Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 29 HAZİRAN 1991
Rültür Bakanlıgı-na Çagrı
tmparatorluktan cumhuriyete 537 yıhn Türk uygarlığının simgesi
tstanbul kentinin korunmasının devlet katında sorumlusu hangi
kuramumuzdur? Aynca üzerinde taşıdığı binlerce yühk uygarlık
kalıntılan devlet adına kime emanet edilmiştir? Dünya kültür çevrelerinin
dikkatlerinin odaklaştığı bu kentin korunması, yıkıcı becerilerden
sakınılmasından ulusal prestijimiz bakımından öncelikle kim
sorumludur?
Prof. ORHAN ŞAHİNLER
23 Nisan 1991 günü Sayın Prof. Muhlis
Türkmen'in önemli, duyarh uyan yazısı Cum-
huriyet Gazetesi'nde yer aldı. Emirgân kah-
veler meydanına yüzyüük (asırhk) çınarlan-
oa -nasıl olmuşsa çoİc ilginç bir gelişme- sa-
hiplerince el konulmak üzere olduğu açıklan-
(h. Daha sonraki günlerde Cumhuriyet Gaze-
tesi'nde verilen ve yalanlanmayan bir başka
habee göre Burgaz Adası'nın bir bölümü, ye-
şil alan, KüJtiir ve Tabiat Varhklan Kurulu
tarafindan spekülatörler için yapılaşmaya açı-
Iıyordu. tnanamadım, kuşkusuz çok kişi ina-
namadı. Bazılarııruz ise ülkemizde benzer
olaylan anımsayarak "her şeyin olabileceği"
umutsuzluğu ile pasif bir öfkeyle yetinmek
dunımundaydı.
lstanbul kentine karşı işlenen hatalar -
hatalar çok hafif bir sözcük- artan bir hızla
ievam etmektedir. Taşhk sırtlanndaki ve
Jbttr olumsuz örneklerden sonra eskilerimi-
rin deyişiyle "canım lstanbul" kentine karşı
prişilen ihanetlerin lekesi bu kez Boğaziçi'-
lin ünlü Emirgân Çınaraltı'na, meydan ve
kahvelerine, Marmara adalarına doğru yayı-
larak uzanmaktadır.
Nazik olmanın, zarif açıklamalarla olaylan
dikkate sunmanın zamanı çoktan geçmiştir.
Denetlenemez, sınır tarumaz, doyumsuz spe-
külasyon, cüretini mevzuata uydurarak şey-
tanca girişimlerle saldırı halindedir.
"Yeter" demek gibi sözcükler anlamıru yi-
tirmiştir. Sorulacak soru açık ve seçik olarak
dünya topografyasının bu eşsiz, nadide par-
çasuıın kime emanet edildiğidir. Bu kültür, ta-
rih, doğa harikası kenti bu azgın, yok edici,
değer tanımaz -bu sözcüğü özellikle
kullaruyorum- tecavüzden kim koruyacak?
Bu kentte yaşayan sade insanın -ne kadar ses-
siz ve sakin de olsa- belirtemediği gizli tepki-
sini kim dikkate alacak? Kim kamuoyunun
reddini önemseyecektir?
Bakanhğm temel işlevi
Kültür Bakanlığı'mn temel işlevi, asıl gö-
revi, kamu adına kültür ve doğa varlıklannı
koruma, kollama, sahiplenme değil mi? Kül-
tür varhklannın, beylik deyişiyle paha biçile-
mez doğa değerlerinin en yoğun olduğu lstan-
bul kentini özellikle becerikli, spekülatif oyun-
lardan sakınmak değil midir?
Imparatorluktan cumhuriyete 537 yıhn
Türk uygarhğının simgesi lstanbul kentinin
korunmasınm devlet katında sorumlusu hangi
kurumumuzdur? Aynca üzerinde taşıdığı bin-
lerce yılhk uygarhk kahntılan devlet adına ki-
me emanet edilmiştir? Dünya kültür çevrele-
rinin dikkatlerinin odaklaştığı bu kentin ko-
runması, yıkıcı becerilerden sakınılmasından
ulusal prestijimiz bakımından önceliklekim
sorumludur? Tarihsel, kültürel zenginliklerin
güçlü koruyucusu Kültür Bakanlığı'ndan baş-
ka hangi kurumdur? Uygar ulkeler toplulu-
ğunun değer yargılanmn temelinde kültürel
mirasa ve doğa varhklanna karşı duyulan de-
rin saygı, ilgi, sahiplenmenin kurumlaşması
yok mu? Bu kurumlaşmanın olmayışma kar-
şı açık ve örtülü tepkiler ülkeler arası ilişki-
lerde küçümsenebilir mi?
Bir tiran tavn içinde, kısa vadeli politik he-
saplarla Haliç kıyılanndan Bizans'ın kazın-
ması karşısında sessiz ve hareketsiz kalan Kül-
tür Bakanlığı'mn konumu dünya kültür çev-
relerince unutulup bağışlanabilir mi? Bu ve
benzeri gelişmeleri denetim, gözetim altında
tutmayış açıklanabilinir mi?
Geçmişteki "oldubitti"lerde, bugün de çok
taze örneklerde Kültür Bakanlığı'nm devre dı-
şı bulunduğu, sorumluluğun ve işin vebalinin
alt kurumlarda olduğu söylenebilir mi? Böy-
le bir kabul inandırıcı mıdır?
Mimarlar Odası...
Mimarlar Odası -ister şube, ister merkez
düzeyinde- lstanbul kentine karşı birinci de-
recede sorumlu bir meslek odasıdır. Hiç kuş-
kusuz geçmişi sayısız onurlu mücadelelerle do-
ludur. Ancak lstanbul kenti bitmeyen, bitme-
yecek olan olumsuz niyetlerin, doyumsuz spe-
külatif iştahlann hedefidir. Mimarlar Odası
her an bu konuda uyanık, örgütlü, tepkisel bir
yapıda olmak zorundadır. Kentli, çirkinleşen
çevreden, görüntüden, kemirilen kültürel de-
ğerlerden birinci derecede mimarları ilgili ve
sorumlu görmek eğilimindedir. Bu böyle ol-
masa da söz konusu eğilimin varhğı yadsına-
maz.
Mimarlar Odası bütün f:rsatlan kullanarak
kamuyu sürekh' aydınlatmah, etkinliği ne ka-
dar olursa olsun "baskı grubu" görevini ye-
rine getirmeli, her an devrede olmalıdır.
Mimarlar Odası, mesleğinin temeli kültür
adına kamuyu uyanık tutmah, bu konularda
en duyarh kesimin temsilcileri olarak geçmi-
şin başanh mücadelelerini sürekli kümahdır.
Sonuç olarak lstanbul'un zengin kültür mi-
rasma, kültür mozaiğine, tarihsel zenginlik-
lerine, doğamn eşsiz topografik güzelliğine
karşı girişilen son derece becerikli, iyi zaman-
lamalı, spekülatif amaçlı mali ve politik des-
tekli güçlere karşı devlet katında özellikle Kül-
tür Bakanhğı ve meslek odalan, aydın çevre-
ler örgütlü, dikkatli ve uyamk olmalıdır. Es-
kilerin deyişiyle "canım lstanbul" sadece ulu-
sal değil uluslararası düzeyde fırsatçı ve aman-
sız istek ve tertiplerle karşı karşıyadır. Spe-
külasyon, tarihe, kültürel mirasa, doğaya ve
çevreye önem vermez. Onlar için bu tanım-
lar aydın lüksüdür.
Malum çevreler fırsat bulduğu an Eminö-
nü Meydanı'na gökdelen, ada çamlıklanna
mesken, Bebak Koyu'na yat limam, Topka-
pı Sarayı'mn eteklerine, Salacak sırtlanna,
Sultanahmet Meydam'na otel inşa edebilir.
Bu asla unutulmamalıdır.
EVET/HAYIR
OKTSYAKBAL
Ecevit ve Demokratik
Devletçilik...
20 Aralık 1961 tarihli 'Yön' dergisinde bir 'Bildiri' yayım-
lanmıştı. Bu bildiride 'Devletçilik' ilkesi şu sözlerle yorumla-
nıyordu:
"...Gönümüzün gerçeklerine uygun yeni bir devletçilik an-
layışını Türkiye için zaruri sayıyoruz. Aynca özel teşebbüsün
mutlaka verimli. devlet teşebbüsünün de mutlaka verimsiz
olduğu şeklindeki yaygın düşüncenin sağlam delillere dayan-
mayan ve geniş bir propaganda ile beslenen bir inanç oldu-
ğunu belirtmekte fayda görüyoruz. Verimli çalışma imkânla-
rına kavuşmak için mesela İngiltere ve Fransa'da bazı sana-
yi kollannın devletleştirilmesine gidilmesini hatırlatmak iste-
riz. Bırtakım devlet işletmelerinin verimsiz kalış sebeplerini
devletçilikte değii aksine yeter derecede devletçi olmayışı-
mızda ve devletçiliği sistemli bir şekilde uygulayamayışımız-
da aramak gerektiğine inanıyoruz "
Bildiride devletçilik konusunda şu sonuca varılıyordu:
"Devletçilik aynı zamanda gelir dağılışındaki adaletsizlik-
leri gidermek, sosyal güvenliği gerçekleştirmek, müstahsil
ve müstehlikin mutavassıt bir zümre tarafından ezilmesini ön-
lemek. bölgeler arasındaki dengesizlikleri ortadan kaldırmaya
çalışmak için de en elverişli sistemdir... Devletçilik demok-
ratik rejimin sadece bir şekilden ibaret kalmasını önleyip de-
mokrasinın kütlelere mal olmasını sağlayacak temel müda-
hale vasıtasıdır."
"Yön' bildirisi yüzlerce yurttaş tarafından imzalandı. Bu ki-
şiler içinde ülkenin önde gelen aydınları, yazarları, sanatçı-
lan, polıtikacıları olduğu gibi işçiler, memurlar, her kesimden
insanlar vardı.
0 günlerde işbaşındaki İsmet inönü hükümetinde Çalış-
ma Bakanı olan Bülent Ecevit bu bikjiriyi imzalamamıştı. Belki
de bir bakan olarak 'Yön' bildirisine bağlanmayı doğru gör-
memişti. Ama derginin ikinci sayısına devletçilik konusun-
daki görüşlerini bir yazıyla bildirdi.
Sayın Ecevit 22 haziran günü bu sütunda çıkan mektubun-
da "Ustelik ben 'devletçilik' konusundaki kuşkularımı daha
196O'lı yılların başında 'Yön' dergisinin ilk sayısında yer alan
'devletçilik' ağırlıklı bildirgeyi neden imzalamadığımı belirten
ve bu derginin sanırım ikinci sayısında yayımlanan yazımla
da bir ölçüde açığa vurmuştum. Devletçilikten uzaklaşma-
nın ille sağa kaymak, hele ANAP'a yakınlaşmak anlamına
geldiği yolundaki görüşlere ise hiç katılmıyorum."
'Yön' dergisinin ikinci sayısını arayıp buldum. Sayın Bü-
lent Ecevit'in dergiye gönderdiği yazının önemli bölümlerini
birlikte okuyalım, bakalım devletçilik konusundaki kuşkula-
rını nasıl belirtmiş:
"Bu bildiriyi okuyan herkes demokratik düzen içinde hızlı
kalkınma çabasının yarattığı ve yaratacağı ekonomik ve top-
lumsal meselelere geniş bir açıdan eğilmek, Bildiri'nin ışı-
ğında kendi inanış ve düşüncelerini yeniden tartıp değerten-
dirmek ihtiyacını duyacaktır.
Demokratik devletçiliğe inananlardan biri olarak, ben de
bu bildiriyi okuyunca toplum hayatımızın şu döneminde dev-
letçilik anlayışımızın ne yönde değişmesi ve uygulanması ge-
rektiğini yeniden düşünmek ihtiyacını duydum. Kendimce şu
sonuca vardım:
Devletçilik, yalnız devlet teşebbüsü ve devlet işletmeciliği
olarak anlaşılmamalı, bütün kesimlerdeki iktisadi ve ticari fa-
aliyetle hızlı kalkınma gerekliliği ve gerçek toplum ihtiyaçları
arasında, sosyal adaleti, halkın refah ve mutluluğunu ön plan-
da gözeten bir verimli anenk kurma mekanizması sayılmalıdır.
Böyle bir devletçilik anlayışına göre önemli olan, devlet iş-
letmeciliğine her türlü özel teşebbüs imkânını köstekleyici ve
teşebbüs ruhunu baltalayıcı avantajlar sağlamak değildir,
önemli olan devlet işletmeciliğine teşebbüs ruhunu, özel te-
şebbüse de devlet ışletmeciliğinin toplumsal sorumluluğu-
nu kazandırmaktır.
Bu anlamda bir devletçilik, resmi ve özel kesimlerdeki bü-
tün iktisadi ve ticari faaliyetin topluma en yarariı yönde, en
verimli bir şekilde ve tam bir ahenk ve güvenlik içinde yürü-
tülmesini sağlayabilir."
Bülent Ecevit demokratik devletçilik' konusundaki görüş-
lerini şu sözlerle bitiriyov
"Böyjelikle devletçilik, bir devlet kapitalizmi olmaktan çık-
mış, iktisadi ve ticari hayatı toplum yararına göre planlayıp
yönlendiren, insan onuruna ve mutluluğuna en büyük de-
ğeri veren, halkçı ve hürriyetçi bir devlet düzenleyiciliği hali-
ne gelmiş olacaktır."
Nereden mi çıktı bu 'devletçilik' tartışması? Sayın Ecevit1
in, Kırmızı Koltuk programındaki sözlerinden... DSP'nin do-
ğal lideri orada devletçilik ve devrimciiik ilkelerinin eskidiği-
ni, bunlann 6 Ok'tan çıkanlmasının gerektiğini söylemişti. Ba-
na gönderdiği mektupta da devletçilik konusunda şimdi be-
lirttiği düşünceleri daha 1961 yılında da açıkladığını yazmış-
tı. Oysa "Yön'deki yazısını okuyunca Sayın Ecevit'in 'demok-
ratik devletçilik'ten yana olduğunu anlıyoruz. Zaten benim
de benim gibi devletçilik ilkesini savunanların da istediği, öz-
lediği elbette ki 'demokratik bir devletçilik' anlayışıdır. Bu nok-
tada arada bir aykınhk yok!
Ama devletçilik ve devrimciiik itkeleri için 'bunlar çağdışı
kalmıştır, kaldırıp atalım' demenin de yanlış olduğu ortada-
dır. Türkiye gibi geri kalmış ya da bırakılmış bir ülkede 'De-
mokratik Devletçilik'in eskidiği, gereksiz olduğu düşüncesi-
nin büyük bir yanılgı olduğu ortadadır.
Oyleyse devletçilik ilkesine karşı çıkmak neden?
ALÜMİNYUM
İşlerinizde kalite,
gününde teslim ve özel fiyat
562 24 14
Galeri • 146 97 38 • 132 64 26
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Atatürk Eğitim Fakültesı Resım Bölümü öğrencileri
GENÇLER SERGİSİ
7 Haziran - 31 Temmuz
DERİMOD KÜLTÜR MERKEZİ
S a h ı l y o i u . B t s u r d e i i e r D u ı k K a ; ç e s m e
I 5 T A N B U L ŞJ? 16 M-6 Hat
OSMANU
KUMAŞ VE IŞLEMELERİ
SERGİSİ
KATALOGU GELMİŞTİR
»TİLU EKŞİMOZLUGIL
KOUfKSIYONU
19 Haziran - 25 TMnmuz
SAN»T GALERISİ
TEL: 524 35 92
26
RÖNESANŞ
SANATEVİ
Öğretiriz,
kazandırırız.
1990 yılı Süper eğitimle
Gerçek hocalarla,
24 birincilik
ikincilik ve ilk sıralar
RÖNESANŞ SANAT EVİ
Caddebostan Tel: 388008a
SAHNE SANATLARI EĞİTİM KÜLTÜR MERKEZİ
Hızlandırılmış Konservatuvar
hazırlama kursları
• BALE • TİYATRO • ŞAN • PİYANO
Bakırköy 542 58 00-571 47 61
Erenköy 360 74 11
T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
Sihlrli Pabuçlar Bale Kursu
TUNCELİ
KADASTRO
MAHKEMESİ
Esas No: 1987/28
Karar No: 1989/346
Davacı: Maliye Hazinesi
Davalıiar: Davut Kuloglu, Ke-
kil Kalsen, Hasan Kalsen, Hıdır
Kalsen, Ibrahım Kalsen, Hasan
Doğan, Kamer Şemur ve Ali
Aşkın.
Dava: Kadastro tesptine itiraz.
Dava Tarihi: 20.5.1986
Parsel: 133
Köyü: Kopuzlar Köyü.
Davacı Maliye Hazinesi tara-
fından davalıiar Davut Kuloğlu
ve müşterekleri aJeylıine mahke-
memize ikame edilen kadastro
tespitine itiraz davasının yapılan
açık yargılaması sonunda:
Mahkememizce verilen
24.11.1989 tarih 1987/28 esas,
1989/346 karar sayüı hüküm da-
vacı Hazine vekili tarafından
temyiz edilmiş olup dosya Yar-
gıtay 16. Hukuk Dairesi'nin
8.2.1991 tarih 1990/9840 esas,
1991/2862 karar sayılı ilamı ile
onanarak gelmiş olmakla bütün
aramalara rağmen adresleri te-
spit edilemeyen davalıiar Güla-
bi oglu Kamer Şemur, Sadık oğ-
lu Ali Aşkın, tsrnail oğlu Hasan
Doğan'a Yargıtay ilamının ilanen
tebliğine karar verilmiş olduğun-
dan Yargıtay ilamının ilanen teb-
liğine.
llan tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere 15 gün içerisinde
tashihi temyiz yoluna başvurul-
madjğı takdirde karann kesinleş-
miş sayılacağı hususu ilan olu-
nur. 6.6.1991
Basın: 29164
T.C. BILECIK
SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1991/71, C.Sav. No: 68-36, Karar No: 1991/96
Hâkim: Hüseyin Özlük 24609
Kâtip: Neşe Gür 152
Davacı: K.H.
Sanık: Hasan Bozkaya. Ahmet ve Aysa oğ. 1934 d.lu Bilecik Küplü
köy nüf. kay. oturur, okuryazar, sabıkalı, evli, 5 çocuklu.
Suç: Gıda maddeleri tuzuğüne muhalefel.
Suç tarihi: 3 Ocak 1991.
KARAR ÖZETt
Sanığın taklit ve tağyir ve tağşiş edilmiş, umumun sıhhaıi için teh-
likeli yenilecek ve içilecek sirke imal edip sattığı anlaşıldığından;
Sanık Hasan Bozkayanın, TCK'nın 396, 647/4, 72. maddeleri ge-
reğince 510.000.- TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına;
TCK'nın 402. mad. gereğince sanığın 3 ay müddetle failin cürme
vasıta kıldığı meslek sanalın ve licaretinin lanlıne, fiilin işleniş şekli
ve niteliğine göre takdiren 7 gün işyerinin kapatılmasına, kesinleşen
karar özetinin büyük harflerle yazılmak suretiyle kapatılma süresi ka-
dar kalmak üzere kapatılan işyerinin göze çarpan bir yerine yapıştı-
nlmasına, aynca karar özetinin mahkemece C. Başsavcılığına
bildirilmesine, bilahare masraf: hükümlüden alınmak üzere İstanbul,
İzmir'de yayımlanan ve lirajı 100 binin üzerinde bulunah bir gazete-
de ve aynca Bilecik'te yayımlanan mahalli bir gazetede ilan edilme-
sine,
Sanık Bilecik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 989/138 Esas, 989/165 ka-
rarı ile aynı mahiyette hüküm verildiği ve cezası tecil edildiği yasal
süre içerisinde aynı mahiyette tekrar suç işlediği anlaşıldığından
TCK'nın 95/2. maddesi gereğince "ertelemenin kaldırılmasına, ce-
zasının aynen çektirilmesine" karar verildi. 7.5.1991.
tşbu bir sahifeden ibaret karar özeti muddeti içerisinde temyiz edil-
memiş olup 7.6.1991 tarihinde kesinleşmiştir. 7.6.1991
İLAN
ABANA KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1990/188
Davacı Bozkurt Orman İşletme Mudürlüğü vekili Av. Hakkı Ge-
dikoğlu tarafından davalılar Ismail Acar, Musıafa İsmail, Ahmet İs-
mail, Emine İsmail, dahili davalıiar Vleliha Karabay, Hasan Acar,
Muammer Acar, Salih Acar, Idris Acar. Sadye Acar, Fatma Acar
aleyhine mahkememizde açtığı 40 ada 27 parsele itiraz davasının ya-
pılan duruşması sırasında verilen ara karan gereğ'nce:
Dahili davalıiar İsmail oğlu, 1942 doğumlu Abana ilçesi Çayırcık
mahallesinden Muammer Acar ile İsmail kızı 1930 doğumlu. Abana
ilçesi Çayırcık mahallesinden Safiye Acar'a, 13.3.1991 tarihli dahili
dava dilekçesi ve duruşma günü bilinen adreslerinde tebliğ edileme-
miş olup, yaptırılan zabıta araştırmasında da adresleri tespit edile-
memiş olup, yaptırılan zabıta araştırmasında da adresleri tespit
edilemediğinden, 13.3.1991 tarihli dahili dava dilekçesi ile duruşma
gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla:
Dahili davalıiar Abana ilçesi Çayırcık Mahallesi'nden İsmail oğlu
1942 doğumlu Muammer Acar ile yine Abana ilçesi Çayırcık mahal-
lesinden İsmail kızı. 1930 doğumlu, Safiye Acar'ın duruşma gün ve
saati olan 8.7.1991 günü saat 09.00'da Abana Kadastro Mahkamesi
duruşma salonunda bu dosyaya ait delilleri ile birlikte hazır bulun-
maları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdirde
dava basit usule tabii olduğundan HUMK.'nun 509-510 maddaleri
gereğince yokluklarında karar verileceği hususu, 13.3.1991 tarihli da-
hili dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ yerine kaim olmak üzere
ilan olunur. 14.6.1991.
Basın: 47930
GAYRİ MENKULÜN AÇIKARTTIRMA
İLANI
ANTALYA 3. İCRA
MEMURLUĞU'NDAN
Dosya No: 1990/789
Satılmasına karar verilen gayri menkulün cinsi, kıymeti, adedi, ev-
safı:
Bir borçtan dolayı hacizli bulunan Antalya ili Hacısekililer köyü
Gölyeri mevkiinde kain 34 parsel sayılı 2292 m
!
kâgir ev ve tarla nite-
liğindeki gayıeminkul açıkarturma suretiyle satılacakür.
Taşınmaz içerisinde 8 x 11.50 m. ebadında iş ve dış duvarlan sıvalı
ve badanalı, üzeri ahşap çatı ve Marsilya kiremiti ile örtülü ev ile yi-
ne 9 x 10.50 m. ebadmda iç ve dış duvarlan sıvalı karkas yapı tarzın-
da üç oda, mutfak, WC'si mevcut, yeni yapılmış ev mevcuttur. Aynca
12x40 m. ebadında iki adet cam sera, 18 adet narenciye fıdanı, 4adet
zeytin ve 3 adet dut ağacı bulunmaktadır.
Kıymeti: Bilirkişilerce taşınmaz üzerinde bulunan iki adet ev, iki
adet cam sera ve agaçlar ile birlikte 99.240.000 TL kıymet takdir edil-
miştir.
Saûş şartlan:
1- Satış: 22.7.1991 günü saat 14.15'ten 14.25'e kadar Antalya 3. lcra
Mudürlüğü önünde açıkarttırma suretiyle yapüacaktır. Bu antırma-
da tahmin edilen kıymetin %75'ini ve rüçharîlı alacaklılar varsa ala-
cakları mecmuunu ve satış masraflanm geçmek şartı ile ihale olunur.
Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kal-
mak şartıyla 1.8.1991 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci arttırmaya
çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacakhlann alacağinı ve
satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20'si
nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temi-
nat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı iste-
diğüıde 20 günü geçmemek üzere mehil verüebilir. Dellaliye, resmi ihale
pulu, tapu harç ve masraflan alıeıya aittir. Birikmiş vergiler saüş be-
delinden ödenir ve KDVsi alıeıya aittir.
3- Ipotek sahibi alacakhlarla diğer Ugililerin ( + ) bu gayri menkul
üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı
dayanağ] belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazım-
dır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan
hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra
ve lflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale
arasındaki farktan ve VtîO faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak
ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebümesi için dai-
rede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıeıya bir örneği gön-
derilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul
etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 990/785 sayüı dos-
ya numarasıyla memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 27.5.1991
( + ) llgüiler tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 47630
SATILIK
1988 model 37.000 km.
Ford 2000 GLS
42.000.000 TL.
Tel.: 512 05 05 / 485 - 486
T.C.
OF
KADASTRO MAHKEMESİ
Sayı No: 990/27
Davacı Orman Idaresi tarafından davalı Nezahat Sandıkçı ve ar-
kadaşlan aleyhine Of Bölümlü Köyü 1253 Parsel Nolu taşınmazın
orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açılan kadastro tespitine
itiraz davasının yapılan yargılaması sırasında davalı Ahmet kızı Ne-
zahat Sandıkçı'nın adresi saptanamadığrndan dava dilekçesi özeti ile
duruşma günü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmistir.
Davanın yargılaması 5.7.1991 gününe ertelenmiş olduğundan da-
vaJının anılan günde duruşmada hazır bulunması ya da kendisini ve-
lcille temsil etürmesi aksi takdirde kendisine tebliğin ilan tarihinden
15 gün sonra yapılmış sayılacağı ve yokluğunda yargılanmasının ya-
pılıp karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 47829
PENCERE
Halksız Iktidar
Frenk soruyor:
— Yumurtasız omlet yapılır mı?
Türkçesi:
— Etsiz şişkebabı olur mu?
Kıymasız karnryarık, lahanasız kapuska, patlıcansız beğen-
di, pirinçsiz pilav olur mu?
Olur mu olur...
Ya sömürüsüz uygarlık?
Tarih babanın anlattıklarına bakılırsa şimdiye dek sömü-
rüsüz uygarlık olmamış; nerede sömürü yoğunlaşıp odaklaş-
mışsa, uygarlık orada uç vermiş; Mısır, Çin, Yunan, Roma
bir yana; Batı uygarlığının temelinde öylesine rezilâne bir sö-
mürü süreci yatıyor ki aman Allah!..
20'nci yüzyılda insanlık 'sömürüsüz uygarlık' denemesine
girişeyim dedi; ama ağzına yüzüne bulaştırdı...
Peki, sömürüsüz uygarlık olamayacak mı?
Olacak... olacak...
insanoğlu kafasına bir fikri takmaya görsün, ille de gerçek-
leştirir, iki ayaklının elinden uçan kuş kurtulmaz. Dünya sö-
mürüsüz uygarlığa gebe kaldı; ağrıları, acıları, sancıları do-
ğumun güç olacağını gösteriyor.
Peki, halksız iktidar?..
Sürgünde yaşayan krallar, suttanlar, şahlar, diktalörler var;
tacını, tahtını, kottuğunu yitirip de gurbet elde boş gezenler,
halksız iktidar olamayacağını vurguluyortar.
Krala, sultana, şaha, padişaha bite bir halk lazım ki tepe-
sine binebilsin...
Önce alışveriş...
Sonra fiş...
Önce halk...
Sonra iktidar...
Ancak çağdaş uygartıkta işler değişti; adına demokrasi de-
diğimiz bir garip yönetim biçimi ortaya çıktı; halkın yönetime
katılmadığı, dışlandığı, devreden çıkarıldığı süreclerdeki ik-
tidara kem gözle bakılıyor. Halktan kopuk iktidar; yumurta-
sız omlet, etsiz şişkebabı, patlıcansız beğendi, pirinçsiz pi-
lav gibi yadırganıyor; demokraside halksız iktidar olamıyor...
*
1990'lar Türkiyesi'nde sokağa çık, önüne gelen yurttaşa
selam verdikten sonra sor:
— İktidardan yana mısın?
— Hayır... ,
Bir daha sonra gelene sor:
— İktidardan yana mısın?
— Hayır...
1987'de yapılan genel seçimde her 100 yurttaştan 36'sı ik-
tidardan yana, 64'ü iktidara karşıydı. Parlamentoda tersine
bir oran kuruldu; yüzde 64 iktidardan yana milletvekili, yüz-
de 36 muhalefet oldu. 1989'da yapılan yerel seçimde her 100
yurttaştan 80'i iktidara karşı çıktı:
— Hayır!..
Geldik 1991'e...
1992'nin eli kulağında; ama kamuoyu yoklamalanna göre
her 100 yurttaştan 85'i iktidara 'hayır' diyor...
Halksız iktidar işte buna derter!..
Ne var ki halksız iktidarın halk umurunda değil!.. Halksız
iktidar hem başbakanlığa sahip, hem cumhurbaşkanhğına;
hem 'konut'a yayılmış, hem 'Köşk'e oturmuş; Türkfye'nin yaz-
gısının üstüne oynuyor.
•
Bir ülkede halksız iktidar egemenliği kurulmuşsa ilk gö-
revonu koltuktan indirmektir. Hele halksız iktidar "aileboyun-
da', 'hanedan'a dönüşmüsse aman Allah...
Türkiye çağı geriye doğru atlayıp 19. yüzyıla, hanedan yö-
netimine geri mi döndü?
DÜZELTME
KIRKLARELİ CAM SANAYİİ A.Ş.'nin 28.6.1991 günü
yayımlanan "Tasarruf Sahiplerine Duyuru"*ilanının 4.
maddesindeki satış fiyatı değeri yanlış çıkmıştır.
Aşağıdaki şekilde düzeltir, özür dileriz.
4. Satış Süresinin Birinci Günündeki Satış Fiyatı:
Kupür Değeri (TL). İlk Gün Satış Fiyatı
LOOO.OOOr 592.014r
Beşiktaş Atatürk Lisesi mezunu (1982-1983) can
arkadaşımız
ESRA GENÇAL'ı
(ENGİNOĞLU)
yitirdik. Tann geride kalanlara sabır versin.
"Doğum günlerinin ötesine sonsuzluğun ilerisine
özgürce ve mutlulukla uç.
Ara sıra istediğimiz zaman sonu gelmeyen bir
kutlamanın içinde buluşuruz."
SCVIF ARKADAŞLARI
İLAN
PİRAZİZ KADASTRO MAHKEMESİ
Esas No: 1989/4
Davacı: Mehmet Terzioğlu, (ölü mirasçısı) a) Sevim Terzioğlu, b)
Günay Terzioğlu, c) Emine Terzioğlu, d) Sevgi Terzioğlu, e) Sevil
Terzioğlu, f) Suzan Terzioğlu, g) Ömral Terzioğlu, h) Nevil Terzi-
oğlu, ı) Neriman Terzioğlu, i) Aynur Terzioğlu, N.Piraziz K.'den.
Davalı: "burmuş (Mehmet) Demirali, Nuri oğlu, Nefsipiraziz
K. ' d e n .
Davacı mirasçıları Günay ve Sevgi Terzioğlu'nun adresleri tespit
edilemediğinden duruşma günü tebliğ edilememiştir.
Tebligat Kanunu'nun 28. vedevamı maddeleri gereğince ilanen teb-
ligat yapılmasına karar verildiğinden duruşma günü olan 26.9.1991
tarihinde saat 09.05'te mahkemede hazır bulunmaları veya kendile-
rini bir vekille temsil ettirmeleri ve KK.nun 28/2. md.'si gereğini ye-
rine getirmeleri, aksi halde yargılamanın yokluklarında devam
olunacağı ve hüküm verileceği ilanın tebligat yerine kaim olmak üzere
tebliğ olunur.
Basın: 29339
T.C.
KASTAMONU
SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 990/360 Esas
Karar No: 990/882 Karar
Hâkim: tbrahim Erdemir 22085
Kâtip: Halime Küçükaslan
Kastamonu Sulh Ceza Mahkemesi'nin 7.11.1990 tarih ve 990/360-882
sayılı karan ile; Alaaddin ve Nezahatten olma, 1965 doğ. Kastamo-
nu merkez Hepkebirler Mah. nf. kayıtlı ve Beyçelebi Mah. Atatürk
Cad. No: 65'de oturan sanık Ali İhsan Yüceilyas hakkında;
Gıda maddeleri tuzuğüne muhalefet suçundan dolayı eylemine uyan
TCK 398, 402, 647 sa. ya. 4, TCK 72 maddeleri gereğince neticeden
dön yüz doksan bin lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına,
Üç ay süre ile meslek. sanat ve ticaretin tatiline,
Bir ay süre ile işyerinin kapatılmasına,
Yine mahkememize ait 1.8.989 tarihinde kesinleşen 30.6.989 tarih,
989/171-533 sayılı ertelenmiş cezaya ilişkin ilamında aynen infazına
ve cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, buna
dair ilandır. 28.5.1991
Basın: 29167
SATILIK
Halı saha, lokal ve çay bahçesi
Tel: 323 11 21