Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 HAZİRAN 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19
Nev'i Şahsına Münhasır Zat...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Bu soru karşısında önce bocalamadı de-
ğil Akbulut. Hayli içtenlikle "Vallahi bunu
düşünmemiştim" otöu ilk tepkisi. Sonra ken-
disini topartayarak devam etti:
"Demokrasilerde yazılı kurallar kadar ge-
leneklerin de önemi vardır. Buna aykın dav-
ranılacağını sanmam."
Genel olarak yerindeydi Akbulut'un bu ya-
nıtı. Ama bu karşılık ister istemez haklı bir
soruyu davet etti:
"Sayın Başbakan, demokrasilerde yazılı
kurallar kadar yazısız kuralların da gelenek
ve göreneklerin de öneminden söz ettiniz.
Haklısınız. Peki o zaman anayasaya göre ta-
rafsız, partilerüstü olması gereken bir Cum-
hurbaşkanı'nın birpartinin iç işleriyle, kong-
resiyte bu kadar yakından Hgilenmesine ne dt-
yorsunuz?"
Kısa bir sessizlik ve Akbulut'un yanıtı:
"Nev'i şahsına münhasır bir zattır bizim
Cumhurbaşkanımız."
Ne denir?..
Sonra dikkat ettik, aynı deyimi üç kez da-
ha yineledi Akbulut.
Omer Asım Aksoy'un 'Deyimler Sözlü-
ğü'nde "Nev'i şahsına münhasır"\n anlamı-
na ilişkin şu yazılı:
"Kendi türünde benzeri yok..."
Acaba Sayın Başbakan, Sayın Cumhur-
başkanı hakkında ikide bir "Nev'i şahsına
münhasır zat" derken ne kastediyordu?
Bu soru kendisine yönettildiğinde önce du-
raladı, sonra o her zamanki tekdüze ve ağır
aksak temposuyla konuştu:
"Nev'i şahsına münhasır usulleri vardır Sa-
yın Cumhurbaşkanı'nın. Hakikaten öyle, her
zaman rastlanılan bir zat değil. Bilgisiyle, tec-
rübesiyle. Sonra partimizin kurucusu, manevi
lideri... Onun için nev'i şahsına münhasır bir
kişidir."
Gerçekten öyledir.
Demokrasinin yazılı yazısız kuralları bir ya-
na, o bir yana. Anayasanın öngördüğü par-
tilerüstü konum, tarafsızlık vs. vız geliyor ona.
Ama bütün bunlar ohun tek adam yöneti-
mini kurtarabilecek mi?
Çok zor.
O da bunun farkında olmalı ki sinir siste-
mi her geçen gün bozuluyor. Son günlerde
önüne gelen herkese çatmaya başladı.
Cuma akşamı Cemal Reşit Rey Salonu'n-
da ekonomik gelişmeleri eleştiren işadam-
larına çıkışmış:
"Biraz sabtrlı otun kardeşim. Siz bu işi iyi
bilen insanlar değilsiniz. Siz ekonomiye kan-
şacağınıza işlerinizi daha iyi yapsanız olmaz
mı? Ama hayır, ille de bir yerleri karıştıracak-
lar. Bizim Türkiye'de çok horoz var ötmeye
meraklı."
Üslup bu.
Yazık.
Çünkü bu üslubun sahibi herhangi bir ki-
şi değil, Çankaya Köşkü'nde oturuyor.
Ama aynı zamanda böylesi bir üslup, dile
vuran böylesine bir hırçınlık, bir dönemin so-
nunun yaklaştığına, denizin bitmekte oluşu-
na da işaret etmiyor mu?..
SOSYALİST ENTERNASYONAL
Ayala'dan SHP'ye övgü
Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Ayala,
sah günü başlayacak toplantılarda "Ortadoğu'da
banş ve güvenlik", "Doğu ve Orta Avrupa'da
demokrasinin geliştirilmesi" konulannın
işleneceğini bildirdi.
Ayala, İnönü ve partinin diğer üyejerinin,
ekonomi, demokrasi ve çevre konulannda büyük
çabalar harcadığını belirterek "Biz Türkiye'de
sosyal demokrasinin ve SHP'nin geleceğini iyi
olarak görüyorvz" dedi.
Horoz kavgası
(Baştarafı 1. Sayfada)
n yapanz. Ama unutmayuı ser-
best ekonomik bir diizen tahmi-
nimizden daha fazla kendi ken-
dini düzeltir. Ekonomimize
kimsenin mttdahalesine gerek
yoktur. Nisan mayıs ayları için
gerçeğe uymayan ekonomik
portreler ortaya attılar. Körfez
kria sırasında bankalardan bi-
raz fazla para çekilince hemen
Türk ekonomisini kötüye çı-
kartmaya başladılar. "
özal, muhalefetin ANAP ik-
tidanna sürekli haksız yere eleş-
tiri yaptığına dikkat çekerek
sözlerini şoyle sürdürdü:
"Her şeyi elestiriyorlar. Ön-
ce Körfez krizinden Türkiye ne
kazandı diye tutturdular. 4.5
milyar dolar kazandık. Bunun
2.5 milyar doları geldi. gerisi de
DEMİREL
yapmış
ANKARA (A A) — DYP Ge-
nel Baçkanı Suleyman Demirel,
"Kendisine hakaret ettirmeyi,
sövdürmeyi geçim kaynağı ha-
line getirmiş bir kişinin değil
Çankaya'da, Türkiye'nin hiçbir
yerinde oturmaya hakkı yok-
tur" dedi.
• Demirel, parti genel merke-
zinde partilileri kabul ederek bir
süre görüştu. Demirel, Yuksek
Haysiyet Divanı uyeleri ile de
bir toplantı yaptı. Demirel top-
lantıdan sonra gazetecilerin çe-
şitli konulardaki sorularını ce-
vaplandırdı. Demirel, bir gaze-
tecinin cumhurbaşkanının gaze-
telerden yaklaşık 900 milyon li-
ra tazminat aldığına ilişkin dün-
kü açıklamasını hatırlatması
üzerine "Bu tazminatın vergisi
yok mu acaba? Vergisini ödemiş
mi? Yoksa vergisi çıktıktan son-
ra mı bu kadar" dedi.
Demirel, şoyle konuştu:
"Yalnız bir başbakan veya
bir cumhurbaşkanı kendisine
sövülür hale gelmiş, hakaret
edilir hale gelmişse tazminatla
bunun tamiri mümkün değildir.
Bu bir nevi irirafiır. İtibannı yi-
tirdiğini ve saygınlığını kaybet-
tiğini itiraf ediyor. Çok acıdır
Türkiye için. Çankaya'da otu-
ran zalın hakaret edilir makam
haline gelmiş olması karşılığın-
da 'Zenginleştim' diye millete
beyanda bulunması, orada otur-
maya hakkı olmadığını beyan
etmekten başka bir şey değildir.
Kendisine sövdürmeyi, haka-
reti geçim vasıtası yapmış bir ki-
şinin değil Çankaya'da, devle-
tin hiçbir yerinde oturmaya
hakkı yoktur."
VEIİEFENDİ
HJPODROMIPNDAN
FİKRETDAĞLIOĞLU
~T7~Koşu: F: Şubat (1), P:
Esenyel (2).
2. koşu:F:GeneKelly(l), P:
Paco (2).
. 3. Koşu: F: Buskashi (2), P:
Misket (1), PP: Fehmiço (3), S:
Solero (7).
4. Koşu: F: Cankut (3), P:
Engüı (5), PP: Ersoy (7), S: Al-
bayıra (1).
5. Koşu: F: Butter Fly (13),
P: Cmekitt (8), PP: Dare De-
vil (3», S: Raşomon (4).
6. Koşu: F: Baby Villa (9), P:
Meliie (14), PP: Öztorun (4),
PP; Rising Sun (5), S: Apricot
(2),
7. Koşu: F: Mertkan (10), P:
Aslaıım (8), PP: Doğubatur
(4), 5: Türkay (3).
peyderpey gelecek. Biz gerekli
yardımı alan İ rdiin ve Mıstr'-
dan sonra üçuncu ulkeyiz. Hem
biz Mısır gibi asker de gönder-
medik. Bazı çevreler eieştirileri-
ni bu kez 'niye Irak'la aran
açık, banş' diye sürdürdüler.
Bizim Irak'la bir problemimiz
yok. Türkiye'den Irak'ı bomba-
lamalanna rağmen Iraklı yöne-
ticilerden en ufak aleyhimize bir
tepki geldi mi? Hayır. Adam
Türkiye Körfez krizinden son-
ra gelmek istedi. Dur hele baka-
lım dedim. O sırada güney sını-
nmızda yığılmalar var. Hele bu
bir açıklığa kavuşsun, sonra ge-
lirsin dedim. Nilekiıtı o problem
geçişti. Şimdi gel dedim. Ecevit
de geldi. Irak'a yardım etmemi
istedi."
Dünya Ekonomi Forumu'na
katılan davetlilerin kendisine
sorduklan soruların başmda
"Niye BAB'a girmiyorsunuz ge-
liyor" diyen Özal şunlan söyle-
di:
"Ben başta da söyledim.
BAB'a girersem AT'ye de gjre-
rim dedim. Hatta onlara Aşık
Veysel'in 'Uzun ince bir yolda-
yım, gidiyorum gündüz gece'
mısraım batıriatarak bizim AT'-
ye başvurduğumuzda önümüz-
de uzun bir yol olduğunun bi-
lincinde olduğumuzu vurgula-
dım. AT'ye girmek bizim için
çok önemli dedim."
Ahmet Özal'ın da 25 milyon
lira bağış yaptığı gecede lpek
Yolu adb bir firmanın defilesi
de sergilenirken Nükhet Duru,
tbrahim Tatlıses, Sibel Can ve
Osman Yağmurdereli birer kon-
ser verdi. Gecede biletlerden ve
bağışlardan 1.5 milyar lira ge-
lir elde edildiği belirtildi.
Özal'a yanıt
Turgut Ozal'ın, "Siz bu
işi bilen insanlar değilsiniz. Bi-
zim Türkiye'de ötmeye merak-
lı çok horoz var" diyerek suç-
ladığı iş dünyasının mesleki
temsilcilerinden Odalar Birliği
Sanayi Konseyi Başkanı ve Ege
Bölgesi Sanayi Odası Meclis
Başkanı Şinasi Ertan, "Cum-
hurbaşkanımız demek ki kendi-
sinden başka horoz ötsün
istemiyor" dedi. Şinasi Ertan,
Cumhuriyet Ege Bürosu'na ko-
nuyla ilgili olarak şunları
söyledi:
"Eğer horozsak, biz seneler-
den beri bunu muhafaza ediyo-
ruz. Baş horoz belli. Biz de onu
dinliyonız. Duşüncelerimizi her
dönemde açıkça söyledik. Söy-
lemeye de devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanımız, demek ki
kendisinden başka horoz ötsün
istemiyor. Bizim ekonotninin gi-
dişatı hakkında gorüşlerimiz
belli. Bu konuda söyleyebilece-
ğim daha fazla bir şey yok."
Türkiye Odalar Birliği Başka-
nı Yalım Erez ise Ankara Cum-
huriyet Bürosu'nun sorularını
yanıtlarken, "Sayın Cumhur-
başkanı, hem söyleyip hem de
arkasından kendi kendine
değerlendiriyor" dedi. Erez,
Cumhurbaşkanı Özal'ın "Oda-
lar, modalar, bir de TÜSİAD ve
benzeri ekonomik dernek baş-
kanlan hemen fırsatını buldular
mı, gazetelerde isimleri çıksın
diye ekonomi kötüye gidiyor di-
ye yapıştınyoriar" biçimindeki
suçlamasıyla ilgili olarak da
şunlan söyledi:
"Biz, fırsat buldukça gazete-
ye çıkmak için değil. ülkenin
içinde bulunduğu ekonomik sı-
kıntıları dile getiriyoruz. Kimin
ne kadar haklı olduğu da kamu-
oyunun gösterdiği alakadan bel-
li oluyor."
Belediyelere çattı
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
"Çevre İzcileri Günü" için 79 il-
den gelen temsilcilerle birlikte
Ankara'da dün düzenlenen tö-
rende yaptığı konuşmada çevre
konusunda muhalefet belediye-
lerine çattı. Özal, Çevre İzcileri
Günü'nun doğuş biçimini anla-
tırken, "Bir >ıl kadar evvel ts-
tanbul Kandilli'de deniz kena-
nnda otunırken. çocuklar yanı-
ma geldi ve bana çevre kiriiliğin-
den ve belediyelerin bu konuya
gerekli önemi vermediklerinden
acı acı bahsettiler" dedi. Özal,
torende izcilere ant içirerek,
Türkiye'nin doğal güzelliklerini
çocuklara emanet etti.
Cumhurbaşkanı Ozal öğleden
sonra özel ucağıyla Antalya'ya
gitti. îşadamı Ağa Ceylan'a ait
Çamyuva'daki Simena Tatil Kö-
yü'ne geçen Özal, burada ABD
Ticaret Bakanı Robert Mosbac-
her ve heyeti ile bir gorüşme
yaptı. Cumhurbaşkanı'nın bir
suredir devam eden Denizkurdu
2/1991 tatbikatının son bölümü-
nü izleyeceği öğrenildi.
Dış Haberier Servisi — Sos-
yalist Enternasyonal toplantısı
önümüzdeki salı günü tstan-
bul'da başlıyor. Konuklar dün-
den itibaren İstanbul'a gelmeye
başladılar.
Toplantı öncesinde bu akşam
Almanya Başkonsolosluğu'nda,
toplantı için bugün Türkiye'ye
gelecek olan Sosyalist Enternas-
yonal Başkanı VVilly Brandt
onuruna bir resepsiyon düzen-
leniyor. Yarın akşam SHP Ge-
nel Sekreteri Hikmet Çetin, sa-
lı gecesi de SHP Genel Başkanı
Erdal İnönü toplantıya katıla-
caklar onuruna birer resepsiyon
veriyorlar.
Sosyalist Enternasyonal top-
lantısı öncesinde dün orgüt Ge-
nel Sekreteri Luis Ayala bir ba-
sın toplantısı düzenledi, daha
sonra da Sosyalist Enternasyo-
nal Kadıntar Kolu toplantısı ya-
pıldı. Toplantıda SHP Genel
Başkanı İnönü de konuştu.
Genel Sekreter Ayala, basın
toplantısında, tstanbul'daki
oturumlarda "Ortadoğu'da ba-
nş ve güvenlik", "Dogu ve Or-
ta Avrupa'da demokrasinin
geliştirilmesi" konulannın ağır-
hklı olarak ele alınacağını bildir-
di.
Dünyada meydana gelen son
gelişmeler üzerine BM'nin bun-
dan sonra oynayacağı rolün de
DİYARBAKIR (Cumhuriyet)
— Şırnak ili merkez ve Cizre il-
çelerinin kırsal kesimlerinde gü-
venlik güçleri ile teröristler ara-
sında çıkan çatışmalarda 5 terö-
ristin ölü ele geçirildiği, bir erin
de şehit olduğu bildirildi.
Olağanüstu Hal Bölge Valili-
ği'nden yapılan açıklamaya gö-
re ilk çatışma, Şırnak Kömur Iş-
letmeleri tesislerinde bulunan
jandarma karakoluna bir grup
teröristin ateş açması ve güven-
lik güçlerinin karşılık vermesi
üzerine başladı, teröristler olay
bölgesinden kaçtılar. Kaçan te-
röristlerin yakalanması için sür-
dürülen takip ve operasyonlar-
da Şırnak'a bağlı Toptepe köyü-
nün dağhk kesiminde Fır ü£ı-
nakta saklanan teröristlerle ye-
niden temas sağlandı. Burada çı-
kan silahlı çatışmada üç terörist
ölü olarak ele geçirildi. Bu ara-
da teröristlerin açtığı ilk ateş es-
nasında Jandarma Onbaşı Saf-
fet Güven şehit oldu.
Açıklamada, Şırnak ilinde
devriye gorevi yüruten bir aske-
ri aracın Şırnak-Eruh karayo-
lunda seyir halindeyken Sevda-
ele alınacak konulardan biri ol-
duğunu kaydeden Ayala toplan-
tıda konuların aynntılı bir bi-
çimde görüşüleceğıni belirtti.
Ayala, Sosyalist Enternasyo-
nal'in BM'nin Irak'la ilgili bu-
tün kararlannı desteklediğini,
bu toplantıda da savaş sonrası
Irak'taki durumun değerlendi-
rileceğini ifade etti.
Türkiye'nin Ortadoğu'ya ve
Avrupa'ya yakuılığı, Sovyetler
Birliği ile de sınır komşusu ol-
ması nedeniyle merkezi bir ko-
numda olduğunu anlatan Aya-
la, "Türkiye, çeşitli alanlarda
Doğu ve Orta Avrupa'da de-
mokrasinin geliştirilmesi, Orta-
doğu ve buna benzer çeşitli ko-
nularda gerçekten bir öncü ro-
lü oynayabilir", diye konuştu:
Ayala sözlerini şöyle surdur-
dü:
"Türkiye'de Sosyalist Enter-
nasyonal'e üye bir partinin bu-
lunmasından ve bu partinin
Türk halkının buyük bir kısmı-
nı lemsil etmesinden, oniann se-
sinin duyulmasından memnun-
luk duyuyoruz. SHP son yıllar-
da Sosyalist Enternasyonal'in
gerçek bir temsilcisi olmuş >e
onu çalışmalarına yansıtmıştır.
SHP Genel Başkanı Erdal inö-
nü ve partinin diğer üyeleri çe-
şitli konularda ekonomi, de-
mokrasi, çevre gibi konularda
1 er şehit
tepe bölgesinde asfalt yol üze-
rinde bırakılan patlayıcı madde-
nin kablo yardımı ile uzaktan
patlatıldığı, bu sırada güvenlik
güçlerine ateş açan bir teröristin
de olu olarak ele geçirildiği bil-
dirildi. Ölen teröristin üzerinde
bir uzun namlulu silah, bir el
bombası ve bir durbun ele geçi-
rildi.
"4 asker şehit"
Bu arada Olağanustü Hal
Bölge Valiliğj'nin bir başka acık-
lamasında da Çukurca ve Bey-
tüşşebap ilçesindeki çatışmala-
ra ilişkin gazetelerde dün yayım-
lanan haberlerin "abartılı" oldu-
ğu belirtildi. Açıklamada, Bey-
tüşşebap ilçesinin kırsal kesi-
mindeki olayda teğmen Kaan
Adnan Türe ve er Celal Maden-
dere'nin, Çukurca'nın Aslan-
kaplan mevkiindeki olayda da
Selahattin Çevik ve Ruşen Kılıç
adlı erlerin şehit olduğu belirtil-
di. Bölge Valiliği açıklamasında,
"İsimleri açıklanan 4 gürevlimiz
dışında bu olayda şehit düşen
başka güvenlik görevlimiz
bulunmamaktadır" denildi.
Talabani yîne geldi
(Baştarafı 1. Sayfada)
su burada bir soru üzerine, Ta-
labani'nin Türkiye'ye gelişinden
haberi olduğunu, ancak progra-
mı hakkında bilgisi bulunmadı-
ğını söyledi.
Bakanın havaalanından ayrıl-
masını bekleyen basın mensup-
lan, Talabani'nin nerede olduğu
konusunda bilgi alamadılar.
Bu arada NATO Dışişleri Ba-
kanlarının Kopenhag'daki top-
lantısından dönen Dışişleri Ba-
kanı Ahmet Kurtcebe Alptemo-
çin, Talabani'nin Türkiye'ye gel-
mesi ve İstanbul'daki Sosyalist
Enternasyonal toplantısına ka-
tılacağını açıklamasına ilişkin
bir soruyu yanıtlarken, bu ko-
nuda henüz bilgi sahibi olmadı-
ğını söyledi.
Alptemoçin, "Toplantıya ka-
tılacaklar listesinde Talabani'nin
adı bulunuyor. Sosyalist Enter-
nasyonal'e katılıyor olması ko-
nusunda şu anda bilgi yok" de-
di. Alptemoçin, bu konuda de-
taylı bilgileri, daha ayrıntılı bir
araştırma yaptıktan sonra vere-
bileceğini kaydetti.
çok büyuk çabalar harcamakta-
dır. Biz Türkiye'de sosyal de-
mokrasinin ve SHP'nin gelece-
ğini de iyi olarak görüyoruz.
Fakat biz buradaki toplantı-
da partinin ve Türkiye'nin iç
meselelen ile ilgilenmiyoruz.
Sosyalist Enternasyonal buraya
sadece Türkiye'yi ve Türk hal-
kım ilgilendiren meselelen gö-
rüşmeye gelmeraiştir. Fakat ta-
bii ki Türk meslektaşlanmızla
bazı göriişmeter yapacağız."
Ayala, DSP'nin katılması ile
ilgili bir soru üzerine DSP'yi da-
vet ettiklerini ve toplantıya ka-
tılmaJarı için hiçbir engel olma-
dığını da kaydetti.
Kadınlar kolu toplantısı
Sosyalist Enternasyonal'in
kadınlar kolu toplantısırun baş-
langıcında önce SHP Parti Mec-
lisi üyesi Bahriye Üçok için say-
gı duruşunda bulunuldu. Daha
sonra söz alan kadınlar kolu
başkanı Anita Gradin, siyasi ya-
şama kadınların daha çok katıl-
masının demokrasinin bir gere-
ği olduğunu ve mutlaka karar
verme mercilerinde yer almala-
n gerektiğini kaydetti.
SHP Genel Başkanı İnönü de
Atatürk'ün, cumhuriyetin kuru-
luşunun ardından hemen hemen
tum okullann, mesleklenn ka-
pılannı Türk kadınlanna açtığı-
nı belirtti.
Kadınlara sadece yasal olarak
eşit haklar tanınmasının yeterli
olmadığını ifade eden Inonü,
"Vuzyıllar boyunca sürdürülen
âdetlerin. sosyal engellerin ve
kultürel önyargıların olumsuz
miraslarından kurtulmak için
kadınlar. demokratik bir yanş
için rekabete erkeklere karşı nis-
bi bir avantajla başlamalıdır-
lar," diye konuştu.
"îş ve meslek dunyasını insan
ırkının öteki yarısına da yer aça-
cak şekilde yeniden düzenlemek
gerektiğini" kaydeden İnönü,
kadınlann sadece politika ala-
nında değil, ekonomik, sosyal
ve kultürel alanlarda da örgüt-
lenmeleri gerektiğini söyledi.
İnönü, şunlan söyledi:
"Benim önerimin amacı, ka-
dınlar için yeni ifade, tanınma
ve katılma yollan yaratmaktır.
Doğal olarak kadınların bu yo-
ğun katılımı. başlangıçta toplu-
mun mevcut kurumsal yapılan
içinde gerçekleşecektir. Ancak,
hiç kuşku yok ki, toplumun her
düzeyinde kadınların eşit olarak
yer almaları. zamanla yeni lip-
te sosyal ve politik orgüte yol
açacaklır. Kadınlar loplumdan
adil bir pay sahibi olmakla da-
ha yüksek düzeylerde eşitlik,
banş, katılım, paylaşma ve kar-
deşliğin kurulmasında katkıda
bulunacaklardır."
Kadınların "Politik Eğitimi
ve Örgütlendirilmeleri" konulu
ve iki gün sürecek toplantının
dünkü oturumunda, SHP İzmir
Milletvekili Türkân Akyol, Tu-
nus Milletvekili Emna Aouidj
ve Finlandiya Belediye Meclis
üyesi Anja Savolainen, kadınla-
rın politik eğitimi \e örgütlen-
dirilmeleri ile ilgili birer konuş-
ma yaptılar.
İnönü, dun aynca, gazeteci-
lerle yaptığı sohbette Sosyalist
Enternasyonal'in gündeminde
bulunan "BM'ye yeni statü
kazandınlması" konusundaki
bir soruya şu karşılığı verdi:
"BM'ye ihtiyaç çok daha art-
tı. Son Körfez krizinde gördük.
Irak'ın Kuveyt'ten çıkması me-
selesini BM kendi başına sagla-
yamadı. Bugün dünyanın kü-
çülmesi, bir bütün hale gelmesi
karşısında BM'nin etkinliğinin
artması bir ihliyaçtır."
A1YJ4 BL
Uvdl 170 Bvhfdc Mokinsti
FulUiız» model. • Dünya Oandarthnndo • Boyutlar
85 X 60 x-60 an • tfrhjmc kapasümt. 12 kiulık
standcrt yamak fokmı.
UHUNLlt
AR-351 ı TCK KAPILt
ARJC i ' f t t t »
AR 450 l TCK KAPIU
ARY-t/S MIHı
ARY71A SANZIMANJ
FUIIAUTO¥AT1C '600
ICYOI 170 BUIAŞIK MAKIN15I
ABY4! K! KURUTMA MAK'NESI
ARS-15 TOHNADO
ARS 16 TOÜNADO PIUS
1. SIÇIHIK
HflNAT+S TAKSİT
PtfiHAT Vt TAKSİT TOKAM FITAT
325 000
385 000
415 000
135 000
300X0
570 000
665 000
235 000
105 000
1950 000
2 310 000
2 490 000
SW0O0
'800000
3 420 000
3990000
14)0 000
630 000
708 000
M
//. StÇtNlK
İİNATt 9 TAKSİT
HflHAT VIIAKSIT IOMJUI HW
215 000
250 000
270 000
89 000
'95 000
365 OCC
435 000
155 000
65000
75 000
2 150 000
2 500 000
2 700 000
890 000
! 950 000
3 650 000
4 350 000
1550 000
650000
750 000
Yandaki labloda görülen Arçelik'lerin hepsi
şimdi çok uygun taksitlerle...
Yaz gelmeden siz Arçelik'e gelinl
Bu kampanyadan yararlanın.
Dilediğiniz modeli seçin,
dilediğiniz koşullarda ödeyin.
H E M E N GELİNI
H E M E N ALI N I. . . .
Unutmayın: Arçelik'in gerçek ve
yaygın Servis Teşkilatı satıştan yıllar
sonra bîle hizmetinizdedir.
GOZLEM
UGURMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
DemireTe göre Sosyalist Enternasyonal'e girmek "hüküm-
ranlık haklarına aykırıydı."
Mantık şuydu:
— Sosyalizm komünizm demekti. Bütün komünistier de
Moskova'ya bağlıdır.
Birinci Enternasyonal nasıl kurulmuştu? "İkind Enternas-
yonal"üe yollar niçin ayrılmıştı? Neydi "Komintern?"
1951 Frankfurt Kongresi hangi ilkeleri kabul etmişti?
Leninizm neydi ve neydi demokratik sosyalizm?
Beyier niçin araştırsın bu konuları?
Silahlar hazırdı:
— Kahrolsun komünizm...
— Komünistier Moskova'ya...
— Ortanın solu Moskova yolu...
— Sosyalist Enternasyonal komünist örgütüdür...
Türkiye'de yıllarca bu yalanlar ve kaba demagojiler ege-
men oldu.
Türkiye'deki Marksistler, "Güney Afrika'nın zencileri" gi-
biydiler.
"Komünist tevkifatlan" çok partili yaşama girerken daha
da arttı.
Marksistler, 141 ve 142 balyozlanyla sekiz yıldan on-onbeş
yıla kadar ağır hapis cezalarına çarptırıldılar: MİT ve siyasi
polis tarafından yıllarca adım adım izlendiler; polis rapor-
ları ile fişlendiler; bu yüzden hiçbir kamu görevine alınma-
dılar, yükseköğrenim yapmış olanlara yedeksubaylık hakkı
bile tamnmadı, askerlik görevlerıni gözetim altında sürgün
kıtalannda "sakıncah personel" olarak yaptılar, hiçbirine pa-
saport verilmedi, devlet çarkları arasında yıllarca acımasızca
ezildiler.
Devlet, sosyalist partilerin yasal yöneticilerini "sizler komü-
nistlersiniz" diye suçlayarak hapsetti.
"Alaturka McCartizm" devletin yıllarca resmi ideolojisi ol-
du.
Sosyal demokrasi de bu antikomünizm dalgasından pa-
yını aldı. Sosyal demokratlar da yıllarca komünistlikle suç-
landılar.
Bugün ulaşılan nokta ilginç değil mi?
Sosyalist Enternasyonal İstanbul'da toplanıyor ve SHP
Genel Başkanı İnönü'nün de Enternasyonal'e başkan yar-
dımcısı olacağı ileri sürülüyor.
Herhalde Suleyman Demirel de artık "ortanın solu Mos-
kova yolu" demiyor. Sosyalist Enternasyonal'e girmeyi "hü-
kümranlık haklanna" da aykın bulmuyor.
Demirel, iki ihtilal geçirdikten sonra olgunlaştı. Siyasal
görüşleri de değişti.
Demirel'deki bu gelişme için ne diyor Aziz Nesin:
— Bir ihtilal daha olursa komünist olacak!
Hiç gerek yok.
Nasıl olsa komünistier değiştiler. TKP, ANAP'ı kendisine
"en yakın parti" ilan etmedi mi?
Bugün sosyalizm konusunda bir başka demagoji yaşa-
nıyor. Bu demagoji de "sosyalizm, eşittir komünizm, o da
esittir Leninizm" hesabına dayanıyor.
Leninizm, Sovyet Marksizmiydi, sosyalizmin Sovyet top-
lumundaki özel uygulamasıydı. Ve sosyalizm tarihi içinde
seksen yıllık süreci kaplayan bir parantezdi. Başarı ve ba-
şansızlıklarıyla tarihe karıştı.
Sovyet uygulaması ile sosyalizmin ne yolla kurulamaya-
cağı anlaşıldı. Bundan sonra sosyalizmin, katılımcı, özgür-
lükçü, barışçı ve demokratik özü ön plana geçecek.
Sermaye varsa.. işçi sınıfı varsa.. artı değer varsa.. sö-
mürü varsa.. emek, sermaye çelişkisi varsa sosyalizm de
vardır.
Ve var olacaktır.
Yıllarca "kahrolsun komünizm" yaygaralan dinledik, şimdi
de "komünizm öldü, öyleyse sosyalizmin yanhşlığı anlaşıldı"
demagojilerıni dinliyoruz.
Sömürü bitti mi? - -
Bittiyse hep birlikte "sınrfsız toplumda" yaşıyoruz da bun-
dan hiçbirimizin haberi yok!
PENCEREBaştarafı 2. Sayfada
—Ekonomide çağ atladık; bir günde üniversıte sayısını
29'dan 73'e çıkardık; kişi başına ulusal geliri bir günde ikiye
katlayıp 1300 dolardan 2600 dolara sıçrattık; bütün dünya bizi
alkışlıyor; Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisine geçişi hay-
ranlık uyandırıyor; plyasada mal darlığı yok; ne ararsan bu-
lunuyor; Cumhurbaşkanı'nın oğlu 800 milyonluk araba alı-
yor...
Oh, ne güzel!..
Evet, halkımızın ekonomiye yaklaşımı, sıradan yurttaşın tıb-
ba bakışı gibidir.
Bilgiçlik, uzmanlık, ukalalık sökmez; ya 'iğneyi vurup" has-
talığın önüne geçeceksin; ya da istediğin kadar tıp literatürü
üzerine edebiyat yap!..
Çiftçi, esnaf, işçi, işsiz, orta çapta işadamı ve küçük me-
murun canı burnunda...
Doktorun da başarısı kendinden menkul. İlk seçimde has-
ta, hekimi değiştirecek; çoğu gitti, azı kaldı; şunun şurasın-
da 1992'ye altı ay var. Kendini bir matah sanan beceriksiz
köftehorun günleri sayılıdır.
DUNYADA BUGUN
ALtSİRMEN
(Baştarafı 3. Sayfada)
mesi anlamını taşımıyor. SHP'nin devrimcilik ilkesi ile karşı
devrimci askeri darbeleri birbirine karıştırmak gerçekten şa-
şırtıcıdır. Devrimcilik ilkesi, cumhuriyet devriminin kazanım-
larını demokratik mücadele ile savunmak konusundaki istenci
simgeler. Unutmayalım ki, hiçbir devrim hiçbir zaman tümüyle
kazanılmış değildir. Eşitlik, kardeşlik ve özgürlük ilkelerini irv
sanlığa mal ettikten çok sonra, Fransa kadınların özgürlüğü
ve eşitlıği aşamasına gelebilmiştir. Hiç kuşku yok ki, bu ge-
lişme aydınlanma çağının ve Fransız Devrimi'nin zamanımt-
za kadar uzayan yeni bir gelişmesinden başka bir şey değil-
dir
SHP programının değiştirilmekten çok, tarihi gelişmenin
ışığında iyice okunup kavranması ve geleceğe yönelik yorum-
larla ele alınıp açıklanması gerekmektedir.
Gerisi özgün olma tutkusuyla ileri sürülen tutarsız görüş-
lerdir ki ancak geçmişindeki yanılgılarından, tümüyle zıt yön-
de yeni yanılgılarla kurtulmaya nafile çabalayanların deste-
ğini sağlayabilir.
6
Hileli boşanmada artış
(Baştarafı 1. Sayfada)
lar aracılığıylaborçlu kişinin eve
sürekli gelip gelmediğini sapta-
maya çalışıyorlar. Ankara Ba-
rosu avukatlanndan Raif Bin-
göl, konuya ilişkin şu örneği
verdi:
"Borçlanm ödeyemeyen bir
konfeksiyoncu, icra işlemlerin-
den kurtulmak amacıyla karısı-
nı ikna ederek açtığı boşanma
davasında geçinemediklerini
söyleyerek bir celsede boşandı-
lar. Boşandıktan sonra icra me-
murian eşyalan almak üzere ev-
lerine geldi ve elleri boş döndü-
ler. Ancak icra memurlannın
gitmesinden sonra, adam yıllar-
dır boşanmayı arzuladığını açık-
layarak evi terk etti. Bunun üze-
rine eşi, karan bozmak için Yar-
gıtay'a hileli boşanma yaptıkla-
nnı açıklayıp, başvurdu. Yargı-
tay karan bozdu. Ancak kadı-
nın güveni sarsıldıgından yeni-
den boşanma davası açtı ve bo-
şandüar."
Sosyal Sigortalar Kurumu ve
Emekli Sandığı'ndan dul maa-
şı alabilmek amacıyla açılan
"hileli boşanma" davaları da
son yıllarda arttı. Bu şekilde açı-
lan bir hileli davayı Avukat Bin-
göl şöyle özetledi:
" Almanya'da geçirdiği bir iş
kazası nedeniyle ölen babasın-
dan maaş bağlatabilmek ama-
cıyla evli olan kızı boşanma da-
vası açtı. Boşanan çift, gayri
resmi olarak birlikte yaşamaya
devam ediyor."
Devlet lstatistik Enstitüsü'-
nün verilerine göre daha çok ka-
dınlar boşanma davası açıyor.