25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
NÎSAN1991 + KENTYAŞAM HURİYET/17 'UGÜN • "Dünya Günü" etkinlikleri programında Belgrad Ormanları'nda unutulan çöplerin sergUenmesi ve balon uçurtma şenliği saat ll.OO'de Taksim Gezi Alanı'nda, Sirkeci-Bakırköy arası bisiklet gezisi başlangıcı saat 14.00'te Gülhane Parlu önünde. Dünya Günü konser ve gösterileri saat 15.OO'te Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, Nur atabay'ın "Çevre" konulu konferansı saat 15.30'da Taksim Beymen Mağazası'nda, Kent Orkestrası'nın konseri saat 16.00'da Taksim Alanı'nda ve izci ateşi ve izci şenlikleri saat 19.30'da Taksim Alanı'nda. !fo MEKTUP Taksiler engelliyor • Karaköy vapür iskelesinin önünde bekleyen taksiler, iskeleye giriş çıkışı etkiliyor. özellikle sabah ve akşam saatlerinde kalabalık olan iskelenin önünde taksilerin beklemesi yaya hareketini kısıtUyor. SABAHAT UZUNAGAÇ VEZNECÎLER Yine satıcılar • Vezneciler minibüs duraklarının yanında bulunan kaldırımda seyyar satıcılar nedeniyle yürümenin mümkün olmadığını belirten yurttaşlar, zabıtanın bu konuda kalıcı önlemler almasını istiyor. Çocuk Festivali • İSTANBUL (AA) — tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen Gülhane etkinlikleri kapsamında yer alan Çocuk Festivali bugün başlıyor. 126 ilkokuldan yaklaşık 20 bin öğrencinin katılacağı festivalin açılışı nedeniyle Gülhane Parkı'nın Sultanahmet kapısı önünde bir tören yapılacak. Çocuklann ücret ödemeden izleyecekleri festivalde, ilkokullararası bilgi, yetenek ve beceri yanşmalan ile ilkokul öğrencilerinin hazırladığı dans, folklor, tiyatro, ritmik jimnastik gibi gösteriler yer alacak. Uzmanlar: Metan gazı infîlak edebilir Çöplük alanı, 13binkonutu tehdit ediyorÇevre Koruma ve Sağhk Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, 2 nolu Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilen alanda inşaatı süren 13 bin konutun Yakacık çöplüğünün tehdidi altında olduğu belirtildi. Çöp dökümünün devam etmesi halinde açığa çıkacak metan gazının patlaması ya da çöp dağlannın kaymasıyla heyelan tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekildi. İSTANBUL (AA) — Bü- yükşehir Belediyesi'nce 2. No'- İu Gecekondu Önleme Bölgesi ilan edilen Kartal'da süren 13 bin konutun Yakacık Çöplüğü dolayısıyla 'güçlü bir bomba' tehdidi altında olduğu belirtil- di. Hazırlanan inceleme komis- yonu raporunda, çöplükte olu- şan gazlann her an infilak ede- bileceğine dikkat çekilerek, bölgeye çöp dökülmesinin der- hal durdurulması ve iyileştirme calışmalan tamamlanmadan is- kân izni verilmemesi istendi. Sağhk Bakanlığı, Başbakan- lık Çevre Müsteşarhğı, Çağdaş Kooperatifler Birliği ve Pendik Sulh Hukuk Mahkemesi karar- lan doğrultusunda 10 çevre ko- rurna ve sağlık uzmanından oluşan inceleme komisyonunca hazırlanan raporda, bölgede oluşan gazlann infilak etmesi halinde, telafısi mümkün olma- yan zararlar meydana gelebile- ceği uyarısında bulunuldu. Raporda ayrıca, tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce 2 No'lu gecekondu önleme böl- gesi ilan edilerek, imara açılan bölgeyle yan yana olan çöp dağlarının kayması halinde, meydana gelecek heyelan yü- zünden 86 kooperatifçe yaptı- nlan 13 bin konutun çökme tehlikesiyle karşı karşıya bulun- duğu kaydedildi. Istanbul Universitesi Mü- hendislik Fakültesi Çevre Bö- lümü Başkanı Prof. Dr. Cuma Bayat, Istanbul Sağhk Müdür Yardımcısı Uzman Doktor Fahri Aslantürk, tTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretün görevlisi Mehmet Borat, Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı Çevre Kontrol Müdürlüğü'- nden Özlem Özsinan, Tansel Eray, Büyükşehir Belediye Baş- kanlığı Çevre Koruma- Geliştirme Daire Başkanı Jeo- morfolog Ayla Demiriz, Mar- mara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mahir Ankol, tSKÎ'den Dr. Oktay Timur, Tanm Or- man Köyişleri tl Müdürlüğü'- nden mühendis Coşkun Ergen, DSl'den Zafer Engin Kürüm'- ün imzalannı taşıyan raporda, özetle şöyle denildi: "Söz konusu alan, Aydos ormanlan altında, kaba inşaat- lan tamamlanmış 11-12 katlı binalarla çevrili, tahminen 500-600 dönümii kaplayan me- yilli bir alandır. Yapılan bina- larla çöplügün arası 8-10 rael- redir. Çöplükte organik maddele- rin çüriimesiyle başta metan gazı olmak üzere hidrojen, kar- bonmonoksit. hidrojen siilfür meydana gelir, bu durum yıl- larca siirer. Metan gazının tıa- vaya oranı yüzde 5-15 arasın- da olduğundan infilak etme özelliği vardır. Çöplerin sızıntüannın yüzey ve yeraltı sulanna kanşmasıy- la, salgınlar olabilecegi gibi, ze- hirienmeler de meydana gelebi- lir." Kartal, Pendik ve Sultanbey- li belediyelerince günde ortala- ma 900 ton çöpün döküldüğü Yakacık çöplüğü konusunda, görüşlerini açıklayan Kartal Belediye Başkanı Mehmet Ali Büklü şunlan söyledi: "Yakacık çöplüğü bölge için çok biiyük bir tehlike oluştur- maktadır. Orada inşa edilen binlerce konut, metan gazı pat- laması halinde, bölgedeki diğer konutlarla birlikte çökecektir. Bunu düşünmek bile istemiyo- rum. Biz belediye olarak, 3030 sayılı yasa gereğince tstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne çöp- lügün iptal edilmesi için resmi girişimlerimizi yaptık. Ne var ki, olay büyükşehir belediyesi'- ni de aşmış dunımda. " Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'e yanıt Belediye ve kitle turizmiATİLLÂ DORSAY tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nnrettin Sö- zen'e "Belediye Turist ve Turizme Nasıl Bakıyor?" yazıma verdiği yanıt için teşekkür ederim. Bu ya- zı, belediyenin bu konulara nasıl baktığı konusunda benzersiz bir belge oluşturduğu için... Belediye Başkanı, bu yanıtıyla, aslında doğru ve genel bir tavn en soyut biçimiyle yinelemekten öte hiçbir şey yapmıyor. Yani, "Ashn- da bu kent ve onun halkı için ya- rarlı olan, rurizm için de varar- lıdır" tavn. Bu, temelde bizim de inandığımız bir ilkedir. Bir kentin halkı ve o kentin öz yararlan doğ- rultusunda yapılacak olanlar, so- nuç olarak o kentin turistik amaç- lan için de yararlıdır. Bu konuda geçmişte kalan kimi uygulamalar ciddi yanlışlar içeriyordu. Kentin kendine öz doğa ve tarih güzellik- leri, zenginlikleri elbette ki olası turizm gelirlerine, fantezi turistik yatınmlara feda edilemezdi, edil- memeliydi. Bunu zamanında biz de eleştirdik, hâlâ da eleştiriyoruz. Ama bu genel doğrular ardına sığmmak, bugünkü yerel yöneti- mi, ne yank ki turizme gönül ver- miş bir yazar olarak bizim ve şu anda bir soruşturma yapılsa gö- rülecektir; tüm turizm çevrelerinin duyduğu ciddi kaygılardan kurtar- mıyor. Nurettin Sözen'in yanıtı, bu kaygüan gidermiyor, tersine çok ciddi biçimde arttınyor. Çün- kü Sözen, bizim kaygılanmıza, uyanlanmıza ve de suçlamalan- mıza hiçbir yanıt vermiyor. Tersi- ne onlan doğruluyor. Sözen, yarutında bizim onun iki danışmamnın ağzından nakletti- ğimiz tavra tümüyle sahip çıkıyor. Yani, bir, "Bu kentin turistik özel- liklerini ve turizmin kendine öz- gü sorunlarını, ulaşım ve trafık planlamalanmızda hiçbir biçimde kaale almayız" diyor. Bunu açık- ça söylüyor. Bizim, turizmin ve kitle turizminin aynlmaz parçası olan turist otobüslerinin yeni planlarla Sultanahmet yöresinden tümüyle dışlanacağı korkumuzu doğrulamakla kalmıyor, Topkapı Sarayı'nın 1. avlusuna turist oto- büslerinin sokulması, çevredeki ağaçlara zarar verdiği gibi bu muhteşemraekânıngonintusiinii ve algılanmasını da etkilemekte- dir. Agaçlann egzoz gazlanndan ne denli zarar gördügü bilinmek- tedir" diyerek, bizim öngörmedi- ğimız bir tasanyı, yani turist oto- büslerinin Topkapı'ya da sokul- maması girişimlerini haber veri- yor. Belediyenin arkasında ek bi- na yapacağız diye 7 koca ağacı bir günde yerle bir eden, Cumhuriyet Caddesi boyunca uzanan koca çı- narların gövdesini "kent mobüyasr adıyla yerleştirilen ko- ca beton bloklann arasına sıkış- tırtarak, yakın zamanda bunlann çoğunun öllimüne yol açacağıru görmeyen bir yönetimde, bu ne ağaç sevgisi birden? Tuh tuh tna- şallah. Aynı Sözen, Topkapı'dan söz ederken "Maalesef bugüne dek bu arabalar için uygun bir park ala- nı bulunamamışbr" diyor. Doğru, bulunamamışur. Peki Sözen bul- muş mu? Bulmuş da mı turist araçlannı Topkapı'ya sokmamak- tan söz ediyor? Yazıda bu konu- da bilgi yok. Sadece araçlar Top- kapı'ya, giderek Sultanahmet'e so- kulmayacak anlaşılan!.. Peki ts- tanbul'un bu turistik ana merke- zine turistler nasıl gelecek? Yanıt hazır: "Geıekirse turist yüriirne- lidir ve hiç kuşkunuz olmasın bir- çok ülkede de yüriir." Peki turist nereden nereye, nasıl ve ne kadar yürüyecek? Sözen'in yanıtmda hiçbir somut bilgi olmadıgı gibi, bu konuda da yok. "Turist yürüsün" deyip geçiliyor. Bir kez, Topkapı'nuı kendisi iki- üç saat arası değişen (istenirse da- ha fazla) yürümeye dayanan bir zi- yaret. Sultanahmet yöresinin baş- lıca arutlan (Sultanahmet, Ayasof- ya, Topkapı Sarayı, Yerebatan, vs.) arasmda ciddi yüriime maalesef var. Üstelik tstanbul, daha ileri- de gerekirse vereceğimiz turistik istatistik sayüannda görülebilece- ği gibi, çokluk "organize tur" de- nen ve kitle turizminin başlıca uy- gulanması olan tarzda ziyaret edi- len bir kent. Yani gruplar, otobüs- lerle belli bir sürede ve belli bir program dahilinde gezdiriliyor. Burası henüz bir Paris veya Lond- ra değil: Turizmin daha çok kişi- sel, bireysel gezüerle oluştuğu, Ba- tı standartlannda gezi ve toplu ulaşım kolaylıklannın var olduğu bir kent değil. Turist otobüslerini, alternatif kolaylıklar sağlamadan Sultanahmet'ten çıkanr, Topkapı Sarayı birinci avlusuna sokmazsa- nız, bu kentte turizm yapılamaz. Bu kadar basiu Yapılamaz. Bu ya- lın ve sade gerçegi görmemek için eksantrik danışman ve onlarla şartlanmış bir başkan mı olmak gerekiyor? Sözen'in yanıtındaki "költür değerlerimizin turizmden zarar görmemesi ve kültürümüzün tu- rizme feda edilmemesi" gibi ifa- deleri, ilk yazımda da belırtmiş- tim, bir sosyal demokrat yönetim- den çok turizmi öcü gibi gören bir selametçi kafasma yakıştınyorum. Turizm, yineleyeyim, insan sevgi- si, diğer uluslan ve halklan sev- me ve insan iletişimi yoluyla dün- yaya acılma sanatıdır. Sözen'in ya- mtında bizim bu konudaki kuşku- lanmızı giderecek hiçbir şey yok. Tek bir cümle bile. Ve bu tartısma- dan (ki biz sürdürmeye hazınz) sa- nırım turizm kadar, bence insan sevgisine ve halklar arası dostlu- ğa dayah ohnası gereken bir sos- yal demokrat yönetim yara ala- cak... Sonuç olarak şunu söyleyeyim: Sözen yönetiminin, kadrosuna tu- rizm konulannda bir tek danış- man almadan, genel-geçer fikir- lerle yürütmeye calıştığı, konuya yıUannı vermiş özel ve tüzel ku- rumlarla (Turizm Bakanlığı, TÜRSAB, Tercüman Rehberler Derneği, vs.) hiçbir fikir ve ilke alışverişine girmeden uygulamaya soktuğu ve tstanbul'da turizm ha- reketlerini ciddi biçimde zedeleye- ceğine inandığınuz gırişimlerine karşıyız. Ve imkânlar elverdiğin- ce bu karşı çıkışımızı sürdürecegiz. T T n ı ı t ı ı l a n n s t n l o r ^^^»^ H a b e r Servisi— Havalann düzdmesiyle birliktepiknik U u U l U l i t n y t i p i c r yapanlarla dolup tasan Belgrad Ormanlan'ndaki "unutulan çöpler", küçük izciler tarafından toplandı. "22 Nisan Dünya Günü" etkinlikleri kapsamında dü- zenlenen çöp toplama kampanyası, Istanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Dairesi Başka- nı Nusret Avcı, Istanbul Universitesi Orman Fakültesi ögretün Uyesi Prof. Dogan Kantarcı ve Istanbul tl İzci Kunılu Başkanı Şevket Aktalay yönetiminde gerçekleştirildi. tstanbul'un çeşitli ilkokullanndaki izci ünitelerini oluşturan 200 kadar küçük izci, toplanan çöpleri torbalara dol- durdular. Daha sonra tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin araçlanyla Taksim Gezi Alanı'na geti- rilen çöpler, bugün saat ll.OO'desergilenecek. (Fotograf: Sabahattin Bostancıoğlu) EREKLÎ TELEFONLAR İHaiyt:000 055 056 • ZaMa MM«ftt«t: 527 57 00 • MtzarMte HUIritii: 172 13 73 -74-75 ve 088 • l&d anza: 068 NmrMbO77 511 89 18 * 5 8 8 48 00 Çapa İm 525 92 30 Mman T«: 340 01 00 ltaT**H** h M K 345 46 80 Pfi BM: 131 22 09 T*üa kk|M*K 152 43 00 » tMHrı: 588 44 00 S0l0ümi*m. 132 30 00 SSK Otottv*: 358 67 60 • TMffc: Tn» pim m.: 176 24 14 (İst), 356 04 85-36 (Kadıtty) Mt|* Trtflk: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehiriçi). 314 36 (B.Çetonece) • DDT: SMnd tmma: 527 00 50, &Pa*a D M t M : 336 20 63 HJhç» Sartnl 348 80 20 • VAFM: *Mı Hrtan: 526 40 20. 144 42 33 DMb Mhn (tetateC 145 53 66. 144 25 02, 149 18 96 DMb « w M : 149 15 58 • ME1EM0UJİ: (Mava tahmını ACrenme) 573 89 80 H H k O 526 62 74, FaUk-T*bfc* 526 62 74 ItTt».: 150 83 50. Ka*Ur. 348 71 40 • TBÜ069 • BAZAMZA: 585 19 90 - 91. 152 10 15. f. 339 46 48 HAIIIU: 522 97 03, 147 51 10, p 333 02 20. • İETTSM. m.: 145 07 20 (>7 hat) • PTT: 111 (Biltnmeyen numaralar ve Döbetçı eczane sorma). •21 (anza), R t (dartşrna) •31 (şehirterarası), N 1 (sıra sorma). •32 (mıltetierarasıı, W2 (sıra sorma), •M (masaı anlatma). 172 (uyandırma), •II (posta kodu danışma). İSKTnınsu raporu • İSTANBUL (AA) — İstanbul'a su sağlayan 7 barajdaki toplam su rezervi, 561 bin 800 metre küp azaldı. İSKt'den yapılan açıklamaya göre barajların dünkü toplam rezervi 455 mityon 194 bin 700 metre küptü. Bu sabah yapılan ölçümlerde toplam rezervin 454 milyon 632 bin 900 metreküp olduğu belirlendi. Kente son 24 saatte verilen su miktan da 1 milyon 206 bin 123 metreküp oldu. HABERLERIN DEVAMI Olumlu, Ama... (Baftara/ı J. Sayfada) bestçe yarışır. Kendisine karşıt olan fikirle- re de serbesti tanıyan ve fazileti de bu öz- güveninde odaklaşan bir düzendir de- mokrasi. Bu açıdan bakıldığında ülkemizdeki son durum genel olarak şöyle özetlenebilir: (1) Her türtü fikrin savunulması bugün için yine olanaksızdır. Gerek Türk Ceza Yasa- sı'nda, gerekse 12 nisan tarihli Terörle Mü- cadele Yasası'nda yer alan kimi hükümler, düşünce ve anlatım özgürlüğünü kısıtlayıcı, cezalandırıcı özellikler taşımaktadır. (2) Düşüncelerin savunulmasından ayrı olarak, belirli düşüncelerin çevresinde örgüt- lenip siyasal faaliyette bulunmak da henüz yasak çemberini aşabilmiş değildir. Örneğin, komünist ve Islamcı adını taşıyan partilerin kurulabilmesi için hem 1982 Anayasası'nın hem de Siyasal Partiler Yasası'nın değişti- rilmesi gerekiyor. Nitekim, Adalet Bakanı Ol- tan Sungurlu da bu gereksinmeye işaret et- miştir. (3) Demokrasi açısından bir başka sakın- caiı boyut, Terörle Mücadele Yasası'ndan kaynaklanıyor. Çünkü yasada yer yer öyle- sine genel, belirsiz ve oraya buraya çekile- bilecek tanımlamalar var ki, terör ve şiddet eylemiyle ilgisi olmayan düşünce de siyasal eylem de cezalandırılabilir. (4) Ayrılıkçı fikir ve örgütlenmelere ilişkin cezalar Anti-Terör Yasası'yla ağırlaştırılmış- tır. Oysa demokrasilerde her şey fikir olarak özgürce savunulur. Bunun gibi, şiddeti ilke olarak reddeden siyasal örgütlenmeler de Batı demokrasilerinde serbestiden yararla- nırlar. (5) Kürtçe konuşulmasını yasaklayan 12 Eyiül yasasının kaldınlması olumlu bir adım- dır. Ancak pratikte zaten pek anlamı olma- yan bu yasanın iptal edilmesinden daha çok, insanların kendi kültürel kimliklerini, kendi etnik kökenleriyle uyumlu biçimde geliştire- bilmelerine yönelik yasaklann sürdürülme- si ve bu konudaki cezaların ağıhaştırılması- dır önemli olan. Örneğin Kürt dllinde yazıp çizmek, yayın yapmak hâlâ yasaktır. Örne- ğin Kürdün, Kürt dilinin varlığının ahtını çizen bir parti, Siyasal Partiler Yasası uyannca Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılabilir. (6) Demokrasiler kendilerini şiddet ve te- röre karşı korurtar. Bundan daha doğal bir savunma olamaz. Onun için demokratik ül- kelerde terörle mücadele için yasal düzen- lemeler yapılması yadırganmaz. Ancak bu iş yapılırken, insan hak ve özgüıiüklerinin ze- delenmesinden özenle kaçınılır. Terörle, te- rör örgütleriyie savaşayım derken, devleti te- röre bulaştıracak adımlardan sakınılır. Bu ko- nuda demokrasilerde ölçü her zaman turtu- rulamasa da gerekli dikkatin gösterilmesine çalışılır. İşte bu ölçü, ANAP iktidarının çıkar- dığı 12 Nisan 1991 tarihli Terörle Mücadele Yasası'nda kaçırılmıştır. "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi yer yer çiğnenmiştir. Hu- kuk devietine, hukuk tekniğine aykırı hüküm- ler formüle edilmiştir. Her yana çekilebile- cek, eski deyişle muğlak düzenlemeler so- nucu, özellikle devlete demokrasi götûrmek dekolay olmayacaktır. Özetlersek: 140,141, 142 ve 163'ün kaldınlması, de- mokratikleşme açısından olumlu, ancak ye- tersiz bir adımdır. Türkiye'nin demokrasire- formu niteliği taşıyacak kapsamlı bir değişi- me ihtiyacı vardır. Siyasal rejime yönelik bu düzenleme, bölük pörçük ve yangından mal kaçınrcasına değil, anayasayla birlikte tüm temel yasalan içeren, sistemli ve merkez sağ- la merkez solun konsensüsüne dayalı biçim- de yapılmak durumundadır. Gerçek bir demokratik dönüşüme ancak böyle ulaşılacağına inanıyoruz. 23 Nisan çocuk şenliği başlıyor 'Egemenlik' yann kutlanıyor ANKARA (AA) — 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yann yurtta, KKTC ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlanacak. Bayram nedeniyle bugünden baslayarak bir hafta süreyle çeşith' toplantılar düzen- lenecek, sergiler açılacak, film- ler gösterilecek, çocuk oyunla- n sahnelenecek ve folklor gös- terileri yapılacak. TRT tarafın- dan bu yıl 13.su düzenlenen ve 16 nisanda başlayan Uluslarara- sı 23 Nisan Çocuk Şenliği de sü- rüyor. 20 ülkenin çocuklannın katıl- dığı bu yılki şenlik dolayısıyla küçük konuklar dün Hacettepe Universitesi Beytepe Kampu- su'ndaki 'Dünya Çocuk Orma- nı'na ağaç diktiler. Şenlik programına göre ko- nuk çocuklar bugün Cumhur- başkanı Turgut Ozal, TBMM Başkanı Kaya Erdem ve Başba- kan Yıldınm Akbulut tarafın- dan kabul edilecek. 19 Mayıs Stadyumu'nda yapılacak 23 Ni- san Ulusal Eemenlik ve Çocuk Bayramı kutiama törenlerine de Önleme rağmen yolda En pahalıOsmanlı çinisi LONDRA (Cumhuriyet) — Londra'daki Sotheby's Açık- arttmna Firması tarafından satışa çıkanlacak Osmanh ve tslam sanat eserlervnden en pahahsı yaklaşık 1560 yıhnda yapılmış olan tznik çinisi. Be- yaz zemin üzerine Rodos kır- mızısı laleler, kobalt mavisi sümbüller, bunlann manga- nez moru saplan, çok canh bir yeşil tonundan yaprak mo- tifleri ve aynı kırmızı ve rnavi tonundan bordürii bulunan bu çininin 50 bin ile 70 bin sterlin (340 milyon ile 476 mil- yon lira) arası bir fıyata alıcı bulması bekleniyor. Bu değer- li çini panel iki parçadan olu- şuyor. Uzmanlar bunun muh- temelen bir saraydan söküldü- ğünü ve sökülme sırasında da kenarlannın kınldığını söylü- yorlar. Bu değerli çini panel, iki çini parçasından oluşuyor. Üsttekinin böyüklüğü 29.3X20 cm., alttakinin ise 29.3X18 cm. Çinide kullanı- lan renkler bunun geç tznik dönemine ait olduğunun tipik kanıtlan. Bunun benzeri baş- ka üç tane çini daha var. Bun- lardan biri tstanbul'daki Rüs- tem Paşa Camisi, diğerleri de Hürrem Sultan Türbesi ile Topkapı Sarayı Sünnet Odası girişinde bulunuyor. Bu çini- lerin yapımuıdan hemen son- ra, yani yaklaşık 1561 yıhnda Iznik çinilerinde manganez moru kullanılmasından vaz- geçümişti. Mihrap havasında- ki bu panel 1982'de Londra- da Leighton House'di 1983'te ABD'nin Chicago Universite- si David and Alfred Smart Galeresi'nde, daha sonra da Tulsa'da The Philbrook Art Center ve New York Üniver- sitesi Gray Gallery'de sergilen- mişti. (Baflarafı I. Sayfada) öldü. Ağır yaralanan anne M«- kerrem Gürkan, Sakarya Devlet Hastanesi'nde tedavi altına ahn- dı. Kamyon sürücüsünün kaza- dan sonra kaçtığı bildirildi. Antalya'dan Manavgat'a gi- den Metamet Engan yönetırnin- deki otomobil, Beşkonak kavşa- ğında önce karşıya geçmek iste- yen bir yayaya, daha sonra da karşı yönden gelen Aydan Mun- gan yönetimindeki otomobile çarptı. Henüz kimliği belirlene- meyen yaya olay yerinde öldü, Aydan Mungan ise yaralandı. Konya kent merkezinde Ha- san Hüseyin Peköz'ün kullandı- ğı otomobilin çarptığı Rahim Kayalar da öldü. Kayseri'de Ahmet Akbulut yönetimindeki motosiklet, Tu- ran Keleş'in kullandığı kamyon- la Kıcıkapu semtinde çarpıştı. Motosiklet sürücüsü Ahmet Akbulut (19) olay yerinde, Adil Dogan (19) ise ağır yaralı olarak kaldınldığı Tıp Fakültesi Ge%'her Nesibe Hastanesi'nde öldü. Muğla'nın Marmaris ilçesin- de Erol Askın (24) yönetiminde- ki motosiklet, Hikmet Karagülle (23) idaresindeki motosikletle yarışırken çarpıştı. Ağır yarala- nan Erol Aşkın hastaneye kal- dınlırken öldü. Diğer motosik- let sürücüsü, ağır yaralı olarak Marmaris Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Bursa'nın Keles ilçesine bağlı Soğukpınar köyünde Eyüp Er- tem yönetimindeki traktör aşırı hız yüzünden Taşhk mevkiinde şarampole yuvarlandı. Traktör sürücüsü Eyüp Ertem ile aynı araçta bulunan Ali Şirin olay ye- rinde öldü. Osmanlıya milyarlar yağacak (Baftarafi 1. Sayfada) TL) ödemişti. Geçen ekim ayın- da yalnızca "Sotheby's"de top- lam 1.5 milyon sterlinlik satış yapıldı. Bu, nisan 1990 tarihin- deki sansa oranla yüzde 35'lik bir artıştı. Önümüzdeki satışta ise 1.5 milyon sınınnın da rahathkla aşılması bekleniyor. Osmanh- tslam saüşlan, özellikle Batı Av- rupa ve Amerika'yı etkisine alan "kötii ekonomik koşullar"dan etkilenmeyen ender "uzmanhk satışları!' Kötü ekonomik koşullardan amaç, ekonomik durguniuk. "Sotheby's" ve rakibi "Christie's" gibi yüzyıllık fırma- lar hemen etkilendi. Örneğin "Christie's" kazancının geçen yıl yüzde 35 azaldığına tanık oldu. Her on kişiden biri işten çıkar- tıldı. Yöneticilerin maaşlan donduruldu. "Christiey'in daha fazla za- rara girmesıni, faize yatınlan na- kit parası önledi. Aynı şekilde "Sotheby's"nin kazancında yuz- de 20'lik azalma gözlendi. Ekonomik durguniuk kadar ağır bir darbe de "iyi alıcı" Ja- ponlardan geldi. 1987-90 arasm- da özellikle izlenimcilerin peşi- ne düşen ve ne buldularsa top- layan Japonlar aniden duruldu. Büyük şirketlerin büyük para- larla girdikleri sanat piyasası, Batı'daki genel ekonomik koşul- lardaki duraklamadan etkilenin- ce ayrılacak para kalmadı. Hat- ta satın ahnan tablolara ödeye- cek para bulunmadı. Elindeki tablolan taze paraya dönuştür- meye kalkışan şirketler, sanat pi- yasasında fiyatlar aniden düşe- ceği için buna da girişemedi. Hem sanat eseri hem iyi bir yatınm hem de bölgesel nitelik- te olduğu için tznikler alıcı bul- du. Bir "Sotheby's" yetkilisi, "En kaygı duymadığımız, en zevk aldığnnız saüslar Osmanlı- tslam satışlandır. Bunlann müş- terisi hazırdır. Sayıca azdır bun- lar, ama hem anlaıiar hem de çevresel koşullardan etkilenmez- ler" dedi. "Sotheby's", üç gün boyunca güzel dolmakalemlerle bol sıfırh çekler yazılacağından emin. Bu nedenle örneğin bir çini panele 50-70 bin sterlin isteniyor. Bu kadar yüksek fiyat konmasının nedeni, bunlardan sadece üç ta- ne daha varmış. Biri îstanbul- da Rüstem Paşa Camisi'nde, biri Hürrem Sultan Türbesi'nde, bi- ri de Topkapı Sarayı Sünnet Odası'nda. Seceresi bu kadar güçlü olduğu için Fıyatı da güç- lü... Ve birbirinden zarif Beykoz işlerinden, enfiye kutulanndan gümüş kemerlere, kalem hokka- lanndan gümüş at koşumlarına, rahlelerden tombaklara, tekke halılarından 18. yüzyıldan kal- ma bir astroloji kitabına kadar bini aşkın parça için eller kalka- cak, cüzdanlar hafifleyecek. katılacak konuk çocuklar, Ata- türk Spor Sarayı'nda gerçekleş- tirilecek ve televizyondan nak- len yayınlanacak şenlik galasın- da da hazırladıklan gösterileri sunacaklar. 24 nisanda Kapadokya yöre- sini gezecek konuk çocuklar 2İ nisanda ülkelerine dönecekler. Başkentte çocuk karnavalı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Ankara Büyükşehir ve ilçe bc- lediyeleri de 10 gün sürecek bir kutiama programı hazırladı. 23 ve 24 nisan günleri Büyük- şehir Belediyesi Buz Pateni Sa- rayı'ndan tüm çocuklar ücretsiz olarak yararlanabilecekler. BM'de kutlandı Dünya Çocuk Günü, pazar günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, 100'den fazla ülke- den gelen 1000'i aşkın çocuk ta- rafından kutlandı. Türkiye'yi temsilen Denizli'den katılan Halil Bektaş llkokulu 4. sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Şükrü Altıntaş, genel kurul kürsüsün- den dünya çocuklanna Türkçe olarak seslenip "Merhaba" de- di. Kürtler için (Baftarafi 1. Sayfada) sanatçıları da uydu ile New York ve Paris'ten katılacaklar. İnsan haklanna üişkin hayır faaliyetleri ile tarunan Chris de Burgh, "Yalm Gerçek" adü şarkı- smı konsere adadı. Dublin'deki evinde verdiği demeçte Chris de Burgh, "Kürtlerin olağanüstü durumlarından kaynaklanan acılarını hepimiz paylaşıyornz. Bu, birçevre faciası degil. Etiyop- ya'da açlık degil. Tamamen insan eli De yaraülmış bir felaket. Savaş- tan sonraki coşkunun ardından şimdi hepimiz utanç duymalıyız. Çünkü Kürtleri ayaklanmaya ittik" dedi. 11 bin kişinin biletle katılacağı açıkhava konserinden en az 25 milyon sterlin sağlanacağı ve bu- nun Kızılhaç ile Kızılay'a verilece- ği belirtiliyor. Konser ilk kez 1986'da aynı stadyumda Afrika- daki açlar içinyapılan "Live Aid" konserini düzenleyen pop müzik emprezaryosu Harvey Gold- smith ile çok satan kitaplanyla ta- nınan romana Jeff rey Archer ta- rafından gerçekleştirilecek. 1986 konserinde 50milyon sterlin, he- diyelik eşya ve yan ürün satışın- dan da 37 milyon sterlin toplan- mışü. GOZLEM UĞURMUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) Siyasal öpüşmeye var. Siyasal amaçlı öpüşme yılışıklığın dışa vurmuş biçimidir. Koskaca sakallı-bıyıklı adamlar, bayram günlerinde kuyru- ğa girip başbakanlann; cumhurbaşkanlannın ve parti lider- lerinin ellerini öpüyoıiar. Hem de şapur-şupur! Semra Hanımefendınin elini öpen "erkek paparya/ar" da bu tablonun non-fıgüratif görüntüleri olarak siyasal yaşa- mımızı zenginleştiriyortar. Bu şapur-şupur olayına bazı gazeteciler de katılıyor. Neyse efendim. Olacak bunlar... Olacak da bu öpüşme- nin kurallarını saptayalım ki bu olay banker kargaşasına dönmesin. Bir 'öpme tüzüğü' hazırlayalım. Madde 1: —Siyasi parti üyeferi, liderterinin ellerini öpme hakkına sa- hiptirler. Bu hak devredilemez. Madde 2: . —Parti üyeleri, dini bayramlar ile il ve ilçe kongrelerinde cumhurbaşkanı, başbakan ile cumhurbaşkanı ve başbakan eşleri ile liderlerin ellerini birer kere öperler. El öpme, öpe- cek partilinin, eli öpülecek liderin önünde eğilerek yeterli mik- tarda tükrüğün el üstüne konulması ve hızla elin alna götü- rülerek başa hafifçe çarpılmast yoluyla yaptlır. Madde 3: —El öpme kuyruğunda devlet müteahhitlerine öncelik ta- nınır. Devlet müteahhitleh, eşleri, çocuklan ve üçüncü dere- ceye kadar hısım akrabalan ile el öperler. Madde 4: —Bir seçim döneminde bütün bayramlarda el öpen mü- teahhit, o seçim dönemindeki devlet ihalelerinin yüzde onunu alma hakkına sahip olur. Madde 5: —Bir müteahhit birden çok liderin elini öpemez. Bu mad~ deye aykırı davrananlara yeni ihaleler verilmez; verilen iha- leler ile ilgili avans ödemesinde o yılın ödenmiş avanslan ile yetinilir, Birden çok liderin elini öpen müteahhit ve isadam- /an ile ilgili sicil tutulur. Demokrasimizde el öpme dışında ayrıca ayak öpme alış- kanlığı da gelişebilir Ya da el ve ayak yalama!.. Parti liderleri ile devlet büyükleri, ellerini öptürdükleri gi- bi ayaklarını da öptürebilirler. Ayak öpecek parti arslanları yok mudur? Olmaz olur mu hiç? Sürüyie. Liderier, büyük bir koltuğa oturur gibi kaykjlırlar, parti ars- lanları da öne uzatılan bu siyasal ayağı iki elleriyle tutup kokladıktan sonra tıpkı el öper gibi öperler. Parti liderlerinin ayaklarını yalamak da serbesttir... Liderlerin ellerini, ayaklarını, milli birlik ve beraberlik ru- hu içinde salya sümük öpüp koklayan parti arslanlarına dev- let bankalarından kredi, Ege ve Antalya kıyılarında 'arsa tahsisleri' verilir. Bakarsınız parti arslanlan birer ticaret kaplanı ve borsa sırtlanı olmuşlardır. Siyaset sahnesinde her öpüşün bir maliyeti vardır Öpün beyler öpün... El öpün ayak öpün... Öpün beyler öpün... El öpün, etek öpün... Öpün beyler; beyoğlu beyler, öpün... Şapur şapur öpün, salya-sümük öpün. Öpün, öpün, öpün...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle