22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGUN Meteoroloji Işten Genel Müdüriû- Jü'nden altnan bılgiye göre ytırdun kuzeydoflu kesimlen parçalı bulut- lu, Batı ve Orta Karadeniz, Iç Ana- ddunun kuzeydoğusu üe Doğu Ana- dolu'nun ku2eyi yer yer sağanak ve gokgûrültülü sağanak yaflışlı. difie- yerter az bcluflu ve açık geçecek. H*A S4CAKLIĞI: DeJHsmeyeeelc RÛZGAR: Yurdun kuzey ve batı ke- simlennde kuzey ve batı dıöer yer- lerde gûney ve batı yönlerden ha- ftf, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizterde, Doflu Akdenız'de kıble ve lodos, diğer deni2lenm>2de yıl- Ğa ve karayekJerı 3-5, Ege ve Bat Akdenız'de 6-7 kuvvetinde saat- te 10-21, Ege ve Batı Akdeniz'de yer yer 27-33 deniz mili hız- la esecek. Van Gölü'nde hava açık geçecek. Rüznar gûney ve batı yûnlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçûk dalgalı oiup görûş uzakiıgı 10 km. dolayında olacak. Mana Adapazarı Mıyaman Afyon AJn Man Anttya AnUya Artvm Apltn Balıkastr Bileok ftngft BMs Bokı Busa ÇanaMate Çonım DsneJ A 3Z°24°Orprt>*)r A 27«17»E*n« A 40°2e°Erancajı A 2B° 13° Erzunım Y A A 40°71°Mansa 33° 17° K Mara? 20°ie°MtfSin 27°13°Mu0b 27°14°Mu? 38°J°N> 24o 19°0nJu A 33°22°G&nüştun«A 2S°1S°Ra 31«18°Sımsuı 30°15°S«rt 27°18°Sınop 34°22°Sws A 2S°t5°HaMdn A 36°21°lsparB A 30° M° Isanbul A 29°ie»bnr B 31» WKare I 27° 13° Kıstainnu A A A A A A 30»W>Kırtdaral A SrnrKonya A 27° 13» Kütahya A 3«"21°Matttya O 23°1S°latBDn 28°14°1jncai 31°17°Uşalı 29° 15° Van B 35° 17° Zongukbfc A 34° 21» A 34° 21* A 33*24° A 34" 21° A 34° 18° A 29° 18° A 24° 18° A 24° 19° A 23*«° A 3«°28° A 24° 19° A 27° 14° A 33° 18° A 24» 19° A 27° 14° A 29° 18° A 25° 13° A 25° 19° I DUİUOU 'yaOmurtu • ssi A-aç* B-butolkı G-güneşlı K-tort S-Sısl Y-yj0murtu BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ "— mülkünü yık- tın Hülâgû Han mı- sın kâfır / Aman dünyayı yaktın âteş- i suzan mısın kâfır" (Nedim). 2/ Bulaşık yıkanan musluk tek- nesi... Bir şeyin ya- pılmasını yasakla- ma. 3/ Çölden esen rüzgâr... Bir hüküm- dara vergi veren halk. 4/ Kimyasal temel madde. 5/ Mektup... Bir yüzey ölçüsü birimi. 6/ Bir nota... Gemi güvertesinin enine kon- muş kirişlerinden her biri. 7/ Süzgeç, kevgir. 8/ Tavır, davranış... Posta pa- keti. 9/ Keman yapımı ile ünlü bir ltalyan ailesi... Gümüş. YUKAR1DAN AŞAGIYA: 1/ "Sa- na baktıkça — bulunım aldanırım / Mai bir göz elem-i kalbime ağlar sanınm" (Tevfik Fıkrct). 2/ Bir tica- ret senedinin üzerine yazılan kefil- lik... Bayrak. 3/ Kızlık zan... Balıke- sir ilindeki Kaz Dagı'nın mitolojik dönemlerdeki adı. 4/ Bir za- man birimi... Amaç. 5/ Üstünkörü bir biçimde, geçici olarak onarma. 6/ Tlp dilinde 'kansız' anlamında kullanılan sözcük. 7/ Afrika'nın güney ucundaki burnun adı... Yunan mitolojisinde aşk tannsı. 8/ Pasifık yerlilerin çiçekten yaptıklan kolyeye ve- rilen ad... Hicap... Lityumun simgesi. 9/ Torba biçiminde yor- gan çarşafı. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Taksilerin vaziyeti TENZİLATU AmerAan MAK-KORMiK KAZANCiYAN tiearethannınde »atılm*ktadır. 27 HAZİRAN 1931 Beyoğlu cihetinde otobüs seferlerinin başlaması ve bu seferlerin Taksim-Maçka, laksim-Büyükdere gibi hatlarda işlemesi Istanbul şoförlerini büyük bir endişeye düşürmüştür. Tramvay Şirketi elinde mevcut otobüslerden ikisini Taksim ile Beşiktaş arasında işletmektedir. Taksimden Maçka'ya tramvay da olduğu halde, otobüsler hıncahınç yolcu taşımaktadırlar. Mesafe kısa olduğu için otobüs seferleri bilâfasıla işlemektedir. Beyoğlu ciheti şoförleri Tramvay Şirketinin bu yeni otobüs seferlerinden dolayı Vilâyete müracaate karar vermişlerİir. Şoförler diyorlar ki: "— Iramvay Şirketi ray ferşolunmuş ve tramvay işlemekte olan hatlarda otobüs işletmez. Halbuki, Taksim ile Maçka arasında tramvay vardır. Şirketin otobüs işletmesi, mukavelesine mugayirdir. Şirket otobüs işletecek ise Eminönü-Eyüp, Aksaray-Edirnekapı hatlarına isletmelidir. Halbuki, bizim en çok çalıştığımız sahada otobüs, tramvay gibi vasıtalarla rekabet etmemiz mümkün değildir. Bu takdirde bizim adam başına on kunışa müşteri taşımaktan başka çaremiz yoktur. Fakat buna da belediye musaade etmemektedir. Sizin taksiniz vardır diyor. Şimdi biz de taksüeri kaldınp otobüsler gibi işlemek istiyonız. Bundan başka kazanç, plâka parası, ceza gibi bir çok paralar da hesaba katılırsa otomobillerin vaziyeti kolayca takdir edilir!' Şoförlerden bazılan Taksim ile Büyükdere arasında adam başına yetmiş kuruşa yolcu nakletmeğe başlamışlardır. Otobüslerden artan ahali taksi otomobillerile Büyükdere"ye kadar dört buçuk, beş liraya pazarlık etmekte ve akı kişi olarak otomobillere binmektedir. Otobüs, taksi rekabeti bu suretle devam eder ve Tramvay Şirketi de yeni otobüs hatları tesis ederse taksilerin behemahal fıatlanm tenzil etmek mecburiyetinde kalacakları anlaşılmaktadır. 30 YDL ONCE Cumhuriyet Irak, Kuveyt'i ilhak etti 27 HAZİRAN 1961 Irak Dışişleri Bakanlığı bugün bütün dUnya memleketlerine bir memorandum göndererek Kuveyti ilhak ettiğini bildirmiştir. Bağdatta bir basın toplantısı yapar General Kasım bugünden itibaren Kuveyt'te yaşıyan her ferdin Irakh olduğunu söylemiştir. tkibuçuk saat süren bu basın toplantısında Kasım, Kuveytin tarihçesini General Kasım anlatmış ve hareketinin doğruluğunu ispata çalışmıştır. Irakta intişar eden bütün gazeteler Kuveytin iltihakı haberini sekiz sütun başlıklarla vermişlerdir. Bu arada yayınlanan bir tebliğde halen Kuveyt Şeyhi bulunan Abdullah El-Salim As Sabahın valiÜğe getirileceği, fakat Irak hükümetine itaat etmediği takdirde derhal bu vazifeden azledileceği bildirilmiştir. Tebliğde aynca Kuveytin Irak tarafından son damla kanına kadar müdafaa edileceğine işaret edilmiştir. Kuveyt Radyosu bugünkü yayınında, Irakın Kuveyt üzerinde iddia ettiği haklann asla varit olamıyacağım, ilhak keyfiyetinin tamnmıyacağım, Kuveytin bağımsız bir memleket olarak kalmak istediğini ve icabederse bu uğurda sonuna kadar çarpışacağmı tekrar etmiştir. Londra, Irakın Kuveyti ilhak haberini soğukkanlıhkla karşılamıştır. Resmi kişiler bu konuda demeç vermenin henüz erken olduğunu ifade etmişlerdir. Bunlara göre, Kuveytin âkibetini yalnız Kuveyt tâyin edebilecektir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Cumhuriyet'e soruşturma 27 HAZİRAN 1990 lstanbul Cumhuriyet Bassavcüığı Basın Bürosu'nca, gazetemizde yayımlanan bazı makalelerde Cumhurbaşkanı Turgut özal'a hakaret edildiği savıyla dört ayn soruşturma başlatıldı. Soruşturmaların dava açılmasıyla sonuçlanması durumunda Yazı Işleri Müdürümüz Okay Gönensin'in 4, yazarlarırruzdan llhan Selçuk'un 2, Oktoy Akbal ve Prof. Dr. Ali Gitmez'in de birer kez, 4 yıldan az olmamak koşuluyla ağır hapisleri istenecek. Kahire ı DUNYA'DA BUGUN AmöBrtamB 18° Aımon Afnt Bvcatan BlMİ srBom Briftsd Budape* Canevre Csz^ir CkUe Duta Fmdurt Gkm IMsînM M n Kopenhao Kâtn A 25° A 22° A 40° A 26° B 27° A 28° B 22° B 23° B 19° B 27° B 29° A 31° A 42° A 40° B 24° A 35° B 17° A38° B 17° B 23° A 38° Lenngrad Londra Madnd Mlanc Montreaf MostaM Mûntı Oslo Paris Prag Roma Sofys Vtm taus VhyM Vtradk Vty«ıa Mtalnnçt Zûnh A 24° B 19 A 31 A 35 A 30° B 25° B 15° 8 22° B 25° A43° A 27° A 28° A 39° 8 23° A 29° B 20° Kİ B 27° TARTISMA Kitap Dosfları Kitapsız "bilgi yıl"lan, sanatçınm, bilim adamlarının dışlandığı "sevgi yıF'lan ilan etmek, görkemli salonlardadevlet olanaklannı hesapsızca harcayarak parlak sözler söylemek, bir ülkenin kültürel açhğını gidermez, bunun adıpolitik yatınmdır. Üç beş yıl önce kitap okuyan biri diye ta- nıdığınız, elinde kitap gördüğünüz insanlar geçmişte kaldı. Insanlann "kiUp çok pataalı" savı ardına sığınıp kitapla ilişkile- rini kesmeleri ne acı, ne düşündürücü... Sık sık yineliyoruz. Kitap yeme, içme, gi- yinme gibi temel gereksinimler içinde algı- lanmadıgı için "pahalı" deyivermek en ko- lay yol. Ne ucuz ki... Ama taksitle giyiıû- yoruz. Elbette giyinecegiz, çıplak gezeme- yiz. Taksitle aylık gelirimizi aşan neler ne- ler abyoruz. Elbette alacagız. tnsanca ya- şamak için, insana sunulan, insan için üre- tilen her şeyden elbette yararlanacagız. Akıl almaz yoğunluktaki üretim-tüketim ilişkisi içinde ürettiğinden çok tüketmeye yönlen- dirilen insanlarda "yaruı daha palıalıya alacmksın" korkusuyla bugünü kurtarmak birincil işler arasına girdi. Dahası iyice aya- ğa düşen ekonominin, her türlü karmaşa- nın yaşandığı günümüzde gunlük zamlar, denetimsiz yaşam olağanlaşü. Milyonlann milyarlarla yer değiştirdigi, onlann yüzle- rin unutulduğu bu ilişki içinde, dün bine al- dığını bugün on bine alanlar anlaşılmaz bir mutluluk yaşıyorlar. Yann otuz bine almak- tan kurtulduklannı düşünüp mutlu oluyor- lar. Ancak bu ilişki içinde horlanan, "ohna- sa da olor" deyip boş verilen bir tek kitap var. Kitabı kimse sevmiyor. Onun için kitap sunduğunuz birçoklannın arasından biri çı- kıp bir teşekkür edince şaşınyor insan. Ço- gunlukla mahkeme kapısı beklemeye de- ğer bulunan yazar, yayıncı bir bakıma alış- mış bu tavra, nerden ne gelecek diye bek- lerken, biri çıkıp elinize sağbk diyor, ola- cak şey mi? Köşesinde sık sık kitaba yer veren, ken- disi de kitap yazan, bir kitabı bir süre önce en çok satan ve rnahkemeye buyur edilen değerli bir gazeteci dostla bu konuda dert- leşiyoruz ara sıra. Aynı şeylere şaşıyoruz. 60 milyonluk bir ülkede kitabın üç beş bin ba- sılması, bu üçün beşin bile «tıijiınaman ne- yin göstergesi? Karşısındakini anlamayan derdini anlatamayan insanlann çoğaldığı bir toplumda olsa olsa kültürel yozlaşmanın ne denli boyutlandığının göstergesidir. Kitapsız "bilgi yıl"lan, sanatçımn, bilim adamlanmn dışlandığı "sevgi yıl"lan ilan etmek, görkemli salonlarda devlet olanak- lannı hesapsızca harcayarak parlak sözler söylemek, bir ülkenin kültürel açhğuıı gi- dermez, bunun adı politik vatınmdır. Kitap dostlan yügınlığı, bezginliği bırak- malıdır. Sözgelişi bir paket yabancı sigaray- la kitap arasındaki seçim yapılmah, kitaba sahip çıkılmalıdır. Kitabı horgörenlere so- nıiniahdtr: Nicin kitap için elverişli ucuz kâ- ğıt Uretilmez? Niçin İcitapta özendirici eko- nomik uygulamalar (örneğin daha çok vergi indirimi gibi) yapılmaz? Niçin özelh'kle üc- retlilere yakıt, yol, giyecekte olduğu gibi, ek ödemeler düşünülmez? Niçin kitaplar ya- kılır, yargüanır, yasaklanır? Niçin resmi ki- taphklar tıngır tıngır boştur? Niçin radyo ve TV'de yazar, yayıncı, okur ve kitap kı- sıtlanır? Niçin bu sektöre tek gözle bakılır? Niçin okuyan, okutan baskı altında tutu- lur? Niçin?.. Niçin?.. Bu tür sorulann yanıü verildiğinde, top- lum, salt katlar-yatlar düşü gören insanlar çoğunluğu olmaktan çıkar, "koşeyi dönme" için programlanan turediler yok olur, ne is- tediğini bilen, anlayan, anlatan, tartışan, üreten, soran sorgulayan, hesap verebilen- ler onlann yerine gecer. Hepsi bu... Ama asıl sorun da bu galiba... Kitap dostlanna merhaba! SEVGİ ÖZEL Dil Dernegi Genel Yazmanı/Ankara Aııkarahıııı Vaarlıklam Şimdi Atatürk Senatoryumu'nun bulunduğu yerdeki Kırk- Kızlar Kilisesi'nin akarsulannı, havuzlarını, mahzenlerini anımsar, tek bir akar su bırakılmaksızın bütün bunlann nasıl yok edilebildiğine bugün bile şaşanm. Hemen hemen bütün Ankarahlar yaz ay- lannı, kenti çepeçevre saran bağlarda ge- çirirlerdi. Ankaralılann, güneşin ilk ışıkla- nm gördüğü Hüseyingazi Dagı'nı başlan- gıç noktası alıp Ankara etrafında geniş bir daire çizersek bu halkanın Üzerinde önce dagm yamaana yaslanmış Karacakaya bag- lan, ardından Çubuk Çayı üzerinde Med- diye bağlan ve sırasıyla Kubbeli, Aktepe, Haakadra ve Keçiören baglan vardı. Şehir merkez olmak üzere bu çemberi tamamlar- sak, Indriik, Etlik, Ayrah, Aşagı ve Yn- kan Eglence baglan ile çemberin batı yan- sında Dikmen, Ayrancı, Çankaya, Esat, Seyran baglan ile Cebeci sırtlannın ardın- daki vadide Frenközü bahçeleri vardı. El- madagı yönünden gelen bir su, Frenközü'- nü suladıktan sonra Incesa'ya katılırdı. tn- cesu, yolu üzerindeki yeşillikler arasından gecer ve kendisı gibi kente dışandan giren Çubuk Çayı ve Hatip Çayı ile birleşir, şeh- rin güneyinden çıkar giderdi. İlk yazın ilk aylarında Ankaralılar, ya- taklan ile kapkacaklannı -bcnim yabildiğim 30'lu yıllann başmda daha buz- dolabı, radyo falan yoktu- civar köylerden peyledikleri kağnüara yükleyerek tozlu bağ yollarını tutarlardı. Buna bizi 'baga göçmek' derdik. Teşrinlerde de (ekim, ka- sım) bunun tersi, 'sehre göç' başlardı. Bu arada evin yükü, güzün kaynaülan pekmez, meyve kurulan, evde yapılan sucuk pastır- ma üe iyice artmış olurdu. Kağnıyla başla- yan bu göçler, sonralan aüı araba ile ve en sonunda da kamyon ile sürdü gitti. Kimisi üzümüyle, kimisi meyveleriyle ün- lü ve hepsi de havadar tepelerde, yamaçlar- da kurulmuş bu bağlar içerisinde ben, do- ğup (1925) büyüdüğüm Keçiören'i doğal- lıkla yakından bilirdim. Oteki baglık bah- çelik yerler gibi Keçiören de zamanında Er- menilerin kurduklan ve oturduklan bir say- fiye yeriydi. Alt katlan taş, üst katian, dik- meler arasına yanlamasına örülmüş tuğlayla yapılan iki katlı kırmızı evler, he- men her zaman, otuz kırk dönumlük bir ba- ğa egemen bir tepecikte ya da yamaçta bu- lunurdu. Alt katİarda ahır ile pekmez ve şa- rap yapmak için kullanılan şırahane, üst katta da odalar bulunurdu. Bunlar, her evin önünde kuyu bulunan sıradan evlerdi. Bir de Hamaioghı, Aptaloglu, Karasul vb. gi- bi ünlü Ermenilerin konaklan vardı ki bun- lann dağ yamaçlanndan kemerler içinde ge- tirilen buz gibi sulan, çeşmeleri ve taş ha- vuzlan vardı. Hâlâ adı bir durakta yaşayan 'dutluk' ipek böceği üretmek için yetiştiril- mişti. Şimdi Atatürk Sanatoryumu'nun bu- lunduğu yerdeki Kırk Kızlar Kilisesi'nin akarsulannı, havuzlannı, mahzenlerini anımsar, tek bir akarsu bırakılmaksızın bü- tün bunlann nasıl yok edilebildigini bugün bile şaşanm. Sanatoryumumuz bu serin memba sulanyla daha şifa verici bir kurum olmaz mıydı dersiniz? Keçiören'de artık gül renkli gül üzümlü, fesleğen kokulu fesleğen üzümü yetişmiyon tereyağ, Ankara armudu, mayhoş körbekir elması, limon sansı dikenli armudu da kal- madı; aslan başlı çeşmelerden taş havuzla- ra buzlu sular akmıyor; kapı önlerindeki 'seldieri' serinleten akşam rüzgârlan da çe- kip gitmiş. Şimdi Keçiören'in -ve saydığım öteki bağ ve bahçelerin- üzeri, yüzlerce yıl- lık bir yeşillik ve sayfıye uygarlıgını örten beton tabakası ile kaplı. ALAATTİN BİLGİ Ankara BEYLIKDUZU'NDE BULUŞALIM Birliğimize üye konut kooperatiflerinin, yol düzenleme ve altyapı çalışmalarına Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Dr. GürbÜZ ÇAPAN'ın katılımları ile düzenlenecek törende başlanacaktır. 6500 konutluk bu dev toplu konut projesinin gerçekleşmesinden duyduğumuz mutluluğu tüm Istanbullularla paylaşmak istiyonız. S.S.HTBŞKDİI KONUTYAPtKOOPERATİRİRİBİRLİĞİ Yer : Beylikdüzû, Mehter Çeşme Mahallesi - Esenyurt Tarih: 28.6.1991 Saat: 11.00 BEYLİKDÜZÜ ESENYURT KOOP. • ALTINYILDIZ BEYMEN KOOP. • TEZYUVA KOOP. • ATABEYKOOP. • BEYLİKKENT KOOP. • TEZMESKEN KOOP. • ORTAKÖYLÜLER KOOP. KARABÜK SULH CEZA HÂKtMLtĞt'NDEN Esas No: 1990/844 Karar No: 1991/191 tmal edilen ekmeklere etiket yapıştırmamak sucundan sanık Af- sin ilçesi Seyrantepe Çoğaltan Mahallesi nüfusuna kayıtlı Hacı Be- kir ve Fatma'dan olma 1953 D.'lu Rüstern Çiçek hakkında mahkememizin 26.3.1991 tarih ve 1990/844-1991/191 karar sayılı üa- mı ile TCK'nın 398.647/4. TCK.72 maddeleri uyarınca 3 ay hapis ve $000 lıra agır para cezası ile tecziyesine, hapis paraya çevrümekle neticeten 490.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına ve TCK'nın 402/1 maddesi gereğince hapis cezası müddetine eş olarak faalin cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin tatiline. Fiilin isleni; sekli ve niteliğine göre iş yerinin 7 gttn müddetle ka- patümasına. Dair işbu hükttm 22.5.1991 tarihinde kesinleşmiştir. Karar ilan olunur. Basın: 29176 KARABÜK SULH CEZA HÂKİMLtĞl'NDEN Esas No: 1990/420 Karar No: 1990/922 lmal edilen ekmeklere etiket yapıştırmamak sucundan sanık efla- ni Çengeller köyü nüfusuna kayıtlı Mehmet ve Sare'den olma 1939 D.'lu Hasan Dinçer hakkında mahkememizin 13.12.1990 tarih ve 1990/420 esas 1990/922 karar saydı ilamı ile TCK'nın 398.647 SK 4/1, TCK.72 maddeleri uyannca 3 ay hapis ve 5000 lira ağır para cezası üe tecziyesine, hapis paraya çevrilmekle neticeten 490.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına ve TCK'mn 402/1 maddesi ge- reğince hapis cezası müddetine eş olarak faalin cflrme vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin tatiline. Fiilin işleniş şekü ve niteliğine göre i; yerinin 7 gün müddetle ka- p&tılmasına. Dair işbu huküm 14.5.1991 tarihinde kesinleşmiştir. Karar ilan olunur. Basın: 29177 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Çocuklanmız Nasıl Yeti! Geçen Ramazan bayramında, okurumuz Hasan Köse, be- nim zaman zaman "domuz eti" konusuna değindiğimi dü- şünerek, elli kadar domuzlu bayram kartı armağan etmişti. Domuz resmi, Anadolu Uygarlıkları Müzesi'ndeki domuz bi- çimli kaptan alınmıştı. Ajanstürk Basımevi'nde çoğaltılmış; belli ki turistlere, isteyenlere satılryor. Okurum Hasan Köse^ nin bu armağantnı değeriendirmek istedim; sevdiklerime bu kartlardan yoltadım. Domuz fotoğrafı, 4000 yıl önceki Ana- dolu'yu yansıtıyordu. Demek, Anadolu'da o yıllar domuz 66- vilen bir yaratıktı ki domuz biçiminde kaplar yapılıyordu. Bu kartlardan yolladıklarım arasında Nadir Nadi ile Berin Nadi de vardı. Berin Hanım, domuzlu karta çok gülmüştü. Lond- ra'da yaşayan Orhan Suda şu karşılığı verdi: "Sevgili Ekmekçi! 'Domuzlu' kartına bayıldık. Domuzuna güzel bir karttı. O kart için, Ülkü'yle haber saldım sana. Dr. Ulkü Ankara'ya gi- diyordu. Selamlarımızı telefonda ilertik kendisine. Bugün Cumhuriyet Hafta'nın 10-16 Mayıs sayısı geldi. Se- nin Tezgâh' başlıklı yazını okuduk. On üzerinden yüz alma- sı gereken bir yazı. İçimizden kutladık seni. Sevgi ile kulaklarını çınlattık uzun uzun. Bir pürüz çıkmazsa ekimde iki aylığına gelmek istiyoruz. Ankara'da seni doyasıya kucaklayacağız. Hoşça kal. Remzi inanç'a, Halit Çelenk'e sevgilerimizi ilet. Gözlerinden öpüyoruz. Kalemıne bereket. Not: Cumhuriyet Hafta'yı. "Kitap" eksiz yoljamaya başla- dılar. Bir de çok geç yolluyorlar. Ne hıkmettir anlamadık gitti." Domuz yazılan gerçekten etkili olmuştu. Bir okur da mek- tubunun altına tek satırlık şu notu düşmüştü: "Ondan kurban da olur mu abi?" Domuzlu bayram kartından, eski arkadaşım Hasan Pulur'a da yollamıştım. "Milliyet" kartının arkasına şunları yazmış Hasan: "Sevgili Ekmekçi, Bayram kartına ve kutlamana geç cevap verdiğim için be- ni mazur gör... Özellikle kanına iliştirdiğin 'biraderinin' suretine çok teşek- kür ederim; ne kadar da sana benziyor... Eee, ne demişler? Kandır, çeker demişler... Gözlerinden öperim- Hasan Pulur" Belli ki Hasan Pulur'u çok kızdırmışım! Kızıp kızmamak arasında da ikircikli kalmış. Domuz fotoğrafını görünce, gü- ya benim ona, "Sen domuzsun, al işte!" demek istedtğimi düşünmüş. Ben, Hasan Pulur'a hiç domuz der miyim? Yan- lış anlamış! Sonra, domuzu ne denli sevdiğimi Hasancığım bilmez mi? Kimseden böyle bir tepki gelmedi! Aşkolsun Ha- sancığım! Bu bayram, domuzlu kartım yoktu, yollayamadım. İşte, Kurban bayramı da geldi geçti; kimler et yedi, kimler ye- medi hiç düşündünüz mü? Çocuklar nasıl, neyle besleniyor- lar? Nâzım'ın dizeleri geliyor usuma: "Açsınız/Et ile ekmek ile beslenmeye muhtaçsınız." • • • Bağnazlarta nasıl başa çıkacağız? Haber, Cumhuriyet'te bayram öncesii, arife günü çıktı. Güneş Gürson'un haberine göre Bilkent Üniversitesi'nde bilgisayar bölümünü bitiren "türbanlı" öğrenci Zehra Kök'ü, YÖK Başkanı Doğramacı öperek kutlamış. Kız öğrenci buna tepki gösteriyor, şöyle diyor: — Hoca'nın yaptığı fetva vermek gibi oluyor. Böyle bir şe- yin İslamda yeri olduğunu da sanmıyorum. Hocanın yaşı fazla olduğu için hoş görülebilir... Ankara'nın göbeğinde "K" ortaokulunda, öğretmene derste öğrenciler "yağmurun nasıl yağdığım" sordular. Öğretmen, bulutann yükselerek soğumasıyla yağmurun oluştuğunu soy- ledi. öğrencilerden kimi ise: — Yağmuru Allah yağdırıyor öğretmenim! diyoriardı. Öğ- retmen! — Ne Allahı oğlum, yağmur fiziksel bir olaydır, anlattığım koşullarda yağar... yanıtını verdi. öğrenciler, velilerme, veliler okul müdürüne başvurdular: — Sizin öğretmeniniz, yağmuru Allah'ın yağdırmadığını söylemiş! Okul Müdürü, öğretmeni çağırdı, öğrencilerin, velilerin önünde şöyle dedi: — Seni ayaklarımın altına alırım! Eşek, namussuz herif, defol!.. Yine Ankara'da, adı bende saklı bir okulda, din kültürü öğ- retmeni, derslerinde, öğrencilere okul tuvaletlerinde aptes al- dırarak sıralann üzerine çıkarıp namaz kıldırıyor. Öğrenciler "türban" takmaya özendiriliyor. Bu okulda 1990-1991 öğre- tim yılı yaz dönemi dışardan bitirme ve beklemeli din kültü- rü ve ahlak bilgisi dersinin sınav sorulannı getirdi bir öğrenci. Sınav sorulanndan kimileri şöyle: "(Orta III. sınıf için): 1- Hazret-i Peygamberimizin a) dede- sinin b) babasının c) annesinin d) sütannesinin adlarını yazınız. 2- Papaz Bahira, Ebu Talib'e niçin Hz. Muhammed'i Şam'a gotürmemesini tavsiye etmiştir? 3- Hz. Peygamberimizin kız ve erkek çocuklannın adlannı yazınız. 4- İlk Müslümanlar kim- lerdir? Adlarını yazınız. 5- Hicret olayı nedir? Niçin olmuş- tur? 6- Medine döneminde Hz. Peygamberimiz müşriklerle hangi savaşları yapmıştır? 7- Gusül aptesi alması gereken (cünüp) bir kimse hangi işleri yapamaz? 8- Yolcular için na- mazda ne gibi kolaylıklar vardır? Yazınız. 9- Dinimizce kut- şal sayılan Kandil gecelerinin isimlerini yazınız. 10- Türklerin İslamiyetten önceki dinleri nasıldı? Açıklayınız. (Orta II. Sınıf): 1- Tabiattaki varlıklara bakarak Allahın var ve bir olduğunu nasıl anlayabiliriz? 2- Meleklerin ortak özel- liklerini yazınız. 3- Dört büyük kitabı ve hangi peygamberte- re gönderildiğini yazınız. 5- Ahirete inanmanın bu dünyada insana ne gibi faydaları vardır? Kısaca açıklayınız. 6- Kaza ve kader nedir? Kısaca açıklayınız. 7- Tevekkül nedir? Açık- layınız. 8- Tarihte kurulan Müslüman-Türk devletlerini yazı- nız. 9- İmam-ı Azam Ebu Hanife kimdir? Yazınız. 10- Gusül (boy) aptesinin farzlarını yazınız." Birinci sınıfa sorulan sorular da bunlann benzeri... Çocuk- lanmız nasıl yetiştiriliyor? Ülke, tam bir yobazlığın, bağnazln ğın kucağına atılıyor. Bir Köy Enstitüierini, bir de bugünkü okulları düşünün, karştlastırın... TC KAYSERİ 3. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIİLANI Esas No: 1991/95 Karar No: 1991/372 C.S.E. No: 1991/179-67 Hâkim: Ali Bayraktar 19326 Kâtip: Gürsel Ozturk 1040 Davacı: K.H. Samk: HAYRİ KAYHAN-Tayyar Oğ. Fazile'den olma 1957 DThı KARPUZATAN MEVKİ ÎMAMOĞLU SUCUKLARI MESUL MÜDÜRÜ. Suç: Gıda maddeleri tuzuğune muhalefet. Suç Tarihi: 11.10.1990 Karar Tarihi: 17.5.1991 Sanık hairirınria açılan kamu davasının yapılan açık yargüaması so- nunda; G.DÜŞÜNÜLDÜ: Olay tarihinde Imamoğlu Sucuklan fırmasının sorumlu müdürü olan sanığın imal edip satışa arz edilen numunele- rin yapılan analizinde; %40 olması gereken yağ miktannın folOO fazlaa ile % 43 olduğu, aynı sucuğun yapılan analizinde insan sağlığına az veya çok zarar verecek derecede bakteri bulunması nedeni ile mahke- memizce CK'nun 396, 398, 402-1, 2, 3506, 3591 647 sy, 4/1. mdMeri uyannca neticeten 980.000— lira ağır para cezası, 6 ay sürcyle cünne vasıta luldığı meslekten men, 14 gün süre ile iş yerinin kapatılmasına karar verildiği, iş bu huküm özeti masrafmın bilahare hokümlüden alınmak üzere C.Savcılığı'na gönderilerek lstanbul, tzmir ve Anka- ra'da neşredilen trajı yüz binin üzerinde bir veya iki gazetede ilanına ve suç mahallinde yayımlanan yerel bir gazetede ilan edilmesine ka- rar verildi. 25.5.1991 Basın: 29037
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle