22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26NÎSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBKT H YASADA DÖVlZ ABOOotan AknanMaria Isvtçre Frangı Hodanda Florim ingfc Sterfnı Franse Frangı 100 İ.LıreS S.A»yai Avus. Şiinı Ahş 4060 2315 2740 2050 6880 680 328 1070 310 Sattş 4070 232S 2750 2060 6930 690 333 1090 317 ALTMGOMÜŞ Cumhunyet Reşat 24 22 ayar bttez* 900 ayar gûmûş Vataftank Atbm Ziraat Altını HalKaltın Ahş 306.000 315.000 46-500 41.500 558 235 000 236.000 237 000 Satış 309.0% 330.000 46700 45 800 585 240.000 241.000 242 000 M.BANKASI PİYASALAM TL Pryısası Döve Piyssas Altm Piyasası Ort.Fao(%) ISHac (Milyar TL) Oobrlopanış (TL) fel.Hac (Mlyon S) Kapamş(ons^) Işlem Hacmı (kg) 97 11 4.204 4 88 49 353 40 135 Dövizler 3.7 milyar dolar • ANKARA (AA) — Merkez Bankası'nın döviz rczervlcTi 29 martta 3 milyar 717 milyon dolara geriledi. Körfez krizinin ocak ayı ortasmda savaşa dönüşmesiyle birlikte hızla erimeyc başlayan döviz rezervleri, 31 aralıkta 5 milyar 972 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu. Koç Holding'in egitim tesisi • Ekonomi Servisi — Koç Holding Eğitim ve Geliştirme Merkezi'nin (KOGEM) yeni eğitim kampusu bugün açılıyor. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol'un da katılacağı bir törenle açılacak olan kampusta, Koç gnıbu elemanlarma yöneticilik konusunda eğitim programları uygulanacak. Arçelik AŞ!nin Çayırova tesislerine bitişik 23 bin metre karelik bir alan Ozerine kunılan kampusta eğitim ve idare binalarının dışında spor tesisleri yer alıyor. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, ekonomiye Istikrarprogramı' önerdû 4 Kamuya mali disiplin gereklTANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Sara- cogln, 1991'in, kamu finansmanı için zor bir yıl olacağını belirterek, "Reform- lardan ve serbest piyasa düzeninden sag- lanacak fayda, enflasyonla mucadelede basanlı oldugumuz olçiide artacaktır. Böyle bir başannın temelinde sağlam ve istikrariı bir milli para ve sağlam kay- naklara dayanan kamu finansman po- litikası yatmaktadır" dedi. Saracoğlu, kısa vadeli yuksek buyıime hedeflerinin terk edilmesi, kamu maliyetinde Hazi- ne birliğinin yeniden sağlanması, tarım- saJ destekleme politikalannın gözden ge- çirilmesi, devletin gttnlük ekonomik fa- aliyetlerden çekilmesi ve kamu sektörü- nün orta vadeli bir program çerçevesin- de yeniden yapılanması gerektiğini vur- guladı. Merkez Bankası Genel Kurulu dün Ankara'da yapıldı. Genel Kurul'da bir konuşma yapan Merkez Bankası Başka- nı Rüşdü Saracoğlu, banka bünyesinde gerçekleştirilen bir dizi değişikliği anlat- tıktan sonra 1990 yılırun ekonomik ge- lişmelerine değindi. Saracoğlu, ithalatın liberalizasyonuyla girdi maliyetlerinin azalmasmın ve ta- rımdaki olumlu gelişmelerin katkısıyla 1990 yılında Türkiye ekonomisinin, son 20 yılın en yüksek reel büyume oranına ulaştığını belirtti. 1989 yılının ikinci ya- nsmda başlayan toptan esya fiyatlan ar- tış hızındaki yavaslama eğiliminin 1990 yüının ilk sekiz ayında da surdüğüne dikkat çeken Saracoğlu, bunu, finansal piyasalarda sağlanan göreli istikrara, pa- rasal denetimin sağlanmasına ve TL'nin reel olarak değer kazanmasına bağladı. Rüşdü Saracoglu Ekonomi politikaları kalıcı olmalı, kısa vadeli yüksek büyüme yerine, orta vadede istikrar içinde sürekli büyüme hedeflenmeli. Bütçe dışı fonlar bütçe ile mütalaa edilmeli. Tarımsal destekleme, politikası gözden geçirilmeli. Devlet günlük ekonomik faaliyetten çekilmeli. Dış dünyayla rekabet edecek şekilde rehabilite edilemeyen KlT'ler belli bir program dahilinde ekonomik hayattan çekilmeli. nominin gerek kısa vadedeki gerekse orta-uzun vadedeki istikran, kamu ke- simi açıklarını ciddi bo>utlarda azaltan bir mali program tanariamaktan geç- mektedir." Ancak bunun tüketici fıyatlanna yansı- madığını da sözlerine ekledi. Cari işlemler dengesinde son iki yıl- dır görülen fazlanın 1990'da 2.6 milyar dolar açığa dönüştuğunu belirten Sara- coğlu, bu açığın finansmanında kısa va- deli sermaye harekeüerinin önem kazan- iığını belirterek, "Ülkemizin ulusiara- rası mali piyasalardaki saygınlıgı. orta- ya çıkan kısa vadeli kredi talebinin kar- şdanmasını olanakh kılnuştır. Bunun so- nucu olarak ekonomideki dengesizlikle- rin gkferikmemiş olmasına rağraen, htdı bir büyüme, piyasalarda büyuk dalga- lanmalara yot açmadan gerçekleştirile- bilmiştir. Ancak 1990 yılında ulaşüan bu sonuç, büyük olçiide, ozellikle Körfez krizinin başladığı tarihe kadar dünyada- ki gorece olumlu konjonktürden kaynaklanmıştır" dedi. 1990 yılında aksi yöndeki beklentile- re karşın, kamu kesiminin, 'piyasalar- dan kolay borçlanmanın rahatlığı içinde' borçlanma ihtiyacını arttırdığını belirten Rüşdu Saracoğlu şöyle konuştu: "Kamu finansman açıklarının 1990 yılında çok bü>uk bo>uüara varmış olması ve lus- men Körfez krizi nedenijle gerek yurti- çinde gerek >urtdışında mali piyasalann 1990 yılı kadar uygun olmaması nede- niyle 1991 yılı, kamu finansmanı için zor bir yü otacakbr. Boyle bir ortamda Mer- kez Bankası bilançosundaki kalemlere ilişkin hedeflemeler içeren bir parasal programın hazırlanarak kamuoyuna açıklanması ve uygulanabilmesi, gercek- leştirilmesi güç bir göre\ haline gelmiş- tir. Buradaki guçluk, kısa vadede kamu finansman açığının Merkez Bankası iize- rinde >aratlığı bir sorun olarak görün- mekle birlikte orta ve uzun vadede eko- nominin istikrannı etkilemektedir. tçin- de bulunduğumuz konjonktürde, eko- Hemen herkesin mali disiplinin sağ- lanmasında hemfikir olduğunu, ancak sektorel ve mikro bazdaki taleplerin bu genel arzuyla çeliştiğini belirten Saracoğ- lu, "Gerçekkştirmiş bulunduğumuz re- fonnlardan ve serbest piyasa düzeninden sağlanacak fayda, enflasyonla mucade- lede başanlı olduğumuz olçüde artacak- tır. Böyle bir başannın temelinde sağlam ve istikrartı bir milli para ve sağlam kay- naklara dayanan kamu finansman po- litikası yatmaktadır" diyerek şu oneri- leri sıraladı: • Uygulanan ekonomi politikaları kalı- cı olmalı, kısa vadeli yüksek büyüme he- defleri yerine orta vadede istikrar için- de devamlı büyüme hedeflenmeli. • Kamu maliyesinde Hazine birliği ye- niden sağlanmalı. Ekonomide teşvik amaçlı tüm harcamalar bütçe kanalıyla yapılmalı, bütçe dışı fonlar bütçe ile bir- likte mütalaa edilmeli. • Tarımsal destekleme politikası en kı- sa zamanda gözden geçirilmeli ve belli bir fiyaun korunması olarak değil, dün- ya konjonkturüne bağlı oiarak tanmsal gelirin istikrara kavuşturulması amacıyla yeniden şekillendirilmeli. • Devlet, günlük ekonomik faaliyetten çekilmeli. Dış dünya ile rekabet edecek şekilde rehabilite edilemeyen KlT'ler belli bir program dahilinde ekonomik hayattan çekilmeli. İthalat şubatta huzuru azalttıANKARA (ANKA) — lür- kiye'nin 1990 yjhnda büyük bir hızla artan ithalatı bu yılın şu- bat ayında hız kesti. Şubat ayı ithalatı bir önceki yüın aynı ayı- na göre yüzde 4.8 oramnda aza- hrken, iki ayhk dış ticaret acığı 1 milyar dolara yaklaştı. Devlet lstatistik Enstitüsü şu- bat ayı dış ticaret bilgilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye şu- bat ayında 1 milyar 41 milyon dolarlık ihracat, 1 milyar 419 milyon dolarlık da ithalat ger- cekleştirdi. tthalattaki azalma- ya karşın şubat ayı ihracatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüz- de 5.4 artış gosterdi. Geçen yı- lın aynı ayında 988 milyon do- larlık ihracat 1 milyar 491 mil- yon dolarlık ise ithalat gerçek- leştirilmişti. Şubat âyındaki bu gelişmeler- den sonra iki aylık ithalat 1990 yıhnın ilk iki ayına göre yüzde 3.4 oramnda artış gosterdi ve 3 milyar 95 milyon dolar oldu. İh- racat ise 2 milyar 109 milyon dolar olarak gercekleşti. İhra- cattaki iki ayhk artıs ise vüzde 4.8 oldu. Türkiye, 1990 yıhnın ilk iki ayında 9 milyar 992 mil- yon dolar ithalat, 2 milyar 13 milyon dolar da ihracat yapmış- tı.Dış ticaret ocak ayında 608 milyon dolar. Şubat ayında ise 378 milyon dolar açık verdi. Böylece iki aylık dış ticaret açı- ğı 986 milyon dolar oldu. Geçen yıl aynı dönemde ise 979 milyon dolarlık dış ticaret açığı veril- mişti. Ihracatın, ithalatı karşı- lama oranı ise iki ayhk bazda yüzde 68.1 oldu. İki ayhk ihracatın yüzde 77.8'lik bölümünü sanayi ürün- leri ihracatı oluşturdu. Bu dö- nemde 1 milyar 642 milyon do- larlık sanayi ürünü ihracatı ya- pıldı. Toplam ihracat içinden yüzde 20.5 pay alan tanm ürün- İeri ihracatı ise 432 milyon do- lar oldu. Madencilik ihracatı 36 milyon dolarda kaldı. Sektorel bazda değerlendirildiğinde iki ayhk dönemde madencilik sek- törünün ihracatı yüzde 32.6 ora- mnda azalırken, tanm ürünleri ihracatı yüzde 13.5, sanayi ürünleri ihracatı ise yüzde 4 ar- tış gosterdi. İki aylık ithalat ana mal grup- ları bazında değerlendirildiğin- de ise hammadde ithalatının önemli ölçude azaldığı belirlen- di. Ozellikle sanayi uretimindeki gelişmenin bir göstergesi olarak da kabul edilen hammidde itha- latı yüzde 5.3 oramnda azalarak 1 milyar 906 milyon dolara in- di. Bu dönemde en yüksek ar- tış yüzde 67.2 ile tuketim mad- deleri ithalatında görüldü. İki ayda 449 milyon dolarlık tüke- tim maddesi ithalatı yapıldı. ÇAĞDAŞ BİR PENCERENİN SAĞL1K RAPORU TEMEL MADDESİ: •Doğada olağanüstı] zengin rezerve sahip, «Yapay kalpten uzay araçlanna kadar yaşamın her alanında insanın ve teknolojinin hizmetinde, •Hafif ve dayanıkJı, «Kolay işjenen, •Sonsuz ömûrlü. »En ekonomik maliyette hurdası bile yeniden doğmaya hazır, •Doğal kaynaklara zarar vermeyen, konjyan, genç, sağlıklı, çev- reci ve çağdaş bir metal: ALÛMİNYUM... insan Sağlığna Uyguntağıc Yanmaz. Yangın annda zetıirt gaz çıkarmaz. Bu ozeüikleri ile yapılanmıza ve ınsan sağltğına uygundur. Gûvenle kutenıkr. Dış Gfininişa: Yapılara çağdaş bir gönjmjm kazandınr Yuzeyi diızgun ve püıüzsüzdür Görünûşü mükemmel, estetik ve şıkbr Ekonomlkliliii: Sağiadığı yararları ile maliyeti arasında mükemmel bir denge vardır. Hurdası bile paradır YaşamSuıesi: Sonsuz. sınırsız Çürûmez, hıç deforme olmaz, boya bakım »- "*—"" gerektrmez. RenUendirilmözclliği: Yüzey kapiama şlemlen ile her r =. rengı alabılir. Rengi kesinlikle sdmaz, bozulmaz. S m n a Tasanm Otanağc Mmartar ve tasanmcilar için büyük kolaylık sağlar. Bınanın munansıne gore fıer şekilde uygularar. Çeşitfi KuHanm OUMagc Dığer doğrama seçenekiennden farkta ve üstûn oiarak çok yönhj kullanıma olanak venr. (Yatay eksenel, düşey eksenel, düşey sünne ve yatay sûrnie pencereler) EnerJI Tatarrufu: Have sızdırmaz, ıçerıdekı ısıyı korur. Gerektiğinde ısı yalıtımlı sıstemlerle altematıflenne oranla en yüksek s yalıtmnı sağlar. Gettşmiş üfcetointerciıl A L O Ü İ I Y U M D06AVE İNSAN DOSTUOUR. ...Ve TOrUye'tfe Alûmhıynm pencereye, FENİŞ çağdaş "stetonler Be hayat wnMktodir. EKONOMİ NOTLAR1 OSMANULAGAY Saracoğlu Altematiti ve Bazı Sorular... Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu'nun, bankanın dünkü genel kurul toplantısında yaptığı konuşmayı okurken geçmişi anımsadım sanki. Devlet adamlığını ucuz politika- cılığın önüne koyarak, "milli istikrar ancak mali istikrarta mümkün olabilir" anlayışını savunan bir kuşağın izierini ta- şıyarak geçmişi geleceğe bağlarken şöyle diyor Rüşdü Sa- racoğlu: "Gerçekleştirmiş bulunduğumuz reformlardan ve serbest piyasa düzeninden sağlanacak fayda, enflasyonla mucade- lede başanlı olduğumuz ölçude artacaktır. Böyle bir başan- nın temelinde sağlam ve istikrartı bir milli para ve sağlam kay- naklara dayanan kamu finansman politikası yatmaktadır... Serbest piyasa ekonomisinin mihenk taşı parasal istikrardır. Serbesti yönünde atılan her adım parasal istikrar gereğini arttırır ve parasal istikrarsızlık her zaman ve her yerde eko- nomik hürrtyetlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanmıştır. Tarihin bi- ze öğrettiği bu dersi çok iyi değerlendirmeli ve toplum ola- rak parasal istikrarın oluşturulması için gereken düzenleme- leri vakit geçirmeden yapmalıyız." Sayın Saracoğlu'nun dünkü konuşmasında ortaya koydu- ğu temel tanı (teşhis), Türkiye'nin ciddi bir finansman soru- nuyla ve parasal ıstıkrarsızlıkla karşı karşıya bulunduğudur. Bu noktaya neden ve nasıl gelindığini açıklarken öncelikle kamu açıkları üzerinde duran ve "kamu kesırni açıklannı ciddi boyutlarda azaltan bir mali program" yapılmadan yenı bir pa- ra programı açıklamanın anlamlı olmayabileceğini belirten Saracoğlu daha sonra şöyle diyor: "1991 yılına ilişkin olumsuzlukları yalnızca Körfez krizi ile izah etmek yeterli değildir. Kriz ortamında iç ve dış mali pi- yasalardaki olumlu hava dağılmış, ekonominin yapısal rahat- sızlıklan ortaya daha net olarak çıkmış ve var olan sorunlar daha da ağırîaşmıştır. Bu durumda, özünde sorunları ağır- laştırarak ertelemekten başka bir anlam taşımayan geçici ted- birlerle vakit geçirmek yerine sorunların özüne bir an önce inilmesi gerekmektedir. Bu konuda kamu, özel işçi, işveren, çiftçi, memur, sanayici, tüccar, bankacı, ekonomideki tüm bi- rimlerin sorumluluğu vardır. Hemen herkes kamu mali disip- lininin gerekliliği konusunda hemfikirdir. Ancak sektorel ve mikro bazda telaffuz edilen talepler bu genel arzu ile çelişir nitelikte olmaktadır." Ne diyor Sayın Saracoğlu? Bugün ortaya çıkan olumsuz tablonun asıl nedeni Körfez krizi değildir, asıl neden, ekonominin yaprsal sorunları ve ka- mu kesiminin disipline alınamamasıdır, diyor. Bu sorunlar geçici tedbirterle, günlük ertelemelerie çözüm- lenemez, tersine daha da ağııiaşır, diyor. Kalıcı çözümün temelinde yatan kamu mali disiplininin sağ- lanabilmesı için tüm kesimlere görev düştüğünü; bir yandan ilke olarak bunu kabul eder görunenlerin diğer yandan ken- di kişisel ya da sektorel çıkarları için devlet kapısını aşındır- malarının tutarlı bir davramş olmadığını vurguluyor. Rüşdü Saracoğlu çozüm önerilerini sıralarken de öncelikle şu noktalar üzerinde duruyor. • Ekonomik politikalar kalıcı olmalı ve öncelikle istikran esas almalı, kısa vadede yüksek büyüme hedefleri yerine orta vadede istikrar içinde devamlı büyüme hedeflenmeli. • Kamu maliyesinde Hazine birliği yeniden sağlanmalı, tüm harcamalar bütçe kanalıyla ya- pılmalı, bütçe dışı fonlar da bütçeyle birlikte mütalaa edil- meli; milli bütçe sağlam kay- naklara dayandırılmalı. • Tarımsal destekleme poti- tikalan tanm gelirierinin dünya konjonkturüne bağlı olarak is- tikrara kavuşturulması amacıy- la yeniden düzenlenmeli. • KİT'lerin ayrıcalıklan kaldı- nlmalı ve bu kuruluşlar dış re- kabete uyumlu hale getirilme- It, bu sağlanamadığı takdirde bir program dahilinde tasfiye edilmeli. Bütün bunlar Sayın Sara- coğlu'nun dünkü konuşmasıy- la ekonominin yönetimine ve hedeflerine ilişkin geniş kap- samlı öneriler getirdiğini, bu- günkünden çok farklı bir yak- laşımı ve anlayışı savunduğu- nu ortaya koyuyor. İste tam bu noktada durup bazı sorular sormak gerekiyor: Geçen yıl hemen herkes ekonominin gidişi konusunda zafer naraları atarken son 40 yılın en pariak ekonomik per- formansından söz edilirken Sa- yın Saracoğlu gerekli uyanlan yeterince yapmış mıdır? Yap- mışsa bunlar neden kaale alırv mamıstır? Şimdi ne olacaktır? Önerileri gene Kaale alınmaz- sa Saracoğlu ne yapacaktır? Hazine'nin birltğini "reform yapıyorum" diye yıkan, bütçe dışı fon uygulamasına sanlan, ekonomiyi günlük karariaria yönetme alışkanlığını getiren kişi Sayın Turgut Özal değil mi- dir? Sayın Özal, Sayın Sara- coğlu'nun önerilerini nasıl kar- şılayacaktır acaba? Palavra edebiyatına ve kamu kaynaklarını dağıtarak ucuz po- litika yapmaya alışmış politikacı tipi, Sayın Saracoğlu'nun öne- rilerini nasıl karşılayacaktır? Öneriler ANAP içinde nasıl de- ğerlendirilecektir? Kamu disiplinini kendi çıkar- larına dokunmaması kaydıyla isteyen toplum kesimleri nasıl karşılayacaktır bu önerileri? Kendi paylanna düşeni yapma- ya razı olacaklar mı? Rüşdü Saracoğlu politik çağrışımlan hayli fazla olan öneriler ortaya atmış dünkü ko- nuşmasında. Bakalım arkası nasıl gelecek? FENİŞA l ü m i n y u m Grubu Ş ı r k e t l e r i FENİŞAlJİMfemM TERMEMETAL H J İ Ş S b l t M f H U Ş Practice your English by joining our Conversation Group. Call Phillip. 152 13 34 PARLAMENTONUN BOYUTLARI Rahmi Kumaş 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağl Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeli gönderümet.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle