Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 HAZİRAN 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/9
Gorbaçov'dan
tarıma destek
• MOSKOVA (AA) —
SSCB Başkanı Mihail
Gorbaçov, önceki gün
yayımladığı bir
kararnameyle, tanm
sektöruyle tanmsal sanayii
işletmelerinin verimini
arttıracak bir uygulama
başlattı. Sovyet
televizyonundan yayımlanan
kararnameye göre tanmsal
sanayi işletmeleri ve
tanmsal üreticiler, ihraç
edebildikleri mallar *
karşıhğında kazandıkları
dövizi devlet bütçesine
aktarmadan kendileri
kullanabilecekler.
Bincedid *
istifa etti
• CEZAYtR (AA) —
Cezayir Devlet Başkanı
Şadli Bincedid, Ulusal
Özgürlük Cephesi Partisi
Genel BaşkanlığYnda istifa
etti. Cezayir'deki iyi haber
alan kaynaklar, Bincedid'in
10 haziran tarihli istifasını
bildiren mektubun, parti
genel merkezinde önceki
günden bu yana aralıksız
devam eden toplantıda
okunduğunu bildirdiler.
Muhalefetin isteği üzerine,
partiyi "diğerlerinden
farksız bir parti", devlet
başkanım da "tüm
Cezayirlilerin başkanı"
haline getirmek Uzere istifa
ettiğini açıklayan Bincedid,
ancak partinin savunduğu
hareketi temelde
desteklemeye devam
edeceğini belirtti.
Mitsotakis Iran
yolcusıı
• ATİNA (AA) —
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis'in
İran'ı ziyaret edeceği
açıklandı. Yunanistan'ı
ziyaret eden tran Imar
Iskan Bakanı Seraceddin
Kazerumi'yle görüştükten
sonra basın mensuplarına
açıklamalarda bulunan
Mitsotakis, Dışişleri Bakanı
Andonis Samaras'ın
T~.hran'a yaptığı ziyaretin
karşılığında Iran Dışişleri
Bakanı'nın önümüzdeki
birkaç ay içinde Atina'ya
geleceğini belirtti.
Mitsotakis, "Bu ziyaretten
sonra tarafıma yapılan
daveti memnuniyetle yerine
getireceğim" dedi. Ülkesinin
Iran'la ekonomik, siyasi ve
kültürel ilişkilerinin hızla
gelişmekte olduğunu
vurgulayan Yunanistan
Başbakanı, "Siyasi açıdan
birçok konuda görüş birliği
içindeyiz. Ekonomik açıdan
da Iran'la birlikte
araştırmaya kararlı
olduğumuz büyük pratik
imkânlar olduğunu teyid
etmiş bulunuyoruz"
şeklinde konuştu.
Mandela ve
De Klerk'e
ödtil
• PARİS (AA) —
UNESCO, Felix
Houphouet-Boigny Barış
Ödülü'nü, "uluslararası
barışa yaptıklan katkılar ve
önyargıları yıkmak için
gösterdikleri çabaların
devamı yönünde onlara
cesaret vermek amacıyla",
Afrika Ulusal Kongresi
Başkan Yardımcısı Nelson
Mandela ile Güney Afrika
Devlet Başkanı Frederik de
Klerk arasında paylaştınldı.
UNESCO'nun gelecek genel
toplantısında sahiplerini
bulacak olan 133.000 dolar
değerindeki bu ödül, 1989
yılında konulmuştu ve ilk
kez veriliyor.
Bulgar iddiası:
Kıbrıs'a döneriz
• VVASHINGTON (AA)
— Balkanlar'da azınlıklar
sorunu yaygınlaşırken
Bulgaristan basını da
Türkiye ile çekişme olduğu
yolundaki iddiaları
gündeme getirmeye
çalışıyor. Bulgar haber
ajansının VVashington
muhabiri, ABD'nin AGİK
temsilcisi Büyükelçi Max
Kampelman ve Beyaz Saray
Sözciisu Roman Popadiuk'a
Türk azınlık yüzünden
Türkiye'nin Bulgaristan'ı
tehdit ettiğini, Sofya'nın
"korunma" için Moskova
ile askeri anlaşma
imzalamak ihtiyacı içinde
olduğunu bildirerek
AGlK'in Türkiye'ye karşı
Bulgaristan'a güvence verip
venneyeceğini sordu.
