22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23NÎSAN1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Feriha Tevfik, 1929 yılında gazetemiz tarafındandüzenlenen ilk güzellikyarışmasında birinci olmuştu Cumhıniyet güzeli öldüBir süredir tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde ölen Feriha Tevfik, Türkiye'ninilk 'güzellik kraliçesi'ydi. Kiiltur Servisi — Türlciye'nin ilk güzellik kraliçesi Feriha Tev- fik (74) dün sabaha karşı lstan- bul'da Öldü. Feriha Tevfık bir süredir Cerrahpaşa Tıp Fakül- tesi Hastanesi'nde astun tedavisi görüyordu. 1929 yıhnda Cumhuriyet ga- zetesi tarafından düzenlenen Türkiye'nin ilk güzellik yanş- masında birincüik kazanan Fe- riha Tevfik uzun zamandır Bos- tancı'daki evinde yalnız yaşıyor- du. Feriha Tevfik iki yıl kadar önce gazetemiz muhabirlerin- den Nilay Karman'ın kendisiy- le yaptı|ı söyleşide 60 yü önce- sini şöyle anlatıyordu: "Organi- zasyon bozuklugu nedeniyie be- ni o yıl Avmpa ve Amerika'da- ki güzellik yanşmalanna yetiş- tiremedUer. Bir sonrmki yü, 1930'da ABD beni resmen iste- di. Süksem çok büyüktü; çün- kii bir ülkede ilk kez yapılan ya- nşmada birinci seçilmiştim. ABD'ye giderken transatlantik- le okyanusu geçtik, sanıyonım 3 hafta sürdü. tnanır mısınu, hiç keyfini çıkaramadım; çnnkii yolda hastalandım. Aynca yaşım da çok küçük- tü. 14 yaşındaydım. Hiç olmaz- sa 18 olsaydım sanıyonım baş- ka tiiriü tat alırdım. Amerika'- ya hasta hasta indim. Buna rafc- meo çok sıikse yapUm." 1917 yıhnda tstanbul Üskü- dar'da doğan ve ilk egitimini ya- tılı olarak Erenköy llkokulu'n- da tamamlayan Feriha Tevfik, ilk evliliğini 16 yaşındayken yapmış, bundan sonra sinema ve tiyatrolarda rol almaya baş- lamış. 1940 yılına kadar süren sanat yaşamında oynadığı önemli filmler arasında 'Leble- bici Horhor", 'Tosun Paşa' ve 'Bir Kavuk Devrildi' de yer ah- yor. Ikinci evliliği de kendi ifade- siyie 'şanssuJık yüzünden' iki yıl süren Feriha Tevfık, üçüncü kez bir ceza avukatıyla evleniyor. Ancak kendisinden 30 yaş bü- yük olan kocası evlendikten 14 yıl sonra 1955 yıhnda ölüyor. Feriha Tevfik bundan sonra hiç evlenmiyor. 'Çttnkü çocu- ğum vardı, sevgfani ona adadım' diyor. *Ay, şimdi ben Türk güzeli miyim?' Tarih 3 Eylül 1929. Türkiye güzeli seçilen Feriha Tevfik, şaşkınlığını Cumhuriyet muhabirine bu kelimelerle ifade eder. San ile kumral arasında dalgalanan ince bukleli saçları, ela gözleriyle Feriha Tevfik, diğer güzeller gibi sandalye üzerine çıkarak 'endamını' göstermişti. FERİHA TEVFİK — 13 yaştnda Türkiye güzeli seçildi, 74 yaşında öldü. Kiiltur Servisi — Gazetemiz tarafından düzenlenen Türki- ye'nin ilk güzellik yarışmasında güzelleri beürleyen jüri, yazar, ressam, mimar, tiyatrocu, Türk ve yabancı gazetecilerden oluşu- yordu. Jüride yer alan isimler arasında Abdülhak Hamit, Ha- lit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şaha- beddin. Hüseyin Rahmi, Peya- mi Safa, tbrahim Çallı, Namık tsmail, Nazmi Ziya, Mesut Ce- mU, Muhittin Sadak, Vasfi Rı- za Zobu, Bedia Muvabhit de vardı. Gazeie binasında düzenlenen ve güzellerin birer birer sandal- yenin üzerine çıkarak 'endam- lannı' gösterdikleri bu ilk yarış- mada Feriha Tevfik' in ardından Seniye Hanım ikinci, Araksi Hanım ise üçüncü oldular. 3 Eylül 1929 tarihli Cumhu- riyet gazetesinde birinci sayfa- dan verilen güzellik yarışması haberinde Feriha Tevfik'le ya- pılan bir söyleşi de yer alıyor. Söyleşinin bazı bölümlerini su- nuyoruz: "San ile kumral arasında dal- galanan ince bukleli saçları, ela gözleri, uzun kirpikleri, düz ve muntazam bir burnu ve tabii kırmızılıktaki dudaklan ile gü- lerek dedi ki: 'Ay inanamayaca- ğım geliyor, doğru söyleyiniz, şimdi ben Türk güzeli, Türk gü- zellik kraliçesi miyim?' Feriha Hanım beyaz krepsa- tenden beyaz çiçeklerle süslen- miş güzel bir tuvalet giymişti. Saçlannın bukleleri omuzlarına kadar sarkıyordu. Vücudu da muntazam ve mUtenasip oldu- ğu içindir ki hakemler tereddüt- süz kraliçeliği ona verdiler. Günün kraliçesinden bir mü- lakat rica ettim. Memnuniyetle kabul etti ve şöyle cevap verdi: —Eski balıkhane nazırlann- dan Mehmet Tevfık Bey'in to- runuyum. Babam Mehmet Ibra- himzade Bey'dir. Müsabakaya ailemin teşviki ve biraz da ken- di isteğimle girdim. Doğrusunu isterseniz hiç de bu neticeyi ala- cagımı bilmiyordum. Sinema artistliğine çok mera- kım var.Sesim de iyi ve yüksek- tir. Bunun için yeni yapılan 'Kaçakçüar' sesli filminde bana birinci rolü verdiler. Muvaffak olmaya çalışıyorum. Yakında konserlere başlayacağım. Sine- ma için hariç memleketlere git- mek bana güç gelir, çünkü çok vatanperverim. Buradan ayrıl- mak istemem. —Düşününüz ki hariçte bi- zim için daha iyi ve canlı bir propaganda olabilirsiniz. —O halde iyi bir teklif olur- sa giderim. —Sporu sever misıniz? Sizi böyle kraliçe yapan bu güzelli- ği nasıl kazandınız ve nasıl ida- me ediyorsunuz? —Sporu severim, fakat pek az meşgul olabildim. Söylediği- niz gibi güzel olduğuma kani de- ğilim. Fazla tuvalet yapmam, boya pek az kullanınm. Saçla- nmı bir defa kestirmiştim, son- ra gene uzattım, çünkü böyle daha çok yaraşıyor. San ile kumral arasında dal- galanan ince bukleli güzel kıza son sualimi sordum: Güzellik kraliçeliginı neye nvedyunsu- nuz? San saçlı, ela gözlü, uzun kir- pikli, kırmızı dudaklı güzel kız güldü ve dedi ki: —Kimbilir... Güzeüiğime medyunum ihtimal..." Silahlı beş kişi 220 milyon nakit, 5 milyarlık çek ve senetle 2 bin dolar ve 2 bin markı aldılar Halıcıoğlu'nda soygun: 230 milyonÇıksalın Mahallesi'ndeki Kule Kardeşler Et Kombinası'na gelen silahlı soyguncular, işyerindeki çalışanları bomba tehdidiyle etkisiz hale getirdiler. Siyasi polis içeriden yardım olasılığı üzerinde duruyor. Soyguncuların eşkâllerinin belirlendiği bildirildi. tstanbal Haber Servisi — Halıcıoğ- lu'nda özel sektöre ait bir et kombina- sı, silahlı 5 kişi tarafından soyuldu. Soyguncular 230 milyon lira para ile toplam 5 milyar lira değerinde çeki gaspederek kaçtılar. Dün saat 13.00 sı- ralannda meydana gelen olay çevrede heyecana yol açtı. Çıksalın Mahallesi Unvan Sokak 16 numarada bulunan Kadir Kule'ye ait "Kule Kardeşler Et Kombinas"na ge- len silahlı 5 kişiden bin kapıda bekler- ken 4'ü içeri girdi. Ellerindeki pakette bomba olduğunu bildiren soyguncular isyeri sahibi Kadir Kule ve çausan 5 ki- şiyi yere yatırdılar. Kasiyer Deniz Barias ve işçi Durmus Sivri'nin başına silah dayayan kimliği henüz belirsiz soyguncular, Kule'ye ka- sayı actırarak ilk belirlemelere göre içindeki 220 milyon lira nakit para, 5 milyar lira değerinde çek ve senetle 2 bin dolar ve 2 bin markı alarak 34 E 9025 plakah lacivert Toros marka bir çalıntı otomobille hızla olay yerinden uzaklaştılar. Dün sabah Kocasinan'dan gaspedil- diği belirlenen otomobil, olayın ardın- dan örnektepe'de terk edilmiş ölarak bulundu. Görgü taruklan elinde siyah bond tipi çanta bulunan bir kişinin Ali- beyköy yönüne doğru yaya kaçtığıru ifade ettiler. Kule Kardeşler Et Kom- binası'nın sahibi Kadir Kule, olayı şöy- le anlattı: "Bir süredir müşterilerden topladı- ğımız çeklerle nakit parayı kasada sak- hyorduk. Bugiin de (dün) bankaya gö- tiiriip yatıracaktık. Odamda çahşırken silahlı beş kişi içeriye girdi. Bizi tartak- ladılar ve yere yatırdılar. Kasayı açtı- np para ve çekleri aldılar. Telefonlan bile kırdılar. Soygunculan görsem ta- nınm." Siyasi polis, olayı soruştururken soy- gunculara içeriden birinin yardun et- miş olabileceği olasılığı üzerinde de durduklannı söyledi. Soygunculann yakalanması için bölgede geniş operas- yonlara başlandı. Et kombinasındaki işciler de soy- gunculann eşkâllerinin belirlenmesi ve îfadelerinin alınması için Emniyet Mü- dürlüğü'ne götürüldüler. Türk sineması Inanoğlu'nu kaybetti ABD'de tedavi görmekte olduğu hastanede ölen Berker İnanoğlu 49 yaşındaydı. TURHAN GÜRKAN Sinemamıza 27 yıldır emek veren Berker tnanoğlu, çağımı- zın ölumcul hastalığının kurbanı oldu. Tedavi gördüğü ABD'de- ki New York Hastanesi'nde 49 yaşında yaşama veda etti. 1942 yıhnda Safranbolu'da doğan Berker tnanoğlu, yapımcı- yönetmen ağabeyi Türker tna- noğlu gibi kendisine uğraş ola- rak sinemayı seçtikten sonra en çok fihn üreten yapımcılardan biri olmuştu. Son yülarda TVde gösterilen Türk fıhnlerinin bü- yük bölümü de Berker İnanoğ- lu firmasının Urünüydü. Nişan Hançer, Osman F. Se- den, Lütfi Ö. Akad gibi yönet- menlere asistanlık yaptıktan sonra 1960'ta yönetmenliğe baş- layan, 1%2'de de kendi fırması Erler Film'i kuran altı yaş büyük ağabeyi Türker Inanoğlu'ndan iki yıl sonra Berker İnanoğlu, 22 yaşındayken Er Fim'i kurarak yapımcılığa atıldı. On yıl sonra da 1974'te oğlunun adını taşıyan Sezer Film'i kurarak yapımcıh- ğı aralıksız sürdüren Berker İna- noğlu, 150 dolayında filtne im- zasını atarak bu alanda bir re- kor kırdı. Bunların çoğu tecim- sel nitelikli piyasa filmleriydi ve büyük gişe hasılatı elde ediyor- du. Ancak sinema alanından ya- samını kazanan çok sayıdaki oyuncu ve figürana, işçiye, tek- nik adama iş sağlaması yönün- den belli bir işlev yüklenmiş ve yülar boyunca da bunlan aksat- madan yerine getirerek büyük yarar sağlamıştı. Berker İnanoğ- lu, 12 Eylül sonrasında siyasal bir partiye yardım ettiği gerek- çesiyle tutuklanmış, MHP dava- sında yargılanmış, sonra serbest bırakılmıştı. 1970'li yıllarda sînemamızda bir "çocuk yüdızlar" dönemi ya- şanmış, tamnmış yapımcıların çocukları üzerine özel senaryo- lar ısmarlanmış, bu çocuklann başrolünü oynadığı birçok ço- cuk serüven filmi yapılmıştı. Yapımcı-yönetmenlerden Ümit Ulku'nun oğlu Menderes Utku "Afacan", Türker lnanoğlu'nun ilk eşi sinema oyuncusu Filiz Akın'dan olan oğlu llker İna- noğlu "Yumurcak", Berker lna- noğlu'nun oğlu Sezer tnanoğlu da "Sezercik" adını taşıyan seri fîlmlerde oynayi'rak "Ayçecik 1 'ten sonra oluşan yeni bir çocuk fılmleri çağmı açmışlardı. Berker lnanoğlu'nun yapım- cı olarak imza attığı başhca filmleri şöyle: Refık Halit Karay uyarlaması "Karlı Dagdaki Ateş", Esat Mahmut Karakort uyarlaması "Erikler Çiçek Açtı", "Ölünceye Kadar", "Kaldınm Çiçegi", "Şehir Eşkiyası", "Ça- hnmıs Hayat", "Seni Sevmek Kaderim", "Anadolu Ekspresi", "Hayat mı Bn?" "Anneler Gü- nü", "Sahipsider", "Sayılı Kaba- dayılar", "Seıercik-Küçük Mü- cahit", "Sıgıntı", "Bitirimler Sı- nıfı", "Çapkın Kızlar", "Kader Yolculan", "İki Kızgın Adam", "Küvük Ev", "Öksüzler", "Tat- lıra". "Alınyazım", "Yasak tiiş- ki", "Kadın Bir Defa Sever." TDICnıneskiü>derince kurulandenıek, dilinözleşmesinden yana Dil Derneği 4 yaşında Dil Derneği yazmanı Sevgi Özel, derneğin kuruluşunun 4. yılı nedeniyie yaptığı açıklamada, "Ülkemizdeçağdaşbilimi, sanatı algılatmaktan uzak bir anadili öğretiminin yanı sıra dilimizi yeniden yabancı dillerin boyunduruğuna itme çabaları olduğunu" söyledi. Özel, 12 Eylül rejimiyle birlikte Atatürk'ün mirası olan Türk Dil ve Tarih Kurumu'na el konulduğunu vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- uzak bir anadili ögreniminin ya- rosu) — Atatürk'ün kurduğu nı sıra dilimizin, yeniden yaban- Dil ve Tarih Kurumu'nun kapa- cı dillerin boyunduruğuna itildi- tılmasından sonra kunılan Dil gine" dikkat çekti. özel, 12 Ey- Derneği 5. yaşma bastı. Amacı lül rejimiyle birlikte Atatürk'ün "Türkçenin özleşerek bütün bi- kalıtı olan Türk Dil ve Tarih Ku- lim, sanat, teknik kavramlan rumu'na "el konulduğu"nu vur- karşüayacak biçimde gelişmesi" gulayarak şu görüşlere yer ver- olan Dil Derneği'nin yayın orga- di: nı "Çagdaş Türk DUi"nin de 39. sayısı yayımlandı. "Atatürk, kalıünın bir bölü- 22 Nisan I987'de Türk Dil «nünden kurumlar yoluyla tüm Kurumu'nun eski üyelerinden ulusun yararlanmasını istemişü. 34 kişinin önderliğinde kurulan Kalıt "« durumda, bunu bilmek Dil Derneği'nin geliri, üye öden- berkesin hakkıdır. Çünkü söz tileri ve bağışlardan sağlanıyor. konusu kalıt Sayın Evren'in de- Derneğin ayhk dil ve yazm der- &, Atatürk'ündür. gisi Çağdaş Türk Dili'nin yanı sıra "Yazım Kılavuzu" "Bilim Dili Türkçe / Yaan Dili Türkçe" adlı yayınlan sunuluyor. öğren- Dilde devlet eliyle başlatılan kargaşa başta ögretmen ve öf- renciler olmak iizere herkesi güç durumda bırakmaktadır. 12 Ey- lül'le yerleşen 'Atatürk üke ve inkılaplan' kalıbının arkasında dil devrimi işlevsiz kılınmakta- dır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk BayTamı nedeniyie yi- ne aynı kalıp sözler dillerden düşmevecektir. Her insan anadi- liyle özgür düşünceye ulaşır. 8 yıldır Tiırkçenin gelişmesine en- gel olan yasalar, uygulamalar, gerçekte düşünce özgürlüğüne ozanan yolu da kapamaktadır." "Düşünce özgürlügünden, anayasa değişikliğinden sık sık söz edildiği şu günlerde Ata- türk'e ve Türkçeye tüm uhısa ya- pılan haksızlıgın düzeltilmesini" isteyen Özel, "Atatürk'ün vasi- yetini yok sayan, devrimleri kı- sıtlayan bu yasalar Türk-İslam sentezci uygulamalar sürdükçe, bugün coşkuyla bayram kutla- yacak çocuklarımıza, gelecekte altından kalkamayacaklan bir yük bırakmış oluruz" dedi. ciler için "Türkçe Sözlük" ile "Dilbilim" ve "Türkçe" adlı ya- pıtlann da basımı önümüzdeki günlerde tamamlanacak. Dil Derne'ği Genel Yazmanı Sevgi Özel, derneğin kuruluşu- nun 4. yılı nedeniyie yaptığı açıklamada, "Ülkemizde çağdaş bilimi, sanatı algılatmaktan PC esaslı CAD/CAM sistemlerinde HARDVVARE sorumluluğu alacak; INGİLİZCE BİLEN ve ELEKTRONİK (bilgisayar) konusunda yüksek eğitimli eleman alınacaktır. İlgilenenlerin, 174 18 25 Nolu telefondan randevu almalan rica olunur. DUNYADA BUGUN ALİStRMEN Ya Hiç Anlamamış... Kimileri TCK'nın 163. maddesinin kaldınlmış olmasından kaygı duyuyorlar. Oysa ne 163. madde ne de 141-142. mad- deter kalkmış durumdadtrlar. Terör ile Mücadele Yasası ile durum daha da ağırlaştırılmıştır. Önümüzdeki günlerde ta- nık olacağımız gelişmeler, demokrasiye doğru yöneldiğimi- zi sananların ne denli aymazlık içinde olduklarını herkese gösterecektir. Olayın bu yönünü bir yana bırakalım ve şu soruya yanıt arayalım: "Terör ile Mücadele Yasası, laikliği koruma açısından ye- terli bir güvence oluşturuyor mu?" Ne gezer, 16a madde gibi ondan daha baskıcı olan yeni yasanın hü- kümleri de bugünkü Türkiye'nin içinde bulunduğu gerçek du- ruma uymayan bir varsayıma dayanmaktadır. Bu varsayım temelden gelen laiklik karşıtı akımlara karşı- lık tavanda onu korumaya karariı bir devlet örgütünün otdu- ğudur. Bugün ise durum tam tersinedir. Tavanda devletin çeşitli örgütlerine sızmış tarikatçı, şeri- atçı, Türk-İslam sentezci güçler devlet erkini kullanarak dini politikaya alet etmeye, devlet düzeni haline getirmeye çalışı- yorlar. Tabanda ise inanmış Müslüman çoğunluk, laikliğin yeh rarlannı yaşayarak gördüğünden ona sahip çıkıyor. Durum böyle olunca laikliği ceza yasalarıyla korumaya kat-, kışmak demokratik olmadığı gibi etkili de olmuyor. Devletin içine cöreklenmiş olanlar laiklik karşıtı girişimle- rini devlet örgütleri aracılığıyla sürdürüyorlar. Dünkü Cum- huriyet'in 4. sayfasında yayımlanan Hakan Aygün'ün haben bu gelişmenin somut bir ömeği. Milli Eğıtim Bakanlığı bir yan- dan açılış onayı bekleyen 175 imam hatip lisesinden 54'ünün açılmaya elverişli olduğu yolunda rapor verirkeıi öte yandart da egitimini sürdürmekte olan okullara da ek bina ve derslik; ekleyerek 100 bin kişilik yeni bir kontenjan yaratmış bulunu- yor. Bu gelişmelere koşut olarak Bakanlık, zorunlu ilköğretim sekiz yıla çıkarken Kuran kurslannı da "örgün eğitim kurumu" adı altında uygulamada ortaokul düzeyine getirecek bir dü-, zenlemeyi gerçekleştırmiş bulunuyor. ; Yeni uygulamayla üç yıllık Kuran kursunu bitiren bir öğ- renci kolayca lıseye girebilecek. Bu, ya laik eğitim yapılan bir lise olabilir ya da imam hatip okulu. İmam hatip çıkışlıla- rın genellikle vali, kaymakam, polis müdürü gibi kamusal gö- revlere ya da savcılık ve yargıçhk gibi işlere eğilim duyduk-' ları ve buralara ulaşmaya çalıştıkları, doruktaki "laik" kişile-' rin tarikatlan en yüksek yargı organlarına kadar ulaştırdıkla-. rı da düşünülürse, Türkiye'de nelerin planlanmakta olduğu. kolaylıkla anlaşılabilir. Bu gelişmeler karşısında en acınacak tepkiyi gosteren ki- şi ise Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol. Hemen belirtmek gerek, Avni Akyol'un zaman zaman kendi örgütü içinde yürüttüğü mücadeleyı biliyoruz. Sayın Bakan "liberal gösterip baskıcı vuran" bazı kabine arkadaşlarının, tersine. içtenlikli ve dürüst bir kişi olabilir. Ne var ki Avni Akyol'un kişiliği ne olursa olsun, Milli Eği- tim Bakanı olarak performansı gerçekten ıçler acısıdır. Nitekim Sayın Bakan, Kuran kursları konusundaki yeni uy- gulama için insanın yüreğini burkan bir açıklama yapmıştır.. Bakın Akyol açıklamasında ne diyor: "Bu uygulamaya gitmesek ne olacak? Zaten Kuran kurs- ları faaliyetlerini sürdürmüyorlar mı? Bizim yapmak istediğK miz tevhtdi tedrisata uygun olarak hepsini denetim altına al- mak." A Bir Milli Eğitim Bakanı böyle bir açıklama yapabiliyorsa tev- hidi tedrisatı, laik eğitimi ya hiç anlamamış ya da bakanltğı. içindeki ser güçlerine iyiden iyiye teslim olmuş ve artık ken- di makamını korumaktan başka bir şey düşünmüyor demektit: Her iki halde de ülke açısından çok ciddi bir tehlikeyie karşC karşıya bulunduğumuz açıktır. ,.-, IsTANBUL Borsa yîne bombalandıKaraköy'deki İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki patlama hasara neden oldu. tzmir'de Küçükyalı polis karakolu önünde ses bombasıpatladı. Haber Merkezi — tstanbul'- Olayla ilgili olarak şüpheli da borsaya, İzmir'de ise bir ka- iki kişinin gozaltına alındığı öğ- rakola bombalı saldında bulu- renildi. nuldu. Her iki patlama hasara İzmir'deki patlama ise saat yol açtı. 21.30 sıralannda meydanageldi. ' Tophane'de bulunan Istan- Mithatpaşacaddesinde, Konak bul Menkul Kıymetler Borsası'- Emniyet Amirliği ile Küçükyalı • na dün akşam atılan bomba polis karakolunun bulunduğu 5 üçüncü saldırı oluyor. Borsa- katlı binanın, 180sokağabakan nın kapısına bir kişi tarafından pencerelerinden birinin önünde bırakılan paket saat 20.30 sıra- şiddetli bir patlama oldu. larında büyük bir gürültü ile Patlama sonucu Konak Em-' patladı. Olayda borsa ile çev- niyet Amirliği binasıile 180so-'- kak içindeki çok sayıda binanın - camları kırıldı. "~ : redeki binaların camları kırıl dı. KlSA KISA • Tunceli'nin Hozat ilçesi Dajören köyü muhtarı teTÖristlerin saldmsına uğradı. Önceki gece Dalören köyüne gelen bir grup terörist, köy muhtarı Mehmet Zengin'in evine silah zonıyla girdi. Teröristler, muhtan evden dışan çıkararak kurşunladılar. Ağır yaralanan Mehmet 2^engin, Elazığ Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Teröristlerin yakalanmasına çalışıldığı bildirildi. • Terörte Mücadele Yasası'ndan yararlanarak tahliye olan bir kişi, Konya'da bıçaklanarak öldürüldü. Isparta Askeri Cezaevi'nden tahliye olduktan sonra Konya'ya gelen Ali Yakut (36), arkadaşı Ramazan Avcı gittikleri meyhanede tartışmaya başladılar. Alkol alan iki arkadaşın içki sonrası başlayan tartışması kavgaya dönüştü. Ramazan Avcı, arkadaşı Ali Yakut'u bıçaklayarak öldürdü. Aykut'un yakalanarak soruşturmanm başlatıldığı bildirildi. • TRT eski İstanbul Haber Müdürü ve Spor Spikeri Doğan Yıldız, Fotospor Gazeiesi Yönetmenliği'ne getirildi. Gazetenin Genel Yayın Müdürü Ersan Çelik ve Genel Müdür Mehmet Tezcanlar'm görevden alınması üzerine bu göreve getirilen Yıldız, Fotospor'da köşe yazarlığı yapıyordu. • ULUDAĞ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Balkır, rahatsızlanarak Bursa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Genel Cerrahi Kliniği'nde tedavi altına alınan Prof. Dr. Balkır'ın, safra kesesi yollannda enfeksiyon olduğu bildirildi. Klinik yetkilileri, Rektör Balkır'ın, yüksek ateşinin olduğunu ve bunun düşürülmesine çahşıldığını söylediler. • Ramazan Bayramı nedeniyie 9 gün tatil yapan öğrencileri sevindirecek yeni düzenlemeler yapılıyor. Milli Eğitim Bakanhğı, öğrencilerin ders yükünü hafıfletecek. Haftalık ders saatleri azaltılacak, ders sayısı da düşürülecek. Çalışmanın ağırhğı seçraeli ders sistemi üzerinde sürdürülüyor. • Adana'da Terörle Mücadele Yasası'ndan yararlanarak cezaevinden çıkan ve dün ziyaretine gittiği eniştesini tabanca ile öldüren Hacı Aycan yakalandı. Emniyet müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre önceki gün 23.05'te meydana gelen olaydan sonra kaçan Haa Aycan (26), sürdürülen takibat sonucu Adana'da yakalandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle