Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13NÎSAN1991
SİMEMA
KÜLTÜR-SANAT
• PARİS (Mehraet Basutçu) — Bu yıl 9/20 mayıs
tarihleri arasında düzenlenecek olan 44. Cannes Film
Şenliği'ne seçilen Fılmler belli olmaya başladı. 12 nisan
günü basına açıklanan ilk liste şenliğin en eski yan
bölürau 'Eleştirmenlerin Haftası'na alınan yedi filmden
ohışuyor. Söz konusu yedi yapıt içinde Canan Gerede'nin
ilk uzun fılmi olan "Robert's Movie" de bulunmakta.
Euritnages'ın desteğiyle gerçekJeştirilen ilk Turk filmi
olan "Robert's Movie", bir Türk, Fransız, Alman ortak
yapımı. Aslı Altan ile Fransız oyuncu Patrick
Bauchau'nun başrolleri paylaştıklan filmin çekitni, ocak
ayı sonunda htanbul'da tamamlanmıştı. Montajı Paris'te
gerçekleştirilen "Robert's Movie" bu yıl otuzuncu yaşını
kutlayan "Eleştirmenlerin Haftası"na sonuçlar resmen
açıklanmadan iki hafta önce oybirliğiyle seçilmişti.
Canan Gerede (ortada) 1986'da Tevfik Başer "40 m
l
Almanya", 1988'de Şahin Kaygun "Dolunay" ve 1990'de
Füruzan ile Gülsüm Karamustafa'dan sonra "Benim
Sinemalanm", ilk ya da ikinci filmlerin alındığı bu yan
bölüme seçilen dördüncü Türk yönetmen oluyor. Cannes
Şenliği'nm yanşmalı ana bölürnüyle "Belirli Bir Bakış"
yan bölümünde gösterilecek filmlerin listesi ise 18 nisan
günü açıklanacak. Son haberlere göre Te\Fık Başer'in bir
ara yanşmalı bölüme ahnması düşünulen ve çok güçlü
bir çalışma olduğu söylenen son fuminin "Belirli Bir
Bakış" programı çerçevesinde gösterilmesi bekleniyor.
Bugüne kadar bit Türk filminin alınmadtğını
öğrendiğimiz "Yönetmenlerin On Beş Günü" yan
bölümünün kesin listesinin 19 nisan akşamı
açıklanmasıyla birükte Cannes'a seçilen filmler tümiiyle
belirlenmiş olacak. "Eleştirmenlerin Haftası"na seçilen
filmler şunlar: "Young Soul Rebels" lsaac Julien
(Ingiltere), "La Vie Des Morts" Arnaud Desplechin
(Fransa), "Laafi" Piene Yameogo (Burkina Faso),
"Robert's Movie" Canan Gerede (Türkiye), "Diably"
Dorota Kedzierzavvska (Polonya), "Trumpet Number 7"
Adrian Velicescu (ABD), "Sam and Me" Deepa Mehta
(Kanada).
DER6İ
20. sayıda Kostantıniyye
• Kiiltür Servisi — Asıl adı Kostantıniyye Haberleri
olan, ancak bu adın valilikçe sansur edilmiş olmasından
ötüru Danıştay'daki davası sonuçlanıncaya kadar Bizim
Şehir Haberleri olarak yayınını sürdürmekte olan
gazetenin 20. sayısı yayımlandı. tstanbul Belediye
Başkanı Nurettin Sözen ile geniş bir röportajın yer aldığı
bu sayıda E>emir özlü, Hulki Aktunç, Filiz Ayral Elman,
Orhan Duru, Selim Korsan, Kerim Fersan, Hüseyin
Çağın, Cahit Kayra, Merih Akoğul, Nejat Gülen, Taner
Vidinligil, Önder Gök, Sevü Çalışkan ve Nevval
Çizgen'in yazılan var. Tüfan Aksoy'un fotoğraflannın da
yer aldığı 28 sayfahk özel sayıda ayrıca Kostantıniyye
Haberleri gazetesinin kapatılmasına gösterilen
uluslararası tepkiler de yer alıyor. Istanbul'da ardı ardına
olan depremlerle ilgili bir de uyarı yazısırun yer aldığı
gazete beş bin liraya satıhyor.
SERG1 ~
Bater'in sıüuboyaları
• Kültür Servisi — Cafer Bater'in suluboya resimleri 10
mayıs tarihine kadar Destek Reasürans Sanat
Gaİerisi'nde görülebilir. Yetmiş yıldır suluboya tekniğiyle
resimler yapan Bater, 1950-1971 yıllan arasında devlet
resim ve heykel sergilerine katıldı. Türk ressamları
sergisi-Viyana gibi pek çok karma sergiye yapıt veren
sanatçınm çahşmalan Türkiye, ttalya, Almanya, Fransa,
ABD, lspanya, Hollanda ve Isvec'te özel koleksiyonlarda
bulunuyor.
TEÜF HAKLARI
Yıldız Kenter'den yanıt
• Kültür Servisi — Oyuncu
Yıldız Kenter, "Ben
Anadolu" adlı oyunun
yazan Güngör Dilmen'in
telif haklanna Uişkin
suçlamalanna yanıt verdi.
1984 yılından bu yana
Dilmea'in "Ben Anadolu"
adlı tek kişilik oyununda
oynayan Yıldız Kenter,
oyunun yazılma fikrinin
kendisinden geldiğini
belirterek Güngör Dilmen'in |
yazdığı "Ben Anadolu"
üstune notlardan bir bölun
okudu. Kent Oyuncuları'nın
1985'te bastırdığı bu
broşürde Güngör Dilmen'in
şu cümleleri yer alıyor: "...Oyunun yanhşını Yıldız
Kemer'e borçluyum. Tam üç yıl önce bir telefon: 'Tek
kadın oyuncu için geçmişten bugune Anadolu kadınını
veren bir oyun yazmayı düşünür müydün?' ...Fikir bana
öyle çekici gelmişti ki 'düşündüm' demek bile yanlış olur.
O söyler söylemez benimsedim.." Düzenlediği basın
toplantısında dış turnelere bir hizmet olarak çıktığmı ve
oyunlar için kendisine verilen "şerefiye"nin yüzde 10'unu
Güngör Dümen'e verdiğini söyleyen Kenter, "ABD
turnesinde para kazanmadığımız gibi çeşitli yerlere
borçlanmız da kalmıştır" dedi. Yıldız Kenter şunları
söyledi: "Güngör Bey bütün dış turnelere gelmek
istiyordu. Ancak bu isteğini Dışişleri Bakanlığı'na
ilettiğimizde 'masrafın çok buyüdüğü' yanıtı geldi.
Bunun üzerine Dilmen, 'Ben ışıktan da anlarım, ışıkçı
yerine ben geleyim' dedi. Bunu kabul ettik, hatta kendi
hazırladığı sözleşmede de yer aldı. Ancak kendi
hazırladığı sözleşmede bana ters gelen maddeler olduğu
için kabul etmedim. Bunun uzerine Güngör Dilmen'den
bize bir protesto geldi. Bu oyunun oynanıp
oynanmayacağına mahketne karar verecektirî'
ŞENLIK
Gülhane'de bayram eğlencesi
• Kültür Servisi — İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanhğı adına düzenlenen Gülhane etkinlikleri bugün
saat 11.00'de özel bayram şenliği programı ile açılıyor. 13
Nisan-21 Nisan 1991 tarihlerinde her gun 14.00-16.00
saatleri arasında yer alan program için geleneksel bayram
eğlencelerini içeren bir program hazırlandı. Bayram
şenliği için hazırlanan bu programı ünlü tiyatro sanatçısı
Yılmaz Gruda sahneye koyuyor. Müzik yönetmenliğini
Erol Büyükburç'un yaptığı programın danslannı Melih
Çardak hazırladı. Ortaoyunu, meddah, kanto gibi
geleneksel Türk eğlencelerini anlatan bu oyunda Necati
Bilgiç, Meral Küçükerol, Türkan Gruda, Kelebek
Mehmet, Mevlut Demiryay, Ergun Yılmaz, Melih Çardak,
Taner Yolagel, Ayhan Aşan, orkestrada Şeref Gülsün ve
arkadaşları, Birol Ağırbaş ve Ergun Şenlendirici yer
ahyor. Programda ayrıca Zeki Alpan ve arkadaşlannın
sunacağı ortaoyunu da bulunuyor. 21 nisana kadar
devam edecek özel bayram eğlencesinden sonra 22
nisandan itibaren "Çocuk ve Gençlik Festivali"
başlayacak. Festival, 2 hazirana kadar sürecek.
CUMHURİYET/7
Sergide tek bir savaşfotoğrafı yok, amasavaşı yaşayan insanlar var
Kendüerine yabancılarParis'te gerçekleştirilen sergide, yurdundan
kopuk insanlann günlük yaşamından kesitler
sunuluyordu. Invalides Sarayı'ndaki sergi,
ırkçılığa ve savaşa karşı tekil bir muhalefet
oluşturuyordu.
MİNE G.SAULNIER
PARtS — 1915 yıhnda, Sır-
bistan sokaklan. Fotoğrafçının
objektifıne yakalanmamak için
sırtlannı dönüp kaçışan, çarşafb
Türk kadınları. Paris'te, 'Çag-
daş Tarih Müzesfnin düzenledi-
ği fotoğraf ve resim sergisi, bu
kadınlann imgesiyle başlıyordu.
Sergi kataloğundaki ilk sırayı da
onlann fotoğrafı almış. Ama
amaç, bir bağnazhğı işaret et-
mek değiL 97 fotoğraf ve 17 yağ-
lıboya tablonun sunulduğu ser-
gi, 1913-1920 yıllan arasında ve
Birinci Dünya savaşı koşullan
içerisinde, yerinden yurdundan
kopuk insanlann günlük yaşam-
lanndan kesitler veriyordu. Tek
bir savaş fotoğrafı yolctu. Ama
o savaşı yaşayan insanlann ki-
mi zaman gülünç, kimi zaman
şaşırtıa davranışlannda, görün-
meyen bir dramın soluğu duyu-
luyordu.
1916 tarihU bir fotoğraf: Viet-
nam'ın ortasmdan kalkıp Fran-
sa'yı Almanya'ya karşı savun-
maya gelmiş Annamlı savaşçılar.
Cephede yitirdikleri silah arka-
daşlannın anısına saçlannı bel-
lerine kadar uzatmaİarına izin
verümiş. Asker çadmnın önün-
de, kenarı yımk bir fotoğrafta
ölümsüzleşmişler. Bir başka ka-
rede, 'VersaiUes' sarayının bah-
cesinde çahşmak üzere getirilen
sivri şapkalı Çinli erler taburu.
Tırmık ve yabalarıyla, 'Çalıs!'
komutunu bekliyorlar. Yıl, 1917.
Yine Fransa'yı savunmak üze-
re, Alman cephesine doğru kam-
yona binmeye hazırlanan bir
başka Çinli. Başında, kafasma
küçük gelen bir 'Maurice
Chevalier' şapkası ve elinde,
içinde küçücük sakasıyla bir kuş
kafesi.
1JS. Anny' damgalı müttefık
vagonlanndan gülümseyen Zen-
ci yüzleri, cephe gerisinde çay
demleyen Fasklar, 'Alsace
1
soğu-
ğunda titreyen Etiyopyalılar,
'Boulogne" ormanlannda çınl-
çıplak bit ayıklayan Sırp asker-
leri, birbirinin omuzunu tutarak
yürümeye çalışan, kısa panto-
lonlu kör tngiliz gazileri.
Bu olağanüstü çarpıcüıkta
serginin iletmek istediği bir me-
saj vardı: Fotoğraflaruı bir an-
hk zaman kesitine hapsettiği bu
insanlann hepsi, 'keBdilcrine
yabancı' ortamlarda, kendi ira-
deleri dışında bulunmuşlar ve
kendilerinin olmayan toprakla-
n, belki o fotoğraflar çeküdik-
ten bir süre sonra kanlanyla su-
lamışlar.
'Irrvalides' sarayındaki sergi,
ırkçılığa ve savaşa karşı tekil bir
muhalefet oluşturuyordu.
Paris üniversitelerine bağlı
Çagdaş Tarih Müzesi', birileri-
ne bir şeyler anlatmak istiyordu
ama; anlayana.
HASTANEDE
BtR tSKOÇ
ASKERİ —
Fotoğrafın yüı
beürsiz. Ama
Birinci Dünya
Savaşı yıllan
olduğu kesin.
Hastanede,
kolundan
varalı bir
İskoç askeri.
Parmaklan
arasında bir
sigare. Neşeli
göriinüyor.
Belki de
gramofondan
çok sevdigi
bir şarkıyı
dinliyor.
Nobel Edebiyat Komitesi sekreterlerinden tsveçli romancı Gyllensten anlaîtı:
Graham Greene'in Nobel serüveniGeçen hafta ölen
İngiliz yazar Graham
Greene, uzun yıllar
Nobel Edebiyat Ödülü
adayları arasında
anılmış, ama ödülü
bir türlü alamamıştı.
Greene'in Nobel'i
alamaması, edebiyat
dünyasının en ilginç
"giz"lerinden biri
olmuştu.
KiiUüT Servisi — Geçen haf-
ta ölen ingiliz romancı Graham
Greene, Nobel Edebiyat Ödu-
lu'nün gedikli adayldrından bi-
riydi. Ne var ki Doğu Ekspresi.
SaJılmış Adam, Özel \jan,
Korku Bakanhgı, Üçünciı
Adam, Havana'daki Adaraı-
mız, Güç ve Şan gibi romanla-
rın yazarı Greene'in Nobel'i bir
turlu alamaması düny£ edçbiyat
çevrelerınde sürekli bir tartışma
konusu olmuş, son yıllarda ıse
edebiyat dünyasının en ilginç
"gjz"lerinden birine dönüşmüş-
tu. Greene, Nobel Ödülü'nü ne-
den alamamıştı? Isveç Akade-
misi Nobel Edebiyat Odulu Ko-
mitesi'nde uzun yıllar sekreter-
lik yapan İsveçli romancı Lars
G\llensten. International He-
rald Tribune'den Barr> James'-
in bu konudaki sorularını ya-
nıtladı:
— Graham Greene'in adı hep
Nobel ödulu adayları arasında
geci>ordu. Ama Greene bu odü-
GEDİKLt NOBEL ADAYIYDI — Nobel Edebiyat Ödülü'nün en gedikli adaylanndan tngiliz ro-
mancı Graham Greene artık vaşamıyor. Bundan sonra Nobel'i hiç alamayacak. Ama Greene'in
Nobel'e neden değer gorülmediği hâlâ tarüşılıyor.
lü bir türlü alamadı. Bu konu-
da bir fikriniz var mı?
— Nobel alabilecek nitelikte
olup da hiçbir zaman alamaya-
cak çok onemli birçok yazar
vardır, çunku her yıl yalmzca
bir ödul verilir ve bir seçim ya-
pılmak zorundadır. Mutlak bir-
takım ölçütler yoktur.
— Ama Greene ötekilerden
bir gömlek üstündü kesinlikle.
— Sanırım, Greene'in en lyi
romanlarının 1940'larda ve
1950'terin başlannda yayımlan-
dığı kanısı egemendir. Gerçi da-
ha sonraki yıllarda çok sayıda
kitabı yayımlandı, çok yuksek
düzeyde, büyüleyici kitaplar
yazdı, ama yine de Greene do-
ruğa yazarlık yaşamının ilk do-
nemlerinde ulaşmıştı. O sıralar
Nobel'i neden alamadığını bil-
miyorum. Ama Nohel Edebiyat
Ödülü sahipleri arasına katılsay-
dı, bence bu kötu bir şey
olmazdı.
— Bu arada kimi zaman No-
bel'i tanınmaımş bazı yazarlara
vererek bizleri şaşırtıyorsunuz.
— Sozunu ettiğiniz yazarlar
yeryuzunun bizım yaşadığımız
bolümünde tanınmıyorlar, ken-
di külturel ortamlarındaysa çok
iyi tanınıyorlar.
— Kimler tavsiyede bu-
lunuyor?
— Dünyanın her yerinden,
edebiyat profesorlerinden, ede-
biyat birliklerinin ve yazar der-
neklerinin temsilcilerinden aday
adları alıyoruz.
— Yoksa Graham Greene
çok iıniu mü olmuştu? Ünü.
Nobel adaylığında aleyhine mi
işledi?
— Sanmam. Çok ünlu yazar-
ları odülün dışında tutmak gu-
lünç olur. Ama uluslararası ede-
biyat piyasasında degerini bula-
mamış gerçekten onemli yazar-
ları bulup çıkarmak daha yapı-
cı ve yaratıcı bir tutum belki de.
— Peki, Greene'in yapıtları
ktfnusunda bir yazar olarak si-
zin kişisel gonişünüz nedir?
— Bence Greene büyüleyici
bir yazardı. Birçok romanı,
özellikle de ilk başlarda yazdık-
ları beni etkılemiştir.
— Yapıtlannın en önemli yö-
nu neydi sizce?
— Erdem ile suç arasındaki
çatışmaya getırdiği psikolojik
çözümleme. Greene, günahkâr-
lıklannın ayırdında olan gunah-
kârlann, Tann'ya, gunahkâr ol-
mayan ama sessiz sakin bir ha-
yat surenlerden daha yakın ol-
duklarını söyler.
— Graham Greene, Nobel
Edebiyat Ödulu'nu alamadı.
Bunu bir yana btrakalım. Gre-
ene'i çağımızın en etkileyici ya-
zarları arasında savabilir
misiniz?
— Evet, sanırım.
— Nobel Edebiyat Ödiilü Ko-
mitesi'nin bir karara varması ne
kadar zaman alıyor?
— Bir yazar aday gösterildik-
ten ve uzmanlarımızca araştın-
lıp incelendikten sonra akademi
üyeleri adayların yapıtlarını
okumaya başlarlar. Son karara
varılması iki, uç, dört yıl alır.
Ressam Burhan Doğançay'ın gökdelenlerde çalışan işçifotoğraflan
Fotoğrafın hazırladığı tuzaklarBurhan Doğançay değerli ve ünlü bir
sanatçı. Ama malzerae fotoğraf, kolay gibi
görünüşüyle tuzaklar hazırlayan fotoğraf.
MEHMET BAYHAN
Bir zamanlar sanat eğitimi ni-
telikli olabilmenın onkoşulların-
dandı. Fotoğrafın ortaya çıkışı-
nı hazırlayan etkenlerden biri de
eli güçlu olmasa da çizmek he-
yecanındakilerin camera obscu-
ra kullanmasıdır. îlk foıoğraf-
çılar sanat dünyasından gelen
nitelikli insanlardı. Onlann sa-
nat ve zenaat becerileri fotoğra-
fa bakışı etkiledi, fotoğraf sa-
nattı. 1860'lardan sonra elde
edilmesi kolaylaşıp, hayatını
başka turlü kazanmakta zorla-
nanlar akın edince tartışma baş-
ladı; fotoğraf sanat mıydı?...
Bugun ise 1888'in sloganı tam
anlamıyla egemen oldu, su duğ-
meye basın, biz gerisinı yapanz.
Çok açıktır ki, fotoğraf, sa-
nat değıldir. Bir teknoloji ve
malzemedir. Boya veya ses sa-
nat olabilıı mi? Uygarhğımıza
en onemli katkısı bilim, iletişim
ve eğitimde olan fotoğraf sanat
yapmak isteyene de olanaklar
sunar. Her malzeme gibi ozel-
likleri ve sınırlan ile. Ancak hâ-
lâ devam eden yanlışlar var ve
bunlar fotoğrafın sanat olarak
kendini bulmasını engellemekte.
En onemlisı, her duğmeye bası-
şın marifet olarak ortaya çıka-
nlmasıdiT. Bir zamanlar fotoğ-
rafın ortaya çıkışı bir böluk res-
sam ve minyaturcuyu işlerinden
etmişti. Böylece resim yenı ka-
nallara >onelmişti. Belki de şim-
di elektroniğin hızlı gelişimi, vi-
deo ve TV'nin baskısı fotoğraf-
ta aynı ayıklamayı yapmakta ve
sanat çabalannı özgur bırak-
makta.
Sanat için kullanıldığında fo-
toğraf alabildiğine bilgi, deney,
yetenek ve disiplinli çaba ister.
Tüm sanatlar gibi. Ancak düğ-
meye basmakla yetinenler bu
yapıya ciddi şekilde zarar verir-
ler. Öyle ya, makineyi yoneltip
parmağı kımıldatmakla biten
olayın nesi ciddiye almabilir
ki... Toplum yargılama için ye-
terli birikimlere sahip değilse iki
zıt oluşum birbirini izler: Ku-
çümseme ve her görüntunun
marifet sayılması.
Burhan Dogaocay'ın fotoğ-
ratları Derimod Kültür Merke-
zi'nde ızleyicilere sunuluyor.
Öncü sanat çahşmalanna yer
veren önemli bir merkez. Ken-
di sunuşu ile kalınca bir katalog.
Doğançay ABD'de gökdelenler-
de çalışan çelik işçilerinin cesa-
retine hayran olmuş ve görün-
tülemiş. Sanıyorum yapının
yükselişini belgelemeyi iş olarak
almış. Önlarla beraber baş don-
durucü yuksekliklerde, daracık
putreller üzerinde yurumuş. Fo-
toğraflar çekmiş. Derimod Kul-
tur Merkezi, izleyicilere sunma-
ya değer gormuş, para harcanıp
katalog hazırlanmış.
13 MAY1SA KADAR AÇIK — Ünlü ressam Burhan Doğançay ın
fotoğraf sergisi Derimod Kültür Merkezi'nde.
Sergiyi ısrarla tekrar ve tek-
rar geziyorum. Sunuş yazısını
okuyorum. Resimleri ile unlü ve
ulusumuza onur kazandıran bir
sanatçınm urünü fotoğraflarda-
ki değerleri bulmaya çalışıyo-
rum. Ancak tam bir hayal kırık-
lığı içine duşüyorum. Göruntü-
ler sadece düğmeye bası^ın
urunleri. Fotoerafın temel nite-
liklerinden yoksun. Çizikler, le-
keler, ton değerleri yok, kom-
pozisyon yok, an ve yorum yok,
makine ve objektifı kuilanmak-
ta hiçbir özellik yok.
Kısaca teknik ve estetik özel-
lik, ama hiçbir özellik taşıma-
makta. Ve izleyiciyi yanıltmak-
ta; bu fotoğraf mı sanattır? Fo-
toğrafta yuzyıl önce işlenmiş bir
konuyu gündeme getirmek mi
marifettir? Bunlar sanatsa, ser-
gilenmeye ve katalog hazırlan-
maya değer görülmüşse, ülke-
mizde bu değerde on milyon kişi
daha var demektir. Makine sa-
yısı kadar. Ama Doğançay de-
ğerli ve ünlu bir sanatçı. Fakat
malzeme fotoğraf, kolay gibi
gorünuşüyle tuzaklar hazırlayan
fotoğraf. Doğançay ile beraber
merkez yöneticilerini de
avlayan.
Fotoğraf ulkemizde de aşa-
malardan geçti ve cıddi işler üre-
tenler çoğaldı. Toplumun anla-
yışı değişmeye başladı. Galeri-
ler, sanat ve kültür merkezleri,
iletişim organları fotoğrafı da
düşünmeye başladılar.
Yayınlar kişisel çabahrla sı-
nırlı henuz, ama umutlarımız
var. Umutlarımız ve hep bera-
ber çabalanmız. Fakat bu tur
sergiler, sunuşlar çabalara ve ge-
lişmelere zarar vermekte. Keşke
Burhan Doğançay nitelikli işler
ürettiği alanda kalsa. fotoğrafın
yanıltıcı kolaylığına kapılmasa
idi. Kültür merkezinin yönetici-
lerinin fotoğraf lazımsa şoyle
bir çevtelerinc baksalar veya bi-
lene danışsalardı. Mekân, za-
man. para boşa harcanmasaydı.
'Antoniııs ve
Kleopatra?
• Kiiltür Servisi —
İstanbul Devlet Opera ve
Balesi A. Haçaturyan'tn
"Antonius ve Kleopatra"
balesini bugünden itibaren
sergilemeye başhyor.
Koregrafısini Valeri
Panov'un yaptığı 2 perdelik
balenin orkestra şefi Elşad
Bagirov. Dekor ve
kostümlerini Alexandre
Vassiliev'in hazırladığı
yapıtın ışık düzeni Ahmet
Defne"ye ait. tstanbul
Devlet Opera ve Balesi'nin
saat 15.30'da sergileyeceği
"Antonius ve Kleopatra"
balesinde başlıca rolleri
Sibel Sürel, Oktay
Keresteci, Hülya Aksular,
Erdal Uğurlu, Çiğdem Gür,
Alkış Peker, Haldun
Yedican, Serap Meriç, Ömer
Inanç, Selçuk Borak, Yavuz
Özdel, Niyazi Zeki
paylaşıyorlar.
(
Kama Sutra'
Türkçede
• Kültür Servisi — Birinci
ve dördüncü yüzyıllar
arasında yazıldığı sanılan
"Kama Sutra" adlı aşk
üzerine özlü sözler kitabı
Türkçeye çevrildi. Yazıldığı
günden bu yana
milyonlarca Hintli
tarafından okunan kitap,
Richard Burton tarafından
doğrudan Sanskritçeden
lngilizceye çevrilmiş,
Burton'ın çevirisi "Kama
Sutra"nın Batı'da da
tanınmasını sağlamışu.
Burton'ın tngilizce
çevirisinden Türkçeye
aktarılan Kama Sutra,
Vktoria çağı lngilteresi'nde
"pornografi" diye nitetenip
yasaklanmıştı. Büyük bir
bölümü cinselliğe adanmış
olan Kama Sutra'nın erotik
teknik tarifleri gerçi
"yemek kitabındaki
tarifler" kadar
heyecanlandıncı, ancak
birçok uzmana göre Kama
Sutra cinsellik üstune bir
kitap olmaktan çok
davranışlar üstune bir
kitap. Türkçeye Mustafa
Deniz'in aktardığı Kama
Sutra, Limbo Yayınlan
tarafından basıldı.
AKM'de
fe
Karagöz?
töreni
• KUItur Servisi — Türk
Külturüne Hizmet Vakfı'nın
"Karagöz Peştemal
Kuşatma" töreni bugün
saat 11.00'de Atatürk
Kültür Merkezi Sinema
Salonu'nda yapılacak.
Torenden önce Kamil
Övunç, bir Karagöz
gösterisi sunacak, ardından
Övünç'e geleneksel Karagöz
beratı verilecek.
ve
• PARİS (Cumhuriyet) —
Fransa'da yaşayan Türk
yazarı Nedim Gürsel'in
Seuil Yayınları'nda basılan
yeni kitabı "Son
Tramvay"ın tanıtımı için
Bobigy Belediyesi "Yazın ve
Sürgün" adlı bir gece
düzenledi. Nedim
Gürsel'den başka Demir
Özlü, Erdal Öz ve
eleştirmen Slaude
Prevost'un da katıldığı
gecede Erdal Öz ve Demir
Ozlu, kendi yazarlıklannı
ve surgünü konu alan birer
konuşma yaptılar. Nâam
Hikmet'in daha çok sürgun
konulu şiirlerinin okunduğu
toplantı Türk yemekleri ve
içkilerinin ikram edildiği
bir şölenle bitti.
Gnassoundu
resim sergisi
• Kültür Servisi— Evelyne
A. Gnassoundu ve Sitou A.
Gnassoundu'nun ortak
resim sergisi Şeker Sigorta
A.Ş. Sanat Gaİerisi'nde
(Salıpazan, Meclisi
Mebusaıı Cad. 87) açüdı.
Togo doğumlu sanatçılar
öğrenimlerini Paris'te
görmüşler. Istanbul'da
çeşitli üniversitelerde
antropoloji ve mimarlık
ilişkileri hakkında
konferanslar veren Sitou A.
Gnassoundu yaşamım
Türkiye"de sürdürüyor.
BAR
DANCING
&
LIVEMUSIC
TAŞINDIK!
Şimdi daha guzel
ve sürprızli bir yerde
beraberiz.
Rezervasyon (6141) 6341
Adres Kumbahçe mah.
Paşatariası Cad. No 9
(Halıkarnas Dtsco'yu geçınce)
BODRUM