Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23NİSAN1991 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGÜN
Devtet Meteoroloji Işlen Genel
Mûdürtüğû'nden alınan bilgiye
göre yurûun batı kesimleri çok
bulutiu, Marmara, Ege, içAna-
dolu'nun batsı, Akdenız ıle Bat
Karademz'in iç kesımlen yağ-
murkı, ötekı yerler açık geçe-
cek. HAVA SICAKLIĞI. Ûnemlı
bir değişıklik olmayacak. RÛZ-
GÂR: Kuzey ve doğu yönlerden
orta kuvvette, yagış alan yerier-
de yağış anında kuvvetli olarak
esecek. Deniztefde: Akdeniz
gündoğusu ve keşjşJeme, diğer
denizlerde yıldız ve poyrazdan
Adana
Adapazan
Adıyaman
Alyofl
Ajn
Ankara
B 26° U» ftyarüalm
B 20° 9°E*fT«
A 22° 8° £rzmcan
Y 21° 9°Erzurum
A 20° 4»Esloşehr
V 20° 8"Gaaantep
B 2S> 16° firesun
24° 8°Mansa
18° 8°K.Maras
21° 7°Mefsm
17° 2°Mu0a
21° 7°Mu$
23° 9»Hfl<te
20°r
>
(W
Vıolya
Anvm
aalıtes»
Y 25°12°GûmûşianeB
6 kuvvetınde saatte 27 denız mılı hızla esecek. Dalga
yüksektığı 1.5, yer yer 2-3 m dolayında bulunacak. Van
Gölûnde hava- Açık geçecek, rûzgâr kuzey ve doğu
yönlerden orta kuvvettB esecek. Göl kûçük datgalı olup,
görijş uzaklığı 10 km. dolayında olacak.
Bınga
81*5
Boiu
Bursa
ÇanairtaJe
Çonun
OenOi
B 19° 11° HaMdn
Y 26° 11» Isparta
B V 7°istwbul
B 20° e°lzmır
A 21° 7°Kare
A 22° 8°Kastamomı
Y 20° 8°Kays«cı
B 22° 10° Kjrfctara»
B 19° 11° tonya
Y 19° 10° KıOltfl
Y 25° 12° Malatya
20° 6°ta
20° 4°Saman
24° 7°Sı»t
19° 8°Smop
23°ir
>
Snas
13° 2"TekrtaO
19° 7°*ataxı
21° 7°Tüncdi
18° 8°Uş*
21° 7°V»
21° 7°VtaBat
22° 7°Zongul(iak
B 21» 8°
B 24» 12°
B 25° 16°
B 25° 10°
A 22» 8°
Y 23» 8°
B 20°12°
B 21° 11»
B 20° 4°
A 25° 13°
Y 18° S°
B 17° 9°
8 21° 11°
A 21° 6°
Y 21° 8°
A 20° 4°
Y 18° 4°
Y 19° 11°
* * * B-buluflu frgune* K-tart S-so4 Y-*a4murtu
BULMACA
9
SOLDAN SAĞA:
1/ Piyasayı dolaşa-
rak bağlı bulunduğu
şirket adına sipariş
alan ya da müşteri
bularak ticari mal
satan kimse. 2/ Ça-
maşırcı ayı da deni-
len ve Kuzey Ameri-
ka'da yaşayan bir
' kürk hayvanı... Ser-
gen. 3/ Halk şairi...
Her yiyecegi canı çe-
ken. 4/ Toy kuşunun
' iri bir türii... Aracı.
5/ Bir gıda raadde-
si... Osmanhlar dö-
neminde Romanya'nın yerli halkına
verilen ad. 6/ Süs. 7/ Metal sapla-
ma... Yapım. 8/ Şeker üretiminde bil-
lurlaşan şeker abndıktan sonra ka-
lan posa... Anadolu'da kuralnıuş es-
ki bir uygarhk. 9/ Sahip... Kimi fel-
sefe ve din kuramlannın dayandığı
temellerden her biri...
' YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Organ yerine takılan parça ya da
aygıt... Bir nota. 2/ Mısır... Onceden
verilen güvence parası. 3/ Eskiden Istanbul'da Köprü ile Ada-
lar arasında deniz taşımacılığını Ustlenen işletme... En küçük
sosyolojik birim. 4/ Yağmur ya da güneşten korunmak için ya-
pılan ve arkası bir duvara verilen çatı. 5/ Yabanıl hayvan ban-
nağı... Karışık renkli... Kenar süsü. 6/ Fazla bön, avanak. 7/
Bir işi yaptırabilme gücü... Kızlık zan. 8/ Türlü nedenlerle ba-
şanlı olamayan kimse... Düz dam, taraça. 9/ Uluslararası Gti-
reş Federasyonu'nun simgesi... Misket limonu da denilen küçük
bir Iimon cinsi.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Çocuk Haftası başlıyor
23 NİSAN 1931
Bugün Çocuk Haftası başbyor. Millî hükûmet tarihinin
başladığı günde Cumhuriyet neslinin küçük halefleri bir
haftahk bayramlannın ilkini tes'it ediyorlar. Çocuk
Haftası yavrulann millî bünyede bir kıymet, bir kuvvet
olduğunu ifade eder. Bu yedi günlük müddet onların
eğlence, zevk ve hâkimiyet devresidir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Bu Günü Sevmek
Nadir
23 NİSAN 1961
Bugün Ulusal Egemenlik bayramını
kutluyoruz. Aynı bayramı geçen yıl
ttzüntü içinde geçirdiğimizi umanm
ki hiçbirimiz unutmamışızdır.
Sonradan olağanüstü yetkilerle
bezenen meşhur 'Soruşturma
Komisyonu' geçen yıl bu zamanlar
henüz yeni kurulmuştu. Basın,
rgençlik, halk ve muhalefet bu hale
ı karşı şiddetle direnme yolunda idi.
! Milletin güvenini yitiren bir iktidar millete rağmen
lyerinde tutunabilmek için her seyi göze almış
', görünüyordu. Yurt ufuklannda karanhk bulutlar
; dolaşıyordu. Anayasa dışı hareketleriyle duruma hâkim
' olacaklarıru sanan iş başındakiler, işi gittikçe azıtıyorlar,
memleketi koşar adım bir çıkmaza doğru itiyorlardı.
Böylesine karmakarışık bir halin uzun zaman sürüp
gitmesine imkân yoktu. Ya o zamanki iktidar içine
, saplandığı korkutmaca ve baskı sistemini millete zorla
; kabul ettirecek ya da millet hak, hukuk tanımıyan bu
' iktidan^düşürecekti.
Bu başan, her şeyden önce Atatürk sevgisi ile yetişen,
Ataturk devrimlerinin ışığından aydmlanan genç
kuşakların eseridir. Böylece, 23 Nisan'da Ankara'da
yeşeren egemenlik tohumu, kırk yıl içinde tüm
yurdumuzu kaplıyan gürbüz ve verimli bir ağaç haline
yiıkseldiğini ispat ediyor.
Bununla beraber, bu bayram gününde gençlerimize
hatırlatmayı yararlı bulduğum birkaç nokta var. Ulusal
Egemenliği verimli ve gürbüz bir ağaca benzetirsek, o
ağacın her gün bakım istediğini unutmamalıyız. Her
yaşıyan varlık gibi Ulusal Egemenlik de mütemadiyen
gelişmek zorundadır. Gelişme durursa ağaç kurumaya
yüz tutar. Kuruyan varlıklar ise biliriz ki canlıhklanm
yitirirler, şekilden ibaret kalırlar.
Ulusal Egemenlik sayesinde biz yurdumuzun
bütünlüğünü kurtardık. Padişahhğı kaldırdık.
Vatandaşlar arasmdaki ağahk, beylik, paşalık gibi sınıf
aynmlannı yok ettik. Kadm-erkek bütün vatandaşları
hukukça eş hale getirdik. Yurdumuzu, eski geleneklerin
geriye bağlayıcı etkilerinden kurtarıp Batı uygarlığına
yönelttik. Yurdumuzun üretim gücünü artırmak,
halkımızm hayat seviyesini yükseltmek uğruna birtakım
çabalar gösterdik.
Bu çabalann bizi özlediğimiz uygarhk düzeyine
ulaştırdığını söylemek bugün güçtür. Atatürk'ün işaret
ettiği yönde durmadan çalışmak, kırk yılda elde ettiğimiz
sonucun ileride on katını, yüz katını başarmak
zorundayız. Ulusal Egemenliğin bugünkü anlamı,
kaynağını yurt ve insan sevgisinden alıyor. Türk
ulusunun egemen olması demek, her Türk vatandaşının
bu topraklar üzerinde eşit imkânlardan faydalanarak
özgür yaşaması demektir.
Seçim yolu ile iş başına getireceğimiz yöneticileri "Bir
kere seçmişiz, varsın dört yıl otursunlar" diye kendi
hallerine bırakmaktan sakınmalıyız. Insanlar, özellikle
iktidara, yani buyurma yerine geçen insanlar belli
olmuyor. Her türlü araçlardan faydalanarak onlan
sürekli bir kontrol altında tutmazsak ileride hem
memlekete, hem de onlara kötülük etmiş sayıhnz. Ulusal
Egemenlik bayramını her yıl sevinç içinde
kutlayabilmemizin başlıca şartı, teker teker hepimizin o
egemenlik üzerine titrememizdir.
Bayrammız kutlu olsun çocuklar!
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Ölüm orucunda 18. gün
23 NtSAN 1990
TBKP hderleri Haydar Kutlu ile Nihat Sargın'ın, tutuklu
bulundukları Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde
başlattıklan 'ölüm orucu' 18. gününe girdi. 'ölum
orucu'nun uzaması nedeniyle Kutlu ve Sargın'ın sağhk
dunımları giderek kötüleşti. Her iki liderde de hızlı kilo
kaybının sürdüğü bildirildi. Başbakan Yıldınm Akbulut,
konuyla ilgili çeşitli girişimlerini sürduren "Kutlu ve
Sargın'la Dayanışma Komitesi"nin randevu isteğini kabul
etmedi.
r »»
DÜNYADA BUGÜN
Bonn
BrtHaal
Budaocşte
Cenavn
Ctoytr
Ctööt
Dubai
FmMurt
âme
B 8°
TARTISMA
Maçka Taşlık Teras'ından Eknirgân'a
Emirgân çay bahçesi mekârunda tad, güzellik, temaşa, gölge,
yapı ve insan ölçüsü, asırhk ağaçlar, saadet, sevgi, anılar,
aşk, resim, şiir ve müzik vardır. Kısacası her köşe tarih ile
doludur.
Cumhuriyet gazetesinin 7 Nisan 1991 ta-
rihli sayısında "Çınar katliamını protesto"
başlıkh yazıda "Tarihi Emirgân çay bahçe-
sine izin çıkarsa üzerine bina yapüacak" ha-
beri ile bir sarsıntı geçirdim. Tahmın ediyo-
rum, bu yazıyı okuyan her tstanbullu aynı
sarsıntı ve irkintiyi duymuş olacaktır. Aynı
yazıda "İçinde dokuz tane yüzyıllık çınar
agaa bulunan çay babçesine bina vapüma
girişimi tepkiye yol açü. Yore sakinleri in-
şaat izni verilmesini engellemek amacıyla
imza kampanyası başlattı" denilmektedir.
Şimdiye kadar tstanbul'a yapılanları bi-
lenler için Emirgân'da olanlan anlamamak
ve bu konuda şüphelenmemek elde değil.
Bu hususta bağlantılar kurmak istiyorum.
Sırasıyla, Maçka'da Taşlık terasını ve şark
kahvesinin ortadan kaldınlarak manzara ve
silueti bozan Boosphorus oteli, Yıldız Sa-
rayı çevresinde yer alan ve Zafirler Külliye-
si karşısındaki yamaca Serencebe> me\ki-
inde dikilen otel, Tepebaşı'ndaki tesisler,
Kadıköy iskelesinden başlayıp Bostancı'ya
ve ilerisine kadar deniz doldurularak yapı-
lan manasız yollar ve dolayısıyla doğanın
zamanla oluşan nefis sahil çizgisinin yok
oluşu, bir surü mimari kultur mirasının or-
tadan silinmesi pahasına Haliç'te açılan yol
ve meydanlar, yeni icat edilen restorasyon,
restitüsyon usulleri, eski eserlerin yer değiş-
tirmesi ve hemen yanlarına verilen izinlerle
yirmi ve daha fazla katlı blokların dikile-
rek mimari kültür mirasımızın ölçü ve oran-
tı gibi değerlerini tumden hiçe indirmek,
ağaç katliamı, her geçen gün artarak ilerle-
yen kat musaadeleri, yoğunluk hesaplann-
da dehşet verici artmalar, Boğaz'da yalılar
önünden geçirilen yollar ve gene Bogaziçi-
nin her yerde olduğu gibi yeşilden betonlaş-
tırmaya dönüştürulmesi.
Evet, görüyorsunuz ki hataiar bitmiyor.
Ben sizlere bunlardan çok az bir miktannı
naklettim.
Yukarki satırlarda yalnızca birkaç tanesini
vermiş olduğum örnekler de aynen böyle
başlamıştı. Çıkan duman ve koku aynı.
Bu mekânda tad, özellikle, temaşa, göl-
ge, yapı ve insan ölçüsü, asırhk ağaçlar, sa-
adet, sevgi, anılar, aşk, resim, şiir ve müzik
vardır. Kısacası mekânın her noktası tarih-
le doludur. Mimari ve şehircilik vardır. Böy-
lesine bir bahçe mekânına verilecek rütbe
ancak "Mimari Kültür Mirası" olabilir.
Tekrar ediyorum, düşünmesi bile ınsam
titretebilen bu konu üzerine belediyenin,
Boğaziçi tmar Mudürlugu'nün, yetkili ku-
rulların, Mimariar Odası'nın, ilgili üniver-
sitelerin eğileceklerine ve feda edilen Maç-
ka Taşlık terası ve diğerleri yarunda Emir-
gân çay bahçesini kurtaracaklanna inanı-
yorum. Daha doğrusu ümitliyim. Olay şu
anda proje safhasında olup karar noktası-
na gelmiş ya da yaklaşmış denilmektedir.
Yukanki satırlarda tüm Istanbul'un bu-
günkü durumunun aahğını, her gün biraz
daha bozulmakta olan doğasını, siluetini ve
yapılan mimari ve şehircilik hatalannı nak-
letmek ve hissettirmek istedim.
Dileğim, Emirgân Çınaraltı ve çay bah-
çesi hakkındaki haberlerin hakikate dönüş-
memesidir.
Prof. Mimar MUHLJS TÜRKMEN
Mimar Sinan Üniversitesi E.Öğretim Üyesi
"Tartışma"ya çağrı
Eğitim, çevre, kültür, sanat, politika, sağlık gibi çeşitli
alanları ilgilendiren görüşlerinizi, bir okur forumu
niteliğindeki "Tartışma" sayfamıza yazabilirsiniz.
Yazılarınızın uzunluğunun çift aralıİclı 1.5 daktilo
sayfasını geçmemesini rica ediyoruz.
Yazışma adresimiz: "Tartışma", Cumhuriyet Gazetesi,
Cağaloğlu 34334 îstanbul
RIFATILGAZ
HABABAM
8UİIFI 80YASINDA RUŞVtTİN
lAMANt AS
Rıfat llgaz
YINE OKURLARIYLA BJRLİKTE!
İMZA GÜNÜ
27 NİSAN 1991 CUMARTESİ
14.00-19.00
Cumhuriyet Kitap Kulübü Merkez Sergi Salonu,
Türk Ocağı Cad. 39-41, Cağaloğlu-İstanbul
43.1ı -
ErMn
I
TURK
KALP
VAKFI
Muayene, Laboratuvar,
Röntgen~
Tcl: 175 12 44/45
148 5866-141 1049
Fax: 166 47 12
Bağışlannız için:
T.C. Ziraat liankası
Nişantaşı Şb. No: 7245
Emlak Bankası
Gayrcttcpe şb. No: 1562
SAVAŞ
YILIARINDA
BtR SÜRGÜN
Kemal Sülker
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Tıirkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeü gönderilmez.
Nüfus cilzdanımı kaybettim,
hükümsüzdür.
UTKU YA VUZ
T.C. BAŞBAKANLIK
AİLE ARAŞTIRMA KURUMU
BAŞKANLIĞI'NDAN
YÜKSEK LİSANS (MASTER) VE
DOXTORA BURSLARI
1991-1992 ve devam eden öğretim yıllarmda çeşitli bilim dallannda
yüksek lisans ve doktora programına başlamvş ve başlayacak, ıez ko-
nuları "AİLE ÎLE tLGtLl" olan öğrencilerden başvuru şartlan ye-
terli görülenler karşılıksız burs ve kitap yardım ile teşvik edilecekler-
dir.
Müracaat süresi 10 Mayıs 1991 tarihine kadar uzatılmıştır. Posta-
da gecikme mazeret kabul edilmez.
Ayrıntılı bilgj için; Fakulte ve enstituler ile kurumumuzun "Neca-
tibey Cad. No: 11 Oel: 231 83 60/259-321 Sıhhiye/ANKARA adresi-
ne müracaat edilebiür.
Basın: 24118
İMZA GÜNÜ
GÜLTEN DAYIOĞLU
23 Nisan Çocuk Bayramında küçük okuyucuları için
Printemps Kitap Reyonunda son kitabı
MİDOS KARTALI'NIN GÖZLERİ
ve diğer yapıtlannı imzalayarak çocuklarunızla
söyleşecektir.
Saat: 14.00-17.00 arası
PARLAMENTONUN BOYUTLARI
Rahmi Kumaş
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
ödemeii gönderilmez.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
ik Köylünündüri..
Köy Enstitülü Ali Yılmaz, Ankara'da Eğitim-İş salonurvda,
açıkoturumda konuşurken özetle şöyle dedi:
-Türkiye, tarihinde çağı bir kez yakaladı, Köy Enstitüle-
riyle. Çünkü Köy Enstitüleri okul değildi, cumhuriyetti. Köy
Ertstitüleri eğer bir okul olsaydı, kalıbının içerisinde kalırdı.
Cumhuriyet olduğu için cumhuriyetin bütün ilkeleri Köy Ens-
titüleri'nde vardı. O arada, bir öğrencinin yetkisi neyse, öğ-
retmenin yetkisi, müdürün yetkisi aynıydı. Toplantılarımızda
biz, aksak bulduğumuz yönleriyle, müdürü ortaya getirir, ra-
hat rahat eleştiririz. Öğrenciyi de aynı biçimde eleştiririz. Bu,
bir cumhuriyetin, demokrasınin oluşumlarının bütünüyle var
olduğunun kanıtıdır. Demokrası, en geniş anlamıyla Köy Ens-
titüleri'nde uygulanmıştır. Ne yazık, bugün hiçbir okulumuz-
da, ilkokulumuzdan üniversiteye değin, o günü bir daha
görmemiz olanağı bulunmadı...
Ali Yılmaz, burada bir Örnek verdi, şöyle sürdürdü konuş-
masını:
—Bir iki ay önceydi, Ümitköy'den Ankara'ya geliyordum;
akşamın alacakaranlığı basmıştı, günlerden cuma ya da cu-
martesi olabilir. Dört öğrenci el kaldırdı, ben arabamla geli-
yordum. Durdum, aldım. Yolda, konuşurken öğrencilere
sordum:
—Nereden geliyorsunuz?
—Okuldan geliyoruz.
—Ne yaptınız?
—Ders çalıştık.
—Nerede?
—Kütüphanede.
—Peki, sizi taşıyacak araçlarınız yok muydu? Böyle yaya
indiniz Beytepe kavşağına dek? Beytepe'yle asfaltın arası,
epeyi uzak. Bir de ondan sonrası var; araç bulamasaydımz
ne yapacaktınız, yaya gidecektiniz Ankara'ya dek. Gidilecek
gibi bir yol değil, yirmi kilometreden çok. Niye dekantnıza soy-
lemiyorsunuz ki, "Madem bu dağın başında, bu fakütte açıl-
mıştır; hani bizi götürüp getirecek araçlar" demiyorsunuz?
—Amcabey diye karşılık verdi bir öğrenci, "biz polis kara-
koluna gidip ifade veririz; bu kolaydır. Ama dekanın kapısı-
na gidip, 'Derdimiz budur' dememiz daha zordur".
Bir öğrenci sordu
—Siz neredesiniz?
Ali Yılmaz karşılık verdi:
—Ben sizin yaşınızdayken Ankara Vali yardımcısının ko-
lundan tırtup, "Bu masadan sen kalkarsın, ben oturur bu işi
yapanm! Bu millet, buraya layık olanı getirir, oturtur, çalıştınr"
demistim. Siz niye bunu diyemiyorsunuz?
—Biz bunu diyemeyiz dedi öğrenciler, "Biz kapılarımızın
önündeki hizmetlilerden bile korkuyoruz. Çünkü hepsi po-
lis!"
—İşte demokrasi, diye sürdürdü konuşmasını Ali Yılmaz,
Köy Enstitüsü öyteydi.! Müdür ortaya gelir hesap verirdi; ama
dekan, öğrenciye araç sağlamadığı halde, gelip hesap ver-
miyor. Öğrenci bundan yılmıştır. Tarihimiz boyunca bize, "Sen
çocuksun sus, sen küçüksün sus, sen çocuksun baka baka
dur" demişiz. Ama Köy Enstitüleri'nde biz bunu yıkmıştık.
Bize bu öyle aşılanmıstı. Biz konuşmaya başlamıştık. Ama
bugünkü okullar, bugünkü üniversite suskunlaştırılmıştır.
Ali Yılmazlar, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstıtüsu'nde okur-
larken DTCF'de, Ziraat Fakültesi'nde kuramsal dersler gö-
rürlermiş, alanlarına göre. Orada, tümü boz urbalı olan kızlı
erkekli enstitülere kentli öğrenciler "Seksenler" deriermiş
uzaktan. "Seksen" dendi mi, Köy Enstitülülerin tümü oraya
bakarlarmış. Adlarmı bilmedikleri kişiler için öyle deriermiş.
"seksen", yüzde seksen anlamına, yani "köylü!" Ali Yılmaz
Şöyle dedi:
—O zaman köylerde yüzde 80'den 13-14 milyon köylü nü-
fus vardı. Bugün köyde yine, 16-18-20 milyon nüfus var. Köy-
deki nüfus yüzde 60'a düştü, ama kalan yüzde 20 kentlere
taşındı. Onlar kentli oldu mu? Yoo... Onlaryine köylü. Gece-
kondularının önünde tavukları var, inekleri var! Köylü bir ye-
re gitmedi, duruyor. Demek ki Köy Enstitüsü bugün de
uygulanabilir; sistem olarak Ankara'nın ortasında da Köy Ens-
titülerini ilkeleri ile kurma olanağı vardı, bu gereklidir, zorun-
ludur...
Açıkoturumda, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Niyazi Al-
tunya da konuştular. Açıkoturumu Mehmet Kartal yönetti.
Bugün yöneticiler içinde Köy Enstitülerini ilkeleriyle yeni-
den kurmayı düşünecek yoktur. Olsa, onlar bir daha yöneti-
me gelemezler ki. Köy Enstitülerini kapatanların başında
gelen Adnan Menderes:
—Odunu koysam, seçtiririm! dermiş.
Hacı JÖ ne diyor?
"Bugün" gazetesine geçen Teoman Erel'in 14.4.1991 günlü
yazısında okudum. Şoyte yazmış Teoman:
"O gün Hasan Celal Güzel'ın anlattığı ilginç anıyı da unut-
madım.
Güzel, bir seçim öncesinde Turgut Bey'e milletvekili ada-
yı gösterilsinler diye bazı profesör ve aydınlan önermiş.
—Bırak bunları Hasan, bana parmak lazım demiş Özal.bu
söylediklerini milletvekili sectirirsek, her biri bir Hasan Celal
olur!.."
Nâzım Hikmet, 'Türk Kpylüsü" şiirinde, "O, topraktan öğ-
renip/kitapsız bilendir"der. Köy Enstitülerini kuranlar Tonguç-
lar, Yüceller, köylüye kitap da vermek istediler. "Topraktan
öğrenip kitapla bilsin" diye. Bunu ona çok gördüler. Egemen-
lik köylünün elinden alındı! Türlü oyunlarla seçımden kaça-
rak ülke yonetilmek isteniyor 12 Eylülcüler, başlarda bir ara
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı bile kaldır-
mak istemediler mi? Danışma Meclisı'nde Abdülbaki Cebe-
ci'nin çabaları, Hıfzı Veldet Velidedeoğlunun yazıları,
eleştirileri sonucu, yeniden bayram ilan ettiler, yanlışlanndan
döndüler. Ali Hüsrevoğlu anımsıyor, Mümtaz Soysal da eleş-
tirmiş bayramın kaldırılmasını o dönem. Abdülbaki Cebeci
sayn şimdi, Numune'de yatıyor. Bir böbreği, safra kesesi,
apandisrti alınmış. Durumu çok iyi. Telefon edip 23 Nisan bay-
ramını kutladım!
Çağdaş Yayınlan
Atatürk'ten
Düşünceler
Derleyip Yayına Hazırlayan:
ENVER ZİYA KARAL
6. BASI
15.000 lira (KDV içinde)
ödemeii gönderümez.
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
TUrk Ocağj Cad. 39-41, Cağaloğlu-tstanbul
TÜRKİYE YÖNETİMİNDE
KARMAŞA
Prof. Dr. Lütfii Duran
5.000 üra (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemdi gönderilmcx.