılar, yar,gıçlar, "saygın"
kişiler, sefilleT, reziller, Limou-
sine'le gezip hava atanlar, beyaz-
lar, siyahlar, yukarı mahallede-
kiler, aşağı mahalledekiler...
Bir New York fılmi.
Fihnin yönetmeni, sinemala-
nrtuzda "Dokunulmazlar'', "Sa-
vaş Günahlan", "Yaralı Yüz" gi-
bi fümlerini izlediğimiz Brian
De Palma, "Şenlik Ateşi"ni
"Amerika'da yaşanan açgözlü-
lük, kibir ve ihtirasın, kişilerin
küçük bir kazayı bile kendi hırs-
lan için kullanmalannın anlatıl-
dıgı bir öykü" olarak tanımlı-
yor.
Bu New Yörk öyküsünde,
borsanın efendisi McCoy'un dü-
şüşünü, bu arada olaylara karı-
şan "çirker* gazeteci Fallow'un
yükselişini, kazayı siyahları bir
araya toplamak düşüncesiyle
koz olarak kullanmaya karar ve-
ren dini lider Reverend Bacon-
un numaralannı ve bu arada
tüm o yukarı mahalledekiler,
aşağı mahalledekiler, avukat,
BtR NFVV YORK FİLMt— "Dokunulmazlar", "Yaralı Yüz*
1
ma'nın yönertigi "Şenlik Ateşi" tam bir New York filmi.
ve "Savaş Günahlan" gibi nimlerin ünlü yönetmeni Brian De Pal •
politikacı, eş, metres, sefıl, rezil
arasında yangını körükleyen ve
yanıp kül olanları izleyeceğiz.
Bir "best-seller" romandan
uyarlanan film, gerçekten de ço-
ğû Amerikan 'best-seUer" roma-
nı gibi...
Amerikalı yazar Thomas
VVolfe'un aynı adlı romanından
senaryo yazan Michael Chris-
topher'ın senaryolaştırdığı fII-
min konusu ilginc. Borsa kralı
rolünde Tom Hanks,' gazeteci
rolünde Bruce WiDis, metres ro-
lünde Melanie Grif flth başrolle-
ri paylaşıyorlar.
Pennny Marshall'ın "Büyük-
Big" filmindeki rolüyle Oscar'a
aday gösterilen ancak altın Kü-
re kazanan Tom Hanks'i sine-
malanmızda "Splash", "Joe, Ya-
nardağa Karşı" ve "Dikkat Kö-
pek Var" gibi filmlerde izledik.
"Mavi Ay" dizisinin ünlü
oyuncusu Bruce Willis de sine-
maseverlerin yakından tanıdığı
bir isim. "Die Hard-Zor Ölüm"
fılmlerinde rol alan Bruce Wil-
lis'in kendisini değil ama sesini
"Bak Şu Konuşana" ve "Bak Bu
da Konuşuyor" fılmlerinde
dinledik.
Filmin kadın oyuncusu Mela-
nie Griffith, geçen yıllarda "Ça-
hşan Kız-VVorking Girl" filmin-
deki roluyle Altın Kure kazan-
mış ve ayrıca Oscar'a aday gös-
terilmişti. Oyuncuyu sinemala-
rımızda gösterilen "Vahşi
Birşey" filminde de izlemiştik.
Filmin bir diğer oyuncusu da
"Miss Daisynin Şoföriı" filmin-
de rol alan Morgan Freeman.
"Şenlik AteşTnin müziğini ise
bugüne dek kırka yakın fihnin
müziğini besteleyen Dave Gnı-
SİB hazırlamış. Grusin'in müzi-
ğine imza attığı filmlerden ba-
zılan, kendisine bir Oscar geti-
ren "Milagro Fasulye Tarlası Sa-
vaşı", "Tootsie", "Kızıllar",
"Şampiyon".
Yazprla okuru buluştunm Beyoğlu Kitap Günleri bugün sona erecek
Kitap, Beyoğlu'nadeğer kattı'Sessizlik', 'Kuzguncuk'taki Konak' ve
'Saklambaç' adlı üç öyküden oluşan kitabını
belirsizlik, düş ve gerçekle ören Nurten Ay,
"Bugün geçmiş, bir statü kazanma kavgasma
dönüştü. Geçmişe ait eşya, form ve kavram
parayla satılıyor. Ben geçmişin kişilikle
yoğrulmuş şeklini seviyorum" diyor.
Kültür Servisi — Beyoğlu Mis
Sokak'taki kitaph günler, sürekli
yağmurlann verdiği zorunlu ara-
dan sonra tekrar başladı.
Cumhuriyet Kitap Kulübü
ile Beyoğlu Belediyesi'nin birlik-
te düzenlediği Beyoğlu Kitap
Günleri'nde önceki gün Füsun
Erbulak, Öner Yagcı, Yılmaz
Karakoyunlu ve Nurten Ay, yan
yana kitaplanm imzaladı. Bu
kez imza masaları Istiklal Cad-
desi'ne daha yakın yerleştirihniş-
ti. Mis Sokak yine Beyoğlu'nun
alışılmış gürültusü içindeydi. Ki-
tapsever merakhlann çoğunluğu
yine gençlerden oluşuyordu. Iş-
ten çıkmış genç kadın ve erkek-
ler de göze çarpıyordu. Hafta
sonuna özgü ailece gelen, çoluk-
çocuk kitap imzalatan merakh-
lar bu kez yoktu.
Yazarlar içinde en son Nurten
Ay geldi. Bir holdingde yönetim
başkanhğı sekreterliğini yürüten
Ay, işinden çıkmış ve imza gü-
nüne yetişmişti. Erbulak, Yağcı
ve Karakoyunlu, okurları ile
söyleşirken iş yorgunu Nurten
Ay'la bir süre sohbet ettik.
"Gizli Kalmış Bir tstanbul
Masalı" adlı ilk öykü kitabı ile
Haldun Taner 1991 Ödülü'nü
kazanan Ay, edebiyat dünyası-
nın içine bu yanşma sonucu gir-
dığinden söz ediyor. Ay, "Ama-
törce yazıyorum, kendi kendim-
leyim" diyor.
SELÇUK VE AY ÎMZALADILAR — Kitap Günleri'nde önce-
ki gün Haldnn Taner Ödülü'nü kazanan Nurten Ay, dün ise ga-
zetemiz yazan tlhan Selçuk kitaplanm imzaladılar.
(Fotoğraflar: lbrahim Günei)
Yazann, "Sessizlik", "Kuz-
guncuk'taki Konak" ve 'Sak-
lambaç" adlı uç öyküden oluşan
kitabı geçmiş-gelecek boyutun-
da, düşle gerçeğin birbirini izle-
diği, neyin düş neyin gerçek ol-
duğunun "belirsizlik"le örüldü-
ğü bir kitap. Ay'a göre sessizlik,
"dokunmasak bile hissedilen,
diğer duyulan da içeren" bir
kavram.
Öykülerine giren 'geçmiş' ol-
gusu içiH Ay, "Bugün geçmiş,
bir statü kazanma kavgasma dö-
nüştü. Geçmişe ait eşya, form ve
kavram parayla satılıyor. Ben
geçmişin kişilikle yoğrulmuş
şeklini seviyorum" diyor.
Nurten Ay, on bir yılhk bir Is-
tanbullu. 'İunceli'de doğmuş.
Babasının memuriyeti nedeniy-
le Anadolu'nun pek çok kentin-
de bulunmuş. "Gizli Bir tstan-
bul Masalfnda geçen konak,
Ay'a gore Istanbul dışında her-
hangi bir mekân da olabilirmiş.
Yazar, "Eşyamn ötesini görebi-
liyorum. Kavram olarak tstan-
bul öykümün ana temeli degil"
diyor.
Ay'uı ilk kitabını sannalayan
düş ve gerçekler zincirindeki
düş, yazara göre bir tür "h^al."
Düş, ulaşılmak istenen her şey.
Aslmda düş ve gerçek birbirin-
den farkh değil.
Mis Sokağın dünku konukla-
n ise gazetemiz yazarlanndan D-
han Selçuk ile yazar Reha lsvan
ve şair Arif Damar'dı. Yazarlan
ziyaret eden Beyoğlu Belediye
Başkanı Hüseyin Aslan, tlhan
Selçuk'a "Yüzbaşı Selahattin'-
in Romanı" adlı kitabını imza-
lattı. Başkan Aslan, "Kitap
Günleri Beyogra'na değer katü "
dedi.
Beyoğlu Kitap Günleri'91 bu-
gün sona erecek. Etkinliklerin
son gününde Aüf Yılmaz, Agah
Özgüç, Halnk Şahin saat
16.00'dan itibaren kitaplanm
imzalayacaklar.
Başarılı bir
workshop
• Kültür Servisi — Yapı
Kredi'nin düzenlediği 4.
Uluslararası Gençlik
Festivali'ne katüan Max
Reinhardt Seminar
öğrencileri dün akşam
Rumelihisan Sahnesi'nde
kalabalık bir seyirci
topluluğunun izlediği bir
atölye çahşması sundular.
Topluluk, Jura Soyfer'in
(1912-1939) 'Vineta-Batık
Kent' adlı avangard
oyununu, ('ölüm'de bile
'yaşama' sevincine yer
vermeyen baskı sistemini
vurgulayarak) ince bir
yabancılaştırma tekniği ile
yorumladılar. Sadeliğı
içinde, projeksiyonla ve tül
perdelerle sunduklan dekor
kadar etkileyici masklar,
kostümler ve usta bir ışık
planı da başanmn dikkat
çeken öğeleriydi.
Balerinler
şahnede
• Kültür Servisi — Dılek
Bale Okulu öğrencilerinin
yıl sonu resitali bugün
Atatürk Kültür Merkezi'nde
saat 2O.3O'da
gerçekleştirilecek. Genel
sanat yönetmeni Dilek
önür ile bale öğretmenleri
Engin Akdoğan, Ceylan
Çelener önttr, Ozlem
Odabaşı, Arzum Bora ve
Garin Gürden'le birlikte
çalışan öğrenciler, bugünkü
resitalde "Patenciler", "Pas
de Quatre", "Kuğu Gölü",
"Ve Daha ötesi", "Fırtına-
Carmina Burana", "Neşeli
Anılar" başlıklannı taşıyan
gösteriler sunacaklar.
'Oyıınlar ve
• Kültür Servisi — İki
yıldır Ümraniye'de etkinlik
gösteren Tiyatro Pencere,
Oğuz Atay'ın "Oyunlarla
Yaşayanlar" adlı oyununu
"Oyunlar ve Yaşayanlar"
adıyla sergiliyor. Bugün
Ümraniye Kultür
Merkezi'nde sahnelenecek
oyunla ilgili aynntılı bilgi
526 91 30 nolu telefondan
edinilebilir.
Tahir Alangu
Ödülti
• Kültür Servisi —
Galatasaray Eğitim Vakfı
tarafından halk bilimleri
konusunda çok değerli
çalışmalan bulunan,
Galatasaray Lisesi Folklor
Kulübü folklor
calışmalanna yoğun
katkılan olan ve
Galatasaray Lisesi'nde
edebiyat öğretmenliği
yaptığı bir sırada 1973
yümda çok genç yaşta ölen
'Tahir Alangu' anısına her
yıl verilmesi düşünülen
ödülün bu yılki sahibi
'HOYTUR Derneği.' İlk
defa bu yıl verilecek olan
Tahir Alangu Gençlik
Teşvik ödülü, her yıl halk
oyunlanna aktif olarak
emek vermeye devam eden
ve bu konudaki çalışmalan
kamuoyu tarafından
takdirle izlenen adaylar
arasından, özel jüri
tarafından belirlenen kişi
veya kuruluşlara verilecek.
UGUN
• 4. Yapı Kredi
Uluslararası Gençlik
Festiyali kapsamında
ODTÜ Çağdaş Dans
Topluluğu, Marmara
Üniversitesi Atatürk Eğitim
Fakültesi Beden Eğitimi ve
Spor Bölümü, Hacettepe
Üniversitesi, tTÜ Modem
Dans Topluluğu ve
Türkiye'nin ilk amatör
kökenli dans topluluğu
Balemodem saat 20.00'de
Göztepe Parkı'nda bir
araya gelerek bir gösteri
sunacaklar...
• Sanyer Halkevi'nin
'Gelüı Canlar Bir Olahm'
başhklı 4. Geleneksel Yaz
Pikniği Kıhçpınar'da
gerçekleştiriliyor. Müzik,
şiir, halk oyunlan, tiyatro
ve çeşitli eğlencelerden
oluşan pikniğe katümak
isteyenler için saat 8.30'da
Trabya Üssü, Ferahevler,
Istinye ve Dağevleri'nden
araba kalkacak.
• Bakırköy Belediyesi'nin
düzenlediği 1. Uluslararası
Gençlik Tiyatrolan
Festivali kapsamında
Bilkent Üniversitesi Tiyatro
Bölümü Saat 20.30'da Ses
Tiyatrosu'nda
Shakespeare'in 'Bir
Yazdönümü Gecesi
Rüyası'm, Moskova
Gençlik Tiyatrosu saat
18.00'de Bakırköy Adile
Naşit Kültür Merkezi'nde
Çehov'un 'Üç
Kızkardeşi'ni, Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Tiyatro
Bölümü saaı 20.30'da
Karaca Tiyatro'da
Aristophanes'in
'Lysistrata'sım
sahneleyecek.