Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DİZİ-RÖPORTAJ 9 HAZİRAN 1991
Şeyh Sait 1925'in başında, cumhuriyetyönetiminin yıkılmasının farz olduğunu ilan ediyordu
Ankaıa'ya karşı cihat çağnsı
Öncesi ve sonrasıyla -
ŞEYH SAÎT
AYAKLANMASI
UĞUR MUMCU
^ Sait, Ankara Hükümeti'ne karşı
yapılacak hareket öncesi diğer aşiretlerle
bir durum değerlendirmesi yapma gereği
duyar. 4 Ocak 1925 tarihinde, Suşar'ın
Gökoğlan bucağının Kınkan köyünde
yapılan toplantıya Şeyh Sait'in oğlu Ali
Rıza da katıhr. Toplantıda Şeyh Sait
imzalı bildiriler dağıtıhr.
y e y h Sait'in bildirisinde şöyle
denmekteydi: "Kurulduğu günden beri
İslam dininin temellerini yıkmaya çalışan
Türkiye Cumhuriyeti Reisi Mustafa
Kemal ve arkadaşlannın Kuran ahkâmına
aykın hareket ederek Allah ve
Peygamber'i reddettikleri için gayri meşru
bu idarenin yıkılması farzdır".
c
Kpeyh Sait, kardeşi Şeyh Abdurrahim ile
Piran'da görüşür. Bu sırada altı asker
kaçağını yakalamakla görevli jandarmalar
Şeyh Sait'le kardeşinin görüştüğü evi
sararlar. İşte ne olduysa o anda olur. Şeyh
Abdurrahim jandarmalann üstüne ateş
açtınr ve subaylan esir alır. Yaklaşık iki
yıldır hazn"lanan isyan, bu olayla başlar.
— 8 —
Trabzon'da bir yurt gezisinde bulunan Gazi Pa-
şa'ya Başbakan İsmet Paşa'dan 16 Eylül 1924 gü-
nü gizli bir yazı gelmişti.
Konu Nasturi Ayaklanması'ydı.
Nasturi Ayaklanması'nı bastırmak için görevlen-
dirilen alaydan subay ve erlerin kaçrnalan Anka-
ra'yı kuşkulandırnuştı. Bitlis Milletvekili Yusuf Bya
ve kardeşi Tegmen Ali Rıza arasındaki ele geçen
şifreli telgraflar kuşkulan büsbütün arttırmıştı.
Teğmen Ali Rıza Nasturi Ayaklanması'nı bastır-
makla görevli Beytüşsebap grubunda görevli 18.
Alay Komutanı'nın emir subayıydı. Teğmen Ali Rı-
za ve ardından da Yüzbaşı thsan Nuri birliklerin-
den kaçnuşlardı, kaçarlarken de 10 otomatik tü-
fek ve 380 tüfek götürmüşlerdi, bu subaylarla bir-
likte 351 er de kaçmışü.
Yusuf Ziya ile kardeşi Tegmen Ali Rıza arasın-
daki telgraflardaki şifreler de çözulmûştü.
Başbakan İsmet Pasa'nın Gazi Paşa'ya gönder-
diği gizli yazıda olay şöyle anlauhyordu:
"— Beytüşşebap grobnna dahil otan Zıya'un kar-
dcşi Rıza'nın yanında bulnndağu İS. Alay'du dört
snbay ve 400 er dc eylülün 3/4 gecesi firar etmis-
lerdir. Telgraf muhaberatı ve Yusuf Ziya'mn olay-
dan önce finr edecefinden söz edişi kıUlannın fi-
ran Ue içeride Vu, Bitlis, Siirt bölgelerinde ayak-
lanma düzcnlenmiş oktagunu ve ba ayaklanma sı-
rasuıda bizzat Erznrum'da bulnnarak ya bizzat dü-
zenlenmlş oidugunu gizlemek veya Erzunnn yöre-
sinde bir yoMa dayanak ve katüım saglamak isteo-
ditmi düsöndürnıiiştiir. Kacak sabaylardan birinin
Zaho'da ıngilizlerefcatılmışolmas, «y«H«nm«nın
tngilizierce düzenJendigi oUsılıgını akla getirmek-
tedir. Adı gecenJerin tümü ruruklanmışür." (128)
Obranh Halit Bey, Mutki Aşireti Reisi Hacı Mu-
sa, Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya tutuklanarak Bit-
lis'teki Harp Divam'na götürülmüşlerdi (129). Hacı
Musa bir süre sonra sahverilmiş, Hasenata Halit
aranmaya başlanmıştı.
Yusuf Ziya, 1924 yılı ilkbahannda önce Cibran-
lı Halit Bey ile sonra da Şeyh Sait ile görüşmeler
yapmıştı. Yusuf Ziya, Zirkan aşireti ile de görüş-
müştü. Eski Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya'mn Cib-
ran Aşiret Reisi Kamil ve Baba BeyMerin de onayı-
nı aldıktan sonra Şeyh Sait'in bacanağı Binbaşı Ka-
sım Bey'in evinde aşiret reiskri ile toplantı yapmıştı.
Yusuf Ziya, Kasım'ın evinde Cibranlı Halit Bey,
amcası tsmafl, Zirkanb Kerem. Mdekana Şeyh Ab-
dollata ve Solhan Aşireti Reisi Mehmet AH'ye mek-
tuplar yazmıştı.
Yusuf Ziya, dolaştığı bOtfln köylerde hocalara,
ünamlara, ağalara, Cibranlı Halit ile Şeyh Sait'in
imzalarını taşıyan bildirileri gösteriyordu. (130)
Cibranlı Halit Bey, 20 aralık günü Erzurum'da
konağında gözaltına alınarak Erciş-Van üzerinden
Bitlis'e gönderilmişti.
tki gün sonra da Erzurum Valiliği'nin emri üze-
rine Şeyh Sait, Hıms Adliyesi'ne getirilerek ifadesi
alınnuştı.
Şeyh Sait:
"— Cibranlı Halit ve Yusuf Ziya ile isbiriigi yap-
madım. Yusuf Ziya'ya ödttnç para vermedim, ba-
na kırgındır. İftira ediyor" demiş ve Hırus Kayma-
kamı Maksun Bey tarafından sahverilmişti. (131)
Şeyh Sait evine dönerken Bitlis Cezaevi'nden Mi-
ralay Halit'ten gelen haberi de öğrenmişti:
Cibranh Halit Bey, eniştesi Şeyh Sait'ten "ayak-
lanmanın başına geçmesini" istiyordu.
Hasenalı Halit de bu arada boş durmuyor, Bit-
lis'i basarak Halit Bey'i kurtarma planlan yapıyor-
du. Hasenalı Halit, Karhova'mn Kanıreş köyünde
adamlan Ue bir toplantı düzenlemiş ve Cibranlı Ha-
lit Bey'e de "emirlerini beklediğini" bildirmışti.
Şeyh Sait ile Suşar'ın Gökoğlan bucağının Kırı-
kan köyünde aşiret reisleri ile durum değerlendir-
mesi yapma gereği duymuştu. Toplantı 4 Ocak 1925
günu yapıldı; bu toplantıya lstanbul'a gidip Seyid
Abdulkadir ile görüşen oğlu Ali Rıza da katıldı.
Toplantıdan sonra Şeyh Sait'in imzasını taşıyan
bildiriler çevrede dağıtılmaya başlandı.
Şeyh Sait'in bildirisi şöyle başhyordu:
— "Kuruldugu günden beri tsiam dininin temel-
lerini yıkmaya çalısan Türkiye Cumhuriyeti Reisi
Mustafa Kemal ile arkadaşlannın Kuran'ın ahka-
mına aykın hareket ederek Allah ve peygamberi in-
kâr ettikleri ve tslam harUesmi sürdiikleri için gayn-
meşnı olan bu idarenin yıkılmasının bütün tslam-
lann iızerinde farz oldugu..."
Varto ve Hıms'taki Alevi aşiretleri ne yapacak-
lardı?
Varto ve Kiği'de Hormek aşireti, Mustafa Kemal
Paşa'dan yanaydı. Ustelik Hormek aşireti ile Cib-
ran aşireti iki yüzyıldır kavga halindeydiler.
öyleyse ilk iş Hormek aşiredni kazanmak olma-
lıydı.
Şeyh Sait, 4 Ocak 1924 günü de Honnek aşireti
reisleri Halil, Veli ve Ali Haydar ağalara şu mek-
tubu göndermişti:
"— EsselamÜB-aleykiiın, rahmeruUahi ve bere-
katihi, lehiilhamd, velminne, hidayeti rabbani ile
dini mubini Ahmediyi kflfir olan Mustafa Kemal'in
yedi zulmünden kurtannak amacıyta hareket edil-
di. Bu gaza ve cihadın mezhep ve tarikat aynmı ya-
pılmaksızm (laüahe Ulallah. Mnhammed'Hn resu-
Şeya Sait'in kardeşi Şeyh Abdnrrahim, askeriere ateş açtırarak ayaklanmanın baslamasına yol açmıstj.
lullah) diyen bütün Müshunanlar üzerinde farz ol-
duğundan eskiden beri memleketimizde bıiyük bir
gayret ve yiğitlik sahibi olan Müsluman aşiretini-
zin de seriati getirmek için cihada katılacagınıza
eminim.
Ya Eyyülensar!
Dinimizi ve namusnmuzn bu dinsizlerin elinden
kurtaralun'. Size istediginiz yerteri verettm. Bu dinsiz
hükümet sizi de kendüi gibi dinsiz yapacakHr. Bun-
larla cihat farzdır." (132)
Şeyh Sait'in "Emir El Mikahidin Elsayit Mnham-
med Saidi Nakşibendi" imzasıyla gönderilen bu
mektup, Varto'da Hormek Dağı'ndaki aşiret reis-
lerine ulaşmıştı.
Bu mektubun Hormek aşiretinin eline ulaşma-
sından sonra olaylar hızlanacaktı.
Aşiret reisleri, Cibranhlann Şeyh Sait Uderliğinde
bir ayaklanma hazırladıklanm Kasman köyunden
Mehmet Şerif ve Varto Kaymakamı Sırn Bey'e bil-
dirmişlerdi. (133) Sırn Bey de durumu Genç vali-
sine anlatmıştı.
Şeyh Sait'in bir ayaklanma hazııhğı Hormek
aşireti tarafından da önce bir gizli mektupla
Mustafa Kemal'e haber verilmişti. (134)
Cibranh Halit Bey'in Şeyh Sait ve Yusuf Ziya ile
birlikte bir ayaklanma hazırladıklan eski Genç Mil-
letvekili Hamdi Bey tarafından da tçişleri Bakan-
hği'na bildirilmişti.
Hamdi Bey Bucak Müdürü Tayyib'in "Ingiliz-
lerle haberleştigini" ileri sürmüştü.
Hamdi Bey, Mustafa Kemal Paşa'ya ayaklanma
hazırlandığını ilk kez 11 Mayıs 1924 günü bildir-
mişti. Hamdi Bey'in ikinci başvurusu 9 Haziran
1924 tarihini taşıyordu.
Hamdi Bey'in 17 Haziran 1924 tarih ve 5 numa-
ralı telgrafında "Erznrum'da bulunan aşiret reisi
Vartolu Halit Bey, Erzurum Milletvekili Süleyman
Necati Bey ve ayaktaşlanyla anlaşarak tngUtere^
nin kötü emellerine hizmet ile Van suunnda ayak-
lanan Kürt Simko diye binnen ile Bitlis, Muş, Genç
ve çevresinde bagımsızlık için gizli gizli haberleşi-
yorlar" deniyordu.
Genç Milletvekili Hamdi Bey, 13 Eylül 1924 gün-
lü 8 numarah şifreli telgrafında da "Zaho'da tn-
giltere'nin destegi ile kurulan Kürt cemiyeünden"
söz ediyordu.
Hamdi Bey'in Diyarbakır Valiliği'ne verdiği 28
Mayıs 1924 tarihli ve 340 sayıh dilekçede de "Ingi-
lizlerin din sömürüsü" ile halkı kışkırttıkları, çev-
rede "Cumhuriyet aleyhine ve hanedantehine"pro-
pagandalar yapıldığı, M. Kemal Paşa ve İsmet Pa-
şa'nın devrilmesi için bir ayaklanma düzenlendigi
kaydediliyordu.
Hamdi Bey'in Içişleri Bakanüğı'na gönderdiği 24
Eylül 1924 tarihli şifrede şunlar yazahyordu:
"— MoUa Saidi Kürdi (135) diye bflinen kişi İs-
tanbul'da bulunan Kürt Cemiyeti'nce karariaşOnl-
dıgı nzere Kürdisun adıyla özerk bir devlet kur-
mak için Erznnun'a geJerek Varto Aşireti Reisi Mi-
ralay Kürt Halit Beyie sonra da Ögüt bucağından
geçerken aşiret reisi Binbaşı Baba ile görüşerek...
(„.) Musul'un Zaho Uçesinde Kürt Cemiyeti Ue bu
konu ile ilgUi görüşmeler yapmış. (...) Kürt Cemi-
yeti üyeteri olan Şeyh Şerif, Muşln Hacı Musa Bey
ve Halit Bey ve eski Bitlis MiUetvekili Yusuf Ziya.
(...) Ögüt Bucak Müdürü Tayyip Efendiler... Cahil
halkı kışkırüyorlar. U ) tngiltere'nin lanetli sivasetJ
gereği oiarak Musul Oinin Dogu'nnn bir kilidi ola-
rak Van, Hakkfiri, Erzurum, Bitlis, Muş, Malat-
ya, Diyarbakır, Siverek, Elazıg ve Genç illeri ile 0-
gilenmektedirier." (136)
Çapakçur Ilkokul Başöğretmeni Elazığlı Meh-
met Zeki (Dündaralp) da kaymakamlığa ayaklan-
ma çıkacağını bildirrnişti. İlk TBMM'de Genç ili
mUletvekilhği yapan Hamdi Bey ve öğretmen Meh-
met Zeki, Çapakçur'da bir maliye memurunun
'Kürtçülük propagandası' yaptığını düzenledikle-
ri tutanakla tçişleri Bakanlığı'na bildirmişlerdi.
Bu olay üzerine ayaklanma olacağını haber ve-
ren öğretmen Mehmet Zeki'nin hakkında soruştur-
ma açümış ve Çapakçur Kaymakamlığı'nca ifade-
si alınnuştı. Kaymakamlık, Mehmet Zeki'nin ihba-
nnın "garaza dayalı" olduğu sonucuna varmış ve
Çapakçur llkokulu Başöğretmeni'nin meslekten çı-
kartılmasına karar vermişti. Aynca düzenlenen bir
"fezleke" ile de Mehmet Zeki hakkında ceza so-
ruşturması başlatılmıştı; yapılan yargılama sonu-
cunda üç ay hapis cezası verilmişti. Mehmet Zeki
de durumu Mustafa Kemal Paşa'ya üç ayn telgrafla
bildirmişti.
Olayı hükumete haber verenler arasında Agnot
Bucak Müdürü Tevfık Bey de vardı. Tevfik Bey, bu
konuda bir rapor yazmış ve valiliğe sunmuştu. (137)
Ayaklanma, yaklaşık iki yıldır hazırlamyordu.
(138)
lngiliz istihbarat servisi bu ayaklanma hazırlığı
haberlerini ahınş, 23 Temmuz 1924 tarihinde -
ayaklanmadan yaklaşık yedi ay önce- Londra'ya bil-
dirmişti.
Ingiltere'nin Istanbul'daki Büyükelçihk Masla-
hatgüzan Mr. Handerson, Dışişleri Bakanı Mac-
Donald'a şu raporu göndermişti. Raporda Kürt li-
derlerinin îngiliz Büyükelçiliği ile görüşmek iste-
dikleri bildirilmişti.
"— Son oiarak Kürtler, kaynaşan bn halk, Do-
ğu bölgelerinde snreklitedirginler.Kısa bir süre ön-
ce misyonumuza bütün verel komitelerin harekete
geçmeye hazır olduklan ve bnradald Kürt ileri ge-
lenleri ile görüşmek üzere tam bir yetkili bir tem-
sUcinin tstanbul'a gönderilmesini iceren bir mesaj
yoiladı. Mr. Ryan'dan bu temsilcinin karşılanması
istendi. Tabii ki bu istek kabul edilmedi." (139)
Fransız ıstihbaratçıları da aynı günlerde Dışişle-
ri Bakanlığı'na şu raporu göndermişlerdi:
"— Türkler, Nasturi Kurtleri üzerine 8. Süvari
Alayı'nın iki taburunu göndermişlerdi. Bu birlik-
lerdeki Kürt subaylannın bazılan firar etmişier, an-
cak daha sonra yakalanmışlardı. Bunlann arasın-
da bulunan Şeyh Sait'in arkadaşı Biüisli Yusuf Zi-
ya Bey'in kardeşi de tutuklanmıştı."
Fransız istihbaratı bu gözlemlerden sonra şu gö-
rüşünü de bildirmişti:
'Türkler, 1924 yılından bu yana lngflizlerle iş-
biriiği yapan Kurtleri hedef alıyorlardı.J' (140)
Şeyh Sait, Bitlis Divanı Harbi'ne çağrümasmdan
tedirgin olmuştu. Acaba Cibranlı Halit Bey de Yu-
suf Ziya gibi tutuklanıp yargılanacak mıydı? Cib-
ranh Halit ya da Yusuf Ziya konuşurlarsa kendisi
de yakalanacaktı!
Bundan sonraki durağı Piran'dı; Şeyh Sait Pi-
ran'da kardeşi Şeyh Abdurrahim ile görüşecekti.
13 şubat gunu yanında üç yüz atlı ile Şeyh Sait,
kardeşi Abdurrahim'in evindedir. (141)
Şeyh Sait'in kardeşi Abdurrahim, Piran'da Mah-
mut Çelebiyan Mahallesi'nde caminin aıkasında,
kayalıklann karşısındaki evde oturuyordu.
O zamanlar Piran, Eğil bucağına bağlı bir köy-
dü. Eğil bucağı da Genç iline bağlıydı. Genç de şim-
diki gibi Bingöl ilinin bir ilçesi değildi. Bir ildi.
Adı sonradan Dicle oiarak değiştirilen Piran'a ge-
len Şeyh Sait verdiği vaazda şöyle konuşmuştu:
"— Medresder kapandı. Din ve Vakıflar Bakan-
lıgı kaldınldı. Din okullan Milli Egitim'e baglan-
dı. Gazetelerde birtakun dinsiz yazarlar dine ha-
karet etmeye, peygamberimize dil uzatmaya cüret
ediyoriar. Ben bugün elimden gelse bizzat dövüş-
meye başlar; dinin yükselmesine gayret ederim."
(142)
Altı asker kaçağını yakalamak için görevlendi-
rilen jandarma birliği komutanlan Teğmen Mus-
tafa ve Teğmen Hasan Husnü, 13 Şubat 1925 gü-
nü Şeyh Abdurrahim'in evini sardıklannda hem
Nakşi-Kürtlerin hem de cumhuriyet tarihinin en btt-
yük olaylarından birinin başlamak üzere olduğu-
nu elbette bilmiyorlardı. (143)
Evin sanldığmı gören Şeyh Sait, jandarma teğ-
menlerine haber göndermişti:
"— tstedifiıriz adamlar benim yanımdadır. Şbndi
bonlan yakalarsanız benim serefim ve haysiyetimi
çlgnemiş otursunuz. Hükümetin kolu uznndnr, bn
suçlnlan istedigi zaman yakalayabilir."
Teğmenler şöyle karşıhk vermişlerdi:
"— Biztm görevimiz de bunlan yaluüamaktır. Bu
iş için buraya geldik, yakalayıp götürmek zornn-
dayu."
Bunun üzerine araya Şeyh Abdurrahim girmiş-
ti:
"— tstediginiz adamlann hepsi de suçlu degiller.
Baniann içinde suçlu olmayanlar da vardır. tzfaı ve-
rin bunlar dışan çıksınlar. Ne yaparsanız yapm."
(144)
Teğmen Hüsnü, Şeyh Abdurrahim'in bu öneri-
sini kabul etmişti.
Ne olduysa o anda olmuş; Şeyh Abdurrahnn, su-
bay ve askerler üzerine ateş açtırmıştı! (145)
Şeyh Abdurrahim, subaylan esir almıştı.
Artık ok yayından çıkmışü.
Yaklaşık iki yıldır hanrlanan "Kirt-Nakşi
Ayaklanması" Piran'da basit gibi görünen bir olay-
la başlamıştı.
Şeyh Sait, yamndaki 350 ath ile 13 şubat günü
öğleden sonra Genç ili merkezi Drahini'ye doğru
yola koyuluyordu.
Gece Genç ilinde cezaevine ateş ediliyor; jandar-
malara da evlerden ateş açıhyordu.
Aşiret reisleri çevre köylerden Drahini'ye geliyor-
lardı.
Şeyh Sait, 15 şubat günü Hakik köyündedir. 16
şubat günü Şeyh Sait kuvvetleri Drahini'ye girmiş-
İerdir.
YMTB: Ayaklaaaaa godşliyor
~ Ttlrkiye Cumhunyetı'nde Ayaldanraalar Gend
kunnay Yay.s: 484. Metni bugünkü Türkçe Ue ya
yımliyoruz.
4 Eylül 1924 gtlnlü firar olayı ile ilgili oiarak Ba$bakan tsmet Faşaaın
Cumhurbaşkanı M. Kemal'e yazdığı 16 Eylül 1924 tanhli yazıda "400 er-
'in kaçtığı büdıriliyor. (TOıluye Cumhunyeti'nde Ayaklanmalar, s: 484) aynı
kitapta kaçan er sayısının 76 + 275 = 351 oldugu belirtiliyor. (s: 46).
Nasturi ayaklanması sırasında Yusuf Ziya'mn kardeşi Teğmen Ali Rıza,
üç teğmen ve 351 askerle birliklerinden kaçan Yüzbaşı Ihsan Nun, 1937 yı-
lında Dersım ayaklanmasında "Dersim GcBenli Nuri" oiarak ortayaçıktı!
Arda Behram, Şeyh Sait Ayaklanmaa'nm Ulusal ve Sosyal Karakteri, Medya
Gflneşi, Ağustos 1988 s: 16.
lngıüz gızb kaynaklan, birliklerinden kaçan beş yüzbaşı ve dört üsteğmen
adı veriyor.
Yüzbaşılar: Ahmet Macit, Ahmet Edip, Saıd Fehmi ve Ihsan Nuri.
Üsteğmenler: Hurşit, Ahmet Edip, Ahmet Hamdi, Abdülkasım (Olson
Robert, The Emergence of Kurdish Nationalism And The Sheiskh Said Re-
bellion. 1989, Universıty Of Texas Press Austin, s: 172
(129) — Dersimi s: 158 Cibranlı Halit Bey, MiUetvekili Yusuf Ziya, Zi-
ya'nın damadı Failc, kardeşi Teğmen Ali Rıza ve Molla Abdürrahman Bit-
lis Harp Divanı tarafıcdan "Hıyaaeti Vataaiye Yasası" gereğınce verilen
karar sonucu 14 Nisan 1925 günü kurşuna dizildiler.
Mahkeme, Kazım Dink Paşa tarafından serbest bıraktınlan Mutki Aşi-
ret Reisi Haa Musa'yı da 15 yıl Sinop Cezaevi'nde kalebentlik) agır hapıs
cezasına çarptırmıştı.
(130) — Fırat s: 126-27
(131) — Fırat s: 129
(132) — Fırat s: 130
(133) — Mehmet Şerif Fırat, ilk baskısı 1945 yılında yapılan (Doğu tüeri
ve \%no Tkrihi) adlı kitabın yazandır. Fırat, 1949 yüında amcası Halil Bey
tarafından öldünilmüştür. Cınayet ile ilgili oiarak Şeyh Sait'in oğlu Ali Rı-
za'nın Muş Ağır Ceza Mahkemesı Savcılıgı'nca ifadesi alınmıştır. (Ailesın-
den edindiğımiz özel bılgi.)
(134) — "Bn yılda çok siddedeaea bn uüca hareketi, her taraflaa seal-
miş, fakıt Isyan bolgesİBdc o l u idare •emurlın Cibranlı HaUt'ia aduBİan
tarafından aldabhp keyflyet yakanlara ranlmamıştır. Bn irtica hınkeoni
Uk önee gizli bir mektupl» Gad Mnstafa Kenal'e a n edea Vartodaki Hor-
mek aşireti aydınlan olmoştur." (Fırat s: 127)
(135) — Hamdi Bey'in adını verdiği Said'i Kürdi'nin Şeyh Sait değil Said-i
Nursi olması gerekıyor.
(136) — Turkıye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar s: 89; Cemal Behçet, Şeyh
Sait lsyanı s- 28. Genç MiUetvekili Hamdi Bey'in bu ihbar dılekçeleri ile şif-
relerınin tam metinkrı Avnı Doğan'ın yayımlajımamış amlanndadır. (Dak-
tilo metin: 136-148)
Çapakçur'un Yukan Akpınar kOyünden Muş'un merkez ilçesi Kak köyü
nufusuna kayıth Hamdi Yılmaz, 1879 yüında doğdu, 10.3.1940 tarihinde öl-
dıi. Adüye başkâtıbıydi
(137) — Turkıye Cumhurıyetinde Ayaklanmalar s: 89. Elazığ Valısi Halıs
Ergun'un Birincı Umumi Mufettış Avnı Doğan'a yazdığı 4 1.1945 gün ve 16
sayıh yazıda, görevle Palu'ya giden Elazığ Baytan Kemaüyelı Haa Osman
Bey'in görev dönüsü durumu Elazığ Valisi Serfiçeli Hilmı Bey'e bildirdigi,
ancak gereken önlemin ahnmadığı belirtiliyor.
Behçet Cemal, ayaklanmayı haber veren öğretmen Zeki Dündaralp'ın ayak-
Unmanlar tarafından cezaevinde öldüruldıiğunü yazıyor. (Cemal Beh^t, a.g£
s: 28)
Genç Valiliği'nin 23 Nisan 1925 tarihinde lçışlen Bakanlığı'na yazdığı ya-
zıda "Ogretınen Mehmet Zeld Dnndanüp, LJce'de bir snçUuı aranmakta olan
Galip Ağa'nın evinden çıkarken gece karanhfıada Gaiip Ağa sanılank yan-
bşhkla öldiirulduju" ileri sürulmüştü.
Olay tarihinde Lice Askerlik Şubesi'nde görevK Tahsin Cahit Çubukça da
(sonradan Diyarbakır Halkevi Başkanlığı yapmıştır) Avnı Doğan'a yazdığı
yazıda öğretmen Mehmet Zeki Dundaralp'tn " l i a S Ynsufn Perişan oghı Mus-
tafa tarafından" sokakta vurularak öldürüldüğünü, cesedin iki gün kar üze-
rinde sokakta kaldığını ve kendısınin bu olaya tanık olduğunu anlatıyor.
Öğretmen Zeki, Çapakçur Bıdayet Mahkemesi'nın 5 Şubat 1925 gttnü 5
sayıh kararı ile "gerçek dısı beyanlardı bulunmtk... tfttn etBtek" suçundan
mahkûra olmuş, ayaklanma 13 Şubat 1925 günü başlamıştı!
öğretmen Mehmet Zeki, M. Kemal Paşa'ya 5, 12 ve 15 Ocak 1925 gunle-
nnde üç ayn telgraf çekmiş, bu telgraflardan yalnız 5 Ocak 1925 gün ve 3 '33
sayüı olanı tçişleri Bakanlığı'na gönderilmıştir.. (Avni Dogan, Yayırrüanmamış
Anılar, s- 173 Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'nün 26 Mayıs 1925
gün ve 6/295 sa> ılı yazısına yollama yapıyor.)
lstiklal Mahkemesı, ayaklanma hazırlıklarım önceden haber veren "Ela-
nj'ın Mnstafapaşa M»hallesi'ndeo Kamber ojln Zeld DÜBdaralp" hakkın-
da "iftira ediyor" diye soruşturma açan ve gereken önlemlerı zamamnda al-
mayan Genç Valısi tsmaıl Hakkı Bey'i 1 yıl hapis cezasına çarptırmış, Ça-
pakçur Kaymakamı HUseyin Hilmi'nin de sınır dışına çıkanlmasına karar
vermişti. (Aybars Ergun, lstiklal Mahkemeleri, cüt I-II, 1920-1927, 9 Eylül
Ün. Yay. 1988. tzmir, s: 325)
Avni Doğan'ın anılannda valiye verilen ^^anrp 10 yıl olduğu kaydedili-
yor. (s: 184)
Doğan'ın anılannda lsmail Hakkı Bey'in Topal Osman tarafından öldtt-
rülen M. Kemal'in TB.MM'deki karşıtlanndan Trabzon Milletvekili Ali Şük-
rü'nün yakın akrabası olduğu da belirtüıyor.
(138) — Arda Behram, Medya Güneşı, Ağustos 1988 s: 20
(139) — Şimşir BUal, lngiliz Bdgderiyk Türkiye'de Kflrt Sorunu, TTK Yay.
1991 Ank. s: 6
(140) — Fransa Dışişleri Bakanlığı'mn gizli belgeleri (E-Levant (1918-1929)-
Kürdistan-Caucase Serisi vol 101, s: 20-21.
(141) — Pıran olayının 13 şubat günü başladığı (Cemal Behçet s: 23; Türkiye
Cumhunyeti'nde Ayaklanmalar, s: 88) yazıhyor Ancak ban yayınlarda (Der-
simi s: 154; Toplumsal Kurtuluş, Şubat 1988 s: 52) 8 şubat tarihi veriliyor.
(142) — Cemal Behçet, s: 24; Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar s:
88.
(143) — Türkiye Cumhunyeti'nde Ayaklanmalar s: 88 Dersimi 154; Ce-
mal Behçet, Şeyh Sait lsyanı s. 23; Tbker Metin Şeyh Sait Isyanı Akis Yay.
1968 Ank. s. 37: Hasretyan s.10 Fırat: 132.
(144) — Dersimi s: 15; Şeyh Sait'in yanında bulunan bu asker kaçaklan,
Mehmet oğlu Bahri, Vali oğîu Hadik, lsmail oğlu Ismaıl, Mehmet Ali oğlu
Hasan ve Zulfi Abdal'dı. (Eğil Kaymakamı Hakkı Gençoğlu'nun 24 Şubat
1945 tarihli ve 445 sayılı yazısı).
(145) — Dersimi "...Kardeşi Abdurrahim, hem mufreze komutanı subayı-
nı hem de Türk askerlerıni Piran merkezmde ökiünnüştü.!' s: 154.