ABDScmımmBakankğıMüsteşmFüıd Wdfowtâden Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine bakış
NÂK) çerçevesinde stratejik işbirliği
Wolfowitz, Türk gazetecilere yaptığı açıklamalarda,
stratejik işbirliğini NATO ile ilişkilere alternatif
değil, tamamlayan bir bakışla ele aldı.Wolfowitz,
stratejik işbirliğini alan dışı güvenlik gereksinmeleriyle
bütünleştirmek ve NATD'yu Türkiye üzerinden alan
dışı güvenlik sorunlarına bağlamak istiyor.
Paul Wolfowitz, Balkanlar'dan Orta Asya'ya uzanan
çizgide bir istikrarsızlık havzası belirdiğini,
Türkiye'nin de "talihsü" bir şekilde bu havzanm
ortasında yer aldığını söyledi. Wolfowitz, bu nedenle,
NATO Çevik Gücü'nün en fazla gitme olasıhğı
bulunan ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.
Silopi'de Kürtler için üslendirilmesi düşünülen
çokuluslu tugayın NATO Çevik Gücü kavramının
küçük ölçekli bir uygulaması olup olmadığı sorusuna
Wolfowitz, "îki ayrı şey, ama benzerlikler var. Eğer
küçük olanı büyüğünün içine girerse o zaman
müstakbel bir irtibat kurulabiÜr" dedi.
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Siyasi
konularda ABD Savunma Ba-
kanlığı'nın iki numarası Paul
Wolf owitz, bir grup Türk gaze-
teciyle yaptığı söyleşide, yeni
dönemde Türk-Amerikan ilişki-
lerinin hangi yörüngede gelişe-
ceği konusundaki Amerikan gö-
rüşlerini anlattı.
Wolfowitz'in açıklamalann-
dan, ABD'nin stratejik işbirli-
ğini iki boyutlu olarak gördüğü
anlaşılıyor. Birincisi, Balkanlar-
dan Orta Asya'ya uzanan bir
çizgide askeri-siyasi diyaloğun
derinleştirilmesi, ikincisi de as-
keri konularda ortak çıkarlann
korunmasına hizmet edecek iş-
birliğinin arttırılması. ABD bu
kapsamda NATO hızlı mukabe-
le gücünün Türkiye ile ilişkisi-
nin daha fazla 'kodifiye' edil-
mesini istiyor. Yani stratejik iş-
birliğini, Türkiye'nin NATO ile
ilişkilerine alternatif değil, ta-
mamlayan bir bakışla ele alıyor.
Stratejik işbirliğini NATO'nun
alan dışı güvenlik gereksinmele-
ri ile bir ölçüde entegre etmek
istiyor. Bir başka yaklaşımla da,
NATO'yu Türkiye üzerinden
alan dışı güvenlik konulanna ir-
tibatlamak istiyor. Bu bakışı da
"soguk savaş sırasında raerkez
cepbeye olan muazzam tehdit
güney kanada olan tehdidin kii-
çumsenmesine yol açıyordu.
Merkez cepheye olan tehdit or-
tadan kalkıp Körfez savaşı de-
neyimi de \aşanınca güney ka-
nadın ne ciddi sorunlarla karşı
karşıya oldugu daha göriiniir
bir hale geldi" değerlendirmesi-
ne dayandınyor. Wolfowitz'in
yaptığı açıklamada, stratejik iş-
birliğinde ekonomi ve ticaret
ağırlıklı bir üçüncü boyuta yer
verilmiyor.
ABD Savunma Bakanlığı
Müsteşan'nagöre Amerika'nın
önümüzdeki dönemde Türkiye
merceğinden izleyeceği bir baş-
ka dosya, SSCB'deki Türk kö-
kenli cumhuriyetler. Wolfowitz,
cumhuriyetlerde bir çözülme
olup Türkiye yeni bir mülteci
akını ile karşı karşıya kalırsa,
bunun bir "NATO meselesi"
olarak kabul edilmesi gerektiği-
ni düşünüyor. Wolfowitz, ayn-
ca Türkiye'nin Kuzey Irak'a dö-
nük kontenjanlar için kurulması
beklenen çokuluslu tugaya "ne
kadar çok katkıda bulunursa o
kadar iyi olacagım ' kaydediyor
ve "Türkiye bunun için en uy-
gun yer; işler oiumlu yönde ge-
lişiyor, umutiuyuz" diyor.
Wolfowitz'in, Türkiye'nin
yeni başbakanı Mesut Yılmaz
hakkmdaki sözleri de şöyle:
"Hükümetlere, başbakanlara
not vermek, iyi veya kötü ilan
etmek gibi bir alışkanlığımız
yoktur, ama başkalarından
duyduğum kadanyla çok etkile-
yki olduğu soyleniyor. Kendine
güvenii çetin bir müzakereci.
Dışişleri bakanıyken burada iş
ilişkisi içinde olduğu kişileri et-
kilemiş. Göriişmek için sabırsız-
lanıyorum."
Wolfowitz'in, aralarında
Cumhuriyet de olan bir grup
Türk gazetesinin temsilcisiyle
söyleşisinde en dikkat ceken
yaklaşımlanndan birisi, yaptığı
tehdit değerlendirmesiydi. Müs-
teşar, Balkanlar'dan Orta As-
ya'ya uzanan, oradan da Kör-
fez'e inen bir daire çiziyor ve
son kırk yılda uluslararası iliş-
kilere egemen olan dengenin
sarsılması sonunda bu dairede
gerek eskiden küçümsenen, ge-
rekse geleneksel dengenin yıkıl-
masıyla uç veren bir istikrarsız-
lık havası belirdiğini, sadece dar
açıdan değil, arzettiği model ne-
deniyle tarihi açıdan da strate-
jik bir ülke olan Türkiye'nin
"talihsiz" bir şekilde bu havza-
nın tam ortasında yer aldığını
anlatıyor. Batının talihinin ise,
bu havzanın tam ortasındaki
Türkiye'nin "Müslümanlık ve
demokrasinin bir arada olama-
yacagı iddiasındaki baa Batılı-
lan yalaocı çıkarması" olduğu-
nu söylüyor. İçinde yaşadığı is-
tikrarsızlık havzası dolayısıyla
bir kriz anında NATO çevik
mukabele gücünün en fazla git-
me olasıhğı bulunan ülkelerin
başında Türkiye'nin geldiğini
kaydeden Wolfowitz, "Bu yiiz-
den de daha yakın bir planiama
ve işbirliği yapmalıyız. Hızlı
mukabele gücünü kâğıt üzerin-
de kalan bir kavram olmaktan
çıkarmalıyız. Gerektiğinde hız-
la (Türkiye'ye) harekete geçire-
bilmeliyiz. Körfez krizi sırasın-
da bu konuda edmdiguniz dene-
yimden yararlanabiliriz" diye
konuşuyor ve "Aramızda diya-
logu derinleşürerek NATO da-
hil herkese yardımcı olabüiriz"
diye ekliyor.
Wolfowitz, Silopi'de üslendi-
BM Genel Sekreteri Kıbns mporunu GüvenlikKonseyi'ne sundu ve destek aldı
Cuellar, 'zirveden önce toprak' diyor
Perez de Cuellar, Kıbns sorununun çözümüne ilişkin olarak
hıluslararası konferans' toplanması için toprak ve yerlerinden
edilenler konularının çözümlenmesi gerektiğini belirtti. Cuellar'm bu
görüşü, Güvenlik Konseyi başkanlığı tarafından yapılan açıklamada
desteklendi.
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — BM Güverüik Konseyi dün bir
başkanlık acıklaması yaparak Kıbns için "Ulus-
lararası herhangi bir zirvenin şartının" öncelik-
le toprak ve göçmen sorununun çözülmesi oldu-
ğunu taahhüt etti. Güvenlik Konseyi'nin başkan-
lık acıklaması önceki gün Genel Sekreter Perez
de Cuellar'ın konseye verdiği sözlü raporu des-
tekledi. Başkanlık açıklamasmda: "Konsey pye-
leri bütün ilgili tarafları, sözü geçen konularda
vakit geçirroeden çözüm bulma anlayışı içinde ge-
nel sekreter ile işbirltğine devam etmeye çagırır"
denildi.
Başkanlık acıklaması genel sekretere, temmuz
ve ağustos ayı içinde taraflarla yapılacak temas-
larda 'önerilerde' bulunmasını tavsiye etti. Bu tav-
siye Cuellar'a gerektiğinde tarafları "Anlaşma
menziline getirecek tavsiyelerde bulunabilmesi"
esnekliği sağhyor. Örneğin Cuellar Türk tarafı-
na toprak ve göçmenler konusunda bir alterna-
tif öneride bulunabilecek.
Cuellar önceki gün Güvenlik Konseyi'ne ver-
diği sözlüraporda"Uhıslarası zirvenin niteltgi ko-
nusunda Güvenlik Konseyi'nden yol
göstermesini" istedi. Cuellar herhangi bir ulus-
lararası zirve şartının "lvedilikie toprak ve göç-
men sorununun halledilmesi olduğunu" belirt-
ti. Genel Sekreter en önemli iki konunun halen
"Toprak düzenlemeleri ve bu düzenlemeye göre
ayarlanacak olan göçmenler" olduğunu belirtti.
Genel Sekreter, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
dortlü, Yunanistan Başbakanı Konstantin Mit-
sotakis'in Güvenlik Konseyi üyeleri ve Kıbns
Cumhurbaşkanı Yorgo Vasiliu dahil dokuzlu zir-
ve önerilerini Güvenlik Konseyi'ne bildirdi. Cu-
ellar zirve fikrinin beklentileri yükselterek taraf-
lar üzerinde anlaşma yönünde oiumlu rol oyna-
cağını söyledi. Bu nedenle zirve fikrini beğendi-
ğini vuıguladı. Ancak Cuellar zirve önerileri ara-
sında bir tercih yapmaktan kaçındı, raporu bo-
yunca zirve fikirlerinin tümünü içerecek şekilde
'uluslararası toplantı' terimini kullanmayı tercih
etti.
Muhtemelen Cuellar toplantının biçimi konu-
sunda Güvenlik Konseyi'ne bir öneride buluna-
cak. Toplantıya katılacak olan taraflar toplantı
öncesinde Birleşmiş Milletler'e bir metin imza-
lama garantisi verecekler. Bütün işler yolunda gi-
derse Güvenlik Konseyi ağustos ayında böyle bir
toplantının kimlerin arasmda vamlacağı, nerede
ve ne sürede gerçekleşeceği konusunda bir karar
verecek.
Genel Sekreterlik ve Güvenlik Konseyi diplo-
matlarının verdiği izlenim 'dortlü zirve' Türki-
ye'nin toprak ve göçmenler konusunda adım at-
ma$ı koşuluyla dokuzlu zirveye kıyasla daha sem-
patik. Yani Türkiye'nin adım atması sağlanabi-
İirse "Rum tarafı da dortlü zirveye ikna edilebi-
lir." Ancak bunun koşulu yine de Türkiye'nin
toprak ve göçmen konusunda Rum tarafının ka-
bul edebileceği bir pazarhk düzeyine inmesidir.
Cuellar Rum tarafından da siyasi eşitlik ko-
nusunda tanım ve anlayış bildirmesini istedi.
ANKARA
Kıbrıs raporuna
oiumlu yakl
BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın
raporunu "tüm nüansları" ile inceleyen
Dışişleri çevreleri, raporun "Türk
beklentilerini yansıttığım" bildirdiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — BM Genel Sekreteri Pe-
rez de Coellar'ın Güvenlik Kon-
seyi'ne önceki gün sözlü olarak
sunduğu Kıbns raporu Ankara
1
da "oiumlu" karşılandı. Rapo-
ru "tüm nüansian" ile inceleyen
Dışişleri çevreleri, genel sekrete-
rin yaklaşımının "Türk beklen-
tilerini yansıttığım" bildirdiler.
De Cuellar'ın "siyasi eşitlik"
kavramı konusunda taraflardan
görüş istemesınin "Rum kesimi-
ne yönelik bir mesaj" olduğunu
kaydeden soz konusu çevreler,
raporda "toprak" ve "göçmen"
konularının Kıbns konusunda
yapılacak bir zirveye "ön koşul"
olarak gösterilmesinin Türk ta-
rafınca "engelleyici
bulunmadığını" bildirdiler.
öte yandan De Cuellar'ın,
"Uluslararası loplantı" konusu-
nu gündeme getirirken Cumhur-
başkanı Özal'ın "dortlü zirve"
önerisinden söz etmemesi Anka-
ra'da rahatsızlık yaratmadı.
Dışişleri çevreleri, genel sek-
reterin geçen günlerde Ankara,
Atina ve Kıbns'taki iki toplu-
mun liderlerine gönderdiği mek-
tuplarda "Quadrapartite"
(Dortlü) toplantı kavramına yer
verdiğini bildirdiler. Buna ve
"BM çevrelerinden yansıyan du-
yumlara dayanarak", De Cuel-
lar'ın Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis'in "do-
kuzlu zirve" önerisine oranla
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
önerisine "daha yakın
olduğunu" kaydettiler.
Bu arada De Cuellar'ın rapo-
ru, temmuz ve ağustos aylann-
da taraflar arasında yoğun dip-
lomatik temaslar ön görürken,
Kıbns konusunda olası bir zir-
venin bu durumda en erken ba-
harda gerçekleşebileceği sanılı-
yor.
Ankara'nın genel sekreterin
raporuna "oiumlu" bakmasının
temelindeki başlıca gerekçeler şu
şekilde sıralanıyor:
1- Genel sekreter amacını,
"tki toplum liderini büliinlük-
lü bir anlaşma planı üzerin.'le
uzlaşmak üzere bir zirveye davet
etmek" olarak tanınüıyor. Bu da
Türk tarafının, Kıbns sorunun,
"belirli konular" şeklinde değil,
"Bir bütün olarak" ele alınma-
sı gerektiği tezini yansıtıyor.
2- Bu amacına ulaşamadığını
bildirmesine karşın genel sekre-
terin Kıbns özel temsilcisi Oscar
Camillion ve yardımcısı Gustav
FeissePin temmuz ve ağustos ay-
larında anlaşma planının sekiz
başlığı konusunda ilgili taraflar-
la temaslannı sürdüreceklerini
belirtiyor. Türk tarafı son aylar-
da Rum tarafının hareketsizli-
ğinden şikâyet ediyordu. De Cu-
aşımellar'm bu çerçevede öngördüğu
mekik diplomasisi sayesinde,
BM sekreteryası ile son dönem-
de sürekli temas halinde olan
Türk tarafının "tek taraflı tan-
gosu"nun böylece sona ereceği
umuluyor. Başka bir ifadeyle,
Rum tarafının sürekli kactığı
"ringe çekilmesi" bekleniyor.
3- Genel sekreter taraflardan,
"siyasi eşitlik tanımı ve anlayışı"
konusunda görüşlenni bildirme-
lerini istiyor. Türk tarafının gö-
rüşü defalarca bildirilmiş bulu-
nuyor. Gerek BM Güvenlik
Konseyi'nin 649 sayılı kararı ge-
rekse genel sekreterin 27 Mart
1991 tarihli sözlü raporu taraf-
ların siyasi olarak eşit olduğunu
vurguluyor. Bu durumda eşitlik
kavramından ne anladığını acık-
layacak olan taraf bu konuda
bugüne kadar sessiz kalan Rum
tarafıdır. Türk tarafının başın-
dan beri beklentisi Rum tarafı-
nın bu konuda görüşünü net
olarak bildirmesiydi.
4- Genel sekreterin olası bir
zirveden önce çözümlenmesi ge-
reken konular arasında, Türk ta-
rafından toprak ve yerlerinden
edilen insanlarla ilgili olarak ge-
lecek somut önerileri göstermesi
ise engelleyici değil. Bu konula-
rı görüşmeye hazır olan Türk ta-
rafı buna rağmen konunun bü-
tünlüğü içinde Rum tarafının si-
yasi eşitliğe ilişkin yaklaşımını
bekliyor. Bu temel kavramın
Rumlar tarafından anlaşılır bir
şekilde kabul edilmesinden son-
ra, sorunun diğer unsurları üze-
rinde müzakereler için yol açıl-
mış olacak.
Bush, olayı bteşkesn ihlali' olarak niteledi
Irak, BM heyetine ateş açtıDış Haberler Servisi — Irak-ABD gerginliği
yeniden tırmanıyor. Irak askerlerinin. dün bir as-
keri tesisi incelemek isteyen BM uzmanlarını en-
gellemek için havaya ateş açmalan ABD Başkanı
George Bush tarafından ateşkes koşullannın ih-
lali olarak nitelendirildi.
Ajansların bildirdiğine göre, Irak'taki Fellu-
ce kasabası yakınlannda bulunan bir askeri te-
sisi incelemek isteyen BM uzmanlarını engelle-
mek için, havaya ateş açıldı. Olayda yaralanan
olmadı.
Ebu Haraib nükleer tesisinden kaçırıldığı sa-
nılan bazı nükleer malzemenin, bu askeri tesise
depolandığından şüphelenen BM uzmanlanna,
fotoğraf ve film çekmelerini engellemek için ateş
açıldığı sanıhyor.
BM diplomatik kaynakları, konunun, BM'nin
Irak'taki kitle imha sîlahlarının bulunup yok
edilmesinden sorumlu özel komisyonunun şefı
Rolf Ekeus tarafından BM Genel Sekreteri Pe-
rez de Cuellar'a iletildiğini kaydettiler.
Bu gelişmelerden sor.ra, ABD Başkanı Bush,
Ulusal Güvenlik Danışmanlarını Beyaz Saray'a
çağırarak bir görüşme yaptı. Toplantıya, ABD
Savunma Bakanı Rkhard Chenev, Ulusal Gü-
venlik Danışmanı Brendt Scowcroft ve Genel-
kurmay Başkanı Colin Powell katıldılar.
Ajanslar, toplantının, Irak'ın BM uzmanla-
nna karşı giriştiği engelleme hareketinin sonu-
cunu değerlendirmek üzere yapıldığını bildirdi-
ler. ABD basınında önceki gün çıkan bazı ha-
berlerde, Irak'ın nükleer silah üretimini sürdür-
meye çalıştığı doğrulanırsa, ABD'nin, yeni bir
askeri müdahalede bulunabileceği öne sürülmüş-
tü.Toplantı sonrastnda bir açıklama yapan ABD
Başkanı George Bush, Irak'ın nükleer silahlara
sahip olma yolundaki isteğine hiçbir zaman izin
verilmeyeceğini söyledi.
AFP'nin haberine göre, Bush, gazetecilere
yaptığı açıklamada, Saddam'ın "utanmaz" ol-
duğunu belinerek, "Dünya, hiçbir zaman Irak'-
ın nükleer silahlara sahip olmasına izin verme-
vecektir. Irak'ın BM uzmanlanna karşı giriştiği
son hareket ateşkes anlaşmasının açık bir
ihlalidir" dedi.
Irak'ta dün BM uzmanlar heyetini engellemek
için havaya ateş açılması uzerine, Güvenlik Kon-
seyi Bağdat'a derhal, BM ve Atom Enerjisi Ku-
rumu üst düzey yetlcililerinden oluşacak bir he-
yet gonderme kararı aldı.
LENtN'tN DEĞİŞMEYEN KADERİ — tktidar defişikliğuıe uğrayan Dogu Avrupa ulkelerin-
den çoktan elini etegini çeken Sovyet lider, kendi ülkesinde de Istenmiyor
1
.
SSCB liderinin karşısınadikilen engellerin arkası kesümiyor
Lenin yine 'devrildfDış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği'nde
açıkhk ve yeniden yapılanma politikalannı
uygulayacağı yolundaki sözleri ile iktidarına
başlayan Mihail Gorbaçov'a
muhafazakârlar tarafından karşı çıkmalar
sürerken yerinden indirilen Lenin
heykellerine dün bir yenisi daha eklendi.
Moldavya'nın Kiçinov kentinde ana
meydanı süsleyen Lenin heykeli, bir
kaynakçının dikkatli çalışmaları ile demir
kafese yerleştirildikten sonra kaldınldı.
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un
birliği bir arada tutmayı başaran ve piyasa
ekonomisine geçişi sağlayan lider olma
isteğine karşı çıkanlan engellerin arkası
kesümiyor. Başkanlık sözcüsü Vitaly
Ignatenko, önceki gün yaptığı açıklamada,
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta 'siyah
bereli' askerlerin giriştiği eylemin,
Gorbaçov'a verilen ve Batı'dan gelecek
yardımı baltalamaya yönelik olduğunu ileri
sürdu.
SSCB'nin ekonomik açıdan Rusya'dan
sonra ikinci en önemli cumhuriyeti olan
Ukrayna'da parlamento, halkın yoğun
protesto gösterileri üzerine, yeni birlik
sözleşmesini imzalama konusundaki karannı
eylül ayma kadar erteledi. AA'nm haberine
göre Ukrayna Cumhuriyeti'nin bu
karanyla, Başkan Mihail Gorbaçov'un yeni
birlik sözleşmesini ağustos ayından önce
imzalama planlan da bozulmuş oidu.
Interfaks Ajansı'nın bildirdiğine göre dün
yuzlerce radikal gösterici, yeni birlik
sözleşmesi taslağını görüşmeye başlayan
Ukrayna Parlamentosu'nu kuşattı.
Azerbaycan Parlamentosu'ndaki, Halk
Cephesi ve öteki demokratik gruplara bağlı
35 parlamenter, meclisin, 8 eylülde
yapılacak devlet başkanlığı seçimi öncesinde
olağanüstü durumu kaldırmayı reddetmesi
ve yeni birlik sözleşmesini onaylaması
üzerine, "alternatif parlamento" olarak
hareket etmek amacıyla Azerbaycan
Parlamentosu'ndan çekildiklerini
acıkladılar.
rilmesi düşünülen çokuluslu tu-
gayın, NATO hızlı mukabele
gücü kavramının küçük ölçekli
bir uygulaması olup olmadığı
sorusuna ise şöyle yanıt vertyor:
"İki ayn şey, ama benzerlik-
ler var. Eğer küçük olanı büyü-
ğünün içine girerse o zaman
müstakbel bir irtibat kunılabi-
lir. Dogu Anadolu'da küçük bir
şey olacak, ama bahsettigim ge-
nel kavram içine girebilir. (...)
Mudaaalemiz sayesinde, şu an-
da Türkiye'de aç yaşayacak iki
milyon insan evlerine döndü.
Sorunun tamamen çözüldügünü
düşünecek kadar saf degilim,
ama bu büyük bir başanydı.
Her ne kadar bu, koalisyonuo
bir başansı olsa da aslında nü-
vesi Türk-Amerikan ikili ilişki-
lerine dayamyordu. Yani ikili
ilişkilerin yelpazesi tamamen
NATO ile ilgili bir konuyu kap-
syordu. Demek ki ikili iliskiier-
den NATO'ya uzanan geniş bir
yelpaze var. Yelpazede bu iki-
sinin karması olan noktalar da
var."
Wolfowitz'in bu yaklaşımın-
dan, ABD'nin, NATO'nun alan
dışı güvenlik sorunu gibi çok ta-
raflı bir konuyu Türk-
Amerikan ikili işbirliği ile irti-
batlamak istediği anlaşıhyor. Bu
bakış açısı, "Eger Türİd cnmho-
riyetlerde bir çözülme olup
Türkiye'ye mülteci akını başlar-
sa bu NATO sorunu mu ohır?"
sorusuna verdiği yanıtta da ken-
disini hissettiriyor.
"(Uzun bir sessidik ve gü-
lümsemeden sonra) Bu, Türki-
ye için bir sorun olur. Türkiye
için sorun olunca Amerika için
de sorun olur. Aynı derecede
değil tabii, ama bizim için de so-
run olur. Kişisel göriişüm, bu-
nun NATO sorunu olraası ve
NATO tarafından ele almması
gerektiği yonündedir. (...)
Türkiye ile ABD arasındaki ya-
kın ilişki NATO hızlı mukabe-
le gücünün ne tür tehditlere kar-
şı konuşlandınlacağımn ortaya
çıkmasına yardımcı olabilir. Bu-
nun şartlannın tanımlanmasına
yardım edecek deneyim sahibi
olduk Kürt olayları sırasında.
Umanm olmaz, ama Güney
Sovyetler'den Türkiye'ye yogun
bir mülteci akını gibi bir hayali
senary oyu da demin siz ifade et-
tiniz. Deneyim sahibi oldugu-
muz için artık eskisinden daha
hızlı hareket edebiliriz. Bu de-
neyimimizi, bundan, kimbilir
2-3 yü sonra yeniden böyle bir
tehditle karşılaşmayı bekleyene
kadar rafa kaldırmamız yazık
olur."
Wolfowitz, Kuzey Irak'ta ya-
şananlann tekrarlanmaması için
Silopi'de konuşlandınlması dü-
şünülen çokuluslu tugay konu-
sunda umutlu görünüyor.
"Herkesin, mülteci sorununvn
tekrarlanmasına yol acacak
şartlan yaratmadan nasıl Kuzey
Irak'taki koaüs>on güçlerini ge-
ri çekebiliriz" hedefinde birleş-
tiğini belirten müsteşar, sorulan
şöyle yanıtlıyor.
— Tüm müttefiklerin teşbis-
te birleştigini söylediniz. tlaçta
da birleşiliyor mu?
WOLFOWITZ — Aynntıla-
ra girmek istemiyorum. Henüz
anlaşmaya vanldığıru söylemek
için erken. Ama danışmalar iyi
ilerliyor.
— Oiumlu yönde mi?
WOLFOWTTZ — Büyük en-
geller olduğunu söyleyemem.
— Irak'a yeniden girilmesine
kim karar verecek?
WOLF0WITZ — Bu elbette
bir sorun. Ama Irakhlar kendi-
lerine karşı birleşmiş bir güç ol-
duğuna ikna olduğu sürece bu
sorunla karşılaşma olasılığı az.
— Türk hükümetinin bu güç
için izin vereceği jönünde umut-
lu musunuz?
WOLFOWTTZ — Türkiye
bu güce ne kadar çok katkıda
bulunursa bu gücün başansı o
kadar artar. Amaç konusunda
zaten genel bir anlayış birliği
var.
— Nedir bu anlayış birliği?
WOLFOWTTZ — Etkili bir
caydıncı gücü en uygun olan
yerde bulundurmak.
— Peki Türkiye'ain katkısı
kendi açısından yükler yarat-
maz mı?
WOLFOWITZ — Aptalca
bir şey yapılırsa evet. Ama siz
bu gücü öyle düzenlersiniz ki,
yaratmaz (...) Zaten biraz önce
'yerine getiremeyeceği, meyve
vermeyecek taleplerle Türkiye'-
nin karşısına çıkmayız' derken
bunu kastediyordum. Örneğin
askeri Uleplerimizin ne olduğu
konusunda bizim bazı düşünce-
lerimiz vardır. Bunun yarataca-
ğı yükler konusunda da sizin
düşünceleriniz vardır. Bunlar
diyaloğun derinleştirilmesi kav-
ramı çerçevesinde ele alınır ve
Türkiye'ye yük yaratmayacak
yollar buiûnur.
İNSAN SICAĞI
ErdalAtabefc
5. bası 8.000 lira (KDV içinde)
Odemeli (jooderilraeı.