Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22NÎSAN1991 HABERLER CUMHURÎYET/3
Çocuk Esirgeme Kurumu GenelMüdürü Gökçek'in yaptırdığı soruşturmanın ardında siyasi kadrolaşma mı var?
'Yurtcbşına çocuk satışr bilmecesiTAYFUN GÖNÜLLÜ
ALİDOĞAN
ANKARA — "..-Bütün bu
evlat edinme işlemlerinin mah-
keme karan ve iznine bagb ola-
rak yapıldıgt, yargı kararlannın
mevcudiyell karşısında sanıkla-
ra atfediJecek bir mevznata ay-
kınlık bulunmadıgi anlaşılmak-
tadır..."
Bu satırlar, kamuoyuna "co-
cuk satülar" diye lanse edilen
kişilerle ilgili Danıştay lkinci
Daircsi'nin 28.11.1990 tarihinde
verdiği "aklaraa" karan metni-
nin bir bölümü.
Konu, Sosyal Hizmetlcr ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nda
devlet koruması alünda bulunan
çocukların "yurtdışına
satılması" olayt. 1989'un son
ayında "yurtdışına çocak
sattılar" haberi bir gazetede
"bomba" gibi patladı. Haberde
kunımun Genel Müdürü Melita
Gökçek'in olayı doğrulayan de-
meci de vardı:
"Bu taUhsiz olayla ilgili çok
geniş çaplı bir soruşturma baş-
lattık. Soruşturmanın ucu ulus-
lararası boyut kazandı. İlk veri-
ler olayın tuyler ürpertici oldu-
ğunu ortaya koyda."
Gökçek, kurumda çocuk sa-
tışıyla ilgili bir şebekenin varlı-
ğından da söz ediyordu. Olay
tflyler ürperticiydi. Gökçek'in
emri ile kurumun teftiş kurulu
olayı 5.12.1989'da inceleme ve
soruşturmaya başladı. Başmü-
fettişler Sababattin Karakütük
ile Rahmi Çınar 64 gün gibi kı-
sa bir zamanda köy köy dolaşa-
rak ve onlarca kişinin ifadesini
alarak, yaklaşık 100 sayfalık bir
rapor hazırladılar. Raporda,
"tıajik" bir olayın icyüzü orta-
ya çıkartıhrken, bir şebekenin
elemanları da hemen hemen
saptanıyordu. Rapor okundu-
ğunda adı olaya karısan 12 ku-
rum çalışanına "lanet okumak"
işten bile değildi.
Rapor, kurumun Teftiş Kuru-
lu Başkanvekili M.Niyazi Yü-
maz'ın imzası ve Genel Mûdür
Melih Gökçek'in "olur"u üe
"gizli" damgası vurularak so-
rurrüu Devlet Bakanı CemM Çi-
çek'e sunulur.
Basında ve TRFnin en çok iz-
lenen haber programlarından
birinde "yurdışına çocak sabşı"
olarak lanse edilen ve SHÇEK
Genel Müdurü'nün de doğrula-
dığı olay yargıya bu şekilde yan-
sımaz^ TBMM'de bile gıindeme
getirflen, herkesiri uzerinde dur-
duğu "çocuk saüşı" olayı Danış-
tay lkinci Dairesi'nin 1990/1591
sayılı dosyasına, "Evlat edinmek
tizere sırada bekleyen çok sayı-
da Türk ailesi bulunmasına rağ-
men evlat edinme işlenüerinde
müracaat sırasına riayet etme-
mek, usul ve mevzuata aykın
davranarak yabancı uynıkiu ai-
leierin evlat edinmelerine kolaj-
lık saglamak" şeklinde yansır.
SHÇEK Genel Mudürlüğü üe
anne ve babaların çocuklannı
geri isteme talebiyle açtıklan da-
valar sulh hukuk mahkemele-
rinde başlar.
îki Türk çocuğunu evlat edi-
nen Fransız LP. ailesi, haklann-
da evlat edinme sözleşmesinin
iptali isterniyle açüan dava 4.
duruşmaya gelmesine karşın
olaydan haberdar değildir.
L.P. "davalı" olduğunu bir
hafta önce Cumhuriyet muha-
birlerinden öğrenir ve çok şaşı-
nr. Muhabirlerin sorulanndan
biri "Çocuklar için ne kadar üc-
ret ödediniz'dir. L.Pînin yanıtı
üzerine şaşkınhk sırası şimdi
muhabirlerdedir:
"Ne parasmdan bahsediyor-
sunuz? Bizirn öyle çocuk satın
olacak kadar paramız yok. Biz
orta gelirli bg^JLeyiz."
Ürperten dilekçeler
Yargıya sunulan dosvalar için-
de çocuklan yurtdışına verilen
anne ve babalann öyle dilekçe-
leri vardır ki ürpermemek elde
değildir.
Notere verdiği muvafakatna-
me sonucu iki çocuğu ABD'ye
verilen S.D. "Başbakanlık Sayın
Makamına" diye başladığı di-
lekçesinde olayı şöyle anlatın
"Sulh hukuk mahkemesiııden
aldığun karaıia 89 yıtaoda iki ço-
cugumu Keçiören Çocuk Yetiş-
tirme Ynrdu'na verdim... Bir sü-
re sonra çocuklannu gönneye
gittim. Araşûrma yapıldı, ço-
coklanm bulıınannadı. Başka bir
ynrda verilmiş olabilecegi söy-
kndi. Ancak, ben de kayıtlann
kootrol edilmesini istedim. Ta-
lebim işin çokiuğu nedeniyle ge-
ri çevrildi.
Kunımdan haber bekierken
skandalı ögrendim ve köyiime
bir müfettiş gelerek benden bil-
gi aldı. Ancak yetkili müfettiş
çocoklanmın Amerika'ya satıl-
nuş olduğnnu bildirince şok ge-
çirdim. Bu hususu bir baba ola-
rak sizterin takdirine bırakıyo-
rum.
...Bütün araştırmalanma rağ-
men bu çocuklanmın hayat ve
memaüDdan bir haber alamadı-
ğım için siz büyiiklerimden yar-
dım bekliyorum... Çocuklarun
M. ve E.D.'nin aynı bakımevine
getirilip tarafıma bilgi verilme-
sine, aynca bunlann satılması-
na sebep olanlar hakkında ka-
nuni işlem yapümasına dalalet
bayrulmasuu an ve rica ede-
rim."
"Yurtdışına çocuk sattılar" haberi ile başlayan soruşturma sonucu
Danıştay suçlanan kişileri akladı. SHÇEK Genel Müdürü Melih
Gökçek'in bir şebekeden söz etmesi olaya başka boyutlar
kazandınyordu. Ancak her şey yasaya uygundu. Yalnız olay saptırılmıştı.
AvukatSanhan'm yorumuyla 2 yıl'koskocaman bir düzmece' yaşanmıştı.
Müfettiş, çocuklannı arayan
babaya "Amerika'va satılmışlar"
der. Oysa, mûfettişlerin rapo-
runda içocuk saöşT deyimi geç-
mediği gibi, dava da bu yönde
açılmaz.
"Çocuk saöşı" olayında on-
larca dilekçe ve tamk ifadeleri
daha sonra Danıstay'ın incelen-
mesine sunulan soruşturma dos-
yasına eklenir. tki başmüfettişin
hazırladığı rapor sonucunda bir
yandan 11 SHÇEK görevlisi için
Danıştay'da "lüzumu muhake-
me" karan istenirken, diğer yan-
dan bu karar beklenmeksizin
çalışanlar cezalandınlır. Verilen
cezalar, uyarmadan başlayıp,
maaştan kesmeye kadar varır.
29 Turk çocuğu, Fransa,
ABD, lngiltere, Avusturya ve
Almanya'da "yeni" anne ve ba-
balanmn yanında yaşamlannı
sürdürürler.
Danıstay'ın 11 uzman için ver-
diği men-i muhakeme (yargılan-
malanna gerek olmadığı) kara-
n ise kesindir:
"Ankara Atatnrk Çocak Yu-
vası'nda konıma altında bulu-
nan bir kısun çocuklann yaban-
cı nyruklu ailelere evlathk veril-
mesini yasaklayan ya da sınıria-
yan Türk pozitiı hukukunda
herfaangi bir hükttm buluma-
maktadır. Medeni Kanun'un
253. maddesindeki şartlann te-
spit edilerek evlat edinmeye izin
ve karar vennek yetkili ve görev-
H mahkemeye aittir.
«Evladık veribnesinde sanık-
faunn berhangi bir kasnrn bulun-
madıfı; bütün bu evlat edinme
işlemlerinin mahkeme karan ve
iznine baglı olarak yapridığı,
yargı karariannın mevcudiyeti
karştsında samklara atfedilecek
bir mevznata aykırüık balanma-
dıgı anlaşümaktadır."
Çocuklar yurtdışına
neden gitti?
Evlat edinmek için sırada
bekleyen birçok Türk aile var-
ken "Hıristiyan ailelere" çocuk-
lar neden verümişti?
Bu sorunun yarutı yine Türk
ailelerin evlat edinmek istedik-
leri çocuklarda aradıklan özel-
liklerde yatıyordu:
Türk aileler, renkli gözlü, fı-
ziksel yapısı kendilerine benze-
yen, 1 yaş altı, özürlü olmayan,
anne ve babası yaşamayan, en-
sest ilişkıler ya da genelev kadın-
lanndan doğmamış çocuklar is-
tiyorlardı. Sonuçta 5 yaşuıdaki
bir çocuğun bir Türk ailesi ta-
rafından evlat edinilme şansı
çok azdı.
Oysa, yabana aileler, yaşına,
Y.Ö. Fransız ailenin yanında. (Fotograf: CumhBriyet)
Nasü evlat edinilir?
Eski yönergeye göre
Melih Gökçek'in SHÇEK genel müdürlüğü-
ne gelmesinden önceki evlat edinme usul ve
esaslarına ait yönergeye göre başvuran aileden
şu belgeler isteniyordu: Nüfus cüzdan sureti,
ikametgâh belgesi, eviilik belgesi, sağlık kurul
raporu, gelir durumunu bildirir belge...
Bu beş belgeye ek olarak ailenin nüfus mü-
dürluğünden çocuklannm olup olmadığını gös-
teren "vukuatlı nüfns kayıt örneği"
isteniyordu. Aile hakkında yapılan inceleme
"gizJilik prensibi" altında yapılarak çocuğun
ve aile fertlerinin psilcolojik ve toplumsal hu-
zurlarının bozulmaması amaçlanıyordu. Aile
ile yapılan görüşmeler, sosyal hizmet uzmanı
ile aile bireyleri arasında kalıyordu.
Yeni yönergeye göre
Gökçek tarafından hazırlattınlan yeni yöner-
geye göre ise evlat edinmek için başvuran aile
hakkında ince.;me yukanda sayılan 5 belgenin
dışında hastaneden alınacak ailenin "çocuğu
olmayacağını gösteren" bir başka belge isteni-
yor. Tıp bilimine aykın olduğu için böyle bir
belgenin verilmesinde güçlük çekibyor. Bu bel-
geler tamamlandıktan sonra aile hakkında "ge-
niş çaplı ve açık" bir sonışturma başlatılıyor.
Ailenin S yakın akrabası, S iş arkadaşı, mahalle
muhtan, mahalle imarru, üç komşusu, beş ma-
halle esnafını ve en ilginci çocuğu olmayan bu
ailenin oturduğu bölgedeki "en yakm" oku-
lun müdürüne, "Bu aDeyi nasd tamrsınu?" diye
sorular yöneltiliyor. Bütün bunlann yanı sıra
emniyet müdürlüğünden aüe hakkında "güven-
lik soruşturması" isteniyor. Komşulann, ima-
mın ve okul müdürünün insafına kalan aile,
eğer bütün bu sınavlardan geçerse mahkeme
kararıyla çocuk sahibi olabiliyor.
gözünün rengine, özürlü olma-
sına ya da babasının katil, an-
nesinin genelev kadını olmasma
aldınş etmîyorlardı. Dolayısıy-
la Türk ailelerle yabancı aileler
ar&sındaki sıra dengesi Türkle-
rin aleyhine bozuluyordu. Yine
de yabancı ailelerin Türklere gö-
re evlat edinme oranı yüzde
10'un altına kalıyordu.
Türk çocuklanrun "Hıristiyan
ailelere" verilmesi ise şöyleydi:
Çocuklannı bir başka aileye
evlathk verilmesi için Türk an-
ne ve babalanmn imzaladıkları
muvafakatnamelerin hiçbirinde
"Çocuklanmı sadece bir Mushi-
man aileye evlatltk veririm" di-
ye bir önkoşul yoktu.
Zaten evlatlık verilmesi aşa-
masında noter ya da yargıç doğ-
nıdan anne ya da babaya son
kez soruyordu:
"Çocuklannı bir daha göre-
meyeceksin. Evlatlık olarak ve-
riyor musun, vermiyor musun?"
Anne veya babanın mahke-
medeki bir olumsuz yanıtı evlat
edinmek isteyen aile hakkında
yıllarca yapılan incelemeyi bir
anda boşa çıkartabilirdi.
"tşte şebeke"
Yurtdışına verilen çocuklann
Türkiye'ye iadesi istemiyle
SHÇEK'in actığı davalar sürü-
yor. Ama bu dunışmalarda da
ne "çocuk satışı'" ne de "bir şe-
beke"den söz ediliyor. O zaman
Gökçek'in "...Ucunun uluslara-
rasına kadar vardığmı" söylediği
şebeke nereye gitti? Şu şebeke-
de kimler vardı?
Bu soruların yanıtlannı artık
yayın hayatuu sürdürmeyen So-
kak dergisinin 18 Mart 1990 ta-
rihli sayısında Nadire Mater
alaycı bir dille şöyle veriyordu:
"Gökçek'in göreve geldigi sı-
rada mafyada kimler var? Dö-
nemin Ankara Valisi, şimdinin
tstanbul Valisi Cahit Bayer,
SHÇEK Genel Müdürü Nihat
tlhan, yardımctlan Cahide Ciz-
re, Ertan Kahraman, Ergin Üs-
tiinoglu, Ankara D Müdürü Ay-
kut Altay, yardımcılan, sosyal
hizmet nzmanlan, görevli me-
muriar, 3. Sulh Hukuk Mahke-
mesi yargıcı, noterler, nüfus mü-
düriükleri, terciime bürolan ve
konsoloslnk görevlilerinden olu-
şan görnlmemiş çapta bir maf-
ya örgütlenmesi ile karsı karşı-
yayız? Bir knrum örgütlenmesi
İçinde kamn görevlileri bir ço-
ciujn evlatventiklerinde, aldıklan
paraian nasd paylasıyorlar aca-
ba? Gunün birinde Melih Gök-
çek açıklayınca, bunu da oğre-
necegJz. Bunca kapsamlı mafya-
dan yalmzca 12 kişinin soruştur-
maya uğramasının nedenini de
Melih Gökçek açıklasın!"
Şimdi de gelelim "yurtdışına
çocuk satısı" olayını Gökçek'in
"ortaya çıkarmasından" önceki
icraatlanna. 6 Haziran 1989 ta-
rihinde SHÇEK Genel Müdür-
lüğü'ne getirilen Gökçek ilk iş
olarak 16'sı il müdürü, 59'u ku-
ruluş müdürü, 8'i daire başkanı
ve 19"u şube müdürü olmak üze-
re toplam 102 çalışam görevden
alıyor, görevden alınanlann sa-
yısı yardımcı hizmetliler, egit-
men ve öğretmenler eklendiğin-
de 200*ü geçiyordu.
Gökçek bunlann yerine diğer
kamu kurumlanndan 60'a yakm
kişiyi SHÇEK'e transfer ediyor
ve 1500 yeni personel için bir sı-
nav açıyordu.
Gerek kamuoyunda "anket
sürgünleri" olarak tanınan uz-
manların, gerekse çeşitli neden-
lerle "tayin" edilen ya da "çocuk
satışı" olayı gerekce gösterüerek
disiplin cezası alanlann idare
mahkemelerine yaptıklan itiraz-
larda da şu ortak nokta vurgu-
lanıyordu:
"Anket ve çocuk satışı olarak
sunulan olaylar, knrum içinde
bir siyasal kadrolaşma gerçek-
leştirilmesini sagfaunak için or-
taya aülan bir bahanedir."
Birçok mahkemede, yurdışm-
da bir aile sahibi olmuş çocuk-
lann iadesi için süren davalar,
Danıştay'ı 4 ay meşgul eden ve
en önemlisi de kamuoyunda 2
yıl süreyle "çocuk satıcısı" ola-
rak suçlanan 11 uzmanın aklan-
dığı "çocuk satışı" olayını avu-
kat Şenal Sanhan şöyle yorum-
luyordu:
"Koskocaman bir düzmece."
SUÇLANAN GBJIEL MÜPUR GÖKÇEK
'Hâkime anlatmak istiyorum'
M
Danıştay bizi haklı görmedi" SHÇEK Genel Müdürü, "Gerek
çocuk sahibi ailelerden istenmesi tarzı, onlarm vermiş olduklan
ifadeler, gerek bizim yaptığımız tahkikatın seyri maalesef bunlann
masumane bir şekilde çıkmadığı kanatini bizde uyandırmıştır. Ama
maalesef Danıştay bizi de hakb görmedi" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bn-
rosu) — Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Ge-
nel Müdürü Melih Gökçek
hakkındaki suçlamalarla ilgili
olarak Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtladı:
— 16 Aralık 1989 Urihli
Hürriyet gazetesinde 29 çocak
satıldı diye bir tnanşet haber
var.
GÖKÇEK — Daha fazla ço-
cuk Var.
r — Sfzin orada bir demeciniz
var. Uluslararası bir şebekeden
söz edryorsunuz. Aynca gazete-
ye bu olayı ortaya çıkardığı için
teşekkur ediyorsunuz. Ama so-
ruşturma için teftiş kuruluna
haber çıkmadan önce Lalimat
verdiniz.
GÖKÇEK — Haberi gazete
daha önce duymuş. Ben onla-
ra üzerine gittiği için teşekkur
ettim. Biz aslında soruşturma-
yı uzun süre kimseye haber ver-
meden sürdürüp netice alalım
dedik, ama Hürriyet haber
almış.
— Çocuk satışı olarak lanse
edilen ve televjzyonda da prgra-
mı yapılan bu olayla ilgili da-
vada satıştan hiç söz edilmiyor,
sadece Türk aileleri bekierken
yabancılara onceUk tanındıgı ve
sıraya riayet edilmedgi iddiala-
n var.
GÖKÇEK — Mevcut olan
bu yurtdışına çocuk verilmesi
hadiselerinin hiçbirmin kanuni
formalitesi eksik değil. ^akin
bizim tahkikatımızda da orta-
ya çıkmıştır ki bu çocuklann
yurtdışına verilişi masumane
değildir. Çünkü gerek çocuk sa-
hibi ailelerden istenmesi tarzı,
onlarm vermiş olduklan ifade-
ler, gerek bizim yaptığımız tah-
kikatın seyri maalesef bunlann
masumane bir şekilde çıkmadı-
ğı kanaatini bizde uyandormış-
tır. Bundan dolayı da elimizde-
POKTRE
MELİH GÖKÇEK
Sağ örgüte
sempati
Basm Yayın Yüksek
Okulu mezunu. 26 Mart
1989 seçimlerinde daha
önce ANAP'tan belediye
başkanlığını yaptığı
Keçioren'den yeniden aday
oldu, ancak seçimleri
kazanamadı. önce TRT'de
bir dairenin başkanlığına,
ardından Köy Hizmetleri
Genel Müdurluğü'ne talip
oldu. 6 Haziran 1989'da
Devlet Bakanı Cemil
Çiçek tarafından SHÇEK
genel mudürluğune
getirildi. "Gizli Devlet
Birifingi" arşivlerinde
Mücadele Birliği adlı
yasadışı örgutün kurucusu
olarak gdsterild>.
Bu örgüt lçel Milletvekili
Fikri Sağlar tarafından bir
soru önergesiyle Meclise
getirildi. Gökçek, örgütün
sadece "sempatizam"
olduğunu, örgütün
kuruculanndan Aykut
Edibali ile görüşlerinin
aynidıgını belirtti. Gökçek
evli ve iki çocuk babası.
ki deliller nedeniyle lüzum-u
muhakemesi için bizdeki yük-
sek disiplin kurulundan karar
çıkarttık. O karan cıkantıktan
sonra arkası tamamıyla Danış-
tay'a kalan bir hadise. Yani Da-
nıştay bunu mahkerre safhası-
na götürmüş olsaydı, yani bi-
zim vermiş olduğumuz karan
yerinde görseydi bunun dcvamı
gelirdi. Ama maalesef Danıştay
3'e 2 kararla bizi haklı görme-
di.
— Siz o çocuklann yurtdı-
şından gelen fotoğraflaruu gör-
düniız raü?
GÖKÇEK — Hayır, görme-
dim. Nasıllar?
— Ben kendi çocnkluğumda-
ki resimlerde bu kadar mutlu
degüim.
GÖKÇEK — lyi, mesele yok
o zaman artık. Yani siz hadise-
nin mutlu sonla bittiğini mi
söylüyorsunuz?
— Onu çocuklann gelecek-
lerinde görecegiz.
— Sonuç olarak çocuk satı-
şı olayı vardır diyebiliyor
musunuz?
GÖKÇEK — Buna mahke-
me karar verir. Benim şahsi ka-
naatim bu çocuklann aileleri is-
temedği halde bir kısmının
yurtdışına verilmiş olduğudur.
— Burada bir şebeke söz ko-
nusu mu?
GÖKÇEK — Ah onu bir
ispat edebilsek.
— Davalı gözüken bir Fran-
sız aile var. Babanın davalı ol-
dugundan haberi yok.
GÖKÇEK — Artık mahke-
menin kendi konusu. Ben şim-
di meseleyi anladım. Damştay*-
dan kendisinin beraat ettiği ka-
naatına verdığımız arkadaşlar
için aklama kampanyası aça-
caksınu.
— Hayır öyle degil.
GÖKÇEK — Başka nedir
bu? Bu onları bir aklama kam-
panyasıdır. Sen elini vicdamna
koyup, onlarm bu noktada ger-
çekten vicdani olarak hareket
ettiğini kabul ediyorsan benim
diyeceğim hiçbir şey yok.
— Ama ortada Damştay ka-
ran var.
GÖKÇEK — Tamam biz de
hareket edemiyoruz. Mesele
orada.
Evlat edinen Fransız ailelerin tepkisv
Birileri sizi
aldatıyor olabilirFransız aileler Biz
çocuklan satın almadık,
sadece noter masrafını
ödedik. Türk isimlerini
de değiştirmedik. Yasal
işlemler sonucu evlat
edindik. Onlar şimdi
çok mutlu. "Satıldı"
iddiasını ortaya
atanların ne çıkan
olabilir?
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — 2 ve 10 yaşlarında iki
Türk çocuğunu evlat edinen
Fransız ailesinin reisi L.P.'yi bir
tatil günü telefonla aradığımız-
da ilk sorumuz, 'çocuklann an-
ne ve babasuu bile sebebiyle ha-
taya düşürdükleri -için evlat
edinme sözleşmesinin iptali iste-
miyle haklannda Türkiye'de
açüan dayarun son dunımu" ol-
du. Baba L.P., "Davadan tn-
müyle habersiz"di.
Çocuklan yasal yo1larla,
mahkeme karan ile evlat edin-
diklerini, imzalanmış muvafa-
katname olduğunu söylüyor,
"Çocuklan satın aldığınız yo-
lunda iddialar var, ne kadar üc-
ret ödediniz" sorusuna ise öf-
keyle karışık bir şaşkınükla ya-
nıt veriyordu: "Ne parasmdan
bahsediyorsunuz? Bizim öyle
çocuk satın alacak kadar para-
mız yok. Biz orta gelirii bir ai-
leyiz. Sadece noter masrafını ve
HJO. Fransa'da mutlu.
çocuklann yolculuk biletlerini
ödedik."
L.P. Cumhuriyet muhabirle-
rine "Siz herhalde sansasyon
peşinde koşan gazetecilerdensi-
niz. Eğer bir haberi araştınyor-
sanız dikkatli olun, birileri sizi
aldatıyor olabilir" diyordu.
SHÇEK başmüfettişlerinin
hazırladıklan soruşturma dos-
yasında L.P. ve eşinin "0-3 yaş
arası tek çocuk istemeierine kar-
şın kendilerine 2 ve 10 yaşlann-
da iki kardeşin verildiği" ısrar-
la belirtiliyordu. L.P.'ye bu ko-
nuyu sorduğumuzda tepkisi
şöyle oldu:
"Tam aksine. Biz yaş sının
koymadık. Hatta özürlü çocuk
bile evlat edinebflirdik, bu iki
kardeşi de severek ve isteyerek
evlat edindik. Soruşturmada
söylenenler tümüyle uydurma
olmalı."
L.P., konuşmasının sonunu
şöyle getiriyordu: "Siz hiç ço-
cuk yuvalanna gidip onlarm ne
kadar mutsuz olduğunu gördü-
nüz mü? Bizim evlat edindiği-
miz çocuklar şimdi çok mutlu.
tsimlerini değiştirmedik. Türk
çocuklanyla goruşturiiyoruz,
uyum güçlüğü çekmesinier di-
ye."
Hakkında evlat edinme söz-
leşmesinin iptali istemiyle dava
açılan bir başka Fransız aile re-
isi J.T. de evlat edindiği Türk
çocuğu V.'nin "kesinlikle satın
alınmadığım" vurguluyordu.
J.T. de, L.P. gibi "gıyabında"
neredeyse iki yıldır süren dava-
dan habersizdi: "Neden tümüy-
le yasal olan işlemlerie evlat
edindiğiraiz ve tedavi ettirerek
mutlu bir yaşam sağladigımız
bir çocuk için 'satıldı' iddiası or-
taya aulıyor? Bundan kimin çı-
kan olabilir?"
8 yıllıksosyal hizmet uzmanı Kılıç, evlatlık alma sürecini anlattı
4
Çocukedinmede gizlilîk kalmadı'
KISA KISA
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHÇEK
Genel Müdürlüğü'nün actığı soruşturmada adı
geçen ve bir yıl sonra "müstafi" sayılarak göre-
vine son verilen 8 yıllık sosyal hizmet uzmanı Nl-
bal Kılıç, bir çocuğun yuvaya getirilişinden, ev-
latlık olarak verilmesine kadar olan sureci anlattı.
— Çocuk Esirgeme Kurumu'na baglı ynvala-
ra çocuklannı getiren ailelerin özellikleri neler-
dir?
KILIÇ — Başvunıda bulunan ailelerin en
önemli özellikleri ekonomik durumlannın bo-
zukluğu. tkincisi anne ya da babadan birinin ol-
maması ya da çocuğun terk edilmiş olması. An-
ne ya da babanın hapiste olduğu durumlar da
var. Bazen de aileler yuvayı yatılı bir okul gibi
göruyorlar. Ya da ikinci evliliklerden sonra üvey
anne ya da babanın istemediği çocuklar da geti-
riliyor. Ailelerin evlerine gittiğinde durumlan çok
kötü olmayanlara, çocuğun evinde kalmasının
daha iyi sonuç vereceğini söylediğimiz de oluyor.
Çünkü özellikle 0-6 yaş gnıbunda çocuğa sevgi-
yi en iyi biçimde ailesi verebilir. Ama ailenin du-
rumu gerçekten kötüyse çocuğu yuvaya alıyoruz.
Bazı durumlarda da örneğin anne-babanın özür-
lü olmalan, çocuğa bakamayacak durumda ol-
malan nedeniyle çocuğu bir aileye evlat olarak
vermeyi öneriyonız. Ailelerin çoğunluğu bunu
kabul ediyor.
— Aileler, yuvaya bıraköklan çocuklannı zi-
yaret ediyorlar mı?
KILIÇ — Çoğunluğu sık sık ziyaret eder. Ama
biraz da genel müdürlüğün politikasına baglı.
Ankara'da başvunnuş bir ailenin çocuğu Erzu-
rum'daki bir yuvaya verildiğinde geçim koşulla-
rının güçlüğü de eklenerek ziyaretler seyrekleşi-
yor.
— Yuvaya getirilen çocuklann psikolojileri na-
sıl oluyor? Nasıl etkDeniyoriar?
KILIÇ — 0-1 yaş grubu çocuklarda bile çok
olumsuz etki yapıyor. Bir yaşında getirilen bir ço-
cuk vardı. Getirildiginde yürümedi, yemedi, ko-
nuşmadı. Bir aileye evlat olarak verildikten üç ay
sonra gördüğümde ise koşup oynuyor, konuşu-
yordu. Çünkü temel güven duygusu 0-3 yaşlar
arasında alınıyor.
— Evlat edinmek isteyen Türk ve yabancı ai-
leler arasında en önemli farklar neler?
KILIÇ — Çok büyük bir fark var. Türk aile-
ler genelde sanşın, mavi gözlü ya da kendilerine
benzeyen güzel çocuklar istiyorlar. özürlüler ya
da iki kardeş olanlan istemiyorlar. Çocuk göz-
lüklü olduğu için evlat edinmek istemeyen aile-
ler gördüm. Yabancı aileler böyle bir ayırım yap-
mıyorlar. Beyin özürlü çocuğu alan yabancı ai-
leler var. Olanaklarıyla tedavi ettiriyorlar. Türk
ailelerin içinde de buna olanağı yetenler var, ama
almak istemiyorlar. özellikle 0-1 yaş grubu, an-
ne ve babası olmayan tek çocuk istiyorlar. Biz
de kardeşlerin mümkün olduğunca aynlmaması
görüşundeyiz. Kısacası yuvalarda Türk ailelerin
istediği gibi çocuk sayısı çok az.
' — Bu durumda yabancı ailelerin evlat edin-
me şanslan daha mı yüksek oluyor?
KILIÇ — Tabü.
— Evlat edinmede daha insancıl ve işlevsel bir
duruma ulaşmak için sizce vapılması gereken de-
gişiklikler nedir?
KILIÇ — Öncelikle yeni yönetimin çıkardığı
yönetmelik değişmelidir. Çünkü inceleme sırasm-
daki gizlilik prensibi tümüyle ortadan kaldırıl-
dı. Bazı aileler evlat edindikten sonra bulunduk-
lan kentlerden taşınmaya başladılar. Ailenin
oturduğu semtteki herkese aile hakkında soru-
lar soruluyor. fstanbul'daki bir aile soruşturma
sırasuıda evlerine çok sayıda gelen görevliden,
komşulara soruknasmdan ve toplumsal baskıdan
yılgınlığa düştü. Aynca yeni yönerge nedeniyle
koruma altındaki çocuklann evlat edindirilme-
leri çok zorlaştı. Yabancı aileler için ise hemen
hemen olanaksız hale geldi.
• Ege Linyitleri Soma
Işletmesi'nde karbonmonoksit
gazından zehirlenen 4 maden
işçisinden birinin durumunun
ağır olduğu bildirildi.
• İzmir'de Çağdaş Arastınna
Merkezi tarafından yapılan
bir araştırmaya göre
Türkiye'de her 100 kadından
22'si kocalan tarafından
dövülüyor, itilip kakıüyor.
• Gelişmlş Batı ülkelerinde
sigara aleyhtarlarmın
başlattığı "sigaraya hayır"
kampanyalan hızla taraftar
bulurken, Türkiye'de sigara
tüketiminin hızla arttığı
belirlendi.
Tekel yetkililerinden
alınan bilgiye
göre 1991'in ilk iki aylık
döneminde sigara tüketimi
geçen yıla göre büyük artış
göstererek 1 trilyon 200
milyar liraya yükseldi.