Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22NÎSAN1991 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji Işleri Genel
Mûdürlûğü'nden alınan bılgıye
göre baö bölgelerimiz parçalı
bulutiu, Trakya, Marmara, Batı
ve Orta Karadeniz, Kuzey Ege ile
İç Anadolu'nun kuzey batısı sa-
ğanak yağıştı. Öteki yerter açık
geçecek. HAVA SICAKLIĞI
Onemli bir değişiklik olmayacak.
RuTGÂR: Güney ve bat yönler-
den orta kuvvette. yurdun ku-
zeybatı kesimlennde kuvvetfi
esecek. Denizlerimizde rüzgâr
Gûnbatısı ve lodos, Ege'de za-
manla kıble ve kesişleme, Gü-
A 26° 17° Ky»rtBtar
Y 20°W°E<ime
A 23° 8°Erancan
Y 20° PEramm
A 16° FEsfcşehr
Y 20° G°Gaaanttp
A 27°17°Snsun
A 25° 12° Gumûşhane A
n e y E g e w Akdeniz'de gündoğusu ve Kesışlemederî1
3.5 A k d e n ı 2 a ç ı k ) a n i t e B a t l Karadeniz açıklannda 6 7
kuvvetinde saatte 10-21. Akdenız açıklan ile Batı Ka-
radeniz açıklarında 27-33 deniz mili hızta esecek. Van
Gölü'nde hava: açık geçecek.
A 22° 9°H*J*İ
A 22° 9°lsparta
Y 22° 5°lsönbul
lanr
A 16° 6°Kars
Bob
Burca
ÇauMata
Corum
OenzJ
A 17° 7° Kastamonu Y
A
Y
A
Y
A
20° 5°Maınsa
20» 7°KMara$
17° 4°Mersn
16° 2°MuJla
19° 5°Muş
22° 9°Nıfrl»
20°12°0rtu
17° 5°Boe
W 5°Samsun
18° 6°S«rt
9°20°Sinap
21°11°Sıvas
2°fettnlaj
5 ° î l
Y 17° fi
Y 20° 7° Kırtdara*
Y 18°12°Kbn»B
Y 15° 3°KûöH»a
A 20° 8°Maölya
19° 3°1uncelı
18° 8°Us*
21° 5°VSn
19° 4°\tagat
18° 5°ZonguWak
tx
"
u
*
1 ı a
*™r 1 u
[Urt A-açtk B-Ouiutlu G-0üne$i K-ionı S-ssf Y^ajmurtu
BtfLMACA
6
8
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Fethiye yakınla-.
nndaki turistik la-
gün. 2/ "Adalardan
!
a ettik de ve-
dâ / Sızlıyor bağn-
mız üstündeki dağ"
(Yahya Kemal)... Kü-
kûrtle demir bile-
şimlerinden biri. 3/
Din işlerini devlet iş-
lerine karıştırma-
yan... Bir nota. 4/
Deniz ticaretinde,
masraf çıktıktan
sonra kazanan ser-
maye ve tayfa arasm-
da bölüştürülmesi. 5/ Espri... Iste-
niJen nitelikJeri taşıyan. 6/ Manga-
nez elementinin simgesi... Ata binen
kadın. 7/ Psikanaliz dilinde kışinin
öz benliği... Aruz ölçüsünde kısa
okunması gereken bir heceyi kalıba
uydurmak için uzatma. 8/ Madenci
ocağı... Dogma. 9/ Aptal, sersem.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Taklit etmek. 2/ Bir nota... Diyar-
bakır'ın bir ilçesi. 3/ Topraktan ya-
pılmış kulpsuz ve küçük çömlek... "O yer" anlamında kullaru-
îan sözcük. 4/ Yunanistan'da bir kent... Konut. 5/ Salgın has-
talık. 6/ Türkçede olmayan bir harfîn okunuşu... Faktör. 7/ Bir
olaydan kalan belirti... Üç ya da daha çok direği bulunan yel-
keıîli gemilerde arka direk. 8/ Bir şeyin ederini arttırma... Ke-
çiyolu, patika. 9/ Kestane ve fındık çubuklanyla örülen kulp-
lu sepet.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
îhtilal mi oluyor?
Yalova Kaplıcaları
Kufh.»n B.ıvrAnmi! ılkbaİMrın
K
u/ı lllklırı ,r.H'n<b> ı»tırahatlc
A Ç I L I Y O R
OTflJm M kunnlan S kn>T
> lu
n
Haziran bidayetinc kadar Ottl
fbtUrtadan % 20 lenzilât vanhr
22 NİSAN 1931
Varşova'dan alınan bir
habere atfen geçen hafta
zarfında Ispanya'ya gitmek
üzere Lehistan arazisinden
bir çok komünist gruplannın
geçmiş olduklan haber
verilmektedir. Rus'lara
refakat etmekte bulunan
Ispanyol komünistleri reisi
M. Bercas, tspanya'nın bir
ihtilâl arifesinde
bulunduğunu beyan etmiştir.
Madrit'teki Cumhuriyetçi
radikal sosyalist fırkası yeni
doğan tspanyol
Cumhuriyetini korumak ve müdafaa etmek için atideki
kararian ittihaz etmiştir:
Elyevm mevcut bulunan Krallık taraftarı kuvvetlerin
silâhlarından tecrit edilmesi ve şimdiki Cumhuriyet
idaresine sadakat gösteren halk kuvvetierine silâh
verilmesi hükûmetten istenecektir.
Eski idareden mes'ul olanlann hepsinin hukuku
umumiyeye ait veya siyasi cürümlerden dolayı maznun
addedilen 13 üncfl Alfons de Burbon aleyhine açılacak
tarihî davaya dahil edilmelerini istemek için hükûmet
uzerinde mümkün olduSu kadar tesir yapılacaktır.
30 YBL ONCE Cumhuriyet
Castro duruma hâkim
22 NİSAN 1961
Fidel Castro aleyhtarlannın Küba
sahillerine yaptıkları çıkarma
harekâtının neticesi hakkında,
âsiler tarafmdan henüz kesin bir
açıklama yapılmamış olmasına
rağmen Miami'deki siyasî çeyreler,
harekâtın bu safhasına bitmiş
nazariyle bıkmaktadırlar.
özel bir teşekkül olan
Fidei Castro "Amerikalılararası Meseleler
Komisyonu" Başkanı Wendell Rollason 4ün Miami'de
yaptığı bir basın toplantısmda, çıkarma harekâtı
hakkında şunları söylemiştir: "Esas itibariyle bu
çıkarmadan maksat işgal olmayıp, sızmadır. Harekâtın üç
gayesi vardır.
1— Küba'nın genel savunması hakkında sondaj yapmak
(Savunmanm beklenenden daha kuvvetli olduğu
anlaşılmıştır)
2— Escambre dağlarındaki gerillaları takviye etmek.
3— Küba'da kanşıkhk çıkarma kampanyasına başlamak.
Rollason, bundan sonra nasıl bir harekâta girişileceği ve
Küba istilâ komisyonu üyelerinin nerede olduklanna dair
tevcih edilen sorulan cevapsız bırakmışar.
Başkan, Havana'dan aldı&nı ileri sürdüğü bir haberde
Castro'nun Tfesora bombardımanları sırasında
yaralanarak bedeni veya akli bakımdan çalışamaz hale
geldiğini iddia etmiştir. Bu haber aynca
doğnılanmamıştır. Castro'nun henüz nerede olduğu
bilinmemekle beraber, kendisinin hâlâ cephede
bulunduğuna dair gelen haberlerin daha ağır bastığına
muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Diğer taraftan çıkarmamn vuku bulduğu bölgelerde
çarpışmaların hemen hemen kesildiği, yalnu dağlık
bölgede ufak bir iki çarpışmanın husule geldiği
bildirilmektedir. Bütün bunlardan anlaşıldığına göre,
Castro hükûmeti çıkarma harekâtının Uk ravundunu
kazanmış görünmektedir.
GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet
'Karşı görüş'
22 NİSAN 1990
Yasa konularında kanun hükmünde kararnamelerin
çıkanlması ve bunlann TBMM'de görüşme>e ivedilikle
açıknası hakkındaki tartışmalar sürerken Anayasa
Mahkemesi dünkü Resmi Gazete*de yayımlanan bir
kararında, "yasa konularının KHK'larla düzenlenmesi,
parlamentonun yasama yetkisinin bu konularda işlerliğini
kaybetmesi ve yürütmeye devrl sonucunu doğurur"
görüşünü ortaya koydu. Mahkeme, kararında "esas
olanın" yasama yetkisinin TBMM tarafından
kullanılması olduğunu vurgulayarak "KHK çıkanlması
TBMM tarafından verilen ve ancak 'ivedi ve zorunlu'
durumlarda çok uzun olmayan bir sürede kullanılacak
yetkidir" denildi. Bu yetkinin yasama etkinliğinin yerini
alacak biçimde kullanılması ve olağan bir yol haline
getirilmesinin üç kamu erki arasındaki dengeyi bozacağı,
yürütmeye yasama karşısmda üstünlük sağlayacağı
belirtildi.
DÜNYA'DA BUGÜN
K 1°
Y 10°
A 7°
K 5°
K 6°
Amsterdaın K 6°
Aımun A 26°
Aüna A 18"
Bajdal A 33°
Bzrctiaa A 12°
Basel
Belgrad
Beriın
Bonn
Brûksel
Budapeste
Cenem
Cezayir
OöOf
DıAaı
Fraıkturt
Gime
Hdsınkı
Kafıırt
Kopentıag
KfHn
Letkoşa
Lemngrad
A 16°
A 36°
A 37°
K 4°
A 22°
K 2°
A 26°
A 8°
K 5°
A 23°
Madnd
Ifiaı»
MoMreal
Uoskow
Mûnh
NewYortc
Oslo
Para
Praj
Roma
Sotya
Şam
Tet Avıv
iınus
A 4°
A 12°
A 15°
Y 10°
K 3°
A 15°
K 5°
A 37°
Y 17°
Y 15°
A 26°
A 7°
Y 10°
Vıjana
K 1°Zûntı
TART1SMA
TRT*doki \ abaneı Dildon Haberler
Ülkemizdeki pek çok insanın çok daha iyi ye estetik Almanca
ve Fransızca bildigine ve konuşabileceğine inanıyorum.
Mesleğimin hekimlik olmasına karsın "fl-
loloji"ye ilgi duyan biriyim. Türkçenin doğ-
ru ve düzgün kullanılmasına özen göster-
diğim kadar, bu özeni yabancı diller konu-
sunda da göstermekteyim. Ahnancayı ana-
dilime yakın, Ingilizceyi ileri derecede ve
Fransızcayı da başlangıç devresinde bilme-
me karşın, yabancı dillerde de yapılan söy-
lenis hatalan ve bu konuda TRT gibi bir ku-
nıluşun vurdumduymazlığı beni ürkütmek-
tedir.
TV2'deki 22.00 haberlerini sunan spiker-
ler olağanüstü güzel bir telaffuza sahip. Bu-
nu, bu programı izleyen Alman, lngiliz ve
hatta Fransız dostlarım da doğrulamakta-
dırlar. Gerçekten de TRT için büyük bir ka-
zanç olan bu kişileri kutlamak isterim ve
TV2'deki tngüizce haberler Türk ve yaban-
alar tarafmdan yaygın olarak izleniyorsa,
bunun en büyûk payını bu iki kişide ara-
mak gerekir. Ancak TV ve TRT3 Radyo1
daki Almanca ve Fransızca haberlerin içler
acısı $iı durumda olduğunu söylemek du-
rumundayım. özelh'kle erkek Almanca spi-
kerinin garip ve ağır Fransız aksanıyla Al-
manca konuştuğunu her kezinde üzülerek
gözlemliyorum. Ülkemizdeki pek çok insa-
nın çok daha iyi ve estetik Almanca ve Fran-
sızca bildigine ve konuşabileceğine inanıyo-
rum.
"Yabancı DU DersJerf'ne gelince, tngüiz-
ce ve Fransızca programlan izh'yorum ve di-
yebüirim ki her ikisi de yeterli düzeyde An-
cak Almanca dersleri benim için tam anla-
mıyla bir bilmece: Programa çıkan (1.5 ay-
dır izlemekten vazgeçtim) yabancı eğitme-
nin Almanya Almancası ile ilgisi olmayan
koyu Bavyera-Avusturya kanşımı bir aksa-
nı var. (Şöyle bir düşünün; yurtdışında
Türkçe öğretmek için yapılan bir yayın Is-
tanbul Türkçesi yerine, Doğu Karadeniz ya
da Güneydoğu Anadolu lehçesiyle yapıldı-
ğında izleyentere ne denli yararlı olabilir?)
Ben bu konularda çok titiz olduğum için ve
hep itiraz ettiğimden dolayı, bu kez sesimi
duyurmadan önce 'bu denli büyük bir ya-
nılgı nasıl olsataemendüzdtilir' diye düşün-
müştüm. Ancak bu programda Almancası
yetersiz bir Türk hanım ve ağır aksanh bir
Bavyeralı/Avusturyalı bir eğitmen tarafın-
dan sözde Almanca dersinin sürdürülmesi-
ni, en azından izleyenlere karşı bir saygısız-
Iık olarak yorumlamaktayım.
Değinmeden edemeyeceğim bir diğer ko-
nu da yabana filmlerin seslendirilmesi ile
ilgili. Haydi vazgeçtik olmayan efektlerden,
ancak kim yapar ya da denetler bu seslen-
dirmeleri? Her üç yabancı dilde de özgün
bir kelime ya da cümleler kullanıldığında
abartmasız olarak Almanca bir kelimeyi ko-
yu Teksas aksamyla konuşan aynı kişi, iki
dakika sonra Ingilizce bir kelimeyi (hiç ya-
bancı dil nosyonu olmadığıru bir ilkokul
mezunu izleyicinin bile anlayacağı bir şekil-
de) Türkçe konuşur gibi telaffuz etmekte-
dir.
Her noktada -ve özellikle medya
konusunda- ilerlediğimiz varsayılırsa,
"poliglot" özelliği taşımak isteyen TRTnin
girişimlerini genelde iyi bulmakla birlikte,
bir parça daha ciddiyetle eğilmesini dilerim.
Belirtmeden geçemeyeceğim bir diğer hu-
sus ise TRT spikerlerinin yabana isim ve
yerlerin özgün söylenişi konusunda çoğu
kez akla hayale gelmeyecek yanlışhklar yap-
malandn-. Bazı yerel spikerler ise Türkçeyi
bile o denli bozuk kullanmaktadırlar ki
bunlann işe alınma kriterlerinin (Türkçeyi
doğru kullanamadıklan için) ne olduğunu
çok merak etmekteyim...
Dr. ALİ RIZA SlClRCI
Istanbul
^Propaganda Aracı Olarak9
Sağhk
Çoğu kez fizik muayene tanı koymaya yetmezken telefonda
tanı koyup tedavi önermek tehlikeli; tehlikeli olduğu kadar da
tıbbi etiğe aykındır. "
"Buyrnn. S^hk Bakanhgı... Üi Saglık Da-
nışma Merkezi. Ben Dr. ...........Siz* nasıl
yardımcı olabirim?"
Insanlara yardıma olabilmek; birinci ba-
samağın güçlendirilmesi, çevrenin korun-
ması, yardıma sağlık personeli, araç-gerecin
arttınlması, ücretsiz muayene ve tedavi ola-
naklarımn sağlanması gibi rasyonel çalışma-
larla olanakh iken "Sağlık Bakanlığı" şov-
larla uğraşmaktadır. Sağ-Kur, Genel Sağlık
Taraması, AÇYAP (Ana-Çocuk Yaşatma
Projesi) son olarak da Tele-Tedavi: 076.
076 Sağlık Danışma Merkezi, Körfez sa-
vaşı sırasında, risk altındaki iller için düşü-
nülmüştür başlangıçta. Amaç, herhangi bir
saldın (kimyasal, konvansiyonel ya da nük-
leer) sırasında, halkın acil olarak danışabi-
leceği bir merkezin bulunması idi. Bir tür
sivil savunma önlemi olarak nispeten kabul
edilebilir bir uygulama.
Ancak savaş sona erdikten sonra Sağlık
Bakanlığı uygulamayı bir propaganda ara-
cı olarak düşünmüş ve tüm illerde başlat-
mıstır. Bu da halka (076) sağlık sorunlann-
da basvurabilecekleri bir "kurum" olarak
sunulmuştur.
Polikliniklerde ancak onlarca sonı ile he-
kim, hastalık hakkında yönlenebüirken has-
tanın gorünüşünden konuşma biçimine dek
birçok gözlemi değerlendirmeye katarken
çoğu kez fizik muayene tam koymaya yet-
mezken telefonda tanı koyup tedavi öner-
mek tehlikeli; tehlikeli olduğu kadar da tıb-
bi etiğe aykındır.
örneğin telefonda, utandığı için kocasın-
dan dayak yediğini söylemeden yalnızca
"Basım ağrryor doktor" diyen hastaya na-
sıl ağn kesici önerilebilinir? Hasta daha
sonra beyin kanaması ile acil servise baş-
vurduğunda sonımluluk kimin olacaktır?
ÜsteUk saatlerce hiçbir sey yapmadan bir
telefonun başında beklemek son derece
onur kıncı bir iştir.
Gereksiz, anlamsız ve tehlikeli bu uygu-
lama, yalnızca propaganda amaçh (yazının
başmdaki sablon, her telefon açüışında
söylenmek zorundadır) düşunülmüştür.
076'da nöbet tutma görevi ise pratisyen
hekimlere verilmistir. Asıl görev alanı ve ye-
ri, birinci basamak olan pratisyen hekim-
ler, hem bilinçli olarak birinci basamağın
geri bıraktınlması hem de niteliğine bakıl-
maksızın çok sayıda tıp fakültesi açılması
ve kontenjanlanmn arttınlması nedeni ile
büyük değer kaybma uğramış, istihdam so-
runu olan 22.000 kişilik bir kitle oluştur-
muşlardır.
İstihdam sorunu, II. basamak (devlet
hastaneleri) ve III. basamaklarda (üniver-
site ve özle dal hastaneleri) görevlendirile-
rek, 077 ambulans nöbetleri tutturularak
gezici sağlık ekipleri kunılarak sağlık tara-
malan şovlan en son olarak da 076 ile
"çözümlenmeye" çahşılmaktadır. Bu uygu-
lamalar ise pratisyen hekimlerin asli görev-
lerini yapmalanm, kendilerini geüştirmele-
rini engellemekte ve temel hizmetlerin ak-
samasına neden olmaktadır.
Tüm bunlarla bir yandan halkın sağlığı
ile alay edilmekte, diğer yandan pratisyen
hekimler aşağılanmakta, hekim kimlikleri
her geçen gün biraz daha kaybolmaktadır.
Sağlık sorunları ancak gerçekçi ve kahcı
öneriler, çahşmalarla çözülebilir. Bunun ilk
şartı ise bütçeden sağhğa a>Tilan payın art-
tınlması ve yetenekli ve iyi niyetli yönetici-
lerin iş başına gelmesidir.
Çözüme yönelik çalışmalann başlayaca-
ğı ve "hekim kimligi"ne kavuşabileceğimiz
umuduyla...
TÜRK TABİPLER BİRLİCt
PRATtSYEN HEKİMLER KOLÜ
TÜRKİ:
TÜRKİZ HOTEL, bayramda göstermiş olduğunuz
ilgiye teşekkür eder.
22-29 Nisan 1991 Turizm Haftası nedeniyle bu tarihler
arasında aşağıdaki fiyatlar üzerinden yüzofe 50 indirim
uygulamaktadır.
İki kişilik dağ manzarah standart oda
290.000r- 71 oda, kahvalb
Tek kişilik dağ manzarah standart oda
190.00Ch- TL oda, kahvato
tki kişilik deniz manzarah standart oda
34O.0OOr- TL oda, kahvalb
Tek kişilik deniz manzarah standart oda
240.000r- TL oda, kahvam
İlave yatak 80.000r- TL
Lüks oda 39O.0OOr- TL
Suit oda 44O.00Or- TL
Kral Dairesi 1.800.000r- TL *
Türkiz Hotel: Tel: (32 14) 41 00
Fax: (32 14) 28 33 veya 28 34
Genel Bezetvasyon:
Ultra A.Ş. Tel: (31) 29 06 10
Fax: (31) 29 06 11
TURK
KALP
VAKFI
Muayene, Laboratuvar,
Röntgen~
Tel: 175 12 44/45
14858 66-141 1049
Fax: 166 47 12
Bağışlannız için:
T.C. Ziraat Dankası
Nişantaş Şb. No: 7245
Emlak Bankası
Gayrcucpe şb. No: 1562
GORULMUŞTUR
İlhan Selçuk
6. bası 5.000 Ura (KDV içinde)
Çoğdaf Yaymlan Türkocoğı
CadJ9-4l Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli göndeıilmez.
İÇt SEVDA
DOLU
YOLOJLÜK
Cahit Külebi
5.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli göaderilmez.
İLAN
AĞAÇÖREN KADASTRO
MAHKEMESİNDEN
Dosya Nolan: 1990/23-114-20-21-99-19
Şerafettin Kıyak tarafından Elife, Ali, Selahattin, Arif Saçp-<n ve
arkadaşlarına karsı açılan Göllu köyü 545, 546, 751, 848, 58, 183,46,
406, 405, 404, 403, 402 parsellerin kadastro saplamasına itiraz dava-
sının Ş.Koçhisar Kadastro Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasın-
da Göllü köyünün yeni kurulan Uçemize bağlanması nedeniyle yetki-
sizlik karan ile dosya mahkememize gönderilmiştir^ı
Adreslerinde bulunamayan Ağaçören ilçesi Göllü köyü nüfusuna
lcayıth Arif çocuklan Elife, Ali, Saçkan, tsraail çocuklaıı Selahattin,
Arif Saçkan ve Süleyman çocuklan Ramazan, lsmihan Saçkan'a Ş.Koç-
hisar Kadastro Mahkemesi'nin yetkisizlik kararı ve mahkememizin
24.5.1991 gttnlü duruşma günü tebliğ yerine adı geçenlere ilan olu-
nur. 29.3.1991
Basın: 23853
GAZİANTEP 4. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜNDEN
Dosya No: 1989/2114
TEK Kahramangazi Elektrik Dağıtım MUessesesi Vekili Avukat Ab-
durrahman HOŞAFOĞLU tarafından 23.292.439 TL. Borçtan dola-
yı hakkında yapılan takipte.
Borçlunun Yüdız tnşaat P.K.54 Bahçelievler/ŞANLIURFA adresi-
ne gönderilen bila tebliğ iade edilmiş yapılan zabıta tahkikatında ad-
resi tesbit edilemediğinden ödeme emrinin ilanen tebliğine karar ve-
rilmistir.
İlan tarihinden itibaren borçlu CEMİL YILDIZ'ın borcunu 7. gün
içerisinde öderaesi, aynı sürede 1İK. 74 maddesi gereğince mal beya-
nında bulunmanız aksi halde alacağın cebri icra yoluyla tahsıl edile-
ceği ve hapisle tecziye edileceğiniz hususunda 49 ödeme ilamsız öde-
me emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. tlandan 15 gün
sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır.
Basın: 46634
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
• ••Geçmiş tabanlarımızda
Ahmet Köksal eski dosttur. Dostluğumuz Türkiye Genç-
ler Derneği günlerine dayanır. Sonra Zara'da karşılaştık,
ben Sürgün Alayı'nda askerlik ederken o da sürgün bir
resim öğretmeniydi. Zara'daki yazgı arkadaşlığımız uzun
sürmedi, birkaç ay... Otelin altındaki kasap dükkânında
keçi etinden pirzola yer ucuz şarap içerdik. Sivil bir polis
de izlerdi. O dönemin Zarası ne ola ki sen, ben, bizim
oğlan...
Yıllar geçti, her şey yerli yerine oturdu. Ahmet Köksal
bugün ülkemizin sözüne kulak verilen, konuştu mu ses
getiren bir resim eleştirmenidir. Her sanatçının gönlünde
bir aslan yatar Ahmet Köksal da sanat dünyasına şiiıie
girdi. Yıllar öncesi çıkardığı iki kitabı vardır: Biri Yanık Sa-
rı (1958), öteki, Sonsuz Haziran (1962). Şimdi elimizde
üçüncüsü: Çoğul Mavilik (1991). Dergilerde, şurda burda
yayımlanmış, dağınık şiirleri birarayatoplamış. Kitabı ba-
na verirken, "Yitip gitmesinler diye biraraya getirdim."
dedi.
Dost ressamların desenleri ile süslenmiş şiirler. Desen-
ler Burhan Uygur, Mustafa Pilevneli, Ergin İnan, Nevzat
Akoral, Mehmet Özer'in.. Kapağı da Devrim Erbil yapmış.
Cemal Süreya'nın da arka kapakta birkaç satırlık bir su-
nusu var, şöyle diyor:
"Ahmet Köksal'ın şiirini otuz beş yıldan beri izlerim, Ya-
nık San'dada, Sonsuz Haziran'dada veelinizdeki Çoğul
Mavilik'te de görülmeyen ana damarın içinde rahatça yü-
rüyen kan gibi bir canlılık gördüm."
Cemal Süreya'nın bu sözleri bir hatır yazısı mı, yoksa
gerçek düşünceleri mi, tam bilemeyeceğim. Ama Ahmet
Köksal'ın şiirini kapsıyor, açıklıyor. Bugün Ahmet Köksal
sergi kataloglarına yazdığı ya^ılarla ünlüdür. Ressamlar,
benim de sergi kataloğuma yazsın diye peşinden koşarlar.
Balaban ve Faruk Cimok için iki kataloğunu gördüm.
Her ikisi de aranacak türden birer araştınma ve çaJışmadır.
Şair Guillaume Apollinaire de resim kataloglarına ön-
sözler yazardı. Bunları yazmasını dostu Picasso öğütler-
miş. Ressam arkadaşı Robert Delaunay ile Berlin'e gidi-
yorlar. Serginin açılışında çağcıl (modern) resim hakkın-
da bir konferans veriyor.
Kitabında uzunlu, kısalı 23 şiir var. Bunlardan biri (Boş-
luktaki Adam). 1958 tarihlidir. Ötekiler hep 1960'tan son-
ra yazılmış.. Şiirleri hep arayış, yoklayış içinde.. unutul-
masın, bizden de bir şeyler kalsın özlemi içinde...
Zara'da bulunduk dedim. 1949'larda Arif Damar da Za-
ra'da imiş. Gelişlerimizde de gidişlerimizde de birbirimizle
karşılaşmadık. Arif Damar, şiirlerinin tümünü toplu olarak
Can Yayınlan'ndan yayımlıyor. Birinci ciltte sırasıyla beş
kitabı var. Bunlann içinde Zara şiirlerine de yer vermiş.
Bizim gibi insanlar için Zara'nın yaşamımızda çok önem-
li yerı var. Hiçbir zaman unutamayız, unutmak da isteme-
yiz. Arifin Zara'da şiirini alıyorum yadigâr olsun:
AyakJarının ucuna basa basa sokul
dur arkamda,
ellerinle gözlerimi kapa.
Topu topu kaç defa göz göze geldik,
Kaç defa tuttum ellerini...
İnan ki,
ister İstanbul'da olayım
ister Zara'da
aklıma gelmez bile...
Askerim, nöbetteyim, vakit gece,
bölük uyur
insan olur olmaz şeyler kurar
tek başına kalırsa
bir gemici feneriyle.
Benim de bir çok Zara şiirim vardır. Birinde Ankara'yı
özlediğimde,
"Ankara nire/ Zara nire
Dayanmak hüner
Dayan bire" demiştim.
Sanırım Marat olacak, ünlü Fransız devrimcisi, "İnsan
kaçarken yurdunu da tabanlarını da götüremiyor" diyor,
geçmişi anarken her şeyimizle birlikte geçmiş olamıyor,
geleceğe de yöneliyoruz. Öykülerde olsun, şiirierde
olsun!..
ÇALlgANLARIN
SORULAR1/SORUNLAR1
YILMAZ ŞİPAL
"Malulen Emekliye Sevk Edildiırf'
SORU: Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bir hastanesinin sağlık
kurulunca kronik lösemi tanısıyla malulen emekliye
sevk edildim. Oysaki hastalığıma, bir >ag fabrikası
laboratuvannda laborant olarak çalışırken laboratu-
vardaki kimyevi maddeler neden olmuştur. Hastalı-
ğım, çalıştığım işyerindeki kimyasal maddelere dayalı
olarak meydana gelmiştir.
Öğrendiğifne gore benim, raeslek hastalıklannı
saptavacak, bir meslek hastalıklan hastanesine gön-
derilmem gerekiyormuş. Yiizde yüz çalıştığım işye-
rinde sağlıksız çalışma koşnlları sonucu bu hastalıga
yakalandım.
Bana malul raporu veren sağlık kurnlnnun, beni,
meslek hastalıklan hastanesine sevki gerekirken ma-
lul olarak emekli etmesi beni mağdur etmiş ve hak-
kımın yenilmesine neden olmuştur.
1) Maluliyetimin, meslek hastalığı sonucu oluştu-
ğunu kanıtlayabilir miyim?
2) Kanıtlayamazsam dava açabilir miyim?
MJÎ.
YANIT: 1) Sosyal Sigortalar Yasası'nın 109. rnaddesi "Rapor-
lar"a ilişkindir.
"A) Sigortalıların sürekli iş göremezlik, malullük ve erken
yaşlanma hallerinin,
B) Hak sahibi kimselerin malullük dunımlannın,
Tespitinde kunım sağlık tesisleri sağlık kurullannca verile-
cek raporlarda belirtilen hastalık ve arızalar esas tutulur.
Raporlan yeter görülmeyen ilgililer kurumca yeniden mua-
yene ettirilebilirler.
İlgililerin durumlarının tespitinde son muayene raporu esas
tutulur.
Yukarıda belirtilen raporlar üzerine kurumca verilen karara
ilgililer tarafından itiraz edilirse, durum Sosyal Sigorta Yük-
sek Sağlık Kunılu'nca karara bağlanırî'
Bir sağlık kurumu sağlık kurulunca verilen raporlara karşı,
sigortahlar Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'na başvu-
rabilirler.
öncelikle, hastane sağlık kurulunun verdiği malullük rapo-
runa karşı, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'na başvurma
hakkına sahipsiniz.
2) Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun raporu dahi sizi bağ-
lamamaktadır. Bu kurulun verecefi karara karşı da dava hak-
kınız saklıdır.
"Yargıtay lctihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun
26.7.1976 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 28.6.1976 tarih,
1976/6 esas ve 1976/4 karan konuyla ilgilidir.
(•) "SONUÇ: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 109.
maddesinde sözü edilen sigortalıların sürekli işgöremezlik, ma-
lullük ve erken yaşlanma halleri ile hak sahibi kimselerin ma-
lullük durumlarının tespitine ilişkin olarak Sosyal Sigorta
Yüksek Sağlık Kurulu karanna karşı ilgililerin mahkemeye baş-
vuracaklarına, mahkemenin söz konusu kararla bağlı bulun-
madığına ve ictihat aykırılığının bu suretle giderilmesine
28/6/1976 gününde Yargıtay Büyük Genel Kurulu'na katılan
uyelerin üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile karar verildi"
(•) Kaynak: 1) Mustafa ÇENBERCİ - Sosyal Sigortalar Ka-
nunu Şerhi, 1977: sayfa 1424
2) Lebib YALKIN Yaymlan - Cilt AA/12, Sıra No: 175