22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22NÎSAN1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Çocuk Esirgeme Kurumu GenelMüdürü Gökçek'in yaptırdığı soruşturmanın ardında siyasi kadrolaşma mı var? 'Yurtcbşına çocuk satışr bilmecesiTAYFUN GÖNÜLLÜ ALİDOĞAN ANKARA — "..-Bütün bu evlat edinme işlemlerinin mah- keme karan ve iznine bagb ola- rak yapıldıgt, yargı kararlannın mevcudiyell karşısında sanıkla- ra atfediJecek bir mevznata ay- kınlık bulunmadıgi anlaşılmak- tadır..." Bu satırlar, kamuoyuna "co- cuk satülar" diye lanse edilen kişilerle ilgili Danıştay lkinci Daircsi'nin 28.11.1990 tarihinde verdiği "aklaraa" karan metni- nin bir bölümü. Konu, Sosyal Hizmetlcr ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda devlet koruması alünda bulunan çocukların "yurtdışına satılması" olayt. 1989'un son ayında "yurtdışına çocak sattılar" haberi bir gazetede "bomba" gibi patladı. Haberde kunımun Genel Müdürü Melita Gökçek'in olayı doğrulayan de- meci de vardı: "Bu taUhsiz olayla ilgili çok geniş çaplı bir soruşturma baş- lattık. Soruşturmanın ucu ulus- lararası boyut kazandı. İlk veri- ler olayın tuyler ürpertici oldu- ğunu ortaya koyda." Gökçek, kurumda çocuk sa- tışıyla ilgili bir şebekenin varlı- ğından da söz ediyordu. Olay tflyler ürperticiydi. Gökçek'in emri ile kurumun teftiş kurulu olayı 5.12.1989'da inceleme ve soruşturmaya başladı. Başmü- fettişler Sababattin Karakütük ile Rahmi Çınar 64 gün gibi kı- sa bir zamanda köy köy dolaşa- rak ve onlarca kişinin ifadesini alarak, yaklaşık 100 sayfalık bir rapor hazırladılar. Raporda, "tıajik" bir olayın icyüzü orta- ya çıkartıhrken, bir şebekenin elemanları da hemen hemen saptanıyordu. Rapor okundu- ğunda adı olaya karısan 12 ku- rum çalışanına "lanet okumak" işten bile değildi. Rapor, kurumun Teftiş Kuru- lu Başkanvekili M.Niyazi Yü- maz'ın imzası ve Genel Mûdür Melih Gökçek'in "olur"u üe "gizli" damgası vurularak so- rurrüu Devlet Bakanı CemM Çi- çek'e sunulur. Basında ve TRFnin en çok iz- lenen haber programlarından birinde "yurdışına çocak sabşı" olarak lanse edilen ve SHÇEK Genel Müdurü'nün de doğrula- dığı olay yargıya bu şekilde yan- sımaz^ TBMM'de bile gıindeme getirflen, herkesiri uzerinde dur- duğu "çocuk saüşı" olayı Danış- tay lkinci Dairesi'nin 1990/1591 sayılı dosyasına, "Evlat edinmek tizere sırada bekleyen çok sayı- da Türk ailesi bulunmasına rağ- men evlat edinme işlenüerinde müracaat sırasına riayet etme- mek, usul ve mevzuata aykın davranarak yabancı uynıkiu ai- leierin evlat edinmelerine kolaj- lık saglamak" şeklinde yansır. SHÇEK Genel Mudürlüğü üe anne ve babaların çocuklannı geri isteme talebiyle açtıklan da- valar sulh hukuk mahkemele- rinde başlar. îki Türk çocuğunu evlat edi- nen Fransız LP. ailesi, haklann- da evlat edinme sözleşmesinin iptali isterniyle açüan dava 4. duruşmaya gelmesine karşın olaydan haberdar değildir. L.P. "davalı" olduğunu bir hafta önce Cumhuriyet muha- birlerinden öğrenir ve çok şaşı- nr. Muhabirlerin sorulanndan biri "Çocuklar için ne kadar üc- ret ödediniz'dir. L.Pînin yanıtı üzerine şaşkınhk sırası şimdi muhabirlerdedir: "Ne parasmdan bahsediyor- sunuz? Bizirn öyle çocuk satın olacak kadar paramız yok. Biz orta gelirli bg^JLeyiz." Ürperten dilekçeler Yargıya sunulan dosvalar için- de çocuklan yurtdışına verilen anne ve babalann öyle dilekçe- leri vardır ki ürpermemek elde değildir. Notere verdiği muvafakatna- me sonucu iki çocuğu ABD'ye verilen S.D. "Başbakanlık Sayın Makamına" diye başladığı di- lekçesinde olayı şöyle anlatın "Sulh hukuk mahkemesiııden aldığun karaıia 89 yıtaoda iki ço- cugumu Keçiören Çocuk Yetiş- tirme Ynrdu'na verdim... Bir sü- re sonra çocuklannu gönneye gittim. Araşûrma yapıldı, ço- coklanm bulıınannadı. Başka bir ynrda verilmiş olabilecegi söy- kndi. Ancak, ben de kayıtlann kootrol edilmesini istedim. Ta- lebim işin çokiuğu nedeniyle ge- ri çevrildi. Kunımdan haber bekierken skandalı ögrendim ve köyiime bir müfettiş gelerek benden bil- gi aldı. Ancak yetkili müfettiş çocoklanmın Amerika'ya satıl- nuş olduğnnu bildirince şok ge- çirdim. Bu hususu bir baba ola- rak sizterin takdirine bırakıyo- rum. ...Bütün araştırmalanma rağ- men bu çocuklanmın hayat ve memaüDdan bir haber alamadı- ğım için siz büyiiklerimden yar- dım bekliyorum... Çocuklarun M. ve E.D.'nin aynı bakımevine getirilip tarafıma bilgi verilme- sine, aynca bunlann satılması- na sebep olanlar hakkında ka- nuni işlem yapümasına dalalet bayrulmasuu an ve rica ede- rim." "Yurtdışına çocuk sattılar" haberi ile başlayan soruşturma sonucu Danıştay suçlanan kişileri akladı. SHÇEK Genel Müdürü Melih Gökçek'in bir şebekeden söz etmesi olaya başka boyutlar kazandınyordu. Ancak her şey yasaya uygundu. Yalnız olay saptırılmıştı. AvukatSanhan'm yorumuyla 2 yıl'koskocaman bir düzmece' yaşanmıştı. Müfettiş, çocuklannı arayan babaya "Amerika'va satılmışlar" der. Oysa, mûfettişlerin rapo- runda içocuk saöşT deyimi geç- mediği gibi, dava da bu yönde açılmaz. "Çocuk saöşı" olayında on- larca dilekçe ve tamk ifadeleri daha sonra Danıstay'ın incelen- mesine sunulan soruşturma dos- yasına eklenir. tki başmüfettişin hazırladığı rapor sonucunda bir yandan 11 SHÇEK görevlisi için Danıştay'da "lüzumu muhake- me" karan istenirken, diğer yan- dan bu karar beklenmeksizin çalışanlar cezalandınlır. Verilen cezalar, uyarmadan başlayıp, maaştan kesmeye kadar varır. 29 Turk çocuğu, Fransa, ABD, lngiltere, Avusturya ve Almanya'da "yeni" anne ve ba- balanmn yanında yaşamlannı sürdürürler. Danıstay'ın 11 uzman için ver- diği men-i muhakeme (yargılan- malanna gerek olmadığı) kara- n ise kesindir: "Ankara Atatnrk Çocak Yu- vası'nda konıma altında bulu- nan bir kısun çocuklann yaban- cı nyruklu ailelere evlathk veril- mesini yasaklayan ya da sınıria- yan Türk pozitiı hukukunda herfaangi bir hükttm buluma- maktadır. Medeni Kanun'un 253. maddesindeki şartlann te- spit edilerek evlat edinmeye izin ve karar vennek yetkili ve görev- H mahkemeye aittir. «Evladık veribnesinde sanık- faunn berhangi bir kasnrn bulun- madıfı; bütün bu evlat edinme işlemlerinin mahkeme karan ve iznine baglı olarak yapridığı, yargı karariannın mevcudiyeti karştsında samklara atfedilecek bir mevznata aykırüık balanma- dıgı anlaşümaktadır." Çocuklar yurtdışına neden gitti? Evlat edinmek için sırada bekleyen birçok Türk aile var- ken "Hıristiyan ailelere" çocuk- lar neden verümişti? Bu sorunun yarutı yine Türk ailelerin evlat edinmek istedik- leri çocuklarda aradıklan özel- liklerde yatıyordu: Türk aileler, renkli gözlü, fı- ziksel yapısı kendilerine benze- yen, 1 yaş altı, özürlü olmayan, anne ve babası yaşamayan, en- sest ilişkıler ya da genelev kadın- lanndan doğmamış çocuklar is- tiyorlardı. Sonuçta 5 yaşuıdaki bir çocuğun bir Türk ailesi ta- rafından evlat edinilme şansı çok azdı. Oysa, yabana aileler, yaşına, Y.