18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 ÖLÜM Kosinski'nin intihan kesinleşti • NEW YORK (AA) — Ünlü yazar Jerzy Kosinski'nin tfthı belli olan otopsi sonuçlanna göre sakinleştirici ilaçlar ve alkol alarak intihar ettiği kesinleşti. Adli tıp yetkilileri, Kosinski'nin ölümüne, "Uyuşturucu ilaçlarla alkol kanşımının yarattığı zehirlenmenin" neden olduğunu açıkladılar. 57 yaşmdaki Kosinski, geçen ay banyosundaki küvette, başında bir naylon torbayla ölü bulunmuştu. Yazann başucunda bulunan notun içeriği, polis tarafından halen açıklanmadı. Kosinski'nin kansı, kocasının kalp hastası olması yüzünden artık yazamadığını ve sakat kalarak ailesi ve yakınlanna yük olmaktan korktuğunu söylemişti. Dünyaca tanınan yazann en ünlü kitabı "Boyalı Kuş", Nazi işgali altında geçen çocukluğunun izlerini taşıyor. SERAMİK Seramik Sanat Odülleri • Kültür Serrisi — Çanakkale Seramik Sanat Galerisi 90-91 sergi sezonunu Birol Demiı seramik sergisi ile kapattı. 1990 yılında Türk Seramik Sanatında Aşamalar Silreci adlı sergi ile açılan galeri, sezon boyunca 6 sergi gerçekleştirdi. Türkiye'de plastik sanatlann son 10 yüını tartışmaya açan galeri sezon boyunca bir kitap ile panel ve söyleşiler düzenledi. Türkiye'nin ilk seramik ve heykel sanat galerisi olan Çanakkale Seramik Sanat Galerisi 91-92 sergi sezonuna Hollandalı 15 seramik sanatçısının sergisiyle girecek. Evelyn van Baarda, Rob Brandt, Babs Haenen, Susanne Hahn, Vilma Henkelman, Netty van den Heuvel, Michel Kuipers, Geert Jap, Alexander Lichtveld, Johan van Loon, Mees Marinus, Jan van der Vaart, Irene Vonck, Pauline Wiert2 ve Christian Wisse*nin yapıtlanndan oluşan Çağdaş Hollanda Seramikleri Sergisi ekim ayında açılacak. Çanakkale Seramik Sanat Galerisi bu yıldan başlayarak seramik sanat odülleri de verecek. Bu yıl ulusal boyutta verüecek ödülün ileriki yıllarda uluslararası olacağını belirten Mehmet Ağar, değerlendirmelerin sanatçının yıhk çalışmalan ile aktiviteleri de göz önüne aiınarak yapılacağım söyledi. 90-91 yüı seramik ödülü ise önûmüzdeki ay açıklanacak. SERGİ Ateş'in sergisi • Kültür Servisi — Ressam Ertuğrul Ateş'in sergisi 19 haziranda Dolmabahçe Sarayı Hareket Köşkü'nde açılacak. 1954 yıhnda Adana'da doğan Ertuğrul Ateş, Ankara Gazi Eğitim Resim Bölümü'nü bitirdikten sonra Ingiltere'ye giderek eğitim ve çalışmalanru Londra'da sürdürdü. 1987 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek New York'a yerleşen sanatçı bugüne dek New York'ta üç, Los Angeles'ta bir, Istanbul'da yedi ve Ankara'da iki kişisel sergi gerçekleştirdi. Birçok karma .sergiye de katüan Ateş'in bu sergismdeki yapıüan 1988-91 dönemini kapsıyor. Ifkzma kitaplar sergisi • Kültür Serviri — Istanbul Büyükşehir Belediyesi . Taksim Atatürk Kitaphğı'na yeni bağışlanan yazma eserler sergisi yann acılıyor. Kitaphğın giriş bölümünde sergilenen yazma eserler üç ana bölümden oluşuyor: Muallim Cevdet, Osman Ergin ve belediye yazmalan. Muallim Cevdet ve Osman Ergin koleksiyonlannda çok sayıda eski harfli ve yabancı dil basma kitaplar da bulunuyor. Belediye yazmalan koleksiyonu ise değişik zamanlarda değişik kişilerin kütüphaneye bağışladığı yazma kitaplardan oluşuyor. Atatürk Kitaplığı yetkilileri, önümuzdeki günlerde araştırmacılar için bağışlanan kitaplann tamamını içeren bir katalog yayımlayacaklannı bildirdiler. Tııvaldeki coşku • Kültür Servisi — Ataköy Galleria'da "Mersin'den" konulu resim sergisi lShazirantarihinedeksürilyor. Ressam Hulusi Yaldınr'ın çalışmalanndan oluşan sergide Mersin'i konu alan 40 yağlıboya resim yer alıyor. 1957 yıhnda Nizip'te doğan ve çeşitli işlerle uğraştıktan sonra yedi yıldır yalnızca resim çahşmalanna ağırlık veren Hulusi Yaldınr, yaşamuıı beş yıldır Mersin'de sürdürüyor. 1988 yıhnda Mersin Sanatevi'ni açan Yaldınr, "Beni etkileyen her şey resmime konu olabilir, bir dünya kurarım yapıtlarımla bazen yaşanmış, bazen yaşanmanuş, bazen yaşanmasını istediğim. Ve bu dünyayı paylaşmak isterim diğer insanlarla, bir bakarsınız ışıklar, bazen hırçın vunışlar, bazen de dalga dalga renkler. lçimdeki coşkuyu tuvalimde soluklandınnak, yaşamamış da olsanız o duygulan tatmanızı, o kokuyu 3İmani7i, o sesi duymanızı isterim" diyor. MÖZECİLİK Müzelere ilgi yoğun • Kültür Servisi — Milli sarayları oluşturan saray, köşk ve kasırlan 18-24 mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası süresince 12.324 kişi ücretsiz gezdi. Milli Saraylar Daire Başkanı Türkân tnce, Müzeler Haftası nedeniyle Dolmabahçe ve Beyberbeyi saraylanmn bir gün, öteki koşk ve kasırlann da hafta süresince ücretsiz olarak geâye açık tutulduğunu ve geçen yıla oranla çok daha yoğun bir gezi isteği ile karşılaştıklannı bildirdi. FOTOĞRAF AFSÂD'da yeni yönetim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ankara Foioğraf Sanatçılan Derneği'nin (AFSAD) 10. olağan genel kurul toplantısı yapddı. Toplantı sonunda, AFSAD'ın yeni yönetim kuruhı görev bölümü yaptı. Yapüan oylama sonucunda Dursunali Sankoç, Mehmet Aslan Güven, Isa özdemir, Nuri özdemir, Göker Müftüoğlu, Mehtap Yıldız ve Gökhan Bulut, yönetim kurulu asil üyeliğine getirildiler. Doğanay Sevindik, Hüsniye Ünal, Levent Ebcim, Nilüfer Gökeşmeoğlu ve Erdal Aliefendioğlu da yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Yönetim kurulunda görev dağılımı şöyle beürlendi: Dursunali Sankoç (başkan), Mehmet Arslan Güven (başkan yardımcısı), tsa Özdemir (yazman), Nuri Ozdemir (sayman), Mehtap Yıldız (basın ve halkla ilişkiler), Göker Müftüoğlu (eğitim araştırma), Gökhan Bulut (yayın), Doğanay Sevindik (sergi, gösteri), Erdal Aliefendioğlu (sosyal Uişkiler), Nilüfer Gökmeşeoğlu (arşiv birimleri), Levent Ebcim (kütuphane ve karanhk oda sorumluluğu), Hüsniye Ünal (danışma kurulu sekreteri) seçildiler. 'Kurtlar' adlıyapıtıyla Orhan KemcdRoman Ödülü'nü alan Peride Celal: Şimdi yazar olmak kolayPeride Celal, romanını 'özyaşamla fiksiyon karışımı' olarak değerlendiriyor. Yazar, "Romandaki kadın yazar benim, ama aynı zamanda ben değilim. Çünkü o yazar kadın benim elimde değişti" diyor. REFİK DURBAŞ Bu yıl "Kurtlar" adlı roma- nıyla Orhan Kemal Roman ödülü'nü alan Peride Celal'in Etiler'deki evi. Peride Celal ye- ni taşınmış bu eve. Her şey yer- li yerinde, ama yazar daha ken- di düzenini kuramamış. Salona girerken "Kitaplanm" diyor, "daha kolilerde." Kitaplar ko- lilerde, ama Peride Celal'in an- lann, anılann süzgecinden geç- miş romancı kimliği bütün ger- çekliğiyle sinmiş gözün gördü- ğfl, elin dokunduğu her eşya- ya... Salonda fazla konaklamayıp çauşma odasına geçiyoruz. Pen- ceresi gökyüzünün mavi boşlu- ğuna açılan bir küçük oda. Dört duvar, masanınttzeri,pencere- nin yanındaki küçük sehpanın üzeri kitaplarla dolu. Kitaplann önüne sararmış çerçevelerde re- simler konmuş. Fesli bir adam, babası mı acaba? Gözlerinin be- beği gülen bir kız, kızı mı? Ki- mileri 8-10 kişi bir solgun yaz gününde arkadaşlan mı? Hiçbi- rini soramıyorum. Hepsi kendi gecmişlerinin güzelliğinde, öyle- ce kalsınlar... Peride Celal çalışma masası- nın başında, birazdan daktilo- nun tuşlarına basıp yeni bir ro- mana başlayacak gibi. Sırtımı pencereye verip karşısındaki koltuğa otumyorum. Söze nere- den başlamah? Orhan Kemal'- den neden olmasın? "Orhan Kemal adına konan ödülü aldığım için seviniyorum. Nedeni de şu: Orhan Kemal ya- şanu boyunca çok güçlüklerle karsüaştı. Perişan oldu. Ekono- mik acıdan hiç zamanı yoktn. Durmadan gazetelere yazılar >azdı, kitaplar filan... Benim de ilk gençlik yıllarım onun yaşa- dıklanna benzer, onunki kadar korkunç olmasa da..." — Yaşarken tanımış mıydınız Orhan Kemal'i? — Kendisiyle hiç tanışma- dım, ama uzaktan biliyordum, kitaplanm da okuyordum. O zaman da ona içim acıyordu. Masanın üzerinde boş bir kül tablası, beyaz. Gözlerimi kül tablasının beyazından ayıramı- yorum. Bir de Peride Celal'in anılann dehlizinde bir gidip bir gelen gözlerinden. "Şimdi sanı- yorum daha kolay yazar ol- mak" diye sürdürüyor. "Neden" diye sormama gerek kalmıyor. Çünkü sözün ardın- da yine Orhan Kemal: "Orhan Kemal'in bir hikâye- sini okudutn geçen gün. Yazısı- nı götürup de daha önce para- sını sümanın zorunluluğunu an- latıyordn utanarak. Şimdi ken- dimden hatıriıyorum, yazı işle- ri müdürünün karşısında nasıl hikfiyemi verirken ya bu hikâ- yeyi beğenmezse, begenmezse derken parasını da dıişünüyor- dum, çünkü onu almam lazım- dı. Gidersiniz mesela 'btıgün vezne açık değil' derler. Bu so- zü duvar duyraaz içinize iner. tşte burada Orhan Kemal'le bir benzerlik bukium kendi vazar- uğun içinde. Onun için daha da sevinçliyim. Böyle bir yazann, çok sevdiğim bir yazann adını taşıyan ödülü almak gerçekten mutlu etti beni." Söz ilk gençlikten açılmışken biraz daha geçmişin ara sokak- lanna adım atsak? Elli altmış yıl öncesinin macera romanlarına? İKİNCt ÖDÜL — Peride Celal 1977 yılında Sedat Simavi Ede- biyat Ödülü'nü almıştı. 14 yıl sonra bir ikinci ödül geldi roma- nına. Yazar yanm kalmış iki romanının üzerinde çalışıyor. Ben sözü yerine yerleştiremiyo- rum, Peride Celal ise konuşmak istemiyor zaten. Aslında ben de biliyorum, bu önemli değil. Nâ- zım Hikmet de Orhan Selim adıyla senaryolar, romanlar yazmadı mı? Kemal Tahir, Pe- yami Safa da yazmadılar mı? "Benim için yanlış olan şu" de- yip sözun arasına giriyor Peri- de Celal: "Ben serüven, aşk ro- manlanndan vazgeçip daha baş- ka romanlar yazmaya karar ver- digim zaman belki de adımı de- ğiştinnem gerekirdi. Hiç olmaz- sa o defteri kapamak için. O za- man belki böyle olmazdı. tşte Peride Celal bu derlerdi, ama artık o bir başkası olurdu. Ya da o zaman takma bir adla yaz- saydım, sonradan Peride Celal çıksaydı ortaya. Ben zorla ken- dimi kabul ettirdim sanıyo- rum." "Üç Yirmi Dört Saat" roma- nı masanın ucunda duruyor. Yavaşça kapağım açıyonım. In- ce mavi bir tükenmez kalemle kimi satırlenn yanına çıkmalar yapıtaıış. Kimi yerlerini düzelt- miş Peride Celal, yeni baskısı için. Şimdilik o kenarda dursun, biz haberi "Kurtlar"dan vere- lim: "Knrtlar'a başlarken asil amacım yazar olmanın sıkıntı- sını ve acısını anlatmaktı. Çün- kü bir yazar hem bir hikâye ya- zıyor hem de yaşamını yaşıyor ve anılanna dönüp bakıyor. Ama Kurtlar nostaljik bir ro- man degil. Elbette gerilere gidi- yorum ileriyi anlatabilmek için, bulunduğum noktayı görebil- mek için..." — Peki gelecege yönelik ça- lışmalar... — İki romanım var yanm kalmış. Birinin adı şimdilik "Yabaneılar", öteki ise "Aynk- otu." "Yabancüar"ı belki de- ğiştireceğim. Her ikisi de 200-300 sayfa kadar yazılmış. Bir de hikâye kitabı çıkarmak istiyorum. Birkaçı yayımlanma- mış, bazılan da dergilerde çık- mış hikâyeler var. "Kurtlar"ı yazarken bir yandar; da notlar alıyordum bu hikâyeler için... Birden sessizlik çöküyor oda- ya. Bir "boşluk"un sesi gidip geliyor onun dudaklanyla be- nim gözlerim arasında. Bu kez Peride Celal soruyor birden: — Ömriım yetişir mi buna? Sözcükler söze dönüşmeden daha yanıtını yine kendi veriyor: "Yaşlılık çok fena şey, ama insanın aklı işlediği sürece o ka- dar önemli degil, hatta yararla- n da var. Çünkü bir sürii deney- den geçiyorsunuz, birçok serü- vene girip çıkıyorsunuz farkına varmadan. Okurken, yaşarken, yazarken, bakıyorsnnuz zaman akıp gitmiş..." Zaman akıp gidiyor ve birden olağanüstü bir şey oluyor. Raf- lardan inen kitaplar el ele, kol kola gelip masanın çevresini sa- nyorlar. Kimi şefkatle omuzu- na koyuyor başım, kimi ağaran saçlannı okşuyor Peride Celal'- in. Hepsi de sevdiği yazarlar: Vedat Günyol, Orhan Pamuk, Selim 1leri, Furuzan, M. Dnras, Sartre, Beauvoir ve daha başka- ları adlarını yazamadığım... Ve soruyu M. Duras adına "Sevgili"si soruyor, roman ne olacak gelecekte? "Sanıyorum roman türii gide gide kaybolacak. Dünya öyle bir gercefe dogru gidiyor ki oyle gerçekçi bir dünya ki roman tu- rü kaybolacak. Onun için dışanda ve içeride birçok yazar yavaş yavaş biyografıyle kanşık roman türüne gidiyor. Benimld deöyle." Akşam perdesini indirmek üzere ardındaki pencerenin. Porselen fincanda gelen neska- fe biteli ne oldu? Ya beyaz kül- lükteki sigara izmaritleri? Be- nim vaktim tamam. Birazdan çıkıp Istanbul'un karanhğına kanşacağım, Peride Celal oda- sında kalacak, yanm kalmış ro- manlannı tamamlamak üzere... Ben karanhğına akşarrun, o yazdıklanmn aydınlığına... Brian De Palma'nın yönettiği 'ŞenlikAteşi' dört sinemada gösteriliyor Açgözlülük, kibir ve tutkularKültür Servisi — Bir yanlışlık- lar komedisi... "Şenlik Ateşi- Bonfire Of The Vanities" tstanbul'da Beyoftlu Emek, Çemberlitaş Şafak, lzmir'de tz- mir ve Adana'da Metro sinema- lannda gösterime girdi. Film ge- lecek hafta da Kadıköy Reks, Ankara Akün ve Bakırköy 74 si- nemalarında izlenebilecek. Bir borsa kralı, kansı ve kızı- m evde bırakıp metresiyle birlik- te bir gece geçirmeye karar ve- rir. Metresinin evine giderken yanlış bir dönuş yaparak kenar mahallelerden birine sapar ve zenci bir adama çarpar. Borsa krah McCoy'un başı beladadır artık. Eşler, metresler, avukatlar, politikacılar, yar,gıçlar, "saygın" kişiler, sefilleT, reziller, Limou- sine'le gezip hava atanlar, beyaz- lar, siyahlar, yukarı mahallede- kiler, aşağı mahalledekiler... Bir New York fılmi. Fihnin yönetmeni, sinemala- nrtuzda "Dokunulmazlar'', "Sa- vaş Günahlan", "Yaralı Yüz" gi- bi fümlerini izlediğimiz Brian De Palma, "Şenlik Ateşi"ni "Amerika'da yaşanan açgözlü- lük, kibir ve ihtirasın, kişilerin küçük bir kazayı bile kendi hırs- lan için kullanmalannın anlatıl- dıgı bir öykü" olarak tanımlı- yor. Bu New Yörk öyküsünde, borsanın efendisi McCoy'un dü- şüşünü, bu arada olaylara karı- şan "çirker* gazeteci Fallow'un yükselişini, kazayı siyahları bir araya toplamak düşüncesiyle koz olarak kullanmaya karar ve- ren dini lider Reverend Bacon- un numaralannı ve bu arada tüm o yukarı mahalledekiler, aşağı mahalledekiler, avukat, BtR NFVV YORK FİLMt— "Dokunulmazlar", "Yaralı Yüz* 1 ma'nın yönertigi "Şenlik Ateşi" tam bir New York filmi. ve "Savaş Günahlan" gibi nimlerin ünlü yönetmeni Brian De Pal • politikacı, eş, metres, sefıl, rezil arasında yangını körükleyen ve yanıp kül olanları izleyeceğiz. Bir "best-seller" romandan uyarlanan film, gerçekten de ço- ğû Amerikan 'best-seUer" roma- nı gibi... Amerikalı yazar Thomas VVolfe'un aynı adlı romanından senaryo yazan Michael Chris- topher'ın senaryolaştırdığı fII- min konusu ilginc. Borsa kralı rolünde Tom Hanks,' gazeteci rolünde Bruce WiDis, metres ro- lünde Melanie Grif flth başrolle- ri paylaşıyorlar. Pennny Marshall'ın "Büyük- Big" filmindeki rolüyle Oscar'a aday gösterilen ancak altın Kü- re kazanan Tom Hanks'i sine- malanmızda "Splash", "Joe, Ya- nardağa Karşı" ve "Dikkat Kö- pek Var" gibi filmlerde izledik. "Mavi Ay" dizisinin ünlü oyuncusu Bruce Willis de sine- maseverlerin yakından tanıdığı bir isim. "Die Hard-Zor Ölüm" fılmlerinde rol alan Bruce Wil- lis'in kendisini değil ama sesini "Bak Şu Konuşana" ve "Bak Bu da Konuşuyor" fılmlerinde dinledik. Filmin kadın oyuncusu Mela- nie Griffith, geçen yıllarda "Ça- hşan Kız-VVorking Girl" filmin- deki roluyle Altın Kure kazan- mış ve ayrıca Oscar'a aday gös- terilmişti. Oyuncuyu sinemala- rımızda gösterilen "Vahşi Birşey" filminde de izlemiştik. Filmin bir diğer oyuncusu da "Miss Daisynin Şoföriı" filmin- de rol alan Morgan Freeman. "Şenlik AteşTnin müziğini ise bugüne dek kırka yakın fihnin müziğini besteleyen Dave Gnı- SİB hazırlamış. Grusin'in müzi- ğine imza attığı filmlerden ba- zılan, kendisine bir Oscar geti- ren "Milagro Fasulye Tarlası Sa- vaşı", "Tootsie", "Kızıllar", "Şampiyon". Yazprla okuru buluştunm Beyoğlu Kitap Günleri bugün sona erecek Kitap, Beyoğlu'nadeğer kattı'Sessizlik', 'Kuzguncuk'taki Konak' ve 'Saklambaç' adlı üç öyküden oluşan kitabını belirsizlik, düş ve gerçekle ören Nurten Ay, "Bugün geçmiş, bir statü kazanma kavgasma dönüştü. Geçmişe ait eşya, form ve kavram parayla satılıyor. Ben geçmişin kişilikle yoğrulmuş şeklini seviyorum" diyor. Kültür Servisi — Beyoğlu Mis Sokak'taki kitaph günler, sürekli yağmurlann verdiği zorunlu ara- dan sonra tekrar başladı. Cumhuriyet Kitap Kulübü ile Beyoğlu Belediyesi'nin birlik- te düzenlediği Beyoğlu Kitap Günleri'nde önceki gün Füsun Erbulak, Öner Yagcı, Yılmaz Karakoyunlu ve Nurten Ay, yan yana kitaplanm imzaladı. Bu kez imza masaları Istiklal Cad- desi'ne daha yakın yerleştirihniş- ti. Mis Sokak yine Beyoğlu'nun alışılmış gürültusü içindeydi. Ki- tapsever merakhlann çoğunluğu yine gençlerden oluşuyordu. Iş- ten çıkmış genç kadın ve erkek- ler de göze çarpıyordu. Hafta sonuna özgü ailece gelen, çoluk- çocuk kitap imzalatan merakh- lar bu kez yoktu. Yazarlar içinde en son Nurten Ay geldi. Bir holdingde yönetim başkanhğı sekreterliğini yürüten Ay, işinden çıkmış ve imza gü- nüne yetişmişti. Erbulak, Yağcı ve Karakoyunlu, okurları ile söyleşirken iş yorgunu Nurten Ay'la bir süre sohbet ettik. "Gizli Kalmış Bir tstanbul Masalı" adlı ilk öykü kitabı ile Haldun Taner 1991 Ödülü'nü kazanan Ay, edebiyat dünyası- nın içine bu yanşma sonucu gir- dığinden söz ediyor. Ay, "Ama- törce yazıyorum, kendi kendim- leyim" diyor. SELÇUK VE AY ÎMZALADILAR — Kitap Günleri'nde önce- ki gün Haldnn Taner Ödülü'nü kazanan Nurten Ay, dün ise ga- zetemiz yazan tlhan Selçuk kitaplanm imzaladılar. (Fotoğraflar: lbrahim Günei) Yazann, "Sessizlik", "Kuz- guncuk'taki Konak" ve 'Sak- lambaç" adlı uç öyküden oluşan kitabı geçmiş-gelecek boyutun- da, düşle gerçeğin birbirini izle- diği, neyin düş neyin gerçek ol- duğunun "belirsizlik"le örüldü- ğü bir kitap. Ay'a göre sessizlik, "dokunmasak bile hissedilen, diğer duyulan da içeren" bir kavram. Öykülerine giren 'geçmiş' ol- gusu içiH Ay, "Bugün geçmiş, bir statü kazanma kavgasma dö- nüştü. Geçmişe ait eşya, form ve kavram parayla satılıyor. Ben geçmişin kişilikle yoğrulmuş şeklini seviyorum" diyor. Nurten Ay, on bir yılhk bir Is- tanbullu. 'İunceli'de doğmuş. Babasının memuriyeti nedeniy- le Anadolu'nun pek çok kentin- de bulunmuş. "Gizli Bir tstan- bul Masalfnda geçen konak, Ay'a gore Istanbul dışında her- hangi bir mekân da olabilirmiş. Yazar, "Eşyamn ötesini görebi- liyorum. Kavram olarak tstan- bul öykümün ana temeli degil" diyor. Ay'uı ilk kitabını sannalayan düş ve gerçekler zincirindeki düş, yazara göre bir tür "h^al." Düş, ulaşılmak istenen her şey. Aslmda düş ve gerçek birbirin- den farkh değil. Mis Sokağın dünku konukla- n ise gazetemiz yazarlanndan D- han Selçuk ile yazar Reha lsvan ve şair Arif Damar'dı. Yazarlan ziyaret eden Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan, tlhan Selçuk'a "Yüzbaşı Selahattin'- in Romanı" adlı kitabını imza- lattı. Başkan Aslan, "Kitap Günleri Beyogra'na değer katü " dedi. Beyoğlu Kitap Günleri'91 bu- gün sona erecek. Etkinliklerin son gününde Aüf Yılmaz, Agah Özgüç, Halnk Şahin saat 16.00'dan itibaren kitaplanm imzalayacaklar. Başarılı bir workshop • Kültür Servisi — Yapı Kredi'nin düzenlediği 4. Uluslararası Gençlik Festivali'ne katüan Max Reinhardt Seminar öğrencileri dün akşam Rumelihisan Sahnesi'nde kalabalık bir seyirci topluluğunun izlediği bir atölye çahşması sundular. Topluluk, Jura Soyfer'in (1912-1939) 'Vineta-Batık Kent' adlı avangard oyununu, ('ölüm'de bile 'yaşama' sevincine yer vermeyen baskı sistemini vurgulayarak) ince bir yabancılaştırma tekniği ile yorumladılar. Sadeliğı içinde, projeksiyonla ve tül perdelerle sunduklan dekor kadar etkileyici masklar, kostümler ve usta bir ışık planı da başanmn dikkat çeken öğeleriydi. Balerinler şahnede • Kültür Servisi — Dılek Bale Okulu öğrencilerinin yıl sonu resitali bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 2O.3O'da gerçekleştirilecek. Genel sanat yönetmeni Dilek önür ile bale öğretmenleri Engin Akdoğan, Ceylan Çelener önttr, Ozlem Odabaşı, Arzum Bora ve Garin Gürden'le birlikte çalışan öğrenciler, bugünkü resitalde "Patenciler", "Pas de Quatre", "Kuğu Gölü", "Ve Daha ötesi", "Fırtına- Carmina Burana", "Neşeli Anılar" başlıklannı taşıyan gösteriler sunacaklar. 'Oyıınlar ve • Kültür Servisi — İki yıldır Ümraniye'de etkinlik gösteren Tiyatro Pencere, Oğuz Atay'ın "Oyunlarla Yaşayanlar" adlı oyununu "Oyunlar ve Yaşayanlar" adıyla sergiliyor. Bugün Ümraniye Kultür Merkezi'nde sahnelenecek oyunla ilgili aynntılı bilgi 526 91 30 nolu telefondan edinilebilir. Tahir Alangu Ödülti • Kültür Servisi — Galatasaray Eğitim Vakfı tarafından halk bilimleri konusunda çok değerli çalışmalan bulunan, Galatasaray Lisesi Folklor Kulübü folklor calışmalanna yoğun katkılan olan ve Galatasaray Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptığı bir sırada 1973 yümda çok genç yaşta ölen 'Tahir Alangu' anısına her yıl verilmesi düşünülen ödülün bu yılki sahibi 'HOYTUR Derneği.' İlk defa bu yıl verilecek olan Tahir Alangu Gençlik Teşvik ödülü, her yıl halk oyunlanna aktif olarak emek vermeye devam eden ve bu konudaki çalışmalan kamuoyu tarafından takdirle izlenen adaylar arasından, özel jüri tarafından belirlenen kişi veya kuruluşlara verilecek. UGUN • 4. Yapı Kredi Uluslararası Gençlik Festiyali kapsamında ODTÜ Çağdaş Dans Topluluğu, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü, Hacettepe Üniversitesi, tTÜ Modem Dans Topluluğu ve Türkiye'nin ilk amatör kökenli dans topluluğu Balemodem saat 20.00'de Göztepe Parkı'nda bir araya gelerek bir gösteri sunacaklar... • Sanyer Halkevi'nin 'Gelüı Canlar Bir Olahm' başhklı 4. Geleneksel Yaz Pikniği Kıhçpınar'da gerçekleştiriliyor. Müzik, şiir, halk oyunlan, tiyatro ve çeşitli eğlencelerden oluşan pikniğe katümak isteyenler için saat 8.30'da Trabya Üssü, Ferahevler, Istinye ve Dağevleri'nden araba kalkacak. • Bakırköy Belediyesi'nin düzenlediği 1. Uluslararası Gençlik Tiyatrolan Festivali kapsamında Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü Saat 20.30'da Ses Tiyatrosu'nda Shakespeare'in 'Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası'm, Moskova Gençlik Tiyatrosu saat 18.00'de Bakırköy Adile Naşit Kültür Merkezi'nde Çehov'un 'Üç Kızkardeşi'ni, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan Tiyatro Bölümü saaı 20.30'da Karaca Tiyatro'da Aristophanes'in 'Lysistrata'sım sahneleyecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle