Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10
Honecker
Moekova dışında
• HAMBURG (AA) —
Eski Demokratik Almanya
lideri Erich Honecker'in,
Moskova kent yöneticileri
tarafından istentneyen
misafır olarak ilan
edilmesinden sonra
Moskova dışına çıkartıldığı
bildirildi. Almanya'da
yayımlanan Bild Gazetesi,
iyi haber alan kaynaklara
dayanarak 78 yaşmdaki
Honecker ve eşi Margot'un
Moskova'nın 10 kilometre
dışındaki bir hastaneye sevk
edildiğini duyurdu. Gazete,
"Kent yöneticileri,
Honecker'i ve eşini,
Moskova kenti sınırlan
içinde istemediler,
yöneticiler ikisinin de
istenmeyen misaflr
olduğunu açıkladüar"
ifadesini kullandı.
Helsinki Watch
Atina'yı uyardı
• ArtNA (AA) —
Uluslararası Insan Haklan
Kuruluşu Helsinki Watch,
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis'e
gönderdiği bir mektupta,
Batı Trakya'daki Türk
azınlık üyelerinin sebepsiz
ve yasalara aykırı olarak
Yunan vatandaşlığmdan
çıkanlmalannı eleştirdi.
Atina'da verilen haberlere
göre, Helsinki Watch'ın
Başbakan Mitsotakis'e
gönderdiği mektupta, 239
Batı Trakyalı Türkün
Yunan vatandaşı olmalanna
rağmen "yürürlükteki
yasalarla değil, yerel
yetkililerin karanyla"
vatandaşlıktan çıkarıldıklan
belirtildi.
Scud saldmsı
kınanıyor
• PARİS (AA) — Fransa,
Afganistan'da mücahitlerin
denetimi altındaki
Esadabad kentinde yapılan
ve yiızlerce sivilin ölmesine
yol açan füze saldınsını
kınadı. Dışişleri Bakanlığı
tarafından yapüan
açıklamada, "Afganistan'da
çarpışmaların yeniden
şiddetlenmesinin, bu ülkede
soruna BM gözetiminde en
lcısa zamanda siyasi bir
çözüm bulunması gereğini
bir kez daha ortaya
koyduğu kaydedildi.
\enilenen
parlamento
• REYKJAVK (AA) —
255 bin nufusuyla Kuzey
Kutup Dairesi'nin komşu
ülkesi Izlanda, koruduğu
dünyanın en yaşlı
parlamentosunu yeniledi.
Dört yılda bir yapılan ve
cumartesi günü sandık
başına gidilen genel
seçimlerde kayıtlı 183 bin
seçmen, dört partili
koalisyon hükümetinin
kurucusu, "Gelişim
Partisi"ne 63 sandalyeli
parlamentoda (althing)
ancak 13 üyelik verdi.
Oylann ytlzde 38.6'sını
kazanmayı başaran
"Bağımsızlık Partisi", elde
ettiği 26 sandalye ile
ülkenin âdeta
müzminleşmiş tek başına
iktidara kapaü yollan
aşamasa da zaferi yakaladı.
Kadın belediye
başkanı
• TOKYO (AA) —
Japonya'da önceki gün
yapılan yerel seçimlerin dün
açıklanan sonuçlanna göre
ilk kez bir kadın, ülkenin
batısındaki Ashiya kentinin
belediye başkanlığma
seçildi. Japon basınında yer
alan haberlere göre Ashiya
belediye başkanhğma
seçilen 62 yaşmdaki Harue
Kitamura, bağımsız aday
olarak katıldığı yerel
seçimlerde, kentteki erkek
seçmenlerin desteğiyle
rakibi Liberal Demokrat
Parti adayını geride bıraktı.
Bayan Kitamura, seçim
kampanyası sırasında daha
iyi eğitim imkânlan
tanınacağı yolunda söz
vermişti. Nagasaki belediye
başkanlığma da Sosyal
Demokrat Parti'nin
desteklediği Hitoshi
Motoshima'nın dördüncü
defa seçildiği acıklandı.
Motoshima, eski Imparator
Hirohito'nun Ikinci Dünya
Savaşı'ndan sorumlu
olduğu yolundaki
iddialanndan sonra geçen
yıl silahlı saldınya
uğramıştı.
DIŞ HABERLER 23NÎSAN1991
Almanya Başbakaru, kendi seçim bölgesi Rheinland-Pfalz'da ağır biryenilgi aldı
Seçmen KohPü'evinde' vurdu«tki Almanya'nın birleşmesinin mimarı' olarak tanımlanan Kohl,
şimdi bu olgunun faturasını ödüyor. Hızlı birleşmeyi Doğu
Almanya'nın ekonomik çöküşü izledi. îşsizlik %50'ye tırmanıyor.
Kohl'ün kendi seçim bölgesi Rheinland'da yenügiye uğraması
başbakanın ülke genelinde prestij kaybına denk düşüyor.
Seçimlerin sonucunda muhafazakârların federal konseydeki
egemenlikleri de bitti.
DİLFK ZAPTÇIOĞLU
BERUN — Alman-
ya birliğinin miman
Başbakan Helmut
Kohl, inşa ettiği yapı-
nın altında kalma teh-
likesiyle karşı karşıya.
Ülkenin güncel ekono-
mik sorunları, muha-
fazakâr başbakanın pazar günkü eyalet se-
çimlerinde büyük bir yenilgi almasma yol aç-
tı. Alman basını dün söz birliğiyle "Heinrat
Kohl iktidannın önlenemez çöküşünden"
demvururken kimi yorumcular Aİmanya'da
erken seçim istediler.
Aİmanya'da yaşanmakta olan ekonomik
ve sosyal kriz böylece siyasi platforma da sıç-
radı. Pazar günü Başbakan Helmut Kohl'-
ün seçim bölgesi olan Rheinland-Pfalz eyale-
tinde yapılan seçimlerde Hıristiyan Demok-
ratlar 44 yıldır ellerinde tuttukları iktidan
sosyal demokratlara terk ettiler. Ikinci Dün-
ya Savaşı'ndan bugüne kadar Batı Alman-
ya'nın bu eyateti muhafazakârlar tarafından
yönetiliyordu.
70 milyonluk Almanya'daki seçmenlerin
sadece 3 milyonunu banndıran eyaletteki se-
çim, ülke genelindeki siyasi havanın baro-
metresi niteliğindeydi. Seçimde Hıristiyan
Demokratlar (CDU) yüzde 38.7; Sosyal De-
mokratlar (SPD) yüzde 44.8 oranında oy
topladı. Oylann yuzde 6.9'u Liberallere
(FDP), yüzde 6.4'ü Yeşil Parti'ye, yüzde 2'si
de aşın sağcı Cumhuriyetçiler'e gitti. Aşın sağ
böylece barajı aşamayıp eyalet meclisine gi-
remezken Yeşiller, Sosyal Demokratlarla ko-
alisyon oluşturup iktidara gelme şansına ka-
vuştular.
Rheinland-Pfalz eyaletindeki bu seçim so-
nunda Aİmanya'da millet meclisinin de üze-
rindeki yasama organı olan federal konsey-
de muhafazakârlann egemenliği bitti. Eya-
let düzeninde yönetilen Aİmanya'da, eyalet
hükümetlerinin oluşturduğu federal konsey-
de çoğunluk Sosyal Demokrat Parti'ye geç-
ti. Böylece Sosyal Demokratlar meclisin al-
dığı kararlan federal konseyde veto ederek
durdurma şansına kavuştular. Bu, hükiime-
tin hareket alanını önemli ölçüde daraltıyor.
Kohl'ün kendi memleketi Rheinland'da bü-
yük oy kaybına uğraması, başbakanın ülke
genelinde prestij kaybına tekabül ediyor. Ge-
çen yıl "birieşmenin miman" olarak kutla-
nan Helmut Kohl, neden hızla düşüşe geç-
ti? Bu sorunun yanıtını Aİmanya'da yasan-
makta olan ekonomik ve sosyal sancılarda
aramak gerekiyor.
Almanya'nın hızla birleşmesini şimdi Do-
ğu Almanya'nın önceden kestirüemeyen eko-
nomik çöküşü izliyor. Doğu Alman ekono-
misi hızla çökerken işsizlik bu yaz yüzde
50'ye tırmanıyor. Bu Doğu'da halkm bir sü-
redir sokağa dökülerek Helmut Kohl hükü-
metini ağır bir dille suçlamasına yol açtı.
1990 aralıgındaki genel seçimlerden önce Do-
ğu Almanlara "hemen refah" vaat eden Hel-
mut Kohl şimdi "yalan soyiemek"!e itham
ediliyor ve seçmen kendini kandınlmış his-
sediyor.
öte yandan Doğu Almanya'mn kalkındı-
rılması Batı'ya tahmin edilenin çok üzerin-
de bir maliyet getirecek. Helmut Kohl hükü-
meti, bütçeyc gelen ve 100 milyar markın al-
tında olmayan bu dev maliyeti ancak vergi-
leri arttırarak karşüayabileceğini açıkladı.
Genel seçimlerden önce Doğulu seçmeni "he-
men refah"a inandıran Kohl, Batıh seçme-
ne ise "vergileri arttınnama" sözü vermiş-
ti. Batıh seçmen, Kohl hükümetinin son ver-
gi zamlannı, özellikle yalnız Batı'da telefon
ücretlerine yaptığı zammı şimdi oylanru esir-
geyertk cezalandınyor.
Alman seçmeni oyunu "politik inanç" te-
melinden çok "hizmet ilkesine" göre veri-
yor. Yani seçmen siyasal görüşlerinden çok
"Hangl parti benim çıkarlanmı daha iyi
savnnur" sorusuna yamt anyor. Birleşme yı-
hnda herkese vaatlerde bulunarak oy topla-
yan Kohl'ün son vergi zamlan, Batıh seç-
menden geri tepti. Başbakan seçim öncesi ve
sonrası çelişkili politikasıyla inandıncılığmı
bir anda yitirdi. Rheinland seçimleri bu yuz-
den bütün siyasi gözlemciler tarafından "se-
çimin asıl mağlubu Kohl" sözleriyle yo-
rumlandı.
Sosyal Demokratlar ise geçen yılın genel
seçim yenilgisinden sonra yeniden tırmanı-
şa geçerek prestij kazanmaya başladılar. Sos-
yal Demokrat Parti (SPD) baştan beri "Bir-
leşmeden sonra vergilerin arttırılması
kaçımlmazdır" demiş; arahk ayındaki genel
seçimleri biraz da bu karamsar tahminleri yü-
zünden kaybetmişti. 1991 yılının ekonomik
gelişmeleri halkta Aİmanya'da Sosyal De-
mokratlar'ın "en azından dünıst bir poiiti-
ka iztedikleri" inancım yerleştiriyor.
Sosyal gerginlik
Bu arada birleşme, Aİmanya'da ekonomik
sorunlann yanı sıra sosyal gerginliğe de ne-
den oldu. Doğu Almanlar kendilerini "ikinci
suııf vatandaş" olarak hisseder ve Batılıla-
nn refahına kavuşmayı beklerken Batı Al-
manlar, Doğu'ya oldukca olumsuz bakıyor.
Ne kadar Batı'ya gidüirse Doğu Almanlar
hakkındaki fıkirler o kadar olumsuzlaşıyor.
"Sosyalist ekoaominin mirasını biz mi temiz-
lejecegiz?", "Dogu Almanlar çalışmak is-
temiyor, hazıra komnak istiyor", "Doğulu-
lann refahını biz cebimizden odemeyiz" şek-
lindeki ifadeler Batı Aİmanya'da hemen her-
kesin ağzında. Batı Alman, Kohl hükümeti-
nin Doğu'ya yâtırdığı milyarlara bakarak
"Peki biz ne olacağız" sorusunu soruyor.
"Oraya miryarlar akıbiırken bizim sokaktaki
lambalar bUe tamir edilmedi" gibi kendisi-
ni ilgilendiren konularda ihmal edildiğini dü-
şünüyor. Kamuoyu Araştırma Enstitüsü IN-
FAS'm dün seçmenler arasında yaptığı an-
kete göre Kohl hükümetinin oy kaybının baş-
lıca nedeni bu.
Seçimlerde yüzü gülen yalmz Sosyal De-
mokratlar değil. Yeşiller de mutlu. Yeşil Par-
ti anımsanacağı gibi 1990 genel seçimlerin-
de yüzde 5 barajını aşamayarak meclis dışı
kalmıştı. Çevre sorunlan, anti-nükleer poli-
tika, silahsızlanma ve banş gibi temel slogan-
ları Sosyal Demokratlar tarafından devralı-
nan Yeşiller, bir "kimlik krizi" yaşıyor.
Aşın sağcı, Türk ve yabancı düşmam
Cumhuriyetçiler gerçi yüzde 5 barajını aşa-
madılar ama belli bir oy toplamayı başardı-
lar.
DışişlerinegöreDenktaş'ın ABD veLondra'daki temaslan 'doğruyönde atılmış adımlar*
Aııkara: 'Rumlar hareketsiz'BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile son aylarda yürütülen temaslarda
inisiyatifin hep Türk tarafında kaldığına işaret eden Dışişleri yetkilileri,
bu durumu 'tek taraflı bir tango'ya benzetiyorlar.
SEMİH İDtZ
ANKARA — KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
Washington'da ABD Dışişleri
Bakanı James Baker ile yaptığı
göruşmelerden sonra bu kez
Londra'da üst düzey Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri ile bir ara-
ya gelişi Ankara'da "dogrn isti-
kamette atılmış adımlar" olarak
değerlendirildi. Ancak Rum ke-
siminin BM Genel Sekreteri Pe-
rez de Cuellar'ın 27 mart tarihli
"sozJü" Kıbns raporunda Kıb-
rıs sorununun çözümü için ön-
gördüğü "çerceve" konusunda-
ki "hareketsizliğinin" erken çö-
züm için umut vennediği bil-
dirildi.
Son aylarda BM Genel Sekre-
taryası Ue yürütülen temaslarda
inisiyatifın hep Türk tarafında
kaldığına işaret eden Dışişleri
yetkilileri bu durumu "tek taraf-
İı bir tangoya" benzettiler. Rum
kesiminin, sorunun çözümüne
yönelik katkıları olmadan iler-
leme sağlanmasmın zor olacağı-
nı belirterek "Rumlar 649 sa>ılı
BM Gövenük Konse>i karannın
içerdigi temel ilkeleri kabul et-
tiklerini gosteren hiçbir davranı-
şı benimsemiş degiller" diye ko-
nuştular.
Aynı yetkililer, BM Genel
Sekreteri'nin son Kıbns rapo-
runda da açıkladığı gibi haziran
sonu veya temmuz başında yeni
bir Kıbns raporu sunacağım da
hatırlarak Rum tarafının bunu
da göz önünde bulundurarak
bazı olumlu adımlar atması ge-
rektiğini söylediler.
öte yandan Cumhurbaşkanı
Denktaş'ın geçen günlerde ger-
çekleştirdiği VVashington ziyareti
sırasmda "protokole" uygun bir
şekilde karşılanmış ve Dışişleri
Bakanı James Baker ile görüş-
mesi, Ankara'da "Adadaki iki
toplumun eşitli|inin ABD Ura-
ABD Savunma Bakanlığı, dev bir roketatar üzerinde çalışmalar yapıyor
Pentagorfıın
gizli sUahı
Dış Haberier Servisi —
Amerikan Savunma
Bakanlığı 'nın (Pentagon)
yıllardır Yıldız Savaşlan
projesi kapsamında gizliden
gizliye dev bir roketatar
üzerinde calıştığı ortaya
çıktı. Time dergisinin
haberine göre Amerikan
Bilimadamlan Derneği
tarafından açıklanan
belgelerde Timbenrind kod
adlı bu roketatann kısa bir
sürede uzaya dev silahları
atabilecek güçte olduğu
bildiriliyor. Timberwind,
gücünü aşın sıcakta çalışan
nükleer reaktörden ahyor.
Pentagon'un birkaç yıldır
üzerinde calıştığı bu yeni
roketatarda sıvı hidrojen
yüzlerce derece ısıya ulaşmış
küçük nükleer reaktöre
pompalanıyor. Sıvı hidrojen
gaza dönüşürken hortum
biçimindeki başhktan dışan
puskurtülüyor.
Timbenvind'deki bu işleyiş
biçimi sonucunda fırlatma
gücü hidrojen ve oksijen
kanşımımn kullamldığı
geleneksel roketlerinkinden
2-3 kat daha güçlü
gerçekleşiyor. Böylece uzaya
çok daha büyük silahlar
yerleştirilebiliyor.
Roketatann yaratıcılan,
temizleme sistemleri ile
radyoaktif yan ürünlerin
havaya boşahılmadan önce
onadan kaldınldığım da ileri
surüyorlar.
Timbenvind'in işleyiş biçimi
her ne kadar basit gibi
gözüküyorsa da pratikte bazı
aynntılann önem kazandığı
vurgulanıyor. Reaktörlerin
hafif ve yüksekten alçağa,
alçaktan yükseğe hızla
değişen ısılara dayamklı
materyallerden yapılması
gerekiyor.
Tehlikeli
tasanm
Hortum
başlık
Mûkleer güçlü roket sıvı
hMrojeni reaktöre pempalar.
Hidrojen 2760 derecede
ısıtılmıstr ve horton
biçimindeki başhktan
püskürtülür. Roket dirştûği va
da parçalandığı takdirde,
öidürücü etklye sahip
radyoaktif vakıt çevreye
yayılabilit
Her bir yakıl maddesi iki adet
"küçük deiikli merkezi boru
hatlarından oluşuyor.
İki boru hattı arasında bulunan
y^kıt parçacıkları nükleer
zıncırleme reaksiyonuna yol
açıyor.
Püskörtülen
maddelerde radyoaktif
parçacıkjar da yer
Uranyum
Sıvı hidrojen
Hidrojengazı
Muhafaztıkârlarla radikaller Gorbaçov'a karşı
SSCB'de iktidar kavgasıParlamentodaki Muhafazakâr
kanat, Gorbaçov'un görevden
alınmasıyla sonuçlanabilecek
bir kongre hazırhğı içinde.
Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birli-
ği'nde muhafazakârlarla radikaller, ülke-
nin geleceği konusunda ciddi bir sürtüşme
yaşarken bu iki karşıt kanat, Başkan Mi-
hail Gorbaçov'un görevden alınması ko-
nusunda birleşiyor. Parlamentodaki mu-
hafazakâr kanat, Gorbaçov'un görevden
alınmasıyla sonuçlanabilecek bir kongre
toplama hazırhğı içindeyken ülke ekono-
misinin düzeltilmesi için Moskova hükü-
metinin öngörduğu ekonomik önlemleri
içeren 'anti-kriz' programı dün parlamen-
toya sunuldu. Parlamentoda programı
açıklayan Başbakan Valentin Pavlov, bu
programın uygulamaya konulmaması du-
nımunda, ülkenin ekonomik çöküntüye
uğrayacağım söyleyerek milletvekillerinden
destek istedi. Komünist Parti Merkez Ko-
mitesi'nin yann yapılacak olan toplantısın-
da ise GoVbaçov'un parti genel sekreterli-
ğinden alınması konusu, muhafazakârlar-
ca gündeme getirilecek.
Valentin Pavlov, ülkeyi ekonomik buna-
lımdan kurtarmak amacıyla Yüksek Sov-
yet'e sunduğu "anti-kriz" programının uy-
gulanması için belirli bölgelerde olağanüs-
tü durum ilan edilmesinin gerekli olduğu-
nu da bildırdi.
Pavlov, dün programım Sovyet parla-
mentosuna sunduktan sonra Yüksek Sov-
yet binasında düzenlediği basın toplantı-
sında, ekonomiyi düzene sokmak için oto-
riter önlemlerin uygulapmasmın vazgeçil-
mez olduğunu belirtti.
Bu önlemlerin gercekte idari kararlarla
da uygulanabileceğıni savunan Pavlov, "ya-
sal yollan izlemek istediji" için anti-kriz
fından tanındıgına yönelik so-
mut bir sinyal" olarak yorum-
lanıyor.
Bu arada Denktaş'ın sundu-
ğu yeni "öneriler paketf'nin
Washington'da kabul edilmesi-
nin de önemine işaret eden yet-
kililer şunları belirttiler:
"Güven artbncı ve istikrar pa-
keti olarak tanımlanmasına kar-
şı bu öneriler bunun otesine gi-
diyor. BM Genel Sekreteri'nin
27 martta açıkladığı Kıbns ra-
poru sorunu çözmüvor, sadece
bir çerceve çiziyor. Adadaki ha-
vafaur hâlâ bozuk. Rumlar henüz
berhangi bir olumlu adım atmış
degiller. Silahlanma ve Türk ke-
simine karşı ekonomik ambar-
go uvgulamaa gibi olumsuziıık-
lan ise sürdüriiyorlar. Denktaş-
ın önerileri bu havanın düzeltil-
mesine katkıda bulunacak ve
Genel Sekreter'in çizdiği çerce-
veyi tamamlayacak olan ve dik-
kate alınması gereken bir paket-
tir."
ABD'nin uzun süredir böyle
bir paketi arzuladığını da kay-
deden yetkililer, NVashington'un
Denktaş'ın önerilerini olumlu
karşıladığını söylediler. Söz ko-
nusu önerilerin, tngiltere'ye de
hitap edecek şekilde hazırlandı-
ğını ifade eden yetkililer, buna
karşın Denktaş'ın bu önerileri
içeren bir belgeyi Londra'ya sun-
mayabileceğim kaydettiler. Bu-
nun nedeninin ise Ingiltere'nin
son dönemde Kıbns sorununa
"uzak kalmayı" yeğleyen tutu-
mu olduğunu belirttiler.
DENKTAŞ
programına Yüksek Soyyet'in desteğini
sağlamak istediğini bildirdi.
SSCB Başbakanı, Sovyet ordusuyla hal-
kı karşı karşıya getirmek istediği yolunda-
ki iddialan da reddederek amacının yalnız-
ca ülkede üretim sürecini istikrara kavuş-
turacak bir düzen sağlamak olduğunu soy-
ledi.
Valentin Pavlov, bu çerçevede, işçileri
greve teşvik eden grev komitelerinin üye-
lerinin yargılanması gerektiğine inandığı-
nı Ja bildirdi.
Resmi haber ajansı TASS, anti-kriz
programına ilişkin olarak yayımladığı bir
yorumda, bu önlem paketinin "demokrat"
olarak nitelenen radikal reformcuların
"tüm kozlannı ellerinden aldıfını" ve Sta-
nislav Şatalin'in "500 gün" programının
tüm sağlıklı yönlerini kapsadığım belirtti.
Ajans, Yüksek Sovyet'teki milletvekille-
rinin "ilk aşamada piana çok otaaıta Mr
yaklaşım içinde oldnklann" da savundu.
Türkiye
Kıbns
Türkünü
feda etmez
LONDRA (Cnmhuriyet) —
KKTC Cumhurbaşkanı Raaf
Denkta$, "Törkiye'nin şu veya
bn çıkan sağlamak için Kıbns
Tiirkönü feda edebileceğine
inanmadıgınr söyledi. Denktaş,
ABD'deki temaslanm tamamla-
dıktan sonra geldiği Londra'da
BBC Türkçe Servisi'ne verdiği
mülakatta, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin 649 sayılı karan çerçe-
vesinde Kıbns Rum yönetimi li-
deri Yorgo Vasiliu'dan adadaki
iki toplumun siyasal bakımdan
eşit olduklannı kabul eden bir
açıklama gelmediğine dikkat
çekti ve Türkiye'nin, Kıbns da-
vasından desteğini çekeceğini
düşünmediğini söyledi.
Denktaş, bu konudaki görüş-
lerini şöyle açıkladı:
— 649 sayılı karar iki Uraf
arasında eşith'kten söz ediyor.
Rum tarafı masaya otunnaya
hazır olacak mı yoksa bn karar
Rnmlar açısmdan bakıldıgında
bir engel mi teşkil edecek?
DENKTAŞ — Sayın Vasiüu,
bunu nasıl değerlendirdiğini bu
karardan hemen sonra Avrupa
Topluluğu'na müracaat ederek
gösterdi. Tanımıyorum dercesi-
ne. Ben kendisini sürekli olarak
Kıbns Türklerini eşit olarak gör-
düğünü açıklamaya davet ettim.
Bugüne kadar yapamadı.
— Tnrkiye, Körfez bunalımı
sırasında tntumu nedeniyle Ba-
ü'dan bazı ödüller bekliyor. Bu-
nn alabilirse, Kıbns sorununda
daha vurauşak davranması iste-
nirse ba sizin durumunuzu zor-
laştınr mı?
DENKTAŞ — Türkiye'nin şu
ya da bu çıkan sağlamak için
Kıbns Türkünü feda edebilece-
ğine, desteğinden vazgeçebilece-
ğine inanmıyorum. Bu sadece
Kıbns Türkünün varbğı sorunu
değildir.
DlŞBASINDÂN
THEtâttfeTIMES
Saddamzulümde kendini aştı
Saddam'm Kürt liderlerle
görüşmesi, kurdun kuzuyla
bir arada yaşamak için
pazarlık yapması gibi...
Kürtlere zulüm konusunda
Saddam Hüseyin kendini
de aşmıştır. Ancak Kürtler
de bir gün Bağdat'la bir
anlaşmaya yanaşmak
zorunda olduklannı
biliyorlar. İki taraf da
Kuzey Irak'ın anarşiye
boğulmasımn kimseye
yaramayacağımn farkında.
Sığınmacılar daha fazla
bekleyemezler. Birleşmiş
Milletler tarafından
konınsalar dahi "giivenli
bölge" hiçbir zaman
ekonomik bir yaşantı için
köy ve kasabarın yerini
tutamaz. Kürt liderler hiç
olmazsa Saddam'm şeytan
olduğunu, ancak
tanıdıklan bir şeytan
olduğunu biliyorlar.
Kürtler, şimdi Saddam'la
biraz daha eşit bir düzeyde
göruşebilirler. Müttefik
kuvvetleri birkaç aydan
fazla kalamazlar. Başkan
Bnsh Kurtlerin pazarlık
gücünu zayıflatmamalı.
Saddam biraz da
uluslararası baskı
nedeniyle buna yanaştı.
Batı ile tekrar bir
çatışmaya girişecek kadar
akılsız değil. Kürtlere
sınırlı bir özerklik vererek
BM ambargosunun
kaldınlmasım sağlayacak.
(22 Nisaa)
Türkiye, dolar yerine Kürt aldı
Ankara'da görüşü alınan Batıh bir diplomata göre
"Saym Özal'ın son gelişmelerden son derece rahatsız
olması gerekiyor. Çünkü Saddam hâlâ yerinde duruyor.
Kürtler kapısını zoriayor ve Irak'a karşı yapılan savaşa
katkıda bulunmasına karşın henüz istedigi hesabı
ödettirmiş değil..." Türkiye Cumhurbaşkam, Irak
savaşında galiplerin kampını seçmekle kendi halkına
milyarlarca dolar para yardımı sağlanacağını, ülkesinin
ATye girmesi için siyasi destek alınacağı ve
Ortadoğu'nun diplomatik sahasında Türkiye'nin önemli
bir rol kazanacağını vaat etmişti.
Ancak anlaşılan, Türkiye şimdilik yalnız askeri açıdan
yardım görüyor. ABD'nin Patriot füzeleri Türk
topraklanna yerleştirilecek ve F-16 savaş uçaklannı
filosuna ekleyecek. Ama milyarlarca dolar yerine bugüne
kadar 250 bin Kürdün Türk sınınna yığıldığı görulüyor.
AT ise kendi ailesine hâlâ ilk önce Avusturya'yı, sonra
Polonya, Macaristan ve Çekoslovakya'yı kabul etmeye
eğilim göteriyor. (22 Nisan)
LE FIGARO
Bati'ya göre Kürtlerin günahı
Irak lideri, George Bush'un birkaç ay önce söylediği gibi
gerçekten 'bir başka Hiüer' idiyse işini bitirmek ve
kurduğu düzeni tümüyle yıkmak gerekiyordu. Bunu
yapmak yerine, kötü öğütlenen Amerikan yönetimi,
Bağdat'ta bir türlü gelmeyen bir darbe bekledi. Kürtler
ayaklanmak için George Bush'un çağnsına
gereksinmediler. Bu ayaklanmalar, onlann kimliklerini
savunmak iradesinden geliyor. Bağdat'a karşı daha önce
1931, 1943, 1945 ve 50'li yıllann sonunda, son olarak da
80'li yıllarda ayaklandılar. Hint-Avnıpa kökenli bu halk,
Arap boyundunığunu asla kabul etmedi. Bıkmadan
usanmadan varoluş hakkma sahip çıkıyor. Yöresel
dengeyi rahatsız etse bile 1925 yıhnda kınk dökük bir
yapıdan yola çıkarak kurulan Irak'tan daha sağlam,
daha doğal ve daha homojen bir ulus olmaz mıydı
Kürdistan? Kuşkusuz olurdu. Ama bu konuda
'banşçılann' ağzını bıçaklar açmıyor. (21 nisan)
DERTAGESSPIEGEL
Dünya kamuoyu Türkiye'yi dışladı
"Türk hükümet çevreleri,
Irak'ın kuzeyinde mülteci
kamplannm kuruunasına
memnunlukla bakıyor.
Türkler son haftalarda
sökün eden mülteci dalgası
karşısında kendilerini
dünya kamuoyu tarafından
dışlanmış hissediyor.
Türkiye, yüzbinlerce Iraklı
Kürdün kendi ülkesindeki
Kürt sorununu
sertleştirmesinden
korkuyor. Kısa vadeli
olmasa bile uzun vadede
bir Kürt devleti kurulma
endişesi Ankara'nın
politikasını belirleyen
başhca etken. Cumhuriyet
gazetesinin saygın köşe
yazan Uğur Mumcu
tartışmayı köşesinden
izlerken güvenlik
bölgelerinin ilerideki bir
veya birkaç Kürt devletinin
embriyosu niteliğinde
olabileceğini belirtiyor.
Eski başbakanlardan
Biılent Ecevit ise ABD
kontrolünde oluşacak
güvenlik bölgesinin Irak'a,
Iran ve Türkiye'ye karşı bir
baskı odağı
olabileceğinden korkuyor.