Ö. Fransız ailenin yanında. (Fotograf: CumhBriyet) Nasü evlat edinilir? Eski yönergeye göre Melih Gökçek'in SHÇEK genel müdürlüğü- ne gelmesinden önceki evlat edinme usul ve esaslarına ait yönergeye göre başvuran aileden şu belgeler isteniyordu: Nüfus cüzdan sureti, ikametgâh belgesi, eviilik belgesi, sağlık kurul raporu, gelir durumunu bildirir belge... Bu beş belgeye ek olarak ailenin nüfus mü- dürluğünden çocuklannm olup olmadığını gös- teren "vukuatlı nüfns kayıt örneği" isteniyordu. Aile hakkında yapılan inceleme "gizJilik prensibi" altında yapılarak çocuğun ve aile fertlerinin psilcolojik ve toplumsal hu- zurlarının bozulmaması amaçlanıyordu. Aile ile yapılan görüşmeler, sosyal hizmet uzmanı ile aile bireyleri arasında kalıyordu. Yeni yönergeye göre Gökçek tarafından hazırlattınlan yeni yöner- geye göre ise evlat edinmek için başvuran aile hakkında ince.;me yukanda sayılan 5 belgenin dışında hastaneden alınacak ailenin "çocuğu olmayacağını gösteren" bir başka belge isteni- yor. Tıp bilimine aykın olduğu için böyle bir belgenin verilmesinde güçlük çekibyor. Bu bel- geler tamamlandıktan sonra aile hakkında "ge- niş çaplı ve açık" bir sonışturma başlatılıyor. Ailenin S yakın akrabası, S iş arkadaşı, mahalle muhtan, mahalle imarru, üç komşusu, beş ma- halle esnafını ve en ilginci çocuğu olmayan bu ailenin oturduğu bölgedeki "en yakm" oku- lun müdürüne, "Bu aDeyi nasd tamrsınu?" diye sorular yöneltiliyor. Bütün bunlann yanı sıra emniyet müdürlüğünden aüe hakkında "güven- lik soruşturması" isteniyor. Komşulann, ima- mın ve okul müdürünün insafına kalan aile, eğer bütün bu sınavlardan geçerse mahkeme kararıyla çocuk sahibi olabiliyor. gözünün rengine, özürlü olma- sına ya da babasının katil, an- nesinin genelev kadını olmasma aldınş etmîyorlardı. Dolayısıy- la Türk ailelerle yabancı aileler ar&sındaki sıra dengesi Türkle- rin aleyhine bozuluyordu. Yine de yabancı ailelerin Türklere gö- re evlat edinme oranı yüzde 10'un altına kalıyordu. Türk çocuklanrun "Hıristiyan ailelere" verilmesi ise şöyleydi: Çocuklannı bir başka aileye evlathk verilmesi için Türk an- ne ve babalanmn imzaladıkları muvafakatnamelerin hiçbirinde "Çocuklanmı sadece bir Mushi- man aileye evlatltk veririm" di- ye bir önkoşul yoktu. Zaten evlatlık verilmesi aşa- masında noter ya da yargıç doğ- nıdan anne ya da babaya son kez soruyordu: "Çocuklannı bir daha göre- meyeceksin. Evlatlık olarak ve- riyor musun, vermiyor musun?" Anne veya babanın mahke- medeki bir olumsuz yanıtı evlat edinmek isteyen aile hakkında yıllarca yapılan incelemeyi bir anda boşa çıkartabilirdi. "tşte şebeke" Yurtdışına verilen çocuklann Türkiye'ye iadesi istemiyle SHÇEK'in actığı davalar sürü- yor. Ama bu dunışmalarda da ne "çocuk satışı'" ne de "bir şe- beke"den söz ediliyor. O zaman Gökçek'in "...Ucunun uluslara- rasına kadar vardığmı" söylediği şebeke nereye gitti? Şu şebeke- de kimler vardı? Bu soruların yanıtlannı artık yayın hayatuu sürdürmeyen So- kak dergisinin 18 Mart 1990 ta- rihli sayısında Nadire Mater alaycı bir dille şöyle veriyordu: "Gökçek'in göreve geldigi sı- rada mafyada kimler var? Dö- nemin Ankara Valisi, şimdinin tstanbul Valisi Cahit Bayer, SHÇEK Genel Müdürü Nihat tlhan, yardımctlan Cahide Ciz- re, Ertan Kahraman, Ergin Üs- tiinoglu, Ankara D Müdürü Ay- kut Altay, yardımcılan, sosyal hizmet nzmanlan, görevli me- muriar, 3. Sulh Hukuk Mahke- mesi yargıcı, noterler, nüfus mü- düriükleri, terciime bürolan ve konsoloslnk görevlilerinden olu- şan görnlmemiş çapta bir maf- ya örgütlenmesi ile karsı karşı- yayız? Bir knrum örgütlenmesi İçinde kamn görevlileri bir ço- ciujn evlatventiklerinde, aldıklan paraian nasd paylasıyorlar aca- ba? Gunün birinde Melih Gök- çek açıklayınca, bunu da oğre- necegJz. Bunca kapsamlı mafya- dan yalmzca 12 kişinin soruştur- maya uğramasının nedenini de Melih Gökçek açıklasın!" Şimdi de gelelim "yurtdışına çocuk satısı" olayını Gökçek'in "ortaya çıkarmasından" önceki icraatlanna. 6 Haziran 1989 ta- rihinde SHÇEK Genel Müdür- lüğü'ne getirilen Gökçek ilk iş olarak 16'sı il müdürü, 59'u ku- ruluş müdürü, 8'i daire başkanı ve 19"u şube müdürü olmak üze- re toplam 102 çalışam görevden alıyor, görevden alınanlann sa- yısı yardımcı hizmetliler, egit- men ve öğretmenler eklendiğin- de 200*ü geçiyordu. Gökçek bunlann yerine diğer kamu kurumlanndan 60'a yakm kişiyi SHÇEK'e transfer ediyor ve 1500 yeni personel için bir sı- nav açıyordu. Gerek kamuoyunda "anket sürgünleri" olarak tanınan uz- manların, gerekse çeşitli neden- lerle "tayin" edilen ya da "çocuk satışı" olayı gerekce gösterüerek disiplin cezası alanlann idare mahkemelerine yaptıklan itiraz- larda da şu ortak nokta vurgu- lanıyordu: "Anket ve çocuk satışı olarak sunulan olaylar, knrum içinde bir siyasal kadrolaşma gerçek- leştirilmesini sagfaunak için or- taya aülan bir bahanedir." Birçok mahkemede, yurdışm- da bir aile sahibi olmuş çocuk- lann iadesi için süren davalar, Danıştay'ı 4 ay meşgul eden ve en önemlisi de kamuoyunda 2 yıl süreyle "çocuk satıcısı" ola- rak suçlanan 11 uzmanın aklan- dığı "çocuk satışı" olayını avu- kat Şenal Sanhan şöyle yorum- luyordu: "Koskocaman bir düzmece." SUÇLANAN GBJIEL MÜPUR GÖKÇEK 'Hâkime anlatmak istiyorum' M Danıştay bizi haklı görmedi" SHÇEK Genel Müdürü, "Gerek çocuk sahibi ailelerden istenmesi tarzı, onlarm vermiş olduklan ifadeler, gerek bizim yaptığımız tahkikatın seyri maalesef bunlann masumane bir şekilde çıkmadığı kanatini bizde uyandırmıştır. Ama maalesef Danıştay bizi de hakb görmedi" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bn- rosu) — Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ge- nel Müdürü Melih Gökçek hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulan- nı yanıtladı: — 16 Aralık 1989 Urihli Hürriyet gazetesinde 29 çocak satıldı diye bir tnanşet haber var. GÖKÇEK — Daha fazla ço- cuk Var. r — Sfzin orada bir demeciniz var. Uluslararası bir şebekeden söz edryorsunuz. Aynca gazete- ye bu olayı ortaya çıkardığı için teşekkur ediyorsunuz. Ama so- ruşturma için teftiş kuruluna haber çıkmadan önce Lalimat verdiniz. GÖKÇEK — Haberi gazete daha önce duymuş. Ben onla- ra üzerine gittiği için teşekkur ettim. Biz aslında soruşturma- yı uzun süre kimseye haber ver- meden sürdürüp netice alalım dedik, ama Hürriyet haber almış. — Çocuk satışı olarak lanse edilen ve televjzyonda da prgra- mı yapılan bu olayla ilgili da- vada satıştan hiç söz edilmiyor, sadece Türk aileleri bekierken yabancılara onceUk tanındıgı ve sıraya riayet edilmedgi iddiala- n var. GÖKÇEK — Mevcut olan bu yurtdışına çocuk verilmesi hadiselerinin hiçbirmin kanuni formalitesi eksik değil. ^akin bizim tahkikatımızda da orta- ya çıkmıştır ki bu çocuklann yurtdışına verilişi masumane değildir. Çünkü gerek çocuk sa- hibi ailelerden istenmesi tarzı, onlarm vermiş olduklan ifade- ler, gerek bizim yaptığımız tah- kikatın seyri maalesef bunlann masumane bir şekilde çıkmadı- ğı kanaatini bizde uyandormış- tır. Bundan dolayı da elimizde- POKTRE MELİH GÖKÇEK Sağ örgüte sempati Basm Yayın Yüksek Okulu mezunu. 26 Mart 1989 seçimlerinde daha önce ANAP'tan belediye başkanlığını yaptığı Keçioren'den yeniden aday oldu, ancak seçimleri kazanamadı. önce TRT'de bir dairenin başkanlığına, ardından Köy Hizmetleri Genel Müdurluğü'ne talip oldu. 6 Haziran 1989'da Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından SHÇEK genel mudürluğune getirildi. "Gizli Devlet Birifingi" arşivlerinde Mücadele Birliği adlı yasadışı örgutün kurucusu olarak gdsterild>. Bu örgüt lçel Milletvekili Fikri Sağlar tarafından bir soru önergesiyle Meclise getirildi. Gökçek, örgütün sadece "sempatizam" olduğunu, örgütün kuruculanndan Aykut Edibali ile görüşlerinin aynidıgını belirtti. Gökçek evli ve iki çocuk babası. ki deliller nedeniyle lüzum-u muhakemesi için bizdeki yük- sek disiplin kurulundan karar çıkarttık. O karan cıkantıktan sonra arkası tamamıyla Danış- tay'a kalan bir hadise. Yani Da- nıştay bunu mahkerre safhası- na götürmüş olsaydı, yani bi- zim vermiş olduğumuz karan yerinde görseydi bunun dcvamı gelirdi. Ama maalesef Danıştay 3'e 2 kararla bizi haklı görme- di. — Siz o çocuklann yurtdı- şından gelen fotoğraflaruu gör- düniız raü? GÖKÇEK — Hayır, görme- dim. Nasıllar? — Ben kendi çocnkluğumda- ki resimlerde bu kadar mutlu degüim. GÖKÇEK — lyi, mesele yok o zaman artık. Yani siz hadise- nin mutlu sonla bittiğini mi söylüyorsunuz? — Onu çocuklann gelecek- lerinde görecegiz. — Sonuç olarak çocuk satı- şı olayı vardır diyebiliyor musunuz? GÖKÇEK — Buna mahke- me karar verir. Benim şahsi ka- naatim bu çocuklann aileleri is- temedği halde bir kısmının yurtdışına verilmiş olduğudur. — Burada bir şebeke söz ko- nusu mu? GÖKÇEK — Ah onu bir ispat edebilsek. — Davalı gözüken bir Fran- sız aile var. Babanın davalı ol- dugundan haberi yok. GÖKÇEK — Artık mahke- menin kendi konusu. Ben şim- di meseleyi anladım. Damştay*- dan kendisinin beraat ettiği ka- naatına verdığımız arkadaşlar için aklama kampanyası aça- caksınu. — Hayır öyle degil. GÖKÇEK — Başka nedir bu? Bu onları bir aklama kam- panyasıdır. Sen elini vicdamna koyup, onlarm bu noktada ger- çekten vicdani olarak hareket ettiğini kabul ediyorsan benim diyeceğim hiçbir şey yok. — Ama ortada Damştay ka- ran var. GÖKÇEK — Tamam biz de hareket edemiyoruz. Mesele orada. Evlat edinen Fransız ailelerin tepkisv Birileri sizi aldatıyor olabilirFransız aileler Biz çocuklan satın almadık, sadece noter masrafını ödedik. Türk isimlerini de değiştirmedik. Yasal işlemler sonucu evlat edindik. Onlar şimdi çok mutlu. "Satıldı" iddiasını ortaya atanların ne çıkan olabilir? ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — 2 ve 10 yaşlarında iki Türk çocuğunu evlat edinen Fransız ailesinin reisi L.P.'yi bir tatil günü telefonla aradığımız- da ilk sorumuz, 'çocuklann an- ne ve babasuu bile sebebiyle ha- taya düşürdükleri -için evlat edinme sözleşmesinin iptali iste- miyle haklannda Türkiye'de açüan dayarun son dunımu" ol- du. Baba L.P., "Davadan tn- müyle habersiz"di. Çocuklan yasal yo1larla, mahkeme karan ile evlat edin- diklerini, imzalanmış muvafa- katname olduğunu söylüyor, "Çocuklan satın aldığınız yo- lunda iddialar var, ne kadar üc- ret ödediniz" sorusuna ise öf- keyle karışık bir şaşkınükla ya- nıt veriyordu: "Ne parasmdan bahsediyorsunuz? Bizim öyle çocuk satın alacak kadar para- mız yok. Biz orta gelirii bir ai- leyiz. Sadece noter masrafını ve HJO. Fransa'da mutlu. çocuklann yolculuk biletlerini ödedik." L.P. Cumhuriyet muhabirle- rine "Siz herhalde sansasyon peşinde koşan gazetecilerdensi- niz. Eğer bir haberi araştınyor- sanız dikkatli olun, birileri sizi aldatıyor olabilir" diyordu. SHÇEK başmüfettişlerinin hazırladıklan soruşturma dos- yasında L.P. ve eşinin "0-3 yaş arası tek çocuk istemeierine kar- şın kendilerine 2 ve 10 yaşlann- da iki kardeşin verildiği" ısrar- la belirtiliyordu. L.P.'ye bu ko- nuyu sorduğumuzda tepkisi şöyle oldu: "Tam aksine. Biz yaş sının koymadık. Hatta özürlü çocuk bile evlat edinebflirdik, bu iki kardeşi de severek ve isteyerek evlat edindik. Soruşturmada söylenenler tümüyle uydurma olmalı." L.P., konuşmasının sonunu şöyle getiriyordu: "Siz hiç ço- cuk yuvalanna gidip onlarm ne kadar mutsuz olduğunu gördü- nüz mü? Bizim evlat edindiği- miz çocuklar şimdi çok mutlu. tsimlerini değiştirmedik. Türk çocuklanyla goruşturiiyoruz, uyum güçlüğü çekmesinier di- ye." Hakkında evlat edinme söz- leşmesinin iptali istemiyle dava açılan bir başka Fransız aile re- isi J.T. de evlat edindiği Türk çocuğu V.'nin "kesinlikle satın alınmadığım" vurguluyordu. J.T. de, L.P. gibi "gıyabında" neredeyse iki yıldır süren dava- dan habersizdi: "Neden tümüy- le yasal olan işlemlerie evlat edindiğiraiz ve tedavi ettirerek mutlu bir yaşam sağladigımız bir çocuk için 'satıldı' iddiası or- taya aulıyor? Bundan kimin çı- kan olabilir?" 8 yıllıksosyal hizmet uzmanı Kılıç, evlatlık alma sürecini anlattı 4 Çocukedinmede gizlilîk kalmadı' KISA KISA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHÇEK Genel Müdürlüğü'nün actığı soruşturmada adı geçen ve bir yıl sonra "müstafi" sayılarak göre- vine son verilen 8 yıllık sosyal hizmet uzmanı Nl- bal Kılıç, bir çocuğun yuvaya getirilişinden, ev- latlık olarak verilmesine kadar olan sureci anlattı. — Çocuk Esirgeme Kurumu'na baglı ynvala- ra çocuklannı getiren ailelerin özellikleri neler- dir? KILIÇ — Başvunıda bulunan ailelerin en önemli özellikleri ekonomik durumlannın bo- zukluğu. tkincisi anne ya da babadan birinin ol- maması ya da çocuğun terk edilmiş olması. An- ne ya da babanın hapiste olduğu durumlar da var. Bazen de aileler yuvayı yatılı bir okul gibi göruyorlar. Ya da ikinci evliliklerden sonra üvey anne ya da babanın istemediği çocuklar da geti- riliyor. Ailelerin evlerine gittiğinde durumlan çok kötü olmayanlara, çocuğun evinde kalmasının daha iyi sonuç vereceğini söylediğimiz de oluyor. Çünkü özellikle 0-6 yaş gnıbunda çocuğa sevgi- yi en iyi biçimde ailesi verebilir. Ama ailenin du- rumu gerçekten kötüyse çocuğu yuvaya alıyoruz. Bazı durumlarda da örneğin anne-babanın özür- lü olmalan, çocuğa bakamayacak durumda ol- malan nedeniyle çocuğu bir aileye evlat olarak vermeyi öneriyonız. Ailelerin çoğunluğu bunu kabul ediyor. — Aileler, yuvaya bıraköklan çocuklannı zi- yaret ediyorlar mı? KILIÇ — Çoğunluğu sık sık ziyaret eder. Ama biraz da genel müdürlüğün politikasına baglı. Ankara'da başvunnuş bir ailenin çocuğu Erzu- rum'daki bir yuvaya verildiğinde geçim koşulla- rının güçlüğü de eklenerek ziyaretler seyrekleşi- yor. — Yuvaya getirilen çocuklann psikolojileri na- sıl oluyor? Nasıl etkDeniyoriar? KILIÇ — 0-1 yaş grubu çocuklarda bile çok olumsuz etki yapıyor. Bir yaşında getirilen bir ço- cuk vardı. Getirildiginde yürümedi, yemedi, ko- nuşmadı. Bir aileye evlat olarak verildikten üç ay sonra gördüğümde ise koşup oynuyor, konuşu- yordu. Çünkü temel güven duygusu 0-3 yaşlar arasında alınıyor. — Evlat edinmek isteyen Türk ve yabancı ai- leler arasında en önemli farklar neler? KILIÇ — Çok büyük bir fark var. Türk aile- ler genelde sanşın, mavi gözlü ya da kendilerine benzeyen güzel çocuklar istiyorlar. özürlüler ya da iki kardeş olanlan istemiyorlar. Çocuk göz- lüklü olduğu için evlat edinmek istemeyen aile- ler gördüm. Yabancı aileler böyle bir ayırım yap- mıyorlar. Beyin özürlü çocuğu alan yabancı ai- leler var. Olanaklarıyla tedavi ettiriyorlar. Türk ailelerin içinde de buna olanağı yetenler var, ama almak istemiyorlar. özellikle 0-1 yaş grubu, an- ne ve babası olmayan tek çocuk istiyorlar. Biz de kardeşlerin mümkün olduğunca aynlmaması görüşundeyiz. Kısacası yuvalarda Türk ailelerin istediği gibi çocuk sayısı çok az. ' — Bu durumda yabancı ailelerin evlat edin- me şanslan daha mı yüksek oluyor? KILIÇ — Tabü. — Evlat edinmede daha insancıl ve işlevsel bir duruma ulaşmak için sizce vapılması gereken de- gişiklikler nedir? KILIÇ — Öncelikle yeni yönetimin çıkardığı yönetmelik değişmelidir. Çünkü inceleme sırasm- daki gizlilik prensibi tümüyle ortadan kaldırıl- dı. Bazı aileler evlat edindikten sonra bulunduk- lan kentlerden taşınmaya başladılar. Ailenin oturduğu semtteki herkese aile hakkında soru- lar soruluyor. fstanbul'daki bir aile soruşturma sırasuıda evlerine çok sayıda gelen görevliden, komşulara soruknasmdan ve toplumsal baskıdan yılgınlığa düştü. Aynca yeni yönerge nedeniyle koruma altındaki çocuklann evlat edindirilme- leri çok zorlaştı. Yabancı aileler için ise hemen hemen olanaksız hale geldi. • Ege Linyitleri Soma Işletmesi'nde karbonmonoksit gazından zehirlenen 4 maden işçisinden birinin durumunun ağır olduğu bildirildi. • İzmir'de Çağdaş Arastınna Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de her 100 kadından 22'si kocalan tarafından dövülüyor, itilip kakıüyor. • Gelişmlş Batı ülkelerinde sigara aleyhtarlarmın başlattığı "sigaraya hayır" kampanyalan hızla taraftar bulurken, Türkiye'de sigara tüketiminin hızla arttığı belirlendi. Tekel yetkililerinden alınan bilgiye göre 1991'in ilk iki aylık döneminde sigara tüketimi geçen yıla göre büyük artış göstererek 1 trilyon 200 milyar liraya yükseldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle