Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
SERBESTPİYASADADÖVİZ
ABOOoian
MmanMarkı
isvtçre Frangı
HoHaidâ Florini
ingilU SterM
fransa Frangı
100 l.üreö
S.A.Riyali
Avus. Şiini
Alış
4315
2385
2766
2110
6950
700
318
1130
336
Satış
4325
2395
2775
2120
7000
705
323
1150
340
M.BANKAS1 PİYASAIJUU
TL
Piyasisı
Ddvu
Pryasası
Alon
Pryasası
On.Fau (%)
İşi.Hac. (tHyar TL)
Dolaf kapanış (TL)
Işl H»c (Müyon $)
Kapanış (ons/î)
iştem Hacmi (kg)
70.87
3.170.6
4342
146.75
367 65
545
ALTINGÜMÜŞ
Cumhunyet
Reşat
24 ayar alön
22 ayar bilezik
900 ayar gOmûş
Alış
338 000
345.000
51200
45 900
657
Satış
343.000
360 000
51.400
50.300
685
Alman İlanın
yatırımı
• Ekonomi Servisi —
Birleşik Alman tlaç
Fabrikaları'nın
Topkapı'daki üretim
tesislerine ek olarak
yapımına 1989 yıhnda
başladığ) yeni fabrika
binası tamamlanarak
hizmete girdi. Toplam 25
tnilyon mark (yaklaşık 60
milyar lira) tutanndaki ek
tesiste Dünya Sağlık örgütü
kurallarına uygun olarak
granül, tablet, draje, kapsül
gibi katı ilaç şekillerinin
üretimi gerçekleştirilecek.
Sermaye
piyasası
• ANKARA (AA) —
Sermaye piyasalannda yıbn
ilk aylarında yaşanan
durgunluk, yerini yavaş
yavaş canlılığa bırakıyor.
SPK'nin mayıs ayı
bulteninde yer alan verilere
göre Sermaye Piyasası
Kurulu tarafından verilen
menkul kıymet ihraç
izinleri tutan ilk beş ayda,
geçen yılın aynı dönemine
göre yiizde 35.5 oranında
artarak 2 trilyon 594.5
milyar lira olarak
gerçekleşti. Mayıs aymda
IMKB'de günlük ortalama
işlem hacmi 127 milyar
lirayı bulurken, ilk beş ayda
yapılan sözleşme sayısı
geçen yıla göre yüzde 126.5
oranında artarak 594 bin
700 adete ulaştı. lMKB'de
ilk beş ayda işlem gören
hisse senedi tutarı da 12
trilyon 830.9 milyar lirayı
buldu. Söz konusu rakamla
İMKB'de ilk beş ayda,
geçen yılın toplam işlem
hacminin yaklaşık yüzde
83.8'ine ulaşıldı.
Şekerbank
kredileri
• Ekonomi Servisi —
Şekerbank pancar temliki
mukabili kredi limitini
geçen yıla göre yllzde 80
oranında arttırarak 45
milyar liraya çıkardı. Söz
konusu kredi limitleri 1985
yılında 4 milyar lira iken
1986'da 10 milyar liraya,
1989'da 15 milyar liraya
geçen yıl da yüzde 66.6'hk
artışla 25 milyar liraya
yükseltilmişti. Pancar
temliki mukabili kredi
limitlerindeki artışın
çiftçilerden gelen talep
üzerine ytlksek tutulduğu
bildirildi.
TMO buğday
alımları
• ANTALYA (AA) —
Toprak Mahsulleri Ofîsi
(TMO) tarafından Antalya
Ue Manavgat ve Serik
ilçelerinde çiftçilerden
şimdiye kadar 10 bin ton
buğday satın alındığı
öğrenildi. TMO Antalya
Şubesi yetkililerinden
edinilen bilgiye göre,
buğday alımların ağustos
ayının ortalanna kadar
devam edecek. Yetkililer,
çiftçilerden üretici belgesi
istenmesinin de yararına
değinerek, "Geçen yıllarda
ofise kim buğday getirirse,
satın alıyorduk. Bu sene ise
sadece müstahsilden gelen
buğdayları alacağız" diye
konuştular. Antalya'da
geçen yıl 60 bin ton buğday
satın alındığını bildiren
TMO yetkilileri, bu yıl da
aynı seviyede bir buğday
alımının gerçekleşmesini
tahmin ettikJerini söylediler.
PTTposta
çekleri
• ANKARA (Cmnburiyet
Börosu) — PTT, posta çekleı
merkezindeki bilgjsayar
anzası nedeniyle, tüm
Türkiye*de posta çeki
ödemelerini durdurdu.
Kurban Bayramı öncesi
meydana gelen anza,
vatandaşlan sıkınuya soktu.
Ankara'daki bilgisayar
merkezinde iki gündür süren
anzanın nedeni henüz
belirlenemedi.
Yerli üretici veyabancı yatınmcılar isteklerine kavuşuyor
Otoda vergî yiikü düşecekEStN SUNGUR
Yerli otomobil üreticilerinin
özellikle ithalat furyasından
sonra ısrarla istemeye başladık-
ları otomobil üzerindeki vergi
yükünün azaltılması konusunda
ilk umut ışığı doğdu.
DPT Yabancı Sermaye Baş-
kanlığı yetkililerinden alman
bilgiye göre yerli otomobil üre-
ticilerinin taleplerini yerine ge-
tirmenin yanı sıra Türkiye'de
yatınm yapmak isteyen büyük
üreticilere de teşvik sağlamak
amacıyla otomobil üzerindeki
vergi yükünün yüzde 10 Ua 15
arasında indirilmesi düşünülü-
yor. Türkiye'ye ilgi duyan ya-
bana otomobil üreticilerinin ya-
tınm kararı verirken yurtiçi sa-
tış olanaklarını araştırdıklannı
haurlatan DPT yetkilileri, yapı-
lan görüşmeler sırasında yatı-
rımcılann Türkiye'deki vergi
yükünün yüksekliğinden yakm-
dıklannı belirttiler. "Gerek ya-
bancı yatırırncıiann gerekse de
Türkiye'de 20 yıldır faaliyet
gösteren yerli ürelicilerin ısrar-
la uyguladıkları vergi yükünün
yükseliği konusu Cumhurbaş-
kanı Turgut ÖzaJ'a da iletildi"
diyen DPT yetkilileri, Özal'ın
Yerli otomobıllerde vergi yükü
Serçe
Şahin (5 V)
Kartal (5 V)
KartalL
Ooğan L
. Toros (5 V)
Toros SV (5 V)
Renault 9 GTE
Renalut 11 TXE
FortGT
Ford GTS
OtobaM
100
100
100
100
100
100
100
100
100
100
100
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
1) Taşıt Um V.
12.62
9.6
13.26
11.2
11.15
8.38
7.57
6.86
8.22
9.73
12.19
BcTaf.A.¥
12
12
12
12
12
12.26
12.23
12.21
12.17
12
12
ÇmFn
1.97
1.36
2.07
1.75
1.74
1.31
1.18
1.07
1.29
1.52
1.91
• Tt». v.rıu
146.59
142.05
147.32
144.95
144.89
141.95
140.98
140.14
141.68
143.25
146.1
bu yakmmaları haklı görerek
"vergi yükünde indirim yapıla-
bilir" dediğini söylediler.
Vergi yükünün azaltılması
konusunda ilke olarak karar ve-
rilmesine karşılık hangi vergi
kalemlerinin daraltılacağının
kesinlik kazanmadığını anlatan
DPT yetkilileri şöyle konuştu-
lar:
"Türkiye otomobil üzerinde-
ki vergi yükü agır olan ülkeler
arasında baş sıralarda yer alı-
>or. Buraya gelmeyi düşünen
büyük otomobil üreticileri satış
imkânlarını arastırırken vergi
yükünün fazlalığına işaret edi-
yorlar. Bizde otomobil üzerin-
de çok çeşitli vergi bulunurken,
toplam oran da Avrupa'ya gö-
re ikiye katlanıyor. Vergi yükü-
nün azaltılmasının hangi katem-
lerde yapılacağı henüz net degil,
ancak vergi yükünün bugünkü
düzeyine göre en az 10-15 puan
azaltılması düşünülebilir.1
'
Vergi yükünün azaltılması ça-
Iışmalannın tüketicinin korun-
ması açısından da önemli oldu-
ğunu anlatan DPT Yabancı Ser-
maye yetkilileri, Avrupa'da
yüzde 20'ler düzeyindeyken
Türkiye'de yüzde 46-47'lerde
gezinen vergi yükünün otomo-
bil fiyatlannı olumsuz etkiledi-
ğini hatırlattılar. Yetkililer,
"Eger uygun fiyatlarla satış im-
kânı doğarsa Türkiye'deki oto-
mobil pazarının çok daha hızlı
buyümesi mümkün olur. Bu da
hem bu sektore yabancı serma-
ye girişini hızlandınr bem de
yerli sanayinin güçienmesine
yardım eder" şeklinde konuştu-
lar.
Otomobil üzerindeki vergi
yükünün düşürülmesi konusun-
da görüşlerini açıklayan Tofaş
Oto Genel Müdürü Uğurman
Yelkencioglu, yerli otomobil
üreticilerinin uzun bir süredir
vergilerin çokluğundan şikâyetçi
olduğunu i.atırlatarak indirimin
yararlı olacağını söyledi. "Ver-
gi yükünün düşürülmesi tüketi-
cinin de lehine olacaktır" diyen
Yelkencioğlu, bu sayede otomo-
bil alımının lüks olmaktan çıkıp
her gelir grubunun ulaşabilece-
ği bir hedef olacağını vurgula-
dı Tofaş Oto Genel Müdürü
Türkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu'na girme hazırlığı yaptığına
da işaret ederek "Eger bir he-
def seçnüşsek bu bedefe yüzde
100 uyum sağlamamız lazım.
Gümriik duvarları bu hedef
doğrultusunda indirilirken iç pi-
yasa satışlannın ağır koşullarda
yapıiması uygun değildir" diye
konuştu.
Uğurman Yelkencioğlu, ver-
gi yükü azaürken verginin öden-
mesinin de basitleştirilmesi ge-
rektiğini vurgulayarak sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de otomobil üze-
rinden 5-6 kalem vergi ödeni-
yor. Otomobil alan vatandaş bu
vergilerin nasıl ödenecegi konu-
«ıınria hilgisiz."
Davos raporuna göre iyî yoldayız
World Link'in ülke
ekonomilerini rekabet
gücüne göre değerlendirdiği
raporda Türkiye, 34 ülke
arasında 20. sırada yer
alıyor.
Raporun, "hükümetin
rekabet ortamını nasıl
etkilediğini" irdeleyen
bölümünde ise Türkiye
şaşırtıcı bir biçimde ABD,
Japonya, Isviçre ve
Almanya'nın ardından
beşinci sırada yer alıyor.
Ekonomi Servisi — Davos toplantıla-
nyla ünlü Dünya Ekonomik Fornmu'-
nun (WEF) yayın organı World Link'te
Türkiye sıra atladı. 1991 yılı için yayım-
lanan ve ülke ekonomilerini rekabet gü-
cüne göre değerlendiren rapora göre
Türkiye 20. sırada yer alırken Japonya
birind, ABD ikinci, AJmanya üçüncü sı-
rayı aldı.
Raporda Türkiye'nin de içinde bulun-
duğu toplam 34 ülke, yatınm ve rekabet
gücünü belirleyen 8 değişik faktöre gö-
re karşılaştırmaü olarak değerlendirili-
yor. Ekonomik gilçlülük, dışa açılma,
bükümet, fınans, altyapı, iş idaresi,
bilim-teknoloji ve işgılcü bu 8 faktörü
oluşturuyor.
Raporun, OECD ülkelerinin değerlen-
dirildiği birinci bölümünde, Türkiye ge-
nel sıralamada geçen yıla göre 34 ülke
arasında 21. sıradan 20. sıraya yükselmiş
bulunuyor. Türkiye'nin geçen yıl Yuna-
nistan ve Macaristan'ı geride bırakırken,
bu yıl Portekiz'i de geçtiği görülüyor.
Teknolojide sonuncu
Türkiye 5 faktörde genellikle 18-19*ncu
sıralarda bulunmasına rağmen bilimsel
ve teknolojik kapasite açısından OECD
ülkeleri arasında Yunanistan'ın da geri-
sinde sonuncu sırada yer alıyor. Ancak
raporun Türkiye açısından en dikkat çe-
kici yönlerinden biri de Türkiye'nin
Dünya rekabet
gücü sıralaması
H| i i-? ı— *r o cc
c! İ
C/3 QC O
— — ^ *
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23
"hükümet" faktöründe pek çok gelişmiş
ülkenin önünde yer alarak rekabet gü-
cünü arttırmış olması. Raporda bu fak-
tör, devletin ekonomiye etkisini ölçmek
ve mali politikalannrekabetortamını ne
şekilde etkilediğini değerlendirmek ama-
cıyla kullanılıyor. Türkiye ise sıralama-
da ABD, Japonya, tsviçre ve Almanya-
nın ardından 5'inci sırada yer alırken, şa-
şırtıcı bir biçimde Kanada, Avusturya,
Ingfltere ve Frans» gibi ülkeleri geride bı-
raknuş oluyor.
Türkiye aynca, yine genel sıralamada-
ki yeriyle orantısız olarak fınans faktö-
ründe de sekizinci sırada yer alıyor. Bu
şekilde Türkiye fınansal alternatifler ve
bankalann büyüme hızlan itibanyla da
Kanada, Fransa ve Avusturya'nın önü-
ne geçmiş gözüküyor.
Ticari güvenirUk
Türkiye ticari güvenilirlilik açısından
12. sırada yer abyor. Rapora göre vasıflı
işgücü, ticari serbestlik ve ekonomik bü-
yüme açısından Türkiye yabancı serma-
yeye Ingiltere, Fransa ve Avusturya'dan
daha güvenilir geliyor. Üç büyük ekono-
miye baktığunızda ise Japon ekonomisi
sıralamada 8 faktörün altısında ilk sıra-
yı teşkil ederek genel sıralamada da bi-
rinciliği elde ediyor. Japonya özellikle sa-
nayide otomaşyona geçişte gösterdiği ba-
şanyla dikkati çekiyor. Japon ekonomisi
bilim ve teknolojide de öncü durumda
bulunuyor.
Amerika, hem bütçesi hem de dış ti-
careti açık verdiği halde altyapıda birinci,
bilim ve teknolojide ise Japonya'nın he-
men arkasından ikinci sırada yer alıyor.
AJmanya ise ekonomisinin tüm gücüne
rağmen birleşmenin yüksek faturasını
odemenin sıkıntısını yasıyor. Bununla
birlikte iş çevrelerinin Alman ekonomi-
sine olan gOveni hâlâ çok yüksek.
Genel sıralamada dördüncü olan ls-
viçre ekonomisi, bu yıl alışılmışın dışın-
daki yüksek enflasyon oranı ile dikkati
çekiyor. Aynca yabancı sermayenin ül-
keye akışında da düşüş gözleniyor. Isviç-
re yine de "yöoetim" ve "finans" kate-
gorilerinde dünya sıralamasında ikinci-
liği alıyor.
Kim demiş
"bayramda bütün bankalar kapalı"
diye!..
Telebanka,
Otobanka,
AloBanka
açık!
Telecard'la
. „,,, yerinae
a a t
P
a
ara%at.r^.
YAPI^KREDi
"hizmette sınır yoktur"
M
Herald
Tribune'de
Türkiye ilanı
850 milyon lira
dolaylarındaki ilanın
ağırlıklı olarak kamu
kuruluşları tarafından
finanse edildiği dikkati
çekiyor.
Ekonomi Servisi — tnternational
Herald Tribune gazetesinin 18 haziran
tarihli sayısında Türkiye'yi çeşitli yön-
leriyle tanıtan 9 tam sayfalık geniş bir
ilan yer aldı. TURJCEY yerine TURKI-
YE adıyla yer alan ilanlar için toplam
850 milyon lira ödendiği belirtiliyor.
Gazetenin 15. sayfasından 24. sayfa-
sına kadar yer alan ilanların ağırlıklı
olarak kamu kuruluşlan tarafından fi-
nanse edildiği dikkati çekiyor. Ziraat
Bankası, Enmbank, THY, Türkiye De-
mir Çelik lşletmekri, Kamu Ortaklığı
Fona, Halk Bankası, Denizbank, TP-
AO, Deniz Yollan gibi kamu kuruluş-
larının yanı sıra İş Bankası, Pamuk-
bank, Beko, Ekonomi Bankası, Profl-
lo, Gama ve TYT Bank gibi özel sek-
tör firma ve bankalan yer alıyor.
tlanlar sayfalann alt yansmı tümüyle
kaplarken sayfalann üst yansında
Türkiye'yi bankacılık, borsa ve demir-
çelik, otomobil, tekstil gibi çeşitli sek-
törlerin yanı sua siyasal ve turistik yön-
de tanıtan yanlar da yw alıyor.
Gazeteye verilen 1 günlük bu ilan için
yaklaşık 850 milyon lira odennüş bu-
lunuyor. Herald Tribune Türkiye ofi-
sinden öğrendiğimize göre Türkiye'ye
geçen yılın ilan fıyatlan uygulanmış.
Buna göre dörtte bir sayfa ilanın bedeli
12 bin dolarmış. Sayfalann üst bölüm-
lerinde Türkiye Ue ilgili olarak yer alan
yazılar içinse herhangi bir ücret öden-
memiş.
SAVUNMA SANAYt MÜSTEŞARIERDEM
Savunma sanayiînde
yapısal değişikıik
Türkiye'nin 2000'li yıllara. doğnı önemli bir
üretici ülke olacağını söyleyen Savunma
Sanayi Müsteşarı Vahit Erdem, kontrata
bağlanmış proje bedelinin 3.5 milyar dolar
olduğunu belirtti.
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Savunma Sanayii Müs-
teşarı Vahit Erdem, Silahlı Kuv-
vetler'in modernizasyonuyla il-
gili büyük bir yapısal değişikli-
ğin gerçekleştirümeye çalışıldığı-
nı belirterek "7-8 milyar dolar-
lık bir proje paketi üzerinde ça-
Iışıyoruz. 2000'li yıllara doğru
Türkiye önemli bir üretici ülke
durumuna gelecek" dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı
Vahit Erdem, dün EBSO'da
Egeli sanayicilere savunma sa-
nayii projeleri hakkında bilgi
verdi. Erdem, bu toplantıdan
önce gazetecilerle bir sohbet
toplantısı yaptı.
Savunma Sanayii Müsteşarı
Vahit Erdem bugün 8 proje için
kontrat imzalandığını, 6 proje-
nin de çalışmasının yürütüldü-
ğünü vurgulayarak bu projeler
hakkında şu bilgileri verdi:
"Kontrata bağlanmış projele-
rin bedeli 3.5 milyar dolar. Üze-
rinde çalışılan projeler de eklen-
Au PairAcentaa
Fransa Kanada
9.1-15153 42-161 «387
Alibeyköy Lisesi'ne ait
28.1.1974 tarihli ve 719 nolu
tasJiknamemi kaybettim,
hükürasüzdür.
ŞEMSETTÎN CİHAN
diğinde 7-8 milyar dolarlık bir
proje paketi üzerinde çalışılıyor.
Bunların dışında İstanbul'da ile-
ri teknoloji parkı projesi var.
Bu, uzun vadeli bir proje, şimdi
master plan çalışması yapılıyor,
önümüzdeki yıl altyapısı yapıla-
cak. Eğer biz sadece ihtiyaçları
tedarik etmeye dönük bir poli-
tika izleseydik, para da var,
Türkiye'yi silah yığıruna çevire-
bilirdik. Biz sanayileşme deyip,
bazı şeyleri kendimiz yapmaya
kalkıştığımız zaman zorluklar
oluyor, her proje 3-4 yıl alıyor".
Erdem, zırhlı araçlarla ilgih'
söylentiler üzerine de şunlan
söyledi:
"Secimler değişik aşamalar-
dan geçilerek yapılmaktadır.
Hatır, gönül için seçim yapıl-
maz. Bugün seçim yapılsa yine
aynı seçim yapdır. Seçim dognı-
dur. Ama bazı hatalar, hatalar
derken şartnamedeki bazı özel-
likleri taşımayan hususlar tespit
edildi. Olabilir. Veni araba aldı-
gınızda problemlerle karşılaşı-
yorsunuz. Firma, ABD'nin en
ünlü zırhlı araçlar üreten finna-
sı. Bu hatalar gayet tabii düzel-
tilecek. Silahlı Kuvvetler'in iste-
diği bazı değişiklikler var. bun-
lar üzerinde çalışılıyor, araçları
daha da gelişlirmek için çalısma
başlatılmış durumda. Savunma
sanayiinde bu normaldir. Bizira
için kötü bir araç üretmeleri için
yeni bir dizayn, yeni bir motor
üretmeleri lazım. Bu mümkün
degil."
IŞÇENIN EVREMNDEN
ŞUKRAN KETENCİ
Her Yer Zonguldak
Yine TV, hatta yazılı basın olayın boyutuna göre çok ciddi
sansür uyguluyor. Yolunuzun önünden geçenler olmadıysa
gazetelerde yayimlanan fotoğraflara lütfen biraz dikkatle ba-
kın. Yüzlerdeki ifadeyi, kimlikleri ve de özellikle kadınları in-
celeyin. Sokaklara dökülmüş bu öfkeli insanlar, işçiler, aile-
leri, memurlar.
Türkiye'de belki de ilk kez bu boyutta, doğrudan çaresizli-
ğin yarattığı, dipten gelen, politikacının, sendikacının katkı-
sı, yönlendirmesi olmaksızın bir sosyal patlama yaşanıyor.
50 gün boyunca Zonguldak'ta yaşadıklarımız, sloganlan,
mesajları ile birlikte istanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır, Eski-
şehir, Ankara, Gölcük sokaklarında. Her gün, üstelik hare-
kete geçen işçiierin işkolları ve işyerleri değişik olmak üzsre
yaşanıyor. Başları siyarı bantlı nineler "Padişah istifa", "Ha-
nedan istifa", "Çankaya'nın ştşmanı işçi düşmanı" diye slo-
ganlar atıyor. Evet resimlerdeki yüzlere, öfkeye dikkatle ba-
kın. Politize olmuş, kışkırtılmış insanlar değerlendirmesini ya-
pabilir misiniz? Çaresizliğin birikimi, öfkesini görememek ne
büyük bir yanılgı.
Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer, Türki-
ye çapındaki işçi direnişleri ile ilgili yaptığı açıklamasında,
"Maden işçileri olarak Zonguldak halkı ile bütünleşerek ser-
gilediğimiz Türkiye gerçeğini bugün yüz binlerce işçi arka-
daşımız gözler önüne seriyor. Biz 'Her yer Zonguldak ojacak"
derken fala bakarak konuşmadık. Bu, izledikleri politikanın
kaçınılmaz sonucudur. Toplum kendi haklanna sahip çıkmaya
devam edecek. Türkiye gerçeğini sergileyen sloganlarımız
her zaman, her yerde atılacak. Ve dün bizim yaptıklanmızı
yarın da diğer arkadaşlanız yapacaktır" diyor.
Türk-İş önceki gün işçiierin pasif direnişlerine ara verildi-
ğini, anlaşma olmazsa bayram ertesi grevierin gündeme ge-
leceğini açıklıyor. Gazete haberierinde, TV'de bayram ertesi
600 bin işçinin grevlerinin gündemde olduğu soyleniyor. Kim
kimi kandırıyor?
Lütfen, böylesine önemli bir sosyal olayda dahi işin doğ-
rusunu öğrenmek zahmetine katlanmayan, "Bayram ertesi
600 bin kamu işçisi greve gidiyor" diye başlık atan basınımı-
za, TV haberlerine inanmayın. 2822 sayılı toplu pazarlık ve
grev hakkı ile ilgili yasanın 29-30. maddelerini, grev yasak-
lan ite ilgili düzenlemeleri okumak zahmetine katlanın. Enerji
işlerinde, TEK'te, petrol rafinerilerinde, her tür ilgili işte çalı-
şanlar için sehir içi deniz, kara ve demiryolu hatlarında, yap-
tıkları iş elbise dikmek bile olsa bütün askeri işyerlerinde..
doğrudan grev yasağı vardır. Yani toplusözleşme uyuşmaz-
lığı için sokaklara dökülen 600 bine varan işçinin yansını aşan
bir grubu için yasa doğrudan grev hakkını yasaklamıştır. Ma-
sada anlaşma olmazsa, toplusözleşme uyuşmazlıkları hükü-
metin direktifindeki zorunlu tahkim sistemine, YHK'ya gider.
Evet, işçi keyfinden, sendikal örgütlüğü olduğu halde, greve
çıkarak, daha doğrusu çoğunlukla grev hakkının caydıncı gü-
cüne, varlığına dayanarak hak almak varken dünya işçi sını-
fının aklına gelmeyen pasif eyiemler, direnişlerle hak aramaya
kalkışmıyor. Askeri tersane, TEK, şehir hatları işçisi evine çe-
kilirse, Türk-İş ile hükümet görüşmelerine umut bağlarsa,
YHK'dan çıkacak sözleşmenin içinde neler olacağını bildi-
ği, bunlardan korktuğu, canı çok yandığı için sokaklarda ba-
ğırıyor.
Grev hakları yasada olan Tekel, şeker, Çay-Kur işçileri için
durum çok mu farklı? Geçen dönem aylarca yaptMarı grev-
den canı yanmış çelik işçileri de greve çıkmak zorunda kal-
madan önce iyi bir anlaşma için diğer kamu işçileri parale-
linde pasif direnışte, eylemde, yürüyüşte. ANAP hükümetle-
ri, özal'da sembolleşen A^4AP'ın iktidar anlayışında, bir yan-
dan hep kamu kuruluşlannın zaranndan yakınılıp, işçiler, hak
isterierse iş yerlerinin kapatılması ile tehdit ediliyor. Diğer yan-
dan işçinin istediğinin pek çok katı zarar seçılerek, işçiyi ez-
me, yıldırma adına, ayiar süren grevlere seyirci kal/narak,
grevdeki ürünün ithaline gidiliyor. Çelikte, kağıtta, kömürde
aylar süren grevlerle birlikte hep aynı olaylar yaşandı. '•
İşte "Zonguldak gerçeği" denilen sosyal patlama da bun-
dan doğdu. İşçi, Özal'ın madenleri kapatma tehdidi, kömür
ithalini seçmesi karşısında, aylarca grev yapsa da bir hak
alamayacağını gördügü, içinden bilincine vardığı içindir ki, önü-
ne kadınını, Zonguldak halkını katarak sokaklara döküldü.
Dünya işçi sınıfı tarihinde yerini yapan 50 günlük büyük di-
renişi yarattı. Ve 600 bin kamu işçisi, bunun içgüdüsünde,
bilincinde olarak geçen dönem "bahar eylemleri" diye ad-
landırılan, örgütlü işçiler için dünyada örneği olmayan, pa-
sif direnişler, eylem çeşitleriile hak aramanın yolunu seçti.
İlk kez 12 Eylül düzeninde, Özal'da simgeleşmiş ANAP ikti-
darının dikte ertırmek istediği rakamlar üzerinde hak almayı
başardı.
Aynı işçiler, bu sözleşme döneminde, aslında geçen dö-
nem de pek yanlarmda olmayan sendika lider kadrolannın,
daha da pasif, engelleyici polrtikalanna muhatap otdular. Da-
hası iktidar-sermaye cephesi, işçileri bu kez eyiemden, zor-
lamadan alıkoyma, korkutmak, caydırmak üzere kitlesel işçi
çıkarması silahını kullandılar. Pazarlık masasındaki oyalama
daha etkili, daha başanlı sürdü. Bahar bitti yaz geldi. Ancak
toplu pazarlık masalannda dile getirilen rakamlar, işçinin eline
geçen para, geçebilecekle ilgili en iyimser hesaplar ve her
gün can yakan yeni zamlar. Bütün baskılar, işten atma teh-
ditleri, yıldırma, caydırma, engellemelerin üstüne çıktı. İnsan-
lar canlan acımış olarak, bu kez kendilerinden belki de da-
ha kötü durumda olan, çaresizlikten çok daha da ağır be-
delleri göze almaya başlayan memurları da yanlarına kata-
rak kadınları, aileleri ile sokaklara döküldüler.
Dün yine Türkiye'nin her yanında yapılan protesto eylem-
lerini izleyebilmekten aciz, eylemleri, yerlerini haber veren
telefonlara yetişemez durumdaydık. "Açız", "İşçi-memur el
ele genel greve", "Vur vur inlesin Çankaya dinlesin" slogan-
lan ile Türkiye'nin her yeri Zonguldak olmuştu.
Sanayicüerin isteği'
Ücret verîmlîliğe
bağlansın
Ekonomi Servisi — Sanayi-
ciler, işçi ücretlerinin belirlen-
mesinde verimliliğin esas alın-
masını istiyorlar.
İTÜ'de düzenlenen Verimli-
lik Paneli'nde konuşan Santral
Holding sahiplerinden Halil
Bezmen, Türkiye'de kişi başına
emek verimliliğinin Avrupa ile
karşılaştırıldığında dörtte bir
oranında olduğunu, bu neden-
le de ücretlerin Avnjpa'ya kı-
yasla düşük kaldığını belirterek,
ücret artışının ancak verimlili-
ğe baglı olarak gerçekleşebile-
ceğini söyledi. Bezmen, ulusal
verimliliğin arttırılması için ise
KİT sorununun çözülmesi ve
Türk kadınının ekonomiye ka-
zandınlması gerektiğini savun-
du.
Panele katılan Kordsa Genel
Müdürü Giiler Sabancı ise glo-
bal bir ekonomiye geçildiğini ve
rekabetçi dünya pazannda üre-
timin öiesinde verimliüğe önem
verilmesinin gerektiğini belirte-
rek, rekabetçi pazar çkonomi-
sinde otomasyon ve yeni tekno-
loji kullanımının yeni istihdam
olanakları yaratarağım vurgu-
ladı. Emek verimljliğinin işsiz-
lik ve cıii'lasyon oranlarının
düşmesinde temel etmen oldu-
ğunu belirten Sabancı, sendika-
lann seyyanen ücret politikalan
yerine verimüliğe dayalı ücret
politikalan uygulamalan gerek-
tiğini savundu. Bezmen gibi Sa-
bancı da KlTlerin ulusal dü-
zeyde bir verimsizliğe yol açtı-
ğını ve devletin ekonomiye faz-
la karışmasının ekonomide ve-
rimliliği azalttığıru öne sürdü.
Ooç. Dr. Haiuk Erkut da ve-
rimsizliğe karşı ahnabilecek sert
ve yumuşak tedbirleri General
Motors, Buick ve Boing gibi
ünlü Amerikan firmalanndan
örnekler vererek açıkladı. Er-
kut, insan faktörüne yönelik
politikalar uygulayan işletmele-
rin, işe yönelik politikalan be-
nimseyen fırmalarla karşılaştı-
rıidıklarında verimlilik açısın-
dan çok daha başanlı oldukla-
rını, istatiksel verilere dayana-
rak açıkladı. Erkut'un sundu-
ğu bir araştırmaya göre verim-
liliği yüksek olan firmaların
yüzde 8Tsinde yöneticiler insa-
na yönelik politikalan benim-
serken, verimliliği düşük firma-
lann sadece yüzde 30'unda
benzer politikalar izleniyor.