22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/15 Medineye hiaetin 4. yûmda gelen Nur suresindeki âyetlen Müslüman kadırüar için örtünmenin başlangıcı olctu Kadına örtü vahiyleindi ISLAMDA KADIN VE CÎNSELLİK ORAL ÇAUŞLAR X JLz. Muhammed'in Medine'ye göç ettiği sıralarda, İslam öncesi âdetler devam etmekteydi. Peygamberin eşleri rahatlıkla ortalıkta dolaşıyorlar, elleri, yüzleri, başları açık, özgür sayılabilecek bir yaşam sürüyorlardı. Ancak kadınlann bu yaşantısı Muhammed'i ve İslamın önde gelen isimlerini rahatsız etmekteydi. /m.yetlerin inmesiyle birlikte Müslüman kadınlar için yeni bir dönem başladı. Kadınların eskisi gibi giyinmesi yasak edildi. Erkeklerle kadınların arasma perde çekilmesi şart koşuldu. Ortünme adım adım gerçekleştı ve giderek ağırlaştı. Önce Emeviler, ardından Abbasiler devrinde, kadınlar giderek daha da kapandı. Oral Çalışlar'ın yazı dizisiyle ilgili olarak çeşitli tepkiler almâktayız. Yazı dizisinin bitiminde konuyla ilgili değişik görüşlere de ' % sayfalar'ımızdayer vereceğiz. — 5 — Muhammed, Medine'ye göç ettikten sonra, Me- dine Camii çevresine kunılmuş çadırlarda yaşıyor- du. Muhamroed'in çok sayıdaki eşinin bahçede ayn ayn çadırlan vardı. Ayşe'nin gerdanhğını kaybet- mesi nedeniyle çıkanlan dedikodular işte böyle bir döneme denk geldi. Müslümanların Muhammed'in önderliğinde ba- şan kazanmaları ve tslamın etkisinin giderek ya- yılması Peygambere olan ilgiyi arttınyordu. Günün her saatınde Muhammed'e akıl danışmak, bilgi al- mak ve görüşmek üzere çok sayıda insan başvuru- yordu. Bu görüşmeler, Muhammed'in Medine Ca- mii çevresindeki çadırlarında gerçekleşiyordu. Muhammed'in ziyaretçi akmına uğraması bir çok soruna neden oluyordu. Tam eşleri ile eğlenirken çat diye birisi çıkageliyor ve peygamberi rahatsız ediyordu. Dinlenmesine, rahat etmesine neredeyse fırsat verilmiyordu. İşte tam bu sırada Ahzab su- resinin şu ayetleri nazil oldu: "Ey inananlar! Pey- gamberin evlerine davet olunmadan girip yemegin pişmesini beklemeye kalkışmayın. Fakat davet edi- Urseniz girin ve yemegi yedikten sonra da lafa dal- madaa dagılın. Şüpbesiz bu haliniz peygamberi özöyor ve o da size bir şey soylemeye çekiniyor. Fa- kat AUata gerçegi söylemekten çekinmez."O> Aynı ayet özel olarak Muhammed'in eşleriyle il- gili bir başka rahatsızlığa da dikkat çekiyordu: "Peygamberin eşierinden bir şey isteyeceginiz va- kit OBII perde arkanndan isteyin. Bo sayede sizin gönüllenniz de onlann gönüDeri de daha temiz ka- lır. Bundao sonra ne sizin AUab'ın peygamberİBİ iizmeniz ve ne de onun eşleriai nikahlamaıuz ebe- diyyen caiz degildir."( 2 > Çadırlann çevresine toplanan Muhammed taraf- tarlan yalnızca peygamberin gündelik yaşantısını zorlaştırmakla kalmıyor, aynca eşleriyle ilgili söy- lentilerin de yayılmasına neden oluyordu. Bu sıra- da Islamiyet öncesi âdetlerin devam ettiği Medine Camii çevresinde, Peygamberin eşleri rahatça or- talıkta dolaşıyorlar, gelen geçenlerle konuşuyorlar, elleri, yüzleri, başları açık, özgür sayılabilecek bir yaşam sürüyorlardı. Ancak kadınlann bu tür yaşantısı Muhammed'i ve İslamın önde gelen isimlerini rahatsız ediyordu. Bu duruma bir son verilmesi gerekiyordu. Yaban- cüann Muhammed'in eşleriyle serbestçe konuşma- lanna en çok kızanlardan birisi de Hazreti Ömer 1 di. Bir gün bu durum nedeniyle Muhammed'e gi- dip şunları söyledi: "Ya Resulailah! Namahrem kimselerin miibarek zevceierinizle kanşıp - konuş- ntası uygnn defildir. Bnnlara hicap (gizJenme) ve örtiinmeyi emir buyurunuz."' 3 ' Muslumanlann yorumuna göre Muhammed 'ör- tünmenin birçok f ayda ve çıkannı bildigi hakte, bu konuda keoüz Allah emri geimedigi için hiçbir şey söylemeden ilahi emri' bekledi. Bu emir Ayşe Ue ilgili zina iddiasını bertaraf eden Nur suresi ile birlikte Medine'ye hicretinin 4. yıhnda geldi. "tnanan kadınJara da soyle, gözierini haram- dan «»kın^ıgİT Irzlannı konısunlar. Süslerini ken- 'Tesettürfuhşu önlef diüğinden görflnen kısım hariç açmasınlar. Başör- tülerini yakalannın üstüne çıkarsınlar. Süs yerieri- ni babaları, yahut kayınpederieri, yabut ogullan, yataut kocalannın ogullan (üvey ogullan), yahnt kardeşleri, yahut kardeşlerinin ogullan, yahut kız- kardeşlerinin ogullan, yabul kendi kadınlan, ya- tant cariyeleri. yahut erkekb'gi kalmamış hizmetçi- ler veya kadıalann mahrem yerlerini henıiz anla- mayan çocuklardan başkasma gostermesinler. Giz- ledikleri siısterio biHnmesi içia ayakJannı viınna- suılar."( 4 ) Bu ayetlerin inmesiyle birlikte Müslüman kadın- lar için yeni bir dönem başladı. Uygulama önce, Muhammed'in karargâhı olan Medine Camii çev- resinde hayata geçirildi. O günden sonra Allah'ın emrine göre habersiz ziyaretçi gelmesi ve kadınla- nn eskisi gibi giyinmesi yasak edildi. Erkeklerle ka- dınlar arasma perde çekilmesi ve kadınlann her yanlanru örtmeleri şart koşuldu. Kadınlara genel olarak gönderilen bu ayetlerden ayn olarak Muhammed'in eşlerine, nasıl davrana- caklanna dair yeni ayetler de indirildi. Allah Ah- zab suresinde Muhammed'e şöyle buyurmaktadır: "Ey Peygamber, eşlerine de ki: Dünya hayatını ve güsünö diüyorsanız diledigmiz metaı vereyim ve sizi güzeiHkte bırakayım. Yok eger Allah'ı, peygambe- ri ve ahretevini istiyorsanız muhakkak ki, Allah iyi- lik ede» kadınlara biiyük karşdık hazniamıştır. Ey peygamber eşleri, içinizden hanginiz apaçık haya- sızlık işlerse onun azabı iki kat oiacaktır, bu da Al- lan'a göre pek kolaydır... Ey peygamber kadınlan, siz hiç de öteki kadınlar gibi degilsiniz; eger (Al- laa'tan) sakınıyorsanız yabancı erkeklerie kıntarak konuşmayın. Sonra kalbi bozuk olanlar kötö şey- ler iimit ederier... Evlerinizde oturun. tlk cabüiyet çagında oldugu gibi açüıp saçılmayın."( 5 > Kuran'ın örtûnme ayetlerinin Hazreti ömer'in is- teği üzerine gelmesini Sahihi Buhari, Ayşe'nin di- linden şöyle anlatır: "Hz. Muhammed'in eşleri ge- celeyin kaza>ı hacete (ruvalete) çıkbklannda Me- dine'nin kenanadaki Menası'ya kadar giderierdi. Menası denilen yer ise açık bir yerdir. Ömer, Mu- hammed'e 'Kadınlannı kapa' (yani evden dışan çık- maktan men buyur) derdi. Peygamber ise onun de- diğini vahiy gelmedigi için yapmıyordu." Nihayet Ümmebat-ı Mümininden (peygamberin eşierinden) Sevde, bir gece yatsı namazı vaktinde çiktı. Sevde uzun boylu bir hatun idi. Ömer hicap emrinin (kadınlann gizlenmesinin) nazil olmasına o kadar haris idi ki, Serde'ye Ya Sevde bilmiş ol ki biz seni tanıdık' diye bağırdı. Bundan sonra Al- lahu Teala hkab ayetini inzal etti."'*) Bu gelişme, kadınlann tuvalete gitmekte bile ne kadar zorluk çektiklerinin ve daha da çekeceklerinin bir kanıtı gibiydi. Örtünme ve kapanma bu kadarla kalmadı. Yol- da yürümek bile kadınlar için büyük sorun haline geldi. Muhammed kadınlann yolda nasıl yürüye- ceklerine dair şu hadisi buyurdu. "Geriye kalın; yo- lun ortasından yuriimek size caiz degildir; yolun kenarından gidin.'" l7 'Bu hadisin sonuçlannı ise Muhammed döneminin tanınmış isimlerinden Ebu Useyd şöyle aktanr: "Bunun için kadın duvara sü- riinerek giderdi. Hatta (çoğu zaman) bu yüzden d- bisesi duvara takılırdı."* 8 ) örtünmenin nasıl olacağı daha sonra çeşitli şe- killerde yorumlanmış ve tartışmalara konu olrauş- İslam düşünflrleri ve yazarları, ör- tünmeyle ilgili olumsuz, ale> r hte oluş- turulmaya çaüşılan havaya karşı tez- ler geliştirmişler ve tesetturiin toplum ve kadınlar için yararlanna dikkat çekmişlerdir. Bu konuda yazılan çok sayıda eser yardır. Bu eserler, tezlerini öncelikle Ku- ran'a dayandınrlar. Ahzab suresin- deki ayete atıfta bulunurlar ve şöyle derler: Mümin kadınların, sokağa çı- karken baş örtulerini üzerlerine alma- lanm emreden ayette ise 'Bu, onla- nn tanınıp eziyet edilmemelerine (kendiJerine sarkmtılık yapılmaması- na) daha uygundur' diyerek kadınla- nn örtünme ile komnduklan tezini öne sürerler. Yine örtünmenin kadınlan koru- duğundan söz eden İslam âlimlerirün bir başka tezi de şudur: "Kadın vü- cudunun guzelliği, hislerinin nezake- ti, göniünun safi eti ve samüniyeti >ü- zunden islismar edilmeye, aldatılma- ya ve böylece asaletini kaybetmeye müsaittir." Kadın bu zaaflann- dan böylece, örtünme sayesinde kur- tulmuş olur. örtünmenin bir faydasının da ka- dınlan ve toplumu fuhuştan koru- mak olduğu öne sürülür. "Tesettür de fuhşu ortadan kaldıran sebepler- den bir sebeptir." "lslami tesettür birçok fayda ve 3- Nezih iffetli ve namuslu bir er- kek ailesinin (kansının) yabancı kim- selerie temas ve sobbetini gördükçe eza (iizüntü - incinme - cefa) göriir, gamlanır, şiipheienir. Bu yüzden ara- lannda nefrel meydana gelerek aile saadetini ihlal eden hallerin vakuu- na mani olmak. 4- Ahlaksızlık ve fuhşiyatın çoga- Kadının örtünmesiyle ilgili îslami yorumlardan biri şöyle: Kadın heyecanlarıyla yaşar. Kadın ruhu bendsiz bir nehirdir, o nehre malik olabilmek için onu bendlemek lazımdır. İşte örtü budur." menfaatlan içine alıp en mühimleri aşağıda beyan olunmuştur: 1- Kadıhlann asli vazifelerinin cümlesinden olan ev işleri ve çocuk terbiyesi Ue meşgul olmaya mecbur etmek. 2- Erkek ile kadının işleri taksim edip aile yaşanOsında iktisat ve tasar- rufa mecbar etmek. I«P yaygınlaşmasına mani olmakla, if- fet ve namus dairesinde aile saadeti- ni temin etmek." Örtünmenin kökeninde yatan er- kek bakış açısıdır. Kadın, çocuk ba- kımına, ev işlerine mecbur edilecek, eve kapatılıp tasarrufa zorlanacak, başka erkeklerle konuşmayarak ko- casının namus derdine düşmesine se- bep olamayacak ve fuhuş önlene- cektir... Bu konuda en önemli yorumu Yüksek İslam Enstitüsü öğrelim üyesi Beldr Topaloğlu yapar: "Kadın he- yecanlanyla yaşar. Kalpler değisken- dir, aynı noktada dunnaz. Kadın ru- hu bendsiz bir nehirdir, o nehre ma- lik olabilmek için onu bendlemek la- zımdır. tşte ortü budur." Toplumun namusunu, erkeğin na- musunu korumak için kadının örtün- mesi zorunludur. Islamiyetin örtün- meden en önemli amaçlarından biri- si budur. İslam düşUnürleri, örtünmenin ka- dını aşağıladığı ve ikinci sınıf bir in- san durumuna düşürdüğü iddialan- nı kabul etmezler. Onlar, kadımn evi- ne kapanmasım, çocuk doğurup, ko- casına ve çocukianna hizmet edip, dış dünyadan elini eteğini çekmesini, per- delerin arkasında itaatli bir yaratık olarak yaşamasını İslamın kadına ta- nıdığı bir lütuf olarak savunurlar. Kadınlann örtnnmesi, yeni bir ahlfik anlayışını, yeni bir cinsel ilişki mantıgını. yeni bir diinyayı da beraberinde getirdi. tur. Ban mezheplere göre kadının gözleri* bile gös- termesi günahtır. Hanefiler ise örtünmeyi şöyle yo- nımluyorlar: Açılmasına izin verilen yerler yalnız- ca yüz ile ellerdir. Başka bir rivayete gore ise a>ak- lar hem namaz hem de bakma için günah degildir. Bu organlara bakılması ve açılması günah de|iidir ama, bu organlara şehvetle bakmak günahtır. Özel- likle 'gözler zina ederier' şeklındeki Muhammed'- in bir sözu nedeniyle baJuşlardaki şehvet en büyük suça karşılık gelir. Müslüman din bilginkri kadınlann nerelerini ört- meleri gerektiğini saptamışlar ve şu sonuçlara var- mışlardır: "Kadınlann yüzleri hariç olmak üzere, kolaklan, saçlan, boyunlan, gerdan ve gögösleri, bilekten yukan kollan, ayak topuklanndan yuka- n incik ve bacaklan ve bu tür bütün organlan ka- panmalıdır. Hatta kadınlar zornnlu olarak konuş- mak dunımunda kaldıklan zaman auşılmışın dı- şındaki sesleri, yani ahenkli konnsmalan, türkü şar- kı söylemeleri günahtır. Yabancı erkeklerin de bu organlardan birine şehvetle ve şehvetsiz olarak bak- malan baramdır. Mahrem olmayan genç kadınla- nn yüzierine ellerine dokunmak -degmek veya ol- mayan genç kadınlann vüzkrine eOerme dokunmak- oegmek veya onlaria tokalaşmak yasaklanmıştır. Bu uzuvlara bakmak zonınlu olabilir, ancak do- kıınmada bir zaruret yoktur. Dokunmak aynca şeh- veti tahrik eder."( 9 > Muhammed'in kansı Ayşe ise yukarıdaki tanım- lamalardan daha kısıtlayıcı bir anlayışı savunmak- tadır. Ona göre; yabancı kadınlara bakmanın ha- ram olmasınsn nedeni şehveti tahrik yüzündendir. Kadınlann da bütün güzellikleri yüzlerinde toplan- mıştır. Bir kadının yüzüne bakmak fitne ve fesat nedeni olabilecek diğer organlara bakmaktan da- ha tahrik edicidir. Bu yüzden bütün vücut göz da- hil kapatılmalıdır. Ancak bu halde kadınlann yol- da yürümeleri zor olacağından, zorunluluk halin- de bir gözierini açmalanna izin verümiştir. Ayşe 1 ye göre kadınların tek gözleri dışında başka hiçbir yerlerini göstermemeleri gerekir. Örtünme, bütün İslam âlemince yapılması zorun- lu davranışlardandır, yani farzdır. Bu emri yerine getirmeyen kadınlar "islam dairesinden çıkmış ve dinin esas hükümlerinden dönmekle kifir olmus Bir başka İslam düşünürü ise tesettür ile ilgili şunlan söyler: "Buluga erdikten sonra her kadın, Islam'da açılmasına izin verilen organlan hariç ol- mak üzere başından topuklarına kadar bütün be- denini büriiyecek bir elbise giyinmelidir ki, Mu- hammed'in hadisi gerefince o elbise, organ belli olacak derecede dar ve ince olmamalıdır."»"! Muhammed burada sözü edilen hadısınde şöyle diyor: "Görünüşte elbiseii, gerçekte çıplak kadın- lara Allah lanet etsin." Müslüman kadınlar buna göre bütün vücutlannı kapatmakla kalmayacaklar, aynı zamanda vücut hatlannın belli olmaması için dar elbise giyinmekten de kaçınacaklar. Tesetttir giderek agırlaştı Cahiliye adı verilen dönemde serbestçe giyinip gezebilen kadın, örtünme ayetinin inmesinden son- ra kapanmak zorunda kaldı. Ama, bu da adım adım gerçekleştı ve giderek ağırlaştı. örneğin ör- tünme ayetine rağmen Muhammed dönemi kadın- lan yine de sonraki yülara göre daha serbestti. Bah- riye Üçok o devir kadınlarla ilgili şunlan söylüyor: "Hazreti Muhammed'in tslanu yaymaya başladı- gı sıralarda kadınlann kıyafeti, geniş venler ve açık göğüslerie bugünkü modayı yadırgatmayacak de- recede dekolte bir görünöse sâbJpti. Peygamber bn açıklıgı yasakladı, çünkü Nur suresinin 31. el- Ahzab suresinin 55. ve 59. ayetleriyte kadrafauu gö- rülmesi zanıri olan yerleri dışındaki suslerini ka- pamalan emrolunmuştu. Peygamberin ölümiinden sonra, bu ayetlere ragmen, moda gene hükmunü yüriitmeye koyulmuş, eski açık yakalar ve genis kol- lar öylesine yaygın bir hale gelmişti ki, Hazreti Pey- gamber'in eşi Hazret'i Ayşe 'Eğer Tann elçisi bun- lann durumunu görmüş olsaydı, Israil oğulları ka- dınlarında olduğu gibi onJarı mesdde sokmazdı' deraek zorunda kaldı."< 12 > önce Emeviler ardından Abbasiler dönemi ka- dının adım adım iyice kapanmasına giden yolun kö- şe taşlan oldular. Abbasiîer dönemini Bahriye Üçok şöyle anlatır: "Kadının >«vaş yavaş gözden düşmesi, onlan saygıya layık kabul etmemek ve bu görüşü erkeklerin birbirlerine aşüamalan sonunda kadın- lann özgtiriükleri kısıtlandı; kapı ve pencereler ka- pandı. Onlar, yollara, caddelere çıkmaktan, hatta söz söylemek hakkından yoksun buakıldılar. Bu de- virde erkeklerin kadınlar hakkındaki yargüan, ge- nel olarak çok aşın ölçüde sert ve manüksudı. Or- neğin her zaman çeşitli ülkelerden gelmis iki yüz hayram ile çevrili bulunan ünlii Arap şairi Ebul Ala EI-Maarri (olümu 1057) bile 'on yaşına gelmiş bir erkek çocuğun hareme sokulmamasını, kadınlann şer ve fenalık tuzağı olduğunu' Mdia eder oldn."( B > Kadınlann giderek daha zor duruma duştükleri dogrudur. Ama, Islamiyetin ilk yıllannda kadın ko- nusunda gelişen felsefe daha sonraki dönemlere kaynaklık etmiştir. Ayşe'nin Muhammed'in örtün- meyle ilgili kau tutumuna yönelik olarak aktardık- ları muhtemelen bir abartmadır, ancak yine de o döneme ilişkin anlayışın ipuçlannı vennektedir. Du- rumu saptayabilmek açısından ipucuna da pek ih- tiyaç yoktur. Bizzat Kuran, örtünme ayetleriyle bu konudaki anlayışı net bir şekilde ifade etmektedir. örtünmenin kadımn iyice aşağılanmasına dönüş- mesinin bir başka örneği de Nizamülmülk'ûn ba- kış açısıdır: "Omer bin Hattab şöyle buyuruyor Tesettür ehlinin sozleri kadın gibidir. Onlan top- loluga göstermek gerekmedigi gibi sözierini de OB- lara duyurmamak gerekir. örtünme, kadımn sosyal hayatın dışına itilmesi demektir. Hemen bu hükmün ardından kadının ça- lışması sorunu gelir. Bu kadar sıkı sıkıya erkek dün- yasından tecrit edilen kadm nasıl cahşacaktır? Nasıl meslek sahibi olacak ve evin dışında bir kimlik ka- zanacaktır? İslam bu konuyu da çözmek için, ka- dının esas yeri evi, çocuklan ve kocasmın yatağı- dır demiştir. Kadına böyle kutsal bir görev yükle- miş ve bu şekilde davranırsa ahirette büyük ödül- lere layık görmüştür. Modern toplumun gelişmesi, sanayinin hızla ya- yılması ve kapitalizmle birlikte kadın emeğine olan ihtiyaç, kadımn eve kapatılmasının sonu oldu. Daha önce evine kapatılan, yalmzca tarlalarda çalışma- sına izin verilen kadın, febrikalann ucuz emeği ola- rak. erkeklerin arasma sürüldü. önce bu amaçla başlayan çalışma zorlaması, gi- derek kadımn da kendine bir yer edinmesini bera- berinde getirdi. Artık kadın bu dönemden itibaren çalışan toplumun bir parçası haline geldi. Okullarda öğretmen, hastanelerde hemşire, işyerlerinde sek- reterlik gibi işler kadın mesleği sayılmaya başladı. Eşitsizlik halen devam etmektedir, yönetme mes- teği erkeklerin elindedir. Bütün idari kademeler yine erkeklerce paylaşılmaktadır. Devlet baba, kayma- kamlık, valilik gibi devletin temsil edildiği makam- ları kadınlara kaptırmamak için özel bir çaba sarf etmekte, direnmektedir. Bu arada İslam ülkelerinde de degişiklikler ol- du. Kadın üretimin gelismesine paralel şekilde ca- hşma yaşamı içinde yer almaya başladı. Buna bağlı olarak kadının çalışıp çalışamayacağı, ne tür işler yapabileceği yeniden gundeme geldi. Örtünme, ikinci sınıf vatandaşlığın ttaiformasıdır Erkek, kadmı neden kapatmak istemiştir? Ka- panmak yalnızca tek tannlı dinlerden Islamiyete ait bir kural mıdır? Yoksa diğer tek tannlı dinler de aym yolu mu izlemişlerdir? Erkeğin kadını kapatmaJc istemesi, tamamen sos- yal geUşmenin bir urünudur. Goçebe savaşçısı, açık- larda yaşamakta ve savaşa topluluğun tttm birey- leri aktif olarak katılmaktadır. Nıtekim Muham- med döneminde yapüan savaşiara, hem Müslüman- lardan hem de karşı taraftan kadınlann katıldığı- nı anlatan öyküler biliyoruz. Ganimetten başlan- gıçta kadınlar da pay alıyorlardı. O savaş koşulla- nnda kadımn örtünmesi ve bir yere kapatılması mümkün değildi. Zaten Islamiyetin ilk yıllannda, yani toprağa he- nüz yerleşmenin tam anlamıyla gerçekleşmediği dö- nemde, kadınlar özgürce erkekler içinde dolaşır, ti- caret yapar. erkeklerle tartışu-, konuşurdu. Ama ne zaman ki Medine'de yerlesim başlamış, çöl bede- visi Müslüman Araplar orada yer yurt edinmeye gi- rişmişler, hemen ardından kadımn eski siyasi akti- vitesi de yok ounaya yüz tutmuştur. önce çadırla- nn kapısı adım adım kapatılmış, sonra erkek içine çıkmaları yasaklanmış ve giderek bütün toplumsal hayattan dışan sürülmüşlerdir. Kadının ayağının görünüp görünmemesinin ne gibi gunahlara sebep olduğu üzerine tartışmalar ya- pılan bir toplumda, hele bunun nasıl olacağına er- kekler karar veriyorsa, işin nereye vardığı anlaşıla- bilir. Kadının eve kapatılmasıyla, toplumda sınıf- lararası uçurumlann artmaya başlaması paralel git- miştir. Bu, bir düzenden, başka bir düzene geçişin işaretidir. Kadımn örtünmesi yeni bir ahlak anlayışını, ye- ni bir cinsel ilişki mantığını, yeni bir dünyayı da beraberinde getirmiştir. îslamiyet, devlete, giderek imparatorluğa dönüştükçe, kadın da duvarlan da- ha kalın olan perdelerin, evlerin içine kapatılmış- tır. Göçebe toplumundan, askeri demokratik yarı köleci toplumdan feodal topluma geçiş bir sıçra- madır. Îslamiyet bu sıçramanın, tarihi anlamda bir Beriemenin' ifadesidir. Arap toplumu Islamiyetle birlikte soyut düşün- ceye adımını atmış, yani felsefi alanda bir sıçrama yapmıştır. Ama, işte bu ilerleme, ezen ile ezilen ara- sındaki sınırı keskinleştirmiş, ezilen bir cins olan kadının da eve hapsedilmesini, erkeğin baskısınm biraz daha artmasıru beraberinde getirmiştir. örtünmenin kadını koruduğu, onun namusunu her şeyin üstünde tuttuğu gibi iddialan, bir ideo- lojinin kendisjnj savunma çabalandır. Kadın nasıl giyineceğine, nerede oturup nerede kalkacağına kendi karar verecekken, buna erkekler karar veri- yorsa, erkekler özgürce giyinirken, kendisi sanp sar- malanmak zorunda kalıyorsa, bunun neresi beni korumak diye kadm düşünmez mi? Kim köleliği gönüllü olarak kabul eder? r, ktitiMik ve ftoe Dipnotlar 1. MilHyrt, Ahzab suresi, 53. ayet s: 293 2. MlUiyet. Ahzab suresi, 53. ayet, s. 293 3. tskilipli a.g£., s: 4 4. Mllüyrt, Nur suresi, 31. ayet, s: 238 5. Okat, Ahzab suresi, 28. ayet s: 230 6. Sahihi Buhari 1. Cilt, 6. baskı s. 139-140 7. Iskilipli, a.g£., s: 48 8. a.gje., s: 48 9. a.g^., s: 13 10. a-g£., s: 16 11. a.g£., s: 17 12. Bahriye Uçok, tslam Tarihi (Emeviler - Abbasiler), Milli Eğıtım Bakanlığı Basımevı, İkinci baskı, Aralık 1983, s: 147 13. a.g*, s: 144-145
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle