20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13NÎSAN1991 SİMEMA KÜLTÜR-SANAT • PARİS (Mehraet Basutçu) — Bu yıl 9/20 mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan 44. Cannes Film Şenliği'ne seçilen Fılmler belli olmaya başladı. 12 nisan günü basına açıklanan ilk liste şenliğin en eski yan bölürau 'Eleştirmenlerin Haftası'na alınan yedi filmden ohışuyor. Söz konusu yedi yapıt içinde Canan Gerede'nin ilk uzun fılmi olan "Robert's Movie" de bulunmakta. Euritnages'ın desteğiyle gerçekJeştirilen ilk Turk filmi olan "Robert's Movie", bir Türk, Fransız, Alman ortak yapımı. Aslı Altan ile Fransız oyuncu Patrick Bauchau'nun başrolleri paylaştıklan filmin çekitni, ocak ayı sonunda htanbul'da tamamlanmıştı. Montajı Paris'te gerçekleştirilen "Robert's Movie" bu yıl otuzuncu yaşını kutlayan "Eleştirmenlerin Haftası"na sonuçlar resmen açıklanmadan iki hafta önce oybirliğiyle seçilmişti. Canan Gerede (ortada) 1986'da Tevfik Başer "40 m l Almanya", 1988'de Şahin Kaygun "Dolunay" ve 1990'de Füruzan ile Gülsüm Karamustafa'dan sonra "Benim Sinemalanm", ilk ya da ikinci filmlerin alındığı bu yan bölüme seçilen dördüncü Türk yönetmen oluyor. Cannes Şenliği'nm yanşmalı ana bölürnüyle "Belirli Bir Bakış" yan bölümünde gösterilecek filmlerin listesi ise 18 nisan günü açıklanacak. Son haberlere göre Te\Fık Başer'in bir ara yanşmalı bölüme ahnması düşünulen ve çok güçlü bir çalışma olduğu söylenen son fuminin "Belirli Bir Bakış" programı çerçevesinde gösterilmesi bekleniyor. Bugüne kadar bit Türk filminin alınmadtğını öğrendiğimiz "Yönetmenlerin On Beş Günü" yan bölümünün kesin listesinin 19 nisan akşamı açıklanmasıyla birükte Cannes'a seçilen filmler tümiiyle belirlenmiş olacak. "Eleştirmenlerin Haftası"na seçilen filmler şunlar: "Young Soul Rebels" lsaac Julien (Ingiltere), "La Vie Des Morts" Arnaud Desplechin (Fransa), "Laafi" Piene Yameogo (Burkina Faso), "Robert's Movie" Canan Gerede (Türkiye), "Diably" Dorota Kedzierzavvska (Polonya), "Trumpet Number 7" Adrian Velicescu (ABD), "Sam and Me" Deepa Mehta (Kanada). DER6İ 20. sayıda Kostantıniyye • Kiiltür Servisi — Asıl adı Kostantıniyye Haberleri olan, ancak bu adın valilikçe sansur edilmiş olmasından ötüru Danıştay'daki davası sonuçlanıncaya kadar Bizim Şehir Haberleri olarak yayınını sürdürmekte olan gazetenin 20. sayısı yayımlandı. tstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile geniş bir röportajın yer aldığı bu sayıda E>emir özlü, Hulki Aktunç, Filiz Ayral Elman, Orhan Duru, Selim Korsan, Kerim Fersan, Hüseyin Çağın, Cahit Kayra, Merih Akoğul, Nejat Gülen, Taner Vidinligil, Önder Gök, Sevü Çalışkan ve Nevval Çizgen'in yazılan var. Tüfan Aksoy'un fotoğraflannın da yer aldığı 28 sayfahk özel sayıda ayrıca Kostantıniyye Haberleri gazetesinin kapatılmasına gösterilen uluslararası tepkiler de yer alıyor. Istanbul'da ardı ardına olan depremlerle ilgili bir de uyarı yazısırun yer aldığı gazete beş bin liraya satıhyor. SERG1 ~ Bater'in sıüuboyaları • Kültür Servisi — Cafer Bater'in suluboya resimleri 10 mayıs tarihine kadar Destek Reasürans Sanat Gaİerisi'nde görülebilir. Yetmiş yıldır suluboya tekniğiyle resimler yapan Bater, 1950-1971 yıllan arasında devlet resim ve heykel sergilerine katıldı. Türk ressamları sergisi-Viyana gibi pek çok karma sergiye yapıt veren sanatçınm çahşmalan Türkiye, ttalya, Almanya, Fransa, ABD, lspanya, Hollanda ve Isvec'te özel koleksiyonlarda bulunuyor. TEÜF HAKLARI Yıldız Kenter'den yanıt • Kültür Servisi — Oyuncu Yıldız Kenter, "Ben Anadolu" adlı oyunun yazan Güngör Dilmen'in telif haklanna Uişkin suçlamalanna yanıt verdi. 1984 yılından bu yana Dilmea'in "Ben Anadolu" adlı tek kişilik oyununda oynayan Yıldız Kenter, oyunun yazılma fikrinin kendisinden geldiğini belirterek Güngör Dilmen'in | yazdığı "Ben Anadolu" üstune notlardan bir bölun okudu. Kent Oyuncuları'nın 1985'te bastırdığı bu broşürde Güngör Dilmen'in şu cümleleri yer alıyor: "...Oyunun yanhşını Yıldız Kemer'e borçluyum. Tam üç yıl önce bir telefon: 'Tek kadın oyuncu için geçmişten bugune Anadolu kadınını veren bir oyun yazmayı düşünür müydün?' ...Fikir bana öyle çekici gelmişti ki 'düşündüm' demek bile yanlış olur. O söyler söylemez benimsedim.." Düzenlediği basın toplantısında dış turnelere bir hizmet olarak çıktığmı ve oyunlar için kendisine verilen "şerefiye"nin yüzde 10'unu Güngör Dümen'e verdiğini söyleyen Kenter, "ABD turnesinde para kazanmadığımız gibi çeşitli yerlere borçlanmız da kalmıştır" dedi. Yıldız Kenter şunları söyledi: "Güngör Bey bütün dış turnelere gelmek istiyordu. Ancak bu isteğini Dışişleri Bakanlığı'na ilettiğimizde 'masrafın çok buyüdüğü' yanıtı geldi. Bunun üzerine Dilmen, 'Ben ışıktan da anlarım, ışıkçı yerine ben geleyim' dedi. Bunu kabul ettik, hatta kendi hazırladığı sözleşmede de yer aldı. Ancak kendi hazırladığı sözleşmede bana ters gelen maddeler olduğu için kabul etmedim. Bunun uzerine Güngör Dilmen'den bize bir protesto geldi. Bu oyunun oynanıp oynanmayacağına mahketne karar verecektirî' ŞENLIK Gülhane'de bayram eğlencesi • Kültür Servisi — İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı adına düzenlenen Gülhane etkinlikleri bugün saat 11.00'de özel bayram şenliği programı ile açılıyor. 13 Nisan-21 Nisan 1991 tarihlerinde her gun 14.00-16.00 saatleri arasında yer alan program için geleneksel bayram eğlencelerini içeren bir program hazırlandı. Bayram şenliği için hazırlanan bu programı ünlü tiyatro sanatçısı Yılmaz Gruda sahneye koyuyor. Müzik yönetmenliğini Erol Büyükburç'un yaptığı programın danslannı Melih Çardak hazırladı. Ortaoyunu, meddah, kanto gibi geleneksel Türk eğlencelerini anlatan bu oyunda Necati Bilgiç, Meral Küçükerol, Türkan Gruda, Kelebek Mehmet, Mevlut Demiryay, Ergun Yılmaz, Melih Çardak, Taner Yolagel, Ayhan Aşan, orkestrada Şeref Gülsün ve arkadaşları, Birol Ağırbaş ve Ergun Şenlendirici yer ahyor. Programda ayrıca Zeki Alpan ve arkadaşlannın sunacağı ortaoyunu da bulunuyor. 21 nisana kadar devam edecek özel bayram eğlencesinden sonra 22 nisandan itibaren "Çocuk ve Gençlik Festivali" başlayacak. Festival, 2 hazirana kadar sürecek. CUMHURİYET/7 Sergide tek bir savaşfotoğrafı yok, amasavaşı yaşayan insanlar var Kendüerine yabancılarParis'te gerçekleştirilen sergide, yurdundan kopuk insanlann günlük yaşamından kesitler sunuluyordu. Invalides Sarayı'ndaki sergi, ırkçılığa ve savaşa karşı tekil bir muhalefet oluşturuyordu. MİNE G.SAULNIER PARtS — 1915 yıhnda, Sır- bistan sokaklan. Fotoğrafçının objektifıne yakalanmamak için sırtlannı dönüp kaçışan, çarşafb Türk kadınları. Paris'te, 'Çag- daş Tarih Müzesfnin düzenledi- ği fotoğraf ve resim sergisi, bu kadınlann imgesiyle başlıyordu. Sergi kataloğundaki ilk sırayı da onlann fotoğrafı almış. Ama amaç, bir bağnazhğı işaret et- mek değiL 97 fotoğraf ve 17 yağ- lıboya tablonun sunulduğu ser- gi, 1913-1920 yıllan arasında ve Birinci Dünya savaşı koşullan içerisinde, yerinden yurdundan kopuk insanlann günlük yaşam- lanndan kesitler veriyordu. Tek bir savaş fotoğrafı yolctu. Ama o savaşı yaşayan insanlann ki- mi zaman gülünç, kimi zaman şaşırtıa davranışlannda, görün- meyen bir dramın soluğu duyu- luyordu. 1916 tarihU bir fotoğraf: Viet- nam'ın ortasmdan kalkıp Fran- sa'yı Almanya'ya karşı savun- maya gelmiş Annamlı savaşçılar. Cephede yitirdikleri silah arka- daşlannın anısına saçlannı bel- lerine kadar uzatmaİarına izin verümiş. Asker çadmnın önün- de, kenarı yımk bir fotoğrafta ölümsüzleşmişler. Bir başka ka- rede, 'VersaiUes' sarayının bah- cesinde çahşmak üzere getirilen sivri şapkalı Çinli erler taburu. Tırmık ve yabalarıyla, 'Çalıs!' komutunu bekliyorlar. Yıl, 1917. Yine Fransa'yı savunmak üze- re, Alman cephesine doğru kam- yona binmeye hazırlanan bir başka Çinli. Başında, kafasma küçük gelen bir 'Maurice Chevalier' şapkası ve elinde, içinde küçücük sakasıyla bir kuş kafesi. 1JS. Anny' damgalı müttefık vagonlanndan gülümseyen Zen- ci yüzleri, cephe gerisinde çay demleyen Fasklar, 'Alsace 1 soğu- ğunda titreyen Etiyopyalılar, 'Boulogne" ormanlannda çınl- çıplak bit ayıklayan Sırp asker- leri, birbirinin omuzunu tutarak yürümeye çalışan, kısa panto- lonlu kör tngiliz gazileri. Bu olağanüstü çarpıcüıkta serginin iletmek istediği bir me- saj vardı: Fotoğraflaruı bir an- hk zaman kesitine hapsettiği bu insanlann hepsi, 'keBdilcrine yabancı' ortamlarda, kendi ira- deleri dışında bulunmuşlar ve kendilerinin olmayan toprakla- n, belki o fotoğraflar çeküdik- ten bir süre sonra kanlanyla su- lamışlar. 'Irrvalides' sarayındaki sergi, ırkçılığa ve savaşa karşı tekil bir muhalefet oluşturuyordu. Paris üniversitelerine bağlı Çagdaş Tarih Müzesi', birileri- ne bir şeyler anlatmak istiyordu ama; anlayana. HASTANEDE BtR tSKOÇ ASKERİ — Fotoğrafın yüı beürsiz. Ama Birinci Dünya Savaşı yıllan olduğu kesin. Hastanede, kolundan varalı bir İskoç askeri. Parmaklan arasında bir sigare. Neşeli göriinüyor. Belki de gramofondan çok sevdigi bir şarkıyı dinliyor. Nobel Edebiyat Komitesi sekreterlerinden tsveçli romancı Gyllensten anlaîtı: Graham Greene'in Nobel serüveniGeçen hafta ölen İngiliz yazar Graham Greene, uzun yıllar Nobel Edebiyat Ödülü adayları arasında anılmış, ama ödülü bir türlü alamamıştı. Greene'in Nobel'i alamaması, edebiyat dünyasının en ilginç "giz"lerinden biri olmuştu. KiiUüT Servisi — Geçen haf- ta ölen ingiliz romancı Graham Greene, Nobel Edebiyat Ödu- lu'nün gedikli adayldrından bi- riydi. Ne var ki Doğu Ekspresi. SaJılmış Adam, Özel \jan, Korku Bakanhgı, Üçünciı Adam, Havana'daki Adaraı- mız, Güç ve Şan gibi romanla- rın yazarı Greene'in Nobel'i bir turlu alamaması düny£ edçbiyat çevrelerınde sürekli bir tartışma konusu olmuş, son yıllarda ıse edebiyat dünyasının en ilginç "gjz"lerinden birine dönüşmüş- tu. Greene, Nobel Ödülü'nü ne- den alamamıştı? Isveç Akade- misi Nobel Edebiyat Odulu Ko- mitesi'nde uzun yıllar sekreter- lik yapan İsveçli romancı Lars G\llensten. International He- rald Tribune'den Barr> James'- in bu konudaki sorularını ya- nıtladı: — Graham Greene'in adı hep Nobel ödulu adayları arasında geci>ordu. Ama Greene bu odü- GEDİKLt NOBEL ADAYIYDI — Nobel Edebiyat Ödülü'nün en gedikli adaylanndan tngiliz ro- mancı Graham Greene artık vaşamıyor. Bundan sonra Nobel'i hiç alamayacak. Ama Greene'in Nobel'e neden değer gorülmediği hâlâ tarüşılıyor. lü bir türlü alamadı. Bu konu- da bir fikriniz var mı? — Nobel alabilecek nitelikte olup da hiçbir zaman alamaya- cak çok onemli birçok yazar vardır, çunku her yıl yalmzca bir ödul verilir ve bir seçim ya- pılmak zorundadır. Mutlak bir- takım ölçütler yoktur. — Ama Greene ötekilerden bir gömlek üstündü kesinlikle. — Sanırım, Greene'in en lyi romanlarının 1940'larda ve 1950'terin başlannda yayımlan- dığı kanısı egemendir. Gerçi da- ha sonraki yıllarda çok sayıda kitabı yayımlandı, çok yuksek düzeyde, büyüleyici kitaplar yazdı, ama yine de Greene do- ruğa yazarlık yaşamının ilk do- nemlerinde ulaşmıştı. O sıralar Nobel'i neden alamadığını bil- miyorum. Ama Nohel Edebiyat Ödülü sahipleri arasına katılsay- dı, bence bu kötu bir şey olmazdı. — Bu arada kimi zaman No- bel'i tanınmaımş bazı yazarlara vererek bizleri şaşırtıyorsunuz. — Sozunu ettiğiniz yazarlar yeryuzunun bizım yaşadığımız bolümünde tanınmıyorlar, ken- di külturel ortamlarındaysa çok iyi tanınıyorlar. — Kimler tavsiyede bu- lunuyor? — Dünyanın her yerinden, edebiyat profesorlerinden, ede- biyat birliklerinin ve yazar der- neklerinin temsilcilerinden aday adları alıyoruz. — Yoksa Graham Greene çok iıniu mü olmuştu? Ünü. Nobel adaylığında aleyhine mi işledi? — Sanmam. Çok ünlu yazar- ları odülün dışında tutmak gu- lünç olur. Ama uluslararası ede- biyat piyasasında degerini bula- mamış gerçekten onemli yazar- ları bulup çıkarmak daha yapı- cı ve yaratıcı bir tutum belki de. — Peki, Greene'in yapıtları ktfnusunda bir yazar olarak si- zin kişisel gonişünüz nedir? — Bence Greene büyüleyici bir yazardı. Birçok romanı, özellikle de ilk başlarda yazdık- ları beni etkılemiştir. — Yapıtlannın en önemli yö- nu neydi sizce? — Erdem ile suç arasındaki çatışmaya getırdiği psikolojik çözümleme. Greene, günahkâr- lıklannın ayırdında olan gunah- kârlann, Tann'ya, gunahkâr ol- mayan ama sessiz sakin bir ha- yat surenlerden daha yakın ol- duklarını söyler. — Graham Greene, Nobel Edebiyat Ödulu'nu alamadı. Bunu bir yana btrakalım. Gre- ene'i çağımızın en etkileyici ya- zarları arasında savabilir misiniz? — Evet, sanırım. — Nobel Edebiyat Ödiilü Ko- mitesi'nin bir karara varması ne kadar zaman alıyor? — Bir yazar aday gösterildik- ten ve uzmanlarımızca araştın- lıp incelendikten sonra akademi üyeleri adayların yapıtlarını okumaya başlarlar. Son karara varılması iki, uç, dört yıl alır. Ressam Burhan Doğançay'ın gökdelenlerde çalışan işçifotoğraflan Fotoğrafın hazırladığı tuzaklarBurhan Doğançay değerli ve ünlü bir sanatçı. Ama malzerae fotoğraf, kolay gibi görünüşüyle tuzaklar hazırlayan fotoğraf. MEHMET BAYHAN Bir zamanlar sanat eğitimi ni- telikli olabilmenın onkoşulların- dandı. Fotoğrafın ortaya çıkışı- nı hazırlayan etkenlerden biri de eli güçlu olmasa da çizmek he- yecanındakilerin camera obscu- ra kullanmasıdır. îlk foıoğraf- çılar sanat dünyasından gelen nitelikli insanlardı. Onlann sa- nat ve zenaat becerileri fotoğra- fa bakışı etkiledi, fotoğraf sa- nattı. 1860'lardan sonra elde edilmesi kolaylaşıp, hayatını başka turlü kazanmakta zorla- nanlar akın edince tartışma baş- ladı; fotoğraf sanat mıydı?... Bugun ise 1888'in sloganı tam anlamıyla egemen oldu, su duğ- meye basın, biz gerisinı yapanz. Çok açıktır ki, fotoğraf, sa- nat değıldir. Bir teknoloji ve malzemedir. Boya veya ses sa- nat olabilıı mi? Uygarhğımıza en onemli katkısı bilim, iletişim ve eğitimde olan fotoğraf sanat yapmak isteyene de olanaklar sunar. Her malzeme gibi ozel- likleri ve sınırlan ile. Ancak hâ- lâ devam eden yanlışlar var ve bunlar fotoğrafın sanat olarak kendini bulmasını engellemekte. En onemlisı, her duğmeye bası- şın marifet olarak ortaya çıka- nlmasıdiT. Bir zamanlar fotoğ- rafın ortaya çıkışı bir böluk res- sam ve minyaturcuyu işlerinden etmişti. Böylece resim yenı ka- nallara >onelmişti. Belki de şim- di elektroniğin hızlı gelişimi, vi- deo ve TV'nin baskısı fotoğraf- ta aynı ayıklamayı yapmakta ve sanat çabalannı özgur bırak- makta. Sanat için kullanıldığında fo- toğraf alabildiğine bilgi, deney, yetenek ve disiplinli çaba ister. Tüm sanatlar gibi. Ancak düğ- meye basmakla yetinenler bu yapıya ciddi şekilde zarar verir- ler. Öyle ya, makineyi yoneltip parmağı kımıldatmakla biten olayın nesi ciddiye almabilir ki... Toplum yargılama için ye- terli birikimlere sahip değilse iki zıt oluşum birbirini izler: Ku- çümseme ve her görüntunun marifet sayılması. Burhan Dogaocay'ın fotoğ- ratları Derimod Kültür Merke- zi'nde ızleyicilere sunuluyor. Öncü sanat çahşmalanna yer veren önemli bir merkez. Ken- di sunuşu ile kalınca bir katalog. Doğançay ABD'de gökdelenler- de çalışan çelik işçilerinin cesa- retine hayran olmuş ve görün- tülemiş. Sanıyorum yapının yükselişini belgelemeyi iş olarak almış. Önlarla beraber baş don- durucü yuksekliklerde, daracık putreller üzerinde yurumuş. Fo- toğraflar çekmiş. Derimod Kul- tur Merkezi, izleyicilere sunma- ya değer gormuş, para harcanıp katalog hazırlanmış. 13 MAY1SA KADAR AÇIK — Ünlü ressam Burhan Doğançay ın fotoğraf sergisi Derimod Kültür Merkezi'nde. Sergiyi ısrarla tekrar ve tek- rar geziyorum. Sunuş yazısını okuyorum. Resimleri ile unlü ve ulusumuza onur kazandıran bir sanatçınm urünü fotoğraflarda- ki değerleri bulmaya çalışıyo- rum. Ancak tam bir hayal kırık- lığı içine duşüyorum. Göruntü- ler sadece düğmeye bası^ın urunleri. Fotoerafın temel nite- liklerinden yoksun. Çizikler, le- keler, ton değerleri yok, kom- pozisyon yok, an ve yorum yok, makine ve objektifı kuilanmak- ta hiçbir özellik yok. Kısaca teknik ve estetik özel- lik, ama hiçbir özellik taşıma- makta. Ve izleyiciyi yanıltmak- ta; bu fotoğraf mı sanattır? Fo- toğrafta yuzyıl önce işlenmiş bir konuyu gündeme getirmek mi marifettir? Bunlar sanatsa, ser- gilenmeye ve katalog hazırlan- maya değer görülmüşse, ülke- mizde bu değerde on milyon kişi daha var demektir. Makine sa- yısı kadar. Ama Doğançay de- ğerli ve ünlu bir sanatçı. Fakat malzeme fotoğraf, kolay gibi gorünuşüyle tuzaklar hazırlayan fotoğraf. Doğançay ile beraber merkez yöneticilerini de avlayan. Fotoğraf ulkemizde de aşa- malardan geçti ve cıddi işler üre- tenler çoğaldı. Toplumun anla- yışı değişmeye başladı. Galeri- ler, sanat ve kültür merkezleri, iletişim organları fotoğrafı da düşünmeye başladılar. Yayınlar kişisel çabahrla sı- nırlı henuz, ama umutlarımız var. Umutlarımız ve hep bera- ber çabalanmız. Fakat bu tur sergiler, sunuşlar çabalara ve ge- lişmelere zarar vermekte. Keşke Burhan Doğançay nitelikli işler ürettiği alanda kalsa. fotoğrafın yanıltıcı kolaylığına kapılmasa idi. Kültür merkezinin yönetici- lerinin fotoğraf lazımsa şoyle bir çevtelerinc baksalar veya bi- lene danışsalardı. Mekân, za- man. para boşa harcanmasaydı. 'Antoniııs ve Kleopatra? • Kiiltür Servisi — İstanbul Devlet Opera ve Balesi A. Haçaturyan'tn "Antonius ve Kleopatra" balesini bugünden itibaren sergilemeye başhyor. Koregrafısini Valeri Panov'un yaptığı 2 perdelik balenin orkestra şefi Elşad Bagirov. Dekor ve kostümlerini Alexandre Vassiliev'in hazırladığı yapıtın ışık düzeni Ahmet Defne"ye ait. tstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin saat 15.30'da sergileyeceği "Antonius ve Kleopatra" balesinde başlıca rolleri Sibel Sürel, Oktay Keresteci, Hülya Aksular, Erdal Uğurlu, Çiğdem Gür, Alkış Peker, Haldun Yedican, Serap Meriç, Ömer Inanç, Selçuk Borak, Yavuz Özdel, Niyazi Zeki paylaşıyorlar. ( Kama Sutra' Türkçede • Kültür Servisi — Birinci ve dördüncü yüzyıllar arasında yazıldığı sanılan "Kama Sutra" adlı aşk üzerine özlü sözler kitabı Türkçeye çevrildi. Yazıldığı günden bu yana milyonlarca Hintli tarafından okunan kitap, Richard Burton tarafından doğrudan Sanskritçeden lngilizceye çevrilmiş, Burton'ın çevirisi "Kama Sutra"nın Batı'da da tanınmasını sağlamışu. Burton'ın tngilizce çevirisinden Türkçeye aktarılan Kama Sutra, Vktoria çağı lngilteresi'nde "pornografi" diye nitetenip yasaklanmıştı. Büyük bir bölümü cinselliğe adanmış olan Kama Sutra'nın erotik teknik tarifleri gerçi "yemek kitabındaki tarifler" kadar heyecanlandıncı, ancak birçok uzmana göre Kama Sutra cinsellik üstune bir kitap olmaktan çok davranışlar üstune bir kitap. Türkçeye Mustafa Deniz'in aktardığı Kama Sutra, Limbo Yayınlan tarafından basıldı. AKM'de fe Karagöz? töreni • KUItur Servisi — Türk Külturüne Hizmet Vakfı'nın "Karagöz Peştemal Kuşatma" töreni bugün saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda yapılacak. Torenden önce Kamil Övunç, bir Karagöz gösterisi sunacak, ardından Övünç'e geleneksel Karagöz beratı verilecek. ve • PARİS (Cumhuriyet) — Fransa'da yaşayan Türk yazarı Nedim Gürsel'in Seuil Yayınları'nda basılan yeni kitabı "Son Tramvay"ın tanıtımı için Bobigy Belediyesi "Yazın ve Sürgün" adlı bir gece düzenledi. Nedim Gürsel'den başka Demir Özlü, Erdal Öz ve eleştirmen Slaude Prevost'un da katıldığı gecede Erdal Öz ve Demir Ozlu, kendi yazarlıklannı ve surgünü konu alan birer konuşma yaptılar. Nâam Hikmet'in daha çok sürgun konulu şiirlerinin okunduğu toplantı Türk yemekleri ve içkilerinin ikram edildiği bir şölenle bitti. Gnassoundu resim sergisi • Kültür Servisi— Evelyne A. Gnassoundu ve Sitou A. Gnassoundu'nun ortak resim sergisi Şeker Sigorta A.Ş. Sanat Gaİerisi'nde (Salıpazan, Meclisi Mebusaıı Cad. 87) açüdı. Togo doğumlu sanatçılar öğrenimlerini Paris'te görmüşler. Istanbul'da çeşitli üniversitelerde antropoloji ve mimarlık ilişkileri hakkında konferanslar veren Sitou A. Gnassoundu yaşamım Türkiye"de sürdürüyor. BAR DANCING & LIVEMUSIC TAŞINDIK! Şimdi daha guzel ve sürprızli bir yerde beraberiz. Rezervasyon (6141) 6341 Adres Kumbahçe mah. Paşatariası Cad. No 9 (Halıkarnas Dtsco'yu geçınce) BODRUM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle