22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 HABERLERÎN DEVAMI 20 HAZİRAN 1991 Yine Kıbns». (Baştarafi l. Sayfada) Washington'un öteden beri Cumhurbaşka- nı Özal'a bağlamış olduğu umutları sergile- mesi açısından anlamlı sayılabilir. Böyle bir beklentinin en son örneği ise ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın Türk meslek- taşına gönderdiği ve "Sevgili Ahtnet" diye başlayan mektubudur. Mektubun içeriği öyledir ki Bush yönetimi, Türk tarafının Kıbrıs'a ılişkın haklı duyariık- larını ve nihai bir çözüm açısından vazgeçe- meyeceği ilkelerini görmezlikten geliyor. Bunun en açık örneği Baker'ın mektubun- da yer alan beşli zin/e önerisidir. Bu öneriye göre zirvenin tarafları, Türkiye, Yunanistan, Türk ve Rum toplumu temsilcileri ve "Kıbns Cumhuriyeti"nden oluşuyor. Yani böyle bir zirve gerçekleşirse, Kıbns Rum yönetimi tüm adanın meşru temsilcisi olarak Türk tarafın- ca da kabullenilmiş olacak. Amerikan yönetiminin böyle bir öneriyle ortaya çıkabilmesi gerçekten ilginç bir geliş- medir. ABD, günümûzde tek süper güç ola- rak kalmanın verdiği cüretle olacak, her şe- yi yapabileceği sanısına kendini gittikçe da- ha çok kaptırmaya başlamıştır.- Kendisini hiç olmazsa Kıbrıs'la ilgili olarak frenlemesinde yarar var! ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın bu önerisi- nin ne KKTC'de ne de Türkiye'de kabul gör- mesi olanaksızdır. Nitekim KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, "Kıbns Rum kesimiyle eşit şartiarda masa- ya oturmayt öngörmeyen her türiü öneriye ka- palı olduklarmı" Ankara'ya bildirmiştir. Tür- kiye de Dışişleri Bakanı Alptemoçin'in bir mektubuyla Amerikan önerisini yerinde bir davranışla reddetmiştir. Kıbrıslı Türk ve Rumların siyasal eşitliğini ve Türkiye'nin etkili güvencesini yok sayan öneriler havada kalmaya ve adada çözüm- süzlüğü çözüm yapmaya mahkûmdur. Türk tarannı hedef alan "ver, kurtul!" zih- niyetiyle Kıbns'ta çözüm olmaz. Seçimrüzgârı (Baştarafi 1. Sayfada) toplu fotoğraf çektirdiler. Bası- na açıklama yapılmadı. Yaklaşık iki saatlik görüşme- de, Bayan Özal MKYK üyeleri- ne evsahibesi olarak yemek ver- di. Mönüde; kuru fasülye, pi- lav, köfte, turşu ve dondurma vardı. Yemek sonrasında bir MKYK üyesi, "Bir daha Anıt- kabir'e uğramadan buraya ge- lebilir miyiz?" sorusunu yönel- tince Semra Özal, "Hayır" di- yerek güldü. Rüzgârdan istifade Cumhurbaşkanı Özal, yeme- ğin başlangıanda yaptığj konuş- mada, ANAP'ın Türkiye'ye çok hizmet ettiğini vurgulaya- rak, gerçekleştirilenlerin halka iyi anlatılması gerektiğini söyle- di. Kongrenin çok demokratik geçtiğini kaydeden özal, "tlk kez bir başbakanı kongrede de- ğistinnek, ANAP'a nasip oldu" dedi. "Her kongre sonrasında böyle kırgınlıklar olması nor- maldir. Ama daha fazla uzat- mayın. 41'ler olayını unutmayın" diyen özal, ANAP'hlardan, çok çahşmala- rını istedi. Özal, "Birbirinize karşı bağınp çağırmayı btrakın, Süleyman Bey'e bagırın. Bakın Demirel, aynı plağı dondiirüp duruyor, siz il il, ilçe ilçe dola- şıp cevabını verin" diye konuş- tu. Özal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok çalışın, Ankara'da bo- ğulmayın. Herkes yurda dağıl- sın, kendi bölgesinde çalışsın. Seçimin ne zaman olacağına Meclis karar verir. Ama parti- ye yeni bir genel başkan geldi, yeni kadrolar oluştu, bir canlan- ma oldu. Bu riugârdan istifade edin." ı,w.j,M,i.ıc» . Özal, Meclis'te çok fazla ka- nun çıkarmak yerine, geniş kit- leleri ilgilendirecek kanunlara ağırlık verilmesini istedi. Herke- sin bakanlık beklentisine girme- sinin yanhşlığını anlatan özal, "Bir iş, yurütebilecek olana ve- rilir. Bazısı yeteneklidir, ama yonılrouş olabilir. Bazısı da ger- çekten o işe layıknr. Bakan ola- mayanlar küsmesin, darılmasın" dedi. Bush'un gelisi Cumhurbaşkanı, ABD Baş- kanı Bush'un temmuz ayında Türkiye'ye yapacağı ziyaretten Türkiye'nin tanıtılması için ya- rarlanılmasını istedi. "Bunu ba- sit bir olay olarak almayın. Mil- yonlarca lira versek yapamaya- cağımız tanıtımı bu fırsattan is- tifade yapabiliriz" diyen Özal, Bush ile birlikte gelecek 260 ki- şilik grupla da ügilenilmesini önerdi. Özal, gazetecilerin, Bush'un ziyareti nedeniyle ister istemez Türkiye'ye ilişkin bazı mesajlan da dünyaya duyura- caklarını söyledi. Yılmaz da Özal'a teşekkür ederek, "Görevimizi yürütür- ken Atatürk ilke ve inkılaplan ile milli ve manevi değerterimi- ze baglı kalacagız" dedi. Yıl- maz, çahşmalan sırasında ANAP'ın ilkelerine bağlı kala- caklannı vurguladı. ANAP Başkanhk Divanı Yılmaz ve Başkanhk Divanı üyeleri, Çankaya'dan ANAP Genel Merkezi'ne geçerek top- lantı yaptılar. Yılmaz, toplantı sonrası divan üyelerinin görev dağılımını şöyle açıkladı: "Fahrettin Kurt (Teşkilat Başkanı), Ersin Taranoğlu (Se- çim işleriyle görevli Genel Baş- kan Yardımcısı), Ahmet Kara- evli (Basın ve halkla iliskiler), Sabri Keskin (Parlamento ve hükümet ilişkileri), Halil Şıvgın (Propaganda ve sosyal faaliyet- ler), Saffet Sert (Araştırma ve politika tespiti), Mustafa Taşar (Genel Sekreter), Şadan Tuzcu (Genel Sayman)." Yılmaz, erken seçimle ilgili soruya, "Daha görev dağılımı- nı yeni yaptık. O konuyu bila- hare göriışüriız" karşıhğını ver- di. Yeni Başkanhk Divanı'nın seçim çauşmalanna göre oluştu- rulmuş Menimi verdiğinin anımsatılması üzerine Yılmaz, "Doğrudur. Seçim, kanuna gö- re en geç 1 sene 4 ay sonra ola- caksa, o zaman seçim bizim ön- celikli hedefimizdir. Dolayısıy- la parti çalışmalannda bundan sonra gözeteceğimiz en önemli husus, seçime hazır oimaktır" yanıtını verdi. Yümaz, Bakanlar Kurulu lis- tesini hafta sonunda Cumhur- başkanı'na vereceğini sözlerine ekledi. Mesut Yümaz, Başkanhk Di- vanı'ndan sonra ANAP Genel Merkezi'ndeki personel ile top- lantı yaptı. Yılmaz, bu toplan- tıda çahşanlara, "Bundan son- ra bideri güç bir dönem bekli- yor. Tempomuz artacak. Bn tempoya ayak uyduranlar kalır, uyduramayanlar bizi bağışlasınlar" dedi. Yılmaz, ça- hşanlardan partililere iyi dav- ranmalarını istedi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcüan, görev dağılımının bel- li olmasından sonra odalarına geçerek görevlerine başladılar. îlk iş olarak böliimlerindeki go- revlileri toplayarak çeşitli tali- matlar verdiler. Bu arada Yaşar Oknyan da genel başkan danış- manlığına getirildi, Yılmaz, genel merkezde yak- laşık 2 saat Ekrem Pakdemirli ile görüştü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapılmadı. Pakde- mirli, ekonomi yönetimine gel- mesinde sorun ohnadığını yine- ledi. Yılmaz, Hüsnü Doğan'ın açıklamasımn anımsatılması üzerine, "evet, maalesef doğnı" dedi. Doğan'ın önerisini reddet- me gerekçesini bilmediğini söy- leyen Yılmaz, "Başka reddeden oldu mu?" sorusuna gülerek, "Hayır, ilk kez başıma geliyor" yanıtını verdi. Hükümet çalışmalan Yıbnaz, hükümet için yoğun kulisini sürdürüyor. Yılmaz, önceki gün yarım saat başbaşa görüştüğü Hüsnü Doğan'a Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanhğı ya da panide etkin bir görev önerdi, ancak Doğan bu önerileri reddetti. Doğan, dün oğleden sonra şu açıklamayı yaptı: "Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın Mesut Yılmaz ile 18 Haziran 1991 güntt. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu top- lanüsını müteakip yapüğınuz görüşmede, bana, kurulacak hukumette Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı teklif edilmiş- tir. Bunu kabul etmediğimi ken- disine bildirdim. Sayın Yümaz, hükiimette başka bir görev iste- yip istemedigimi de sordular. Diğer taraftan. partide bir gö- revin de mttmkün olabilecegini ifade ettiler. Herhangi bir tale- bimin olmadığını söyledim. Gösterdiği ilgiye teşekkür ettim ve başanlar diledim." Ekrem Pakdemirli'nin başba- kan yardımcıhğına kesin gözle bakıhrken, başbakan yardımcı- hğına bağlanacak kuruluşlar ile yetkilerinin smu^lan tartışıhyor. Yılmazcı milletvekilleri, Ak- bulut hükümetindeki 7 bakana, "gidici" gözüyle bakıyorlar. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Sanayi ve Ticaret Baka- nı Şükrü Yürür, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Devlet Bakanı Kemal Akkaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı To- gay Gemalmaz ve Devlet Baka- nı Kâmran İnan'ın kabine dışı kalabilecekleri ileri sürülüyor. Devlet Bakam Güneş Taner 1 - in durumu, Pakdemirli'ye veri- lecek göreve bağh bulunuyor. Yılmaz'a cephe alan ve ANAP grubunda tepki toplayan Güneş Taner'in hükümet dışında tutu- labileceği ifade edüiyor. Cum- hurbaşkanı Özal'a yakınhğı ile bilinen Taner'in, özal'ın isteği üzerine hükümetteki yerini ko- ruyabileceği vey'a bir başka ba- kanhğa kaydınlabileceği de be- lirtih'yor. ANAP Genel Sekreterliği'ne getirilen Mustafa Taşar'ın par- ti görevi nedeniyle kabine dışı kalabileceği söyleniyor. Devlet Bakanlığı'nda etkin olamadı|ı ileri sürülen Hüsa- mettin Oriiç'ün de, yeni hükü- mette yer ahnayacağı iddia edi- liyor. Orüç'ün yerine, Yılmaz'a kongre öncesi yardım eden Bur- sa Milletvekili Mehmet Gedik'- in getirilebileceği dile getiriliyor. Akbulutçu Oltan Sungurlu'- nun da, uzlaşma havası açısın- dan Adalet Bakanlığı 'nı sürdü- rebileceği belirtiliyor. Adalet Bakanlığı için, eski TBMM Baş- kanı N'ecmetn'n Karaduman'ın da adı geçiyor. Milli Sa\ijnma Bakanı Meh- met Yazar'ın hükümet dışı ka- labileceği veya bir devlet bakan- lığına kaydınlabileceği belirtili- yor. Milli Savunma Bakanlığı için Zeki Yavuztürk ve Müker- rem Taşç'ıoglu'nun adları geçiyor. Mesut Yılmaz'ın uzun süre görev yaptığı Dışişleri Bakanlı- ğı'na Safa Giray'm getirilebile- ceği ifade edilirken, Kurtcebe Alptemoçin'in devlet bakanlığı- na kaydınlabileceği söyleniyor. Sağlık Bakam Halil Şıvgın, ge- nel başkan yardımcıhğına geti- rildiği için, Sağlık Bakanlığı'n- dan uzaklaştınlabileceği kulis- lerde söyleniyor. Ulaştırma Ba- kanı Cengiz Tuncer de devlet bakanhklanndan birine kaydı- nlacak isimler arasında sayılı- yor. Tuncer'in genel başkan adayı olmasından sonra Yılmaz lehine adayhktan çekiLmesine ANAP grubunda tepki gösteri- liyor. Yılmaz'ın grubun baskısı ve Akbulutçulann isteği doğrul- tusunda, Tuncer'i kabine dışı tutabileceği de dile getiriliyor. Akbulut'un yanında yer alan Şükrti Yürür, Togay Gemalmaz ve Namık Kemal Zeybek, Yıl- maz kabinesine giremeyecek isimler arasında sayüıyor. Kara- evli'nin devlet bakanüğına geti- rilerek hükümette de aynı görevi yapması bekleniyor. ANAP kulisinde konuşulan bakan olabilecek Yılmazcı mil- letvekilleri şunlar: "Mehmet Gedik (Bursa), Saffet Sert (Konya), Ali Talip Özdemir (Konya), Ahmet Kara- evli (Tekirdağ), tlker Tuncay (Çankın), Necmettin Karadu- man (Trabzon), Mehmet Ali Bi- lici (Adana), Mehmet Akdemir (Gaziantep), Bülent Akarcalı (tstanbul), Mustafa Kalemli (Kütahya), Zeki Yavuztürk (Ankara), Safa Giray (tstan- bul), tsmet Oktay (Eskişehir), Seçkin Fırat (Bolu)." Mesut Yılmaz'ın, yetki yasa- sına dayanarak, bakanhklarda düzenlemeyi planladığı bildir;- liyor. Yıhnaz, özellikle ekono- mi yönetimine ilişkin devlet ba- kanlıklannda ve bağlı kuruluş- larda değişiklik üzerinde çalışır- ken, devlet bakanlıklanmn sa- yısının arttırılabileceği belir- tiliyor. İcracı bazı bakanhkların ye- niden ikiye bölünmeleri değer- lendiriliyor. Bölünecekler ara- sında Maliye ve Gümrük, Tanm Orman ve Köyişleri, Sanayi ve Ticaret bakanlıklan yer alıyor. Milyarlık Roma lahti (Baştarafi l. Sayfada) açıklandı, Olaym, daha önce New York'a kaçınlmış bir baş- ka Roma mermer lahit olayını da aydınlatması bekleniyor. Denizli'de Hacı Mustafa Ün- lü adlı kişinin bulduğu 4 ton ağırlığındaki Roma dönemine ait mermer lahti İhsan Acar'a 30 bin marka (75 milyon liraya) sattığı ve bu kişinin de elindeki gerek Denizli ve gerek Afyon yoresinden gelmiş çeşitli eski eserleri yurtdışına çıkarmaya çalıştığı polise ihbar edildi. îstanbul Mali Şube Muduru Haluk Gözen'in denetimindeki iki ayrı ekibin Denizli ve Af- yon'da yüruttüğü operasyon so- nucunda, tarihsel eserler İstan- bul'da jumbo tipi bir T1R kam- yonun içinde bulundu. İstanbul'da bir nakliye şirketi sahibi olan Cevdet Sert adlı ki- şinin bu eserleri 25 bin marka (yaklaşık 62.5 milyon liraya) yurtdışına taşımayı kabul ettiği belirlendi. 34 KYN 69) plakalı TlR'ın Almanya'ya tekstil ve cam eşya ihrâcı amacıyla gumrükten geç- tikten sonra mührün sökülduğu ve kamyonun içine bu eserlerin kamufle edilerek yerleştirildiği saptandı. Polis kamyonda yaptığı ara- mada 4 ton ağvrhğında dört ya- nı kabartma figürlerle kaplı mermer lahit, 5 adet mezar ste- li, 2 adet mermer lahit parçası, 2 dev boyda mermer kadın hey- keli, 5 adet mermer heykelcik, 8 adet mermer heykel başı ve 421 antik sikke buldu. Yapılan soruşturmada 4 ton- luk lahtin Münih üzerinden Londra'da Nevzat Telli'ye, öte- ki eserlerin de buyuk kardeşi ve Münih'te antika galerisi bulu- nan Edip Telli'ye gönderilmek- te olduğu ve bunları pazarlayan kişinin de, eski bir polis olduğu söylenen İhsan Acar adL önemli bir antika kaçakçısı olduğu saptandı. Bilindiği üzere Telli kardeş- ler, 1984 yılında Antalya'nın EI- mah ilçesinde kaçırılan yüzyılın definesi olarak tanımlanan "El- malı Definesi"ni Amerika'da pazarlamışlardı. Londra'da ya- şayan ve tekstil ticareti yapan Nevzat Telli, Interpol kayıtları- na göre ayda Avrupa'ya iki ton esrar sevkiyatı yapan ünlü bir kaçakçı olarak tamnıyor. Karayollan 17. Bölge Müdürtügü'ne konan bomba maddi hasarayol açb. (Fotograf: Befazat Sahin) Ankara ve IstaııbuTda bombalar patlaclı tstanbal Zincirlikuyu'da Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü, Karaköy'de Maliye Bakanlığı'na ait bir bina, Küçükyalf da Karayollan 1. Bölge Müdürlüğü, Çamhca'da DSİ Bölge Müdürlüğü, Dolapdere'de Denizcilik îşletmeleri'ne ait bir bina gece bombalandı. Ankara Kamu Işverenleri Sendikası'na üç kişi tarafmdan iki ses bombası kondu. Olayı Dev- Sol üstlendi. Haber Merkezi — Kamu Iş- verenleri Sendikası'nın (Kamu- Sen) Ankara'daki genel müdür- lük binasında dün iki ses bom- bası patladı. İstanbul'da da 5 kamu kuruluşu binası bomba- landı. Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü'nün Zincirlikuyu'- daki binasında meydana gelen patlamada 2 poiis yaralandı. Kimlıği belirlenemeyen üç ki- şi, dün saat 8.30 sıralarında Kamu-tş'in Ziya Gökalp Cad- desi 21 nolu binasındaki genel merkezine geldi. Saldırganlar, binadaki bekçinin silahını alıp bağladılar. Büro çalışanlarına Dev-Sol üyesi olduklannı söyle- yen saldırganlar, büro duvarla- rına sprey boyayla "Dev-Sol" yazdılar. Bombalann birini ça- hşanların bulunduğu odaya, di- ğerini de koridora yerleştiren saldırganlar, çalışanları yere ya- tırdıktan sonra kaçtılar. Olay yerine gelen polisler, büro çah- şanlannı dışanya çıkardılar. Ça- lışanlar çıktıktan 30 saniye son- ra bombalar saat 9.00 sıralann- da patladı. Saldırganlardan bi- rinin 30 yaşlannda kısa saçh, sa- kallı, yeşil montlu, kot panto- lonlu, esmer, diğerinin montlu ve kısa kıvırcık saçh olduğu bil- 'HABER MEDYALARl'KONFERANSI 'Gözümüz, kulağımız, beynimiz rehin alındı' Îstanbul Tarabya Oteli'nde "Uluslararası Kitle tletişim Araştırmalan Merkezi" ile ÎLAD'm ortaklaşa düzenlediği iki günlük konferansta 12 ülkeden gelen 27 uzman Körfez savaşı öncesinde, sırasında ve sonrasında, medyanın "tahrif edici ve çarpıtıcı" yanlannı tartışıyor. Haber Merkezi — Kısa adı 1AMCR olan Uluslararası Kit- le İletişim Araştırmalan Merke- zi ile Türkiye'deki iletişimbilim- çilerin mesleki orgutü olan İLAD'in (İletişim Araştırm'acı- ları Derneği) 19 ve 20 haziran günleri Îstanbul Tarabya Oteli'n- de düzenlediği "Haber Medya- ları ve Uluslararası Çatışmalar" konulu konferansında, Körfez samşında "Gerçek ve tüm insan- lar yenildi. Çünkü savaş önce- sinde, sırasında ve sonunda medyalar gözümuzü, kulağımı- zı ve beynimizi rehin almıştı" görüşu on plana çıktı. Dün ya.pılan açılış toreninde Îstanbul Belediye Başkanı Nu- rettin Sözen, Gazeteciler Cemi- yeti Başkanı Nezih Demirkent, İLAD Genel Sekreteri Hüsa- mettin Cnsal ile IAMCR Başka- nı Prof. Cees J. Hamelink soz aldılar. Sozen, k\sa konuşmasın- da "Birbirimizin görüntüsünü, sesini yanıbaşımı/da bulabiliyo- ruz. Ancak buna acaba gerçek yakınlık diyebilir miyiz?" soru- sunu gündeme getirirken, De- mirkent "Gelecek kuşaklara bı- rakaeağımız yegâne miras doğ- ru haberciliktir" dedi. Husamet- tin Ünsal, konferansın hazırlık gelişmeleri konusunda bilgıler v«rirken, IAMCR Başkanı Prof. Hamelink, Körfez savaşı sırasın- da "Medyanın savaşı haklı gös- terdiğini. insan hakları ve Ce- ıievre Antlaşması'nın çignenme- sini teşvik ettiğini, ayrıca Arap- lar ve Müslumanlar konusunda olumsuz önyargılar yaydığım" söyledi. Daha sonra da oturumlara geçildi. 2 günlük konferans bo- yunca "Körfez savaşı sırasında propaganda ve yanlış haber yay- ma", "Sosyolojik olarak Körfez savaşı", "Haberleşme teknoloji- leri", "Ekonomik politika pers- pektifleri", "Haber izlemenin karşılaştırmalı analizi", "Savaşı haber olarak izlemek ve aktar- manın mesleki kurallan" konu- ları yerli ve yabancı 27 uzman tarafmdan bildiriler ve tartışma- larla irdeleniyor. iki gün boyunca sunulacak ve tartışılacak bildiriler arasında sansür, kadın ve savaş, askerci anlayış ve cinsiyetçilik, CNN ve savaş psikolojisi gibi temalar bu- lunuyor. Konferansa, Norveç, İsveç, Fransa, ABD, İngiltere, İran, İs- rail, Malezya, Almanya, İrlan- da, Brezilya, Zimbabve, Mısır, Hindistan ve İspanya'dan ileti- şim bilimciler, üniversite öğretim üyeleri ve medya sorumluları katılıyor. dirildi. Görgü tanıkları, üçüncü saldırganın da sarı saçh ve ma- vi gözlü olduğunu söylediler. Olaydan sonra telefonla gaze- teleri arayan Dev-Sol Silahlı Devrimci Birükler üyesi olduğu- nu söyleyen bir kişi, "tşten atıl- malar ve bak gasplanna karşı Kamu-Sen'i bastık. Toplusöz- leşmeli kamu işçilerinin haklan verilmelidir. Yaşasın devrimci işçi hareketi" diye konuştu. İstanbul'da bombalı gece tstanbul'daki ilk patlama sa- at 22.00 sıralarında Karayolla- n 17. Bölge Müdürlüğü'nün Zincirlikuyu'daki merkez bina- sında meydana geldi. Müdürlük binasının girişine yerleştirilen tahrip gücü yüksek bombanın patlaması, büyük hasara neden oldu. Patlamada, binanın kar- şısında bulunan ve Çevre Yol- ları Trafik Şube Müdürlüğü ile Karayollan'nın ortaklaşa kul- landığı binada bulunan trafik polisleri Süleyman Gürbüz ile Atik Sentürk, kırılan camlardan hafıf yaralandılar. Saldırganla- rın bölge müdürlüğü binasma bordo renkli Murat 131 marka bir oto ile geldikleri belirtildi. Saldırganlar, olaydan sonra Maslak yönüne aynı oto ile uzaklaşırken, bölgede geniş çap- lı önlem alındı. Bu patlamanın ardından Ka- raköy'deki Maliye ve Gümrük Bakanlığı Hesap Uzmanlan Ku- rulu tstanbul Grup Başkanlığı binasında patlama oldu. Patla- mada maddi hasar meydana geldi. Aynı saatlerde Küçükyalı'da- ki Karayollan 1. Bölge Müdür- lüğü ile Üsküdar Çamhca'daki DSİ Bölge Müdürlüğü binalan- na da bomba atıldı. Dolapdere'- deki Denizcilik Îşletmeleri'ne ait bir bina da bombalandı. Patla- malar hasara yol açtı. KUçükya- lı'daki patlamanın sorumlulu- ğunu, Dev-Sol üstlendi. Uçaklara bomba ihban Atatürk Havalimam'ndaki bütün uçaklara "bomba" ko- nulduğu şeklinde ihbarda bulu- nuldu. Bunun üzerine bütün uçaklarda yapılan aramalar so- nucu, ihbann asılsız olduğu an- laşıldı. Edinilen bilgiye göre saat 20.00 sıralannda bazı kişilerce THY'ye telefonla yapılan ihbar- da "Bütün uçaklara bomba konulduğu" bildirildi. Bunun üzerine ihban değer- lendiren emniyet güçleri, Ata- türk Havalimam'ndaki bütün uçaklarda aramalar yaptılar. Bu arada uçuşa hazır olan uçaklar- da da yolcular ve bagajlar tek- rar aramadan geçirildi. Arama- lar nedeniyle, THY'nin iç hat seferlerinden Ankara, Adana, Dalaman, İzmir ve Antalya se- ferlerinde aksamalar oldu. Ak- sayan Dalaman seferi, saat 21.30 sıralarında gerçekleştirile- bildi. Güneydoğu'da kumaşçılar uyanldı Renk operasyonuSarı, kırmızı ve yeşil renklerin bir arada bulunmaması için kumaşçılar uyanldı. HEP Şanlıurfa îl Başkanı Acar, 'San çiçeklerin, kırmızı güllerin, yeşil yaprakların yan yana durmasını engelleyemezsiniz' dedi. Ş A N L I R U R F A / S t t R T (Cumhuriyet) — Içişleri Bakan- hğı'nın sarı, kırmızı ve yeşil renklerin bir arada kullanımını yasaklaması üzerine polis, "teh- likeli renkler"i aramaya başla- dı. Bakanlığın genelgesi Halkm. Emek Partisi tarafından sert bir dille kınandı. HEP Şanüurfa İl Başkanı Dr. Halil Acar, "YeşU-san ve kırmı- nya gösterikn alerji"yi boğala- rın matadorlara saldırması ola- rak değeriendirdi. Yurttaşlara "İstediginiz rengi yaşamın her alanında kullanın" çağrısında bulunan Acar, gayri insani bir mantığa dayandığmı öne sürdü- ğü "renk genelgesi" hakkında şunları söyledi: "Binlerce yıldır sarı, kırmızı ve yeşil renkleri kendi doğallıgı içinde kullanagelen Kürt halkı, 70 yıldır yasaklanan dillerini na- sıl konuşuyorlarsa bu renkleri de kullanacak, yasağa karşı di- renecektir. Bu tür kararlarla Kürt sonınunu çözeceğini sanan yetkililer, san çiçeklerin. kırmızı güllerin, yeşil yapraklann yan- yana durmasını nasıl engelleye- cek. Polis, san, komuzı ve yeşilli giyen genç kızların sokak orta- sında elbiselerini mi yırtacak? tspanya'daki arenalarda boğa- lar kırmızı şal taşıyan matado- ra nasıl saldînyorsa Türkiye'de- ki yetkililer de renklere saldın- yortar." Emniyet güçleri san, yeşil ve kırmızının bir arada bulunma- sının yasaklanması üzerine Si- irt'te baa önlemler aldı. Kumaş satan mağazalara talimat veren polisler, üç rengin bir arada bu- lunmamasmı istedi. Emniyetten bir yetkili, "PKK kentlerde ba- ZJ pasif eylemler yaparak dikkat çekmek istiyor. Maalesef bir amatör futbol takunının kapta- nı bu üç renkten oluşan kaptan- uk bandını takmış" dedi. GOZLEM UGUKMUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) göz önünde tutularak paylaşılmasını istiyor Özetle diyorlar ki: —Bakanlıkların yarısı bize verilsin. Peki venlmezse? —Verilmezse biz kanşmayız. Kimin bakan olacağına, kimin olmayacağına Mesut Yıl- maz'dan çok ANAP İstanbul İl Başkanı karar verecektir! ANAP İstanbul İl Başkanı aynı zamanda 'ANAP'ın anası' da değil midir? ANAP milletvekilleri, şimdiye kadar neleri içlerine sindir- diler; bu özverilere de hep Allah için ve Sayın Cumhurbaş- kanımızın buyurdukları gibi 'Allarfın ipine sımsıkı sanlarak1 vatan için ve de son bağımsız Müslüman Türk devleti için katlandılar. Buna da katlanırlar. Bu bir fen, bal ve petek' olayıdır. Arılardan biri gelir biri gider. Önemli olan ANAP peteği- dir. Ve peteğin sahibidir. Peteğin sahibi de Yılmaz'ın VoğaJlidef ve Türkiye'nin gel- miş geçmiş en büyük siyasetçisi' diye övdüğü OzaPdır. Parti, Semra Hanım'ındır. Parti, Ahmet Özal'ındır. Parti, Efe ve Zeynep Özal'ındır. Bu 'aile boyu parö'nin genel başkanlığına Yıldınm Bey gel- se ne olur, Mesut seçilse ne olur? Ne değişir? Kemal Zeybek yerine örneğin Mükerrem Taşçıoğlu ba- kan olsa, Türk kültüründe deprem mi olur, kıyamet mi ko- par? Kurtcebe Bey'in yerine Bülent Akarcalı otursa Türk dış siyaseti mi değişir? Ve ne değişir Keçeciler'in gidip yerine Ekrem Pakdemir- li'nin gelmesiyle? Faizler mi düşer? Enflasyon mu? Yoksa ulusal gelir mi artar birden bire? ANAP'ların bu hay-huy içinde unuttuklan çok önemli bir konu var. Bu konu ttev/ef adamlığı'dn. Sayın Özal'ın büyük başarılarından biri Erzincan'ın eski toptancı hal müdüründen dünya çapında bir lider çıkarma- sıydı. Akbulut, bir büyük devlet adamı oiarak yetişiyordu. Ana karnında bile insan oğlu ancak dokuz ay 15 günde oluyor. Akbulut'a neden bir yıl daha süre tanınmadı? Akbulut'un tam devlet adamı olacakken, tam parti ve hü- kümet adamlığından devlet adamlığına sıçrayacakken, bu aşamadayken 'hanımefendi darbesiyte' görevinden aynlmak zorunda bırakılması, yalnızca ANAP için değil memleket ve dünya siyaseti bakımından da bir büyük kayıptır. Ham meyve dalından koparılmıştır. Buna kimsenin hak- kı yoktur. ANAP'a nasıl kıyılır? Hadi ANAP'a acımadınız, yetmiş yıj- da yalnız ve yalnızca özal'ı yetiştiren bu çorak demokrasi- de neden ikinci Özal'ın çıkmasına izin verilmez? Neden Ak- bulut desteklenmez? Neden dünya siyaseti böyle güçlü bir liderden kongre ka- rarı ile yoksun bırakılır? Aralanndan çıkan bir arkadaşlan devlet adamlığına çeyrek kala koltuğundan nasıl edilir? Akbulut seçilseydi Ayasofya'da ezan bile okutacaktı. Ya- zık değil mi? Kim okuyacak bu ezanları şimdi? Efe özal mı?.. Kim? Kim bakan olacak benim umurumda değil. Ben onu bi- lir, onu söylerim: ANAP, Türk ve dünya siyasetini bir büyük liderden yok- sun bırakmıştır. Mahşerde ruzi cezada iki elim bu yüzden yakalarında- dır! Gözaltuıda işkence (Baştarafi 1. Sayfada) kat Murat Demir ile Cvrkhm Kocaacar, Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şubesi'nde basına göste- rildikleri sırada, işkence gör- düklerini ileri sürdüler. DGM Savcıhğı'ın gözaltındakiler için polise ek gözetim süresi verdiği öğrenildi. Gözaltındakilerin 28 haziranda DGM'ye çıkanlmala- n bekleniyor. Emniyet Genel Müdürü Ne- cati Bilican, dün basın toplan- tısı düzenleyerek emekli Korge- neral lsmail Selen'in öldürülme- si olayına ilişkin yapılan operas- yonla ilgili şu bilgileri verdi: "• Polis, yaptığı bir dizi ope- rasyonlar sonucu yasadışı bir örgute ait 12 kişiyi yakaladı. Yakalananlardan Mehmet Gun- görroez, 7 Eylül 1988de Llus- ta esnaflık yapan Süleyman Yüksel'i, soygun amacıyla git- tikleri işyerinde öldürdüklerini anlattı. Bu sanık, çıkanldığı mahkemece tutuklandı. • Güngörmez'in ifadesi üze- rine, Hüseyin Koç adlı bir baş- ka kişi de Adana'da yakalandı. Koç sorgusunda, Tuggeneral Terael Cingöz'un öldürülmesi olayının faillerinden Adnan Te- miz'in adını verdi, bu kişi de Adana Emniyet Müdurlüğü'nce yakalandı ve olayla ilgili operas- yonlar başlatıldı. Koç da tu- taklandı. • Yine Koç'un anlatımlan Üzerine Sinop'ta öğretmenlik yapan Ümmet Suna ile eşi Ha- tice Suna gozaltına alındılar. Ümmet Suna, sorgusunda üye- si bulunduğu örgüte silah ve mermileri kardeşi Astsubay Necmi Suna'nın sağladığını an- lattı. Bunun üzerine Necmi Su- na da yakalandı. Necmi Suna'- nın gösterdiği verde de 1 adet 7.65 mm çapında Belçika yapı- mı Browning tabanca. 5 adet 7.65 mm çapında fişek, 2 adet boş şarjör, 193 adet 9 mm ça- pında dolu fişek, 109 adet 7.62 çapında dolu fişek, 15 adet Ka- leşnikof mermisi. 2 adet M-16 şarjörii, 1 adet harp pakedi, 1 adet el bombası pimi, 1 adet be- ta feneri, 2 adet siperlikli şap- ka ve çok sayıda örgütsel dokü- man elde edildi. Aynca, Suna'- ya yardımcı olan iki astsubay da gozaltına alındı. * Astsubay Suna sorgusunda, Selen'in öldürülme istihbaratı- nı yaparak bilgileri örgüt için- de Ali kod adıyla bilinen Liitfi Topal'a verdiğini, yine bu kişi- ye 10 adet el bombası, 100 adet 9 mm çapında menni ve 1 adet; 14'lü olarak bilinen Belçika ya- 1 pımt Brovvning tabanca vererek örgüte silah ve mermi destegi yaptığını ifade etti. Bunun üze- rine Lütfı Topal da yakalandı ve itiraflarda bulundu. Suna'nın, 9 ay önce örgut adına faaliyette bulunmak amacıyla Ankara'da- ki birliğinden firar ettiğini söy- lediği Astsubay Muzaffer Meh- metçiler'in de aranmasına baş- landı. Mehmetçiler, henüz ya- kalanamadı. • Sol örgütün cezaevinde bu- lunan üst düzey bir tutuklu sa- nığı ile dışarda bulunan örgüt mensuplan arasındaki muhabe- reyi sağlayan iki avukat ve bir basın mensubu takip sonucu ya- kalandılar. Üzerlerinde 'Anka- ra'da bulunan bir taşocağı dina- mit deposunun soygun planı ile TOFAŞ bayilerince emniyet müdürlüklerine tahsisli araçla- rın bulunduğu depolara sabotaj planlan' elde edildi. Konuyla il- gili soruşturma kapsamlı olarak devam ediyor." Olayla ilgili gozaltında tutu- lanlar, Ankara Emniyet Müdür- lüğü'nde dün basına gösterildi- ler. Gözaltmdakilerden Ca\idan Kocaacar, fotoğraflan çekilir- ken yüzünü basın mensuplanna dönerek iki eliyle zafer işareti yaptı. Kocaacar, Siyasi Şube elemanlanna da "Yapüğınız iş- kenceleri anlatın, yaptığınız komplolan anlatsanıza" dedi. Gozaltında tutulanlardan Avu- kat Murat Demir de önlerinde- ki masanın üzerinde bulunan si- lah ve mermileri işaret ederek "Bunlann benle bir Ugisi yok. Bunlar ne? KoUanm bacaklanm tutmuyor" diye konuştu. Basının önüne çıkanlanlar arasında S gündür gozaltında tutulan Güneş gazetesi İnsan Haklan Servisi Şefı Deniz Tez- tel'in bulunduğu da gözlendi. Polis yetkilileri, hafta başında Teztel'in bazı sanıklann ifade- lerinde adının geçmesi nedeniyle gozaltına ahndığım, kendisiyle ilgili önemli herhangi bir kanıt bulunamadıgını, bu nedenle en geç çarşamba günü (dün) ser- best kalabileceğini söylemişler- di. Ancak, dün basına dağıtılan açıklamada, Teztel'in üzerinde de bazı örgüt planlannın çıktı- ğı yönünde ifadeler yer aldığı gözlendi. Polis, Teztel'in ne za- man savcı ve yargıç önüne çıka- rılacağı konusunda herhangi bir bilgi vermedi. CUMHURBAŞKAM GAZİ M.KEMAL PA§A'NIN SONBAHAR GEZİLERİ Nuri Onat (yayına haariayan) 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Tûrkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemdi göndcrilmcz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle