Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 HABERLERÎN DEVAMI 20 HAZİRAN 1991
Yine Kıbns».
(Baştarafi l. Sayfada)
Washington'un öteden beri Cumhurbaşka-
nı Özal'a bağlamış olduğu umutları sergile-
mesi açısından anlamlı sayılabilir.
Böyle bir beklentinin en son örneği ise
ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın Türk meslek-
taşına gönderdiği ve "Sevgili Ahtnet" diye
başlayan mektubudur.
Mektubun içeriği öyledir ki Bush yönetimi,
Türk tarafının Kıbrıs'a ılişkın haklı duyariık-
larını ve nihai bir çözüm açısından vazgeçe-
meyeceği ilkelerini görmezlikten geliyor.
Bunun en açık örneği Baker'ın mektubun-
da yer alan beşli zin/e önerisidir. Bu öneriye
göre zirvenin tarafları, Türkiye, Yunanistan,
Türk ve Rum toplumu temsilcileri ve "Kıbns
Cumhuriyeti"nden oluşuyor. Yani böyle bir
zirve gerçekleşirse, Kıbns Rum yönetimi tüm
adanın meşru temsilcisi olarak Türk tarafın-
ca da kabullenilmiş olacak.
Amerikan yönetiminin böyle bir öneriyle
ortaya çıkabilmesi gerçekten ilginç bir geliş-
medir. ABD, günümûzde tek süper güç ola-
rak kalmanın verdiği cüretle olacak, her şe-
yi yapabileceği sanısına kendini gittikçe da-
ha çok kaptırmaya başlamıştır.-
Kendisini hiç olmazsa Kıbrıs'la ilgili olarak
frenlemesinde yarar var!
ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın bu önerisi-
nin ne KKTC'de ne de Türkiye'de kabul gör-
mesi olanaksızdır.
Nitekim KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş,
"Kıbns Rum kesimiyle eşit şartiarda masa-
ya oturmayt öngörmeyen her türiü öneriye ka-
palı olduklarmı" Ankara'ya bildirmiştir. Tür-
kiye de Dışişleri Bakanı Alptemoçin'in bir
mektubuyla Amerikan önerisini yerinde bir
davranışla reddetmiştir.
Kıbrıslı Türk ve Rumların siyasal eşitliğini
ve Türkiye'nin etkili güvencesini yok sayan
öneriler havada kalmaya ve adada çözüm-
süzlüğü çözüm yapmaya mahkûmdur.
Türk tarannı hedef alan "ver, kurtul!" zih-
niyetiyle Kıbns'ta çözüm olmaz.
Seçimrüzgârı
(Baştarafi 1. Sayfada)
toplu fotoğraf çektirdiler. Bası-
na açıklama yapılmadı.
Yaklaşık iki saatlik görüşme-
de, Bayan Özal MKYK üyeleri-
ne evsahibesi olarak yemek ver-
di. Mönüde; kuru fasülye, pi-
lav, köfte, turşu ve dondurma
vardı. Yemek sonrasında bir
MKYK üyesi, "Bir daha Anıt-
kabir'e uğramadan buraya ge-
lebilir miyiz?" sorusunu yönel-
tince Semra Özal, "Hayır" di-
yerek güldü.
Rüzgârdan istifade
Cumhurbaşkanı Özal, yeme-
ğin başlangıanda yaptığj konuş-
mada, ANAP'ın Türkiye'ye
çok hizmet ettiğini vurgulaya-
rak, gerçekleştirilenlerin halka
iyi anlatılması gerektiğini söyle-
di. Kongrenin çok demokratik
geçtiğini kaydeden özal, "tlk
kez bir başbakanı kongrede de-
ğistinnek, ANAP'a nasip oldu"
dedi. "Her kongre sonrasında
böyle kırgınlıklar olması nor-
maldir. Ama daha fazla uzat-
mayın. 41'ler olayını
unutmayın" diyen özal,
ANAP'hlardan, çok çahşmala-
rını istedi. Özal, "Birbirinize
karşı bağınp çağırmayı btrakın,
Süleyman Bey'e bagırın. Bakın
Demirel, aynı plağı dondiirüp
duruyor, siz il il, ilçe ilçe dola-
şıp cevabını verin" diye konuş-
tu. Özal, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Çok çalışın, Ankara'da bo-
ğulmayın. Herkes yurda dağıl-
sın, kendi bölgesinde çalışsın.
Seçimin ne zaman olacağına
Meclis karar verir. Ama parti-
ye yeni bir genel başkan geldi,
yeni kadrolar oluştu, bir canlan-
ma oldu. Bu riugârdan istifade
edin." ı,w.j,M,i.ıc» .
Özal, Meclis'te çok fazla ka-
nun çıkarmak yerine, geniş kit-
leleri ilgilendirecek kanunlara
ağırlık verilmesini istedi. Herke-
sin bakanlık beklentisine girme-
sinin yanhşlığını anlatan özal,
"Bir iş, yurütebilecek olana ve-
rilir. Bazısı yeteneklidir, ama
yonılrouş olabilir. Bazısı da ger-
çekten o işe layıknr. Bakan ola-
mayanlar küsmesin,
darılmasın" dedi.
Bush'un gelisi
Cumhurbaşkanı, ABD Baş-
kanı Bush'un temmuz ayında
Türkiye'ye yapacağı ziyaretten
Türkiye'nin tanıtılması için ya-
rarlanılmasını istedi. "Bunu ba-
sit bir olay olarak almayın. Mil-
yonlarca lira versek yapamaya-
cağımız tanıtımı bu fırsattan is-
tifade yapabiliriz" diyen Özal,
Bush ile birlikte gelecek 260 ki-
şilik grupla da ügilenilmesini
önerdi. Özal, gazetecilerin,
Bush'un ziyareti nedeniyle ister
istemez Türkiye'ye ilişkin bazı
mesajlan da dünyaya duyura-
caklarını söyledi.
Yılmaz da Özal'a teşekkür
ederek, "Görevimizi yürütür-
ken Atatürk ilke ve inkılaplan
ile milli ve manevi değerterimi-
ze baglı kalacagız" dedi. Yıl-
maz, çahşmalan sırasında
ANAP'ın ilkelerine bağlı kala-
caklannı vurguladı.
ANAP Başkanhk
Divanı
Yılmaz ve Başkanhk Divanı
üyeleri, Çankaya'dan ANAP
Genel Merkezi'ne geçerek top-
lantı yaptılar. Yılmaz, toplantı
sonrası divan üyelerinin görev
dağılımını şöyle açıkladı:
"Fahrettin Kurt (Teşkilat
Başkanı), Ersin Taranoğlu (Se-
çim işleriyle görevli Genel Baş-
kan Yardımcısı), Ahmet Kara-
evli (Basın ve halkla iliskiler),
Sabri Keskin (Parlamento ve
hükümet ilişkileri), Halil Şıvgın
(Propaganda ve sosyal faaliyet-
ler), Saffet Sert (Araştırma ve
politika tespiti), Mustafa Taşar
(Genel Sekreter), Şadan Tuzcu
(Genel Sayman)."
Yılmaz, erken seçimle ilgili
soruya, "Daha görev dağılımı-
nı yeni yaptık. O konuyu bila-
hare göriışüriız" karşıhğını ver-
di. Yeni Başkanhk Divanı'nın
seçim çauşmalanna göre oluştu-
rulmuş Menimi verdiğinin
anımsatılması üzerine Yılmaz,
"Doğrudur. Seçim, kanuna gö-
re en geç 1 sene 4 ay sonra ola-
caksa, o zaman seçim bizim ön-
celikli hedefimizdir. Dolayısıy-
la parti çalışmalannda bundan
sonra gözeteceğimiz en önemli
husus, seçime hazır oimaktır"
yanıtını verdi.
Yümaz, Bakanlar Kurulu lis-
tesini hafta sonunda Cumhur-
başkanı'na vereceğini sözlerine
ekledi.
Mesut Yümaz, Başkanhk Di-
vanı'ndan sonra ANAP Genel
Merkezi'ndeki personel ile top-
lantı yaptı. Yılmaz, bu toplan-
tıda çahşanlara, "Bundan son-
ra bideri güç bir dönem bekli-
yor. Tempomuz artacak. Bn
tempoya ayak uyduranlar kalır,
uyduramayanlar bizi
bağışlasınlar" dedi. Yılmaz, ça-
hşanlardan partililere iyi dav-
ranmalarını istedi.
ANAP Genel Başkan Yar-
dımcüan, görev dağılımının bel-
li olmasından sonra odalarına
geçerek görevlerine başladılar.
îlk iş olarak böliimlerindeki go-
revlileri toplayarak çeşitli tali-
matlar verdiler. Bu arada Yaşar
Oknyan da genel başkan danış-
manlığına getirildi,
Yılmaz, genel merkezde yak-
laşık 2 saat Ekrem Pakdemirli
ile görüştü. Görüşmeden sonra
bir açıklama yapılmadı. Pakde-
mirli, ekonomi yönetimine gel-
mesinde sorun ohnadığını yine-
ledi. Yılmaz, Hüsnü Doğan'ın
açıklamasımn anımsatılması
üzerine, "evet, maalesef doğnı"
dedi. Doğan'ın önerisini reddet-
me gerekçesini bilmediğini söy-
leyen Yılmaz, "Başka reddeden
oldu mu?" sorusuna gülerek,
"Hayır, ilk kez başıma geliyor"
yanıtını verdi.
Hükümet çalışmalan
Yıbnaz, hükümet için yoğun
kulisini sürdürüyor. Yılmaz,
önceki gün yarım saat başbaşa
görüştüğü Hüsnü Doğan'a
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanhğı ya da panide etkin bir
görev önerdi, ancak Doğan bu
önerileri reddetti.
Doğan, dün oğleden sonra şu
açıklamayı yaptı:
"Anavatan Partisi Genel
Başkanı Sayın Mesut Yılmaz ile
18 Haziran 1991 güntt. Merkez
Karar ve Yönetim Kurulu top-
lanüsını müteakip yapüğınuz
görüşmede, bana, kurulacak
hukumette Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı teklif edilmiş-
tir. Bunu kabul etmediğimi ken-
disine bildirdim. Sayın Yümaz,
hükiimette başka bir görev iste-
yip istemedigimi de sordular.
Diğer taraftan. partide bir gö-
revin de mttmkün olabilecegini
ifade ettiler. Herhangi bir tale-
bimin olmadığını söyledim.
Gösterdiği ilgiye teşekkür ettim
ve başanlar diledim."
Ekrem Pakdemirli'nin başba-
kan yardımcıhğına kesin gözle
bakıhrken, başbakan yardımcı-
hğına bağlanacak kuruluşlar ile
yetkilerinin smu^lan tartışıhyor.
Yılmazcı milletvekilleri, Ak-
bulut hükümetindeki 7 bakana,
"gidici" gözüyle bakıyorlar.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler, Içişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, Sanayi ve Ticaret Baka-
nı Şükrü Yürür, Kültür Bakanı
Namık Kemal Zeybek, Devlet
Bakanı Kemal Akkaya, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı To-
gay Gemalmaz ve Devlet Baka-
nı Kâmran İnan'ın kabine dışı
kalabilecekleri ileri sürülüyor.
Devlet Bakam Güneş Taner
1
-
in durumu, Pakdemirli'ye veri-
lecek göreve bağh bulunuyor.
Yılmaz'a cephe alan ve ANAP
grubunda tepki toplayan Güneş
Taner'in hükümet dışında tutu-
labileceği ifade edüiyor. Cum-
hurbaşkanı Özal'a yakınhğı ile
bilinen Taner'in, özal'ın isteği
üzerine hükümetteki yerini ko-
ruyabileceği vey'a bir başka ba-
kanhğa kaydınlabileceği de be-
lirtih'yor.
ANAP Genel Sekreterliği'ne
getirilen Mustafa Taşar'ın par-
ti görevi nedeniyle kabine dışı
kalabileceği söyleniyor.
Devlet Bakanlığı'nda etkin
olamadı|ı ileri sürülen Hüsa-
mettin Oriiç'ün de, yeni hükü-
mette yer ahnayacağı iddia edi-
liyor. Orüç'ün yerine, Yılmaz'a
kongre öncesi yardım eden Bur-
sa Milletvekili Mehmet Gedik'-
in getirilebileceği dile getiriliyor.
Akbulutçu Oltan Sungurlu'-
nun da, uzlaşma havası açısın-
dan Adalet Bakanlığı 'nı sürdü-
rebileceği belirtiliyor. Adalet
Bakanlığı için, eski TBMM Baş-
kanı N'ecmetn'n Karaduman'ın
da adı geçiyor.
Milli Sa\ijnma Bakanı Meh-
met Yazar'ın hükümet dışı ka-
labileceği veya bir devlet bakan-
lığına kaydınlabileceği belirtili-
yor. Milli Savunma Bakanlığı
için Zeki Yavuztürk ve Müker-
rem Taşç'ıoglu'nun adları
geçiyor.
Mesut Yılmaz'ın uzun süre
görev yaptığı Dışişleri Bakanlı-
ğı'na Safa Giray'm getirilebile-
ceği ifade edilirken, Kurtcebe
Alptemoçin'in devlet bakanlığı-
na kaydınlabileceği söyleniyor.
Sağlık Bakam Halil Şıvgın, ge-
nel başkan yardımcıhğına geti-
rildiği için, Sağlık Bakanlığı'n-
dan uzaklaştınlabileceği kulis-
lerde söyleniyor. Ulaştırma Ba-
kanı Cengiz Tuncer de devlet
bakanhklanndan birine kaydı-
nlacak isimler arasında sayılı-
yor. Tuncer'in genel başkan
adayı olmasından sonra Yılmaz
lehine adayhktan çekiLmesine
ANAP grubunda tepki gösteri-
liyor. Yılmaz'ın grubun baskısı
ve Akbulutçulann isteği doğrul-
tusunda, Tuncer'i kabine dışı
tutabileceği de dile getiriliyor.
Akbulut'un yanında yer alan
Şükrti Yürür, Togay Gemalmaz
ve Namık Kemal Zeybek, Yıl-
maz kabinesine giremeyecek
isimler arasında sayüıyor. Kara-
evli'nin devlet bakanüğına geti-
rilerek hükümette de aynı görevi
yapması bekleniyor.
ANAP kulisinde konuşulan
bakan olabilecek Yılmazcı mil-
letvekilleri şunlar:
"Mehmet Gedik (Bursa),
Saffet Sert (Konya), Ali Talip
Özdemir (Konya), Ahmet Kara-
evli (Tekirdağ), tlker Tuncay
(Çankın), Necmettin Karadu-
man (Trabzon), Mehmet Ali Bi-
lici (Adana), Mehmet Akdemir
(Gaziantep), Bülent Akarcalı
(tstanbul), Mustafa Kalemli
(Kütahya), Zeki Yavuztürk
(Ankara), Safa Giray (tstan-
bul), tsmet Oktay (Eskişehir),
Seçkin Fırat (Bolu)."
Mesut Yılmaz'ın, yetki yasa-
sına dayanarak, bakanhklarda
düzenlemeyi planladığı bildir;-
liyor. Yıhnaz, özellikle ekono-
mi yönetimine ilişkin devlet ba-
kanlıklannda ve bağlı kuruluş-
larda değişiklik üzerinde çalışır-
ken, devlet bakanlıklanmn sa-
yısının arttırılabileceği belir-
tiliyor.
İcracı bazı bakanhkların ye-
niden ikiye bölünmeleri değer-
lendiriliyor. Bölünecekler ara-
sında Maliye ve Gümrük, Tanm
Orman ve Köyişleri, Sanayi ve
Ticaret bakanlıklan yer alıyor.
Milyarlık Roma lahti
(Baştarafi l. Sayfada)
açıklandı, Olaym, daha önce
New York'a kaçınlmış bir baş-
ka Roma mermer lahit olayını
da aydınlatması bekleniyor.
Denizli'de Hacı Mustafa Ün-
lü adlı kişinin bulduğu 4 ton
ağırlığındaki Roma dönemine
ait mermer lahti İhsan Acar'a
30 bin marka (75 milyon liraya)
sattığı ve bu kişinin de elindeki
gerek Denizli ve gerek Afyon
yoresinden gelmiş çeşitli eski
eserleri yurtdışına çıkarmaya
çalıştığı polise ihbar edildi.
îstanbul Mali Şube Muduru
Haluk Gözen'in denetimindeki
iki ayrı ekibin Denizli ve Af-
yon'da yüruttüğü operasyon so-
nucunda, tarihsel eserler İstan-
bul'da jumbo tipi bir T1R kam-
yonun içinde bulundu.
İstanbul'da bir nakliye şirketi
sahibi olan Cevdet Sert adlı ki-
şinin bu eserleri 25 bin marka
(yaklaşık 62.5 milyon liraya)
yurtdışına taşımayı kabul ettiği
belirlendi.
34 KYN 69) plakalı TlR'ın
Almanya'ya tekstil ve cam eşya
ihrâcı amacıyla gumrükten geç-
tikten sonra mührün sökülduğu
ve kamyonun içine bu eserlerin
kamufle edilerek yerleştirildiği
saptandı.
Polis kamyonda yaptığı ara-
mada 4 ton ağvrhğında dört ya-
nı kabartma figürlerle kaplı
mermer lahit, 5 adet mezar ste-
li, 2 adet mermer lahit parçası,
2 dev boyda mermer kadın hey-
keli, 5 adet mermer heykelcik,
8 adet mermer heykel başı ve
421 antik sikke buldu.
Yapılan soruşturmada 4 ton-
luk lahtin Münih üzerinden
Londra'da Nevzat Telli'ye, öte-
ki eserlerin de buyuk kardeşi ve
Münih'te antika galerisi bulu-
nan Edip Telli'ye gönderilmek-
te olduğu ve bunları pazarlayan
kişinin de, eski bir polis olduğu
söylenen İhsan Acar adL önemli
bir antika kaçakçısı olduğu
saptandı.
Bilindiği üzere Telli kardeş-
ler, 1984 yılında Antalya'nın EI-
mah ilçesinde kaçırılan yüzyılın
definesi olarak tanımlanan "El-
malı Definesi"ni Amerika'da
pazarlamışlardı. Londra'da ya-
şayan ve tekstil ticareti yapan
Nevzat Telli, Interpol kayıtları-
na göre ayda Avrupa'ya iki ton
esrar sevkiyatı yapan ünlü bir
kaçakçı olarak tamnıyor.
Karayollan 17. Bölge Müdürtügü'ne konan bomba maddi hasarayol açb. (Fotograf: Befazat Sahin)
Ankara ve IstaııbuTda
bombalar patlaclı
tstanbal Zincirlikuyu'da Karayollan 17.
Bölge Müdürlüğü, Karaköy'de Maliye
Bakanlığı'na ait bir bina, Küçükyalf da
Karayollan 1. Bölge Müdürlüğü, Çamhca'da
DSİ Bölge Müdürlüğü, Dolapdere'de Denizcilik
îşletmeleri'ne ait bir bina gece bombalandı.
Ankara Kamu Işverenleri Sendikası'na üç kişi
tarafmdan iki ses bombası kondu. Olayı Dev-
Sol üstlendi.
Haber Merkezi — Kamu Iş-
verenleri Sendikası'nın (Kamu-
Sen) Ankara'daki genel müdür-
lük binasında dün iki ses bom-
bası patladı. İstanbul'da da 5
kamu kuruluşu binası bomba-
landı. Karayollan 17. Bölge
Müdürlüğü'nün Zincirlikuyu'-
daki binasında meydana gelen
patlamada 2 poiis yaralandı.
Kimlıği belirlenemeyen üç ki-
şi, dün saat 8.30 sıralarında
Kamu-tş'in Ziya Gökalp Cad-
desi 21 nolu binasındaki genel
merkezine geldi. Saldırganlar,
binadaki bekçinin silahını alıp
bağladılar. Büro çalışanlarına
Dev-Sol üyesi olduklannı söyle-
yen saldırganlar, büro duvarla-
rına sprey boyayla "Dev-Sol"
yazdılar. Bombalann birini ça-
hşanların bulunduğu odaya, di-
ğerini de koridora yerleştiren
saldırganlar, çalışanları yere ya-
tırdıktan sonra kaçtılar. Olay
yerine gelen polisler, büro çah-
şanlannı dışanya çıkardılar. Ça-
lışanlar çıktıktan 30 saniye son-
ra bombalar saat 9.00 sıralann-
da patladı. Saldırganlardan bi-
rinin 30 yaşlannda kısa saçh, sa-
kallı, yeşil montlu, kot panto-
lonlu, esmer, diğerinin montlu
ve kısa kıvırcık saçh olduğu bil-
'HABER MEDYALARl'KONFERANSI
'Gözümüz, kulağımız,
beynimiz rehin alındı'
Îstanbul Tarabya Oteli'nde "Uluslararası
Kitle tletişim Araştırmalan Merkezi" ile
ÎLAD'm ortaklaşa düzenlediği iki günlük
konferansta 12 ülkeden gelen 27 uzman
Körfez savaşı öncesinde, sırasında ve
sonrasında, medyanın "tahrif edici ve
çarpıtıcı" yanlannı tartışıyor.
Haber Merkezi — Kısa adı
1AMCR olan Uluslararası Kit-
le İletişim Araştırmalan Merke-
zi ile Türkiye'deki iletişimbilim-
çilerin mesleki orgutü olan
İLAD'in (İletişim Araştırm'acı-
ları Derneği) 19 ve 20 haziran
günleri Îstanbul Tarabya Oteli'n-
de düzenlediği "Haber Medya-
ları ve Uluslararası Çatışmalar"
konulu konferansında, Körfez
samşında "Gerçek ve tüm insan-
lar yenildi. Çünkü savaş önce-
sinde, sırasında ve sonunda
medyalar gözümuzü, kulağımı-
zı ve beynimizi rehin almıştı"
görüşu on plana çıktı.
Dün ya.pılan açılış toreninde
Îstanbul Belediye Başkanı Nu-
rettin Sözen, Gazeteciler Cemi-
yeti Başkanı Nezih Demirkent,
İLAD Genel Sekreteri Hüsa-
mettin Cnsal ile IAMCR Başka-
nı Prof. Cees J. Hamelink soz
aldılar. Sozen, k\sa konuşmasın-
da "Birbirimizin görüntüsünü,
sesini yanıbaşımı/da bulabiliyo-
ruz. Ancak buna acaba gerçek
yakınlık diyebilir miyiz?" soru-
sunu gündeme getirirken, De-
mirkent "Gelecek kuşaklara bı-
rakaeağımız yegâne miras doğ-
ru haberciliktir" dedi. Husamet-
tin Ünsal, konferansın hazırlık
gelişmeleri konusunda bilgıler
v«rirken, IAMCR Başkanı Prof.
Hamelink, Körfez savaşı sırasın-
da "Medyanın savaşı haklı gös-
terdiğini. insan hakları ve Ce-
ıievre Antlaşması'nın çignenme-
sini teşvik ettiğini, ayrıca Arap-
lar ve Müslumanlar konusunda
olumsuz önyargılar yaydığım"
söyledi.
Daha sonra da oturumlara
geçildi. 2 günlük konferans bo-
yunca "Körfez savaşı sırasında
propaganda ve yanlış haber yay-
ma", "Sosyolojik olarak Körfez
savaşı", "Haberleşme teknoloji-
leri", "Ekonomik politika pers-
pektifleri", "Haber izlemenin
karşılaştırmalı analizi", "Savaşı
haber olarak izlemek ve aktar-
manın mesleki kurallan" konu-
ları yerli ve yabancı 27 uzman
tarafmdan bildiriler ve tartışma-
larla irdeleniyor.
iki gün boyunca sunulacak ve
tartışılacak bildiriler arasında
sansür, kadın ve savaş, askerci
anlayış ve cinsiyetçilik, CNN ve
savaş psikolojisi gibi temalar bu-
lunuyor.
Konferansa, Norveç, İsveç,
Fransa, ABD, İngiltere, İran, İs-
rail, Malezya, Almanya, İrlan-
da, Brezilya, Zimbabve, Mısır,
Hindistan ve İspanya'dan ileti-
şim bilimciler, üniversite öğretim
üyeleri ve medya sorumluları
katılıyor.
dirildi. Görgü tanıkları, üçüncü
saldırganın da sarı saçh ve ma-
vi gözlü olduğunu söylediler.
Olaydan sonra telefonla gaze-
teleri arayan Dev-Sol Silahlı
Devrimci Birükler üyesi olduğu-
nu söyleyen bir kişi, "tşten atıl-
malar ve bak gasplanna karşı
Kamu-Sen'i bastık. Toplusöz-
leşmeli kamu işçilerinin haklan
verilmelidir. Yaşasın devrimci
işçi hareketi" diye konuştu.
İstanbul'da bombalı
gece
tstanbul'daki ilk patlama sa-
at 22.00 sıralarında Karayolla-
n 17. Bölge Müdürlüğü'nün
Zincirlikuyu'daki merkez bina-
sında meydana geldi. Müdürlük
binasının girişine yerleştirilen
tahrip gücü yüksek bombanın
patlaması, büyük hasara neden
oldu. Patlamada, binanın kar-
şısında bulunan ve Çevre Yol-
ları Trafik Şube Müdürlüğü ile
Karayollan'nın ortaklaşa kul-
landığı binada bulunan trafik
polisleri Süleyman Gürbüz ile
Atik Sentürk, kırılan camlardan
hafıf yaralandılar. Saldırganla-
rın bölge müdürlüğü binasma
bordo renkli Murat 131 marka
bir oto ile geldikleri belirtildi.
Saldırganlar, olaydan sonra
Maslak yönüne aynı oto ile
uzaklaşırken, bölgede geniş çap-
lı önlem alındı.
Bu patlamanın ardından Ka-
raköy'deki Maliye ve Gümrük
Bakanlığı Hesap Uzmanlan Ku-
rulu tstanbul Grup Başkanlığı
binasında patlama oldu. Patla-
mada maddi hasar meydana
geldi.
Aynı saatlerde Küçükyalı'da-
ki Karayollan 1. Bölge Müdür-
lüğü ile Üsküdar Çamhca'daki
DSİ Bölge Müdürlüğü binalan-
na da bomba atıldı. Dolapdere'-
deki Denizcilik Îşletmeleri'ne ait
bir bina da bombalandı. Patla-
malar hasara yol açtı. KUçükya-
lı'daki patlamanın sorumlulu-
ğunu, Dev-Sol üstlendi.
Uçaklara bomba ihban
Atatürk Havalimam'ndaki
bütün uçaklara "bomba" ko-
nulduğu şeklinde ihbarda bulu-
nuldu. Bunun üzerine bütün
uçaklarda yapılan aramalar so-
nucu, ihbann asılsız olduğu an-
laşıldı.
Edinilen bilgiye göre saat
20.00 sıralannda bazı kişilerce
THY'ye telefonla yapılan ihbar-
da "Bütün uçaklara bomba
konulduğu" bildirildi.
Bunun üzerine ihban değer-
lendiren emniyet güçleri, Ata-
türk Havalimam'ndaki bütün
uçaklarda aramalar yaptılar. Bu
arada uçuşa hazır olan uçaklar-
da da yolcular ve bagajlar tek-
rar aramadan geçirildi. Arama-
lar nedeniyle, THY'nin iç hat
seferlerinden Ankara, Adana,
Dalaman, İzmir ve Antalya se-
ferlerinde aksamalar oldu. Ak-
sayan Dalaman seferi, saat
21.30 sıralarında gerçekleştirile-
bildi.
Güneydoğu'da kumaşçılar uyanldı
Renk operasyonuSarı, kırmızı ve yeşil renklerin bir arada
bulunmaması için kumaşçılar uyanldı. HEP
Şanlıurfa îl Başkanı Acar, 'San çiçeklerin,
kırmızı güllerin, yeşil yaprakların yan yana
durmasını engelleyemezsiniz' dedi.
Ş A N L I R U R F A / S t t R T
(Cumhuriyet) — Içişleri Bakan-
hğı'nın sarı, kırmızı ve yeşil
renklerin bir arada kullanımını
yasaklaması üzerine polis, "teh-
likeli renkler"i aramaya başla-
dı. Bakanlığın genelgesi Halkm.
Emek Partisi tarafından sert bir
dille kınandı.
HEP Şanüurfa İl Başkanı Dr.
Halil Acar, "YeşU-san ve kırmı-
nya gösterikn alerji"yi boğala-
rın matadorlara saldırması ola-
rak değeriendirdi. Yurttaşlara
"İstediginiz rengi yaşamın her
alanında kullanın" çağrısında
bulunan Acar, gayri insani bir
mantığa dayandığmı öne sürdü-
ğü "renk genelgesi" hakkında
şunları söyledi:
"Binlerce yıldır sarı, kırmızı
ve yeşil renkleri kendi doğallıgı
içinde kullanagelen Kürt halkı,
70 yıldır yasaklanan dillerini na-
sıl konuşuyorlarsa bu renkleri
de kullanacak, yasağa karşı di-
renecektir. Bu tür kararlarla
Kürt sonınunu çözeceğini sanan
yetkililer, san çiçeklerin. kırmızı
güllerin, yeşil yapraklann yan-
yana durmasını nasıl engelleye-
cek. Polis, san, komuzı ve yeşilli
giyen genç kızların sokak orta-
sında elbiselerini mi yırtacak?
tspanya'daki arenalarda boğa-
lar kırmızı şal taşıyan matado-
ra nasıl saldînyorsa Türkiye'de-
ki yetkililer de renklere saldın-
yortar."
Emniyet güçleri san, yeşil ve
kırmızının bir arada bulunma-
sının yasaklanması üzerine Si-
irt'te baa önlemler aldı. Kumaş
satan mağazalara talimat veren
polisler, üç rengin bir arada bu-
lunmamasmı istedi. Emniyetten
bir yetkili, "PKK kentlerde ba-
ZJ pasif eylemler yaparak dikkat
çekmek istiyor. Maalesef bir
amatör futbol takunının kapta-
nı bu üç renkten oluşan kaptan-
uk bandını takmış" dedi.
GOZLEM
UGUKMUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
göz önünde tutularak paylaşılmasını istiyor
Özetle diyorlar ki:
—Bakanlıkların yarısı bize verilsin.
Peki venlmezse?
—Verilmezse biz kanşmayız.
Kimin bakan olacağına, kimin olmayacağına Mesut Yıl-
maz'dan çok ANAP İstanbul İl Başkanı karar verecektir!
ANAP İstanbul İl Başkanı aynı zamanda 'ANAP'ın anası'
da değil midir?
ANAP milletvekilleri, şimdiye kadar neleri içlerine sindir-
diler; bu özverilere de hep Allah için ve Sayın Cumhurbaş-
kanımızın buyurdukları gibi 'Allarfın ipine sımsıkı sanlarak1
vatan için ve de son bağımsız Müslüman Türk devleti için
katlandılar.
Buna da katlanırlar.
Bu bir fen, bal ve petek' olayıdır.
Arılardan biri gelir biri gider. Önemli olan ANAP peteği-
dir. Ve peteğin sahibidir.
Peteğin sahibi de Yılmaz'ın VoğaJlidef ve Türkiye'nin gel-
miş geçmiş en büyük siyasetçisi' diye övdüğü OzaPdır.
Parti, Semra Hanım'ındır. Parti, Ahmet Özal'ındır. Parti,
Efe ve Zeynep Özal'ındır.
Bu 'aile boyu parö'nin genel başkanlığına Yıldınm Bey gel-
se ne olur, Mesut seçilse ne olur?
Ne değişir?
Kemal Zeybek yerine örneğin Mükerrem Taşçıoğlu ba-
kan olsa, Türk kültüründe deprem mi olur, kıyamet mi ko-
par? Kurtcebe Bey'in yerine Bülent Akarcalı otursa Türk dış
siyaseti mi değişir?
Ve ne değişir Keçeciler'in gidip yerine Ekrem Pakdemir-
li'nin gelmesiyle?
Faizler mi düşer? Enflasyon mu? Yoksa ulusal gelir mi
artar birden bire?
ANAP'ların bu hay-huy içinde unuttuklan çok önemli bir
konu var.
Bu konu ttev/ef adamlığı'dn.
Sayın Özal'ın büyük başarılarından biri Erzincan'ın eski
toptancı hal müdüründen dünya çapında bir lider çıkarma-
sıydı.
Akbulut, bir büyük devlet adamı oiarak yetişiyordu.
Ana karnında bile insan oğlu ancak dokuz ay 15 günde
oluyor. Akbulut'a neden bir yıl daha süre tanınmadı?
Akbulut'un tam devlet adamı olacakken, tam parti ve hü-
kümet adamlığından devlet adamlığına sıçrayacakken, bu
aşamadayken 'hanımefendi darbesiyte' görevinden aynlmak
zorunda bırakılması, yalnızca ANAP için değil memleket ve
dünya siyaseti bakımından da bir büyük kayıptır.
Ham meyve dalından koparılmıştır. Buna kimsenin hak-
kı yoktur.
ANAP'a nasıl kıyılır? Hadi ANAP'a acımadınız, yetmiş yıj-
da yalnız ve yalnızca özal'ı yetiştiren bu çorak demokrasi-
de neden ikinci Özal'ın çıkmasına izin verilmez? Neden Ak-
bulut desteklenmez?
Neden dünya siyaseti böyle güçlü bir liderden kongre ka-
rarı ile yoksun bırakılır? Aralanndan çıkan bir arkadaşlan
devlet adamlığına çeyrek kala koltuğundan nasıl edilir?
Akbulut seçilseydi Ayasofya'da ezan bile okutacaktı. Ya-
zık değil mi? Kim okuyacak bu ezanları şimdi? Efe özal
mı?.. Kim?
Kim bakan olacak benim umurumda değil. Ben onu bi-
lir, onu söylerim:
ANAP, Türk ve dünya siyasetini bir büyük liderden yok-
sun bırakmıştır.
Mahşerde ruzi cezada iki elim bu yüzden yakalarında-
dır!
Gözaltuıda işkence
(Baştarafi 1. Sayfada)
kat Murat Demir ile Cvrkhm
Kocaacar, Emniyet Müdürlüğü
Siyasi Şubesi'nde basına göste-
rildikleri sırada, işkence gör-
düklerini ileri sürdüler. DGM
Savcıhğı'ın gözaltındakiler için
polise ek gözetim süresi verdiği
öğrenildi. Gözaltındakilerin 28
haziranda DGM'ye çıkanlmala-
n bekleniyor.
Emniyet Genel Müdürü Ne-
cati Bilican, dün basın toplan-
tısı düzenleyerek emekli Korge-
neral lsmail Selen'in öldürülme-
si olayına ilişkin yapılan operas-
yonla ilgili şu bilgileri verdi:
"• Polis, yaptığı bir dizi ope-
rasyonlar sonucu yasadışı bir
örgute ait 12 kişiyi yakaladı.
Yakalananlardan Mehmet Gun-
görroez, 7 Eylül 1988de Llus-
ta esnaflık yapan Süleyman
Yüksel'i, soygun amacıyla git-
tikleri işyerinde öldürdüklerini
anlattı. Bu sanık, çıkanldığı
mahkemece tutuklandı.
• Güngörmez'in ifadesi üze-
rine, Hüseyin Koç adlı bir baş-
ka kişi de Adana'da yakalandı.
Koç sorgusunda, Tuggeneral
Terael Cingöz'un öldürülmesi
olayının faillerinden Adnan Te-
miz'in adını verdi, bu kişi de
Adana Emniyet Müdurlüğü'nce
yakalandı ve olayla ilgili operas-
yonlar başlatıldı. Koç da tu-
taklandı.
• Yine Koç'un anlatımlan
Üzerine Sinop'ta öğretmenlik
yapan Ümmet Suna ile eşi Ha-
tice Suna gozaltına alındılar.
Ümmet Suna, sorgusunda üye-
si bulunduğu örgüte silah ve
mermileri kardeşi Astsubay
Necmi Suna'nın sağladığını an-
lattı. Bunun üzerine Necmi Su-
na da yakalandı. Necmi Suna'-
nın gösterdiği verde de 1 adet
7.65 mm çapında Belçika yapı-
mı Browning tabanca. 5 adet
7.65 mm çapında fişek, 2 adet
boş şarjör, 193 adet 9 mm ça-
pında dolu fişek, 109 adet 7.62
çapında dolu fişek, 15 adet Ka-
leşnikof mermisi. 2 adet M-16
şarjörii, 1 adet harp pakedi, 1
adet el bombası pimi, 1 adet be-
ta feneri, 2 adet siperlikli şap-
ka ve çok sayıda örgütsel dokü-
man elde edildi. Aynca, Suna'-
ya yardımcı olan iki astsubay da
gozaltına alındı.
* Astsubay Suna sorgusunda,
Selen'in öldürülme istihbaratı-
nı yaparak bilgileri örgüt için-
de Ali kod adıyla bilinen Liitfi
Topal'a verdiğini, yine bu kişi-
ye 10 adet el bombası, 100 adet
9 mm çapında menni ve 1 adet;
14'lü olarak bilinen Belçika ya-
1
pımt Brovvning tabanca vererek
örgüte silah ve mermi destegi
yaptığını ifade etti. Bunun üze-
rine Lütfı Topal da yakalandı ve
itiraflarda bulundu. Suna'nın, 9
ay önce örgut adına faaliyette
bulunmak amacıyla Ankara'da-
ki birliğinden firar ettiğini söy-
lediği Astsubay Muzaffer Meh-
metçiler'in de aranmasına baş-
landı. Mehmetçiler, henüz ya-
kalanamadı.
• Sol örgütün cezaevinde bu-
lunan üst düzey bir tutuklu sa-
nığı ile dışarda bulunan örgüt
mensuplan arasındaki muhabe-
reyi sağlayan iki avukat ve bir
basın mensubu takip sonucu ya-
kalandılar. Üzerlerinde 'Anka-
ra'da bulunan bir taşocağı dina-
mit deposunun soygun planı ile
TOFAŞ bayilerince emniyet
müdürlüklerine tahsisli araçla-
rın bulunduğu depolara sabotaj
planlan' elde edildi. Konuyla il-
gili soruşturma kapsamlı olarak
devam ediyor."
Olayla ilgili gozaltında tutu-
lanlar, Ankara Emniyet Müdür-
lüğü'nde dün basına gösterildi-
ler.
Gözaltmdakilerden Ca\idan
Kocaacar, fotoğraflan çekilir-
ken yüzünü basın mensuplanna
dönerek iki eliyle zafer işareti
yaptı. Kocaacar, Siyasi Şube
elemanlanna da "Yapüğınız iş-
kenceleri anlatın, yaptığınız
komplolan anlatsanıza" dedi.
Gozaltında tutulanlardan Avu-
kat Murat Demir de önlerinde-
ki masanın üzerinde bulunan si-
lah ve mermileri işaret ederek
"Bunlann benle bir Ugisi yok.
Bunlar ne? KoUanm bacaklanm
tutmuyor" diye konuştu.
Basının önüne çıkanlanlar
arasında S gündür gozaltında
tutulan Güneş gazetesi İnsan
Haklan Servisi Şefı Deniz Tez-
tel'in bulunduğu da gözlendi.
Polis yetkilileri, hafta başında
Teztel'in bazı sanıklann ifade-
lerinde adının geçmesi nedeniyle
gozaltına ahndığım, kendisiyle
ilgili önemli herhangi bir kanıt
bulunamadıgını, bu nedenle en
geç çarşamba günü (dün) ser-
best kalabileceğini söylemişler-
di. Ancak, dün basına dağıtılan
açıklamada, Teztel'in üzerinde
de bazı örgüt planlannın çıktı-
ğı yönünde ifadeler yer aldığı
gözlendi. Polis, Teztel'in ne za-
man savcı ve yargıç önüne çıka-
rılacağı konusunda herhangi bir
bilgi vermedi.
CUMHURBAŞKAM GAZİ M.KEMAL
PA§A'NIN SONBAHAR GEZİLERİ
Nuri Onat
(yayına haariayan)
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemdi göndcrilmcz.